28 Nisan 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 MAYIS1994ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER RP'libaşkan üğupMumcu Parkı'na takö • TRABZON(Cumhuriyet) - Trabzon'un Refahlı Belediye Başkanı Asım Aykan, Uğur Mumcu Parkı'nın adının degiştirilmesi olayını haziran ayındaki mecüs toplanüsmda gündemegeurecegini açıkladı. Aykan Uğur Mumcu Parkı'na ilişkin olarak, "Bu olay seçim vaatlerimizde var. Haziran ayındaki meclisgündemine gelireceğim. Bu konuda Jcararbyız. Parkın adıru Adnan Kahveci Parkı yapacağız" diye konuştu. Sakıncalı Piyade'yepolis kamerası • KARAMAN(Cumhuriyet) - Uğradığı bombâlı saldın sonucu yaşamını kaybeden gazetemizyazan Uğur Mumcu'nun aynı adh yapıtından tiyatroya uyarlanan 'Sakıncalı Piyade' oyununu Karaman'da sahnelenmesi sırasında polis video>aaldı. Polis oyunculann yanı sıra aralannda Karaman Valisi Halil Nimetoğlu'nunda bulunduğu izleyicileri videoya kaydetti. Oyun öncesinde Uğur Mumcu'n un yapıtlanrun da yer aldığı kitap siandı da polis tarafından sakıncalı bulundu ve güv enlik gerekçesiyle kitap satışına izin verilmedi. DYP'de seçim hesaplaşması • TRABZON(Cumhuriyet)- 27 Mart yerel seçimlerinde Trabzon'dan büyûk oy • kaybıyla çıkan DYP'de taraflar birbirlerine ağır suçlamalarda bulundular. Belediye başkan adayı Ali Akar özellikle il yönetimini hainlikle suçlayıp ve istifaya davet ederken saldınlara hedef olan kesimlerse suçlamalan birzaafiyet göstergesi olarak nitekndirdiJer. Şıvgın aklandı • ANKARA (ANKA)- ANAPiktidandöneminebir beraatdahaeklendi. Eski Sağlık bakanlanndan Halil Şıvgın'ın da adının kanştığı veANAPdönemine yöneltilen büyük yolsuzluk davalanndan olan 300 ambulans alımıyla ilgili 40 milyarlık yolsuzluk davası beraatlesonuçlandı. İhaleye fesat kanştırma suçundan 10 yıldan az olmamak üzereağır hapis cezası istemiyle yargılanan Eski Sağlık Bakanlığı Müsteşar Yardıması FilizGüngörile eski APK Dairesi Başkanı Ömer Faruk Bilge, mahkeme karanyla aklandı. Mitteppand'dan ırkçılık suçlaması • ANKARA(Cumhuriyet Bürosu) - Fransa Cumhurbaşkanı Françoise Mitterand'ın eşi Danielle Mitterand, dokunulmazlığı kaldınlan ve halen gözaltında bulunan DEP milletvekili Leyla Zana'ya gönderdiği doğum günü mesajında. Türkiye'yi ırkçıhkla suçladı. Mitterand, "Türkiye'nin Kürt sorunu karşısındaki tavn hem çağdışı. hemde savunulmazdır" dedi. SBP'nin savunması • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Anayasa Mahkemesi'nde kapatma davası süren Sosyalıst Birlik Partisi(SBP).esas hakkındaki savunmasını yüksek mahkemeye iletti. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın. Paris Şartı başta olmak üzere, uluslararası sözleşmelerin hukuki bağlayıcılığının bulunmadığı yolundaki görüşü eleştiren savunmada, "Butürdeyişler, bu belgelerden doğan rahatsızlığın ifadesidir. Uluslararası sözleşmelerin bağlayıcılığı, devletler hukuku kurallanna göre değerlendirilir" denildi. Ankara'nıngündemihükümet senavyolan ve tepkiler SHPdeğİİANAPlideri Yılmaz. 'Bugün ekonomik krizin nedeni SHP değildir. Ekonomiyi çökerten. Çiller ve ekibidir' dedi. MHP'dendestekTürkeş, koalisyonda herzaman anlaşmazlıklar olabileceğini ama bunun biteceği anlamına gelmeyeceğini söyledi. RP'nin şartı p Başkanvekili Şevket Kazan: Bir icra hükümetinde yer alabilmemiz için, önce 'dış bağımlılığa hayır* denilmeli. BımabıııııısoııuıdıısııDYPANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz, SHP'nin, ekonomik bunalıma yol açan kararlar ve uygulamalarla hiçbir ilgisi bulunmadığını, ancak bazı çevrelerin SHP'yi "geceü gündüziü çaltşan Başba- kan'a engel olmak"la suçladığmı belirte- rek "Bu külliven yalandır. Ekonomiyi çö- kerten Başbakan Çiller ve etrafmdaki eki- bidir" dedi. Türkiye'nin sorunlannı aşa- bilmesi için Meclis içinde çözüm bulun- ması gerektiğini vurgulayan ve tüm par- tileri sorumluluklannın bilinande olma- ya çağıran Yılmaz, "Meclis dtşmdaki bir çözüme ilk tsyan edecek parti ANAP'dır" görüşünü dile getirdi. Yılmaz, Türkiye'- nin 10 yılda bir yaşadığı darbelerden ge- rekli dersleri çıkaramadığını vurguladı. Partisinin TBMM'deki grup toplan- tısında konuşan Mesut Yılmaz, ekono- mik bunaümın giderek ağırlaştığını ve gelinen noktanın "daha ağır bir krizin sinvallerini" verdiğjni söyledi. Türkiye'- nin stagflasyona gittiğini öne süren Yıl- maz, ekonomik durumun tek sorumlusu olarak Başbakan Tansu Çiller ve ekibini gösterdi. Türkiye'nin şanssız bir dönem- den geçtiğini ve bu şanssızlığm, yalnızca koalisyon hükümeti tarafından yönetil- mesi olmadığını söyleyen Yılmaz. "Tek yanlı bir kamuovu oluşfuruluvor ve neden- ler doğnı tespit edilmeden, krizden. krizin sorumlulanyla kurtulunacağı sanılıyor" dedi. Türkiye'nin yeniden iç ve dış borç- lanma yapabilecek bir duruma gelmesi- nin. ancak güven verecek bir vöneıımle sağlanabileceğini bildiren Yılmaz, hükü- metin güven verecek unsurlardan yok- sun olduğunu ve çözüm bulmasının mümkün olmadığını öne sürdü. Yılmaz, bir ay önce kendilerinden Çil- ler hükümetine destek vermelerini is- teyenler bulunduğunu belirterek, "Bunu söyleyenler, bugün onu deviımenûa isti- yorlar"dedi. '100 kişiyiz' Bazı çevrelerin SHP'yi suçladıklannı ve Çiller'in geceli gündüziü çalışmasına karşılık. SHP'nin engellemesı nedeniyle istediklerini yapamadığını söylediklerini belirten Yılmaz. şunlan söyledi: "Bunlar külliven valandır. SHP'nin bu hükümet içinde yer almasını en sert eleş- tiren parti biziz. SHP'nin, de\letin içinde akılalmaz bir kadrolaşma yaptığmı, bir- ANAPh ortaklığa koşulluevet ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - ANAP'ın, yeni bir hükü- met kurulması durumunda. RP'yi de içine alacak bir oluşu- ma gidilmesi düşüncesine RP- den "koşullu evet" yanıtı geldi. RP. hükümet değişikhğınin ilk koşulu olarak "erken seçim"i önerirken. bunun hemen ger- çekleşmemesi durumunda. "dış bağmlüığa son verme" şartıyla geniş tabanlı bir hükümet içinde yer abnmasına sıcak bakıyor. RP Grup Başkanvekili Şevket Kazan, koalisyon hükümetinin bittiğini savunurken "Deriud er- ken secüne gjdilmeüdir. Ancak erken seçime kadar geçecek süre- de oluşturulacak bir kra hükü- metinde yer alabiliriz. Bunun için de ortak olacak partilerin, dış bağnnlılıktajı kurtulması sartını aranz" dedi. RP Genel Başkani Necmettin Erbakan'm. "adil düzeni uygu- lamak koşuluyla" geniş tabanlı bir hükümette yer alabilecekle- rine ilişkin sözleri, parti içinde tartışılmaya başlandı. İktidara. seçimle ve tek başma gelinmesi görüşünü savunan RP'lilerin yanı sıra kurulacak bir ara hü- kümet içinde yer aknması görü- şü de ağırlık kazanıjor. ÇİZMEDEN YUKARI / MUSA KART SÖZÜNÜ DZMOK&AT/K ACIUMLARL SHP ve D YP milletvekilleri bile tartışmalara katıbrken Türkeş destek verdi Koaüsyonu TürkeşsavunduAYŞESAYIN ANKARA - Para piyasalanndan başlayarak ekonominin tamamına yayılan ve siyasal istikrarsızlık işaretleri vererek tırmanan bunalım nedeniylegündeme getirilen yeni hükümet arayışlan karşısında. iktidarpartilerigruplanndabileeleştirilere hedef olan koaüsyonu, MHPGenel Başkanı Alpaslan Türkeş savundu. "Henüz hükümet isbaşında, bu söy lentiler nereden çıkıjor" diyen Türkeş'e karşın. Yeni Parti (YP) Genel Başkanı Yusuf Bozkurt Özal. olası bir hükümet değişikliğinde, hükümette yer alma hazırlığı yapıyor. Iktidar partili bazı milletvekilleri dahıl, bütün siyasi partiler, alternatif hükümet arayışına yönelirken bu konuda en "iyimser yaklaşonı" MHP lideri Türkeş sergiledi. Koalisyon hükümetinin işbaşmda olduğunu ve genel seçimlere kadar veni hükümet arayışına girilmemesini isteyen Türkeş, parlamento dışı çözümlere hiç kimsenin "evet" diyemeyeceğini vurguladı. Cumhuriyet'in sorulannı vanıtlayan Türkeş. "Iktidarda halen güvenoyu almış bir hükümet var, aldığı güıen doğrultusunda hizmet götürmeyi sürdüriiyor" dedi. Yeni hükümet arayışlannın tümünü "senarjo" diye niteleyen Türkeş. hükümet düşürmenin yolunun da TBM M'den geçtiğini ifadeetti. Koalisyon hükümetinin Türkiye'de ilk kez. "sağ-sol" uzlaşmasını getirdiğinedikkatçeken Türkeş. iki parti arasmdaki bazı anlaşmazlıkiannda büyütülmemcsıni istedi. Türkeş. "Hükümet 2.5 yıldır işbaşmda, bu süre içinde anlaşmazlıklar oldu. ama çözüldü. Koalisyon hükümetlerinde bu tiir bazı anlaşmazlıklaruı çıkması normaldir" görüşünü sav undu. Yusuf Bozkurt Özal ıse olası bir hükümet değışikliğı durumunda. ıktidarortağı olmak için hazırlık vapnor. YPGenel Başkan Yardımcısı Ercüment Konukman. SHP-DYPkoalis\onununömrünü tamamladığını sa\ unarak DYP ıle bir koalisyon ortaklığına hazırolduklannı söyledi. Konukman. gcncl başkanlan Özal'ın grup kurmak için faaliyetlerc başladığına dıkkat çekerek "Biz BBP, bağımsızlar \e ANAP'ın küskünlerini bir aray a getirme>e çaltşıy oruz. Bu konuda da oldukça mesafe alındı" görüşünü dile gelirdi. Konukman. "teknisyenler hükümeti"nedc sıcak baktıkLınnı bclirtti. çok yolsuzluk olayıvla ilgisi olduğu iddia- larmı ortaya atan parti biziz. Ama bir ger- çeği teslim etmek zorundayız; Türki\e'nin bugün içinde bulunduğu ekonomik krizin nedeni SHP değildir. SHP'nin uygulama- larla ilgisi bile yoktur. SHP'nin, ne ba- kanlarmın, ne de millervekillerinin icraat- laria hiçbir ilgisi yoktur. Bugün Türkiye ekonomisini çökerten, sadece Başbakan Çiller ve beceriksiz ekibtdir." Yılmaz, SHP'nin koalisyondan aynl- ması durumunda sorunlann çözüleceği görüşlcrine dikkat çekerek "Bugün SHP koalisyondan aynlsa, başka bir parti gir- se, biz dahil olsak bile, bu anlayış, bugün- kü yönetim biçüni. bugünkü Başbakan'ın gihensizliği detam eftiği sürece krizden çıkmak mümkün değildir" dıyc konuştu. Ekonomik knzin temelınin KörfezSa- vaşı'na dayandığını. ancak Baş- bakan Çiller'in Türk ekonomi- sıne Körfez Savaşfndan daha fazla zarar verdiğini ileri süren Yılmaz. bunalımın asıl sorum- lusu olarak gösterdiğı Çiller ve ekibiyle sorunlann çözüleceğini düşünmenin hayal olduğunu söyledi. ANAP'ın. Çiller'in git- mesi için üzerine düşen sorum-4 luluğu yerine getirdığinı ve feda- karlığa hazır olduğunu bildiren Yılmaz, hiç kimsenin daha fazla fedakarhk istemeyc hakkı bu- lunmadığını belirterek sözlerini şöyle sürdürdü: "Bi/im millehckili sayımız 100. Bundan daha fazla okaydı ve diğer partilerle itrifakımız ol- saydı, bu hükümeti bir dakika bile iktidarda tutmazdık." Medyaya eleştiri ANAP lideri Yılmaz. DYP ve SHP milletvekillennin hüküme- te destek vermeleri durumunda tarih önünde sorumlu kalacak- lannı söyledi. Türkiye'nin krize \alnızca "zayıf bir hükümetle" değıl. çok önemlı ıç ve dış sorun- larla bırlıkte yakalandığını ve yalnızca sıstemi çalıştırmaya ge- reksinimi bulunduğunu belirten Yılmaz. hükümeti son şans ola- rak sunan medvayı da eleştire- rek şunlan dedi: "Türkiye batarsa, bundan ne ANAP, ne de medvanın karlı çıkması mümkün değil. Tüm bu kuruntlar ayakta kalmaz. Aramızdaki kavgalan bir yana bırakıp, Türkive'nin asgari müş- terekleri çevresinde birleşmemiz lazmı. Artık şapkavı önümüze koyup düşünme zamanı geldi." Kendisıne yöneltilen "sivil ih- tilalci" suçlamalanna karşılık verirken. yalnızca meclis içinde çözümü savunduklannı ifade eden Yılmaz. şöyle konuştu: "Meclis içinde çözümün so- rumluluğu da o meclisin üyelerine aittir. Meclis dışındaki bir çözü- me ilk isyan edecek parti ANAP'tır. .Meclis dışından em- poze edilen bir çözüme ne taham- mül ederiz, ne göz yumanz, ne de içinde yer alınz. Millet, meclisi çözüm yeri olarak görmekten u/aklaşırsa. çareyi dışarda arar. Türkiye'nin geçmişte vaşadığı \e her l() yılda bir maalesef karşı- lastığı. \ aşay ıp da hala yeterli so- nuç çıkaramadığı gerçeği bili- yoruz. Bu duruma mahal vemıemek hepimizin ortak sorumluluğudur. Bi/ bunun için her türlii feda- karlığa hazırız. Ama sadece bi- zim fedakarlığımız >etmi>or. Herkesin aynı sorumiuİtığu duy- ması, yeterli fedakarlığı göster- mesi gerekiyor." POLniKA GU1NLUGU HİKMET ÇETİNKAYA Nişantaşı Kc Lisesi... Elimizde bir mektup var. Oldukça uzun bir mektup bu. Istanbul Nişantaşı Kız Lisesi'nde olup bitenleri yansıtı- yor. Şişli Milli Eğitim Müdürlüğü ile Şişli Kaymakamlığı'nı ilgilendiriyor doğrudan doğruya. Bir de Milli Eğitim Ba- kanı Sayın Nevzat Ayaz'ı. Mektubu okuyoruz: "Nişantaşı Kız Lisesi, Istanbul'un merkezinde uzun yıllardır eğitim vermekte olan kalabalık bir okuldur. Bu okulun eski müdürü Ülkü Beşkardeş bir eğitmen olarak Atatürkçü düşüncelere sahip olmakla birlikte belki de Şişli Kaymakamlığı ve İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü'nden gördüğü baskıyla bir yönetici olarak okuldaki şeriatçı öğretmenlere goz yummuştur, O dönemin din bilgisi öğ- retmeni Arif Aslan aşağıda açıklanan ıcraatlarını okul bünyesi içinde rahatça yerine getirmiş ne yazık ki okula gönderilen müfettişler, bu tehlikeli örgütlenmeyi bilerek veya bilmeyerek okul hakkında olumlu raporlar tutmuş- lardır. Öğrenci veli ve öğretmenlehnin, basının da desteğiy- le bu uygulamaları yetkililerin dikkatine sunmalarıyla birlikte Atatürk u karalayan sesleri duymamakta dire- nen okul müduru Ülkü Beşkardeş, görevinden alınmış yerine müdüryardımcısı Hüseyin Çoban atanmıştır. Hü- seyin Çoban vekâleten mudurlük yaptığı iki hattaltk süre içinde okuldaki mescidi kapattırmış ve en önemlisi din bilgisi öğretmeni Arif Aslan'ı görevden almıştır." Nişantaşı Kız Lisesi'nde neler olup bittiğine bir baka- lım isterseniz: ' 'Bu uygulama Şişli Kaymakamlığı ve ilçe Milli Eğitim Müdürlüğü 'nde rahatsızlıklar meydana getirmiş ve ye- rel seçim sonuçlarının açıklandığı gün Hüseyin Çoban görevden alınarak yerine Şişli Milli Eğitim Şube Müdürü Melek Kuyucu atanmıştır. Şişli ilçesindeki tüm okullara şeriatçı düşünceyi em- poze etmeye çalışan Melek Kuyucu, okula vekâleten âtandığı ilk günden itibaren Arif Aslan'ın çalışmalannı aratmayan uygulamalar yapmıştır. Ayrıca okul öğret- menleri, öğrenciler ve müdür muavinleri üzerinde ina- nılmaz bir baskı kurarak bu uygulamalarını gizlemeye çalışmıştır." Şimdi de iddialan sıralayalım: 1- Melek Kuyucu şu anda bulunduğu okulda müdür muavıni, oğretmen, öğrenci veçalışanlar üzerinde bas- kı kurmuş, öğretmenlere psikolojik baskı uygulamış, öğ- rencileri cehennemde yanma tehdidiyle korkutmuştur. Milli Eğitim Vakfı ıle ımzalanan protokol gereği okulun konferans salonunu kiralamış olan Tiyatrokare sanatçı- larından Nedim Saban, Lale Mansur Macide Tanır gıbi ünlü isimlere de maddi manevi ideolojik baskı uygula- maya çalışmıştır. Tiyatronun bir fuhuş yuvası olduğu ge- rekçesiyle tiyatro kolu çalışmalarını kapatmış, okulun yakıt giderlerinin karşılanacağı gerekçesiyle Tiyatroka- re yetkililerinden haksız para talebinde bulunmuştur. 2- Melek Kuyucu annesi eğlence yerinde çalışan bir öğrenciyi odasına çağırarak fahişelikle suçlamış, bu öğ- rencinin ojeli tırnaklarını zorla sildirtm/ş ve kolonya şi- şesini öğrenciye fırlatarak sözü edilen 15 yaşındaki öğ- rencinin gözlerini yakmıştır. Bir başka gün başka bir öğ- renciyi hırsızlıkla suçlamış, bu olayı kabul etmemesi üzerine öğrenciyi Kuran'a el basmaya zorlamıştır. Olay basına yansıyınca gazetenin yakılması ya da kapattırıt- ması gerektiğini soyleyip, tüm müdür muavinlerini ma- kamına toplayıp baskı yoluyla böyle bir olayın olmadığı- na dair tutanak tutturmuştur. Müdür muavinlerinin olayı yaşayan öğrenciyi tanıdıklarını ima etmeleri üzerine, bu olayı tutanağı imzalamayan muavinin yapmış olacağını söylemiştir. Bu arada velilerin bazıları, Melek Kuyucu'- nun bu anormal tutumundan ötürü çocuklarında psikolo- jik bozuklukların görüldüğünü önemle belirtmektedirler. 3- Melek Kuyucu üniversite sınavından önceki bir bay- rak töreninde öğrencilere her şeyden önce dua etmeleri gerektiğini söylemiştir. Genelde öğrenci şikâyetlerini dinlemediği ve makamına gelen öğrencileri hakaret ya da dayak yoluyla kovduğu halde göreve atandığının er- tesi günü makamına gelen ve ibadet edememekten şikâyetçi olan öğrencilere makamını açarakyaklaşık yir- mi dakika namaz kılmalarını sağlamıştır. Disiplinli bir oğretmen olarak kıyafet konusunda oldukça duyarlı dav- ranan Melek Kuyucu, saçlarını örmeyen, takı takan öğ- rencileri sert bir dille uyarmış, aneak okula türban ve başörtüsüyle giren öğrencilere kayıtsız kalmıştır. Işin il- ginç yanı lise önünde her sabah beliren bir çember sa- kallı semt sakini okula türbanla giren öğrencileri uyaran beden eğıtımi öğretmenine kaba şıddet uygulamaya kalkışmış, ancak Melek Kuyucu bu olayın raporedilme- sinin gereksız olduğunu belirtmiştir. Melek Kuyucu ge- rek ilçe Milli Eğitim'de gerek lisede görev aldığı dönem- de Alevi-Sunni, Müslim-gayrımüslim ayrımı yaparak ayrılıkçı bir tavır takınmıştır. Örneğin Atatürk e sahip çıkma bildirisi hazırlayan bir okulun yöneticilerinin Hı- ristiyan olduğunu ve bu ülkede Hıristiyanlara yer olma- dığını belirtmiştir. Iddialara göre Nişantaşı Kız Lisesi'nde yaşanan olay- lar bu anlattıklarımız. insan ister istemez soruyor kendi kendine: "Türkiye nereye gidiyor?" Bir Yerel Seçimin Mesajı ve Erbakan Hoca'nın Adil Ekonomik Düzeni - 4 Refah Partisi'nin 'adildüzen'iiçi boş bir safsata Prof.Dr.CAHİTTALAS Bu düşüncenin çağdışı olduğunu hemen söylemeliyiz. Faiz konusu eski Yunan'dan beri uzun bir dönem tartışılmıştır. Hıristi- yaniık, sonralan İslam ve genellikle büyük dinler. ortaçağda faize karşı olmuşlardır. Bunun nedeni. ahlaksaldır. Çünkü aşın faiz, haksız bir kazanç sayılmıştır ve çoğu kez aile için ekonomik yıkım getirmektedir. Platon'- un ve Aristo'nun düşüncelerinde faize karşı şiddetli ve yoğun bir antipati var. Katolikli- ğin katı bir biçimde egemen olduğu ortaçağ- da ise faize karşı olmanın temelinde de dinsel ve ahlaksal nedenler ağır basıyor. Bu çağın önde gelen düşünürlerinden biri olan Aziz Thomas da paranın esas rolünün değişimi sağlamak olduğunu. borç verme yolu ile bir kazanç sağlamanın doğru olmadığını. bu- nun haksız bir kazanç niteliği taşıyacağını ileri sürüyor. Ortaçağ düşünürlerini faize karşı olmaya götüren temel neden kuşkusuz. ödünç alınan parayı iyi ve akıllı kullananla- nn bundan önemli kazançlarsağlayabileceğj düşüncesine, başka bir deyişle bir ekonomik değerlendirme yapma olgusuna henüz ulaş- mamış olmalandır. Onlar da Eski Yunan'- daki gibi konuyu ahlaksal açılardan ele almışlardır. XVI. yüzyıl ile birlikte geıen 'zenginleşmeye çaJışışımız' düşüncesi yayıldı ve faizin haram-haksız bir kazanç sayılması arkalarda kaldı. İlkçağ öğrctilerinden orta- E çağa ve Katolikliğcyansıvan faizin haram\c haksız bir kazanç olduğu düşüncesi. oradan da İslamayansıdı. Budüşüncc. ticarı vcsınai kapitalizmin doğup gclışmesi sonunda. bü- tünü ile ortadan kalktığı halde. reformu ka- bul etmeyen \e çağdışı kalan İslamda sürüp gitmesi tam bir yanlıştır. Bu yanlışı Türkiye'- de Refah Partisi'nin halka sunduğu 'adil dü- zen' dedikleri ve içi boş safsala görüştc ilcrı sürmeleri. ciddivc alınma şansına clbcttc malik değildir. Faizin adını dcğiştirip ona kar ortaklığı ya da nema denmesi ahlak- sal olmayan bir yol- dur. Erbakan Hocanın adil düzeninin ıkincı dalı. tüm vergilerin kaldınlacağı görüşü ve savıdır. Bu. bir bakıma devletin var oluşunu y itirmesi an- lamına da gelir. Devlct, hukuksal bir varlıktır. Çağdaş devlet. sayısız \etki ve gö- revlerledonatılmıştır. Buyetkilerini kullana- bilmesi ve görevlerini >erine getırebilmesi için bir gelire. parasal olanaklara malik ol- ması gerekir. Bunlann kaynağı çeşitli adlar altında oluşmuş vergilerdır. Ama Erbakan Hoca diyor ki: "Adil düzende devlet gelirini ancak ve sadece üretime >aptığı katkı \c hiz- metleri karşılığında kendi hakkı olarak ve hakkı ne kadarsa o kadar olarak alır >c devle- tin gcliri böylecc temin edilmiş olur." Bu açı- klamu hayul ctnıc oVgtirlüğünün dc otcsmde vc Mar\ önccM düşçü Misvalisllerin her bıri- nin sağlıklı. muılu vcadıl düzenlergcrçekleş- tırmek için orlava atnkları düşünscl faniczi- lenndcn dc ötelere uzanmakuıdır. Refah Pariısı'nın adil düzcnindc "... darphanede karşılıksız para basarak milletin hakkını ye- mek >oktur" savı da var. Bilındığı iizcrc para. devletin vc devlct olmanın bir simgcsi- rbakan'm adil düzeni Thomas More'un Utopia adh kitabında yazdıklarına ve kendi çağının ve ortammm tam tersini anlatmasma ve İngiliz halkına sunmasma benzemektedir. dir. Onun dcğerini. mallar gibi sunum vc is- tcm hacmi belirler. Ama gcne Nccmetıin Hoca'nın adil düzcnine göre: "Adil düzende, darphanede karşılıksız para basarak milletin hakkını \emek voktur. Adil düzende. emirle paranın değerini değiştirmek suretiyle mille- tin adil düzende bugünkü bankacılık sistemi- nin yaptığı gibi fakirin hakkını alıp zengine verme düzeni yoktur." Bu açıklamalan ıle Sa- yın Hoca. genc kendi yarattığı bir düş dün- vasında akıl vc bilimdışı suçlamalannı sür- dürüyor. Bir kez. bılınıyor ki. para bir deği- şim aracıdır. Ondan hiçbir uvgar ve çağdaş loplum vazgeçcmez. Bunun vanında. para bir bınktınm aracıdır. Çağımızın devleti. pa- ranın bu nılcliğıni bilerek onun değerini ko- rumaktadır. Bunu sağlamak için de iktisat biliminin öngördüğü bilimscl yollardan gı- dcrek politikalar oluşturmaktadır. Para. özünde kötii bir nesne değildir. Ekonomik vaşamın değerli ve vazgeçilmeyecek bir ara- cıdır. Öğretide de para üzerinde çok durul- muştur. Onun verine başka adlar altında bırtakım öneriler ileri sürülmüştür. Marx'- tan önceki düşçü sos- yalistlerin önde ge- İenlerinin toplumsal düzenle ilgili olarak ılen sürdükleri öneri- ler gibi. Erbakan Hoca ve takımı da halkın voksul. çaresiz kesimlerinc olur olmaz kandırmacalarla süslcnmiş öneriler sun- maktavevaatlerdebulunmaktadırlar. Erba- kan Hoca'nın adil düzeni de Thomas More'- un (1478-1535) Utopia adh kitabında yazdı- klanna vc kendi çağının ve ortamının tam tcrsıni anlaimasına vc İngiliz halkına sun- masına benzemektedir. Düşçü sosyalistlcr- den herbiri. örneğin Saint Simon sermavenin özel mülkiyetini ayncalıklann en kötüsü. adaletsizliğin başlıca nedeni saymış ve kalk- masını önermıştir. Bir başka düşçü sosyalist Charies Fourier, (1772-1837) 'falanster' adı altında üretim topluluklan kurmayı. bun- lann aracılığı ile kân kaldırmayı ve böylece eşitlikçi bir toplum >aratmayı önermektedir. Bir başka düşçü sosyalist olan Louis Blanc (1811-1812) de toplûmdaki eşitsizlikleri gi- dermek için ulusal atelyeler kurarak üretimi bunlar eliyle \e içinde gerçekleştirmek gere- kir. diyor. Aynca serbest rekabete son verilmesini is- tıyor. Çünkü işçiler arasındaki rekabet eme- ğin pazara çıkması demektir. Düşçü sosya- listler arasında özel bir yeri olan Proudhon (1809-1865), rant ve faiz gelirine karşı çıka- rak ekonomsal ve toplumsal adalete önde gelen bir yer vermiştir. Proudhon'un başlıca ekonomik kuramı, para ile ilgilidir. Özel mülkıyetın kötüye kullanılması. bir emek harcamaksızın, çalışmaksızın gelir sağlana- bilmesi olayı içinde toplanmaktadır. Bunun başlıca yolu faizdir. Eğer herkes faiz ödeme- den ödünç para alabilmek olanağına sahip olsa idi sömürü olayı gerçekleşemezdi. Pro- udhon. paraya sadece bir değişim aracı ola- rak bakmaktadır. Parayı bir kez eline geçir- miş olanlara faiz yolu ile haksız gelir sahibi olma vollan kapatılmalıdır. SÜRECEK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle