06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET 21 EKİM 1995 CUMARTESİ 10 DIZIYAZI Boğaziçi'ndebüyük talan B ogaz'da deniz ulaşımı ne gariptir kı yaygınlaşacağı yerde yıllar geçtikçe zorlaşıyor. Kocaman bir deniz şehri olan Istanbul'a. yetkılıler bir kara şehn muamelesi yapmayı tercih ediyor. Boğaz daki vapur hatlan da her yil biraz daha azaltıyor seferlerini, Iskelelergüzelim kıyılann ucunda çürüyüp gıdiyor. Neyse kı hâlâ birkaç yerden karşılıklı yolcu motorlan işlıyor. Yenıköy'den bu motorlann binyle Beykoz'a geçıyoruz. Boğaz'ın karşı kıyısı da talandan nasibinı almaya başlamış çoktan. Denizden bakıldığında. tıraş edilmiş ve betona bulanmış tepeler içimizi bulandınyor. Ama kıyıdaki yerleşimlerin büyük kısmı, özellıkle de çarşılan öylesıne naif ki. küçük bakkal dükkânlan. vıtnnlen kurdeleler ve sutaşlanyla süsienmiş tuhafiyecıler ve akla gelebilecek her şeyın satıldığı köşelere sıkışmış dükkânlanyla bir Anadolu kasabasını andınvor. Ama "vüla" denılen beton denizı bu kıyı semtınin üzenne çirkin bir çıg gibi akıyor. Beykoz'dan üsküdar'a doğru yürüyoruz. Kıyıdaki yalılar büyük bahçe duvarlannın arkasında özel yaşamlannın sessizligine bürünmüşler. Sol taraftaki ağaçlık yamaçlarda tek tük eski konaklann kımi onanlmış, kimi ölüme terk edilmiş ahşaplan görünüyor. Dar Boğaz yolu ıssız bır kasabanın ortasında yilan gibi kivnlıyor. Salacak'a geliyoruz. Muhteşem manzaralı salaş kıyı. barlann istılasına ugramış. Sahil boyunca uzayıp giden çay bahçelerininse ne romantik bır kuytuluğu var ne de tstanbul'a yakışır bir zerafeti. Kaba saba çay bahçelerinde oturmaktan başka şansınız da yok Kızkulesi'nın tam karşı sında bır masaya oturuyoruz. Henüz küçük olmanın keyfini sonuna kadar çıkarmaya kararlı görünen bir sürü çocuk, sandallara doluşmuş kocaman kahkahalar atarak denize atlayıp duruyor; bırbırlennı itıyor, suya bir dalıp bir çıkıyor ve tstanbul'un tam ortasında pisliği artık gözle görülen suda çılgınca eğleniyorlar. Çaydan başka her şeye benzeyen kırmızı sıvıyı yudumlarken yaklaşık bir aydır gezdığımiz Istanbul'a şöyle bir karşıdan bakıyoruz, güneşi arkasına almış tüm heybetiyle göz kamaştınyor. Bir yolculuğun ardından Bitti: istanbul değil ama bızim çeyrek asır önceki yolculuğun peşinden akıp giden gçzımiz bitti. Aklımız, kulakîaârnizın duymadığı. gözlenmızin görmediği Istanbul'da; gönlümüz gördüklerimizin duyduklanmızın etkisinde. Gezi boyunca gün oldu heyecanlandık, gün oldu üzüldük, şaşırdık ya da ağladık • Boğaz'ın karşı kıyısı da talandan nasibini almaya başlamış çoktan. Denizden bakıldığında, tıraş edilmiş ye betona bulanmış tepeler içimizi bulandınyor. Ama kıyıdaki yerleşimlerin büyük kısmı, özellikle de çarşılan öylesine naif . ki. Vıtrinleri kurdele ve su taşlarıyla süsienmiş tuhafiyeciler, akla gelebilecek her şeyin satıldığı köşelere sıkışmış dükkânlarıyla bir Anadolu kasabasını andırıyor. • İstanbul, 26 yıl önce Çetin Altan ve Ara Güler'in gördüğünden çok farklı artık. O zamanlar hastalanmaya başlayan yaşlı şehir bugün artık can çekişiyor. Şehrin göbeğindeki okullarda öğretmensizlikten dersler yapılamıyor; musluklardan su akmıyor, aksa da zaten kullanılamayacak kadar pis kokuyor; yoksulluk bir kangren gibi evlerden evlere, sokaklardan sokaklarayayılıyor... Rumelihisan sırtlarından bakıldığında Boğaziçi'ndeki betonlaşma insanın içini karartıyor. Istanbul'a. Ama gene de doyamadık. Bıraksalar aylarca kuytulannı kanştınr. ara sokaklannı arşmlar. insanlarıyla sohbet ederdik. istanbul, 26 yıl önce Çetin Altan ve Ara Güler'in gördüğünden çok farklı artık. O zamanlar hastalanmaya başlayan yaşlı şehir bugün artık can çekişiyor. Şehrin göbeğindeki okullarda öğretmensizlikten d/rşler yapılamıyor: musluklardan su akrrnyor. aksa da zaten kullanılamayacak kadar pıs kokuyor; yoksulluk bir kangren gibi evlerden evlere. sokaklardan sokaklara yayılıyon her gün en az bir kişi geçim sıkmtısından bunalıp kendinı öldürmeye kalkışıyor; anneler cinnet geçirip çocuklarını, kocalar cinnet geçirip kanlarını boğazlıyor; sokaklar dilensin diye kaldınmlara bırakılmış bebeklerden geçilmiyor... Biryandan da birbiri ardına alışveriş merkezleri \e barlar açılıyor. Tüketim deli hızıyla kasıp kavuruyor vaşamlan. En yoksul aileler bile. asla satın alamasalar da vitrinlerde lüks tüketim mallannı görmekten memnun olduğundan, sınıf farkı artık kimsenin gözüne batmadığından ve "parası olan yaşar, olmayan sürünür" düşüncesı yüreklerde bile legallik kazandığından olsa gerek. artık Istanbul'da yaşananlar kimsenin gözüne batmıyor. Politikacılar da. yerel yöneticiler de şehrin çürümesine göz yumuvor, kişisel çıkarlann gerektirdiği yatırımlar dışında kıllarını bile kıpırdatmıyorlar. Istanbul'da yaşayanlarsa. paraları varsa eğer kendi sınırlan ıçınde şehrin keyfini çıkanyor. paraları olmayanlar her gün tarifsiz acılar içınde kı\ranarak ölüyorlar. Ama ne olursa olsun yaşam devam ediyor \e şairlerin yedı tepeli şehri. üzerinde olan bitenlerı. asırlardır yaptığı gibi sessizce izlemekle yetinıyor. İyice azalan yeşilliklerinde âşıklara yer açıyor, pislense bile güneş ışıklanyia herdaim panldayan Boğaz'ın sulannı sanki sevinçle akıtıyor içinden, gün batımlarında eşsiz siluetini tüm cömertliğiyle sergilemeye devam ediyor... Bir kaldınm kenanna oturup gözümü yere dikiyorum. yüzyıllar boyunca yaşanmış hayatlar tütüyor usulca topraktan.. "Yaşarken yazdığımız İstanbul elbette burada bitmedi... Yaşadığımız \e > azdığımız sürece de bitmevecek. Sonunda bu. biteceğiz, o bitme>ecek. Hiç, hiç, hiç bitmeyecek_* > Alıntılar. ' Ai Işte Islunbul" kitabmdan BİTTİ IstanbııTmı görkemli saraylanMUALLA SÜMER Yazar-Fotografçı Ş ehir Hatlan vapurlanyla yolculuklarda Beylerbeyi Sarayı'nı izîeyenler, hayranlık duyarlar sanınm. Bu güzelim sarayla 1963'te dünyanın dört bucağından konuk gelen yazarlara tstanbul Valisi tarafından verilen resepsiyonda tanıştım. Iç dekorasyonun zen- ginligine. tarihteki ince zevke hayran olmamak el- de değil. "Mavi Salon"un görkemini anlatabilmek zor. Doğu'nun. her materyali dantel gibi işleyerek sanat eserleri yaratması doğasında var. Saltanatm, önü alınamayan fantezisinin de katkısıyla; altınlar, gümüşler, en nadide mermerler. gül ağaçlan. ipek- ler. \itraylar. porselenler. kristaller sanatkârlann engin ruhlan ve maharetleriyle izlemeye doyulma- yacak güzellikler panoraması yaratarak nesilden nesıle ulaşabiliyor. Barok tarzı çift kollu döner mer- dıvenden inip havuzlu salona geçtim. Tepede: Se- kızgen bir tarzda yerleştinlmiş yaldız bezemeli camlar. Doğu'nun stilıze motifleri, geometrik çev- relemenin köşe veortalardaki madalyonlann; bay- rak-sancak-tuğ- deniz resimleri ve ortadaki koca- man havuzla tarihsel bir rüya âlemindeydim sanki. Yerden itibaren yükselen oymalı altın çerçeveli kris- tal aynalar. paha biçilemez avizeler... Böylesi zen- ginlikler başka ülkelerin saraylannda da var elbet. Ama kişi kendi vatanınm tarihsel görkemli binala- nnı gezerken kişisel zenginliği imişçesinebirduy- guya kapılıyor. Sarlds ve Agop Balyan kardeşlerin tasanmlanyla Abdülaziz zamanında inşa edilen Beylerbeyi Sarayf nın en zarif ve ilginç bölümleri "Deniz Köşkleri" sanınm: Fantezı dolu "Doğulu" tarzlanyla, ahşap kaburgalı çadır biçımi eğrisel ör- tüleri: sekizgen tabana sivrikaç kemer oluşturarak bağlanmıştır. Bahçe kameriyesı görünümündedır- ler. Içlerindekı sekizgen salon: çeşıtlı hay\an figür- lerinden oluşan resimlerle bezenmiştir. Yeşillikler arasında minyatür gibi duran deniz köşklerinin re- vak mekânı çok sayıda kubbecıklerle örtülüdür. I Boğaz Köprüsü'nü geçerken: Beylerbeyi aya- ğınm yakınındaki vemyeşil korulukta minyatür gi- bi duran. beyaz boyalı üç katlı güzelim köşkü fark etmemek olanaksız. Bugünkü sahipleri MESA în- şaat'a. bu nadide köşkü çok iyi koruduklan için te- şekküretmeyi borç bilırim. Binanın ilk sahibinin to- runu olan aziz arkadaşım Süheyl Uryani'yi (yüksek- mimar) bu güzel baba ocağını nasıl olup da elden çıkardıklan için taşlamadan duramam. II. Abdülhamid'ın danışmanı. Sultan V'ahdet- tin'in adliye nazırı Mehmet Cemil Molla'nın, 1800'lerin sonuna, kendi zevkıne \e tarifıne uygun olarak Ermenı birmimara yaptırdığı bu güzel köşk- te, torunu Süheyl Uryani çocukluğunun mutlu gün- lerini yaşarken. 1929'da İstanbul Boğazı'nı ılk kez buzlar kaplar. Süheyl. dokuz yaşıh merak ve heye- canıyla buzlar üstünde yürürken kayıp buz gibi su- lara gömülür. Kurtanlıp köşke götürülene kadar şi- fayı kapar, nefritin yan etkileriy le ömür boyu didi- nir. Şair-i Azam AbdiilhakHamitTarhan'ın da ya- şadığı (1852-1937) bu tarihi binada gençlik yıl'la- nnı yaşayan arkadaşımız Süheyl Uryani. pederini de orda yitirdi. Çırağan Sarayı Abdülaziz zamanında büyük bir mali kriz yaşan- dığı sıralarda, ülkenın önemli ihtiyaçlanna aynlan paralara el atılarak -faizle borç alarak- bazı mülk- lerin geliri karşılık gösterilerek, padişahın kaprisi uğruna inşa edilen Çırağan Sarayı, hanedana uğur- suzluk getirmıştirdenebilir. İnşa edildiği sıralarda bitişiğindeki Mevlevihanenınarazisinedeel konu- lur. Mevlevi büyüklerinin mezarlan yeni yapılan bi- nanın temelleri altında kahr. Mevlevilerin gönülle- rinın kınlışı. uğursuzluklann nedeni sa>ılır. Bu sa- rayın yapımına da Sarkıs Balyan imza atmış. Esas yapı \ e Ortaköy "e kadar uzanan ek sarayla- nnyapımı 12yıldatamamlanmış(l871). fakat Ab- dülaziz görkemli sarayda çok orurmavıp. Dolma- bahçe Sarayı "na dönmüştür Dört yıl sonra tahttan indırilıp: Cırağan'ın Ortaköy'e en yakın olan so- nuncu ek binasına götürülmüştür. 1876'da orada öl- müştür. Bahtsız padişahlardan V. Murad da tahttan indirildıkten sonra bugün onarılmış olan ana bina- sına kapatılmtştır. 1878de ihtilalci ruhlu gazetecı ABSuavi. V Murad'ı tekrartahta çıkarmak için top- ladığı (2009 göçmen işçiyle Abdülhamid'ın ma- beyn dairesini basmışsa da; başanlı olamavıp can vermiştir. Abdülhamid. bu kez V Murad'ı annesiy- le birlikte önce Malta Köşkü'ne. sonra Çırağan'ın günümüzde kız lisesi olarak kullanılan harem bi- nasına kapatır. Otuz yıl tam mahrumivet içınde ora- da bannanV Murad. 1904'teaynı binadaölür. Dört yıl sonra Abdülhamid tahtını kaybedınce; Meşru- tiyet Dönemi Meclis-i Mebusan Reisi Ahmed Rı- za Bey. yenı sultan Reşad'dan, Meclis'ı Mebusan \e Ayan'ı Çırağan'da yerleştirme ıznı aldıysa da ikı ay sonra 1910'da bına cayır cayır yanarak dört duvar kaldı 1924'te hilafet kaldınlıp. hanedan yurtdışı- na çıkanlırken V Murad ve aılesinin oturduğu altı Feriye saraylanndaki antikalar yok fivatına satılır. binalar boşaltılıp okullann hizmetine bırakılır. Yıllarca ŞerefStadı olarak kullanılan yanık 'va- ray için 198 7 "den sonra uluslararası ihale açılarak Hünkâr Bahçesi'ne bir otel inşa ettirildi. Yanmış HünkârSarayı ıçinde ıse Kempinsky Otel'ıntören- bale salonlan. restoranlan inşa edildi. (1.5 km uzun- lukta tarihi anıtsal kordon: Osmanlı Imparatorlu- ğu'nun ihtışamının son örneğıdir.) Yıldız Sarayi 500 bin metrekarelık bahçe ve koruluk içine yer- leşmiş Yıldız Sarayı. yönetim-koruma yapıları ve camisiyle 44 bölümlük bir başka dünya. Sarkis- Agop-Garabet Balyan'lar. Raimondod'AronccVa- salaki İonnidis, A. \allaurv. Yanko, Berthier: Mi- marlar silsilesı. Sultan'ın üslup ve biçim belirtme- lerini deekleyelim. Agop ve Sarkis Balyan'ın tasa- nmlanyla: Büyük Mabeyn. Şale, Malta. Çadır köşkleri... Kış bahçeleri, seralar, Yaveran Köşkü. Harem Köşkü. ahırlar. tiyatro vesergi binalan. nö- betçı pavyonu. çinı fabrikası: İmza. d'Aronco. Gö- nül "Türk" ımzasının atıldıâı szünümüzden vanael- bet. Yıldız Sarayf nı çeviren çok yüksek ve çok ka- lın duvarlar.. Gizlilik korkutucudur. Duvarlann ıçinde saltanat. romantik pitoresk bahçe içinde san- dallarladolaşılan (300 m) uzunlukta yapay göl, kas- kadlar, romantik köprüler. oh ne güzel! Dev let ma- aşlanödeyebiliyormuydu?Hayır. Saltanat sonaer- dikten sonra ıhmale uğrayan saray bahçesinin dış koruluğu 1940'tan sonra Yıldız Parkı olarak adlan- dırıldı. 1950'lerde bahçecilik uzmanı Lütfî Arif Kamber. Çırağan Sarayı'nın arkasındakı sette her yıl -\'üdızÇiçeği'"sergileridüzenledi. 1960-70'ler- de bakımsız kalan ve kötü nıyetlılenn istılasına uğ- rayan Yıldız Parkı. l979başındaTurıngveOtomo- bil Kurumu'nun onarımına - bakımına ve ışletme- sine bırakıldı. On beş vıllık emekten sonra Çelik Gülersovun himmetiyle; rahatça gezilir ve dinle- nilir turistik görünüm kazandınldı. Ihlamur Kasn Beşiktaş'ta. Fulva - Topağacı semtlennin aşağı bölümünde. tanhte Nüzhetıye mesirelennın bulun- duğu yerdedır Ihlamur bahçesi Abdülmecid tara- fından Nigoğos Balyan'a yaptınlan Ihlamur Kasn: Abartılıdışsüslemelenyle. sütunlanyla. vazolany- la, iki kollu merdivenle çıkılan balkonuyla zengin tarihimızın tıpik bır esendır. İkincı bina Maiyet Kasn keza. Abdülaziz ve \. Mehmed Reşad zama- nında da dinlenme köşkü olarak kullanılan Ihlamur Kasn ve mesiresi; I. Dünva Savaşı sonrası ve cum- huriyet devnnde 1950'lere kadar boş ve bakımsız kaldılar. 1951 *de İstanbul Belediyesi'ne verilince; Belediye Başkanı-V'ali Fahrettin Kerim Gökay. 1952'de Harem Köşkü'nde Tanzımat Müzesı'ni kurdu. Ihlamur Kasrı'nı (Merasım Köşkü) ziyare- te açtı. Sonrakı yıllarda köşkler belediyeden ayn- larak müze olmaktan çıkanldı. 1980'de köşkler ona- rılarakyeniden halkaaçıldı. Sessiz ve serinbirbah- çede huzur duvnıak isteyenler Ihlamur Kasn ve bahçesini ziyaret etsinler. BİTTİ ÇALIŞANLARIN SORULARI / SORUNLARI YILMAZ ŞÎPAL Bana aylık baglanmadı ve hiçbir ödeme de yapılmadı SORU' Sekiz yıldır. devlet memurluğu vapmak- tayım. Altı ay önce, vıllık izin kullanmakta iken. tra- fık kazası sonucu, çalışamayacak derecede sakat kal- dım. Sağlık kurulu karan ile devlet memurluğu ya- pamayacağım belgelendi. Böylece elimde olmayan nedenlerle emekliye ayrılmış oldum. Ancak. Emek- li Sandığı'nca bana aylık baglanmadı ve hiçbir öde- me de yapılmadı. Hiç mi yasal hakkım voktur? T.C. Emekli Yasası'nın 44. maddesı uyannca. gö- revle ılgilı olmaksızın. nedeni ne olursa olsun. sakatlanan ya da tu- tulduklan iyileştirilmesi olanaksız hastalıklar sonucu. 'vazifeleri- ni yapamayacak duruma giren iştirakçiler'e 'malul' denilmekte ve yasanın öngördüğü koşullar uygunsa, çalışamayacak derecede sakatlananlara adı malullük aylığı bağlanmaktadır. T.C. Emekli Sandığı Yasası'nın 53. maddesinde 'adı malullük aylığının hangi koşullarda bağlanacağı belirlenmiştır. "Adı malullük aylığı, fiili hizmet müddetleri en az 10 yılı tamam- lamış bulunan iştirakçilenn fiili ve itibari hizmet müddetleri top- lamına göre ve malullük dolayısıyia vazifeden aynldıkları tarihte- ki keseneğe esas aylık veya ücretleri' göz önüne alınarak bağlan- ınakmtadır. Yasada, malullük aylığı bağlanabilmesi için aranan koşullardan biri de, fiili çalışma süre.sinin, en az 10 tam yılı doldurmasıdır. AncakenazS tam yıl emeklilığe bağlı bırgörevdeçalışıp. yine iyileştirilmesi olanakız derecede sakat ya da hasta olup, başkalan- nın yardımı olmaksızın yaşamını sürdüremevecek durumda ve ge- çınebılecek kazancı olmavanlara da malullük avlıûı baûlanmakta- dır. Sos>al Güvenlık Kurumları arasındakı çelışkılerden bırı de ma- lullük aylığı bağlanması için aranan koşullardır. Oysa ki, 506 sa- yılı Sosyal Sigortalar Yasası hükümlerine göre. "Toplam olarak 1800 gün v ey a en az 5 yıldan beri sigortah bulunup, sigortalılık sü- resinin her yılı için ortalama olarak 180 gün malullük. yaşlılık ve ölüm sigortası primi ödemiş' sigortalılar. çalışamayacak duruma geldiklerinde aylık almaya hak kazanır. Bağ-Kur Yasası uyannca da malullük aylığı bağlanabilmesi ıçın "en az 5 tam yıl sıgorta pri- mı ödemiş olmak' yeterlidır. Üç ayrı sosyal güvenlık yasasından ikisı. malullük aylığı bağlan- ması ıçın 5 vıllık bır süre çalışmış olmayı yeterli göımüş. en eski ve en köklü sosyal güvenlik yasası olan T.C. Emekli Sandığı Ya- sası ıse. bu süreyi 5 yıl fazlasıyla 10 yıl olarak kabul etmiştir. Bukonudayapılacak vasal düzenlemc iledileyelimkı bu 10 vıl- lık siire 5 yıla indirilsin ve böylece bu konuda sosyal güvenlik ku- rumları arasında eşıtlik sağlansın. POLntKA VE ÖTESİ MEHMED KE>L4L Devlet Adamlığı... \ Turlardan sonra eski dostumuz İsmet Sezgin, TB- MM Başkanı oldu. Adaylara baktığımda olacağı bel- liydi. Bir dostumuz gitmiş (Cindoruk), bir başka dos- tumuz (Sezgin) gelmişti. ismet Sezgin'i Aydın Bele- diye Başkanı'yken tanınm. Aydın'da şimdi adını unuttuğum bir barajın temeli atılacaktı. Temeli, zamanın başbakanı Adnan Men- deres atıyordu. Menderes'in hem memleketi hem de seçim bölgesi olan Aydın'ın belediye başkanı İs- met Sezgin'di. Parti başkanı da şair Hamdi Kestel- li'ydi. İsmet Sezgin'i Kestelli aracılığıylatanıdım. Ge- ceki şölenden sonra Menderes dinlenmeye çekilin- ce yakın sayılan bizler içmeyi sürdürmüştük. Şiirler okumuş, şarkılar söylemiştik. Dostluğumuz yıllarca eskiye dayanır. Kızlanmız (Önce'yle Seynan) TRT'den arkadaştır- lar; arada bir selamını alır, selam gönderirim. içişleri bakanlığından sonra bir kıyıya çekılmıştı. Şımdi yeni- den öne geçti. Bizim politikacılar arasında devlet adamı azdır. Si- yasetçi olur. ama devlet adamı olmaz: "nazik olur, a- ma nazenin olmaz"... Adam siyasete atılır, bir parti- ye girer, gücüne göre sıralamaya uyarak bakan olur, kabineye girer, ama devlet adamı değildir. İsmet Sez- gin dostumuz, politikanın dehlizlerinde yoğrula yoğ- rula devlet adamı olanlardandır. Padişahlıkta da cumhuriyette de çok değerti dev- let adamları çıkmıştır. Devlet adamı gelenegi sürmüş- tür. Ancak, Demokrat Parti döneminde iş biraz değiş- miştir. Partinin kurucularından dördü, devlet makam- larını aralannda paylaşmışlardır. 27 Mayıs'ta seçim- leri kazandıktan sonra dört kurucudan Celal Bayar devlet başkanlığına, Refik Korartan meclıs başkan- lığına, Adnan Menderes başbakanlığa, Prof. Fuat Köprülü de dışışleri bakanlığına oturmuşlar; uzun süre yanlarına kimseyi almamtşlar, devlet adamı ye- tiştirmenin önünü tıkamışlardır. Devlet adamı, devletin içinde pişe pişe olunur. Önü tıkalıysa, kimseye açılmıyorsa nasıl devlet adamı olu- nur? Güdük siyasetçileri saymazsak. bizde birkaç kabı- ne dolduracak kadar adam vardır. Siyasetin ayağa düştüğü, "parayla para kazanmanın" beceri sayıldı- ğı bir dönemde siyaset adamları karanlıkta kalır. '46 demokrasisinden bu yana pek az devlet ada- mı çıkmıştı. Siyaset adamı mı, beklendiğinden de çok çıkmıştır. Nice kendini bilmezler devlet adamlığına soyunmuşlar, yaya kalmışlar. Bakın ortalıktaki siya- set adamlarına.. kaç devlet adamı bulursunuz? "Pa- rayla para kazanma" çağında gözünüzü dolduran var mı? Devlet adamı ararken bir boşluğa bakıyor gibi ol- muyor musunuz? Boşa yormayın kendinizi, bir süre daha bekleyecegiz.. devlet adamı seradan çıkmıyor. B U L M A C A SEDAT YAŞAYAM 1 2 3 4 5 6 7 8 SOLDAıN SAĞA: 1/Polatlıilçesiya- kınlannda, Frigya 1 dönemınden kal- „ ma ünlü antık ^ kent. 2/Bırçalgıyı 3 dogrU ses vermesı için ayarlama... 4 Telefon sözü. 3/ c Güney Amerı- ka'da yaşayan bır 6 yük hayvanı... Aİ- -, gılanan nesnelenn temel niteligı. 4/ 8 LçSaahşorter'den bin... Matematik- ° te kullanılan sabıt bir sa> 1 5/ Şöhret... Bir nota. 6/ "Sema- ya— çektı ah ü fıganım" (Karacaoglan)... Kuran'dabir sure. 7/ Idare lambası. 8/ Be- lırti... Memelilerde ana ıle dölüt arasında kan alıp verme işını saglayan organ. 9/ Re- çıne... Pırinç ve şekerkamı- şından elde edilen bir tür ra- kı. VX T KARIDAN AŞAĞIYA: 1/ M ilyonlarca yıldızdan, yıl- dız kümelerinden. bulutsu ve gaz bulutlanndan oluşmuş ba- ğımsız uzay adası. 2/Tellı balıkçıl... Dağkeçısı. 3/ XVIII. yüzyıl sonunda klasısızme tepkı olarak doğan edebıyat ve sanat akımı. 4/Tıvatro niteligı taşıyan radvo ya da televız- yonyayını. 5/Köpek... Dınadamlannın simgesı sayılanbaş- lık. 6/ Akıl... Son derece kavgacı olan gözde bırakvaryum balığı. II Cılve... Kahveci tepsisi. 8/ Hayvanlann bağlan- dığı gölgelık... Olumsuzluk belirten bırönek... 9) Lokanta- larda garson vamağı "Bır — var idı zaif ü nizâr ' Yük elın- den katı şıkeste vü zâr" (Şeyhı). KAMAR Kamuoyu ve Medya Araştarmalan A.Ş. ARAŞTIRMA YONETİCİSİ arıyor. Adaylarda aranan ozellıkler: • Bir araştırma pfojesinı teklif hazırlamaktan rapor yazımına kadar yürütebilmek • Bır araştırma şırketinde en az 1 yıl uzman olarak çalışmış olmak • Yabancı dıl (tercıhan Ingilizce) bilmek • Ünıversite mezunu olmak • Bilgısayar kullanabilmek Adayların 15 Kasım 1995 tarihine kadar 'Uzman' rumuzu ile Kasap Sok. Altınay iş Merkezi 10/4 80280 Esentepe- Istanbul adresıne fotoğraflı özgeçmişlerinı içeren bir mektupla ya da 0-212-288 58 97 numaralı faksla yazılı olarak başvurmaları gerekmektedir. Tüm başvurular gizli tutulacaktır ve yanıtlanacaktır. ILAN T.C. BAKIRKÖY 5. SÛLH HUKUK MAHKEMESİ'NDEN i 995 1038 Esas 1995 '984 Karar Davacı Ayşegül Sidal tarafından mahcur Yilmaz Si- dal aleyhine ikame olunan vasi tayini davasının yapı- lan açık yargılaması sonunda: Davanın kabulü ile tstanbul ilı. Eyüp ilçesi. Mimar- sinan Mahallesi cilt: 030/04. savfa 65 ve kütük sıra no: 364'te nüfusa kayıtlı ve halen fstanbul Bakırköy Kar- taltepe Mahallesi Camı Sokak Bahar Apt. B Blok No: 1 1 Kat: 2 D: 6 adresinde ikamet eden Kemal ve Me- liha oğlu 17.1.1965 D.lu Yilmaz Sidal'ın hacir altına alınmasına v e kendisine aynı yer ve hanede nüfusa ka- yıtlı keza aynı yerde mukim eşı Mehmet kızı 1969 D.lu Ayşegül Sidalın TM.K.'nın 355. maddesı gereğince vasi olarak nasp ve tayinine. 13.10 1995 tarihli celse- de karar verilmiştir. llan olunur. 18.10.1995 Basm: 48548
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle