27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
29 EYLÜL1994 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER Tarihi yalıda yangın • İstanbuJ Haber Seryisi - Üsküdar Kuzguncuk'ta dün akşam saatlerinde çıkan yangında tarihi Şekerci Osman Bey Yalısı büyük hasargördü. Paşalimanı Caddesinde. Engin Pazarbaşı'na ait üç katlı tarihi yahda heniiz bilinemeyen bir nedenle çıkan yangına. Üsküdar ve Kadıköy itfaiyeekipleri müdahaleetti. Yangında. boş olan binanın ahşap ' kısımlan tamamen yandı. İLKSAN heyetine tehdrt •ANKARA (ANKA)- llkokul Öğretmenleri SağJık ve Sosyal Yardım Sandığı'nda (İLKSAN) ortaya çıkan yolsuzluk sonrası kuruluşun yönetim ve denetimini üstlenen kayyım heyetinin icraya verilen kişilerce tehdit edildiği bildirildi. İsmail Ağar başkanlığındaki kayyım heyeti hazırladığı üç ayîık raporunda dönemin Milli Eğitim Bakanı Köksal Toptan'ıda İLKSAN yolsuzluğuna müdahale etmemekle suçladı. Ektaşıtalım vepgisi ertelendi • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- Hükümetin, otomotiv sektöründe oluşan yüksek miktardaki stoklann eritilmesi için haziran ayında aldığı3aysüreile uygulanması öngöriilen, ek taşıt ahm vergisini yüzde 12'den yüzde 6'ya düşüren kararnamenin süresi, ocak 1995'ekadaruzatıldı. Bakanlar Kurulu'nun dünkü toplantısında alınan karara göreek taşıt aiım vergisi ocak ayına kadar yüzde 6, kuUanılmış otomobillerin takasında alınan vergi de yüzde 3 oranında uygulanacak. • İSTANBUL (UBA)- PKKlideriAbdullah Öcalan, Güneydoğu'daki olaylan tırmandıracaklannı söyledi. BBC'nin sorulannı yanıtlayan öcalan, yapacağı basın toplantısını, Türk yetkililerin haber alması üzerine iptal ettiğini açıkladı. öcalan, PKKnin ara seçimde hiçbir partiyi desteklemeyeceğini belirtti. Alevi Kadınlar Kurultayı • Haber Merkezi - Avrupa Alevi Birlikleri Federasyonu'na bağh Alevi Kadın Kollan 2. Kurultayı 24-25 Eylul 1994 tarihleri arasında İsviçre'nin Basel kentinde yapıldı. İki gün süren kurultayda kaühmcı kadınlar, yaptıklan konuşmalarda kendi öznel sorunlannın öncelikli olduğunu belirtmekle beraber, hareketlerinin dünyada ve Türkiye'de gelişen politikalann ve demokrasi hareketinin dışında değil, içinde bir hareket olduğunu vurguladılar. Erbakan-TRT davası • ANKARA (AA) - Refah Partisi (RP) Genel Başkanı Necmettin Erbakan'ın, bir süre önce TRT'nin sabah kuşağında yayımlanan "Gündem" programında partisinin tüzel îaşiliğine hakaret ettiği gerekçesiyle TRThakkındaaçtığı200 milyon lirahk tazminat davasına devam edildİ. İcramemurlan davasmda karar •ANKARA (AA) - Görevi ihmal ve resmi evrakta sahtecilik suçlanndan haklannda dava açüan ban icra daireleri ile gümriikler ve bankalarda görev yapan 412 memurun yargılandığı dava sonuçlandı. Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde sonuçlanan davada, sanıklardan Idris Çevik, Fahrettin Alün ve Selma Taş, 5'er ay hapis cezasma mahkum edilirken, sanıklann bu cezalan tecil edildi. Davada,409 sanık da beraat etti. Turîstinkatil zanltsı yakalandı •ANTALYA(AA)- Antalya'da, kaldığı pensiyonda bıçaklanarak öldürülen Alman turistin katil zanlısı yakalandı. Antalya Emniyet Müdürlüğü, cinayeti Topçular Kanşık Er Eğitim Taburu'nda askerliğini y.apan Necdet Birinci'nin (21) işlediğini bildirdi. Çalışma Bakanı Nihad Matkap 'Kaçak işçi çalıştıran karşısında devleti bulacak' dedi Her 3işçiden birisigortasızANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ni- had Matkap, her 5 işyerinden birinin Sosyal Sigortalar Kurumu'na (SSK) kayıth olmadığını, her 3 işçiden birinin de sigortasız olduğunu açıkladı. Mat- kap, Türkiye'de 4 milyon sigortasız işçi olmasının, SSK'yi ayda 7 trilyon lira kayba uğrattığına dikkat çekerek "Ka- çak işçi çalrştıranlar, karşılarında devleti bulacaklar" dedi. Matkap, önlem alı- nmaması durumunda SSK'nin 1995'te 63 trilyon lira açık vereceğini bildirdi. SSK'yi mali krizden kurtarmak için kaçak işçi çalıştınlmasını önlemek ve daha etkin-verimli denetim sistemi oluş- turmak üzere, 415 sigorta müfettişi, dün Ankara'da bir araya geldi. Çalışma Ba- kanı Matkap, toplantının açılışında yaptığı konuşmada, SSK'nin denetim sistemini yenileyeceğini vurgulayarak sigorta müfettişlerini işyerleri ile kurum •415sigortamüfettişinin bir araya geldiği toplantıda konuşan Matkap, kaçak işçi çalıştınmının SKK'yi ayda 7 trilyon lira kayba uğrattığını belirterek önlem alınmaması durumunda kurumun 1995 yılında 63 trilyon lira açık vereceğini açıkladı. Matkap, 3 gün sürecek olan toplantı- da. sigortasız işçileri SSK kapsamına alma yöntemlerinin belirlenmesi gerek- tiğini belirterek "100 yeni sigorta mfifet- ti§ yardımcısı almması için sınav açtık. Önümüzdeki dönemde, bu gençlerin de desteğinde işyeri denetimleri yoğunlaşa- cak ve yaygınlaştırüacak. Sizlerin ça- basıyla kaçak işçi çalıştıranlar, karşıları- nda devleti bulacaktır" diye konuştu. İşverenin kaçak işçi çalıştırması ile işçi- lerin buna razı olmasının nedenlerinin ortadan kaldınlmasının önemine dik- kat çeken Matkap. sigorta müfettişleri- arasında köprü görevi yapmaya çağırdı. SSK denetim mekanizmasının, 1980'li yıllarda 'dönemin anlayışı gereği, işlevsiz hale getirildiğini' vurgulayan Matkap, 10 yıldır kuruma yeni müfettiş alın- madığmı ve müfettiş yardımcılığı kad- rolannın iptal edildiğini söyledi. Mat- kap. Sigorta Teftiş Kurulu'nun artık merkezi bir yapılanmayla çahşacağını belirtti. Kaçak işçi çalıştınlmasının ön- lenememesinden dolayı kurumun bü- yük oranda prim kaybına uğradığını kaydeden Matkap, önlem alınmazsa 1995 yılında SSK'nin 63 trilyon lira açık vereceğini vurguladı. ne şoyle seslendi: "Sizleri, işyerleri ile kurum arasında bir köprû oİarak görüyoruz. Önemli olan, kunımla işyerleri arasında sağiıklı üişkiler kurulabilmesi ve ilişkilerin sürek- lifiğinin sağlanmasıdır. Bu da, işverenle işçilerimize sosyal güvenlik bilincinin ge- liştirilmesivle sağlanabilir. SSK, mükel- leflerinden kopuk, tepeden inmeci, her şeyi yasa ve devlet gücûyle gerçekleştir- mek isteyen bir kurum olarak kalırsa ba- şanlı olamaz. SSK, halkın kunımu olma- lıdır. Çünkü, SSK halkımız için vardır." Matkap, müfettişlerin daha iyi çalı- şma koşullanna kavuşturulması için 'olanaklar ölçüsünde' çaba göstereccğini de belirtti. 415 sigorta müfettişinin katıldığı toplantıda. 'Daha verimli ve et- kin denetim sistemi kurulması, işçi ve iş- verene sosyal güvenlik bilinci veribnesi, kaçak işçi çalıştırüması ve buna razı olunmastnın nedenleri' konuian ele alı- nacak. Tıdumbacılar yangın söndürdü . İstanbul Haber Servisi - 26-30 evlül tarihleri arasında düzenlenen "Itfaiye Haftası" etkinlikleri devam ediyor. Itfaiye örgütünün 280. kuruluş yıldönümünün de kutlandığı hafta kapsamında dün. Sultanahmet Meydanı'nda "Tulumbacılar Özel Gdsterisi"düzenlendi. Sultanahmet Meydanı'nda kurulan maket bir Osmanlı evindeki yangını naralar atarak söndürmeye koşan tulumbacılar, yeterli olmayınca devreye askeri ıtfaiye ekibi girdi. Gösterinin son bölümünde temsili yangın, günümüz itfaiyeekipleri tarafından söndürüldü. Tulumbacı gösterisi öncesinde Mehteran Bölüğü'nün verdiği konser Sultanahmet'teki yabancı turistlerin yoğun ilgisi ile karşılanırken, çocuklar da tulumba ile oynadılar. Törende İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Tayyip Erdoğan da bir konuşma yaparak itfaiye teşkılatının hızla modernleştirileceğini söyledi. (Fo toğraf: HATİCE TUNCER) Demirel Üniversite laikTCnin en önemli kurumudur NİĞDE (AA) - Cumhurbaş- kanı Süleyman Demirel, Tür- kiye'de kurulmuş bulunan 57 üniversitenin, büyük Atatürk'- ün ruhunu şad edeceğini belir- terek, "Üniversite, laik, demok- ratik Türkive Cumhuriyeti'nin en önemli kurumudur ve ona sa- hip çıkmada önemli bir yere sa- hiptir" dedi. Cumhurbaşkanı Demirel, Niğde Üniversitesi'nin 1994- 1995 akademik yılının açılışını yaptı. Üniversitenin 259 öğre- tim üyesi ve 6200 öğrencisiyle yeni ders yılına başlamasının, Türkiye'de mühim şeyler ger- çekleştiğinin kanıtı olduğunu belirten Demirel. 26 eylülden bu yana Türkiye'de, 57 üniver- sitenin kapılannı Türk gençliği- ne açtıgını hatırlatü. Demirel, büyük Atatürk'ün 1937 yılında verdiği Nutuk'ta üniversitelere verdiği önemi an- lattıjını ve "Ankara, İstanbui ve Van'da üç büyük üniversite kur- malıyız" dediğini belirtti. Tür- kiye'de kurulmuş bulunan 57 üniversitenin büyük Atatürk'- ün ruhunu şad edeceğini kayde- den Cumhurbaşkanı Demirel sözlerini şöyle sürdürdü: ''Üniversite, vüksekokuidan farklıdır. Üniversite laik, de- mokratik Türkive Cumhuri- yeti'nin önemli bir kurumudur ve ona sahip çıkmada son derece önemli bir yere sahiptir. Laik, demokratik Türkive Cumhuri- yeti'ni geliştirmek. ilerletmek ve varlığmı teminat altuıa almakta, üniversite kurumunun her za- man büyük rolü olacaktu-." Niğde Üniversitesi öğretim üyelerine de bir çağnda bulu- nan Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, üniversitenin halktan kopuk bir fıldişi kule değil. halkla kucaklaşan bir kurum haline getirilmesini istedi. Yeni kurulan 23 üniversite, kasım aymda yapılacak rektör seçimlerine hazırlanıyor Seçim öncesi gericikadrokaygısı ASUMAN ABAOOĞLU tZMİR - Yeni kurulan 23 üniversitede, iki yıl önce Milli Eğitim Bakanlığı tarafından kurucu rektör olarak atanan rektörler, kasım ayında yapıla- cak seçimlerle yenilenecek. Bu üniversitelerde, iki yıldır süre- gelen köktendinci ve MHP'li kadrolaşmaya dikkat çekilir- ken, bugüne kadar yeniden se- çilebilmek için altyapısını oluş- turan rektörlerin, kasım ayında yeniden göreve gelmeleri duru- munda bu kadrolaşmanın bo- yutlannın daha da büyüyeceği belirtih'yor. Gerici kadrolaşma- ya en çarpıcı ömek olarak ise Manisa'daki Celal Bayar Üni- versitesi'nde, öğrencisi. hasta- nesi ve polikliniği olmayan Tıp Fakültesi'ne 40 öğretim üyesi ahnması gösteriliyor. Kasım ayında. Abant İzzet Baysal, Adnan Menderes, Af- yon Kocatepe, Balıkesir, Celal Bayar, Çanakkale 18 Mart. DumJupmar, Gazi Osman Pa- şa, Harran, Kafkas. Kahra- manmaraş Sütçü İmam, Ko- caeü, Kınkkale, Muğla, Musta- fa Kemal, Niğde, Osman Gazi. Pamukkale, Sakarya. Isparta Süleyman Demirel, Zonguldak Kara Elmas üniversiteleri ile Gebze ve Izmir Yüksek Tekno- loji enstitülerinde rektör seçim- ieri yapılacak. Binası, malzemesi, laboratu- van olmadan acılan yeni üni- versitelerde hangi düzeyde eği- tim yapılabileceği tartışılırken. öğrencisi bile oimayan bazı bö- lümler de dahil olmak üzere köktendinci ve MHP'li kadro- laşmanın ulaştığı boyutlar gö- zardı ediliyor. Son öğrenci seç- me ve yerleştirme sınavlanndan sonra bu üniversitelerde ön- kayıtla öğrenci alımlannın RP ve MHP'den giden listelere göre yapıldığı yakınmalan, YÖK'ten ve diğer ilgjli kurum- lardan ilgı görmedi. Öğretim Üyeleri Derneği Genel Sekrete- ri Prof. Dr. Tahir Hatipoğlu. kurucu rektörlerin göreve gel- diklerinden bu yana kadrolaş- manın sürdüğünü belirterek şunlan söyledi: "Yeni kurulan üniversiteler- deki kadrolaşmanın temel nede- ni, üniversite rektörlerinin geri- cüerden oluşması. Bu rektörler kasım ayında yapılacak secim- lerde yeniden seçilme düşünce- siyle başka profesörleri almadı- lar veya kendi düşüncesinde olanlan aldılar. Bu rektörler iki yıllığına göreve geldikleri ve hü- kümetin görevden alma yetki- sinden cekindikleri için istedik- leri kadar rahat davranamadı- lar. Ancak kasımda yapılacak secimlerde dört vıllığına göreve gelebilecekler. Asıl tehlike kası- mdan sonra başlayacak." Kadrolaşmaya örnekler ve- ren Prof. Dr. Hatipoğlu, Van Üniversitesi'nde gönüllü olarak Ankara'dan giden bir profesör varken, ilerici düşüncede olan bu profesör yerine Konya'dan bir başka profesörün Veteriner Fakültesi'ne dekan olarak atandığını söyledi. Hatipoğlu, yeni üniversitelerden lisansüstü eğitim yapma yetkisinin ah- nması gerektiğini de savundu. tstanbul Haber Servisi -1994-94 öğretim yılında açılış töreni yapmamaya karar veren İTÜ Senatosu, sorunlannı yeendişelerini bir bildiriyle açıkladı. İTÜ'nün, devlet yetkiülerinin de katıldığı açılış ve mezuniyet törenlerinde sorunlan her zaman dile getirdiği hatırlatılan bildiride. "Ancak yetkililerin, bu sonınlann, öncelikli olduğunu belirtmelerine rağmen ülkenin diğer önemli sorunlan yanında yeterince öncelikli bulmadıkJarı anlaşılmaktadu-. Bu nedeoie üniversitemiz senatosu bu yıl açıltş töreni yapmamaya karar vermiştir" denildi. Bildiride, şu görüslere yer verildi: "Ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik ve toplumsal bunalun, doğal olarak eğitim kurumlarına da yansımak tadır. 1980'lerden başlayarak ve giderek artan bicimde öğretim elemanlannın saygınlığı dûşürülmüş, \ aşam koşullan kötüleşmiş ve meslek çekiciliğini jitirmiştir. Üniversite, bir zamanlaren iyi mezunlar arasından öğretim üyesi adayı secerken bugün bazı dallarda boş kadrolara başvuru bile ohnamaktadır. 657 sayılı kanuna tabi nitelikb' elemanJarın üniv ersitelerden aynlmalarını önlemek için bunlann hayat standartlarını arttıncı yönde düzenlemelerin yapüması zorunludur." İTÜ, yeni öğretim yılına törensiz olarak yann başlayacak. İstanbul. Marmara, Boğaziçi. MimarSinan, YıldızTeknik. Koç ve Galatasaray üniversitelerinde ise yeni öğretim yılı 3 ekim pazartesi günü başlayacak. fzmip'üen İTÜ'ye destek İZMtR (Cumhuriyet Ege Bürosu)- İzmir Üniversiteleri Öğretirn Elemanlan Derneği(İZÜNİDER). Ege ve Dokuz Eylül üniversitelerinin resmi açılış törenlerine katılmayarak alternatif açılış düzenleme karan aldı. Dokuz Eylül Üniversitesi'nin 29 eylülde, Ege Üniversitesi'nin ise 3 ekimde gerçekieştireceği resmi açılış törenlerine. İZÜNİDER üyesi öjretim elemanlan katılmayacak. ODTU ve İTÜ senatolannın aldığı "törensiz açılış" karannı desteklediğini açıklayan İZÜNİDER, tüm üniversite senatolannı aynı yönde karar almaya. üniversite üyelerini de açılış törenlerine katılmamaya çağırdı. İZÜNÎDER. diğer öğretim üyeleri dernekleriyle birlikte. "öğretim üyelerinin ağır yaşam koşullannı. akademik ve bilimsel özerkliğin sarsılmasuıı, demokratik yönetim eksikliğini" protesto etmek amacıyla resmi törenlere katılmama karan alırken bir alternatif açılış düzenleme hazırlığına başladı. İZÜNtDER'in, "altentatif açılış" törenini. önümûzdeki hafta Cumhuriyet Alanf ndaki Atatürk Anıtı önündegerçekleştireceği bildirildi. Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Namık Çevik, resmi açılış yapmama karanna katılmadığını belirterek "Biz açılış törenimizi yapacağız. Sıkmtılanmızı, protestoyla, açılış töreni yapmav arak değil, törendeki konuşmalarla dile getireceğiz. Bunu basın yazar, aynı etkiyi yapar. Üniversitenin sıkıntılannı dile getirmek rektör olarak benim görevim" dedi. ARAYIŞ TOKTAMIŞ ATEŞ Bir Yanıt Yüksek Öğretim Kurulu Başkanı Sayın Prof. Dr. Meh- met Sağlam, 20 Eylül 1994 tarihli yazımda ele aldığım hususlarla ilgili olarak bir mektup gönderdi. Her ne ka- dar aynen yayimlanması isteğini tam dile getirmiyorlar- sa da yanıtlarını aynen yayımlıyorum. Zira bu yanıtlarıy- la ilgili açıklamalarımı da cumartesi günü yayımlayaca- ğım. Değerli okurlarımın net bir kanıya sahip olmalan için, tüm görüşleri bilmelerinin gerektiğini düşünüyo- rum: 20 Eylül 1994 tarihli Cumhuriyet gazetesinin 3'üncü sayfasında yer alan, 'Arayış' köşenizde yayımlanan, "YÖK'ün Yaptıklan..." başlıklı yazınızı üzülerek oku- dum. Zira yanlışlıklar ve çelişkilerle dolu bu yazı ve sar- fedilen sözlerin, güzide bir üniversitemizin güzide bir öğretim üyesi olan sizin kaleminizden çıkabileceğine inanmak istemedim. Yazınızı samimi duygular içinde değerlendirdiğimde, herşeyden önce, 'Lisansüstü öğretim Yönetmeliği'n/n, Üniversitelerarası Kurul'un bir yönetmeliği olduğunu söylemek isterim. Söz konusu yönetmelik, Türk yükseköğretim hayatı- nın en yüksek akademik kuruluşu olan ve halen üniver- sitelerimizin 57 rektörü ile her üniversite senatosundan seçimle gelen 57 profesör üyeden oluşan 'Üniversitele- rarası Kurul' tarafından çıkartılmıştır. Yazınızda sözünü ettiğiniz yönetmelik değişikliği de, toplam 114 üyeli Üni- versitelerarası Kurul'un, 27 Haziran 1994 tarihinde Eski- şehir'de gerçekleştirdiği toplantıda 'oybirliği'y/e yapıl- mıştır. Sizin, "Böyle yönetmelik, böyle mantık mı olur?" diye küçumsediğiniz mantık, aynı amaca hizmetettiğiniz, ay- nı camiayı paylaştığınız114 bilim adamına aittir. Ayrıca, yapılan yönetmelik değişikliğini incelediğiniz takdirde, bu ve diğer değişikliklerin bütünüyle kaliteyi arttırma amacı taşıdığını göreceksiniz. Bu durumun, yazınızda, 'üniversitelerimizde kalite git gide düşüyor' biçimindeki eleştirilerinizle ne derece bağdaştığını anlamakta güç- lük çektiğimi belirtmek isterim. Kaldı ki dünyanın her yerindeki itibarlı üniversiteler, başansız öğrenciyi üniversitesinde tutmaz ve başansız- lığı kanıtlanmış bir öğrenciye de yeniden aynı üniversi- tenin aynı bölümüne kayıt hakkı tanımaz. Bu arada, yönetmelik değişikliğini eleştirirken, "Yani aday, uluslararası bilim dalında kaydı silindiği için, aynı bilim dalına başvuramıyor. Gitsin deniz bilimlerine baş- vursun... Bu manftğa göre liseden belge alan öğrenciler de kız mesiek lisesine başvursunlar. Inanılır gibi değil ama gerçek..." diyorsunuz. Oysa ki, mevcut mevzuata göre bir enstitüden ilişiği kesilen bir öğrenci, 'aynı' ana- bilim dalında başka bir üniversitenin enstitüsüne ya da 'değişik' bir bilim dalında aynı enstitüye başvurabilir. Yani, bir üniversitenin sosyal bilimler enstitüsünde uluslararası bilim dalından kaydı silinen öğrenci, sizin dediğiniz gibi o bilim dalında öğrenim hakkını kaybet- mez. Isterse, aynı üniversitenin sosyal bilimler enstitü- sünün başka bir bilim dalına ya da başka bir üniversite- nin sosyal bilimler enstitüsüne aynı bilim dalı için baş- vurma hakkına sahiptir. Bu, o öğrenciye, siz yazma- sanız da verilen bir haktır. Yine, yazınızda, "Bu arada YÖK, benim de akademik kuruluşunda yardımcı olmaya çalıştığım ISIS'a taktı" di- yorsunuz. Buranın bir üniversite olmadığını bizim gibi siz de kabul ediyo'rsunuz, ama Yüksek Öğretim Kurulu'- nu,'üniversite değil' derken haklı bulup, 'diplomaları denk değiI' derken haksız bulduğunuzubelirtirken, sanı- rım bir çelişki içinde bulunuyorsunuz. Zira, uluslararası genelanlayışa göre diploma denkli- ğl verilmesinde ilk adım, konu edilecek yükseköğretim kurumunun hukuki varlığının o ülkenin resmi makamla- rınca tanınmasıyla atılır. Ancak, hukuki varlığı tanıma, bu kurumda yer alan bütün eğitim programlarının peşi- nen tanınacağı ve bu kurum tarafından verilen tüm dip- lomaların denkliğinin yapılacağı anlamını taşımaz. ör- neğin, Yüksek Öğretim Kurulu, dünyanın en iyi üniversi- telerinden alınmış dahi olsa hiçbir ekstern veya açıköğ- retim programına denklik vermemektedir. Ayrıca, bir öğrencinin diplomasının denklik işlemi yapılırken hem üniversitesinin, hem programınm, hem de öğrencinin almış olduğu dersler ile göstermiş olduğu performans- lar ayrı ayrı incelenmektedir. Görüldüğü gibi, sözünü ettiğiniz ISIS'ın vereceği dip- lomaların denk sayılabilmesi için önce ISIS'ın hukuki varlığı kanıtlanmalı, sonra iki ülkenin yetkili makamla- rınca tanmdığı açıklanmalıdır. Durum bu kadar açık iken, "Bu diplomanın nesini tanımayacak YÖK? Anlaşı- lır gibi değil" sözünüz bizce de anlaşılır gibideğildir. Bu arada, yazınızda son zamanlarda gerek Yüksek Öğretim Kurulu gerekse üniversiteniz ile ilgili yazılar yazmamanızın sorularla karşılandığı ve 'kaleminizin sustuğu' yönünde dalga geçildiği yolundaki ifadelerini- zin dikkatimi çektiğini söylemeden geçemeyeceğim. Her kurum gibi Yüksek Öğretim Kurulu'nun da, üni- versitelerimizin de eleştirilecek yönleri bulunabilir. Yapıcı eleştiriler yararlı sonuçlar doğurur. Ancak, sırf dostlarınız dalga geçmesin ya da muhalefetiniz eksik kalmasın diyeyazmanızın ne size, ne üniversitelerimize ne de ülkemize bir kazanç sağlayacağına inanmadığımı belirterek saygılar sunarım. Türk-is Genel Baskan Meral: Aykon Doğan gündem saptınyor GÜNEŞ GÜRSON ANKARA - Toplusözleşme sisteminin değiştirilmesi tartış- ması. hükümet ile işçıyi karşı karşıya getırdi. Ekonomiden so- rumlu Devlet Bakanı Aykon Doğan. sözleşmelerin tepeden iıtme dogmalarla yönfendirilme- mesi' gerektiğini savunurken Türk-İş Genel Başkanı Bayraıtı Vleral. Doğan'ı 'gündem saptır- makla' suçladı. Kamu ışcisinin düşük ücrete razı olmasını gözardı ettikleri gerekçesiyle kamu işveren sen- dikalannın kaldınlması gerek- tiğini savunan Devlet Bakanı Doğan. Cumhuriyet'e yaptığı açıklamada. toplusözleşme sis- teminde 'de facto dogmalardan kurtubnak gerektiğini' söyledi. Toplu pazarlıkta ABD modeli- nin örnek ahnabileceğini belir- ten Doğan. "Dünyada, iş-emek pazannda fîleksibilite var. Ame- rika, sendikalann toplu olarak pazarlık vapmasını terk etmiş durumda. İşkolunda ya da işlet- me bazında sözleşme yapılıvor, özel sektörde olduğu gibi. Sektör vardır, ücret artış oranını kaldınn sektör vardır. kaldıra- maz"dcdı. Doğan. "Ekonomiyi de facto dogmalardan kurtarmak gerek. ABD, ekonomik büvüme sağla- mış. Avrupa, şimdi bunu taröşı- yor. Tepeden inme dogmalarla sözleşmeleri yönlendirmeyin' di- yor" görüşü ile ücret artışı is- tenirken işletme koşullannın dikkate alınması gerekriğini sa- vundu. Kapatılması gündemde olan Karabük Demir-Çelik İşietmeleri'nin ekonomik açı- dan zor duruma düşmesı ör- neğini de veren Doğan, "Kara- bük, çıkmaza sokulmus. Şimdi işçi, 'istihdamı düşünseydik' dl- yor. İş arzı. üretilen maİın reka- bet durumu dikkate alınarak ta- raflara imkan tanınmalı. KtTier devletin mah değil, işcinin, mem- leketin mah olarak düşünülmetf" diye konuştu. Başbakanbğa, toplusözieşme sistemine ılışkin görüş sorulması üzerine öneri gönderdiğini ifade eden Doğan, "Şumı yapın diye emir verecek noktada değiliz. Sadece fıkir bS- dirdik" dedi. Doğan. pazarlık sisteminin değişmesi konusunda kamu kesimi toplusözleşmele- rinden sorumlu Devlet Bakanı Bekir Sami Daçe ile görüşmedi- ğini de belirtti. Türk-tş Genel Başkanı Meral de, Aykon Do- ğan'ın, kamu işveren sendika- lannın kaldınlması için işçi dü- şük ücret istediği halde. işveren sendikalannın yüksek arttş yap- ması' gerekçesini göstermesini tepkiyle karşıladı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle