27 Nisan 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 13 AĞUSTOS1994 CUMARTESİ 16 SPOR San-Kırmızılılar S.Moskovalı Stauce ile sözleşme imzaladı G.Saray'aRııskaleciGalatasaray, Stauce'ye7milyar, Spartak Moskova'yadal2 milyar lira ödeyecek. Stauce, 24 ağustostaki Avenir Beggen maçında oynamayacak, ancak Şampiyonlar Ligi'nde ve Saftig uygun görürse yannki Gençlerbirliği karşılaşmasında kaleyi koruyacak. MUSTAFA ERSOY Galatasaray, kaleci operasyonunu Litvanyak Stauce ile sonuçlandırdı. Önceki gün, Spartak Moskova kalesi- ni koruyan Gintara Stauce'yi tstan- bul'a şetirten G. Saray, dün genç fıle bekçisıyle 5 yılbk sözleşme imzaladı. San-Kımîızılı kulübün futbol şube sorumlusu Adnan Polat, Stauce ve Spartak Moskova menajeri ile 1 saat süren birgörüşme yaptı. Pazarlık son- rası Stauce'ye her yıl ıçin 100 bin dolar ve maç başı ilk yıl 40, ikinci yıl 60 mil- yon ödenmesi kararlaştınldı. Spartak kulübüne ise 400 bin dolar bonservis ücreti, iki eşit taksitte ödenecek. Stau- ce, 24 ağustostaki Avenir Beggen maçında oynamayacak, ancak Şam- Stauce sağük kontrolünden sonra S yülık sözleşme imzaladı. (BARIŞ BEKAR) piyonlar Ligi'nde ve Saftig uygun gö- rürse yannki Gençlerbirliği karşılaş- masında kaleyi koruyacak. Dün imza attıktan sonra sporcu merkezinde li- sans için kontrolden geçen Stauce, ak- şam da takımıyla ilk antrenmana çıktı. Oldukça başanlı gözüken genç kaleciye Hayrettin büyük ilgi göster- di. TSYD Kupası'nda hatalı goller yedikten sonra gözden düşen Hayret- tin ise dün yaptığı açıklamada. Stau- ce'nin transfeh için "Galatasaray'a hayırlı ofeun" dedi. Hayrettin, şöyle devam etti. "G. Saray doğru olaın yapmıştır. Bana yeteri kadar şans ve- rildi. Ancak ben değerlendjremedim. TSYD Kupası önemli değildi. Orada yediğim goller ölçü olmamalı." Galatasaray Futbol Şube Sorum- lusu Adnan Polat, Galatasaray'ın transferi henüz kapamadığını açı- kladı. Polat, "Biz 12 ay transfer ya- panz" dedi. Kuzmanovski'nin yerine başka bir yabancırun getırilmesi söz konusu. Baa gazeteler ve TV kanallan. Galatasaraş - Beggen maçını yöneten hd kem Oark Kennerh'ın koyu bir Manchester taraf- tan olduğunu iddia ettiler. Adnan Polat da Manches- ter United'ın ceza için UE- FA'ya baskı yaptığını öne sürdü. Ancak UEFA'ya yakın çevreler San- Kırmıalı kulübe sadece para cezası verileceğiru bil- dirdiler. Galatasaray'ın bu olaylan sadece para ce- zasıyla atlatmasında en bü- yük rolün ise tribünleri yatıştıran teknik kadro ve futbolcularda oldugu söy- lendi. Bu arada Galatasa- ray, Şampiyonlar Ligj'ne kalırsa 2 milyon tsviçre Frangı, her puan için de 10.5 milyar para alacak. Bunun yanı sıra 40 mil- yarlık TV yayın hakkı da Cim-Bom"un kasasına gi- recek. Galatasaray 2. tura geçerse de 66,finaleçıkarsa da 82 mil- yar alacak. Gintara Stauce kimdir 24 yaşında. Spartak Moskova ve Litvanya Milli Takımı'nın kalesini korudu. Geçen sezon Şampiyonlar Ligi'nde forma giyen ve gerek cephe- den gelen toplarda ve gerekse hava toplannda başanlı olan Stauce, 1.84 boyunda. Beşiktaş Koch'a teslim ASENAÖZKAN Beşiktaş, Roland Kodı'a emanet. Onceki günkü antren- manda tandon bağlan kopan Beşiktaş Teknik Direktörü Christoph Daum, pazartesi gü- nü tsviçre'ye gidecak, salı günü de amelıyat olacak. Daum, en iyi olasılıkla da ligin 3. haftasın- da oynanacak Vanspor maçın- da Beşiktaş'ın başında yer ala- bilecek. Dün MR'ı çekilen Daum'un tstanbul'da olmadığı süre için- deyse Beşiktaş'ın teknik direk- törlüğünü, Daum'un yardımcı- sı Roland Koch yapacak. Be- şiktaş'ın asbaşkaru Şevket Bel- gin, dün yaptığı açıklamada di- ğer yönetıcileri suçlarken, "Ben 85 yaşında Fuha'ya gidip takımın sorunlarıvla ilgileniyo- rum, ama gençler hicbir şey yap- mıyor" dedi. Diğer yandan, dün Haklu Yeten'in mezanna gide- rek Feyyaz olayına mizahi yak- laşımda bulunan bir grup Be- şiktaş yandaşı, Baba Hakkı'- nın mezanna siyah bir çelenk bıraktı. Beşiktaş yandaşlan burada yaptıklan açıklamadaysa "Be- şiktaş'ta muhteşem Süleyman imparatorluğu parlak dönemini yitirdi, duraksama dönemi de sona erdi, şimdi çöküş dönemi yaşanıyor" dediler. Yann ligin ilk haftasında Denizlispor'la karşılaşacak Beşiktaş, bu sabah uçakla Izmir'e. oradan da kara yoluyla Denizli'ye geçecek. Uche'den umut kesildi Spor Senisi- Fenerbahçe Kulübü Basın Sözcüsü Ahmet Zor, kayıp futbolculan Uc- he'yi bulmak için adeta Haçlı Seferi başlattıklanru. fakat bu futbolcuya ulaşamadıklannj belirterek, "Dünyanın dört bir ucunu aradık. Artık ümidimiz kalmadrdedı öte yandan Uche'nin Ingil- tere'de oldugu ve menajerleri vasıtasıyla kendısine kulüp aradığı öğrenildi. Bu arada F.Bahçe'nin yeni transferlerinden Ali Nafl'in sakatlığı nedeniyle Zeytinbur- nu maçı kadrosuna aünmadı- gı, Pingel'in ameü'yatının ise başanlı geçtiği, ama 8 aydan önce sahalara dönemeyeceği belirtildi. Yöneticiler bu durumda Pingel'den bu sezon ümitleri- ni kestiklerini söylediler. Takımın 4. kalecisi Kazım, attığı gollerle dikkat çekiyor RBahçe'ninyenigolcüsû! Zeytinburnuspor maçı öncesinde yapılan çift kale maçlarda Kazım tam 10 gol attı. HtLMİ TÜRKAY Kazmı kaledJerin korkuhı rüyası. (KEREMILGAZ) Gençlerbirliği'nden Fenerbah- çe'ye "kaleci" olarak gelmişti. Ancak onun önünde Akay ve En- gin vardı. Yani San-Lacivertli takımda üçüncü kaleci olmuştu. Jdmanlann başlamasıyla beraber kalede değil de sürekli ortada gö- rev aldı, bu uzun süre hep böyle devam etti. Sonrasında Holger Osieck'c, Kazım için," O futboku değil, kafecT diyenler çıktı. Osi- eck çark etti, ama artık sezonun sonu gelmişti, işte böyle olunca da Kazım, sezonu idmanlarda futbol oynayarak tamamladı. Tam 1,5 milyara mal olmuştu Fe- nerbahçe'ye Kazım. Ama oy- nadıgı bir 90 dakikası bile yoktu. Yeni sezon öncesi Kazım, Fe- nerbahçe'den aynlmak istedi, bu arada Rüştü gelmişti Fenerbah- çe'ye. Oynama şansı yine olma- yacaktı bu sezonda. Ama "aucısı" çıkmamıştı. Şimdi yine Fenerbahçe'de. Görevi yine kale- de değil futbolcu gibi ortada oy- namak. Engin, Rüşdü ve Murat varken ona sıranın gelmesi çok zor. Kazım 'da bunun bilincinde. Kendini şu günlerde futbola veri- yor hep. Kaleyi umıttu gibi artık. Çift kale maçlarda iyi bir forvet oyuncusu. Attığı paslar. attığı gol- lerle takun arkadaşlanndan ve Osieck'ten sürekli "aferin" alıyor. Zeytinburnuspor maçı öncesinde yapıian çift kale maçlarda Kazım tam 10 gol attı, öylesine hırslı ki Fenerbahçe'nin arayıpta bu- lamadığı bir santrfor sanki. Arkadaşlan, böyle bir golcünün Fenerbahçe'ye gelmediğini. İıo- ca'ya takılarak Ka/ım'a santrfor- da görev vermesini istiyoıiar. Osi- eck ise yeni görevi futbolculuk olan oyuncusu için "Golciilüğüne diyeceğinı yok ama, çok kiİohj" diyor ve ekliyor "Gol sıkınttsı çekmeye başlarsak ona görev ve- rebüirim." YORUM HALtT DERİNGÖR FeyyazF^ahçe'deneyapar? Feyyaz, Fenerbahçe'ye transfer oldu. Şimdi takıma girebilir mi gi- remez mi? Girerse kimin yerine gi- rebilir tartışmaları yapılıyor. Işi mantıksal olarak düşünür- sek, her yıl 20 gol barajını aşan, gol krallığına ulaşan bir futbolcunun F. Bahçe'de rahatlıkla oynayacağı düşünülebilir. Ama bu bir düz mantıktır. Asıl düşünülmesi gere- ken husus, Feyyaz'ın Beşiktaş'ta yıldızlaştığı koşullarla bugünkü ko- şullar arasındaki değişikliklerdir. Bana göre Feyyaz gibi bir futbol- cu F. Bahçe'de oynayabilir mi oy- nayamaz mı tartışmalarından önce, Beşiktaş'tan kopması veya koparılması ile içine düştüğü bu- nalımdan kurtulup kurtulamaya- cağı. Kolay değil, içinde doğup büyü- düğü, orada yıldızlaştığı, milli takı- ma yükseldiği, adının kulübü ile özdeşleştıği bir aile yuvasından koparılıp atılmak. Bunun suçlusunun kim olup ol- madığını tartışmak istemiyoruz. önemli olan bu değildir. Onemli olan gelinen noktadır. Feyyaz'ı Beşiktaş'ta devam eden sorunları. Beşiktaş'tan ay- rılması, Fenerbahçe formasını giy- mesi ve de San-Lacivertli bayrağı öpmesi anında, televizyonları- ndan ve basından izledim. Üzüle- rek söylemek gerekirse, Feyyaz'ın sırtına yüklenen sorunlar adeta kli- nik bir vaka olmuş. Renksiz bir yüz, buğulu gözler, boş bakışlar, çeiişik ifadeler, zaman zaman re- aksiyonlar gösterip zaman zaman içine kapanık bir hale girmesi bunu gösteriyor. Ülkemizde ve dünyada önce şöhretin doruğuna çıkıp sonra yalnızlığa itilen birçok sporcunun tek sığınacak limanının ahlak oldu- ğu bilinir. Önemli olan, böyle bir li- mana sığınmadan fırtınayı atlata- bilmektir. Dileriz Feyyaz da bunu atlatmış olsun. Feyyaz'ın takıma girmesi o ka- dar önemli değil. Bana göre asıl önemli olan onun öncelikle bir psi- kolog kontrolüne girmesidir. Bunu Rıdvan ve Tanju için de yazmıştık. Kulüplerimiz nedense sadece fut- bolcuların fiziksel rahatsızlıklarını gidermek için ortopedist kullanı- yorlar. Ama asıl önemli olan bu ha- reketleri kumanda eden beynın öncelikle onarılması gerekmez mi? Feyyaz bu gibi ruhsal prob- lemlerini çözerse Fenenbahçe'nin her yerinde oynar. Hele Aykut, Bü- lent gibi gol krallarının yanına Fey- yaz gibi bir golcünün girmesi bir kulüp için büyük bir şanstır. Fey- yaz hem golcü hem de karşısında- ki savunma oyuncularını adeta tör- püleyen bir oyun karakterine sa- hiptir. Gol noktalarına kolaylıkla gi- rer, kaçırdığı pozisyonlardan kork- maz ve sahada bir yenisini daha aramaya çalışır Cesur ve ataktır Kanatlardan gelen topla karşı- sında tam zamanlama yaparak gol vuruşu yapması önemli özellikler- dendir. işte bütün bunların uygu- lanması, Feyyaz'ın içine düşmüş oldugu bunalımdan kurtulması ile gerçekleşir. Fenerbahçe de böyle düşündüğü için Siyah-Beyazlı for- madan koparılan bu değerli futbol- cuya kucağını actı. Haydi Feyyaz... Feyyaz F.Bahçe'nin her yerinde oynar. RASGELE / RAIF ERTEM Boguk bir ses Iniler. Gün doğumu, gün batımı burun uçlarında Cümle alem duyar, sahil koru- ması, smniyeti. Kimse görmez, aldırmaz) Çandarlı Körfozi'nde. • Sabah^kşam karanhgında balıklar. Burun uç- larını yalar yalar da gecer. Elinde dinamitle bekle- yen zorbalar. Tepelerlnden salıverirler. Bü- yüklerini, Işe yarayanlarını toplarlar. Küçük- lerserllirkalır. Çandarlı Körfezi'nde. Elleme derler. Büyük tekneler! Agın bir ucunu kıyıdan salarlar, Dlger ucuyla açıktan çevirerek, balıgı kıyıda toplarlar. ışe yarayanı alı- rlar. Kalanını salıverirler. öyle mi? Şimdi ögle değil. Kıyıya topladıkları balıkların içine dinamiti salıyorlar. Işe yarayanı yaramayanı da ölüyor. Agları elleme zahmetine katlanmıyor- lar. Bir de algarnalar. Torba çekme de denir. Top- rağı kazıyan tırnaklar! Balıgı torbaya alır. Geriye sürülmüş tarla bırakır. Denizde. Çandarlı Körfezi'nde. Ya gırgırlar. Kıyıdan üç mil içerde çekmek ya- saktır. Sözde... Gelin Çandarlı Körfezi'nde görün. Çandarlı Körfezi'nden Ta kıyıya dek yanaşırlar. Herkesin gözü önünde. Görülmemesi, duyulma- ması mümkün değil!.. Sen nerden biliyorsun diyeceksiniz. Yenisak- ranlı balıkçılar anlattılar. Dert yandılar. Daha ileri gidenler oldu. Görevlileri suçladılar. Şikayet edin dedim. Biz suçlu çıkarız dediler. öksüz Çandarlı Korfezi. Sahibi yok. Bir bölümü Aliağa'ya bağlı. Bir bölümü Bergama'ya. Bir bölü- mü de Oikili'ye. Çok olunca sahibi! Hlçolmuyor... Ne olur Aliağalı, Bergamalı, Dlkilili yöneticiler. llgililer, bilgililer. Söylüyoruz, yazıyoruz. Artık bil- miyoruz, duymuyoruz diyemezsiniz. Açık söylüyoruz. Bundan sonra izleyeceğiz. Ha- berleşme ağlarını kurduk1 Sahi bir de denizlerden sorumlu devlet ba- kanımız vardegıl mi... Ne yazık! Hepimiz denizlere yabancı... Içimizde kaç kişi yüzme biliyor? Balıkçıların bile ancak yarısı... Plajlara bakın! Denizde yüzenler! Kıyıda güneşlenenlerin onda biri. Ne beklenir ki? Denizlerimizden belli değil mi?.. B«slm de gitti askere. Alırgelir tezkere. Biz de açılışa gidiyoruz. Rasgele.. Kocaelispor'un çiçeği burnunda teknik direktörü Denizli, Abdülkadir Yücelman'ın sorulannı yanıtladı. 2 yıllık aradan sonra antrenörlüğe dönen Denizli'yle açık açık: Türkinsaıunabüyük düşünmeyıöğrettim ABDÜLKADfR YÜCELMAN Mustafa Denizli yeniden futbolun ateşine düştü.Bir başka deyışle tilki kürkçü dükkanına döndü. Bu dönüşün başlangıcı vardı elbette. Neden Mustafa Denizli. Avrupa Kupalan'nda yanfı- nale yükselttiği Galatasaray'dan aynlmak istemişti. O günlere dönelim. "Galatasaray'dan ayrılmayı kendim is- tedim. Çünkü çok jorulmuştuni. O giinler bugünkü Gala- tasaray'ın kazandınldığı günlerdi. Gece gündüz çalıştnn, sonımda ne Türkiye şampiyonu olabildik ne Avrupa şampi- yonu. Çok eleştirikr aldım. Haksız >e acımasu eleştiriler. I yü dinlenme kararı aldım" diyor Mustafa Denizli - O günlerde birçok kulüpten \e de özellikle Fenerbahçe ve Beşiktaş'tan da tekü'fler alınıştuıız galiba? Evet, ama zamansız tekliflerdi. Ben karanmı vermış- tim, bir yıl dinlenecektim. - Bu dinlenme karannda acunasız eleştirilerin de mutla- kapayıobnuştur? Olmadı değil tabii. Ama beni en çok üzen. yönetimin bana sahip çıkmaması oldu. Eleştiriler coktu. ama yöne- timden ses yok. Kimi eleştiriyorlar, Galatasaray teknik direktörünü. ama yönetim sessiz. Olacak şey değildi tabii. - Sahip çıksaydı durum değişir miydi? Değişmezdi yine. Ama insan bekliyor kendisıne sahip çıkılmasını. Bu arada bir önemli nokta var, o da benim prensiplerim. Ben bir teknik direktörolmuşsam, kendime bu işi meslek olarak seçmişsem. mutlaka prensiplenme saygılı bir çerçeve içinde başanlı olmalıydım. Daha açı- kçası ben, bir yıl dinlenme karanmı Werder Bremen maçında verdim. O maçta büyük beklentilerim vardı. Finalı oynayıp şampiyon olacağımıza o kadar inanıyor- dum ki, ama olmadı. O maçta karar verdim. - Peki siz inanmıştınız, ama acaba taknndaki futbolcHİar da sizin gibi inanmışlar mıydı şampiyon olacaklarına? tnananlar çoğunluktaydı. Nıtekim çok iyi başladık, ama olmadı, o maçta heyecanım bitti. Zaten futbol olayı heyecandır. Heyecan olmazsa ne mücadele ne amaç, hiç- bir şey yoktur. Hiçbir şeyin önemi kalmamıştır. - Madem size inananlar da faz- laydı, o takımla devam edip istedi- ğiniz noktaya ulaşabilirdiniz. Acaba biraz erken mi pes ettiniz? Çok eleştinleraldığım ıçin faz- la direnmeye de gerek yoktu. Ben 8 yılımı verdim Galatasa- ray'a. Bana verilen imkanlar bel- li, benim ne yapmak istedigim belli, elime verilen kadro belli. Bir tanesi de çıkıp "yahu kardeş- lerim, Mustafa'nın kadrosuna bakın. Giden Erhan'ın. giden Si- moviç'in, giden Cüneyt'in, giden Tanju'nun Prekazi'nin yerine kimlerin geldiğine bakın' deme- di. Giden öyle bir kadroydu ki yeniden kurmaya kalksaruz, Ga- latasaray'ın bütçesini 10'a da katlasamz mümkün değildi. - FutboMan uzaklaşıp yeniden futbola döndüğunüz şu sıralarda dunyaya bakış açmu değişti mi? Elbette değişti. Değişim ol- mazsa zaten olduğun yerde kahrsın. - Kafanızdaki luicum fırtbolu' da değişti mi? Biliyorsunuz o günlerde epey eleştirilmiştiniz. Eleştınldım ama ben eleştirilemez bir kimse değilim. Eleştirilerde haklılık ve mantık olmalı. Dünya futbolun- da defans futbolu var da neden hücum futbolu olmasın. FIFA bütün bildirilerinde gol ve hücum futbolu istiyor. 1994 Dünya Kupası'nda 3 puan sistemi uygulandı, niye? Kimse gol atmasın diye mi. yoksa hep gol düsünsünler diye mi? Futbolu seven toplumlar. futboldan mutlu ol- mak ısterler. Defansif futbol, pısınk insan demektir. Bu bir korku türüdür. Türkiye, kurulduğu tarihten bu yana futboldan hep korkmuş bir ülkedir. Nasıl kıracak bu zin- ciri. O gün korkanlar bugün Galatasaray'ın Şampiyonlar Ligi'ne girmesini gayet doğal görüyorlar. Ama neden? O gün bu fikri ortaya atan adama karşı acımasız eleştiriler yapacaksın, Mustafa ortadan çekildikten sonra ortaya çıkıp onun fıkrine sahip gkacaksın. Ama bugün onlan okudukça öyle mutlu oluyorum ki. Bundan birbuçuk yıl önce, İstanbul'da Hollandaileoynuyoruz. Oacımasızlar- dan birisi yanıma yaklaştı. 'Yahu bu HoUanda'u yene- mezsek kimi yeneriz' dedi. Ama o da Hollanda'mn adını duyunca dudağı uçuklayanlardan birisiydı ve ben o gün zevkten dört köşe oldum. O dediği Hollanda, Avrupa şampiyonu. Dünya Kupası finalisti vesaire vesaire. Beni eleştırecek şey bulamıyor 'Mustafa Denizli'nin takonı top- luca hücuma kalkıyor' diyor. Benim futbolda yaptığım şey, sadece defans anlayışını değiştirmek oldu. Ne oldu. 5 veya 6 kişi ile yapılan defansta oyuncu sayisını azalttım. - Hocam biz 1-9-İleri de gördük. Yani özetle siz defans çokluğunu azaltmaktan başka bir düşünce içinde degildi- niz. Galatasaray Türkiye'nin de en iyi takımı değil. Ama bu Galatasaray, Avrupa'da yan finale çıkmıştır. Avrupa'ya yetişmek için başka çare yok Benim pasaportumda TC vatandaşı yazıyor. Ben bu ülkenin insanıyım. Ama futbolumuzdaki bir yanhş gele- neğin önüne geçtim. Ancak büyük düşünmekle Avrupa- lara çıkabilirdik. Ancak bu düşünce ile futbolumuzdaki korkaklığın, pısınklıgın önüne geçebilirdik. Bunu yap- masaydım bir gün sorarlardı. 'Bu ülke futboluna ne yaptuı' diye. Yani herkes çok akıllı, bir ben, Mustafa De- nizli mi aptal. Belki süper akıllı bir adam değilim. ama aptal hiç değilim. - Çogu kişi size 'Donkişot' demisti. Ne derlerse desinler önemli değil. Ben Galatasaray'ın hedefıni büyüttüm. Türkiye'de değil, Avrupa'da şampi- yon olmak gibi bir hedef gösterdim. Türk futbolu böyle gitmezdi. - Peki sizin yakhğıntz bu ateş bugün yanıyor mu, yoksa bir saman alevi gibi parlayıp söndü mü ? Yanması gerekırdi. Galatasaray'ın bugün Avrupa Şampiyonlar Ligi'ne gitmesı gayet normal karşılanıyorsa bu ateş yanıyor demektir. Ama geçen yıl Galatasaray, Şampiyonlar Ligi'nde yaptığı 6 maçta bir gol atmışsa, 9 kişilik bir takımı yenememişse bunda bir yanlışlık var de- mektir. Bugüne kadar mantalite yanlışlığının Türkiye'ye bir şey kazandırmadığını gördük. Şimdi sezon başlaya- cak, bakıyoruz. 4 büyüklerde tek hedef şampiyonluk olmamalı Mesela basın da bir manşet 'Fenerbahce'nin hedefi, şampiyonluk. 1 Beşiktaş'ın da öyle, Galatasaray'ın da, Trabzonspor'un da. Ama yanhş. Elbette hedef şampi- yonluk. ama Avrupa Kupalan'nda fınal. yanfinal gibi hedefler neden konulmuyor? Neden daima öndeki küçük hedef gösterilıyor. Diyelım ki Fenerbahçe veya ötekiler şampiyon oldular, bu yeterli mi sayılacak. Mantaliteye göre öyle. Galatasaray benden önce 10 defa şampiyon ol- muş. benden sonra da oldu. - Peki, ama kadrolar yeterli değibe? Biraz hayai olmu- yor mu? Ben bunu da kabul etmiyorum. Hedefıni belirleyip prensiplerim koymuşsan \e hedefe konsantre olmuşsan o yolda gideceksin, olursun olmazsın o ayn şey. Ama bir gün mutlaka gideceğine inanacaksın. - Geçen yıl Galatasaray, Şamphonlar Ligi'nde şansını iyi kullanamadı. Suee nedeni yine mantalite mi? Bakın. Galatasaray'ın grubunda en zayıf takım, Spar- tak Moskova. Monaco ise Galatasaray'ın daha önceyen- diği birekip. Hem de daha güçlü döneminde yendiğin bir Monaco'ya karşı başanlı olamıyorsun. Kala kala Barce- lona kalıyor. Yani Galatasaray'ın bu rakiplen arasında ikinci olmasını beklerdim. Üste- lik Manchester United gibi bir takımı elemişsen. Barcelona da- hil. hangi takım Galatasaray'ın karşısına rahat çıkar. - Sizin Beşiktaşlı olduğunuz söyleniyor, ne diyorsumız? Çocukluğumdan beri Beşiktaş sempatizanıyım. O iş ayn. Ama teknik direktör olarak her kulüp Mustafa Denizli'ye aynı mesafe- de. - Tanju'dan da biraz söz edelim. Tanju, sizin iyi bir öğrencinizdi. Onun Galatasaray 'dan aynlışı na- sıl oldu? Siz mi istediniz? Ne ben ne Galatasaray yöneti- mi Tanju'nun gitmesini istedi. Kendisi karar verdi ve gitti. Tan- ju'yu herkes gördüğü ile değerlen- diriyor. Tanju'nun dış görünüşü- ne bakmayın. dünyanın en duy- gusal insanlanndan birisidir. - Ya bugünkü durumu? Tanju'nun suçu. ekonomik suç. Gazetelerde vergi yüzsüzleri sütun sütun afişe ediliyor, sonuç yok. ama Tanju bir araba getirtmiş, 4 yıl hapis cezası. Bu yasanın yeniden gözden geçirilmesi gerekir. - Yani vatandaş Mustafa Denizli'nin yorumu böyle. Vatandaş da aynen böyle düşünüyor. Biz 3 kişi bir ara- ba getiriyoruz suç. bir adam 10 tane araba getiriyor suç değil. Bu nasıl mantık. Herkes hata yapabilir. Hani birlaf var, "Gençler düşünebilse, yaşlılar yapabilse". Tanju da gençtır, bir hata işlemiştir, ben şahsen affından yanayım. - Galatasaray'daki başanlı çalışmanızdan sonra birçok panek katıldınız. birçok gençle karşı karşıya geldiniz, ge- nellikle hangi tip sorularla karşdaştınız? Çok ilgınç, bınsını anlatayım. Ankara'da Vakkora- ma'nın bir paneli vardı. Hacettepe'li. ODTÜ'lü öğrenci- ler vardı salonda. Sadık Deda ile Erman Toroğlu da salon- daydı. Bir öğrenci şu soruyu sordu "Galatasaray, Şampi- yon Kulüpler'de ne yaparr Eylül 1989'du. İlk defa ffaaT lafını orada kuUandım. Salon bir anda sessizliğe gömüldü. Kimsede çıt yok. Dedim kı "Şu lafı söylemekten ne kadar mutluysam, sizin halinizi görünce de o kadar mutsuz oldum. Sizler yannın doktonı, mühendisi, işadamı, siy asetçisi olacaksmız. Ama eğer benim futbolda büyük hedef göstermeme bu kadar hayret ediyorsanız, sizler dünya çapında ne doktor ne mü- hendis ne siyaset adamı olabilirsiniz. Ama benim inandığım gibi, benim final hedefi gösterdiğim gibi, sizler de en tepede- ki hedefi gösterirseniz dünya çapında birer insan olursu- nuz." O anda salon yıkıldı sanki. - Hedef büyük olunca başansudık, düş kırıkhğı yarat- mazmı? Asla ve asla başansızlığı düşünmeyeceksiniz. Koşulan hedeflere vanlmayabilir. Galatasaray Avrupa'nın en iyi takımı değil. Hatta belki Türkiye'nin de en iyi takımı de- ğil. Ama bu Galatasaray, Avrupa'da yanfinale çıkmışur. insan düşündüğü yere ulaşır, düşünmediği yere asla vara- maz. - Kocaelispor'daki hedef nedir? Tabii ki Avrupa Kupalan'nda en yukanlara çıkmak. Kocaelispor da 11 kişilik bir futbol takımıdır. Ve her takım gibi onun da hedefi Kapıkule'den sonrasıdır. - Hani şu sizin meshur 'yüzde 51 sansımız var' lafı gibi. Ben Türkiye'de her sahada hedef büyüttüm. fiatta bazı üniversıte profesörleri bana mektup yazdılar, 'Artık biz de talebeierimize büyük hedefler göstermek zonında kaldık' diye. Türkiye sıyasette, eğitimde, ekonomide ve her alanda hedef büyütmelidir. Yüzde 51 'e gelince, bu oran, yani yandan bir fazlası her şeye yeterdemektir. Ha yüzde 51 olmuş ha yüzde 99, ben- ce fark yok.önemli olan yeterli olmak. Büyük hedeflere ulasmanız dileğiyle deyip sohbetimize nokta koyduk Mustafa Denizli ile.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle