25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
21 EKİM 1995 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA KULTUR 13 Akbank 5. Uluslârarası Caz Festivali 4-14 Ekim tarihlerinde dört ayn mekânda yapıldı Yeni bölümlerle zeııgîn bir festivalCEM YEGÜL \btthew Shipp, Mimar Sinan Üniver- sıtes 'nın Şeker Ahmet Paşa Salonu'nda CeciTaylor'ın birdönem basçısı \VilIiam Parter eslığınde çalarken gerçekten de zamaı zaman Cecil Taylor" ı andınyordu. Akbank 5. Lluslararası Caz Festivali çer- çevesınde verdigi bu ilk konserden birgün sonra Matthew Shipp'in Aksanat'ta ol- dukça heyecanlı bır kalabalığa verdiğı se- minere William Parkerda konuşmacı ola- rak katıldı. Shipp "avangard caz" olarak tanıralanan müzik üzerine. eğitimı ve et- kilenimleri üzerine keyifli bırdınletı sun- duktan sonra kendısini bir sokak çocuğu olarak tanımlayan bilge müzisyen Willi- am Parker'ı daha yakından dinlevebilmek ve onunla birükte olabilmek için New York'a gelışıni ve mûzik uğruna verdiği savaşımı da anlattı. Bu seminerden önce ve sonra Aksanat'ta "nıdonious Monk filmleri gösterildi. Matthevv Shipp ile William Parker'ın birbirlerinı oldukça iyi tanıdıklan anlaşı- lıyordu. Verdikleri ilk konser baştan sona doğaçlamaydı. Konserden kaçanlar oldu. Kımileri Matthew Shipp'in piyanoyu "teptiğini" zannettıler. Oldukça sağlam bir diyalog kurdular bu ilk konserde. Shipp'in vurmalı bırtekniğı olduğu doğ- ru. Ancak. örneğin Cecil Taylor gibı bazı büyük piyanistlerin piyanoyu da yeri gel- diğinde bir vurmalı gibi kullandıklannı unutmamak gerekir. Festival oldukça renkliydi bu yıl. Aksa- nat'takı sermnerler, yine Aksanat ve Mı- mar Sinan Ünıversitesi'ndeki konserlerin dışında, fotoğraf sanatçcısı Cem Akkan'ın "Caz Fotoğraflan Sergisi" ve Mingus. Coftrane, Monk, Miles, Cecil Taylor, Or- netteCokman ve Art Ensernle of Chica- go üzenne video film gösterileri de festi- val programına alınmıştı. Theleonious Monk üzerine dört film vardı ki bunlar- dan "Straight No Ctaaser" inanılmaz lez- zetteydi Akkan' ın "Caz Fotoğraflan SergsT de gerçekten görülmeye değerdi. Siyah-be- yaz fotoğraflardan oluşan sergi daha çok post-bop olarak bildiğimiz dönemin sa- natçılannin Türkiye'de ve yurtdışında çe- kilmiş fotoğraflanndan oluşuyordu. Âk- kan, oldukça kuvvetli ve etkileyici birdil Matthew Shipp ile VVHiam Parfcer. Henry Threadgill (yanda) Eddie Palmıeri. (solda) Fred Hopldns ve Diedre Murray geliştirmiş. Fotoğraflann dizgisi, kurgusu. ifade, hacım çok etkileyiciydi. Festivalin açıhşıni Sabancı Center'da Sbeila Jordan yaptı. Jordan'ın triosu sağ- lam, sesi kontrollü ve kuvvetliydı. ama bu konserlerpek heyecan verici değıldi. Oy- sa Matthew Shipp ve \Villiam Parker'ın ikinci konseri kelimelerle ifade edilme- yecek kadar çarpıcı bir konserdi. Soluk- suzizlediğimi söyleyebilirim. Gershvin'in "Summertime"ından Monk'un "Epist- rophy"sıne öyle bir geçiş yaptılar ki za- man bir an için de olsa durdu benim içın. Alman avangard piyanist Alex von Schillipenbahc da daha çok Monk parça- ları üzerine voğunlaştı. Verdiği her ıkı konserde de aralıksız çaldı denılebılır. Fred Hopkins ve Diedre Murray'ın konserleri de oldukça keyiflıydı. İkıli. uzun zamandır birükteçaldığı için ıleti^im üst duzeydeydı. Daha çok afro-amenkan kompozıtörlerin eserlerinı çaldılar. Hop- kins. çağdaş cazın motor isimlerinden bı- ri. 1970'lerin Chicagoçıkışlı.önemlıtop- luluğu Aır'in kurucularından (Aır'ın bir diğer kurucusu Henr> Threadgill de fes- tivalin konuklan arasındaydı). Eğer Hop- kins. konserleri boyunca bıraz daha azko- nuşsaydı müzısyenlerle çok daha bilınç- dışı bir ilişkı kurabılirdık kanısındayım. Cemal Reşıı Rey"deki konserlere gelin- ce: John Aberorombie konseri orta karar- dı. Balanescu Quartet plaklannda sahne- de olduğundan çok daha iyi ses veriyor- lar. Yaylılara oldukça farklı bır bakış açı- sı getırdiklerinı kabul edıyorum ama. kon- serde özellıkle yenı albümlerinden seçtik- len parçalan oldukça tekdüze bulduğu- musövlevebılıriın. Kraftwerk'in "VeAre TheRobots" yorumu konsenn doruk nok- tasıydı kanımca. Eddie Palmieri Septet iki konser verdı. Bunlardan bıri festivalin kapanış konse- nydi. Kendisini afro-karayipli bir müzis- yen olarak tanımlayan Eddie Palmieri sal- sa, caz v e afro-cuban ritmler arasında git- tigeldı. Palmieri'nin"Yeryüzündekifavo- ri trompetçim" diyerek tanıttığı trompet- çisı Brian Lynch seyircıyi tam anlamıyla mestetti. Özeliikle kapanış konserinde hem Lynch'in hem de Jose ClausselTin performanslan üst düzeydeydi. Palmieri. bir parti ortamında festıvale noktayı ko- yarken Anthony Brarton da ailesi ile bir- likteseyircilerarasındaydı ve Palmieri'nin ritmlenne ellenyle eşlık edıyordu. Braxton'm yenı altılısıyla verdiği kon- ser de festivalin doruk noktalan arasın- daydı. AACM çıkışlı Braxton'ın pek ta- nınmadık müzısyenlerden oluşan altılısı. ilk kez Istanbul'da seyırci önüne çıktı. Braxton. konser boyunca nefeslileri ara- sında gitti geldi. Ancak ! saat 40 dakika süren konser boyunca pek de nefes alma- dı. Konser boyunca tek bir motif üzerin- de durdu. Altyapı kesik ve tekrar edilen cümleler üzerindeydi. Espas ve geomet- nk unsurlar her zamanki Braxton ayann- daydı. Braxton, konser sonrasında artık kendisi için yeni bir dönemin başjadığını ve Istanbul'a gelmek için çok beklediği- nı söyledi. Benim bir diğer favori konserim de. Henry Threadgill'in "Ver> Very Circus Phıs" adlı projesiydi. Threadgill, kompo- zisyonel kıvraklık veyaratıcılıkolarak her zamanki düzeyindeydi. Ancak müzıği ıçe- rik olarak 1970'lerin Air'ınden çok fark- lıydı. Korno. iki gitar. ikı tuba. davul. akordeon, ses ve nefeslilerden oluşan top- luluk sürekli nefes alıp veren bir müzik yaptı. Threadgill'in kompozısyonlan da oldukça karmaşiktı ama. izleyicileri de müziğin içine almak için bir dolu alan bı- raktı Threadgill. Sonuç olarak, bu yıl oldukça farklı bir festival izledik. Program çok kuvvetliydi. Programın yanı sıra, konserlerin dört ay- n mekânda yapılması, festival kapsamın- dabirmini-festival gerçekleştirilmesı. se- mınerler, video-fılm gösterileri ve sergiy- le festivalin gelecek içın de çok kuvvetli sinyaller verdiğini düşünüyorum. 47. Uluslârarası Frankfurt Kitap Fuan'nın ardından ATAOL BEHRAMOĞLU Dünyanın en büyük kitap pazarı olan Frankfurt Kıtap Fuan, bu yıl da 10-17 ekim tarihlen arasında, 100 ülkeden yaklaşık 8000 yayınevınin katılımıyla gerçekleşri. Frankfurt Kitap Fuan'na Türkiye Kültûr Bakanlıgı'nınbu yıl öncekflerden daha bü- yük bir standla katılmış olması, ülkemiz bakımından önemli bir olaydı... Fuar süresince Kültür Bakanlığı'nın dü- zenledıği etkinlikJer sunuldu. 11 ekim salı günü stand alanındaki açılış kokteyliyle başlayan etkınlıkler. ertesı gün DGB Ha- us'ta Turhan Selçuk'un "tnsan HaklarT tanıtım kokteyli. 13 ekim çarşamba günü yıne DGB Haus Büyük Salon'da Türkolog Bayan Prof. Petra Kappert'ın "Aziz Ne- sin'in .Ardından" başlıklı konuşması ve yi- ne aynı gün. aym salonda Türkiye Yayıncı- lar Birhği Ba$kanı Aöl Ant TC Kültür Ba- kanlıgı Danışmanı Fatma Anğ, Basın Ya- yın Birligi Başkanı AhmetVuraLTYS Baş- kanı olarak da benim katıldıgımız "Türk Yayıncıhğının Dışa Açıbm Olanaklan" baş- lıklı birpanellesürdü. 14 ekim günü Frank- furt Kitap Fuan Logo Salonu'nda iseçevir- men-Turkolog Cornelius Bischof v e Doğan Hızlan. "Dünya Dillerinde Yaşar Kemal" başlıklı birpanelde konuştular. Ülkemizin dıline ve kültûrüne hizmetlerinden ötürü Prof. Kappert'e ve Cornelius Bischof'a Türkiye Kültür Bakanlığf nca plaketler ve- nlmesı, anlamlı jestlerdi. Paneldeki konuşmamda da söylediğim gıbi. 100 ülkeden 8000 yayınevı stand aça- rak fuara katıldığına göre, ülkemizin de 80 yayınevıyle ve nüfus sayısı bakımından bır ülke sıralaması yapılacak olursa daha da çok sayıda yav mev ıv Ie Frankfurt Kıtap Fu- an'na katılması gerekıyordu... Oysa Kültür Bakanlıgı standı dışında Hürnyet Ofset ve Almanya'dakı bırkaç küçük yayın kurulu- şundan başka, stand açma düzeyinde Tür- kıye'den yayınevı katılımı yoktu. Frankfurt Kitap Fuan dev bır kıtap pa- zan. kültür değerlerınin karşılıklı olarak pazarlandığı bır alandır... Tıcan deyınıler- le konuşulacak olursa yayınev len ve ajans- lar. almaktan çok. satmak için oradadırlar.. 1990 yılında Sımavi Yavınlan'nın editörü olarak katıldığım fuarda gördüğüm şey. bizdeki birkaç telif hakkı ajansı ve bırkaç yayınevı temsilcısınin, Türkiye'de yayım- lanmak üzere yabancı dillerden kitap vb. yayın elde etmek içın orada bulundukla- nydı. Bu kez gördüğüm şey de daha farklı değıldi. Bakanlığın açtığı standda tesadü- fen karşılaştıgımızyayıncı ya da ajanstem- sılcısi arkadaşlar. yıne Türkiye'de yayımla- nacak yabancı yayın avcılığı içın oıada bu- lunmaktalardı. Bakanlığın standında 60 kadar yayınevı- nin kıtaplan sergılenmekteydı. Fakat bun- lann çok büyük çoğunlugu, Türkçe vayın oldugu ve dilimız de ne yazık kı dünya ay- dınlannın konuştuğu ortak dillerden bıri olmadığı içın bu sergılemenın amacı pek bellı değıldi.(Almanya'dakı Türklerolma- sa bu sergılemenın gerçekten de hıçbir an- lamı olamavacaktır...) Standa ürünlerıyle katılan yayınevlen arasında bir tek Oğlak Yayınlan. Ingihzce bir katalog bastırmıştı. Öteki yayınev lerimız böyle bır zahmete de gerek duymamışlardı. Sergılenen kıtapla- nn ancak lıstesinı ıçerebilen ve yine Kül- tür Bakanlığı'nın (Emre Kongar'ın ve Ya- yımlar Daıresı Başkanı Pelin Ahay'ın çaba- lanyla) gerçekleştırdiği bir katalog, tek baş- vuru kaynağıydı. DGM Haus'ta. izleyicilerın de hararetlı soru ve konuşmalarıyla renklendırdiği pa- nelde çeşıtli konuşmacı larca belırtıldıgi gı- bı. Türkiye'de kültür yayıncılığının çok önemli sorunlan bulunmaktadır. Bütçesın- den kültüre bınde 4'lük bir pay ayıran dev- letın. bu oranı, uvgar ülkeler düzeyine (ya- ni yüzlü oranlara) getırmesı. kültür yayın- cılığına destek olması gerekmektedır Ya- yıncılığımızındışaaçılabilmesı için Türki- ye'de kitap tirajlannın )'ükselmesı. bunun için de eğitimin her düzeyinde öğrencılen kıtap okumaya yöneltıci ılkelergetınlme- si. kitapçılığın ve kitabevlennın desteklen- mesı, korsan yaymcılığın önlenmesı gerek- mektedır. Ancak bu alanda özel gınş^öe, ajanslara ve yayınev lenmıze de görevfcr, sorumluluklardüşmektedır. Yayıncılığımı- zın dışa açılma olanaklan. edebıyanmızın. kültürümüzün dışa açılım olanaklan de- mektır. Frankfurt'un dev kitap fuan. bu ko- nuda, değerlendirilmesı gereken büyük bir olanaktır. Her şeyın devletten beklenmesı, kolaycılıktır ve yanlıştır. Yayıncılanmız ve telıf hakkı ajanslanmız, yabancı dillerden kıtap avcılığının yanı sıra Türkiye edebiya- tını ve kültürünü yabancı ülkelerde tanıt- mak. pazarlamak için 1996'dakı Frankfurt Kitap Fuannı şimdıden hedefleyerek kol- ları sıvamalıdırlar... DUŞUNCEYE SAYGI MEMET FUAT Sombahar' Altı Yaşında Gençlerin şiir dergisi "Sombahar" altı yaşında. İki aylık btr dergi olduğuna göre, yılda altı sayı çıkıyor. Otuz birinci sayısıyla beş yılını doldurmuş. altıncı yılına gir- miş. "Nice yıliara!.." diyeceğim, ama bu arada gençler de yaşlanıyorlar. "Sombahar" bir süre sora orta yaşlı- lann, sonra da yaşlıların dergisi mi olacak? Ya da şim- di yazanlar çekilip yerlerini gençlere mi bırakacaklar? İHer neyse, "Sombahar"\n Eylül-Ekim 1995 sayısı "Nâzım Hikmet Özel Sayısı" olarak çıktı. Genç şairierin, özeliikle 1970'lerin siyasal şiir anlayı- şına büyük tepki gösteren, "şiir" ile "siyasa "yı birbirin- den uzak tutmak gerektiğini savunan şairierin, Nâzım Hikmet için nelersöyleyeceklerıni merak ediyor insan. Dergiyi bir oturuşta baştan sona okudum. Gerçi gençler çağdaş Fransız yazarlan gibı yazıyor, hiçbir şeyi düpedüz söylemekten hoşlanrmyorlar, ama bu durum, ne demek ıstediklenni anlamaya engel de- ğil. Kaçırdığınız savlar, çozümlemekle yetersiz kaldığı- nız tümceler olsa da, havalarına gıriyor. söyleneni aşa- ğı yukarı çıkanyorsunuz. Sezai Sanoğlu şcyle dıyor "80sonrası şiırinın, şıirin olması gereken 'esas mec- ra' olduğu ve 'öteki şiirlerin' mumunun seksene kadar yandığı tartışmalan aslında örtük olarakyapılan Nâzım tartışmasıdır..." Sanınm 80 sonrası şairierinı birçok okurdan uzaklaş- tıran da direnerek sürdürdükleri bu örtük tartışma ol- muştur. Btrakın dünya şiirındekı pek çok örneğı, Türk şiirınde Nâzım Hikmet gibi bır örnek varken, "şiir" ile "siyasa "nın bir araya gelemeyeceğini ileri sürmek ina- nılmaz bır yanılgı, ayrıca yasakçılıktı. Oysa yaratıcılığa kımse yasak koyamaz... Hele şiire hiç... Olmaz dersiniz, ama bir gün bir şair çıkar, en ol- maz sandığınız şeyi oldurur... Başkalan bir yana, yap- tığını sıze bile beğendinr... "Sombahar"\n "Nâzım Hikmet Özel Sayısı" 80 son- rası şairlerinin örtük tartışmastnı açığa çıkarıyor. Dergınin konuya girişi şöyle: "Biryanıyla çağdaş Türk şiirini oluşturan, geliştiren en önemli ısimlerden biri Nâzım Hikmet... Diğeryanıy- la Türkiye tarihi için önemli bır aydın ve devrimci. (...) Türk şiir tarihi ona göre yenıden yazılmış. (...) Toplum- sal açıdan ise Nâzım Hikmet'ın şaııiiği lyice geriye çe- kilmiş. Kişiliği ve eylemleriyle mitik bir hal almış." Özel sayının amacı, bu sözlerde beliriyor. Şairin şiir dışı özellikleriyle putlaştınldığı, ya da artık tehlikesi kalmadığı duşunülerek en ılgısiz yerlerde, en ilgisiz kişilerce degişik amaçlarla kullanıldığı, şiırinden, şairliğinden söz edilmediği, onu sevenlerin, sevdiğini sananlann da çoğu kez şiiriyle ilgilenmedikleri ileri sü- rülüyor. Haydar Ergülen, "kavga adamı" olarak değil de, "şair" olarak okuyanların üzerınde Nâzım Hikmet'in na- sıl bir etki bırakacağını şöyle özetlemiş: "Okudukça daha da çok şaşıracağımızı, adeta yeni ve müthiş birşiirkeşfetmenin tadını duyacağımızı, hay- ran olacağımızı, hayranlığımızın artacağını ve Türkçe- yi Nâzım Hikmet'le daha da çok seveceğimizi düşünü- yorum. " Bütün bunları Nâzım Hikmet'in siyasayla ilişkisı göl- gelediğine göre, dolaylı bır yoldan, "siyasa"nın "şiir"] nasıl engelledıği ortaya konmuş oluyor. Metin Cengiz ise 80 sonrası şiiriyle Nâzım Hikmet arasında yakınlıklar, benzertıkler. ortak yönler olduğu kanısında. Bazı bakımlardan bugunün şairierinı de "Nâ- zım Hikmet'in açtığı yolda" gorüyor. Tam tersini ise, kendi şiırı açısından, Gülseli Inal sa- vunmuş. ilgınç yazısında şöyle sözler var "Bilgı veren şiırle, kâinat nesnesını dile getiren şiir arasındaapaçıkbir farkgörüyorum. (...) Onun şiiridüz dokuda işleyen, tek bır tema çerçevesinde dolanan maddi dünyaya eklemlemelerde bulunan, sadece ya- kın geleceğı sezebilen bır şiirdi hatta onu bile değil. In- sanlığın deneme aşamasındakı olgulan ve yapılanma- lan kendisine idol olarak seçmişti, ancak annelerimi- zin büyükşairiydı. (...) Nâzım Hikmet varsayılmış birgü- cün simgesidir, onun kişiliğinin izdüşümleri kaleme al- dığı şiirlerden daha önde gider." Bu kırpıntı alıntılar yazarların düşüncelerini gereğin- ce aktaramıyor, dergıyı alıp yazıların bütününü okuma- lısınız. Tuğrul Tanyol'un şu tümcesi ise, Nâzım Hikmet'in airini beğenen. ama "kavgaadamı" kişiliğini benımse- I Arkast 17. Sayfada A ^ w V»A mpnmı KAŞGALERI Modern Türk Resim ve Heykel Sanatından Bir Kesit 3-31 Ekim 1995 EROL AKYAVAŞ • ERTUGRUl ATEŞ • MUSTAFAATA ÖZDEMİR ALTAN HALE ARPACIOĞLU • BUBİ CİHAT BURAK • BURHAN DOĞANÇAY • B. RAHMİ EYÜBOGLU • NEŞ 'E ERDOK • MEHMET GÜN • ERGİN İNAN • KADİR REİSÜ • HAKAN ONUR • ÖMER ULUÇ < MEHMET AKSOY KORAY ARİŞ ZEKİ ARSLAN HABİP AYDOĞDU AVNİARBAŞ BEDRİ BAYKAM ADNAN ÇOKER EREN EYÜBOGLU TURAN EROL NEDİM GÜNSÜR MERİÇ HIZAL HİKMET KARABULUT ZEKAİORMANCI GÜNGÖR TANER UTKU VARUK DÜZENLEYEN: YAHŞİ BARAZ Abıde-i Hürriyet Cad N c 151 Şijli Tel (0212)247 11 85 UGUR YUCEL "Azınhkta kaldık" 20 EKlM'den itibarcn her ÇARŞAMBA- PERŞEMBE CUMA- C.TESİ Gösteri 21.30da başlar. ESKİ YEŞİl AbdOlhokhamit Coddesi No: 61 Tolimhone-İshınİHjl Telefon: 254 35 09 - 255 20 20 KOZA TIYATROSU Müzikli Çocuk Oyunları YARINIAKIL YAPAR YALANCICOOJK Yazan: Ülker Köksal Yöneten: Kadır Gultekın Yer: Caprtol CUMARTESİ 13.30 Tel: (0216) 391 65 38 Yazan: Burhan Perçin Yfineten: Kadir GüNekin Yen Şışlı Gönül Ülkü Gazanter Ûzcan 77yarosu CUMARTESİ 11 00 Tel: (0212) 231 21 00 BENİM ADIM KELOĞLAN BİR SEFTALİ, BİN SEFTALİ Yaz.-Yön.: Kadır Gultekın Yer: Aliunızade K. Merk. PAZAR, 11.00 Tel: (0216) 341 05 00 Yer.Capttol PAZAR, 13.30 Tel: (0216) 391 65 38 Yazan: Samed Behreng Uyartayan: Salıh Kalyon Yön.: M. Haluk Kuyumcu Yer: Şişli Gönül Ülkü Gazanfer Özcan Tıyarosu PAZAR, 11.00 Tel: (0212) 231 21 00 CAFERAĞA MEDRESESİ El S.matları ve Mıısıkı Atölve çnlifm.ıl.ırı KAYITLAM BAŞLAMIŞTIR • I lal - Tc/hıp - Dmı • Ağn, Oyrru vt- sedollcjrtık l'orv;len Susleme (Sıcak/Sfiguk) - Cım Suskrnx." Dckoıatıl Ipck IXscn. Kumaş Desenfcme - DcknranrStTamık l'nılık IA [X 1 knr.ısyi)nıı - Tjkı - Resım - AİHTnn>\ım tinniır - Rtıj>vt •N'cy-l'd-Kanun •Üsmanlıcu - Arar\"j Hergün Saat 10.00 ile 18.00 arası Teb 513 18 43 - 527 31 44 Fax: 511 41 37 Kültür Sanat ilanlarınız için: 293 89 78 (3 hat) l> * *• "Bu oyunu mutlaka gorun Son gunlerde tııç bu kadar yoğun ve ıçten gulduğumu hatirlamıyorum" Hıacal UT.ITÇ/8ABAR GENEL ISTEK ÜZERİNE YALNİZ PORT HAfTA İÇİİSİ SISLI GONUL UIKU/GAZANFER OZCAN TIYATROSU Rezervasyon: (0212) 230 16 18 PER 21.00.CUMA 2100.CT 18 00 ve 21 0O.f/IZAR 15.00 CRUPIARA Vt OGRENCIIERE HEB SEASSTA INDIRIM Dolores 30 yıl süren kûtû bir evfflık, insanı canından bezdiren bır ış karşıiıgı olmayan fedakarlık ve sevgı Dolores ı sert ve soğuk bır kadına dö- nüşturmûştüf Yılardır kûle gibı hızmet ettığı hanımım öldürmekle suçlandıgında ne avukat ıster ne de kımsemn yardımır». Ta kı 15 yıldır ayn yaşadıgı gazetecı kcı Selena, çtkıp gelene dek İki kadırun yeniden bıraraya geltşi aılemn bastuılmış geçmışryle perdetenmış karan- lık sırtanm ortaya çıkaracakflr Dolores yillar önce kuyuya dûşerek ölen sarnoş ve saldırgan kocasını öljürmekle suçlanmış fakat suz- çuz bulunmuştur Ancak ıkind kez cınayelle suçlanması dedektıf Wackey içın bulunmaz bır fırsattır Dolores'ın bile karşı kDyamayacağı kanıtlar bulur Dolofes'ı savunan tek kışı ise Selena'dır Stephen King'ın romanından uyarlanmış sersemletıci bır gerılim izleyin KONSERVATUVARVE ÜNİVERSİTELERİN M I M M MUZIK BOLUMLERINEGİRİŞ SINAVLARINA HAZIRLIK KURSLARI Sınavla ve sınıriı sayıda öğrenci alınacaktır. T.C. Milli Eğitim Bakailığı /OKUTAN MUZIK KURSU 414 24 59-349 36 93 KADIKOY | (Tûrkmen Mağcaau Kar?m) EVRENSEL SANATLAR MÜZİK MERKEZİ Tmşfm Guftekm Vfnetımmd* Yoylı ioslor flefe/li iaslor Vurçulu Joılor ( Piyano-Gitar-IDandola) (on follej ve flrmoni Konturpuon Dölümlerine En Yüksek Seviyede yetiştirilmek Üzere Elemanlar Alınacaktır. Başağa Çeşme Sok.No.11 Galatasaray-lst. Tel.: (0.212) 293 60 75*293 61 05 3 adet Colgate ambaiajı gelirin, oyunlarımızı ücretsiz izleyin. ŞEHIR TIYATROLARI HARBIYE MUHSIN ERTUGRUL SAHNESI (240 77 20) CEM SULTAN YAZAN : A. TURAN OFLAZOĞLU YÖNETEN: ENGİN ULUDAĞ 18,19,20, 21,22 EKİM F A T I H RESAT N U R I S A H N E S I ( 5 2 6 53 80 ÇATIDAKI ÇATLAK YAZAN : ADALET AĞAOĞLU YÖNETEN: ENGİN ULUDAĞ 18,19, 20, 21, 22 EKİM ÜSKUDAR MUSAHIPZADE CELAL SAHNESI (333 03 97) CANLI MAYMUN LOKANTAŞI YAZAN : GÜNGÖR DİLMEN YÖNETEN: ALİ TAYGUN 18,19, 20, 21, 22 EKİM K A D I K O Y H A L D U N T A N E R S A H N E S I ( 3 4 9 0 4 6 3 ) PEYNIRLI YUMURTA YAZAN FERENC KARINTHY TURKÇESI: F.ÇİĞDEM AYDIN YÖNETEN: CAN DOĞAN 18,19, 20, 21, 22 EKİM G A Z İ O S M A N P A S A S A H N E S İ ( 5 7 8 6 0 6 7 ) ASLOLAN HAYATTIR YAZAN : NAZIM HİKMET YÖNETEN : MACİT KOPER 18.19, 20, 21, 22 EKİM b o g a z ' a I u I k u 1 u b i r b a r soner olgun yonca-cengiz \ otiur erol CABARET (MYeşJpıurVık \n TıH 2 T " Seramik Heykel Atölye Çalışmalan Katılmak İsteyenler M0DA SERAMİK S (0216)346 73 86 • ULUNM4Z KULTUR MERKEZİ Pazatesi Söyleşileri ROMANIMIZ ÇOCUK MU? Aydın Öıtûrk • Öner Ya$cı 23 Ekim 95' Saat 1900 -Gcnrrsiz- Istiklal Cad. Aznauur Psj. 212 8 Galatasany Tel.: 513 74 31 • 2S1 SS 23 T.C. Kültür Bakanlıgı .1 T.C. Kültür Bakanlıgı ISTANBUL DEVLET OPERA VE BALESI ATATÖRK KÜLTÜB MERKEZİ BÜYÜK SALON ISTANBUL DEVLETOPERAVE BALESI AYA İRİNİ'DE A.İ. Haçaturyan SPARTAKÜS bal« 2 perde Koreografi ve Sahneye Koyan: Vourj VAMOS Orkestra Şefi Hşad BAGIROV 24 EVİm Salı saat' 20.00 / 26 Eton Perşenbe saat 20.00 1-8-22 Kâsm Çarşamba saat: 20.00111 Kasım Cumartesi saal 15.30 G. Verdl AIDA opera 4 perde Orkestra Şefi: Michd SASSON Sahneye Koyan: Yekta KARA 25 Ekim Çarşamba saat: 20.00 / 2-9 Kasım Perşembe saat 20.00 G.Puccini TURANDOT opera 3 perde Orkestra Şefi: Aleıander SANDER ı Satıneye Koyan: Yekta KARA 28 Ekim Cumartesi saat 15.30 31 EJum Salı saat: 20.00 23 Kasını Perşembe saat: 20.00 F. Lehar ŞEN DUL op*ra 3 perde Orkestra Şefi: Serdar YALÇIN / Sahneye Koyan: Aydın GÜN 4 Kasım Cumartesi saat: 15.30 KONSEtİ SALONU Giuseppe Verdi REOUIEM Orkestra Şefi: Michel SASSON Koro Şefi: Gokçen KORAY Solistler: Zehra YILDIiişın GÜYER€rol URAS Aydan BARAN (Devlet Sanatçısı) İstanbul Devlet Opera ve Balesi Orkestra ve Korosu 22 Ekim Pazar saat 19.00 KADIKOY HALK EĞİTİM MERKEZİ NDE K. Ludwig BİR TENOR ARANIYOR müzikal komedi 2 perde Sahneye Koyan: Adrian BFONE' Mûzik Yönetmeni: Serdar YALÇIN 3-10 KasmCuma saat: 19.00 BALEDE YENİ RENKLER VESA1M ÇCLİŞKİ D0Ş>LCR •rd* bal« 1 pwd« bal* 1 p«nt» Koreografi ve Sahneye Koyan: ERM UGURLU, Sibel KASAPOĞLU, Nil BERKAN 20 - 27 Ekim /17-24 Kasım saat 19.00 ÜÇ TÜRK BALESİ RAVEL SIRADIŞI DEĞİŞİMLER SİSERA bal* 1 perde modefn bale 1 perde mamal bale 1 perde Koreografi ve Sahneye Koyan: Aysun ASLAK/Geyvan McMILLEN Selçuk BORAK 5-12 Kasım Pazar saat: 20.00 r:Çar IS.W,20JCPtr.20.]OCum. 2OJ0CL IS.00. I8J0P BILETLER. ŞEHIPt TIYATROLARI CISELERI İLE CAPITOL VE VAKKORAMA BILET CIŞELERINOE SATILMAKTADIB Bıletfer At<iturk Kulıuf Merke^i gıselerınde. Altunızade C^pıtcl D^nısma da satılmaktadır. A.K.M. Giıc Tel. {0212| 2SI 10 23 / 2S1 5i 00 |7 Hat| 2S4 Opilol Tel: 102161 391 19 20 110 hütj L. Delibes COPPELIA bale 3 perde Koreografi: L. İvanov/E. Cechetti Sahneye Koyan: SunaŞENEL 19-26 Kasım Pazar saat 20.30 Bıletler Ataturk Kultür Merkezı gışeleriode. Altunizade C.-ıpıtol Danışma da satılmaktadır. A.K.M. Gllt Tel: |0212] 2SI 10 23 / 2S1 56 00 [7 Hat| 2S4 Cüpjlol Tel: |02lt| 391 l« 20 |10 hjlt
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle