Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 2 ŞUBAT 1995 PERŞEMBE
14 KULTUR
PEN:
Hükümet
âciz
durumda
Külrür Servisi - Türkiye PEN
Yazarlar Dernegı. önceki gün dü-
zenledığı basın toplantısmda yaptı-
ğı açıklamada. de\let \e hüküme-
tin âcız durumda olduğunu vurgu-
layarak yıllardır sözü edılen "de-
mokratikleşme"nın bir türlü ger-
çekleştirilemedığınden yakındı.
PEN Yazarlar Derneği Genişletil-
miş Yönetım Kurulu Toplantısı'na
katılan üye ve yönetıcilenn ortak-
laşa kaleme aldığı ve Şükran Kur-
dakul'un okuduğu bildiride de-
mokratik rejimın vazgeçilmez bir
öğesi olan temel hak ve özgürlük-
lerin, özellıkle de düşünce, anlatım
ve yaratma özgürlüğünün ortadan
kaldırıldığı günler yaşadığımız
vurgulanıyor ve buna örnek olarak
da Doğu'da gerçekleşen insan hak-
lan ıhlallerı ve hapse atılan yazar
ve gazetecılerın varlığı göstenli-
yor. PEN Yazarlar Demeği kurucu
üyesı olan yazar Yaşar Kemal'in
hakkında, düşüncesinı açıkladığı
için DGM tarafından dava açıldıği
belirtılen bildiride, Işçi Partısi
Başkanı ve yazar Doğu Perinçek'in
de görüşlerinden ötürü mahkûm
edıldiğınden söz edıliyor. Son ola-
rak Onat Kutlar'm ölümünde de
görüldügü gibı. yazar ve aydınlan
hedef alan köktendınci terörün her
nedense önlenemediğı belirtılen
bildiride, PEN Yazarlar Derne-
ği'nin, insan haklannı ve düşünce,
anlatım ve yaratma özgürlüklerini
sonuna kadar savunacağı vurgula-
nıyor. Bıldiride şu görüşlere yer
venlıyor: "Devlet ve hükümet ise,
bu olup bitenler karşısında âciz du-
rumdadır. Yıllardır sözü edilen
'demokratıkleşme' bir tfiriü 'pa-
ket'in içinden çıkamamış.tır. De-
mokratikleşmeyi gerçekleştirmesi-
ni beklediğimiz sosyal demokrat
hareket ise kendi arasında birleş-
meyi bile becerememiştir.
Yaşama hakkjmızın ve düşün-
ce özgürlüğümüzün olmadığı bir
ülkede. insanlarımızı daha ne
türlü karanlık günlerin bekledi-
ğini kestirmek güçtür. Her şeye
karşın, 'yazarlar ve sanatçılar ara-
sında ırk, renk, dil, din ve sıyasal
görüş aynlıklanndan bağımsız ola-
rak dostluk ve ışbirliği duygulannı
güçlendirmek; düşüncelerin ve sa-
nat yapıtlannın ulusal ve uluslara-
rası diizeyde özgürce yayılmasına
çalışmak; böylece dünya uluslan-
nın birbirlenne ve insan haklanna
tam saygı gösterdikleri evrensel
banş ortamına uiaşılmasına katkı-
da bulunmak' amacı güden PEN
Yazarlar Derneği'mizin bütün
bunlann savunucusu olmaya ka-
rarlı bulunduğunu bir kez daha
duyuruyoruz.'* Bu arada polis tara-
fından toplatılan bildiriyi imzala-
yanlar arasında Adalet Ağaoğlu,
Adnan Özyalçıner, Osman Şahin,
Ergin Koparan, Şükran KurdakuL,
Suat Karantay. Egetnen Berköz,
Salim Şengil. Sennur Sezer. Atilla
Birkiye, Gülsüm-Cengiz Akyüz,
Cevat Çapan, Öner Yağcı, Bekir
Yıldız, Leyla Erbil, Seyit Nezir,
Ataol Behratnoğlu, Alpay Kabaca-
lı, Buket L'zuner, Tuğnıl Tanyol,
Lİkü Tamer, Mario Levi, Işıl Öz-
gentürk, Aydın Hatipoğlu, Orhan
Alkaya, Feıîdun Andaç yer alıyor.
Şükran KurdakuL "Bizim kma-
dığımız ve protesto ettiğimiz şey,
demokratikleşme paketi namıyla,
artik dört yılı buluyor, ortaya ko-
nulan hukuksal güvencelerin hâlâ
askıda bulunmasıdır" dedi.
Keyifle \ aratılaıı dans fiıluıası
Elisa Monte Dans Topluluğu ve Zeynep Tanbay, meydan okuyucu koreografilerin üstesinden geldi
N.RANAEVCİM
25-26 ocaktarihinde Cemal Reşit
Rey Konser Salonu'nda EKsa
Monte Dans Topluluğu ve Zeynep
Tanbay, ortaklaşa bir gösteri
sergilediler. Aydın Gün'ün
girişimiyle gerçekleştirilen bu
organizasyonda Zeynep Tanbay.
hem dansçı hem de koreograf
olarak ılk kez Türk seyircisinin
önüne çıkmış oldu. Bu aynı
zamanda Elisa Monte Dans
Topluluğu"nun da Türkiye"de
gerçekleştirdiği ilk gösteriydi.
Başlangıçta Aydın Gün, Zeynep'ten
değişik koreograflardan bir gece
düzenlemesini rica etmiş. Ancak,
bir tek Lar Lubovitch'le görüşmesi
8 haftada gerçekleşebilince,
Zeynep Tanbay daha hızlı sonuç
alabileceği bir çözüm düşünmeye
başlamış ve kendisini dansçı olarak
bilen ve iyi tanıdığı bir koreografla
çalışmaya karar vermiş. Hem bu
açıdan hem de Türkiye'de henüz
tanınmayan bir koreografı tanıtma
şansını elde etmek için Elisa Monte
ile görüşerek izlediğimiz bu
gösteriieri organize etmiş.
Biz, birleşik dansçılar
devletiyiz
Kısıtlı sayıda basıldığı için
izleyiciye bin bir nazla verilen
progra kitapçığında belirtildiği gibi,
Elisa Monte Dans Topluluğu, 1981
yılında kurulmuş ve 1982 yılında
Paris'teki Uluslararası Dans
Festivali'nde birincilik ödülünü
almış. Dört kıtada, otuz ülkede
temsiller verdiği bildirilen bu
topluluktan yedi dansçı Türkiye'ye
gelebildi. Bu dansçılann her biri
değişik ülkelerden, Fransa, Tunus,
Jamaika, Japonya, Tayvan...
îçlerinden yalnızca iki kişi
Amerikalı.
Dansçılann dünyanın her yerinden
ABD'ye iş bulmaya geldiğıne
dikkat çeken Elisa Monte, "Biz,
birleşik dansçılar devlenytz" diyor.
*Benim topluluğumdaki dansçılar
da ABD'de genellikle olduğu gibi,
açtığım sınava başvuranlar
arasından seçilhor. Dansçılanm
birbirinden çokfarklı ortamlardan,
çok çeşitli egitimlcrdcn gelhortar.
Ortak noktalan. hepsinin de
mutlaka bir miktar bale eğitimi
almış olmaları. ama modern dansı
baleye tercih etmiş olmalan_ Ama
çalışmalanmızda hem klasik hem
modern dersler yapıyoruz. Modern
dersler sırasında çok önem
verdiğim bazı yer hareketieri var.
Sanmm benim koreografilerün için
gerekli nitetik)eri kazanmalan ve
korumaları açısından bu çafaşmalar
çok önemli."
Dansçılannun hepsi
yıldızdır
Topluluğun CRR'deki gösterilerden
önce yaptığı provalarda dikkati
çeken bir özellik vardı; dansçılar
kendi bale derslerini o anda
kendileri yaratıyor, birlikte
çalışıyorlardı. Alışılmış bale
öğretmeni rolünün yumuşatıldığı
bu sistemde, bütün dansçılann her
an yaratmaya, düşünmeye ve
bunlan uyum içinde paylaşmaya
hazır olacak şekilde davranmalan,
gerçekten imrenileçek bir tablo
sergiliyordu. Özellikle hırs,
rekabet, mutsuzluk ve
Abidin Dino
New York'ta anıldı
FUAT KOZLUKLU
NEW YORK- Abidin Dino atlan-
tiğin öte tarafında, ABD'de kendisi-
ni yakından tanımış ve tanımamış
iki yüze yakın 'dostu' tarafından
anıldı.
New York Cniversitesi Uzakdoğu
Bölümü Greenberg Lounge salonun-
da geçen hafta sonu düzenlenen
muhteşem geceyi, Dino'nun dostla-
nndan New York'ta yaşayan kompo-
zitör İlhan Mimaroğhı'nun eşı Gün-
gör Mimaroğlu ve Beyhan Karahan
organize etti. Geceye Dino'yu
1980'den itibaren izleyen ve son
günlerine dek sık sık yanında bulu-
nan gazeteci Coşkun Aral, birlikte
resim çalışması yaptığı Fransız sa-
natçılar Guy De Malherbe. Manfred
Bormann, Marie-Helene De Forest-
Divonne, ölümünden kısa bir süre
önce söyleşi yaptığı Prof. Tayfiır Al-
tıok katılırken, gecenin sunuculuğu-
nu Türkiye'nin ilk Kültür BakanıTa-
lat Hahnan yaptı. Daha önceden du-
yurulan davetliler Hstesinin iki sürp-
riz ismi ise Abidin Dino'yu ağabeyi
Nasuhi Ertegün aracılığıyla tanıma
fırsatı bulduğunu bildiren Atlamik
Record'un sahibi Ahmet Ertegün,
Osmanlı hanedanından Osman Bey
ve eşi Prenses Zeynep idi.
Türkiye'nin BM Daimi Temsilcisi
İnal Batu'nun açılış konuşmasını
yaptığı 'A Cekbration of Abidin' ad-
lı gecede Dino'nun eşi Güzin Di-
no'nun gönderdıği mesaj, sanatçı
Defne Halman tarafından okundu.
Gecenin düzenleyicilerinden Gün-
gör Mimaroğlu da Nâzım Hikmet'in
Dino için yazdığı iki şiirini seslen-
dirdi. Davetli sayısmın üzerinde ka-
tılımın gerçekleştirdiği gecede sıra-
sıyla Guy De Malherbe, Manfred
Bormann,Marie-Helene De Forest-
Divonne, ressam ErolAkyavaş, ga-
zeteci Coşkun Aral, kompotizör II-
han Mimaroğlu,Tunç Yalman birer
konuşma yaptılar.
Piyanist Hüsnü Onaran, Abidin
Dino üzerine İlhan Mimaroğlu'nun
Abıdm Dino için bestelediği "Vol-
kan Patiaması'mn Sonu'" adlı eseri
yorumladı.
Abidin Dino'nun amldığı salonda
konuşmacılar, yaşamı ve sanatıyla
uzun yıllar Paris sanat ortamının
gündeminde kaîmayı başarmış eser-
leri dünya müzelerinin koleksiyonla-
n arasına ginniş Dino'nun yetene-
ğinden insan ve doğa sevgisinden
uzun uzun söz ettiler.Tam Abidin
Dino'ya özgü coşkularn yaşandığı
gecede, Güngör ve ilhan Mimaroğlu
çiftinin evinde bulunan Dino'nun
eserleri salonun bir köşesinde sergi-
lendi. Bunlar arasında sanatçmın
ölümünden birkaç gün öncesine dek
hasta yatağında yaptığı eserler dik-
kat çekti.Sanatçı, bu son günterinde
çizdiği yapıtlara "Akdğerimde Yü-
zen V'apurlar" ismini vermişti.
Abidin Dino, anılırken onun yaşa-
mına özgü bir resimler geçidi, düş-
kınklıklan, sürgünler, kurduğu sıcak
dostluklar, çektiği sıkıntılar ve ne-
dense hepsini tesadüfe bağladığı
tüm dünyaca bilinen başanlan acı
buruklukla üç saat boyunca dile ge-
tirildi, anımsandı. Konuşmacılar
onun uzun uzun Anadolu gezilerin-
den ve bu gezilerinde uzak ve gi-
zemli bir dünyayı keşfettiğini vurgu-
larken onun hem kişisel anlatım tar-
zı. hem Doğu ile Fransız estetiğini
birleştirmedeki ustalığını konuştular.
Abidin Dino'nun insan haklanna
saygısı, özgürlüğe kendini adamışlı-
ğı, Nâzım Hikmet'le olan dostluğu
en belirgin özellikleri olarak sıralan-
dı. Toplantı Prof.Tayfur Altıok'un,
Abidin Dino ile uzun bir röportajmı
içeren filmiyle noktalandı.
Ehsa Monte Dans Topluluğu'nun gösterisinde Zeynep Tanbay, hem dansçı hem de kareograf olarak Türk
seyircisinin karşısına çıkmış oldu.
doyumsuzluğun egemen olduğu
klasik bale topluluklanna çarpıcı
bir alternatif yaratılmış, başanyla
uygulanmaktaydı.
Bu ortamın başanyla
sürdürülmesinin sırn, Elisa
Monte'nin şu sözlerinde yatıyor:
"Yaşama karşı demokratik bir
bakış açım \>
ar. Bence benim
dansçüarunın hepsi yıldızdıriar.
Oıüann bir gün koreograf olmasu
çeşitli yerlerde vönetici mevküere
gelmesi, benim de başanm sayılır.
Aynca, gün boyunca kararlannda
ve hareketlerinde ne kadar uyumlu
olurlarsa, bu durum sahnedeki
perfonnasyonlanna da
yansiNacakür."
Elisa Monte, Martha Graham
Okulu'nda yetişmiş, bu toplulukta
solist olarak dans etmiş bir
koreograf. Daha sonra, Lar
Lubovitchve Pflobolus
topluluklannda da solist olarak
görev almış. Bu sanatçmın
koreografilerinde, doğrudan
doğruya ritim ve buna bağlı
dinamizmden yola çıkılarak
çalışılmış. Dolayısıyla bu eserler,
sözcüklerin gerçek anlamıyla nefes
kesici ve dansçılar için son derece
zorlayıcı bir kondisyonu
gerektiriyor.
Topluluğun, büyük bir gayretle.
önlerine çıkanlan bu meydan
okuyucu koreograftlerin üstesinden
geldiğini kabul etmek gerek.
Zaman zaman beraberliklerde
küçük aksamalar olsa bile bunlar,
dans edilen fırtına içinde göz ardı
edilebilecek boyuttaydı.
En çarpıcı eser:
Vejle/Border Crossing
Koreografisinı ve kostümünü Elisa
Monte ile David Brovm'ın birlikte
gerçekleştirdiği Vejle/Border
Crossing, bu topluluğun iki gün
içinde sergilediği en çarpıcı eserdi.
Christian Canciani ve Adwana
Morrison'ın birlikte dans ettiği bu
koreografi, iki insan arasındaki
kendine özgü bir ilişkiyi de ele
alması bakimından diğer eserlerden
farklıydı. Vejle/Border Crossing'de,
hırçm bir duyusallık, öfkeli bir
huzün ve sevgi denen o inanılmaz
gizemin bin bir boyutunu
yakalamak mümkündü. Diğer
koreografılerde, müziğe, bedene ve
ritme meydan okuyan bir
hareketlilik egemenken, iki kjşilik
bu dans, 'yalın hareket'ten çok
daha fazlasını aktarmayı
başanyordu.
Zeynep Tanbay ile değişik
birboyut
Yine aynı iki koreografın bir ortak
çalışması olan Fatidk Embrace,
benzer bazı nitelikler taşımakla
birlikte biraz aceleye getirilmiş, üç
bölüm arasındaki bağlantılar
tamamlanmamış gibiydi. Bu eserde
Mitsue Miyake ve Mafck Sebai ile
birlikte dans eden Zeynep Tanbay,
bu dansçılarla ilginç bir kontrast
oluşturuyordu.
Bu ufacık tefecik yapılı. soluk
almıyormuşcasına hızlı dans eden
dansçılann yanında, inanılmaz
uzunluktaki çizgileri, buna bağlı
A..udentity ve Fatidic Embrace'de gerçekten
çok usta bir dansçı olduğunu etkileyici bir
biçimde sergileyen Zeynep Tanbay, Elisa
Monte'nin de çok önemsediği ve vurguladığı
denge ve çizgi konulanndaki üstünlüğünü doya
doya gösterdi. Bunun yanı sıra, kendi
koreografisi olan Nothing (Hiçbir şey) ile bize
bir koreograf olarak da daha anlatacak ve
aktaracak çok şeyi olduğunu hissettirdi. "Kendi
bedenim üzerine koreografi yapmak, bana son
derece zor geldi" diyen Zeynep Tanbay'ın,
aslında kendi bedenini çok bilinçli bir şekilde
tanıdığı belli oluyor. Bedenindeki özel nitelikleri
koreografisinde beceriyle işliyor. Uzun ve
araştıncıhğı kamçılayan çizgilerini ve bedenini
parçalara bölen kostümünü kolaya kaçmadan
düşündüğü ve ustalıkla kullandığı açık.
olarak nispeten daha farklı bir
senkronla gelen ataklanyla Zeynep
Tanbay, Elisa Monte ve David
Brovvn'ın koreograf isine değişik
bir boyut kazandınyordu.
Koreografisi yalnızca David Brown
tarafından gerçekleştirilmiş olan
Koulchei Labess'ten Elisa Monte
Dans Topluluğu'nun bütün
dansçılannın büyük keyif alarak
dans ettiği görülüyordu. Melek
Sebai, özellikle bu eserde rahat atak
ve lirik olmayı bir arada
başarabilen, güven veren
dansçılığıyla dikkat çekiyordu.
Işık ve sahne düzeninin
işlevselliği
Audentity ve Dreamtime adlı
koreografilerde, Craig MiDer'ın
ışık ve sahne düzeni, en az
koreografinin içindeki hareketler
kadar önemli bir işlevsellik
taşıyordu. Koukhei Labess'in
Mustapha Attia tarafından
gerçekleştinlmiş kostümleri de
diğer eserlerin kostümleriyle
kıyaslandığında daha sade ve
çarpıcı olmayı başanyordu.
Kadınlann ve erkeklerin benzer
çizgilerle giydirildiği bu
kostümlerde, postmodern dans
kostümü modasına uyulduğu
dikkati çekiyordu.
Gerçekten çok usta bir
dansçı
Audentity ve Fatidic Embrace'de
gerçekten çok usta bir dansçı
olduğunu etkileyici bir biçimde
sergileyen Zeynep Tanbay, Elisa
Monte'nin de çok önemsediği ve
vurguladığı denge ve çizgi
konulanndaki üstünlüğünü doya
doya gösterdi. Bunun yanı sıra,
kendi koreografisi olan Nothing
(Hiçbir şey) ile bize bir koreograf
olarak da daha anlatacak ve
aktaracak çok şeyi olduğunu
hissettirdi. "Kendi bedenim üzerine
koreografi yapmak, bana son
derece zor geMi" diyen Zeynep
Tanbay'ın, aslında kendi bedenini
çok bilinçli bir şekilde tanıdığı belli
oluyor. Bedenindeki özel nitelikleri
koreografisinde beceriyle işliyor.
Uzun ve araştıncıhğı kamçılayan
çizgilerini ve bedenini parçalara
bölen kostümünü kolaya kaçmadan
düşündüğü ve ustalıkla kullandığı
açık.
Ruhumu ve duygulanmı
kuüanmak istiyorum
Zeynep Tanbay. koreografi
konusunda şunlan söylüyor:
"Koreografiyi yalnızca çizgi ve
hareket olarak düşünmek, bana pek
o kadar çekki gelmiyor, ruhumu ve
duygulanmı kullanmak istiyorum.
Bu, günümüzde ün saunış bazı
koreograflar için makbul bir
yaklaşım olmayabilir. ama benim
için çok önemli. Bundan sonra
koreografi çalışmalanma daha çok
zaman ayırmak istiyorum. Önce iki
kişilik. sonra gittikçe kalabalıklaşan
koreografi çalışmalan yapacağun.
Koreografi yapmayı çok sevdim,
şimdi sıra, kendi bedenim olmavan
bedenler üzerinde çalışmaya gekli"
Bizler de Zeynep Tanbay'ın bu
dileğinin en kısa zamanda
gerçekleşmesini ve başanlannın
Türkiye'de daha sık duyulmasını
diliyoruz.
Siııeıııamıı 100. ydı kutlanıyor
GÜRHANUÇKAN
GÖTEBORG -18. Göteborg Film Festivali 3-12
şubat tarihlerinde Göteborg'da yapıhyor. Bu yılm
ana temasında. "Avnıpa filnıciliginin. Hollywood'a
karşı verdiği savaşta, ö> küleri anlanlan kişilerin böl-
gesel özeUiklerini )t>k etmeden nasıl başanlı olacağı"
sorusuna yanıt verilmeye çalışılacak. Bu amaçla dü-
zenlenen seminerin adı, "Local heroes fora Europe-
an audience." Her Avrupa ülkesinden seçilen bir
film, bu açıdan izlenecek ve seminere katılacak yö-
netmenler aralarında bu konuyu tartışacaklar. Ço-
ğunluğu genç ve henüz yolun başında olan 40 yö-
netmenin katılacağı aylar önce açıklandı.
18. Göteborg Film Festivali'nde Türk sineması,
Yeşim t'staoğlu'nun "lz" adlı uzun filmiyle temsil
edilıyor. 1 saat 56 dakikalık fılmde 1960 doğumlu
yönetmen Ustaoğlu, izleyiciyi 'pdkolojik bir yolcu-
hığa' çıkanyor. Festivale katılan filmlerin yer aldı-
ğı katologda genç kadın yönetmenimizin bu ilk uzun
filnu, u
Çok iyi bir oynnculuk içeren ve görüntü se-
çimi bakunuidan ustaca çekilmiş bir gerüim fdmi"
olarak tanımlanıyor.
Festivale katılan diğer fılmlerden adı üzerinde
özellikle durulan bazılan şunlar:
Barnabo Delle Montagne (Mario Brenta/İtah-a),
Senza Pelle (Alessandro D'Alatri/ltalya), Movie
Days(Fndrik Thor Fridnksson/lzlanda), The Secret
ofRoan Inish (John Sayles/lrlanda)- Sleep Wrtht Me
(Rory Kelley/ABD)- Le Cri de Coeur (Idrissa Qu-
edraogo'Fransa-Burkina Faso), SantantangtKBella
Tarr/Macaristan), Tag Ditt Liv (Göran du Rees,ls-
veç), Woyzeck (Jonos Szasz/Macaristan) ve Ver-
hangnis (Fred Kelemen/Almanya). Aynı zamanda,
tanınmış erotik fılmlerden birer mozaik olarak, Ero-
tic Tales 1 -3 ve Erotic Tales 4-6 şekltnde iki ayn gös-
18. Göteborg Film Festivali'nde Türk sineması, Yeşim Ustaoğlu'nun "lz"i ile temsil ediliyor.
terimde altı ayn yönetmenin yapıtlan gösterilecek.
Söz konusu yönetmenler ve fılmleri şunlar
Susan Seideunan (Desperatly Seeking Susan),
Melvin van Peeble (\'rooom. Vrooom, Vrooom)-
Mani Kaul(The Cloud Door), Bob Rafelson (Posta-
cı Kapıyı Hep îki Kez Çalar ve Wet), Ken RusseD
(The Instiable Mrs. Kirsch), ve Paul Cox (Golden
Braid, Touch Me).
18. Göteborg Film Festivali'nde, tsveçli efsanevi
yönetmen Ingmar Bergman'ın 'bir sinema izleyid-
si olarak' seçtıği 11 film de gösterilecek. Bu film-
lerin entanınmışlan arasında "Sirk" (Chaplin), "La
Strada" (Fellini). "Sunset Boulevard" (Billiy Wü-
der) ve "Rashomon" (Akıra Kurosawa) bulunuyor.
Film festıvalinde, Göteborg-Posten gazetesinın
30 bin kronluk ödülü (160 milyon lira), Kuzey Halk
Ödülü adıyla yalnızca lskandınav yapımı filmlere
verilecek ödül ve 5 ayn özgün ve genç yönetmene
sağlanacak 10'ar bin kronluk burslar bulunmakta.
Söz konusu festival, geçen yıl 92 bin bilet satmıştı.
AFSAD\lan"Memleketimden İnsan Manzaraları"et/dnlikleri
Kültür Servisi- Ankara Fotoğraf
Sanatçılan Derneği, her yıl düzen-
lediği "AFSAD Ulusal Fotoğraf Ya-
nşması Sergisi"nin on ikincisi ile
birlikte "Memleketimden tnsan
Manzaraları" adı altında bir dizi
etkinlik düzenliyor.
Yann akşam Ankara Devlet Gü-
zel Sanatlar Galerisi Eşref Üren
Sergi Salonu'ndakı ödül töreniyle
açılacak olan "Memleketimden İn-
san Manzaralan" sergisi, 15 şubata
kadar devam edecek.
Aynı adı taşıyan panel ise cumar-
tesi günü saat 13.00-19.00 arasında
Dedeman Oteli Konferans _Salo-
nu'nda gerçekleştirilecek. Özcan
Yurdalanın yöneteceği panele ko-
nuşmacı olarak Adalet Ağaoğlu,
Halit Çelenk, Can Dündar. Halil
Ergün, Prof. Dr. Ahmet tnam ve
Orhan Taylan katılacak.
Panel sırasında Ibrahinı Demi-
rel'in "însan Haklan ve FotoğraP
başlıklı dia gösterisi de sunulacak.
Demirel'in arşivinden "Nâzım Hik-
met Takvünleri" de yine aynı gün
aynı yerde sergilenecek.
Etkinlikler çerçevesinde 6 şubat
pazartesi günü saat 19.00'da Anka-
ra Alman Kültür Merkezi'nde fo-
toğraf sanatçısı tsa Çelik'in "tsa
Çelik'in Gözüyle Bilim-Sanat tn-
sanları: 1" adlı sergisi açılacak.
Sergi, 11 şubata kadar gezilebile-
cek. Alman Kültür Merketi'nde
aynı gün ayrıca Nâzım Hikmet
Kültür ve Sanat Vakfı'na ait "Nâ-
zım Belgeseli" gösterilecek.
Sezai Kaynak'ın "Bakû Yıllan"
adı altındaki Nâzım Hikmet röpro-
düksiyon sergisi de 8-14 şubat ta-
rihleri arasında Şınasi Sahnesi fu-
ayesinde ızleyıcılere sunulacak.
İFSAK'ın 16. Kısa
Metraj Film
Yarışması
sonuçlandı
• KüMr Servisi- tstanbul
Fotoğraf ve Sinema Amatörleri
Derneği'nin 16. Kısa Metraj
Film Yanşmasf nda biricilik
ödülleri, sinema dalmda Nuri
Bilge Ceylan'ın "Koza", video
dalında ise îlkerCanikligirin
"Ağaç" adlı fılmlerine veriîdi.
lsmet Arasan, Göksel Gülensoy,
Alin Taşçıyan ve Yeşim
Ustaoğlu'ndan oluşan seçici
kurulun değerlendirmesi sonucu,
"Sinema Dalf'nda özendirme
ödülleri Selim Demirdelen'in
"Hasret" ve "Çevre" adlı
fılmleri arasında paylaşnnldı.
Video dalında ise Banu îmsat
Diler'in "Battaniye" adlı fılmi
ikincı, Kaan Şensoy'un "Tath
Sular Vadisi" adlı filmi üçüncü
seçildi.
Mapmara
Üniversitesi'nde
fotoğraf
seminerlepi
• Küitür Servisi- Marmara
Üniversitesi Güzel Sanatlar
Fakültesi Fotoğraf Bölümü,
"Pazartesi Konuşmalan" adı
altında bir fotoğraf programı
düzenledi. Fotoğrafın değişik
konulannı içeren bu toplantılara
konuşmacı olarak Engin
Özendes, Ahmet Öner Gezgin,
Gültekin Çizgen, Merih Akoğul,
Kamil Fırat, Tuğrul Saltıkoğlu.
Sabit Kalfagil. Hilmi Yavuz, Ali
Saydam ve Güler Ertan
katılacak. 6 şubat pazartesi günü
Engin Özendes'in "Cumhuriyet
öncesi Türkiye'de fotoğraf"
konulu semineri ile başlayacak
olan "Pazartesi Konuşmalan",
Marmara Üniversitesi Güzel
Sanatlar Fakültesi konferans
salonunda saat 16.00'da
gerçekleştirilecek.
CRR'de Ernesto
Bitetti gitar resitafi
• Kültür Servisi- Cemal Reşit
Rey Konser Salonu'nda bu
akşam saat 19.30'da Ernesto
Bitetti bir gitar resitali verecek.
Sanatçı resitalde; Granados,
Ponce, Albeniz, Marco, Kaplan,
J. Cardoso ve Piazzola'nın
yapıtlannı seslendirecek.
Dünyanın en önemli konser
salonlannnda sürekli konser
veren sanatçmın 1975 ve 1984'te
Kültür Bakanlıği ödüllennı alan
Öıtetti'nin EMI için doldurdugu
'Sevilla' ve 'Aranjuez'
plaklannın yanı sıra, Deutsche
Grammophon adına kaydettiği
"İki Dünya İçin Gitar" albümü,
eleştirmenler ve müzikseveler
tarafından üyük övgüyle
karşılandı. Sanatçı, 1990'dan bu
yana, Indiana Bloomington
Oniversitesi Gitar Bölümü'nü
yönetiyor
Ayrmtı'dan
iki yeni kitap
• Kültür Servisi- Aynntı
Yayınlan; Rosalind Covvard'm
"Şu Hain Kalplerimiz. Kadınlar
Erkeklere Neden Tesim
Olurlar?" adı inceleme kitabını
ve John Barth'ın "Masal Masal
İçinde" adlı romanını yayımladı.
Aksu Bora ve Asuman Emre'nin
çevirisiyle yayımlanan "Şu Hain
Kalplerimiz" adlı kitabın temel
kaygısı. Batı'da kadınlann son
dönemlerde geleneksel değer ve
rolleri giderek daha fazla
benimsemelerinin, başka bir
deyişle kendi ezilmişliklerinin
sürdürülmesindeki suç
ortaklıklannın nedenlerini
inceliyor. Aslı Biçen'in çevirdiği
"Masal Masal İçinde" adlı
roman ise birbirine bağlı üç
novelladan oluşuyor.
Ankara Devlet
Tiyatrosu'ndan
üç yeni oyun
• Kültür Servisi- Ankara Devlet
Tiyatrosu, "Memuroğlumemur",
"Yunus Emre" ve "Güzel ve
Hayvan" adlı üç yeni oyunu
şubat ayında sahneleyecek.
Dinçer Sümer'in yazıp yönettiği
"Memuroğlumemur" adlı
oyunun sahne tasanmı Sertel
Çetiner'e, giysi tasanmı Funda
Karasaç'a, ışık tasanmı Ahmet
Karademir ve Kemal Sağlam'a
ait. 14 şubatta prömiyer yapacak
oyunda Halil tbrahim
Kalaycıoğlu, Ahmet Mümtaz
Taylan ve Ayça Önal başrolleri
paylaşıyor.