Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
15TEMMUZ1994CUMA CUMHURfYET SAYFA
KULTUR
Oliver Stone'un Vietnam üçlemesini noktaladığınm fîlmidir!
Destansı bir yaşamöyküsü...SUNGUÇAPAN
Oüver Stone adına ilkkez 'MMmght
Express', 'Cooan', 'Scarface', vb gibi
fîlmlerin senaryolannda rastlamış, yö-
netmen olarak çağdaş Amerikan toplu-
munun çeşitli sorunlanna neşter atan,
1980'li yıllardaki gözalıa ve gösterişli
filmleriyle de kısa zamanda bir hayli
ünlenişine tanık olmuştuk. ABD'nin
'arka bahçesi'ne müdahale eden Ameri-
kan politikasına ılişkin SaJrador'u.
esasb bir medya eleştirisı nıteliğindeki
Talk Radio-Sırdaş Radyo', rockstar-
Jim Morrison olayı üstüne 'The Doors".
Başkan Kennedy'nin öldûrülmesine yenı
yorum ve açıklamalar getirmek iddiasını
taşıyan, Kevin Costner'lı 'JFK' gibi san-
sasyonel fılmleri izlemişti.
İnsancıl ve egzotik bir 'epik'
Bugün Amerikan sinemasının en
becenkb' senarist, yapıma ve yönetmen-
lerinin ön safında yer alan Oliver Stone,
asıl ünûnü kendi kuşağının üstüne ka-
bus gibi çökmüş olan Vietnam savaşını
elealarak 1987'lerinOscarlannıgötüren
'Piatoon-Müfreze' ve bir çeşit devamı
sayılabılecek 'Born on The Fourth of
July-Dört Temmuz' fılmlenyle yaptı. 18
yaşındaki genç bir Amerikan asken ola-
rak ayak bastığı Vietnam'da yaşadığı
ölüm, kan, ateş, aa, şiddet ve vahşetle
dopdolu cehennem yıllannı anlatan
'Ptatoon'la. ABD'ye dönüşlerinde çeşitli
sorunlarla yûz yüze kalan Vietnam gazi-
lerinin öyküsünü aktaran ve Stone'a bir
Oscar daha kazandıran devam filmi
'Dört Tenunuz'un yönetmeninin Viet-
nam üçlemesini tamamlıyor seyrettiği-
miz yenı filmi 'Heaven and Earth-Cennet
w Yeryüzü.' Aslında yaşadığı, tanık ol-
duğu. görüp duyduğu yığınla trajediden
yola çıkarak daha birçok Vietnam filmi
çekebileceğini beürten Oliver Stone, son
fitminde, bu kez savaşın
tüm korkunçluğunu ve şid-
detini, Vietnamh, saf, temiz
bir köylü genç kıan bakış
açısından yansıtmaya giri-
şiyor, olgunlaşmış ve ermiş,
Uzakdoğu kültürüne sev-
dalanmış bir bilge tavny-
la... Stone'un Fransız asıUı
annesine ithaf ettiği 'Cen-
net ve Yeryûzû', tüm bo-
zulmamış gelenekleri, göre-
nekleri, toprak ve doğa sev-
gileriyle, bu acılı, çalkanüb,
Dofu ülkesinin, hayat-
lannı büyük ölçüde topra-
ğa bağlayarak 'cennetle
dünya arasında Buda'nın
huzurlu yolunu' izjeyen in-
sanlan hakkındaki, yönet-
menin tüm sevgisini dile ge-
tirmeye çahşan, hayli uzun
tutulmuş. insancıl ve eg-
zotik bir 'epik'.
• Cennet ve Yeryüzü (Heaven And Earth) Yönetmen-Senaryo:
Oliver Stone / Kamera: Robert Richardson / Müzik: Kitaro / Oyuncular: Hiep
Thi Le, Joan Chen, Haing S. Ngor, Tommy Lee Jones, Debbie Reynolds,
Conchita Farrell /1994 ABD (WB), Beyoğlu Emek, Şişli Kent, Çemberlitaş Şafak,
Bakırköy 74, Kadıköy Kadıköy, Maslak Mövvenpick, Etiler Akmerkez,
Altunizade Capitol, Fenerbahçe Pyramid sinemalannda.
Ho Şi Min'in ûlkesi
Stone'un, bütün kor-
kunç boyutlanyla savaşı
yaşamış Le Ly Hayalip adı-
ndaki Vietnamlı yazann ikı
ayn otobiyografik kitabı-
ndan uyarlayarak yazdığı
kendi senaryosundan çek-
tigi 'Cennet ve Yeryüzö',
'hayann sembotü' pinnç tarlalanyla or-
manın birbirine kanşıp kaynaştığu yem-
yeşiJ, küçük bir köyde doğup büyüyen
'biraz fingirdek' bir genç kızın. ınışlı
çıkışh. olağandışı trajedi ve dramlarla
örülü, ürkünç serüvenlerle, aa deneyim-
lerle dolu yaşamöyküsü aracıbğıyla,
yüzyıllar boyunca Çinlilerin, Japftnlann
ve Fransızlann işgali ve sömürüsünden
çok çekmiş olan 'Ho Şi Min'in ülkesf Vi-
etnam'ın, 1950'lerden günümüze kadar
ufak çapta bir panoramasını da çiziyor.
Genelde kimi için parlak bir sinemaa,
kimi için de laf ebesi, görüntü camban,
göz boyayıcı, şamataa bir yönetmen
olarak kabul edilen Oliver Stone'un Vi-
Otiver Stone, sonfilmİDde,bu kez savaşın tüm korkuncluğunu ve şjddetini, Vietnamh, saf, temiz bir köyiü genç kızın bakış açısından yansıtmaya çahşayor.
etnam üçlemesini noktalayan 'Cennet ve
Yeryüzü', savaşın, tüm yaşamını darma-
dağın ederek dünyanın bir ucundaki kö-
yünden Kabforniya San Diegonara sav-
rulan bır hayat öyküsünü naklediyor.
Bu kez dünyanın jandarması isü'lacı-
lara ve ABD uşağı işbirlikçilerine karşı
özgürlük ve bağımsızhk mücadelesinin
bayrağını açan Vietkonglann yöneti-
minde, kanncalar gibi toprağın alünda
örgütlenerek, dayanılmaz acılar ve zor-
luklar çekerek ayakta kalmaya çaba-
layan, dirençli bir ulusun, ne İsa'ya ne de
Musa'ya yaranabilen, tecavüzlere, ağır
işkencelere uğrayan, gariban bir bireyi-
nin serüvenini iztiyoruz. Köylü kızı, Sai-
gon'da çabştığı evin efendisinden gebe
kalan hizmetçi, Danang'da askerlere si-
gara, uyuşturucu satan fahişe ve doğulu
kadınlara tutkun, savaşın bir öldürme
makınesine dönüştüğü Amerikalı de-
nizcinin ABD'ye götürdüğü kansı olan.
sonunda da tüketim toplumunun nimet-
lerini terkederek yeniden ülkesine dönüp
ailesine kavuşan Le Ly'nın (Hiep Thi Le)
odisesini, bol dokunaklı ve duygulu ta-
rafından anlaüyor Stone. Vietnamlı dişi
Ulis'in başına bir savaşın yol açabileceği
bütün kötülükler geliyor, aa. kan, göz-
yaşlan ve aşağılanmalardan ırza teca-
vüzlere, akla hayale sığmaz, elektrikli,
böcekli işkencelere, gaddarca sorgula-
malara kadar. Le Ly'nin gözünden izle-
diğimiz bu Odıse, değişik duraklardan
geçerek 'kaderi hep ara yerde, cennetle
yeryüzü arasında kalmak olan
1
ve bütü-
nüyle perişan ülkesinde aa cekenin bir
tek" o olmadığı kahramanımızın, deniz
piyadesi, cavuş Steve Burkr'a (Tommy
Le Jones) günün birinde rastlamasıyla
'Amerikan Rüyasfna bulanıyor, fılmin
yansında. Onca acıdan sonra, ağzına
kadar dopdolu buzdolaplanyla gü-
nümüzün en ileri tüketim toplumuna
dahil oluveriyor bir çırpıda, kocasının
ailesi ve kayınvaldesınce (1971 'den. sine-
mayı bıraktığından bu yana ilk kez per-
dede görünen Debbie Reynolds) 'Aa, ne
şirin, hpkı Çin bebeğıT gibi karşı-
lanan Vietnamlı köylü kızı Le Ly.
Fırsatlar ülkesme, bolluk diyan-
na hoş geldiniz!
Uğradığı kültürel şoku atlatıp
tüketim toplumuna adapte olan
Le Ly bu kez, kafasından hiç çı-
kmayan, korkunç savaş anı-
Jannm burgu gibi oyduğu ve bir-
likte 'kötü bır karma' oluşturdu-
ğu, 'renkleri farklı, amacektıklen
aynı', silah satıcısı kocasıyla pat-
lak veren aile kavgalannı göğüs-
lemek durumunda kabyor, iste-
diğı huzuru bir türlü bulamaya-
rak...
Nefis görûntülerle bezeli
Ne var ki "Nirvana'ya çıkan
yol alabikliğine dik ve sarptır".
doğulu bilgenın buyurduğu gibi.
Vietnam cehenneminde ufak
ufak kafayı üşüten ve bır türlü
kendisiyle banşık olamayan, ra-
hatsız, tedirgin, 'donanma katili'
kocasının real bir şekılde kendini
öldürmesı üzerine çocuklannı
toplayıp 13 yıl sonra yurduna
geri dönmeyi yeğliyor Amerikalı
iş kadını Le Ly. 'Filin ezdiği kann
caiar gibi öJen" Vietkonglara
kanşmış, çok sevdiği ağabeyini,
aldığı onca darbeden sonra keçı-
leri kaçırmış, görmüş geçirmış
atalannın yanına gıtmeyi
sabırsızlıkla bekler olmuş, yaşb
babasını (Roland Joffe'nin
"Ölüm Tarlalan"ndan anımsa-
nacak Faing S. Ngor) yitirmiş,
ama savaş 'savaş ancak mezarlı-
klar üretır' gibısınden özlü deyiş-
ler paralayan. çok çekmiş annesi-
nı ("Son fmparator"un güzel ka-
nsı Goan Chen) ve aılesinin öteki
bireylerini yeniden bulmuştur
kahramanımız Le Ly.
Asıl savaşm zorlu
bağımsızlık mücadelesin-
den sonra başladığı ülkesi-
ne geri dönen Le Ly'nin
öyküsünün sonunu olduk-
ça didaktik biçimde bağla-
>an Stone, 'Asıl kalıcı zafer
kalplerde kazanılandır!' gi-
bısınden mesajlardan me-
det umuyor adeta Viet-
nam'a destan düzdüğü
"Cennet ve Yeryûzü"nün
fınalinde. Hemen hemen
herkesin sırayla sahne alıp
göriişünü dile getiren otu-
raklı söylevler patlattığı fıl-
min sonlan bayağı didak-
tik kaçmış bızce.
Neredeyse son 15 yıldır
seyrede seyrede iyice şart-
landınldığımız, Hollywo-
od yapımı Vietnam filmleri
furyasmın seckin bir anto-
lojisi izlenimi veren "Cen-
net ve Yeryüzü", sonuçta
insanı süreklı karambole
getiren, çahma, albenili ve
şamataa Oliver Stone sine-
masının parlak ve yeni bır
örneğı olarak ilgiyle seyre-
diliyor seyredilmesine.
ama sonucun çok doyuru-
cu oldugunu söyleyebil-
mek de biraz zor doğrusu.
'Vur dendiğinde hep öldürmeyi alışkanuk
edinmiş' üstadın "adrenaiin >ükselten' üs-
lubu, bir kez daha had safhada, bu so-
luklu, destansı fılmde. Kitaro müziğıyle
destekli, devıngen ve nefis görûntülerle
bezeli anlatımını Vietnam olayına bu
kez madalyonun öteki yüzünden de bak-
maya çalışan nesnel tavnyla bağdaştınp
ortaya dokunaklı, yoğun şiddetli, kes-
kin, yorucu ve yıpratıa, ama görmezden
de gelinemeyecek, yürekli bir yapıt koy-
muş Oliver Stone. Aşın yeğin. duygusal
bir kıvamda, bastıra bastıra anlaülmış,
yürekten yapılmış bu son Oliver Stone
filminde, 'çopur surat' Tommy Lee Jo-
nes'un oyunu da gerçekten birinci sınıf.
Hollywood'da televizyon filmleri sinemaya uyarlanıyor, filmler de dizilere dönüştürülüyor
CUMHUR
CANBAZÖĞLU
Dünya Kupası sırasında diğer
eğlence sektörleri gibi sinemalar
da ekonomik kayba uğradılar.
Sezon içinde' gösterilen nitelikli
yapımlan tekrar gösterime sokan
sinemalar seyirci sayısını bir dere-
ce aynı düzeyde tutarken, sabun
köpüğü denilen hafif filmleri se-
çenler yaz sezonundan bekledık-
lerini bulamadılar.
Temmuzun ortasmdan baş-
layarak yazm ıkind yansmda
gösterime girecek yapımlar da se-
yirciyi sıcak günJerde sinemaya
çekecek gibi gözükmüyor. Liste-
lerde şu anda "Wavne'ın Dünyası
2", Paal Hogan'ın (Krocodfl Dım-
dee) başrolde olduğu "Hızh
Jack". Nick Nolte ve NBA'nm
yeni vıldızı Shaquflle CNeal'b
"Bhıe Chips", "Sosyete PoBsi 3".
Gerard Depardieu ve Emma
Thompson'm biraraya geldiği
"Ktskınç Babam" var.
Her şey eskisine döndü
Türk fümleri ise daha ufukta
gözükmüyor. Yeni sezon için si-
nemaseverleri ne kabtede yapı-
mlaruı beklediğini şimdiden söy-
leyebilmek de çok güç. Artık bu
nedenle yerb sektördeki olası ge-
lışmekri Hollyvyood'u izleyerek
saptamak gerekiyor.
Hollywood, uluslararası sıne-
ma dûnyasının büyük bölümünü
ele geprdiği için birçok ülkede de
sektörie ilgib tahminler, yatınm
lar ABD'deki geüşmelere göre
yapıh^or.
Yem sezon filmleri değerlendi-
riJirkeı ABD'den gelen sinyaller
göz önüne alınıyor.
Şimdi iki akımmoda!
ABD'de şu anda gösterimde olan, yeni sezonda Tûrkiye'de gösterime girecekkr listesinde yer alan filmler arasında otuz iki senaris-
tin elinden geçtikten sonra cekilen 'Taş Devri' (sağda)JamesGarner, Mel Gibson ve Jodie Foster (solda küçük kare)
ABD'de şu anda gösterimde
olan, yeni sezonda Tûrkiye'de
vizyona girecekler listesinde yer
alan filmlerden yola çıkarak son
durumu değerlendireum.
Oscar töreninde Spielberg'in
zafer gecesinı kutladıktan sonra
sinema eleştirmenlen hemen
Hollywood'daki oluşumlan de-
ğerlendirmeye giriştiler. Oscar
adaylannm içinde "Phfladelp-
hia
M
," Piano" ve "Schindler'in
Listesi" gibi üç tane iyi' fılm
vardı. Acaba Hollywood kendi-
ne gelip yeni bir sayfa mı açmıştı?
Yıllardır vurdulu kırdılı serüven-
lerden, takip sahneb yapımlar-
dan sonra sinemanın başkenti
ciddı, edebi zenginbği olan sine-
mayı da başarabileceğini göster-
mişti. Birşeyler değişiyordu, Av-
rupa seyircisi de umutluydu...
Üç ay geçti, herşey eskisine
döndü. Mayısın sonunda başla-
yan yaz sezonunda şirketler yine
hafif Fümlerle piyasadaydılar.
Eddie Murphy'nin kariyerini
tehbkeye attığı" Sosyete PoBsi
3", otuz iki senaristin ebnden geç-
tikten sonra çekilen "Taş Devri",
özenle yaalmasına karşın bekle-
nen kahteyi veremeyen "Mave-
rick" (Jodie Foster ve Mel Gibson
başrollerde)şu anda en fazla dik-
kat çeken filmler.
Hollyvvood'a iki akım etken.
Birincisi televizyon dizilerinin si-
nema versiyonlan, ikincisi fibnle-
rin yine diziler habnde devam et-
mesi. Uzun yıllar ekranda alış
kanbk yapan kahramanlanyla
"Taş Devri" gibi yenı' çekilen"
Lassie" de, Ke>in Costner'ın
"Wyatt Earp"ı da TV'den trans-
fer edilen filmler. Time'ın sinema
eleştirmeni Rkhard Corliss köşe-
sinde bu durumu şöyle yorumlu-
yor : Televizyona bu hızh kayış,
sinemada büyük bir yaratım
eksikliği yaratacak...
Vito, VVillams'ın rolünde
Yapımcılara göre bu moda ge-
lecek yıl da devam edecek. çün-
kü" BatmaıT." Addams Ailesi",
"Dokunulmazlar"." Kaçak" gibi
TV dizılen beyazperdede iyi para
kazandınyor. Diğer yandan 'seri-
ler' devam ederken bir de 'benze-
\enler' ortaya çıkıyor." Ölü
Ozanlar Derneği"ni andıran "Re-
naissance \lan"de Danny De
Vito, Robin VVilliams'ın rolüne
soyunuyor. "Krokodil Dundee"-
nin benzeri" The Cowboy Way"-
de Paul Hogan'ın rolünü de Wo-
ody Harleson yüklenıyor.
Şu anda çekimleri süren "Spe-
ed", " Zor Olüm"ün (Die Hard)
otobüste geçen şekb. Başroldcki
Keanu Reeves da Manhattan'da
bir otobüste çıldıran adamı oy-
nuyor.
Hollywood seri fibnlerle ve
TV'den transfer ettiği kahraman-
larla yeni hedefler belirlerken di-
ğer yandan garanti para anlamı-
na gelen uzunmetrajb çizgi filmle-
rin hazırbklanna da hız veriyor.
Disney'in "Aslan Kral"ı ABD'de
yaz döneminin en fazla kazanan
fılmlerinden biri.
Deniz Haritalapı Sergisi
UĞUR KÖKDEN
Topkapı Sarayı Hazine Koğuşu'nda, ağustos ayı başı-
na deksüreceközel, önemli ve ilginç bir sergi açıldı. Bu
olağandışı sergide, Topkapı ve Venedik müzelerinde
bulunan XIV-XVIII. yüzyıllar arasında üretilmiş portolan-
larla (deniz kılavuzları) deniz haritaları sergilenmekte.
Gerçi, birkaç yıl önce benzer bir sergi Venedik'te ger-
çekleştirilmiş. Ancak, bu kez sergilenen tarihsel ürün-
ler, Topkapı Sarayı'nın paha biçilmez elyazması harita-
larıyla bir kat daha zenginleşmiş durumda.
Kuşkusuz deniz haritacılığının ve coğrafya kılavuzu
yazmaların kökeni, llkçağ'a dek iniyor. iskenderiyeli
gökbilimci Ptolemaios'un (Batlamyus) ünlü coğrafya ki-
tabı, dönemın bilınen tüm deniz ve karalarını gösteren
haritalarla birlikte, binbeşyüz yıl Hıristiyan ve islam dün-
yasına egemen olmuş. Dahası, FaÖh'in bu yapıtı Trab-
zonlu bir Rum eliyle Arapçaya çevirttigini; ayrıca, gün-
cel verileredayalı birdünya haritası hazırlanmasını iste-
diğini de biliyoruz. Ptolemaios'a dayalı bu harıtalar da
şimdi sergide yer alıyor.
Bugün anlaşılıyor ki uzun sürmüş Batı Ortaçağı'nın
coğrafyası varsayımlara dayanmış. Dönemin dünya
kavramını veren efsanelerle karışmış. Dolayısıyla, 'por-
tolan' adını taşıyan sepilenmiş, inceltilmiş ceylan ya da
koyun derisinden yapılma renkli, yaldız bezemeli bu
parşömenlerde, harita dışında insan/kuş/hayvan/ağaç/
bitki ve canavar resimleri bile yer almakta. Içine edebi
anımsamalar, mitolojiden simgeler de yer yer serpişti-
rilmiş. Ayrıca kent, kale, gemi, bayrak, devletleri temsil
eden hükümdarlar gibi görüntülere de rastlanıyor harita
üstünde. Bunun dışında gemiler için duraklar, barınma
yerleri de gösteriliyor. ikmal limanlarına yer veriliyor.
Bu elyazması ürünler tuza ve neme dayanıklı oldu-
ğundan, kalıcı bir belgesel değer taşıyor. Aynı zaman-
da, bir sanat yapıtı niteliği de içermekte. Son dönem de-
niz haritalarının Osmanlı minyatür sanatına yaklaştığı
dikkat çekici bir sonuç.
Hepsi, ölçek göstergeli. Kimisinde enlem-boylam çiz-
gileri yer alıyor. Pusulanın yaygınlaşmasıyla, ticaretyol-
larının önem kazanmasıyla deniz haritacılığı üretimi de
gelişmiş.
Bu arada çeşitli merkezlerde harita çizim atölyeleri
kuruluyor ve ticari anlamda bir yarışma ortaya çıkıyor.
Venedik Okulu, Marsilya Okulu bunlardan birkaçı. Por-
tekizli denizci Prens Henri'nin okulu da bir başkası. XV.
yüzyılın başında sessız bir bilim adamına benzeyen bu
garip yaratılışlı Prens, Portekız'in güneybatı ucu Sar-
ges'te, bir çeşit denizcilik enstıtüsü kuruyor. Matematık-
çileri, gökbilimcileri, haritacıları, usta denizcıleri, seyir
kılavuzlarını, uzmanları, gemi yapımcılarını, gemi araç-
ları imalatçılarını, hemen herkesi orada topladı. Bu in-
sanlar, her ulustan dikkatle seçilmişti.
Kolomb un, 'yeni dünya 'ya ayak basmasından otuz yıl
önce ölen Prens Henri ana düşünceyi ortaya koymuş,
yolculukları da öbürleri yapmıştı. Dias, de Gama, Cab-
ral, Magellan ve ötekiler. Böylece Portekizliler, Ümit
Burnu'nu dolaşarak Afrika'nın güneyinden Hint Okya-
nusu'na ulaştılar. İlk Osmanlı-Portekiz deniz savaşları
da bu tarihlerde başlamış oldu.
Haritacıiığın en görkemli örnekleriyse, XVI. ve XVII.
yüzyıllarda ortaya çıktı.
Portekizlilerin yanı sıra Catalan ustaları, Italyanlar,
Fransızlar, Araplar ve Türkler, deniz haritacılığına
önemli katkılarda bulundular. Topkapı Sarayı Sergisi'-
nde bu örneklere ek olarak Piri Reis'ın, Ali Macar Reis -
in, Menemenli Mehmed Reis ın harıtalarıyla birçok d«r'
'isimsiz' harita sergilenmekte.
1-J1
Bu arada dikkati çeken iki haritanın imzaları ise
Tancalı Ahmedbin Süleyman (1413) ile Şamlı Ebu Bekir
El-Dımışki (1975). Bu arada Fatih Sultan Mehmed in as-
keri amaçlarla Venedik'in ayrıntılı bir haritasını
yaptırttığını öğreniyoruz. Köprüleri, koruma kaleleriyle
birlikte, sanatsal değer taşıyan özel bir harita. Bir başka
askeri harita da Malta deniz savaşı sırasında kullanıian
ayrıntılı belgesel.
Osmanlı Imparatorluğu'nun üçanakarayayayılmışol-
ması, her anakarayla ayn bir denize açılması, önemli ti-
caretyolları üstünde kurduğu egemenlik, Osmanlı deniz
coğrafyacılığının gelişme nedenleri. Dolayısıyla, Kanu-
ni'nin güçlü deniz devleti döneminde Osmanlılar önemli
haritalar üretiyor.
Lizbon'da, ünlü Portekiz deniz keşiflerini -topluluğun
en önünde Prens Henri olmak koşuluyla- gösteren gör-
kemli anıtı anımsayalım. Bir ölçüde, Beşiktaş'ta Barba-
ros'u temsil eden yontu bütününü çağrıştıran bir yapıt.
Bunun gibi Bahriye Sancakbeyi Piri Reis ve öteki harita-
cılarımızı, Hint Okyanusu kaptanlarını bir arada veren
bir anıt ne zaman gerçekleşecek?
Kültür Bakanlığı'nın koruması altında, Italyan Kültür
Merkezi'nin de katkısıyla gerçekleştirilen bu güzel ser-
ginin olağanüstü ve büyüleyici havasını solumaya tüm
istanbul'u çağırmak gerek.
Kültür Bakanlığı'nın açıklaması
• ANKARA (AA)-Sibfke'de birevın bodrum katında.
bakımsız bir ortamda bulunan kitap ve dergilerin. Silifke
Kaymakamlığı'nca oluşturulan ve Kültür Bakanlığı
uzmanlannın da yer aldığı birkomisyon tarafından
incelendiği, eserlerin ilaçlanarak, kullanılabibr durumda
olanlann Silifke Kütüphanesi'ne teslim edildığı bildirildi.
Kültür BakanlığYnca Içel'in Silifke ilçesinde Sami Gökçe'ye aıt
evin bodrum katında bulunan ve tarihi değer taşıyan kitaplann
da yer aldığı kütüphane ile ilgilenilmedigi yolunda iddialarda
bulunulduğu bebrtilerek, konuya ilişkin bir açıklama yapıldı:
"SUifke'de Sami Gökçe'ye ait evin bodrum katında,
kaymakamlıkça oluşturulan ve Kültür Bakanlığı
uzmanlarırun da yer aldığı bir komisyon tarafından, 23-24
Haziran 1994'te yapılan incelemelerde bakımsız bir ortamda
bulunan kitap vedergilerilaçlanmış. kullanılabilir durumda
olan kitaplar Silifke Kütüphanesi'ne teslim edilmiştîr. Kültür •
Bakanı Fikri Sağlar'ın talimatı üzerine Kültür Bakanlığı
personelinden oluşan bir ekip de 11 Temmuz 1994tarihinde
eve giderek bir inceleme daha yapmış, ancak daha önce
kaymakamhkca beürlenenlerin dışında hiçbirkitapyada
değerli esere rastlanamamıştır."
Senar Film Hollyvvood'da
• KültürSenisi - Merkezd Los Angeles'ta bulunan "Pendulum
Pictures" adb yapımcı ABD şirkeüyle ortak çalışma
konusunda anlaşan Senar Film, üstünde anlaşmaya vanlan
fılm projeleri için Hollyvvood'un teknik imkanlanndan
faydalanabilecek ve öncelikle Hollywood'da faaliyet gösteren
dağıtım şirketleriyle çahşacak. "Karartma Geceleri" gibi
özgün fîlmlerin yapımabğını üstlenen Senar Film.
Hollyvvood'a açılrna karannı Yeşilçam sinemasının içine
girdiği çıkmaz üzerine aldı. Senar Fılm ve Pendulum
Pictures'm ilk ortak yapımı olacak "Dance of the Pendulum"
adb fılmin çekimlerine de Hollywood'da başrandı.
Yönetmenliğini Jonathan Rosebianı'nin üstlendiği filmin,
önümüzdeki sinema sezonuna kadar tamamlanması
planlanıyor. Senar Film sahibi SenarTurgut, söz konusu
girişimle ilgib olarak şunlan söyledi: "Bugün dünya sinema
endüstrisinin merkezi durumundaki Hollywood. hemen
hemen bütün ülkelerin sinema pazarjnı kontrolü altına almış
durumda. Sinemalardan ve TV'lerden seyircilere ulaşan
fihnlerin çoğu ABD çıkışb. Türkiye'de de aynı şey söz konusu.
Biz bizzat Hollywood'da yapacağımız nitebklifilmlerledünya
pazannda kendımize yer açmak ıstiyoruz. Oradan
yapacağımızfilmleriizleyicilere ulaştırmak çok daha kolay
olacak".