27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 13 AGUSTOS1994 CUM ARTESİ HABERLER HYADAYİ IHRKİYE'BE ÇIKMAIDA Ml, DARBOGAZDA Rüzgareken,fırüna biçer ltı gündür sosyal demokrasının A dünyada (Batı Avrupa ölçeğinde) ve Türkiye'de bir bunalım ya- şadığmı aktarmaya çalışük. Bu bu- nalınun çeşitli göstergelerini sergi- ledik. Sanıyoruz ki dizinin ana başlığını oluşturan soruyu, "Dün- ya'da ve Türkiye'de sosyal demok- rasi cıkmazda nu, darboğazda mı" sorusunu ya- nıtlayabiliriz. Bunu hem sosyal demokrasinin genel bunalımı çerçevesinde. hem de Türkiye'- deki özgûn koşullar çerçevesinde aynntılayabili- rizde. "GeoeT olarak sosyal demokrat hareket dediğimizde, bunu Batı Avrupa'da diye sınırla- mak gerek Batı Avrupa dışında dünyada ciddi- ye ahnır sosyal demokrat hareket, en azından partileşmiş olarak pek yok. Şili'de Allende'nin partisi bir ölçüde sosyal demokrattı. Hindis- tan'dakı iktidar partisi, Halk Partisi kendini sosyal demokrat olarak tanımlıyor. Pakistan'- da Butto'nun partisi de bir ölçüde öyle. Ancak gene de Batı Avrupa sosyal demokrasinin hem anayurdu, hem de partileşmiş, gelenekli bir si- yasal harekete dönüşebildiği tek anakara özelli- ğini hala konıyor. Tûrkiye'deki sosyal demok- rat parti(ler) de Türkiye'nin Avrupa'ya yakınlığı ve bağlan ölçüsünde, bu hareketin bir parçasını oluştuyor(lar); Tûrkiye'nin Batı Av- rupa'dan farkklığı ve uzaklığı ölçüsünde de öz- gün renkler taşıyorlar. Bu bunalıma da yansı- yor. İPuAMricana Pax Americana, yeni dünya düzeni salt bir ekonomik model değil. Sadece, "Artık iki ku- tuplu bir dünya yok. Amerika dünyanın tek gücü" diye tanımlanamaz. Pax Americana aynı zamanda ABD modelinin dayaülması. örnek- leştirilmesi demek. Bunun siyasal yansıması, aralanndaki fark yer yer belirsizleşen iki parti- den ibaret bir temsili (representaüv) demokra- si" demek. Sosyal demokrat parliler serbest piyasa eko- Domisini benimseyerek ( bu asıllannı inkar de- mekür); devletin küçültülmesini, katıhmo de- mokraside kiüelerin özgürlük alanını genişlet- mek olarak değil, devletin eko- nomiden elini ayağını çekerek meydanı tümüyle "özd teşebbüs erbabTna bırakmak diye yo- rumlayarak liberal ve merkez sağ partilerle aralanndaki çizgi- leri belirsizleştiriyorlar. Pax Americana'nın koşullan belki yerine geliyor ama ortada da sosyal demokrasi diye bir "siya- sal mtdik" kalmıyor. s,osyaldemokrasi, kapitalizmin asılsahipleri, asıl temsilcileri olan liberal ve merkezpartûerine yaklaştıkça, dönüşümünü buyöne doğruyaptıkça ortadasözüedilecek bir sosyaldemokrasi kalmayacaktır. Kendini inkar etmekle kendini dönüştürmek arasında birfark olsa gerek. kaldığı (hem de ne çok) anlar ve alanlar vardı ve var. O da değişen çağa ayak uyduramayarak tarihin derinliklerinde yitip gidebilir. İnsanhğın uzun tarihi gözönüne ahndıkta bunlar mümkündür ve doğaldır. Bir böceğin yumurtadan çıkması, uçması, yaşaması ve yok olması kadar doğal. Unutulmasın ki köleci top- lumda, düzeni dönüştürme siyasal hedefıne yö- nelmiş ilk köle ayaklanması İsadan önce, 707'de Sicilya'da patlak vermişti. Köleci düzen nere- deyse 1200 yıl daha ayakta kaldı ve (resmen) İsadan sonra 476'da sona erdi. | Çıkmadık canda uımt Ama yukandaki paragraflar bir "kader"den söz etmiyor. Bir olanağı vurguluyor. Bunun tersi de mümkündür. Sosyal demokrat hareket kendini değişen çağa ayak uyduracak bir ide- olojik zengjnlikle dönüştürebilir, yenileyebilir. "Bu mümkün mü?" sorusu saçmadır. Demirel"- in o çok alay edilen mantığı galiba burada ge- çerli: Sosyal demokrasi kendini yenileyebilirse yenilemiş olur, yenileyemezse yenileyememiş olur! Ama şunu bugünden söyleyebiliriz: Sosyal demokrasi kapitalizmin asıl savunuculan, asıl temsilcileri olan (bugünün) liberal ve merkez partilerine yaklaştıkça, dönüşümünü bu yöne doğru yapükça ortada sözü edilecek bir "'sosyal demokrasi" kalmayacaktır. Kendini inkar et- mekle kendini dönüştürmek arasında bir fark olsa gerek. Bilimsel-teknik devrimin yolaçtığı yeni bir toplumla karşı karşıyayız. Geleneksel mavi ya- kalı- beyaz yakalı aynmı yetersiz kahyor. Sana- yi proletaryasında nitel değişmeler var. Gele- neksel sanayi işçisi yokoluş sürecinde. Gelenek- sel sanayiler de öyle. Üreüm ilişkilerinde bilinen dengeler sarsuıyor. Sosyal demokrasi bunlan yorumlamak, çözümlemek ve buna ilişkin yeni savaşım yöntemlerini, yeni örgütlenme model- lerini üretmek zorunda. Demokrasi, temsili demokrasinin sınırlan içınde hapsoldu ve yer yer tıkandı. Seçmenler milletvekillerini seçer, onlar da ülkeyi dört yıl yönetir. Sonra gene seçim olur vb... diye giden tanımlar "demokrasi'" kavramında saklı zen- ginlikleri yalmkatlaşunyor. Bu ise kitlelerde politikaya ilgisizlik, sisteme güvensizlik. de- mokrasi dışı çözümlere yatkınlık gibi eğilimler doğuruyor. Sosyal demokrasi. tanımı gereği daha zengin. daha içerikli, daha boyuüu bir de- mokrasiyi savunmak zorunda. Savunmaktan da öte bunu teorik olarak tanımlamak, sonra da yaşamın şaşmaz pratiğinde gerçekleştirmek zorunda. Bugüne kadar ki gözlemlerimiz sosyal demokrasinin bunun üstesinden geleceğine iliş- kin bir umut vermiyor. Ama çıkmadık candan umut kesilmez denmemiş boşuna. IfitteHmTûrklye'yt Yukandaki paragraflarda "mavi yakalı- be- yaz yakab", "üretim iüşkileri", "temsili demok- rasi","arüdeğer sömürüsü" "üretici güçler" gjbi terimler kullanıldı. Bunlar sosyal demokrat ideolojinin de "öz terimleri"dir. Bunlar üzerine l&myttfnrtminden... Dünya değişti, deniyor. Doğ- ru. Değişti. Hem de çok. Özel- likle bıümsel-teknoloji alandaki gelışmeler, belki bir zamanlar erken kullanılmış olan •'Bilim- sel-teknik Devrim" terimini bu kez tümüyle doğruluyor. 18. Yüzyılda başlayıp bugüne dek uzanan bir tarih dilimine damgasıru vuran "sanayi devri- mP'nin sonuna geldik. Oysa sosyal demokrat düşünce, sana- yi devriminin bir ürünü, sanayi devriminin sonuçlanndan kay- naklanan bir ideoloji ve bir si- yasal hareket. Sanayi devrimin- den, bilimsel-teknik devrim çağına atladığımız şu günlerde sosyal demokrasi de kendini bu değişimlere uyumlandırmak zorunda. Bir başka secenek daha var tabii: Sanayi devrimi çağı ile birlikte sönümlenmek. lûttpyavtyurtiart Sömürüsüz ve eşitlığın ege- men olduğu bir dünya neredey- se insanoğluyla yaşıt. Bu yüz- den eğer sosyal demokrasi çağını doldurur ve tarih sahne- sinden çekilirse bu dünyanın sonu değildir, karalar bağlayıp yas tutmak gerekmez. In- sanlığın ağır ilerleyen uzun sos- yal mücadeleler tarihinde nice ideolojiler, siyasal akımlar dogdular, serpildiler, altın çağ- lannı yaşadılar ve yok oldular. Ama insanlığın "daha iyi bir dönya" arayışı sürdü. örneğin daha düne kadar, sömürüsüz, eşitlikçi bir dünya- ya acılan tek ve doğru yol ola- rak bilinegelen ve yaygın bir ka- bul gören Leninizm denemesi Sovyetler Birliği ve ideolojik- siyasal bağlaşıklannda ba- şansız kaldı ve çöktü. Aynı öz- leme (ütopyaya) bir başka yanıt olarak ortaya çıkan Maoizm, Çin'de deneniyor ve (pek umut vermese de) hala deneniyor. Sosyal demokrasi de aynı ütopyaya Kautskylerin, Berste- inlann verdiği bir başka yanıttı. Denendi. Deneniyor. O da ikti- dar olma şansı elde etti. Onun da halklara sağladığı kimi kaza- nımlar var. Onun da başansız Tepedentamğayenüenmek... ERCAN KARAKAŞ SHP Gnıp Bajkanvekiti Sovyet sisteminin ve Doğu Avrupa'da recl sosyalizrnin çöküşü, muhafazakarlar ve liberaller tarafından solun topyekün çöküşü ve kapitalizmin zaferi olarak gösterilmeye çaûşıldı. Bu kesimler,reelsosyalizmle buiikte sosyal demokrasinin de bittiğini, 20. yüzyılda siyasal demokrasiyi verefah tophımunu gerçekieştiren sosyal demokrasinin işlevini tamamiadığmı, 21. yüzyıhn, Bberalizmin yüzyıh olacağını ilan ettiler. Ancak yaşanan gelişmeter kısa sürede bu saviann yanlışhğını gösterdi. 70yıl devam cden Sovyet modelinin ve 2. Dünya Savaşı sonrası Doğu Avrupa'da yaşanan reel sosyalizmin çökmesi, başlangıçta solda bir duraksama yaratü. Çünkü kavramlar birbtrine kanşmış ve sağ güçler durumdan yararknarak sosyal demokrasiye yüklenmeye başlamışlardı. BusÜTeç uzun sünnedi. Sosyal demokratlar, demokratik sosyalistler kapsamh birtaruşmave sorgulama süreci başlattdar. Hiç kimse, hiçbir ktırumsorgulama dışında tutuİmadı. 70yılbk Sovyet deneyimi de Avrupa'dakı sosyal demokratdeneyter degözden gecirikii. Mevcut sorunlara yeniçözümler üretme konusundaki çahşmalann yanı sra geleceğin topiumu ve geieceğuı sosyalizmine ilişkin son derececanlı tarûşmaiar başlatıldı. Her şeyden önceideolojilerin ve solun bittiği savmm yanüş olduğu komısunda görüş birüğjne vanldı. İdeolojiler beüi idealkre uiaşmak için öngörüleniîkekr bütûnü olduğuna göre doğal olarak süreklilik gösterirler. Ancak elbette sol partiler değişen koşullara uygun olarak ideolojiterini geüştirmek zorundaduiar. Sosyal demokrat partiler tarihin önemli kesitlerinde bunu başarabiklikkri, yani kendilerini yeniieyebildikJeri için yüzyıh aşkın bir süredir varhklannı sürdürmüşlerdir. Sos>-aldemokrat partüerve Sosyalkt Enternasyonal geçen yülarda programlarmı ve şöylemlerini bir kez dahayenilediler. Özgürlük. eşitlik, dayanışma, sosyal adalet, demokrasi ve banş g^bitemelilkeler ışığında; ekonominin ekolojik yönden yeniknmesi, "'daha az merkeziyetçi, daiıa az bûrokratik, ittifaklara daha çok yer veraB" birdevlet anlayışmın yerleştirilmesi, piyasamantığuun sosyaldevlet uygulamalan üe snırianması, ırkçı-milliyetçilikle mücadele edilmesi, çahşma zamanlanmn kısalülması ve kadınlann eşiıüğınin sağlanması konulannda yeni yaklaşımlar getirdikr. Bunlara ek olarak çok kutuplu dünya gerçeği ve bu sorun çerçevesinde yeni dış politika ve güvenlık politikalan ohışturulması, savaşlann engellenmesi ve banşı sağlamaya yönelık kolektif sistemlerin gefiştirUmesi, başta BM olmak üzere uluslararası kuruluşlann yeniden yapüanması gibi konularda tartışılan meseklerin başında gehnektedir. Ktsacaa sosyal demokrat partiler köklü bir program geleneğme sahip olduklan için ideolojiierini ve programlannı zamanmda gözden geçirip kendilerini yenileyerek yollanna devam etmektedirter. Nitekim, bugün Batı Avrupa'nın pek çok ülkesinde sosyal demokratlar ya iktidardadırlar yada iktidar alternatifidırler. İspanya'dan sonra Almanya ve İsveç'te de bu yıl yapılacak seçimlerde sosyal demokrat partiler oldukçaşansh görülmektedir. Geciş sürecinin zorluklannı yaşayan Doğiı Avrupa ülkeîerinde de "iiiügu tekrar soldatıesmeyebaşiadı". Litvanya ve Polonya'dan sonra Macaristan'da da kendisini yenileyen sol, demokratik sosyalist bir kimlikk iktidar oîdu. SolAvrupa'da tekrar güçlenirken bızde bunun tam tersi yaşanıyor. 27 Mart Yerel Seçimleri'nde sol, son 50 ythnen büyük yenilgjsini aldı. Solun toplam oylan 1950'den bu yana ük kez yüzde 30'un altma düştü. Bu durum soldaki bunahmın büyûklüğünü gösteriyor. Sorumluluk sahibi sosyal demokratlann görevi bu bunalımı analiz eünek, gecmişi ve bugünücesurca sorgulamak, çözüm yoüarı göstermektir. Türkiye'de sosyaldemokrat hareket 12 Eylül sonrasında uzunsüre otoriter-militarist bir ortamda adeta yaşam savaşı verdi. Çünkü sosyal demokrat sol siyasi kadrolar ve örgütlenme tahrip edilmiş.geleceğe yöneük olarak da sayısız yasaklamalar getirilmişti. Buyasaklann amacı.emekçi kesimler ve gençleri siyasetten uzak tutarak sol partilerin örgütlenmesini önlemekti. Gençlik ve kadın kollannın yasaklanmasınuı, öğrencilere, öğretim eiemanlanna, kamu çalışanlanna, sendikalara ve sivil toplum örgütlerine getirilen siyasi yasaklann temelinde yatan düşünce budur. Ancak sorumhı sosyaldemokratlar olarak bunlan bugün yaşanan krizin tek nedeni olarak ileri sürmeye hakkımız yoktur. Sosyal demokratlar bu olumsuz koşullan dadikkatealarak 1983'te tekrar partileşirken geçmişin ciddi bir sorgulamasını yapamamışlar ve bir partinin çatısı alünda toplanamamışlardır. Bazıliderlerin olumsuzyaklaşımlan sol güçlerin birleşmesini önlemiş ve sosyal demokratlann etkismi azaltmıştır. SHP'nin yerel yönetimkrdekikimi yanhş uygulamalan, koalisyon hükümetinde farklüığını vurgulayamaması ve demokratikkşmenin gerçekleştirilememesi bunalımı arttınTuştır. Ülkemiz sosyal demokrat hareketinin, "ideolojiler öldü" bicimindekı propagandayı boşa çıkartmak için ideolojik kampanya başlatması, mevcut düzenin yetersizlıklerine, haksızhklanna kararlılıkla karşı çıkması, ideallerini canlı tutması ve bütünleşmesi zomnludur. Aynışekıide yeni sorunlara yeni yanıtlar vennesi, sağ ile farkını her alanda ortaya koyması, siyaseti, toplumun medya araalığı ile yönlendirilmesıne dönük bir teknik uğraşa indirgememesi gerekir. Sosyal demokratlarbunlan yapabilmek için ideolojiierini, programlannı, örgüt yapılannı, toplumsal tabanlan ile olan ilişkilerini, üyelik anlayışlannı veçalışma tarzlannı köktenci bir biçimde yenilemeüdirler. Bu kapsamda bir yenileşme ve yeniden yapüanma gerçekteştinlmeden sosyal demokrat hareketin halkın güvenini yeniden kazanması olanakh değildir. sosyal demokrat öncüler, ideologlar, teorisyen- ler ciltler ve ciltler dolusu kitaplar yazdılar. Sos- yal demokrat tarih bu terimlerin aynntılan üze- rinde yürütülen tartışmalardan kaynaklanan aynlmalarla, kavgalarla zenginleşmiştir. Şimdi elimizi vicdanımıza koyalım ve Türki- ye sosyal demokrasisinde bu terimlerin tartışıldığı toplantılar. liderlerin konuşmalan- nda bu terimlerin geçtiği bölümler arayalım. Biz pek raslamadık. Rasladıklanmız bir elin parmaklannı geçmiyor. Nitekim Bülent Ecevit, Isntail Cem, Ercan Karakaş tan bu yazı dızısi için birer yazı isteyişimiz, bu politikacılann bu konularda düşünmüş, konuşma ve yanlannda bu konulara değinmiş olmalanndandır. Üçü- nün üç ayn sosyal demokrat partide olmalan ise bir raslantı. Üçü de aynı partide olsalardı bile biz gene onlara başvuracaktık. Türkiye sosyal demokrasisindeki düşünsel derinlik böylesine sığ olunca, sosyal demokrasi- nin gsnel bunalımının Türkiye'ye yansısı da o kadar şiddetli oluyor. Dünyadaki ve ülkedeki değişimlere ilişkin yeni çözümler, yeni yanıtlar üretmekte Türkiye sosyal demokrasisi iyice smıfta kahyor. Bunun sonucu ise içine dönüp kendini yemek oluyor. Kısır çekişmelerden me- det ummak kahyor geriye. CHP ile SHP birleşsin. Ecevit'i unutalım. O artık uzlaşmaz ve huysuz bir politikacı oldu... diyemezsiniz. Ecevit, "Demokratik sol Ue sosyal demokrasi iki ayrı kavramdır. Sosyal demokrasi Marksizmden doğmuştur. Kitle tabanı sanayi işçileridir. Demokratik solun esin kaynağı >larksi/m değildir. Kitle tabanı ise Türkiye'de daha çok ezilen köylülüktür" dıyor. Türkiye'de sosyal demokratlann bırlıği için kendilerine gö- rev düştüğü kanısında olanlar artık bu durum- da "Birieşmede Ecevit olsun mu, olmasın mı" düzeyinde tartışamazlar. Ecevit'in ideolojik yaklaşımlannı ele almak ve "Bu durumda Ece- vit'in içinde yeralacağı bir siyasal hareket sosyal demokrat olur mu, olmaz nu?" sorusuna yanıt aramak zorundalar. Sosyal demokrasinin birli- ğini siyasal pazarlıklar sığhğına indirgemek ve temel teorik yaklaşımlanndan soyutlamak, so- nunda sosyal demokrasinin ipini çeken cellat konumuna düşmektir. Bugün olan bıraz da bu değil mi? CHP ile SHP'nin yeniden nikah tazelemesi bir siyasal pazarlığın konusu mudur, yoksa il- kelerin ve programatik farkhlı- klann tartışılması mı ? Ertuğnıl Günay ın CHP İstanbul Büyük Şehir Belediye Başkan adayı olarak yayınladığı seçim bildir- gesinde yer alan demokratik katılımcıhk tanımlanyla, Mu- rat Karayalçın'ın Tûrkiye'nin idari yapısında bölgesel mali ve fınansal özerklik öneren modeli arasında kesişen ve çdisen noktalann tartışılması sırası- nda belki nikah tazelenemeye- cek kadar ciddi ve köklü aynlık noktalan çıkacaktır ama bu si- yasal pazarhklara dayanan bir SHP-CHP birüğinden daha sağlıklı olacaktır. Türkiye daha kazançh çıkacaktır. Demokrasi daha sağlıkh bir içerik kazana- cakür. İSıçhırsmlanııT Sosyal demokrat harekete gönül vermiş pek çok- tanıdığımız Refah"ın seçimler- de kullandığı sloganlardan ra- hatsızlık duyuyor ve "Refah halkı aldatıyor. KuUandığı slo- ganlar bizim sloganlarımız. Re- fah onları çahyor ve halkı kandmyor" diye yakınıyorlar. Burada bir yanlışhk yok mu ? Soru Refah'ın bu sloganlan kullanması mıdır, yoksa sosyal demokratlann artık kullanma- ması mıdır ? Bir başka deyişle toprağı işleyene. suyu kullana- na kim verecektir ? Refah mı. sosyal demokratlar mı ? Tekel- leri kim kuşatacaktır ? Refah mı, sosyal demokratlar mı ? İnsanca hakça bir düzeni kim kuracaktır. Adil düzen diyen Refah mı. sosyal demokratlar mı? 1974 seçimleri 12 Mart (yan) faşizminden çıkıştı. O günlerde CHP geniş emekçi kitleleri, bü- yük köylü yığınlannı ateşleyen. zengin bir siyasal ve demokra- tik eylemliliğin içine çektiğini anımsasa. ve "Biz onu nasıl ve ne yapmış da başarmıştık ?" diye sorsa, alacağı yanıtlar yo- lunu epey aydınlatacak. Bu diziye 'Sosyal demokrasi çıkmazda mı, darboğazda mı 7" diye başladık. Çıkmaz. adı üs- tünde çıkmazdır. Çıkmak için burnunuzun doğrusuna gittiği- nizde duvara toslarsınu. Bir daha denerseniz bir daha tos- larsınız. Darboğaz ise zor da olsa aşılacak bir geciş dönemini anlatır. Sosyal demokratlar ya- şadıklan bunalımı çıkmaz a da dönüştürebilirler; bir dar boğa- za da indirgeyebilirler. Seçim onlanndır. Sorumlu- luk da... BİTTİ ŞİŞLİ 2. ASLİYEHUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN Etosya No: 1993 798 de edilmiş olup, zabıtaca yapılan tüm aramalara rağmen davalı adresi Davacı Bordota Bilişim Sistemleri A.Ş. vekili tarafından davalılar tespit edilemediğinden hakimliğjmizin 1993 798 esas sayılı dosyası- Müeyyen Buladoğlu ve Şaner Buladoğiu aleyhine ikame olunan itira- nııı duruşma günü olan 06.10.1994 günü saat 10.00"da duruşmada an iptali davasının yapılan duruşması sonunda; haar bulunmanız veya kendinizi bir vekilte temsil ettirmeniz, aksi Taksim, Akyol Sok. Yahs Apt. Daire: 9-Cihangir adresinde ika- takdirde duruşmaran yokluğunuzda devam edilip bitirileceğj hususu met eden davalı Şaner Buladoğlu adma çıkanlan dava dilekçesi Ue dava dilekçesi yenne kaim olmak üzere ilanen tebliğ olunur. duruşma günûnü bildirir çağn kağıdının hakimliğimize bila tebliğ ia- Basın: 9130 KÜTAHYA ASLİYE CEZA MAHKEMESİ EsasNo: 1991 131 KararNo: 1993 106 Malazarar vermek suçundan sanık Antakya Selçuk Mahallesi nü- fusuna kayntb Mahmut ve Fatma kızı 1951 doğumlu Hatice Tekgûzel hakkmda TCK'nin 516 ilk, 522/ilk, 5 M. 647 '6 maddeleri uyannca 3 ay hapis. 9.999.- TL. ağır para cezası ile cezalandınlmış, cezası erte- lenmişür. 24.02.1993 Basın: 33224 DYP'den sonra ANAP'aşimdide MHPçengeü • MHP, 'SHP'siz koalisyon' olasılığına karşı hatekete geçti. Baa MHPmilletvekillerinin, kendi görüşlerine yakın AN AP miUetvekillerine çağn yaptığı öğrenildi. Türkeş'in BBP'den 6 milletvekili ile bağımsız milletvekilleri Halil Şıvgın, Tunca Toskay, Gaffar Yakın'la da temasa geçtiği bildiriliyor. ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Kuruluşundan bu yana geçen 3 yıllık sürede görüş ay- nlıklan belirgjnleşen DYP- SHP koalisyonunun dağlma olasılığı ve SHP'siz hükümet senaryolan, MHP Genel Baş- kanı Alparslan Türkeş'i hare- kete geçirdi. Başbakan Tansu Çiller'in, yeni hükümet oluşu- mu içinde yer almasını önerdi- ği ileri sürülen Türkeş ve MHP yöneücilerinin, olası bir koalisyonda "güclü ortak" olabilmek için, ANAP'tan milletvekili transferi için yo- ğun bir kulis başlattıklan öğ- renildi. MHP Erzurum Millet- vekili Oktay Öztürk. transfer girişimi iddialanna net bir yanıt veremezken, yeni hükü- met oluşumu senaryolannı. "Dışarıdan bize bir elbise dik- meye çalışıvorlar. O nedenle şimdiden bir ölçü almak isti- yorlar, uyar mı uymaz mı bunu düşünmüyorlar. Âma biz bunu denemek bile istemiyoruz" dedi. Dava arkadaşlan Başbakan Çıller ile görüşen Türkeş'in, yakın çalışma arka- daşlanna koalisyonda yer al- ma konusunu aktardığı, ülke- yi hükümetsiz bırakmamak için kendilerine görev düşebi- leceğini iletıiği ve özellikle ANAP içinde bulunan eski "dava arkadaşlan"yla temasa geçilmesini ıstediği öğrenildi. BBP'den, Genel Başkan Muh- sin Yazıcıoğİu dışındaki 6 mil- letvekilini geri almaya çalışan Türkeş'in, aralannda HaBl Şıvgın, Tunca Toskay, Gaffar Yakın'ın da bulunduğu bazı bağımsızlarla da temasa geçti- ği ifadeediliyor. Bazı MHP milletvekilleri- nin ANAP'lılarla temasa ge- çerek "15-16 eylülde hükümet- teyiz. 9 ekimde de diriUş kurul- tayımızı yapacağız. Arada kal- mayın, şimdiden aramızda ye- rinizi alın" dedıkleri öğrenildi. MHP'nin ANAP'tan 4-5 mil- letvekili alabileceği belirtilir- ken, DYP'lilerin tepki göster- mesi nedeniyle MHP'ye geçe- bileceği mesajını veren Güneş Taner'in, bu kanalla hükü- mette görev alacağı yorumlan yapılıyor. SHP'siz hükümet formülle- rine Yusuf Bozkurt Özal'ın Yeni Parti'si de katıbyor. Özal'ın bu formül içinde yer al- maması durumunda Ereüment Konukman'ın partısınden ko- panlacağı ve MHP'ye katıla- cağı ıfade edıhyor. MHP Erzurum MiDetveküi Oktay öztürk ise yeni hükümet oluşumuna ilişkin senaryolan, "sadece iztediğui" soyle- di. Öztürk, Ankara Devlet Gü- venlik Mahkemesi Başsavcısı Nusret Demiral ın. emekli ol- duktan sonra MHP'ye kaula- cağı ıddialannın anımsatı- lması üzerine de "Bunu şu anda sizden duyuyorum. Ama bizim kapımız herkese açık. Partimize girmek isterlerse, el- bette memnun oluruz" diye ko- nuştu. Günay'ın solda birlik değerlendirmesi: Sorunbölünmüşlük değil^yıpranmışkk ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - CHP Genel Sekreteri Ertuğnıl Gûnay. solun önün- dekı temel sorunun. bölün- müşlük olgusu değil. yıpran- mışlık görüntüsünü aşmak ol- duğunu dile getirdi. Günay. ilk genel seçimden önce. bö- lünmüşlüğün bir biçimde aşılarak üçlü yapının, en azı- ndan ikiye inecegini sa\undu. Günay. f ürk halkının değişim aradığını belirterek amaçlan- nın bu değişim istemine yanıt vermek olduğunu söyledi. Ertuğnıl Günay. Cumhuri- yet'in sorulannı yanıtlarken Türkiye'de sosyal demokrat. demokratik sol siy asal çevrele- rin bir bunalım yaşadıklannı belirterek ilk bakışta herkesın. bu bunalımı. solun parçalı ya- pısına. bölünmüşlüğüne bağ- ladığını belirtti. Günay. şunlan söyledi: "Bazılan, bugünkü etkisiz- leşmenin altında 12 Eylül'ûn uygulamalanm. 1982 Ana>a- sası'nın olumsuz hükümlerini gösteriyorlar. Bunların da pa> ı var kuşkusuz. Ama bütün bun- lara rağmen. halk 1989'da ye- rel yönetimlerin iktidarını bü- tün Türkiye'de sosyal demokratlara emanet etmedi mi? Asıl temelde yatan soru bu- dur. 1989'da yerel yönetimler- de, 1991'de hükümette ele ge- çen iktidar gücünü, sol adına iş görenler, başarnla, beceriyle ve -ne yazık ki söylemek zorun- dayız- dürüstlükle kullana- madüar. 1989'dan ve 1991'den bugüne, sol adına ortada ANAP'la benzeşen ve DYP ile özdeşleşen' bir yapı ve bu yapının yarattığı umut kınkhğı kaldı. Bugün Refah'ı yük- selten, topiumu 'asr-ı saadet' hayallerinin arkasma düşüren ya da iyi niyetli birtakım aydın- İarı TLSİAD başkanlarıiıdan medet umar hale getiren, bu umut kırıklığtdır." Bölünmiişlüğün faturası Bölünmüşlüğün. bu başan- sızlığın faturasmı başkalanna çıkarmaya dönük bir mazeret arayışı olduğunu ifade eden CHP Genel Sekreteri. sözleri- nı şöyle sürdürdü: "Eğer SHP, eline geçen ye- rel ve merkezi iktidar olanak- larını kişisel, gnıpsal ya da par- tisel çıkarları için değil, halk için kullanabilseydi ve bunun ka>gasım toplum önünde inandırıcı bir biçimde verseydi, DSP'nin varlığı ya da CHFnin yeniden kurulması neyi engeUe- yebiUr, SHP'nin oyunu nasıl azaltabilirdi? Yakm gecmişte CHP ve AP, önemli oy gücüne ulaştıklan dönemlerde ciddi bölünme sorunlarını da birlikte yaşadı- lar ve aştılar. Onun için, bugün solun önündeki temel sorun, bu bölünmüşlük olgusumı aşmak değildir; yıpranmışuk görüntü- sünü aşmaktır." 9terörist öldürüldü PKK saldınsında 7 er şehit oldu Haber Merkezi - Iğdırın Arahk ilçesinde PKK'li terö- ristler tarafından pusuya düşü- rülen 7 er şehit oldu. Saldında bir er de yaralandı. Güvenlik güçlerinin. Doğu ve Güneydo- ğu Anadolu bölgelerinde dü- zenlediği operasyonlarda ise 9 terörisı öldürüldü. Arahk ilçesine bağlı Adetli Köyü kırsal alanında devriye gezen askerler, önceki gece saat 23.30 sıralannda PKK'li terö- ristlerce pusuya düşürüldüler. Kurşun yağmuruna tutulan as- kerlerden er Nazif Çiçek, Bay- ram Soylu, Murat Çalışkaner, Şeref Taşkaya, Kemal Ismail, Hasan Çırak ve Abdullah Şahin şehit oldular. Ağır yaralan er Enver Canpolata ise tedavi alu- na alındı. Olağanüstü Hal Böl^ Vali- liği'nden yapılan açıklamada ise son iki günde yürütülen ope- rasyonlarda Hakkari'nin Çu- kurca, Şemdinli ve Yüksekova ilçeleri kırsal alanlannda 6, Şır- nak'ın Uludere içesinde de 3 te- röristin öldürüldüğü bildirildi. Olağanüstü ,hal bölgesi ve çevre illerde yürütülen operas- yonlar nedeniyle hareket alanı kisıtlanan PKK, dünya kamuo- yunun ilgisini çekmek ve deste- ğini alabilmek için arayış içine girdi. Almanya'da son günlerde Türklere karşı girişılen salduı- lar hakkmda bilgi veren güven- lik uzmanlan, Sindelfingen'de kundaklanan Milü Türk Işcileri Derneği'nin uzun süreden beri PKK'nin hedefleri arasında ol- duğu bildirdiler. Alman uz- manlar, aynca Singen kentin- deki caminin kundaklanmasa olayında da PKK'nin parmagı- nın bulunduğuna kesin gözü Ue bakıyorlar. Bu arada PKK üyesi olduğu belirtilen ve halen Moskova'da bulunan Numan Uçar adlı terö- rist, Rusya Devlet Başkanı Bo- risYeHsin'e yakınlığı üe tanınan iki Rus gazeteciyi bu ay içinde Ürdün üzerinden Kuzey Irak'a götürmeye çahşıyor. Bu arada PKK'li teröristlerce 6 ağustosta Tunceli Pülümür yolu üzerinde kaçuılan iki Fin- landiyalı turistin durumu beür- sizliğini koruyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle