26 Nisan 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
29 EYLÜL 1994 PERSEMBE CUMHURİYET SAYFA EKONOMI Dûnya markası yaratamadık • Ekonomi Servisi - Üç yıldır düzenlenmekte olan Marketing Forum' 94'ün açılışında konuşma yapan Reklamcılar Derneği Başkanı Atilla Aksoy, "10 yılda bir dünya markaa yaratamadık"dedi. 199O'lı yıllarda yaşanan girişimcilik patlamasından sotıra bu başannın kahcı kılınamadığına dikkat çeken Aksoy; dûnyanın fasoncusu olarakbiryere vanlamayacağını vurguladı. Aksoy, arük uyumakta olan devin uyandınlması gerektiğini sözlerineekledi. TOBB konferansı Mersin'de • ANKARA (AA) - Türkiye Odalarve Borsalar Birliği (TOBB) tarafmdan başlatılan 'Ihracaü Geliştirme Konferanslan'nın üçüncüsü, bugün Mersin'de yapılıyor. TOBB'den yapılan açıklamaya göre Mersin Ticaret ve Sanayi Odası toplanü salonunda yapılacak konferansta, "Ihracatta yeni stratejiler, teşvikler, gümrüklerde karşılaşılan sorunlar ve yeni pazar arayışlan" konulan irdelenecek. Aynca belgesel bazda ihracaü engelleyen faktörlerin konu edildiği bir oturum dûzenlenecek. •I ANKARA (ANKA) - Türkiye; Mısırve Makedonya ile ekonomik, teknik ve ticari alanda işbirliğinegidecek. Türkiye'nin iki ülke ile imzaladığı işbirliği anlaşmalar uyannca taraflar, iktisadi kuruluşlan, teşebbüsleri ve firmalan arasında ekonomik ve teknik işbirliğinin sürekli gelişimini ve çeşiüendirilmesini destekleyerek teşvik edecek ve kolaylaştıracak. RskobiPük'e tepki IGtRESUN (AA) - Giresun Ziraat Odası (GZO) Başkanı Halil AkbaşU, "Fiskobirlik'in dış piyasaya 1992ürünüfındık vermesinin, Türk fındığına ve ihracata büyük zarar verdiğini" önesürdü. Halil Akbaşlı, yaptığı yaah açıklamada, Fiskobirük'in elinde bulunan 50 bin ton dolaymdaki 1992 ve 1993 ürünü fındığı, daha önce dış piyasaya vermeyeceğini açıkladığını savunarak " Ancak bugün bu söz unutulmuştur" dedi.. Gıdaveihracat • Ekonomi Servisi - Avrupa ile gümrük birliğine yaklaşıldığı şu günlerde, Türk gıda endüstrisinin durumu ve ihracaü geliştirme yöntemleri Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği'nin düzenlediği iki toplanüda tarüşılacak. TOBB'dan yapılan açıklamaya göre Akdeniz Universitesi, Antalya Ticaret ve Sanayi Odası, Montpelillier Akdeniz Tanm Enstitüsü ve Fransa Büyükelçiliği'nin katkılanyla gerçekleştirilecek seminer, 6-7 ekim günlerinde Antalya'da yapılacak. Pamukta rekabet • ANTALYA (AA)- Çukurova ve Ege'den sonra en fazla pamuk üretiminin yapıldığı Antalya yöresinde, küüü(çekirdekli) pamuk ahmlannda tüccar-birlik rekabeti başladı. Antalya yöresinde bu ayın başlannda alımlara başlayan Antbirlik, aldığı pamuğun kilosuna 17 bin îıra ödeme yaparken, yöredepamuk alınuna yeni başlayan tüccar, piyasayı 20 bin liradan açü. Pamuk alım kampanyasıra eylül ayının ilk gününde başlatan birlik, bugüne kadar 300 ton dolayında pamuk ahmı gerçekleştirdi. Tüccann alımlan ise bin tonu aştı. Konutbirlikin ' model arayışı • tSTANBUL(AA)- Marmara Bölgesi Konut Yapı Kooperatifleri Birliği'nin (Konutbirük) hizmet içi eğitim semineri Ayvalık'ta gerçekleştirilecek. Bu yılki seminerde 'Kent kooperatiflerinde yeni model' arayışlan tartışüacak. Konutbirlik Genel Başkanı Oğuz Soydan'ın konuşmasıyla başlayacak seminerde, Danışma Kurulu Başkanı Prof. Ruşen Keleş'in sunuş konuşmasının ardından Çanakkale Belediye Başkanı Ismail Özay da bir konuşma yapacak. Hükümet gelecek yıl 1.3 katrilyona ulaşacak harcamalan karşılamak için formül anyor Yeniek vergiler geliyorESRAYENER ANKARA - Ekonomide yaşanan bu- nalımm ardmdan yüzde 100'ü aşan de- valüasyon ve enflasyon oranlan ile 1 katrilyon 300 trilyon liraya ulaşan 1995 yılı bütçe harcamalan, hükümeti kay- nak darboğazına soktu. Yetkililer, 1994 yıhnda üretimin ve tükeümin çok düş- tüğüne dikkat çekerek, 1995 yıhnda, mevcut sistem içerisinde vergi gelirle- rinin 850 trilyon lirayı aşmasının ola- naksız olduğunu, ek verginin gelecek yıl için de gündeme gelebileceğini bildir- diler. Hükümetin, kesinleşmeyen 1995 eko- nomik hedeflerinde, enflasyon ortala- ma olarak yüzde 45, 1 ABD Dolan da 55 bin lira olarak öngörüldü. Yetkililer, hedeflerin tam olarak belirlenmediğine dikkat çekerek, "Ancak, hedeflerde 1-2 puanlık sapmalar olacaktır" diye konuş- tular. Ekonomide yaşanan bunalımın ardı- ndan 1995 yıh bütçe harcamalannın 1 katrilyon 300 trilyon liraya ulaşmasına karşın, üretim ve tüketimin düşmesin- den dolayı vergi geürlerinde aynı oran- da artışın beklenememesi, hükümeti ge- lecek yıl için büyük bir kaynak sıkıntısına düşürdü. Ekonomik hedefle- rinde, 1995 ythnda 200-250 trilyon lira arasında bütçe açığı programlayan hü- kümet, ilk hesaplamalannda 850 tril- yon lira olan 1995 yılı vergi gelirlerini 1 katrilyon liraya çıkarmak için ek vergi çıkartacak. Maliye Bakanlığı yetkilileri, yıl içinde 1 kereye mahsus olmak üzere çıkartılan ek vergi ve net aktif vergisinin 1995 yı- bnda da gündeme gelebileceğini belirtir- ken, "Götûrü vergi sistemide kaldırıla- Sanayicinin sabn kalmadıEkonomiServisi- 5 Nisan Kararian ile sadece bir kere uygulanmak üzere icat edilen "ek vergjlerin" 1995 bütçe görüşmeleri sırasında tekrargündeme gebnesi sanayicileri kızdırdı. Sanayicinin yeni bir ek vergiyi kaldıramav acağını belirten 1SO Başkanı Hüsamettin Kavi 1994'te uygulamaya konulan ek vergilerin tahsiHnin 70 trilyondeğil 122 trilyona ulaştığını hatırlatarak "Böyök payı sanayi kesimince karşdananek vergüerin üretime yaptığı olumsuz etki ortadadır. Buna rağmen ek vergUerin 1997te de uygulanacağma dair duyumlar alıyoruz. Vergi altyapısı ve tabana yaydinış vergi uygulamaları yerine bu rûr görüşlerin dedikodusudahi sıkıntdar yaratmakta"diye konuştu. îstanbul Sanayi Odası'nın aylık olağan meclis toplanüsınm gündeminde bütçe veek vergi vardı. Haluk Kabaalioğlu'ndan ocak ayı başında boşalan gene! sekreterlik koltuğuna Bahar Şahin'in gcürildığı toplanüda ilk 500'ü izleyen 250 büyük sanayi kuruluşu da ilan edildi. Kavi'nin özelleştirmeden pamuktaki fon kavgasına kadar uzanan konuşmasmda ise en çok dikkat çeken nokta bütçe üzerine olan görüşleriydi. 1995 yümın ekonomik I hedefleri ve bütçesinin yeniden inşası için büyük önem arzettiğini belirten Kavi. 1995 I programındadikkatli olunması gereken noktalan vergi, devletin yapısal değjşimi ve özelleştirme olarak açıkladı. İsükar pakeünde kamunun ekonomideki payının küçültüleceği yönünde ifadeler bulunduğunu hatırlatan Kavi, "Oysa aradan geçen süre icindesöyleralenkrin tam aksine gelişmeler olmoştur. Kamu payı artnuştır ve özel sektör ise giderek daralnuştır. Artık özelleştirme kelimesini telaffuz etmek bite bize bıkkınbk veriyor. Hukuki gerekçeler öne sürerek Özelleştirme engeUeneceğine prensipier tespit edilerek bir an önce uygulamaya geçihneüdir" dedi. Ote yandan yıllardır faiz enflasyon, rant ekonomisi ve özeüeştirme konulannı tekrar tekrar anlattıklannı belirten Kavi. adeta sitem edercesine "O halde biz neyiz? Niçinbuıüan konuşuyoruz" diyerek. ülke sorunlannm bir an önce çözüm beklediğini hatırlattı.Toplanüda söz alan TAYSAD Başkanı Ahmet Arkan da "1995'te ek vergi geKyor" haberlerinin ciddiye ahnması gerektiğini kaydederek " Bir an önce harekete gecmeliyiz, yoksa geç kalmış olabiliriz. Sanayicinin artık vergi kaküracak gücii kalmamıştır" dedi. cak. Özel tüketim vergisinin de TBMM'- den bir an önce çıkartılması için çalışma- lar başlatılaeak" diye konuştular. Kamu kuruluşlannın ödenek taleple- ri dikkate alındığında 1995 yıhnda. büt- çe harcamasının 2 katrilyon liraya ulaştığtnı vurgulayan yetkililer. "Bütün ödenek taleplerini kıstık. Yalnızca borç faiz ödemeleri ile personel ödeneklerini \e sa>unma giderlerinde indirime gitme- dik. Bu çerçevede. bütçe harcamalannı gelecek yıl için t katrilyon 300 trilyon li- raya kadar düşürdük" dedıler. Emre Gönensay başkanlığında yapı- lan bütçe çalışmalannda 1995 >ılı büt- çesinin "borç ve maaş" bütçesi olmasına kararverildi. Yetkililer. gelecek yıl iç-dış borç faiz ödemeleri. personel ve savunma giderle- ri dışındaki tüm harcamalann kısıla- cağını bildırdiler. Yetkililer, gelecek yıl için personel harcamalannda yüzde 40 arüş yapılmasının programlandığını da sözlerine eklediler. 1995 yılı için öngörülen hedefler şöy- le: 1995 yılı bütçe harcamalan 1 katrilyon 300 trily on lira. Bütçe gelırlen 1 katrilyon Hra. Enflasyon, yıl içinde ortalama yüzde 45. 1 ABD Dolan ortalama 55 bin lira. Büyüme hızı: yüzde 5.2. ANAP'lı genç işadamlarmın telekomünikasyonçalışma grubu yeni bir formül önerdi: müşterideğilortakaransın ÖZGÜR ULUSOY ANAP'lı genç işadamlan, hükümelçe saülmaya çahşılan PTT'nin Tsi için yeni bir for- mül gündeme getirdiler. 26 Ağustos 1994'te ANAP'a ka- tılan 30 genç işadamı ve yöne- tici arasında Tnin özelleştiril- mesiyle ilgili çahşmalar yürüten grup, T için "özelkştirme" ifa- desinin kullanılmasının yanlış olduğunu belirtiyor. Türkiye'- nin toplam özelleştirme geliri- nin en az 5 misli bir kaynağın sadece telekomünikasyondan yaratılabileceğine dikkat çeken işadamlan. soruna telekom sektörünün dünya rekabetine açılması sürecinde "stratejik" bir ortak seçilmesi açısından bakılması gerektiğini ileri sü- rüyor. Yapı Kredi Bankası Tele- komünikasyon ve İletişim Ağ- • 27 işadamıyla birlikte ANAP'a giren Babür Özden, tüm özelleştirme gelirlerinin 5 misli kaynak yaratacak T için Özelleştirme ifadesinin yanlış olduğunu, soruna stratejik ortak seçimi açısından bakılması gerektiğini belirtiyor. lan Sorumlusu ve ANAP içeri- sinde telekomünikasyotüa ilgili çahşmalar yürüten Babür öz- den, T'nin satışının "Mevcut yatınmlan kime satacağız?" so- rusu çerçevesınde ele aîınama- yacağını söylüyor. Özden'e göre. Türkiye'nin karar verme- si gereken asıl nokta, telekomü- nikasyonda oluşacak üç dev grubun hangisinde yer alacağı: Japonya mı, ABD mi, yoksa Avrupa mı? ANAP içerisindeki grup, bu yüzden özelleştirme komisyo- nunda Milli Savunma Bakan- lığı ve Dış İşleri Bakanlığı'nın da mutlaka yer alması gerekti- ğini düşünüyor. Tüm dünyada. telekom dev- leri ortaklıklara gidiyor. özel- lifele AT&T ve Alcatel gibi dev fırmalar, yeni pazarlara açılma- lannı sağlayacak ortaklarla bi- rarayageliyor. Türkiye'nin önemi Bu noktada Özden, T'nin Transa'ya satılması durumun- da, ileride Telecom Spain'i de bir ortak olarak gördüğümüz- de şaşırmamamız gerektiğini söylüyor. Görüntü. ses ve haberleşme- nin bütünleşeceği enformasyon çağında Türkiye'nin jeopolitik konumunun kazanacağı önem de, bir başka önemli nokta. Tyle birlikte hem hazırdaki telefon yatınmlannın hem jeo- politik konumun satıldığına dikkat çeken Özden, "Alıcılar, yalnızca T'nin karlı gelirlerin- den pay kapmayı hedefliyor, bu yüzden Tyi alacak şirketlerin telekom alty apısına > atırım yap- malannın şart koşulmalıdır" di- yor. Özden. yalnızca hattı öze- lleştirme mantığıyla elimizdeki en büyük aktifı 12-13 milyar dolar gibi ucuz bir rakama sat- manın hata olduğunu belirti- yor. Uydu gibi kablosuz tekno- lojilerin. fıber optik donanım- larla kablolu teknolojilerden hep yavaş kalacağını belirten Özden, sözlerinı şö>le sürdürü- yor: "Enformasyonda hız önem- lidir. Bu yüzden fiber optik yatırımlara harcanan para gide- rek artıyor. Yakın bir gelecekte bütün dünya fiber optik ağlarla kaplanacak. Telekom detleri- nin, kendilerine rakip olabilecek Rusya üzerinden değil de, Türki- ye üzerinden Orta Asya ve As- ya'ya açılmaları çok daha olası. Işte bu yüzden Türkiye'nin jeo- politik önemi büyük.*'' Özden. uluslararası anlaşma- lar gereği, T'yi alamnın yörün- ge hakkını da "zorla" kirala- yabileceğine dikkat çekiyor. Grup, telekomünikasyon özelleştirilmesi adı altında yapı- lan çalışmalan yetersiz bulu- yor. İngiliz ve Avustralyalı şirketlerin hazırladıklan rapor 10 ekimde tamamlanacak Karabük için karar yabancıların Ekonomi Servisi -Kapatılacağı açıkla- nan, ancak kamuoyundan gelen tepkiler üzerinde haklannda karar verilemeyen KÎTlerin kaderini yabancılar belirleye- cek. Hükümetin "Kapat kurtul" mantığıyla hareket etme eğuiminde gö- züktüğü KÎTlerin en büyüklerinden Kardemir'le ilgili yabana şirketlerce hazırlanan raporun 10 ekimde tamamla- nacağı bildirildi. ANKA'ya göre, özelleş- tirme ve kapaülma kapsamına alınan ku- ruluşlann incelenebilmesi için ihale açıldı ve bu ihaleyi ayn ayn konularda üç ya- bancı fırma Kazandı. Firmalann ince- leme kapsamına aldıklan pilot işyerleri arasında ilk sırayı Karabük aldı. İhaleyi, işyerlerini teknik ve teknolojik inceleme açısından Alman Mc Kenzi fır- ması, ticari ve mali inceleme açısından İngiliz Kod Pers fırması, işgücü uyum projeleri açısından da Avustralya Deet fırması kazandı. Başbakan ÇUler'in bu firmalann vereceği raporlar ışığında iş- yerleri hakkında karar vereceği bildirildi. Karabük pilot işletme Öz Çelik-İş Sendikası Başkanı Metin Türker, firmalann işletmelerde 10 gün- dür çalışmalanru sürdürdüğünü belirtti. Türker. "Başbakan ÇiUer bana işletme- leri dûnyanın en mükemmel uzmanlan- na ınceleteceğim' demişti. Sanırun o mü- kemmel uzmanlar bunlar" diye konuştu. HDTM Kamu Finansmanı Genel Müdür Yardıması Hakan Özyüçüz da AA">a yaptığı açıklamada ikisi İngiliz. biri Avustralyah üç yabancı şirketin Ka- rabük raporunun 10 ekimde tamamlana- cağını bildirdi Bakım yapılmazsa Karabük yılbaşından sonra üretim \ apamaz hale gelecek. Turizm yatınmcılan hükümetin teşvik politikasma tepkili Teşvikler başkalarına yarıyor Ekonomi Servisi- Seyahat acentelerinin yanı sıra turizm yatınmcılan da hükümetin yanlış teş- vik politikalanna tepki göstererek "Projeterimizi teşvik ahnayacakımş gibi yapıyoruz" diyor. Yapı Kredi Bankası'nın turizm yatınmlannı organize eden iştiraki olan Enternasyonel'in Ge- nel Müdür Yardımcısı Hasan Çağlayan, devletin sektöre destek sağlayacak teşvikleri, vaat ettiği zamanda ve miktarda ödemediğini. buna karşın kriz dönemlerinde panik içinde dış çevrelere bü- yük kazançlar aktanldığını savundu. Yanm bir tesis olarak devraldıklan ve 50 mil- yon mark yatınm yapüklan Marmaris'teki Ro- binson Kulüp Maris için, devletin yüzde 20 prim iadesinde bulunması gerekirken. sadece 1 mil\on marklık teşvikten yararlandınldıklannı anlatan Hasan Çağlayan, yûlar süren gecikmeler nedeniy- le teşviklerin bir anlamı kalmadığını kaydetti. Turizmde yaşanan kriz nedeniyle ucak yakıtı için sağlanan indirimlerin bu yıl tekrarlandığını hatırlatan Çağlayan. yabana uçaklann Türkiye'- den ucuza doldurduİclan depolarla başka ülke- lere uçtuklannı ve böylece yabancı havayolu şir- ketlerinin önemli kazançlar elde ettıklenni vurgu- ladı. Çağlayan. başta ulaşım olmak üzere Türkiye'- nin altyapısının bir turizm patlamasını karşılaya- mayacak düzeyde bulunduğunu da kaydetti. ÇULHAOĞLU: BASK1YAPIN Bakanturizmcileri örgütlüyor ANKARA (ANKA) - Turizm Bakanı Halil Çulhaoğlu, Türki- ye'nin geleceğinı turizmde gör- düğünü. ancak sektörün sorun- lannı çözebilmesi için baskı gruplan oluşturması gerektiğini bildirdi. Çulhaoğlu, Türki- ye Seyahat Acente- leri Birliği'nin aylık yaym organı JR- SAB"ın sorulannı yanıtlarken turizm sektörünün her şey- den önce hukuksal altyapısının kurul- ması gerektiğini söy- ledi. Ulkenin gelece- ğinde çok önemli bir yer alacak olan turizm sektörünün, siyasi bazda bir başka unsuru oluştu- labıleceğini belirten Çulhaoğ- lu, tunzmde ilk yapılması gere- kenin sektör örgütlenmesinin gerçekleştirilmesi olduğunu vurguladı._ Çulhaoğlu şunlan söyledi:"Ömeğin otomotiv sek- törfi, 5 yıkla belli ko- şullarda çok iyi bir yapıdayken en ufak krizde 2 ay dayana- mayan, nemen des- tek isteyen bir sek- tör, turizm sektörü ise yıllardır handi- kap içinde, ama han- dikaplarını aşmaM için böyle bir baskı grubu oluşturamı- yor. Demokrasiler baskı gruplarını, sivil topluluk- lann kendi etkinliklerini göste- rebilmelerini gerektirir. Biz de bunu yapabiliriz." Enternasyonal'e ait Klup Maris'i Ahnanlann unlü turizm kuruluşu Robinson işletiyor. DÖVtZ CANLI YAYJ1M 09009911104TüUy«'r*ı rw> ywlnöi\ MMkan 13 333 TV» S»cv« lûnnl «t u»ıw.' FOB6KS A Ş IŞÇENIN EVREMNDEN ŞÜKRAN SONER Bu Leke Çıkmaz Siz deterjan reklamlarındaki 'cırt diye yırtmayan, her lekeyi çıkaran' sözlerine sakın aldanmayın. Leke çıkarma sorunu olan her kadın gibi, adım gibi biliyorum, hiçbir de- terjanın çıkaramayacağı lekeler de var. Siz siz olun, sev- diğiniz giysileri, çıkmayacak pisliklere bulaştırmamaya bakın. Vizyon sahibi siyasetçilerimizin, bürokratlarımızın, işa- damlarımızın en büyüklerinin bulaştıkları pislikler, kirli çamaşırları ortaya çıktıkça bir temizlik kampanyasıdır gi- diyor. İSKİ'den yola çıkarak sosyal demokrasiyi, solu ba- tıranlar, şimdi, "Özal ailesini bulaştıramazsmız. özal'ın vizyonunu yok edemez, bu ülkede yaptığı devrimieri sile- mezs/n/z"diyetepiniyorlar. Dahası, nasıl birmantıkilişki- si kurabildiklerinin şaşkınlığı içinde sonunda yine sola, sol yazar ve yorumculara çattıklannı şaşkınlıkla izliyo rum. Rüşveti verenin en yüksek mertebeli 'papatya', rüşveti alanın 'prens' olması; ana-oğul, babaların, vuran-vurdu- ran ilişkilerinde 'altakke verkülah' işin içinde olmaları da solun suçu sanki. Solun, bu akıl almaz pisliğe bulaşmış düzeni, ilişkileri eleştirerek, Türkiye'nin 'devrim!' sayıla- cak bir dönemini karalamaya hakkı yokmuş. 12 Eylül hukuku, 12 Eylül düzeninin geçerli olduğu, ül- kenin zaten bozuk olan gelir dağılımının akıl almaz yeni boyutlarda bozulduğu, çalışanlar, üretenler, köylüterin büyük çapta yoksullaştıkiarı, üreterek değil, yatırımla de- ğil, rantla, vurgunla, yolsuzlukla, yağma ile yeni haksız zenginlerin türetildiği, "Benim memurum işinibilir"diye- rek her tür değer yargısının yok edildiği, hastanelerin otel fiyatından ucuz olmasına hayıflanılarak 'sosyal devlet' kavramından vazgeçildiği.. bir sattanat düzeni, özal dev- ri, doğru vizyon sahibi, işini bilenler için devrim olabilir. Ülkemiz için, halkımız için, sonuçları bugün de aynen de- vam eden, olsa olsa bir kara devrim. Hangi deterjanı kul- lanırsanız kullanın beyler, kendim gibi biliyorum, bu kara leke çıkmaz. Ortaya çıkan pisliği saklayamayanlar, daha da ilginç bir mantık ve yorumla, "Özelleştirmeye karşı çıkarsanız işte böyle olur. Kamu bankaları olmasaydı, böyle bir yol- suzluk olmazdı" diyorlar. Öylesine güzel beyin yıkıyorlar ki herkesi olmasa da pek çok kişiyi buna inandırabiliyor- lar. öğrenci olmazsa, eğitimin de sorunu olmaz tabii ki. Kamu bankasını ortadan kaldırdığınızda, kamunun işleri- ni özel bankalar eliyle yürüteceksiniz. Bu prensler, vur- guncular sanki sadece kamu bankalarını kullanmışlar. Ihalelelerde, özel sektöre yaptırılan devlet işlerinde yol- suzluk, yağma daha fazla olmuyormuş gibi. Soyguncu- dan, vurguncudan hesap soramaz, siyasette, bürokrasi- de, iş dünyasında, medyada, suyun başında, vizyon sahi- bi, her tür değer yargısını yitirmiş, çıkarcıların oturduğu bir düzeni değiştiremezseniz, toplumsal denetimi, de- mokrasiyi işletemezseniz, bu soygun düzeni özelleştir- me ile çok daha iyi işler. Bu lekeyi temizleyemezsiniz. Gündemde özal hanedanının bulaştığı leke, siyasa! kirlenme varken yine gözlerden kaçtı. Sendikal alanda da çıkmayan kirli lekeleri temizleme adına, işe yaramaya- cak, lekeyi daha da açığa çıkaracak temizlik çabaları sü- rüyor. Türk-iş'in 600 bin kamu işçisinin toplusözleşme hakkını gaspeden anlaşmaya, yasa ve hukuka aykırı ola- rak 'evet' demesinin, hükümetle anlaşmasının ardından, bazı tepkiler yaşandı. 8 sendika adına başkanlar anlaş- mayı eleştirdi. işçiler çeşitli toplantılar ile anlaşmayı pro- testo etti. En göze batan eylemlerden birini yapan Gölcük işçilerine ve en sivrilen sendika olarak da Harb-iş'e karşı Türk-lş yönetimi harekete geçti. Türk-lş Disiplin Kurulu, protesto eylemleri ile ilgili Harb-İş ve üyesi işçiler aleyhi- ne soruşturma açtı. Yasa ve hukuka aykın sözleşme ile doğmuş hakları satanlar, haklarını savunanları cezalan- dıracak. Türk-iş Disiplin Kurulu gerçekten işçiler ve Harb- İş Sendikası'na ceza verse, m trajikomik bir durum doğa- cak. Dünya sendikacılık tarihine bir utanç belgesi, bir kara leke olarak yazılacak. Bu kara lekeyi, dünyadaki en iyi deterjanlardan hiçbirinin temizleyemeyeceğine. sözleş- menin satılması ile ortaya çıkan lekenin çok daha büyü- müş ve çirkinleşmiş olarak kalacağına size garanti veri- yorum. Gümrük birliği tatsız gelişiyorANKARA (Cumhuriyet Bû- rosu) - Türkiye-Avrupa Birliği Gümrük Birliği seminerinin ilk gününde konuşmacılar. AB"- nin üzerine düşen sorumluluk- lan yerine getirmediğini vurgu- ladılar. Devlet Bakanı Necmet- tin Cevheri, Türkiye'nin özel- leştirme olmadan gümrük birli- ği'nde yer almasının mümkün olmadığını söyledi. Cevheri, gümrük birliği ile tüm ülkelerin ekonomilerini korumak ihtiyaa duyacak- lannı belitterek "Kom- macıltğın, gümrük birliğine gir- dikten sonra devam etmeyeeeği- ni sanmak gerçekçi değil" dedi. Stratejik Araştırmalar Vakfı Başkanı Doç. Dr. Gökhan Ça- poğlu. AB'yi üzerine düşen so- rumluluklan yerine getirmede istekli davranmamakla suçladı. Çapoğlu. 1971 Katma Proto- kolü'nde yer alan "iş gücünün serbest dolaşımı" yükümlülü- ğünün ve Türkiye'ye yapılacak yardımlan şekıllendiren 4.mali protokolün gereklennin AB ta- rafından yerine getirilmediğini belirterekönesürülen" Yunanis- tan engeli" bahanesinin temel- siz olduğunu söyledi. Açılış oturumunda son ko- nuşmayı Devlet Planlama Teş- kilatı Müsteşan Necati Özfırat yaptı. Özfırat konuşmasmda Türkiye'nin. özellikle 1988'den bu yana. gümrük birliği için üzerine düşenlerin çoğunu yaptışnı belirttikten sonra gümrük birliğinin Türkiye için yarar ve zararlannı anlattı. Özfırat, bırliğın olumlu etkile- rini ise şöyle sıraladr. "Tekstil alanında ihracatı- mızda yüksebne, rekabet ortamı sonucunda rant gelirlerinde azalma ve bunun sonucunda re- fah seviyesinin yükselişi, reka- bet ortamı nedeni ile yeni tekno- lojilerin TürkiyeŞe gelmesi ve verimlilikte arttş. yabancı ser- maye girişinde arttş." VahfBcmk İhracatçılanmıza Destekte Zirvede rOTIUTB j ftft! VdkrfBSnk21. Yüzyıl Bankacılığı
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle