28 Nisan 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 ŞUBAT 1995 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA 13 KİM KİME DUM DUMA BEHIÇ 4K « t (212) 512 05 06 Faks: (212) 513 90 88 'Devletin parasıııı sermayeyaptdar' ünyada orneğı ilk kez Türki- ye'de görülen roket sanayiine inşaat firmalarının ortak edil- mesiyle ilgili "rapor"un sonuç bölümüne gelıyonjz. Kısa adı Roketsan olan ve kompozit yakıt ile Stinger füzesi üretmek üzere kurulan ştrketin ortaklarını bir kez da- ha anımsıyoruz: STFA, Kutlutaş, Kale- kalıp, Vakıf, MKE, Aselsan. Ve "sonuç"a bakıyoruz: "Roketsan'ın teşekkülü gayri kanu- nidir. inşaat firmalan işe lütuf dıye so- kulmuş ve ülke kalkınması baltalan- mıştır. Stinger projesınden alınacak 60 mılyon doların üzerindeki kâr. kanun- suz olarak MKE'den alınıp bu firmala- ra verilerek suç işlenmiştir. Firmalar 6 mılyar lira koymuş, sade- ce 1993'te nominal 90 milyar lıra kâr payını geri almıştır. MKE'nin bu projesi ve buna benzer birkaç projesi elınden alınarak MKE Kurumu çökertilmiştir. Bu tarzdaki bir firma yapısı ile roket Alkazar endisini bir sinemasever ola- rak tanıttı Mehmet Günyeli. 27 Ocak cuma akşamı Alka- zar Sıneması'na gittiğını, se- naryosunu sevgıli Onat Kutlar'ın yaz- dığı ve onun anısına gösterime giren Hazal fılmine bılet almak içın gişeye yöneldiğini söyledi. Kutlar'ın doğum gününü kutlayıp onu yaşatmak ıçin böyle bir etkinlik düzenlenmiştL.Kamuoyunadaduyu- rulmuştu... Fakat, Alkazar Sineması'nda Hazal değil de bir başka film oynuyordu. Hollyvvoodyapımı birçocukfilmi "Giz- lı Bahçe"ydi oynayan. Mehmet Günyeli, gişe çevresinde bulabildiği görevlilere sordu: -Programınızda Hazal olması gere- kiyor. Neden başka bir film oynatıyor- sunuz? -Hazal'ı gündüz oynattık. Fazla se- yirci yoktu. Biz de akşam ıçin progra- mı degiştirdik. Malum, okullar tatil. Çocuk filmleri daha çok para getiriyor. Çünkü yükse- len değerler böyle emredıyor... Eski tüfeklerden Sarp Kuray, Alka- zar Sineması'nın sahıbı Nasrullah Ayan'ın yanında neden çalışıyor sanı- yorsunuz! Mert Ali Başanr'dan SÖZDEYİŞLER Yenı Türkü, Yeni Hayat, Yenı Demokrasi Partisi, Yeni Yüzyıl'dan önce Yeni Harman ve Yeni Rakı vardı. Demek ki Tekel daha çağdaş. Çağdaş yaşam G aziantep'ten arayan DSP il kadın kolu başkanı Sabriye Gülen, Çağdaş Yaşamı Des- 1 tekleme Derneğı Gazıantep Şubesi Başkanı Vildan Öztürk'ün, Uğur Mumcu'nun katillerinin bulun- ması için açılan imza kampanyasına katılmadığını ve bu davranışına bir an- lam veremediğini söyledi. İmza atmak ya da atmamak kişinin kararına kalmıştır ama Vildan Öz- türk'ün kampanyaya bakış açısına da bir anlam verememiş Sabriye Gülen: "Bana 'Ben bu dilekçeyi imzalamam çünkü bu dilekçede Uğur Mumcu'yu devletin öldürdüğüne dair iddia var' dedi." Devleti yönetenlerin verdiği namus sözüne rağmen tıkanmış bir soruştur- mada iddıalar tabii ki olacak... Vildan Öztürk hakkında da iddıalar olduğu gı- bi: "Kendisi, Hukuk Fakültesi'ndeki öğrencılik yıllarında MHP kökenliydi!" sanayiinde hiçbir ilerleme veya yenilik sağlanamadığı gıbı iş daha geri gitmiş- tir. STFA-Kutlutaşşirketleri ile ENKA'nın çıkarçatışması sonucu bu projenin bir kısmı olan çok namlulu roketatar MLRS projesi uygulamaya konulama- mıştır. Roket projelerınde, bürokrasiden çok şikâyet gelınce ve bazı olaylar ba- sına intikal edince projeler durdurul- muştur. Bu yüzden 'Alçak Irtıfa Savun- ma Sistemi' projesi de askıya alınmış- tır. Türkiye'nin konsorsiyuma devletçe ödediği paranın bir kısmı firmaca ana kontraktör Almanya'dan avans olarak geri alınmış, bu para Savunma Sana- yii Müsteşarlığı'na şırket ana parası olarak gösterilmiştir. Böylece, müste- şarlıktan bu paranın üç mislinden faz- lası ile faizsiz kredi alınmıştır. Savunma Sanayii Müsteşarlığı, durumu bilmesi- ne rağmen inşaat firmalanna haksız kazanç sağlamıştır. Savunma Sanayii Müsteşarlığı, firma adına MKE imkân- larını ve arazisıni çok ucuz fiyata gasp etmış ve inşaat şirketlerine sunmuştur. Roket sanayiinin temel kuruluşu ola- rak tasarlanan Roketsan'ın inşaat fir- malanna verilmesi, diğer projelerden MLRS imalini de engellemiştir. MLRS, ENKA'ya resen verilmiştir. ENKA za- manın iktidarından kaynaklanan, çok büyük siyası nüfuz ilişkilerini kullanıp projeyi almış fakat Roketsan'daki Kut- lutaş ve STFA post kavgası yüzünden anlaşamamış, bu yüzden iş uzadıkça uzamtştır. Bu yüzden, maalesef, Avru- pa'nın bile korsorsiyum kurarak yaptı- ğı bu sistem ve buna bağlı dığer sis- temler Türkıye'de yapılamamıştır." Bu "rapor"da adı geçen inşaat şır- ketlerinin söylecekleri varsa açıklama- larını bekliyoruz. Ancak Savunma Sa- nayii Müsteşariığı açıklama yapmakta acele etmesin. Çünkü Vaziyet'e ulaşan "rapor"da yalnızca "Roketsan Dosya- sı" yokmuş... Yann: Mobil Radar ve C3 projesi. Hindistan'da dikili bir ağacımız oldu. Süleyman Demirel MEMURLARf KURTULUŞUMU2L İÇİN MERCÛMEk'ı TuTuN Soldaki sıkıntı: Lidersizlik v azıyet'te "Solda lider olama- yan genel başkanlar", başlıklı yazıda "DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit'in lıderlık özel- liği, bugün tartışmasız olarak ortadadır" tümcesine tepki gösteren SHP'Iİ kimi okurlar, Ecevit'i medyanın öne çıkardı- ğını, sağcı gazetelerın desteklediğinı söyleyerek ağır eleştıriler yonelttıler. Karayalçıncı ya da Baykalcı olmadı- ğım gibi Ecevitçı de olmadığımı biliyor- dum ama, yine de bir an kendimden kuşku duydum. Neyse ki imdadıma, "Türk basınının en iddialı ramazan say- fasfnı hazırladığını duyuran bir gaze- tenın cumhuriyete yeni numaralar ek- lemek isteyen yazarlarından biri yetiş- ti. Üstteki hazneden alttakine geçen kum tanelerinin akıcılığında kaleme alınmış yazıda siyasal bir travestiye benzetilen SHP ve CHP'nin doğumla- rında belirlenen Kemalist yapıları