Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
30 NİSAN1994 CUMARTESİ CUMHURİYET
HABERLER
23 Nisan
törenleri
• İstanbul Haber Servisi-
Elverişsiz hava koşullan
nedeniyle ertelen 23 Nisan
LJlusal Egemenlik ve Çocuk
Bay ramı gösterileri, dün Ali
Sami Yen Stadı'nda yapıldı.
Gösterilere İstanbul Valisi
Hayn Kozakçıoğlu,
Büyükşehir Belediye Başkanı
Recep Tayyip Erdoğan, l.
Ordu Komutanı Orgeneral
Hikmet Bayar ile askeri ve
mülkü erkân katıldı. Saygı
duruşu ve İstiklal Marşı'nın
okunmasıyla başlayan tören,
1696 öğrencınin üç grup
halinde katıldıklan
gösterilerle devam etü. 23
Nisan'ı anlatan şiirlerin
eşliğinde süren gösterinin
ardından, bütün gruplar
dünya banş ve kardeşliğini
simgeleyen "Sev Dünyayı"
adlı şarkıyı söylediler.
Gösteriler. "23 Nisan Marşı"
nın seslendinlmesiyle sona
erdi.
Holıtren
tarifesi değişti
• ANKARA(AA)-
Ankara-İstanbul arasında
gündüzkarşıhkh sefer yapan
Boğaziçi Ekspresi'nin
tarifesi, ara yerleşim
merkezlerindeki yolcu
talepleri dikkate alınarak
değiştirildi. TCDD Genel
Müdürlüğü Basın ve Halkla
İlişkiler Müşavirliği'nden
yapılan açıklamaya göre. l
mayıs pazar gününden
itibaren Boğaziçi
Ekspresi'nde seyahat edecek
yolcular için ekspres tren
ücretialmacak.
Ankara-Haydarpaşa
arasmdaki ara istasyonlarda
da duracak olan Boğaziçi
Ekspresi. Ankara'dan saat
08.10'da hareket edecek ve
I6.25"te İstanbul
Haydarpaşa'ya varacak.
Boğaziçi Ekspresi
Haydarpaşa'dan da saat
14.55'tekalkacak ve
Ankara">a23.l0'da
ulaşacak. Açıklamada, l
mayıs tarihinden itibaren
Ankara-Eskişehir ve
Eskişehir- Arifıye arasında
işletılen mahalli trenlerin
yolcu azlığı veekonomik
koşullar nedeniy le seferden
kaldınldığı bildirildi.
GJretîm üyesi
dövüldü
• Haber Merkezi -Akdeniz
Ünıversitesi Fen-Edebiyat
Fakültesi Kurulu. Prof. Dr.
Çağaıay Ergenekon'unsınıf
geçemeyen bir öğrenci ile
babası larafından
dövülmesini protesto etti.
Fakülte tarafından
yayımlanan kararda, öğretim
üyesine yönelik-saldın
şiddetle kınanarak "'Görevi
öğretmek, genç kuşaklara
çağdaş bilgileri aktarmak ve
geleceğin daha uygar ve ileri
bir Türkiyesi'nin oluşumuna
katkıda bulunmak olan
öğretim üyelerine yönelik bu
davranışlar hem üzücü hem
de çok düşündürücüdür"
denildi.
Dirim'den
açıklama
• Haber Merkezi - Türkiye
Yayıncılar Birliği Başkanı
Aygören Dirim.
kuruluşlannın dünkü
sayımızda yer alan \ e
kitaptan alınan KDV'nin
düşürülmüş olmasına
yönelik eteştirilerinin bazı
yanlış yorumlara neden
olduğunu açıkladı. Dirim,
kitabın maliyeti sırasında
odenen yüksek oranlı
KDV'nin. kitabın satışı
sırasında yüzde 8'e indirilen
oranla mahsup edilmesinin
mümkün olmadığını, bu
nedenle mahsup edilemeyen
KDV tutannın maliyet
içinde kalarak kitap fıyatına
yansıtılması zorunluğunun
belirtilmek istendiğini
vurguladı. Dirim,
kuruluşlannın kağıttan
alınan KDV'nin
düşürülmesine karşı
olmadığını da açıklamasına
ekledi.
Üretim azaldı, işçi çıkarmalar başladı. Yerli fırmalann teker teker kapanacağı öne sürüldü
îlaçsanayiindebunahm
BIZMKOY
MahmutMakal
13. bası 50.000 (KDV içinde)
Çağdaş Yayınları Türkocağı Cad.
39-41 Cağaloğlu-İstanbul
• Yerli sermaye ile
kurulan 54 ilaç
fırmaşınm üye olduğu
Türk İlaç Sanayii
Derneği Genel Sekreteri
Fatoş Çağlayangil,
ekonomik paket
sonrasında yerli ilaç
sanayiinin son derece zor
durumda olduğunu
belirtti.
YL'SUFÖZKAN
ANKARA - Ekonomik pa-
ket, ilaç sanayiini de vurdu. "5
Nisan Kararlarf'nın ardından
gelen yüksek zamlann girdileri
arttırması. döviz kurlanndaki
yüksek artışın hammadde alı-
mını etkilemesi ve ilaç piyasa-
sında paranın dönmemesi.
özellikle yerli ilaç fabrikalannı
bunalımın eşiğine getirdi. İlaç
firmalannda üretim azaltılarak
işçi çıkanlmaya başlanacağı
bildirilirken, sağhk çevreleri.
gelişmelerin, ilaçta tekelleşme-
ye neden olacağına dikkat çek-
tiler.
Tamamı yerli sermaye ile ku-
rulan 54 ilaç firmasının üyesi ol-
duğu Türk İlaç Sanayii Derneği
Genel Sekreteri Fatoş Çağ-
layangü, ekonomik paket son-
rasında yerli ilaç sanayiinin son
derece zor durumda olduğunu
belirterek "Gümrük birUği ve
patentle kapatümaya çalışılan
yerli fırmalar, bu bunalımla ka-
panabilir" dedi. Sorunlarla ilgili
acil toplantılar yaptıklannı an-
latan Çağlayangil, ilaç piyasa-
sında paranın dönmemesi yü-
zünden sektörün zor durumda
olduğunu belirterek, şunlan
söyledi:
İEİS Yönetim Kurulu Başkanı Kaya Turgut
'îlaç endüstrisi küçülerekyaşayacak'
İstanbul Haber Servisi-; İlaç \e Kimya Endüstrisi
İşverenlerSendikası(İEİS). ülkenınbugüniçine
düştüğü ekonomik darboğaza. 1987'denbuyana
düzeltileme\en hatalı tutum. radikal v c hayati
tedbırlerin zamanında alınama> arak ertelenmesı
sonucu gelindiğini vurguladı. Sendika Yönetim
Kurulu Başkanı Kaya Turgut, bugünkü güç
dönemden ilaç sanayinin de payına diişeni
fazlasıyla aldığını belirterek "'küçülerek
yaşayabilecekleriııi" söşledı. İlaç ve Kımya
Endüsırisi İşverenlerSendikasıdün"Son
ekenomik gelişmeler karşısında ilaç endüstrisinin
durumu" konulu bir basın toplantısı düzenledi.
İEİS Yönetim Kurulu Başkanı Kav a Turgut
şunlan söyledi: "Hiçbir karşı gelir sağlanamadığı
halde ithalat 1993 >ılı sonu 30 mil>ar dolar
seviyesine ulaşı>or. ülke ithal malları bolluğu
vaşanan İü/umsu/ >e ekonomiye katkısı
obnayan mallar cenneti haline geliyordu. 1993'te
ise ihracal 15.3 milyar dolar seviyesinde
kalıyordu. 1989 yılında yüzde 74.6 olan bu oran
1993'te yüzde 52.2'yeduşmüştür. Veböylece dış
ticaret açığı 1993'te 13.3 milyar dolara erişmiş-
tir." Son gelmen noktada TL karşısında kurlann
patladığına dikkati çeken Kava Turgut. ilaç
sanayıniniçgirdilenndeveyardımeısanavi
kuruluşlannda büyük fıyat artışlan oluştuğunu.
ödeme vadelerinin kısaldığını \e pek çoğunun
peşınsatışlaradöndüğünü vurguladı. Kaya
Turgut. sektörde bütün madde ve ambalaj
malzemelerinin yüzde 67'den başlamak üzere
yüzde 190oranına kadar artış gösterdiğini
belirterek şöyle konuştu: "Bugün kredi
bulunamaz, bulunan kredi kullanılama/ ve
kullanüan kredinin maliyeti kaldırılamaz
duruma gelindi. Bu durum karşısında önceden
hükümete önerilen önlemler şimdi endüstriye
önerilmektedir. Artık endüstrimiz küçülerek
yaşayabilecektir. Endüstri gerekli masraflar
dışında tüm tasarnıf önlemlerini alacaktır.
Finansal > apısını güçlendirecektir. Vadeli mal
sarmayacaktır. Asgari stok seviyesjnde
çalışacaktır. "İEİS Bılım Kurulu Üyesi Doç. Dr.
Öztin Akgüç de Türkıye'nin ağır bir iç ve dış borç
yükü. \ üzde 15'e yaklaşan açık ve gizli işşiz oranı
\e net rezen açığı ile bunalıma girdiğini belirtti.
Akgüç. " Tiirkive'nin bu bunalımdan çıkabilmesi
için ktsa dönenıde Hazine'nin nakit dengesini
sağlaması, cari işlemler açığını daraltması, dış
ödeme güçlüklerini hafifletmesi, uzun bir sürede
de yurtiçi tasarruflarını arttırarak birikimleri
üretken yahrımlara >öneltmesi gerekir" dedı.
"Firma ilaçtan en fazla yüzde
20 kar ediyor. Sanayinin geçen
yılki ortalama karı yüzde 1.2 ol-
du. Firnıa depoya iskonto yapı-
yor, eczacıya iskonto yapıyor.
Bunun > anında depo da eczacıy a
iskonto yapıyor. Eczane karı
yüzde 4ü'lara ulaşıyor. Depola-
rın en az 1 yıllık stoklan var.
Nasılsa yeni fiyat gelir diye bek-
liyorlar. Oysa ilaç sanayiinin
sürşarj hakkı yok.Eczacilar.sat-
tıkları ilacın parasını de>letten
alamıyorlar. Bu nedenle piyasa-
da para dönmüyor. Bu da sektö-
rüetkiliyor."
Yüksek zamlann girdilen et-
kilemesi \e dö\ iz artışı nedeniy-
le hammadde ahmıntn zorlaş-
masının sektördeki krizı doru-
ğa lırmandırdığını vurgulayan
Çağlayangil. yerli sanavının
avakla kalabilmck için tasarruf
önlemlerıne başvurduğunu ve
satiş elemanlarının üçte ikisınin
işten çıkanldığını. servisteki
araç sayısında \e yemeklerde
kısıntıya gidildiğıni anlattı.
Üyelennın çoğunluğu yabancı
fırmalardan oluşan İlaç En-
düstrisi İşverenler Sendikas:
(İEİS) Genel Sekrcter Yardım-
eısı Feridun Güray da yerli fir-
maların olduğu kadar yabancı
fırmalann da zor durumda ol-
duğunu belirterek. üretimı
azaltmava ve işçi çıkartmaya
giden fırmalann bulunduğunu
söyledi. İlaç maliyetıni etkile-
\en cn büyük eıkenin hammad-
de fıyatlan olduğunu kaydeden
Güray. yılbaşından bu yana
dövizdeki yüksek artışa karşın.
aynı rakamlann ilaç fıyatlanna
yansımadığını savundu. Ocak
a\ ından bu yana girdilerdc yüz-
de 85 ile yüzde 145 oranında
artışlar olduğunu vurgulayan
Güray. sorunlann büyüklüğü
karşısında sanayinin çcşitli ön-
lcmlere baş\ urduğunu söyledi.
Türk İlaç Sanayii Derneği
Genel Sekreteri Fatoş Çağla-
yangil, sektördeki bunalımın
giderek büyüdüğünü ve yerli
fırmalann teker teker ortadan
kalkacağını yineleyerek, acil
önlem alınması gerektiğini be-
lirtti. Bankalann. yerli ilaç fir-
malannın kerdi borçlannı don-
durmasını isteyen Çağlayangil,
şöyle konuştu:
"İlaç hammaddesi dövize en-
deksli ve yurtdtşından gelivor.
Hammadde için farklı döviz ku-
ru uygulansın. Hammadde dışa-
lımında kolaylık sağlansın. Ge-
nel sağlık sigortası uygulaması-
na bir an önce geçilerek halkın
sırtından ilaç yükü kaldırılsın."
'Fiyatlar serbest kalsın'
Çağlayangil, ilaç fıyatlarının
serbest bırakılması gerektiğini
de vurgulayarak "Fiyatların
serbest bırakılması hem ilaçta
ucuzlama\ ı getirir, hem de birta-
kım kırtasiye giderlerini ortadan
kaldırır" diye konuştu. Çağla-
yangil. yerli fırmalann kapan-
ması durumunda, pivasanın
yabancı fırmalara kalacağını ve
bundan halkın olumsuz ctkile-
neceğini öne sürdü.
İlaç üreticüerinin de satışlar-
da iskonto verilrhemesi. mal
fazlası uygulamasının kaldınl-
ması. peşin satışlarda iskonto
uygulanmaması. vadeli satış-
larda vadenın 40-50 gün olması
\e bütün promosyon faalıyetle-
rinde tıbbi lanıtım ilkelerine
uyularak giderlerin ve faaliyet-
lenn olduğunca azaltılması ko-
nulannda görüş bırliğine \ardı-
klan belirtildı. Sağlık çe\releri.
yerli fırmalann bunalıma daya-
namamalan durumunda. piya-
sada bir tekelleşme yaşanacağı
endişesini dilc getirdilcr.
Nurettin Sö/en, Ergun Göknel, Halil Bi/nıtn ve 6 İSKİ yöneticisininyargılandığıdavadamahkeme,heyettekideği-
şiklik nedeniyle kararın bir sonraki dunışmada verilmesini kararlaştırdı. Dünkü duruşmada, Ergun Göknel ve eşi
Feray Göknel'in zaman zaman duygulanarak gözlerinin yaşardığı görüldü. (Fotoğraf: H ATİCE TUNCER)
Klor davasında karar 15 mayısa ertelendi
İstanbul Haber Servisi- İSKİ'ye yüksek fiyatla klor almdı-
ğı gerekçesiyle İstanbul eski Büyükşehir Belediye Başkanı-
Nurettin Sözen. İSKİ eski Genel MüdürüErgun Göknel ve
ışadamı Halil Bezmen ile 6 İSKİ yöneticisi hakkında açı-
lan dava, karar verilmesi için 15 mayıs tarihine ertelendi.
İstanbul 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nde dün yapılan ve Er-
gun Göknel'in eşi Feray Göknel. diğer tutuklu sanıklar
Ziya Kurtaran \e Ahmet Haluk Berksoy'un yakınlanyla
kalabalık bir izleyıci grubunun katıldığı karar duruşma-
smda son savunmalar yapıldı. Ergun Göknel, Ziya Kurta-
ran ve Ahmet Haluk Berksoy ile Feray Göknel'in zaman
zaman duygulanarak gözlerinin yaşardığı duruşmayı ka-
labalık bir gazeteci topluluğu da izlerken ATV salon dışın-
dan canlı yayın yaptı. Nureltin Sözen'ın avukaüan, savcı-
lığın Sözen hakkında "beraat" kararı verilmesini isteyen
esas hakkındaki görüşüne uyulmasını istediler. Davanın
tuluklu sanıklarından Ergun Göknel'in avukatlan ise klor
alımında herhangi bir usulsüzlük olmadığını. ihale koşul-
lan oluştuğu anda bu işlemin sanıklann isteğiyle gerçek-
leştırildiğini ve suçun unsurlannın oluşmadığını belirttiler.
Göknel'in suç ışlcmek için "icrai hareketlere'" bilc başla-
madığını belirtcn savunma a\ukatları bcraal kararı veril-
mesini istediler. 19 ağustos tanhinden itibaren tutuklu bu-
lunduğunu anlatan Göknel. beraat karan verilmesini iste-
di Diğer lutuklu sanıklar Ziya Kurtaran ve Ahmet Haluk
Berksoy "un avukatlan da. ilcri sürülcn suçun unsurlannın
oluşmadığını vc müvckkillerınin lulukluluk hallerinın gö-
zönüne alınarak tahliyc ve bcraal kararı verilmcMnı istedi-
ler. Mahkeme. sasunmalardan sonra kurnmı 15 mayıs" la
\apılacak duruşmada verilcccğinı bclırıtı.
Sarıyer'de ^Islam'a uygun^ tuvaletler
RP'li Başkan belediyenin kıbleye bakan tuvaletlerinin yönünü değiştirdi
AYŞEYILDIRIM
RP'li Sanyer Belediye Baş-
kanı'nın ilk icraatı "kıbleye
baktığı" gerekçesiyle tuvalet
taşlannın yönünü değiştirmek
oldu.
27 martta iş başına gelen
RP'li belediyelerin ilginç uygu-
lamalanna hergün bir yenisi ek-
leniyor. Belediye başkanlannın
kimisi kuraklık için yağmur du-
asına çıkma karan alıp, beledi-
yede mescit açarken; kimi park-
lann. sokakların ve kültür mer-
kezlerinin adını değiştirirken;
Sanyer Belediye Başkanı Yusuf
Tüzün ise tuvalet taşlannın yö-
nünü değiştirmekle işe başladı.
Belediye Başkanı seçildikten
sonra belediye binasındaki
tuvaletlerin "İslami şartiara uy-
gun olmadtğını" gören Yusuf
Tüzün'ün ilk emri; Sanyer'deki
eski ve yeni belediye binalann-
daki kıbleye bakan tuvalet
taşlannın sökülmesi oldu. Bu-
nun üzerine yaklaşık 12 mily on
liraya yeni tuvalet taşlan alındı.
Ardından belediye görevlilen
ellerinde pusulalarla tuvaletlere
girip yön tayini yaptılar. Tuva-
letlerin yeni yönü belirlendik-
ten sonra taşlar kıbleye yan du-
racak şekilde yeniden düzen-
lendi.
Kadınlar tuvaletindeki tüm
taşlann düzenlemesı tamamla-
nırken. erkekler tuvaletindeyse
alaturka tuvaletler kapatıldı,
verlerine konulan pisuarlar da
"İslama uygun" şekilde yani
kıbleye yan gelecek şekilde yer-
leştirildi.
Sanyer Belediyesiçalışanlan-
nı hayretlere düşüren bu ilk
icraatla ilgili olarak görüşlcnnı
almak isteğimiz Bcledive
Başkanı YubufTüzün. "çok yo-
ğun olduğunu" belirterek görii-
şemeveceğını ıletmekle vetmdi.
Bazıbeledi\evetkılileriise"tuva-
let taşlannın yönümin Miislü-
manlar için büyük bir önem
taşıdığını" söylediler.
İstanbul Müflü Yardımcısı
Mehmet Çiçek. Peygamberin
bir hadisi şerifınde tu\alet
taşlannın ön ve arka taraf-
lannın kıbleye bakmaması. an-
cak taşlann kıbleye yan dur-
ması gerektiğinin yazılı olduğu-
nu bildirdi. Yeni belediye baş-
kanının ilk uygulamasıyla
şaşkınlığa uğrayan Sanyer Bele
dıve Başkanlığı personeli.
"Şimdi sırada hangi değişiklik
var!.." diye beklemevc başladı.
"Şimdiye dek hiç böyle bir şey
duvmadık. görmedik" diyen be-
ledıvc çalışanlan. şu eİcşiıriyı
yapıyorlar:
"Sanyer halkı bizden hi/met
beklerken, beledive başkanının
ilk ve en önemli işi tuvaletlerle
uğraşmak oldu. Başkan tuvalet-
lerin yönünü değiştireceğine,
mİlyonİarı bunun için dökeceği-
ne, temizliğine önem versin."
Sanyer SHP İlçe Başkanı
CengizAlp ise UN gulamay ı "San-
ki Sarıy er'in sorunu yokmuş gibi
RPli Belediye Başkanı'mn ilk
icraatı tuvaİetleri düzenlemek
oldu" sözlerivle değerlendirdi.
Alp. "Sarıyer gibi gecekondu,
imar, çevre. çarpık yapılaşma
sorunlarının oldukça yoğun ya-
şandığı bir ilçede belediye baş-
kanının ilk uygulaması ileriye
dönük uygulamaları konusunda
da bir fikir veriyor" dedı.
Cabaglio
Hükümetler
sendikalara
danışmah
• ETUC Genel Sekreteri
Emilio Gabaglifo, serbest
piyasa mekanizmalannın
yaratacağı sosyal sorunlara
emekçilerin kurban olmasını
istemediklerini söyledi.
AZMİ KARAVELİ
Avrupa İşçi Sendikalan
Konfedarasyonu (ETUC) Ge-
nel Sekreteri Emilio Gabaglio,
hükümetlenn sosyal ve ekono-
mik konularda aldıklan tek ta-
raflı dayatmalann sendıkalar
tarafından kabul edilmesinin
mümkün olmadığını söyledi.
Gabaglio. Cumhuriyct'e
yaptığı açıklamada Türkiye'nin
Avrupa Birliğı'ne üyelik başvu-
rusunu ETUC olarak destekle-
diklerini ancak iş hukuku ve
sendikal haklar konulannda
atılması ge-
reken adı-
mlann olduğu-
nu belirtti.
Emilio Gabag-
lio, serbest pi-
yasa mekaniz-
malannın ya-
ratacağı sosyal
sorunlara ' Gabaglio.
emekçılcnn kurban olmasını is-
lcmedıklenni belirterek "Hükü-
metlerin sendikalara danışma-
dan alacağı kararlann sağlıklı
olmayacağını düşünüyomz. Bu
yüzden bir araya gelip ortaklaşa
kararlar almak gittikçe önem
kazaıunaya başladı" dedi.
Türkiyc'nin Avrupa Birliği'-
nc lam üyeliği konusunda en
önemli sorunun dcmokratıklcş-
mcden kaynaklandığını belir-
tcn Gabusîio şöyle dcvam cıti:
"1980-83 vıllan arasında askeri
rejim süresince demokratik hak-
lar, özellikle sendikal haklar
baskı altına alındı. Bu dönemde
Abdullah Buşiürk ve arkadaş-
larının verdikleri özgürlük mü-
cadelesini unutmanı mümkün
değil. Biz de ETL C olarak ken-
dileriyle dayanışma içinde ol-
muştuk. Ancak geçen on yıl bo-
yıınca demokratikleşme ko-
nulannda hiçbir şey yapılmadı-
ğını söy lemek de y anlış olur. Bu-
giin her şeyden önce seçilmiş bir
meclis görev başında. Ne yazık
ki hükümctin. iş hukuku. işçi ve
sendikal haklar konulannda Av-
rupa Ekonomik ve Sosyal Ant-
laşması'na uygulacağı doğmltu-
sunda verdiği sözü bugüne kadar
yerine getirmediğini görü-
yoruz."
ETUC Genel Sekreteri ayn-
ca. çalışanlann haklarının Âv-
rupa standartlanna gelmesi ko-
nusunda her türlü baskıyı yap-
maya hazır olduklannı belirtti.
Gabaglio söz konusu haklann
memurlar için de geçerli olması
gerektiğine dikkat çckti. Ga-
baglio "Avrupa ülkelerinin Tür-
kiye'ye her alanda yardım etme-
leri gerekiyor.
ARAYIŞ
TOKTAMIŞ ATEŞ
Demokrasi Paketi
12 Eylül sonrasında Türkiye'de yüzlerce yasa değişti-
rildi. Toplumun siyasal, ekonomik ve toplumsal yaşamı-
nı düzenleyen tüm yasalarla oynandı. Kimi tümüyle de-
ğiştirildi, kimi düzeltildi'. Yapılan tüm değişikliklere
baktığımız zaman da ortak bir amacın varlığını görüyo-
ruz: Toplumda örgütlenmeyi engellemek...
Toplumda örgütlenmeyi engellerseniz o toplumu bir
'koyun sürüsü' haline sokarsınız. Ne bilinçlenme müm-
kün olur ne siyasallaşma. Sesi-soluğu çıkmayan apoli-
tik' bir insankitlesi haline sokarsınız toplumu. istediğiniz
gibi de 'oynarsınız'. İstediğiniz gibi sömürürsünüz.
Türkiye'de askeri yönetim 1983 sonunda sözde' bitti.
Ama ortaya çıkan düzen, sivil bir cunta dönemi idi. Gene
'sözde'demokrasi vardı, ama "Bu duzen demokraside-
ğildir" d\ye yazanların bir ile iki yıl arasında hapsini isti-
yordu savcılar.
Bu antidemokratik düzenin kendine sağladığı avantaj-
ları sonuna kadar kullanan rahmetli özal, bu düzenden
değil, bu düzeni biraz demokratikleştirmek isteyenler-
den rahatsız oluyordu. ûzellikle de seçim yasasıyla oy-
nayarak "Azınlık iradesini TBMM'ye nasıl 'çoğunluk'
olarak taşırım" diye düşünüyordu. Bu arada tabandan
(nasılsa) gelen baskıya karşı duramamış ve 12 Eylül'ün
siyaset dışına ittiği eski siyasetçiler için (inanılmaz bir
biçimde) halkı referanduma itmişti. Üstelik bir de mey-
danlara çıkarak siyasal yasakların sürmesi konusunda
nutuklar atmıştı. (Zaten bugünlerde kimileri rahmetli
Özalı özlediklerini söylemiyorlar mı, cinler tepeme üşü-
şüyor.)
12 Eylül'ün ürünü ve doğal savunucusu özal'ın de-
mokrasinin önündeki engelleri kaldırması elbette bekle-
nemezdi. Ama 1991 sonrasında, sağda ve soldaki en
büyük iki partinin oluşturduğu koalisyonun bu konuda
birkaç adım atması (belki) beklenebilirdi. Ama olmadı.
"Demokrasi herkese gereklidir. Herkes bir gün demok-
rasiye muhtaç olabilir" diyen bir parti liderinin, demok-
rasiyi sadece kendisi için istediği anlaşıldı. Koalisyon
döneminde 141,142 ve 163. maddelerin göstermelik bir
biçimde kaldırılmasının dışında, demokrasi alanında en
uiak bir adım da atılmadı.
ikinci koalisyon da birincisinden farksız çıktı. Zaten ne
olabilirdi ki? Bu kez ortada daha ciddi bir sorun da vardı.
Ekonomi tıkanma noktasına gelmişti. Aslında bir ekono-
minin tıkanma noktasına gelmesi, belli bir sürecin sonu-
cudur. Bir ekonomi üç-beş ayda tıkanmaz. Yılların biriki-
mi gerekir. Uygulanan bir ekonomi politikasının da ba-
şarılı olup olmadığı işin sonunda anlaşılır. Yıllardan beri
uygulanan (sözde) serbest piyasa ekonomisi'riın övgü-
sünüyapanlar, bupolitikayı 'alternatifiolmayan'birpoli-
tika olarak göklere çıkaranlar, şimdi de uygulama yanlı-
şlanndan söz etmeye başladılar. Hiç utanmadan ve hiç
yüzleri kızarmadan, topluma gene 'acı reçeteler' da-
yattılar.
iktidarın solkanadı' (artık nasıl bir solsa!) acı reçete-
yi içeren bu ekonomik paket'e karşı, bir 'demokrasipa-
keti' şartını koymuş. Şimdi de bu demokrasi paketini
bekliyor kimileri. Insanların nasıl bu kadar 'saf've 'iyini-
yetli' olabildiklerini anlayamıyorum.
Demokrasi paketi ile toplumun demokratik ilerlemesi
yönündeki engeller kaldırılacakmış. Peki engeller kaldı-
nldığı zaman, yani toplumda demokrasi egemen olduğu
zaman bu acı reçeteleri nasıl yutturabilecekler acaba?
Hangi 'örgüf/üfop/um sınıflar arasmdaki uçurumugitgi-
de arttıran ekonomik politikalara katlanır? Bizim yöneti-
cilerimizin bunları hesaplamıyor olması mümkündür.
Ama hiç kuşkunuz olmasın, birileri mutlaka bu işin hesa-
bını yapmaktadır.
Ücretleri enflasyonun yarısı kadar arttırıp faizleri iki
katına çıkaracaksınız.. zaten azmış olan rantları iyice
körükleyeceksiniz.. tüm devlet olanaklarını bir avuç ser-
mayedara peşkeş çekeceksiniz ve sonra da, "demokra-
sinin tüm kurum ve kurallarıyla işlediği" bir ortamdan
söz edeceksiniz! Gülerler adama...
Daha bir ay dolmadı, işin kokusu çıktı. Toplumda kim-
lerin acı ilaçlar yutacağı, kimlerin kazançlarını katlaya-
cağı belli artık.
Sadece batan üç bankanın topluma getirdiği yük 7 tril-
yon liraymış. Bir ekmek çalanın iki yıl hapis yattığı Türki-
yemizde, trilyonları çalanların cezası yok. Bakkal iflas
etse, ekonominin kuralları işliyor da banka iflas edince
ulusal mesele' oluyor, yükünü devlet üstleniyor. Yani
para halkın cebinden çıkıyor. Demokratik bir toplumda,
örgütlü bir toplumda insanı tükürükle boğarlar. Ustelik
bu utanmazlar hala insan içinde dolaşıyor, itibar da gö-
rüyorlar! Protokolde yerleri var. maçları şeref tribünün-
den izliyorlar...
Eğer demokrasi olsa, bunların önemli bir bölümü ger-
çekleşmezdi. Korkardı insanlar, çekinirlerdi. Bu talan
yaşanmazdı Türkiye'de. Şimdi bu talanı yapan 'egemen
ekonomik gucün' demokrasi paketi çıkarmasını bekle-
yenler var... Bu beklenti, 'olmayacak duaya amin' de-
mekten başka bir şey değildir. Ama ne edelim? Umutfa-
kirin ekmeğü.
Not: Tüm okurlarımın 1 Mayıs bayramını kutluyorum.
Bu sene yapılacak törenlerle ilgili yazımı önümüzdeki
haftayazacağım.
Katalitik soba patladı
Yangında 3çocuk
yaşamınıyitirdi
İstanbul Haber Senisi- Bağ-
cılar'da katalitik sobadan
sızarak çevrcyc yayılan gazın
patlamasıyla çıkan yangında 3
çocuk yanarak yaşamını yitir-
di. Çocuklannı kurtaramayan
anne ve baba yangının çıktığı
apartman dairesinin balko-
nundan atlayarak kurtuldu.
Dün gecc saat II.21 sıra-
larında. Fevzi Çakmak Ma-
hallesi. Murat Sokak 14 Nu-
marada bulunan 5 katlı Özlem
Apartmanı'nın dördüncü
katında meydana gelen olay-
çla. kunduracılık yapan Kazım
İlhan (28). çocuklannm
ısınması için >attıklan odada
bulunan katalitik sobayı yak-
mak istedi. Bu sırada. katalitik
soba tüpünden sızan
sıkıştınlmış LPG likit gazının
patlaması sonucu yangın çıktı.
Odaya yayılan gazın alev
alarak patlamasıyla yüzünden
ve kollanndan yaralanan
Kazım ilhan ve eşi Rafıye
İlhan (26), uyumakta olan ço-
cuklan 6 yaşındaki Gözde, 8
yaşındaki Görkem ve 4 ayhk
bebekleri Gûrdal'ı kurtarmak
istediler. Fakat. alcvlerin bir
anda odayı sarması nedeniyle
çocuklanna ulaşamayan İlhan
çiftı balkona çıktılar.
Yangını farkeden sokak sa-
kinleri. yardım amaayla
Kazım ve Rafıye İlhan'ın bu-
lunduğu balkona halat uzata-
rak komşulannı bütün daireye
yayılan alevlerden kurtarmak
istediler. Vücudunda ikinci de-
rece yanık yaralan oluşan
Kazım İlhan komşulan tarafı-
ndan aşağıya indirilirken eşi
Rafıye İlhan son bir umutla
içeri girdi. Yoğun alevler nede-
niyle çocuklannı kurtara-
mayacağını anlayan anne
Rafıye ilhan, çareyi balkon-
dan sokağa atlamakta buldu.
Apartmanın 4. katından at-
layarak kaldınmın üzerine dü-
şen Rafıye İlhan'ın sol bileği
ile sağ bacağı kınldı. Rafıye
İlhan IÜ Çapa Tıp Fakültesi
Hastanesi'ne, bütün vücudu
yanan Kazım İlhan ise Cer-
rahpaşa Tıp Fakültesi Hasta-
nesi'ne kaldınldı.