06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
21 EKIM 1995 CUMARTESI CUMHURİYET SAYFA HABERLER KeçeH'ye yanıt • A>KARA (Cumluriyet Biirosu) - "ışbacan Tansu Çillefin eşi Ösr Uçuran Çiller, devletolanaklannı kullaıurak çeşitli işbirliLçileriyle çıkar sağladğını ıddia eden eski DYP kanbul İl Başkanı OrhanlCeçeli için "haysıyet celladı müfteri" ifadesni kullandı. Özer Çiller. demokrasilerde. •'iktida- dışındakilerin güvencesi" olarak gördüğü yargının, kendisi ve aile>inin tek güvencesi haline geldiğini söyledi. BaşbaLan Tansu Çiller de, Istanbü Salıpazan'nda, gümrük mallan satişında kullanıan 8 adet sundurmaya ilişkin işletme ruhsatlannın usulsiiz olarak "yalı komşusuna" verildiği iddialan üzerine Başbakanlık Teftiş Kurulunu harekete geçirdiğini bildirdi. Anıl Çeçen, uyesi • ANKARA (Cumhariyet Biirosu) - Birleşmiş Milletler Düşünce Haklan Örgütü'nün (WIPO). Çenevre'de gerçekleştirilen genel kurul toplantısında Prof. Dr. Anıl Çeçen örgüt yöneticisi seçildi. Düşünce haklanna ilişkin sorunlann tartışıldığı 26. Genel Kurul'da, yeni yönetim kurulu ve örgüte bağlı birlik ve konferanslann seçimi yapıldı. Seçimlerde, ilk kez Türk delegesi olarak Kültür Bakanlığı temsilcisi Prof. Dr. Anıl Çeçen, Bern Birliği Başkanlığı'na getirildi. Çarşamba toplanüları • Haber Merkezi-Prof. Dr. Tank Zafer Tunaya anısına düzenlenen Çarşamba Toplannlan'nın bu haftaki konusu "Siyasal Düzenimizde Cumhurbaşkanının Yeri" başhğmı taşıyor. AÜ Siyasal Bilgiler Fakültesi öğretim üyesı Cem Eroğul'un konuşmacı olarak katıtacagı toplantı, 25 ekim çarşamba günü saat 17.30'da Tank Zafer Tunaya Kültür Merkezi "nde gerçekJeştirilecek. Kütahya'da Mdüştü • KLTAHVA(AA)- Eğitim amacıyla dün saat 12.30 sıralannda Eskişehir 1. Taktik Hava Kuvvet Komutanlığı 1. Ana Jet Üssü'nden havalanan F-4 tipi savaş uçagı, Afyon yolu Porsuk Çayı mevkiinde henüz anlaşılamayan nedenle düştü. Yetkililer, otomatik koltuğu kullanarak kurtulan üsteğmen pilotlar Çenk Hatip ve Cüneyt Vurgun'un helikopterle Eskişehir Hava Hastanesi'ne kaldınldığını bildirdiler. Katıat* toplama ppojesi • İSTANBUL (AA) - Çevre Koruma ve Ambalaj Atıklan Değerlendirme Vakfı'nın (ÇEVKO)eğitimprojesi kapsamında Beşiktaş Belediyesi işbirliğiyle gerçekleştirdigi. okullarda katı atık toplama projesinin tanıtım toplantısı dün gerçekleştirildi. Beşiktaş Kültür Merkezi'nde düzenlenen toplantıda konuşan Beşiktaş Belediyesi Çevre Koruma Müdürü Nejat Büyükköksal, çevre korumanın önemine değindi. Epzurum'da tpafik kazası • ERZURUM(AA)- Erzurum'un Pasinler ilçesi yakınındadün 15.00 sıralannda meydana gelen zincirleme trafîk kazasında 6'sı öğretmen 7 kişi öldü, 9 kişi yaralandı. 2 kamyon ve bir minibüsün. aşın hız ve hatalı sollama yüzünden çarpışması sonucu olan kazada ölcnlerin adlan şöyle: Alı Aktaş(31), Şener Odabaşı (24), Mustafa Yıldınm (30), Necmettin Kürk (27), Çemal Erdem (28), Servet Erdoğan (25) ile minibüs sürücusü Fesih Cilo. CHP Genel Başkanı Baykal, hükümetin kurulması için öne sürdüğü koşulunda direniyor 4 Once yasa, sonra güvenoyu9 ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP. hükümetin kurulmasındân önce Seçim Ya- sası'nın çıkanlmasını istedi. Brüksel ve Bonn'daki temaslannı tamamlayarak, Tür- kiye'ye dönen CHP Genel Başkanı Deniz Baykal. "Seçim Kanunu'nu bir görmek la- nm. Seçim önemli bir konu, hükümet daha sonraki iş" açıklamasını yaptı. Başbakan Tansu Çiller ise Deniz Bay- kal'a, seçim yasasını ve tarihini belirleme- yi hükümetin kuruluşundan sonraya ertele- me isteğini iletti. Deniz Baykal'ın, Avrupa seyahatinden dönüşünün ardından dün ge- ce kendisine iletilen bu istemi reddettiği ögreniMi. Iki partinin üzerinde anlaştığı barajlı d'Hondt sistemini ve yüzde 10 ülke bara- jının korunmasını öngören yasa önerisinin önümüzdeki hafta içınde yasalaştınlması hedefleniyor. DYP, ANAP ve RP'nin 24 aralıkta seçim yapılmasına ilişkin önerge- lerinin de 24 ekim sali günü Meclis Genel Kurulu'nda görüşülmesi bekJeniyor. DYP ve CHP kurmaylannın dün yürüttükleri pa- zarlıklar sırasında. bölge barajı konusunda anlaşmaya vanlamadı. DYP yüzde 20 böl- ge barajı uygulanmasını isterken CHP. böl- ge barajının kaldırılmasında ısrarlı olunca, bu konuda son söz liderlere bırakıldı. DYP ve CHP. erken seçimin. yetişirse 24 aralık, yetişmezse ocak ayında yapılması- nı planlarken. seçimin bu yıl yapılması ha- linde. siyasi partilerin. aldıklan Hazine yar- dımına ek olarak. toplam 1 trilyon 130 mil- yar lira daha '•seçim jilı yardımı'* alacakla- n bildirildi. DYP ve CHP'nin seçim sistemi konu- sundaki anlaşma, anahatlanyla şöyle: - Seçimlerde barajlı d'Hondt sistemi uy- gulanacak. - Istanbul, Ankara. Izmirdışındaki heril bir seçim çevresi olacak. İstanbul 3. Anka- ra veİzmir2"şer seçim bölgesineaynlacak. Bu illere. Adana, Gaziantep. Bursa. Kay- seri ve Konya'nın da eklenebileceği kayde- dildi. -Yüzde 10'lukTürkhe barajı korunacak. CHP, DSP'nüı eleştirilerine hedef olmamak için barajm yüzde 5"e indirilmesini btedi. CHa- ğanüstü geiişmeler nedenivle küçük parti- ler ile sola karşı iki turlu seçim planından vazgeçmek zorunda kalan DYP. bu öneriye yanaşmayınca, CHP de ısrarlı olmadt - Kontenjan milletvekillığı uygulaması kaldınlacak. - Oy pusulalannda parti amblemlerinin yanı sıra, genel başkanlann isimleri de ola- cak. -18 yaşındakilerin oy kullanabilmesi için anayasanın gerektirdiği düzenleme yasaya geçirilecek. - Tutuklulann oy kullanma hakkı yasaya aktanlacak. Iki parti kurmaylan dün yeniden birara- ya gelerek. öncekı gün üzerinde uzlaşma- ya varılamayanyeni lOOmilletvekilliğinin dağılımı. çevre barajı ve tercih sistemi (ör- neğin 10. sıradabulunanbirmilletvekilinin tercih oylanyla listenın üst sıralanna yer- leşebilmesil konulan üzerinde çalıştılar. CHP. bölge barajının kaldınlmasını is- terken DYP. yüzde 20 oranında bölge bara- jı uygulanmasını istedi. Toplantıda DYP temsMcilerinin. CHP lideri Deniz Baykal'ın da bölge barajı uygulanmasını istediğini aktarmalan üzerine, bu konuda liderlerin ka- rarvermesi benimsendi. Yürütülecek pazar- lıklar sonunda yüzde 10 bölge barajı konu- sunda anlaşmaya vanlabileceği bildirildi. Ye- ni 100 milletvekilliğinin nüfus kriterine gö- re illere dağıtılması benimsenirken liderle- rin kontenjan ıstemesi olasılığı göz önüne alınarak bu konudaki son söz de liderlere bırakıldı. Başbakan Tansu Çiller'in. özel ATA uça- ğıyla getirttiği CHP lideri Deniz Baykal. uçakta gazetecilerin sorulannı yanıtlarken öncelikli konunun Seçim Yasası olduğunu belirterek. hükümete girip girmeme konu- sunda peşin yargısı bulunmadığını söyledi. Seçim tarihi konusunda aralık sonunu ter- cih ettiğini ifade eden Baykal, şöyle konuş- tu: "Eğer kanun çıkarsa. V üksek Seçim Ku- rulu mümkün görür ise ve gereken her şeyi de yapabilirsek. seçimi ocak avına bırak- makzonındakalmayabilirE.Once Seçim Ka- nunu'nu, sonra YSK'nin takdirini görmek lazını. Anayasa değişikliğinin gerektirdiği yasal değişiklikleri \aşama geçirebümek için de gereken /anıaııı dikkate almak lazım." YSK Başkanı '1.5 trilyon yeterli degil' ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Yüksek Seçim Kurulu (YSK) Başkanı Ni- hat Yavuz, erken genel se- çim için henüz hiçbir hazır- lık yapmadıklannı, anaya- sa değişikliklerine uyum yasalan çıkanldıktan son- ra kendilerine 60 günlük sürenin yeteceğini bildirdi. Seçim için en az 2 trilyon liraya gereksinimleri oldu- ğunu kaydeden Yavuz. "1.5 trilyon lira aktanldı. Bu pa- ra yeterii degiL ama ne ya- palım yetinmeye çauşaca- ğ ^ d d iğ Seçim tarihini TBMM'nin belirleyeceği- ni anımsatan Yavuz, Cum- huriyet'e yaptığı açıklama- da. '"Mecüs'te gerekli uyum yasalan çıkanldıktan. se- çim yasalan değiştirildik- ten ve Resmi Gazete'de ya- yımlandıktan hemen sonra bize verilecek 60 günlük sü- re, gerekli hazırügı yapma- mıza yeterlidir" diye ko- nuştu. Yavuz, Meclis'te he- nüz tamamlanmış birçalış- ma olmaması nedeniyle se- çim için şu ana kadar hiç- birhazırlık yapmadıklannı. beklemede olduklannı bil- dirdi. ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART A//£ I YANA6MA MOZAİĞI /?/&.£/?/ \ K AOA \J Atasoy, ANAP'a zennelerle döndü; Yılmaz, Çiller'e dokundurdu 6 Hırsız diyeceklerine hırçın desinler' Olcay ve Bilginer DGM'de ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-ANAP Genel Baş- kanı Mesut Yılmaz, DYP'den istıfa eden Veysd Atasoy'un partisine katıl- ması dolayısıyla düzenle- nen törende, "hırçın''ola- rak anılmasına değinirken kuşkulu serveti gündemden düşmeyenTansu Çiller'e gönderme yaptı. "Hırsızdi- veceklerine hirçın desinler" diyen Yılmaz, "Beni hiçbir sey yolumdan döndüre- mez"diyen Çiller'ı, "Döne döne başlan dönmüştür. tk- tidarda kalabilmek için par- tilerinin ilkelerinden. mem- leketin menfaatlerinden. hiç- bir şeyden veremeyecekleri hiçbir taviz yoktur" sözle- riyle eleştirdi. Veysel Atasoy'un partiye dönüşü dolayısıyla düzen- lenen törene katılmak üze- re Zonguldak ve Bartın il- leri ile bağlı teşkilatlardan gelen çok sayıda partili. ANAP Genel Merkezi önünde iki zennenin göbek dansını izledi. Yılmaz'laay- nı arabada gelen Atasoy'u alkışlaıia karşılayanpartili- ler, "Veysel yuvaya döndü" diye slogan attılar. Daha sonra düzenlenen törende konuşan Yılmaz, Atasoy ile 30 yıllık arkadaş olduklan- nı söyledi. Siyasal Bilgiler Fakültesi'ni birlikte oku- duklannı, ANAP'm kurucu- lan arasında birlikte yeral- dıklannı ve aynı dönemde parti yönetiminde görev yaptıklannı anlatan Yılmaz. Atasoy'un 4 yıllık kayıptan sonra yeniden partisine dön- düğünü söyledi. "Atasoy için çeşitli benzetmeler ya- pılabilir, Mesela hırçm dene- bilir. Bana da sö>lü>oriar. HeJe bugünlerde boi bol söy- lüyorlar" diyen Yılmaz. "Ama, hırstz diyeceklerine, varsın hırçın desinler"' söz- leriyle kuşkulu servetinin dayanaklannı açıklayama- yan Çiller'e dokundurdu. 1\OTLAR / ORAL ÇALIŞLAR İstanbul Haber Servisi - Si ne- ma \e tiyatro sanatçısı Zuhal Olcay ile eşi Hahık Bflginer, 'dü- şüncesuçu'nun kaldınlmas! için •Düşünce Suçuna Karşı Giri- şim" tarafından hazırlanan "Dü- şünceye Özgüriük' kitabının 1080 yayıncısı arasında yer al- malan nedeniyle DGM'de ifa- de verdiler. Avukatlan ile dün DGM'ye gelen Olcay ve Bilginer. DGM Cumhuriyet Savcısı Aytaç To- lay'a ifade verdikten sonra ga- zetecilerin sorulannı yanıtladı- lar. Terörle Mücadele Yasası 'nın 8. maddesınin kaldınlmasının gerekliliğini vurgulayan Olcay ve Bilginer, bu maddenin düşün- ce özgürlüğünün önündekı cid- di birengel olduğunu belirttiler. Olcay ve Bilginer. "Budurum, bizim mesleğimizi, sanan da di- rektetkiliyor" görüşünü dile ge- tırdiler. Zuhal Olcay. bu madde- nin anayasa ve uluslararası an- laşmalara aykınlığını anlatan iki sayfalık kapsamlı birsavurı- manın altına imza attıklannı ife- de ederek "8. madde mudaka kaldınlmalıdır. Ama bunun kı- sa vadedeolabileceğini sanmıyo- rum. Ancak bir gün kalkaca- ğından eminim" dedi. (Fotog- raf: KUBILAY TÜNTÜL) Ecevit 'Bunakma gerek yoktu' • DSP lideri Ecevit: Sayın Baykal, önce bir bunalım yarattı. ardından bunalımı çözen bir insan konumuna getirmek istedi kendini. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-DSPGenel Başkanı Bfilent Ecevit. çıkarılan hükümet bunalımı ile ülkenin yaklaşık 1.5 ayının ziyan edildiğini belirterek "Saym Deniz Baykal, önce bir bunalım yarattı, ardından bunalımı çözen bir insan konumuna getirmek istedi kendini" diye konuştu. MHP'nın DYP-CHP koalis- yonunu dışandan destekle- yeceğini açıkladığını anım- satan Ecevit. "Bizi böylebir hükümete dışandan destek verdiğimiz için suçlayanlar, şimdi içinde yer alryoriar" dedi. 1991 milletvekili genel w»: çimlennden sonra DYP ve SHP'nin birlikte ülkeyi yâ- nettiklerini, DSP ve kamu- oyunun bu yönetimi tatmin edıci bulmadığını anlatan Ecevit. DYP-CHP koalisyo- nuna ilişkin düşüncelerini Cumhuriyet'e şöyle anlattı: " Seçimlere çok az kala or- taklardan birinin Sayım su- yum yok" deyip sorumlulu- ğu üzerinden atmasını. ilke olarak doğrıı bulmuvorduk. Dönemi bitirmeleri gerekir. Çünkü. dönemin bitmesine çok az kaldı. Seçimler zama- nında yapüsa bile, bugün bir yıldan daha az bir süre kal- mış oluyor. Sayın Baykal ko- alisyonu bozduğu günlerde bie ben a>ıu şeyi sö>lemiştim. Meclis'te yeterli oy desteği de olacaktır. tki partinin oylan dışandan desteğe ihtiyaç duy- mayacaktır. -Vslında ülkenin bir, bir buçuk a\ ını ziyan eden bu hükümet bunabmına hiç gerek yoktu. Saym Deniz Bay- kaL bir taktik olarak. önce bir bunalım yarattı. Ardından. bunalımı çözen bir insan ko- numuna getirmek istedi ken- dini. Biz, bu tür, özellikle ül- keye zaman kaybettirecek taktikleri doğru bulmuyo- ruz. Azınlık hükümetinin destek alamayacağı belli ol- du. Duygusal nedenlerie de olsa, bir DYT-AX\P koalis- yonun kunılamaması da,ge- niş tabanlı denen hükümetin gerçekleşememesi anlamına geUyor." POLÎTIKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Erbil Tuşalpın Yazısı... Erbil Tuşalp; yazılan, araştırmalan ve kitaplanyla ka- muoyunun yakından tanıdığı bir gazetecidir... Erbil, Ankara'da yayımlanan 'Siyah Beyaz' gaze- tesinde köşe yazarıydı bir süredir. Güncel adlı köşe- sinde 'güncel yazılar' yazıyor, Türkiye'nin gerçek fo- toğrafinı okurlarına yansıtıyordu... Erbil'in iki gündür yazılarını okuyamıyoruz. Önceki gün telefon edip sordum: "Yazjların nıye çıkmıyor Erbil?" Erbil Tuşalp, "san- sür" deyip ekledi: "Resmi sansür anlayışıyla mücadele edildiği, yüz- lerce yıl hapis ve para cezası bedelleri ödenerek dü- şünce özgüıiüğü savaşımı verildiği birdönemde; her fırsatta, demokrat bir yayın çizgisi izlediğiaçıklanan Siyah Beyazgazetesinde, sayfadanyazı çıkararakya- şatılan, objektif iyi niyet kurallanyla uyuşmayan bu vahşi uygulamayı protesto ediyorum. Ulusal ve ulusalüstü temel belgelerde yer alan dü- şünce ve görüş açıklama hakkına ve halkın haber al- ma özgürlüğüne açık bir saldm olan bu kısıtlamanın, solda sansür uygulamasının özgün birörneği olarak, basın tarihimizdeki yerini alacağına inanıyorum. Uy- gulamayı, kökleri uzun birgeçmişe dayalı siyasi düş- manlığın son örneğı olarak görüyorum. Gazeteci kimliğinin okurdan, siyasal iktidardan, ekonomik durumdan etkilendiğini biliyordum. Ama siyasi düş- manlığın bir köşe yazısını yırtıp atacak boyutlara eriş- tiğine, yıllar sonra, Siyah Beyaz gazetesinde tanıkol- dum." Erbil, "Veda Etmek Gerekir" başlıklı biryazı yazmış. Yazı. gazete yöneticilerince 'sakıncalı' bulunup ya- yımlanmamış. Siyah Beyaz gazete yöneticileri, sanınz 'solculuk'ad)- na kendilerinı 'sıkıyönetim ya da DGM savcısı' sanı- yorolmalılar... Gelin Erbil Tuşalp'ın 'Siyah Beyaz' gazetesine gir- meyen 'sakıncalı' yazısının kimi bölümlerini birlikte okuyalım... • • • Dün zohuklarla boğuşarak geçti. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Tansu Çiller'/ ıkinci kez görev- lendirirken zortandı. Tansu Çiller'i, TBMM Başkanlığı için yapılan oylamanın sonuçlan zohadı. Deniz Bay- kal ertelenen grevler nedeniyle zordaydı. Bir Semt- i Meçhule' sürüklenişin şifrelerini çözmek, sizin için, bilıyorum ki zor oldu. Yaşamı saltkişiselçıkarianyla belineyenlerin, zorkar- şısında yapacaklan fazla bir şey yoktur. Çünkü onlar, zorluklan aşmak için güneşi balçıkla sıvamak gerek- tiğine inanırlar. Bunun için her şeyi, ama her şeyi ya- pabilirler. Örneğin hiç aldırmadan ihbar ederter. Ya da 'Düşmanımın düşmanı. dostumdur' ilkesine san- lıp umursamadan dedikodu yapahar. Veya rejimin ka- ranlık suratlı bekçıleriyle hiç utanmadan işbiriiğine gi- derler. Yurtseverlere, devrimcilere küfür yağdırmayı biryaşam biçimi olarak benimserler. Gerçeklerle ara- ları hiç iyi değildir. Ucunda kâr, rant, makam olan iş- lerin peşinde koşmak, onlar için en geçerli yoldur. Bu türün siyasi coğrafyası yoktur; onlara Doğu 'nun adam- lan arasında da Batı'nın adamlan arasında da rastla- nabilir. Onlann, elbette sağcısı da solcusu da ola- maz. Bu bencil, bu hoyrat dünyada insan kalabilen- leri, ilkeli olanlan, emeğin ve kültürün temsilcılerini, devrimcileri her fırsatta bir akrep gibi sokmaya kal- karlar. Küçük dünyalannın kendilerinden başka özne- ' si olmadığından kin, öfke, sinsilik, ihanet en yakın dostlandır. Çevrenizde yaşama sevincinden yoksun, yaşamlan boyunca bir tek kez bile dolu dolu kahka- ha atmayan, parti komiseri suratlıöu insanlardan yüzlercesini rahatlıkla görebilirsiniz. Partide, dernek- te, şırkette, gazetede onlarla birlik olup zora karşı durmak, zoria savaşmak hemen hemen olanaksızdır. • • • Dünkü 'BirSemt'i Meçhul'yaz/s/nc/a/oTürkiye hu-. kuken hükümetsiz şifresinin çözülebilmesi için en başta bilgi/birikim/ciddiyet gerekiyor. Yıllannkurtpo- litikacısı Süleyman Demirel'in bile zorlandığı bir ko- nunun medyaya yansıması elbette kolay olmuyor. 51. azınlık hükümetini kuran Başbakan Prof. Tansu Çil- ler'in, 'TBMM'de 15 Ekim 1995 tarihinde yapılan gü- venoylamasıyla düşürülmesinden sonra ortaya çıkan hukuki konumu' tarbşmayaratıyor. Tartışma, TBMM'de güvenoyu ile düşürülmüş bir başbakanın, istifa edip etmeyecegi' çerçevesinde odaklanıyor. Cumhurbaş- kanı Süleyman Demirel, 'içinde bulunulan hukuki so- runun' aydınlatılması için Anayasa Mahkemesi, Da- nıştay ve Yargıtay'a başvuruyor ve görüş istiyor. Köpeğin adamı ısırmasıyla, adamın köpeği ısır- ması arasındaki aynm işte tam bu noktada ortaya çıkıyor. Medyada yeniden dolaştınlmaya başlanan Turgut Özal'/n ruhu, tıpkı eski günlerde olduğu gibi, yine gerçeklerin üstünü örtmeye yetiyor. Hukuk otoritelerinin, 'Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in yeni görevlendirmeyi. Prof. Çiller'in görevi iade etmeyi savsaklaması nedeniyle iradesi dışında geciktirdiği' görüşünü dile getirmelen yetmiyor... Şu anda görevde bulunan Bakanlar Kurulu'nun yürüt- meyi temsil yeteneği olup olmadığf sorusu çevresin- de sürdürülen çalışmalar yetmiyor... Anayasa'nın güvenoylamasıyla ilgili 99,111,114 ve 116'ıncı mad- delerine aykın bir tutum izleyen Çiller'in 'güvenoyu al- madığınının TBMM tutanaklanna geçildiği andan baş- layarak yürütmeye ait yapılan tüm işlerin hukuken boşlukta kaldığı' görüşünün savunulması yetmiyor... uzal ruhunun belihediği ortamlara veda etmek ge- rekiyor. Gerçeği, doğruyu eğip bükenlere veda etmek gerekiyor. Hakka, hukuka, emeğe sırt çevirenlere ve-, da etmek gerekiyor. Gençler, Eşber Yağmurdereli ve 'bölünmez bütünlük' A şın derecede arttınlan harçlann kaldınlması amacıyla TBMM'ye dilekçe vermeye giden gençler, dün Ankara gannda trenden iner inmez gözaltına ahndılar. Yüzlerce genç, yasal bir eylem hazırlığı içindeyken polisin engellemesiyle yüzyüze geldiler. Gözaltına alındıktan sonra başlanna daha neler gelecek onu da kestiremiyoruz. Gençlerin henüz herhangi bir eylemleri olmamış. yasalara aykın bir amaçlannın da olmadığı belli. ama Türk polisi tarafından yakalanıyorlar. Yakalanmasalar ne yapacaklardı? Yalnızca dilekçe vermek için TBMM'ye gideceklerdi. Silahsız, sopasız, ellerinde dilekçelerinden başka hiçbir şey olmayan 18-25 yaş arasındaki 200-300 üniversiteli hangi potansiyel tehlike nedeniyle gözaltına alınır ki? Gerçekten bu silahsız, banşçı amaçlan dışında bir niyetleri olmayan gençlikten ne isteniyor? Örgüt kuramayacaklar, tepkilerini banşçı ve demokratik yollardan dile getiremeyecekler. Çevreleri yasaklarla ve tehditlerle çevrilecek, kafalannı kaldırmayacaklan bir ortam içinde yaşamaya mahkûm edilecekler. Eğer bu durumu protesto falan etmeye kalkarlarsa vay hallerine... Analanndan emdikleri süt. burunlanndan getirilecek. Mahkeme mahkeme, karakol karakol sürünmekten kurtulamayacaklar, eğitim şanslan yok olacak. Gençlerin başlanna gelenleri izlerken eski birgençlik arkadaşım Avukat Eşber Yağmurdereli'nin başına gelenleri anımsadım. Eşber, kendisinin katılmadığı bir eylem nedeniyle 12 Eylül'den önce 1978 yılında turuklandı. Bir soygun olayının azmettiricisi olduğu gerekçesiyle idama mahkûm edildi. Eşber'in iki gözünün de kör olması, onu idamdan kurtardı. Görmeyen gözleriyle tam 13 yıl 5 ay hapis yattı. 12 Eylül koşullannda yalnız başına atıldığı hücrelerde çektiği eziyetler yazılsa roman olur. Eşber. cezaevinden çıktıktan sonra Almanya'da bir vakıftan araştırma bursu alarak Almanya'ya davet edildi. Ancak onu idama mahkûm eden Samsun Ağır Ceza Mahkemesi. aradan 14 yıl da geçse, Eşber'in yurtdışına çıkış yasağını kaldırmadı. Avukatlık da yapamayan Eşber Yağmurdereli, yıllardır pasaport almaya uğraşırken başına yeni bir dert daha açıldı. Özgür Gündem gazetesi önünde yaptığı bir konuşma nedeniyle Terörle Mücadele Yasası'nın 8. maddesini ihlalden 20 aya mahkûm oldu. Ancak bu ceza, Eşber açısından 20 aydan daha korkutucu sonuçlar yarattı. Eşber. kesinleşen bu cezası nedeniyle 2014 yılına kadar hapis yatacak. Yani 13.5 yılın üstüne bir 19 yıl daha yatması gerekecek. Çünkü daha önce çıkanlan Infaz Kanunu nedeniyle müebbetlik cezasının bir kısımını yatmadan serbest kalmıştı. şimdi yeni bir suç işlediği gerekçesiyle eski yatmadıklannı da yatacak. Sırf bir konuşma nedeniyle verilen cezanın sonuçlannı düşünmek bile insanı ürpertecek düzeyde. Görmeyen gözleriyle Eşber. önümüzdeki günlerde TMY'nin 8. maddesinden içeri girerken 19 yıl daha hapis yatmanın da hazırlığını yapacak. Inanılır gibi degil. Kabul edilir gibi değil. Eşber'in daha önceki 13 yılı nasıl geçirdiğini az çok bilen biri olarak 19 yıla inanamıyor ve içime sindiremiyorum. Bu olay nedeniyle bir şey yapamamanın ezikliğini duyuyorum. Toplumsal bir utançla yüz yüzeyiz. ama yalnız bizim yüzümüz kızanyor. asıl yüzleri kizarması gerekenler ise kimin daha çok hırsızlık yaptığı tartışmasını büyük bir yüzsüzlükle sürdürüyorlar. Eşber'i ve bu yazıyı yazarken harçlar nedeniyle gözaltına alınmış gençleri düşünüyorum. Gazeteci arkadaşım Ahmet Ahanı düşünüyorum. yayıncı Ayşe ve Ragıp Zarakolu'nu düşünüyorum. Faili meçhul cinayetlerde öldürülmüş Hasan Ocak'lan düşünüyorum. Güneydoğu'da her gün ölen gencecik insanlanmızı ve onlann ana-babalannı düşünüyorum. Sonra f BMM'yle ilgili haberlere kulak kabartıyorum. Sanki medya tarafından bölünmüş iki ayn Türkiye'de yaşıyoruz. Bir tarafta cicili bicili bol tartışmalı. bol rüşvetli ve küfürlü bir dünyayı izliyoruz. Öte yanda insanlar ölüyor, hakkını arayan gençler gözaltına alınıyor, tekmeleniyor, kafalan gözleri patlatılıyor. Siyaset dünyamızın yaşlı kafalan, ülkemizin bölünmez bütünlüğü üzerine nutuklar atıyorlar. bu sırada Eşber, çenesini tutmadığı için 19 yıllık cezayı çekmek üzere cezaevinin yolunu tutuyor. Siyaset dünyamızın yaşlı kafalan birbirlerine hırsız suçlamalan yapıp. basın toplantılan düzenliyorlar, bu sırada bir genç faili meçhul bir cinayete kurban edilmek üzere kara gözlüklü adamlar tarafından arabaya bindiriliyor. Gençler acı çekiyorlar, kendilerini ifade etmek istiyorlar, örgütlenmek istiyorlar. kafalanna coplar yağıyor. Ülke, rüşvet skandallanyla çalkalanıyor. işçiler açlık sınınndan kurtulmaya çalışıyor, politikacılar kimin daha çok hırsız olduğunu kanıtlamak için toplantılar düzenliyorlar. Ankara'ya giden gençler şimdi gözaltındalar. Harçlara itiraz etmenin faturasını ödeyecekler. Rüşvetten suçlanan. dolandıncılıktan mahkûm olan politikacılanmız, silah tıcaretinden pay alan savaş çığırtkanlan ise ülkeyi böldürtmeyeceğiz diye nutuklar atıyorlar. Velhasılı bir başkadır benim memleketim.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle