Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
29 EYLÜL1994 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Tarihi
yalıda yangın
• İstanbuJ Haber Seryisi -
Üsküdar Kuzguncuk'ta dün
akşam saatlerinde çıkan
yangında tarihi Şekerci
Osman Bey Yalısı büyük
hasargördü. Paşalimanı
Caddesinde. Engin
Pazarbaşı'na ait üç katlı
tarihi yahda heniiz
bilinemeyen bir nedenle
çıkan yangına. Üsküdar ve
Kadıköy itfaiyeekipleri
müdahaleetti. Yangında.
boş olan binanın ahşap '
kısımlan tamamen yandı.
İLKSAN heyetine
tehdrt
•ANKARA (ANKA)-
llkokul Öğretmenleri SağJık
ve Sosyal Yardım
Sandığı'nda (İLKSAN)
ortaya çıkan yolsuzluk
sonrası kuruluşun yönetim
ve denetimini üstlenen
kayyım heyetinin icraya
verilen kişilerce tehdit
edildiği bildirildi. İsmail
Ağar başkanlığındaki
kayyım heyeti hazırladığı üç
ayîık raporunda dönemin
Milli Eğitim Bakanı Köksal
Toptan'ıda İLKSAN
yolsuzluğuna müdahale
etmemekle suçladı.
Ektaşıtalım
vepgisi ertelendi
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)- Hükümetin,
otomotiv sektöründe oluşan
yüksek miktardaki stoklann
eritilmesi için haziran ayında
aldığı3aysüreile
uygulanması öngöriilen, ek
taşıt ahm vergisini yüzde
12'den yüzde 6'ya düşüren
kararnamenin süresi, ocak
1995'ekadaruzatıldı.
Bakanlar Kurulu'nun dünkü
toplantısında alınan karara
göreek taşıt aiım vergisi ocak
ayına kadar yüzde 6,
kuUanılmış otomobillerin
takasında alınan vergi de
yüzde 3 oranında
uygulanacak.
• İSTANBUL (UBA)-
PKKlideriAbdullah
Öcalan, Güneydoğu'daki
olaylan tırmandıracaklannı
söyledi. BBC'nin sorulannı
yanıtlayan öcalan, yapacağı
basın toplantısını, Türk
yetkililerin haber alması
üzerine iptal ettiğini açıkladı.
öcalan, PKKnin ara
seçimde hiçbir partiyi
desteklemeyeceğini belirtti.
Alevi Kadınlar
Kurultayı
• Haber Merkezi - Avrupa
Alevi Birlikleri
Federasyonu'na bağh Alevi
Kadın Kollan 2. Kurultayı
24-25 Eylul 1994 tarihleri
arasında İsviçre'nin Basel
kentinde yapıldı. İki gün
süren kurultayda kaühmcı
kadınlar, yaptıklan
konuşmalarda kendi öznel
sorunlannın öncelikli
olduğunu belirtmekle
beraber, hareketlerinin
dünyada ve Türkiye'de
gelişen politikalann ve
demokrasi hareketinin
dışında değil, içinde bir
hareket olduğunu
vurguladılar.
Erbakan-TRT
davası
• ANKARA (AA) - Refah
Partisi (RP) Genel Başkanı
Necmettin Erbakan'ın, bir
süre önce TRT'nin sabah
kuşağında yayımlanan
"Gündem" programında
partisinin tüzel îaşiliğine
hakaret ettiği gerekçesiyle
TRThakkındaaçtığı200
milyon lirahk tazminat
davasına devam edildİ.
İcramemurlan
davasmda karar
•ANKARA (AA) - Görevi
ihmal ve resmi evrakta
sahtecilik suçlanndan
haklannda dava açüan ban
icra daireleri ile gümriikler ve
bankalarda görev yapan 412
memurun yargılandığı dava
sonuçlandı. Ankara 1. Ağır
Ceza Mahkemesi'nde
sonuçlanan davada,
sanıklardan Idris Çevik,
Fahrettin Alün ve Selma Taş,
5'er ay hapis cezasma
mahkum edilirken,
sanıklann bu cezalan tecil
edildi. Davada,409 sanık da
beraat etti.
Turîstinkatil
zanltsı yakalandı
•ANTALYA(AA)-
Antalya'da, kaldığı
pensiyonda bıçaklanarak
öldürülen Alman turistin
katil zanlısı yakalandı.
Antalya Emniyet
Müdürlüğü, cinayeti
Topçular Kanşık Er Eğitim
Taburu'nda askerliğini
y.apan Necdet Birinci'nin
(21) işlediğini bildirdi.
Çalışma Bakanı Nihad Matkap 'Kaçak işçi çalıştıran karşısında devleti bulacak' dedi
Her 3işçiden birisigortasızANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ni-
had Matkap, her 5 işyerinden birinin
Sosyal Sigortalar Kurumu'na (SSK)
kayıth olmadığını, her 3 işçiden birinin
de sigortasız olduğunu açıkladı. Mat-
kap, Türkiye'de 4 milyon sigortasız işçi
olmasının, SSK'yi ayda 7 trilyon lira
kayba uğrattığına dikkat çekerek "Ka-
çak işçi çalrştıranlar, karşılarında devleti
bulacaklar" dedi. Matkap, önlem alı-
nmaması durumunda SSK'nin 1995'te
63 trilyon lira açık vereceğini bildirdi.
SSK'yi mali krizden kurtarmak için
kaçak işçi çalıştınlmasını önlemek ve
daha etkin-verimli denetim sistemi oluş-
turmak üzere, 415 sigorta müfettişi, dün
Ankara'da bir araya geldi. Çalışma Ba-
kanı Matkap, toplantının açılışında
yaptığı konuşmada, SSK'nin denetim
sistemini yenileyeceğini vurgulayarak
sigorta müfettişlerini işyerleri ile kurum
•415sigortamüfettişinin bir araya geldiği toplantıda
konuşan Matkap, kaçak işçi çalıştınmının SKK'yi ayda 7
trilyon lira kayba uğrattığını belirterek önlem alınmaması
durumunda kurumun 1995 yılında 63 trilyon lira açık
vereceğini açıkladı.
Matkap, 3 gün sürecek olan toplantı-
da. sigortasız işçileri SSK kapsamına
alma yöntemlerinin belirlenmesi gerek-
tiğini belirterek "100 yeni sigorta mfifet-
ti§ yardımcısı almması için sınav açtık.
Önümüzdeki dönemde, bu gençlerin de
desteğinde işyeri denetimleri yoğunlaşa-
cak ve yaygınlaştırüacak. Sizlerin ça-
basıyla kaçak işçi çalıştıranlar, karşıları-
nda devleti bulacaktır" diye konuştu.
İşverenin kaçak işçi çalıştırması ile işçi-
lerin buna razı olmasının nedenlerinin
ortadan kaldınlmasının önemine dik-
kat çeken Matkap. sigorta müfettişleri-
arasında köprü görevi yapmaya çağırdı.
SSK denetim mekanizmasının, 1980'li
yıllarda 'dönemin anlayışı gereği, işlevsiz
hale getirildiğini' vurgulayan Matkap,
10 yıldır kuruma yeni müfettiş alın-
madığmı ve müfettiş yardımcılığı kad-
rolannın iptal edildiğini söyledi. Mat-
kap. Sigorta Teftiş Kurulu'nun artık
merkezi bir yapılanmayla çahşacağını
belirtti. Kaçak işçi çalıştınlmasının ön-
lenememesinden dolayı kurumun bü-
yük oranda prim kaybına uğradığını
kaydeden Matkap, önlem alınmazsa
1995 yılında SSK'nin 63 trilyon lira açık
vereceğini vurguladı. ne şoyle seslendi:
"Sizleri, işyerleri ile kurum arasında
bir köprû oİarak görüyoruz. Önemli
olan, kunımla işyerleri arasında sağiıklı
üişkiler kurulabilmesi ve ilişkilerin sürek-
lifiğinin sağlanmasıdır. Bu da, işverenle
işçilerimize sosyal güvenlik bilincinin ge-
liştirilmesivle sağlanabilir. SSK, mükel-
leflerinden kopuk, tepeden inmeci, her
şeyi yasa ve devlet gücûyle gerçekleştir-
mek isteyen bir kurum olarak kalırsa ba-
şanlı olamaz. SSK, halkın kunımu olma-
lıdır. Çünkü, SSK halkımız için vardır."
Matkap, müfettişlerin daha iyi çalı-
şma koşullanna kavuşturulması için
'olanaklar ölçüsünde' çaba göstereccğini
de belirtti. 415 sigorta müfettişinin
katıldığı toplantıda. 'Daha verimli ve et-
kin denetim sistemi kurulması, işçi ve iş-
verene sosyal güvenlik bilinci veribnesi,
kaçak işçi çalıştırüması ve buna razı
olunmastnın nedenleri' konuian ele alı-
nacak.
Tıdumbacılar
yangın
söndürdü .
İstanbul Haber Servisi - 26-30 evlül
tarihleri arasında düzenlenen "Itfaiye
Haftası" etkinlikleri devam ediyor.
Itfaiye örgütünün 280. kuruluş
yıldönümünün de kutlandığı hafta
kapsamında dün. Sultanahmet
Meydanı'nda "Tulumbacılar Özel
Gdsterisi"düzenlendi. Sultanahmet
Meydanı'nda kurulan maket bir
Osmanlı evindeki yangını naralar
atarak söndürmeye koşan
tulumbacılar, yeterli olmayınca devreye
askeri ıtfaiye ekibi girdi. Gösterinin son
bölümünde temsili yangın, günümüz
itfaiyeekipleri tarafından söndürüldü.
Tulumbacı gösterisi öncesinde
Mehteran Bölüğü'nün verdiği konser
Sultanahmet'teki yabancı turistlerin
yoğun ilgisi ile karşılanırken, çocuklar
da tulumba ile oynadılar. Törende
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı
Recep Tayyip Erdoğan da bir konuşma
yaparak itfaiye teşkılatının hızla
modernleştirileceğini söyledi. (Fo
toğraf: HATİCE TUNCER)
Demirel
Üniversite
laikTCnin
en önemli
kurumudur
NİĞDE (AA) - Cumhurbaş-
kanı Süleyman Demirel, Tür-
kiye'de kurulmuş bulunan 57
üniversitenin, büyük Atatürk'-
ün ruhunu şad edeceğini belir-
terek, "Üniversite, laik, demok-
ratik Türkive Cumhuriyeti'nin
en önemli kurumudur ve ona sa-
hip çıkmada önemli bir yere sa-
hiptir" dedi.
Cumhurbaşkanı Demirel,
Niğde Üniversitesi'nin 1994-
1995 akademik yılının açılışını
yaptı. Üniversitenin 259 öğre-
tim üyesi ve 6200 öğrencisiyle
yeni ders yılına başlamasının,
Türkiye'de mühim şeyler ger-
çekleştiğinin kanıtı olduğunu
belirten Demirel. 26 eylülden
bu yana Türkiye'de, 57 üniver-
sitenin kapılannı Türk gençliği-
ne açtıgını hatırlatü.
Demirel, büyük Atatürk'ün
1937 yılında verdiği Nutuk'ta
üniversitelere verdiği önemi an-
lattıjını ve "Ankara, İstanbui ve
Van'da üç büyük üniversite kur-
malıyız" dediğini belirtti. Tür-
kiye'de kurulmuş bulunan 57
üniversitenin büyük Atatürk'-
ün ruhunu şad edeceğini kayde-
den Cumhurbaşkanı Demirel
sözlerini şöyle sürdürdü:
''Üniversite, vüksekokuidan
farklıdır. Üniversite laik, de-
mokratik Türkive Cumhuri-
yeti'nin önemli bir kurumudur ve
ona sahip çıkmada son derece
önemli bir yere sahiptir. Laik,
demokratik Türkive Cumhuri-
yeti'ni geliştirmek. ilerletmek ve
varlığmı teminat altuıa almakta,
üniversite kurumunun her za-
man büyük rolü olacaktu-."
Niğde Üniversitesi öğretim
üyelerine de bir çağnda bulu-
nan Cumhurbaşkanı Süleyman
Demirel, üniversitenin halktan
kopuk bir fıldişi kule değil.
halkla kucaklaşan bir kurum
haline getirilmesini istedi.
Yeni kurulan 23 üniversite, kasım aymda yapılacak rektör seçimlerine hazırlanıyor
Seçim öncesi gericikadrokaygısı
ASUMAN ABAOOĞLU
tZMİR - Yeni kurulan 23
üniversitede, iki yıl önce Milli
Eğitim Bakanlığı tarafından
kurucu rektör olarak atanan
rektörler, kasım ayında yapıla-
cak seçimlerle yenilenecek. Bu
üniversitelerde, iki yıldır süre-
gelen köktendinci ve MHP'li
kadrolaşmaya dikkat çekilir-
ken, bugüne kadar yeniden se-
çilebilmek için altyapısını oluş-
turan rektörlerin, kasım ayında
yeniden göreve gelmeleri duru-
munda bu kadrolaşmanın bo-
yutlannın daha da büyüyeceği
belirtih'yor. Gerici kadrolaşma-
ya en çarpıcı ömek olarak ise
Manisa'daki Celal Bayar Üni-
versitesi'nde, öğrencisi. hasta-
nesi ve polikliniği olmayan Tıp
Fakültesi'ne 40 öğretim üyesi
ahnması gösteriliyor.
Kasım ayında. Abant İzzet
Baysal, Adnan Menderes, Af-
yon Kocatepe, Balıkesir, Celal
Bayar, Çanakkale 18 Mart.
DumJupmar, Gazi Osman Pa-
şa, Harran, Kafkas. Kahra-
manmaraş Sütçü İmam, Ko-
caeü, Kınkkale, Muğla, Musta-
fa Kemal, Niğde, Osman Gazi.
Pamukkale, Sakarya. Isparta
Süleyman Demirel, Zonguldak
Kara Elmas üniversiteleri ile
Gebze ve Izmir Yüksek Tekno-
loji enstitülerinde rektör seçim-
ieri yapılacak.
Binası, malzemesi, laboratu-
van olmadan acılan yeni üni-
versitelerde hangi düzeyde eği-
tim yapılabileceği tartışılırken.
öğrencisi bile oimayan bazı bö-
lümler de dahil olmak üzere
köktendinci ve MHP'li kadro-
laşmanın ulaştığı boyutlar gö-
zardı ediliyor. Son öğrenci seç-
me ve yerleştirme sınavlanndan
sonra bu üniversitelerde ön-
kayıtla öğrenci alımlannın RP
ve MHP'den giden listelere
göre yapıldığı yakınmalan,
YÖK'ten ve diğer ilgjli kurum-
lardan ilgı görmedi. Öğretim
Üyeleri Derneği Genel Sekrete-
ri Prof. Dr. Tahir Hatipoğlu.
kurucu rektörlerin göreve gel-
diklerinden bu yana kadrolaş-
manın sürdüğünü belirterek
şunlan söyledi:
"Yeni kurulan üniversiteler-
deki kadrolaşmanın temel nede-
ni, üniversite rektörlerinin geri-
cüerden oluşması. Bu rektörler
kasım ayında yapılacak secim-
lerde yeniden seçilme düşünce-
siyle başka profesörleri almadı-
lar veya kendi düşüncesinde
olanlan aldılar. Bu rektörler iki
yıllığına göreve geldikleri ve hü-
kümetin görevden alma yetki-
sinden cekindikleri için istedik-
leri kadar rahat davranamadı-
lar. Ancak kasımda yapılacak
secimlerde dört vıllığına göreve
gelebilecekler. Asıl tehlike kası-
mdan sonra başlayacak."
Kadrolaşmaya örnekler ve-
ren Prof. Dr. Hatipoğlu, Van
Üniversitesi'nde gönüllü olarak
Ankara'dan giden bir profesör
varken, ilerici düşüncede olan
bu profesör yerine Konya'dan
bir başka profesörün Veteriner
Fakültesi'ne dekan olarak
atandığını söyledi. Hatipoğlu,
yeni üniversitelerden lisansüstü
eğitim yapma yetkisinin ah-
nması gerektiğini de savundu.
tstanbul Haber Servisi -1994-94
öğretim yılında açılış töreni
yapmamaya karar veren İTÜ
Senatosu, sorunlannı yeendişelerini
bir bildiriyle açıkladı. İTÜ'nün, devlet
yetkiülerinin de katıldığı açılış ve
mezuniyet törenlerinde sorunlan her
zaman dile getirdiği hatırlatılan
bildiride. "Ancak yetkililerin, bu
sonınlann, öncelikli olduğunu
belirtmelerine rağmen ülkenin diğer
önemli sorunlan yanında yeterince
öncelikli bulmadıkJarı anlaşılmaktadu-.
Bu nedeoie üniversitemiz senatosu bu yıl
açıltş töreni yapmamaya karar
vermiştir" denildi. Bildiride, şu
görüslere yer verildi: "Ülkemizin içinde
bulunduğu ekonomik ve toplumsal
bunalun, doğal olarak eğitim
kurumlarına da yansımak tadır.
1980'lerden başlayarak ve giderek artan
bicimde öğretim elemanlannın
saygınlığı dûşürülmüş, \ aşam
koşullan kötüleşmiş ve meslek
çekiciliğini jitirmiştir. Üniversite, bir
zamanlaren iyi mezunlar arasından
öğretim üyesi adayı secerken bugün bazı
dallarda boş kadrolara başvuru bile
ohnamaktadır. 657 sayılı kanuna tabi
nitelikb' elemanJarın üniv ersitelerden
aynlmalarını önlemek için bunlann
hayat standartlarını arttıncı yönde
düzenlemelerin yapüması zorunludur."
İTÜ, yeni öğretim yılına törensiz
olarak yann başlayacak. İstanbul.
Marmara, Boğaziçi. MimarSinan,
YıldızTeknik. Koç ve Galatasaray
üniversitelerinde ise yeni öğretim yılı 3
ekim pazartesi günü başlayacak.
fzmip'üen
İTÜ'ye
destek
İZMtR (Cumhuriyet Ege Bürosu)-
İzmir Üniversiteleri Öğretirn
Elemanlan Derneği(İZÜNİDER).
Ege ve Dokuz Eylül üniversitelerinin
resmi açılış törenlerine katılmayarak
alternatif açılış düzenleme karan aldı.
Dokuz Eylül Üniversitesi'nin 29
eylülde, Ege Üniversitesi'nin ise 3
ekimde gerçekieştireceği resmi açılış
törenlerine. İZÜNİDER üyesi öjretim
elemanlan katılmayacak. ODTU ve
İTÜ senatolannın aldığı "törensiz
açılış" karannı desteklediğini
açıklayan İZÜNİDER, tüm üniversite
senatolannı aynı yönde karar almaya.
üniversite üyelerini de açılış törenlerine
katılmamaya çağırdı. İZÜNÎDER.
diğer öğretim üyeleri dernekleriyle
birlikte. "öğretim üyelerinin ağır
yaşam koşullannı. akademik ve bilimsel
özerkliğin sarsılmasuıı, demokratik
yönetim eksikliğini" protesto etmek
amacıyla resmi törenlere katılmama
karan alırken bir alternatif açılış
düzenleme hazırlığına başladı.
İZÜNtDER'in, "altentatif açılış"
törenini. önümûzdeki hafta
Cumhuriyet Alanf ndaki Atatürk
Anıtı önündegerçekleştireceği
bildirildi. Dokuz Eylül Üniversitesi
Rektörü Prof. Dr. Namık Çevik, resmi
açılış yapmama karanna katılmadığını
belirterek "Biz açılış törenimizi
yapacağız. Sıkmtılanmızı, protestoyla,
açılış töreni yapmav arak değil,
törendeki konuşmalarla dile getireceğiz.
Bunu basın yazar, aynı etkiyi yapar.
Üniversitenin sıkıntılannı dile getirmek
rektör olarak benim görevim" dedi.
ARAYIŞ
TOKTAMIŞ ATEŞ
Bir Yanıt
Yüksek Öğretim Kurulu Başkanı Sayın Prof. Dr. Meh-
met Sağlam, 20 Eylül 1994 tarihli yazımda ele aldığım
hususlarla ilgili olarak bir mektup gönderdi. Her ne ka-
dar aynen yayimlanması isteğini tam dile getirmiyorlar-
sa da yanıtlarını aynen yayımlıyorum. Zira bu yanıtlarıy-
la ilgili açıklamalarımı da cumartesi günü yayımlayaca-
ğım. Değerli okurlarımın net bir kanıya sahip olmalan
için, tüm görüşleri bilmelerinin gerektiğini düşünüyo-
rum:
20 Eylül 1994 tarihli Cumhuriyet gazetesinin 3'üncü
sayfasında yer alan, 'Arayış' köşenizde yayımlanan,
"YÖK'ün Yaptıklan..." başlıklı yazınızı üzülerek oku-
dum. Zira yanlışlıklar ve çelişkilerle dolu bu yazı ve sar-
fedilen sözlerin, güzide bir üniversitemizin güzide bir
öğretim üyesi olan sizin kaleminizden çıkabileceğine
inanmak istemedim.
Yazınızı samimi duygular içinde değerlendirdiğimde,
herşeyden önce, 'Lisansüstü öğretim Yönetmeliği'n/n,
Üniversitelerarası Kurul'un bir yönetmeliği olduğunu
söylemek isterim.
Söz konusu yönetmelik, Türk yükseköğretim hayatı-
nın en yüksek akademik kuruluşu olan ve halen üniver-
sitelerimizin 57 rektörü ile her üniversite senatosundan
seçimle gelen 57 profesör üyeden oluşan 'Üniversitele-
rarası Kurul' tarafından çıkartılmıştır. Yazınızda sözünü
ettiğiniz yönetmelik değişikliği de, toplam 114 üyeli Üni-
versitelerarası Kurul'un, 27 Haziran 1994 tarihinde Eski-
şehir'de gerçekleştirdiği toplantıda 'oybirliği'y/e yapıl-
mıştır.
Sizin, "Böyle yönetmelik, böyle mantık mı olur?" diye
küçumsediğiniz mantık, aynı amaca hizmetettiğiniz, ay-
nı camiayı paylaştığınız114 bilim adamına aittir. Ayrıca,
yapılan yönetmelik değişikliğini incelediğiniz takdirde,
bu ve diğer değişikliklerin bütünüyle kaliteyi arttırma
amacı taşıdığını göreceksiniz. Bu durumun, yazınızda,
'üniversitelerimizde kalite git gide düşüyor' biçimindeki
eleştirilerinizle ne derece bağdaştığını anlamakta güç-
lük çektiğimi belirtmek isterim.
Kaldı ki dünyanın her yerindeki itibarlı üniversiteler,
başansız öğrenciyi üniversitesinde tutmaz ve başansız-
lığı kanıtlanmış bir öğrenciye de yeniden aynı üniversi-
tenin aynı bölümüne kayıt hakkı tanımaz.
Bu arada, yönetmelik değişikliğini eleştirirken, "Yani
aday, uluslararası bilim dalında kaydı silindiği için, aynı
bilim dalına başvuramıyor. Gitsin deniz bilimlerine baş-
vursun... Bu manftğa göre liseden belge alan öğrenciler
de kız mesiek lisesine başvursunlar. Inanılır gibi değil
ama gerçek..." diyorsunuz. Oysa ki, mevcut mevzuata
göre bir enstitüden ilişiği kesilen bir öğrenci, 'aynı' ana-
bilim dalında başka bir üniversitenin enstitüsüne ya da
'değişik' bir bilim dalında aynı enstitüye başvurabilir.
Yani, bir üniversitenin sosyal bilimler enstitüsünde
uluslararası bilim dalından kaydı silinen öğrenci, sizin
dediğiniz gibi o bilim dalında öğrenim hakkını kaybet-
mez. Isterse, aynı üniversitenin sosyal bilimler enstitü-
sünün başka bir bilim dalına ya da başka bir üniversite-
nin sosyal bilimler enstitüsüne aynı bilim dalı için baş-
vurma hakkına sahiptir. Bu, o öğrenciye, siz yazma-
sanız da verilen bir haktır.
Yine, yazınızda, "Bu arada YÖK, benim de akademik
kuruluşunda yardımcı olmaya çalıştığım ISIS'a taktı" di-
yorsunuz. Buranın bir üniversite olmadığını bizim gibi
siz de kabul ediyo'rsunuz, ama Yüksek Öğretim Kurulu'-
nu,'üniversite değil' derken haklı bulup, 'diplomaları
denk değiI' derken haksız bulduğunuzubelirtirken, sanı-
rım bir çelişki içinde bulunuyorsunuz.
Zira, uluslararası genelanlayışa göre diploma denkli-
ğl verilmesinde ilk adım, konu edilecek yükseköğretim
kurumunun hukuki varlığının o ülkenin resmi makamla-
rınca tanınmasıyla atılır. Ancak, hukuki varlığı tanıma,
bu kurumda yer alan bütün eğitim programlarının peşi-
nen tanınacağı ve bu kurum tarafından verilen tüm dip-
lomaların denkliğinin yapılacağı anlamını taşımaz. ör-
neğin, Yüksek Öğretim Kurulu, dünyanın en iyi üniversi-
telerinden alınmış dahi olsa hiçbir ekstern veya açıköğ-
retim programına denklik vermemektedir. Ayrıca, bir
öğrencinin diplomasının denklik işlemi yapılırken hem
üniversitesinin, hem programınm, hem de öğrencinin
almış olduğu dersler ile göstermiş olduğu performans-
lar ayrı ayrı incelenmektedir.
Görüldüğü gibi, sözünü ettiğiniz ISIS'ın vereceği dip-
lomaların denk sayılabilmesi için önce ISIS'ın hukuki
varlığı kanıtlanmalı, sonra iki ülkenin yetkili makamla-
rınca tanmdığı açıklanmalıdır. Durum bu kadar açık
iken, "Bu diplomanın nesini tanımayacak YÖK? Anlaşı-
lır gibi değil" sözünüz bizce de anlaşılır gibideğildir.
Bu arada, yazınızda son zamanlarda gerek Yüksek
Öğretim Kurulu gerekse üniversiteniz ile ilgili yazılar
yazmamanızın sorularla karşılandığı ve 'kaleminizin
sustuğu' yönünde dalga geçildiği yolundaki ifadelerini-
zin dikkatimi çektiğini söylemeden geçemeyeceğim.
Her kurum gibi Yüksek Öğretim Kurulu'nun da, üni-
versitelerimizin de eleştirilecek yönleri bulunabilir.
Yapıcı eleştiriler yararlı sonuçlar doğurur. Ancak, sırf
dostlarınız dalga geçmesin ya da muhalefetiniz eksik
kalmasın diyeyazmanızın ne size, ne üniversitelerimize
ne de ülkemize bir kazanç sağlayacağına inanmadığımı
belirterek saygılar sunarım.
Türk-is Genel Baskan Meral:
Aykon Doğan
gündem saptınyor
GÜNEŞ GÜRSON
ANKARA - Toplusözleşme
sisteminin değiştirilmesi tartış-
ması. hükümet ile işçıyi karşı
karşıya getırdi. Ekonomiden so-
rumlu Devlet Bakanı Aykon
Doğan. sözleşmelerin tepeden
iıtme dogmalarla yönfendirilme-
mesi' gerektiğini savunurken
Türk-İş Genel Başkanı Bayraıtı
Vleral. Doğan'ı 'gündem saptır-
makla' suçladı.
Kamu ışcisinin düşük ücrete
razı olmasını gözardı ettikleri
gerekçesiyle kamu işveren sen-
dikalannın kaldınlması gerek-
tiğini savunan Devlet Bakanı
Doğan. Cumhuriyet'e yaptığı
açıklamada. toplusözleşme sis-
teminde 'de facto dogmalardan
kurtubnak gerektiğini' söyledi.
Toplu pazarlıkta ABD modeli-
nin örnek ahnabileceğini belir-
ten Doğan. "Dünyada, iş-emek
pazannda fîleksibilite var. Ame-
rika, sendikalann toplu olarak
pazarlık vapmasını terk etmiş
durumda. İşkolunda ya da işlet-
me bazında sözleşme yapılıvor,
özel sektörde olduğu gibi. Sektör
vardır, ücret artış oranını
kaldınn sektör vardır. kaldıra-
maz"dcdı.
Doğan. "Ekonomiyi de facto
dogmalardan kurtarmak gerek.
ABD, ekonomik büvüme sağla-
mış. Avrupa, şimdi bunu taröşı-
yor. Tepeden inme dogmalarla
sözleşmeleri yönlendirmeyin' di-
yor" görüşü ile ücret artışı is-
tenirken işletme koşullannın
dikkate alınması gerekriğini sa-
vundu. Kapatılması gündemde
olan Karabük Demir-Çelik
İşietmeleri'nin ekonomik açı-
dan zor duruma düşmesı ör-
neğini de veren Doğan, "Kara-
bük, çıkmaza sokulmus. Şimdi
işçi, 'istihdamı düşünseydik' dl-
yor. İş arzı. üretilen maİın reka-
bet durumu dikkate alınarak ta-
raflara imkan tanınmalı. KtTier
devletin mah değil, işcinin, mem-
leketin mah olarak düşünülmetf"
diye konuştu. Başbakanbğa,
toplusözieşme sistemine ılışkin
görüş sorulması üzerine öneri
gönderdiğini ifade eden Doğan,
"Şumı yapın diye emir verecek
noktada değiliz. Sadece fıkir bS-
dirdik" dedi. Doğan. pazarlık
sisteminin değişmesi konusunda
kamu kesimi toplusözleşmele-
rinden sorumlu Devlet Bakanı
Bekir Sami Daçe ile görüşmedi-
ğini de belirtti. Türk-tş Genel
Başkanı Meral de, Aykon Do-
ğan'ın, kamu işveren sendika-
lannın kaldınlması için işçi dü-
şük ücret istediği halde. işveren
sendikalannın yüksek arttş yap-
ması' gerekçesini göstermesini
tepkiyle karşıladı.