29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 2 ŞUBAT 1995 PERŞEMBE 14 KULTUR PEN: Hükümet âciz durumda Külrür Servisi - Türkiye PEN Yazarlar Dernegı. önceki gün dü- zenledığı basın toplantısmda yaptı- ğı açıklamada. de\let \e hüküme- tin âcız durumda olduğunu vurgu- layarak yıllardır sözü edılen "de- mokratikleşme"nın bir türlü ger- çekleştirilemedığınden yakındı. PEN Yazarlar Derneği Genişletil- miş Yönetım Kurulu Toplantısı'na katılan üye ve yönetıcilenn ortak- laşa kaleme aldığı ve Şükran Kur- dakul'un okuduğu bildiride de- mokratik rejimın vazgeçilmez bir öğesi olan temel hak ve özgürlük- lerin, özellıkle de düşünce, anlatım ve yaratma özgürlüğünün ortadan kaldırıldığı günler yaşadığımız vurgulanıyor ve buna örnek olarak da Doğu'da gerçekleşen insan hak- lan ıhlallerı ve hapse atılan yazar ve gazetecılerın varlığı göstenli- yor. PEN Yazarlar Demeği kurucu üyesı olan yazar Yaşar Kemal'in hakkında, düşüncesinı açıkladığı için DGM tarafından dava açıldıği belirtılen bildiride, Işçi Partısi Başkanı ve yazar Doğu Perinçek'in de görüşlerinden ötürü mahkûm edıldiğınden söz edıliyor. Son ola- rak Onat Kutlar'm ölümünde de görüldügü gibı. yazar ve aydınlan hedef alan köktendınci terörün her nedense önlenemediğı belirtılen bildiride, PEN Yazarlar Derne- ği'nin, insan haklannı ve düşünce, anlatım ve yaratma özgürlüklerini sonuna kadar savunacağı vurgula- nıyor. Bıldiride şu görüşlere yer venlıyor: "Devlet ve hükümet ise, bu olup bitenler karşısında âciz du- rumdadır. Yıllardır sözü edilen 'demokratıkleşme' bir tfiriü 'pa- ket'in içinden çıkamamış.tır. De- mokratikleşmeyi gerçekleştirmesi- ni beklediğimiz sosyal demokrat hareket ise kendi arasında birleş- meyi bile becerememiştir. Yaşama hakkjmızın ve düşün- ce özgürlüğümüzün olmadığı bir ülkede. insanlarımızı daha ne türlü karanlık günlerin bekledi- ğini kestirmek güçtür. Her şeye karşın, 'yazarlar ve sanatçılar ara- sında ırk, renk, dil, din ve sıyasal görüş aynlıklanndan bağımsız ola- rak dostluk ve ışbirliği duygulannı güçlendirmek; düşüncelerin ve sa- nat yapıtlannın ulusal ve uluslara- rası diizeyde özgürce yayılmasına çalışmak; böylece dünya uluslan- nın birbirlenne ve insan haklanna tam saygı gösterdikleri evrensel banş ortamına uiaşılmasına katkı- da bulunmak' amacı güden PEN Yazarlar Derneği'mizin bütün bunlann savunucusu olmaya ka- rarlı bulunduğunu bir kez daha duyuruyoruz.'* Bu arada polis tara- fından toplatılan bildiriyi imzala- yanlar arasında Adalet Ağaoğlu, Adnan Özyalçıner, Osman Şahin, Ergin Koparan, Şükran KurdakuL, Suat Karantay. Egetnen Berköz, Salim Şengil. Sennur Sezer. Atilla Birkiye, Gülsüm-Cengiz Akyüz, Cevat Çapan, Öner Yağcı, Bekir Yıldız, Leyla Erbil, Seyit Nezir, Ataol Behratnoğlu, Alpay Kabaca- lı, Buket L'zuner, Tuğnıl Tanyol, Lİkü Tamer, Mario Levi, Işıl Öz- gentürk, Aydın Hatipoğlu, Orhan Alkaya, Feıîdun Andaç yer alıyor. Şükran KurdakuL "Bizim kma- dığımız ve protesto ettiğimiz şey, demokratikleşme paketi namıyla, artik dört yılı buluyor, ortaya ko- nulan hukuksal güvencelerin hâlâ askıda bulunmasıdır" dedi. Keyifle \ aratılaıı dans fiıluıası Elisa Monte Dans Topluluğu ve Zeynep Tanbay, meydan okuyucu koreografilerin üstesinden geldi N.RANAEVCİM 25-26 ocaktarihinde Cemal Reşit Rey Konser Salonu'nda EKsa Monte Dans Topluluğu ve Zeynep Tanbay, ortaklaşa bir gösteri sergilediler. Aydın Gün'ün girişimiyle gerçekleştirilen bu organizasyonda Zeynep Tanbay. hem dansçı hem de koreograf olarak ılk kez Türk seyircisinin önüne çıkmış oldu. Bu aynı zamanda Elisa Monte Dans Topluluğu"nun da Türkiye"de gerçekleştirdiği ilk gösteriydi. Başlangıçta Aydın Gün, Zeynep'ten değişik koreograflardan bir gece düzenlemesini rica etmiş. Ancak, bir tek Lar Lubovitch'le görüşmesi 8 haftada gerçekleşebilince, Zeynep Tanbay daha hızlı sonuç alabileceği bir çözüm düşünmeye başlamış ve kendisini dansçı olarak bilen ve iyi tanıdığı bir koreografla çalışmaya karar vermiş. Hem bu açıdan hem de Türkiye'de henüz tanınmayan bir koreografı tanıtma şansını elde etmek için Elisa Monte ile görüşerek izlediğimiz bu gösteriieri organize etmiş. Biz, birleşik dansçılar devletiyiz Kısıtlı sayıda basıldığı için izleyiciye bin bir nazla verilen progra kitapçığında belirtildiği gibi, Elisa Monte Dans Topluluğu, 1981 yılında kurulmuş ve 1982 yılında Paris'teki Uluslararası Dans Festivali'nde birincilik ödülünü almış. Dört kıtada, otuz ülkede temsiller verdiği bildirilen bu topluluktan yedi dansçı Türkiye'ye gelebildi. Bu dansçılann her biri değişik ülkelerden, Fransa, Tunus, Jamaika, Japonya, Tayvan... îçlerinden yalnızca iki kişi Amerikalı. Dansçılann dünyanın her yerinden ABD'ye iş bulmaya geldiğıne dikkat çeken Elisa Monte, "Biz, birleşik dansçılar devlenytz" diyor. *Benim topluluğumdaki dansçılar da ABD'de genellikle olduğu gibi, açtığım sınava başvuranlar arasından seçilhor. Dansçılanm birbirinden çokfarklı ortamlardan, çok çeşitli egitimlcrdcn gelhortar. Ortak noktalan. hepsinin de mutlaka bir miktar bale eğitimi almış olmaları. ama modern dansı baleye tercih etmiş olmalan_ Ama çalışmalanmızda hem klasik hem modern dersler yapıyoruz. Modern dersler sırasında çok önem verdiğim bazı yer hareketieri var. Sanmm benim koreografilerün için gerekli nitetik)eri kazanmalan ve korumaları açısından bu çafaşmalar çok önemli." Dansçılannun hepsi yıldızdır Topluluğun CRR'deki gösterilerden önce yaptığı provalarda dikkati çeken bir özellik vardı; dansçılar kendi bale derslerini o anda kendileri yaratıyor, birlikte çalışıyorlardı. Alışılmış bale öğretmeni rolünün yumuşatıldığı bu sistemde, bütün dansçılann her an yaratmaya, düşünmeye ve bunlan uyum içinde paylaşmaya hazır olacak şekilde davranmalan, gerçekten imrenileçek bir tablo sergiliyordu. Özellikle hırs, rekabet, mutsuzluk ve Abidin Dino New York'ta anıldı FUAT KOZLUKLU NEW YORK- Abidin Dino atlan- tiğin öte tarafında, ABD'de kendisi- ni yakından tanımış ve tanımamış iki yüze yakın 'dostu' tarafından anıldı. New York Cniversitesi Uzakdoğu Bölümü Greenberg Lounge salonun- da geçen hafta sonu düzenlenen muhteşem geceyi, Dino'nun dostla- nndan New York'ta yaşayan kompo- zitör İlhan Mimaroğhı'nun eşı Gün- gör Mimaroğlu ve Beyhan Karahan organize etti. Geceye Dino'yu 1980'den itibaren izleyen ve son günlerine dek sık sık yanında bulu- nan gazeteci Coşkun Aral, birlikte resim çalışması yaptığı Fransız sa- natçılar Guy De Malherbe. Manfred Bormann, Marie-Helene De Forest- Divonne, ölümünden kısa bir süre önce söyleşi yaptığı Prof. Tayfiır Al- tıok katılırken, gecenin sunuculuğu- nu Türkiye'nin ilk Kültür BakanıTa- lat Hahnan yaptı. Daha önceden du- yurulan davetliler Hstesinin iki sürp- riz ismi ise Abidin Dino'yu ağabeyi Nasuhi Ertegün aracılığıyla tanıma fırsatı bulduğunu bildiren Atlamik Record'un sahibi Ahmet Ertegün, Osmanlı hanedanından Osman Bey ve eşi Prenses Zeynep idi. Türkiye'nin BM Daimi Temsilcisi İnal Batu'nun açılış konuşmasını yaptığı 'A Cekbration of Abidin' ad- lı gecede Dino'nun eşi Güzin Di- no'nun gönderdıği mesaj, sanatçı Defne Halman tarafından okundu. Gecenin düzenleyicilerinden Gün- gör Mimaroğlu da Nâzım Hikmet'in Dino için yazdığı iki şiirini seslen- dirdi. Davetli sayısmın üzerinde ka- tılımın gerçekleştirdiği gecede sıra- sıyla Guy De Malherbe, Manfred Bormann,Marie-Helene De Forest- Divonne, ressam ErolAkyavaş, ga- zeteci Coşkun Aral, kompotizör II- han Mimaroğlu,Tunç Yalman birer konuşma yaptılar. Piyanist Hüsnü Onaran, Abidin Dino üzerine İlhan Mimaroğlu'nun Abıdm Dino için bestelediği "Vol- kan Patiaması'mn Sonu'" adlı eseri yorumladı. Abidin Dino'nun amldığı salonda konuşmacılar, yaşamı ve sanatıyla uzun yıllar Paris sanat ortamının gündeminde kaîmayı başarmış eser- leri dünya müzelerinin koleksiyonla- n arasına ginniş Dino'nun yetene- ğinden insan ve doğa sevgisinden uzun uzun söz ettiler.Tam Abidin Dino'ya özgü coşkularn yaşandığı gecede, Güngör ve ilhan Mimaroğlu çiftinin evinde bulunan Dino'nun eserleri salonun bir köşesinde sergi- lendi. Bunlar arasında sanatçmın ölümünden birkaç gün öncesine dek hasta yatağında yaptığı eserler dik- kat çekti.Sanatçı, bu son günterinde çizdiği yapıtlara "Akdğerimde Yü- zen V'apurlar" ismini vermişti. Abidin Dino, anılırken onun yaşa- mına özgü bir resimler geçidi, düş- kınklıklan, sürgünler, kurduğu sıcak dostluklar, çektiği sıkıntılar ve ne- dense hepsini tesadüfe bağladığı tüm dünyaca bilinen başanlan acı buruklukla üç saat boyunca dile ge- tirildi, anımsandı. Konuşmacılar onun uzun uzun Anadolu gezilerin- den ve bu gezilerinde uzak ve gi- zemli bir dünyayı keşfettiğini vurgu- larken onun hem kişisel anlatım tar- zı. hem Doğu ile Fransız estetiğini birleştirmedeki ustalığını konuştular. Abidin Dino'nun insan haklanna saygısı, özgürlüğe kendini adamışlı- ğı, Nâzım Hikmet'le olan dostluğu en belirgin özellikleri olarak sıralan- dı. Toplantı Prof.Tayfur Altıok'un, Abidin Dino ile uzun bir röportajmı içeren filmiyle noktalandı. Ehsa Monte Dans Topluluğu'nun gösterisinde Zeynep Tanbay, hem dansçı hem de kareograf olarak Türk seyircisinin karşısına çıkmış oldu. doyumsuzluğun egemen olduğu klasik bale topluluklanna çarpıcı bir alternatif yaratılmış, başanyla uygulanmaktaydı. Bu ortamın başanyla sürdürülmesinin sırn, Elisa Monte'nin şu sözlerinde yatıyor: "Yaşama karşı demokratik bir bakış açım \> ar. Bence benim dansçüarunın hepsi yıldızdıriar. Oıüann bir gün koreograf olmasu çeşitli yerlerde vönetici mevküere gelmesi, benim de başanm sayılır. Aynca, gün boyunca kararlannda ve hareketlerinde ne kadar uyumlu olurlarsa, bu durum sahnedeki perfonnasyonlanna da yansiNacakür." Elisa Monte, Martha Graham Okulu'nda yetişmiş, bu toplulukta solist olarak dans etmiş bir koreograf. Daha sonra, Lar Lubovitchve Pflobolus topluluklannda da solist olarak görev almış. Bu sanatçmın koreografilerinde, doğrudan doğruya ritim ve buna bağlı dinamizmden yola çıkılarak çalışılmış. Dolayısıyla bu eserler, sözcüklerin gerçek anlamıyla nefes kesici ve dansçılar için son derece zorlayıcı bir kondisyonu gerektiriyor. Topluluğun, büyük bir gayretle. önlerine çıkanlan bu meydan okuyucu koreograftlerin üstesinden geldiğini kabul etmek gerek. Zaman zaman beraberliklerde küçük aksamalar olsa bile bunlar, dans edilen fırtına içinde göz ardı edilebilecek boyuttaydı. En çarpıcı eser: Vejle/Border Crossing Koreografisinı ve kostümünü Elisa Monte ile David Brovm'ın birlikte gerçekleştirdiği Vejle/Border Crossing, bu topluluğun iki gün içinde sergilediği en çarpıcı eserdi. Christian Canciani ve Adwana Morrison'ın birlikte dans ettiği bu koreografi, iki insan arasındaki kendine özgü bir ilişkiyi de ele alması bakimından diğer eserlerden farklıydı. Vejle/Border Crossing'de, hırçm bir duyusallık, öfkeli bir huzün ve sevgi denen o inanılmaz gizemin bin bir boyutunu yakalamak mümkündü. Diğer koreografılerde, müziğe, bedene ve ritme meydan okuyan bir hareketlilik egemenken, iki kjşilik bu dans, 'yalın hareket'ten çok daha fazlasını aktarmayı başanyordu. Zeynep Tanbay ile değişik birboyut Yine aynı iki koreografın bir ortak çalışması olan Fatidk Embrace, benzer bazı nitelikler taşımakla birlikte biraz aceleye getirilmiş, üç bölüm arasındaki bağlantılar tamamlanmamış gibiydi. Bu eserde Mitsue Miyake ve Mafck Sebai ile birlikte dans eden Zeynep Tanbay, bu dansçılarla ilginç bir kontrast oluşturuyordu. Bu ufacık tefecik yapılı. soluk almıyormuşcasına hızlı dans eden dansçılann yanında, inanılmaz uzunluktaki çizgileri, buna bağlı A..udentity ve Fatidic Embrace'de gerçekten çok usta bir dansçı olduğunu etkileyici bir biçimde sergileyen Zeynep Tanbay, Elisa Monte'nin de çok önemsediği ve vurguladığı denge ve çizgi konulanndaki üstünlüğünü doya doya gösterdi. Bunun yanı sıra, kendi koreografisi olan Nothing (Hiçbir şey) ile bize bir koreograf olarak da daha anlatacak ve aktaracak çok şeyi olduğunu hissettirdi. "Kendi bedenim üzerine koreografi yapmak, bana son derece zor geldi" diyen Zeynep Tanbay'ın, aslında kendi bedenini çok bilinçli bir şekilde tanıdığı belli oluyor. Bedenindeki özel nitelikleri koreografisinde beceriyle işliyor. Uzun ve araştıncıhğı kamçılayan çizgilerini ve bedenini parçalara bölen kostümünü kolaya kaçmadan düşündüğü ve ustalıkla kullandığı açık. olarak nispeten daha farklı bir senkronla gelen ataklanyla Zeynep Tanbay, Elisa Monte ve David Brovvn'ın koreograf isine değişik bir boyut kazandınyordu. Koreografisi yalnızca David Brown tarafından gerçekleştirilmiş olan Koulchei Labess'ten Elisa Monte Dans Topluluğu'nun bütün dansçılannın büyük keyif alarak dans ettiği görülüyordu. Melek Sebai, özellikle bu eserde rahat atak ve lirik olmayı bir arada başarabilen, güven veren dansçılığıyla dikkat çekiyordu. Işık ve sahne düzeninin işlevselliği Audentity ve Dreamtime adlı koreografilerde, Craig MiDer'ın ışık ve sahne düzeni, en az koreografinin içindeki hareketler kadar önemli bir işlevsellik taşıyordu. Koukhei Labess'in Mustapha Attia tarafından gerçekleştinlmiş kostümleri de diğer eserlerin kostümleriyle kıyaslandığında daha sade ve çarpıcı olmayı başanyordu. Kadınlann ve erkeklerin benzer çizgilerle giydirildiği bu kostümlerde, postmodern dans kostümü modasına uyulduğu dikkati çekiyordu. Gerçekten çok usta bir dansçı Audentity ve Fatidic Embrace'de gerçekten çok usta bir dansçı olduğunu etkileyici bir biçimde sergileyen Zeynep Tanbay, Elisa Monte'nin de çok önemsediği ve vurguladığı denge ve çizgi konulanndaki üstünlüğünü doya doya gösterdi. Bunun yanı sıra, kendi koreografisi olan Nothing (Hiçbir şey) ile bize bir koreograf olarak da daha anlatacak ve aktaracak çok şeyi olduğunu hissettirdi. "Kendi bedenim üzerine koreografi yapmak, bana son derece zor geMi" diyen Zeynep Tanbay'ın, aslında kendi bedenini çok bilinçli bir şekilde tanıdığı belli oluyor. Bedenindeki özel nitelikleri koreografisinde beceriyle işliyor. Uzun ve araştıncıhğı kamçılayan çizgilerini ve bedenini parçalara bölen kostümünü kolaya kaçmadan düşündüğü ve ustalıkla kullandığı açık. Ruhumu ve duygulanmı kuüanmak istiyorum Zeynep Tanbay. koreografi konusunda şunlan söylüyor: "Koreografiyi yalnızca çizgi ve hareket olarak düşünmek, bana pek o kadar çekki gelmiyor, ruhumu ve duygulanmı kullanmak istiyorum. Bu, günümüzde ün saunış bazı koreograflar için makbul bir yaklaşım olmayabilir. ama benim için çok önemli. Bundan sonra koreografi çalışmalanma daha çok zaman ayırmak istiyorum. Önce iki kişilik. sonra gittikçe kalabalıklaşan koreografi çalışmalan yapacağun. Koreografi yapmayı çok sevdim, şimdi sıra, kendi bedenim olmavan bedenler üzerinde çalışmaya gekli" Bizler de Zeynep Tanbay'ın bu dileğinin en kısa zamanda gerçekleşmesini ve başanlannın Türkiye'de daha sık duyulmasını diliyoruz. Siııeıııamıı 100. ydı kutlanıyor GÜRHANUÇKAN GÖTEBORG -18. Göteborg Film Festivali 3-12 şubat tarihlerinde Göteborg'da yapıhyor. Bu yılm ana temasında. "Avnıpa filnıciliginin. Hollywood'a karşı verdiği savaşta, ö> küleri anlanlan kişilerin böl- gesel özeUiklerini )t>k etmeden nasıl başanlı olacağı" sorusuna yanıt verilmeye çalışılacak. Bu amaçla dü- zenlenen seminerin adı, "Local heroes fora Europe- an audience." Her Avrupa ülkesinden seçilen bir film, bu açıdan izlenecek ve seminere katılacak yö- netmenler aralarında bu konuyu tartışacaklar. Ço- ğunluğu genç ve henüz yolun başında olan 40 yö- netmenin katılacağı aylar önce açıklandı. 18. Göteborg Film Festivali'nde Türk sineması, Yeşim t'staoğlu'nun "lz" adlı uzun filmiyle temsil edilıyor. 1 saat 56 dakikalık fılmde 1960 doğumlu yönetmen Ustaoğlu, izleyiciyi 'pdkolojik bir yolcu- hığa' çıkanyor. Festivale katılan filmlerin yer aldı- ğı katologda genç kadın yönetmenimizin bu ilk uzun filnu, u Çok iyi bir oynnculuk içeren ve görüntü se- çimi bakunuidan ustaca çekilmiş bir gerüim fdmi" olarak tanımlanıyor. Festivale katılan diğer fılmlerden adı üzerinde özellikle durulan bazılan şunlar: Barnabo Delle Montagne (Mario Brenta/İtah-a), Senza Pelle (Alessandro D'Alatri/ltalya), Movie Days(Fndrik Thor Fridnksson/lzlanda), The Secret ofRoan Inish (John Sayles/lrlanda)- Sleep Wrtht Me (Rory Kelley/ABD)- Le Cri de Coeur (Idrissa Qu- edraogo'Fransa-Burkina Faso), SantantangtKBella Tarr/Macaristan), Tag Ditt Liv (Göran du Rees,ls- veç), Woyzeck (Jonos Szasz/Macaristan) ve Ver- hangnis (Fred Kelemen/Almanya). Aynı zamanda, tanınmış erotik fılmlerden birer mozaik olarak, Ero- tic Tales 1 -3 ve Erotic Tales 4-6 şekltnde iki ayn gös- 18. Göteborg Film Festivali'nde Türk sineması, Yeşim Ustaoğlu'nun "lz"i ile temsil ediliyor. terimde altı ayn yönetmenin yapıtlan gösterilecek. Söz konusu yönetmenler ve fılmleri şunlar Susan Seideunan (Desperatly Seeking Susan), Melvin van Peeble (\'rooom. Vrooom, Vrooom)- Mani Kaul(The Cloud Door), Bob Rafelson (Posta- cı Kapıyı Hep îki Kez Çalar ve Wet), Ken RusseD (The Instiable Mrs. Kirsch), ve Paul Cox (Golden Braid, Touch Me). 18. Göteborg Film Festivali'nde, tsveçli efsanevi yönetmen Ingmar Bergman'ın 'bir sinema izleyid- si olarak' seçtıği 11 film de gösterilecek. Bu film- lerin entanınmışlan arasında "Sirk" (Chaplin), "La Strada" (Fellini). "Sunset Boulevard" (Billiy Wü- der) ve "Rashomon" (Akıra Kurosawa) bulunuyor. Film festıvalinde, Göteborg-Posten gazetesinın 30 bin kronluk ödülü (160 milyon lira), Kuzey Halk Ödülü adıyla yalnızca lskandınav yapımı filmlere verilecek ödül ve 5 ayn özgün ve genç yönetmene sağlanacak 10'ar bin kronluk burslar bulunmakta. Söz konusu festival, geçen yıl 92 bin bilet satmıştı. AFSAD\lan"Memleketimden İnsan Manzaraları"et/dnlikleri Kültür Servisi- Ankara Fotoğraf Sanatçılan Derneği, her yıl düzen- lediği "AFSAD Ulusal Fotoğraf Ya- nşması Sergisi"nin on ikincisi ile birlikte "Memleketimden tnsan Manzaraları" adı altında bir dizi etkinlik düzenliyor. Yann akşam Ankara Devlet Gü- zel Sanatlar Galerisi Eşref Üren Sergi Salonu'ndakı ödül töreniyle açılacak olan "Memleketimden İn- san Manzaralan" sergisi, 15 şubata kadar devam edecek. Aynı adı taşıyan panel ise cumar- tesi günü saat 13.00-19.00 arasında Dedeman Oteli Konferans _Salo- nu'nda gerçekleştirilecek. Özcan Yurdalanın yöneteceği panele ko- nuşmacı olarak Adalet Ağaoğlu, Halit Çelenk, Can Dündar. Halil Ergün, Prof. Dr. Ahmet tnam ve Orhan Taylan katılacak. Panel sırasında Ibrahinı Demi- rel'in "însan Haklan ve FotoğraP başlıklı dia gösterisi de sunulacak. Demirel'in arşivinden "Nâzım Hik- met Takvünleri" de yine aynı gün aynı yerde sergilenecek. Etkinlikler çerçevesinde 6 şubat pazartesi günü saat 19.00'da Anka- ra Alman Kültür Merkezi'nde fo- toğraf sanatçısı tsa Çelik'in "tsa Çelik'in Gözüyle Bilim-Sanat tn- sanları: 1" adlı sergisi açılacak. Sergi, 11 şubata kadar gezilebile- cek. Alman Kültür Merketi'nde aynı gün ayrıca Nâzım Hikmet Kültür ve Sanat Vakfı'na ait "Nâ- zım Belgeseli" gösterilecek. Sezai Kaynak'ın "Bakû Yıllan" adı altındaki Nâzım Hikmet röpro- düksiyon sergisi de 8-14 şubat ta- rihleri arasında Şınasi Sahnesi fu- ayesinde ızleyıcılere sunulacak. İFSAK'ın 16. Kısa Metraj Film Yarışması sonuçlandı • KüMr Servisi- tstanbul Fotoğraf ve Sinema Amatörleri Derneği'nin 16. Kısa Metraj Film Yanşmasf nda biricilik ödülleri, sinema dalmda Nuri Bilge Ceylan'ın "Koza", video dalında ise îlkerCanikligirin "Ağaç" adlı fılmlerine veriîdi. lsmet Arasan, Göksel Gülensoy, Alin Taşçıyan ve Yeşim Ustaoğlu'ndan oluşan seçici kurulun değerlendirmesi sonucu, "Sinema Dalf'nda özendirme ödülleri Selim Demirdelen'in "Hasret" ve "Çevre" adlı fılmleri arasında paylaşnnldı. Video dalında ise Banu îmsat Diler'in "Battaniye" adlı fılmi ikincı, Kaan Şensoy'un "Tath Sular Vadisi" adlı filmi üçüncü seçildi. Mapmara Üniversitesi'nde fotoğraf seminerlepi • Küitür Servisi- Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Fotoğraf Bölümü, "Pazartesi Konuşmalan" adı altında bir fotoğraf programı düzenledi. Fotoğrafın değişik konulannı içeren bu toplantılara konuşmacı olarak Engin Özendes, Ahmet Öner Gezgin, Gültekin Çizgen, Merih Akoğul, Kamil Fırat, Tuğrul Saltıkoğlu. Sabit Kalfagil. Hilmi Yavuz, Ali Saydam ve Güler Ertan katılacak. 6 şubat pazartesi günü Engin Özendes'in "Cumhuriyet öncesi Türkiye'de fotoğraf" konulu semineri ile başlayacak olan "Pazartesi Konuşmalan", Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi konferans salonunda saat 16.00'da gerçekleştirilecek. CRR'de Ernesto Bitetti gitar resitafi • Kültür Servisi- Cemal Reşit Rey Konser Salonu'nda bu akşam saat 19.30'da Ernesto Bitetti bir gitar resitali verecek. Sanatçı resitalde; Granados, Ponce, Albeniz, Marco, Kaplan, J. Cardoso ve Piazzola'nın yapıtlannı seslendirecek. Dünyanın en önemli konser salonlannnda sürekli konser veren sanatçmın 1975 ve 1984'te Kültür Bakanlıği ödüllennı alan Öıtetti'nin EMI için doldurdugu 'Sevilla' ve 'Aranjuez' plaklannın yanı sıra, Deutsche Grammophon adına kaydettiği "İki Dünya İçin Gitar" albümü, eleştirmenler ve müzikseveler tarafından üyük övgüyle karşılandı. Sanatçı, 1990'dan bu yana, Indiana Bloomington Oniversitesi Gitar Bölümü'nü yönetiyor Ayrmtı'dan iki yeni kitap • Kültür Servisi- Aynntı Yayınlan; Rosalind Covvard'm "Şu Hain Kalplerimiz. Kadınlar Erkeklere Neden Tesim Olurlar?" adı inceleme kitabını ve John Barth'ın "Masal Masal İçinde" adlı romanını yayımladı. Aksu Bora ve Asuman Emre'nin çevirisiyle yayımlanan "Şu Hain Kalplerimiz" adlı kitabın temel kaygısı. Batı'da kadınlann son dönemlerde geleneksel değer ve rolleri giderek daha fazla benimsemelerinin, başka bir deyişle kendi ezilmişliklerinin sürdürülmesindeki suç ortaklıklannın nedenlerini inceliyor. Aslı Biçen'in çevirdiği "Masal Masal İçinde" adlı roman ise birbirine bağlı üç novelladan oluşuyor. Ankara Devlet Tiyatrosu'ndan üç yeni oyun • Kültür Servisi- Ankara Devlet Tiyatrosu, "Memuroğlumemur", "Yunus Emre" ve "Güzel ve Hayvan" adlı üç yeni oyunu şubat ayında sahneleyecek. Dinçer Sümer'in yazıp yönettiği "Memuroğlumemur" adlı oyunun sahne tasanmı Sertel Çetiner'e, giysi tasanmı Funda Karasaç'a, ışık tasanmı Ahmet Karademir ve Kemal Sağlam'a ait. 14 şubatta prömiyer yapacak oyunda Halil tbrahim Kalaycıoğlu, Ahmet Mümtaz Taylan ve Ayça Önal başrolleri paylaşıyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle