23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
21 AĞUSTOS1994 PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER Fen liseleni için soruönergesi • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-TBMM Başkanhğı'na bir soru önergesi veren CHP Hatay Milletvekili Fuat Ça>, fen liseleri sınavında, din kültürü. ahlak bilgisi ve sosyal bilimler sorulannın, matematik ve fen sorulanna göre daha fazla puan getirmesinin. fen liselerinin kuruluş amacına aykın olduğunu belirterek konunun araştınlmasını istedi. Çay, önceki gün TBMM BaşkanlığVna verdiği dılekçede. bu yılki sınavda din kültürü iİe ahlak bilgisi ve sosyal sorusuna 49.751 puan venlmesine karşılık 40 matematik sorusuna 48 puan verildiğini söyledi. Karaköy'de patlama • tstanbul Haber Servisi - Ziraat Bankası Karaköy Şubesi'nın önündeki çiçekliğe bırakılan, zaman ayarlı ses bombası dün sabah saat 10.20sıralannda patladı. Karaköy. Bankalar Caddesi üzerindeki Ziraat Bankasf nın önünde meydana gelen patlamada ölen ya da yaralanan olmadı. Polis yetkiÜleri, bombanın hasara da yol açmadığıru açıkladılar. Fatih'te mağaza taşlandı • tstanbul Haber Senisi - Fatih'te Macar Kardeşler Caddesi uzerinde bulunan işyeri, kimliğj belirlenemeyen kişiler tarafından dün gece saat21.50sıralannda taşlandı. İki katlı birişyerine yapılan saldında Mavi Jeans'e ait bir mağaza ile üst katındaki birsporgiyim mağazasının camlan kınldı. Olaydan sonra gazetemizi arayan bir kişi, olayı İBDA-Cadına üstlendiklerini açıkladı. Parlarbiiim ödülleri • ANKARA (ANKA)- Ortadoğu Teknik Üniversitesi Prof. Dr. Mustafa Parlar Eğitım ve Araştırma Vakfı tarafından bu yıl verilecek bilim ödülleri için başvurular! kasımda sona erecek. Vakfın yaptığı açıklamaya göre. dört dalda ödül verilecek. DemiraTınçelişkileriBaşsavcı Demiral ve arkadaşlannın hazırladığı mütalaanın Sıvas olaylannı değerlendiren 14 sayfalık bölümünün üçte biri Aziz Nesin ve solculann 'tahrik'lerine aynlmış HALIL NEBİLER Ankara DGM Başsavcısı Nusret De- miral ve arkadaşlannın hazırladığı 'Sı- vas davasının esas hakkındaki müta- laası'nda, çelişkiler birbirini izlerken la- iklik konusunda da önemli kuşkular doğuran cümleler kullanıhyor. Mütalaa hakkında yorum yapan hukukçular, Demiral ve arkadaşlannın yasama or- ganını terör örgütlerine kolaylık sagla- makla suçladığmı belirtiyorlar. Mütalaanın üçüncü sayfası, bir hu- kuk belgesinde bulunmaması gereken çelişkileri şöyle sırahyor: "Bu şenlik neden İl Merkezi'nde yapıl- ımştır? Neden Cuma gününe raslatılmış- tır? Neden genelde halk tarafından hare- ketleri hiç de hoş görülmeyen Aziz Nesin şenliğe davet edilmiş? Kendisine konuş- malar yapma imkanı tanınnuş..." Bu sözler mütalaada, savcılann davanın esasma ilişkin görüşleri olarak yer ab- yor. Savcılar sonıyon Neden şenlik il merkezinde yapılıyor? Pekiyi. neden ya- pılmasın? Türkıye Cumhuriyeti yasalan il merkezinde ayn, ilçede ayn, kasabada ayn mı uygulanıyor ki bazı şcnlikler il merkezinde, bazılan ilçede, bazılan köylerde yapılsın? Yasalara uygun olan her şey. her yerde yapılabilir. Devletin görevi de yasalara uygun bu tür etkin- üklerin güvenlik içinde yapılabilmesini sağlamakür. Savcılann bir olayı yasala- ra göre değerlendirmesi, subjektif değil objektif olmalan zorunluluğu, objektif- liklerinin ölçütünün ise yasalar olduğu bilinmiyor mu? Savcılar sonıyon Neden cuma gününe raslatılmıştır? Salı olsaydı ne değişecekti? Yasalar cumartesi, pa- zar, pazartesi, salı, çarşamba. perşembe günleri uygulanıyor da cuma günü uy- gulanmıyor mu? Savcılar soruyor. Neden genelde halk tarafından hare- ketleri hiç de hoş görülmeyen Aziz Ne- sin şenliğe davet edilmiş? Kendisine ko- nuşmalar yapma imkanı tanınmış... Halkın. Nesin'in hareketlerinı hoş gör- mediği nereden çıkanlıyor? Açık konuş- mak gerekirse, Nesin'i hoş görmeyenler şeriatçılardır. Neden şeriatçılarla halk özdeşleştiriliyor? Hem neden Nesin'e konuşmalar yapma imkanı tanınması olumsuz görülüyor? Düşünce özgürlü- ğü, düşüncelerini açıklama özgürlüğü var mı. yok mu? Varsa, herkes düşünce- lerini açıklar. Herkes konuşur. Yüriir- lükteki yasalara göre konuşmada suç varsa, o zaman işe savcılar kanşır. Üste- lik, her konuşma ayn değerlendirilir. Yasal durum böyleyken, konuşmasını şeriatçılann istemediği Nesin'in konuş- ma hakkı. savcılar kurulu tarafından olumsuz değerlendiriliyor. Şeriatçılarla savcılar bir safta, Nesin bir safta kalı- yorlar. Sıvas davası avukatlanndan Ali Yaşar, Demiral ve arkadaşlannın bir başka çelişkisine şöyle değiniyor: "Bir talihsizlik örneği de, mütalaanın .j i v f l 1 „ _ Onlan bir kenara itseniz de, geleceğinizi onlarda görmeseniz de, yumuşak yatağa hasret uy ctictı bıraksanız da onlan... Beton kaldırımlar yastıklan olsa da, bir "hiç" deseniz bile sokak çocuklarına... Lnutmayın! Sokak çocuklarında dünyanın bütün hayalleri vardır; riiyalarında doyar belki karınları. Rüyalarda gijilir belki yeni iskarpinler. Ve en büyük sermayedir sokak çocuklarında riiyalar...(Fotoğraf:UĞUR GÜNYÜZ) NAYLON FATURAYLA TRİLYONLUKVURGUN!..NAYLON FATURA. TÜRKİYE'Yİ NEREYE GÖTÜRÜYOR? NASIL HAYALİ ŞİRKET KURUP, NASIL SAHTE FATURA DÜZENLİYORLAR. İFLAS ETTİ GÖRÜNÜP, DEVLETİ TRİLYONLARCA LİRA NASIL DOLANDIRIYORLAR? NAYLON FATURA KULLANAN ŞİRKETLER... SOL PARTİLER MANİFESTOSUNU ARIYOR CHP. SHP VE DŞP "HEPİNİZ BENİM İÇİN" DEMEYE DEVAM ETTİKÇE, DSP LİDERİ ECEVİT PRİM TOPLUYOR. ŞİMDİ SOL PARTİLER İÇİNDE BULUNAN BİRÇOK SİYASİ, ŞU SORUYA YANIT ARIYOR: ^HANGİ SOSYAL DEMOKRASİ?" DYP PATRONLARININ SAG KOLU: NECMETTIN CEVHERI: "ERKEN SEÇİM OLABİLİR!.." NOKTA'NIN HABERİ ÇİLLER'E SORULDU ANAPlj İKİ MİLLETVEKİLİ. NOKTANIN "SAĞLIK SINAVINDA YANIK KOKUSU" VE İŞ TAKİPÇISİ MİLLETVEKİLLERİ' HABERLERİ ÜZERİNE TBMM BAŞKANLIĞI'NA SORU ÖNERGESİ VERDİ ANAP7A BİR SPARTAKÛS: KEMAL NACİ EKŞİ YILMAZA KARSİISYAN BAYRAĞINi KALDIRAN EKŞİ. ARKASINDA YÜZDE 301UK DESTEK OLDUĞUNU SÖYLÜYOR ÇORUM'OAKİ SAĞLIK SINAVININ PERDE ARKASI ÇORUM SAĞLIK MUDURLUĞUNE MEMUR ALIMINDA RÜŞVETIDDIASI... UÇÜNCU KEZ YAPILAN SINAVI. DYP LISTESI KAZANDI' HÜKÜMET SÖZCÛSÜ YILDIRIM AKTUNA SERT KONUŞTU: "MESUT YILMAZ GÜÇ DURUMDA... AMA KIMSEDE KABAHAT ARAMASIN; ALTERNATİF POLİTIKALAR ÜRETEMEDİ... SADEÇE HÜKUMETIN ÖNÜNÜ TIKAMAYA ÇALIŞTI... HATTA BUNU KİŞİSELLEŞTİRDİ VE SÜREKLİ OLARAK SAYIN ÇİLLER'E HÜCUM ETTİ 1 ." "GARINDAŞIM ALİYEV..." HAYDAR ALIYEVIN KARDEŞİNI ISTANBUL'DA BULDUKi. MUSA ÖZBEK, BABASININ VASİYETINİ YERINE GETIRMEK İÇİN YILLARDIR UĞRAŞ VERİYOR. « Ktma EHVEB YUCEL -EGmilDe ÇOZUM. ÖZH TEŞEBBUSTEH GEÇEB. • ANKARA YEN1 W BUYUKB.ÇISINI BE'_ '0P • DCGUM KCftTaûLJNC'E EN VENI YONTEM P i ı t ^ O N • HALKALI ÇOPLUGU SAATLI BOM6A • HANIM ELI CAN YAKIYOH • GUMRUK BIRtGI N£ HAZF MIYIZ' • ALMANJW NASL 1AN HAflF ETT K' • KADtNLAF DA PORNC SEVER • MEKSIKA W ZAPAT1ST«UV: & LAHI BMKPOfl t AÇIKHAVA DA 9ft V AZ GECESIM12KAU ÇfcJKUŞU t MEH MET TURAN AKKOPRULl CUNE^ JLSEVER'K YORIMUfi! VE ÖMER AŞONIN KANGURirSU 14 AYDIR ARANIYORDU Sıvaskatliaııu samğı teslim oldu Haber Merkezi - Sıvas'ta 2 Temmuz 1993'te37aydının yakılarak ölümüyle sonuçlanan olaylardan sonra fırareden, katliamın birinci derece sanıklan arasında yer alan Yunus Karataş, önceki gün Sıvas Cumhuriyet Savcılığf na teslim oldu. 2 Temmuz 1993 tarihinde çekilen video kasetlerden, Madımak OtelTnin camını kırarak perdeleri tutuşturduğu belirlenen sanık Karataş hakkındaki gıyabi tutuklama karan vicahiyeçevrilerek cezavinekonuldu. 14aydır fırarda olan Karataş, İstanbul'da saklandığını bclirtti, Karataş, savcıhğa teslim olduktan sonra suçsuz olduğunu belinerek adalete güvendiğini ve gerçeğin ortaya çıkacağını söyledi. Yunus Karataş, önümüzdeki günlerde Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesi'ne gönderilerek diğer sanıklarla birlikte yargılanacak. Sıvas olaylannın birinci dere- cede önemli sanıklan arasında adı geçen Karataş'ın teslim ol- masıyla. fırarda bulunan sanık sayısı bireindi. Yaklaşık 14 aydır bulunamayan sanık Belediye Meclisi üyesi Cafer Erçakmak'ın aranmasına ise devam ediliyor. dördüncü sayfasındadır. Burada, TBMM'nin TCK.'nun 163. maddesini ve 2 sayılı V'atana Hıyanet Kanunu'nu kal- dırması eleştirilmiştir ve böylece yasadışı örgütlerin çalışmalarının kolaylaştırıldı- ğı sövlenmiştir. Devletin yargı organının bir bölümü, devletin yasama organını eleştirip yasadışı örgütlere kolaylık sağ- lamakla suçlamaktadır." Demiral ve yardımcılan daha sonra laikliği savunmaya başlıyorlar. Ama ne savunma! Şu paragrafı yazıyorlar: "Laik devlet düzeninde insan tanrıya istediği yolda ve biçimde yaklaşır. İbadet eder. Kulun tanrının işine kanşması dü- şünûlemez." Şeriatçılar da böyle diyor. Bir örnek verelim. Ünlü Nurcu Said-i Nursi. elekt- rik kontağının veya şımşeğın bılımle açık- lanmasını Tann'nın iradesıne kanşmak olarak yorumlar. Kurulun, Tann'nın işi- ne kanşamayacağını vurgular. "Kulun Taım'nın işine kanşması düşünüle- mez" diyen savcılar. "Çünkü tanrı her şeyi, her şeyiyle biür. Her sorunu her sorunla çözebi- lir, düzeltebilir" diye devam edi- yorlar. Laikliği savunduklan konusunda önemli kuşkular doğuran tümceler bunlar. Hu- kukla veya bilimle ilgisi olma- yan, metafızik, skolastik tüm- celerin savcılann mütalaasında nearadığı da sorulabilir. Müta- laada taljhsiziik üstüne talihsiz- lik var. Örneğin, 14. sayfadaki şu bölüm: "Olaydan bir gün önce soka- ğa dökülen Marksist-Leninist düzene dayalı, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne yönelik vasadışı Dev-Sol, Dev- Genç, PKK terör örgütlerinin militanlaruun katılmasıyla Sıvas sokaklannda yapılan yü- rüyüş ve Aziz Nesin'in konuş- maları, sergilediği tavır, bir gün sonra meydana getirilecek olay- ların tahrikçisi olmuştur." Yürüyüş Ankara'da yapılinış! Savcılann burada açıkça ^ylediği şu: "1 temmuz günü Dev-Sol, Dev-Genç ve PKK ör- gütlerinin militanları Sıvas'ta >üriivüş vaptı, bu yiirüyüş şeri- atçıları tahrik etti. Savcılar ku- rulu bilmiyor olabilir. 1 temmuz günü yapılan yürüyüş sağlık emekçüerinin sendikası tarafı- ndan düzenlenmiştir \e yasadışı bir slogan ya da eylem olmadığı için bu gösteri yürüyüşü hakkı- nda herhangi bir soruşturma açılmamtştır. Lstelik burada sözü edilen yürüyüş de yürüyüş değildir. Peki nedir? Ankara'da yapılacak olan memurlar tnitin- gine katılacak memurların yola çıkmak için bir noktada bıiluş- malarıdır. Yürüyüş Ankara'da yapdmtştır, Sıvas'ta değil. Savcılar kurulu şunu sövleyebi- lir: Hayır. o toplanma, f oplantı ve Gösteri Yüriiyüşleri Yasası'- na aykırıdır. Bu durumu Sıvas'- taki savcılar anlamamış, biz an- ladık. O zaman da bunu kanıtla- mak gerekiyor. Mütalaada böy- le bir kanıttan eser yok. Nusret Demiral başkanlığındaki savcı- lar kurulunun hazırladığı esas hakkında mütalaa, Sıvas olay- ları hakkında 14 sayfa değerlen- dirme yapıyor. Daha sonra da yargılanan sanıkların yasal ko- numlan değerlendirilerek ceza isteniyor." Garip olan şu: Sıvas davası için hazırlanan mütalaanın Sıvas olaylannı de- ğerlendiren 14 sayfalık bölü- münün aşağı yukan üçte birlik bölümü. Aziz Nesin ve solcu- lann tahriklerine' aynlmış. HAFTAYABAKIŞ AHMET TANER KIŞLALI Ecevit Sağcı, Boyner Solcu(!)..Boynercı kadrodan Sayın Hüseyin Ergün telefon et- mişti: - Bize haksızlık ediyorsunuz! Biz Türkiye'nin en ilerici hareketinı oluşturuyoruz! Sordum: - Yani en solcu siz misiniz? Birazşaşırdı. Hayır "ensolcu"değil "en ilerici"hare- ket söz konusuydu Olayı sol-sağ olarak koymanın yan- lış olduğunu düşünüyorlardı. Peki "ilericilik" ile "solcu- luğun"farkı(!) nedir? Tki olasılık var Ya ilericilik ile solculuğun farklı şeyler olduğunu sana- cak, ama bu farkı açıklayamayacak kadar bilgi ve bilinç eksikliği içindeler... (ki, bence bu pek olası değil...) Ya da, "solcuyuz" deyip gulünç duruma düşmekten ve de "sağcılan" kaçırmaktan çekiniyorlar. Tıpkı "muhafazakar" olan, ama "tutucu" olmayan rahmetli "devrimci" Özal gibi... • • • Solculuk ve ilericilik "aynı şey"öir. Ve tarih boyunca değişmeyen iki temel ölçütü vardır Toplumun olanaklarını arttırmak ve o olanaklardan yararlanan kesimleri çoğaltmak, daha hakça bir payla- şımı sağlamak... (Bu iki temelden sadece bir/ncisinin varlığı solcu olmaya yetmez, sadece ikincisinin varlığı ise, geri kalmış ülkeler açısından kısır bir solculuk anla- mına gelir.) Demokrasi ve özgürlükler de, emeğin önceliği de, bu iki temel ölçütün uzantıları olarak gündeme gelirler Bu evrensel ölçütlerden yola çıkarsanız, Atatürfc, Türk tarihinin tanıdığı en büyük "ilerici"d\r. Yani en büyük solcudur... En büyük devrimcidir. Ona karşı çıkanlar da -görüntü ya da yaftaları ne olur- sa olsun- elbette ki "karşı devrimci"d\r. Sağcıdır. Tutu- cudur... Her değişim, hatta her köklü değişim ilericilik anlamı- na gelmez.. Hitler de çok şeyi değiştırmıştı. Mussolinl de... Hatta Hitler, hareketine "sosyalist" damgasını bile vurmuştu. Seçim bildirgesinde büyük sermayeye, "fi- nans kapital'e karşı sert bnlemler vaat ediyordu. Hitler "solcu" muydu? Atatürk'ün kurduğu hemen tüm kurumları teker teker kapatan ve çok şeyi geriye götürerek "kökten" değişti- ren Marmaris'teki emekli adam "solcu "mudur? Boynerdostları "Hitlersolcuydu"demiyor! Ama "Ece- vlt solcu değil!" diyorlar. Sayın Etyen Mahçupyan'a göre, "Ecevit solcu değil, popülist" imiş... "Popu/;sf"inTürkçesi "halkçı"} Yani onlara göre "halk dalkavuğu"... Atatürk "tepeden inmeci"{\) olduğu için kendıleri gibi "ilerici" olamıyor... Ecevit de halk dalkavuğu olduğu için... Atatürk "devletçi" olduğundan, Ecevit de "halk sektörü" yanlısı olduğundan... Üstelik ikisi de "milliyetçi"... Demek ki neymiş? "//er/c/"yani "so/cu"olmak için; halkçı, devletçi, milli- yetçi ve hatta fazla da "laik" olmamak gerekiyormuş! Halka, yani yaşamını emeğine dayandıran kesime de- ğil, "para babası"na dalkavukluk; ulusu alt kültürlere göre bölmek; devleti, ulusal ekonomiyi ve dar gelirlileri koruyacak olanaklardan yoksun bırakmak şeriatçılara hoş görünmek ise "ilericilik", "solculuk"... Yani eski özalcılık, yani Boynercilik! • • • Marksizm tümden yadsınarak sol olmaz! Leninızmin yıkılışı -bütün dünyada olduğu gibi- Tür- kiye'de de Marksistleri sıkıntıya soktu Kimileri Prof. Sadun Aren gibi tutarlılıklarını ve say- gınlıklarını korudular Dünya ve Türkiye'nin koşullarının kendilerinin karşısında olduğunun farkındalar. Ama ki- şiliklerinin güçlülüğü onları ayakta tutuyor. Kimileri -bir zamanlar rahmetli Ş. Süreyya Aydemlr ve "Kadro"cuların yaptıkları gibi- Kemalizm ile bütün- leştiler. Türkiye koşullarında Kemalizm yadsınarak ne solcu ne de demokrat olunabileceğini gördüler. Çoğu kişisel -ya da ailesel- zayıflıklar içinde olan kimi- leri ise, "nurnaracı cumhuriyetçi"\iğe saptılar. Eskiden Atatürk'ü komünist olmadığı, "Batıtaklitçisi" bir demok- rasi peşinde koştuğu için kötülerken, şimdi de demokrat olmadığı savıyla kötülemeye başladılar. Ve özellikle SHP içinde sayıları hiç de az olmayan ki- mileri de, "şaşkaloz'a döndüler. Ne adam gibi Marksist- liklerini koruyabildiler, ne de Kemalist olmayı içlerine sindirdiler. (Ama, onu da yüreksizliklerinden tam açığa vuramadılar). "So/"un içindeki 'Truva atı' oldular. "Nu- maracı cumhuriyetçi'Tığin kışkırtıcı ajanları gibi. • • • "Sol Kemalizme Bakıyor" diye bir kitap. Atatürke sövenler baş köşede. Kim vermiş onlara sol adına konuşma hakkını? "Ben futbolcuyum" demekle futbolcu olunmuyor; ama Tür- kiye'nin yetiştirdiği en büyük devrimciye küfür eden "ben solcuyum"deyince "solcu"(\).. İlhan Selçuk solcu değil... ToktamışAteş solcu değil... Aziz Nesin değil. Yaşar Kemal değil, Uğur Mumcu de- ğil- Ama falanca filanca solcu... Hadi canım sen de!.. Eğer Kemalizme küfür ederek solcu olunuyorsa, en baş solcu RP'lilerdi... Ortaöğretim Kurumlan Disiplin Yönetmeliği'nde yapılacak değişiklerle öğrenciler soluk alacak. Öğrenciyecezada'çağdaş'çizgilerEMİNE KAPLAN ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Öğ- rencilerin her adımını izleyen ve en küçük hatalannı bile cezalandıran Or- taöğretim Kurumlan Disiplin Yönet- meliği, Milli Eğitim Bakanlığı'nca yeni- den düzenleniyor. Yeni düzenlemeyle, sürekli uzaklaştırma cezası verilerek öğ- renim hakkı ellerinden alınan öğrencile- rin Açıköğretim Lisesi'ne gitmesi. disip- lin kurullannda öğrenci temsilcilerinin bulunması ve uzun süreli uzaklaştırma cezalannın yürürlükten kaldınlması ön- göriilüyor. Milli Eğitim Bakanlığı. Ortaöğretim Kurumlan Disiplin Yönetmeligi'ne çağdış bir görünüm kazandınlması ve demokratik ilkelere göre yeniden dü- zenlenmesi için bir yıl önce başlatuğı çahşmalan yeni anımsadı. Ortaöğretim Genel Müdürlüğü'nce hazırlanarak 10 ay önce Talim ve Terbiye Kurulu'nun incelemesine sunulan. ancak unutulma- ya yüz tutan disiplin yönetmeliği taslağı, sonunda incelemeye alınabildi. Taslak uyannca, yönetmeliğin ders geçme ve kredi sistemine uyarlanması, uyarma-mahrumiyet-kınama, kısa sü- reli uzaklaştırma, tasdikname ile uzak- laştırma ve sürekli uzaklaştırma cezala- nnı gerektirecek davranışlann kapsam- lannın değiştirilmesi, uzun süreli uzak- laştırma cezasının kaldınlması öngörü- lüyor. Tasdikname ile uzaklaştırma ve sürekli uzaklaştı- rma cezalannı ge- rektirecek davranı- şlann bir bölümü uyarma-mahrumi- yet-kınama ceza- lan alanına kaydınlarak yu- muşatılacak. "Okul müdürlü- ğünden izin alma- dan okulun adını kullanarak toplu gezi, eğlence, kon- ser gibi etkinlikler düzenlemek, sergi açmak, yıllık al- bünı, amblem, rozet bastırmak"', "Ferdi durumu ve adresi ile ilgili bilgileri okula bildirmemek, v anlış bildirmek, bunlarla ilgili değişiklikleri özürsüz olarak 15 gün içinde duyurma- mak veya yanlış duyurmak" gibi dav- .ranışlar'dan kısa süreli uzaklaştırma ce- 'zası alan öğrencilere. yeni düzenlemeyle yalnızca kınama cezası verilecek. Taslakta. uzun süreli uzaklaştırma cezasının kaldınlması hükme bağlanır- ken, tasdikname alan öğrecinin yıl kay- • Okuldan atılanlara açıköğretim betmeden başka bir olanağı • Disiplin kurullannda öğrenciler bulunacak • Kınama ve uyarma cezalannda davramş notu indirimi yapılmayacak • Öğrenciler yıl kaybetmeden öğrenimlerini sürdürebilecek okulda öğrenimıne de\am etmesine olanak tanınıyor. Yürürlükteki yö- netmcliğe göre uzun süreli \e tas- dikname ile uzak- laştırma cezası alan bir öğrenci. ancak bir yıllık aradan sonra başka bir okula kayıt yaptı- rabiliyor. Sürekli uzaklaştı- rma cezasını ge- rektirecek davranı- şlar yumuşatılırken kapsamı da da- raltılıyor. Taslak uyannca. "L'yuştu- rucu ticareti yap- mak", "Okul içinde veya dışında >ara- layıcı. öldürücü her türlü alet, silah veya patlayıcı maddeler kullanmak suretiyle herhangi bir kimseyi veya grubu yarala- maya teşebbüs etmek, yaralamak veya öldürmek, maddi ve manevi zarara yol açmak". "Devlet ve rejim aleyhine Lşlen- miş bir suctan mahkum olmak" gibi dav- ranışlardan ötürü öğrenciler sürekli uzaklaştırma cezası alacak. Disiplin kovuşturması ile ilgili işleri veya disiplin kurulunun çalışmalannı zor kullanarak engelleme. zor kullana- rak kopya yapma veya yapılmasını zor- lama. okulun bina. eklenti ve donanım- lannı. okula ait taşınmaz mallan tahrip etme gibi davranışlardan dolayı öğren- ciler okuldan atılmavacak. Bu gibi dav- ranışlar yalnızca kısa süreli uzaklaştır- ma ya da tasdikname ile okuldan uzak- laştırmayla cezalandınlacak. Yürürlükteki yönetmeliğe göre sü- rekli uzaklaştırma cezası verilen öğren- cinin ömür boyu öğrenim hakkı elinden alınırken. yeni düzenlemeyle Açıköğre- tim Lisesi'ne gitmesine olanak tanınma- sı hükme bağlandı. Taslak uyannca, davranış notu indirimlerinde kınama. mahrumiyet ve uyarma cezalan etkili olamazken. kısa. tasdikname ve sürekli uzaklaştırma cezalannda davranış no- tunun indirilmesi yoluna gidilecek. Taslak. okullarda oluşturulan onur genel kurulundan bir temsilcinin okul disiplin kuruluna seçilmesini öngörü- yor. Buna göre disiplin kurullannın ka- rarlannın alınmasında öğrenciler de et- kili olacak. Sürekli uzaklaştırma cezasını onayla- yan bakanlığın devreden çıkanlması, bu yetkinin il disiplin kurullanna verilmesi öngörülüyor. Ilçelerde oluşturulacak disiplin kurullan da ilin görevini yerine getirecek.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle