Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
28 NİSAN1994 PERSEMBE CUMHURİYET SAYFA
EKONOMI
İSO Başkam
sîrtçıktı
Ekonomi Servisi - İstanbul
Sanayi Odası (İSO) Başkam
Hüsamettin Kavi, sanayinin
"kan v erine can kaybeder hale
gekliğini" belirterek, ülkeyi
depresyona götürmeye kim-
senin hakkı bulunmadığını
söyledi. Kavi, hükümetin
üzerine aldığı görevin ağırlı-
ğına ve ülkenin sorumluluğu-
na uygun kararlannı doğru
ve yansız adımlar atarak uy-
gulamaya koymasını istedi.
İSO nisan ayı meclis top-
lantısında, kayıt dışı ekono-
mi tarüşıldı. İSO Başkam
Hüsamettin Kavi. toer za-
mankinden farklı olarak üs-
lubunu sertleştirdi. Kavi,
"Tarzımın dışında kelimeler
kullanacağım, beni mazur gö-
riin" diyerek konuşmasına
başladı. Kavi, sanayicinin
toplam vergi yükünün çok
arttığını, bu aşın yükler so-
nucu üretim gücünün düşe-
ceği olumsuz seviyeden ciddi
endişeler duyduklannı söyle-
di. Dünyanın hiçbir ülkesin-
de sanayinin üzerine bu
kadar gidilmediğini belirten
Kavi. "Bu kadar ağır verginin
üstüne bir de net, brüt, aktif
vergisi alacaksuıız. Sanayinin
üzerine bu kadar yüklenilir
mi, el insaf, sayın hükümet
üveleri, hiç mi vizdaınınız sız-
lamıyor. Bu ülkenin üretimini
durdurmaya karar verdiyse-
niz, açıkça söyleyin bilelim"
şekünde konuştu.
Kavi, sanayicilerin toplum
adına denetim görevlerini ye-
rine getirmeye devam ede-
ceklerini belirterek, özveride
bulunacaklannı ancak özve-
rinin hesabını da soracaklan-
nı bildirdi. 5 Nisan istikrar
programını da eleştiren Kavi,
programın zamdan başka bir
şey içermediğini. istenilen fe-
dakârhğın sanayiye acil ve
dengeli bir şekilde dağıülma-
dığını söyledi.
Metro
yatırımlarına
devam ediyor
• Ekonomi Servisi-
Türkiye'deki ilk
grosmarketini Güneşli'de
açan toptana mağazalar
zinciri Metro, Türkiye'yi
"kabul edilebilirriskli ülkeler
arasında" görüyor. Sosyal,
kültürel ve ekonomık açıdan
Türkiye'nin yabancı
sermayenin gelebileceği
stabiliteye sahip olduğunu
söyleyen Metro Genel
MüdürüTahsin Pamir,
"Türkiye bugünlerde
vîkonomik ya da yapısal bir
kriz içinde değil.
TUDAV'dan seri
uvorkshoplar
• Ekonomi Servisi - Tunzm
Bakanlığı ve Turizm
Dayanışma Vakfı
(TÜDAV). turizm tesislerini
ölü sezonda değerlendirmek
veTürk turizminin
Avrupa'da tanıtılması
amacıyla Roma, Londra ve
Frankfurt'tabirdizi
workshop düzenliyor.
Workshoplara Türkiye'den
katılacak firmalar, bu
ülkelerin önde gelen kongre
operatörleri, acenteleri ve
organizatörleri ile biraraya
gelecekler.
3 ayda 18 bin
şirket kunuldu
• ANKARA(ANKA)-Bu
yılın ilk üç ayında 18 bini
aşkın şirket kuruldu.
Kurulan şirketlerin
sermayelerinin toplamı 6
trilyonu aştı. Söz konusu
şirketlerin büyük bölümü
toptan ve perakende ticaret,
onanm işkolu ile imalat
sanayiindeyoğunlaştı. Yıün
ilk üç ayında bin 381 şirket 16
trilyon 184milyarlira
tutannda sermaye
arttınmında bulundu.
Factofinans
sermaye
arttıracak
• ANKARA(ANKA)-
îktisat Bankası'nın factoring
kuruluşu Factofinans
Alacak Alımı AŞ,
sermayesini birkatarttırarak
60 milyar liraya çıkaracak.
Sermaye arttınmı 12 mayısta
İstanbul'da yapılacak genel
kurulda görüşülerek karara
bağlanapak.
2. Anadolu
toplantısı
Samsun'da
• ANKARA(ANKA)-
Türkiye Odalar ve Borsalar
Birliği tarafından düzenlenen
ve Karadeniz Bölgesi'nin
kalkınma sorunlannı ele
ahndığı Anadolu
toplantılannın ikincisi
Samsun'da yapılacak.
Toplantının açış
konuşmasını TOBB Başkam
Yabm Erez yapacak.
TYT, Marmara ve Impexbank ortaklan ve yönetidleri mal varlıklannı kaçırabilirler
Batık bankacılara lıaciz şart
BÜLENT KIZANLIK
Kaderleri hükümetin ve eko-
nomi bürokrasisinin elinde
olan bankazedeleri, ancak ken-
di çabalan kurtaracak. Hükü-
metçe bankacılık faaliyetlerine
şon verilen TYT. Marmara ve
İmpexbank'ta mevduatı bulu-
nanlar, alacaklannı güvence
altına almak için, bankalann
tasfıyesini yürüten kurumlan
harekete geçirmek zorundalar.
Bu çerçevede öncelikli olarak,
batan bankalarda yüzde 10'un
üzerinde hissesi bulunan ortak-
larla. banka yöneticilerinin
mallannı kaçırmamalan için
ihtiyatı haciz karan alınması
gerekiyor. Aksi halde banka-
lann tasfıyesinden sonra, sahip-
ler ve yöneticilerin kişisel iflası
gündeme gelirse, buradan sağ-
lanacak kaynak önemli ölçüde
kayba uğramış olacak.
Bankazedelerin, "paralarını
kurtarma savaşı" uzun bir süre
alacak. Aylarca sürmesi bekle-
nen tüm tasfıye işlemlerinden
sonra, mudilerin hala banka-
dan alacaklan kalması halinde,
bunun uğradıklan zararlarla
birlikte karşılanması için Hazi-
ne aleyhine dava açmalan,
hukukçular tarafından olanaklı
görülüyor. Gerekli davalann
açılması ve tüm hukuki yollann
denenmesi için ise milyarlarca
lira tutan mahkeme ve avu-
katlık giderlerinin karşılanması
gerekiyor.
Bankazedelerin kurtanlması
yolunda basında çıkan acıkla-
malanyla zor durumda olan
mudilere bir umut ışığı yakan
Prof. Hayri Domaniç, kendisine
başvuran İmpexbankzedeler-
den, davayı almak için I milyar
liralık başlangıç ücreti istedi.
Konunun Türkiye'de bilinme-
diğini ve ticaret hukuku profe-
sörlerinin kitaplannda bile
buna dair veriler yer almadığını
kaydeden Domaniç, Cumhuri-
yet'in sorusu üzerine 1 milyar li-
ralık ücret talebini doğruladı \e
"Bu iş için birkaç profesörün
çaiışması lazım. Türkiye'de hiç
büinmeyen bir konu. Davanın
sonraki aşamalan için bu 1 mil-
yar lira da yeterli olmaz, bunun
birkaç katı daha taJep edilir"
dedi.
Son aşamada, "Batan ban-
kaları denetlemede kusuru bu-
lunduğu" gerekçesiyle mudile-
rin Hazine'yi dava ederek ala-
caklannın kalan bölümüyle za-
rarlanrun karşılanmasını iste-
yebileceklerini kaydeden Prof.
Üç bankanın tasfıyesi
tamamlandıktan sonra batışta kusuru görülen banka ortaklanyla
yöneticilerinin iflası gündeme gelecek. Ancak geçen zaman
içerisinde bu kişilerin mal varlıklan güvence altına alınmazsa
bakanlığın başvurusuyla mahkeme iflas karan alsa bile parasını
kurtaramayan mudiler buradan da pek bir şey alamayacaklar.
Impexbankzedeler bankanın tasfivesi ile ilgilı hükümctı suçluyorlar.
Domaniç, bu aşamaya gelince-
ye dek geçilecek hukuki evreler-
de bankazedelerin örgütlü dav-
ranmalannın gereğine işaret
etti.
Hukuki önlemlerin alınması
için yapılacak işlemlerin mas-
raflı olduğuna da dikkat çeken
hukuk profesörü Domaniç,
mudilerin tasfıyeyi yürüten
bankalar, Mevduat Sigorta
Fonu Tüzel Kişiliği, Hazine ve
Bakanlığa baskı yaparak, iş-
lemlerin onlar eliyle yürütülme-
sini sağlamalannı önerdi.
Bankazedelere
hukuki yollar
İstanbul Üniversitesi Hukuk
Fakültesi emekli öğretim
üyelerinden Prof. Hayri Do-
maniç, bankazedelerin karşı-
laşacağı hukuki evreleri şöyle
sıraiadı:
9 Faaliyeti durdurulan
bankalann mudileri kendi gi-
rişimleriyle icra takibi yapabi-
lirlerse de masraflı olur. verimli
olmaz ve kısa bir süre sonra da
bankalann iflasını istemek
zorunda bulunan Sigorta Fonu
tüzel kişiliği tarafından
durdurulur.
• Bunun için mudilerin kişi
başına 150 milyon lira olan si-
gortalı paralannın 10-15 gün
içinde ödenmesini beklemesi
tercih edilmelidir.
9 Daha sonra bankalar iflasa
tabi tutulacak. bütün mal
varlıklan tespit edilip paraya
cevrilecek, havuzda toplanan bu
paralardan imtiyazlı olarak
fonun ödediği 150 milyon
liralann toplamı karşılanacak.
Kalandan bankanın vergi sigorta
primi gibı imtiyazlı borçlan
ödenecek. Kalan da sadece
mevduat sahiplerine değil,
bankanın tüm alacaklılanna
alacaklan oranında dağıtıiacak.
• Bankalann yönetidleri ve
yüzde 10'dan fazla hisse sahipleri
de kusurlu bulunduğu takdirde
bakanlığın talebı ve mahkeme
karanyla iflas ettınlir ve buradan
elde edilecek para da yukandaki
sıraya göre dağıtılır.
• Bankalann ve yöneticilerin
mal varlıklan genel olarak
bankanın bütün borçlannı
karşılamaya yetmeyeceğinden,
mudiler başta olmak üzere
alacaklılann bankayı denetle-
mekte kusuru bulunan devleti
dava etmeleri ve tüm alacakla-
nnı, faizlerini, faizi aşan za-
rarlannı Hazine'den tahsil
etmeleri mümkün ve lazımdır.
• Bankanın mallannınçeşitlı
yollardan. bu arada eski tarihli
muvazaalı anlaşmalar ve
işlemlerle kaçınlmaması ve
bankanın üçüncü şahıslara
devretmiş gibi gizli işlem yaptığı
üçüncü şahıs nezdindeki
haklannın güvenceye alınması
yine yöneticilerin maüannın
kaçınlmaması amacıyla medeni
usul kanununun 368-372
maddelerinedayalı olarak
mahkeme eliyle tespitler yapıl-
ması ve İcra iflas Kanunu'nun
257. maddedesine göre bu mal ve
haklann ihtiyaten haczettirilmesi
isabetli tedbirierdir.Özetle, bu iş
çaresiz değildir, yeter ki gereği
gibi yasal yollar kullanılsın.
Impexbankzedeler 1 ay beldeyecek
Ekonomi Servisi- Tasfı-
yesine karar verilen en son
banka olan Impexbank'-
ta, 150 milyon liralık si-
gortalı mevduatlann
dağıtım işlemine gelecek
ayın sonunda başlanabileceği bildirildi.
Tasfıyeyi yürüten Emlakbank yetkilileri,
ışlemleri hızlandırmak için ilave kadro ile
calıştıklanm söylediler.
Impexbankzedeler ise, bankanın tasfı-
yesi ile ilgili hükümeti suçluyorlar. TYT ve
Marmarabank'ın tasfıyesînin ardından
hükümeün bankalara yönelik üçlü güven-
cesinin açıklandığını hatırlatan mudiler,
kendi bankalannın bundan yararlandın-
Imamasını eleştiriyorlar. Hükümetin acı-
kladığı önlemlere güvenip bankadan pa-
ralannı çekmediklerini, iki gün sonra da
bankanın kapaüldığını kaydeden banka-
zedeler, büyük hissedar F.liyeşil ailesine
Impexbank'ı kurtarmak için fırsat veril-
mesini istiyorlar.
Impexbank'a parasını kaptıran renkli
simalardan biri de Milliyetçi Hareket Par-
tisi (MHP) İstanbul belediye başkan
adayı Ahmet Vefik Alp. Seçimleri kaybet-
tikten sonra da bir darbe de Impexbank'-
dan yiyen Ahmet Vefik Alp, 25 milyar li-
rasını kaptırdığı iddialannı yalanhyor.
"Biz mimarlann o kadar parası olmaz. O
kadar para ancak müteahhitlerde olur. Fa-
kat benim de bir miktar dövizim bu banka-
daydı" dedi. Beklentisi ve temennisinin
hiçbir günahı olmadığı halde mağdur du-
ruma düşen mudilere paralannın tümüyle
ödenmesi olduğunu söyleyen Ahmet Ve-
fik Alp, "Hazine bu paralan ödedikten son-
ra sorumlular ile ilgili gerekli işleri yapsın.
Herkes ekonomtst değil. bu bankanın bata-
cağını mudiler nereden bilebilirdi. Banka-
ları denetlemek detletin görevi. Mudiler
mağdur edilirse devlete gü>en kalmaz"
dedi.
Impexbank'ın en büyük hissedan Can
Eliyeşil'ın. bankanın genel merkez binası
önünde dün yapılan toplantıya katıldığı
öğrenildi. Eliyeşilin "Bankamı kapat-
mayın, 20 trilyonluk mal >arlığımı satıp
bankayı kurtarabilirim" şeklindeki açıkla-
malanna güvendiklenni belirten mudiler.
bankaya destek olrhak amaayla. bir yıla
kadar paralannı bankada bırakabilecek-
lerini söylediler.
Bankanın tasfiyesinde bir usulsüzlük
olduğu görüşünü paylaşan mudiler, devle-
tin "kendi çıkarlan için" bankayı ka-
paltığını. bundan sonra da öncelikle
Kalkınma Bankasf nı kurtarmaya çalışa-
cağını, devletin halkı düşünmediğini ileri
Alp de Impex-
bankzede
sürüyor.
Mudilerden biri,
"Cumhurbaşkanı
Sayın Süleyman De-
mirel, dövizinizi
yastık altı yapmayın
diyor ama başbakanın
bankalara gü>enûı
şeklindeki açıkla-
masından sonra birbi-
ri ardı sıra üç banka
batıyor. Sayın Demi-
rel'e nasıl, niye gihenelim?" diye sorarken,
bir başka mudi. "Paramız devlete gidece-
ğine yoksullara gitsin daha iyi" diye devlete
karşı duyduğu güvensizliği dile getirdi.
Elinde. üzerlennde Marmaraank TYT.
Impexbank yazılı üç hesap cüzdanıyla ge-
len bir "gurbetçi
M
de "Gihenli olsun diye
paramı üç bankaya böldüm. de>let. banka-
İanmıza güvenin dedi, şimdi ben ne ya-
payun?" diye sorarken, N'ahide Kutun
isimli mudi de 20 sene dadı olarak çocuk
baktığını. bütün emeğinin karşılığını dev-
lete güvenip Impexbank'a yatırdığını söy-
ledikten sonra, bir başka mudi, Cumhur-
başkanı dahil devleti sorumsuzlukla suç-
ladı. Mudi Seyit Ali Kömeçoğlu, yurtdı-
şında çalışırken kazandığı 15 yıllık emeği-
ni (döviz olarak 6.5 milyar lira), devletin
Türkiye vergi
rekortmeni•
Izmir'denİZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu)-
İzmirli gemi acenteü'ği yapan Dutilh
kardeşler Türkiye vergi rekortmenli-
ğinde bir ve ikinci sırayı paylaştılar.
Kentlerde Gelir Vergisi listelerinin
açıklanmasmdan sonra İzmirli Du-
tilh'ler yine Türkiye rekortmeru oldu-
lar. Hendrik Dutilh, ödeyeceği 26 mil-
yar lira vergi ile dördüncü kez Türkiye
vergi şampiyonu oldu. Türkiye vergi
rekortmenliğinde üçüncülüğü genelev
patroniçesi Matüd Manukyan, dör-
düncülüğü ise işadamı Rahmi Koç aldı.
Bir süre önce İzmir'de vergi sırala-
masında birinci ve ikinci olarak açıkla-
nan Hendrik Dutilh ve Karel Dutilh
kardeşler. Türkiye vergi rekortmenli-
ğinde de ilk iki sırayı aldılar. Gemi
acenteliği ile uğraşan Hendrik Dutilh
26 milyar lira, kardeşi Karel Dutilh de
17 milyar lira vergi ödeyecekler. İstan-
bul'da vergi rekortmenleri arasında bi-
rinci olan genelev patroniçesi Matild
Manukyan da 16 milyar 11 milyon lira
ile Türkiye çapında üçüncü sıraya yer-
leşti. Ankara'da 14 milyar lira vergi
ödeyerek birinci olan işadamı Rahmi
Koç, Manukyan'ın ardından Türkiye
dördüncüsüoldu.
güvencesinde diye bildikleri için Impex-
bank"a yatırdığını söyledi.
Mudiler. Kalkınma Bankası'nın da pa-
rasmı Impexbank'a yatırdığını. bu koşul-
larda bankanın durumunun kötülüğün-
den nasıl şüphe edilebileceklerini sorar-
ken, devletin TKB'yi kurtarmak için kol-
lan sıvayacağına inandıklannı belirttiler.
Mayısta ödenebilir
Bankanın yönetim ve denetimini ge-
çicı olarak üstlenen Emlakbank Genel
Müdür Yardımcısı Clfet Cinbiş. tespit iş-
lemlerine başlandığını belirtırken: "Bize
bankanın geçici yönetimi ve denetimi veril-
di. Teslim edildiği tarih itibariyle, alacak-
ların dökümü yapılacak. Sonuçlar, Hazi-
ne'ye inrikal ettirilecek. tasarruf mevduatı
sahiplerinin kişi bazında \apılacak döküm
cervelleri Merkez Bankası'na ha>ale edili-
yor. Tasarruf mevduatı sigorta fonundan
yapılacak aktarundan sonra, bilahere ta-
sarruf sahiplerine ödemeler v apılacak, on-
dan sonraki işlemleri hazine vapacak. İlk
elde 150 milvona kadar ödemeler yapacak"
dedi. Tespitlenn aşamasırun mayıs ayı so-
nuna kadar bıtmesı bekleniyor. Cinbiş. iş-
lemlerin bir an önce bitebilmesi için fazla
sayıda kadro getirdiklerini belirtti.
Marbank9
ta spekülasyon iddiası araşbnlıyor
• Sermaye Piyasası Kurulu
(SPK), tasfiye karanndan önce
Marmara Bankası'na
Amerikalı biryatınmcının
ortak olacağı yönündeki asılsız
haberlerin kaynağını
araştırmak üzere soruşturma
başlattı.
ESRAYENER
ANKARA - Sermaye Piyasası Kuru-
lu (SPK), tasfiye karanndan önce Mar-
mara Bankasfna Amerikalı bir yatı-
nmcının ortak olacağı yönündeki asıl-
sız haberlerin kaynağını araştırmak
üzere soruşturma başlattı. SPK'dan bir
yetkili, basında çıkan haberler üzerine.
tasfiye sürecine girmeden önce Mar-
bank'ın hisse senetlerinin değerinin art-
tığma dikkat çekerek. "Tasfiye kara-
nndan hemen önce, bu yolla hisse senet-
lerinin değeri yükseltildi. Haberi kimin
çıkarttığı ve hisse senedi satışından men-
faat sağladığı araştırılıvor" dedi.
Marbank'ın zor durumda olduğu-
nun kamuoyuna yansımaya başlama-
sının ardından. bir ortağm bankaya
ortak placağına ilişkin banka yöneti-
minin İstanbul Menkul Kıymetler Bor-
sası'na (İMKB) başvurması ve bilgile-
rin asılsız çıkması üzerine, SPK. haber-
lerin kaynağının araştınlması için
soruşturma açtı.
SPK yelkilileri. haberlerin Mar-
bank'ın IMKB'deki hisse senetlerinin
fıyatlannı artırdığını. tasfiye nedeniyle
birçok kişinin mağdur durumda kaldı-
ğını söyledi. Haber kaynaklannın bu-
lunması yönünde soruşturma açıldığını
bildiren yetkililer, hisse senetîerinin
gün içindeki yükselmesinden menfaat
sağlayanlann da belirlenerek inceleme-
ye alınacağını söyledi. Tasfiye sürecine
alınan bankalann hisse senetleri borsa-
da işlem göremiyor.
Uras: Uçaklar benim değil
Geçen hafta tasfiye edilen Mar-
bank'ın Yönetim Kurulu Başkam Atil-
la Uras. Agusta A 109 tipi helikopter ile
Falcon 10 uçağının kendisinin olmadı-
ğmı açıkladı.
Basını yeterince araştırma yapma-
dan, gerçek dışı haber yazmakla suçla-
yan Atilla Uras, Agusta A 100 tipi heli-
kopterin Halley International Havacı-
bk Taşıma Sanayi ve Ticaret AŞ adına
kayıtlı olduğunu, şirketin Italyan
Agusta fırmasının mümessili olduğunu
belirterek, "Söz konusu helikopter, de-
monstrasyon amaçlı olarak Türkiye'de
bulunduruluvor. Aynı zamanda hava
taksiciliği amacıyla kullanılıvor" diye
konuştu.
Falcon 10 uçağının Al Baraka Özel
Finans Kurumu AŞ'den finansal kira-
lama yoluyla kıralandığını kaydeden
Atilla Uras, "Aynj uçak hava taksicili-
ğinde de kullanılıyordu. Gerekli halkrde
kullandığımı/da ise uçuş süreleri. ilgili
şirkctçe fatura edilivordu. Şu anda uçak
tamirde" dedi.
'Hisse satmadım'
Marbank'ın tasfıyesinden önce Mar-
bank hisse senetlerinin artmasıyla hiç-
bir ilgisi bulunmadığını iddia eden Atil-
la Uras, isteyenlerin hisse senetlerinin
alını ve satım dökümünü Borsa kayıt-
ianndan bulabileceğine dikkat çekti.
Marmara Bankası'na yabancı ser-
maye getirme girişimlerinin ekim 1993
tarihinden bu yana sürdüğünü ammsa-
tan Uras. "Sermaye ve sabit kıymet sa-
ttşı şeklinde 50 milyon dolar miktarında
bir nakitin Fairchild Corporation ve ay-
nı kuruluş vasrtasıyla First Fidelity,
Oppenheimer&Co. ve Donaldson, Luf-
kin&Jenrette gibi kuruluşlar tarafından
yapıiacağını müessesenıiz Hazine ve Dış
Ticaret Müsteşarlığı ile Merkez Banka-
sı nezdinde ilgililere bildirmiştir. Bu giri-
şirnin vakit geçirmeksizin İMKB'nûı
bilgisine sunulması gerek yatırımctlaruı
haklarının korunması, gerekse spekü-
lasyonlara yol açdmaması için gerekli
bir adımdır."
IŞÇEN1KEVREN1NDEN
ŞÜKRAN KETE1VCİ
Pan Ekonomik İdeoloji
Türkiye-Avrupa ilişkilerinin sosyal sonuçlarının, insa-
na etkilerinin ilk kez tartışıldığı toplantı, basınımız ve te-
levizyon kanallarımız için yeterince renkli bulunmamış
olmalı ki hemen hemen hiçyer verilmiyor. Oysa Avrupa-
lı olma düşümüzün insanımıza getirip-götürdükleri, bü-
tün boyutları ile ameliyat masasına yatırılıyor. Bir türlü
Avrupalı olmayı beceremedik, ancak Avrupa'nın, Avru-
palıyı en çok ürküten, insanı gözardı eden ideolojilerini,
orada asla gündeme gelmeyen uygulama boyutları ile
yaşamımıza sokuyoruz.
Avrupa Konseyi Genel Sekreter Yardımcısı Peter Le-
uprecht, Avrupa'nın yeni oluşumunda bir ideolojiden
çok korktukiarının altını çiziyor. Pan-ekonomik ideoloji
adını verdiği bu ideolojinin, insanları ekonominin birer
aktörü haline getirdiğine işaret ediyor. Avrupa'da insan
haklarına dayalı bir birlik kurmaya calıştıklanm, ancak
bu ideolojinin insan haklarına katkıda bulunmadığını,
geliştirilen sosyal politikaları yaraladığını anlatıyor. De-
mokratikleşmeye, insan haklarına zarar veren bu ideo-
lojinin karşısında mücadele verilmesi gereğinin altını
çiziyor. Avrupa Birliği içinde oluşmuş insan hakları, sos-
yal haklar standartları ve değerlerinin titizlikle korunma-
sı gereğini anımsatıyor.
Leuprecht, Avrupa'nın insan hakları, sosyal haklarda
ulaştığı değerlerin Türkiye'de aranmasının bir eleştiri
olarak algılanmasının yanlış olduğunu, aile bireylerinin
sorunları görmesi ve endişelenmesi, uyarması olarak
algılanması gerektiğini söylüyor. Laik ve demokratik bir
Türkiye'nin, içinde bulunduğu coğrafi ve tarihi noktada
Avrupa değerlerinin dünyaya yayılmasında çok büyük
katkısı olabileceğini belirtiyor.
Türk Harb-iş Başkam Izzet Çeön de Türkiye-Avrupa
ilişkilerine işte tam bu noktadan eleştiri getiriyor. Tür-
kiye'nin Avrupalı olmayı siyasal bir tercih ve ekonomik
işbirliği olarak gördüğünü, bundan birinci derecede et-
kilenen çoğunluğun, iktisaden güçsüz yığınların geliş-
menin tamamen dışında bırakıldıklarını anlatıyor. Tür-
kiye'yi yönetenlerin kendi gelişme ve arayışlarına
uygun yaklaşımlarının bugün gümrük birliği tartışma-
sında da sürdürüldüğünü, neler getirip götüreceklerine,
sadece bir grup politikacı ve iş çevrelerinin çıkarlan açı-
sından bakıldığını vurguluyor. Ekonominin temel öğesi-
nin, amacının hiçbir zaman insan olmadığını anımsata-
rak, halkı dışlayan bu yaklaşımların başarı sansı olmadı-
ğını söylüyor. "Türk halkının, iktisaden güçsüz durum-
daki çoğunluğunun, çalışan kesimlerin Avrupa Toplu-
luğu'nda kendilerini gerçekte ne gibi sorunların ya da
fırsatlann beklediğini yıllar önce tartışması, anlamaya
çaiışması çok daha isabetli olurdu. Bu yapılmadı. Avru-
pa Topluluğu ilişkisi, belli çevrelerce, Türk ekonomisini
sendikal hedef ve amaçlarla temelden çatışan belirli bir
yöne doğru açmanın aracı olarak kullanılmaya çalışıldı"
diyor.
AT'ye 1987 yılında tam üyelik için başvuruyu yapanla-
rın, üyelik için yeterli gördükleri ekonomik gelişmenin
ancak bir avuç azınlık için söz konusu olduğunu, sendi-
kacı gözü ile değerlendirildiğinde tablonun çok olumsuz
olduğunu, bu gerçeğin gözardı edilmesinin sonunda
1994te her on yılda bir yaşanan devresel krize girildiğini
açıklıyor. Türkiye'yi yönetenlerin bu çarpık tabloyu yürü-
tebileceklerini sandıklarmı, iç pazarın doymuş olması
karşısında bugün dışa açılmayı savunduklarını anımsa-
tarak, "Bunlar ekonomide ve ekonomik gelişmişlikte
insanın ve insanı salt insan olduğu için korumaya çalı-
şanların dışlanabileceğini sananlardır" vurgulamasını
yapıyor. Türkiye'nin Avrupa ile ilişkilerini derinleştirme-
sinin ekonomik ve sosyal sonuçlar açısından olağanüs-
tü yararları olabileceğini, Avrupa deneyiminin, Avrupa
sendikacılık hareketinin savunduğu görüş ve değerlerin
Türkiye'yi yönetmeye çalışanlar ve onların siyasal des-
tekçisi konumundaki mutlu azınlık için son derece
önemli bir öğreti olabileceğini söylüyor. örneğin 1982
Anayasası'riin yasakçı hükümleri ile demokrat oluna-
mayacağını, Batı demokrasileri içinde yer alacaklarsa,
ortak değerlerine bağlı olmak zorunda olduklarını, eko-
nomik gelişmişliğin özünde mutlu azınlık yaratmak de-
ğil, gelir dağılımı adaletsizliğini en aza indirmek, Tür-
kiye'deki ekonomik yapıya sosyal ve demokratik bir
boyut katmak olduğunu belirtiyor.
DİSK Genel Sekreteri Süleyman Çelebi de Türkiye-
Avrupa ilişkilerinin, gümrük birliğinin ekonomik ve sos-
yal sonuçlarının, topluma etkilerinin ilk kez Avrupa Serv
dikalar Konfederasyonu çatısı altında tartışıldığı gerçe-
ğinin altını çiziyor. Türkiye'nin, çalışanlar, işçiler ve
işsizler cephesinden gümrük birliğinde çıkabilecek so-
runlarının nasıl çözümleneceğini tartışmak durumunda
olduğunu anımsatıyor. Gümrük vergilerinin kaldırılma-
sından başlayarak, ihracatta ortak fiyat uygulaması, fir-
malara bugüne kadar uygulanan devlet desteğinin kal-
dırılması, ithalat giderlerinin yükselmesi, rekabet
edemeyen sanayi dalarında işgücünün açıkta kalması,
yeni teknolojiye yönelebilme.. olanaklarına kadar bir di-
zi soruya yanıt aranması gerektiğini vurguluyor. Tür-
kiye'nin karşılaştırmalı üstünlükler açısından gelişmeye
aday bir ülke konumunda görülmediğini, bunun korkutu-
cu sonuçları olabileceğini söylüyor. Türkiye'nin ancak
ucuz emek ve tarım ürünleri açısından öne çıkan sektör-
leri olduğuna değinerek doğabilecek olumsuz sonuçlar
üzerinde alınması gerekli önlemler konusunda hükü-
meti ve Avrupa Birliği'ni uyarmak gereğini duyduklarını
belirtiyor. Görüşlerini "Avrupa Birliği ile kurulacak ya-
kın ilişkiler ve gümrük birliği bağlamında doğacak top-
lumsal sorunları karşılayabilmenin yolu, demokratik bir
toplum oluşturma modelinden geçiyor. Sorunlar anti-
demokratik sistemin sunduğu çözüm olanaklârıyla ası-
lamaz. Diyalog varmış izlenimi yaratmak üzere oluştu-
rulmak istenen işlevsizkonseylerlede olmaz"cümleleri
ile özetliyor.
Kısacası, insanı ekonominin aktörü haline getirmek
isteyen, Avrupalı dostumuzun "pan-ekonomik ideoloji"
adını verdiği bu tehlikeli akım, Avrupa'dakinden de daha
ürkütücü bir boyutta Türkiye'de geçerli tek ideoloji ola-
rak yaşatılmak isteniyor.
VEFATAtatürk'ün komutanlanndan merhum Osman Nuri
Büyükalpan ile Cemile Haıum'ım evladı, TBMM Birinci
Devre Mebusu merhum Şevket Bey ile Saime Hanım'ın
gelini. Sanayi Bakanlığı Başmüfettişi merhum Sadettin
Candaner'in eji, merhum Necat Candaner'in annesi;
Nüvit, Natuk, Oznurve PembeCandaner ile Nazan ve
Hasan İlkova'nın babaannesi; Necat, Nevra, Aksel,
Canan'ın ninesi; Asuman Tanyolaç'ın kayınvalidesi;
Tanyolaç, Akbulut. Cebeci, Büyükalpan ailelerinin
teyzeleri, halalan ve değerli büyüğü
P. NURİNNİSA CANDANER
Hakkın rahmetine kavuşmuştur. Cenazesi 28 Nisan 1994
perşembe günü (bugün) Şişli Camii'nden ikindi namazını
müteakip kaldınlarak Zincirlikuyu Mezarhğı'ndaki aile
kabristanına defnedilecektir.
AİLESİ
SATILIKDAİRE
Acıbadem'de sahibinden satılık, 70 m
2
. Kaloriferli
Tel.359 6985