Katalog

SAYFA CUMHURİYET 9 NİSAN1994 CUMARTESİ 12 DIZIYAZI ...ve 27 Mart'ın kaçınılmaz sonucu Sehremaneti'nden Büyükşehir Beledjyelerine... (1854-1994) OKTAY EKINCI Artık tartışılması gereken, Refahlı başkanlann neler yapacaklan değil, onları da 'yerel krallar'yapan çağdışı seçim ve belediye yasalarının ne zaman ele alınacağıdır 'Güçlüiktidaf azmlıkta 'güçsüzmuhalefet' çoğunlukta... Dızimızin bu son bölümü- nü kaleme alırken, gazetemıze ulaşan bılgılere göre Refah Partjsi hem An- kara Belediye Mechsi'nde, hem de Istanbul Belediye Meclisi'nde, aslı- nda 'azmlıkta' görünüyor. Ankara Büyükşehir Belediye Mec- lisi'nin 58 üyesinden sadece 14'ü Re- fah Partili. Meclis'te SHP 22. ANAP 12, DYP 6, MHP ise 4 üye ile temsil ediliyor. Yani, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanfnın, yasalar gere- ğince Iıesap vermeye sorumlu olduğu' belediye meclisındeki siyasi taraftar- lannın oy oranı sadece yüzde 24, ge- rektiğinde topluca' muhalefet edebi- lecek üyelenn oranı ise yûzde 76. Benzer şekilde._ (ve kesin olmayan sonuçlara göre) İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi'nın 174 üyesinden 75'i, Refah Partılı. Yani, yüzde 42'sı. Buna karşın ANAP'ın 58. SHP'nın 20, DSP'nin 17 ve DYP'nin 4 üyeüği bulunuyor ve bu üyeler de, yine Mec- lis'teki inuhaiefetin' toplam 'yüzde 5JTlik çoğunluğunu oluşturuyorlar. Tek kademelı seçim sisteminin ge- tirdıği ve yerel meclislerde İktidan azınlık, mıihalefeti ise çoğunluk' ya- pan bu sonuç, 27 Mart 1994 secimle- nnı hangı parti kazansa kuşkusuz yine değişmeyecekti. Ömeğin, Ankara'da başkanlığı 'kıl payı' kaçıran SHP adayı Korel Göy- men bugün başkan olsaydı, Meclis'- tekı siyasi desteğı ancak yüzde 38 ola- bilecekti. Aynı şekilde İstanbul'da Tayyip Erdoğan'ın 'en yakm rakibi' olan ANAP adayı tlhan Kesici ipi gö- ğüsleyebilseydi, belki ikı ya da üç meclis üyeligini de ANAP'ın almasıy- la, ancak yüzde 35"lerde bir Meclis ta- banına sahip olabilecekü. Dolayısıyla denebilir ki, aslında böylesi bir seçim sisterniyle ve böylesi bir Büyükşehir Beledıyeleri Yasası'- yla kim kazanırsa kazansın. kentleri- miz sonuç olarak "azınlık oylanyla krallık yetkilerini ele geciren' başkan- lann yönetiminde 'demokrasinin kale- leri' olacaku!.. Nasılçalışacaklar? Bugün, gerek Türkiye'deki 'laik' çoğunluğun en çok merak ettiği, ge- rekse dünyadaki demokrasiden ve çağdaşlıktan yana kesimlerin ilgiyle tartıştıklan soru. Refah Partili baş- kanlann 'yerel meclislerdeki azmuk konumlanyla' nasıl çalışabilecekleri- dir Sorunu -her nedense- sadece 'gi- yim, kuşam ve eğlence kültürü' açısın- dan tartışmayı daha önemli gören kimi 'modern' çevreler ise kamuoyu- nun gündemıne sürekli şu konuyu ge- tiriyorlar: "Refahlı belediyeler, kenti İran'a ya da Suudi Arabistan'a benzetecekler mi? İnsanların vaşam biçimlerine. giy- sîlerine ve laik kültür etkinliklerine müdahale edecekler mi? Hemen şunu belirtelim ki ne bü- yükşehir belediyeleri yönetimlerinin, ne de öbür belediyelerin, belde halkı- nın giyimine, kuşamına. yaşama tar- ana ve eğlence kültürüne kanşma haklan ve yetkileri yoktur. Dahası, örneğin sinemalarda hangi fılmlerin oynayabileceğine, özel tiyatrolann oyun programlanna. eğlence yerleri- nin türüne. açılış-kapanış saatlerine vb. gibi 'kent yaşamına' ilişkin konu- lara da, yine belediyeler fazla müda- hale edemezler. Görev kent hizmeti Yerel meclislerde ve toplumda azmlıkta olan şeriat düşüncesi, bundan böyle İstanbul ve Ankara'da, demokrasi yerine rantı düşûnen bir belediye yasasıyla iktidar erkini eliıîde mtacak. (Fotoğraf: KAAN SAĞ \N AK) Dolayısıyla bu yersiz tartışmayı da- ha fazla uzatmak, 'olmayan yetkfle- rin' anımsatılmasından başka hiçbir anlam taşımıyor. Ancak doğrudan 'Belediyeye ait' kültürel hizmet tesislerinde, yani şehir tiyatrolan, kültür merkezleri. sergi salonlan vb. gibi yerlerde söz ve karar hakkı ise hiç kuşkusuz belediyenin elindedir. öte yandan. gerek 1580 sayıh Bele- diyeler Yasası'nda, gerekse 3030 sayı- h Büyükşehir Belediyeleri Yasası'nda belediyelerin yetki ve görev alanlan- na giren konulann ağırhğı 'belde ve belde halkının gereksinmeleri" ıle 'kent hizmetleri' olarak belirlenmiştir. Bu gereksinmelerin karşılanması ve belde hizmetleri için gereken öncelik- lerin saptanması, plan ve programla- nn yapılması ve bütçenin buna göre belirlenmesi gibi temel' kararlar ise, kuşkusuz belediye meclislerinin yetki alanlanna giriyor. Ne var ki, dızimizin önceki gün ve dün yayımlanan bölümlerinde aynn- tılanyla sergılendiği gibi. özellikle 3030 sayıh yasa yüzünden. yerel mec- lislerin bu yetkileri 1984'ten bu yana 'etkisiz' kıhnmış durumdadır. Yani Refah Partili başkanlar, ken- di siyasi ya da 'kişiseP eğilimlenni. meclislerdeki 'azınlık konumlarından' hiç etkilenmeden kent hizmetlerine yansıtabileceklerdir. Örneğin, 'çağdaş ve laik kent' kav- ramlanna ters düşebilecek. kentlere ve kent yaşamına 'dinsel bir kimlik' kazandırmaya dönük imar uygula- malannı. yine 3030 sayıh yasadaki "monarşik yetkilerle" yaşama geçir- meyi zorlayabileceklerdir. Ya da ben- zer şekilde, yine metropollerdekı 'bü- yük oy depolarını' oluşturan yasadışı kentleşmenın daha da önünü açacak imar politikalannı da. 'Meclis'teki ço- ğunluk karşı çıksa bile' uygulama şan- sını bulabileceklerdir . Ve bütün bunlann yani sıra özel- likle 'büyük projeler, yatırımlar, ihale- ler' vb. gibi "akçeli hizmetleri' de. yine 3030 sayıh yasada 'padisahlık di\anı' şeklinde oluşturulan, tümü başkana bağh atanmış memurlarla toplanan 'encümenlerle' yürütebileceklerdir. Özetle ve sonuç... Osmanh'da kent hizmetleri kavra- mı, Fatih'ten itibaren 'kaddık düzeni' ile başladı ve 'mahalle imamlannın' da devreye girmesiyle 1850'lere dek sür- dü. Bu 400 yülık dönemde. yetkiler 'emin eüerde' idi. ama pek çok kentsel hizmeti de 'mahalle halkı, kendi ara- sındaki dayamşmayla' yapardı. 'Kom- şuluk hukuku' vardı. Yani. her şeye rağmen 'katüımcı' bir yerel yönetim düzeni söz konusuydu. Batılılaşma çabalanyla birlikte. kentlerin 'kişilere' değil, 'kurumlara' emanet edılmesi anlayışı ortaya çıktı. 1854'te kurulan 'Şehremaneti' dairesi. bu anlayışın bir ürünüydü \e bu kez 'halkın katılunının' karşılığı, yine aynı daıreye bağh olarak kurulan 'Şehre- maneti Meclisi' oldu. Cumhuriyet hükümeti. bu 'emaneti' yurt sathında sadece 389 belediye ile teslim aldı; ve her bin 'şehrenıini' ile BüyOksehlr ve llce beledlyelerinln görevlerl 3030 sayıhyasanm sağladığıgüç Madde 6- A) Büyükşehir belediyelerine ait görevler: a) Büyükşehir yatınm plan ve programlannı yapmak. b) Büyükşehir nazımimar planlannı yapmak, yaptırmak ve onaylayarak uygulamak, ilçe belediyelerinin nazımplana uygun olarak hazırlayacaklan tatbikat imar planlannı onaylamak ve uygulanmasmı denetlemek, c) Büyükşehir dahilindeki meydan, bulvar, cadde ve anayollan yapmak. yaptırmak, bakım ve onanmını sağlamak ve kanunlann belediyelere verdiği trafık düzenlemesinin gerektirdiği bütün işleri yürütmek, d) Yolcu ve yük terminalleri. katlı otoparklar yapmak, yaptırmak, işletmek veya işlettirmek, e) Çevre sağlığı ve korunmasını sağlamak. 1,2 ve 3'üncü sınıf gayri sıhhi müesseselerin açılış ve çahşmalanna ruhsat vermek, f) Yeşıl sahalar, parkJar ve bahçeler yapmak. sosyal ve kültürel hizmetleri yerine getirmek, spor, dinlenme, eğlence ve benzeri yerleri yapmak, işletmek veya işlettirmek, g) Büyükşehir dahilindeki su, kanalizasyon, her nevi gaz, merkezı ısıtma ve toplu taşıma hizmetlenni yürütmek ve bu amaçla gerekli tesislen kurmak, kurdurmak, işletmek veya işlettirmek, h) Yıyecek ve içecek maddelerinin tahlillerini yapmak üzere laboratuvarlar kurmak ve işletmek, i) Mezarlık alanlannı tespıt ve tesis etmek ve işletmek. j) Çöplerin ve sanayi atıklannın toplanma yerlerini belirtmek, değerlendirilmesi ve imhası ıçin gerekli tesislen kurmak, kurdurmak, işletmek veya işlettirmek, k) Meydan, bulvar, cadde, yol ve sokak isim ve numaralan ilebunlar üzerindeki binalara numara verilmesi işlerini gerçekleştirmek. 1)Toptancı halleri ve mezbahalar yapmak. yaptırmak, işletmek veya işlettirmek. mi İtfaiye hizmetlenniyürütmek. patlayıcı ve yanıcı maddeler üreten ve depolayan yerleri tespit etmek, fabrikalar ve sanayi kuruluşlannın bulundurmalan zorunlu olan yangın söndürme veçevre sağlığına ilişkin araç. gereçve tesislen tespit etmek ve bu kuruluşlan denetlemek, n) İlçe belediyeleri arasındaki ihtilaflarda, zabıta veya diğer belediye hizmetlerinin koordinasyonunu sağlamak. o) Büyükşehir çapında ortak fınansman ve yatınm gerektiren hizmetlerin gerçekleştirilmesini sağlamak, p) Büyükşehir beledıyesince ışletılenalanlarda zabıta hizmetleri ile diğer belediye hizmetleri ve ruhsat verme ışlemlenni yürütmek. CUMHUWYHDÖNBVİ İSTANBULBafflİYE 1- Haydar Bey (Vali ve Şehremını Vekili) 15 Nisan 1923 - 8 Haziran 1924 2- Emin Erkul (Şehremini) 8 Hazi- ran 1924 -12 Ekim 1928 3- Muhittin Üstündağ (Vali ve Bel. Reisi) 14 Ekim 1928 - 4 Aralık 1938 4- Lütfı Kırdar (Vali ve Bel. Reisi) 8 Aralık 1938- 24 Ocak 1949 5- Halıık Nihad Pepeyi (Vali ve Bel. Reisi V.), 4 Eylül 1949- 8 Aralık 1949 6- Fahrettin Kerim Gökay (Vali ve Bel. R.) 24 Ekim 1949 - 26 Kasım 1957 7- Kemal Hadımlı (Vali ve Bel. Reisi Vek.) 12 Temmuz 1957-5 Ekim 1957 8- Mümtaz Tarhan (Vali ve Bel. Rei- si Vek.) 29 Kasım 1957 - 11 Mayıs 1958 9- Ethem Yetkiner (Vali ve Bel. Reisi Vek ) 14 Mayıs 1953 - 24 Aralık 1958 10-Kemal Aygün (Bel. Bşk.) (İlk kez seçimle) 25 Aralık 1958 - 27 Mayıs 1960 11- Gen. Refik Tulga (Vali ve Bel. Reisi Vek.) 27 Mayıs 1960- 14Hazi- ran 1960 12- Kur. Alb. Şefik Erensü (Bel. Bşk.) 14 Haziran 1960 - 24 Eylül 1960 13- Gen. Refik Tulga (Vali ve Bel. Bşk.), 24 Eylül 1960-26 Şubat 1962 14- Kur. Yrb. Turan Ertuğ (Bel. Başk. Vek.), 27 Şubat 1962 - 16 Mart 1962 15- Kamuran Görgün (Bel. Bşk), 17 Mart 1962-30 Ocak 1963 16- Kadri tlkay (Bel. Başk. Vek.), 8 Haziran 1962 - 22 Haziran 1962 17- Niyazi Akı (Vdfi ve Bel. Reisi Vek.) 31 Ocak 1963 - 28 Şubat 1963 18- Necdet Uğur (Bel.Bşk) 28 Şubat 1963-9 Aralık 1963 19- Haşim lşcan (Bel. Bşk). 10 Arahk 1963-11 Mart 1%8 20- Faruk Ilgaz (Bel. Bşk. Vek.) 12 Mart 1968 - 6"Haziran 1968 21- Fahri Atabey (Bel. Baş.) 8 Hazi- ran 1968-9 Arahk 1973 22- Ahmet İsvan (Bel. Bşk.) 14 Arahk 1973-11 Arahk 1977 23- Aytekin Kotil (Bel. Bşk.) 14 Arahk 1977 12 Eylül 1980 24- tsmail Hakkı Akansel (Bel. Bşk.), 12 Eylül 1980 - 30 Ağustos 1981 25- Ecmel Kutay (Bel. Bşk), 30 Ağustos 1981-24 Eylüll 982 26- Abdullah Tııtıl (Bel. Bşk), 24 Eylül 1982-25 Mart 1984 27- Bedrettin Dalan (B. Şehir Bel. Başk.) 25 Mart 1984-26 Mart 1989 28- Nurettin Sözen (B.Şehir Bel. Başk.) 26 Mart 1989 - 27 Mart 1994 29- Recep Tayyip Erdoğan (B.Şehir Bel. Başk.), 27 Mart 1994 yönetilen, aynca yerel meclisleri de bulunan bu belediyelerden yine sade- ce 20 tanesinde icme suyu şebekesi de- nebilecek bir düzen vardı. Elektrik şe- bekesi bulunan belediye sayısı ise 4'tü. 1930 tarihli 1580 sayılı Belediye Yasası'yla. Şehremaneti düzenine daha çağdaş ve 'demokratik' bir ıçenk getirildi. Cumhunyet'ın temel ilkele- riyle bıçimlenen bu yasa, 64 yıl sonra bugün bile 2700'e yakın belediyenin çahşma kurallannı belirliyor. Erdoğan ne yapacak 1984 tarihli 3030 sayıh Büyükşehir Belediyelen Yasası ise gerek yerel meclisin etkisini ve işîevini 'budaya- rak\ gerekse belediye başkanına 'Cumhurbaşkanı ve Başbakan'da bile bulunmayan' sınırsız ve denetimsiz yetkiler tanıyarak, bir anlamda '140 yıllık emanete' ihanet etti. Yerel yöne- timlerdeki 'demokratikleşme süreci' ters yüz edılerek. *Şehremaneti'nden önceki dönemlere' hatta daha gen de- nilebilecek bir 'kadılık düzenine' or- tam hazırlandı. Şimdı. örneğin İstanbul Büyükşe- hir Belediye Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Fatih'in İstanbul'a 1454 yı- lında kadı olarak atadığı Htzır Bey Çelebi'den 540 yıl sonra, bu görkemli kentin '504. kadısı' olarak, 3030 sayıh yasanın kendisine sunduğu 'krallık koltuğuna" oturuyor. Bundan sonra tartışıhnası gereken şey, Recep Tayyip Erdoğan'ın bir 'kadı' gibi mi yoksa 'çağdaş bir beledi- ye başkanı' gibi mi o koltukta oturup oturmayacağı değildir. Asıl tartışılması gereken. yerel yö- netimlerde 'demokratikleşmenin, uy- garlığın ve çağdaşlaşmanın' en büyük engellerinden biri olan 3030 sayıh ya- sanın 'demokrasiye inanan' diğer par- tiler tarafından daha ne kadar yürür- lükte tutulacağıdır?.. BİTTİ POLITTKA VE OTESI MEHMED KEMAL Şiip ve 5 Nisan... Bu da ülkenın yönetim tarihine, "5 Nisan Kararları" diye geçecektir; öncekinin adı "24 Ocak Karar/an"ydı. Devletzamyapar, '7caz/jjf/"sineyeçekilir. Buzamlarla ekonomi düze çıkacaksa helal olsun! Ama biz ne zamlar ne paketler gördük de gene düzlüğe çıkamadık, yoku- şun başında çatladık. Hayvan da acemiydi, binicisi de... Tırıs mı gidiyorduk, rahvan mı belirsizdi. Şimdi zamların sırtına yüklendiği hayvandan bir tek şey isteniyor: özve- ri! Bu filmi anımsadınız mı? Her sıkışıklıkta gösterime girer. Hayvanın ya eyeri sıkar ya üzpngisi batar ya da gemi kayar. Mutlaka bir sakarlığı tutar. Benim için hiç de şaşırtıcı bir olay değildir. Iktidarlar, ekonomide batağa saplandıklarında halka acı reçeteler sunarlar, bu da onlardan biridir. Hasta, reçetedeki ilacı alır, ölecekyerdesürünür. "Bunu daha öncedeyutmuş- tum"diye hekimin yüzüne bel bel bakar. Hekim de has- taya bakar. Bakışırlar. ilacın dozu, Amerikan Doları'na bağımlıdır. Yuttukça ateşyükselir... Artık Amerikan Doları "ulusalpara"gibi- dir. Berber çıraklarından, kahveci, bakkal çıraklarına kadar hizmetin en ucunda bulunanlar, bahşişin Ameri- kan Doları bulvarından geçtiğini bilirler. Bu Amerikan Doları'nın erdemine, ikinci Dünya Savaşı'ndan sonra Amerikan yardımı gelince inanmıştık, şimdi bir daha inanıyoruz. O yıllarda kapıcılar, dolar bozdururlardı. Be- reket, kur düşüktü de bu kadar acıtmazdı. Bir Amerikan Doları, üç Türk Lirası var yoktu, o kadar. Bakıyorum her şey "dolara endeksli"... Bir endeksli- dir gidiyor. "Buna da alışırız" diye düşünürken elime Ersin Salman dostumuzun "Misafir Terlikleri" adlı şiir kitabı geçmez mi? Hanım düşünür, gazetede arkadaşlar kara yasa bürünürken bu "Misafir Terlikleri", şeker gibi geldi. Ucuzluk, pahalılık, dolar, endeks düşünmeyecek- tim! Kitabın kapağını çevirdim, kırmızıya çalan bir mü- rekHeple yazılmış şu satırlar vardı: "1 Nisan 1994, 53'- ünden sonra şiir kitabı yayınlayanı bilmem ne paklar? Ve bilmem, bu kitaptaki şiirleri nasıl bulacaksın?" Benim bu şiirleri nasıl bulacağım sonraya kalsın da Oğlak Yayınları, şiirleri nasıl buluyor, ona bakalım: Ön- celeri bir şirketle, trapezci olmak isteyen, sonra sonra tiyatroculuğa, ressamlığa ve heykeltıraşlığa fit olan, ama ne konservatuvara ne de güzel sanatlar akademi- sine gitmesine izin verilen, çaresiz iktisat okumak zo- runda kalan, ama asla iktisatçı olmayan "Bir şairin ilk şiir kitabı... Şiirler otuz yıldır daktiloyla, mikrofonla, ka- merayla, bilgisayarla yazarak, çekerek, çizerek yaşan- mış. Sozcükler, sesler, görüntülerle örülü bir hayatın içinden sesleniyor. Sanki acemi bir vakanüvis, tarih dü- şüyor." Şiir kitabının adı da kitabın ilk şiiri de Misafir Terlikleri! Daha ilk satırlarda dili zehir gibi bir heccavla karşılaşı- yoruz. Bu dil NefT den tutun da Eşref'e, Neyzen'e dek uzanıyor. Misafir Terlikleri, Memurin Kanunu'nun önsö- zü gibi, her ayağa uyan terlikler... Kitabın başlıklarını sevdim. Sırt sırta dizseler, başlık- ları sanki birkaç şiir daha eder. Dizelerde bir dünya gez- gini gibi dolaşıyorsunuz. Kısa şiirlerde, şiirin dizelerle yazıldığını biliyor Eksikleri de var, fazlaları da var. Belli; gezmiş, dolaşmış, severek bakmış, ne iyi!.. Şiirde destan dönemi bitmiş gibi geliyordu bana, oysa yaşıyor. "Bir Askere AbiasındanMektup", "DavulÇalan Adam", "Pasaport"adlı şiirler, birerküçük destan gibi... Menkul Değerler şiirinde şöyle diyor: "Dinlelpara ko- nuşuyorlar - Herkes I her yerde I her masada I paradan söz ediyor I Eskiden ayıptı bütün bunlar I ayıptı para ko- nuşmak." Borsa, kambiyo, menkul değerler dildendüş- müyor. Ya dolar ya mark! Orak / çekici / kırdı. "Köylülük rüzgârları esiyor tutup parçalanmış bayrakları saçlarından yerlerde sürüyerek Gözü dönmüş çığlıklarla kabaran ve sonra sanki hiçbir şey olmamış gibi pörsüyen gelgitlerin terk ettiği . şirket leşleri yüzüyor borsa sahillerinde" Şiir, yitiremediğimiz bir arkadaştır; hemen, her za- man yani başımızdadır BULMACA SOLDANSAĞA: 1 2 3 4 5 1/ Pislik çukurlannın bo- şaltılmasında kullanılan depolu araç. 2/ Mesaj... Sazın en ince ses veren te- li. 3/ Çok küçük boyutla- nn ölçülebilmesini sağla- yan düzenek. 4/ Ateş... Bir bağlaç... Su. 5/ Tifo gibi baa hastalıklara eş- lik eden kas zayıflığı. 6/ Birçıkar sağlamak için is- tenildiği gibi kullanılabi- len kimse... Yapının ya da arsanın boyutlannı ve sırurlannı gösteren harita. 7/ Vata- nı Kuzey Amerika olup son yıllar- da yurdumuzda da yetiştirilen bir çeşit ceviz ağaa. 8/ İtaîya'nın en uzun ırmağı... Büyük atardamar. 9/ Yahtım. YUKARmAN AŞAĞIYA: 1/ Vişne ile kirazın melezlenmesiy- le elde edilen meyve... Matematiİc- te kullanılan sabit bir sayı. 2/ Vila- yet... Hücre dokusunun aşın yağ yüklenmesiyle behrgin marazı du- rum. 3/ İnsanın Tann'dan çıkıp tekrar Tann'ya döneceğini konu alan tekke edebiyatı şiir türü. 4/ Tanntaıumaz... Genellik- le bayramda konuklara ikram edilen bir tür kokulu cörek. 5/ Budizm'de nıhun ulaştığı en yükşek aşamaya verilen ad. 6/ Ha- vadaki su buhan... Kuran'da bir sure. 7/ Osmanlı devletinin Rumeli'deki eyaletlerinden biri... Dahil... Rey. 8/ İkiyüzlülük... Kj\ırcık bir saç biçimi. 9/ Yayh bir çalgı... Tunus'un plaka işa- retı. T.C. PENDtK ASLtYE BÎRİNÇt HUKUK MAHKEMESİ Hâkim: İsmet Yıldınm 18570 Zabıt kâtibi: M. Kemal Keskin 363 Esas No: 1993,94 Karar No: 1994 137 Karar Tanhi: 22.3.1994 . Davaa Arsa Ofısi Genel Müdürlüğü tarafından davahlar Cahil Ülkealan, îlyas Çiçek aleyhine mahkememizde açılan 2942 sayılı ya- sanın 16 maddesıne göre tesal davasının yapılan açık duruşması so- nunda: Mahkememızden venlen 22 3.1994 gün ve 99394 esaş 1994)137 karar sayılı ılamımız ile davahlann hissadar bulunduklan İstanbul ili Pendık ilçesi Kurtköy köyü mevkiinde kain bulunan 6 pafta 1437 parsel sayılı taşınmazda davalılara isabet eden 320'57700 hissenin toplam 54.928 TL"si karşıhğında davaa Arsa Ofısi Genel Müdürlüğü adına tapuya tesaline karar venlmıştır. Mahkememiz tarafından adresi tespit edilemeyen ve duruşma gü- nü ve saati ilanen teblığ edilen davalılar. Cahil Ülkealan-İlyas Çiçek tarafa karanmız davetiye yerine kaim olmak üzere ilanen tebliğ olu- nur. 31.3.1994 Davalının en son adresi ve istnı: 1-Cahil Ülkealan: Hılmı oğlu Talatpaşa Caddesı Aslan Apartmara^SS^. Maltepe/ Kartal ' 2-İlyas Çiçek: İlyas oğlu Mevlana Caddesi 54/A Gebze Basın: 24169