Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
4 MAYIS1994ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
RP'libaşkan
üğupMumcu
Parkı'na takö
• TRABZON(Cumhuriyet) -
Trabzon'un Refahlı Belediye
Başkanı Asım Aykan, Uğur
Mumcu Parkı'nın adının
degiştirilmesi olayını haziran
ayındaki mecüs toplanüsmda
gündemegeurecegini
açıkladı. Aykan Uğur
Mumcu Parkı'na ilişkin
olarak, "Bu olay seçim
vaatlerimizde var. Haziran
ayındaki meclisgündemine
gelireceğim. Bu konuda
Jcararbyız. Parkın adıru
Adnan Kahveci Parkı
yapacağız" diye konuştu.
Sakıncalı
Piyade'yepolis
kamerası
• KARAMAN(Cumhuriyet)
- Uğradığı bombâlı saldın
sonucu yaşamını kaybeden
gazetemizyazan Uğur
Mumcu'nun aynı adh
yapıtından tiyatroya
uyarlanan 'Sakıncalı Piyade'
oyununu Karaman'da
sahnelenmesi sırasında polis
video>aaldı. Polis
oyunculann yanı sıra
aralannda Karaman Valisi
Halil Nimetoğlu'nunda
bulunduğu izleyicileri videoya
kaydetti. Oyun öncesinde
Uğur Mumcu'n un
yapıtlanrun da yer aldığı kitap
siandı da polis tarafından
sakıncalı bulundu ve güv enlik
gerekçesiyle kitap satışına izin
verilmedi.
DYP'de seçim
hesaplaşması
• TRABZON(Cumhuriyet)-
27 Mart yerel seçimlerinde
Trabzon'dan büyûk oy •
kaybıyla çıkan DYP'de
taraflar birbirlerine ağır
suçlamalarda bulundular.
Belediye başkan adayı Ali
Akar özellikle il yönetimini
hainlikle suçlayıp ve istifaya
davet ederken saldınlara
hedef olan kesimlerse
suçlamalan birzaafiyet
göstergesi olarak
nitekndirdiJer.
Şıvgın aklandı
• ANKARA (ANKA)-
ANAPiktidandöneminebir
beraatdahaeklendi. Eski
Sağlık bakanlanndan Halil
Şıvgın'ın da adının kanştığı
veANAPdönemine
yöneltilen büyük yolsuzluk
davalanndan olan 300
ambulans alımıyla ilgili 40
milyarlık yolsuzluk davası
beraatlesonuçlandı. İhaleye
fesat kanştırma suçundan 10
yıldan az olmamak üzereağır
hapis cezası istemiyle
yargılanan Eski Sağlık
Bakanlığı Müsteşar
Yardıması FilizGüngörile
eski APK Dairesi Başkanı
Ömer Faruk Bilge, mahkeme
karanyla aklandı.
Mitteppand'dan
ırkçılık
suçlaması
• ANKARA(Cumhuriyet
Bürosu) - Fransa
Cumhurbaşkanı Françoise
Mitterand'ın eşi Danielle
Mitterand, dokunulmazlığı
kaldınlan ve halen
gözaltında bulunan DEP
milletvekili Leyla Zana'ya
gönderdiği doğum günü
mesajında. Türkiye'yi
ırkçıhkla suçladı. Mitterand,
"Türkiye'nin Kürt sorunu
karşısındaki tavn hem
çağdışı. hemde
savunulmazdır" dedi.
SBP'nin
savunması
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Anayasa
Mahkemesi'nde kapatma
davası süren Sosyalıst Birlik
Partisi(SBP).esas
hakkındaki savunmasını
yüksek mahkemeye iletti.
Yargıtay Cumhuriyet
Başsavcılığı'nın. Paris Şartı
başta olmak üzere,
uluslararası sözleşmelerin
hukuki bağlayıcılığının
bulunmadığı yolundaki
görüşü eleştiren savunmada,
"Butürdeyişler, bu
belgelerden doğan
rahatsızlığın ifadesidir.
Uluslararası sözleşmelerin
bağlayıcılığı, devletler
hukuku kurallanna göre
değerlendirilir" denildi.
Ankara'nıngündemihükümet senavyolan ve tepkiler
SHPdeğİİANAPlideri
Yılmaz. 'Bugün ekonomik
krizin nedeni SHP değildir.
Ekonomiyi çökerten. Çiller
ve ekibidir' dedi.
MHP'dendestekTürkeş,
koalisyonda herzaman
anlaşmazlıklar olabileceğini
ama bunun biteceği anlamına
gelmeyeceğini söyledi.
RP'nin şartı p
Başkanvekili Şevket Kazan:
Bir icra hükümetinde yer
alabilmemiz için, önce 'dış
bağımlılığa hayır* denilmeli.
BımabıııııısoııuıdıısııDYPANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz,
SHP'nin, ekonomik bunalıma yol açan
kararlar ve uygulamalarla hiçbir ilgisi
bulunmadığını, ancak bazı çevrelerin
SHP'yi "geceü gündüziü çaltşan Başba-
kan'a engel olmak"la suçladığmı belirte-
rek "Bu külliven yalandır. Ekonomiyi çö-
kerten Başbakan Çiller ve etrafmdaki eki-
bidir" dedi. Türkiye'nin sorunlannı aşa-
bilmesi için Meclis içinde çözüm bulun-
ması gerektiğini vurgulayan ve tüm par-
tileri sorumluluklannın bilinande olma-
ya çağıran Yılmaz, "Meclis dtşmdaki bir
çözüme ilk tsyan edecek parti ANAP'dır"
görüşünü dile getirdi. Yılmaz, Türkiye'-
nin 10 yılda bir yaşadığı darbelerden ge-
rekli dersleri çıkaramadığını vurguladı.
Partisinin TBMM'deki grup toplan-
tısında konuşan Mesut Yılmaz, ekono-
mik bunaümın giderek ağırlaştığını ve
gelinen noktanın "daha ağır bir krizin
sinvallerini" verdiğjni söyledi. Türkiye'-
nin stagflasyona gittiğini öne süren Yıl-
maz, ekonomik durumun tek sorumlusu
olarak Başbakan Tansu Çiller ve ekibini
gösterdi. Türkiye'nin şanssız bir dönem-
den geçtiğini ve bu şanssızlığm, yalnızca
koalisyon hükümeti tarafından yönetil-
mesi olmadığını söyleyen Yılmaz. "Tek
yanlı bir kamuovu oluşfuruluvor ve neden-
ler doğnı tespit edilmeden, krizden. krizin
sorumlulanyla kurtulunacağı sanılıyor"
dedi. Türkiye'nin yeniden iç ve dış borç-
lanma yapabilecek bir duruma gelmesi-
nin. ancak güven verecek bir vöneıımle
sağlanabileceğini bildiren Yılmaz, hükü-
metin güven verecek unsurlardan yok-
sun olduğunu ve çözüm bulmasının
mümkün olmadığını öne sürdü.
Yılmaz, bir ay önce kendilerinden Çil-
ler hükümetine destek vermelerini is-
teyenler bulunduğunu belirterek, "Bunu
söyleyenler, bugün onu deviımenûa isti-
yorlar"dedi.
'100 kişiyiz'
Bazı çevrelerin SHP'yi suçladıklannı
ve Çiller'in geceli gündüziü çalışmasına
karşılık. SHP'nin engellemesı nedeniyle
istediklerini yapamadığını söylediklerini
belirten Yılmaz. şunlan söyledi:
"Bunlar külliven valandır. SHP'nin bu
hükümet içinde yer almasını en sert eleş-
tiren parti biziz. SHP'nin, de\letin içinde
akılalmaz bir kadrolaşma yaptığmı, bir-
ANAPh
ortaklığa
koşulluevet
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - ANAP'ın, yeni bir hükü-
met kurulması durumunda.
RP'yi de içine alacak bir oluşu-
ma gidilmesi düşüncesine RP-
den "koşullu evet" yanıtı geldi.
RP. hükümet değişikhğınin ilk
koşulu olarak "erken seçim"i
önerirken. bunun hemen ger-
çekleşmemesi durumunda. "dış
bağmlüığa son verme" şartıyla
geniş tabanlı bir hükümet içinde
yer abnmasına sıcak bakıyor.
RP Grup Başkanvekili Şevket
Kazan, koalisyon hükümetinin
bittiğini savunurken "Deriud er-
ken secüne gjdilmeüdir. Ancak
erken seçime kadar geçecek süre-
de oluşturulacak bir kra hükü-
metinde yer alabiliriz. Bunun için
de ortak olacak partilerin, dış
bağnnlılıktajı kurtulması sartını
aranz" dedi.
RP Genel Başkani Necmettin
Erbakan'm. "adil düzeni uygu-
lamak koşuluyla" geniş tabanlı
bir hükümette yer alabilecekle-
rine ilişkin sözleri, parti içinde
tartışılmaya başlandı. İktidara.
seçimle ve tek başma gelinmesi
görüşünü savunan RP'lilerin
yanı sıra kurulacak bir ara hü-
kümet içinde yer aknması görü-
şü de ağırlık kazanıjor.
ÇİZMEDEN YUKARI / MUSA KART
SÖZÜNÜ
DZMOK&AT/K
ACIUMLARL
SHP ve D YP milletvekilleri bile tartışmalara katıbrken Türkeş destek verdi
Koaüsyonu TürkeşsavunduAYŞESAYIN
ANKARA - Para piyasalanndan
başlayarak ekonominin tamamına yayılan
ve siyasal istikrarsızlık işaretleri vererek
tırmanan bunalım nedeniylegündeme
getirilen yeni hükümet arayışlan karşısında.
iktidarpartilerigruplanndabileeleştirilere
hedef olan koaüsyonu, MHPGenel
Başkanı Alpaslan Türkeş savundu. "Henüz
hükümet isbaşında, bu söy lentiler nereden
çıkıjor" diyen Türkeş'e karşın. Yeni Parti
(YP) Genel Başkanı Yusuf Bozkurt Özal.
olası bir hükümet değişikliğinde, hükümette
yer alma hazırlığı yapıyor. Iktidar partili
bazı milletvekilleri dahıl, bütün siyasi
partiler, alternatif hükümet arayışına
yönelirken bu konuda en "iyimser
yaklaşonı" MHP lideri Türkeş sergiledi.
Koalisyon hükümetinin işbaşmda
olduğunu ve genel seçimlere kadar veni
hükümet arayışına girilmemesini isteyen
Türkeş, parlamento dışı çözümlere hiç
kimsenin "evet" diyemeyeceğini vurguladı.
Cumhuriyet'in sorulannı vanıtlayan
Türkeş. "Iktidarda halen güvenoyu almış bir
hükümet var, aldığı güıen doğrultusunda
hizmet götürmeyi sürdüriiyor" dedi. Yeni
hükümet arayışlannın tümünü "senarjo"
diye niteleyen Türkeş. hükümet
düşürmenin yolunun da TBM M'den
geçtiğini ifadeetti. Koalisyon hükümetinin
Türkiye'de ilk kez. "sağ-sol" uzlaşmasını
getirdiğinedikkatçeken Türkeş. iki parti
arasmdaki bazı anlaşmazlıkiannda
büyütülmemcsıni istedi. Türkeş. "Hükümet
2.5 yıldır işbaşmda, bu süre içinde
anlaşmazlıklar oldu. ama çözüldü. Koalisyon
hükümetlerinde bu tiir bazı anlaşmazlıklaruı
çıkması normaldir" görüşünü sav undu.
Yusuf Bozkurt Özal ıse olası bir hükümet
değışikliğı durumunda. ıktidarortağı
olmak için hazırlık vapnor. YPGenel
Başkan Yardımcısı Ercüment Konukman.
SHP-DYPkoalis\onununömrünü
tamamladığını sa\ unarak DYP ıle bir
koalisyon ortaklığına hazırolduklannı
söyledi. Konukman. gcncl başkanlan
Özal'ın grup kurmak için faaliyetlerc
başladığına dıkkat çekerek "Biz BBP,
bağımsızlar \e ANAP'ın küskünlerini bir
aray a getirme>e çaltşıy oruz. Bu konuda da
oldukça mesafe alındı" görüşünü dile
gelirdi. Konukman. "teknisyenler
hükümeti"nedc sıcak baktıkLınnı bclirtti.
çok yolsuzluk olayıvla ilgisi olduğu iddia-
larmı ortaya atan parti biziz. Ama bir ger-
çeği teslim etmek zorundayız; Türki\e'nin
bugün içinde bulunduğu ekonomik krizin
nedeni SHP değildir. SHP'nin uygulama-
larla ilgisi bile yoktur. SHP'nin, ne ba-
kanlarmın, ne de millervekillerinin icraat-
laria hiçbir ilgisi yoktur. Bugün Türkiye
ekonomisini çökerten, sadece Başbakan
Çiller ve beceriksiz ekibtdir."
Yılmaz, SHP'nin koalisyondan aynl-
ması durumunda sorunlann çözüleceği
görüşlcrine dikkat çekerek "Bugün SHP
koalisyondan aynlsa, başka bir parti gir-
se, biz dahil olsak bile, bu anlayış, bugün-
kü yönetim biçüni. bugünkü Başbakan'ın
gihensizliği detam eftiği sürece krizden
çıkmak mümkün değildir" dıyc konuştu.
Ekonomik knzin temelınin KörfezSa-
vaşı'na dayandığını. ancak Baş-
bakan Çiller'in Türk ekonomi-
sıne Körfez Savaşfndan daha
fazla zarar verdiğini ileri süren
Yılmaz. bunalımın asıl sorum-
lusu olarak gösterdiğı Çiller ve
ekibiyle sorunlann çözüleceğini
düşünmenin hayal olduğunu
söyledi. ANAP'ın. Çiller'in git-
mesi için üzerine düşen sorum-4
luluğu yerine getirdığinı ve feda-
karlığa hazır olduğunu bildiren
Yılmaz, hiç kimsenin daha fazla
fedakarhk istemeyc hakkı bu-
lunmadığını belirterek sözlerini
şöyle sürdürdü:
"Bi/im millehckili sayımız
100. Bundan daha fazla okaydı
ve diğer partilerle itrifakımız ol-
saydı, bu hükümeti bir dakika
bile iktidarda tutmazdık."
Medyaya eleştiri
ANAP lideri Yılmaz. DYP ve
SHP milletvekillennin hüküme-
te destek vermeleri durumunda
tarih önünde sorumlu kalacak-
lannı söyledi. Türkiye'nin krize
\alnızca "zayıf bir hükümetle"
değıl. çok önemlı ıç ve dış sorun-
larla bırlıkte yakalandığını ve
yalnızca sıstemi çalıştırmaya ge-
reksinimi bulunduğunu belirten
Yılmaz. hükümeti son şans ola-
rak sunan medvayı da eleştire-
rek şunlan dedi:
"Türkiye batarsa, bundan ne
ANAP, ne de medvanın karlı
çıkması mümkün değil. Tüm bu
kuruntlar ayakta kalmaz.
Aramızdaki kavgalan bir yana
bırakıp, Türkive'nin asgari müş-
terekleri çevresinde birleşmemiz
lazmı. Artık şapkavı önümüze
koyup düşünme zamanı geldi."
Kendisıne yöneltilen "sivil ih-
tilalci" suçlamalanna karşılık
verirken. yalnızca meclis içinde
çözümü savunduklannı ifade
eden Yılmaz. şöyle konuştu:
"Meclis içinde çözümün so-
rumluluğu da o meclisin üyelerine
aittir. Meclis dışındaki bir çözü-
me ilk isyan edecek parti
ANAP'tır. .Meclis dışından em-
poze edilen bir çözüme ne taham-
mül ederiz, ne göz yumanz, ne de
içinde yer alınz. Millet, meclisi
çözüm yeri olarak görmekten
u/aklaşırsa. çareyi dışarda arar.
Türkiye'nin geçmişte vaşadığı \e
her l() yılda bir maalesef karşı-
lastığı. \ aşay ıp da hala yeterli so-
nuç çıkaramadığı gerçeği bili-
yoruz.
Bu duruma mahal vemıemek
hepimizin ortak sorumluluğudur.
Bi/ bunun için her türlii feda-
karlığa hazırız. Ama sadece bi-
zim fedakarlığımız >etmi>or.
Herkesin aynı sorumiuİtığu duy-
ması, yeterli fedakarlığı göster-
mesi gerekiyor."
POLniKA GU1NLUGU
HİKMET ÇETİNKAYA
Nişantaşı Kc Lisesi...
Elimizde bir mektup var. Oldukça uzun bir mektup bu.
Istanbul Nişantaşı Kız Lisesi'nde olup bitenleri yansıtı-
yor.
Şişli Milli Eğitim Müdürlüğü ile Şişli Kaymakamlığı'nı
ilgilendiriyor doğrudan doğruya. Bir de Milli Eğitim Ba-
kanı Sayın Nevzat Ayaz'ı.
Mektubu okuyoruz:
"Nişantaşı Kız Lisesi, Istanbul'un merkezinde uzun
yıllardır eğitim vermekte olan kalabalık bir okuldur. Bu
okulun eski müdürü Ülkü Beşkardeş bir eğitmen olarak
Atatürkçü düşüncelere sahip olmakla birlikte belki de
Şişli Kaymakamlığı ve İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü'nden
gördüğü baskıyla bir yönetici olarak okuldaki şeriatçı
öğretmenlere goz yummuştur, O dönemin din bilgisi öğ-
retmeni Arif Aslan aşağıda açıklanan ıcraatlarını okul
bünyesi içinde rahatça yerine getirmiş ne yazık ki okula
gönderilen müfettişler, bu tehlikeli örgütlenmeyi bilerek
veya bilmeyerek okul hakkında olumlu raporlar tutmuş-
lardır.
Öğrenci veli ve öğretmenlehnin, basının da desteğiy-
le bu uygulamaları yetkililerin dikkatine sunmalarıyla
birlikte Atatürk u karalayan sesleri duymamakta dire-
nen okul müduru Ülkü Beşkardeş, görevinden alınmış
yerine müdüryardımcısı Hüseyin Çoban atanmıştır. Hü-
seyin Çoban vekâleten mudurlük yaptığı iki hattaltk süre
içinde okuldaki mescidi kapattırmış ve en önemlisi din
bilgisi öğretmeni Arif Aslan'ı görevden almıştır."
Nişantaşı Kız Lisesi'nde neler olup bittiğine bir baka-
lım isterseniz:
' 'Bu uygulama Şişli Kaymakamlığı ve ilçe Milli Eğitim
Müdürlüğü 'nde rahatsızlıklar meydana getirmiş ve ye-
rel seçim sonuçlarının açıklandığı gün Hüseyin Çoban
görevden alınarak yerine Şişli Milli Eğitim Şube Müdürü
Melek Kuyucu atanmıştır.
Şişli ilçesindeki tüm okullara şeriatçı düşünceyi em-
poze etmeye çalışan Melek Kuyucu, okula vekâleten
âtandığı ilk günden itibaren Arif Aslan'ın çalışmalannı
aratmayan uygulamalar yapmıştır. Ayrıca okul öğret-
menleri, öğrenciler ve müdür muavinleri üzerinde ina-
nılmaz bir baskı kurarak bu uygulamalarını gizlemeye
çalışmıştır."
Şimdi de iddialan sıralayalım:
1- Melek Kuyucu şu anda bulunduğu okulda müdür
muavıni, oğretmen, öğrenci veçalışanlar üzerinde bas-
kı kurmuş, öğretmenlere psikolojik baskı uygulamış, öğ-
rencileri cehennemde yanma tehdidiyle korkutmuştur.
Milli Eğitim Vakfı ıle ımzalanan protokol gereği okulun
konferans salonunu kiralamış olan Tiyatrokare sanatçı-
larından Nedim Saban, Lale Mansur Macide Tanır gıbi
ünlü isimlere de maddi manevi ideolojik baskı uygula-
maya çalışmıştır. Tiyatronun bir fuhuş yuvası olduğu ge-
rekçesiyle tiyatro kolu çalışmalarını kapatmış, okulun
yakıt giderlerinin karşılanacağı gerekçesiyle Tiyatroka-
re yetkililerinden haksız para talebinde bulunmuştur.
2- Melek Kuyucu annesi eğlence yerinde çalışan bir
öğrenciyi odasına çağırarak fahişelikle suçlamış, bu öğ-
rencinin ojeli tırnaklarını zorla sildirtm/ş ve kolonya şi-
şesini öğrenciye fırlatarak sözü edilen 15 yaşındaki öğ-
rencinin gözlerini yakmıştır. Bir başka gün başka bir öğ-
renciyi hırsızlıkla suçlamış, bu olayı kabul etmemesi
üzerine öğrenciyi Kuran'a el basmaya zorlamıştır. Olay
basına yansıyınca gazetenin yakılması ya da kapattırıt-
ması gerektiğini soyleyip, tüm müdür muavinlerini ma-
kamına toplayıp baskı yoluyla böyle bir olayın olmadığı-
na dair tutanak tutturmuştur. Müdür muavinlerinin olayı
yaşayan öğrenciyi tanıdıklarını ima etmeleri üzerine, bu
olayı tutanağı imzalamayan muavinin yapmış olacağını
söylemiştir. Bu arada velilerin bazıları, Melek Kuyucu'-
nun bu anormal tutumundan ötürü çocuklarında psikolo-
jik bozuklukların görüldüğünü önemle belirtmektedirler.
3- Melek Kuyucu üniversite sınavından önceki bir bay-
rak töreninde öğrencilere her şeyden önce dua etmeleri
gerektiğini söylemiştir. Genelde öğrenci şikâyetlerini
dinlemediği ve makamına gelen öğrencileri hakaret ya
da dayak yoluyla kovduğu halde göreve atandığının er-
tesi günü makamına gelen ve ibadet edememekten
şikâyetçi olan öğrencilere makamını açarakyaklaşık yir-
mi dakika namaz kılmalarını sağlamıştır. Disiplinli bir
oğretmen olarak kıyafet konusunda oldukça duyarlı dav-
ranan Melek Kuyucu, saçlarını örmeyen, takı takan öğ-
rencileri sert bir dille uyarmış, aneak okula türban ve
başörtüsüyle giren öğrencilere kayıtsız kalmıştır. Işin il-
ginç yanı lise önünde her sabah beliren bir çember sa-
kallı semt sakini okula türbanla giren öğrencileri uyaran
beden eğıtımi öğretmenine kaba şıddet uygulamaya
kalkışmış, ancak Melek Kuyucu bu olayın raporedilme-
sinin gereksız olduğunu belirtmiştir. Melek Kuyucu ge-
rek ilçe Milli Eğitim'de gerek lisede görev aldığı dönem-
de Alevi-Sunni, Müslim-gayrımüslim ayrımı yaparak
ayrılıkçı bir tavır takınmıştır. Örneğin Atatürk e sahip
çıkma bildirisi hazırlayan bir okulun yöneticilerinin Hı-
ristiyan olduğunu ve bu ülkede Hıristiyanlara yer olma-
dığını belirtmiştir.
Iddialara göre Nişantaşı Kız Lisesi'nde yaşanan olay-
lar bu anlattıklarımız.
insan ister istemez soruyor kendi kendine:
"Türkiye nereye gidiyor?"
Bir Yerel Seçimin Mesajı ve Erbakan Hoca'nın Adil Ekonomik Düzeni - 4
Refah Partisi'nin 'adildüzen'iiçi boş bir safsata
Prof.Dr.CAHİTTALAS
Bu düşüncenin çağdışı olduğunu hemen
söylemeliyiz. Faiz konusu eski Yunan'dan
beri uzun bir dönem tartışılmıştır. Hıristi-
yaniık, sonralan İslam ve genellikle büyük
dinler. ortaçağda faize karşı olmuşlardır.
Bunun nedeni. ahlaksaldır. Çünkü aşın faiz,
haksız bir kazanç sayılmıştır ve çoğu kez aile
için ekonomik yıkım getirmektedir. Platon'-
un ve Aristo'nun düşüncelerinde faize karşı
şiddetli ve yoğun bir antipati var. Katolikli-
ğin katı bir biçimde egemen olduğu ortaçağ-
da ise faize karşı olmanın temelinde de dinsel
ve ahlaksal nedenler ağır basıyor. Bu çağın
önde gelen düşünürlerinden biri olan Aziz
Thomas da paranın esas rolünün değişimi
sağlamak olduğunu. borç verme yolu ile bir
kazanç sağlamanın doğru olmadığını. bu-
nun haksız bir kazanç niteliği taşıyacağını
ileri sürüyor. Ortaçağ düşünürlerini faize
karşı olmaya götüren temel neden kuşkusuz.
ödünç alınan parayı iyi ve akıllı kullananla-
nn bundan önemli kazançlarsağlayabileceğj
düşüncesine, başka bir deyişle bir ekonomik
değerlendirme yapma olgusuna henüz ulaş-
mamış olmalandır. Onlar da Eski Yunan'-
daki gibi konuyu ahlaksal açılardan ele
almışlardır. XVI. yüzyıl ile birlikte geıen
'zenginleşmeye çaJışışımız' düşüncesi yayıldı
ve faizin haram-haksız bir kazanç sayılması
arkalarda kaldı. İlkçağ öğrctilerinden orta-
E
çağa ve Katolikliğcyansıvan faizin haram\c
haksız bir kazanç olduğu düşüncesi. oradan
da İslamayansıdı. Budüşüncc. ticarı vcsınai
kapitalizmin doğup gclışmesi sonunda. bü-
tünü ile ortadan kalktığı halde. reformu ka-
bul etmeyen \e çağdışı kalan İslamda sürüp
gitmesi tam bir yanlıştır. Bu yanlışı Türkiye'-
de Refah Partisi'nin halka sunduğu 'adil dü-
zen' dedikleri ve içi boş safsala görüştc ilcrı
sürmeleri. ciddivc alınma şansına clbcttc
malik değildir. Faizin adını dcğiştirip ona
kar ortaklığı ya da
nema denmesi ahlak-
sal olmayan bir yol-
dur.
Erbakan Hocanın
adil düzeninin ıkincı
dalı. tüm vergilerin
kaldınlacağı görüşü
ve savıdır. Bu. bir
bakıma devletin var
oluşunu y itirmesi an-
lamına da gelir. Devlct, hukuksal bir
varlıktır. Çağdaş devlet. sayısız \etki ve gö-
revlerledonatılmıştır. Buyetkilerini kullana-
bilmesi ve görevlerini >erine getırebilmesi
için bir gelire. parasal olanaklara malik ol-
ması gerekir. Bunlann kaynağı çeşitli adlar
altında oluşmuş vergilerdır. Ama Erbakan
Hoca diyor ki: "Adil düzende devlet gelirini
ancak ve sadece üretime >aptığı katkı \c hiz-
metleri karşılığında kendi hakkı olarak ve
hakkı ne kadarsa o kadar olarak alır >c devle-
tin gcliri böylecc temin edilmiş olur." Bu açı-
klamu hayul ctnıc oVgtirlüğünün dc otcsmde
vc Mar\ önccM düşçü Misvalisllerin her bıri-
nin sağlıklı. muılu vcadıl düzenlergcrçekleş-
tırmek için orlava atnkları düşünscl faniczi-
lenndcn dc ötelere uzanmakuıdır. Refah
Pariısı'nın adil düzcnindc "... darphanede
karşılıksız para basarak milletin hakkını ye-
mek >oktur" savı da var. Bilındığı iizcrc
para. devletin vc devlct olmanın bir simgcsi-
rbakan'm adil düzeni Thomas More'un Utopia
adh kitabında yazdıklarına ve kendi çağının ve
ortammm tam tersini anlatmasma ve İngiliz halkına
sunmasma benzemektedir.
dir. Onun dcğerini. mallar gibi sunum vc is-
tcm hacmi belirler. Ama gcne Nccmetıin
Hoca'nın adil düzcnine göre: "Adil düzende,
darphanede karşılıksız para basarak milletin
hakkını \emek voktur. Adil düzende. emirle
paranın değerini değiştirmek suretiyle mille-
tin adil düzende bugünkü bankacılık sistemi-
nin yaptığı gibi fakirin hakkını alıp zengine
verme düzeni yoktur." Bu açıklamalan ıle Sa-
yın Hoca. genc kendi yarattığı bir düş dün-
vasında akıl vc bilimdışı suçlamalannı sür-
dürüyor. Bir kez. bılınıyor ki. para bir deği-
şim aracıdır. Ondan hiçbir uvgar ve çağdaş
loplum vazgeçcmez. Bunun vanında. para
bir bınktınm aracıdır. Çağımızın devleti. pa-
ranın bu nılcliğıni bilerek onun değerini ko-
rumaktadır. Bunu sağlamak için de iktisat
biliminin öngördüğü bilimscl yollardan gı-
dcrek politikalar oluşturmaktadır. Para.
özünde kötii bir nesne değildir. Ekonomik
vaşamın değerli ve vazgeçilmeyecek bir ara-
cıdır. Öğretide de para
üzerinde çok durul-
muştur. Onun verine
başka adlar altında
bırtakım öneriler ileri
sürülmüştür. Marx'-
tan önceki düşçü sos-
yalistlerin önde ge-
İenlerinin toplumsal
düzenle ilgili olarak
ılen sürdükleri öneri-
ler gibi. Erbakan Hoca ve takımı da halkın
voksul. çaresiz kesimlerinc olur olmaz
kandırmacalarla süslcnmiş öneriler sun-
maktavevaatlerdebulunmaktadırlar. Erba-
kan Hoca'nın adil düzeni de Thomas More'-
un (1478-1535) Utopia adh kitabında yazdı-
klanna vc kendi çağının ve ortamının tam
tcrsıni anlaimasına vc İngiliz halkına sun-
masına benzemektedir. Düşçü sosyalistlcr-
den herbiri. örneğin Saint Simon sermavenin
özel mülkiyetini ayncalıklann en kötüsü.
adaletsizliğin başlıca nedeni saymış ve kalk-
masını önermıştir. Bir başka düşçü sosyalist
Charies Fourier, (1772-1837) 'falanster' adı
altında üretim topluluklan kurmayı. bun-
lann aracılığı ile kân kaldırmayı ve böylece
eşitlikçi bir toplum >aratmayı önermektedir.
Bir başka düşçü sosyalist olan Louis Blanc
(1811-1812) de toplûmdaki eşitsizlikleri gi-
dermek için ulusal atelyeler kurarak üretimi
bunlar eliyle \e içinde gerçekleştirmek gere-
kir. diyor.
Aynca serbest rekabete son verilmesini is-
tıyor. Çünkü işçiler arasındaki rekabet eme-
ğin pazara çıkması demektir. Düşçü sosya-
listler arasında özel bir yeri olan Proudhon
(1809-1865), rant ve faiz gelirine karşı çıka-
rak ekonomsal ve toplumsal adalete önde
gelen bir yer vermiştir. Proudhon'un başlıca
ekonomik kuramı, para ile ilgilidir. Özel
mülkıyetın kötüye kullanılması. bir emek
harcamaksızın, çalışmaksızın gelir sağlana-
bilmesi olayı içinde toplanmaktadır. Bunun
başlıca yolu faizdir. Eğer herkes faiz ödeme-
den ödünç para alabilmek olanağına sahip
olsa idi sömürü olayı gerçekleşemezdi. Pro-
udhon. paraya sadece bir değişim aracı ola-
rak bakmaktadır. Parayı bir kez eline geçir-
miş olanlara faiz yolu ile haksız gelir sahibi
olma vollan kapatılmalıdır.
SÜRECEK