23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
22NİSAN1994CUMA • • • • CUMHURIYET SAYFA HABERLEREVDE VAMI 15 TÜRKİYE'DE DUNYADA Adana Afyon v r*ara Antalya Aydın Bursa Çanakkale Dıyart>ala' Edıme Erzururr Eskışefıır tstanbui tzırttr Kare Konya Saınsun Trabzoo Zonguidak A 27 14 Y23- 8 Y25- 11 Y23' 15 Y26 ' 16 Y 29' 11 Meteoroloji Işlerı Genel MudurSüöü nden ahnan btlgiye göre, bütün bö(- getenmız cok bulütlu Marmara ntn doğusu Karadenız Iç Ege Göller Bolgesı İc Anadolu Doğu Akdenız Doğu AnadcHu nun kuzey ve batısı sağanak ve yeryergok guruftulu sağanak yağ.sd gececek Denızlerımız- de ruzgar Batı Karadenız de yıldız ve karayel Doğu Karadenız de gun- doğusu ve poyraz Marmara da yrldız ve poyazdan 2-4 kuvvetıode saatte 4-16 denız mrlı hızta esecek Van Golu nde hava parcalı ve cok bulutiu gececek Afiiman Atına Bagdat Bonn Brukse! Cenevre Cezaytr Frankfurt Leikosa Petersburg Londra Madna Mılano Moskova Munıh Oslo Pafıs Prag fiıyad Roma V'yana y n- A 36 B26' A35' Y 16" Y 13" Y 14 ' Y20" Y 16 Y 31 • B 9" Y 15 B 16" Y 16 B 13" Y 12" Y 9' B 16 Y !3" A 37* Y 21 ' Y 14 j Yağmurlu ı Bulutlu Sıslı Guneşlı § Karlı J Tayvan modası TAİPEH-Tayvanlı modacılarınçizimve dikimlerinden oluşan koleksiyonlan, GünevdoğuAsya esintileri getiriyor. Örneğın Shiatzy Chen'inkırmja pamuklu gömlek ile siyah pamuk ku- şaktan oluşan "saydam" giysisi Batı'lı modacılann da ilgisini çektı.(FOTOĞRAF: AP) Çikolataya koşun LONDRA-Metal para biçimindeki çikolatalanyla tanınan Cadbury's Dairy-Milk adlı çikolata fabrikası. bugünlerde 75. kuruluşyıldönümünü kutluyor. Kutlamalara ""satıcı" olarak katılan üç yaşındaki Bobby Amissah (solda) ile James Bateson, nerdeyse kendi boylanndaki reklam çikolatasmı yu- varlayarak tanesinden yak- laşık 2 bin Jira kazandıklan çikolatalann pazarlıyoriar. (FOTOĞRAF:AP) GÜNDEM MUSTAFA BALBAY ANKARA - Siyasi partılenn tümünde bir kimlık bunalımı yaşanıyor. Şöyle bir ilanın altına, RP ve MHP dışında tüm partilerın adı yazılabilir: - Kimliğimi yitirdim, hükümsüzdür... DYP, "modern"bir kadın genel başkanla merkez sağda oturacağı yeri arıyor; SHP, "Bugüne kadar solcular sadece pay/aşmayı konuştu, uretmeyı de konuşmalıyız" dıyen bir genel başkanla kendini kanıtlama gırişiminde; ANAP, özal'ın, "dort eğilim" mırasını reddederek. merkez parti ülma arayışında; DSP, ısrarla sosyal demokrat/ardan farkfı olduğunu kanıtlamaya çalışıyor; CHP, yüzde4.5'le "doğdu- ğunu" iddia ediyor... Bugün ANAP'ı ele alalım. ANAP, bugünlerde pek "mesut" değil. Son iki yerel se- çim ANAP'a yaramadı. 1989da da 21.75e düşen ANAP'ın durumunu Oltan Sungurlu, şoyle anlatmıştı: - Üzerimizden silindir geçtı. Bu kez silindir geçmedi, ama deprem yaşandı. Şu ana kadar yapılan belırlemelere göre, deprem can kaybına neden olmadı. Ama yaralıların durumu ne olur. bi- linmez. Genel Başkan Mesut Yılmaz, yaralan sarmaya çalışır- ken hasar tespit çalışmalarını da henüz tamamlamamış görünüyor. ANAP. bıraz da düdüklü tencere gibı. Dışarıdan pek bir- şey yokmuş gibı görünüyor, ama çıkan buhara bakılırsa içerisi kaynıyor. ANAP'ın geçmişini kısaca özetleyelim: 1983 ilkbahannda. Turgut özal ve 40 kadar arkadaşıyla kuruldu. Temel amaç, dört eğilımi bırleştirmekti. Darbe or- tamının getirdiğı tat\ı su/arda, muhalefet bakımından diken- siz gül bahçesine dönen Türkıye'de, 1983-87 arası rahat bir iktidar dönemi yaşadı, ülkenın siyasal yaşamında zemini olan partiler örgütlendikçe güç kaybettı. Bugün Mesut Yıl- maz önderlığinde yine dört eğilımden ınsanın sempatı ile bakabileceği bir "merkezparti" olma ıddiasında. Yılmaz'ın geçmişini de kısaca aktaralım: Siyasete ANAP'la birlıkte başladı. Kültür ve Tunzm. Dı- şişleri Bakanlığı ve hükümet sözcülüğü yaptı. Alman eko- lünden. Eğıtimının bir bölümünü Köln'de tamamladı. Yıl- maz'la birlikte ANAP'ın da biraz Alman ekolüne kaydığı söylenebilir. ANAP'ın öncülüğünü yaptığı Türk Demokrası Vakfı, Alman Konrad Adenauer Vakfı ile işbirliği içinde. Yıl- maz, sağlık sorunlarmı da Türkıye'de çözemezse Alman- ya'ya gidiyor. Bılındıği gıbi bazıları da Houston'a gidıyordu. Bizim edindiğimiz kesin olmayan bılgılere göre, Almanlar Yılmazdan umudukesmişdeğil. Amagaliba, kişilikolarak "bıraz ters" buluyorlarmış. Yılmaz'ın seçim sonrasında. aralıklarla verdiği demeçle- ri alt alta sıralarsak, kafasının bıraz karışık olduğu ortaya çıkıyor. ikısinı aktaralım: - Bugüne kadaryumuşaktık, ama artık sert muhalefet ya- >acağız. - Aktif muhalefet yapacağız. ama yapıcı olacağız. ANAP. sert mi yumuşak mı olacağına henüz tam karar vermiş değil. Aynı durum, partının içinde de var. Yılmazr ekibi, parti tüzüğünü öyle yapmış kı, Yılmaz ıstemezse ola- ğanüstü kongreye gıtmek zor. Kısacası, ANAP içinde bir grubun partiyi kongreye sürük- lemesi mümkün değil. Bu haftabaşında Ankara'da bir ara- ya gelen ıl başkanlarının bir bölümünün üst yönetimden ra- hatsızlığını diie getirmesinin ardından, parti içi hareketlilik biraz daha artmış görünüyor. Güneş Taner'in, Lütfullah Kayalar ın, "tekbaşlarınapar- tiyi sürükleyecek lider"tipınde olrnadığını düşünen parti içi muhaliiler şimdı. Yusuf Bozkurt Özal seçeneğını ısıtmaya çalışıyorlar. Bugünlerde sesını en çok çıkaran istanbul Mil- letvekili Naci Ekşi. Dünkü görüşmemızde Ekşi, açık konuş- tu: "Tavırsızlığımız. tembelliğimiz ve korkaklığımız bizi bu noktaya getirdi. Mesut Yılmaz gitmelı ve parti yenilenmeli- dir. Partinin başına dindar, ama şerıatçı olmayan, ekono- miden anlayan, ama sadece özel sektörü değil DPT'yi de bilen, Özal felsefesini özumsemış, sabahları da erken kal- kan bir kişi gelmelı." Yani Ekşi. Yusuf Özal diyor. Oltan Sungurlunun buna yanıtı ise şöyle: "Parti içinde genel başkanlık arayışı yoktur. Mesut Yıl- maz a karşı yapılacak her hareket yenilmeye mahkumdur. Yalılarda tayin edilen genel başkanlarla ülkenin ne hale geldiğini gördük." Merkez sağ. bir süre daha netleşmeyecek. Amerikancı Tansu, Almancı Mesufa karşı. ikisı de sağı toparlayamazsa pusuda Suudi Necmettin var Hastalıklı ithal etMBaştarafi 1. Sayfada re güvenerek fatura karşılığı mal aJdık. Ortada bir suç varsa, bunun sorumluluğu gümrülder ile ithalat- çıfirma>aaittir. Tüm sorumluluk özel sektöre aitken, EBK gibi gü- venilir bir kuruma niye yükleni- yorlar" dedi. Marmara Yapı AŞ tarafmdan ithal edilen canh hav^ anlann bir bölümünün de Et Balık Kurumu tarafmdan alınıp piyasaya veril- dıei belirlendi. Konuyla ilgili gö- riiştüğümüz bir Et Balık Kuru- mu yetkilisi, kurum olarak güm- rûkten geçmış bir canlı hayvanın sağlıklı olacağını düşünüp bun- lan satın aldıklannı vurguJaja- rak şunlan söyledi: "Gümriiğe ge- len canlı hapandan alman numu- neter ilk önce, Ankara'daki Hay- van Hastalıklan Hastanesi'ne konfrol için gönderilir. Burada hayvanın sağlığa zararlı maddeler icerip içermediği anlaşılır. Ardı- f. ın .NükJeer .Araştırma Merkezi hayvanlar üzerinde rad\asyon kontrolü > apar. Tüm bu işİemler- den sonra. ithal edilen havvanlar ülkemize giriş yapar ve burada aracı kurumlar tarafından satın alınır. Biz ithal edilen canlı hay- raoda kanserojen maddeler olup olmadığını araştıramayız." Mevzuat eksikliği. vurdum- duvmazlık yurttaşlann kanse- roıen madde içeren ithai etler ye- mesine izin veriyor. Ancak ithal canlı ha\\an ticaretinde kimse- nin fark etmediği bir de cazip yön \ar. 19301u \ıllarda Amerika'da içki ticareti ve kaçak etle palaz- ianmaja başla>an mafya örneği şimdilerde ülkemizde karşılığını buluvor. Çünkü kaçak canlı hay- van iki türlü avantaj sağlıyor. Bi- rincisi: canlı ha>Tan ticareti kara- paranın aklanması için bulun- mazfırsat. İkincisi ise Marmara Yapı AŞ"nin yaptığı gibi devletin \a- sakladığı ülkelerden ucuza kaçak et alarak Türki\e'de bunu fahiş fiyattan satması. Et Balık Kuru- mu \etkilisi bu konuva şövle açıklık getirişor : "Vaptığımız araştırmalara göre Marmara yapı AŞ, bir süre >asaklı bulunan Çe- koslo\akya"dan kaçak et alıyor (Çekoslovakya, kanserojen mad- de içeren tanm ilaçlarının hay>an- lara geçmesi yüzündan bir süre ya- saklı ülkeler kapsamına alınmış- tı). Ancak bunu Roman>a'ya gö- türerek etiketini değiştirivor. Ro- nıanya orijini vuru\or. Canlı hay- vaıı RDmanya'dan gelmiş gibi iş- lem görü\or. Sonra gerekli sağtık raporları düzenlenerek (nasıl oidu- ğu belirsi/) ülkeye şokuluyor. Ör- neğin erin kilosu 20 bin liradan gümriiğe yazdınlıyor. Böyle bir fi- >at olanaksız tabii. İçeride onu 80 bin liradan satıyor. Faturalarda ojnuyor, KDV'de ojnuyor. Her taraftan kazanıvor." Bankacılarkoalisyonuböldü \Baştarafı I. Sayfada Ek vergi yasa tasansının diin ve önceki günkü görüşmelerin- de ilk 5 maddesi kabul edildi. ancak net aktif vergisi oranla- nnı düzenle>en 6. madde ele alındığında müteahhitlerle bankacılardan gelen istekler doğrultusunda hazırlanan "yu- muşatma" önerisi koalisyon ortaklannı böldü. SHP. mütc- ahhitlerden tahsil edilecek net aktif vergisinin, maliyetin beş- te birinden: bankacılık seklö- ründe de aktif değcrlerin yansından alınması önerisine karşı çıktı. DYP'lilerin bu öne- risi komisyon tarafından de- ğerlendirilmek üzere tasan ile birlikte geri çekildi. Komis- yon. bu öneriyi karara bağla- dıktan sonra. tasan gelecek hafta aenel kurulda görüşüle- cck. SHP'liler tasannın delinme- sinin toplumda olumsuz psi- kolojik etki varatacağını belir- terek önerive karşı çıkarken SHP'li millctvekilleri ile bakan- lar arasında da görüş avnlığı yaşandığı gözlendi. Bakanlar. net aktif \ergisinin lasanda ön- göru'ldüğü biçimde alınması dunımunda müteahhitlerin he- nüz bitmemiş işlerin \ergisinj ödemek dunımunda kalacak- lannı. bankalann da açtıklan krediler nedeniyle büyük vergi }ükü altında sıkıntıya düşecek- lerini belirterek grup yöneticile- riniikna>açalıştı. Genel kurulda benimsenen maddelerle bakanlar ve millet- \ekilleri dc 1993 yılı kazançlan 600 milyon lirayı aşan üst dü- ze> yöneticilerle birlikte >üzde 10 oranında ek \ergi ödeyccek mükellefler kapsamına alındı. Ödemelerdc 3 olan taksit sayı- sı. genel kurulda benimsenen bir önergeyle 5'e yükseltildi. Baııka kurtanlması yasallaşb • Baştarafi 1. Sayfada başta ANAP olmak üzere mu- halefet partilerinden destek görmesine karşın, DYP'lilerin oylanyla reddedildi. SHP"nin tutumu. DYP'nin tepkisine neden oldu. TBMVTnin önceki günkü toplantısında gündeme gelen banka kurtarma önerisi. dün sabah Plan \e Bütçe Komis- yonu'nda. akşam saatlerinde de Genel Kurulda jet hızıvla görüşüldü ve tartışmalardan sonra kabul edildi. Buna göre. Merkez Bankası. "bankacılık sisteminde belirsi/lik >c güven- sizlik olusması. fon çekilişieri- nin hı/lanması halindc. hakkın- da belirsi/lik \e güvensizlik olu- şan bankalara, özkaynakla- rının iki katına kadar, bir j d >a- deü kredi" verebilecek. Kredı açılırken. Merkez Bankası. uy- gurrgöreccği teminatları ara- yacak. Plan ve Bütçe Komisyonu. bir bölümü basına kapalı ola- rak >apılan gızli toplantısında. açılacak kredinin bankanın özkavnaklannın üç katına ka- dar olması önerisini. "iki kat" olarak değiştirerek benimsedi. Gizli oturumda. komisyon üyelenne bilgi veren Merkez Bankası yetkilileri, amaan banka kurtarmak olmadığını savundular. Bazı bankalann tasfneedılmeM nedenıvle. hal- kın bankalara yöneldığini ve mevduatlannı çektiğini bildi- ren yetkililer. bu nedenle bazı bankalann sıkıntıya düsebile- ceğini. böyle bir yetkinin alın- masında yarar olduğunu söy- lcdiler. Merkez Bankası"na banka kurtarma \etkisi veren önerge. tartışmalardan sonra MHP Trabzon Milletvekıli kora\ Aydın. SHP Hatav Millct-.ekıİı \Iehmet Dönen ve DYP ovla- nvla kabul edildi. Önenyi hü- kümet adına savunan Sanavi ve Ticaret Bakanı Tahir Köse ise bu düzenlemenin "paraya hiicuma'" karşı bir önlem oldu- ğunu sövledi. Genel KuruTda tartışma TBMM Genel Kuruluna yasanın görüşmelen sırasında. Â\AP "Grup Ba'$kanveklh Hasan Korkmazcan ve RP Kavseri Milleıvckili Abdullah Gül. \eni yetkjyle banka kur- tarmanın amaçlandığını belir- terek önerive karşı çıktılar. ANAP'lı Güneş Taner ise ban- kacılık sisteminde yaşanan sı- kıntıva sevırci kalınamavaca- ğını belirterek partisıvle ters düştü. SHP İstanbul MilJetve- kili Nami Çağan da özerkleş- tirmevi amaçlavan yasanın özüne avkın olduğunu vurgu- ladığı önergeyi "korsan" diye niteledj. Çağan. banka kurtar- manın. siyasi bir karar olduğu- nu ve bu sorumluluğu Bakan- lar Kurulu'nun alması gerekti- ğini ka>detti. Öneriyi savunan Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanı ve Samsun Millelvekilı İlyas Ak- taş ise "Ortada bir >angın \ar, bunu scindürmek durumunda- >ız. Yarına çıkacağımızdan emin değilim, bugünü kurtara- lım" diye konuştu. Önergenin kabul edilme olasılığının belir- mesi üzerine Başbakan Tansu Çiller ile tüm D^'P'li bakan- lann Genel Kurul salonuna ızelnıelendıkkatçekti. ı asaş la aynca. Merkez Bankası'nın daha özerk birya- pıya kavuşturulması da hed'ef- İenivor. Banka. özel hukuk hii- kümlerine tabi olacak ve Hazi- ne'yeavans verrneyükümlülü- ğündcn 4 vıl içindekurtulacak. Banka kurtarma yükümlü- lüğünün. yasanın amaçladığı "özerkliğı"" önemli ölçüde ze- delediğine dikkat çekildi. Mer- kez Bankası'nın Hazine'ye açtığı kısa vadeli avanslann aşumalı olarak kaldınlması \önündeki hükmün. bütçe ödeneklerinin. geçiş sürecinde. enflasvon oranına koşut ola- rak artınlması formülünün reddedilmesi nedeniyle zayıfla- tıldığına dikkat çekiîiyor. RPli Erdoğan'dan basma yasaklama VtEHMET DEM İRKAYA Atatürk'e saygı duruşu vapıl- ması için verilen önergevi oylat- mayan ve belediye meclisini "Fa- tiha"okutarak açan, İstanbul'un su sorunu ıçın "jağmur duası"na çıkılacağını belirtip. belediye meclisinin seçtiği başkanvekille- rini veto eden RP'li İstanbul Bü- > ükşehir Beledi\'e Başkanı Recep Tayyip Erdoğan bu kez de Özel Kalem Sekreterlik Salonu'na ga- zetecilerin girmesini yasakladı. Erdoğan. yasaklamavla ilgili ola- rak " Siz kendinize ait mahrem yerlerinizi rahatlıkla herkese aça- biüyor musunuz?'" dedi. Gazeteci- lerin. basın özgürlüğünü hatı- rlatıp itiraz etmeleri üzerine de Erdoğan. "Biz basına di>et bor- cuyla gelmiş değiliz. Bunu bilme- nizi özelliklc istiyonım. Tek borcumuz halkımı/adır" dıve ko- nuştu. Büyükçekmece ve belde bele- diye başkanlarının dün Tavvip Erdoğan'ı zivaretini izlemek is- teyen gazeteciler. İstanbul Bü- v ükşehir Belediyesi'nde yeni bir uygulamayla daha karşılaştılar. Bedretfin Dalan ve Nurettin Sö- zen döneminde her zaman açık bulduklan Özel Kalem Sekreter- lik Salonu'nun kapısı gazetecilere kapatılmıştı. Kapıda bekleven güvenlik görevlileri. aazetecile- rin. "Peki, Başkanla nasd görü- şeceğizT" sorusuna "Siz göriişme isteğinizi bize ileteceksiniz. Biz sekreterlere ileteceğiz. Onlar da Başkan'a iletecekler" yanıtını verdiler. Gazetecilerin. şımdiye kadar bövle bir uygulamanın olmadı- ğını. buna neden gerek göriif- düğünü sorması üzerine ise gü- venlik görevlileri. talimatın baş- kan tarafından verildığini söyle- di. Uygulamaya tepki gösteren gazeteciler. bunun üzerine tali- matın gerçekten Başkan tara- fından verilip verilmediğini öğ- renmek amacıyla Özel Kalem gi- rişinde beklemeye başladı. Bek- lerken, vıllardır belediye muha- birliği vapan gazeteci Kemal Di- yarbekîr, "1970 yılında buraya geldim. O tarihten beri ilk kez böyle bir uygulamayla karşı- laştım"' sö'zleriyle uygulama karşısındakı şaşkınlığını dile geti- riyordu. Bir gazetecinin halkın gözü, kulağı olduğunu. halkın kendisinin seçtiği kışılerin çalı- şmalannı gazeteciler aracılığı ile izlediğini belirten Kemal Divar- bekir, bunlan Sözen'le çeşitlı ko- nularda sık sık tartıştıklanm an- latarak şövle söyledi: "Sözen döneminde de ben bura- da çalışıyordum. Çoğu zaman onunla da tarhşırdık. Ama o >ine de 'Benim kapımı meclis iiyelerı ve gazeteciler çalmadan girebılir' derdi. Gerçi biz hiçbir zaman bırakın kapıv ı çalmamav ı sekrete- rine söylemeden odasına girme- dik. Şimdi ise bırakın sekreterine söylemeyi sekreterlik salonuna dahi girmemize izin verilmijor." Lzun bir süre korıdorda bek- leven gazeteciler daha sonra bri- fing salonuna çağnldı. Gazetecilerin oldukça kala- balık olduğunu gören Tavvip Erdoğan. "Niçin basın bu kadar bereketli" diye espri yaptı. Ga- zetecilerin ilk sorusu Özel Kalem Salonu'nun gazetecilere neden kapatıldıği oldu. Tayyip Erdo- ğan sinirli bir üslupla şunlan söy- ledi:"Siz istediğiniz her yere gire- rim havasındasını/. Salon kapa- nabilir. Her >iğidin joğurt ji.vişi ayrıdır. Medva istediği gibi her >eri kuttanma hakkına sahip mi? Size \asak yok mu ya? Siz her yere istediğiniz gibi girebilecek misiniz? Bakın "Özel Kalem". adı üzerinde. Onun da bir özelliği >ar. Yani istediğiniz yere gireceksiniz. Kusura bakmay ın bu kadar rahat değil. Biz öj le her yere rahat gire- mivoruz. Bizim uygulamamız farklıdır. Siz istediğiniz yere nasıl Aydınlık haftalık oluyor • Baştarafi 1. Sayfada Ferit İlsever, özellikle son zam furyasıyla birlikte iyice artan mali sıkıntılar nedeniyle günlük yayına ara veıme karan aldı- klannı söyledi. İlsever. mali sıkıntılann önemli bir boyutunu da DGM'lerin gazete hakkında verdikleri 10 milyann üzerinde para cezası içeren kararlann oluşturduğunu bildirdi. İlsever. şunlan söyledi: "Aydınlık. bugüne kadar doletin her türlü boğma çabaları ile boğuşarak karanlık güçlerin, devletin illegal kurum- larının. şeriatçılann saldırılarına göğüs gererek vayımını siirdür- dü. Empenalistlerin. sermayenin >e onların kunımlannın boy he- defi oldu. Emekçi halktan yana, onu bilinclendirmeye, önderlik et- rncyc yönelik çizgisini çeşitli sıkıntılara karşı kararlılıkia korudu. Dostun da düşmanın da kabul ettiği gibi bu çizgisiy le iz bırakh. gündem belirledi." OLAYLARIN ARDINDAKİ GERÇEK UBaştaraft 1. Sayfada leri, basın-yayının kamuoyu- nu telaşa vermemesi konu- sunda dikkatli olmasını isti- yorlar. Gerçekte ciddi bir ga- zete bu alanda bir ikilemin içine düşer: toplumu gerek- siz yere telaşa verecek ve panik yaratacak haberlerden sakınmalıdır; ama, okurları- na gerçekleri duyurmak gö- revini savsaklamaktan da kaçınmalıdır. Bu konularda asıl güvensizliği, basın-yayın değil; bankacılık dünyasında yetkili ve sorumlu kurumlar ve kişiler yaratırlar. Nitekım TYT'nin tasfiyesiyle bu işin noktalandığını soyleyen yet- kililer, aradan birkaç gün geçmeden. Marmara Bank'ı da listeye katmakla, güven- sizlik ortamını kendi ellerıyle körüklemişlerdir. Bu kervana hangi bankalann katılacağı- na ilişkin tartışma/ar, dün kö- şedeki bakkaldan mahalle kahvesine kadar her yerde konuşuluyordu. Denebilir ki: Serbest piyasada bankalar batarlar ve çıkarlar; devlet banka kurtarmaz; işin gereği neyse o yapılır: vatandaşlar paralarını hangi bankalara yatıracaklarını bilmelidirler; yüksek faiz için küçük banka- lara gidenlere "kendi düşen ağlamaz" atasözü anımsatıl- malıdır. Ancak olay o kadar basit değildir, enflasyonun azgın- laştığı ve dolarizasyonun sal- gınlaştığı genel ekonomik or- tamda, yurttaşlar yıllardan beri devlet eliyle şartlandınl- mışlardır; köşedönücülük fel- sefesi toplumu kasıp kavu- rurken, birikimlerini enflas- yon canavarının pençesin- den kurtarmak isteyen tasar- ruf sahipleri, yüksek faize sarılmak zorunda bırakıl- mışlardır. Yalnız küçük tasarruf sahi- bi yurttaş mı?.. Kamu banka- larının, kasalarındaki biriki- mi, daha avantajlı gördükleri kuçük özel bankalara yatır- dıkları bir ortamda kim kimi suçlayabilir?.. Televizyonlarda "bankacı- lık Türkıye'de uzay çağına girdi" diye yapılan reklamlar ve bilgisayarla donatılmış banka saraylarının görkemli gösterişinin ardında bankacı- lığın özünü, ciddiyetini, derv gesini, yasalarını ve en önemlisi ekonominin gerçek yapısına bağlı olduklarını unutmanın cezasını yine hal- kımıza çektiriyoruz. Hüküme- tin yetkilileri ve devletin so- rumlulan, tezeldenbirgüven ortamı yaratamazlarsa, yann çok geç olabilir. • • • Haeı adayları dolandırıldı I Baftarafı /. Sayfada ve Suudı hükümctinın de ken- dılennı sorumlu tutamaya- cağını ıfade ettıler. Türkiye Seyahat Acenlelerı Birliği (TÜRSAB) hac sorum- lusu Osman Güvenir. her yıl aynı sorunun yaşandığına dik- kat çekerek "Böyle gidenlerin bir bolümü kendi başlarına gi- denlerdir. Diyelim ki Hacı Ah- met di\e birisi bövle 5-10 iasanı topluyor, götürüyor. Sonra ora- kotası olması nedeniyle İspanya da çok güç durumlarda kalnor- üzerinden gelen hacılar >ardı. lar. Orada 2-3 a> geçirmeleri ge- rekiyor" dedi. Güvenir. kendi- lcrine de Mckke'de güç durum- da olan insanlar olduğuna iliş- kin bilgilerin geldiğini söyledi. Hac gezileri için bu sene özel kart uygulaması getirildiğini anımsatan Güvenir. şöyle ko- nuştu: "Geçen sene Türkiye'de hac Suudi Büy ükelçiliği'nden vize al- maw başarmış/ardı. Her sene yeni bir sey çıkıyor. Kesin tespit edemedik, ama bazı kişilerin yine böyle hacı görürmek için çalışmalarda bulundukian belir- tiliyor. Hacı çıkışlan başladı. Kart uygulaması nedeniyle rast- gele çıkışlar yaşaranıyor. Lmarım bövle sûrer." w PIvK kalpazanlıkyapıyor'I Bajftarafı 1. Sayfada MIT in. "PKK'nın Mali Des- tek Kaynaklan" başlıklı rapo- rundan alınan bılgiye göre ör- eüt. maddı destek için çeşitlı kampanyalardüzenliyor. Buna göre. örgütün düzenlediği bazı kampanyalar şöyle: - Kürdistan Halk Kurtuluş Ordusu ile Dayanışma ve Des- tekleme. Kürdistan L'lusal Kurtuluş Cephesi'nin Güçlen- diriimesi gibi maddi yardım kampanyalan. - Orgüte ait demek vesair ku- ruluşlara üye olan şahıslardan alınan üyeaidatlan. - Örgütün kuruluş yıldönü- mü. Nevruz. Dünya Kadınlar Günü. 15 ağustos ile dayanış- ma gibi nedenlerle düzenlenen gece toplantılanndan temin K. irak'ta 10Sceset bulundu girersiniz ya. Kusura bakmayın öyle 25 kuruşa simit yok. O kadar bedava değil. Herkes yerini bile- cek. Herkes haddini biJecek. Biz size nezaket gösteriyonız, toplantımı/a çağırıyoruz. (Özel kalemdekileri kastederek) Vani onlar bir özel çalışma yapama- yacaklar mı? Her şeyi sizin gö- zünüzün önünde mi yapacaklar? Siz kendinize ait mahrem yerie- rini/i rahatlıkla herkese açabili- yor musunu/? Birbirimize savgılı olalını lütfen. Bakın şunu da açı- kca söylüyorum. Biz basına diyet borcuyla gelmiş değiliz. Bunu da bilmenizi özellikle istiyonım. Tek borcumuz hafkımızadır. Bize yardımcı olmanı/ı istiyoruz. Ama siz maalesef başka türlü şey lerin içine giriyorsunuz. Ben her alı- şkanlığı de>am ettirmeye mecbur değilim." Bir gazetecinin "Siz istediğiniz zaman mı basın sizinle göriişebile- cekr* soru^una Erdoğan. bunu sormanın bile ayrı bir çile oldu- ğunu belırtti. Başka bir gazetecinin "Gün- demi siz mi tespit edeceksiniz?" sorusunu ise Erdoğan şöyle ya- nıtladı: "Aynen katılıyorum. Gündemi ben tespit edeceğim. Benim oldu- ğum yerde gündemi ben tespit ede- rinı. Gündemi sizin tespit ettiğiniz an benim burdan gitmem gerekir."1 Gazeteci Kemal Dıyarbekir'in "Ben İstanbuUu'yum" demesi üzerine ise Tayyip Erdoğan."Sen İstanbul halkını temsil edemezsin. İstanbul halkı bu görevi bize verdi. