19 Nisan 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
15TEMMUZ1994CUMA CUMHURfYET SAYFA KULTUR Oliver Stone'un Vietnam üçlemesini noktaladığınm fîlmidir! Destansı bir yaşamöyküsü...SUNGUÇAPAN Oüver Stone adına ilkkez 'MMmght Express', 'Cooan', 'Scarface', vb gibi fîlmlerin senaryolannda rastlamış, yö- netmen olarak çağdaş Amerikan toplu- munun çeşitli sorunlanna neşter atan, 1980'li yıllardaki gözalıa ve gösterişli filmleriyle de kısa zamanda bir hayli ünlenişine tanık olmuştuk. ABD'nin 'arka bahçesi'ne müdahale eden Ameri- kan politikasına ılişkin SaJrador'u. esasb bir medya eleştirisı nıteliğindeki Talk Radio-Sırdaş Radyo', rockstar- Jim Morrison olayı üstüne 'The Doors". Başkan Kennedy'nin öldûrülmesine yenı yorum ve açıklamalar getirmek iddiasını taşıyan, Kevin Costner'lı 'JFK' gibi san- sasyonel fılmleri izlemişti. İnsancıl ve egzotik bir 'epik' Bugün Amerikan sinemasının en becenkb' senarist, yapıma ve yönetmen- lerinin ön safında yer alan Oliver Stone, asıl ünûnü kendi kuşağının üstüne ka- bus gibi çökmüş olan Vietnam savaşını elealarak 1987'lerinOscarlannıgötüren 'Piatoon-Müfreze' ve bir çeşit devamı sayılabılecek 'Born on The Fourth of July-Dört Temmuz' fılmlenyle yaptı. 18 yaşındaki genç bir Amerikan asken ola- rak ayak bastığı Vietnam'da yaşadığı ölüm, kan, ateş, aa, şiddet ve vahşetle dopdolu cehennem yıllannı anlatan 'Ptatoon'la. ABD'ye dönüşlerinde çeşitli sorunlarla yûz yüze kalan Vietnam gazi- lerinin öyküsünü aktaran ve Stone'a bir Oscar daha kazandıran devam filmi 'Dört Tenunuz'un yönetmeninin Viet- nam üçlemesini tamamlıyor seyrettiği- miz yenı filmi 'Heaven and Earth-Cennet w Yeryüzü.' Aslında yaşadığı, tanık ol- duğu. görüp duyduğu yığınla trajediden yola çıkarak daha birçok Vietnam filmi çekebileceğini beürten Oliver Stone, son fitminde, bu kez savaşın tüm korkunçluğunu ve şid- detini, Vietnamh, saf, temiz bir köylü genç kıan bakış açısından yansıtmaya giri- şiyor, olgunlaşmış ve ermiş, Uzakdoğu kültürüne sev- dalanmış bir bilge tavny- la... Stone'un Fransız asıUı annesine ithaf ettiği 'Cen- net ve Yeryûzû', tüm bo- zulmamış gelenekleri, göre- nekleri, toprak ve doğa sev- gileriyle, bu acılı, çalkanüb, Dofu ülkesinin, hayat- lannı büyük ölçüde topra- ğa bağlayarak 'cennetle dünya arasında Buda'nın huzurlu yolunu' izjeyen in- sanlan hakkındaki, yönet- menin tüm sevgisini dile ge- tirmeye çahşan, hayli uzun tutulmuş. insancıl ve eg- zotik bir 'epik'. • Cennet ve Yeryüzü (Heaven And Earth) Yönetmen-Senaryo: Oliver Stone / Kamera: Robert Richardson / Müzik: Kitaro / Oyuncular: Hiep Thi Le, Joan Chen, Haing S. Ngor, Tommy Lee Jones, Debbie Reynolds, Conchita Farrell /1994 ABD (WB), Beyoğlu Emek, Şişli Kent, Çemberlitaş Şafak, Bakırköy 74, Kadıköy Kadıköy, Maslak Mövvenpick, Etiler Akmerkez, Altunizade Capitol, Fenerbahçe Pyramid sinemalannda. Ho Şi Min'in ûlkesi Stone'un, bütün kor- kunç boyutlanyla savaşı yaşamış Le Ly Hayalip adı- ndaki Vietnamlı yazann ikı ayn otobiyografik kitabı- ndan uyarlayarak yazdığı kendi senaryosundan çek- tigi 'Cennet ve Yeryüzö', 'hayann sembotü' pinnç tarlalanyla or- manın birbirine kanşıp kaynaştığu yem- yeşiJ, küçük bir köyde doğup büyüyen 'biraz fingirdek' bir genç kızın. ınışlı çıkışh. olağandışı trajedi ve dramlarla örülü, ürkünç serüvenlerle, aa deneyim- lerle dolu yaşamöyküsü aracıbğıyla, yüzyıllar boyunca Çinlilerin, Japftnlann ve Fransızlann işgali ve sömürüsünden çok çekmiş olan 'Ho Şi Min'in ülkesf Vi- etnam'ın, 1950'lerden günümüze kadar ufak çapta bir panoramasını da çiziyor. Genelde kimi için parlak bir sinemaa, kimi için de laf ebesi, görüntü camban, göz boyayıcı, şamataa bir yönetmen olarak kabul edilen Oliver Stone'un Vi- Otiver Stone, sonfilmİDde,bu kez savaşın tüm korkuncluğunu ve şjddetini, Vietnamh, saf, temiz bir köyiü genç kızın bakış açısından yansıtmaya çahşayor. etnam üçlemesini noktalayan 'Cennet ve Yeryüzü', savaşın, tüm yaşamını darma- dağın ederek dünyanın bir ucundaki kö- yünden Kabforniya San Diegonara sav- rulan bır hayat öyküsünü naklediyor. Bu kez dünyanın jandarması isü'lacı- lara ve ABD uşağı işbirlikçilerine karşı özgürlük ve bağımsızhk mücadelesinin bayrağını açan Vietkonglann yöneti- minde, kanncalar gibi toprağın alünda örgütlenerek, dayanılmaz acılar ve zor- luklar çekerek ayakta kalmaya çaba- layan, dirençli bir ulusun, ne İsa'ya ne de Musa'ya yaranabilen, tecavüzlere, ağır işkencelere uğrayan, gariban bir bireyi- nin serüvenini iztiyoruz. Köylü kızı, Sai- gon'da çabştığı evin efendisinden gebe kalan hizmetçi, Danang'da askerlere si- gara, uyuşturucu satan fahişe ve doğulu kadınlara tutkun, savaşın bir öldürme makınesine dönüştüğü Amerikalı de- nizcinin ABD'ye götürdüğü kansı olan. sonunda da tüketim toplumunun nimet- lerini terkederek yeniden ülkesine dönüp ailesine kavuşan Le Ly'nın (Hiep Thi Le) odisesini, bol dokunaklı ve duygulu ta- rafından anlaüyor Stone. Vietnamlı dişi Ulis'in başına bir savaşın yol açabileceği bütün kötülükler geliyor, aa. kan, göz- yaşlan ve aşağılanmalardan ırza teca- vüzlere, akla hayale sığmaz, elektrikli, böcekli işkencelere, gaddarca sorgula- malara kadar. Le Ly'nin gözünden izle- diğimiz bu Odıse, değişik duraklardan geçerek 'kaderi hep ara yerde, cennetle yeryüzü arasında kalmak olan 1 ve bütü- nüyle perişan ülkesinde aa cekenin bir tek" o olmadığı kahramanımızın, deniz piyadesi, cavuş Steve Burkr'a (Tommy Le Jones) günün birinde rastlamasıyla 'Amerikan Rüyasfna bulanıyor, fılmin yansında. Onca acıdan sonra, ağzına kadar dopdolu buzdolaplanyla gü- nümüzün en ileri tüketim toplumuna dahil oluveriyor bir çırpıda, kocasının ailesi ve kayınvaldesınce (1971 'den. sine- mayı bıraktığından bu yana ilk kez per- dede görünen Debbie Reynolds) 'Aa, ne şirin, hpkı Çin bebeğıT gibi karşı- lanan Vietnamlı köylü kızı Le Ly. Fırsatlar ülkesme, bolluk diyan- na hoş geldiniz! Uğradığı kültürel şoku atlatıp tüketim toplumuna adapte olan Le Ly bu kez, kafasından hiç çı- kmayan, korkunç savaş anı- Jannm burgu gibi oyduğu ve bir- likte 'kötü bır karma' oluşturdu- ğu, 'renkleri farklı, amacektıklen aynı', silah satıcısı kocasıyla pat- lak veren aile kavgalannı göğüs- lemek durumunda kabyor, iste- diğı huzuru bir türlü bulamaya- rak... Nefis görûntülerle bezeli Ne var ki "Nirvana'ya çıkan yol alabikliğine dik ve sarptır". doğulu bilgenın buyurduğu gibi. Vietnam cehenneminde ufak ufak kafayı üşüten ve bır türlü kendisiyle banşık olamayan, ra- hatsız, tedirgin, 'donanma katili' kocasının real bir şekılde kendini öldürmesı üzerine çocuklannı toplayıp 13 yıl sonra yurduna geri dönmeyi yeğliyor Amerikalı iş kadını Le Ly. 'Filin ezdiği kann caiar gibi öJen" Vietkonglara kanşmış, çok sevdiği ağabeyini, aldığı onca darbeden sonra keçı- leri kaçırmış, görmüş geçirmış atalannın yanına gıtmeyi sabırsızlıkla bekler olmuş, yaşb babasını (Roland Joffe'nin "Ölüm Tarlalan"ndan anımsa- nacak Faing S. Ngor) yitirmiş, ama savaş 'savaş ancak mezarlı- klar üretır' gibısınden özlü deyiş- ler paralayan. çok çekmiş annesi- nı ("Son fmparator"un güzel ka- nsı Goan Chen) ve aılesinin öteki bireylerini yeniden bulmuştur kahramanımız Le Ly. Asıl savaşm zorlu bağımsızlık mücadelesin- den sonra başladığı ülkesi- ne geri dönen Le Ly'nin öyküsünün sonunu olduk- ça didaktik biçimde bağla- >an Stone, 'Asıl kalıcı zafer kalplerde kazanılandır!' gi- bısınden mesajlardan me- det umuyor adeta Viet- nam'a destan düzdüğü "Cennet ve Yeryûzü"nün fınalinde. Hemen hemen herkesin sırayla sahne alıp göriişünü dile getiren otu- raklı söylevler patlattığı fıl- min sonlan bayağı didak- tik kaçmış bızce. Neredeyse son 15 yıldır seyrede seyrede iyice şart- landınldığımız, Hollywo- od yapımı Vietnam filmleri furyasmın seckin bir anto- lojisi izlenimi veren "Cen- net ve Yeryüzü", sonuçta insanı süreklı karambole getiren, çahma, albenili ve şamataa Oliver Stone sine- masının parlak ve yeni bır örneğı olarak ilgiyle seyre- diliyor seyredilmesine. ama sonucun çok doyuru- cu oldugunu söyleyebil- mek de biraz zor doğrusu. 'Vur dendiğinde hep öldürmeyi alışkanuk edinmiş' üstadın "adrenaiin >ükselten' üs- lubu, bir kez daha had safhada, bu so- luklu, destansı fılmde. Kitaro müziğıyle destekli, devıngen ve nefis görûntülerle bezeli anlatımını Vietnam olayına bu kez madalyonun öteki yüzünden de bak- maya çalışan nesnel tavnyla bağdaştınp ortaya dokunaklı, yoğun şiddetli, kes- kin, yorucu ve yıpratıa, ama görmezden de gelinemeyecek, yürekli bir yapıt koy- muş Oliver Stone. Aşın yeğin. duygusal bir kıvamda, bastıra bastıra anlaülmış, yürekten yapılmış bu son Oliver Stone filminde, 'çopur surat' Tommy Lee Jo- nes'un oyunu da gerçekten birinci sınıf. Hollywood'da televizyon filmleri sinemaya uyarlanıyor, filmler de dizilere dönüştürülüyor CUMHUR CANBAZÖĞLU Dünya Kupası sırasında diğer eğlence sektörleri gibi sinemalar da ekonomik kayba uğradılar. Sezon içinde' gösterilen nitelikli yapımlan tekrar gösterime sokan sinemalar seyirci sayısını bir dere- ce aynı düzeyde tutarken, sabun köpüğü denilen hafif filmleri se- çenler yaz sezonundan bekledık- lerini bulamadılar. Temmuzun ortasmdan baş- layarak yazm ıkind yansmda gösterime girecek yapımlar da se- yirciyi sıcak günJerde sinemaya çekecek gibi gözükmüyor. Liste- lerde şu anda "Wavne'ın Dünyası 2", Paal Hogan'ın (Krocodfl Dım- dee) başrolde olduğu "Hızh Jack". Nick Nolte ve NBA'nm yeni vıldızı Shaquflle CNeal'b "Bhıe Chips", "Sosyete PoBsi 3". Gerard Depardieu ve Emma Thompson'm biraraya geldiği "Ktskınç Babam" var. Her şey eskisine döndü Türk fümleri ise daha ufukta gözükmüyor. Yeni sezon için si- nemaseverleri ne kabtede yapı- mlaruı beklediğini şimdiden söy- leyebilmek de çok güç. Artık bu nedenle yerb sektördeki olası ge- lışmekri Hollyvyood'u izleyerek saptamak gerekiyor. Hollywood, uluslararası sıne- ma dûnyasının büyük bölümünü ele geprdiği için birçok ülkede de sektörie ilgib tahminler, yatınm lar ABD'deki geüşmelere göre yapıh^or. Yem sezon filmleri değerlendi- riJirkeı ABD'den gelen sinyaller göz önüne alınıyor. Şimdi iki akımmoda! ABD'de şu anda gösterimde olan, yeni sezonda Tûrkiye'de gösterime girecekkr listesinde yer alan filmler arasında otuz iki senaris- tin elinden geçtikten sonra cekilen 'Taş Devri' (sağda)JamesGarner, Mel Gibson ve Jodie Foster (solda küçük kare) ABD'de şu anda gösterimde olan, yeni sezonda Tûrkiye'de vizyona girecekler listesinde yer alan filmlerden yola çıkarak son durumu değerlendireum. Oscar töreninde Spielberg'in zafer gecesinı kutladıktan sonra sinema eleştirmenlen hemen Hollywood'daki oluşumlan de- ğerlendirmeye giriştiler. Oscar adaylannm içinde "Phfladelp- hia M ," Piano" ve "Schindler'in Listesi" gibi üç tane iyi' fılm vardı. Acaba Hollywood kendi- ne gelip yeni bir sayfa mı açmıştı? Yıllardır vurdulu kırdılı serüven- lerden, takip sahneb yapımlar- dan sonra sinemanın başkenti ciddı, edebi zenginbği olan sine- mayı da başarabileceğini göster- mişti. Birşeyler değişiyordu, Av- rupa seyircisi de umutluydu... Üç ay geçti, herşey eskisine döndü. Mayısın sonunda başla- yan yaz sezonunda şirketler yine hafif Fümlerle piyasadaydılar. Eddie Murphy'nin kariyerini tehbkeye attığı" Sosyete PoBsi 3", otuz iki senaristin ebnden geç- tikten sonra çekilen "Taş Devri", özenle yaalmasına karşın bekle- nen kahteyi veremeyen "Mave- rick" (Jodie Foster ve Mel Gibson başrollerde)şu anda en fazla dik- kat çeken filmler. Hollyvvood'a iki akım etken. Birincisi televizyon dizilerinin si- nema versiyonlan, ikincisi fibnle- rin yine diziler habnde devam et- mesi. Uzun yıllar ekranda alış kanbk yapan kahramanlanyla "Taş Devri" gibi yenı' çekilen" Lassie" de, Ke>in Costner'ın "Wyatt Earp"ı da TV'den trans- fer edilen filmler. Time'ın sinema eleştirmeni Rkhard Corliss köşe- sinde bu durumu şöyle yorumlu- yor : Televizyona bu hızh kayış, sinemada büyük bir yaratım eksikliği yaratacak... Vito, VVillams'ın rolünde Yapımcılara göre bu moda ge- lecek yıl da devam edecek. çün- kü" BatmaıT." Addams Ailesi", "Dokunulmazlar"." Kaçak" gibi TV dizılen beyazperdede iyi para kazandınyor. Diğer yandan 'seri- ler' devam ederken bir de 'benze- \enler' ortaya çıkıyor." Ölü Ozanlar Derneği"ni andıran "Re- naissance \lan"de Danny De Vito, Robin VVilliams'ın rolüne soyunuyor. "Krokodil Dundee"- nin benzeri" The Cowboy Way"- de Paul Hogan'ın rolünü de Wo- ody Harleson yüklenıyor. Şu anda çekimleri süren "Spe- ed", " Zor Olüm"ün (Die Hard) otobüste geçen şekb. Başroldcki Keanu Reeves da Manhattan'da bir otobüste çıldıran adamı oy- nuyor. Hollywood seri fibnlerle ve TV'den transfer ettiği kahraman- larla yeni hedefler belirlerken di- ğer yandan garanti para anlamı- na gelen uzunmetrajb çizgi filmle- rin hazırbklanna da hız veriyor. Disney'in "Aslan Kral"ı ABD'de yaz döneminin en fazla kazanan fılmlerinden biri. Deniz Haritalapı Sergisi UĞUR KÖKDEN Topkapı Sarayı Hazine Koğuşu'nda, ağustos ayı başı- na deksüreceközel, önemli ve ilginç bir sergi açıldı. Bu olağandışı sergide, Topkapı ve Venedik müzelerinde bulunan XIV-XVIII. yüzyıllar arasında üretilmiş portolan- larla (deniz kılavuzları) deniz haritaları sergilenmekte. Gerçi, birkaç yıl önce benzer bir sergi Venedik'te ger- çekleştirilmiş. Ancak, bu kez sergilenen tarihsel ürün- ler, Topkapı Sarayı'nın paha biçilmez elyazması harita- larıyla bir kat daha zenginleşmiş durumda. Kuşkusuz deniz haritacılığının ve coğrafya kılavuzu yazmaların kökeni, llkçağ'a dek iniyor. iskenderiyeli gökbilimci Ptolemaios'un (Batlamyus) ünlü coğrafya ki- tabı, dönemın bilınen tüm deniz ve karalarını gösteren haritalarla birlikte, binbeşyüz yıl Hıristiyan ve islam dün- yasına egemen olmuş. Dahası, FaÖh'in bu yapıtı Trab- zonlu bir Rum eliyle Arapçaya çevirttigini; ayrıca, gün- cel verileredayalı birdünya haritası hazırlanmasını iste- diğini de biliyoruz. Ptolemaios'a dayalı bu harıtalar da şimdi sergide yer alıyor. Bugün anlaşılıyor ki uzun sürmüş Batı Ortaçağı'nın coğrafyası varsayımlara dayanmış. Dönemin dünya kavramını veren efsanelerle karışmış. Dolayısıyla, 'por- tolan' adını taşıyan sepilenmiş, inceltilmiş ceylan ya da koyun derisinden yapılma renkli, yaldız bezemeli bu parşömenlerde, harita dışında insan/kuş/hayvan/ağaç/ bitki ve canavar resimleri bile yer almakta. Içine edebi anımsamalar, mitolojiden simgeler de yer yer serpişti- rilmiş. Ayrıca kent, kale, gemi, bayrak, devletleri temsil eden hükümdarlar gibi görüntülere de rastlanıyor harita üstünde. Bunun dışında gemiler için duraklar, barınma yerleri de gösteriliyor. ikmal limanlarına yer veriliyor. Bu elyazması ürünler tuza ve neme dayanıklı oldu- ğundan, kalıcı bir belgesel değer taşıyor. Aynı zaman- da, bir sanat yapıtı niteliği de içermekte. Son dönem de- niz haritalarının Osmanlı minyatür sanatına yaklaştığı dikkat çekici bir sonuç. Hepsi, ölçek göstergeli. Kimisinde enlem-boylam çiz- gileri yer alıyor. Pusulanın yaygınlaşmasıyla, ticaretyol- larının önem kazanmasıyla deniz haritacılığı üretimi de gelişmiş. Bu arada çeşitli merkezlerde harita çizim atölyeleri kuruluyor ve ticari anlamda bir yarışma ortaya çıkıyor. Venedik Okulu, Marsilya Okulu bunlardan birkaçı. Por- tekizli denizci Prens Henri'nin okulu da bir başkası. XV. yüzyılın başında sessız bir bilim adamına benzeyen bu garip yaratılışlı Prens, Portekız'in güneybatı ucu Sar- ges'te, bir çeşit denizcilik enstıtüsü kuruyor. Matematık- çileri, gökbilimcileri, haritacıları, usta denizcıleri, seyir kılavuzlarını, uzmanları, gemi yapımcılarını, gemi araç- ları imalatçılarını, hemen herkesi orada topladı. Bu in- sanlar, her ulustan dikkatle seçilmişti. Kolomb un, 'yeni dünya 'ya ayak basmasından otuz yıl önce ölen Prens Henri ana düşünceyi ortaya koymuş, yolculukları da öbürleri yapmıştı. Dias, de Gama, Cab- ral, Magellan ve ötekiler. Böylece Portekizliler, Ümit Burnu'nu dolaşarak Afrika'nın güneyinden Hint Okya- nusu'na ulaştılar. İlk Osmanlı-Portekiz deniz savaşları da bu tarihlerde başlamış oldu. Haritacıiığın en görkemli örnekleriyse, XVI. ve XVII. yüzyıllarda ortaya çıktı. Portekizlilerin yanı sıra Catalan ustaları, Italyanlar, Fransızlar, Araplar ve Türkler, deniz haritacılığına önemli katkılarda bulundular. Topkapı Sarayı Sergisi'- nde bu örneklere ek olarak Piri Reis'ın, Ali Macar Reis - in, Menemenli Mehmed Reis ın harıtalarıyla birçok d«r' 'isimsiz' harita sergilenmekte. 1-J1 Bu arada dikkati çeken iki haritanın imzaları ise Tancalı Ahmedbin Süleyman (1413) ile Şamlı Ebu Bekir El-Dımışki (1975). Bu arada Fatih Sultan Mehmed in as- keri amaçlarla Venedik'in ayrıntılı bir haritasını yaptırttığını öğreniyoruz. Köprüleri, koruma kaleleriyle birlikte, sanatsal değer taşıyan özel bir harita. Bir başka askeri harita da Malta deniz savaşı sırasında kullanıian ayrıntılı belgesel. Osmanlı Imparatorluğu'nun üçanakarayayayılmışol- ması, her anakarayla ayn bir denize açılması, önemli ti- caretyolları üstünde kurduğu egemenlik, Osmanlı deniz coğrafyacılığının gelişme nedenleri. Dolayısıyla, Kanu- ni'nin güçlü deniz devleti döneminde Osmanlılar önemli haritalar üretiyor. Lizbon'da, ünlü Portekiz deniz keşiflerini -topluluğun en önünde Prens Henri olmak koşuluyla- gösteren gör- kemli anıtı anımsayalım. Bir ölçüde, Beşiktaş'ta Barba- ros'u temsil eden yontu bütününü çağrıştıran bir yapıt. Bunun gibi Bahriye Sancakbeyi Piri Reis ve öteki harita- cılarımızı, Hint Okyanusu kaptanlarını bir arada veren bir anıt ne zaman gerçekleşecek? Kültür Bakanlığı'nın koruması altında, Italyan Kültür Merkezi'nin de katkısıyla gerçekleştirilen bu güzel ser- ginin olağanüstü ve büyüleyici havasını solumaya tüm istanbul'u çağırmak gerek. Kültür Bakanlığı'nın açıklaması • ANKARA (AA)-Sibfke'de birevın bodrum katında. bakımsız bir ortamda bulunan kitap ve dergilerin. Silifke Kaymakamlığı'nca oluşturulan ve Kültür Bakanlığı uzmanlannın da yer aldığı birkomisyon tarafından incelendiği, eserlerin ilaçlanarak, kullanılabibr durumda olanlann Silifke Kütüphanesi'ne teslim edildığı bildirildi. Kültür BakanlığYnca Içel'in Silifke ilçesinde Sami Gökçe'ye aıt evin bodrum katında bulunan ve tarihi değer taşıyan kitaplann da yer aldığı kütüphane ile ilgilenilmedigi yolunda iddialarda bulunulduğu bebrtilerek, konuya ilişkin bir açıklama yapıldı: "SUifke'de Sami Gökçe'ye ait evin bodrum katında, kaymakamlıkça oluşturulan ve Kültür Bakanlığı uzmanlarırun da yer aldığı bir komisyon tarafından, 23-24 Haziran 1994'te yapılan incelemelerde bakımsız bir ortamda bulunan kitap vedergilerilaçlanmış. kullanılabilir durumda olan kitaplar Silifke Kütüphanesi'ne teslim edilmiştîr. Kültür • Bakanı Fikri Sağlar'ın talimatı üzerine Kültür Bakanlığı personelinden oluşan bir ekip de 11 Temmuz 1994tarihinde eve giderek bir inceleme daha yapmış, ancak daha önce kaymakamhkca beürlenenlerin dışında hiçbirkitapyada değerli esere rastlanamamıştır." Senar Film Hollyvvood'da • KültürSenisi - Merkezd Los Angeles'ta bulunan "Pendulum Pictures" adb yapımcı ABD şirkeüyle ortak çalışma konusunda anlaşan Senar Film, üstünde anlaşmaya vanlan fılm projeleri için Hollyvvood'un teknik imkanlanndan faydalanabilecek ve öncelikle Hollywood'da faaliyet gösteren dağıtım şirketleriyle çahşacak. "Karartma Geceleri" gibi özgün fîlmlerin yapımabğını üstlenen Senar Film. Hollyvvood'a açılrna karannı Yeşilçam sinemasının içine girdiği çıkmaz üzerine aldı. Senar Fılm ve Pendulum Pictures'm ilk ortak yapımı olacak "Dance of the Pendulum" adb fılmin çekimlerine de Hollywood'da başrandı. Yönetmenliğini Jonathan Rosebianı'nin üstlendiği filmin, önümüzdeki sinema sezonuna kadar tamamlanması planlanıyor. Senar Film sahibi SenarTurgut, söz konusu girişimle ilgib olarak şunlan söyledi: "Bugün dünya sinema endüstrisinin merkezi durumundaki Hollywood. hemen hemen bütün ülkelerin sinema pazarjnı kontrolü altına almış durumda. Sinemalardan ve TV'lerden seyircilere ulaşan fihnlerin çoğu ABD çıkışb. Türkiye'de de aynı şey söz konusu. Biz bizzat Hollywood'da yapacağımız nitebklifilmlerledünya pazannda kendımize yer açmak ıstiyoruz. Oradan yapacağımızfilmleriizleyicilere ulaştırmak çok daha kolay olacak".
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle