Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
İmtiyaz sahibi: Berin Nadi
Genel Yavın Koordinatörü' Hikmet Çetinkaya
• Genel Yavın Danışmanr Orhan Erinç
• Yazıişleri Müdürlen: İbrahim Yıldız,
DinçTayanç(Sorumlu), #Haber Merkezi Mü-
dürü. Hakan Kara
Di} Haberler Ergun Balcı • Ekonomı: Biilent
Kızanlık • İsiıhbaraı: Yalçın Çakır • Vurt
Haberleri: Mehmet Saraç • Makalcler: Sami
Karaören # Spor: Abdülkadir Yücelman
• Düzekme: Abdullah Yazıcı
Ankara Temsilcısr Mustafa Balba\ •Huber Müdürü: Doğan Akın AtatürkBul-
vanNo:125. Kat: 4, Bakanlıklar-AnkaraTel 4195020(7 Hat),Tclex. 42344. Fax:
(4)4195027 •İzmır Temsılcısı. Serdar Kızık, H Zıva Blv 1352 S.2 3 Tel.4411220
Telex: 52359. Fax. 44191 [7 •Adana Temsılcısı: Çeön Yiğenoğlu İnoniı Cd 119
S No- 1 KdV 1. Tel: 3522550-3522601-3522492. Telex. 62155. Fax. 3522570
Müessese Müdürii- Erol Erkut • Koordma-
lör Ahmet KoruLsan •Muhasebe. Bülent Ye-
ner #ldare Hüsevin Gürer •Işletme. önder
Çelik • Bılgı-Işlem Naillnal »Bılgısavar Sıs-
tem: Möriivet Çiler #Reklam Reha Işıtman
Yıyımliyu ve Basan: Yenı Gün Haber Ajansı. Bdsın ve Yd\ıncılık A Ş
TürkoçağıCad 39 41 d g a l o g l u 34334 lst PK 246 Islartbul Tcl (0 212)5i:(^O5(2()hJl)Tclc\ 222-kı. F.ı\ (i) 2 i : ı
16TEMMUZI994 İm.sak: 3.44 Güneş: 5.38 Oğle: 13.15 İkindi: 17.13 Akşam: 20.42 Yatsı: 22.26
Ayfer Feray
toprağa verildi
• MUĞLA (Cumhuriyet)-
Bodnım'da önceki akşam
geçirdiği rahatsızhk sonucu
nayaünı kaybeden tiyatro ve
sinema sanatçısı Ayfer Feray
dün Merkez AdüyeCamii'nde
kıbnan cenaze namazından
sonra Bodrurn'da toprağa
verildi. Türkiye'nin birçok
yerinden Bodrum'a gelerek
cenaze törenine katılan
sanatçılararasında Derya
Baykal, Ekrem Bora, Haht
Kıvanç, Seyyal Taner, Ülkü
Aker, Ferdi özbeğen, Haldun
Dormen, Yıldız Kenter de
vardı. 1928 yılında Izmir'de
doğan Ayfer Feray 1952 yıhnda
Vatan Gazetesi'nin güzellik
yanşmasında ikinci seçilmişti.
Egitim bilimleri
mezunları
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Eğitimin > önetimi,
programlanması ve
planlanması alanlannda
ö^renim gören Ankara
Üniversitesi Egitim Bilimleri
Fakültesi mezunlan, Milli
Eğitim Bakanlığı'nın
kendilerini öğretmen
ahmlannda kapsam dışı
tutmasını tepkiyle
karşıladılar. Eğitim Bilimleri
Fakültesi'nin kurulduğu
yıldan beri eğitim yönetimi
ve halk eğitimi konulannda
işgücü yetiştirdiğini
anımsatan mezunlar, siyasi
tercihler uğruna kendilerine
öğretmenlik hakkının
tanınmadığını savundular.
Kameramanlar
Derneği
• İstanbul Haber Servisi-
Türkıye'de özel
televizyonlann yayın
hayatma başlamasından
sonra sayılan ortan
kameramanlan tek çaü
altında toplamak amacıyla
Televizyon Kameramanlan
Derneği kunıldu. Derneğin
geçici başkanlığına ise
TRT'den Orhan Tanakınç
getirildi. Eminönü'ndeki
Marmara ve Boğazlan
Belediyeler Birliği'ne ait Oba
Restoran'da bir tanışma
gecesi düzenleyen Televizyon
Kameramanlan Demeği'nin
ilk fahri üyeüği ise Bakırköy
Belediye Başkanı Ali Talip
Özdemir'e verildi.
Hazine arazileri
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Türk Belediyecilik
Derneği ile Konrad
Adenauer Vakfı tarafından
Hilton Oteli'nde düzenlenen
basın toplantısında, devlet
tarafından konınamayan
Hazine arazilerinin
belediyelere devredilmesi ve
bundan böyle imar affı
çıkanlmaması önerildi. Arsa.
Ofısi tarafından satışa
çıkanlan arsalann belirli
ellerde toplandığı ve
spekülatif ortamlar yarattığı
öne sürülen toplantıda
aynca. belediyelerin imar
zabıtası kurmalanna olanak
sağlanması istendi.
Hollandalı bilim adamları ölümden sonrasını araştırdılar
Yaşamın sondurağıtarüşılıyor
• Hollandalı bir grup
doktor, 10hastanede4
yıl boyunca kalp
hastalan üzerinde
yaptıklan çalışmalann,
ölümün yaşamın son
durağı olmadığını
gösterdiğini ileri
sürüyorlar.
Çeviri Senisi - Hollandalı bir
grup doktor ve psikolog dünya-
nın en eski sorusuna bilimsel bir
yanıt getirdiler. "ölümden son-
ra yaşam var mı?" sorusu ile bu
kez filozof ve din adamlan de-
ğil, bilim adamlan ilgilendi.
Reignstaate Hastanesi kardi-
yologlanndan doktor Pim
Lommel ve Utrecht Üniversite-
si psikologlanndan Ruud van
VVees bu sorunun yanıtının ke-
sin olarak "evet" olduğunu id-
dia ediyorlar. Hollanda'daki 10
hastanede 4 yıl boyunca kalp
hastalan üzerinde calışüktan
sonra, edindikleri bilgilerin ışı-
ğında ölümün, yaşamın son du-
rağı olmadıgı görüşünde bir-
leşiyorlar ve bu görüşü destek-
leyecek bilimsel kanıtlara sahip
olduklanru belirtiyorlar.
Hastanede yattıklan sırada
klinik olarak ölen ve tekrar ge-
riye döndürülen hastalann 5 ta-
nesinden biri, yaşadıklanru so-
mut olarak anımsıyor. Ancak
bu hastalar, ayru deneyimi ge-
çirmiş önceki hastalardan farkb
olarak ölünce kendilerini rüya-
daymış gibi hissetmediklerini
söylüyorlar. Oysa pek çok has-
ta bu deneyimin yaşantılannı
temelden değiştirdiğıni kay-
dediyor.
Van VVees, "Ölümü Yaşama
Deneyimi"nin (ÖYD) pek çok
yolun kesiştiğj bir nokta oldu-
ğunu açıklayarak şöyle konu-
şuyor: "Bu çalışma tıp, felsefe,
temel bilimler. din \e parapsiko-
lojiyi bir araya getiriyor ve ölü-
mün herkes için farİdı bir de-
neyim olduğunu gösteriyor."
Çalışma sırasında kullanılan
ileri yöntemler ve bilimsel yak-
laşım nedeniyle bilim adamlan
da çalışmayı ciddiye almak zo-
runda kahyor. Londra Kraliyet
Maudsley Hastanesi'nden nö-
ropsikiyatrist Dr. Peter Fen-
Öteki dünvaya zamansız gidenler şu yazı ile karşılasabilir: "Geri dön. Yanltş yoldasuı."
wick bu çalışmanın modem bi-
lımin temelinı sarsacağını öne
sürüyor, çünkü modern bilimin
ruh ile beden arasında ayınm
yapmadığmı söyleyerek görüş-
lerini şöyle dile getiriyor: "Gali-
le kendi kendine şu soruyu soru-
yordu: Akıl beyne mi hapsedili-
yor, voksa ruh olarak mı ortava
çıkıyor? Bugünün bilim adam-
lan ruh kavramını rümüyle red-
dediyorlar, çünkü beynin, bilinci
konrrol erriğine inanıyorlar. On-
lara göre eğer beyin ölürse her
şey birlikte ölüyor.Beyin bir te-
levizyon cihazına benziyon be-
yin yaşam deneyimlerini ve bilin-
ci yayınlayan bir araç. Bu bağ-
iamda TV cihazı bozuiduğu za-
man yayın yapamıyor. Ancak
bu, programlann da birtiği an-
lamına gelmiyor, çünkü prog-
ramlar yayın dalgalarında
varlığmı devam ettiriyor. Buna
koşut olarak insan ölünce büinç
farklı bir konumda yasamuıı
sürdürüyor. Beyin, biyolojik ola-
rak öldüğünde hastanın bedene
geri dönme kararını alabildiği
bilimsel olarak kamtlandığı tak-
dirde bilim adamlarının tüm ku-
ramlan yeniden gözden geçirme-
si gerekecek."
Dr. Van Lommel hastaneye
yatınldıktan bir müddet sonra
kalp krizi geçirip, yaşama geri
döndürülen kalp hastalanndan
oluşan bir grup üzerinde
çalışıyor. Bu hastalar kalp kri-
zinden önce ve sonra tıbbi yön-
den çok sıkı izleniyor. Eski çalı-
şmalardan farkb olarak bu has-
talara ilaç verilmiyor.
Bu çalışma çerçevesinde kli-
nik ölüm şöyle tanımlanıyor:
"Dolaşım ve solunumun durma-
sıyla beyne yeterli kan gitmeme-
si sonucunda bilinçsizlik dunı-
munun ortaya çıkması." Ölüm
halının süresi vücuda bağlı bu-
lunan monitörler aracılığı ile öl-
çülebiliyor. (45 saniye ile iki da-
kika arası.)
Araştırma ekibi hasta yaşa-
ma geri döner dönmez bilinç-
sizlik süresine ilişkin aynntılan
öğrenmeye çalışıyor. Hasta
anımsıyabildiği kadan ile his-
settiklerini aktanyor. Bir yıl
sonra aynı hasta ile bu kez çok
aynntılı bir görüşme yapılıyor
ve hastaya ÖYD'nin yaşamla-
nnda ne gibi değişikliklere yol
açüğı soruluyor.
Van VVees'in ilk ızlenimlerini
sorduğu 62 hastanın pek çoğu
klasik "öteki dünya" görüntüsü
çiziyor: Bedeni terk etmek, hu-
zur dolmak, vücudu diriltme
çabalanru yukandan izlemek,
bir tünelin içine girmek, ışık sa-
çan bir varlıkla karşılaşmak.
ölü akrabalara rastlamak ve en
sonunda vücuda geri dönme
karan alarak geri dönmek. Ne
var ki bırtakım hastalar tümüy-
le farklı bir tablo çiziyor. Örne-
ğın bir hasta denizin ortasında
bir kaya görüyor. Sonradan ka-
yanın aslında bir insan olduğu-
nu anlıvor.
KöpriUüKanyon
ıçtnilk
ASUMAN ABACIOĞLU
İZMlR - Antalya'da Köp-
rüçay üzerinde iki baraj yapıl-
ması projesine büyük tepki
gösterilmesi üzerine, Çevre
Bakanhğı"nın, kanyon içinde-
ki Beşkonak-1 Barajı'nın
ÇED raporuna ilişkin olum-
suz görüş bildireceği öğrenil-
di. ÇED Genel Müdürü Mu-
rat Suııgur Bursa. "ÖzellikJe
kanyonu içine alan Beş-
konak-1 Barajı'nın yapdması-
na dair çok ciddi bir tepki var.
Biz bu olumsuz görüşleri gö-
zardı edecek değüiz" dedı.
Çevre örgütleri ve meslek ku-
ruluşlan ise yalnızca Beşko-
nak-1 Barajı'nın değil, her iki
barajın da yapımına karşı ol-
duklannı bildirmek üzere
ÇED Genel Müdürlüğü'ne
telgraf yağmuruna başladılar.
•Çevre
Bakanhğı,
kanyon içindeki
Beşkonak-1
Barajı'nmÇED
raporuna ilişkin
olumsuz görüş
bildirecek.
Yapımcı fırma Kepez'in ilk
barajı. ikincisinin yapımmı
sağlamak amacıyla " yem"
olarak kullandığı vurgulandı.
Antalya'da, Köprüçay Mıl-
lı Parkı içinde yer alan ve do-
ğal SİT alanı olarak koruma
altında bulunan Köprülü
Kanyon'da, Kepez Elektrik
A.Ş. tarafından vapılması
planlanan Beşkonak elektrik
santrallan; çevre örgütleri,
meslek kuruluşlan, turizmci-
ler ve üniversitelerden bilim
adamlan tarafından büyük
tepki gördü. Barajlann. yapıl-
dıklan yerin ve nehnn doğal
yapısını bozacağını. onnanla-
n, tanm alanlannı, yerleşım
birimlennı. tanhi alanlan su
altında bırakarak hayvan ve
bitki türlerinı ortadan kaldı-
racağinı, doğal, kültürel ve ta-
rihi değerlere büyük zarar ve-
receğini bildiren bu kuruluş-
lar, aynı zamanda. barajlann
üreteceğj elektriğe o bölgede
gereksinim duyulmadığını
vTarguladılar.
Ikinci için incelemeler
süriiyor
Çevre Bakanlığı'nın, bu
tepkiler karşısında kanyon
içerisinde yapımı planlanan
Beşkonak-1 Barajı'na ilişkin
olumsuz görüş bildireceği,
Köprüçay Milli Parkı dışında
kalan Beşkonak-2 Barajı'na
ilişkin ise incelemelerini sür-
düreceği öğrenildi. Konuyla
ilgili bilgi veren ÇED Genel
Müdürü Murat Sungur Bur-
sa, özellikle kanyonu içine
alan Beşkonak-1 Barajı'nın
bu koşullarda yapılmasına
ilişkin çok ciddi bir tepki ol-
duğunu belırterek, "Biz bu
olumsuz görüşleri gözardı ede-
cek değüiz. Biz, bu görüşlere
itibar edeceğimizi yönetmeliği-
mize koymuşuz. Beşkonak-2
için de ciddi endişeler var, ama
özellikle Beşkonak-1 için çok
ciddi endişe ve tepkiler oidu"
diye konuştu.
Çevreci tepkisi, yerini
buldu
Doğal Hayatı Koruma
Derneği yöneticilerinden Mu-
rat Yarar. Çevre Bakanlığı'-
nın barajlardan bırine ilişkin
olumsuz görüş bildirmesinı
"önemli bir adım" olarak nite-
lendirerek. bunda tüm çevreci
kuruluşlann. turizmcilenn ve
Milli Parklar Genel Müdür-
lüğü'nün kararlı tutumunun
payı bulunduğunu söyledi.
Yarar. Köprüçay'ın, el değ-
memış bir nehır olarak sundu-
ğu değerlerin ve olanaklann
olduğu gibi korunmasıru iste-
dıklerini belirtti.
Kırsal Çevre ve Orman So-
runlannı Araştırma Derneği
Başkanı Doç.Dr. Yücel Çağ-
lar ise, "Birinci barajın, çevre-
ye zarar >ereceğini kabul edip,
ikincisinin çevre) i etkikmeye-
ceğini düşünmek komiktir,
yanlıştır." dedi.
Brezilya'da meydana gelen don olayı ülkenin kahve üretiminin yüzde 25'ini yok etti
Kahve tiryakilerinintadı kaçtıÇeviri Senisi - Dünvanın
kahve üreten belli başlı 10 ülke-
sı. geçen hafta Brezilya'nın Pa-
lacio do Itamaratv kentınde
BreziKa'nın durumunu tartış-
mak üzere toplandı. Time der-
gisinin son sayısında çıkan ha-
berde. kahve tiryakilerinin kah-
ve fivatlanndaki yükselme
olasılığı karşısında duyduklan
kaygı dile getirilıyor.
Geçen hafta Brezilya'da bek-
lenmedık bir anda kahve plan-
tasyonlannı yakan don olayı.
ülkenİH kahve üretiminin yüzde
25'nin >ok olmasına vol açtı.
Dolayısıyla fıyatlar tavana vur-
masa da büyük oranda yüksel-
di. ABD'de Procter and Gamb-
le şirketi sattığı kahvenin fi-
vatını yüzde 17 oranında
arttırdı. Fransa'da ortalama fı-
yat artışı yüzde 20'lere ulaştı.
Ingiltere v e diğer Av rupa ülke-
leri yakında yüzde 15 dolayında
birartışbekliyor
1989 yılında Uluslararası
Kahve Örgütü'nün etkinliğini
vitirmesiyle beraber kahve
stoklan çoğalmış, fiyatlarda
• Dünyada kahve
fıyatlan yükselmeye
başladı. ABD'de Procter
and Gamble şirketi, sattığı
kahvenin fiyatını yüzde 17
oranında arttırdı.
Fransa'da ortalama fiyat
artışı yüzde 20'lere ulaştı.
İngütere vediğer Avrupa
ülkeleri, yakında yüzde 15
dolayındabirartış
bekliyor. Uzmanlar
fiyatlardaki bu artışın
devam edeceğinden kaygı
dujuyorlar.
voizde 50Tere varan düşüşler 10 milyar dolarlık bir kayba
yaşanmıştı. uğradığı tahmin ediliyor. Stok-
Kahve üreticilerinin 1993 lann yığılması üzerine kahve
yılına gelinceye kadar yaklaşık üreticileri üretimi kesince, 1994
yılında fiyatlar birdenbire iki
katına çıktı. Czerine bir de don
olayı yaşanınca, fıyaı artışlan
panik yaratacak boyutlara
ulaştı.
Tüm bu gelişmeler sırasında
Japon tüketicisi beklenmeyen
bir şekilde fıyatı düşük "nes-
kafe"den uzaklaşarak tercihinı
daha pahalı fıltre kahveden ya-
na yapmaya başladı. Fransa'da
da tiryakiler "cafe noir"den
vazgeçerken. İtalyanlar"espres-
so"lanna ne denli sadık olduk-
lannı gösterdiler. Dünya tüke-
tıcilennin başını çeken Ameri-
kalılar kahve tüketimini arttı-
rmaya devam ettiler.
Son gelişmeler karşısında
ABD'de sıradan bir pastanede
bir fıncan kahve 1.25 dolardan
(37 bin TL) 1.40 dolara (42 bin
TL) yükseldi. Ne var ki. yükse-
len fiyatlann kahve tiryakilerini
etkilemeyeceği şimdiden gö-
rülüvor.
MESELA DEDIK..
İVJ. evsim normalleri" oldu-
ğu gibi 'memleket normalleri' de
vardır. Bunu bilmeyip de 'o nasıl şey,
hiç öyle olur vmxT diyenlerin şaşınp
kaldığı nice haller vardır ki bize göre
'normal'dir. Bunlar okullarda oku-
tulmadığı için de pek çok memleket
evladı öğrendikleriyle yaşadıklan
arasındaki çelişkiyi açıklayamaz,
bunalıma düşer. Biz işte tam da bu
noktaya parmak basarak 'memleket
normalleri'ni açıklamayı iş edindik,
böylece memleketin saf ve temiz va-
tandaşlannı kafa kanşıklığına karşı
uyarmayı kendimize vazife bildık.
YalansÖylemek
norma] midir?
- Öğrenci yalan söylerse çok kötü-
dür. Amma.. müdür yardımcısı üç
günlük rapor alırsa işinin hallola-
cağını söylerse 'normal'dir.
- Ev içinde birbirine yalan söyle-
mek çok kötüdür. Amma.. komşu-
lara yalan söylemek 'normal'dir.
- Vatandaşın yalan söylemesi suç-
tur. Amma.. yetkililerin vatandaşa
memleketin yüce menfaatleri adına
'gerçekleri tam olarak ifade etmeme-
si' 'normal'dir.
- Yalan söylemek kötüdür.
Amma.. yerine, durumuna, icabına.
kişisine göre 'gerçeği tam olarak
yansrtmak' daha kötü olabilir. Onun
için de ey benim saf ve temiz vatan-
daşım, doğruyu söylerken dokuz ke-
re yutkunun, onuncu yutkunuşu-
nuzda da sözünüzü yutun. Bu arada
unutmayın ki, hiç kimse sustuğu için
MemleketNormalleri...
suçlanmaz. amma.. konuşunca başı
derde giren çok kişi vardır. Hem
baksanıza ne divorlar. 'Düşünmek
suç değildir ama düşündüğünü söyle-
mek suç olabilir'. Bu lafı da unut-
mayın, öyle 'ben bildiğim doğruları
söyİerim' diye tepınmeyın, başınıza
iş açarsınız ki sizi kimsecikler kurta-
ramaz. 'Memleket normalleri'ne
göre yalandan kimse ölmemış ama,
doğrulardan çok kişi ölmüştür.
Acilen zengin olmak
normal midir?
'imdi 'yalan söylemek' deyince
biraz düşünmek gerekiyor. Elbette
ki yalan söylemek hem suçtur hem
ayıptır hem de günahür. Yalan söy-
leyenin burnu uzar, dili şişer, daha
bilmem neler olur neler... Hoş ata-
lanmız 'doğnı söyleyeni dokuz köy-
den kovarlar, onuncu köyde bir de da-
yak atarlar' demişlerse de yalan söy-
lemek kötüdür. Kötüdür amma...
- Çocuklar yalan söylerse kötü-
dür, kulaklan çekiür, ağızlanna acı
biber konur. Amma.. büyükler ço-
cuklara her yalanı söyler, bu da 'nor-
mal'dır.
normaldir, bunu sor-
mak anormaldir. Onun için bizim
sorumuz da biraz acayıp kaçn. Siz hâlâ
zengin olmadınız değil mi? Ola-
mazsıruz. çünkü bunlan size okul-
larda öğretmediler. Neyse. bereket
versin ki şimdi bu önemli eksiğinizi
u
apatma firsaünı buluyorsunuz. Bu
bölümü dikkatle okumak 'acilen
zengin' olmak için bıre bırdir.
- Babanız, daymız. amcanız, akra-
ba taallukattan bir şeyiniz etkili ve
yetkili bir yerde mi? Tamam, sizin
yüksek bir 'kredibiliteniz' var de-
mektir. Yani istediğiniz kamu ban-
kasından ya da uygun özel ban-
kalardan, o da olmadı doğrudan
devletten kredi, teşvik, arkalama.
destek olma fasıllanndan yüklüce
paralar alabilirsiniz. Bir iş yapa-
cağınızı söyler, ama asla o işi yap-
mazsınız. Bu parayı faize yatınr,
arttınr da arttınrsınız. Birkaç yıllar
geçtikten sonra birisinin aklına gelir-
se sızden biraz para isterler. Verme-
nıze hiç gerek yoktur. oralı ol-
mazsınız. Biraz tantana olursa da
aldınş bile etmezsiniz. Siz artık
önemli toplantılarda. kokteyllerde.
önemli kişilerle buluşmalarda ola-
cağınız için adresinizi bulup tebligat
bile vapamazlar. Artık 'acilen zen-
gin' oldunuz, uyumayın.
- Böyle bir yakınınız yoksa ne ya-
palrm. üzülmevin. Sızin yeteneğiniz
'acilen zengin' olmaya yeter Hemen
'saftolog' olduğunuzu söylersiniz.
bastınn. Ne iş yaptığınızı soranlara
'saftalog' olduğunuzu söylersiniz.
İnsanlann iç enerjilerini biriktirip
ceplerine aktardığınızı söv leyin.
Amerika'da. Hindistan'da. Çin'de,
Maçin'de bunlan öğrendiğinizi söy-
leyin. Nasılsa 'nerede, kimden?' gibi
sorulan kimse sormaz. Televizyon-
lar peşinizden koşup görüşme üstü-
ne görüşme yaparlar. Saf vatandaş-
lar peşinize düşer. enerjilerini ceple-
rine aktarmak için kapınızda kuy-
ruk olurlar. Size de cepte birikmiş
enerjiyi kendi cebinize aktarmak
kalır. Biz bir şey istemeyiz. içinizden
teşekkür edersiniz, yeter.
- Bu da size uygun değilse zaran
yok. Daha ne yollar var... Siz gelin
havadan zengin olun. 'Havadan da
zengin mi olunurmuş?' demeyin. Bu
memlekette birileri çıkıp da 'ben su-
dan zengin olacağım' deseydi mahal-
le sakalan gülmekten kınlırdı. Şimdi
görmüy or musunuz, iyi su nasıl para
edivor. Siz de havanın gitgide kirle-
neceğinı unutmayın. Şimdiden tek
kişilik hava poşetleri hazırlayın. So-
kağa çıkacaklann temiz hava poşet-
lerini boyunlanna takıp sokağa çı-
kmalanna az kaldığı nı aklınızdan çı-
kannayın. Bir 'Temiz Hava İstasyo-
nu' açarsınız. Gelene gidene hava
pompalarsınız. Kuyruklar olacak ki
ne kuyruklar. Deniz havasımn fi-
yatını avn koyun. Nefes darhğı çe-
kenlere *yayla havası', özlevenlere
'dağ havası', nemden yakınanlara
'kunı hava', boğazında sıkıntı olan-
lara 'nenüi hava' satar durursunuz.
Arkadan 'parfümlü' havayı pompa-
larsınız. meraklısına 'rakı kokulu
hava' basarsınız. Artık havanızdan
geçilmez. Yollarda tüpgaz gibi tüp-
hava servisleri dolaştınrsınız. Gerisi
size kalmıs.
Düşünce suç olur mu?
JDu mesele ağır bir meseledir.
Kanşıktır. çözümü de öyle kolay de-
ğildir. Bir kere. ne demektir 'düşün-
ce'? Yani. insan yüksek yerden 'dü-
şünce', bir yeri kınlır değil mi? Saf bir
genç kız bara 'düşünce' iyi mı olur? O
saf genç kızın namusu payimal ol-
maz mı? Sonra bir mesele sokağa
'düşünce' ne olur? Herkes kendine
göre bir şeyler söyler de iyi mi olur?
Görüyorsunuz ki bu 'düşünce' lafı
düşmekten geliyor ki Allah düşür-
mesin. 'Düşenin dostu ohnaz' diye bir
atasözü bile var. Demek ki nedir. in-
san düşmemeye bakmalıdır. Doğnı
dürüst gidip gelmek varken neden
düşüyorsun birader? Düşerken
bana mı sordun ki ağlayıp duruyor-
sun? Şimdi kolundan tutup kaldı-
rsak sen gene düşersin. Biz bu dün-
yaya düşenleri kaldırmaya mı gel-
dik? Bizim buralarda düşünce suç
olur. Sen de bunu bil de düşeyim fa-
lan deme. Bak hapse düşenlere kim-
se Şahu ne olmuş da bunlar buraiara
düşmüş?* diye soruyor mu? Bir şeyle-
ri var ki düşüyorlar. Sen aklını bun-
lara takma, kendi işine bak. Bizim
memleket normallerine göre 'düşün-
ce suç olur'. Bunu da kimsecikler öğ-
retmez. Sen sen ol, düşmemeye bak.
Temiz bir kardeşimizsin, kendine
yazık etme, bizi de üzme.