Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 2 4 MAYIS1994 ÇARŞAMBA
KULTUR
6. ULUSLARARASIISTANBUL TIYATRO FESTIVALI
Daha çok güç, daha çok iktidar!Kültür Senisi- 6. L'luslara-
rası İstanbu! Tiyatro Fcsti\ alı
kapsamında bugün festivalc
Romanya'dan katılan Krayo-
va Devleı Tiyatrosu "Kral İ bü
ve Macetti'ten Sahnelerle'"
adlı oyunu sahneliyor.
Mü/iklorinı Nicu Alifantis'in
gcreekleşurdiğı oyunun dckor.
kosuim msanmını da oyıınu
sahneye kovan \e uyarlayan
Sihiu Purcarete gerçeklc>ür-
miş. "Kral İ bü ile Macbeth' tcn
Sahnelerle" adlı oyunda İlie
Gheorghe, Vallcr Dellakeza,
Angel Rababoc. Remus Margi-
neamı, Tamara Popescu. Mirela
Cioaba. lon C'olan. \ ıladimir
Juravle, 1 udorel Petrescu. Luci-
an \lbanwu. Iheodor Marnes-
cu. Constantin Cicort. Marian
Negrescu, Constantin Klorescu,
Minela Zanıfir, Ro\ana Pera,
Tudor Gheorghe. Leni Pintea-
Homeag, Remus Margineanu,
Natasa Raab, Gabriela Bacıu,
Monica Modreanu. Lamia Beli-
gan. Valeritı Dogaru, Smaragda
Olteanu \e Anca Baloiu rol a!ı-
yor.
Jarrv. Kral Übüoyununuas-
lında Shakespeare'in Macbeth"-
inin bir parodisi oLırak kalemc
almış. Oy unlann sanatsal \e te-
malik benzerlıklerini Purcara-
te, bir adım daha öleye götüre-
rek Kral Übü'nün dramatik
öyküsünü Maebethdcn sahne-
lerle vc Macbeth replikleriyle
örmüş. Oruıya çıkan ise. hclc
Romanya'nın vakın tarihi dü-
şünülecek olursa. çok güçlü bir
poliük eleştiri.
Jarry'nin Cbü'sii bi/leri gül-
dürebılen. ba/en çocuk. ba/en
dc palyaço gıbi görünen bir ka-
rakter. Purcaratenın yoru-
munda ise bu soytan i\ice kari-
katürü/e edilivor. Ne \ar kı bir
anda sahncdc Çavuşesku'yu
Bugiin Romanya'dan Krayova Devlet Tiyatrosu, Alfred Jarry'nin 'Kral Ubü ve Macbeth'ten Sahnelerle7
adlı oyunu sergiliyor.
anınısatan ifadesiyle karşımız-
da durduğunda istcr istemez bir
gerilim yaratılıyor. Purcarate-
"Aslında İ bü'yü salt bir cana-
var olarak değil, sempatik birisi
olarak da göstermek istedim.
Çünkü bu tür bir çelişkiyi çok
yakından yaşadık" diyor.
Alfred Jarry'nin "Kral Übü'-
'sü ile Shakespeare'nin "Mac-
beth"! arasında büyük bir ben-
zerlik bulunuyor: Ikisi de ikti-
dar hırsı>la gözü dönmüşçiftle-
ri konu alır. Yönetmen Silviu
Purcarete calışmasında bunu
başanyla vurguluyor. Bir başka
hırslı çiftin Nicolae ve Elena
Çavuşesku'nun Romen Krayo-
va Devlmet Tiyatrosu'nun gec-
mişi ve özellikle bu oyun üzeri-
ne etkileri yadsınamaz. Oyu-
nun sonunda. Übü Baba'yı oy-
nayan İlie Gheorge'nin Ça-
vuşesku'nun vurulduktan son-
ra yüzündeki o korkunç gülüm-
semcsini anımsatan ifadesi. ne-
redeyse Romen dikıatörle bire
bir bağlantı kurduruyor izleyi-
ciye. Ancak yönetmen
yaptığı açıklamalarda. "Bunlar
Shakespeare'in ya da Jarry'nin
kurdukları bağlantılardır, benim
değil" diyor. Purcarete böyle
söylese de eklemeden edemı-
yor: "Kötülüğün egemen olduğu
bir dönem yaşandı Romanya'da.
Ancak, bu kötülük özel bir güce
sahipti. Übü'nün dünvası da tam
böyle bir dünva. Bu bir anlamda
komünist ideolojinin sanatsal
anlatımıdır divebiliriz." Purca-
rete. iki yazann ovunlannı bae-
larken bir başka yöntem daha
kullanıyor.
Sahnenin kenarlannda du-
ran ve devamlı yorum yapan iki
sunucuyla sahnede olup biteni
çerçeveliyor. Sunuculann rep-
likleri Jarry'nin kendi oyunu
hakkında yazdığı makalelerden
alınmış. Bu karakterler izleyici-
ye sahnede olanlann gerçek ol-
madıklannı garantiliyor. Pur-
carate o>undaki sunuculann iş-
levinişöyleanlatıyor:
"Ben jarry'nin oyununu sah-
neye koymadım. Onuıvdüşünce-
lerinden yararlanarak kendi
gösterimi çıkardım. Burada
olanlar gerçek değildir diyebil-
mek için belli bir mesafeyi koru-
maya çalıştım. Ancak, oyumın
sonunda diğer karakterlerin su-
nucuları öldürmeleri, gördük-
lerimizin onların iddia ettiği gibi
bir fantezi olmadığını, fantezile-
rin de gerçekleşebileceğine dik-
kat çekiyor."
Romanya'da bu oyuna çok
farklı tepİciler gösterilmiş. Tu-
tucu sayılan kesim ilk yanda
oyunu terk ederken. gençler
ayakta alkışlamış. Eleştirmen-
ler de kendi aralannda bölün-
müşler. Çoğu gösteriyi çok
kötü bulmuş ve Purcarete'yi
Çavuşesku dönemine takılıp
kalmış biri olarak yargılamış-
lar. Purcarale'ye göre ise. oyun-
da yalnızca o dönemi görmek
belki de Romen cleştirmenlerin
en bü\ük takıntısı.
Erol Evgin, sanatçmm devamlılığı içinde değişimi yakalaması gerektiğini savunuyor:
Halk sanatın önündegidiyor
ASU MARO
Hepımi7İn yaşamının bir
döncminde gönlündc tahl
kurmuş_ parcalar yaralan bir
üçlu..."İş»e Öyte Bir Şe>". "Bir
de Bana Sor". "İçimdeki iırtına",
Erol Etgin-Çiğdem Talu-Melih
Kibar ÜÇİÜNÜIIÜH Tiırk popuna
atmağan ettıği unuuılmaz şar-
kılardan yalmzea biıkaçı. Şimdi
bu üçlü şeniden bir ara\a
gelecek. Bir eksiklo Artık ara-
mi7da ulnıavan sö/ şazarı Çiğ-
derri Talu :uın )erini ki7i Zejnep
Talu doldurmava çalışacak.
Gectiğimi7 >ıl sanaıta 25 \ılını
kutlavan Erol E\gin"in
sonbaharda piyasava çıkması
tasarlanan kaseıinde bir dc yeni
söz ya/arı eklcniyor aile\e: Selma
Çuhacı. Yıllar sonra birleşen
ekibin yenı ürünü nc tür bir
sound uışıyacak. cski\le yeniyi
nasıl birlei}tirecck. Erol Evgin'-
den dinlcşelinT
Bir ses sanatcısı ıçın tck gerçek
ölçü. halkla arasındakı tck köprü
şarkıdır. Konserlcr. telc\iz\on
programlan. mü/ikaller yan
işlerdir. Şarkı ürcterck du\-
gulanmızı. düşüncelerimızi se-
\enlerimİ7C ilctmck zorunda\ız.
Benim pcrıvodlanmda genelde
iki. iki buçuk yılda bir kaset
oltnor. Hcr \ıl kaset yapanlar
\ar. ben bunu bıraz entlasvonist
buluvorum. Biraz tıtızsenız iki \ıl
ivi bir zaman. En »on "Erol
Evgin'le >eniden" adlı kasette
eski şarkılanmı \cni bir soundla
sunmuştıım. Sonbaharda çı-
kacak \eni kaset çalışnıası ise bir
yıldır benim içımde sürüvor.
Kendi besteierim olsun
istivorum Tabıi Melıh'ın
besteleri olacak. Geııç arkada^-
lardan da besteler beklişorum.
Aramıza \cni kaiılan söz >azarı
arkadaşımız \ar. Selma Çuhacı.
Çiğdem'in bıze emaneti 2eyno
\ar. Şu anda eser toplama aşa-
masındaşız.
- Sİ7 1970"lerde Çiğdem Talu >e
Melih Kibar'la çalışmıştınız.
Tekrar bu ekibi brr ara>a getir-
meni/in sebehi nedir?
Bir sanatçı otuz vıl şarkı sö>-
lüyor. çok istediği gibi bir şarkı\ı
yakalayama\abili>or. Bir ^arkı>ı
tam anlamnla halka ulaştırmak
ve o şarkışla anılmak çok kola>
bir iş değil. Bız bunu Çiğdem ve
Melih'le vakalamıştık. Çiğdem
aramızdan aynldı ama Melıh'lc
dostluğumu? \e duygu bırliğimiz
süriiyor. Bu nedenİe veniden bir
ara\a geldik. Birlikte çalışmak.
bir ekıp olu^iuımak çok öncmli.
- Zejnep Talu tutabili>or mu
annesinin >erini?
Zeynep Türkçevı çok doğru
kullanıyor. çok değerli şevler
yapıyor. Tabii Çiğdcm'in yerini
tutmak zor. o çok başka bir in-
sandı ama Zeynep de çok duy-
guhı \ e gÜ7el işler \ apı\ or
- İlk parçalarını/da Türk mo-
tifleri hakinıdi. Bu çali'jnuıda da
bu gecerli mi?
Müzık. özellikle pop müzık
evrensel. Ama bu evrenselliğin
içinde lokal renkleri taşıması
bana göre çok güzel bir lezzet.
Onun için her zaman makamlı
müziği tercıh edıvorum.
- Aynı ckibi bir araya getiren bu
kasette avnı tür bir sound mu ola-
cak?
Henı farklı. hem benzer ola-
cak. A\nısını yaparsak dinlete-
me\İ7. Çünkü halk başka bir
\erde. Ben şımdi gündem yara-
tabilccek sözler düşünüyorum.
Mesela fstanbul üzerine bir şarkı
\a/mak istivorum. İstanbul'un
acıklı durumunu anlatan bir
şarkı.
- Gelişen teknolojinin mü/iği-
nize etkisi nasıl oldu?
Teknolojiyle birlikte kayıt
olanakları çok gelişti. Ama her-
şe\ elekıronik oldu. bunu sev-
ediyordum. Çünkü pop müzik
kentleşmenin müziğidir. şehrin
türküsüdür. Türkiye kentleşir-
ken. müzik de kentleşecekti.
Kentlerdeki insanlarla beraber
pop müzik dinleyenler de arta-
caktı. Bu bir matematikti ve oldu.
Bugün pop müzik'Türkiye'de bir
numaralı müzik. dinleyid ve gün-
dem yaratma açısından. Ne var
ki. pop müziğin okulu yok, her-
kes piyasada bir şeyler öğrenme-
ye calışıyor. Zaman zaman da bir
düzeysizliğin içine düşüyorlar ki
şu anda bu hakim. Atasözleri. de-
vimler. argo sözcükler şarkı adı
yorlar. Oysa her konuya ön-
yargısız >aklaşınm. sonsuz
hoşgörüm vardır. Yalnız argo
yapmam ama belki bir şarkı
olabilir. Bir de taşıyamayacağım
şeyi yapmam. Taşımak.
insanlann gözbebeğine bakarak
o şarkıyı söyleyebilmektir.
İçtcnlik o zaman olu\or.
- Türk pop müziği sizce niçin
dünyaya açılamıyor?
Ben 86'da yoz müziğin etkin
olması nedeniyle sahneleri bıra-
kıp mimarlığa başladım. İnsan
dışardan bakınca daha objcktif
olabiliyor. İki öncmli eksik gör-
boyutlan ne olursa olsun içindeki
suyun düzeyi aynıdır. Türk
parası. dili. kültürü dünyava ne
kadar acılırsa müziği de o İcadar
açılabilir.
- Lzun süredir müzikallerde rol
almıyorsunuz. Şu anda yeni bir
proje var mı?
"Hisseli Harikalar Kumpan-
yası"\e "Şen Sazın BülbüUeri"-
nden sonra uzun bir ara oldu.
Şimdi. bir gelişme \ar: İlk me-
najerim Mustafa Oguz. Bostancı
Gösteri Merkezı'nde müzikal
yapmak istiyor. Adnan Mende-
res'in yaşamını konu alan "Ça-
ürkive'de en
dinamik olan, halk.
Devletin, medyanın,
sanatın önünde gidiyor.
Kendi yaşam biçimini
yaratıyor. Halkın bu
kadar çabuk değişime
uğradığı bir ülkede
müziğin de çabuk
değişmesi lazım. Ama,
devamhlık yok bizde.
Oysa sanatçının bir tarzı,
tavn olmalı. Bu
devamlılığın içinde
değişimi yakalamalı.
Hem devamlı olacak,
hem de yeni şeyler
söyleyecek. Fotoğraf: HATİCETl NCER
mivorum. Her şev insanın vapa-
mavacağı kadar mükemmel.
O\sa hata güzeldir. Bir enstrü-
manı insan çalıyorsa içinde in-
sanca du\gular vardır. Bu
şüzden. Vabii günün tekniğini
kullanacağız ama akustik sazlar
ver alacak ve o akustik sazlarda
du\gu olacak.
- Türk popunda son yıllarda
oluşan patlanıayı nasd değerlen-
dirijorsunuz?
Bunu ben yirmi >ıl önce tahmin
oluyor. Sırf akılda kalıcı olsun
diye. Bu da pop müzik adma üzü-
cü.
- Siz herhaide bu tarz bir müzik
yapmayacaksınız...
Hayatta argo da vard\r. Ama
dozunu iyi ayarlamak lazım. On-
şarkıdan biri argo da olabilir.
'Bunu yapmam' diye bir kesin
yargım >ok. Yeniliklere açığım.
Bunu pek anlatamıyorum.
İnsanlar görünüşüme bakarak
beni muhafazakar biri sanı-
düm. Birincisi. örgütlcnme ek-
siğiydi. İkincisi. \aptıklarımızı
dışan taşıyamıyorduk. Birinci-
sini çözmeye çalıştık. benim aibi
düşünenler'le birlikte POPSAVı
kurduk. İkincisinde bazı
arkadaşlarımız kışisel şe>ler
yaptılar. Bunlar hoş ama genel
bir açılma değil. Genel anlamda
Türk pop müziğinin dünva
ölçülerinde pazar bulması gibi bir
gerçek >ok. Bunun ncdeni.
bilcşik kaplarteorisidir. Kaplann
kırbeyli Efsanesi" diye bir mü-
zikal. Konusunu Nezihe Araz
vaziyor. müziği Melıh Kibar
yapıvor. Bir 'rock opera'. Benim
de Adnan Mcndcrcs i oynamamı
isliyorlar. Böylc bir şey şey olursa
isıcrinı.
- Özel rad>olarla tartışmala-
nnız ne düze>de gidi\or?
Özel radvolar renk getirdiler
müzık \aşamına. Çok se\i\o-
rum. Ancak.Türkije'de özel rad-
\o telcvızvolar vavılarla ön-
lemler alınmadan birdenbire
vayın hayatına girdiler. Bizde
işler İfrat ve tefrit' şeklinde olu-
şur. bir uçtan öbür uca sıçranz.
Çıktılar. insanlann şarkılannı
izin almadan ve telif hakkı öde-
meden çalmaya başladılar. Y:ıl-
nız telif hakkı ödemek de yetmez.
Bu. karlı bir günde insanın
sırtından paltosunu zorla alıp
parasını ödemeye benzer. Daha
önemlisi izin almaktır. Müzik
dünyasına büyük bir darbe bu.
Sonra da tamamen kapatıldılar.
Bu sefer de 'Susturulan Türkiye11
dendi. Türkiye'de her şey
birbirine kanştınlıyor. Yasalara
uymamak başka şey. özgürlük
başka şey. 'Fıkir ve Sanat Eserleri
Yasası'nda yapılacak değişiklikle
ilgili görüş bildirdik Kültür
Bakanlığı'na. Şimdi o vasanın
budanmadan geçmesi için
girişimlerde bulunuyoruz.
-Şu anda bir kasetin maliyeri
nedir?
Kaset maliyetleri korkunç.
Stüdyolann saatleri 1.5 milyon
lira. İyi bir çalışma 500 saate ya-
kın zaman alıyor. Bu da 750 mil-
yon eder. Akustik sazlar. telif
haklan derken 1.5, 2 milyan
buluyor.
- Peki bunun karşılığı alınabi-
liyor mu?
Bazen. Ben şimdiye kadar
önemli bir şe\ almadım. Ama o
da ayn bir lezzet. Bizim borcu-
muz. Tabii müzik yapımcılannın
borcu değil. Onlar ticaret vapı-
yorlar. Bu yasalar çıkmazsa
müzik dünyası çok büşük bir
bunalım \aşa\acak.
- Bir de televizyon projeniz var
galiba.
Televizyon yeni bir oyuncak
bizim için. prodüksivonlar açı-
sından. Gerçi 25 yıldan ben te-
levizyona çıkıyoruz ama özel
tele\izyonlarla birlikte prodük-
siyon yapabilme olanağı doğdu.
Ben "Süper Aile" ile başladım.
Bu bcni ısıttı. çok şey öğrendim.
Şimdi kendim bir şey yapayım
istiyorum. Bir müzik programı
içinde sohbeıler de olacak.
Piyasada yapılan şeyleri çok
düzeyli bulmuyorum.
Benimkinin çok düzeyli olacağı
iddıasında değilim ama onlann
üstündc bir şey yapmak
istivorum.
DT'darepertuvar esaslarıbelirlendiANKARA (AA) - Devlet Tiyatrolan
Genel Müdürlüğü. 1994-95 sezonu re-
pertuvar çalışmalanna geniş tabanlı ve
sanatçılann etkin katılımını öngören
yeni bir uygulamaya başladı. Tüm böl-
ge müdürlükleri ve sanatçılara gönderi-
len "'1994-95 Sezonu Repertuvar Çalı-
şmaları Uygulama Yöntemi" adlı ki-
tapçık ile repertuvar esaslan belirlendi.
Kitapçıkta repertuvar belirleme çalı-
şmaları takvimebağlandı. Takvimeuy-
gun olarak bütün sanatçılar çalışmala-
ra katılacaklar ve yılın teması 'Bireysel
ve toplumsal kimlik arayışı' çerçevesin-
de 'Çağdaş ve popüler oyunlar" ile
4
De-
neysel çalışmalar' ana başhklannda
hazırlayacaklan projeleri 'Oyun proje
formu" ile birlikte yönetime iletecekler.
Yılın leması olarak 'Bireysel ve toplum-
• '1994-95 sezonu Repertuvar Çalışmalan Uygulama
Yöntemf adlı kitapçık ile uygulanacak takvimde.
bütün sanatçılar çalışmalara katılacaklar ve yılın
teması'Bireysel ve toplumsal kimlik
arayışfçerçevesinde projeler hazırlayacaklar.
sal kimlik anlayışrnın seçilmesinde top-
lumun duyarlı olduğu konulara tiyat-
ronun da duyarhlık göstermesi görüşü
dikkate alındı. Sanatçılar bu ana başlık
altında sosyo-ekonomik ve kültürel
olaylan konu olarak seçebilecekler.
'Çağdaş ve popüler oyunlar' başhğj ile
yerli ve yabancı oyunlann tekranndan
kaçınılması hedefleniyor. 'Deneysel
çalışmalar' başlığı altında ise Türk tı-
yatrosunda oyunculuk. yazarlık. yö-
netmenlik dallarında geleceğe dönük.
sentezci yaklaşımlarda bulunacak çalı-
şmalar yer alacak.
Devlet Tiyatrolan Genel Müdürü
Tamer Levent, kıtapçıktaki yazısında.
yeni getirilen uygulamanın repertuvar
çalışmalannda sanatçılann daha etkin
görev ve sorumluluk almasına yönelik
olduğunu bildirdi. Bu çalışmalara tüm
sanatçıların katılmasını isteyen Levent,
"Bu sistem. reji yapmak isteğinde olma-
yan oyuncular için de gecerlidir. "Bu be-
nim işim değil' gibi bir sözün bu kurum-
da suç sayıunası gerekir" dedi.
Devlet Tiyatrolan'nda genel müdür
ve bölge müdürlükleri için yapılan eği-
tim yoklaması ile demokratikleşme sü-
recine girildiğini kaydeden Levent. eği-
tim yoklamalanna katılmayan perso-
nele de uyanda bulundu ve şöyle devam
etti: "Eğitim yoklamasına katılan perso-
nelimize gelince. üzerinize önemli bir so-
rumluluk binmiş durumda. artistik ürcti-
min gerçekleşmesi sırasında ve sahnele-
rin açılmasında memurca bir zihniyet ile
öne süriilecek hicbir engeli kabtıl etme-
jeceğiıni ve buna tepki göstereceğimi
bilmenizi isterim."
'Dans'Dans
Tiyatrosu
Kültür Senisi - Yeni kurulan 'Dans' Dans Tiyatrosu bugün
saat 20.00'de Taksim Venüs Tij atrosunda "Ki Yalnızdılar" adlı
gösterilerinin galasını gerçekleşüriypr. Koreograf Dilek Evgin'-
lc. İstanbul Devlet Opera ve Balesi, İstanbul Belediyesi Şehir Ti-
yatrolan ve MSÜ sanatçılannın oluşturduklan bir üretme biri-
mi olarak kurulmuş 'Dans' Dans Tiyatrosu. Amaçlan. her yıl
yeni projelcre hayat kazandırmak \edanssanatındaki üretken-
liğin sesini farklı boyutlarda duyurmak. Koreograf Doç. Dilek
Evgin. projenin en önemli sonuçlannı "tiyatro ve dansın birlikte
sahnede pavlaşılması, dansçıların bizzat yaşadıklarını ve geçmiş-
lerini ortaya koyarak projenin gerçek anılar üzerine kurulmasını
sağlamaları. seyircinin fiilen katıiımcı olması ve bu katılımını,
daha sonraki etapta sahnede izlemesi ve Türk modern dansında
yeni bir çalışma türiinün uygulanması" olarak özetliyor.
'Ki Yalnızdılar' gösterisinin galası bu akşam saat 20.00'de.
"Ki Yahuzdüar"ın müzıklenni İlhan Lsmanbaş. kostüm ve
çevre tasanmını Zepür Hanımyan gerçekleştirmiş. Solist olarak
kemancıÇiğdem Yonat'ınkatıldığı gösterideBaharNidinlioğlu,
Serap Meriç, Ziya Azazi, Işıl VYrenshall, Mustafa Kaplan ve Ca-
nan Şadalak, İstanbul Devjet Opera ve Balesi, İstanbul Şehir Ti-
yatrolan ve Mimar Sinan Ürmersitesi sanatçılan dans ediyor.
"Ki Yalnızdılar" ayn karakterdeki iki insanın yalnız kal-
mamak için sarfetlikleri çabayı anlatıyor. Günümüzün en
önemli sorunlanndan biri olan yalnızlık: kimi zaman evrensel,
kimi zaman yaşadığımız toplumun ifade tarzı olarak ortaya
konuyor. Sanatçılar. her izleyicinin. yalnızlığı çok daha farklı
bir biçimde düşünebileceğini. yadsıyıp irdeleyebileceğini, zaten
amaçlannın seyirciye bazı göndermeler y aparak. onu salt izleyi-
ci değil irdeleyen bir katıiımcı boyutuna getirmek olduğunu be-
lirtiyorlar.
Üç bölümden oluşan gösteride toplumun ve özverilerinin,
kendilerine yüklediği yalnızlıklan çözemeyen. sonuçta bitme-
yen bir süreç içinden aynlarak yalnız kalan insanlan görecek
seyirciler. Ancak bu bir son olarak değil. bir süreç olarak önü-
müze çıkacak.
'Dans' Dans Tiyatrosu. "Ki Yalnızdılar" adlı gösterisinde se-
yirciyi projenin bir parçası olmava çagınyor.
Boğaziçi Üniversitesi
Oyuncuları 'At'ı sahneliyor
Kültür Senisi - Boğaziçi Üniversitesi Oy unculan (BÜO);
1993-94 döneminde. yaz çalışmalannda hazırlanan
Kalyon Bar ve BÜFK Dans Binmi'y legerçekleştirilen
"Galip Sokaklara Talip"ten sonra Ğyula Hay'ın yazdığı.
ÖzdemirNutku'nunçevirdiği"At"ısahneliyor."At"ın
oyuncu kadrosunu bu yıl BÜO'lu öğrencileroluşturuyor.
Macar yazar Gyula Hay. "At"ı Roma tarihinin Caligula
devrinde gerçekleştiği söylenen bir olayı temel alarak
yazmış. İmparator olduğu ilk yılın sonunda Caligula'nın
ruhsal dengesinin bozulması. onu Roma'nın dinsel ve etik
ilkelerini alt üst etmeye yöneltmıştir. Ortaya soytan
denebilecek kadar gülünç. ama aynı ölçüde acımasız bir
diktalör çıkmıştır. Caligula'nın \ önetımi Roma'daki
loplumsal çürümeyi açığa çıkarmış ve büyütmüştür. 5-15
mayıs tarihleri arasında üniversitenin Demir Demirgil
Salonu'nda oynanacak oy unun rejisi İhsan Özçıtak. reji
danışmanlığı F. Kurhan tarafından eerçekleştirildi. Oyun
yann l9.30'da:8mayısta 15.00.11 mayısta 19.30.13
mayısta 15.30 ve 15 mayısta lS.OOsaatlerindeizlenebilir.
'Sakıncah Piyade' Niğde'de
NİĞDE (A.A) - Ankara Sanat Tiy atrosu oy unculan.
""Sakıncalı Piyade" adlı oy unu. cuma günü Niğde'de
sahneleyecek. Gazeteci-yazar Uğur Mumcu'nun yazdığı,
yönetmenliğini Rutkay AzızileMetin Bolay'ınyaptığı
oyunun müzikleri Timur Selçuk. danslan Mehmet Yalız,
dekoru ise Yalçın Emiroğlu tarafından hazırlandı.
Adana DTsezonu sancılı kapattı
ADANA(A.A)-Adana Devlet Tiy atrosu'nda, çoğu
sanatçının "gerici akımlarla ilişkisi bulunduğu ve sanat
politikası olmadığı" gerekçesiy le seçimde destek
vermediği. ancak idari kesimin oy lanyla sandıktan ilk
sıradaçıkan müdür adayı Mustafa Kurt'unataması
yapılmadı. Adana DT'de 8 bölgede sanat yönetmeni
müdür adaylannı belirlemek üzere yapılan seçimlerde. ilk
sırayı alan adaylardan yedisinin ataması gerçekleştirildi.
Adana DT'de sanatçılann "seçimin sanat çalışanlannın
cğilimini y ansıtmadığı" gerekçesiyle kaleme aldığı
dilekçenin. Devlet Tiyatrolan Genel Müdürlüğü'ne
ulaştınlmasının ardından. 37 oy la sandıktan birinci çıkan
Mustafa Kurt'un atama karan beklemeye bırakıldı.
Seçimde 31 oy la ikinci sırada y er alan \ e halen Adana DT
M üdürlüğü görev ini yürüten Erhan Gökgücü. konu ve
müdüradayı hakkındakişisel y orum y apmamay a özen
gösterirken. "istifamı \ erdim. bundan sonra ne olacağı
konusunda takdiryönetim kurulunun"demeklevetindi.
Sorunun kendisini de rahatsız eıtiğini kaydeden Gökgücü,
daha çok.başında bulunduğu sezonun sanatsal
değerlendirmesini yapmay ı tercih etti. Gökgücü. çoğalan
TV kanallan. sosyo-ekonomik ve politik koşullann
uygunsuzluğuna karşın. Adana DT'nin \ üzde 80i aşan
izleyici doluluk oranıyla ülke genelinde. ön sıralarda yer
aldıâını söyledi.
6. ULUSLARARASI
İSTANBUL TİYATRO
FESTİVALİ NDE BUGÜN
21.15 Harbiy c Muhsin Ertuğrul Sahnesi Kral Übü ve Macbeth'-
ten Sahneler - Krayova Devlet Tiyatrosu. Romanya
18.30 Ses Tiyatrosu Fedra Taganka Tiyatrosu-Tiyatro A. Rus-
ya
6. ULUSLARARASI İSTANBUL
TİYATRO FESTÎVALİ'NDE YARIÎ^
18.30 Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi Kral Übü ve Macbeth'-
den Sahneler-Krayova Devlet Tiyatrosu. Romanya
21.15 Kenter Tiyatrosu Çapkının Fendi- İngiliz Turne Toplulu-
ğu. İngiltere
18.30 İstanbul Sanat Merkezi Hayat Çok Güzel- Oyuncular Ti-
yatro Topluluğu