27 Nisan 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8AĞUST0S1994PAZARTESİ * • * * CUMHURİYET SAYFA 17 OJçmak' diye diye... MtLANO(AP)- Italyan mimğinin, ithaJ miLaği kolay kolay kabul etmeyen ABD dafafl, tümdümada tanınmasım ve sevilmesini sağlayan Domenico Modugno, 66 yaşıiHİa öldü. Modugno, ber btri klasikler arasına giren "Volare" (L çmak1 gibi birçok şarkılany la, 601ı yülar gençliğinin gönülkrinde taht kurmuşnı. Son Rambo Michael BIDAPEŞTE (Reuter)-Michael Jackson(önde solda), Macaristan'uı başkentinde \ideo-klip çekJmlerine başladı. Sanatçının, Dogu A\njpa'_vıSovyet istilasından kurtaran bir kahramanı canlandırdığı klibin çalışmaları, halkın bü\ük ilgi.sini cekiyor. Maearlar, Jackson'ı, her gittiği yerde adım adım izüvortar. Tatlıses, yönetim kuruhınu, 2 el protesto etti SİLİVRİ (AA) - Türkücü İbra- him Tatlıses. Silivri'de \illasının bulunduğu sitenin >önetim kuru- lu toplantısında alınan karara sı- nirlenerek ateş açınca. bir süre gözaltına alındı. Sıte yönetıcıleri, Tatlıses'ın, evinin önüne yaptırdığı bekçi ku- lübesinin yıkılmasına karar ve- rince. türkücü, "Ben kimseye ku- lübe yıktınnanı" diyerek sılahmı çekü ve havaya iki el ateş etti. Şi- kayet üzerine olay yerine gelen jandarma, Tatlıses'ı yakalayarak savcılığa sevkettı. Silivri Savcılığı, Ibrahim Tathses'i, "meskun ma- balde ateş açmak" gerekçesiyle tutuksuz yargılanmak üzere ser- best bıraktı. Bukez yakılan kııkla YENİDELHİ (Reuter)- Hindistan'ın iktidardaki Kongre Pardsi'ne bağlı gençlik kollarının, başkentte düzenlediği gösterilerde, Başbakan Benazir Butto'nun kuklası yakıldı. Pakistan, geçenyıl Bombay'da250'den fazla kişinin ölümüne yol açan bombalamadan soı"umlu tutuluyor. (Telefoto: KEMAL KtŞORİ) HABERLEREV DEVAMI Eğit-Der Başkanı Gazala'dan uyan: 'Gençlertarikatlann kueağınaitilmemelf DISK'tesancık doğumANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Egit-Der Genel Başkanı ve SHP Parti Mecüsi(PM)Üyesi Mustafa Gazakı. yurtlara başvu- rulann başlamasıyla ılgılı olarak, "Devlet tûm yükseköğretimi ka- zanan gençlerin yurt sommınu çözmeli. Gençieri tarikatiarın ku- eağına itmemeli" dedı. Mustafa Gazalcı, yüksek öğ- retim kurumlanna gelen gençlere devletin sahip çıkmasırun önemi- ni vurgulayarak şunlan söyledi: "Devlet, yüksek öğrenimi ka- zanan tüm ünnersite gençlerinin yurt sorununu kökten çözmeü'dir. Bina ve eleman yetersizse, kirala- mabdır. Gerekirse yerel yönetim- ieri ve devletin öteki kuruluşiannı, misafirhane gibi yerieri devreye sokmaiıdır. Hiçbir genç sokakta bırakümaınaİHİİr. Gençler, bun- dan önceki > ülarda olduğıı gibi, ta- rikatlann kueağına irilmemelidir. Devlet kapılarından , yurtiardan dönen gençler tarikatiarın elindeki birtakım özel yıırtlar ve evlerde çağdışı biçimde yönJendiriJmekte- dir. Devlet, yüksek öğrenimin yurt sorununu çözdiikten sonra, orta öğretim için illerde ve ilçelerde de vurtlar ve pansiyonUr açmabdır." Gazalcı, yoksul halk çocuk- lannın ımam hatip liselerine git- mesinin altında bannma ve yun sorununun yatt.ğına dikkat çek- ti. Gazalcı. "Şeriatçılar, üçer be- şer çocuğu evlerde tutuyorlar ya da özel dershanderin yurtlan var. Pilot bölgeier «ar. Örneği Deniz- li'de, 32 yurt var tarikatlann elin- de. Devlet batik bankaları kurtan- yor, geieceğin güvencesi olan gençlere asd destek oünalj" dedi. 20 terörist öldürüldü 4 güvenlik görevlisi şehit ADA.NA (Cumhuriyet Güney tlkri Bürosu) -Hakkan. Muş, Van, Bingöl ve Siirt'te güvenlik kuvvetleri ile terönstler arasında çıkan çaüşmada, 20 terörist öldü- rüldü, 4 güvenlik görevlisi de şe- hit öldu. Olağanüstü Hal Bölge Vali- liğı'nden yapılan açıklamaya göre güvenlik güçlerince önceki gün ve dün düzenlenen operas- yonlarda, Muş'un Varto ilçesı Değerli köyü yakınlannda 6, Van Merkez Erçek bölgesinde 5, Hak- kari'nin Çukurca ilçesi Hakante- pe, Yüksekova ilçesi Perihan böl- gelennde 5. Bıngöl'ün Genç ilçesi Suveren bölgesinde biri kadın 3, Sürt'in Şirvan ilçesinde Cevizlik bölgesinde bir olmak üzere top- lam 20 terönst öldürüldü. Çaü- şmalarda 4 güvenlik görevlisi de şehit oldu. Açıklamada aynca Batman, Bitlis, Diyarbakır, Mardin. Muş, Siirt. Şırnak ve Van illeri kırsal alanlannda güvenlik güçlerince yapılan ev, yol ve arazi arama- lannda ise 22 uzun namlulu silah. 1 roketatar, 24 mayın ve 6 el bombasının ele geçirildiğı bildiril- dı. Olaylarla ilgili 14 kişinin yaka- landığı, Bitlis, Mardin ve Şırnak ve Muş illeri kırsal alanlannda ortaya çıkanlan 13 sığınak içeri- sinde 5.5 ton çeşitli gıda maddesi, giyim eşyalan ve ubbi malzeme- lerin bulunduğu kaydedildi. • Baştarafi 1. Sayfada DİSK"in kaderini belirlemesi beklenen genel kurulun ılk üç gü- nünü, mücadele ılkelennin terk edilip terk edilmeyeceği ikilemıyle sürdüriilen tartışmalar aldı. Seçim öncesi kısa bir konuşma yapan Nebioğlu, adav olduğunu; "birüktelik sağlanamadığı takdir- de kendisine bir oy bûe çıksa adaylığını sürdiireceğini" bıldirdi. Nebioğlu, "Eğer bana oy vermez- seniz, benim hızımda. benim gü- cümde, benim gibi genç, arTedersi- niz kjçı yer görmeyecek, mücadele edecek arkadaşlan yönetime geti- rin" dedi. Nebioğlu. gazetecılenn bir sorusu üzerine. "Yenı bir do- ğum arifesindeyiz. Ya büyük bir tembellik doğacak ya büyük bir atıhm doğacak" yanıtıra verdı. Genel başkan adaylanndan Rıdvan Budak da yaptığı konuş- mada. Türkiye'nin ekonomik, si- yasal ve sosyal bir kriz içinde bu- lunduğunu belirterek. "Anayasa ve yasalann değiştirilmesi lazım. Bu ancak örgütlennıiş bir DİSK Ue mumkündür" dedi. Kendisine >ö- neltilen eleşünlen yarutlayan Bu- dak. "Herkes benim kadar demok- rat olsun. DfSK benim ideolojün. Demokrasi benim ideolojün. Erne- ğin ideoJojisi benim kkolojimdir*' diye konuştu. Seçim başladığında Genel-İş, Maden-tş. Oleyis, Gıda-tş, Sos- yal-İş ve Dev Maden-Sen sen- dikalan birlikte yönetim oluştur- ma karan aldıklan için. kongre- den galip çıkacaklan havası için- deydiler. Oy kullanan delegenin 3'te 2 oy çokluğunu gerektiren ilk turda 38 boş oy çıkarken Rıdvan Budak 89. Özcan Kesgeç 83, Ismail Hakkı Önal 65. Kemal Ne- bioğlu ise 35 oy aldı. Genel sekre- ter adaylan Kemal Daysal 136. Mehmet Atay ise 105 oy aldı. Bu sonuçlar genel kuruldaki krizin lirsizliği artürdı. Önal aynca, beklediğinin cok altında oy aJdığı için Genel-lş Sendikasfnın yö- netim organlanna gösterdigi tüm adaylan da seçimden çeku vedele- geleriyle birlikte genel kurulu terk etti. Seçimın salt çoğunluk gerek- tiren ikinci turunda ise Rıdvan Budak'a 132. Özcan Kesgeç"e 116, Kemal Nebioğlu'na 12 oy çıktı. Rıdvan Budak"ın 2. turda başkan adaylan arasında en fazla oyu alması, genel sekreter aday- lan Kemal Davsal ve Mehmet yönetim kurulu üyeliklerine Las- tik-İş Sendikası Genel Başkanı Vahdettın Karabay 217 oy ile. Oleyis Sendikası Genel Başkanı Enver Öktem ise 157 oy ile seçıldi- ler. Boş kalan üç üyeliğin belirlen- meşi ise üçüncü tura kaldı. Bu ara- da Öktem. Rıdvan Budak yönetı- miyle çalışamayacağını belirterek üyelikten çekileceğinj bıldirdi. Öktem"den sonra da altı sen- dikanın yönetim organlanna gös- terdiklen tüm adaylar çekildikle- rini açıkladılar. Ancak bu sendı- • DİSKMn olaylı geçen 9. genel kurulunda Rıdvan Budak, 3. tur oylamada genel başkanhğa seçildi. Geniş sendikal tabanlı DİSK yönetimi oluşturma çabalan ise sonuç vermedi. başlangıa oldu. Özellikle yönetim kurulu adaylanna çıkan oy sayısı, altı sendikarun kendı anlaşmalan- na uymadıklannı ortaya çıkardı. Baa yönetim kurulu adaylannın beklenenin çok altında oy alması üzerinegergınlik başladı. Ilk turda başkan adaylan Özcan Kesgeç \e İsmail Hakkı Önal'dan hangisi fazla oy alırsa diğerinin onun lehi- ne çekileceği karan gereği Önal adaylıkıan çekildi. Ancak, Önal"- ın çekilirken herhangi bir adaya destek açıklaması yapmaması be- Atay arasındaki oy farkırun ise üçe düşmesi krizi had safhaya ulaştırdı. Dağılmaya başlayan altılı it- tifakın genel başkan adayı Özcan Kesgeç, Rjdvan Budak"m kendi- sinden daha fazla oy almasıru ge- rekçe göstererek adaybklan çekil- diğini açıkladı. Hemen ardından ise itüfakın genel sekreter adayi Kemal Daysal da çekildi. Yöne- tim kurulundaki oy sonuçlannın açıklanması ise salonu kanştırdı. Sonuca göre beş aday gerektiren kalar Genel-İş Sendikası gibi salo- nu terk etmediler. üçüncü tur oy- lamada boş oy kullandılar. Şaşkınlık ve paruk havası içinde başlayan üçüncü tur oylamada. Rjdvan Budak 253 oydan 104"- ünü alarak genel başkan seçildi. Nebioğlu ise 16 oy aldı. Mehmet Atay da 105 oyla genel sekreterli- ğe getinldi. Boş kalan yönetim ku- rulu üyelikJerine ise Devnmci De- mokrat Platform'dan Yeraltı Ma- den-îş Başkanı Çetin Uygur 89, Devrima SağLk-îş Sendikası Ge- nel Başkanı Doğan Halis 65, Tümka Sendikası Genel Başkaru Sabn Kaplan ise 78 oyla seçildi. Sonucu belli olan üçüncü tur sonrasında "coşku" yerine "kır- gınlık" ha\ası yaşandı. flk konuş- mayı DİSK'ın >eru genel başkanı Rıdvan Budak yaptı. Oldukça üz- gün görunen Budak. tanhı bir ge- nel kuruldan "yaralı başkan" ola- rak çıküğım söyledi. Sonuçlar açıklandıktan sonra salonu terk etmek üzereyken kür- süye çağnlan eski Genel Başkan Kemal Nebıoğlu. konuşmasına. "Ben sırtımdajı hançerienmiş bir genel başkanım" dı>e başladı. Ne- bioğlu. "Salonu terk ediyordum. Yüreğinden varaJı bir eski genel başkan okluğum için. Omuz omuza kavga verdiğim arkadaşlarımla bu salondan birlikte çıkamadığun için. Bu salondan birlikte halaylar çeke- rek çıkamadığun için gidiyordum. Şimdi işçi arkadaşlarımıza ne diye- ceğiz? Ben. bütün bunlan hak ede- cek ne yaprun? Sınıfa ihanet mi et- tim? İdeoİojimi mi terk ertim? Bir tek yeri ihmal ettim, Gıda-fşSendi- kası'nı. Ama şimdi yeniden ça- rıklarunı çektim. sendikal mücade- leye giriyorum" diye konuştu. Ne- bioğlu. İconusmasını. "DİSK yerli yerine oturacaktır. Sınıfın ytirekU. bilinçli. inançiı ellerine tesUm edile- cektir. O güne kadar dö>iişece- ğim"diyebıtırdı Salmaıı Rüşdü'ye destek GÜRHAN UÇKAN STOCKHOLM - İsveç, Nor- veç, Danimarka, Finlandiya ve Izlanda dışişleri bakanlan, Hu- meyni'nin Ingiliz yazar Sabnan Rüşdii için çıkarttığı ölüm fer- marurun iki bininci günü olan 7 ağustosta ortak bir bildiri yayı- mlayarak Tahran yönetiminin. ölüm emrine katılmadığım açı- klamasınıistedi. Rüşdü'nün"Şey- tan Ayederi" adlı romarunda Ku- ran'a hakaret olduğu gerekçesiy- le o zamanki lider Ayetullah Hu- meyni tarafından verilen ölüm fermarunın iki bininci gününü doldurduğu vurgulanan bildıride şöyle deniliyor: "Salman Rüşdü ve onun yazariığiyla ilgili kişiiere yönelik ölüm fetvası hakkında Iran hükümetinin açık bir şeküde bugüne dek karşı tavır almaması derinden üzücüdür. Cüıayete teş- vik etme, tetnel insan haklanna karşı ciddi bir suçtur. Aynca bu teşvikin diğer ülke vatandaşlanna yönelik olması da uluslararası bu- kuka avkındır. Biz Iskandinav ülkelerinin dı- şişleri bakanlan olarak Iran hükü- metinin açık bir şekilde kısaca fet- va denilen bu emrin içerdiği her seye karşı tavır almasını Lstiyoruz. Devletlerin birbirleriyle ve birey- lerie ilişkilerinde temel insan haklanna ve uluslararası hukuka saygı vazgeçümez bir unsundur." Bugüne dek tran hükümetı yalnız Norveç'e bu konuda temi- nat vermişti. Norveçü yayıncı Nygaard'ın "Şeytan Ayetleri"ni yayımlamasından sonra öldü- rülmek ıstenmesının ardından Norveç hükümeu Tahran"a pro- testoda bulunmuş ve Iran hükü- metinden. Norvec'te kimse hakkında ölüm emri verilmesini tasvip etmedikleri şeklinde bir te- minat alrruştı. BöylelikJe Norveç, Humeyni'nin fermanının geçerli olmadığı tek ülke oluyor. Seçimdebirlîk sağlanamadı MBaştarafi 1. Sayfada blokiaşmanın da genel kurui- da hemen hemen hiçbir anlam ve sonucu ohnadı. Bol adayb, bol çekişmeli, ilkelerin değii, kişjlerin kaybetmesi ile bağ- lanüü küsmeli, terk etmeli. de- legasyon çekmeli, ilkel, ilkesü bir sendikacılar iktidar kav- gası yaşandı. Ortaya, bundan sonrasırun ne olacağı pek belli olmayan bir kördüğüm çıktı. Doğrusu, bütün büyük sözk- re, DİSK ilkelerine, geçmişine, cezaevlerine, işkencelere rağ- men, DÎSK'te de sendikal kadrolann; 12 Eylül sonraşı kimlik yozlaşmasından, sendi- kaa de|ererozy'onundan pay- lannı fazlasıyla aldıklan sergi- lendi. "DİSK'in, işcilerin ne olacağı değii, benim iktidarım öoemli" diyen bir sendikal an- layışın liderler, listeler kav- gasını biçimledığı görüldü. "DtSK ne oiacak" sorusu- na, iyimser yarut vermek dün- kü tabloda çok zordu. Yine de sendikaaiann sonuç almaya yönelik restlerinin sonuçlan için, yorum yapmak erken oJabüir. Sendikaaiann, so- runlan büyüterek, ortahğı toz dumana katarak, güçierirü tartma ve sonunda duruma göre uzlaşma stratejiJerini be- lirleme alışkanhklannı unut- mamak gerek. Bugün için DtSK'te çok sanah bir doğum olayı yaşandığıru ve yeni do- ğan çocuk ile annenin sağlık durumJan hakkında fazla bir şey söylenemeyeceğini, yaşa- malanrun umulduğunu ancak söyleyebifiyoruz. Eski başkan Nebioğlu, secHnden sonra Budak'ı kutladı. OLAYLARIV ÂRDINDAKİ GERÇEK • Baştarafi 1. Sayfada nı, yolsuzluklar nedeniyle ceza yediler AmaSHP'dehiçbirba- kanın ya da mılletvekilınin ya da belediye başkanının yolsuz- luklar nedeniyle ceza yemedı- ğinı, sanırım Sayın Ecevit bili- yor. O nedenle böyle bir değer- lendirmeyı tumüyle akıl dışı, vicdan dışı bulurum." Bu nıtelıkteki konuşmalann halk üzerinde nasıl bir etkı yaptığını konuşanlar bılıyorlar mı? Dıyelım kı Sayın Ka- rayalçın, partisıni savunmak zorunda bırakılmıştır. Sonuç yıne değişmiyor; halk soldan gün geçtikçe uzaklaşıyor; sol- daki polıtıkacılar ve liderler bir- bırlerınin kuyusunu kazıyorlar. Bu kuyu hepsını bırden içıne alacak kadar derındır. Denebılir kı sağ da bölük porçük değıl mı? Sağın halı de perişandır. Topluma sunduğu model yı- kılmıştır. ANAP rnuhalefette bıle oyunu arttıramıyor; DYP şaıbeli bir lıderın yönetımınde Türkıyeyi IMF'nın gözetımıne bağlamış, bu sıyasetten bir medet ummaktadır. Ancak sıyasal ıstıkrarın bu- lunmadığı bir toplumda eko- nomik ıstıkrarın nasıl sağla- nabıleceğı bırsoru ışaretıdir. Sağ ile sağ, sol ile sol kendi ıçlerinde kıyasıya kavgayı sür- dürürken bıkkın ve umutsuz halk kitlelerı de şerıatçı partıye doğru kaymaktadır. Geniş açıdan ve yukarıdan ulkeye bakamayan sol lider- lerın kendı aralarmdaki laf atı- şmaları bu ortamda hiçbir de- ğer taşımıyor. Belkı de bir değersizlik ta- şıyor. Çünkü soldakı kitleleri birbir- lerıne karşı kışkırtan her ko- nuşma, her demeç, her saldırı solu ülke politikasının gelece- ğinden tasfiye ediyor. Hiçbir yarar sağlamayaca- ğını bıle bıle bu yazıyı yazmak zorundayız. Çünkü uyan göre- vimizi yapmak zorundayız. • • • Başkenttekolerakorkusu 6 aycla 35 biıı kişi emekli oldu • Baştarafi 1. Sayfada rin, ocak ayırunkinin 5.7 katı olduğunu söylediler. İlk 6 ayda yapılan 5 trilyon 47 miJyar 959 milyon lira ikra- miye ödemesinin, 2 trilyon 579 milyar 578 milyon lirası da mayıs ve haziran aylannda ger- çekJeşti. Emekli Sandıği Geneî Müdürlüğü ilk 6 ayda, emekli olanlara 5 trilyon 47 milyar 959 milyon lira ikramiye, ilk kez dul ve yetim aylığı bağlanan 9 bin 906 kişiye de 20 milyar 911 mil- yon lira aylık ödemesi yapıldı- ğını bildirdı. • Baştarafi 1. Sayfada kaniık neden gizliyor, anlamıyo- nım" dedı. Bir başka hekim de. hastane- lerin acil servislerine her gün çok sayıda hastanın kolera şüphesiyle başvurduğunu anlatarak "Kole- ra, ürkütücü boyutiarda gelişiyor. Henüz kaynak saptaması yapa- madık, lokalize değii. Kenrin her bölgesinden hasta geüyor" diye konuştu. Edinilen bilgiye göre. Numune Hastanesi'ndeki kolerab hasta sayısı 50'yi geçti. Kolera tanısı konulan bir hasta yakını, Numu- ne'deki İntaniye Servisi"nde 50"- den fazla koleralı hastanın yattığını söyledi. Ankara SSK Dışkapı. Doktor Sami Ulus ve kentteki diğer has- tanelerde de çok sayıda koleralı hastanın bulunduğu belirtildi. Hasta vakınlan, "Artık doktor- lar, hastalara yetişemez oldu. Her an yeni hastalar geliyor" dediler. Geçen hafta Cumhuriyet'e bil- gi veren Numune Hastanesi jet- kilileri. \aka sayısırun 8 dolayı- nda olduğunu bildirerek bu sayının artmasından endişe ettık- lerini söyiemışlerdi. Kolera konusunda ısrarla, "Böyle bir şey yok. Görülen. sa- dece ishal saİgını" dıyen Sağlık Bakanlığı yetkililerinin, "Turiz- me darbe vurur" gerekçesiyle va- kalan gızli tuttuklan öne sürül- dü. Hekimler. bakanlığın konu- yu gizlememesı gerektiğinı vur- gulayarak kamuoyuna açıklama yapılmaması nedeniyle hastalığın bulaşma nskının artttğını belirtti- ler. Hekimler. "Hastanelere baş- vuran sağlıklı görünen kişilerde de kolera mikrobu ürii\or. Bu insan- lar aracdığıyla da giderek kolera yayılıyor" görüşünü dile getir- difer." Hekimlerin, kolera vakalanyla ilgili olarak kaynak sapta- yamadıklannı ve kentin her böl- gesinden hasta geldiğinı açıkla- malan. 'Ankara'nın sulanmn kirli olduğu ve Çubuk 1 Barajı'na lağun suyu karıştığı' tartışma- lannı yeniden gündeme getirdi Ankara Anakent Belediyesi- nin RP'lı yönetimi, "Çubuk 1 Ba- rajı'ndan alınarak süzgeç arıtma tesislerinde fiziksel >e kiımasai antma\a tabi hıtulduktan sonra, gerekli dozda klor ile dezenfekte edilerek kente >erilen su, insan sağlıği için tehlike taşımıyor" dı>e açıklama yaparken. Refik Say- dam Hıfzıssıhha Merkezi Baş- kanlığı Çevre Sağlığı Araştırma Müdürlüğü'nün 27 Temmuz 1994 tarihli raporu. belediyenin bu görüşünü yalanladı. Kanal D Tde\ izyonu Ankara Bürosu muhabirlennin. Çubuk 1 Barajı \e SSK Dışkapı Hastane- sı'nden aldıklan su ömekleri. Hıfassıhha'da ıncelendi. fncele- me sonunda. sulann 'sağlığa za- rarlı' olduğu saptandı Raporda. "analiz sonuclanna göre 1 ve 2. ör- neğin (Çubuk Barajı ve SSK Dışkapı Hastanesi'nden alınan ör- nekkr) renkli. torrulu ve organik madde miktarının yüksek olması nedeniyk kimvasal \önden Gıda Maddeleri Tüzüğü'nün 425. mad- desifie uygun olmadığı' «irgu- landı. Raporda. SSK Dışkapı Hastanesi'nden alınan örnektekı klor miktan *0.5' olarak belırtılır- ken Çubuk 1 Barajı'ndan alınan örnekte klora rastlanmadığı da belirtildi. Hilafet Kongresi savaşaçağırdı Dikili'de festivaliledemokrasi denoktalandı SERDAR KIZIK İZ1VÜR- Ay ışımıyordu. La- civert sular gecenin karanlığın- da sessizdi. İki yakada da baa insanlar hüzünlüydü o gece. Anılanru canlandınyorlardı, yine aynı noktadan yıldızlara bakıp. Aynı rüzgar, gecenin te- rini siliyordu. Dikili'yle Midil- li'nin ışıklan yine bir sevgili gibi birbirlerine göz kırpıyordu. Dikili'nin eski Belediye Baş- kanı Osman özgflven, gözleri karşı kıyıda anılara daldı. Sekiz yıl önceydi ilk heyecan. Demokrasi Yolunda Dikih' Kültür ve Sanat Festivaü'nin birincisini gerçekleştirmişlerdi. Ülkenin o ZOT günlerinde ay- dınlar, sanatçılar, gençler bu- luşmuştu. Demokrasi rüzgan esmişti. Sonra diğerleri... Sekiz yıl boyuca ülkenin ay- dınlan, yazarlan, çizerleri, sa- natçılan Dikili Fesüvalleri'nde buluşmuşlardı. Daha güzel bir ülke için tartışmalar yapılmıştı. Türk halkına yaraşır demokra- si istemleri dile getirilmişti. Şiir- ler okunmuş, oyunlar sahnelen- mişti Türk- Yunan dostluğu için. Dikili halkıyla birlikte çevre il ve ilçelerden memurlar, iş- çiler. öğretmenier. üniversiteli- ler birbirlerini kucaklamışlardı. Dikili, bir demokrasi platfor- muna dönü§müştü. Osman Özgüven karşı kıyı- daki Midilli Belediye Başkaru Stratis Pallis'i anımsadı. İki ül- ke halkı dost olsun diye Pallis'le neler konuştuklan neler yaptık- lan aklına düştü. 199 Tde bu ça- balan sonucu aldıklan Abdi İpekçi Banş ödülü geldi gözleri- nin önüne. Theodorokis ver- mişti. Ne kadar da gururluydu ülkesi ve Dikili halkı adına o ge- ce. İlk yıllardaki güçlülderi, en- gelleri anımsadı. Olof Palme Arutrnı açmak için ıdarenin çı- kardığı engeller canlandı belle- ğinde. Başarmışlardı sonunda. Kitaplar. imza günleri, söyleşi- ler... Az koşmamışü karakolla- ra festival gecelerinde. Sağdan soldan provokasyonfar da ol- muştu. İnsan haklan için düzenle- dikleri etkinlikleri. "insan hak- lan" adına engellemeye çalışan- lan anımsadı. Şimdi o benzer provokasyonJan sergilemek için hangi festivalleri anyorlar- dı acaba? Umudunu tazeledi Özgüven. Söz verdi. Dikili gelecek günler- de yeniden demokrasi platfor- mu olacaktı. Özgüven'in bunlan düşün- düğü saatlerde, Dikili Belediye Meydanı bangır bangır inliyor- du. O pazartesi gecesi bu kez 1. Mavi Deniz, Yeşil Dikili Kül- tür, Sanat ve Spor Festivali kut- lanıyordu. ANAP Genel Baş- kanı Mesut Ydjnaz, elınden tut- tuğu Dikili'nin yeni Belediye Başkanı Yüksel Uçar ile birlikte sahnedeydi. Yılmaz. ilan edi- yordu: "Arkadaşlar. ideolojik festivale son verdik. Artık Dikili halkıyla kucaklaşıyonız..." Birlikte sahneden indiler. Kendisini ayakta alkışlayan 20 ANAP'lı milletvekiline, duda- ğının ucuyla bir gülücük kon- durdu Yılmaz. Sonra ülkenin ikinci, üçüncü kısaca numaralı sanatcılannın konserini izleme- ye başladılar. Bu arada Beledi- ye Başkanı Yüksel Uçar, o gü- rültünün içinde Genel Başkanı Yılmaz'ın kulağına eğildi. Elle- rini ovuşturarak, neler yap- tığını anlatmaya başladı. GÖreve geldiğinden bu yana ''fırtına" gibi estiğini söyledi. İşe belediyedeki sosyal demok- ratlardan başladığinı anlattı. Bayan memurlann eline süpür- ge verip sokaklan nasıl temiz- lettiğini övünerek söyledi. Ken- disine, "Bir amir olarak gerekli s *ygI Jr| göstenneyen, selam ver- meyen" beledîye doktoru hakkında şoruşturma açtığinı vurguladı. İzinsiz cenaze nama- zına giden memurlann burnun- dan fıtil fıtil getirdiğini, Olof Palme Parkfnın adını değıştir- diğini belirtti. Belediye Kültür Evi'ni kapattığını söyîedi. Zabı- talanyla birlikte SHP'li eski Be- lediye Başkanı'nın evine gi- derek. kaçak su kullanıhp kul- lanılmadığinı denetlediğini de söyledi. Seçimi kazanmasına yardımcı olan MHP'lilere pa- zaryerinin denetimini verdiğini anlattı. MHP İlçe Başkanı'na da iha- lelerde yardımcı olduğunu söy- lemeyi unutmadı. Son olarak da ekledi: "Sayın Genel Baş- kanım. Bazıları festivalde kitap sergisi açacaktı, bin vermedim. Bilgilerini/e sunarun efendim..." Yılmaz, mimiklerinde bir de- ğışiklik olmadan dinlediği bele- diye başkanına beklediği deste- ği verdi: "Aferin sana. Ama dik- katli ol." Yüksel Uçar. koltuğu- na yaslanıpj.ellerini ovuşturdu. Hoşnuttu. O\le ya, sekiz yılbk bir festivali noktalamış, 1. Mavı Deniz, Yeşil Dikili Kültür, Sa- nat ve Spor Festivali'ni başlat- mıştı. Kimbilir ileride tanh ken- disi için neler yazacaktı? Uçar'ın hayal kurduğu bu anda. sahnede gitanyla şarkı söyleven Kartal Şahin'in dizele- ri gecenin karanlığında yankı- lanıyordu. Sanatçı geçen yıllar- da Dikili için yaptığı besteyi, Yılmaz ve Uçar'ın gözlenne ba- karak seslendiriyordu: "Özgüriük ve banş kenti Di- kili- İşte Olof Palme Anıtı, İşte Midilli" Ne yapsın... Yılmaz ve Uçar'ı kimse uyarmadı. Yoksa her ikisı de "Olof Palme Anıtı'nı kaldırdık" deme fırsatını kaçın- rlar mıydı? • Baştarafi 1. Sayfada Aralannda Avrupa'da >aşa- yan 5 Türk'ün de bulunduğu, savılan 10 bin kadar tahmin edılen delegenin katıldığı kong- rede. hılafetin Türkiye'de ya- saklanmasının 70. yılında, dün- >a Müslümanlan için yeni bir \ol gösterici eerektiği ifade edildi. Radikal dınci Hızbuttahrir örgütü tarafından düzenlenen hilafet konferansını protesto eden bir grup eşcinsel. polisle çatıştı. 1926 yılında Ürdün'de emek- li bir İngiliz subayı tarafından kurulan Hizbuttahrir. başta Ürdün. Mısır. Pakıstan gibi ül- kelerde yeraltında faalıyet gös- teri\or. Hızbuttahnr. hilafetin Türkiye'de yasaklanmasmdan sonra. hilafetin yeniden kurul- ması ve tüm Müslümanlara yol göstermesi gerektiği inancında. Ancak hilafetin yeniden kim ta- rafındran kurulabileceği konu- sunda Hizbuttahrir bir açıkla- ma getirmivor. Hilafet konu- sunda Türkler. Araplar. İranlı- lar arasında derin göriiş aynlık- lan bulunduğu biiiniyor. Günlerdir İngiliz kamuoyunu meşgul eden kongre, Londra"- nın en büyük kapalı konser- konferans salonlanndan Wembley Arena'da vapıldı. Kongre binası yöresinde. kong- re öncesinde çok çeşitli ülkeler- den şenatçı örgütlerin temsiici- lerinin. bildiri dağittıklan göz- lendi. Konferansın başlamasından bir süre önce Wembley Arena'- nın önünde ellerinde, "Hamas ve FKÖ, eşcinselleri eziyor", "İslam'ın Nazilerine hayır", "Eşcinsel düşmanları kahrol- sun" yazılı pankartlarla topla- nan bir grup eşcinsel ise polisin uyansına rağmen dağılmayınca kargaşa çıktı. Scotland Yard, eşcinsel protestoculardan iki ki- şinin tutuklandığını. bunlardan birinin İngıltere'nın önde gelen eşcinsel haklan hderlennden Peter Thatchel olduğunu doğ- ruladı. Özellikle İngiliz Yahudi ku- ruluş ve örgütleri. "Kamu dûze- ninin bo/ulacağı, Yahudi göste- riciler ile Müsliimanlar arasında çatışmalar çıkabileceği" gerek- çeleriyle haftalardır ingiliz ba- sın ve yayın organlanrun odak noktası halıne gelen toplantımn >asaklanmasını ıstiyorlardı. Ancak İngiltere İçişleri Bakan- lığı bu istemleri kabul etmedı. Mısır kökenli köktendinci Müslüman Kardeşler (İhvanı Müslimin) hareketini "çikolata Müslümanlan" olarak nitelen- diren ve Suudi Arabistan yöne- ticilerini kendine bırinci hedef seçen Hizbuttahrir liderleri, dünkü toplantımn entelektüel bir tartışma niteliği taşıdığını öne sürdüler. Cezayir'de hükümete karşı şiddet eylemlerine girişen İsla- mi Selamet Cephesi'nin temsil- cilerinin de kongreye katılması, Fransa tarafından protesto edildi. Fransa. İslami Selamet Cep- hesi üyesı olduklan gerekçesiy- le 17 şeriatçıyı halen gözaltında tutuyor. ABD. Almanya ve İngiltere'yi bu örgütün üye- lerine propoganda fırsatı ver- mekle suçluyor. Kongrenin, Cezayirli şeriatcılann, Fransa'- da da eyiemlere gırişecekleri tehdidinde bulunduklan gün yapılması. bu konuda bir süre- dir İngiltere'yi uyaran Fransa tarafından kınandı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle