30 Nisan 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 26 AĞUSTOS1994 CUMA HABERLER YÖK'ten açıklama • ANKARA (Cumhuriyet Börosu) - Öğrencı yerleştirme sınavında (OYS) 3 bin 877 öğrencinin orta öğretim başan puanının ÖSYM'ye ulaşmadığı belirlendi ve başvurulan halinde bu öğrencilerin sınavlanıun yeniden değerlendirileceği açıklandı. YÖK. Başkanı Prof. Dr. Mehmet Sağlam, bu değerlendirmelerin merkezi yerleştirmeyi etkilemeyeceğini bildirdi. Prof. Sağlam, yerleştirme işlemine alınan 822 bin 604 adaydan 3 bin 877'sinin diploma notlannın ÖSYM'ye ulaşmadığını kaydederek bu adaylann ortaöğretim başan puanının 20 olarak hesaplandığını bildirdi. Sağlam, başan puanlan ÖSYM'ye ulaştınlamayan adaylann, okul müdürlüklerinden alacaklan diploma notlanyla ilgili belgeyi, mıllı eğitim müdürlüklerine onaylatarak ÖSYM'ye göndermeleri durumunda, ortaöğreüm başan puanlannın yeniden hesaplanacağını kaydetti. Güneydoğu için barış duvarı • ANKARA (ANK A)- Yeşillerin, sosyalistlerin, feministlerin, anarşistlerin, çeşitli dcrgilerin ve marjinal gruplann oluşturduğu 'Banş Ağacı Platformu' üyeleri, l eyîülde Ahmed Anf Parkı'na Güneydoğu için banş duvan örerek, banşı temsilen çınar ağacı dikecekler Kaülanlar, siyahgıysileriylede Güneydoğu'da akan kanı ve bütûn savaşlan protesto edecekler. Boynerci ilk milletvekili eski DEP'li Sever • ANKARA (ANKA)- Yeniden Demokrasi Harekeü (YDH) adıyla yeni parti kurma çalışmalanru sürdüren Cem Boyner'e Meclis içinden ilk açık destek eski DEP'li Mehmet Emin Sever'den geldi. Muş Bağımsız MiUetvekili Sever, davet alması durumunda Boyner'le görüşeceğini bildirdi. Boyner'i yakından izlediğini belirten Sever, "Boyner doğrulan söylüyor" dedi. Boyner'in yaklaşımlannın tümünün çarpıa nitelikler tasıdığmı belirten Sever, "Ozellikle Kürt sorununda düğümlenen bir büyük tıkanma yaşanıyor. Bu ükanmanın aşılması için Boyner'in görüşlerinde umut ışıgıvar" dedi. DEP avukatiarında göpûş aynlığı • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ankara Devlet Güvenük Mahkemesi'nde (DGM), "vatana ihanet" iddiasıyla haklannda ıdam cezası ıstemiyle dava açılan 5 eski DEP milletvekili ile Şırnak bağımsız milletvekili Mahmut Alınak'ın savunmasını üstlenen avukatlar arasında görüş aynlığı çıktığı bildirildi. Halkın Demokrasi Partisi'nin(HADEP) oluşturduğu hukuk komisyonu ile avukatlar Feridun Yazar ve Hasip Kaplan'ın arasında başlayan görûş aynlığınm temel nedeninin savunmada izlenecek yöntem konusundan kaynaklandığı belirtildi. 'DSP'de ret cephesi yok' • İstanbul Haber Servisi - DSP İstanbul İl Başkanı Erdoğan Toprak, basında yer alan, "DSP'de ret cephesi" haberleri hakkında, dün yapüğı açıklamada, "Ne zaman partimiz bir atağa geçse, baa karanlık kişiler de harekete geçip bütünlüğümüzü zedelemeye çalışıyorlar. İktidara yûrüyen DSP'de ret cephesi yoktur" dedi. Piyanist LÎDYA Fasıl Ekonomik Mönü ile ÇATI'da Demokrasiyeadananyaşam •Peki,neden 196rdeistememiştimdeşimdisevinerek kabul ediyordum? Aslına bakarsanız, 1961 'deki davranışım daha tutarlı, daha içtenlikliydi. Ama 1964'te işin içine bencil duygular kanşıyordu. Bana komünist, Moskova yanlısı der misiniz, alın işte koskoca Devlet Başkanı tarafından Senato'ya seçiliyorum. Size ders olsun!.. demeye getiriyordum. • "Eğer İlhan o gün yazı yazmasaydı, ilgililer başka bir bahane bulup Cumhuriyet'i kuşkusuz yine kapatacaklardı. Çokcanımızsıkıldı. Nereden kalkıp nereye gelmiştik? Biz devrim düzenini yozlaştıran gerid akımlara "dur" deneceğini, rejimin rayına oturacağını beklerken 12 Martçılar düpedüz faşist bir diktaya doğru doludizgin at koşturuyorlardı." " H Restaucant Cafe - &tr 2510000 PBX 2515105 aber beni sevindirdi. Sevincimin nedenı senatör olarak parla- mentoya girmekten çok Ankara'da be- nimle ilgilenen, beni düşünen kimselerin bulunduğunu gör- memdi. Herhalde Milli Birlik- çilerin bir bölümü Cumhuri- yet'ten niçin uzaklaştığımı az çok öğrenmişlerdi. Gürsel Pa- şa'nın da hakkımda iyi duy- gular beslediğini tahmin edi- yordum. Kabul ettiğimi teşek- kürlerimle birlikte sayın Cum- hurbaşkanına bildirmesini ar- kadaşıma söyledim. Pekı, neden 1961'de isteme- miştim de şimdi sevinerek ka- bul ediyordum? Aslına bakarsanız, 1961'deki davranışım daha tutarlı, daha içtenlikliydi. (...) Ama 1964'te işin içine bencil duygular kanşıyordu. Bana ko- münist, Moskova yanlısı der misiniz, alın işte koskoca Dev- let Başkanı tarafından Senato'- ya seçiliyorum. Size ders ol- sun!.. demeye getiriyordum. Senato'da hiçbir parti disipli- nine bağh olmaksızın, yalnızca vicdanımın sesine uyarak oyu- mu kullanacaktım. Bu da az şey değildi sanınm." (Olur Şey De- ğil,s. 168-169). Gazeteye dönme olanağını bulunca altı yıllık süresi dolma- dan, 3 Nisan 1970'te senatör- lükten çekilen Nadir Nadi, baş- yazılanna yeniden başlar. |12Martve12Eylûl 1970-7 l'de Türkiye, yine çal- kantılı günler yaşamaktadır. Sonunda, ünlü 12 Mart Muhtı- rası bomba gibi patlar. Nadir Nadi, anılannda, "Hepimiz ço- cuklar gibi sevindik," der: "Muhtıra. bozuk düzetı gidişe dur diyor, parlamentoyu Ata- türkçü, devrimci, güçiü ve inanılır bir bükümet kurmaya çağmyor, voksa silahlı kuvvetle- rin yönetime doğrudan el koya- cağinı açık açık ilan ediyordu. (...) Acaba ben ve benimle birlikte muhtırayı alkışlayan arkadaşlar aldanmış mıydik? 27 Mayts geri- lerde kalmış, yozlaşmıştı. Muhtıra, rayından çıkan rejimj Atatürkçü, devrimci düzlüğe çı- karmak amacını mı güdüyordu, yoksa örtülü bir faşizmin haber- cisi miydi?" (Olur Şey Değil, s. 187). 12 Mart Muhtırasından son- ra da anarşi sürüp gjtmiş, "ülke huzunı" bir türlü sağlana- mamıştır. "Nihayet olan oldu. 26 nisan günü hükümet, Istanbul'u da kapsayan 11 Ûde sıkıyönetim ilan etti >e hetnen ertesi günü ka- bak Cumhuriyet'in başına pat- ladı. Komutanlığın kararıvla ga- zetemiz 10 gün için kapatilmıştı. Gerekçe olarak arkadaşımız Ühan Selçuk'un aynı gün va- yınlanan yazsında suç unsunı bulunduğu ikri sürülüyordu." (Olur Şey Değıl,s. 199). İlhan Selçuk'la yazıışleri mü- dürü Oktay Kurtböke hemen tutuklanıp ilkin Selimiye Kı- şlası'na, oradan Maltepe'ye gönderilirler. "Eğer İlhan o gün yazı yaz- masaydı, ilgililer başka bir baha- ne bulup Cumhuriyet'i kuşkusuz yine kapatacaklardı. Çok canımız sıkıldı. Nereden kalkıp nereye gelmiştik? Biz devrim düzenini yozlaştıran geri- d akımlara "dur" deneceğini, rejimin rayına oturacağını bek- lerken 12 Martçılar düpedüz fa- şist bir diktaya doğru doludiz- gin at koşturuyorlardı." (Olur Şey Değil s. 201-202). 12 Mart rejimi, ülkeyi dikensiz gül bahçesine çevirmek isteyen çevrelerin ekmeğine yağ sürmüştür: "Atatürk devrimlerini dondurulmuş kalıplar halinde görmeyen, tam tersine devrünleri çağdaş uygaruğa bir an önce vannanuz için vazgeçilmez sağlam temel taşlan bilen Cumhuriyet, gerici çıkar çevreterinin çok gözüne batıyordu." | Cumhuriyerten ayrılış Yine aynı dönemde, Cumhuriyet, Matbaacıuk ve Gazetecilik T.A.Ş. Ge- nel Kurulu'nun olağanüstü toplantısın- da yönetim kurulu değiştirilir. Bu olay- lardan sonra Nadir Nadi, arkadaşlany- la birlikte gazeteden aynlır. Çok sarsıl- mıştır, kemanı ile oyalanmaktadır. Bir süre sonra Cumhuriyet Matbaa- alık ve Gazetecilik T.A.Ş. genel kuru- lunda oy dengesi değişir; otuz beş yıllık başyazar yeniden görevine çağnlır. Na- dir Nadi, her zamanki gibi gençlere gü- venmektedir. Nadir Nadi ömrünü devrim ve demokrasiye adadı. Onun bunca yıl süren savaşunı ardından geriye basın tarihinde saygın bir isim ve aynı saygınlıkta bir gazete kaldı. Nadir Nadi bugün en çok tartışılan bağımsız basının en önemli sav aşımcılanndan biriydi. Arkadaşlanyla birlikte döneceğıni bildırir ve 1972 Temmuzunda gazetesi- ııe döner. Yitirdiği tirajı geri alarak en etkin ga- zetelerden bin olan Cumhuriyet, toplu- mun çalkantılı yıllan boyunca birtakırn saldınlarla karşılaşır. Kendilerine "Ül- kücü" adını veren saldırgan bir kesım. 1976-1980 arasında bayilerin Cumhuri- yet'i satmasını ve okurlann gazeteyı satın almasını önlemek amacıyla yıldırma eylemlerine girişir. Bu tür en- gellemeler, bilinçlı okurlann desteğiyle aşılır. 12 Eylül 1980 hareketını hemen ar- dından, demokratik hak ve özgürlük- lerle ekonomik kazarumlan belirli bir sosyal sınıf lehine değiştinneye yöneten askeri yöneüm, Cumhuriyet'i birkaç kez kapatır; tutuklama ve soruşturma- lara yönelerek gazetenin yazarlannı, yöneticilerini yıldırmaya çalışır. Nadir Nadi de, Türk Dil ve Tarih Kurumlannın ortadan kaldınlmasına yönelik girişimlere karşı çıktığı için ha- pis cezasına çarptınbr. "Tuhaf Bir Tasarı" başhklı yazısı (bu kitapta aynca verilmiştır) ilk kez 13 Ağustos 1961 günlü Cumhunyet'te yer almışür. 12 Eylül yönetimi özel hukuk kural- lannı da hiçe sayarak "Atatürk'iin kur- duğu ve bağımsız olarak yaşamalan için hukuki \e mali bütün tedbirleri aldığı iki kurumu özel kanun çıkararak ve kanuna hükümler koyarak ortadan kaldırmak" yoluna sapmca, aynı yazıyı 23 Ocak 1983'te yeniden yayımlar. |IPI Onur üyeliği Hemen Sıkıyönetim Mahkemesi'nde dava açılır; Nadir Nadi 2 ay 20 gün ha- pis cezasına çarptınlır. 12 Eylül'ün sıkı- yönetim yasası, sanığa Yargıtay'a baş- vurma hakkı vermemektedir, davanın Yargıtay'da görüşülebilmesi için Sıkı- vönetım Komutanlığı'nın ya da Mılli Savunma Bakanının ıtırazda bulunma- sı gerekmektedir. Bakanın itirazı üzen- ne Askeri Yargıtay dosayı inceler vc Nadir Nadi'nin aklanmasına karar ve- rir. Yıl 1988 Nadir Nadi 80 yaşında. Mayıs ayında İstanbul'da toplanan Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI) Yü- rütme Kurulu. Nadir Nadi ile Yunanlı yazar ve gazete sahıbi Bayan Eleni Lundra Vlahu'vu onur üyeliğıne seçer (IPI) yönetmeni Peter Galliner,bu kara- nn açıklanmasından sonra. Nadir Nadi ıçın. "V'aşamı boyunca güç günlerden geçti. Türkiye'de bağımsız ve özgür bası- nın en güçlii destekçilerinden bin oldu" der Ve yıl 1991. Seksen üç yaşındaki Cumhuriyet başyazan. son soluğunu verir. Hemen her kesımden ınsanlann. Cumhunyet okurlannın katıldığı bü- yük bırcenaze töreniyle Bebek Camisi'- nden alınıp eller üzennde son yolculu- ğuna uğurlanır... Nadir Nadi, arkasında devrim ve de- mokrasi için verdıği, basın tarihinin say- falannda yer alacak savaşımlan. bir de basınımızın en saygın kuruluşlanndan Cumhuriyet gazetesini bırakarak ara- mızdan aynlmıştır... ÎİTTİ BIRBAKIMA SERVER TANİLLİ Şartatanbğın DaniskasL» Yo şarlatan deyip geçmeyin, konu önemli! önce bir tanımlama: Büyük,Larousse, şarlatan diye, "Ağız kalabalığı yaparak, malını ya da kendi bilgi ve hü- nerini satmak için karşısındakinin saflığından yararlan- maya çalışan, bu yolla onlan dolandıran kimse"den söz ediyor. "Ne şarlatan adam" diyorsunuz ya, o adam bu! Ağız kalabalığtyla başkalarını kandırma. dolandırma var. Ayrıca, sizin saflığınız da adamın işini kolaylaşonyor. Ne var ki, sıradan dolandırıcıdan farklı şarlatan. Sıra- dan dolandırıcılık bir suç; faili yakalandığında, cezalarv dırılır. Şarlatan ise, marifetini bir uzun süre sürdürüyor; foyası ortaya çıktığında da, iş işten geçmiş oluyor genel- likle. Böylece şarlatan, sıradan dolandırıcıdan daha tehlikeli. Politika, şarlatanlığın fidelığidir. 'Toplumu yönetme sanatı' diye insanoğlunun bulduğu o güzelim uğraş, çogunlukla şarlatanların elindedir; hat- ta, aralarına düpedüz dolandırıcılar bile gelip girer. Inanmıyor musunuz'' Açınız gazeteleri, boy boy göreceksiniz onlan... Ama şarlatanlığın danıskası, bilim adına yapılanıdır. Bilimin kendisinin şarlatanlığa gereksinmesi yoktur. Bilim, belli bir yöntemle gerçekliğe eğilir, doğruları bulur, sergiler. Birdogma, yani değişmez bir 'doöru'dadeğildir bulduğu; bakarsınız, daha yetkin bir yöntem, o doğrunun yerine yeni bir doğru koymuş. Bilim, kendi içinde sürekli bir ayıklama halındedir. Dinden bir farklılığı da buradadır onun Bilimin bu gücü, giderek saygınlığı, şarlatan için pek çekicidir. Böylece, gerçek bilim adamının yanı sıra, bilh min çevresinde, sırtını ona dayamış havalarında yığınla şarlatanı da görürsünüz: Astronomi, jeoloji, biyoloji, ar- keoloji ve tarihle ilgili kuramsal bilgiyi saptıranlar; tıpla il- gili yeni sağaltım yolları öğütleyenler; gizlicilik (okültizm) ya da gizli şeyleri ortaya çıkarma sananna soyunanlar; spritızma, parapsikoloji, hatta düpedüz falcılar, büyücü- ler... ömekleri sıralamayalım. Ama son yıllarda, kanserin ilacını buldum diye ortaya atılan Dr. öiel'in ünlü 'Zakkum Olayı'm unutmuş olma- sanız gerek. Medyumlar, falcılar ya da üstün güçlere sa- hip olduklarını ileri süren bir takım kişiler kimi zaman te- levizyon kanallarına değin tırmanıp gizemli bir dünyanın propagandasını yapmaktadırlar; dahası, son yıllarda, din- ci gericiliğin de etkisiyle. büyüsel, gizemli bir düşünce bi- çiminin toplumumuzda gıtgide yaygınlık ve güç kazandığı söyleniyor. Sosyal gelişmenin bunalımlara düşüp gide- rek tıkandığı bir dönemde yaşadığımıza göre, bir gariplik yok olan bitende. Ancak öyle de olsa konu önemli! Son günlerde okuduğum bir kitap, Hüseyin Batuhan'ın -Yapı Kredi Yayınları'nda çıkan- Bilim ve Şarlatanlık adlı yeni eseri, yeryüzünde ve bizde, bilimin sırtından şarla- tanlığın aldığı mesafeleri bütun çıplaklığıyla öğretti bana. Dehşet içinde kaldım doğrusu! Hüseyin Batuhan'ı, gazetemızdeki yazılarından hatr- layacaksınız. Onun, Batı'da Tolerans Düşüncesinin Ge- lişimi adlı -o güzelim- kitabını da okumuş olsanız gerek. Ancak yazar, şu son eseriyle, toplumumuz için en yaşam- sal konulardan birine, alabildiğine bir yetkinlikle eğilip gözler önüne sermiş durumda. - . . . Neyapmalı? -•» ' • • >• Deneysel olanı dışlayan tavrıyla nasıl uzağımızda tu- tabiliriz şarlatanlığı? Olanbitenı 'teşhir' yolunda, gerçek bilim adamlarınave uzmanlara pek büyük bir görev düşüyor. Elbette, birey olarak hepimizin, inanma konusunda daha titiz olmak gibi de bir sorumluluğumuz var. Ama sorumluluğun asıl ağırlığı eğitim düzenimizin sırtındadır Eğitimimiz, bir 'bi- lim kulturü' ve 'bilimsel düşunme' alışkanlığı vermekten çok uzaktadır. Gençlerı, sıradan belleme yerine, 'eleştirı- ci' bir tavra yöneltmelidir eğitim. Bilgi aktarmaya değil, 'aydınlatmaya'yönelik bir eğitimin ilk ve en önemli görevi yeni yetişenlerde 'şüphe etme alışkanlığını' yerleştirme olmalıdır. "insanlar bilgisiz olduklarından değil, şupheci olmadıklarından ötürü en basit şarlatanlara bile kanabili- yorlar" diyor ki yazarımız, pek doğrudur. Hüseyin Batuhan, hiç kuşkusuz farkında olarak, Tür- kiye'de 'aydınlanma' hareketinin en önemli eserlerinden birini yazmıştır; bundan böyle rastladığım insanlara, baş- ta da gençlere ve öğretmenlere, bu kitabı okuyup oku- madıklarını soracağım önce. Buyurunuz, ilk sorumu, bu- gün sizlere sormuş olayım sevgili okurlarım: Bu kitabı okudunuz mu? Düşünceye Özgürlük Komisyonu 82 Anayasası ile düşünce suçlarıayıklanamaz ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Adalet Bakanlığfnın, düşüncenin önündeki yasal engellen ve yasaklan saptamak amacıyla oluşturduğu komisyonu. temsilcilenn getireceğı önenler dolayısıyla yoğun bir gündem bekÜyor. Ankara Barosu Başkanı Erdal Merdol. toplantıya, kısıtlayıa hükümlerin veyasaklann ayıklanmasına 1982 Anayasası'ndan başlanması önensını götüreceğini belirtırken toplantının çağnsının yarattığı olumlu DEP davası havavebeklentiler konusunda, u Dağ fare doğurmamau" uyansında bulundu. Komısyona çağnlmayan insan haklanndan sorumlu Devlet Bakanı Azimet Köylüoğlu, "Düşüncenin önündeki tüm engelleri kaldıracağız" dedi. Adelet Bakanı Mehmet Moğultay'ın, eski BakanSeyfi Oktay dönemınde başlaülan çalışmalar kapsamında düzenlediği komisyon toplanüsına çağnlan hukukçulann yoğun bir gündem sunmalan bekleniyor. Yurtdaş ve Sadak yargı önüne çıkmak îstiyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -DEP'ın kapaülmasıyla milletvekillikleri düşen DEP eski Şırnak Milletvekiiı Selim Sadak ve Diyarbakır eski Milletvekili Sedat Yurtdaş, yaklaşık 1.5 aydır tutuklu bulunmalanna karşın yargı önüne çıkanlrnadıklannı belirterek, bu "keyfinkten" vazgeçilmesini istediler. Sadak ve Yurtdaş, kendileri hakkında halen dava açılmamasına karşın. tutukluluklannın sürdüğüne dikkat çekerek, "Birkaç gün içinde açılabilecek bir davanın böylesine aylara sarkrtümasını hukuk mantığryla anlamak mümkün değiklir" dediler. Sadak ve Yurtdaş, tutuklu bulunduklan Ankara Merkez Kapalı Cezaevi'nden yaptıklan yazılı açıklamada, "Dava açnta süresi konusunda yasal bir zorlama unsunınun bulunmayışı tam bir keyfıüği gündeme getiriyor" görüşüne yer verdiler. DGM savcılığmın kendilerine karşı, "intikam saiki" ile hareket ettiğini savunan Sadak ve Yurtdaş, "Dava açılması olgusunun bu derece kötüye kullanıhnası, mevcut dehllere göre değil, şarusianmıza göre suç otuştunna çabasDiı akla getirmektedir" dediler.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle