25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 16 TEMMUZ 1994 CUMARTESİ DÎZÎYAZI 1986 Nobel Ekonomi Ödülü'nü kazanan James M. Buchanan Cumhuriyet için yazdı SiyasetekonomideneliniçeksinGeçmişi anımsamayanlar, onuyaşatmaya mahkümduriar. (*) Toplumbilim tarihinin en büyûk deneyi yirminci yüzyılda yapıldı. Merkezden denetlenen kurumlar aracılığıyla ulusal ekonomiler kurma çabalan kesinlıkle başansız oldu. Bu gibi ekonomik sistemler, pazara ve serbest girişimcilik ilkelerine dayanan ekonomilerinkine benzer ekonomik değerler yaratamadılar (yaratamazlar). Kısaca belirtmek gerekirse bu yûzyıl iki yönlü teoriyi tûmüyle doğruladı: Pazar işler, sosyalizm işlemez. Sorun şu ki, bu büyük deneyim sonuçlan, siyasaJ önderler ile onlann destekleyicisi olan halkın bilinçlenip ekonomiye siyasal ve kısıtlayıcı denetimler getiren potansiyel ekonomik gücü baltalamalannı engelleyebilecek mi? "Geniş çapta sosyaüzmin"kanıtlanan bağımsızlığı "küçük çapta sosyatizme" uygulanacak mı? Şu ya da bu ekonomik etkinliğin, tek tek siyasaya feda edilmesinden ve böylece gözden çıkanlmasından söz ediyorum. Francis Fukuyama adlı Amerikalı bilim adamı "TbeEndof HistoryandtheLastMan- Tarihin Sonu ve Son Adam" (1991) adını tasıyan çok düşündürücü kitabında bu sorulan oluinlu olarak yanıtlıyor. (••) • Siyasal uygulamalarda genellik ilkesi. ulusal siyasanın calısan kurumlanna anayasaca iyice yerleştirilmemisse 20. yüzyılın ekonomi derslerinin 21. yüzyılı biçimlendirmekte etkili olacağını söyleyemeyiz. Özel gruplann çıkarlannın siyasalarla korunmasını yasaklayan bir anayasal çerceve içinde calışan pazar ekonomisinin vaat ettiği refah. liberalizmin yeni keşfedilen ideolojisini oluşturabilir. Klasik ve neo klasık ekonomi teorisinin ana ilkesinin, sonunda geçerli bulunacağını öne sûrûyor. Fukuyama, tûm toplumlann ekonomik çahşmalannı pazar ilkelerine göre düzenleyeceklerini öne sûrüyor. Ekonomik hareketlerin siyasal denetimi, yerini pazann serbest gûçlerine bırakacak, önûmüzdeki yıllann reformcu atılımı ulusallaştırma değil, özelleştirme olacaktır. Fukuyama haklı mı? bunun için gerekli toplumsal bilinçlenme nasıl gerçekleşecek? Yirminci yûzyılm apaçık öğretileri yirmi birinci yüzyılın anayasal-kurumsal seçimlerini nasıl etkileyebilir? önce ulusal devletlerce temsil edilen toplumlan, karar alıcı dev birimler olarak algılamaktan vazgeçmek gerekir. Toplumlar karar vermezler; kişiler üyesi olduklan siyasal, ekonomik ve toplumsal gruplardaki rollerine, özel ve tuzel kişiliklerine göre karar verirler. I Pazar ekonomlBPtade topbm I ıtoğsr gonol çAarlara dayanr Ama kişilerin birbiriyle çelişen ve "geneP ya da "toplumsal" çıkarlara uygun olmayan farklı ve özel çıkarlan vardrr. Pazar ilkelerine dayalı ulusal ekonomilerde toplam değer, genel çıkarlara dayanır; belirli gruplar için değer yaratan özel çıkarlara dayanması gerekrnez. Bazı gruplann üyesi olan birçok îtişi serbest ekonominin en iyi-değeri James M. Buchanan'a göre bu yüzyü iki yönlü teoriyi tiimüyle doğruladı: Pazar işler, sosyalizm işlemez, Buchanan 21. Yüzyd'da bundan ders ahmnasıgerektiğuıi beliıterek şöyied ^ r : Sonm şu ki, bu büyük deneyimm ekonomiye siyasal ve lastiayıcı denetimkr getiren potansiyel ekonomik gücü baltalamalannı engelleyebilecek mi? Portre Üniversiteyi inek sağarak okudu "Kendimi hiçbir zaman dar anlamda bir 'ikti- satçı' olarak görmedim. Benim ilgim daha çok, hobbesim birsavaş içerisinde birbirimtde biriik- te yaşamayı nasıl öğrenebilecegimt ve devletin diktası altînagirmeksizin nasüyaşayabUeeeğimk olmuştur" J.M Buchanan, "BetterThan Pknving", s. 373 (*) James McGill Buchanan, I919'da Teımessee eyaletinde kûçük bir kasaba olan Ruiherford'da doğdu. Üniversiteyi (1940) ve mastınnı (1941) aynı eyalette ta- mamladı. O tarihte kendisini "fiberteri- an sosyafist"olarak tanımlayan Buchanan, doktorasını yapüğı Şi- kago Üniversitesi'nde (1948) FrankKnight'ın "-FiyatTeroM^u alrı hafta okuduktan sonra piyasa ekonomisinı savunmaya başladı- gmı belirtiyor. Doktorasuu tamamladıktan sonra Tennessee Oniversitesi'ne dönerek ders vermeye başladı. 1951-54 Florida Devlet Oni- versitesi'nde, 1954-55 dönemin- de italya'da burslu olarak araştır- malar yaptı. Amerika'ya dönü- şuDdeG.WtaTEaNutterilebır!ik- te Vırgkıia Üniversitesi'nde Tho- mas Jefferson Siyasal Ekonomi Arasürmalan Merkezi'ni kurdu, 1968'e kadar müdüriûğunü lanndan dolayı Nobel Ekonomi Ödülü'nü ka- zandı. Isveç Kraliyet Akademisi ödülûn gerek- çesını şöyle açıkladı: Maraet MfiacBaoan, ekooomi ve pofiiflt ka- rar almasüredoeffi^rîn's&fejraed ve anayasftT birtemdolıı£ıınnakyoliindayaidaf*40)4ke9- dinibffinMelçahymah»-aadadı.Bucahşınabnae 'KanmSeçteiTeoriri'ninenbaştagelentemsa- d j ö d i t d " Buchanan, Nobel'den başka çeşitli ödül ve onursal unvanlara sahiptir. Prof. Buchanan, kendi yazdı- ğı özgeçmişinde özetle "Aflem yoksuMu. Büyûkbabaaı Joha P. B h T i i i y Buchanan, y vaasiydi.Babam,b#VBkbiraae- DBie]ikDçükçoeuğuydu.Baıv»- maç*birçiftiktebByüdaın.B»- bara birçok Iş yspanfa. A&nenı aüeahıenpariakvezekiİBsaiHy- dh*diyor. Üniversite eğitimi boyunca dörf yı! inek sagarak okul mas- raflannı karşılayan Buchanan, mezunıyet sonrasında karşısına çıkan firsatlara yönelik seçüni- ni şöyle anlatıyor: "B&incisi,ay- da 65dolaraöğretmaıEk,Idnci- d75doiarab>nkadaıiKiBarİBk, 50doianinrvmitedearaştırma 1968-«9'da Los Angeles'taki California Oni- vcrsitesi'nde konuk profesör olarak çaiıştı. 1969'da Virgina Politeknik Üniversitesi'ne geç- ti ve Gordoa Tuiock ile biıiikte "Kamu Seçimi Araşürma MerkezPni kurdu ve genel yönet- menliğini yüklendi. 1983te merkezin öteki profesörleri ile biriik- te George Mason üniversitesi'ne taşındıysa da damşmanlıgını'sûrdürdü. 1986'da kamuseçimi alanıadaki öncû çahşma- yaratacağını bıldiğı halde pazann denetimi için siyasal önlemleri destekler. Yapılan hesap çok basittir. 100'ûn yüzde beşi 200'ün yûzde birinden fazladır. Tûm vatandaşlann genel çıkan için belirli gruplann özel çıkarlan arasında bir uzlaşmaya vanlamazsa Fukuyama'nın öngörûsü gerçekleşemez. Anayasal reformlar siyasal etkinliklere açılır ve özel çıkarlardan anndınlırsa uzlaşma olanağı olur. Çeşitli kitap ve makaleler yayımlayan Bucha- nan, "yöntemsd btreydflk"i savunan bir liberal düşünürdür. Kendisine ve yandaşlanna göre; 20. yüzyılın ikinci yansında ortaya çıkan ekonomik sorunlardan, Keynes ve Keynesyen ekonomist- lerin "mâdahakri devlet" anlayışı sorumludur. (*) Bnchanan'm özgeçmişi "Maliye Yazıla- n "dergisinin Ocak-Mart 1994 tarihli 42. saytsm- daDoç. Dr. Coskun Can Aktan 'm "JamesM.Buc- hanan'ır Botitik Iktisada Kathları" adlı bilimse! makalesmden derienmiştir. James M. Buchanan Pratik örnekler verilebilir. Belirli endüstri, meslek ve işlere siyasal olarak getirilecek her hangi bir kısıtlama, anayasa ile yasaklanmalı ya da tüm endüstri, meslek ve işler eşit tutulmalı. Yabancı rekabetinden korunan bir mal varsa, bu koruma tüm mallara tanınmalı. Vergiler her türlü gelir kaynağına eşit oranda uygulanmalı. Siyasal uygulamalarda genellik ilkesi, ulusal siyasanın çalışan kurumlanna anayasaca iyice yerleştirilmemişse 20. yüzyılın ekonomi derslerinin 21. yüzyılın ekonomik ve siyasal manzarasım biçimlendirmekte etkili olacağını söyleyemeyiz. Anayasanın bu konuda rolü çok önemli. Fakat şu ya da bu nedenle bu rol unutulmamahdır. Genel çıkann zedelenmesi uğruna özel grup • Pazar ilkelerine dayalı ulusal ekonomilerde toplam değer. genel çıkarlara dayanır: belirli gruplar icin değer yaratan özel çıkarlara dayanması gerekmez. Bazı gruplann üyesi olan birçok kişi serbest ekonominin en iyi değeri yaratacağını bildiği halde pazann denetimi için siyasal önlemleri destekler. Yapılan hesap çok basittir. 100'ün yüzde beşi 200'ün yüzde birinden fazladır. çıkarlannın siyasalarla desteklenmesi de artık geçen çağda sona eren Marksizmin kolektivizm anlayışına bağlanmamalı. Yine de Fukuyama'nın öngörüleri gerçekleşebilir. Sımf çatışması ideolojisinin savunmasıyla perdelenen geçen yüzyılın sosyalizm deneyleri analitik - aydınsal hata yüzünden karaya oturdu. Özel gruplann çıkarlannıh siyasalarla korunmasını yasaklayan bir anayasal çerçeve içinde çalışan pazar ekonomisinin vaat ettiği refah, liberalizmin yeni keşfedilen ideolojisini oluşturabilir. (*) "Geçmişi anımsamayanlar onuyaşatmaya mahkümduriar" George Santayana, Life of Reason, Voll, CH.X1I: The Otford Dictionary ofÇuotations, 3. Bash (Oxford: Chçford University Press, 1979), 414. (**) Fukuyama Francis, The End ofHistory and The Last Man (New York: Basic Books, 1991) Yarın: Juan Antonio Samaranch Y A Y I N H A K K I C u m h U r İ y e C ' E A İ T T İ R . İ Z İ N S İ Z Y A Y I N L A N A M A Z CALISAJNLAREV SORULARI/SORUIVLARIYILMAZ SİPAL Süper emeklilerin aylık oranı nedir? Soru SSK'den 1. derecenin 9. kademesinden %7 aylık oranı iize- rinden emekli oldum. 1988 yüında 5 milyon 40 bin lira yatı- rarak süper emekli olma hakkını da kazandun. Benim gibi süper emekli olup, benden bir vü önce 1987'de 4 mihon 200 bin lira y atıranlaruı benden fazla emekli aylığı aldığını gör- düm. Bunun mantığını anlayamadını. Yasa sürekli değişti- rildi. Bizler de ipin ucunu kaçırdık. Bu konuda da SSK emeklilerine en ufak bir bilgi verüememektedir. Ayuklanmı kontrol edebilmem için aşağjdaki bilgjleri verir nüsiniz? 1) Göstergem kaçtır? 2) Bugfin için süper emeklilerin aylık oranı nedir? 3) Eskiden 6 ayda bir yapdan zamlar şimdi bölünerek 3 ayda bir yapdmaya başlandı. Ben de 1 Nisan - 30 Haziran 1994 dönemindeki katsayı ile sosyal yardım zammı ne oldu. Bu katsav ılara göre bana bağlanan aylık ne kadardır. A.N. YAP«JIT: 1)12 Mayıs 1993 günlü Resmı Gazete'de yayımlanan 3910 sayılı yasa ile süper emeklileri aylıklanna yeni düzenleme getirilmiş ve günümüzdeki uygulamaya gecilmiştir. Bu uygulama ile 1987 ve daha önceki yıllarda emekli olup 1. derecenin 9. kademesine ulaşanlardan, Sosyal Sigortalar Ku- rumu'na "'4.200.000 TL ya da 5.040.000 TL borçlanma primi ödemiş olup, malullük, yaşlılık ve ölüm sigortasından aylık ol- makta olanlara ödenmekte olan aylıklan. (6400) gösterge üzerin- den sigortalının prim ödeme gün sayısı" da göz önüne alınarak ve 1 Ocak 1993'ten geçerli olarak yeniden hesaplanıp ödenmeye başlanmıştır. Günümüzdeki uygulamada 5 milyon 40 bin lira ödeyenlerle, 4 milyon 200 bin lira ödeyenler aynı göstergeden 6.400'den ayhk almaktadır. 2) Süper emeklilerin aylık bağlama oranlan. ödedikleri malul- lük, yaşlılık ve ölüm sigorta prim gün sayılan ile emekli olduklan tarihtekı yaşlanna göre değişmektedir. 5.000 gün prim ödeyen süper emeklilere %50.5 oran üzerinden ayhklan hesaplanmakta- dır. 5.000 günden fazla prim ödeyen süper emeklilere ise bu 50.5 oranı, fazla ödedikleri her 240 gün için %1'er arttınlmaktadır. Örneğın, 7400 gün prim ödeyen bir sigortah fazla ödediği 2.400 gün için aylığı % 10 artmakta ve %60.5 oranına yükseunektedir. 3) I Nisan - 30 Haziran 1994dönemi için katsayı 1.100, sosyal yardım zammı ise 1 milyon 960 bin lira alarak belirlenmiştir. Size bağlanan aylığı hesaplayabilmemiz için emekli olduğunuz tarihteki yaşınız ve pnm ödeme gün sayınızın bilinmesi gerek- mektedir. 15 Temmuz 1994 ÖZLEMBAHAR ile ÖMERARIÇ Evlendiler. BURSA SATILIKEV Gültepe Cadde üstü 2 katlı müstakil ev acilen satıhktır. 1.200.000.000 TL. Tel:2587501 KADIKÖY tKtNCİ SLîLH HUKUK MAHKEMESİ'NDEN 1994'380 vesayet Haydar Yücebaş Sok. 14/3 Acıbadem/Kadıköy adresinde ika- met eden Mehmet Doğan'ın rahatsızlığı nedeni ile vesayet altına alın- masına ve kendisine aynı adreste ikamet eden annesı Pakıze Doğan'm vası ta>ınine karar venldı. 13.7.1994 Basın: 8041 POLITIKA VE OTESI MEHMEDKEMAL Bir de Su Derdi Var... Temmuz ortalarının yakıcı sıcağı iyi bastırıyor. Çoluk çocuk taş iskelenin kıyısında alıyorlar soluğu... Yabancı- sı, yerlisi denizdeler. Ayağına bir mayo geçiren kendini denizde buluyor. Denize girmeyenlerin altında birbisik- let, Izmir'in Kordonu'na benzeyen rıhtımda fırdolayı dönüyor. "Buranın Insanı okur-yazardır" diyor genç öâretmen. "Hemen herkes okur-yazar. Insanlan kışlarını Istanbul'- da geçirirler, yazlarmı Küçükkuyu'da." Burada evlenmiş ve buraya yerteşmiş genç öğret- menle dertleşiyoruz. öteki çileli öğretmenler gibi, ko- nuştuğumuz öğretmen de az dertli değil, şurda burda epeyce dolaştıktan sonra sonunda soluğu Edremit'te al- mış. Bir Edremit'te evleri var, bir de Küçükkuyu'da... Edremit deyince belleğim beni yıllar öncesine götürü- yor. Hastanenin başhekimi Dr. Rebli Pekergin'le buraya gelmiştik. Gerçekten de körfez, tepeleme barbunya do- luydu. Biz de nasibimizi aldıktan sonra evdekiler yesin diye kalanı doldurup gitmiştik. Hatırımda iri iri barbun- yalar oynaşır. Taş iskelenin kıyısına oturup yöneldiğiniz zaman gör- düğünüz berrak bir denizdir. Mıhlı Oeresi, Kaz Dağı- ndan aşıp kıyıya geldiğinde, dupdurudur. Zaten Kaz Dağı'ndan aşıp gelen kaynağın sayısı bilinmiyor. Oylesi çok ve bol!.. içme suyu olarak ancak yüzde otuzu kullanı- lıyormuş, geri kalan yüzde 70'i boşa gidiyormuş. "Neden boşa?" diye soruyorum. "Tesisat lazım, teşkilat lazım " diyorlar. Beri yandan, Istanbul'da kente veriien suyun kaynatılmadan tçilmesi 'tehlikeli' ilan ediliyor. "Suyu kaynatın öyle için, yoksa zehirlenirsiniz" diyorlar. Su ve zehir, Istanbul'da yan yana görünüyor. Bizevlerde Mıhlı Deresi'nin kaynaksu- yunu içiyoruz. Ne kaynatma var, ne oynatma. Bir yan- dan bollukla göneniyoruz. Mıhlı suyu, deresi, çayı diyorlar; bunun üçünü de söy- lüyorlar. Bizim geçen yazı da 'Mıhla'ç\km\ş, düzeltelim. Mıhlı suyu anılır da 'Sütüven Şelalesi' unutulur mu? Sü- tüven de Kaz Dağları'ndan aşağı dökülmüyor mu? Sütü- ven'i Edremit'in şairi Mustafa Seyyit Sütüven üne ka- vuşturmadı mı? "Bir kayadan duman duman On iki metre atlayan Dağ kokusuyla yuklu su Boşluğa gelince saç Düştüğü yerde üç kulaç Mavi su, ak köpüklü su." Bir şiiri ile üne kavuşan ve şairler arasında seçkin ye- rini alan bir şair sorarsanız, size Mustafa Seyyit Sütü- ven'i gösterebilirim. ûzel şiirler şampiyonu sayılan Nurullah Ataç, günün birinde bu aruz, hece karması şiiri bir dergide görüyor, hemen çevreye yaymaya başlıyor. Ortıan Vell'yi nasıl üne kavuşturduysa Sütüven'i de üne kavuşturuyor. O gün bugün Sütüven dillere destandır. Siz hiç akarsuları için destan yazılan ülke biliyor mu- sunuz? Fuzuli'nin, 'Su Kas;des/"nden sonra bir de bu Sütüven vardır. Oysa ülkemizin dört bir yanı suyla dolu- dur, ülke susuziuktan kıvranır. Pahalıya mal oldu, ama ülkemiz bundan birkaç yıl önce tankerle su taşıyarak su- suzluğunu Kuruçeşme önlerinde gidermedi mi? "Aaaa, tankerle su getiriyorlar" diye kınayanlar oldu, ama su da geldi. istanbul'un yeni belediye başkanı dua ile su getireceğini sanıyordu, ama yağmur bulutuyla bile su getiremeyeceğini anladı. Su sıkıntısı yavaş yavaş her yana yayılıyor Şimdiye değin su sıkıntısı nedir bilmeyen Küçükkuyu Belediyesi de gece 24.00'ten sonra suları bir süre keserek gelecek sıkıntıyı gidermeye çalışıyor. Bunu çaktırmadan yapı- yor, ama biliyor ki su sıkıntısı bütün yurda yayılmak du- rumunda. İstanbul'un büyük bir felaket olarak karşımızaçıkan su sıkınttsını düşündükçe, korkmamak elde değil! Bir de Karayalçın ınÇiller i tutması var ki az korku sa- yılmaz. Aslan sosyal demokratlar!..' BULMACA SOLDANSAĞA: 1 2 3 4_5_6..7 8 1/ Ksilofona benzeyen ve ^ çubuklarla çabnan vur- mah çalgı. 2/ Birkaç 2 renkli ipükten yapılmış ~ dokuma... Eski dilde def- ne ağaa. 3/ Bir nota... 4 Demir ırgatıru geri çalıştı- rarak demir zincirini de- nize verme. 4/ Belirti... Kazı yeri. 5/ Elektrik di- renç birimi... Algılanan nesnelerin temel niteliği. 6/ Bir yanşın başlama anı... Açığa vurulmuş, or- taya dökülmüş. 7/ Önemli tarihsel olgu... Taş dibek. 8/ Enis Batur'un bir şiir kitabı... " görmez çeşmi- miz endişe-i ağyardan" (Fuzuli). 9/ Bahçelerde yazın oturulmak için yapılan kafes biçiminde süslü çardak. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ File benzeyen, soyu tükenmiş iri hayvan. 2/ Dört Halife'nin sonun- cusu... Duvar örülürken büyük taşlann arasına konulan ufak taş- lar. 3/Eski Mısır'da güneş tannsı... Afrika'da yaşayan, zarif görünümü ve güçlü sıçrayışıyla tanınan antilop. 4/ Az sözle çok şey anlatma... Bir zaman birimi. 5/ Konya ilinde bir baraj... Tümör... Asaf Halet Çelebi'nin bir şiir kitabı. 6/ Temel esas... Eski dilde öç, intikam. 7/ Açık alanlardan ve kalabahk yerler- den korkma. 8/ Reşat Nuri Güntekin'in bir romanı. 9/ Cera- hat... Alev. İLAN TC MERSİN4. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Esas No: 1990,4 KararNo: 1993/67 Davacı Içişleri Bakanlığj adına Haane vekili Av. SeJçuk Ankan tarafmdan davalılar Zeynep Yastı, Fatma Çiftçioğlu, Mehmet Raşit Gök. Saadet Gök, Abdullah Gök, Mahmut Özdemir, Ahmet Özde- mir, Fatma Çiftçioğlu, Raia Çıflçioğlu, Huri Çiftçioğlu, Mehmet Başak, Yüksel Çiftçioğlu, Göksen Çiftçioğlu ve Hasan Gökhan Çift- çioğlu, Fatma Yastı, Gülızar Mennıoğlu, Kazım Yasü aleyhine 2942 sayılı yasanın 16. maddesine göre Mersin ili, Menteş köyü, Eğnçam mevkiınde bulunan 618 parsel sayılı taşınmazın Hazıne adına hük- men tescüıne karar verilmesine dair dava açılmış. yapılan yargılama sırasında davalılara duruşma gününü bildirir teblîgat yapılamamış, yapılan zabıta araşürmasında da davalılara teblîgat yapılamamış ve adresleri tespit edilememış olduğundan ılgılılenn adreslen de buluna- madığından ilanen tebügat yapılmasına karar verilmiştir. Karar gereğıncc yukanda adlan ve soyadlan yazılı davalılann. Menteş köyü, 618 parsel iken 3194 sayılı yasanın 18. maddesine göre ıfraz edilerek oluşan Menteş köyü 66 ada 1 ve 67 ada 2. parsellerin tapulannın ıptali ile Hazine adına karar verildiği ve Elif, Fatma Çift- çioğlu ile Aü Suvari haklanndakı davanın reddine karar verildiğin- den mahkememizin 11.2 1993 iarih ve 1990,4-1993 67 sayılı karan- nın ilanı ile ılandan iubaren 30 günlük yasal süre içerisinde temyiz etmeleri, aksi halde temyiz etmemişsayılacaklan ilanen tebliğolunur. 49590
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle