Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
. 9 NİSAN1994 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Tıpta uzmanlık
sınavı
• ANKARA(AA)-Tıpta
uzmanlık eğitimi l994Nisan
giriş sınau, yann ve pazar
günü, Ankara'da iki aşamalı
olarakyapılacak. Sınavla
tıpta uzmanh eğitimi görmek
üzere, Sağlık Bakanlığı
eğitim hastaneleri ve tıp
fakültelerindeki Sağlık
Bakanlığı kadrolanna,
üniversitelerin tıp
fakültelerine ve GATA Tıp
Fakültesi'ne öğrenci
alınacak. ÖSYM tarafından
yapılan sınavın birinci
basamağı olan yabancı dil
smavı yann, ikinci basamağı
bilim smavı da. pazargünü
gerçekleştirilecek.
Gecekondu af
yasası Meclis'te
• ANKARA(ANKA)- DYP
Sinop Millet\ekıli Yaşar
Topçu, gecekondulara af
getiren yasa önerisini
TBMM Başkanlığı'na
sundu. Yasa önerisi J994
yılından önceyapılan
gecekondulara.fiilikullanım
koşuluyla ve 400
metrekarelik limit üzerinden
tapu verilmesini öngörüyor.
Yasa önerisi. Hazine'ye ve il
özel idarelerine ait arsa ve
araziler üzerinde 31 Aralık
1993 tarihinden önce inşa
edilen gecekondu
sahiplerinin. gecekondularda
fıilen oturmalan ve yasa
çıktıktan sonra 6 ay içinde
başvurmalan durumunda
tapu almalannı öngörüyor.
Yasa önerisi, gecekondu
sahiplerinin kadastro
planlan esas alınarak emlak
vergisi beyan değeri
üzerinden belirlenecek değeri
peşin ya da dört yılda dört
eşit taksitte ödemelerini
düzenliyor.
Mimar Sinan
anıiacak
• KAYSERİ(AA)-Türk
mimarisinin büyük ustası
Mımar Sınan, ölümünün
406. yılında. doğum yeri olan
Kayseri'nin Ağırnas
kasabasında düzenlenecek
törenle anıiacak. Bugün
gerçekleştirilecek etkinlikler
çerçevesinde, Mimar
Sinan'ın yaşamı, eserleri ve
Türk mimari hayatındaki
yeri anlatılacak. Aynca.
Mimar Sinan Kültür
Merkezi'nde halk Eğitim
Merkezi karma el sanatlan
ve kitap sergisi de açılacak.
İkiliseli
öldürüldü
• DİYARBAKIR(AA)-
Diyarbakır'da iki lise
öğrencisi tabancayla
vurularak öldürüldü. Olay
sırasında bir öğrenci de
yaralandı. Alınan bilgiye
göre,dünsaat 12.30
sıralannda Namık Kemal
Lisesi öğrencileri arasında
henüz bilinmeyen bir nedenle
tartışma çıktı. Okul dışında
da devam eden ve kavgaya
dönüşen olay sırasında
kimlikleri henüz
belirlenemeyen öğrenciler
tarafından açılan ateş sonucu
Mehmet Tevfik Çiftsüren
(17)veMetinGüzel(17)
yaşamını yitirdi. Kavga
sırasında yoidan geçerken
yaralanan A. A. da
Devlet Hastanesi'nde tedavi
altınaalındı.
Anneler Birliği,
AtatüPk anıtı
yapürdı
• BALIKESİR (AA) - Türk
Anneler Birliği Balıkesir
Şubesi'nce huzurevinde
yaptınlan Atatürk Anıtı
törenle açıldı. Sosyal
Hizmetler il müdürü
Mehmet Saydamlı, törende
yaptığı konuşmada,
Türkiye'nin kurucusu ulu
önder Atatürk'ün ilke ve
inkilaplan ıle bütün uluslara
örnek olduğunu söyledi.
Türk Anneler Derneği
Başkan Yardımcısı Mürvet
Keleşde.Yaşlılar
Haftası'nda Atatürk Anıtı'nı
açmanın mutluluğunu
yaşadıklannı ifade ederek
"Türk anneleri olarak
Atatürk"e, ilke inkılaplanna
sahip çıkacağımıa. burada
bir kez daha üstüne basa
basa vurgulamak istiyoruz'"
diye konuştu.
TV değişikliği
TVServisi-atvde 12.10-18.
40 saatleri arasındaki yayın
akışı şu şekilde değiştirildi:
12.10YerliFilm:BizimKız,
13.40 Dizi:Ayışığı, 14.30
Yerli Film: Can Pazan, 15.50
Dizi: Tropik Hastane. 16.40
Spor • Magazin: Bushido,
17.10 Dizi: E\li veÇocuklu,
17.40Eliminatör, 18.10Spor:
Santra.
Aynca interstar da
"Tarzan"adlı fılmi yayından
kaldırarak yerine bir karate
fılmi yayınlıyor.
Sendikalarhükümetkapısında
Türk-İş-Çiller'le, DİSK Karayalçın'la görüştü. Sendikalar 5 Nisan kararlanyla faturanın
çalışanlara yüklendiğini belirtti ve yükün hafıfletilmesini, iyileştirmeler yapılmasını istedi
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
DYP-SHP koalisyon hükümetinin açı-
kladığı istikrar paketinin yükü altında
kalan çalışanlann temsilcisi sendikalar,
hükümetin kapısına dayandı. Baş-
bakan Tansu Çiller ile bir araya gelen
Türk-lş Genel Başkanı Bayram Meral,
ekonomik paketin çalışanlara çıkanlan
yükünün hafıfletilmesini istedi. Meral.
Çiller'in ikna girişimi için "Beni ikna
edeceğine, halkı ikna etsin" dedi. SHP
Genel Başkanı ve Başbakan Yardımcısı
Murat Karayalçın'ı ziyaret eden DİSK
Genel Sekreteri Sfileyman Çelebi ve bazı
sendikalann yöneticileri, 5 Nisan Ka-
rarlan'nda işçiler lehine iyileştirmeler
yapılmasını istediler. Karayalçın. tartış-
ma süreci sonunda "yeni kararlar alına-
bileceğjni" açıkladı."DİSK Başkanlar
Kurulu (arafından yayımlanan bildiri-
de de 5 Nisan İstikrar Tedbirleri'nin,
bugüne kadar izlenen ekonomik politi-
kalann iflas bayrağı olduğu vurgulandı.
İşçiler ile emekliler. ortak eylemle hükü-
meti protesto etme karan aldılar.
DİSK Genel Sekreteri Süleyman Çe-
lebi ile DISK'e bağlı bazı sendikacılann
yöneticileri. dün SHP Genel Başkanı ve
Başbakan Yardıması Karayalçın ve Mer-
kez Yürütme Kurulu (MY'K) üyeleri ile
görüştüler. Karayalçın. 5 Nisan Karar-
Ian'nı değerlendireceklerini belirterek
"Bu kararlar toplumıın tüm kesimlerini
etkileyecektir. Tarihimizin, bu en büyük
bunalımının aşılmasında SHP olarak ça-
Itşanlar için raşıdığımız duyarlıiığı yan-
sıttığımız kanısındayız. Buna karşılık so-
nınlar çıkabilir. Fakat bunlan tarttşarak
aşanz" dedi. Tartışmalar doğrultusun-
da yeni kararlar alınabileceğini belirten
Karayalçın, SHP olarak karar sürecinin
takipçisi olacaklannı vurguladı.
Türk-İş Genel Başkanı Bayram Me-
ral ile Genel Sekreter Şemsi Denizer de.
dün saat 14.00 sıralannda Başbakanlık
Konutu'na çıkarak ekonomik pakete
ilişkin görüşlerini Çiller'e aktardılar.
Bu görüşmeden önce. Türk-İş'in "sü-
rekli eylem karan" alarak hükümeti is-
tikrar paketini "yeniden gözden geçir-
meye" çağırmasının ardından, Başba-
kan Çiller, Meral'i telefonla aradı. Me-
ral, Çiller'in kendisine 'paketi uygu-
lamak zorunda' olduklannı belirterek
'yardımcı olunmasını istediğini' aktardı.
Meral. "Başbakan sizi ikna etmeye mi
çaltştı" sorusuna "Beni ikna edip ne ola-
cak? Halkı ikna etsin" yanıtını verdi.
Çiller'in. Türk-İş Başkanlar Kurulu'-
nda alınan "sürekli eylem kararlarT
üzerine, "Fazla sorun yaratmayın" de-
mek için Meral'i aradığı ileri sürüldü.
Emekliyle ortak protesto
Türk-İş Genel Başkanı Bayram Me-
ral, devletin sömürenlerin zengin oldu-
ğunu belirterek "Hükümetin vurdum-
duymazlığını protesto ediyoruz" dedi.
İşçi Emeklileri Cemiyeti Başkanı Ethem
Ezgü de. işçi emeklilerinin 3 ay içindeki
satın alma gücünün yüzde 100 oranında
azaldığını ifade ederek "Hükümet, sos-
yal çalkantıya davetiye çıkarıvor" diye
konuştu.
Meral, dün istikrar paketine karşı ça-
lışanlann göstereceği tepkiler konusunu
görüşmek üzere, İşçi Emeklileri Cemi-
yeti'ni ziyaret etti. Meral, ziyaret sıra-
sında eylemlerin ortak olarak yapılaca-
ğını belirtti.
Ethem Ezgü de, ekonomik önlemle-
rin gelecek zamana bırakılmasını "afle-
dilmeven bir tarihi hata" olarak nitelen-
direrek. "Ocak ayı başında 202 dolar
karşılığı olan asgari işci emeklisi aylığı 3
ay gibi çok kısa bir dönem sonunda. nisan
ayında. 109 dolar karşılığına düşmüştür.
Bu gerçek dunımun manası, işçi emekli-
si, dul ve yetiminin 3 ay içindeki satın
alım gücünün yiizde 100 oranında
azaldığının resmidir" diye konuştu.
Krlzden kurtulmanın yolu var mı?
İŞÇİ VE İŞVEREN KESİMİ TARTIŞIYOR
DİSK: Kriz ekonomikdeğil siyasalsistemde
Başkan Nebioğlu ekonominin geldiği noktayı 'liberalizmin alaturka uygulaması'na bağbyor
ŞÜKRAN KETENCİ
DfSK Genel Başkanı Kemal
Nebioğlu, yaşanan bütün olum-
suzluklara rağmen DİSK ve
üreten sınıf olarak umutsuz ol-
madıklannın altını çizerek,
içinde yaşanılan ağır ekonomik
krizden çıkmanın yolunun de-
mokrasi ve katıhmdan geçtiğini
söylüyor. DİSK olarak altema-
tif politikalannın bulunduğu-
nu, krizden çıkış yollannda söz
sahibi oimak istediklerini söy-
lüyor. Olup bitenleri "liberaliz-
min alaturka uygulaması" ola-
rak değerlendiriyor.
Batıdan sadece liberal eko-
nomiyi almanın, siyasal özgür-
lüklere kapılan kapatmanın
Türkiye'nin en büyük sorunu
olduğuna işaret ederek görüşle-
rini şöyle özetliyor:
"Oncelikle teşhiste uzlaşmak
lazım. Bu sağlanmadıkça çare
olarak görülenlerin tek \anlı uy-
gulanması, hareketin peşinen za-
afiyete uğraması demektir. Teş-
histe kapı açüsaydı, oturur
tartışırdık. Katkıda bulunur. yö-
netünde söz sahibi olarak so-
rumluluğu üstlenirdik. Şimdi
külfete sıcak bakmamız, kabul
etmemiz söz konusu değüdir."
İktidann kriz karşısında aldı-
ğı önlemlere doğru bakmak ge-
rektiğine işaret eden Nebioğlu,
iktidann getirdiklerini halkın.
işçilerin çok ağır yoksullaştm-
lması, var olan 8 milyon işsize
büyük katkı, Türk parasının
değerinin düşürülmesi. kamu
mallannın ve işletmelerinin yok
pahasına satılması..türünden
bir dizi olumsuzluk olarak sayı-
yor. Sonuçta daha büyük bir
ekonomik çıkmazın içine düşü-
leceğini söyleyerek." Biz ağır
aksak giden rejimin bile tehlike-
ye sokulmasuıdan endişe ederiz"
diyor.
Nebioğlu. ' Türkiye'nin çok
önemli ekonomik ve siyasal ko-
numda. yol ayınmında olduğu-
na işaret ederek. her zamanki
gibi içine düşülen krizden hiçbir
sorumluluğu olmayan çalışan-
lara bütün yükün yüklenmek
istendiğine işaret ediyor. Bu
krizin başlangıç tahinin gerçek-
te 1950'lere kadar uzandığını, o
tarihlerden bu yana uygulanan
ekonomik, siyasal politikalann
dönem dönem daha derin ol-
mak üzere kendi krizlerini ya-
rattığıru vurguluyor."1950'den
bu yana hep çareler üretildi. Ça-
re olmadığı anlaşıldı. Sistemde
bir yanlışlık var.Bize göre siya-
sal sistemde kriz var. Hükümet
demokratikleşme, 12 Eylül'ün
baskıcı düzeninin kaldırılmasını
vaat etti. Siyasal yaşamda. de-
mokratikleşinede liberalizmin
gerekleri yerine getirilmedi. Ko-
alisyonun DYP kanadı program
ve protokolde yer alan bütün de-
mokratikleşme vaatlerinden \an
çizdi. Bu tabloda DYP'nin
emekçi kitlelerden bir beklentisi
Kemal Nebioğlu:
Alternatifpolitikamız
var, krizden çıkış
yollannda söz sahibi
olmak istiyoruz.
Bayram Meral:
Yük, bunalımm
sorumlusu çevrelerin
sırtına yıkılana kadar
mücadele edeceğiz.
Halit Narin:
Paketten memnunuz. İş
dünyası üzerine düşeni
yapmaya hazır.Her şey
rayına oturur.
olamaz. Ancak büyük bir tepki
alması söz konuşudur"dıyor
Nebioğlu. DİSK'ın uzman-
lannın haârladığı istikrar pa-
ketinde yer alan ilkeleri özetler-
ken iç borçlann ertelenerek za-
mana yayılmasını öngördük-
lerini vurguluyor. İç borçlanma
yöntcminin terk edilmesini ön-
gördüklerini anımsatıyor. Acil
olarak kapsamlı bir vergi refor-
mu yapılmasını öngören
DİSK'in *istikrar"paketinde.
sermaye kesimınin vergi yükü-
nün artınlması isteniyor. Özel-
likle de hiç vergilendirilmeyen
kayıt dışı ekonominin giderek
palazlanmakta olduğuna işaret
edilerek, çok düşük vergilendi-
rilen ya da hiç vergilendirilme-
yen sermaye kazançlannı elde
edenkrden, bir defaya mahsus
özel ek vergi alınmâsı öngorfi-
lüyor. Bütçe üzerindeki faiz
yükü ortadan kaldınlmadan
KİT'lerin kelepir fıyatına yerli
ve yabancı tekellere satı-
Imasının, parayı rantiyelere ak-
tarmaktan başka bir işe yara-
mayacağı vurgulanıyor. Krizde
görünmeyen en büyük kalem-
lerden birinın de, yaşanan sıcak
teröre bağb Güneydoğu'daki
ek harcamalar olduğunu anı-
msatarak, ülke bütünlüğü veçı-
karlan korunarak, siyasal çö-
züm üretebilmek ve terör önle-
nerek banşın sağlanmasının
önemli olduğu belirtiliyor.
'Hükümet Türk-Iş: Pakettophrnısalpatlamayaratır
inançlıve
bilinçli9
Sanayi kesiminde krizin en
yoğun yaşandığı tekstil işkolu-
nun, işveren sendikasının baş-
kanı Halit Narin, hükümet ve
pakete doğrudan destek veri-
yor. 'İnançlı ve bilincli' bir hü-
kümetle karşı karşıya bulunul-
duğunu söylüyor. Paketten, iş
dünyasının memnun kaldığını
belirtiyor.
Narin. dolann dozundan
fazla değer kazandığını, bunun
spekülatif olduğunu ve üretim-
le ekonomi ile doğrudan hiçbir
ilişkisi olmadığını vurguluyor.
"Ekonominin ürerme kabiliyeri
var. Ihracata yönlendirme yapı-
lacak, ber şey yavaş vavaş rayı-
na oturacak" diyor.
Narin, pakete ilişkin sadece
kayıt dışı ekonomi üzerinde
eleştiri getiriyor. Her şeyin ka-
yıt içi ekonomiye göre düzenle-
nip tedbirlerin ona göre alındı-
ğını. hükümetin kayıt dışı eko-
nomiye yönelik tedbirlerini açı-
klaması gerektiğini söylüyor.
Türkiye'de bugüne kadar gö-
rülmemiş bir destekle ekono-
mik paketin başanya ulaşması
için iş dünyasının üzerine düşe-
ni yapmaya hazır olduğunu sa-
vunarak bundan sonra alın-
ması gerekli önlemleri şöyle sı-
ralıyor:
"Türkiye üretimi ihracata
yönlenmeli. İthalat mutlaka
frenlenmeli. Artık çikita muzu,
bisküvi, lüks tüketim mallarına
bütün dünyanın yaptığı gibi sı-
nırlama gefirilmelidir. Lüks tü-
ketim malı ithalinde doğrudan
para aranmaları. banka kredisi
sadece üretime yönelik mal itha-
linde kullanılabilmelidir."
Narin. tekstil ve benzeri işko-
lu sanayilerin yaşadığı krize iliş-
kin ise dampinge karşı önlemler
alınmasını. Uzakdoğu ülkeleri-
nin mallanna Türkiye'nin kota
uygulamasını istiyor.
Paket açılmadan önce krize ilişkin soru- düşen yükü üstlenmesi koşulu ile işçi kesi-
lanmızı yanıtlayan Türk-İş Başkanı Bay- minin üzerine düşen özveriye hazır olduğu-
ram Meral, krizin, işyerlerinde küçülme. if-
laslar, daha çok kaçak işçi çalıştırma. işsiz-
îik, kamu kuruluşlannda kapatma ve sa-
tışlanru gündeme getireceğini vurguluyor-
du. Krizden çıkışta en önemli aracın ise her
alanda demokratikleşme olduğunu söylü- etti. Bayram Meral'in dün yeniden yaptığı
yor; özellikle kayıt dışı ekonominin vergi- değerlendırmede Türk-İş'in, ekonomik
lendirilmesi ve gelire göre vergı adaletinin bunalımm nedeni. bunalımdan çıkış konu-
lannda IMF'den. Dünya Bankası'ndan ve
koalisyon hükümetinden çok farklı düşün-
nu sık sık yıneliyordu. Ancak paketin açı-
lmasından sonra Türk-İş'in politikasında
çarpıcı bir değişim ve sertlik oldu.
Türk-İş, ekonomik paketin içindekilerin
uygulanmasına karşı sürekli eylem ilan
sağlanmasını istiyordu. Genel olarak da
kamuoyunda, işveren kesiminin. üzerine
GÖNÜLBORCU
Prof. Dr. Siyami Ersek İstanbul Göğüs, Kalp, Damar Cerrahi Merközi'nde by-pass
ameliyatımı başan ile gerçekleştirçn çok değerli ve müşfik insanlar
Sayın Doç. Op. Dr. AZMIOZLER,
Sayın Op. Dr. FUAT BİLGEN,
Sayın Op. Dr. FÎKRİ YAPICI,
SayınDr. AYKUT ŞERBETÇİOĞLU,
Sayın Dr. ARÎF TARHAIV'a;
anestezi uzmanı Sayın Dr. ASUMAN SÖZER'e ve ameliyathane hemşiresi Sayın
KADR^YE YILDIZ'a; Yoğun Bakım ünitesinin tüm değerli doktor ve hemşirelerine:
büyük bir titizlikle anjiyomu yapan
Sayın Prof. Dr. ÜMİT AKER
ile rahatsızlığım süresince beraber olduğum ve beni yönlendiren
Saym Kardiyolog Dr. ORYAL GÖKDEMİR'e,
hastahğım süresince yakın ilgilerini asla unutamayacağım değerli dostlanm
Kardiyoloji Şefi Sayın Dr. TUNA TEZEL ile
Kardiyoloji Şefi Saym Dr. HİKMET TEZEL'e;
devamlı yakın ilgilerini gördüğüm
Kardiyoloji Şefi Sayın Dr. ATİLLA ŞAMİLGİL'e,
Sayın Op. Dr. HÜSEYÎN ÇETİN'e, Saym Op. Dr. MURAT ALP KONUK'a;
aynca 2. Cerrahi'nin tüm doktor, hemşire ve diğer personeline; telefon ederek, çiçek
göndererek ve bizzat gelerek beni hatırlayan tüm akraba ve dostlanmıza içtenlikle
teşekkür ediyoruz.
Erol Erkut ve Eşi
düğü belirtiliyor. "Bu programa Türkiye'-
deki sermaye çevrelerinin \erdikleri destek
ve bağladıklan umut da, sorunun. bir ta-
rafta tüm halkımız diğer tarafta uluslara-
rası tekelci sermaye ile ülkemizdeki servet
>e sermaye sahipieri arasındaki bir saflaş-
manın ürümi olduğunu göstermektedir."
deniliyor.
Meral, bunalımm gerçek nedeninin, Tür-
kıye'de sermayenin üretken alanlardan
rant ekonomisine kayması ve vurgunculu-
ğun hızla yayılması, sermayenin uyguladığı
politikalar sonucunda müthiş
bir tüketim çılgınlığının, köşe
dönmeciliğin ve havadan para
kazanma anlayışının yayılması
olduğunu belirtiyor; terörün ve
ona bağlı göçün bunu hızlan-
dırdığını vurguluyor. 12 Eylül
sonrasında yatınmlann değil.
vurgunculuğun. köşedönmeci-
liğin dcstcklcndiği: hükümetle-
rin de buna seyirci kalması ile
bugün ülke tarihinin en büyük
krizi ile karşı karşıya kaldığını
anlatıyor.
Halkın çıkarlarına aykırı
Meral. hükümetin aldığı ka-
rarlann ise ülkemizin ve halkı-
mızın çıkarlanna aykın oldu-
ğunu: işsizliği. yoksulluğu, hu-
zursuzluğu yavgınlaştıracak bu
kararlann. bazı Latin Amerika
ülkelerinde gördüğümüz top-
lumsal patlamalan hazırlaya-
cağını vurguluyor. Türkiye'nin
ucuz işgücü cenneti haline ge-
tirileceğine işaret ederek 12 Ey-
lül hukukunu değiştirme vaadi
ile gelenlerin. 24 Ocak'tan daha
ağır bir istikrar paketini
halkımıza dayatmalannın
üzüntü venci ve düşündürücü
olduğunu söylüyor.
Meral. kendilcri için istikrar
programını kabul etmek ya da
meşru ve demokratik güçlerini
harekete geçirmekten başka yol
bırakılmadığını bildirerek süre-
siz mücadele karan aldıklannı
anımsatıyor. Meral, bunalımm
yükünün, bunalımm sorumlu-
su olan belirli çevrelerin sırtına
yıkılmasına kadar mücadele
edeceklerinı söylüyor.
ARAYIŞ
TOKTAMIŞ ATEŞ
Sopumluluk
Öyle günlere geldik ki herkes sorumluluğunun bilin-
cinde olmak zorunda ve bu sorumluluğunun gereğini
yerine getirmek durumunda. Oysa ki herkes sorumlulu-
ğunu başkasının sırtına atmaya çalışıyor, hiçkimse ken-
dini düzeltmeye çabalamıyor. Sorumluluğu bir başkası-
nın üzerine atmak kolay, ama bu durumda da o sorumlu-
luğun 'gereğ/'yerinegetirilemiyor. Birtoz-duman içinde
zaman geçiyor.
Her kurumun, her örgütün farklı bir sorumluluğu var.
Ama sonuç olarak 'sorumluluktan kaçma'nın getireceği
maliyetler, herkesi bağlıyor. Örneğin Türkiye'de yıllar-
dan beri ürettiğimizden fazlasını tüketiyorduk. Bireysel
olarak ürettiğinden fazlasını tüketmenin yolu borç bul-
mak ya da çalmaktır. Toplumsal olarak ise bunun tek
yolu borçlanmaktır. Zira günümüz dünyasında adama
kolayına 'çaldırtmazlar'.
Bir toplumun sürekli olarak ürettiğinden fazlasını tü-
ketmesi ve sürekli olarak borç bulması elbefte mümkün
değildi. Ve bu nedenle, eninde sonunda deniz tükene-
cekti. Bu koşullar altında tüketimi kısmaktan. yani tasar-
ruf etmekten başka çare yoktu. Ve bir toplumu tasarruf
etmeye zorlamanın iki yolu vardır. Ya vergi alırsınız ya
zam yaparsınız. Bu, iktidann yapısına, sınıfsal kökenine
ve beklentilerine göre belirlenecek bir karardır
Türkiye gerçekten, ürettiğinden fazlasını tüketiyordu,
ama tüketenler aslında toplumun ufak bir kesimi idi. Ge-
niş kitleler "Bir gün tüketim sırasının kendilerine gele-
ceği" umudu içinde avutulmaktaydı. Bu koşullar altında
'kemerini sıkması' ya da 'kemerı sıktınlması' gereken-
ler, elbette çok tüketenler olmalıydı. Ama olmadı. Ke-
merleri sıkanlar gene sorumlular' değil, sorumluluğu
ikinci dereceden olanlar oldu. Fedakârlık gene fukarı
kesimlere düştü.
Devleti yönetme sorumluluğunu' üstlenmiş olanlar,
ekonomikdurumun 'sorumluluğunu'yanhşadresteara-
mışlardı. Ama adresi karıştıranlar, sadece devleti yöne-
tenler mi? Keşke sadece onlar olsa. Adres karıştırma ve
sorumluluk bilincinden uzak olma. maalesef toplumu-
muzun hemen tüm kurumlarında var. Üniversitelerimiz-
de de siyasal partilerimizde de basınımızda da.
örneğin merkez soldaki dağınıklık ve bölünmüşlüğün
sorumluluğu hiç kuşkusuz SHP, CHP ve DSP'nin yöneti-
cilerindedir. Her ne kadar yönetıciler 'merkez so/kavra-
mından farklı şeyler anlıyor ya da anladıklarını iddia
ederek 'aynı şey/'söylemediklerini belirtiyorlarsa da bu
partilere oy veren insanlar arasında 'ciddi ayrılıklar' ve
'ciddi farklılıklar' bulunmamaktadır
Gerek SHP'Iİ gerek CHP'li ve gerekse DSP'Iİ seçmen-
ler aynı umut ve beklentileri paylaşmaktadırlar. Ozgür,
bağımsız ve laik bir Türkiye'de, sömürünün ve haksızlık-
ların ortadan kalktığı bir Türkiye'de yaşamak istemekte-
dirler. Fark tabanda' değil, tavandadır'. Ama eğer de-
mokrasi varsa, 'tavandakiler' de kendi açılarından
haklıdırlar. Herkes kendi kararmı kendi verir. Elbette so-
rumluluklarını da üstlenir.
Ancak Yaöanda/c/'insanların. merkez soldaki budağı-
nıklığa son vermek için çabalaması da doğaldır. Ben de
bu tür çabalara belli bir ölçüde katılmaktayım Taban
hareketi'dediğimiz birbaskıyla, bu konuda katkı yapma-
ya uğraşıyoruz.
Şu konuda birlikte çabaladığımız genç bir arkadaşımı-
zın, Bûlent Yapıcılar'ın, bu tür çalışmalarının CHP tara-
fından 'parti disiplini ile bağdaşmayan' hareketler ola-
rak tanımlandığını ve Bülent'in Disiplin Kurulu'na veril-
diğini duyunca çok şaşırdım. Eğer 'partililer' birleşme
konusunda çaba gösteremezse, birleşme nasıl sağla-
nır? Parti içi demokrasi olmadan, nasıl demokrasi mü-
cadelesi yapılır?
Aslında bir sürü konu şaşırtıyor beni. Kimi kurumların
ve o kurumları temsil eden insanların 'sorumsuzluk' ve
'aymazlıkları' karşısında kimi zaman soğukkanlılığımı
korumakta da zorlanıyorum. Hele kitle iletişim araçları-
nın sorumsuzluğu, inanılmaz boyutlara ulaşıyor. Adam-
lar masa başına oturuyorlar, istediklerini istedikleri gibi
karalıyorlar. Çoğuzaman tekzıp'kurumunuçalıştırmak
da mümkün olmuyor. Mahkemelere başvursanız, o da
ayrı bir dert.
Erol Mütercimler çok sevdiğim bir öğrencimdir. Bir
yandan Silahlı Kuvvetler'deki görevini yürütürken bir
yandan da Uluslararası İlişkiler'de doktora çalışmaları-
nı yürütür. Bu arada fırsat buldukça da özgün ve ciddi
araştırmalar yapar ve yayınlar.
Yeni yayımlanmaya başlayan bir dergi geçenlerde,
Erol'un ağzından bir şeyler yayımladı. Ancak ülke bü-
tünlüğü, Güneydoğu sorunu ve Türk dış politikasıyla ilgi-
li olarak, 'karşı çıktığı' ve kendınce mücadele ettiği ne
varsa, Erol'un 'görüşü' olarak yayımlandı. Ben de araya
girdim. Düzelteceklerini söyledıler, özürdilediler. Bugü-
ne kadar ses çıkmadı. Ama zaten düzeltseler ne olur,
düzeltmeseler ne olur? Kimilerinin kafasına bir soru işa-
retini soktular artık. Ne kadar büyük bir sorumsuzluk bu,
ne kadar büyük bir cüret...
Herkes sorumluluğunun bilincinde olmalı. Çok ilginç
günler yaşamaktayız. Hepimiz aynı sandalda gidiyoruz.
Batarsa birlikte batarız ve o zaman pişman olmak' için
çok geç kalınmış olur.
Işçiden Hazine y
ye bağış
SABtTHORASAN
KONYA - Konya Bayındır-
lık ve İskan İl Müdürlüğü'nde
çalışan üç işçi, "devletten
aldıkları maaşla evlerinin geci-
mini rahatiıkla sağladıkları"nı
iddia ederek ikramiyelerinı
Hazine'ye başşladılar.
Konyalı üç işçi Tansu Çiller
başkanlıjeındaki koalisyon hü-
kümetinin aldığı son ekono-
mik kararlara destek vermek.
ülkcnin ekonomik darboğaz-
dan kurtulması için bu karan
aldıklannı belirttiler. Kendile-
rinin de "çorbada bir parça
tuz'lannın bulunmasını iste-
dikleri için bu karara vardı-
klarını bıldiren 20 yılhk işçi
Ramazan Taşkın, 18 yıllık işçi
Ali jhsan Türkkan \e 2 yıllık
işçi Ö. Abdullah Kart, tüm mil-
letvekili ve bürokratlan ve işa-
damlannı da destek olmaya da-
vet ettiler. !30çalışanın bulun-
duğu Konya Bayındırlık ve
İskan İl Müdürlüğü'nde çalışan
Kart. Türkkan ve Taşkın kendi
müdürlüklerine verdıkleri di-
lekçede. 18 mavısta alacaklan
toplam 13 milyon liralık ikra-
miyelerini Hazine'ye bağışladı-
klarını bildirdiler.
Nevşehir'in Avanos ilçesine
bağlı Sanlar kasabasının
MHP'li Belediye Başkanı Nus-
ret Altıok, maaşının yansını
Hazine'ye bağışlayacaâını açı-
kladı.