Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 11EYLÜL1994PAZAR
HABERLEREV DEVAMI
12 terörist öldüruldu
PKK köybastı,
7 kişiyi katletti
•Tunceli'de köy basan PKK'liler, 7 kişiyi öldürdü. 2 kişiyi
, de yaralayan teröristler, köydeki evleri ateşe vererek kaçtılar.
Pervari'de minibüsü tarayan teröristler 3 korucuyu öldürdü.
Haber Merkezi - Bingöl, Hak-
kari, Bitlis ve Mardin illerinde
gûvenlik kuvvetlerince sürdürü-
len operasyonlarda 12 PKK'li te-
rörist öldürüldü, 4 terörist yaka-
landı. Hakkari'nin Yüksekova il-
çesinde bir mezraya baskın dü-
zenleyen bölücü örgüt PKK üye-
si teröristler, 2 korucuyu öldür-
dü, 3 evi yaktı. Siirt'in Pervari il-
çesinde minibüsü tarayan terö-
ristler, üç korucuyu öldürdü, 2'si
kadın 5 kişiyi de yaraladılar.
Tunceli'nin Çemişkezek ilçesi
Ulukale Köyü'ne önceki gece
baskın düzenleyen teröristler, 7
kişiyi katletti.
Olağanüstü Hal Bölge Vali-
liği'nden yapılan açıklamaya
göre, Bingöl'ün Değirmentepe
bölgesınde 10, Hakkari'nin Çu-
kurca ilçesi kırsal kesiminde 2 ol-
mak üzere toplam 12 terörist
öldürüldü: Bitlis il merkezi ile
Batman ve Mardin illerinin kırsal
kesiminde yürütülen çalışmalar-
da da 4 terörist sağ olarak yaka-
landı.
AA'nın haberine göre Tun-
celi'nin Çemişkezek ilçesi Ulu-
kale Köyü'ne önceki gece baskın
düzenleyen teröristler, 7 kişiyi
katletti, iki kişiyi de yaraladı. Te-
röristler, köydeki evleri de ateşe
vererek kaçtılar. Teröristlerin ya-
kalanması için geniş çaplı operas-
yonlann başladıği bildirildi.
Hakkari'nin Yüksekova ilçesin-
de de bir mezraya baskın düzen-
leyen teröristler, Sait Ersan ve
Abdullah Özpazar adlı iki koru-
cuyu öldürdü, 3 evi ateşe verdik-
ten sonra kaçtılar.
Siirt'in Pervari ilcesinden Do-
ğan Köyü'ne erzak taşıyan iki
minibüs, Çemikari Yaylası Sağı-
rkaya mevkiinde PKK'li terörist-
ler tarafından pusuya düşürüldü.
Minibüslerden biri kaçmayı ba-
şanrken roket atılan ve otoma-
tik silahlarla taranan 56 AE 199
plakalı minibüsteki 3 korucu ile
ikisi kadın 5 kişi yaralandı. Dün
meydana gelen olayda minibüs
şoförü Cihangir Erdem'in kay-
bolduğu bildirildi.
'PKK'ye karşı değiliz'
• Baştarafi LSayfada
ğu görûşûnü savunuyor. Saka, diğer tslamj terör örgütteriyk
üişkılerini aynntısiyla anlattığı şöyleşide, PKK üeilişki kurabile-
ceklerini de açık açık söylemekten çekinmiyor. Saka ile söyleşi-
mizsöyle:
- ffiDA-C nedir? Neyin peştededfa?
SAKA: İBDA'nın bu temei misyonu, îslamı önce nasıl an-
lamalıyız noktasında çözümtenmesıni yapmak. Bir dünya görü-
şûnün içtimai hayata tatbiki için laam gelen bir şey vardır. Ne-
dir o? Otoritedir. Otorite, devlettir. Büyük Doğu IBD A hareketi
devlete taliptir. Hedefı gayet açıktır. Diğer tarikatlara bakışımı-
za geiince, ehli-sünnet akidesine uygun olan her tarikat bizim
nazanmızda saygıya layıktır.
-Eyk«üeriffl2<fcvedûn>agörSşİBftzrâtemefadeşkldetiöneçı-
kanyorsunBz...
SAKA: Şiddetin dışında başka bir yol yok. Var mı? Sosyolojik
olarak bakakm hadiseye; şiddetin dışında başka bir yol var mı?
Dünya tarihi boyunca hiçbir devrimci, -sapıklan ve delileri bir
tarafa atarak söylüyorum- hiçbir gerçek devrimci kan akıtmak
sevdalısı değildir. Şiddet bir zorunluluktur. Bunun dışmda baş-
ka bir yolu yok mu? Var. verin bize TCyi. Bu kadar basit.
- Eyîem stratejiiHZ ne üzerine kunıiu, neteri esas alıyorsunuz?
SAKA: Bir devrimci, hareket karşısında bulunan güçlere kar-
şı onlann gücüne denk bir güçle ve onlann tarzıyla cevap ver-
mez. Böyle olursa yenilgi>i peşinen kabul eüniş demektir.
Karşımızda Amerika var, Batı dünyası var, Haçlı dunyası var;
bizim karşımızda ordusuyla polisiyle laikler var. Laik TC var.
Fakat biz onlann karşısına, onlann gücüne denk bir güçle, denk
demeyim de eşit bir güç oluşturalım da onlann tarayla oniara
karşı çıkalun dersek yeniigiyi peşinen kabul etmişiz demektir.
Hayır. biz onlann güçlerine karşı onlann güçierini atıl bırakâ-
cak pratik çözümler geliştiriyoruz. Bu pratik çözümler onlan
yenecektir.
- Türkiye içerisfaıdeki örgütkflme ve eykm stratejinize getir-
sek?..
SAKA: İBDA miman Salih Mirzabeyogta'nun, "yürüyen Bö-
yök Doğu" halinde geliştirdiği bir örgütîenme modeli var. Bizim
ortaya koyduğumuz İslami dünya görüşünü benimseyen herke-
se, Türkiye'den başlayarak bütün dünya coğrafyasına hakün
kılınması için gerekÛ çabayı göstenneleri gerektiğini ihtar ediyo-
ruz. Ortada bir tslaro davası var ve ben bu davanın sahibiyim.
Kendi vicdanımla baş başa bunu düşünürüm ben, ne yaprnam
lazım. Bir kişi de çıkıyor, ne yapmaiıyım şeklindeki fikn mütalaa
sonucu diyor ki "Batmm içünize soktağu semboi makamiar var.
Borakra karşı salda-dar geüştireyim. Bo sakhnbnıaa müspet ce-
vap venBeyeoleri hantca bağlayım, yok edeyan." Bulduğu arka-
daşlanyla böyle bir illegal yapılanmayagjdiyor. Bunu yapılmast
gereken bir iş olarak görüyor. Ortada Büyük Doğu İBDA deni-
len bir dünya şörüşü var. İBDA'nın cepheleri anlamında
İBDA-C Taraf, ÎBDA-C İKK, bu işin örgütîenme biçimİ bu.
Dünya görüşümüz, emir komuta hiyerarşi zincirine kapab.
- Lsak dertet hedefiaiz. Ve tabn ki devtetin tian knnsB, knralaş-
lan ie demokrat ve laikler öyk nâ?
SAKA: Osmanh'nın oluşumuoda da şunu görüyorsunuz;
akına gruplan saldınyorlardı geri çekiiiyorlardı. Bunlar daha
önce ÎBDA Cepheleri gibi birbirinden bağunsız akına grup-
lanydı. Bir bey çıkmış, etrafına adamlannı toplarrus, fılan tek-
furun sarayına saldınn, fılan kateye saldınn şeklinde o günkü
şartlar içerisinde bunu yapıyorlardı. Bunlar devktleşme aşa-
masına yaklaşüklannda düzenli orduya bağlı olarak faaKyetle-
rine devam ettiler. Yann bu ÎBDA Cepheleri, Türkiye'de Islami
inkılabm oluşumu için gerekti altyapıyı tamamen oluşturduk-
lannda muhakkaktır ki İBDA miman Salih Mirzabeyoğlu,
başa geçecek ve otoriteyi devralacakür.
• RP'ian sotı ydlardaki oy araşBn uasıl yonmdoyorsraKiz?
SAKA: Türkiye'nin kendine ait şartlan, Ortadoğu'nun ve
dünyanm beslediğı bu şartlar. Türkiye'de bir İslam ınkiiabjnın
kaçınılmaz olduğu noktaya doğnı gidiyor. Refah'm yükseÖşi de
bu olgunlaşmanın göstergeiennden sadece bir tanesidir. Yann
objektif ve subjektif şartlar tam kıvamına geküğjnde Türkiye
tslam inkılabinın olgunlaşıııa sürecini yaşayacak ve otorite tek-
leşecektir. Şunu daha açık söyteyeyim, Türkiye'de 2 bin yılına
kadar Büyuk Doğu İBDA dünya görüşü devtetleşecektir.
- Diğer örgütfcrie ütşkSenBZ aeâr? EHğer şeriatcı örgntier ya
daörw#BPKK...
SAKA: Mesela PKK, silahlı bir gücû var. Bir ftkir hareketi
değil, ekonomik bir hareket değil bi» görc. Bu durumda PKK'-
yle politik bazda bir ilişki, birlikteük arayışı söz konusu olabilir.
Dîğer îslami cemaatlerte bu manada derin bir aynlığiraız yok.
Hizbullah deyiace ortada somut bir şey yok. Bir Lübnan'da ger-
çek Hizbullah denilen Hizbullah hareketi var tsrail'e karşı sava-
şan. Müslümanlan îsraıl'e karşı savaşlannda sonuna kadar des-
tekliyoruz. onlann duactsyız. Bir de bizim Doğu bölgesinde, ne
idüğü belirsİ2 tam oiarak aniayamadığımız. kavrayamadığımız,
sadece basında, sadece haberlerden biküğaniz bir Hizbullah ha-
reketi var. Daha çok, devletin karankk güçlerinin icîerinesızmjş
olduğu söyfcnen Hizbullah hareketi var.
-MflHyetçffiğetekışjfflzdadegerkııdinneterâ^Beter?
SAKA: Büyük Doğu tBDA'mn mfliiyetçiiik anlayışı vardır.
Ama bu asla u-kcıhk değildir. Üstat Nedp Fazrf'dan aktararak
söyleyeyım, "Törk" diyor, "M&Üona olduktan soara Türk oi-
mn$tiB'n
. Bizim milliyetçiüğimiz İslam milliyetçiliğidir. İslamda
ırkmı sevTnek de hakttr.
- Sjvas lutfiamı, 10 aisanda Takskn w Kmlay'da d&Eedenea
gösterfler hakkmda aeter söykyeceksiııiz? tBDA-Can bunüar-
dakirofâneydi?
SAKA: Bu bir sûreçtir. Müslüman halkımızm laik yapılan-
maya karşı bir başkaldın sürecidir. özellikle bir şeyi ayn tutarak
söylüyorum, bu kıtk hareketleriui kastediyorum. gerek Sıvas'ta
gerek Taksan'deki direniş hareketlerini söylüyorum. Ve öyle
zannediyoram ki önümüzdeki günlerde bu tür hareketler arta-
rak yükselecekür. Bu bir ihulal, inkılap sürecidir.
Öyle Bir Masal
Ülkemizin en genç yazan, lise ikinci sınıföğrencisi
Kıvılcım Tezin'in 'Banş' ve 'Sevgi'yi işleyen bu
kitabını Çetin Yayıncılık yayımladı.
G U N D E M MUSTAFA BALBAY
• Baştarafi LSayfada
Yeni RP'li Belediye Başkanı Bekir
Yıldız anıta takmış.
Efendim, lalenin biçimi orak-çekiçe
benziyormuş!
Vay, komünist lale ha!.. Aslında o
laleyi sadece söküp atmak değil, ce-
zaevine koymak gerekirdi!
Tam komünizm yenilmişken, ulus-
lararası sermaye dünyayı istediği şe-
kilde biçimlendirme şansını yaka-
lamışken komünizmi hortlatmak ne
oluyor.
Ellerin dert görmesin Bekir Yıldız,
bir hizmeti daha başardın...
Ankara'yı yöneten RP'li ve MHP'Iİ
belediye başkanları, anlayışlannı
daha ilk günlerde bellı etmişlerdi.
Kubilay Parkı'nın adı Şeyh Şamil,
Ceyhun Atuf Kansu Salonu'nun Şeyh
Sait, Zülfikar Ali Butto Parkı'mn Al-
paslan Türkeş oldu.
Refahlılar, Keçiören'in MHP'li Be-
lediye Başkanı Turgut AKınok'un bu
icraatlarının altında kalır mı? Onlar da
üğur Mumcu adı verilen parklann,
salonların adlarını değiştirdiler.
Melih Gökçek'in sanat anlayışını
artık herkes bılıyor:
"Beğenmediğinin içine tükür-
mek..."
Bunlar yarasa gibi ışıktan kor-
kuyorlar. Işığı anımsatan her şey ür-
kütüyor onlan. Canlı-cansız her şey...
Heykelden, resimden, isimden...
Uğur Mumcu'nun sadece adı bıle
ürkütmeye yetiyor. Zaten soyadı da
çok kötü; "mum", hemen ışığı anı-
msatıyor!
Onlar, 400 yıl önceki Pir Sultan'ın
bugün hala yaşıyor olmasını anlaya-
madıkları için 600 yıl önceki Şeyh
Bedreddin'in hala dillerde, türküler-
de olmasını anlayamadıkları için ad-
larının parklardan, sokaklardan
kaldırılarak o kişilerin unutturulabile-
ceğini düşünüyorlar.
Uğur Mumcu'nun öldürülmesinin
ardından yurdun dört bir yanında, ye-
rel yönetimler parklara, salonlara
adını verdiler. Şimdi RP ve MHP'lıler,
kazandıkları yerlerde intikam alı-
rcasına değiştiriyorlar.
Uğur Mumcu, ne her yere adının
verilmesiyle yeni bir unvan kazanır
ne adının silinmesiyle değerini, öne-
mini yitirir. Bu durum sadece, beledi-
ye başkanlarının ve yöneticilerinin art
niyetini ve gerçek bir toplumsal barışı
istemediklerini gösterir.
Korkaklık, hem kişiyi kişiliksiz ya-
par hem bir dizi olumsuzluğa zemin
hazırlar. Korkak insanlar, başaklı
buğday sapını bile yılan sanır.
"Tiim Türkiye'yi kucaklıyoruz, 60
milyonun partisiyiz" diyen Refahlı-
ların gerçek yüzünü ortaya çıkaran
göstergelerden biri de Istanbul Ana-
kent Belediye Başkanı Recep Tayyip
Erdoğan'ın, Alevılerın "cemevı"ni
yıkması oldu. Gerekçesi hazır:
"Yasalar izin vermiyor, bu kaçak
Seçimler öncesinde kaçak yapı
yaptığını açıkça ilan eden, bununla
övünen ve gecekondu bölgelerinin
sempatisini kazanan Erdoğan, ne za-
mandan beri Imar Yasası meraklısı
oldu?
Botanik Parkı
Botanık Parkı, Ankara'nın akciğer-
lerinden biri. Atakule'nin hemen altı-
nda, derin bir vadinin içinde.
Yapanların, tasarlayanlarm eline
sağlık. Peyzaj mimarisinin güzel bir
örneği. Ağaçlar öylesine seçilmiş ki
bir grup şubat sonu çiçek açar. Onla-
ra takılırım:
"Biraz güneş görüp kandınız, mart-
ta yandınız..."
Sonra martçılar başlar. Ama en gü-
zeli nisan çiçekleridir. Beyaz, pembe,
kırmızı... Hafif bir rüzgarda dalların
buluşması alkış sesini andırır. Bınler-
ce alkış...
Sadece bahar değil, kışı da bir baş-
ka güzeldir. Ağaçlar aralık ve ocakta
kar; ekim, kasım ve şubatta yağmur
açar. ince dalların üzerindeki kar di-
limlerine dokunmaya kıyamazsınız.
Kar yerini yağmura bırakınca bu kez
dalların ucundaki su damlaları gü-
neşte ampul gibi parlar.
Ama bu yaz... Bu yaz yangın yeriydi
Botanik Parkı. Dağ başındaki orman-
lar niye yanıyor diye düşünmeden
önce "Başkentin göbeğindeki parkta
niçin yangın çıkıyor" sorusuna yanıt
aramak gerekli.
Sulanmadığı için kurumuş ağaçlar,
küçük bir ateşte parlayan otlarla kap-
lanmış park. Geçen hafta parkın deği-
şik alanlarında tam beş yangın yeri
saydım. Hemen fark edilip söndürül-
müş, ama yanan bölümûn yerinde
yeni bir çalışma bile yapılmamış. Ku-
rumuş otların arasından geçerken
yaralı bir kuşu eziyormuşum gibi ür-
perdim.
Sorumlunun, önce Çankaya Bele-
diyesi olduğunu sanmıştım. Park,
Anakent Belediyesi'nin, yani Gök-
çek'in alanına gırıyorrnuş.
Görevlilere parkın niçın sulan-
madığını sordum, "Bilmiyoruz, 'Sa-
dece havuzun kenarını sulayın' dedi-
ler, öyle yapıyoruz" karşılığını aldım.
Gökçek aklı sıra kendisine az oy
çıkan Çankaya'dan intikam mı alıyor?
Ya da ağaçlann, çiçeklerin görün-
tüsünü beğenmeyip "içine tüküreyim
böyle parkın mı" diyor.
Ustelik parkta Gökçek'in korkacağı
bir heykel de yok.
Türkiye bu zihniyeti anlayacak, bu
günler geçecek. Biraz zaman kaybe-
deceğiz, o kadar. Eflatun'un dediği
gibi, "Korkaklar hiçbir zaman zafer
anıtları dikmemişlerdir".
IBDA-C lideri Kiracı: Devlete karşıkısas
• Baştarafi LSayfada
re yöneliyor...
- KİRACI: İBDA fikriyatı
hayatın her alanını içeren pra-
tik olarak geliştirilen bir dünya
görüşüdür. Bu dünyada uygu-
lamak içinse İBDA cepheleri
vardır. Bu cepheler hem yasal
çerçevede, yani devletin kanu-
nen çizdiği çerçevede hem de
devletin çizdiği sınırlar dışında
çalışan cepheler olarak meyda-
na çıkmaktadır. İBDA-C'lerin
bir kısmı legal, bir kısmı illegal
planda çabşıyor.
- ÎBD\-C'lerin birbirierinden
aynşık gözükmelerinin ve farklı
biçimlerde örgütlenişierinin ne-
denleri neler?
- KİRACI: Mücadele meto-
dumuz hayatın şartlanna göre
ve fikrin, hayatın kendisine in-
dirgenebilmesine göre şekille-
nir. Devletin boşlukta
bıraktığı, devletin zorladığı, te-
rör uyguladığı yerlerde devlete
karşı kısas hakkını kullanıyo-
ruz. Devletin işkence yapüğı in-
san devlete karşı cevap veriyor.
Bir insan her tarafa yetişemez,
biz Taraf ı çıkanyoruz, Başka
birisi gider parti kurar, araştı-
rma enstitüsü kurar. Sosyal ha-
yaün gerektirdiği şeylerin bir
kısmını yapanz. Fikriyatta
kendilerine ait olan yönleri ön
plana çıkanr. O alanda da yeni
bir cephe oluşmuş olur.
- LaisLzm Tanrı inancını yok-
saymadığı gibi onu özgürce ya-
şayabümenin güvencesini sağlı-
yor...
- KİRACI: Laiklik iyi bir şey
değil. İslamla laiklik bağdaş-
maz. Bir Müslüman hem Al-
lah'a hem de onun gönderdiği
kitaba inanacak, hem de bun-
lar geçmişte kalmış, uygulana-
maz şeyler diyemez. Müslü-
mansan kabul edeceksin. Ben
Müslümanım, ama laisizm
vardır deniyorsa, o zaman ben
Müslümanım, kol kesme
vardır. Ama nasıl uygulana-
cak, bizim problemimiz bu za-
ten.
- Siz nasıl uygulamayı düşü-
nüyorsunuz?
- KİRACI: Cemiyet hayaü-
nın beürli dengelere oturtulma-
sı lanm. Bir ülkede zinaya, hır-
sızlığa giden yollan kapatmaz-
san, belli bir nizamı kunnaz-
san, bu nihayette o insanlann
suçu değildir. Mesela, kıtlığın
olduğu bir zamanda Hazreti
Ömer el kesme cezasım uygula-
mamışür.
- PKK'ye bakışınızda daha
yumuşak bir yaklaşmı var. Ara-
nızda nasıl bir ilişki biçimi bulu-
nuyor? Koouyu biraz açar tsast-
nız?
- KİRAO: Bizim PKK'ye
bakışımızın temelinde İslam ni-
zamının Türkiye'ye oturtulma-
sımn kolaylaştıno yönü yatı-
yor. Kemalistlerle-Kemalizm-
le, TC ile PKK arasında bir sa-
vaş var, devletin de kabul ettiği
bir savaş. Bu savaş içerisinde
bizim sempati duyacağımız ke-
sim belli.
- Cezayir, Fas ve Mısır'da gö-
rüldüğü gibi diğer ülkelerde geli-
şen radikal İslamcı hareketlerle
kendi hareketiniz arasında ne
tür benzer ve farklı yönler var?
- KİRACI: Özellikle Cezayir
önemli. Cezayir'in Türkiye ile
benzerlikleri var. Özellikle FIS
tecrübesi ve Refah Partisi ile
görülen benzerlikleri ve ondan
sonra olanlar. Bugün Müslü-
manlann, Erbakan'm da söyle-
diği gibi belirli bir mücadele
metotlan yok. Cezayir ve Mısır
bu nedenle bizim için laboratu-
var görevi görüyor. Cezayir ve
Mısır'daki mücadeleler başan-
ya ulaşırsa ve diğer bütün ülke-
lerde İslami muhalefet yükselir-
se, geniş çaplı bir İslami taarruz
gelirse engellenmeye, yok edil-
meye çalışılacak. İslam nizamı-
nın kurulması şarttır. Büyük
Doğu İBDA fikriyatı bütün İs-
lam alemine ve nihayette bütün
dünya için örgütleştirilmiştir ve
mutlaka başanlacaktır.
- İBDA-C Örgürü'nün 10
Mayıs 1994 Taksim, 2 Temmuz
1993 Sıvas'taki ve diğer yerler-
deki kitlesel eylemler ile İstan-
bul daki bombalama tfirü eylem-
lerdeki rolü ne idi?
- KİRACI: Sıvas'tan önce
1993 senesinde Sinop'ta olan-
lar. Kızılcahamam'da olanlar.
Sakarya /Geyve'de olanlar, dik-
kat edilirse hareketin çıkış nok-
tası ne olursa olsun devlete yö-
nelik hareketlerdir nihayetinde.
En son mesela, işte bütün Tür-
kiye'de Bosna vesilesiyle olan
hareketler, olaylar. Şimdi İslam
nasıl olacaktır? Durduğu yerde
olmaz, belirli bir süreç içerisin-
de olur. Bunun adımlan vardır,
noktalan vardır, dönemeçleri
vardır. Sıvas önemli dönemeç-
lerden birisidir. Nedir Sıvas'ın
önemi? Müslüman halkın laik-
hğe karşı en dirençli başkaldı-
rmalanndan birisidir. özellikle
1925'teki Şeyh Sait kıyamı-
ndan sonra. Sıvas. devlete, laik-
üğin halk tarafından benimsen-
mediğini göstermiştir. Benim-
senmiyor, benimsenmeyecek-
tir; istediğin kadar uğraş. Hu-
IBDÂ-Cnm amacL, şeriatdevleti
• Baştarafi lSayfada
Örgüt, eğitım kadrosunu,
'ayduüar anstokrasisi' olarak
nitelendirdiği kişilerden oluş-
turmayı hedeflerken. teokraük
düzenin gelmesi için silahlı
mûcadeleyi öngörüyor. Devlet
belgelerinde, örgütün felsefesi,
stratejisi, amaç ve devrim an-
layış şöyte ifadelendiriliyor
"Şeriata dayalı bir tslam dev-
letimn kımdması için teblig-<iev-
let, sohbet, cetnaat, imam, ima-
raa btd'ad, bevtülmal ve cihat ev-
reierina mevcut oMuğuraı, am-
lan örgûtün bu evrderi gerçek-
leştirebflnıek için yayın vasj-
talan antcthğıyla tebliğ yaptığı-
nı, tebligi yapüğı seıtıpatizanla-
rm düzenii arahklaria toplandı-
ğı, seminerier vererek, ünherste
gençiği öndertiğinde silahlı halk
ayaldanraasBB gerçekkştirerek,
rar oten anayasal dfiz«ntn verine
teokratik düzene dayalı bir dev-
leti knrBtajı amaçladığı aıdaşıi-
lTOŞtjT.*'
îtün teşkilatlanma mo-
deli de arşiv belgelerinde şöyle
behrtiliyor:
"İBDA-C adlı iflegal örgütün,
teokratik ilkekri esas alan, ken-
disine bağlı olarak yaytoevleri
kunıp, bunlar vasıtasıylâ gençlik
kcsimi teşkil etroeye çalısan bir
örgüt oldoğu anlaşılnııştır. ör-
güt içi uygulamalarda. demok-
ran'k merkeziyetcilik esas olma-
sma rağmen, eylemsel konuiarda
ber kuruluş kendi bölgesindeki
eyiemieri yapmakla yükümlü-
dür. İdare Kurulu, BaşVüce Ge-
nel Başkan, Eğıtim Kuniu,
Aydınlar ArLstokrasisL, Eylem
Kurulu, İslami Ktsas Kıtâlan,
İslami Kısas Timi, İslami Gerifla
Orduşu olarak şekülendirihniş-
tir. öncekri yurticindeki diğer
İslamcı Ueri akımlardan, ey1«n-
de birleştikkri faalde, sonradaft
bunlan ehli sihad kabul ederek
fîkirde aynhn^lardır."
Devlet arşivindeki verilere
göre örgütün genel başkanlığı-
nı, 'komutan' olarak adlandın-
lan Salih Erdiş (Mirzabeyoğlu)
yapıyor. Mali sorumluluğunu
Kazan ABmyrak, eylem sorum-
luluğunu ise Ali Osman 2«r'un
yürüttüğü örgütün 4 ayn timi
bulunuyor. Eylem kadrosunda
yer alan örgüt militanlannın
timlere göre dağıhmı şöyle:
Sflah sonmdasu: M. Tahir
Başaniı, Şahin Zor, Mehmet
Zor.
İslami Kısas Krtalan: Kemal
Şişman, Mehmet Zengin, En-
der Toz, SeTdar Ataş, Süley-
man Dal, îbrahim Tatlı.
İslami Kısas Timi: Metin As-
lantürkiyeli, Alaattin Baki Ay-
temiz, Mehmet Fu^t, Gûrsel
Avcı, Şükrü Sak, Malik Aslan-
türkiyeli. Ahmet Aslan.
Istemi Gerilla Ordusu: Ünsal
Zor, Mevlüt Dal, Abdullah Ta-
lu, Abdullah Kargılı, Hüseyin
Avcı. Mehmet Tath.
örgütün "üstün runıcu gfiç"
olarak adlandırdığı "tBDA-C
Ulfrafors" ise Gaziantep ve çev-
resinde yoğun olarak bulunu-
yor. "Ehli söıınet militanlan"
olarak nitelendirilen İBDA-C
Şark, İBDA-C Kürdistan ve
IBDA-C Birecik ise Şanhurfa
yöresinde örgütlü.
zur Birahanesi dediniz siz, Hu-
zur Birahanesi ve diğer benzeri
olaylan veya Patrikhane'ye
yapılan saldınlar İstanbul'daki
bir sürü eylemlerden bir tanesi-
dir.
Birisi kitle hareketidir. bir di-
ğeri ferdi eylemlerdir. Ferdi ey-
lemler kitle hareketlerini besler,
kitle hareketleri ferdi eyiemieri
hızlandınr. Ne ferdi eylemler
tek başına bitiricidir ne de kitle
eyiemieri tek başına bitiricidir.
Her ikisi diyalektik bir süreç
içerisinde birbirini. o onu besle-
yerek o onu besleyerek belli bir
tırmanma içerisine girer, niha-
yette bu son darbeye. son hare-
kete gelir, burada artık ferdi ey-
lemler ve kitle eyiemieri bir ara-
da yüriir ve son hamleyi yapar-
lar.
- Finans kaynaklarınızı nere-
lerden sağlıyorsunuz?
- KİRACI: İBDA hareketi
fınansmanını kendisı sağlar za-
ten. Kendinden zuhurun bir
misali olarak kendi fınansma-
nını kendisı sağlar. Bize gönül
vermiş birçok insan var. Bu
milyarlık çapta da olabilir. bin
liralık çapta da olabilir. Bizim
hareketimizin bir özelliği, ta-
mamen yerli olması, tamamen
bu topraklardan fışkırması.
Ama bu demek değildir ki bü-
tün dünya ile ilişkimiz yok. Bi-
zim bütün dünya ile ilişkimiz
varelbette ki. Müslümanlık hu-
kuku gereği de bütün dÜRyada-
ki Müslümanlarla her türlü fık-
ri alışverişi, onlann bize yar-
dımı olabilir.
Ciller: Köktendincilik insan haklarını yok eden sisteme dönüsebilir
Demokrasi, her şeyin yapıldığı rejim değildir
tstanbul Haber Servisi - Baş-
bakan Tansu ÇiDer, demok-
rasinin her şeyin yapıldığı bir
rejim olmadığını belirterek
"Demokrasi adına secilen bir
hükümet. şu veya bu şekilde
köktendjnciliği ortaya çıkara-
rak, demokrasiyi yok etme öz-
gürlüğüne sahip oiduğunu düşü-
nüyorsa bunu demokrasi kap-
samında anlamanuz mümkün
değD"dedi.
Başbakan Tansu Çiller, dün
Avrupa Barolar Federasyo-
nu'nca Çırağan Saravi'nda dü-
zenlenen "Akdeniz Komisyonu
5. Dönem Toplantısı"nın öğle-
den sonraki "Politikada Kadı-
nlar" konulu oturumunda ko-
nuştu. Kendinden önce konu-
şan Cezayir'in aileden sorumlu
Devlet Bakanı Leyla Aslaoui'-
nin Cezayir'deki demokrasi ve
köktendincilik konusunda
söylediklerinden çok etkilendi-
ğini ve bundan herkesin ders
almasi gerektiğini belirten Çil-
ler "Bu konuşma, demokrasinin
nerede başlayıp nerede bittiğini
iyi tarif ediyor. Demokrasi, her
şeyin yapıldığı bir rejim değil-
dir" dedı.
Aslaoui'nin konuşmasında,
köktendinciliğin, insan hak-
İ£innı yok eden bir sisteme dö-
nüşebileceğine dikkat çektiğini
anlatan Başbakan Çiller, "De-
mokrasi adına seçilen bir hükü-
met, şu veya bu şekilde eğer
köktendİDCiliği ortaya çıkara-
rak demokrasiyi yok etmek öz-
gürlüğüne sahip olduğunu düşü-
Arrupa Barolar Federasyonu 'Akdeniz Komisyonu 5. Dönem Toplantısı'nda 'Politikada Kadınlar'
oturumunda konuşan Başbakan Çiller. dün akşam da Sait Halim Paşa \'alısı'nda TV ve gazetelerin
üst düzey yöneticileri ile reklam ajanslarının temsiicileri ve bazı işadamlarıyla "Türkiye'nin imajınm
yeniden konunüandınbnası1
konusunda sohbet etti. (Fotoğraf: HATİCE f UNCER)
nüyorsa demokrasi kapsammda
anlamamız mümkün değil" diye
konuştu.
Başbakan Çiller, akşam da
Sait Halim Paşa Yalısı'nda TV
ve gazetelerin üst düzey yöneti-
cileri ile reklam ajanslannın
temsiicileri ve bazı işadamlan-
nın katıldığı "Türkiye'nin imajı-
nm yeniden konumlandınlması"
konulu toplantıya katıldı. Top-
lantıdaki konuşmasında Tür-
kiye'nin tanıtımmın sadece bir
iktidar meselesi olarak görüle-
meyeceğini belirten Çiller, bu
düşünceden hareketle bir danış-
ma kurulu oluşturduklannı söy-
ledi. Çiller, "Türkiye - Anahtar
ülke" sloganını beğendiğinı be-
lirtirken kendi fotoğrafıyla des-
tekli "Amıpalı kadınlar yemek
pişirirken Türk kadını politikada
kazan kaynatıyor" sloganını
onaylamadığını söyledi.
EXPLORERS REÛUIRED
KEŞtF GEZİLERİ İÇİN SEYYAHLAR ARANıYOR
Türkiye'yi ve Avrupa'yı yeniden keşfetmek amaçlı seyyahlar aranı-
yor. Yolculuklar özel tasarımlı motor-caravanla yapılacak, konaklama
her seyyahın kendi çadınnda gerçekleşecektır. Önemli bir gezi dergısı
için yazı ve fotoğraflamayı da kapsayan yolculuklar için üç kişılık bir ekıp
oluşturulmaya çahşılıyor. Ekıp oluşunca ortak karartar verilecektır.
Bu çağrıya cevap verecekler arasında Ingılizce-Almanca bılmek ve
serüvene ortak olmak isteyen, özgür sırt çantalılar tercih edilecektir,
Lütfen kısa bir özgeçmışinızı (fotoğrafınızla) P.K. 38 Yeni Levent 80624
Istanbul'a (Explorer) iletiniz. Sonra bir araya gelelim.
BU ÖZEL KEŞİF GEZİSİDİR.
TURİSTİK BİR ORGANİZASYON DEĞİLDİR.
Mukbil Özyörük öldü
Haber Merkezi - Gazeteci ve hukukçu Doç.Dr. Mukbil Öz-
yörük yaşammı yitirdi. Özyörük, solunum yetmezliği nedeniyle
bir süredir tedavi görüyordu.
Mukbil Özyörük, 1920yılındaTrabzon'dadoğdu. 1940yılında
Galatasaray Lisesi, 1944 yılında da Ankara Üniyersitesi Hukuk
Fakültesi'nden mezun olan Özyörük, Londra Üniversitesi'nde
ihtisasım yapü. Kore Tugayı'nda asteğmen olarak görev yapan
özyörük, 27 Mayıs darbesi sonrasında üniversiteden uzak-
laştınldı, ancak iki yıl sonra tekrar görevine döndü.
1977'de Tcrcüman gazetesinde yazarlığa başlayan Özyörük,
Şubat 1994'ten bu yana da Türkiye gazetesinde köşe yazarlığı
yapıyordu. Mukbil Özyörük, evli ve üç çocuk babasıydı.
OLAYLARIN
ARDENDAKİ
GERÇEK• Baştarafi LSayfada
binin halifesiydi ve Aleviler
devlet yaşamında horlanıp
dışlanıyorlardı; laiklik ilkesi
ise Anadolu halkını birleşti-
ren bir dünya görüşü ve de-
mokrasinin 'olmazsa olmaz'
koşuluydu.
Cemevi, Alevilerin camisi
sayılır. Cami, kilise, havra,
cemevi birer tapınaktır. Ale-
vilerin cemevini yıktırmak,
Sünnilerin camisini yıktr-
makla eşanlamlıdır.
ister cami olsun, ister ce-
mevi, ister kilise, eğer kaçak
inşa edilmişlerse, elbette ya-
saların gereği yerine getirile-
cektir; ama, Refahçı Belediye
Başkanı Tayyip Erdoğan, ka-
çak yapılaşmanın doruğa çık-
tığı bir kentte, Karacaahmet'-
teki cemevini yasaları uygu-
lamak için mi yıktırıyor?..
Gerçek şu: Refahçı Başkan
ağzıyla kuş tutsa, ne yazık ki
böyle bir gerekçeye kimseyi
inandıramaz. Çünkü Refah
Partisi'nin, başta lideri Ertoa-
kan olmak üzere, bugüne ka-
dar kamuoyuna yansıttığı gö-
rüntü, böyle bir şeye elver-
mez. Istanbul'da bin bir ka-
çak yapı arasında piyango-
nun Alevilerin cemevine
çıkması da doğrusu olayı
acıklı bir güldürüye dönüştü-
rüyor.
Karacaahmet Kültür Der-
neği Başkanı Mehmet Başa-
ran "Bu hareket Alevi yurt-
taşların inanç ve kültürlerini
yaşatma ve ibadet etme ihti-
yaçlarını karşılama özgürlük-
lerine indirilen bir siyasi dar-
bedir. Sünni kardeşlerimizin
inanç ve ibadeti ne denli in-
sani bir haksa Alevilerin
inanç ve ibadeti o denli insa-
ni bir haktır. Bu hak, laik ve
demokratik Türkiye Cum-
huriyeti'nin karakteri olması
gereken bir haktır" diyor.
Neredeyse yüzde 70'i kon-
dulaşan 10 milyonluk istan-
bul'da Alevinin ibadet evine
tam isabet, bir büyük soru-
nun özünü ortaya çıkardı: Is-
tanbul Büyükşehir Beledi-
yesi'nde ortaya çıkan bu kav-
ga, Refahçılar iktidara geçer-
lerse bütün yurdu kaplayan
bir yangına dönüşebilir.
Laik Türkiye Cumhuriyeti'-
ni şeriatcı siyasetlerden el-
birliğiyle korumak, demokra-
siyi korumak demektir.
•••
Karacaahmet'te
gerginbekleyiş
• Baştarafi 1. Sayfada
vilerin inanç özgürlüğüne vund-
muş bir darbe" bıçiminde nitelen-
diren Alevi yurttaşlar. yıkılmak
istenen yerin yalmzca kendi ce-
maatlerine ait olmadığını, çünkü
dil, din ve ırk aynmı yapı-
lmaksızın, aşevi ve cemevinin
kapısının herkese açık olduğunu
söylediler. Alevi cemaati, geçmiş-
teki Çorum ve Maraş olaylannı
anımsatarak. "Bu oiaylardan ders
almak gereldyor. Yersiz ve an-
lamsız aynmcılıkla insanlann ve
Türkiye'nin huzunınu kaçırmaya
kimsenin hakkı yok" görüşünü
savundular. Kendi dışlanndaki
insanlann her türlü inanana
saygı duyduklannı belirten Alevi
yurttaşlar, aynı saygıyı bekledik-
lerini dile getirerek. "Devletten
tek kuruş almadan insanlara aş ve-
rerek aynı zamanda kamu hizmeti
verdiğimiz bu yer bizim için mane-
vi bir varlık niteliği taşıyor. Devlet
Diyanet Işleri Başkanlığı'na yıMa
trilyonlarca lira fon ayınrken bi-
zim mücadelemiz karşısında sessiz
kalmayı tercih ediyor. Oysa biz
kullanmadığımız camiler için bile
devlete yıüardan beri vergi ödüyo-
ruz " şeklinde konuştular.
Başkan Erdoğan'ın cemevi ve
aşevinin ruhsatsız olduğuna iliş-
kin verdiği demecin ardından
Türkiye'nin her yerinden çok
sayıda ihbar aldıklannı belirten
Alevi cemaati, Erdoğan ile bağ-
lannın koptuğunu. yann Vali
Hayri Kozakçıoğlu'yla bir görüş-
me yapacaklannı belirttiler.
Istanbul'da 4 milyon Alevi
yurttaşın yaşadığma dikkat Çe-
ken Karacaahmet Kültür Der-
neği yöneticileri ise, Türkiye'nin
her yerinden insanlann Karaca-
ahmet Sultan Türbesi'ne gelmek
istediğini ancak buna engel ol-
duklannı belirterek. "lnşaDah so-
run uzlaşmayla cözülür" dileğinde
bulundular.
Mimarlar Odası tstanbul Bü-
yükkent Şubesi ise yaptığı acık-
lamada şu görüşleri dile getirdi:
"İstanbul'daki kaçak yapdaş-
ma özgürlüğü, özellikle camiler
açısuidan çok dddi boyutlara
ulaşmıştır. Kentte son yıDarda
yapılan camilerin yüzde 80'i ya
ruhsatsız ve kaçaktır ya da imar
planlannda çocuk parkı, okul
yen, yeşil alan vb. gibi kentsel ya-
şam mekanlan olarak ayrılan yer-
lerde > apılmaktadır. Anakent Be-
lediyesi, Karacaahmet'teki kaçak
yapılan dinsel yapıya bile böylesi-
ne hassas davranırken, kentin bü-
tününde yine kaçak yapılan ve
İstanbul'un tarihsel kimîiğini de
tahrip eden diğer dinsel yapdara
da aynı tutum gösterilmeBdir."