ile sosyal demokrat kişilikleri arasında bu- naldığı öne sürülüyor, SHP'yi gerçek anlamda sosyal demokrat bir parti ya- pabılmek için Kemalistler'in Ecevit'in yanına yollanması öneriliyordu. Kemalistler, sanki babasının nasırı- na basmış gibiydi... Sülalece yaşadık- ları paradoksun içinde kıvranıp duru- yordu... Hayallerindekı ıkinci cumhuri- yetin şeyhülislamlığına aday emekli va- iz Fethullah Gülen bile Ecevit'ten da- ha demokrattı sanki! Yoksa, dünkü köşeyazısında, görüş- leri nedenıyle aldığı bınlerce kutlama telefonunu açıklama yetkısini Ali Kır- ca'ya bıraktığını duyuran Zülfü Liva- neli mi, bu işin altından kalkacaktı? Sahipsizlik nedeniyle sol nerelere geldi, kimlere kaldı! Bir kez daha yinelemekte yarar var: Parçalanmış, bölünmüş solu toparla- mak birilerine bu konuda görev ver- mekleolmaz... Hele Murat Karayalçın ya da De- niz Baykalın görevlendirmesiyle hiç olmaz. Özetle herkes bir sıyasi partiye genel başkan olabilirama lider olamaz! Solun derdi lidersizlıktir ve bu sorun aşılmalıdır... PTFnin 'ölümüne' bilgisayarian p TT Genel Müdürlüğü Bilgi Iş- lem Daire Başkanlığı'nın ihale- ye çıkmadan davet usulü ile Siemens/Nixdorf fırmasından satın aldığı RM-400 bilgisayar sistem- leri, çeşitli aksamalara neden olurken az kalsın bir cinayete de neden olacak- mış... Istanbul Yakası Telefon Başmüdürlü- ğü'nde Bilgi Işlem Müdür Yardımcısı Fatma Yargıcı'nın kabullenmesi ile alı- nan ve Istanbul'un yanı sıra Ankara ve Izmir'e de kurulan bu sistemler, verı gi- riş hızının düşüklüğü nedenıyle büyük sorunlar yaratırken. meğer bazı kişiler bu sorunlann yüksek sesle konuşul- masından bile rahatsızlık duyar ol- muş... Durumu Vaziyet'e ileten ve adını açıklayamayacağını söyleyen bir PTT'cinin anlattığına göre, 11 Şubat 1994'te Istanbul'da bu sistem nede- niyle bir cinayetin eşiğine gelinmiş... Yeni alınan RM-400 sistemıni görü- nüş olarak "modem" ancak işlevsel olarak "işe yaramaz" şeklinde niteleyen bir bayan görevlinin üzerine, 82929 si- cil numaralı memur Nilgün Yılgör yü- rüyerek boğazına sarılmış... Şaka de- ğil, gerçekten boğazına sarılmış ve ölü- müne gırtlağını sıkmış... Araya bir erkek görevlinin girmesıyle bayan memur, Nilgün Yılgör'ün elinden kurtanlmış... RM-400'ü eleştirdığı içın saldırıya uğrayan bayan görevli, hastaneye kal- dırılmış...Arkadaşlarına anlattığına gö- re evine bile tehditler gelmeye başla- mış... PTT Genel Müdürü Veli Bettemir'e kadar dilekçe vererek şıkâyetçi ol- muş... Sonuçta, saldırgan Yılgör şefya- pılarak ödüllendirilmiş. Saldırıya uğra- yan görevli çalıştığı birimden alınarak bir başka yerde gece görevine atana- rak cezalandırılmış... Olaydan istanbul Yakası Telefon Başmüdürü Yücel Çalık'ın da, PTT Genel Müdürlüğü Personel Dairesi Başkan Yardımcısı Ali Erişken'in de, olayı soruşturmakla görevlendirilen ve dosyayı sümen altı eden Ahmet Ça- yır'ın da haberi varmış... Bu rezaleti Vaziyet'e ileten PTT'ci, "Adımı neden veremediğimi anlıyor musunuz? Beni de öldürmeye kalkma- larından korkuyorum" dedi. Genel Müdür Veli Bettemir de tehdit altında değilse eğer, bir zahmet sümen altındaki dosyayı alıp okuyunca ger- çekleri görecektiri Savcılığa ulaşmayan ve fakat postadan çıkan belgeler K amuoyunun önüne İSKİ so- ruştuımasıyla çıkan, Ayşegül Nadir ve Engin Civan olayla- nyla şöhretını pekiştıren Istan- bul Mali Şube Müdürü Salih Gün- gör'ün soruşturmalar sırasında bula- madığı ya da savcılığa iletmediği bazı belgeler dikkat ettiyseniz postadan çı- kan zarflar aracılığıyla Arena programı- nın yapımcısı Uğur Dündar'ın eline ge- çiyor... Zaman zaman kimi belgelerin posta ile gazetecilere gönderildiği olur... An- cak son zamanlarda peşisıra aynı ga- zeteciye postadan belge çıkması ve bunların başarılı olduğu söylenen bir polis müdürünün gözünden kaçan bel- geler olması konuyu farklı bir boyuta ta- şıyor. Bu ilginç rastlantıları arkadaşımız Miyase llknur araştırdı: "Salıh Güngör, İSKİ davasının bir nu- maralı sanığı Ergun Göknel'i tek başı- na sorgulamış ve Göknel'in ifadesini video kasete bizzat kendisi çekmişti. Ne ki bu kasetler olayı soruşturan sav-, cıya ulaşmadı. Polisteki sorgu bir ge- ce ansızın ekranageliverdi... Savcılığın istemi üzerine kasetler teslim edildiğin- de ise üzerinde tahrifat yapıldığı gün- deme geldi. Uğur Dündar'ın, kasetle- rin postadan çıktığını söylemesine rağ- men Içişleri Bakanlığı, Salih Güngör hakkında soruşturma açtı. Ancak so- ruşturmadan sonuç alınamadı. Ayşegül Nadir ve Halil Bezmen ile il- gili Mali Şube operasyonlarında da, Arena kameraları ya da Arena adına çekim yapan kameralar an be an olay- ların içindeydi. Polis zaman zaman ba- zı operasyonlara basın mensuplarını çağırıyordu çağırmasına da sorgu oda- sı görüntülerinın Arena ile ekrana nasıl yansıdığı anlaşılamadı... Bu arada ekrandaki suçlu Ayşegül Nadir, savcılıkca serbest bırakıldı. Ek- randaki öteki suçlu Halil Bezmen ise çareyi izini kaybettirmekte buldu. Eh, CMUK biraz ayaklar altına alındı ama kamuoyu da polis gözü ile "gerçek"le- rı görmüş oldu... Son olarak Engin Civan'ın not defte- ri ortaya çıktı. Mali Polis'in, Civan'ın el- konan çantasında gözden kaçınp bu- lamadığı ve dolayısıyla savcılığa teslim edemediği not defterı, postadan çıkıp Uğur Dündar'ın programını süsledi. Yeni bir belgenin ortaya çıkması üze- rine bu doğrultuda yeni çalışmalar yap- ması gereken Mali Polis Müdürü Salih Güngör ise ne hikmetse yıllık izne çık- tı. Istanbul Cumhuriyet Başsavcısı Av- ni Bilgin de, bu not defterini kamera- ların önünde düzenlenen bir "tören"le Uğur Dündar'dan teslim aldı... Uğur Dündar, gazetecilere "cezaevindeki tu- tuklularla görüşmek yasak" diyen ve fakat kendisine tutuklularla görüşmesi için cezaevi kapılarını sonuna dek açan Başsavcı Avni Bilgin'e, Engin Civan'ın postadan çıkan not defterini teslim ederken, büyük bir görevi yerine getir- menin haklı gururu içindeydi." Doğalgaz artal'da oturan öğretmen Ab- dülhamrt Elbir, İGDAŞ'ın so- kaklardakı, gazetelerdeki du- yurularına bakarak, 31 Aralık 1994'e kadar abone olup da gazını aç- tıranlara 250 metreküp bedava doğal- gaz verileceğini sanıyordu. Elbır, 18 ekimde sözleşme imzalamış, 15 kasımda da gazını açtırmıştı. Birkaç gün önce ilk doğalgaz fatura- sı geldi. Fakat 250 metreküplük bedava gaz yoktu. Ne kullandıysa onun parasını is- tiyorlardı. İGDAŞ'a telefon açıp duru- mu sordu ve şu yanıtı aldı: -Kampanyamız 1 kasımla 31 aralık arasında sözleşme imzalayıp bu tarih- ler arasında gazını açtıranlar içindı... lyı de 1 kasımdan önce sözleşme im- zalayıp, 31 aralıktan önce açtıranların gunahı neydi! Çvnkö o be ÇİZGİLİK hÎMİL MASUtU.I HARBİ SEMİHPOROY J TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAIS 2 Şubat BALKAN ANTANTI} 194O'TA KATtlACAt: OCAN DO&T YuSOSLAVYA 'N/*J &EL6GAO 'DA B'& AeAYA SELMiÇT/'- 193O - GUVENCE ALT/MA ALMAIC, Ç£ÇT- Ü KUŞICULA& OBTADAH KALDieMAtC. S'Bİ AMAÇLARI I/AGD/. &U KONUDAj ANTANrA KAr/LMAYAN SUİ.SAei^TAN YOĞUHLAŞtYOeDU. TÜRKiYE'NİN DtŞ- i SAKANI ŞUKZÛ SAZACOSLU, BUL6A- RİSTAN 'IN A/VrA/VrA U2AK KAtMAMASt İÇtN ', BAÇ8AICANLA YABANCI DIL KONUŞULDUĞU ÜLKEDE1 ÖĞRENİLİR. İNGILTERE A.B.D. KANADA AVUSTRALYA ALMANYA FRANSA İTALYA ve İSPANYA'da Dil Eğitimi • 17 yaf üzerindeki herkese, çeşitli başlama tarihli ve istenilen sürelerde Qen«l Dll v« TOEFL kuraları, İngiltere'de 12 ABD'de 24 haftalık yogun programa kayıt olanlara BEDAVA eldl«-dönü« uçak blletl, 17 - 28 ya«lar arasındaki gençlere Eylül 95'de başlayan çok ekonomlk 9 ay sürell AKADEMİK YIL DİL programr.ABD'de Clniversiteye Yerleştirme servısi EF EĞİTİM LTD. Işveç Kuruluşu olan EF'nın Tûrkiye satış ofisidir. U Dûnya çepında kendıne aıt 22 okul ve 65 satış oiısıne aahıptır. •] hemen arayın, ücretsiz broşür isteyin. EF EĞİTİM LTD. Mim Kemal Öke Cad. 9/1 Ni5 antaşı/İSTANBUL T«l: (0212) 225 02 10 Fax: 225 46 92 ACENTALAR: AMKARA: (312) 468 05 55 İZMİ.R: (232) 489 41 OO ADANA: (322) 454 79 85 BALIKESIR: (266) 241 01 55 TEMPO Beyın Firtması 95 Şubat'ın beşinde. The Presıdent Hotet'de esecek. Oduller, saat 19 OO'da duıenjenen kokteyt toplantı ile sahıplennı bulacak. Uluslararası ödüllü ÇATI da Kalite ve huzur birlikte veriliyor I 3ŞUBATCUMA I5 0 0 - I6 0 0 I 10SUBATCLL\1A 15 0 0 - I6 0 0 24ŞUBATCUMA )5°°- Iö°° onın Kûnuidon gtovermae re zorurdudur Lıofen 5)6 69 80 nolkla ılijtjicr dcpartmanıru ara HtıiUı l!ı}Urr fcoonfautoru SAB1HA OKAY W Üjnammu HAKAN ÖZMAYA ,atro Caddesı No 25 - B*yS2i1 3U90 lıantNİ / TURKEY Te«pnone (90) 212 - 516 63 80(20 CH«S) T*«la. 190)212 516 69 99 T«*x 22993 TPHI Restaurant Cafe - Bar Tel.: 251 0000 Fax:252758O
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle