30 Nisan 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
26AĞUSTOS1994CUMA CUMHURİYET SAYFA EKONOMI AT koopdinatöpü böyökelçi • ANKARA (AA)- Başbakan Başdaruşmanı, AT Koordinatörü Büyükelçi Ali Tigrel, Gümrük Birliği'nin (GB), hem Türkiye'nin hem de Avrupa Birliği'nin (AB) yaranna bir olay olduğunu belirterek, "Bu bir evliliktir. AB, kendi vecibelerini unutup da 'Türkiye şunlan, şunlan yapmalı' dememeli" dedi. Tigrel, AB'nin kendi vecibelerini unutarak, Türkiye'nin yapması gerekenleri söylemesinin doğru ve dostane bir yaklaşım olmadığmı da kaydetti. İnşaatmafyetteri hotaartıyor • ANKARA (ANKA) - Inşaat maliyetlerinde hızh bir artış yaşanıyor. Bu yılın ilk yansında alinan inşaat ruhsatlan ve yapı kullanım izin belgeleri kapsamındaki binalarda, arsa bedeli hariç 100 metrekarelik bir dairenin maliyeti yanm milyar lira yaklaştı. Maliyetlerdeki artış yüzde 100'ün üzerinde gerçekleşti.Buyıl ocak-haziran döneminde inşaat ruhsatı alinan apartman tipi yapılarda, 100 metrekarelik bir dairenin arsa bedeli hariç maliyeti 445.3 milyon lira düzeyinde gerçekleşti. Söz konusu mah'yet geçen yılın aynı döneminegöre yüzde 101.3 artış gösterdi. Ev tipi yapılarda 100 metrekarelik dairenin maliyeti de yüzde 82 artarak 431.2 milyon liraya ulaştı. İKV'denmedyaya bombardıman • ANKARA (ANKA) - Özel sektörün Avrupa Birliği'yle ilişkilerden sorumlu kunıluşu İktisadi Kalkınma Vakfı(IKV).medyayıAB konulannda bilgilendirmek amacıyla eylül ayı boyunca her salı günü bir etkinlik düzenleyecek. İKV çevrelerinde "salı bombardımanlan" olarak adlandınlan etkinlik programı çerçevesinde 13 eyüldedüzenlenecek "AB oluşumu ve buradaki dayanışma ve Türkiye" konulu etkinliğe AB'den sorumlu Başbakanlık Başdanışmanı Ali Tigrel de katılacak. Yabana sermaye 27 trilyon •I ANKARA (ANKA) - Türkiye'de faaliyet gösteren yabana sermaye 27 trilyon liraya yaklaştı. Temmuz sonu itibanyla Türkiye'de faaliyette bulunan yabana sermayeli fırma sayısı 2 bin 690'a ulaştı. Bunlann toplam sermayesi 49 trilyon 883.9 milyar liraya çıkarken, bunun yüzde 54 oranındaki 26 trilyon 939.2 milyar liralık bölümünü yabana sermaye oluşturdu. Temmuz sonunda 27 trilyon liraya yaklaşan yabana sermayenin 15 trilyon 150.4 milyar liralık bölümü imalat sanayiinde faaliyet gösteriyor. Alt sektörler itibanyla taşıt araçlan 2 trilyon 317.8 milyar, tütün sanayii 2 trilyon 245.4 milyar, gıda bir trilyon 749.5 milyar üe en çok yabana sermayeyi bulunduran alanlar. 71 yüda 1.5 milyon hektar yangına karşın son 15 yılda 2 milyon hektar orman kişilere devroldu Omıaıılardadolaylıyangın ÖZGÜRULUSOY Ormanlanmızm yok olmasına yol açan en büyük etken yangınlar değjl. Cumhuriyet döneminde toplam 1.5 mil- yon hektar ormanhk alan yangın yüzün- den yok olurken yalnızca geçen 15 yılda, 2 milyon hek- tarbk orman, yasa- daki çeşitli düzenle- melerle özel kişilere devredildi. Uzmanlar, orman niteliğini kaybettiği saptanan alanlann, tarunsal faaliyetler için kullanılmasına bazı orman arazilerinin irtifak hakkı ile turizm yatırımlanna ya da maden ocak- lanna aynlmasına olanak tanıyan yasa- lann, ormanlık arazilerin dolayb yoldan özelleştirilmesi anlamı taşıdığına dikkat çekiyor. 2634 sayılı yasa, ormanhk arazilerin 49 yıllığına, turistik yatınmlar için özel_ kişi- lere kiralanmasına olanak tanıyor. Önce- leri, bu arazilerin yalnızca yüzde 2'sinde Nasıl yok ediliyor? • Turistik tesis kurmak için kiralanabiliyor • Maden ocağı açmak için izin ahnabiliyor •Tanm faaliyeti yürütmek için alınabiliyor • Ağaçlandırma yapmak üzere kiralanabiliyor yapılaşma izni verilirken yapılan değişik- liklerle, oran yüzde 6'lara çıkanldı. İÜ Orman Fakültesi Ormancılık Hukuku Anabilim Dalı Başkanı Prof.Dr. Ertuğ- nıl Acun. Akdeniz ve Ege'de bunun yüz- de 6'yı kat kat aştığını söylüyor. Ormanlann elden çıkmasına olanak tanıyan bir ikinci uygulama da ormanhk neden oluyor. Özel kişinin, maden çalı- şmalan sona erdikten sonra araziyi, aldığı gibi. yani ağaçlandınlmış olarak devlete teslim etmesi gerekiyor. Bu noktada. Milli Prodüktivite Mer- kezi'nden Doç.Dr. Yücel Çağlar, or- manlık alanlann dolayh yoldan özelleş- tirilmesine olanak tanıyan 57. maddeye dikkat çekiyor. Bu yasaya göre orman sahası içindeki verimsiz alanlarda, özel kişiler, mülkiyeti Hazine'de kalmak ko- şuluyla kullanım hakkı karşılığında ağaçlandırma yapıyor. Böylece, maden ocaklannın açıldığı kimi yerlerde. özel kişilerin kendi çıplaklaştırdıklan araziler için devletten kredı alarak, ağaçlandırma yaptığı ilen sürülüyor. Ormanhk alanlann elden çıkmasına neden olan bir üçüncü yasa da 'niteliği bozulmuş orman1 diye tanımlanan yerle- rin tanmsal faaliyet için kullanılması. arazilerin özel kişilere, maden ocaklan Üstünde zaten tanm yapılan orman açmak üzere verilmesı. Özellikle Karade- alanlan, mahkeme karan sonucu. artık niz'de açılan maden ocaklannda, henüz tamamen bu iş için aynlabiliyor. Ancak tam kömürleşmemiş, ağaçla kanşık kö- turistik tesislerin daha karlı olduğuna mür çıkanlıyor. Kömür yüzeye çok müteahhitler tarafından ikna edilen or- yakın olduğundan, çalışmalar derinle- man köylüleri, arazi üzerinde tanm yap- mesine değil. enlemesine yürütülüyor ve maktan vazgeçip, villa yapımına izin ve- bu da büyük bir arazinin kaybolmasına rebiliyor. Fabrika kapatmadan kartelleşmeye ve işçi kıyımına kadar her türlü olumsuzluk yaşandı Ozelleştimıe oldııda ııeoldu? AHMET ÇELtK özal'la birlikte başlayan. DYP-SHP koalisyonu ile arap- saçına dönen ve son olarak da Yetki Yasası'nın iptaliyle kilit- lenen özelleştirmede atılan her adım yanhşhklarla dolu. Devle- tin ekonomideki işletmecilik alanından cekihnesi hedefi bir yana, şu ana kadar yapılan özel- leştirmelerde adeta tersten baş- lanarak karh KİTler satıhrken. sermaye tabana uğramadı bile. Hatta özelleştirme adı altında satışa çıkartılan KİT'lerden kamu kuruluşlan bile nasibini aldı. îl özel idarelerine devredilen birtakım tesislerin yanı sıra Halk Bankası'nın genel müdür- lük binasına adeta Hazine ta- rafından el konulurken, kuru- mun binaya bir gecede taşındığı belirtiliyor. Yem Sanayii'nin ge- nel müdürlük binası ve Ankara fabrikasını da Çevre Bakanlığı satın aldı. Hak-İş'e göre şimdı bakanlık, üretimin hemen he- men sıfıra düştüğü bu karh fab- rikayı, etrafı kirlettiği gerekçe- siyle kapatmaya hazırlanıyor. Tüm bu gariphklere, özelleştiril- dikten sonra kapatılan, başka amaçlar için satm alinan KİT- ler, oluşan kartelleşmeler ve ış- ten atılanlar dahil değil. TOE'yi Uzanlar yuttu Uzanlar 238 bin metrekare alan üzerine kurulu fabrikayı 75 milyar 952 milyon liraya aldılar. Saüş tarihinde yaptığı araşürmaya göre fabrikanın sadece arazisinin değeri 1 trilyon lira. Uzanlar'ın satın aldıktan bir hafta sonra 350 işçiyi işten çıkartarak fabrikayı kapatülar. Fabrika alınınm şimdiki değerinin yakiaşık 2 trilyon lira olduğu belirtilirken, Uzanlar'ın fabrikadakki makinalan satarak 150 milyar lira kazanç elde ettikleri belirtiliyor. Gıdadayılan Mkayesi SEK, Yemsan ve EBK ihaleleri birttaç defa iptal edildi. Yemsan 3. kez yapılan ihalede sahiplerini buldu. Ancak, Yemsan'ın Aapayam. Adıyaman, Ankara, Konya fabrikalannda çalışanlann tamamı işten çıkartıhrken, şu ana kadar işten atılan işçi sayısı 390'ı buldu. Doğubeyazıt Yem ise kapatıldı. SEK ve EBK ihalelerinin kaderi ise henüz belli değil. Genellikle müteahhitlerin adı geçen ıhaleler iptal edihnesiydi tesisler. gerçek eğerinin en az 20 kat altında satılacaktı. Gıda KİT'lerineçalışanlar talip. Çhnentodafiyatkarteü Çok kolay alıcı buldular. 2 lçimento fabrikasmtn satışmdan toplam 746 milyon dolarhk gelir elde edildi. Ancak vadeli satışlarda ödemeler sürekli aksadı. Sektörde 1990 yılı baz ahndıgmda 13 bin 570 kişi olarak saptanan çalışan sayısı, Nisan 1994 tarihinde 6 bin 608'edüştü. Fabrikalar fıyat karteh oluşturmakla suçlandı. yabancı sermayeye yapılan saüşlarda kazancın yurtdışma aktanlmasından korkuluyor. En karh KİT'ler konumunda- ki çimento fabrikalan çok kolay alıcı buldu. Bir bölümü vadeîı olarak satılan 21 çimento şirke- tinin blok. halka arz ya da İMKB'de saüşından toplam 746 milyon dolarlık gelir elde edildi ki bu da zaten toplam özelleştir- me gelirlerinin yüzde 40'ını oluş- turdu. Fabrikalann adı ilk olarak işi- ne son verilen işçilerle anılırken, daha sonra ise fabrikalar fıyat karteh oluşturmakla suçlandı. Gaziantep Çimento ile bölge- deki 10 fabrikanın oluşturduk- lan kartel sayesinde geçen yıl iki ayda çimento fiyatlannı yüzde 50 oranında arttırdığını belirten bölge sanayicileri hiçbir malın fı- yatının bu kadar kısa sürede ar- tamayacağına dikkat çekiyor- lar. Ancak geçen ay kamuya ait çimento fabnkalannda yaşanan fiyat düşürme ile birlikte söz ko- nusu fabrikalar da fiyatlannı düşürmek zorunda kaldılar. Vadeli olarak yapılan satışla- ra da yaşanan en büyük sorun ise ödemelerin vade tarihinde yapılmaması>la ortaya çıktı. Çi- mento fabnkalanrun özelleştıril- mesinden en fazla zarar görenler AT tarafından hazırlanan raporda üçüncü ülke statüsünde ele alındı Türkiye hâlâ otomobil pazarı BURSA (AA) - Eski Avrupa Topluluğu Komisyonu Başkan Yardımalanndan Martin Bangemann tarafından hazırlanan ve Bakanlar Konseyı'nin onayına sunulan "otomobil sanayii" raporunda, Türkiye'nin bir "pazar" olarak görüldüğü ileri sürüldü. Rapor, Türk otomotiv sektöründe farklı tepkilere neden oldu. Türk otomobil sek- törünün, gümrük birliği öncesi uyum içinde teşvik edihnesi istenirken raporun, Türki- ye'yi 'üçüncü ülke" statüsünde ele alması eleştirildi. Rapor. Otomotiv Sanayi Derneği (OSD) tarafuıdan Türkçe'ye çevrilerek yayımlan- dı. "Otomobil Sanayü-Mevcut Durum, He- defler, Geleceğe Yöneiik Strateji ve Eylem önerikri" başhkh 8 sayfahk rapor, 2000'li yıllara kadar ve sonrası için Avrupa BirliğT- nde "çevreci, temiz, yalın üretimli, akülı, kaliteli gmenli" otomobillerin gelıştırilmesini hedefli- yor. AB'de 1.8 milyon kişi- nin otomobil üretimi, 1.8 milyon kişinin de dağıtım ve servis işlerinde istihdam edildiği belirtilen "Bangemann Raponı"na göre ABD'de otomobil üretimi, yüksek teknoloji kullanımı, çarpma gibi olaylara karşı gü- venlik standartlannın arttınlması alanlan- nda teşvik edilecek. "Yaşanabilir bir çevre" hedefıne uygun olarak 2000 yıhna kadar kirletici emısyon- lan azaltan yeni yakıt alaşımlan ve ileri mo- tor teknoloji üretimini içeren "Auto-oil" programına katkı sağlanması öngörülen ra- porda. otomobılin içinde kullanılacak bilgi- sayarlı "Mkromobile" sisteminden. pazar- lamaya ve ihracata kadar yeni standartlar getiriliyor. Otomobilde Japonya ve ABD'nin pazar payına da yer verilen raporda, Türkiye ise "pazar" açısından değerlendıriliyor. "AB pazanna tercihli girişten yararlanan 3. ülke- ler" başhğı altında ele alinan Türkiye'de, otomobil pazannın yılda ortalama yüzde 30 büyümesine dikkat çekih>or ve talebin 1997'de 800 bin araca ulaşacağı belirtiliyor. Türkiye'nin otomobil ithalatını "düşük" bulan rapor, Türkiye'nin gümrük birliğine geçiş sürecinde, 1994 başında gümrük vergi- lerinde yüzde 3-6, Toplu Konut Fonu'nda yüzde 28-60 indirim yapılmasını olumlu bir gelişme olarak değerlendırdı. ise çahşanlar oldu. Sektörde 1990 yılı baz alındığında 13 bin 570 kişi olarak saptanan çalışan sayısı yan yanya azaltılarak Ni- san 1994'te 6 bm 608'e düştü. TOE tümüyle kapandı Özelleştırmenin amaca uy- madığının en güzel örneğinı 1955 yılında Gebze'de kurulan ve 14 Nisan 1994 yılında Uzan- lar'a Ait Süper Oto'ya satılan Türk Otomotiv Endüstrisi (TOE) oluşturdu. 238 bin met- rekare alan üzerine kurulu bu- lunan TOE'yi Nisan 1993 te satın alan Uzanlar, fabrika için KOf'ye sadece 75 milyar 952 milyon lira ödediler. Kuruluşta örgütlü sendika Özçelık-İş Sen- dikası Gebze Şubesi'nin satış ta- rihinde yaptığı araştırmaya göre fabrikanın sadece arazisının de- ğeri 1 trilyon lira. Uzanlar'ın satın aldıktan bir hafta sonra 350 işçıyı işten çıkartarak fabri- kayı kapattığını belirten şube sekreteri Mustafa Konuk,"Uzan- lar'uı fabrikanın hurdasını yak- iaşık 150 milyar liraya sattı- klarını duyduk. Sadece hurda sa- tarak fabrika için ödedikleri pa- ranın iki katını kazandılar. Fab- rika alanının şu anki değeri ise yakiaşık 2 trilyon lira. Devletin cebine giren ise sadece 75 milyar lira" diye konuştu. Gıda KITleri parça parça Gıda sektöründe faaliyet gös- teren KİT'lerin özelleştirilmesi ise tamamen yılan hikâyesine döndü. Süt Endüstrisi Kurumu (SEK). Yem Sanayii (Yemsan) ve Et-Bahk Kurumu (EBK) için yapılan ihaleler birkaç defa iptal edildi. Gıda da KİT satışı Yem- san'ın satılmasıyla yeni bir bo- yut kazanırken SEK ve EBK ile halen devam ediyor. Öz Çelik İş Sendikası'ndan alinan bılgiye göre Yemsan'ın Aapayam. Adıyaman, Ankara. Konya fabrikalannda çalışan- lann tamamı işten çıkartıhrken. şu ana kadar işten atılan işçi sayısı 390'ı buldu. Çoğunluğu sektörde faaliyet göstermeyen kişiler tarafından satın alinan fabrikalardan Doğubeyazıt Yem ise satıldıktan sonra ka- patıldı. MIKRO DINÇ TAYANÇ Oyun Oyunu! Çocuklar parka doluşmuş birbirleriyle tartışıyorlar: "Ne oynayalım?" Kısa bir sessizliğin ardından tümü bir ağızdan dileklerini dillendiriyor: "Oyun oynayalım!" Di- lek bir ama, fikir ayrı: "Oynayalım da, ne oyunu oyna- yalım?"Tartışmauzuyor... Karar yok... Sonunda grupla- ra ayrılıyor ve her bir grup kendi oyununu oynamaya ko- yuluyor... Onları izlerken, iç geciriyorum: "Yahu, ben oyun oynamayalı kaç yıl oldu?" Anımsayamayacağım denli çok yıllar... Ansızın karar veriyorum; ben de oyun oyna- yacağım. Hem de "oyun oyunu..." Önce kendimi Merkez Bankası yerine koyuyorum... Bilançom pek iç açıcı değilmiş de, benim elimde oldu- ğundan fazla döviz varmış ve de dövizin değeri her an artacakmış gibi gösteriyorum ele güne karşı... Elde gün- de beklentili bir umut doğuyor: "Ya oyun değil de ger- çekse?" Oyunumun "tef//"yanı, bende "piyasayıpompalama" gücünün olması değil miymiş! Şöyle hafiften birdokunu- veriyorum, zaten "hazır ve de nazır" olan piyasalar anında çalkalanıveriyor. Döviz yükseliyor... Geliyorum oyunumun en "tatlı karlı" bölümüne ve elimdeki dövizin bir bölümünü, şöyle bir iki güncük yük- sek değerden satıveriyorum... Oyun bu ya, bilançom rahatlayıveriyor. Bu kez de dövizin ucuzlamasını sağlayıp pahalıya sattığımı ucuza geri alıyorum. Pek seviyorum bu oyunu ve adını "Güdümlü Spekü- lasyon Oyunu" koyuyorum. Ama, hep aynı oyunu oynayacak değilim ya... Çok geçmeden sıkılıp bu kez de başka bir oyun düşünmeye dalıyorum. "Acaba ne oyunu oynasam?" diye karalar bağlayacakken, sevinçle yerimden fırlayıp başlıyorum oynamaya. Koyuyorum kendimi sanayicilerin yerine... Sözde üretimim tıkanmış da, stoklarım büyümüş de sıkıntıya düşmüşüm va de kurtuluşu devletten "medet ummakta" buluyorum... Devlet, medet yerine "nasihat" veriyor! O nasihat verince, ben de tutup "Siz fazlasınız" diye işçilerimi kapının önüne koyuyorum. Bununla da yetinmeyip KDV'sini ödemecesine malımı satarmış gibi yapıp stoklarımı eritiyorum. Doğaldır ki(!) bu arada, işçimin emeğinden kestiğim paracıklarımı da kar haneme yazıveriyorumü! Sonra da kocaman kocaman ilanlarla bilanço karlarımı "katladığı- m;"ele güne açıklıyorum... Bu oyunu da pek bir seviyor ve adını da "Emek Eritme Oyunu" koyuyorum. Bunca yıldır oyun oynamadığımdan mı ne, oyunlar- dan çabucak sıkılıyorum. İş gene karalar bağlayıp yeni bir oyun oyunu bulmaya kalıyor. Düşünüyorum, düşü- nüyorum; sonra gene yerimden fırlayıp oynamaya giri- şiyorum. Koyuyorum bu kez de kendimi sanayicilerin odasının yerine. Alıyorum KlT'leri, çarpıyorum özel sektör kuruluş- larıyla, çıkartıyorum Türkiye'nin en büyük 500firmasının listesini! Liste öylesine sıralanıyor ki karşımda, ilk üçü KİT'ler oluşturuyor; ilk 10'da yedi KİT yer alıyor ama, sözde özel sektör "tırmanıyor" ve de kamu kuruluşları "yerin dibine geçiyorü!" Yerin dibine geçmek ne sözcük! Zararları toplamı 35.3 trilyonu buluyor. Ama oyunumda özel sektör kahraman ya; onların toplam karları da 44 trilyona ulaşıyorü! Hemen en sert ve köktenci tavrımı takınıp "Bu KlT'ler özelleştirilmeli ki göz yaşlarına, alın terlerine bakılma- macasına" diye fetva veriyorum... Gene pek pek bir seviyorum oyun oyunumu ve adını "Almaca Aldatmaca, KİT Üstüne Kaynatmaca Oyunu" koymadan edemiyorum. Gene çabuk sıkılıyor ve gene oyun oyunu arıyor ve de gene yerimden fırlayıp oynamaya sıvanıyorum. Bu kez özelleştirmeciyim! "O KİT'i bu KIT'e, bu KlT'i de falancaya bağlayın. He- men satın. Satıp da paralarını bana getirin, ben de iç ve dış borçlarla faizlerinin ödenmesi için Büyük Abla'ya vereyim" buyuruyorum. Buyurdukça coşuyor, coştukça zırvalıyorum. Ortada ne özelleştirme var, ne alıcı, ne de para... Kendimi hemen "sıkıldım"a vurup bu oyun oyununa da "ÖzelleştiriciŞaban Oyunu"deyip geçiyorum... Kararlıyım, bir oyun oyunu daha oynayacağım. Gene yerimden fırlıyorum... Ben fırlıyorum da, ansızın kendime "getiriliyorum!" Parktaki çocuklar, işi gücü, oyunu moyunu bırakmış bana bakarak kahkahadan kırılıyorlar. Çünkü bendeniz o oyun oyunu, bu oyun oyunu derken kalkmış şıkır şıkır oynuyorumü! Ana fikir Oyun içinde oyun oynamaya kalkan becerik- sizlere çocuklar bile güler! Ana fikrin ana fikri: Beceriksizler, oyun oyunlarında ısrar ederlerse, neyi nasıl oynamaları gerektiğini unu- tup şıkırdarlar ki, ondan sonrasını kumda oynamak pak- lar. Başbakan Tansu Çiller tarafından erken açıklanan Güneydoğu projesi için kaynak aranıyor Çiftçiye toprak projesi gerginlik yarattı Temel'i de bu ilgisizlik yıktı T emelyaşlanır. Sağlığı da iyideğildir. Içini bir karamsarlık kaplar. Birgün büyük oğluna endişesini söyler: "Evladum. Cendimi iyi hissetmeyrum. öleceğum galiba" Büyük oğul karşı çıkar: "Öyle dima bubacuğum taş gibisun." Temel çaresiz durumu ortanca oğluna açar. Ortanca oğlun tavrı da aynıdır:' 'Öyle dima bubacuğum, taş gibisun'' Küçük oğul, büyük kız, küçük kız derken bütün evlatlar Temel'in endişelerine yüz çevirirler: "Öyle dima bubacuğum taş gibisun." Aradan çok bir zaman geçmez Temel ölür. Evlatları, Temel'in cenaze töreninde vasiyeti üzerine mezar taşına yazılan şu yazıyı şaşkınlık içinde okurlar: "ölecağum dedum inanmadunuz, ölecağum dedum inanmadunuz. N'ooldi?.." 5 Nisan kararlannın açıklandığı günden bu yana, "kredi destekli medyanın " yardımıyla yaratılan suni iyimserliğin gerçeği yansıtmadığı çok açıkt. Birtakım dengelerin kurulduğunu gösteren gelişmeler, istikrann sağlandıgı yolundagüven vermedi. Sağlıklı işleyen bir ekonomide, para en az üç koldan üretime yönelir. Sermaye piyasası hızla gelişir, şirketler yeni yatınmlar için borsadan kaynak sağlar. Bankalar ise topladıkları mevduatları kredi olarak işletmelere aktarırlar. Yine bankalarda toplanan mevduat, bireysel krediler yotuyla tüketiciye yöneltilir. Konuttan beyaz eşyaya, otomobile kadarçeşitli - sektörterde talep desteklenmiş, üretime dolaylı bir kaynak aktarımı sağlanmış oiur. Kkonomide dengelerin kurulduğu son 4 ay içinde bunlann hiçbiri olmadı. Borsadaki yükseliş ancak ağustos ayının başında başlayabildi. Ancak heyecan uzun sürmedi. Borsaya açılmayı planlayan şirketler, yakaladıkları rüzgarla yelkenlerini dolduramadılar. Bankalar, sanayici ve tüketici ile banşamadı. Mevduatlar devlete aktı. Faizler Hazine'ye endekslendi. Bu ortamda dövize yöneiik beklentilerin ortadan kalkması olanaksız. Dövizde yaşanan her hızlı yükseliş, yeriniinişeterketsede.ekonomiyi yönetenlere olan güveni her günbiraz daha eritiyor. Dövizdeki artışa, Merkez Bankası'nın devir kurunu yükseltmesi mi neden oldu, yoksa Devlet Bakanı Ayfcon Doğan'ın, "Döviz birmiktar yükselebilir"söz\er\ mi, bu o kadar önemli değil. "IMF'ye verilen söz tutuluyor" ya da "Ihracatçıya suspayı veriliyor" iddialarının da bir değeri yok. Hattakulağımızafısıldanan, "Başbakan'laarası bozuk olan Koç Grubu Koçbank, Mesut Yılmaz'ın kardeşi Turgut Yılmaz da kontrolündeki Tekstilbank ile dövize talep yarattı" söylentileri de ciddiye alınmamalı. önemli olan, hükümetin hedefleri içinde olduğu halde dolardaki birkaç bin liralıkartışın piyasalarda ve kamuoyunda bu denli güvensizlik yaratması. "Acaba yeni bir kriz mi?" biçimindeki endişelerin hızla yayılması. Ekonomi bürokrasisinin birbirinegirmesi. Başbakan'tn, olan biteni açıklayamaması. Türkiye'de yaşanan her kriz, birsonrakinin habercisi oluyor. Ekonomiyi yönetenler ise "ge//yorum"diyen krizegözlerini kapatıp, uyarılan "fe/a<cefte//a///ö;"yorumuyla reddediyorlar. Zaten Temel'i de bu ilgisizlik yıkmadı mı?B NURSUN EREL ANKARA - Güneydoğu köylüsünü "topraklandmna"yı amaçlayan projenın Başbakan Tansu Çiller tarafından erken açıklanması "gerginliklere" yol açtı. Başbakan Yardımcısı Mu- rat Karayalçm'ın önceden ha- berdar edilmedıği proje üzerin- de "kırgınhğını gizleınediği" be- lirtihrken, Toplu Konut Idaresi Başkanı YiğitGülöksüzde"kay- nağı henüz bulunmav an projenin isim babası olmaktan" rahatsız oldu. J O K İ Başkanı Gülök- süz, "Üzerinde biraz daha çalışı- labilirdi" dediği projenın kamu- oyu tarafından da yanhş algı- landığını belirterek "Bu aslında çiftçiyi topraklandırma projesi. Toplu çiftîikler vs. değil, tersine. küçük ama sulanan araziler üze- rinde aile çiftlikleri kuruknası hedefleniyor" dedi. Gülöksüz. arazi kamulaştır- ması yoluyla bir toprak refor- mu düşünmediklerini de vurgu- layarak "Evet, bir toprak refor- mu olacak, ama bu yasa yoluyla değil, serbest pazar ekonomisi yoluyla gerçekleşecek" diye ko- nuştu. Güneydoğu'da hala ağa- lık-beylik sisteminin hükmünü sürdürdüğüne değinen Gülök- süz. "kamulaştırma"yı düşün- mediklenni şu espn ile anlattı: "Bizim bakan (Salih Sümer) da büyük toprak sahiplerinden Karayalçuı kırgın. Başbakan Yardımcısı Murat Karayalçın'm önceden haberdar edilmediği proje üzerinde "kırgınhğını gizlemediği" belirtilirken, Toplu Konut İdaresi Başkanı Yiğit Gülöksüz de "kaynağı henüz bulunmayan projenin isim babası olmaktan" rahatsız oldu. Gülöksüz rahatsız. biri... Aksi takdirde kendime başka bir iş bulmam gerekebi- ür..." Aile çiftlikleri Yiğit Gülöksüz. "Bizim Gü- neydoğu'va taşımak istediğimiz proje, aslında şu anda Ege köyle- rinde aile çiftliklerinin yaşam bi- çimi. İlle de bir isim veriunek is- teniyorsa İsrail'in 'moşav'ları örnek gösterilebilir" dediği pro- je hakkında şu bilgileri verdi: TOPRAK REFORMU: Bu proje çiftçiyi topraklandı- rma projesi. Aslında üzennde biraz daha çahşılabilirdi. En azından fınansmanı üzerinde çahşılabilirdi. ama Sayın Baş- bakan Güneydoğu gezisi sırası- nda açıklamayı tercih etti. Hedeflediğimiz sistem şu: Ege köylerinde, Manisa'da, Aydın'da, Muğla'da küçük topraklar üzerinde aile çiftlikle- ri nasıl çalışıyorsa. Güney- doğu'da da benzeri sistemi ge- tirmek istiyoruz. Tabii önce bu yörelerin toprak haritalan çıka- nlacak, geometrik bir düzenle- me yapılacak. sulama ihaleleri gerçekleştirilecek ve en kısa za- manda sulanmalan sağlana- cak. Bizim sağlayacağımız uy- gun kredilerle de çiftçiler top- rak satın alacaklar. Yani bir tür toprak reformu. Ancak ya- salar. kamulaştırmalar yoluyla değil de serbest pazar ekonomi- si yoluyla gerçekleştirilecek bir toprak reformu söz konusu... Biliyorsunuz yapılan araştır- malann tamamı da ortaya ko- yuyor ki, uçsuz bucaksız arazi- ler yerine, küçük topraklarda yapılan tanm işletmeciliği çok daha verimli oluyor. Hatta bü- yük arazilere göre küçük top- raklarda 3 kat verimlilik artışı sağlanıyor. TOPRAK SVLANIJVCA: Geniş arazi parçalannda ancak buğday veya pamuk yetiştirili- yor. Bu iki üründe de dünya fı- yatına bağımhsınız, dolayısıyla çiftçi buğday-pamuk tanmın- dan para kazanamıyor. Tabii diğer bir sorun da Güneydoğu'- daki arazilerin sulanamamasıy- dı. Şimdı bu araidler sulanabile- cek, dolayısıyla bizim kredimiz- le küçük de olsa toprak sahibi olacak çiftçinin bu küçük top- rağı aslında çok değerli hale ge- lecek. Bu toprak üzerinde çiftçi buğday veya pamuğa talim et- meyecek, dünya pazarlannda para eden ürünlen, örneğin ta- ze sebze-meyveyi veya kesme çiçeği üretebilecek. Hem para kazanacak hem de aile çifthkje- ri tarzında çahşılacağı için işsiz- liğe çözüm getirilmiş olacak. Aynen İsrail'deki 'moşav'larjp- bi. Fransa örneği de verilebihr. 200-300 dönümlük büyük ara- ziler yerine, 15-20 dönümlük arazilerde sulu, intansif tanm yapan Fransız çiftçisi gayet iyi bir yaşam sürdürür. FİNAJVSMAN SORUNU. Biz ashnda bu düşünceleri 1978-1979 döneminde de proje- ye dönüştürme girişimlerinde bulunmuştuk. Şimdi o düşün- celeri yeniden canlandırmış ol- duk. Biraz daha düşünebilirdik derken ben, projenin finansma- nını kastediyorum. Çünkü bü- tün mesele çiftçiye krediyi ver- mekte. TOKİ olarak bu yıl ken- di kaynaklanmızla, konut pro- jelerini gerçekleştirmekte bile zorlanacağız. Bir de bu alana aktanm yapabilmemiz müm- kün değil. ancak Sayın Başba- kan'ın fondan fona aktanm yetkisi vardır, bunu yaparsa kredi meselesi de çözülür.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle