Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 8 AĞUSTOS1994 PAZARTESİ
OLAYLAR VE GORUŞLER
Türkiye'ninekonomik sınırlan -1
Kısa vadelı borç stokunun artması, ülke ekonomısının önüne
yenı tuzaklann konulmasına neden olabilir. 17 sayılı karar, bu
görüşten hareket edılerek haarlanmış bir karardır.
Prof. Dr. ERDOĞAN SORAL
E
konomik bağunsızlık:
Kurtuluş Savaşı'vla sıya-
sal bağunsızbğmı Baü
kapıtalızmıne kabul ettı-
ren Turkrye'nın ekono-
mik bağımsızbğına ka-
vuşması ıçın dıplomauk alanda verdı-
gı savaş çok dâha sorunlu olmuştur
Lozan goruşmelennın ne turde baskı-
lar ve sıyasal tuzaklardan geçılerek
aşıldığını yakın tanhımıan resmı bel-
gelennde gormek olanaklıdır Baü
emperyahzmını aşmak asken alanda
savaş kazanmaktan daha guç olmuş-
tur Olayın ozunde, Osmanlı İmpara-
torluğu'nun Duyun-u Umumıye seru-
venıyle başlayan ve parçalanmasma
neden olan ekonomıİc bağımsızlığını
yıtırmesı olgusu vardır Ekonomik sı-
nırlannı ortadan kaldıran, maddı ve
moral yukumluluklerden doğan bu-
nalımı v ardır "Ekonomik sınır, bir ül-
kenin uluslararası ilişkilerini dûzenle-
mede karşüıklı çıkarlar gözetilerek.
mal >e hizmet, sermaye ve emek dolaş»-
nuna getirdiği sınırlardır."
Turkıye ekonomik bağımsızlığını,
20 Şubat 1930 tanhh \e 1567 sayılı ya-
sayla dunyaya ılan edıyordu Bu yasa
"Türk Parasınuı Kıymetini Koruma
Hakkında kanun" başhğını taşıyordu
Yedı maddelık bır >asaydı, ama kanu-
nun ozu bınncı maddede açıkça behr-
ülıyordu 1930'luyıllann konuşma ve
yazı dıhyle kaleme abnmış olan bu
madde, TL'nın değennın korunması
ıle ılgıb kararlan almak yetkısını Ba-
kanlarKunılu'na venyordu Bakanlar
Kurulu bu yetkıyı kullanırken, Tur-
kıye'nın uluslararası ıhşkılenru bağım-
sız bır ulkenın yurutme erkı olarak uy -
gulamaya aktarmak ıçın gerekh top-
lumsal \e ekonomik orgutlenme bıçı-
mını belırlemede ozgurdu Bu orgut-
lenme bıçımıne bız, Turkıye'nın "Dış
Ticaret ve Kambiyo Rejiıni" dıyoruz
Ülkelenn Dış Ticaret ve Kambıyo Re-
jımlen zaman ve mekan ıçınde değış-
meler gosterebüır önemlı olan bu de-
ğışmelenn, ulkenın toplumsal ve eko-
nomik gerçeklenyle tam. bır uyum-
luluk ıçınde olmasıdır Özetle, optı-
mum toplumsal dengeler uzenne kur-
gulanmış olmasıdır Çunku Turkıye
ne ABD'dır ne de Uganda'dır
17 sayılı karar: Dış Tıcaret ve Kam-
biyo Rejımı ıle ılgılı olarak gehştınbp,
Bakanlar Kurulu'nca uygulamaya
konulan çok sayıda karar arasında en
kapsamlı olam ve gunumuze kadar ız
bırakanı 6 Ağustos 1962 tanhınde çı-
kanlan 17 sayılı karardır Bu kararla.
TL'nın değennı korumak amacı> la ul-
kemızle yabancı ulkeler arasındakı
para ve onun uzennden. yaalmış kıy-
metlı kağıtlann, mal ve hızmetlenn ve
de sermayenın dolaşımına düzenleyici,
sımrla>Ki ve yasaklayıcı esaslar getiri-
liyordu.
Kambiyo Rejimi ile Ügüi Esaslar: 17
sayılı karara gore ticaret ya da ticaret
dışı her turlu kaynaktan doğan dovız-
ler, mulkıyeü kıme aıt olursa olsun
Malı>e Bakanhğı'nın emnndedır Bu
kısıtla, Bakanlar Kurulu dovızm "mül-
kiyetine" değıl. "kullanımına" onem
verdığını açıkça behrtmektedır Buna
gore ekonomik faalıyetlen sonucu
elınde dovız bulunduran bır gerçek ya
da tuzel kışı Malıye Bakanlıgı'nın ıznı-
nı almadan yurtdışına dovız çıka-
ramazdı Yurtdışında han, hamam.
konak gıbı taşınmazlann sahıbı ola-
mazdı Fabnkalar. tesısler kuramazdı
Çunku az gelışmış bır ulke ıçın yaban-
a paralann ya da bu paralar uzenn-
den yazılrruş kı>inetlı kağıtlann eko-
nomıde ayncalıkb bır yen vardı
Ülkeden çıkan dovız mıktannın, ul-
keye gıren mıktardan çok olması, ode-
meler bılançosunun açık vermesı de-
mektır Ödemeler bılançosu açıklan
genelbkle dış ulkelerden alınan kısa
donemlı ve yuksek faızlı borçlarla ka-
patıhr Turkıye gıbı vapısal sorunlan-
nı çozememış bır ulkede. ödemeler bı-
lançosunun sureklı açık vermesı TL'-
nın değennı korumada, reel ekonomı-
de olası darboğazları aşmada, ekono-
mik kalkınmada olumsuz etkıler yara-
tabılır Bu ulkelerde ödemeler bılanço-
sundakı açıklan kapatmak ıçın kısa
vadelı borçlanmaya gıtmek. çok pa-
halı bır borç stokunu ulke aleyhıne bu-
yutmek demektır
Çunku alınan borç, mal ve hizmet
uretımıne donuştuğû takdırde ulkenın
yarannadır Oysa, kısa vadelı borç bu
nıtelıkte bır borç değıldır O nedenle az
gelışmış ulkeler borç kapatmak ıçın
kısa vadelı borç almak yenne mal ve
hizmet uretımıru arttırmaya elvenşlı
uzun vadeb, duşuk faızlı borçlanmaya
ozen gostenrler Kısa vadelı borç sto-
kunun artması, ulke ekonomısının
onune yenı tuzaklann konulmasına
neden olabilir 17 sayılı karar, bu go-
ruşten hareket edılerek hazırlanmış bır
karardır
Turkıye, bu karar çerçevesınde ge-
bşürdığı Kambiyo ve Dış Ticaret Rejı-
mı ıle (1960-1975 donemınde) ekono-
mısınde ve sosyal gelışmesınde onemh
atıhmlar gerçekleştırmış bır ulkedır
Dovızı kullanmanın en az dovızı ka-
zanmak kadar onemh olduğunun bı-
bncınde olan Turkı>e o donemde
(1929-1979) dovız darboğazından do-
ğabılecek olumsuzluklan onlemek ıçın
kambiyo rejımını sabıt kur esasına
bağlamıştı O gunlerde yalnız Tur-
kıye'de değıl tum kapıtabst ulkelerde
sabıt kur sıstemı uvgulanıyordu Sabıt
kur, ulusal paranın dış değennın pıya-
sa mekanızmasının doğal ışleyışıne bı-
rakılmayıp doğrudan ya da dola>lı
olarak para otontelen tarafından be-
hrlenmesıdır Dun>a ekonomısınde
sabıt kur sıstemının yaygın olarak uy-
gulandığı donem, 'altın kambiyo' sıste-
mının yururlukte olduğu. 1944-1972
donemıdır
Bu uygulamadan ve ozelbkle
1960-75 donemındekı gebşmelerden
ulkemızın onemlı kazanımlar sağladı-
ğını soyleyebıbnz Bu kazanımlar şo>-
le sıralanabılır
• TL'nın ıç \e dış değennde gorelı
bır kararhlık sağlanmıştır
• Mal ve hizmet uretımıne ve ozel-
bkle sanayıleşme atılımına ıvme ka-
zandınlmıştır
• Dunya ekonomısıne gerçek an-
lamda ve sağbklı bır platformda geçı-
şın başlaması bu donemde gerçekleş-
mıştır
• 17 sayıb kararla gebştınlen kam-
biyo sıstemınde. dovız abm-satımla-
nnda ortaya çıkması olası spekulatıf
ışlemlenn TL'nın değen uzenndekı
olumsuz etkılen en aza ındınlmıştır
• Para pıyasalannın ışleyışınden
doğabılecek olumsuzluklann ekono-
mının uzun ve kısa donem dengelennı
bozması olanaklar olçusunde onlen-
mıştır
• Dovız dolaşımının dış dunyaya
sermaye kaçışını saglayan bır araç ola-
rak kullanılması engellenmıştır
Dış Ticaret Rejimi ile tlgili Esaslar:
17 sayılı karann Dış Ticaret Rejımıyle
ılgıb esaslan kambiyo rejımıyle ger-
çekleştınlen duzenlemeler doğrultu-
sunda olmuştur İhracatla ılgıb ola-
rak, uluslararası mal dolaşımında ul-
keden dışan>a satılan mallann bedel-
lennın Malıye Bakanlığı'nca sapta-
nacak usule uyularak yurda getınlme-
sı esası konulmuştur 17 sayılı karar
ıhracat bedellennın yurda hangı esas-
lar dahılınde getınleceğını, ıhracat he-
saplannın nasıl denetleneceğını, konu-
lan esaslara aykın hareket edenlenn
ne gıbı yaptınmlarla karşılaşacaklan-
nı teker teker bebrtmıştır İhracat be-
delının ıhracatçı tarafından kullanıl-
masına kapalı olan bu rejım. ıstısnaı
durumlar ıçın çok duşuk marjlarda
bazı duzenlemeler getırmıştır
• 17 sayıb karar, Turkıye'deıthala-
tın, Dış Ticaret Rejımıne gore yapıla-
cağını ve ıthalat bedellennın Mabye
BakanlığYnca saptanacak esaslara go-
re odeneceğını bebrtmektedır Ozetle
ıhracatta olduğu gıbı ıthalatta da du-
zenleyıcı kararlar. Malıye Bakanbğı
tarafından abnmakta, transferler TC
Merkez Bankası tarafındanyapılmak-
tadır Duzenleyıcı kararlarda ıhracat-
ta olduğu gıbı ıthalatta da devlet yön-
lendınnesının ağır bastığı gozlenır
Hizmet dolaşınu ile ilgili esaslar:
Ödemeler bılançosunu kısa vadeb dış
borçlanmaya gıtmeden kapatmanın
bır başka yolu dışanya sunulan hız-
metlerden sağlanan gelırlenn gıderler-
den buyuk olmasıdır Can ışlemler
dengesmın pozıtıf bakı>e vermesıdır
17 sayılı karann bu konuda getırdığı
esaslar, devletın yonlendına ve denet-
leyıcı bır ışlem ustlenmesı şekbndedır
Bu ışlev farklı ışlem basamaklannda
Malıye Bakanbğı ve TC Merkez Ban-
kası tarafından yürutulecektır
Sermaye hareketleriyle ilgili esaslar:
Bu konuda dd 17 sayılı karara egemen
olan goruş, devlet yonlendırmesının
esas olduğudur Ülkeden sermaye gı-
nş ve çıkışı devlet denetımı ve yonlen-
dırmesı kapsamına abnmıştır Petrol
ve Yabancı Sermayeyı Teşvık Kanunu
ıleyabana yatmmcılara tanınmış hak-
lar korunmuştur
17 sayılı kararla geünlen Kambiyo
ve Dış Ticaret Rejımı, Turk ekonomı-
sınde yaşanan evnm doğrultusunda
1929'dan başlayarak sağlanan gelış-
melenn. edınılen deneyımlenn bır sen-
tezıdır Nıtekım bu sureç 17 sayılı ka-
ran ızleyen kararlarda da gozlenmış
1567 sa>ılı kanunun temel ılkelenne
bağlı kalınarak "Kambiyo >e Dış Tica-
ret Rejiminde" değışen koşullann ge-
rektırdığı değışıklıkler yapılmıştır Bu
esaslar 1989 > ılında çıkanlan "32 sayılı
kararla" tamamen ortadan kaldınl-
mıştır O nedenle gelecek yazımızın
başbğını "Ekonomik smırlara döşenen
ma.vın tarlaları" olarak bebrledık
AJRADABIR
Prof. Dr. TALAT TEKIN
Aleme Verir Talhını..."
Atatürk'un Turk dılını ınceletmek ve dıl devrımını gerçek-
leştırmek amacıyla devrımcı bır dernek olarak kurdurduğu
Turk Dıl Kurumu, 12 Eylul darbesını yapanlarca onun son-
buyruğu (vasıyetı) çığnenerek kapatılmış, ardından aynı
adla, fakat atanmış uyelerden oluşan ve başbakanlığa bağ-
lı bır devlet daıresı kurulmuştu Yenı TDK on bır yıldan berı
"Yaşayan Turkçe cı ve sozcuk yasaklayıcısı Turk-fslam
sentezcılerınce yonetılıyor Bılmıyorum, bu yenı TDK nın
yayınlarına ara sıra goz atıyor musunuz
7
Ben, mesleğım
gereğı, daha çok bılımsel /ayınlarını ızlıyor ve gerektıkçe
de eleştırıyorum Bu yayınları ınceler ve eleştırırken yenı
TDK yonetıcılerının Osmanlıca kırması "Yaşayan Turkçe-
sı' de gozumden kaçmıyor doğal olarak Ancak yenı kuru-
mun yayınlarındakı bılımsel yanlışları eleştırmekten bu
konuyu ele almaya pek de vakıt bulamıyorum doğrusu
1
Eskı TDK yonetıcılerı kurum yayınlannda elden geldığın-
ce an ve duru bır Turkçe kullanır Turkçe bılım terımlerı
uretır, dılımıze gırmış ya da gırmekte olan Doğu ve Batı
kaynaklı sozcuklere de Turkçe karşılıklar onerırlerdı Çun-
ku eskı TDK yonetıcılerı ve tum uyelerı Atatürk'un başlattığı
dıl devrımınden yana ıdıler Devlet daıresıne donuşturulen
yenı TDK nın Turk-lslam sentezcısı ve sozcuk yasaklayıcısı
yonetıcılerı ıse herkesın bıldığı gıbı, dıl devrımınden yana
olmak şoyle dursun, buna şıddetle karşıdırlar Turkçeye
sokulrnuş Arapça-Farsça sozcuklen dılımızın oz malı sa-
yarlar Boyle oldukları ıçın de Turkçenın ozleştırılmesı gıbı
bır kaygıları yoktur Ancak, bu yonetıcılerdıl devrımıne kar-
şı oldukları ve yıllardır dılımızın ozleşmesı konusunda hıç-
bır çaba gostermedıklen gerçeğını ortbas etmek ve ka-
muoyunda eskı TDK nın çızgısınde oldukları sanısını
fzehabını) uyandırmak amacıyla olsa gerek bır sure once
aylık Turk Dılı dergısınde Yabancı kelımelere karşılıklar"
adıyle bır bolum açtılar Burada dılımıze son yıllardagırmış
ya da gırmekte olan kımı Batı kaynaklı sozcukler ıçın "Turk-
çe ' karşılıklar onerıyorlar Bu karşılıkları ayrıca koşe ya-
zarlarına da gondermışler ve yardım ıstemışler Ben bunu
Sayın Hıncal Uluç un konuyla ılgılı bır yazısından öğren-
dım TDK yonetıcılerı lıste ıle bırlıkte gonderdıklerı yazıda
dılımızı yabancı "kelımelerın ıstılasından ' kurtarmak ıçın
buldukları yenı kelımelen teklıf edıyorlar ve konuya
hassasıyetle eğıleceğınızden emınız ' dıyorlarmış Sayın
Uluç haklı olaraktakılıyorbunlara, "fce//me"Turkçemı, "ıs-
tıla" Turkçe mı, teklıf Turkçe mı, "hassasıyet" Turkçe mı
dıye soruyor (Turk Dıl Kurumu ımış Sabah, 75 Hazıran
1994)
Teklıf edılen " kelıme ler de Turkçe olsa barı'Işte kurum-
ca onerılen karsılıklardan bırkaçı Ofans ıçın hucum ',
"fıkstur ıç\r\' takvım', sezon ıçın 'mevsım" Yenı TDK
yonetıcılerı ne gore Fransızca sozcukler yerıne Arapça ko-
kenlı sozcuklen kullandınız mı sorun kalmıyor, konuya
'hassasıyetle eğılmış ve dılımızı "yabancı kelımelerın ıs-
tılasından kurtarmıs oluyorsunuzi Kaldı kı "takvım " soz-
cuğu calendrıer' karşılığıdır, "fıxture' değıl Lıstede
"skor sozcuğu ıçınde 'sayı değıl, ' sonuç" onerılıyor-
mus Sayın Uluç haklı olarak soruyor "Fınal skoru ne ola-
cak o zaman? Sonuç sonucu mu°"
Işte yenı TDK yonetıcılerının buldukları Turkçe karşılık-
lar Batı kaynaklı sozcuklere savas açmış gorunen ve
bunlar ıçın Arapça-Farsça karşılıklar oneren yenı TDK yo-
netıcılerı, acaba kendı yayınlannda bu konuya "hassası-
yef'le eğılıyorlar mı'' Bu soruya yanıt almak ıçın kurumun
yayın organı aylık Turk Dılı dergısındekı yazılardan rastge-
le bırıne goz atmak yeter de artar bıle Iste bu dergının
mayıs sayısındakı bır yazıdan bırkaç alıntı Kelımelerın
leksık ve semantık gelısmesı", "ılmı ve nazarı onem ',
'problemın ılmı ızahı', "bırçok meselenın hallı ıçın ', dıl
hadısesının metodık tecrubı ve dıl medenıyetı bakımından
ılmı onemı , sebeplerın tesırıyle meydana gelır", "ıletı-
şımfonksıyonundameydanagelen" "arkaıkleşerek ,"ke-
lımenın faal anlam varyantları ', "edebı eserlerın neşrı,
tercume sı ve tahlılınde',' 'yazılı abıdelerımızın neşrı, tahlılı
ve tercumesınde ', bu sahada ıhtısas yapmamış olanlar",
"problem bır derece halledılmıştır", "nesredılmıs eserle-
rın buyuk kısmındakı lugatlarde', 'dılımızın tarıhı lugatı
-iıimemıştır", ' bedıı eserlerın nesn ve tercumesınde
ve serhe ıhtıyacı olan' vb vb
>da "ılmı tecrubı, ızah, ızahat, nazarı, mesele, hal,
tahlıl, serh, sebep, tesır, abıde, bedıı, nesır, lugat"
yaşayan Turkçe" (') sozcukler, bır yanda da "lek-
Tiantık', "problem',"metodık', ' fonksıyon ', "ar-
yanC'vb gıbı Batı kaynaklı sozcukler Yanıtam
sı Ne dersınız, yazarlarımızı Batı kaynaklı soz-
naya çağıran, fakat kendılen bu sozcuklen
ikta hıçbır sakınca gormeyen yenı TDK yo-
vranışları ıle "Âleme verırtalkını, kendıyu-
zune çok uygun bır ornek oluşturmuyorlar
Yüksek tansiyon üzerine.
Hıpertansıyonun kontrolu sadece ılaç ve dıyetle kan basıncını
düşürmek değıldır. Metabolızmanın kontrolü şarttır.
Prof. Dr. BAKİ KOMSUOĞLU Kocaeli Üni. Tıp Fak. Dekanı
A
vustralva'da Uluslararası
Yuksek Tansiyon (Hıper-
tansıyon) DerneğVnın du-
zenledığı 15 bılımsel top-
lantı Melbeurne kentındey-
dı Dunya Kongre Merkea
adıyla hem kongreler hem de ış dunyası
ıçın etkınlık gosteren oteb ıle bu dev mer-
kez, daha ıçen gırerken ınsanı etkıb>or
Kongre, 4 onemlı 'hipertansivon konusu'nu
ıçenyordu 'Hipertansiyon'da ele abnan
konular ve vanlan sonuçlar
• Bıyokımyasal, fizyolojık, genetık,
hücresel bıyolojı ve metâbohk değışıkbk-
ler
• Kbruk hıpertansıyonun epıdemıyolo-
jısı. kan basıncı olçumlen. kalp yapılan ve
gebşmekte olan ulkelerdekı hipertansivon
oranlan
• Hıpertansıyonda tedavı, ılaç ve ılaç
dışı tedavıler
• Hıpertansıyonun noral mekanızma-
lan. hormonlar damar duvannın >apısal
değışıkhklen ve bobrekle ılgılı çalışmalar
Bu konulann bıbmsel ağırlıklan bır ya-
na, sızlere yansıülabılecek konulan ve >enı
gebşmelen şoyle ozetleyebıhnz
• Hıpertansıyon, şeker hastabğı gıbı
metabobzma değışıklıklen yapan hemodı-
namık. hormonal ve metabobk bır hasta-
bktır Bu goruş, son yıllarda artık kabul
goren bır bılımsel gerçek
• Hıpertansıyonun kontrolu sadece ılaç
veya dıyetle kan basıncını duşurmek değıl-
dır Metabohzmanın kontrolu şarttır
• Hıpertansıyon tedavısı erken tanı
koyarak yapılmah ve omur boyu sürmeb-
dır Hıpertansıyonun yapacağı hasarlan
boylece kontrol altına almak, hatta bır de-
receye kadar duzeltmek mumkun olmak-
tadır
• Tedavıde esas amaç, koroner arter
hastabğı veya serebrovaskuler hastalıklan
(ınme gıbı) onlemek olmalıdır
• Hıpertansıyon, damar sertbğı gelış-
mesınde başlı başına bır nsk olduğundan,
olayı hızlandıracak veya tırmandıracak sı-
gara, alkol, şışmanbk. şeker hastabğı gıbı
dığer nsk faktorlennı ortadan kaldırmak
veya kontrol dltına almak en onemlı amaç
olmahdır
• Hıpenansıyonun tedavısı pnmer ko-
runmaya onem venlerek yapılmahdır Aı-
lenın genetık. yeme alışkanlıklan gıbı her
neden daha çocukluk çağından ıtıbaren
yonlendınlmelı ve bır omur boyu devam
etmeb Bunun ıçın de topluluk ve sağlık
personeb bıbnçlendınbnebdır
• İlaçlann sadece tansiyon duşurucu
ozelbğı dışında metabolızmayı da duzenle-
yıa, damar duvanna etkılı obnalanna dık-
kat edılmelıdır
• Sıgara, alkol, şışmanbk gıbı nsk fak-
torlennın ortadan kaldınlmasında eğıtım
bır devlet pobtıkası olarak uygulanmalıdır
Bu vesıle ıle ulusumuz ınsanlanna ve
gençlenmıze, onaklaşa benımsememız ge-
reken kımı İemel duşûnceler
1
sunmak ıste-
dım
-Umutlanmız. ellenmız. kalplenmız her
kıtada demokrası ıçın çabşan ınsanlarla
bırhkte olmalı
-Yannlar ıçın çabşmalı, yannlann daha
ıyı, daha guvenlı ve guçlu olması ıçın gonul
bırlığı etmelıyız
-Yaşam denılen guzel armağana ınanışın
verdığı cesaretle, manç ve dısıpbnle. buyuk
bır ozven ıle, enerjı ve umutla ışlenmıze sa-
nlmalı. bu konuda herkesı yureklendırme-
byız
-Turkıye'yı karakışa çekmek ısteyen her-
kese bahan gostermeb. Turk halkı olarak
Turkıye'nın yenıden canlanması ıçın çabş-
mabyız
-Gereksınımı (ıhtıyacı) oian herkese
ulaşmabyız Temel ılke olarak 'Birbirimize
gereksinimimiz vardır' sozunun gecerblığı-
nı kanıtlamalıyız Her Turk'e gereksınımı-
mız vardır Çunku çeşıtb Turk toplumlan-
nın ve obur mılletlenn bırleştığı en onemlı
devletız
-Cnıversıtelen uyandınnabyız Bu
lokomotıfı demokratık. devnmcı ve bılım
kurallanna uygun ateşlemelıyız Buna
karşı çıkan herkesle, her devletle mucadele
etmebyız
-Yenı, gebşmış, ekonomik olarak buyu-
muş ve etkın bır Turkıye ıçın, daha demok-
raük bır Turkıye ıçın umutlu ve guvenlı ol-
malıvız
TARTIŞMA
Tefeci mafyası
~^f "^T" lkemızde
I I terörun ve
I I ekonomik
I I bunabmlann
%^ J gerek doğuşu,
' gerek
tırmanması temebnde tefea
mafyasırun oynadığı rolun
gozden kaçınlması Turkıye'de
bunabmlan arttırmaktadır
Tefeci mafyası, ekonomik ve
teror sorunlannın
beslenmesmde asıl unsurlardan
bınsıdır Bu mafya ortadan
kaldınlmadıkça sorunlann
ustesınden gebneceğmı
zannetmıyonım Devletle
rekabet halınde bulunan tefea
mafyasının parasal gucu,
yatınmlan engelleynp, nakıt
sıkınüsında olan ışadamlannı
batırabılecek duruma getıny or
Bıbnen bır sozdekı gıbı "Denize
düşen yüana sarılır."
Tefea mafyası. devlete vergı
veren, ış veren, ureten kışı ve
kuruluşlan yok edıp, para
kaynaklannın çoğunu
kendılenne çekmektedır
Çabşanlar bu tuzağa
cakıldığından devlet ıçın değıl,
bu mafya ıçın çahşmak
zorunda kalıyorlar
Gazetelenmızde yaalanlara
gore yalnız İstanbul'da donen
bıryıllıktefe-para' 1 katnlyon
avanndadır
Sorunun ıkına boyutu buyuk
mıktarlarda vergı kaybı ve
hıçbır ıstıhdam
yaratmamasıdır Karapara
değerlendınlmesının sektoru.
tefeci pıyasasıdır
Devletımızın gerçekçı bır kur
pK)lıtıkası uygulayamaması
sonucu, dovız fıyatlannın 3 ay
gıbı bır suredır yennde kalması
hatta genlemesı sorunun
boyutlanru daha değısık
ortamlara getınyor Orneğın 3
ayoncel OOOOOOdolar
bozdurup devlet tahvıh alanlar
(1000 000x40 000 =
40 000 000 000 -TL'bk tahvıl
sahıbı oluyorlar ) 3 ay sonucu
elde ettıklen faız gebn
20 000 000 000 -TL'dır
Anapara ve faız, toplam
60 000 000 000 -TL, bugunku
kurla31 000-TL'dendolara
çevnbrse 1 935 485 -dolareder
kı, yuzde 93 gıbı 3 aylık dovız
kazana soz konusu olur Sayın
Başbakanırruzın dedığı surean
(yuksek faız-düşuk kur
polıtıkası) sonucu acaba
- İhracat patlaması mı oldu9
- Tunzmden çok buyuk gebrler
mıeldeetük9
- Fatura kıme, nasıl çıkacak
9
Uygulanan kur pobtıkası,
Turkıye'yı pahab ulke
durumuna sokmaktadır Bu
pobtıka sonucu Turkıye'nın
ıhtıyacı olan dovızı
karşılayacak ana sektörlerden
ıhracat ve tunzm olumsuz
yonde etkılenmektedır Sıstem
tıkandığından gayn resmı
sıstem dev reye gırmektedır
Tefeci teroru, ulkemıze ve
ekonomımıze sılahb terorden
daha fazla zarar vermektedır
Gerçekçı bır kur pobtıkası
uygulaması da karaparanın
hareket kabıbyetım kısıtlayıcı
onlemlerden bındır Kaldı kı,
çek yasasında yapılacak
değışıklıklerle çek keşıdesı bellı
kurallara konulup
duzenlenebılır Çekvesenette
keşıdeanın vergı numarasının
yaalması hayalı çek ve senet
yazılmasınıengeller
Butun bu onlemler tefea
pıyasasını, karaparayı
engelleyıa onlemlerdır
Tefeci mafy ası ortadan
kaldınlırsa teror orgutlennın
mılıtan. sılah, yıyecek. gıyecek
temını kendıhğınden bıter
Tıcan faalıyetler daha sağlıklı
hale gelır. kaynaklar devlet ve
mıllet ıçın harcanır
Kanımca, sıvnsıneklerle tek tek
uğraşmaktansa. bataklık
derhal kurutulmalı, daha fazla
geç kabnmadan onlem
alınmab. sıstemın
çarpıklığından doğan bu
hastabk tedavı edılmelıdır
Mehmet Hanefi Kırımlı
OFO İnşaat ve Tunzm
AŞ Yönetım Kurulu
Başkanı
PENCERE
Kaza mı Kader mi,
Cinayet mi?_
Barış Selçuk 1961 yılında Aydın'da doğmuş, Hande
Mumcu 1963te Ankarada, Salih Peker de başkentte
1967'de gozlermı dunyaya açmış..
Uç genç gazetecı
Bır de suruculerı var Şofor Hacı All Er, 1975 Haymana
doğumlu
Bu gıbı olaylarda çoğu kımsenın uzerınde durmadığı
bır de şofor olur
Hacı Alı'yı kım tanıyor?
•
Gazetecılerın olumu hepımızı yasa boğdu Çok sevı-
len genç çocuklar' Tanıyanlar, dost olanlar, yakınlık
kuranların acısı daha yakıcı olur, analar, babalar, eşler,
kardeşler gozyaşlarını tutamazlar
Gorev yolunda olen gazetecı ınsanın yureğınde bır
başka yere oturuyor
Ne var kı gorev yolunda -ya da dışında- pıs trafık kaza-
larmda can veren gazetecılerın sayısı da gun geçtıkçe
artıyor
Yakılan ağıtlarçoğalıyor
Neden'
Kendı kendımıze soralım
"Barış Selçuk, Hande Mumcu, Salıh Peker, Hacı Alı
nıçın olduler? "
Yaşayabılırler mıydı'?
Gazeteler başlık atmışlar
"Nekadermış1
"
Gerçekten bu sevgılı çocukların olumlerı bır kader
mıydı'7
Kader ya da yazgı, nedenlerını bılmedığımız
olaylara yakıştırdığımız ad değıl mı?
•
Gazetelerı dıdık dıdık ettım, "kader" sozcugunun acı
olayda yerını aradım
Bulamadım
Hurrıyet ve Shovv ekıbını oluşturan meslektaşlar 00
30'da Ankara'dan ayrılmışlar Başbakan'ın Gıresun ge-
zısını ızleyecekler Altlarında 34 NES 82 plakalı Lada
Samara marka otomobıl var Sabaha karşı saat 04 10'-
da, Çorum-Samsun karayolunun 12'ncı kılometresınde,
surucu Hacı Alı Er, onundekı kamyonu sollarken karşı
yonden gelen 61 HA 294 plakalı otobusle çarpışmış
Çorum Cumhurıyet Başsavcısı özkan Sönmez olaya
ılışkın şu açıklamayı yapıyor
"Gazetecı arkadaşların bulunduğu otomobıl Kaymak-
çı denılen mevkıde gıderken uç şerıtlı yolun ıkı şeride
duştuğu noktadan 40-50 metre kadar ılerde, ondekı kam-
yonu solluyor, karşı yonden gelen yolcu otobusuyle çar-
pışıyor Otobus, otoyu 30 metre kadar surukluyor Kaza
anında otobusun, kendısıne aıt şent ıçınde olduğu anla-
şılıyor "
Pekı bız bu olaya "kader" mı dıyeceğız?
Gazetecılık mesleğı acımasızdır
Ama bu olaya kader dıyecek kadar acımasızolama-
yız, bıraz daha açık olmalıyız
Çeşıtlı yayın organlarında olayın ayrıntılarına bakar-
ken 19 yaşındakı deneyımsız surucu Hacı Alı Er'e ılışkın
çok az bılgı bulabıldım, Sabah gazetesınde ıse ınsanı
duşuncelere boğart şu satırları okudum
"7975 yılında Haymana da doğan şofor Hacı Alı Er'ın
gazetedekı ışıne kaza gununun sabahı başladığı belırtıl-
dı (6 Ağustos 1994)"
Dogru mu
7
Yıne gazetelerde "uçlu yolun çıftleştığı yerde hıçbır
trafık uyarı levhasının bulunmadığı" yazılıyor
Doğru mu
1
?
Eğer bu bılgıler doğruysa, yureklerımızı yakan oiaya
nekazadenır nede kader
Dupeduz cınayettır bu
1
DemiPtaş GEÇİCİyi
04.08.1994
tarihinde kaybettik.
UNUTMAYACAĞIZ.
Dostları Adına:
Mehmet KÖK
Kadir KABAKTAN
Faruk KARAKAYA
ANMA
RIZA
ERIX)ĞAN
veeşı
VESİLE
ERDOĞAN
SEVGİVEÖZLEMLE
ANIYORUZ
ŞANLIURFA 2. ASLİYE HUKUK
MAHKEMESİ
Esas 1994 347
Da\a« Kemal Ulgen vekıü Av Metın Koyuncu tarafından ha-
MIIISLZ olarak açılan çek ıptalıveıh ted davasmın yapılan yargılama-
iinda
Dava konusu olan Gaaantep ıb Turk Ticaret Bankasfnın 15 7
1994 keşıde tanhJı ve Mustafa Badıllı keşıdeası olan 57434 sen nolu
ve 26 000 000 TL lık çek ıle ılgılı olarak adı geçen çekle yakından ve
uzaktan ılgı ve alakası olanlann Şanlıurfa 2 Aslıye Hukuk Mahke-
mesı nın 1994 W esas savılı dosyasına duruşma gunu olan 7 9 1994
günu muracaatlan. aksı takdırde gıyapta karar venleceğı ılan olunur
25 7 1994 Bdsın'50123
ŞİŞLİ 3. SULH HUKUK HAKİMLİĞt
EsasNo 992 8
KararNo 994 691
Hakım ipekTanverdı 22866
Katıp Zehra Uçuncuoğlu
Davacı Ihtıyariara Yardım Derneğı
Vekılı Av NedımKarako
MutevefTa ScıalomCarloAbfMedma
Dava Vasıyetname
Davatr 26 12 1991
Karar tr 27 6 1994
MutevefTa Scıalom Carlo Aluf Medına"nın vefat etmesı sebebı ıle tan-
zımetmış olduğu Istanbul 6 Noterlığı'nın 19 12 1990 gun 65203 yev-
mıye nolu vasıvetnamesı mahkememıze gondenlmış. vasıyetname
mırasçılan Aluf Metına Bellına Aluf Medına Davıde. Aluf Medına
Salamona, Rachele Aluf Medına Sofia Aluf Medına. Guıseppe Aluf
Medına'va ılanen tebbğ edılmışür
Bu kez dava sonuçlanmış ve vasıyetnamenın okunmasına karar
venbnıştır Hukum ozetı aşağı cıkanlînış olup vukanda adı geçen mı-
rasçıiara ılanen tebbğ olunur
Hukum Ozetı Muns Scıahm Carlo Aluf Medına'ya aıt Istanbul 6
Noterlığfnce tanzım edılen 19 12 1990 gûn ve 65203 yevmıye nolu
vasjyatnamenın okunmasına (okundu)daır yargıtay yolu açık olmak
uzerevenlen karar agkçaokunupanlatıldı 3 8 1994
Basın 16365