23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
28 NİSAN1994 PERSEMBE CUMHURİYET SAYFA EKONOMI İSO Başkam sîrtçıktı Ekonomi Servisi - İstanbul Sanayi Odası (İSO) Başkam Hüsamettin Kavi, sanayinin "kan v erine can kaybeder hale gekliğini" belirterek, ülkeyi depresyona götürmeye kim- senin hakkı bulunmadığını söyledi. Kavi, hükümetin üzerine aldığı görevin ağırlı- ğına ve ülkenin sorumluluğu- na uygun kararlannı doğru ve yansız adımlar atarak uy- gulamaya koymasını istedi. İSO nisan ayı meclis top- lantısında, kayıt dışı ekono- mi tarüşıldı. İSO Başkam Hüsamettin Kavi. toer za- mankinden farklı olarak üs- lubunu sertleştirdi. Kavi, "Tarzımın dışında kelimeler kullanacağım, beni mazur gö- riin" diyerek konuşmasına başladı. Kavi, sanayicinin toplam vergi yükünün çok arttığını, bu aşın yükler so- nucu üretim gücünün düşe- ceği olumsuz seviyeden ciddi endişeler duyduklannı söyle- di. Dünyanın hiçbir ülkesin- de sanayinin üzerine bu kadar gidilmediğini belirten Kavi. "Bu kadar ağır verginin üstüne bir de net, brüt, aktif vergisi alacaksuıız. Sanayinin üzerine bu kadar yüklenilir mi, el insaf, sayın hükümet üveleri, hiç mi vizdaınınız sız- lamıyor. Bu ülkenin üretimini durdurmaya karar verdiyse- niz, açıkça söyleyin bilelim" şekünde konuştu. Kavi, sanayicilerin toplum adına denetim görevlerini ye- rine getirmeye devam ede- ceklerini belirterek, özveride bulunacaklannı ancak özve- rinin hesabını da soracaklan- nı bildirdi. 5 Nisan istikrar programını da eleştiren Kavi, programın zamdan başka bir şey içermediğini. istenilen fe- dakârhğın sanayiye acil ve dengeli bir şekilde dağıülma- dığını söyledi. Metro yatırımlarına devam ediyor • Ekonomi Servisi- Türkiye'deki ilk grosmarketini Güneşli'de açan toptana mağazalar zinciri Metro, Türkiye'yi "kabul edilebilirriskli ülkeler arasında" görüyor. Sosyal, kültürel ve ekonomık açıdan Türkiye'nin yabancı sermayenin gelebileceği stabiliteye sahip olduğunu söyleyen Metro Genel MüdürüTahsin Pamir, "Türkiye bugünlerde vîkonomik ya da yapısal bir kriz içinde değil. TUDAV'dan seri uvorkshoplar • Ekonomi Servisi - Tunzm Bakanlığı ve Turizm Dayanışma Vakfı (TÜDAV). turizm tesislerini ölü sezonda değerlendirmek veTürk turizminin Avrupa'da tanıtılması amacıyla Roma, Londra ve Frankfurt'tabirdizi workshop düzenliyor. Workshoplara Türkiye'den katılacak firmalar, bu ülkelerin önde gelen kongre operatörleri, acenteleri ve organizatörleri ile biraraya gelecekler. 3 ayda 18 bin şirket kunuldu • ANKARA(ANKA)-Bu yılın ilk üç ayında 18 bini aşkın şirket kuruldu. Kurulan şirketlerin sermayelerinin toplamı 6 trilyonu aştı. Söz konusu şirketlerin büyük bölümü toptan ve perakende ticaret, onanm işkolu ile imalat sanayiindeyoğunlaştı. Yıün ilk üç ayında bin 381 şirket 16 trilyon 184milyarlira tutannda sermaye arttınmında bulundu. Factofinans sermaye arttıracak • ANKARA(ANKA)- îktisat Bankası'nın factoring kuruluşu Factofinans Alacak Alımı AŞ, sermayesini birkatarttırarak 60 milyar liraya çıkaracak. Sermaye arttınmı 12 mayısta İstanbul'da yapılacak genel kurulda görüşülerek karara bağlanapak. 2. Anadolu toplantısı Samsun'da • ANKARA(ANKA)- Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği tarafından düzenlenen ve Karadeniz Bölgesi'nin kalkınma sorunlannı ele ahndığı Anadolu toplantılannın ikincisi Samsun'da yapılacak. Toplantının açış konuşmasını TOBB Başkam Yabm Erez yapacak. TYT, Marmara ve Impexbank ortaklan ve yönetidleri mal varlıklannı kaçırabilirler Batık bankacılara lıaciz şart BÜLENT KIZANLIK Kaderleri hükümetin ve eko- nomi bürokrasisinin elinde olan bankazedeleri, ancak ken- di çabalan kurtaracak. Hükü- metçe bankacılık faaliyetlerine şon verilen TYT. Marmara ve İmpexbank'ta mevduatı bulu- nanlar, alacaklannı güvence altına almak için, bankalann tasfıyesini yürüten kurumlan harekete geçirmek zorundalar. Bu çerçevede öncelikli olarak, batan bankalarda yüzde 10'un üzerinde hissesi bulunan ortak- larla. banka yöneticilerinin mallannı kaçırmamalan için ihtiyatı haciz karan alınması gerekiyor. Aksi halde banka- lann tasfıyesinden sonra, sahip- ler ve yöneticilerin kişisel iflası gündeme gelirse, buradan sağ- lanacak kaynak önemli ölçüde kayba uğramış olacak. Bankazedelerin, "paralarını kurtarma savaşı" uzun bir süre alacak. Aylarca sürmesi bekle- nen tüm tasfıye işlemlerinden sonra, mudilerin hala banka- dan alacaklan kalması halinde, bunun uğradıklan zararlarla birlikte karşılanması için Hazi- ne aleyhine dava açmalan, hukukçular tarafından olanaklı görülüyor. Gerekli davalann açılması ve tüm hukuki yollann denenmesi için ise milyarlarca lira tutan mahkeme ve avu- katlık giderlerinin karşılanması gerekiyor. Bankazedelerin kurtanlması yolunda basında çıkan acıkla- malanyla zor durumda olan mudilere bir umut ışığı yakan Prof. Hayri Domaniç, kendisine başvuran İmpexbankzedeler- den, davayı almak için I milyar liralık başlangıç ücreti istedi. Konunun Türkiye'de bilinme- diğini ve ticaret hukuku profe- sörlerinin kitaplannda bile buna dair veriler yer almadığını kaydeden Domaniç, Cumhuri- yet'in sorusu üzerine 1 milyar li- ralık ücret talebini doğruladı \e "Bu iş için birkaç profesörün çaiışması lazım. Türkiye'de hiç büinmeyen bir konu. Davanın sonraki aşamalan için bu 1 mil- yar lira da yeterli olmaz, bunun birkaç katı daha taJep edilir" dedi. Son aşamada, "Batan ban- kaları denetlemede kusuru bu- lunduğu" gerekçesiyle mudile- rin Hazine'yi dava ederek ala- caklannın kalan bölümüyle za- rarlanrun karşılanmasını iste- yebileceklerini kaydeden Prof. Üç bankanın tasfıyesi tamamlandıktan sonra batışta kusuru görülen banka ortaklanyla yöneticilerinin iflası gündeme gelecek. Ancak geçen zaman içerisinde bu kişilerin mal varlıklan güvence altına alınmazsa bakanlığın başvurusuyla mahkeme iflas karan alsa bile parasını kurtaramayan mudiler buradan da pek bir şey alamayacaklar. Impexbankzedeler bankanın tasfivesi ile ilgilı hükümctı suçluyorlar. Domaniç, bu aşamaya gelince- ye dek geçilecek hukuki evreler- de bankazedelerin örgütlü dav- ranmalannın gereğine işaret etti. Hukuki önlemlerin alınması için yapılacak işlemlerin mas- raflı olduğuna da dikkat çeken hukuk profesörü Domaniç, mudilerin tasfıyeyi yürüten bankalar, Mevduat Sigorta Fonu Tüzel Kişiliği, Hazine ve Bakanlığa baskı yaparak, iş- lemlerin onlar eliyle yürütülme- sini sağlamalannı önerdi. Bankazedelere hukuki yollar İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi emekli öğretim üyelerinden Prof. Hayri Do- maniç, bankazedelerin karşı- laşacağı hukuki evreleri şöyle sıraiadı: 9 Faaliyeti durdurulan bankalann mudileri kendi gi- rişimleriyle icra takibi yapabi- lirlerse de masraflı olur. verimli olmaz ve kısa bir süre sonra da bankalann iflasını istemek zorunda bulunan Sigorta Fonu tüzel kişiliği tarafından durdurulur. • Bunun için mudilerin kişi başına 150 milyon lira olan si- gortalı paralannın 10-15 gün içinde ödenmesini beklemesi tercih edilmelidir. 9 Daha sonra bankalar iflasa tabi tutulacak. bütün mal varlıklan tespit edilip paraya cevrilecek, havuzda toplanan bu paralardan imtiyazlı olarak fonun ödediği 150 milyon liralann toplamı karşılanacak. Kalandan bankanın vergi sigorta primi gibı imtiyazlı borçlan ödenecek. Kalan da sadece mevduat sahiplerine değil, bankanın tüm alacaklılanna alacaklan oranında dağıtıiacak. • Bankalann yönetidleri ve yüzde 10'dan fazla hisse sahipleri de kusurlu bulunduğu takdirde bakanlığın talebı ve mahkeme karanyla iflas ettınlir ve buradan elde edilecek para da yukandaki sıraya göre dağıtılır. • Bankalann ve yöneticilerin mal varlıklan genel olarak bankanın bütün borçlannı karşılamaya yetmeyeceğinden, mudiler başta olmak üzere alacaklılann bankayı denetle- mekte kusuru bulunan devleti dava etmeleri ve tüm alacakla- nnı, faizlerini, faizi aşan za- rarlannı Hazine'den tahsil etmeleri mümkün ve lazımdır. • Bankanın mallannınçeşitlı yollardan. bu arada eski tarihli muvazaalı anlaşmalar ve işlemlerle kaçınlmaması ve bankanın üçüncü şahıslara devretmiş gibi gizli işlem yaptığı üçüncü şahıs nezdindeki haklannın güvenceye alınması yine yöneticilerin maüannın kaçınlmaması amacıyla medeni usul kanununun 368-372 maddelerinedayalı olarak mahkeme eliyle tespitler yapıl- ması ve İcra iflas Kanunu'nun 257. maddedesine göre bu mal ve haklann ihtiyaten haczettirilmesi isabetli tedbirierdir.Özetle, bu iş çaresiz değildir, yeter ki gereği gibi yasal yollar kullanılsın. Impexbankzedeler 1 ay beldeyecek Ekonomi Servisi- Tasfı- yesine karar verilen en son banka olan Impexbank'- ta, 150 milyon liralık si- gortalı mevduatlann dağıtım işlemine gelecek ayın sonunda başlanabileceği bildirildi. Tasfıyeyi yürüten Emlakbank yetkilileri, ışlemleri hızlandırmak için ilave kadro ile calıştıklanm söylediler. Impexbankzedeler ise, bankanın tasfı- yesi ile ilgili hükümeti suçluyorlar. TYT ve Marmarabank'ın tasfıyesînin ardından hükümeün bankalara yönelik üçlü güven- cesinin açıklandığını hatırlatan mudiler, kendi bankalannın bundan yararlandın- Imamasını eleştiriyorlar. Hükümetin acı- kladığı önlemlere güvenip bankadan pa- ralannı çekmediklerini, iki gün sonra da bankanın kapaüldığını kaydeden banka- zedeler, büyük hissedar F.liyeşil ailesine Impexbank'ı kurtarmak için fırsat veril- mesini istiyorlar. Impexbank'a parasını kaptıran renkli simalardan biri de Milliyetçi Hareket Par- tisi (MHP) İstanbul belediye başkan adayı Ahmet Vefik Alp. Seçimleri kaybet- tikten sonra da bir darbe de Impexbank'- dan yiyen Ahmet Vefik Alp, 25 milyar li- rasını kaptırdığı iddialannı yalanhyor. "Biz mimarlann o kadar parası olmaz. O kadar para ancak müteahhitlerde olur. Fa- kat benim de bir miktar dövizim bu banka- daydı" dedi. Beklentisi ve temennisinin hiçbir günahı olmadığı halde mağdur du- ruma düşen mudilere paralannın tümüyle ödenmesi olduğunu söyleyen Ahmet Ve- fik Alp, "Hazine bu paralan ödedikten son- ra sorumlular ile ilgili gerekli işleri yapsın. Herkes ekonomtst değil. bu bankanın bata- cağını mudiler nereden bilebilirdi. Banka- ları denetlemek detletin görevi. Mudiler mağdur edilirse devlete gü>en kalmaz" dedi. Impexbank'ın en büyük hissedan Can Eliyeşil'ın. bankanın genel merkez binası önünde dün yapılan toplantıya katıldığı öğrenildi. Eliyeşilin "Bankamı kapat- mayın, 20 trilyonluk mal >arlığımı satıp bankayı kurtarabilirim" şeklindeki açıkla- malanna güvendiklenni belirten mudiler. bankaya destek olrhak amaayla. bir yıla kadar paralannı bankada bırakabilecek- lerini söylediler. Bankanın tasfiyesinde bir usulsüzlük olduğu görüşünü paylaşan mudiler, devle- tin "kendi çıkarlan için" bankayı ka- paltığını. bundan sonra da öncelikle Kalkınma Bankasf nı kurtarmaya çalışa- cağını, devletin halkı düşünmediğini ileri Alp de Impex- bankzede sürüyor. Mudilerden biri, "Cumhurbaşkanı Sayın Süleyman De- mirel, dövizinizi yastık altı yapmayın diyor ama başbakanın bankalara gü>enûı şeklindeki açıkla- masından sonra birbi- ri ardı sıra üç banka batıyor. Sayın Demi- rel'e nasıl, niye gihenelim?" diye sorarken, bir başka mudi. "Paramız devlete gidece- ğine yoksullara gitsin daha iyi" diye devlete karşı duyduğu güvensizliği dile getirdi. Elinde. üzerlennde Marmaraank TYT. Impexbank yazılı üç hesap cüzdanıyla ge- len bir "gurbetçi M de "Gihenli olsun diye paramı üç bankaya böldüm. de>let. banka- İanmıza güvenin dedi, şimdi ben ne ya- payun?" diye sorarken, N'ahide Kutun isimli mudi de 20 sene dadı olarak çocuk baktığını. bütün emeğinin karşılığını dev- lete güvenip Impexbank'a yatırdığını söy- ledikten sonra, bir başka mudi, Cumhur- başkanı dahil devleti sorumsuzlukla suç- ladı. Mudi Seyit Ali Kömeçoğlu, yurtdı- şında çalışırken kazandığı 15 yıllık emeği- ni (döviz olarak 6.5 milyar lira), devletin Türkiye vergi rekortmeni• Izmir'denİZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu)- İzmirli gemi acenteü'ği yapan Dutilh kardeşler Türkiye vergi rekortmenli- ğinde bir ve ikinci sırayı paylaştılar. Kentlerde Gelir Vergisi listelerinin açıklanmasmdan sonra İzmirli Du- tilh'ler yine Türkiye rekortmeru oldu- lar. Hendrik Dutilh, ödeyeceği 26 mil- yar lira vergi ile dördüncü kez Türkiye vergi şampiyonu oldu. Türkiye vergi rekortmenliğinde üçüncülüğü genelev patroniçesi Matüd Manukyan, dör- düncülüğü ise işadamı Rahmi Koç aldı. Bir süre önce İzmir'de vergi sırala- masında birinci ve ikinci olarak açıkla- nan Hendrik Dutilh ve Karel Dutilh kardeşler. Türkiye vergi rekortmenli- ğinde de ilk iki sırayı aldılar. Gemi acenteliği ile uğraşan Hendrik Dutilh 26 milyar lira, kardeşi Karel Dutilh de 17 milyar lira vergi ödeyecekler. İstan- bul'da vergi rekortmenleri arasında bi- rinci olan genelev patroniçesi Matild Manukyan da 16 milyar 11 milyon lira ile Türkiye çapında üçüncü sıraya yer- leşti. Ankara'da 14 milyar lira vergi ödeyerek birinci olan işadamı Rahmi Koç, Manukyan'ın ardından Türkiye dördüncüsüoldu. güvencesinde diye bildikleri için Impex- bank"a yatırdığını söyledi. Mudiler. Kalkınma Bankası'nın da pa- rasmı Impexbank'a yatırdığını. bu koşul- larda bankanın durumunun kötülüğün- den nasıl şüphe edilebileceklerini sorar- ken, devletin TKB'yi kurtarmak için kol- lan sıvayacağına inandıklannı belirttiler. Mayısta ödenebilir Bankanın yönetim ve denetimini ge- çicı olarak üstlenen Emlakbank Genel Müdür Yardımcısı Clfet Cinbiş. tespit iş- lemlerine başlandığını belirtırken: "Bize bankanın geçici yönetimi ve denetimi veril- di. Teslim edildiği tarih itibariyle, alacak- ların dökümü yapılacak. Sonuçlar, Hazi- ne'ye inrikal ettirilecek. tasarruf mevduatı sahiplerinin kişi bazında \apılacak döküm cervelleri Merkez Bankası'na ha>ale edili- yor. Tasarruf mevduatı sigorta fonundan yapılacak aktarundan sonra, bilahere ta- sarruf sahiplerine ödemeler v apılacak, on- dan sonraki işlemleri hazine vapacak. İlk elde 150 milvona kadar ödemeler yapacak" dedi. Tespitlenn aşamasırun mayıs ayı so- nuna kadar bıtmesı bekleniyor. Cinbiş. iş- lemlerin bir an önce bitebilmesi için fazla sayıda kadro getirdiklerini belirtti. Marbank9 ta spekülasyon iddiası araşbnlıyor • Sermaye Piyasası Kurulu (SPK), tasfiye karanndan önce Marmara Bankası'na Amerikalı biryatınmcının ortak olacağı yönündeki asılsız haberlerin kaynağını araştırmak üzere soruşturma başlattı. ESRAYENER ANKARA - Sermaye Piyasası Kuru- lu (SPK), tasfiye karanndan önce Mar- mara Bankasfna Amerikalı bir yatı- nmcının ortak olacağı yönündeki asıl- sız haberlerin kaynağını araştırmak üzere soruşturma başlattı. SPK'dan bir yetkili, basında çıkan haberler üzerine. tasfiye sürecine girmeden önce Mar- bank'ın hisse senetlerinin değerinin art- tığma dikkat çekerek. "Tasfiye kara- nndan hemen önce, bu yolla hisse senet- lerinin değeri yükseltildi. Haberi kimin çıkarttığı ve hisse senedi satışından men- faat sağladığı araştırılıvor" dedi. Marbank'ın zor durumda olduğu- nun kamuoyuna yansımaya başlama- sının ardından. bir ortağm bankaya ortak placağına ilişkin banka yöneti- minin İstanbul Menkul Kıymetler Bor- sası'na (İMKB) başvurması ve bilgile- rin asılsız çıkması üzerine, SPK. haber- lerin kaynağının araştınlması için soruşturma açtı. SPK yelkilileri. haberlerin Mar- bank'ın IMKB'deki hisse senetlerinin fıyatlannı artırdığını. tasfiye nedeniyle birçok kişinin mağdur durumda kaldı- ğını söyledi. Haber kaynaklannın bu- lunması yönünde soruşturma açıldığını bildiren yetkililer, hisse senetîerinin gün içindeki yükselmesinden menfaat sağlayanlann da belirlenerek inceleme- ye alınacağını söyledi. Tasfiye sürecine alınan bankalann hisse senetleri borsa- da işlem göremiyor. Uras: Uçaklar benim değil Geçen hafta tasfiye edilen Mar- bank'ın Yönetim Kurulu Başkam Atil- la Uras. Agusta A 109 tipi helikopter ile Falcon 10 uçağının kendisinin olmadı- ğmı açıkladı. Basını yeterince araştırma yapma- dan, gerçek dışı haber yazmakla suçla- yan Atilla Uras, Agusta A 100 tipi heli- kopterin Halley International Havacı- bk Taşıma Sanayi ve Ticaret AŞ adına kayıtlı olduğunu, şirketin Italyan Agusta fırmasının mümessili olduğunu belirterek, "Söz konusu helikopter, de- monstrasyon amaçlı olarak Türkiye'de bulunduruluvor. Aynı zamanda hava taksiciliği amacıyla kullanılıvor" diye konuştu. Falcon 10 uçağının Al Baraka Özel Finans Kurumu AŞ'den finansal kira- lama yoluyla kıralandığını kaydeden Atilla Uras, "Aynj uçak hava taksicili- ğinde de kullanılıyordu. Gerekli halkrde kullandığımı/da ise uçuş süreleri. ilgili şirkctçe fatura edilivordu. Şu anda uçak tamirde" dedi. 'Hisse satmadım' Marbank'ın tasfıyesinden önce Mar- bank hisse senetlerinin artmasıyla hiç- bir ilgisi bulunmadığını iddia eden Atil- la Uras, isteyenlerin hisse senetlerinin alını ve satım dökümünü Borsa kayıt- ianndan bulabileceğine dikkat çekti. Marmara Bankası'na yabancı ser- maye getirme girişimlerinin ekim 1993 tarihinden bu yana sürdüğünü ammsa- tan Uras. "Sermaye ve sabit kıymet sa- ttşı şeklinde 50 milyon dolar miktarında bir nakitin Fairchild Corporation ve ay- nı kuruluş vasrtasıyla First Fidelity, Oppenheimer&Co. ve Donaldson, Luf- kin&Jenrette gibi kuruluşlar tarafından yapıiacağını müessesenıiz Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı ile Merkez Banka- sı nezdinde ilgililere bildirmiştir. Bu giri- şirnin vakit geçirmeksizin İMKB'nûı bilgisine sunulması gerek yatırımctlaruı haklarının korunması, gerekse spekü- lasyonlara yol açdmaması için gerekli bir adımdır." IŞÇEN1KEVREN1NDEN ŞÜKRAN KETE1VCİ Pan Ekonomik İdeoloji Türkiye-Avrupa ilişkilerinin sosyal sonuçlarının, insa- na etkilerinin ilk kez tartışıldığı toplantı, basınımız ve te- levizyon kanallarımız için yeterince renkli bulunmamış olmalı ki hemen hemen hiçyer verilmiyor. Oysa Avrupa- lı olma düşümüzün insanımıza getirip-götürdükleri, bü- tün boyutları ile ameliyat masasına yatırılıyor. Bir türlü Avrupalı olmayı beceremedik, ancak Avrupa'nın, Avru- palıyı en çok ürküten, insanı gözardı eden ideolojilerini, orada asla gündeme gelmeyen uygulama boyutları ile yaşamımıza sokuyoruz. Avrupa Konseyi Genel Sekreter Yardımcısı Peter Le- uprecht, Avrupa'nın yeni oluşumunda bir ideolojiden çok korktukiarının altını çiziyor. Pan-ekonomik ideoloji adını verdiği bu ideolojinin, insanları ekonominin birer aktörü haline getirdiğine işaret ediyor. Avrupa'da insan haklarına dayalı bir birlik kurmaya calıştıklanm, ancak bu ideolojinin insan haklarına katkıda bulunmadığını, geliştirilen sosyal politikaları yaraladığını anlatıyor. De- mokratikleşmeye, insan haklarına zarar veren bu ideo- lojinin karşısında mücadele verilmesi gereğinin altını çiziyor. Avrupa Birliği içinde oluşmuş insan hakları, sos- yal haklar standartları ve değerlerinin titizlikle korunma- sı gereğini anımsatıyor. Leuprecht, Avrupa'nın insan hakları, sosyal haklarda ulaştığı değerlerin Türkiye'de aranmasının bir eleştiri olarak algılanmasının yanlış olduğunu, aile bireylerinin sorunları görmesi ve endişelenmesi, uyarması olarak algılanması gerektiğini söylüyor. Laik ve demokratik bir Türkiye'nin, içinde bulunduğu coğrafi ve tarihi noktada Avrupa değerlerinin dünyaya yayılmasında çok büyük katkısı olabileceğini belirtiyor. Türk Harb-iş Başkam Izzet Çeön de Türkiye-Avrupa ilişkilerine işte tam bu noktadan eleştiri getiriyor. Tür- kiye'nin Avrupalı olmayı siyasal bir tercih ve ekonomik işbirliği olarak gördüğünü, bundan birinci derecede et- kilenen çoğunluğun, iktisaden güçsüz yığınların geliş- menin tamamen dışında bırakıldıklarını anlatıyor. Tür- kiye'yi yönetenlerin kendi gelişme ve arayışlarına uygun yaklaşımlarının bugün gümrük birliği tartışma- sında da sürdürüldüğünü, neler getirip götüreceklerine, sadece bir grup politikacı ve iş çevrelerinin çıkarlan açı- sından bakıldığını vurguluyor. Ekonominin temel öğesi- nin, amacının hiçbir zaman insan olmadığını anımsata- rak, halkı dışlayan bu yaklaşımların başarı sansı olmadı- ğını söylüyor. "Türk halkının, iktisaden güçsüz durum- daki çoğunluğunun, çalışan kesimlerin Avrupa Toplu- luğu'nda kendilerini gerçekte ne gibi sorunların ya da fırsatlann beklediğini yıllar önce tartışması, anlamaya çaiışması çok daha isabetli olurdu. Bu yapılmadı. Avru- pa Topluluğu ilişkisi, belli çevrelerce, Türk ekonomisini sendikal hedef ve amaçlarla temelden çatışan belirli bir yöne doğru açmanın aracı olarak kullanılmaya çalışıldı" diyor. AT'ye 1987 yılında tam üyelik için başvuruyu yapanla- rın, üyelik için yeterli gördükleri ekonomik gelişmenin ancak bir avuç azınlık için söz konusu olduğunu, sendi- kacı gözü ile değerlendirildiğinde tablonun çok olumsuz olduğunu, bu gerçeğin gözardı edilmesinin sonunda 1994te her on yılda bir yaşanan devresel krize girildiğini açıklıyor. Türkiye'yi yönetenlerin bu çarpık tabloyu yürü- tebileceklerini sandıklarmı, iç pazarın doymuş olması karşısında bugün dışa açılmayı savunduklarını anımsa- tarak, "Bunlar ekonomide ve ekonomik gelişmişlikte insanın ve insanı salt insan olduğu için korumaya çalı- şanların dışlanabileceğini sananlardır" vurgulamasını yapıyor. Türkiye'nin Avrupa ile ilişkilerini derinleştirme- sinin ekonomik ve sosyal sonuçlar açısından olağanüs- tü yararları olabileceğini, Avrupa deneyiminin, Avrupa sendikacılık hareketinin savunduğu görüş ve değerlerin Türkiye'yi yönetmeye çalışanlar ve onların siyasal des- tekçisi konumundaki mutlu azınlık için son derece önemli bir öğreti olabileceğini söylüyor. örneğin 1982 Anayasası'riin yasakçı hükümleri ile demokrat oluna- mayacağını, Batı demokrasileri içinde yer alacaklarsa, ortak değerlerine bağlı olmak zorunda olduklarını, eko- nomik gelişmişliğin özünde mutlu azınlık yaratmak de- ğil, gelir dağılımı adaletsizliğini en aza indirmek, Tür- kiye'deki ekonomik yapıya sosyal ve demokratik bir boyut katmak olduğunu belirtiyor. DİSK Genel Sekreteri Süleyman Çelebi de Türkiye- Avrupa ilişkilerinin, gümrük birliğinin ekonomik ve sos- yal sonuçlarının, topluma etkilerinin ilk kez Avrupa Serv dikalar Konfederasyonu çatısı altında tartışıldığı gerçe- ğinin altını çiziyor. Türkiye'nin, çalışanlar, işçiler ve işsizler cephesinden gümrük birliğinde çıkabilecek so- runlarının nasıl çözümleneceğini tartışmak durumunda olduğunu anımsatıyor. Gümrük vergilerinin kaldırılma- sından başlayarak, ihracatta ortak fiyat uygulaması, fir- malara bugüne kadar uygulanan devlet desteğinin kal- dırılması, ithalat giderlerinin yükselmesi, rekabet edemeyen sanayi dalarında işgücünün açıkta kalması, yeni teknolojiye yönelebilme.. olanaklarına kadar bir di- zi soruya yanıt aranması gerektiğini vurguluyor. Tür- kiye'nin karşılaştırmalı üstünlükler açısından gelişmeye aday bir ülke konumunda görülmediğini, bunun korkutu- cu sonuçları olabileceğini söylüyor. Türkiye'nin ancak ucuz emek ve tarım ürünleri açısından öne çıkan sektör- leri olduğuna değinerek doğabilecek olumsuz sonuçlar üzerinde alınması gerekli önlemler konusunda hükü- meti ve Avrupa Birliği'ni uyarmak gereğini duyduklarını belirtiyor. Görüşlerini "Avrupa Birliği ile kurulacak ya- kın ilişkiler ve gümrük birliği bağlamında doğacak top- lumsal sorunları karşılayabilmenin yolu, demokratik bir toplum oluşturma modelinden geçiyor. Sorunlar anti- demokratik sistemin sunduğu çözüm olanaklârıyla ası- lamaz. Diyalog varmış izlenimi yaratmak üzere oluştu- rulmak istenen işlevsizkonseylerlede olmaz"cümleleri ile özetliyor. Kısacası, insanı ekonominin aktörü haline getirmek isteyen, Avrupalı dostumuzun "pan-ekonomik ideoloji" adını verdiği bu tehlikeli akım, Avrupa'dakinden de daha ürkütücü bir boyutta Türkiye'de geçerli tek ideoloji ola- rak yaşatılmak isteniyor. VEFATAtatürk'ün komutanlanndan merhum Osman Nuri Büyükalpan ile Cemile Haıum'ım evladı, TBMM Birinci Devre Mebusu merhum Şevket Bey ile Saime Hanım'ın gelini. Sanayi Bakanlığı Başmüfettişi merhum Sadettin Candaner'in eji, merhum Necat Candaner'in annesi; Nüvit, Natuk, Oznurve PembeCandaner ile Nazan ve Hasan İlkova'nın babaannesi; Necat, Nevra, Aksel, Canan'ın ninesi; Asuman Tanyolaç'ın kayınvalidesi; Tanyolaç, Akbulut. Cebeci, Büyükalpan ailelerinin teyzeleri, halalan ve değerli büyüğü P. NURİNNİSA CANDANER Hakkın rahmetine kavuşmuştur. Cenazesi 28 Nisan 1994 perşembe günü (bugün) Şişli Camii'nden ikindi namazını müteakip kaldınlarak Zincirlikuyu Mezarhğı'ndaki aile kabristanına defnedilecektir. AİLESİ SATILIKDAİRE Acıbadem'de sahibinden satılık, 70 m 2 . Kaloriferli Tel.359 6985
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle