19 Nisan 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
11EYLÜL1994PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER 'YankesicHer iktidar işmtr • ANKARA (UBA) - ANAP Basın ve Propaganda Başkan Yardıması Yaşar Okuyan, son zamanlarda ANAP mitinglerine dadanan yankesicileri "iktidar işareti" olarak değerlendirdi ve "ANAP'ın tek başma iktidara geleceğini, yankesicilerin dadanmasından anlıyoruz" dedi. Yaşar Okuyan, "Yankesialer neden ANAP mitinglerine dadandı" sorusunu da şöyle yanıtladı: "Türkiye'de en kalabalık mitingleri ANAP düzenliyor. Yankesiciler, baktılar ki DYP-SHPmitingi alanlannda kalabalık yok; hele, Tansu Çiller'in mitinglerinde sadece güvenlik görevlileri alanı dolduruyor. ANAP mitinglerinde geniş kalabalıklan görünce üşüştüler. Bu da ANAP'ın iktidara yürüdüğünü gösteriyor." SoysaTdan dayanşma mes^jı • BAKÜ(Cumhuriyet)- Dışişleri Bakanı Mümtaz Soysal, Azerbaycan'a dayanışma mesajı vererek, "Azerbaycan, Türk milletinin kalbidir" dedi. Soysal, Azerbaycan-Ermenistan sorununun çözümünde Türkiye'nin daima devrede kalması gerektiğini belirterek, bölgeye tek başma ginnek isteyen Rusya'ya mesaj verdi. Birgünlük ziyaret amaayla dün Azerbaycan'ın başkenti Bakü'ye giden Soysal, Azerbaycan Cumhurbaşkanı Haydar Aüyev ve meslekdaşı Hasan Hasanov ile yaklaşık bir saat baş başa görüştü. Daha sonra heyetlerin de kaüldığı görüşmeler yaklaşık 2.5 saat sürdü. Soysal, bugün Ankara'ya dönüyor. Kınm sorunu • tST ANBUL (AA) - Kınm Tatar Millı Meclisi Başkanı Mustafa Cemil Kınmoğlu, Türkiye'nin Kınm sorununu, Birleşmiş Milletler, NATO ve Islam Kalkınma Örgütü gibi uluslararası platfomlarda gündeme getirmesini istedi. Kınmoğlu, düzenlediği basın toplantısında "Kınm Yanmadası'nda gergjnlik yaratan hareket, Kınm'ı Ukrayna'dan kopanp Rusya'ya ekleme hareketidir. Kınm'ın nüfusunun yüzde 70'i Ruslardır. Ruslar anavatanlanyla birleşmek istiyorlar. Biz mallannı toplayıp gitmelerini istiyoruz. Oysa onlar toprağı da almak istiyorlar" dedi. Yrimaz'dan Yılmaz'aeteştiPi •GAZİANTEP(AA)- Bayındırhk ve İskan Bakanı Mustafa Yılmaz, ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz'ın erken seçim istemini eleştirerek, "292 miUetvekili varken kaçtı, şimdi ne değişti ki, erken seçim istiyor?" dedi. Yılmaz, Gaziantep geasinin ikinci gününde Yavuzeli, Araban, Nizip, Kargamış ve Oğuzeli ilçelerini ziyaret etti. Bakan Yılmaz, Mesut Yılmaz'ın meydanlara çıkarak hükümeü eleştırdiğine dikkati çekerek "8 yü iktidarda kalan ANAP ne yapü, hiçbirşey. 292 müktvekili varken kaçtı, gitti. İstanbufa dolayhvize • ANKARA (ANKA)- TBMM îstanbul'un Sorunlannı Araştırma Komisyonu üyesi ANAP tstanbul Milletvekili Orhan Erdüder, tstanbul'a girişlerde 'vize' uygulamak isteyen Büyükşehir Belediye Başkanı Tayyip Erdoğan'a destek vererek, "Îstanbul'un nüfusu başa çıkılmayacak kadar artü. Kente kunin giripçıktığı belü değil. lstanbul'a girişte kimlik bildirimı zorunlu hale getirilsin" dedi. Orhan Ergüder, konuya ilişkin açıklamasında İslanbul'da sık sık terör olaylanna rastlandığını. kentteyaşanan keşmekeşin göçün önlenememesi yüzûnden içinden çıkılmaz hal aldığını belirttı. Orhan Ergüder, lstanbul'a göçûn caydınlması, kente gelenlerden kimlik bildirimi alınması ve mafyaya savaş açılması konusundaki görüş ve isteklerini, gerekli yasal düzenlemelere destek verilmesi için ANAP Grup Yönetim Kurulu'na da iletti. DYP Bolu Milletvekili Necmi Hoşver: Ben buraya dünyanın masrafını yaparak geldim. Borcum var. Seçim falan olmaz Borçlumilletvekili erkenseçimiistemiyor MiUetvekili Hoşver HAKKI ERDEM ANKARA - 'Seçim', son günlerde he- men her kurum ve kişiyi etkileyen bir si- hirli sözcük. Daha ara seçim yolu açılır gibi olunca bile borsadan, bürokrasiye birçok yer etkileniyor. Ama seçim söz- cüğü en çok milletvekiUerini etkiliyor. Erken seçim korkusunun titrettiği mil- letvekilleri zaman zaman Meclis ku- lısinde seslerini yûkseltiyorlar: "5 yılımı doidıınnadan bir yere gjtmem." Hukuk yapıcısı Meclis'te hukukun hiçe sayılması bile pek çok milletvekilini rahatsız etmiyor. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı olan RP'li Melih Gök- çek'in milletvekılliğinin düşmesi Genel Kurul'da oylama yapılmadan karara bağlaruyor. Hem de anayasanın açık • Hoşver: Ben buraya dünyanın masrafını yaparak geldim. Hem de 5 yıllığına geldim. Hesabımı kitabımı ona göre yaptım. Borçlanmı daha yeni ödüyorum. Bir kooperatif orada, bir kooperatif burada... Şimdi kalkıp, yeniden seçilmek için para harcayamam. Buradan erken seçim falan çıkmaz. Milletvekilliğini bir gün bile eksik yapmam. Müftüoğlu söz alabilse gözden kaçın- labilen çok önemli bir konuyu dile geti- recek: "Sonın Gökçek'in millervekilîiğj- oin düşüp düşmemesi ya da ara seçim yo- lunun açılıp açılmaması değil. Sonın, hu- kukun üstünlüğünün konınması. Daha da ötesi hukuk yapmakla görevli Meclis'- in hukuku hiçe saymaması. Meclis, ana- yasanın bu açık hükmünü beğenmiyorsa hükmüne karşın. Anayasanın 84. mad- desi milletvekillerinin üyeliğinin düşme- si için Genel Kurul'da 226 oyla karar alınmasını hükme bağlıyor. Bu çelişki ancak birkaç milletvekilinin dikkatini çekiyor. Çoğunluk yalnızca seçim he- sabında. Çelişkiyi gören milletvekilleri- nin hassasiyeti ise apayn. DYP'li Güneş Müftüoğlu bu durumu vurgulamak için söz isteme girişiminde bulunuyor. ANAP'lı Başkanvekili Mustafa Kalem- li'nin engeli ile karşılaşıyor. Seçim konusunda ise milletvekiUeri Meclis kulisinde gjderek seslerini yük- seltiyor. Liderlerinin aksine, tercihleri ara seçimden yana ortaya çıkıyor millet- vekillerinin. Nedeni ise açık: "4 yıllık vaadi bırak, 2 yıl peşine bak" DYP Bolu Milletvekili Necmi Hoş- ver, TBMM kulisinde belki de birçok arkadaşının duygulanna tercüman olu- yor "Benun tavnm açık arkadaşiar. Ben öyle erken seçim falan anlamam. Ara se- çimi yaparlar olur biter. Önümde daha iki yılım var. 2 yıl peşin \arken niye yeni bir 4 yıl vaadine kanavım. Ben buraya dünyanın masrafını \aparak geldim. Hem de 5 yıllığına geldim. Hesabımı ki- tabımı ona göre >aptım. Borçlanmı daha yeni ödüyorum. Bir kooperatif orada, bir kooperatif burada... Şimdi kalkıp, yeni- den seçilmek için para harcav amam. Bu- radan erken seçim falan çıkmaz. Millet- vekilliğini bir gün bile eksik yapmam..." Yibnaz: Seçim içinherfornuUe evetderiz BURSA(Cumhuriyet)- ANAP Genel Baş- kanı Mesut Yılmaz. bir seçim hükümeti ol- ması kaydıyla her formüle ANAP olarak destek vermeye hazır olduklannı söyledi Mesut Yılmaz. "Çüler'e evet mi diyorsunuz" sorusuna. "Hayır, biz seçim hükümetinin oiuşması için her türlü formüle evet diyoruz" yanıtını verdi. ANAP Genel Başkam Mesut Yılmaz, Bur- sa ve ilçelerini kapsayan iki günlük gezisinin ilk durağjı olan Orhangazi'de yaptığı konuş- mada hükümeti eleştirdi. "Bunlar milletin hafızası olmadıgını zannediyorlar. Her şeyi unutacağınızı zannediyorlar. Bakın sizden fe- dakarlık istiyorlar. Herkes fedakarlık yapı- yor. Herkes fedakarlık yaparken o (Baş,bakan Çiller) gidecek, Amerika'da emlakçüık yapa- cak, böyie şey olur mu? Sonra kalkıp ben sizin ananmm, bacuuzuı diye rol yapacak" dıye ko- nuştu. Vatandaşlara "Bu riyatro\ıı artık bitir- meye mecburuz. Bitirin bu oyunu" diyen Yılmaz, şunlan söyledi: "Babalarla, bacılarla iki anahtarlı yalanlar- la Türkiye'nin artık daha fazla zaman kaybına tahammülü yok. öyle yeni maceralara da ta- hanunülü yok. Türkiye'de bir siyasi belirsizlik var. Insanlar artık siyasilerine güveıuniyorlar. Kendilerini yönetenlere gröenmiyorlar. İnsan- lannmız aldatdmtşlığm iticiUğini yaşıyorlar. tvedUikle bu hükümetten kurtulmanız lazım." ANAP lideri Mesut Yılmaz, Besni Belediye Başkanı Mehmet Nuri Tuğsuz'un oğluna kinelik yaptı. Yılmaz, halka sesienirken de "Besnililere kirve oldum. Gozûm üzerinizde olacak. Bakalım kirvenize sahip çıkacak mısınız?" dedi. 'Sokaktakikızıgüzeldiyeöpemezsiiüz' Komisyonda DYP çatlağı. Kıratlıoğlu: Her düşündüğünüzü yapmakta serbest değüsiniz BÜLENTSARIOĞLU ANKARA - Düşünce Özgürlüğu Ko- misyonu, çalışmalar henüz somut aşamaya ulaşmadan çatlak verdi. Te- rörle Mücadele Yasası'nın tümüyle kaldınlmasını öneren ve çahşmalann "dûşünceye sınır arayışı" boyutunda ge- lişmesıne tepki gösteren iki profesör ko- misyondan aynlırken, DYP'li Devlet Bakanı Esat Kıratlıoğlu, yasalardan, "ül- kenin biriiği ve bütünlüğü" koşulunun kaldmlamasına izin vermeyeceklerini söyledi. "Türkiye'nin gerçeğini bilme- yenler bilgiçUk yapıyor" diyen Kıratl- ıoğlu, her insanın düşündüğünü yap- makta serbest olamayacağını belirtti. Bakan Kıratlıoğlu, "Sokaktan gecen bir kadını güzel diye öptüm diyemezsiniz" örneğini verdi. Düşünce Özgürlüğu Komisyonu, dü- şüncenin açıklanmasını suç sayan yasal hükümleri belirlemek amaayla çalı- şmalanna bugün toplanarak devam edecek. Çahşmalann, "düşünceyi suç sa- yan hukümlere smn* arayışı" yönünde gelişmesine karşı çıkan Istanbul Üni- versitesi anayasa hukuku öğretim üyesi Prof. Dr. Bülent Tanör ile ceza hukuku öğretim üyesi Prof. Dr. Çetin Özek ko- misyondan çekildi. Tanör ile özek'in, çalışmalan devamlı olarak sürdürüp ra- por haline dönüştürecek alt komisyona da önerildiklen, ancak kabuletmedikle- ri belirtildi. Bu akademisyenlerin, ilk toplanünın ardından Mogultay'a, şu görüşleri aktardıklan öğrenildi: u MiUi Güvenlik Kunılu'nun isteğiyle düşünce özgürlüğu sağlanamaz. Biz Te- Moğultay: Beni herkes çok iyi bilir GEBZE(Cumhııriyet)- Ada- let Bakanı Mehmet Moğultay'- ın kaüldığı Gebze Adliye Sa- rayı'nın temel atma töreninde bomba paniği yaşandı. lçinde bomba olduğu sanılan çantayı "tekme atarak" kontrol eden polisler, çantanın boş çıkmasın- dan sonra rahatladılar. Gebze Adliye Sarayı'mn te- mel atma töreninde konuşan Adalet Bakanı Moğultay, ada- let sisteminin temel sorununun personel yetersizliği olduğu vurgulayarak ülke adaletinin yüzde 50 eksik personel ile ülke- deki kurumlann içinde en çok calışan kesim olduğunu kaydet- ti. Anavatan Partisi milletvekili Eyüp Aşık ve 32 arkadaşı tara- fından hakkında ISKI davasın- daki bazı olaylara adı kanştığı için verilen gensoruyla ilgili ola- rakta Moğultay şu açıklamayı- yaptı: "Ülkemizdeki adliye perso- nelinin bir coğu kapıcısından yazKna kadar benim nasıl bir in- san olduğum çok iyi bilirler. Yıllardır Türk adaleti üzerinde kara bulutlar dolaştırarak ceşitli nedenlerle adaleti engeUemeye çalışan kesim benim adalet ba- kanı obnamdan sonra kişliğim- den dolayı rahatsızlık görmekte- dir. Hakkımdaki dedikodulann muhatabı olamam. Türk adale- tine güvenim sonsuzdur." ÇİZMEDEN YUKARI/MUSA KART HIK DEMİS rörie Mücadele Yasası'nın tamamen kaldınimasından yanayız. Ancak bu gö- rüşten daha ağırlıklı olarak, sınır arayışı gündeme geliyor. Düşüncenin sının ol- madığı görüşündeyiz. MGK'den gelen bir izink de çauşmak istemiyoruz. Böyie olunca, MGK izin vermedikçe, bu yasa kaldınlamaz. Bize, 'Düşünce özgürlü- ğünün sının ne olsun' diye sonnak, çalı- şmaları baştan itibaren kısıtlamaktır." "Düşünceyi suç ohnaktan çıkara- cağız" diyen Adalet Bakanı Moğultay, komisyon raporunun Bakanlar Kuru- lu'na getirileceğini belirtırken bu öneriye. DYP'nin "şabinler'- 'inden sonra, hükümct kanadı da tepki gösterdi. Cumhuriyet'- in sorulannı yanıtlayan Kıratl- ıoğlu. "Düşünce özgürlüğu tanımını anlamak mümkün de- ğil" dedi. Kıratlıoğlu. bu tanı- mı. "sakat ve münasebetsizce" diye niteleyerek şunlan söyledi: Ortamı bulandınna "Düşünce elle tutulup, gözle görülemez. Kimse, bir baş- kasının ne düşündüğünü bile- mez. Ancak düşündüğünü söyle- diğiniz zaman. bu bir eylem oiur. Fikrinizi anlatıyorsunuz, ortaya koyuyorsunuz ve 'Size de tavsiye ediyorum' divorsunuz. Bu bir eylemdir. İnsanlar, açıkça konu- şabilmeli ve fikirlerini açıkça or- taya ko\ abilmeli, bu öneriyi ge- tirsinler. Ancak bunun da bir sının var. Bu, memleketin birii- ği, bütünlüğü, beraberliği ile hak ve hürriyetlere, dini inançlara, anay asal hukümlere hakaret edilmesini önleyecek şekilde ge- tirilmeü." Kıratboğlu, bu yöndeki tartı- şmalann, "Türkiye'nin gerçeği- ni bümeyen ve mozayiğini tanı- mayaniarın bilgiçlik taslayarak ortamı bulandırmalanndan" kaynaklandığını savundu. "Önemli olan karşıhklı saygı ve sevgidir" diyen Kıratlıoğlu, dü- şünce özgürlüğünün "suım" konusunda da şu örneği verdi: "Yolda güzel bir kadının gitti- ğini gören bir kişi, onu öpmeye kalktığında bu bir eyiemdlr. \oldaki bir kadını öperek ra- hatsız ettiğiniz zaman, 'Güzel diye öptüm' diyemezsiniz.." POLİTİKA GÜM,ÜĞÜ HİKMET ÇETtNKAYA Şeriatçı Basın... Uğur Mumcu, Bahriye Üçok, Muammer Aksoy, Tu- ran Dursun, Musa Anter ve Çetin Emeç alçakça öldürül- düklerinde aynı senaryoları kurdular. Sıvas'ta Madımak Oteli'nde onlarca aydını diri diri yaktıklarında da aynı senaryoları yinelediler. Neydi bu senaryolar? "Aman dikkat edin, bu bir provokasyondur..." Karayobaz çetelerl 'dört koldan çengi' gibi. Yine aynı mavraları öne süruyorlar ısıtıp ısıtıp. Şeriatçı bir terör örgütünün yaym organlarını görme- mezlikten gelip aydınları ve yazarları hedef göstermeyi sürdürüyorlar. • • • Dostumuz Mellh Aşık dün köşesinde şöyle diyordu: "...Basında zaman zaman kavgaiar oluyor. Yazarlar birbirlerine ağır biçimde saldırıyor. Kimi zaman düşün- ceye düşünceyle cevap vermek yerine kabalıklara sa- panlar oluyor. Bazı dinci basın organlarında ise değişik bir tavır göz- leniyor. O taraf, gazetecilere hitapta daha nazik. Kabalı- ğa pek sapmıyor. Ancak bazıları, kendilerince kritik gör- dükleri konularda veya sıkıştıklannda, gelen eleştiriye düşünce sınırları içinde yanıt vermek ve tepki göster- mek yerine daha kestirme yola gidiyor, meslektaşlannı hedef gösteriyorlar. Böylece hem terör örgütlerinin ölüm listesine değerli katkılarda(l) bulunuyor, hem yazı- ya ve düşünceye karşı duydukları intikam duygularını kısa yoldan tatmin etmiş oluyorlar. Arta kalan vakitte basına ahlak dersleri vermekten de geri durmuyorlar. İcra ettikleri mesleğin ahlakına saygı duymayanlar, ahlakın diğer alanlanna ve okurlarına saygı duyar mı? Meslektaşını ortadan kaldırmayı düşleyen adama gaze- teci denir mi? Basın kuruluşlarının böylelerine bir başka tanım bulması gerekmez mi?" • • • Meslek ahlakından yoksun bu 'zavallılar güruhu' Cumhuriyet'e yönelik şeriatçı saldırıları bakın nasıl yo- rumluyor: "...Bomba patlamadı, ama bombamn patlamadığının haberi bir anlamda patladı' diyor Prof. Dr. Toktamif Ateş, kendisini hedef aldığı açıklanan saldın için. Bu haber 'patlama'sının oluşturduğu havadan fayda- lanmak isteyen, küçülen bir gazete tehdit alnnda oldu- ğunu' duyurdu dünkü manşetinden. Gazetemizin ismini de kullanarak hedef gösterildikle- rini iddia ediyor. Beden sağlığını bozacak iptilalarmın önüne geçeme- yenler canlılığını kaybeder, ruh sağlığı bozulanlar ise dengeyi. öyle anlaşılıyor ki söz konusu 'hafif manşet' de böyie bir ölüm helecanının ürünü. Her geçen gun biraz daha küçulen... llericilik diye sunduğu fikirler ile toplumun gerisinde kalan... Yeni mesajlar veremeyen... Yalan haberleri bir bir ortaya kondukça prestij kaybe- den... Eskiden olduğu gibi tesir icra edemeyenler, niye he- def gösterilsin, niye tehdit altında olsunlarki? Tek açıklaması olabilir: Kompleks. Hala önemli olduğu mesajını verme. Muhtemel rakiplere karşı tirajını koruma. Yükselen değerleri yakalayamıyor, hiç olmazsa tüke- nişin önüne geçme kompleksi... Hedef gösterme işini yıllardır yaptıkları halde, fikirlerine fikirle cevap verilme- sini hazmedemeyişleri de bu küçülmenin ürünü. Yoksa, dost-düşman herkes bilir ki olarak şimdiye kadar kimseyi hedef göstermedik. Üslubumuz olmayan bu tarzı basitlik olarak gördük. Hani kelaynaklar dile gelseydi 'Bu bizim manşetimiz' derlerdi herhalde." Bir başka şeriatçı ise "ıç evreninin karanlığını' şöyle aktarıyor: "Cumhuriyet gazetesinin isim babası M. Kemal 'dir. //- ke ve inkılapların desteklenmesi için bu gazete kurul- muştur. Kemalist ekolünün okulu oldu bu gazete. Jako- ben resmi ideoloji tarafından da daima desteklenmiş. Böylece Cumhuriyet, Cumhuriyet gazetesiyle birlikte demokrat, dindar insanlara, ilke ve inkılaplar adına 70 yıl kan kusturulmuş... Bu gazetenin işi gücü mütemadiyen bu vatanda yaşa- yan dindar insanlan asparagas ve uydurma haberlerle hedef göstermek. Milletin giyimikuşamı, çarşafı, başör- tüsü, tespihi, takkesi ile alay etmek. Dini kitap okuyan insanlan ispiyonlamak. Cumhuriyet gazetesi, 'Nur ayini' diye az insanlan jumallemedi." • • • Şeriatçı lara ödün üstüne ödün verenler, onları koru- yup kollayanlar kimler? DYP, ANAP, Refah Partisi... Başbakan Tansu Çiller, Izmir'de "Şeriata geçityok" deyince ayağa kalktı şeriatçı basın. Birden kükrediler: "Çiller, asıl Islama karşı..." RP'li i. Halil Çelik konuşuyor: "Bu millet isterse sandıktan hilafeti bile çıkarır..." Anadolu üniversitelerinde görevli şeriatçı öğretim üyeleri ne diyor? Şöyle: "Şeriat Türkiye'ye mutlaka gelecektir..." Prof. Dr. Beşir Hamrtoğulları Çiller'esert çıkıyor: "Türkiye'nin Başbakanı böyiekonuşmamalı..." Milli Eğitim Bakanı Nevzat Ayaz, 'şeriatçılarlakolkola yürüyen' DYP'lilerin hışmına uğramış durumda. DYP'- liler çığlık çığlığa bağırıyor: "Ya Ayaz gidecek ya biz gideceğiz..." Türkiye 'ortaçağın karanlığı'na doğru hızla sürüklen- mek isteniyor... Şeriatçı terör örgütünün 'ölüm listeleri'nde salt Cum- huriyet yazarları yok. Eğer yakından izlemiyorsanız yayınlarını, kimi adları biz verelim size: Mehmet Barlas'tan Günerl Clvaoğlu'- na, Ertuğrul özfcök ten Oktay Ekşi'ye, Otctay Akbal'dan Ali Sirmen'e, Cengiz Çandar dan Güngör Mengi'ye, ll- han Selçuk tan Emln Çölaşan'a dek onlarca yazar, ay- dın, sanatçı, bilim adamı yeralıyor. Emin Çölaşan önceki gün yazdı. Biz de yazdık. Kim- lerle birlikteler, nasıl bornba yapıyorlar; Tansu Çiller'e, Murat Karayalçın a neler diyorlar okuyup bilinmesi ge- rekir. insanlar tepkisiz ve yılgın... Toplumun genel kanısı şu: "Türkiye'de her gün yeni bir şey olabilir. Artık bu tür olaylara alıştık..." Cezayir örneğinde olduğu gibi... O zaman bizler de susacak mıyız? Susacak ve bir kö- şeye sinerek olup bitenleri izleyecek miyiz? Yoksa "Ba- na dokunmayan yılan bin yaşasın" mı diyeceğiz... Adı Barış Hasan Hüseyin Yalvaç'ın son şiirleri, bu adla Prospero Yayınları arasında çıktı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle