29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 2ŞUBAT1995 PERŞEMBE 12 DIZIYAZI r Şumafya, nasıl çalışır?' Mafya nedır? • Çok basıt bir tanım yapalım: Mevcut sistemin açıklannı kollayıp gerekırse güç kullanıp yasadışı yollardan çabuk zengın olmak için oluşturulan organi- ze suç örgütü... Mafya ne yapar? En basıtınden en karmaşığma doğru örnekler verelım: Soygun ve hırsızlık yapar, haraç alır. uyuşturucu ve silah ' kaçınr, yasadışı kuman organıze eder, yasadışı fuhuş sektörünü oluşturur ve çalıştınr, bulundugu yerde yasaklanan, olmayan veya pahalıya satılan mal ve kıymetlı eşyayı elde eder veya daha ucuza satılan yerlerden yasadışı yollar- dan getırerek satar (alnn. döviz, kıy- • metlı dığer madenler. kimyasal madde- ler gıbı.. ABD'de ıçki yasağı uygula- nan eyaletlerde ortaya çıkan kaçak iç- ki sorunu bu kapsamda görülebılır), ka- mu ihalelerine katılanlan sindirerek ihaleyi istediği rakama düşürür ve da- ha pahalıya başkalanna satar, vergı ka- çınr, hayali ihracat yapar, arsa spekü- •lasyonu yapar, bu tür işleri daha rahat yapabilmek ıçın bazı kamu görevlileri- ne çıkarlar dağıtarak yakalanmamayı veya koşullann kendisine daha uygun hale getinlmesını sağlar, bunlardan yar- dım görerek sahte resmi evTaklar dü- zenler ve bunlan yürürlüğe koyar, bü- tün bu uygulamalannın karşısına çıkan- lan ya da başka bır mafya grubuna ken- disine karşı daha büyük avantaj sağla- yan kimselen tehdit eder, yaralar, öldü- rür, bu işlen yapabilmek için uluslara- rası organizasyonlara gınşır, dünyaya açıhr. Mafya nasıl çalışır? Bir yanıyla kapitalizme benzer. Amacı daha fazla kârdır. Bır yanıyla feodalizmdir. Yasalan tümüyle feodal yasalardır. Bir yanıyla çağın organizas- yonudur. De\ let kurumlannın bile elde edemediği bilgisavarlarla. ulaşım ve iletişim araçlanyla. danışmanlarla, pro- fesyonel yöneticılerle çalışır. Dığer ya- nıyla çağdışıdır. İnsan haklan dıye bir şey tanımaz, kendi hukukunun dışında hukuk tanımaz, engizısyonu anımsatan ibretlik ölüm sahneleri planlar ve uygu- lar, monarşiyle yönetilır. Butün buözellıkleriyle, ezilen halkın sırtından kazanılanlar üzerinde oyna- dıgı kanlı oyunlar, mafya gruplannı. sermaye gruplannın ya da sermaye gru- bu hahne gelen mafya gruplannın biz- zat kendi çıkarlannın korunması için faaliyet gösteren silahlı güçler haline getırir. Bu konumun ise tek adı olabi- lır: Sermaye eşkıyalan... Mafya grup- lannın bir bölümünün satın aldığı ka- mugörevlıleri vardır. Bazı mafyajjrup- lan ıse sermaye gruplannın satın aldı- ğı organizasyonlarolabilİT. Bunlan ne- reden mı çıkanyoruz? Işte veriler: -Fransa'da, 1994 yılında ortaya çıkan ve birbakanın istifasına, iki bakanın ıs- tifa ederek haklannda dava açılmasına neden olan yolsuzluklann önemli bır bölümü, yerel yönetımlerin yaptıklan ihaleler ve satın almalarda gerçekleş- miş. - ltalya, 1992 yılının Şubat ayında başlattığı temiz eller operasyonu nede- nıyle 25 bin soruşturma açmış, 4 bin 600 kişiyi tutuklamış. Tutuklananlar- dan 520'si parlamenter veya eski parla- menter. Bunlann bazılan hakkında 64 dava açılmış. Eski başbakan 8.5 yıla mahkûm olmuş, yedi kez başbakan olan Andreotti'nin yargılanmasına ka- rar verilmış. Sonunda bütün medya te- kelinı elınde tutan Beriusconi ıktidara gelmiş, ama temiz eller operasyonu durmamış, milyonlarca insan sokaklar- da "Hindistan'da veba, bizde Beriusco- ni var" sloganlanyla yürümüşler (Ve- riler için: Marksizm ve Gelecek. Güz 1994.) Bizde böyle şeyler olmaz. Örneğin, Bayındırlık Bakanhğı'nda kayıtlı mü- teahhit firma sayısı 42 bin dolayında- dır, ama bakanlıİc bunlardan 20 bin ka- danyla sürekli çalışmaktadır. Bunda kötü niyet aranmamalıdır (!)... 1980'den sonra kanun ve kararname- lerle yolsuzluk yapmanın gündeme gel- diği ülke, Türkiye değildir. Ekonomik suça ekonomik ceza ilkesinin getirildi- ği ve "Şu kadar para verirseniz hesap- lannızı incelemeyeceğiz, incelesek bUe işlem japmayacağız" denılen ülke de Türkıye değildir Bızım politıkacılan- mız böyle yasa önerilerinde bulunmaz. Çünkü, dünyanın hıçbir yerinde, ceza hukukunda ekonomik suç dıye bır kav- Wı\A • Mafya, bir yanıyla kapitalizme benzer. Amacı daha fazla kârdır. Bir yanıyla feodalizmdir. Yasaları tümüyle feodal yasalardır. Bir yanıyla çağın organizasyonudur. Devlet kurumlannın bile elde edemediği bilgisayarlarla, ulaşım ve iletişim araçlarıyla, danışmanlarla, profesyonel yöneticilerle çalışır. Dığer yanıyla çağdışıdır. insan haklan diye bir şey tanımaz, kendi hukukunun dışında hukuk tanımaz, engizisyonu anımsatan ibretlik ölüm sahneleri planlar ve uygular, monarşiyle yönetilir. Hayali ihracat konusunda "Asıl ihracat yapan bankalar, holdinglerdir. Devlet teşvik ediyor, ama bu pisliği temizlemelidir" diyen Necdet Ulucan, bu dileğinin gerçekleştiğine asla tanık olmadı. •1980'den sonra kanun ve kararnamelerle yolsuzluk yapmanın gündeme geldiği ülke, Türkiye değildir. Ekonomik suça ekonomik ceza ilkesinin getirildiği ve 'Şu kadar para verirseniz hesaplarınızı incelemeyeceğiz, incelesek bile işlem yapmayacağız' denilen ülke de Türkiye değildir. Bizim politikacılarımız böyle yasa önerilerinde bulunmaz. Çünkü, dünyanın hiçbir yerinde, ceza hukukunda ekonomik suç diye bir kavram yoktur. ram yoktur. Sermayemiz de bu tür iş- lerle ılgılenmez. Örneğin, Ağustos 1988"de dosyalan mahkemeye venlen 33 hayali ıhracatçı şirket arasında hıçbir büyük holdingin yan kuruluşu yoktur. Örneğin Koç gru- buna bağlı RAM Dış Ticaret yoktur. Yoktur. ama sanki varmış, gibi. "Hak- sız vergi iadelerinin büyük bölümü ge- ri ödenmiştir" dıye açıklamalar yapan yöneticilen vardır. "Baba" diye nitelenen NecdetUlucan, hayali ihracat suçlamasıyla tutuklan- mamış, tutuklanmadığı için de bırkaç ay sonra salıverilmemiştir. Hatta, "Asıl ihracatı yapan bankalar. holdinglerdir. Devlet teşvik edivor, ama bu pisliği te- mizlemelidir'' diye demeç de \erme- mıştır. Bunlan söylemedigi için. "Sen bunlan nereden bilhorsun, suç ortakb- ğuıız mı var" sorusunu hıçbir kamu gö- revlısı "baba" Necdet Ulucan'a sora- mamıştır. Dahası, hayali ıhracatın zır- veye çıktığı dönemde, 12 Mart darbe- sınde MtT görev lisi olarak hakkında iş- kencecı olduğu iddialan öne sürülen ve MHP'li bir bakanm müsteşar v.ardım- cılığını yaptığı bilınen Bülent Oztürk- men, DPT müsteşar yardımcısı yapıl- mamış. o da bu makamda hayali ıhra- catçılara destek vermemıştir. Tam yet- kılı olarak DPT müsteşarlığına eski MlT'çı Bülent Öztürkmen atanmadığı ıçın, örneğin Özal aılesinın çok yakın- lannda dolaşan Süzer aılesine ait fırmalara açıktan 30 kat ka- zanç da sağlanmamıştır. Ama bır başka MlT'çi, Mustafa Ne- cati Ercan, 1988 başında patla- yan Marmaris hayali ihracat da- vasında. gözünün yaşına bakıl- madan içeri tıkılmamıştır. Si- yasi iktidar da "Döviz gelsin de nereden gelirse gelsin" deme- miştir ve hayali ihracat da aslın- da uyuşturucu kaçakçılığı da içinde olmak üzere, yasadışı yollardan elde edilen karapara- nın aklanması için kullanılan yollardan biri değildir. Bütün bunlar Türkiye'de olmadığı ıçin, hiçbir kamu görevlısı bu tür yasadışı işlerden sorumlu tutulmamış, Necdet Ulucan, Turan Çevik gibı 'baba'lann kamu görevlilenyle ılişkileri soruşturulmamış, hiç kımse i!>- tifa etmemiş, yolsuzluğa kan- şan büyük sermaye şırketleriy- le onlann yasadışı işlerini yürü- ten 'baba'lann ihşkileri, bır gün arayla tsviçre'deki hesaplanna 20 bin dolar yatınlan MlTçilerin yolsuzluklardaki rolü, yolsuzluk ve usulsüzlük yapıla- bilmesı için kararname çıkaran, düşün- ce suçlusuna pasaport yasağıru reva gö- rüp hayali ihracatçılara, uyuşturucu ka- çakçılanna yurtdışına çıkış yasağını Hayali ihracat yapmak, ruhsatsız silah ve mermi bulundurmak suçla- rından tutuklu olarak yargılanan Turan Çevik, 27 Şubat 1990'da Şişli 3. Asliye Ceza Mahkemesi'ndeki ilk duruşmada serbest bırakılmıştı. kaldıran yasalan öneren, aile servetle- ri kımı ıddıalara göre 200 milyon dola- n bulan siyasi iktidar sahiplerinin ne yaptıklan da soruşturulmamıştır. 'Baba'larla öpüşen bakanlar, kaçak- çılann otomobillennden ınen savcılar, kızının evlenme ışlemlenni MÎT'çiler aracılığıyla mafyaya ıptal ettırmeye ça- lışan polıtikacılar, Türkiye'de yaşama- miştr Çünkü Türkiye laÛc, demokratik bir hukuk devletıdır. Ah bir de mafya elemanlan ıktidarla iç içe eski kamu bankalannm yönetıcilerini vurmasa... YARIN: Mafyanın ekonoml • polftiği MERSİN ASLİYE 2. HUKUK MAHKEMESİ EsasKo 1976 61 KararNo 1989 781 Davacı Maliye Hazinesı tarafindan davalı Vefa Develı ve 309 arka daşı aleyhıne mahkememızde açılan tapu ıptalı davasının yargüaması nedeniyle dava dılekçesı ve mahkememızden venlen karar daha önce da\alılara ilanen teblığ edıldığınden Yargıtay bozma ılamının da ıla nen teblığıne karar ve- nlmekle: Aşağıda ısım ve adreslen yazılı bulunan davalüara Yargıtay boz ma ılamının ilanen teblığıne, mahkememızden verilen 7 11.1989 gün ve 1976-61 esas 1989'781 savılı karar temyız edılerek Yargıtay 1 Hu kuk Daıresı'nın 19 9 1994 gün ve 1993/9106-10582 sayılı karannda; mahkemece belırtılen ilke ve olgular gözardı edılerek gereklı soru§ turma \e ınceleme yapılmadan yetersız jeolog bilirkışisı ve fen ehlinin krokılı raporlanna ıtıbar edılmek suretryle karar venlmesi doğru de ğildir O halde. uyuşmazlığın sağlıklı bır çözüme kavuşturulması ıçın nı zalı parselı revızyon gören tapu kay- dı ıle komşu parsellere de uvgula nan tüm kayitlann ılk tesislerinden itıbaren getırilmesı, çekışmelı parseli veçevTesıni iyı bılen yaşh ve yansız kimse- !er arasından seçıle cek üç kışılık yerel bılırkışıler aracıhğı ıle yenıden u> gulanması önce likle, kök tapu kaydından yazılı sınırlar hakkında görgüye da- yanan doyunıcu bılgılenn alınması. böylece kok kaydı kapsar tayın edılme sı, daha sonra ifraz tapusu uygulanarak kök tapu kapsamuıdaki yen nüı be- lırlenmesı, aynca. komşu parbellere uvgulanan kayıtlarla bılır kışı ve tanık sözlenmn denetlenmesı, bilırkişilenn bilemedileri konularda yanlara tanık dınletme olanağının sağlanması. tüm bu bıl gı ve bulgulann keşfı ızlemeye ve mfazı sağlamaya elvenşh tapu fen memuru yetkı ve yetenegıne haız uz- man bılırkışiye düzenlettırecek ölçekli krokili ve rapora vanstttınlması, uyuşmazlığın özelliğı gözö nünde bulundurularak bu yer ıçın varsa kıyı kenar çizgisi hantasmm da getırtılmesı. yoksa son kıyı yasası ve yönetmelığine uygun olarak oluştunılacak kurul aracıhğı de dûzenlenecek haritanın yetkıh mercı den istenmesı, uzman bılırkışıler aracıhğı ile uygulanıp. kıyı kenar çızgısinın saptanması sonucuna göre bir karar verümesi gerekırken, noksan soruşturma ıle yetınılerek yazılı olduğu üzere hüküm kurul ması doğru değildir. Hazine'nin temyiz itırazlan yerindedir Kabulü ile hükmün açıklanan sebeplerden öturü H.U.M.K 'nın 428. madde sı gereğmce bozulmasına daır katar ilanen tebliğ olunur. 14.11.1994 DAVALILAR: 1- H Nermm Kalaycıoğlu, Erler Cad No. 101/7 Antalya 2- Azıze Üstun, PTT vanında Doktor Rıza 3- Neval Miral, AH Munıf Cad No 12 Adana 4- Nesnn Canver, Doğrayol Matbaası Saydam Cad No 13 Ada na 5- Tevfik Savatlı, Abıdınpaşa Cad Ecza Deposu Adana 6- Yıldız Aglağı, Merkez Cezae\ı'nde Fatma Doğan eli ile Gazi antep 7- Namı Emıl Alagoz, Ulus Sıtesı Ardınç Ap D Â 8 Etıler-IST. 8- Suzan Alagöz, Ulus Sıtesı .\rdınç Ap. D A 8 Etıler-İST 9- Mırelli Alagöz, Ulus Sıtesı Ardınç Ap D.A 8 Etıler-İST. 10- Şahin Onal, TürkTicaret Bankası Işhanı No: 22 Adana 11- Tansu Doğay. Kjzılumak Cad. Nc 50 Kızılay-.Ankara 12- Tansal Doğay, Kızılırmak Cad. No: 50 Kızılav - ^kara 13- Celalettin Rumı Dogay. ICızılırmak Cad No 50 Kızılay-Ankara 14- Ali Işıkgel, Mıdık Cad. 108 Sk No. 5 Adana 15- C.Nılüfer Tezel. tstanbul Umum Sıgorta Han No: 511'514 Bahçekapı-tST 16- Ş Nıldem Tüzel, Istanbul Umum Sıgorta Han No 511-514 Bahçekapı-İST 17- Recaı Tansu, Ah Münır Cad 38/1 Adana 18- Ruhı Erden. PK. 200 Mersın 19- Jülide Akın. Aslantaş Barajı Inşaatı PK 39 Osmaniye 20- Necla Baykara, Aslantaş Barajı lnşaatı PK 39 Osmaniye 21- Esen Berkmen. Aslantas Barajı Insaatı PK 39 Osmaniye 22- Mumtaz Mutlu, S.Onmuş lntıkâl Sk. No. 1& Ankara Basın- 4296 AYDES ASLİYE 2. HUKUK HÂKİMLÎĞİ'NDEN DosyaNo-1992İ 82 Davacılar Yüdız Kayaküçük. Kemal Uygun, Zekiye Özboyacı vekilleri Av. Önel Dönmez tarafindan davalı Emır Ayse Yılmaz aley hine açılan tapu iptali tescil davasından dolayı dava dilekçe- sinde uzunca bahsedıldığı üzere netice olarak davacılardan Kemal Uygun, Zekiye Özboyacı adına kay ıtlı Aydın Zafer Mah. pafta 28. ada 148, parsel 7 numarasında kayıth taşınmaz ıle yme davacı Yıl- dız Kayakü çük adına kayıtlı Aydın Zafer Mah. pafta 28, ada 148, parsel 6 numa rasmda kayıtlı taşınmazlann mal iki durumunda bu- lunduklanm, yüklenıci durumunda bulunan Hüseyin Avni Ema- net isımli şahısla davacılar arasında yapılan Aydın 1. Noterliğı'nce tanzim edilen 18.4.1986 tanh ve 13926 yevmiye numarah düzen- leme şekhnde gayrimen kul satış vaadi ve kat karşıhği inşaat söz- leşmesı ve yme aynı noterlikçe tanzim edilen 2.2.1988 tarih 4278 yevmiye numarah düzenleme şek linde özel vekâletname gereğin- ce yüklenici kat kaTşıhğı ınşa edeceğı bınalardan yüklenicinin su- iniyetlı da\Tanarak bu taşınmazlar üzenn deki 11 nolu bağımsız bölümü oğlu Serhat Emanet adına kayıt ve tescil ettinp daha son- ra da bu bağımsız bölümü davalıya sattığından davalı adına kayıt- lı ve tescilli 11 nolu bağımsız bölüm ve arsa payı ta pusunun ip- talı ıle davacılar adına tesciline, masraf ve ücreti vekâletin dava- lıya yükletılmesine karar verilmesini talep ve dava ettiğı anlaşıl nuştır. Davalı Emir Ayşe Yılmaz'ın gösterilen Aydın Zafer Mah 46/6 Sok. No 11 kat 5 adresine çıkartılan teblıgatlann teblığ edıleme- dığin den iade edıldığı, mahkememızce bu adrese yapılan araştır- maya rag men de adresınin tespit edilemedığinden dava dılekçesı ve duruşma gününun ilanen yapılmasına karar verilmış olup du- rusmanm bırakıl dığı 24.2.1995 günü saat 9.35 'te davalı Emir Ay- şe Yılmaz'm mahke mede hazır bulunmadığı veya bır vekılle de kendısmi temsıl ettirmedı ğı takdırde tahkıkat ve yargılamaya yok- lugunda devam edıleceğı ve hüküm verileceğı HÛMK.'nın 213 ve 377'ncı maddelen gereğince teblıgat yenne kaım olmaküzere ila- nen tebliğ olunur. Basın. 4219 ANKARA NOTLARI MUSTAFA EKMEKÇİ Yücel Kanpolat'la Söyleşi: (3) Tıpta İlghıç Gelişmeler... Prof. Yücel Kanpolat'lasöyleşimizin ilginçyanlannahe- nüz gelmemiştik. Ama, ben her sözünü kaçırmamaya ça- lışıyordum. Ona, şimdi Türkiye'de ağn cerrahisinde çok önemli bir yer verilmekteydi. O da, bunun bilincindeydi. Anlatmayı sürdürüyordu, bir dersteymiş gibi: - Sonra, ben iğne elektrot sistemleriyle yapılan uygula- malar üzerinde çalışırken, zaman ıçerisinde deneyimim arttıkça, yurtdışındakı uzman ve meıtezlehe ilişkilerim art- tıkça, yeni bazı uygulamalan üikemizde ilk kez yapabilme şansını elde ettim. Ama açık söyleyeyim, burada önemli sonjmluluklardan bir tanesi şudur; ağn cenrahisi yenilik yapmaya çokyatkındır, ancak burada hasta ve cerrahiyön- temin çok iyi uyvşması gereklidir, bu yapılmazsa tıbbi açı- dan insanlara zarar vermemiz söz konusu olabilir. Doğru- su bunu da öğrenmek yolunda, bana fikri veren, beniyön- lendiren çok değehi hocalanm ve meslektaşlanm oldu. Ben zaman içerisinde zenginleşen ve sayısı artan uygula- malaria birikimimi arttırdım. Tabii, bu disiplin içerisinde ça- lışan insanlann üye olduğu belli kutvluşlar var, bunlann toplantılanna gittim, dünyadaki önemli insanlann çalışma- lannı izledim, bunlann yanında belli bir süre çalışma şan- sım oldu. Isviçre'de Prof. Gazi Yaşargil ve Prof. Siegfri- ed'/e çalıştım. Isveç Karolinska grubunun çalışmalannı iz- leyebıldim. Amerika'da Houston'da bir süre çalıştım. Bü- tün bunlaria yavaş yavaş ağn cerrahisindeki ufkum farklı- laştı. Gatiba buradaki başanmın en önemli nedeni çalışma- lanmın sürekliliğidir. Burada en önemli kural, "Bu uygula- matıpta sansasyon yaratır" hatasına düşmemektir. "Bu uy- gulama, hasta (sayn) için gereklidir ve kullanılmalıdır" te- mel prensip olmalıdır. Bu nedenle de 10-15 yıllık dönem içerisinde uygulamaya başladığım yeni yöntemlerin yakla- şık tümü, halen uygulama listemizin içerisindedir ki bun- lann seçiminde doğru davrandığımızın bır göstergesı ola- bilir. - Evet... - Ağn cerrahisinde eiektrik uygulamalan, yani altematif akımın iğne ve elektrotlar aracıhğıyla sinir sisteminde kul- lanılması uygulamalan 196O'lı yıllarda Mullanve Roso- moff'un buluşlanyla gerçekleşmiştir. Bu uygulamalarda omurilikte ağnyı taşıyan yolu, iğne elektrot sistemiyle ha- rabederek vücudun biryanstnı ağrısız hale getımıek müm- kündür. Bizde bu uygulamayı 1969 yılında, ilk kez, bizim kliniğimizde Prof. Nurhan Avman gerçekleştirdi. Sonraki yıllarda omurilikte başka uygulamalarta ağnnın ortadan kal- dınlması ile ilgili müdahale çeşitleri zenginleşti. Bu uygu- lamalaria, özellikle vücudun bir yansında var olan kanser ağnlannı ortadan kaldırabilme oianağı vardır. Veya, bir baş- ka yöntemle, baş-boyun bölgesınin tek yanlı ağnlannı or- tadan kaldırabiliriz. Bu yöntemlerin kullanımı sırasında biz iğnelerie hedefnoktaya ulaşıyor, sonra elektrotlan bu nok- taya konumluyor, sonra da radyo frekans jeneratörü dedi- ğimiz güç kaynağından aldığımız eiektrik akımıyla omurilik içerisinde milimetrik harabiyetleryapıyorduk. fşte bu yap- tığımızmilimetriklezyonlaria ağnyı denetleyebiliyorduk. Bu yöntemleri de uygularken dünyada klasik hale gelmiş gö- rüntüleme yöntemlerini kullanmaktaydık, bu görüntüleme yöntemi de röntgen ışınlanyla görüntüleme tekniğiydi. - Evet... - Röntgen de doğal olarak bize dokuyu değil, dokunun çevresindeki yapılan gösteriyordu. Kemik yapryı gösteri- yordu ömeğin, ama asıl bizim hedefimiz olan omurilik do- kusunu direkt olarak göstermiyordu. Oysa 1974 yılında keşfedilen bilgisayariı tomografi yardımıyla omuriliğin ke- sit olarak yapısını görme oianağı elde edilmişti. Işte, 1986'larda Türkiye'de "Acaba, biz bu uygulamalan bilgi- sayariı tomografi eşliğinde yapabilir mıyiz?" diye araştırdık. Ve ilk olarak omurilik beyin bıleşkesinde, omuriliğin mer- kezinde harabiyet yapmaya dayanan özel bir uygulama için bu görüntüleme yöntemini kullandık. Bu uygulama da- ha çok kann bölgesinin kanser ağnlannda etkili bir uygu- lamaydı. Etkimekanizması da halen bilinmemektedir. Ama, biz bu uygulamayı bilgisayariı tomografi altındayaptık. Ça- lışmamızı 1987yılında, Barcelona'daki Avrupa Beyin Cer- rahisı Kongresi'nde bildiri olarak sunduk. Oldukça iyi eleş- tirileraldı, beğenildi. Ve hemen yayımlandı yurtdışında... Sonraki yıllarda, bilgisayariı tomografi eşliğinde kordo- tomi ameliyatını da gerçekleştirdik. Kordotomı, omurilikte ağnyı taşıyan yolu iğne elektrot sistemi ile harap etmekten ibarettir. Bu uygulama sonunda bir vücudun yansı ağnsız hale gelmektedir. Kordotomı, bizim en başanlı olduğumuz uygulamadır. Kordotomide, hem vaka sayımız daha fazla oldu, hem de en etkin sonuçlan bu hasta grubunda aldık. Vücudun biryansını ağnsız hale getirme işlemınde dünya- da yapılanlardan daha güvenlikli uyguluyorduk, sonuçla- nmız da onlardan daha iyiydi. Zaman içerisinde, kordotomiyi yaparken elektrotumu- zun, omuriliğin neresinde olduğunu görüntüleyebildiğimiz için yine klasik uygulayıcılardan farklı olarak, sadece ağn- lı bölgeyi ağnsız duruma getirebilmeyi başardık. Bunun adı: Selektif kordotomidir. Yani sadece ağnlı alanda ağn du- yusunu ortadan kaldırarak hastayı ağndan kurtarmaktır. Tıptaki gelişmelerden neredeyse başım dönüyor, ama zevkle ve hayranlıkla dinliyorum. BULMACA 1 2 3 4 5 6 SOLDANSAĞA 1/ Gücü simgeleyen ün- lü Yunanh kahraman. 2/ Kısa çizme... Başıboş gezen hayvan sürüsü. 3/ Evcil bir geyik... Erge- nekon'dan çıkışlannda Göktürkler'e yol göste- ren dişi kurt. 4/ Köyler- de oda kapısının iç tara- fındaJri ayakkabı çıkan- lacak aralık. 5/ tlgeç... Çok kokulu bir tür kah- ve. 61 Kenar süsü... "Eğer —- isen dünya- dan el çek / Yalan mey- dan aldı, tükendi gerçek" (Dertli). 7/ Bir zincirle denize sahnan gemı demiri... Felsefede bir durumdan başka bir dununa geçmeye verilen ad. 8/Tabut... Birbirine ekli parça- lardan oluşan ve kendi kendine ha- reket eden soyut heykel. 9/ Faiz... Uluslararası Futbol Federasyo- nu'nun simgesi. YUKARIDATS AŞAĞIYA 1/Kabarcıklı döküntüşeklinde or- LJSH ' [ P | T I ' • B ! _ A | Z J taya çıkan akut deri hastalığı... Asker. 27 Büyük erkek kardeş... Uğraîruş, yakalanmış. 3/ Tütsü ıle kurutulmuşu oldukça sürüm- lü olan bir balık... Bir bağlaç. 4/ Bir renk... Aşama, kademe. 5/ Peygamberleri Hud'u dinlemedikleri için Tann tarafindan yok edilen kavim... Bir içki. 6/ Kan kanseri... Trabzon'un bir ilçesi. 7/Yalnızlık korkusu. 8/Çamağacındanyapılmış sutestisi... Doku teli. 9/ Saph tencere. DÜZELTME 1.2.1995 çarşamba günü gazetemızde yayınlanan "T C. MANİSA 2. İCRA MÜDÜRLÜĞU MENKULLERİN PAZARLIKLA SATIŞI" baş- lıklı ve 4173 Basın nolu. ilanın dosya no'su sehven yayınlanmamıstır DosyaNo: 1993/3815olacaktır Düzeltınz Basın Tashih.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle