19 Nisan 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 15TEMMUZ1994CUMA HABERLER DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit, "Türkiye'de solun üzerine SHP'nin gölgesi düştükçe, solun genelde zayıflamasını önlemek çok zor olacak" dedi: SoldabirliğekarşıdeğüimIŞIKKANSU ANKARA - DSP Genel Başkanı Bfi- lent Ecevit, Türkiye'de solun üzerine SHP'nin gölgesi düştükçe, solun genel- de zayıflamasını önlemenin çok zor ola- cağını söyledi. SHP'nin, toplumda bü- yük hayal kınklığı yarattığını kaydeden Ecevit, "Böyle bir ortamda solun kendi kendini yeniden tanımlaması, değişen toplum koşulları bağlammda soruıdara yeni yaklaşunlar ve çözûmler ûretmesj gerekirdi. Bütün sol bir kalıba döküldûğü vakit, bu mümkün olmazdı. En doğrusu, solda olan veya görü- nen partileri, rutuınlanyla ve ey- iemleriyle karşılaştırmak, sına- mak ve onlardan birini secmek- tir" dedi. SHP'nin "damdan dü- şerken" DSP'nin de yakasına yapıştığı için DŞP'yi de birlikte düşme tehjikesi ile karşı karşıya getirdiğini savunan Ecevit, "Be- nim solda birlik istetnemem ta- savvur bile edflemez. Ancak sol- da sağlıklı ve tutarlı birlik istiyo- ruz*' diye konuştu. Ecevit, Cumhuriyet'in son seçim sonuçlan ve solda birlik ile ilgili sorulanna şu yanıtlan verdi: "Istanbul'da son yapılan se- cimlerde sol, önemli bir darbe yedi. Siz, bu konuda ne duşünü- yorsunuz?" ECEVtT - Türkiye'de solun üzerine, SHP'nin gölgesi düş- tükçe, solun genelde zayıfla- masını önlemek çok zor ola- cakür. SHP'ye, milletimiz bü- yük krediler açmışür. 1989'da yerel yönetimlerde iktidara ge- tirmiş, 1991 genel secimlerin- den sonra hükümet ortakhğı şansını tanımışür. Fakat SHP, bu şans ve kredileri çok olum- şuz bir şekılde kullanmışür. Özelde sosyal demokrasiden, genelde soldan, toplumda bü- yük bir hayal kınklığma neden olmuştur. Aslinda başka sol partilerin, özellikle DSP'nin, SHP'deki bu başansızlıklardan, SHP'nin toplumda uyandırdığt hayal kınkhğından etkilenmemesi gerekirdi. Ama Türkiye'de bazı çevreler, gerçekleri görmezlik- ten gelerek yıllardır soldaki partiler arasında, özellikle DSP ile SHP arasında hiçbir aynlık olmadığı, ikisınin her konuda- ki temel ilkelerinin, program- lannın, tutumlannın birbirin- den farksız olduğu iddiasını yayıyorlar. Medyanın katkısı Medya da bu iddialann yayı- lmasma katkıda bulunduğu için SHP'nin doğurduğu hayal kınklığı, DSP'yi de olumsuz yönde etkiliyor. Bunun en be- lirgin kanıüanndan biri 10 temmuz günü Beykoz'da yapı- lan seçimde görüldü. Burada SHP secime girmeyeceğini, DSP'yi destekleyeceğini söyle- mişti. Fakat Beykoz'da SHP'- den DSP'ye oy gelmek şöyle dursun, tam tersine DSP'nin kendi oylannda bile bir azalma oldu. Çünkü bizim SHP ile bir- liktelik görüntüsü vermemiz, kendi seçmenimizde de bir kuş- ku uyandırdı. Üstelik yine son aylarda ısrarla solda bir kurumsal birleşme ola- cağı, DŞP ile SHP'nin birleşeceği, bu- nun eylülde-ekimde kesinleşeceği gibi gerçek dışı haberler yayıhyordu. Tüm bunlar, SHP'nin gölgesinin bizim de üs- tümüze düşmesi sonucunu doğurdu. SHP seçimlerde uğradığı üst üste yenil- gilerden bizi sorumlu tutuyor. Bu büyük bir haksızlık, çünkü SHP'- nin oylannı yüzde 30'lara yükseltmiş olan biz değildik, şimdi yüzde 5'lere, 6'- lara düşmesinin sorumlusu neden biz olaüm. Bunu anlamak mümkün değil. öte yandan, 27 Mart seçimlerinden sonra, solda kurumsal birleşmeyi sağla- mak amacıyla çok sayıda solda birlik platformlan oluşturuldu. Bunlar iyi ni- yetle meydana gelen gruplaşmalardı. Fakat bence yanlış bir yöntem uygu- ladılar. Soldaki partileri kurumsal birli- ğe zorlamak için "Ya birleşirsiniz ya da sfcri cezalandınnz, size oy vermeyiz, ver- dirtmeviz" havasmı yaydılar. Böylece, aslinda solun kendi kendisine zarar ver- miş oldular. Bu cezalandırma kampan- yasmdan etkilenen bazı seçmenler de oylannı inanmadıklan halde sağcı par- tilere verdiler veya hiç oy kullanmama voluna gittiler. Oysa benim öteden beri belirttiğım durum şuydu: Solda birlik is- teyen kesimler bunu baskıyla ya da ce- zalandırma gayretleriyle gerçekleştir- meye çalışacaklanna, soldaki 3 partiyi her konuda sınasınlar. Bu 3 partiden hangisi sağa karşı daha inandıncı ve et- lanmızda bir azalma oldu, son yerel se- çimlerde. Ama genelde, artık DSP solun birinci partisi ve çekim merkezi duru- muna geldi. "1970'lerde sol, sizinle birlikte bir sıç- rama yapmtştı. Şimdi sol partilerin oylan yüzde 25'lere ancak vanyor. Bu koşuUar- da, DSFnin solda birinci parti oMuğımu söylemekle sorun çöznlebilecek mıT" ECEVÎT - Hayır. Elbette bu sorunu çözmeye yetmez. Son yerel seçimlerde bizim de oylanmızda azalma olmuştur. Ancak Türkiye'de bugünkü sola hep HP, toplumda büyük hayal kınklığı yarattı. SHP, bizim de yakamıza yapıştığı için bizi de birlikte düşme tehlikesiyle karşı karşıya getirdi. Benim solda birlik istememem tasavvur bile edilemez. Ancak solda sağlıklı ve tutarlı birlik istiyoruz. kili bir mücadele veriyor, bu sol parti- lerden hangisi özellikle RP'den gelen tehlikeye karşı daha etkili ve kararlı mü- cadele veriyor gibi konularda üç partiyi sınasın, sol seçmen. Bu yanştan hangisi en iyi notu ahrsa solda kurumsal değil, kitlesel birleşme orada oluşturulsun. Sarunm, bu önerim, yabana atılacak bir öneri değildir. Böyle bir ortamda solun kendi kendini yeniden tanımlaması, de- ğişen toplum koşullan bağlamında so- runlara yeni yaklaşımlar ve çözümler üretmesi gerekirdi. Bütün sol bir kalıba döküldûğü vakıt, bu mümkün olmazdı. "Oylanmızda azalma oldu" Onun için bence en doğrusu, solda olan veya görünen partileri, tutumlany- la ve eylemleriyle karşılaştırmak, sına- mak ve onlardan birini seçmektir. Bu- nu aslinda seçmen yapmaya başladı. Belirttiğim nedenlerle bizim de oy- SHP açısından bakılmıştır. SHP'nin performansı, uy'gulamalan açısından bakılmıştır. Bu da tümüyle solu lekele- miştir. Gecenlerde Sayın Karayalçın bir şey söylemişti, "Bütün sol hep birlikte damdan düştük" diye. Aslinda damdan düşen SHP, ama bizim de yakamıza ya- pışuğı için bizi de birlikte düşme tehlike- siyle karşı karşıya getirdiler. Bizim, CHP oylannı 1970'lerde yüz- de 27'den yüzde 42'ye kadar yükselte- bilmiş olmamızda çok önemli bir etken, sağa partilerin tabanmdaki yurttaşlara da seslenebilmemiz, kendimizi onlara kabul ettirebilmeTnizdir. Türkiye'de özel yaşamlannda, geleneklerine biraz fazlaca bağlı olan herkesi, ileri- ci aydın diye tanımlanan kesim; sağ- cüıkla tutuculukla hatta gericilikle itham etmiş ve o şekilde sağa partilerin tabanına itelemiştir. Oysa biz 1977 se- çimlerinde o kesimlerden milyonlarca oy aldık. SHP'nin gölgesi kalksa DSP'- nin öncülüğünde Türkiye'de sol çok bü- yük sıçrama yapabilir. Solsuz bir parti veya sol kanadı kınk birdemokrasi uçu- şa gecemez, bu mümkün değildir. Sol, SHP'nin engellemesi ve gölgelemesi ne- deniyle zayıf düştükçe, solun slogan- lannı sağdaki partiler kullanıyorlar. Türkiye'de kamuoyunu etkileyen bazı gerici çevreler, DSP ile SHP'yi bir kalı- pta gibi göstcrmekten, "Aralannda fark yoktur" iddiasını yaymaktan vazgeçse- ler ve DSP'nin ülke sorunlanna önerdi- ği somut, birbiriyle tutarlı çözümler ka- muoyuna daha tutarlı olarak yansıtılabilse ben sol oylann kısa sürede yüzde 50'yi aşabile- ceğine inaruyorum. "Solda birlik konusunda çok kati olduğunuz, DSP'nin lider partisi konumundan sıyrıla- madığt, kadrolannı genişleti- lemediği yönünde çeşitii eleştiri- ler bulunuyor..." ECEVtT - Biz, solda birliğe karşı değiliz. Hele benim solda birliğe karşı olmam mümkün değil. Çünkü ben Türkiye'de daha 196O'lı yıllarda sola siya- sal meşruluk kazandınlması- nda öncülük etmiş bir insanım. Demokratik sol felsefenin oluşturulmasına ön safta katkıda bulunmuş bir kimse- yim. Benim solda birlik isteme- mem tasavvur bile edilemez. Ancak, solda sağlıklı ve tutarlı birlik istiyoruz. Solun her tür- lüsünü değil, Türk halkınca be- nimsenebilecek bir sol anlayışı, Türkiye'nin kendine özgü ko- şullanna uygun bir ulusal sol anlayışı tutarlı biçimde oluş- turmamız gerektiğine inanmışüm. Daha 70'li yıllann sonlanndan itibaren bu düşün- ce oluşmuştu bende. Onun için biz solda birliğe değil, solda tu- tarb birliğe yönelen bir parti- yiz. Yetenekli kadrolar DSP'nin kadrolan olmadığı iddiası da tamamen yanlış. Aslinda çok yetenekli kadro- lanmızın varbğını, kamuo- yuna yeterince duyuramadık. Her konuda özellikle son 1-2 yıldır, çözüm üretmemize yardıma olan geniş uzman kadrolanmız var. örneğin, son Beykoz seçimlerine giderken Ankara'daki ve tstanbul'daki bazı uzmanlanmızı devreye soktuk ve Beykoz'un sorun- Iannı derinliğine inceledik. Beykoz'un çevre sorunlan var, sanayi kuruluşlanyla ilgili, KİTlerle ilgili sorunlan var, ekonomik ve sosyal sorunlan var. Bunlann hepsine çok so- mut çözümler ürettik, uzman kadrolanmızın katkısıyla ve ben bu çözümleri meydan top- lantılannda olabildiğince dile getirmeye çalıştım, ama tek bir 'cümlesi medyaya yansımadı. Bizim çözümlerimiz hem gör- mezden geliniyor hem de "DSP'nin çözümleri ve çözüm üretecek kadrolan yoktur" de- niliyor. "Solun bu durumundan do- layı karamsar mtsınız?" ECEVtT - Hayır karamsar değilim. Aksine bugün Türkiye'nin; geçmişe takıbp kalmamış. slogana ol- mayan, ülkenin gerçeklerine göre olu- şan bir sola her zamankinden çok ge- reksinmesi var. RP, sanki solcu bir par- tiymiş izlenimini verecek sloganlar kul- lanmaya kendini mecbur hissediyor. Zaman zaman merkez sağdaki partiler de sol sloganlar kullanmaya calışıyor- lar. Rahmetli özal, "düzen değişikliği" sloganımızı almışü, Sayın Çiller, şimdi çıkar çevrelerine karşı mücadele açtığı izlenimi vermeye çahşıyor. Gerçekte öyle bir mücadele açmadığı halde. Yani toplumdaki sola yatkmlığın. bütün sağa partiler de farkında, ama onlar al- dana bir şekilde o kesimlerden oy alma- ya çalışıyorlar. Biz eğer kendimizi ve mesajlanmızı topluma daha çok iletebi- Iirsek ve "DSP"ye verilen oylar ziyan olur" havasmı aşabilirsek bu engeller tasa sürede aşılabilir. SHP Grup Başkanvekili Karakaş, birliğin olmaması durumunda solun eriyeceğini söyledi: Solda bîrlik SHP ve CHP arasında olur YILMAZGÜMÜŞBAŞ ANKARA - Özellikle 27 Mart yerel seçimlerinde abnan sonuçlardan sonra ivme kazanan solun birliğj ve sosyal demokrat partilerin birleşmesi tarüşmalan sürüyor. Öncelikle, partiler dışı sol kesimde başlatılan arayışlar ve tartışmalar, giderek parti örgütlerine, buradan da partib milletvekillerine yansıdı. Konuyla ilgili olarak Cumhuriyet'in sorulannı yanıtlayan SHP tstanbul Milletvekili ve Grup Başkanvekili Ercan Karakaş, 12 Eylül'e kadar aynı çatı altında olan sosyal demokratlann, 12 Eylül'den sonraki bölünmelerinin temebnde ciddi bir ideoloji-program tartışması olmadığını, ayn örgütlenmelere gitmenin alünda kişisel zaaflann yattığını öne sürdü. "Bir bakrnıa 12 Eylül'ün oyununa geinnniştirn diyen Karakaş, sözlerine •Ercan Karakaş, "27 Mart seçimlerinden sonra birleşmenin nesnel koşullan dünden daha somuttur" dedi. Karakaş'a göre kurumsal birleşme ancak SHP ve CHP arasında olabilir şöyle devam etti: "Her parti kendisini doğru kabul ettiği yolda sınamış >e sonuç alamamıştır. 27 Mart seçimleri bunun tescüidir. Bu deneyimden sonra bugün birleşmenin nesnel koşullan dünden daha somuttur. Tabandaki insanlarm çeşitii inisiyatiflerle ortaya koyduğu etkinlikler de bunu göstermektedir." Türkiye'de sağın demokratıkleşme ve iç banşı sağlama konusunda herhangi bir projesi ve hatta isteği bile obııadığını, bunun 2.5 yılbk ŞHP-DYP hükümet ortakbğı döneminde somut şekilde görüldüğünü belirten SHP Grup Başkanvekili. "Ancak, bir süresonra bütünleşmenin gerçekleşeceğine inanıyonun. Gerçekleşmemesi halinde sosyal demokratlar tamamen eriyecektir. Buna seyirci kabnamız mümkün değildir" dedi. Karakaş, Cumhuriyet'in sorulanru yanıtlarken şunlan söyledi: "Bütünleşme sağlanamazsa sosyal demokratlann, halkın güvenini tekrar kazanabfleceklerini ve ilk secimde veya olası bir erken secimde variık gösterebileceklerini sanmıyorum. 27 Mart yerel yönetim seçim sonuçları ortada. Bu seçim, genel seçim olsav dı, sosyal demokratlar Meclis'e ancak 30 kadar milletvekili gönderebileceklerdi. DSP'nin, daha doğrusu Sayın Ecevit'in tutumu ortada. DSP kurumsal bir birleşmede yer almamakta kararh görünüyor. Bu durumda kurumsal e SHP ifc CHP arasmda olacak. Ancak bu birieşmenin bir bütünleşmeye dönüşmesi için. bugüne kadar bu iki partide yer almamış > a da alamamış olan sosyal demokratlann sendika ve sivil toplum örgütieri temsilcilerinin ve taban inisiyatiflerinin de birleşilen çatıda yer ahnası gerekir. Solda birliğin, hiç değilse SHP-CHP arasındaki birliğin, 27 Mart seçimlerinden önce gerçekleşmemiş olması. sanıyorum her iki tarafın bazı yöneticUerinin seçimlerde kendilerini sınamak istemelerivle de ilgüidir. Ancak bazı psikolojik ve teknik nedenlerden de söz edilebiür. Ancak bunları aşrnak mümkün olabilirdi. Önerim şu ki; divaloğun geliştirilmesüie, yenilenme ve birleşme çalışmalanna daha çok zaman ayrılmalı. varsa kişisel kayguardan annmalı ve tabanın istemlerine kulak vererek bütünleşmenin modeli ve takvimi somutlaştınlmalıdır." A Remzi Kartal,haklaniHta verilen hiç bir kararı tanımadıklannı söyledi vrupa'dan ABD'ye geçen kapatılan DEP milletvekilleri Remzi Kartal ve Aü Yiğit çeşitii insan haklan kuruluşlanyla "Kürt sorununun <;özümüiçin" görüşmeler yapıyor. Cy luslarafası İnsan Haklan Hukuk Grubu'nun düzenlediği "Türkiye'de Demokrasi" toplantısında konuşan Remzi Kartal, oğlunun "PKK saflannda" savaştığını söyledi. DEP'li Kartal: Oğlum PKK saflannda çarpışıyor FUATKOZLUKLU WASHINGTON - Anayasa Mahkemesi'nin Demokrasi Partisi'ni (DEP) kapatmasın- dan bir gün önce Brüksel'e gi- den ve milletvekilbkleri düşürü- len Remzi Kartal ile Ali Yiğit, Kürt sorununun çözümü için ABD'nin Türkiye'ye baskı yap- masım istedi. Remzi Kartal, "Uluslararası İnsan Haklan Hukuk Grubu"- nun düzenlediği "Türkiye'de Demokrasi" konulu toplantıda, oğlunun terör örgütü PKK saf- lannda olduğunu açıkladı. Kartal, u İlk defa olmak üzere itiraf ediyorunı. Evet, oğlum PKK ik birliktedir" dedi. Geçen pazar günü Avrupa'- dan ABD'ye gelen Remzi Kar- tal ve Ali Yiğit, çeşitii insan haklan kuruluşlanyla görüş- melerde bulunuyor. Kartal ve Yiğit, 22 temmuzda da ABD Kongresi'nın Helsinki Komis- yonu'nda konuşacak. Milletvekilbkleri düşürülen Remzi Kartal ve Ali Yiğit, ön- ceki gün Washington'da ABD Dışişleri ve Savunma Bakan- bğı'ndan birer yetkib'nin de izle- diği ve soru yönelttiği "Ulusla- rarast tnsan Haklan Hukuk Grubu"nun "Türkiye'de De- mokrasj" konulu toplantısına kaüldı. Toplanüda sadece Remzi Kartal konuştu. Konuş- malan, tngibzce'ye "Kani Gu- lam" takma adını kullanan "Kürt-Amerikan Enformasyon Kunılusu'*nun yönetmenı Ab- dulgafTar Gündüz çevirdi. DEP'in kapatılmasından bir gün önce Brüksel'e kaçtıklannı, Türkiye'de kalmalan habnde tutuklanacaklannı söyleyen Remzi Kartal, "Biz dolaşıp Türkiye'deki durumu ve demok- rasi çabamızı anlatryonız. HEPle başlayan mücadelemiz- de başından beri Kürt sorununa karşı demokratik çözümü savu- nuyoruz" dedi. Düşünce suçlannın tamamı- na, "Aati-Terör YasasT uygu- landığını bildiren Kartal, Kürt sorununun mevcut anayasal sistem icinde çözümlenmeye çabşıbnasının sonuç getirmeye- ceğini anlattı. Kongre ve CIA görevbleri- nin de aralannda bulundağu 30 kişib'k dinleyici topluluğuna iki saat kadar konuşan Remzi Kartal, uluslararası kuruluşlan ve ABD'li yetkilileri, 8 ağustos- ta mahkemeye çıkanlacak tu- tuklu milletvekillennin duruş- masını takıbe çağırdı. "Biz mücadelemizi sürdürü- yoruz ve Anayasa Mahkemesi'- nin dokunulmazlıklar ve DEP milletvekillerivle ilgili olarak al- dığı kararlann hiçbirisini tanı- madığmuzı bir kez daha kamuo- yuna duvuruyoruz" dı>en Rem- zi Kartal, sözlenni şöyle sür- dürdü: "Oğlum PKK ile birliktedir" "Güneydoğu'daki Kürt halkı- nın demokratik yoldan hiçbir temsil ünkânı kalmamıştu-. Biz milletvekillerinin durumu orta- da. Ya cezaevindeyiz \a da kaçı- yoruz. Lsasında, ortada böyle bir durum varken, halkın PKK'- ye yönelmesi pek de garip değil- dir. Bugünkü politikaların sonu- cunda, Kürt ve Türk halkiarının ikisi de daha fazla radikalleş- mektedir. Bu ortamdan da en fazla yararlanan radikal Islam hareketler obnaktadır." Kartal. bir gazetecinin "Oğ- lunuz Bekaa'da PKK kampında eğitim görüyormuş" demesi üzerine de şunlan söyledi: "İlk defa olmak üzere itiraf ediyorum bunu. Evet, oğhım PKK ile birliktedir. Ama benim oğlum Anadolu Ltsesi'nde oku- muştur ve bir milletvekili oğhı- dur. Tüm bunlara rağmen çevre- sinden gördüğü tutum ve baskı- lar yüzünden gidip PKK'ye katümtssa, bu benim şu anda uy- gulanmakta olan poütikalann, Türk ve Kürt tarafmı radikalleş- tirdiğine dair tezimin bir kanıb- dır esasında." Remzi Kartal'ın, oğluyla ilgj- b sözleri üzerine, Türk-Ameri- kan Dostluk Konseyi Başkanı Fred Haynes'in eşi. "Oğlunuza ne tavsiv ede bulundunuz? Teşvik ettiniz mi bu konudaT' sorusunu yöneltti. Remzi Kartal, şu yanıtı verdi: "Hayır. Hiçbir baba oğluna böyle bir tavsiyede bulunmaz. Ben de bulunmadım. Hangi ba- ba, oğlunu dağlara savaşmaya gönderir? Bu, oğlumun kendi iradesivle yapmış olduğu bir ha- rekettir. Ben de bundan sorumlu rutulamam. Oğlumun Bekaa'da eğitim gördüğünü ilk defa açıkb- yonım. Daha önce açıklamama- mın sebebi, Türkiye'deki Kürt gençlerini özendirmemek ama- cıylaydL Hep saklıyordum. Be- nim bu sorumluluk anlayışımL, tabü Türk basını anlamadığın- dan onlar da sorumsuzluk anla- yışjyla sürekli bunu ortaya çı- karmaya çauştılar." ABD Dışişleri BakanbğYnda görevli John Bass da, Kartal'a Başbakan Tansu Çiller'in Kürt- çe konusundakı son acıklama- lan ve gördüp tepkilere ilişkin görüşünü sordu. Remzi Kartal, Çiller'in açık- lamasının, bugün T ürkiye'nin uluslararası alanda içine düştü- ğü yalnızbktan ve baskıdan kurtubnaya yönelik taktik ha- reketler olduğunu öne sürdü. RP Gıtıp Bo$kanveklllJlslltttrk: Başbakanhukuktanımıyor •Çiller'in malvarbgım açıklamak için TBMM yerine, TEK Konferans Salonu'nda grup toplantısı düzenlemesini eleştıren Aşiltürk, 'Başbakan, şahsi menfaati ile ilgili konularda hak hukuk tanımıyor' dedi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - RP grubu. SHP'nin, TBMM'de 1983 sonrası grup kurmuş siyasi parti liderleri ve yakınlan ile ilgili verdiği ve 'koalisyonu kurtarmayı hedefleyen' önergesine sert tepki gösterdı. RP Grup Başkanvekili Oğuzhan Asiltürk. SHP'nin önergesinin. Başbakan Tansu Çillerin servetinin araştınbnasıru engelfeme amacına yönelik olduğunu belirterek "Önce Başbakan hakkındaki iddialar araştırılsın. Diğerlerinin araştuılmasına biz de o zaman onay veririz" dedi. Asıltürk, Çiller hakkındaki önergenin görüşülmesine birkaç saat kala düzenlediği basıntoplantısında, Başbakan Çiller'in, TBMM yerine Türkiye Elektrik Kunımu Konferans Salonu'nda grup toplantısı yapmasını da eleştirdi. Çiller'in. 'kişisel çıkan' söz konusu olduğunda 'hak hukuk' tanımadığını ifadeeden Asıltürk, bir başbakanın yasalara saygılı olmamasını, kamuoyunun takdirine bıraktığını söyledi. Çiller hakkında verilen önerge reddedilse bile, Başbakan'ın kamuoyu vicdamnda mahkum olacağını kaydeden Asiltürk, SHP'nin yeni önerge girişimini de, 'sorumluluğa ortaklık' olarak değerlendirdi. Asıltürk. Çiller hakkında ANAP tarafından verilen araşürma önergesinin reddi durumunda, TBMM'yeyeni bir önerge vercceklerini bildirdi. Sen, Demokrasi vebağımsızlıkyolununışığı,dostluğunve çalışkanlığın örneği, yiğitliğin ve onurun simgesi, mühendis ve mimarların öğretmeni 1973-1980 yıllarıTMMOB Başkanı Ö ÜTEOMAN ÖZTÜRK (TONGUÇ) Seni yüreğimize gömdük, uğraşların yolumuzu aydınlatacak. ELEKTRİK MÜHENDİSLERİ ODASI EMO ADANA ŞUBESİ, EMO ANKARA ŞUBESİ, EMO BURSA ŞUBESİ, EMO İSTANBUL ŞUBESİ, EMO İZMİR ŞUBESİ, EMO ANTALYA BÖLGETEMSİLCİLİĞİ, EMO DİYARBAKIR BÖLGE TEMSİLCİLİĞİ, EMOSAMSUN BÖLGETEMSİLCİLİĞİ, EMOTRABZON BÖLGE TEMSİLCİLİĞİ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle