Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 15TEMMUZ1994CUMA
HABERLER
DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit, "Türkiye'de solun üzerine SHP'nin
gölgesi düştükçe, solun genelde zayıflamasını önlemek çok zor olacak" dedi:
SoldabirliğekarşıdeğüimIŞIKKANSU
ANKARA - DSP Genel Başkanı Bfi-
lent Ecevit, Türkiye'de solun üzerine
SHP'nin gölgesi düştükçe, solun genel-
de zayıflamasını önlemenin çok zor ola-
cağını söyledi. SHP'nin, toplumda bü-
yük hayal kınklığı yarattığını kaydeden
Ecevit, "Böyle bir ortamda solun kendi
kendini yeniden tanımlaması, değişen
toplum koşulları bağlammda soruıdara
yeni yaklaşunlar ve çözûmler ûretmesj
gerekirdi. Bütün sol bir kalıba döküldûğü
vakit, bu mümkün olmazdı. En
doğrusu, solda olan veya görü-
nen partileri, rutuınlanyla ve ey-
iemleriyle karşılaştırmak, sına-
mak ve onlardan birini secmek-
tir" dedi. SHP'nin "damdan dü-
şerken" DSP'nin de yakasına
yapıştığı için DŞP'yi de birlikte
düşme tehjikesi ile karşı karşıya
getirdiğini savunan Ecevit, "Be-
nim solda birlik istetnemem ta-
savvur bile edflemez. Ancak sol-
da sağlıklı ve tutarlı birlik istiyo-
ruz*' diye konuştu.
Ecevit, Cumhuriyet'in son
seçim sonuçlan ve solda birlik
ile ilgili sorulanna şu yanıtlan
verdi:
"Istanbul'da son yapılan se-
cimlerde sol, önemli bir darbe
yedi. Siz, bu konuda ne duşünü-
yorsunuz?"
ECEVtT - Türkiye'de solun
üzerine, SHP'nin gölgesi düş-
tükçe, solun genelde zayıfla-
masını önlemek çok zor ola-
cakür. SHP'ye, milletimiz bü-
yük krediler açmışür. 1989'da
yerel yönetimlerde iktidara ge-
tirmiş, 1991 genel secimlerin-
den sonra hükümet ortakhğı
şansını tanımışür. Fakat SHP,
bu şans ve kredileri çok olum-
şuz bir şekılde kullanmışür.
Özelde sosyal demokrasiden,
genelde soldan, toplumda bü-
yük bir hayal kınklığma neden
olmuştur.
Aslinda başka sol partilerin,
özellikle DSP'nin, SHP'deki
bu başansızlıklardan, SHP'nin
toplumda uyandırdığt hayal
kınkhğından etkilenmemesi
gerekirdi. Ama Türkiye'de bazı
çevreler, gerçekleri görmezlik-
ten gelerek yıllardır soldaki
partiler arasında, özellikle DSP
ile SHP arasında hiçbir aynlık
olmadığı, ikisınin her konuda-
ki temel ilkelerinin, program-
lannın, tutumlannın birbirin-
den farksız olduğu iddiasını
yayıyorlar.
Medyanın katkısı
Medya da bu iddialann yayı-
lmasma katkıda bulunduğu
için SHP'nin doğurduğu hayal
kınklığı, DSP'yi de olumsuz
yönde etkiliyor. Bunun en be-
lirgin kanıüanndan biri 10
temmuz günü Beykoz'da yapı-
lan seçimde görüldü. Burada
SHP secime girmeyeceğini,
DSP'yi destekleyeceğini söyle-
mişti. Fakat Beykoz'da SHP'-
den DSP'ye oy gelmek şöyle
dursun, tam tersine DSP'nin
kendi oylannda bile bir azalma
oldu. Çünkü bizim SHP ile bir-
liktelik görüntüsü vermemiz,
kendi seçmenimizde de bir kuş-
ku uyandırdı. Üstelik yine son aylarda
ısrarla solda bir kurumsal birleşme ola-
cağı, DŞP ile SHP'nin birleşeceği, bu-
nun eylülde-ekimde kesinleşeceği gibi
gerçek dışı haberler yayıhyordu. Tüm
bunlar, SHP'nin gölgesinin bizim de üs-
tümüze düşmesi sonucunu doğurdu.
SHP seçimlerde uğradığı üst üste yenil-
gilerden bizi sorumlu tutuyor.
Bu büyük bir haksızlık, çünkü SHP'-
nin oylannı yüzde 30'lara yükseltmiş
olan biz değildik, şimdi yüzde 5'lere, 6'-
lara düşmesinin sorumlusu neden biz
olaüm. Bunu anlamak mümkün değil.
öte yandan, 27 Mart seçimlerinden
sonra, solda kurumsal birleşmeyi sağla-
mak amacıyla çok sayıda solda birlik
platformlan oluşturuldu. Bunlar iyi ni-
yetle meydana gelen gruplaşmalardı.
Fakat bence yanlış bir yöntem uygu-
ladılar. Soldaki partileri kurumsal birli-
ğe zorlamak için "Ya birleşirsiniz ya da
sfcri cezalandınnz, size oy vermeyiz, ver-
dirtmeviz" havasmı yaydılar. Böylece,
aslinda solun kendi kendisine zarar ver-
miş oldular. Bu cezalandırma kampan-
yasmdan etkilenen bazı seçmenler de
oylannı inanmadıklan halde sağcı par-
tilere verdiler veya hiç oy kullanmama
voluna gittiler. Oysa benim öteden beri
belirttiğım durum şuydu: Solda birlik is-
teyen kesimler bunu baskıyla ya da ce-
zalandırma gayretleriyle gerçekleştir-
meye çalışacaklanna, soldaki 3 partiyi
her konuda sınasınlar. Bu 3 partiden
hangisi sağa karşı daha inandıncı ve et-
lanmızda bir azalma oldu, son yerel se-
çimlerde. Ama genelde, artık DSP solun
birinci partisi ve çekim merkezi duru-
muna geldi.
"1970'lerde sol, sizinle birlikte bir sıç-
rama yapmtştı. Şimdi sol partilerin oylan
yüzde 25'lere ancak vanyor. Bu koşuUar-
da, DSFnin solda birinci parti oMuğımu
söylemekle sorun çöznlebilecek mıT"
ECEVÎT - Hayır. Elbette bu sorunu
çözmeye yetmez. Son yerel seçimlerde
bizim de oylanmızda azalma olmuştur.
Ancak Türkiye'de bugünkü sola hep
HP, toplumda büyük
hayal kınklığı yarattı. SHP, bizim de
yakamıza yapıştığı için bizi de birlikte
düşme tehlikesiyle karşı karşıya getirdi.
Benim solda birlik istememem tasavvur bile
edilemez. Ancak solda sağlıklı ve tutarlı
birlik istiyoruz.
kili bir mücadele veriyor, bu sol parti-
lerden hangisi özellikle RP'den gelen
tehlikeye karşı daha etkili ve kararlı mü-
cadele veriyor gibi konularda üç partiyi
sınasın, sol seçmen. Bu yanştan hangisi
en iyi notu ahrsa solda kurumsal değil,
kitlesel birleşme orada oluşturulsun.
Sarunm, bu önerim, yabana atılacak bir
öneri değildir. Böyle bir ortamda solun
kendi kendini yeniden tanımlaması, de-
ğişen toplum koşullan bağlamında so-
runlara yeni yaklaşımlar ve çözümler
üretmesi gerekirdi. Bütün sol bir kalıba
döküldûğü vakıt, bu mümkün olmazdı.
"Oylanmızda azalma oldu"
Onun için bence en doğrusu, solda
olan veya görünen partileri, tutumlany-
la ve eylemleriyle karşılaştırmak, sına-
mak ve onlardan birini seçmektir. Bu-
nu aslinda seçmen yapmaya başladı.
Belirttiğim nedenlerle bizim de oy-
SHP açısından bakılmıştır. SHP'nin
performansı, uy'gulamalan açısından
bakılmıştır. Bu da tümüyle solu lekele-
miştir. Gecenlerde Sayın Karayalçın bir
şey söylemişti, "Bütün sol hep birlikte
damdan düştük" diye. Aslinda damdan
düşen SHP, ama bizim de yakamıza ya-
pışuğı için bizi de birlikte düşme tehlike-
siyle karşı karşıya getirdiler.
Bizim, CHP oylannı 1970'lerde yüz-
de 27'den yüzde 42'ye kadar yükselte-
bilmiş olmamızda çok önemli bir etken,
sağa partilerin tabanmdaki yurttaşlara
da seslenebilmemiz, kendimizi onlara
kabul ettirebilmeTnizdir. Türkiye'de
özel yaşamlannda, geleneklerine biraz
fazlaca bağlı olan herkesi, ileri-
ci aydın diye tanımlanan kesim; sağ-
cüıkla tutuculukla hatta gericilikle
itham etmiş ve o şekilde sağa partilerin
tabanına itelemiştir. Oysa biz 1977 se-
çimlerinde o kesimlerden milyonlarca
oy aldık. SHP'nin gölgesi kalksa DSP'-
nin öncülüğünde Türkiye'de sol çok bü-
yük sıçrama yapabilir. Solsuz bir parti
veya sol kanadı kınk birdemokrasi uçu-
şa gecemez, bu mümkün değildir. Sol,
SHP'nin engellemesi ve gölgelemesi ne-
deniyle zayıf düştükçe, solun slogan-
lannı sağdaki partiler kullanıyorlar.
Türkiye'de kamuoyunu etkileyen bazı
gerici çevreler, DSP ile SHP'yi bir kalı-
pta gibi göstcrmekten, "Aralannda fark
yoktur" iddiasını yaymaktan vazgeçse-
ler ve DSP'nin ülke sorunlanna önerdi-
ği somut, birbiriyle tutarlı çözümler ka-
muoyuna daha tutarlı olarak
yansıtılabilse ben sol oylann
kısa sürede yüzde 50'yi aşabile-
ceğine inaruyorum.
"Solda birlik konusunda çok
kati olduğunuz, DSP'nin lider
partisi konumundan sıyrıla-
madığt, kadrolannı genişleti-
lemediği yönünde çeşitii eleştiri-
ler bulunuyor..."
ECEVtT - Biz, solda birliğe
karşı değiliz. Hele benim solda
birliğe karşı olmam mümkün
değil. Çünkü ben Türkiye'de
daha 196O'lı yıllarda sola siya-
sal meşruluk kazandınlması-
nda öncülük etmiş bir insanım.
Demokratik sol felsefenin
oluşturulmasına ön safta
katkıda bulunmuş bir kimse-
yim.
Benim solda birlik isteme-
mem tasavvur bile edilemez.
Ancak, solda sağlıklı ve tutarlı
birlik istiyoruz. Solun her tür-
lüsünü değil, Türk halkınca be-
nimsenebilecek bir sol anlayışı,
Türkiye'nin kendine özgü ko-
şullanna uygun bir ulusal sol
anlayışı tutarlı biçimde oluş-
turmamız gerektiğine
inanmışüm. Daha 70'li yıllann
sonlanndan itibaren bu düşün-
ce oluşmuştu bende. Onun için
biz solda birliğe değil, solda tu-
tarb birliğe yönelen bir parti-
yiz.
Yetenekli kadrolar
DSP'nin kadrolan olmadığı
iddiası da tamamen yanlış.
Aslinda çok yetenekli kadro-
lanmızın varbğını, kamuo-
yuna yeterince duyuramadık.
Her konuda özellikle son 1-2
yıldır, çözüm üretmemize
yardıma olan geniş uzman
kadrolanmız var. örneğin, son
Beykoz seçimlerine giderken
Ankara'daki ve tstanbul'daki
bazı uzmanlanmızı devreye
soktuk ve Beykoz'un sorun-
Iannı derinliğine inceledik.
Beykoz'un çevre sorunlan var,
sanayi kuruluşlanyla ilgili,
KİTlerle ilgili sorunlan var,
ekonomik ve sosyal sorunlan
var. Bunlann hepsine çok so-
mut çözümler ürettik, uzman
kadrolanmızın katkısıyla ve
ben bu çözümleri meydan top-
lantılannda olabildiğince dile
getirmeye çalıştım, ama tek bir
'cümlesi medyaya yansımadı.
Bizim çözümlerimiz hem gör-
mezden geliniyor hem de
"DSP'nin çözümleri ve çözüm
üretecek kadrolan yoktur" de-
niliyor.
"Solun bu durumundan do-
layı karamsar mtsınız?"
ECEVtT - Hayır karamsar
değilim. Aksine bugün Türkiye'nin;
geçmişe takıbp kalmamış. slogana ol-
mayan, ülkenin gerçeklerine göre olu-
şan bir sola her zamankinden çok ge-
reksinmesi var. RP, sanki solcu bir par-
tiymiş izlenimini verecek sloganlar kul-
lanmaya kendini mecbur hissediyor.
Zaman zaman merkez sağdaki partiler
de sol sloganlar kullanmaya calışıyor-
lar.
Rahmetli özal, "düzen değişikliği"
sloganımızı almışü, Sayın Çiller, şimdi
çıkar çevrelerine karşı mücadele açtığı
izlenimi vermeye çahşıyor. Gerçekte
öyle bir mücadele açmadığı halde. Yani
toplumdaki sola yatkmlığın. bütün
sağa partiler de farkında, ama onlar al-
dana bir şekilde o kesimlerden oy alma-
ya çalışıyorlar. Biz eğer kendimizi ve
mesajlanmızı topluma daha çok iletebi-
Iirsek ve "DSP"ye verilen oylar ziyan
olur" havasmı aşabilirsek bu engeller
tasa sürede aşılabilir.
SHP Grup Başkanvekili Karakaş, birliğin olmaması durumunda solun eriyeceğini söyledi:
Solda bîrlik SHP ve CHP arasında olur
YILMAZGÜMÜŞBAŞ
ANKARA - Özellikle 27 Mart yerel
seçimlerinde abnan sonuçlardan sonra
ivme kazanan solun birliğj ve sosyal
demokrat partilerin birleşmesi
tarüşmalan sürüyor. Öncelikle, partiler
dışı sol kesimde başlatılan arayışlar ve
tartışmalar, giderek parti örgütlerine,
buradan da partib milletvekillerine
yansıdı. Konuyla ilgili olarak
Cumhuriyet'in sorulannı yanıtlayan
SHP tstanbul Milletvekili ve Grup
Başkanvekili Ercan Karakaş, 12 Eylül'e
kadar aynı çatı altında olan sosyal
demokratlann, 12 Eylül'den sonraki
bölünmelerinin temebnde ciddi bir
ideoloji-program tartışması olmadığını,
ayn örgütlenmelere gitmenin alünda
kişisel zaaflann yattığını öne sürdü.
"Bir bakrnıa 12 Eylül'ün oyununa
geinnniştirn
diyen Karakaş, sözlerine
•Ercan Karakaş, "27 Mart seçimlerinden sonra birleşmenin
nesnel koşullan dünden daha somuttur" dedi. Karakaş'a göre
kurumsal birleşme ancak SHP ve CHP arasında olabilir
şöyle devam etti: "Her parti kendisini
doğru kabul ettiği yolda sınamış >e sonuç
alamamıştır. 27 Mart seçimleri bunun
tescüidir. Bu deneyimden sonra bugün
birleşmenin nesnel koşullan dünden daha
somuttur. Tabandaki insanlarm çeşitii
inisiyatiflerle ortaya koyduğu etkinlikler
de bunu göstermektedir." Türkiye'de
sağın demokratıkleşme ve iç banşı
sağlama konusunda herhangi bir
projesi ve hatta isteği bile obııadığını,
bunun 2.5 yılbk ŞHP-DYP hükümet
ortakbğı döneminde somut şekilde
görüldüğünü belirten SHP Grup
Başkanvekili. "Ancak, bir süresonra
bütünleşmenin gerçekleşeceğine
inanıyonun. Gerçekleşmemesi halinde
sosyal demokratlar tamamen
eriyecektir. Buna seyirci kabnamız
mümkün değildir" dedi. Karakaş,
Cumhuriyet'in sorulanru yanıtlarken
şunlan söyledi:
"Bütünleşme sağlanamazsa sosyal
demokratlann, halkın güvenini tekrar
kazanabfleceklerini ve ilk secimde veya
olası bir erken secimde variık
gösterebileceklerini sanmıyorum. 27
Mart yerel yönetim seçim sonuçları
ortada. Bu seçim, genel seçim olsav dı,
sosyal demokratlar Meclis'e ancak 30
kadar milletvekili gönderebileceklerdi.
DSP'nin, daha doğrusu Sayın Ecevit'in
tutumu ortada. DSP kurumsal bir
birleşmede yer almamakta kararh
görünüyor. Bu durumda kurumsal
e SHP ifc CHP arasmda olacak.
Ancak bu birieşmenin bir bütünleşmeye
dönüşmesi için. bugüne kadar bu iki
partide yer almamış > a da alamamış olan
sosyal demokratlann sendika ve sivil
toplum örgütieri temsilcilerinin ve taban
inisiyatiflerinin de birleşilen çatıda yer
ahnası gerekir. Solda birliğin, hiç değilse
SHP-CHP arasındaki birliğin,
27 Mart seçimlerinden önce
gerçekleşmemiş olması. sanıyorum her
iki tarafın bazı yöneticUerinin seçimlerde
kendilerini sınamak istemelerivle de
ilgüidir. Ancak bazı psikolojik ve teknik
nedenlerden de söz edilebiür.
Ancak bunları aşrnak mümkün
olabilirdi. Önerim şu ki; divaloğun
geliştirilmesüie, yenilenme ve birleşme
çalışmalanna daha çok zaman ayrılmalı.
varsa kişisel kayguardan annmalı ve
tabanın istemlerine kulak vererek
bütünleşmenin modeli ve takvimi
somutlaştınlmalıdır."
A
Remzi Kartal,haklaniHta verilen hiç
bir kararı tanımadıklannı söyledi
vrupa'dan ABD'ye geçen
kapatılan DEP milletvekilleri Remzi
Kartal ve Aü Yiğit çeşitii insan
haklan kuruluşlanyla "Kürt
sorununun <;özümüiçin"
görüşmeler yapıyor.
Cy luslarafası İnsan Haklan
Hukuk Grubu'nun düzenlediği
"Türkiye'de Demokrasi"
toplantısında konuşan Remzi
Kartal, oğlunun "PKK saflannda"
savaştığını söyledi.
DEP'li Kartal:
Oğlum PKK
saflannda çarpışıyor
FUATKOZLUKLU
WASHINGTON - Anayasa
Mahkemesi'nin Demokrasi
Partisi'ni (DEP) kapatmasın-
dan bir gün önce Brüksel'e gi-
den ve milletvekilbkleri düşürü-
len Remzi Kartal ile Ali Yiğit,
Kürt sorununun çözümü için
ABD'nin Türkiye'ye baskı yap-
masım istedi.
Remzi Kartal, "Uluslararası
İnsan Haklan Hukuk Grubu"-
nun düzenlediği "Türkiye'de
Demokrasi" konulu toplantıda,
oğlunun terör örgütü PKK saf-
lannda olduğunu açıkladı.
Kartal,
u
İlk defa olmak üzere
itiraf ediyorunı. Evet, oğlum
PKK ik birliktedir" dedi.
Geçen pazar günü Avrupa'-
dan ABD'ye gelen Remzi Kar-
tal ve Ali Yiğit, çeşitii insan
haklan kuruluşlanyla görüş-
melerde bulunuyor. Kartal ve
Yiğit, 22 temmuzda da ABD
Kongresi'nın Helsinki Komis-
yonu'nda konuşacak.
Milletvekilbkleri düşürülen
Remzi Kartal ve Ali Yiğit, ön-
ceki gün Washington'da ABD
Dışişleri ve Savunma Bakan-
bğı'ndan birer yetkib'nin de izle-
diği ve soru yönelttiği "Ulusla-
rarast tnsan Haklan Hukuk
Grubu"nun "Türkiye'de De-
mokrasj" konulu toplantısına
kaüldı. Toplanüda sadece
Remzi Kartal konuştu. Konuş-
malan, tngibzce'ye "Kani Gu-
lam" takma adını kullanan
"Kürt-Amerikan Enformasyon
Kunılusu'*nun yönetmenı Ab-
dulgafTar Gündüz çevirdi.
DEP'in kapatılmasından bir
gün önce Brüksel'e kaçtıklannı,
Türkiye'de kalmalan habnde
tutuklanacaklannı söyleyen
Remzi Kartal, "Biz dolaşıp
Türkiye'deki durumu ve demok-
rasi çabamızı anlatryonız.
HEPle başlayan mücadelemiz-
de başından beri Kürt sorununa
karşı demokratik çözümü savu-
nuyoruz" dedi.
Düşünce suçlannın tamamı-
na, "Aati-Terör YasasT uygu-
landığını bildiren Kartal, Kürt
sorununun mevcut anayasal
sistem icinde çözümlenmeye
çabşıbnasının sonuç getirmeye-
ceğini anlattı.
Kongre ve CIA görevbleri-
nin de aralannda bulundağu 30
kişib'k dinleyici topluluğuna iki
saat kadar konuşan Remzi
Kartal, uluslararası kuruluşlan
ve ABD'li yetkilileri, 8 ağustos-
ta mahkemeye çıkanlacak tu-
tuklu milletvekillennin duruş-
masını takıbe çağırdı.
"Biz mücadelemizi sürdürü-
yoruz ve Anayasa Mahkemesi'-
nin dokunulmazlıklar ve DEP
milletvekillerivle ilgili olarak al-
dığı kararlann hiçbirisini tanı-
madığmuzı bir kez daha kamuo-
yuna duvuruyoruz" dı>en Rem-
zi Kartal, sözlenni şöyle sür-
dürdü:
"Oğlum PKK ile
birliktedir"
"Güneydoğu'daki Kürt halkı-
nın demokratik yoldan hiçbir
temsil ünkânı kalmamıştu-. Biz
milletvekillerinin durumu orta-
da. Ya cezaevindeyiz \a da kaçı-
yoruz. Lsasında, ortada böyle
bir durum varken, halkın PKK'-
ye yönelmesi pek de garip değil-
dir. Bugünkü politikaların sonu-
cunda, Kürt ve Türk halkiarının
ikisi de daha fazla radikalleş-
mektedir. Bu ortamdan da en
fazla yararlanan radikal Islam
hareketler obnaktadır."
Kartal. bir gazetecinin "Oğ-
lunuz Bekaa'da PKK kampında
eğitim görüyormuş" demesi
üzerine de şunlan söyledi:
"İlk defa olmak üzere itiraf
ediyorum bunu. Evet, oğhım
PKK ile birliktedir. Ama benim
oğlum Anadolu Ltsesi'nde oku-
muştur ve bir milletvekili oğhı-
dur. Tüm bunlara rağmen çevre-
sinden gördüğü tutum ve baskı-
lar yüzünden gidip PKK'ye
katümtssa, bu benim şu anda uy-
gulanmakta olan poütikalann,
Türk ve Kürt tarafmı radikalleş-
tirdiğine dair tezimin bir kanıb-
dır esasında."
Remzi Kartal'ın, oğluyla ilgj-
b sözleri üzerine, Türk-Ameri-
kan Dostluk Konseyi Başkanı
Fred Haynes'in eşi. "Oğlunuza
ne tavsiv ede bulundunuz? Teşvik
ettiniz mi bu konudaT' sorusunu
yöneltti. Remzi Kartal, şu
yanıtı verdi:
"Hayır. Hiçbir baba oğluna
böyle bir tavsiyede bulunmaz.
Ben de bulunmadım. Hangi ba-
ba, oğlunu dağlara savaşmaya
gönderir? Bu, oğlumun kendi
iradesivle yapmış olduğu bir ha-
rekettir. Ben de bundan sorumlu
rutulamam. Oğlumun Bekaa'da
eğitim gördüğünü ilk defa açıkb-
yonım. Daha önce açıklamama-
mın sebebi, Türkiye'deki Kürt
gençlerini özendirmemek ama-
cıylaydL Hep saklıyordum. Be-
nim bu sorumluluk anlayışımL,
tabü Türk basını anlamadığın-
dan onlar da sorumsuzluk anla-
yışjyla sürekli bunu ortaya çı-
karmaya çauştılar."
ABD Dışişleri BakanbğYnda
görevli John Bass da, Kartal'a
Başbakan Tansu Çiller'in Kürt-
çe konusundakı son acıklama-
lan ve gördüp tepkilere ilişkin
görüşünü sordu.
Remzi Kartal, Çiller'in açık-
lamasının, bugün
T
ürkiye'nin
uluslararası alanda içine düştü-
ğü yalnızbktan ve baskıdan
kurtubnaya yönelik taktik ha-
reketler olduğunu öne sürdü.
RP Gıtıp Bo$kanveklllJlslltttrk:
Başbakanhukuktanımıyor
•Çiller'in malvarbgım açıklamak için
TBMM yerine, TEK Konferans
Salonu'nda grup toplantısı
düzenlemesini eleştıren Aşiltürk,
'Başbakan, şahsi menfaati ile ilgili
konularda hak hukuk tanımıyor' dedi.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - RP grubu.
SHP'nin, TBMM'de 1983 sonrası grup
kurmuş siyasi parti liderleri ve yakınlan ile ilgili
verdiği ve 'koalisyonu kurtarmayı hedefleyen'
önergesine sert tepki gösterdı. RP Grup
Başkanvekili Oğuzhan Asiltürk. SHP'nin
önergesinin. Başbakan Tansu Çillerin
servetinin araştınbnasıru engelfeme amacına
yönelik olduğunu belirterek "Önce Başbakan
hakkındaki iddialar araştırılsın. Diğerlerinin
araştuılmasına biz de o zaman onay veririz"
dedi. Asıltürk, Çiller hakkındaki önergenin
görüşülmesine birkaç saat kala düzenlediği
basıntoplantısında, Başbakan Çiller'in,
TBMM yerine Türkiye Elektrik Kunımu
Konferans Salonu'nda grup toplantısı
yapmasını da eleştirdi. Çiller'in. 'kişisel çıkan'
söz konusu olduğunda 'hak hukuk'
tanımadığını ifadeeden Asıltürk, bir
başbakanın yasalara saygılı olmamasını,
kamuoyunun takdirine bıraktığını söyledi.
Çiller hakkında verilen önerge reddedilse bile,
Başbakan'ın kamuoyu vicdamnda mahkum
olacağını kaydeden Asiltürk, SHP'nin yeni
önerge girişimini de, 'sorumluluğa ortaklık'
olarak değerlendirdi. Asıltürk. Çiller hakkında
ANAP tarafından verilen araşürma
önergesinin reddi durumunda, TBMM'yeyeni
bir önerge vercceklerini bildirdi.
Sen,
Demokrasi vebağımsızlıkyolununışığı,dostluğunve
çalışkanlığın örneği, yiğitliğin ve onurun simgesi,
mühendis ve mimarların öğretmeni
1973-1980 yıllarıTMMOB Başkanı
Ö ÜTEOMAN ÖZTÜRK
(TONGUÇ)
Seni yüreğimize gömdük, uğraşların yolumuzu
aydınlatacak.
ELEKTRİK MÜHENDİSLERİ ODASI
EMO ADANA ŞUBESİ, EMO ANKARA ŞUBESİ, EMO
BURSA ŞUBESİ, EMO İSTANBUL ŞUBESİ, EMO İZMİR
ŞUBESİ, EMO ANTALYA BÖLGETEMSİLCİLİĞİ, EMO
DİYARBAKIR BÖLGE TEMSİLCİLİĞİ, EMOSAMSUN
BÖLGETEMSİLCİLİĞİ, EMOTRABZON BÖLGE
TEMSİLCİLİĞİ