06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet 370. YO.SAYI 25047 S A N A T K Ü L T Ü R M A G A Z İ N T E L E V İ Z Y O N 6MAYIS1994PERŞEMBE Çoğunlukla çalışan insanlarakısa zamanda birşeyler atıştırma avantajıgetiren 'fast-food'lara rağbetin artmasına karşın AnadolumutfağıhâlârağbetteMERDAN KARAÇAM Kentleşmenın hız kazandığı yıUarla beraber gun- lük beslenme alışkanlığımız haline gelen Amerikan tarzı "fast-food"lar özellikle gençler arasında yaygınlığınj sürdürürken köyden kente taşınan Aıîadolu mutfağı da yerini komyor. Kentsel yaşam biçimiyle diğer bütün etkinlikle- rinde olduğu gibi, beslenmeye ayırdığı zaman arabğı da gitgide kısalan. çoğunluğu çahşan kesimden in- sanlar kendilerine kısa zamanda beslenme, daha doğrusu "bir şeyler atıştuma" avantajı sunan "fast- food"lara rağbet ediyorlar. Vaktiniz çok dar Uzmanlar bu tür yemek yeme abşkanhğının bes- leyici ve ekonomik olmaktan uzak olduğunu vurgu- layadursunlar çoğumuz işimize, okulumuza yetiş- me, otobüsü kaçırmama telaşıyla bir kahvalü bile edemeden kendimizi dışan atrruşızdır. Böylelikle başlayan ve devam eden koşturmaca, "kentlerin ye- mek odaları" olarak da adlandırılabilecek büfelerde, fast-food türû yiyeceklerin satıldığı mekânJarda biz- lere soluk ya aldınr ya aldırmaz. Vaktiniz daha da nu dar? Kolay. NasıJ olsa köşe- leri tutmuş McDonald's'lar, NVimpy'ler, Wendsy'ler ve diğerleri. Sardınrsınız tostunuzu. hamburgerini- zi, yanına da aldınız mı bir kola, nerede olsa orada yiyip içersiniz. nsanlanmız, bol adam öldürmeli sinemasından hızlı beslenme alışkanlığına kadar bütün alanlardaki Amerikan özentilerine karşm, Anadolu kültürünü İstanbul'un orta yerinde de olsa korumayı sürdürüyor. B Fast-food'a tepki JL aşlanmçta 'fast-food'lara tepki olaraîc ortaya çıkan ve daha çok seyyar satıcılarda bulabildiğimiz gözleme, içli , köfte, çiğ börek türü yiyecekİer şimdilerde tümüyle özgün hazırlanış biçimiyle insanlara sunuluyor. gözleme. içli köfte, çiğ börek türü yiyecekİer şimdi- l d tümüle özgün hazırlanış biçimiyle insanlara Anadolu kadınlarının yerde orurup okla\ayla açtıkları göziemeleri ilgiyle i/leyen insanlar, yer sofra- sında bağdaş kurup tümüyle burada hazırianan Anadolu'ya özgü yiyecekJeri yiyoriar. semaverleri ileçayevi olarak düzenlenmiş. Tarihi sa- lonun akustik yapısı içerisinde yükselen ney eşliğin- deki tasavvuf müziği bütün bu gördüklerinizi ta- mamlıyor. Dünyanın herhangi bir kentinden kalkıp da bir ' Anadolu evi görmek isteyen veya Anadolu'yu İstan- bul'da yaşamak isteyenler için hemcn her şey düşü- nülmüş. Bir yaşam biçimi Kendisiyle görüştüğümüz "Cennefin sahibı Cem Ateş, burayı açarken tıcari kaygılardan çok yabana kültürlerin etkisiyle aşınmaya yüz tutmuş Ana- dolu'yu bütün özgünlüğüyle ınsanJara tanıtmayı amaçladıklannı söylüyor. İnsanlara bu mekânda sunulan asıl şeyin mantı, şış kebap, düğün çorbası, bazlama, gözleme, çay ve diğer yiyecek içeceklerden çok, bir yaşam biçimi ol- duğunu belirten Ateş. "Anadolu kadınlarının yerde otunıp hamur açmasını ilgiyle izleyen insanlar. yer sofrasında bağdaş kurup tümüyle burada hazırianan Anadolu'ya özgü yiyecekler yiyoriar. Sediriere uzanıp saatler boyu kitap okuyor, ney taksimleri din- liyorlar. Böylelikİe özellikle turistlere Anadolu kültü- rü \e yaşam biçiminden küçük de olsa birt kesit sun- rcıuş oîuvoruz" diyor. Kültürümüze saygı Beslenme ile sürdüriilen yaşam biçimi arasında sı- kı bir bağlantı olduğunu vurgulayan Cem Ateş, girmenize gerek yok. Bulunduğunuz cadde üzerin- "Cennef'i süsleyen kilimden yapılmış hasır sedir- gençlerin bugün iki lokma yiyecek yerken bile mar- İnsanlanmız Amerikan kültüriinün bol adam öl- îerde tümüyle özgün "hazırlanış biçimiyle insanlara den "Cewıet"edoğru şöyle bir baktığınızda gözünü- ler, belki herhangi bir Anadolu evinde bile bulama- ka histerisi içensinde olduğuna dıkkat çekerek. "Bu dürmeli sinemasından beslenme alışkanlığına kadar sunuluyor. ze ilk çarpan şey oldukça genış olan mekânm tam yacağmız türde özgünlük taşıyor. Yerlerde senlı ve derece marka tutkunu hatine gelmiş, bunu yaşam bici- hemen bütün alanlardaki kusatılmışhklanna rağ- Çemberlitaş'ta geçen günlerde açılan bildik ortasmda giyimiyle kuşamıyla iki Anadolu duvarda asılı el dokuması halılarda ise Anadolu ko- minin değişmez bir parçası olarak kabul etmiş günü- men Anadolu kültürünü İstanbul'un orta yerinde- restoran, kafeterya, lokanta türü yerlerden çok, bir kadınmın oklavalarla açtıklan yufka ekmeklerini, kan renklerin. motiflerin binbir çeşidini görüyorsu- müz gençleri, biraz da kendi özkültürlerini tanımaya de olsa korumavı sürdürüyorlar Anadolu evini andıran "Cenııet" de bunlardan biri- yani göziemeleri sac ocakiar üstünde pişiriyor oluş- nuz. çalışmalı, kültürümüz ne ölçüde bir saygıyı hak edi- Başlangıçta fâst-food'lara tepki olarak ortaya çı- si. lan. Içeri girdiğinizde ise şaşkınlığınız biraz daha Dar, tahta merdivenlerden çıküğınız ikınci kat ise yorsa o saygıyı göstermeve çalışmalilar" bıçıminde kan ve daha çok seyyar satıcılarda bulabileceğiniz Görmek için tümüyle camdan oluşan kapısından artıyor. hasır tabureleri, bakır siniler üzerindeki nargile ve konuştu. Harran I turizme hazırlanıyor ŞANLIL RFA (AA) - Dünyanın tarihi şehırleri arasında yer alan Şanlıurfa'nın şirin ilçesi Harran'da. turizm sezonu açıldı. Tarihi, mimari kalıntılan ile sanatsal ve kültürel eşsiz değerlere sahip Harran ilçesi, bugünlerde hareketb günlere hazırlanıyor. Gerek yurtiçi, gerekse yurtdışmdan her yıl yüz binlerce insanm uğrak yeri olan tarihi kentin, adeta görücüye çıkarcasına her tarafı temizlenivor. Harran Belediye Başkanı fbrahim Özyavuz. yerli ve yabana turistleri en iyi koşullarda ağırlamak için Harran Kalesi çevresinde bir kıl çadır kurulduğunu belirterek şunlan söyledi: "İmkânlar ölçüsünde turizm sezonuna hazırlandık. Turistlerin ağırlanmaları yönünde bir sorunumuz olacağını sanmıyomm. Ama yinede birtakım eksikliklerimizin olacağını göz önünde bulundurarak eksiklikkrinüzi gidermeye çalışmaktayız. Harran; tarihi. mimari, kültürel, sanatsal ve yöresel gelenekleriy le dünyada eşine ender rastlanan şehirlerden biridir. Bu nedenle. Turizm Bakanlığı'nın daha çok ilgisine ve desteğine muhtaç bir ilçedir. Kültürel değerlerin daha uzun ydlar, hatta asırlarca ayakta sapasağlam kalması için yardıma ihtiyaç vardır. Bunun sağlanmasmı Ugili bakanlıktan istiyonız." DenizkirliJiğine yeniönlemler alınacak BURSA (AA) - Bursa İl Çevre Müdürlüğü. Marmara sahihnde kirliliği önlemek amaayla. gelecek haftadan itibaren denetimlere başlayacak. tl Çevre Müdürü Zeynel Abidin Turan, yaz mevsimi yaklaşırken denizlerdeki kirliliğin yeniden gündeme geldigini, bu kirliliğin önlenmesi için erken dönemde bazı tedbirler alınması gereküğini bildirdi. Turan, bu amaçla, Çevre Müdürlüğü olarak öncebkle Mudanya ve Gemlik sahillerinde, önümüzdeki hafta kontrollere başlanacağmı belirtti. Çabşmalarçerçevesinde, iki ilçedeki sanayi kuruluşlan ile otel, motel, yazlık, site, kamu ve özel sektöre aitdinlenme tesislerinin arıtma tesislerinin olup olmadığının belirleneceğini anlatan Turan, antma tesisi obnayan ya da evsel ve endüstriyel aüklannı denize veren işletmelere, Su Kirliliği Kontrol Yönetmeliği'nce 80-200 milyon lira arasında para cezası uygulanacağını söyledi. Turan, deniz suyunun hangi bölgelerde temiz olduğunun saptanması amaayla örnekler abnacağmı ve kirli olan bölgelere, denize giribnemesi konusunda uyan levhalan konulacağını ifade etti. \ r.. a \ ±jm^^ GeraiHonı tuberosum Geranyum diye bilinen »e .^ urtdjşına tohumu gönderilen buçiçeklere artık doğada rastlamak çok zor. (Fotoğraflar: BEHZAT ŞAHİN) 1 Kardelen, lale, siklamen yaşamasavaşıveriyor Muscari-Nesli tükenmeye >üz tutan ve doğada zaman zaman rastlanabilen bu çiçekJere arapsümbiilü de deniyor. tstanbul Haber Servfei - Bilinen hikâye, yüzyılı aşkın bir süredir Türkiye topraklannda bulunan tarihi eserler yurtdışına kaçınlıp durdu. Saptanabi- lenler yeniden yurduna dönüyor. ama ya saptana- mayanlar? Neredeyse yüz yıldır Türkiye toprakla- nndan yurtdışına kaçınlan bir başka zenginlik de çiçekler. Çoğu sadece Türkiye'de bulunan soğanlı bitkiler de önceleri gizlice, sonralan da ihracat adı altında yurtdışına gönderilmek üzere doğadan top- landı durdu. "Hatıra dağ dayanmaz" atasözü- nü doğrularcasına, son yıllarda birçok bitki tü- rünün nesli neredeyse tü- kenmek üzere. Karde- lenler, irisler, geranyum- lar, arapsümbülleri... Be- yazlar, morlar. lilalar, sanlar, pembeler... "Bo- yunları kıldan ince", ça- resiz... Eğer İstanbul'da yaşı- yorsanız, bu güzelim çiçeklerin çoğu artık yanı başınızda. Doğal Hayatı Koruma Derneği (DHKD), nesli tükenmek üzere olan soğanlı bitki- leri, Kemerburgaz yolunda. Bahçeköy'deki Atatürk Arboretumu'nda kurduğu fidanlıkta üre- terek kurtarmaya çalışıyor. 7 mayısta açılışı yapıla- cak olan fidanlık, "Yerli Üretim Projesi" kapsamı- nda kuruldu. Proje sorumlusu Sema Atay, toplan- maktan ötürü giderek tükenen soğanlı bitkilerin üretimine köylüleri özendirmek için çalışmalar yaptıklannı anlatıyor. Çoğu Toros Dağlan'nda ye- üz yıldırTürkiye topraklanndan yurtdışına kaçınlan bir başka zenginlik de çiçekler. Çoğu sadece Türkiye'de bulunan soğanlı bitkiler de önceleri gizlice, sonralan da ihracat adı altında yurtdışına gönderilmek üzere doğadan toplandı durdu. bitki. tişcn soğanlı bitkileri, eskiden köylerinin hemen yakınında toplayabilen köylüler de artık daha uzaklara, daha yükseklere gitmek zorunda kabnca durumun farkına vanp bir doğal zeneinliğin yok olmak üzere olduğunu görmüşler. "Biz onlara üre- tim alternatifini götürdük. Artık ya\aş >a>aş kendi- leri üretime başlıyor. Çiçek soğanı ihracatı yapan dört kuruluş da bu projemize destek veriyor" diyen Sema Atay, yurtdışında "yeşil alıcı" denilen insan- lann da doğadan sökü- len soganlan almadı- klannı belirtiyor. Ihra- catçılar da bu nedenle "Yerli Üretim Projesi"ne katıhyor. DHKD'nin hazı- rladığı "Boyunları Kıldan İnce" başlıklı bro- şürde de şöyle deniliyor: "Kardelen, lale, sikla- men... Ve yaşama savaşı veren daha birçok soğanlı Hiçbir üretim yapılmadan, aşn-ı miktarda doğa- dan sökülmeleri sonucu, hepsinin geleceği tehdit altı- nda... Ve bu çiçeklerin, kaderleri karşısında boyunları kıldan ince! Türkiye'nin doğal zenginliği olan bu bit- kiler ve kendi geleceğimiz için Yerli Üretim Projesi'- ni destekleyin." Yolunuz düşerse, çoğunu ancak Türkiye dağla- nnda görebileceğiniz çiçeklere bir "merhaba" de- yin. Kan hastalıklannın enbüyüknedeni akrabaevlilikleriADANA - (AA) - Tedavısi çok güç olan ve genellikle olumlusonuçalınamayankalıtsalkan hastalıklannın önlenmesinde,eğıtimin büyük önem taşıdığı bildirildi. Çukurova L'niversitesi f ıp Fakültesi Pediatrik Hematoloji Onkoloji Bilım Dalı öğretım üyesı ProJ. Dr. V urdanur Kılınç, en çok sorun yaratan kalıtsal kan hastalıklannın. "Orak hücre anemisi, Akdeniz anemisi (Thalassemi) >e hemofili" olduğunu söyledi. Bu hastalıklann. akraba evliliğmin fazla olduğu bölgelerde daha sık gorüldüğü ve yüzde 40'lara kadar ulaştığını belirten Prof. Dr. Kılınç, özellikle orak hücre anemisi ve Akdeniz anemisinin. Çukurova bölgesinde diğer bölgelere oranla daha yaygın oiduğunu bildırdi. Çukurova bölgesinde bu hastalıklann görülüş sıklrğının genel nüfus içinde yüzde 2.5 ile 3.5 arasında olduğunu, ancak baa lokal yerleşim birimlerinde yüzde 40"lara kadar ulaştığını ifade eden Prof. Dr. Kılınç. şöyle konuştu: "Içel ve Tarsus'un kırsal kesimlerinde bu hastalıklara çok sık rastlanıyor. Örneğin akraba e\liliğinin çok olduğu Tarsus'un Kelahmet köyünde Akdeniz anemisi oranının yüzde 37 olduğu tespit edildi. Hastalığın taşıy ıcısı olan çiftlerin, \ üzde 50 taşıy ıcı, yüzde 25 hasta. > üzde 25 de sağlıklı çocuk y apma olasıiıgı var. O> sa çiftlerden y alnızca birinin taşıy ıcı olması halinde. hasta bebek riski ortadan kalkıyor. Bu nedenle ev liliğinin önlenmesi büy ük önem taşıyor." Kalıtsal kan hastalıklannın önlenmesinde halkın eğitilmesinin büyük önem taşıdığını kaydeden Prof. Dr. Kılınç. "Hastalıkla ilgili basildüzeydeki bilgiler her türlü basın-yay ın araçlarıyla halka anlatılmalıdır" dedi. Kısırerkeklerde 'baba' olabilecek İSTANBUL(AA)-İstanbul Cniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Kadın Doğum Kliniği öğretim üyesi ve International Hospital Tüp Bebek Bölümü Başkanı Prof. Dr. Turgay Atasü, ABD ve Belçikada geliştirilen ve "Mikromanipülasyon" adı verilen yeni teknik sayesinde. bundan sonra "kısır" olarak nitelendiren erkeklerin de baba olabileceklerini bildirdi. Prof. Dr. Atasü, dünyada 1978 yılından bu yana'tüp bebek" olarak nitelendirilen "yardunla üreme niteüği" sayesinde binlerce ciftin çocuk sahibi olduğunu hatırlatü. Sahip olduğu 20 mily on spermin yüzde 20"si ölü ya da hareketsiz olan erkeklerin tüp bebek yönteminden önce baba olamadıklannı kaydeden Prof. Dr. Atasü, ancak şimdi bu yöntemleyaşayan sperm sayısı en az 1 milyon olan erkeklerin de "tüp bebek" sahibi olabildiklerini bildirdi. Başarı şansı Prof. Dr. Atasü. özellikle 1988 yılından bu yana ABD ve Belçika'da. "Mikromanipülasyon" denilen ve"Suzi"ile"lksi"tekmklerininkul!anıldığı yöntem sayesinde, "yaşayan ya da hareketsiz az sayıdaki sperme" sahip olan erkeklerin de baba olduklanna dikkatı çekti. Henüz Türkiye'de kullanılmayan "Mikromanipülasyon" lekniginin çocuk sahibi olmak isteyen birçok çift anne-baba yapacağını belirten Prof. Dr. Atasü. "Şimdi50canlı spermi olan erkekler de çocuk sahibi olabilecek" dedi. Özellikle "yumurtanuı içine iğneyle spermin yerleştirilmesi'' yöntemi olan ve "iksi" adı verilen uygulamayiahareketetmesede 50 canlı sperme sahip olan erkeklerin dahi baba olabileceklerine işaret eden Prof. Dr. Turgay Atasü, bu tekniğin başan şansının yüzde 30 olduğunu söyledi. Prof. Dr. Atasü, "Suzi" yönteminin deen az 100 bin canJı sperme sahip olan erkeklerde uygulandığını ve yumurtanın delinerek zanna spermlerin yerleştirildiğini kaydetti. Prof. Dr. Atasü, "Bu teknikleri öğrenince, bizdeburada bemen kullanmaya başlayacağız ve sperm sayısı 1 milyonun altında olan erkekîeri de baba yapacağız"diye konuştu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle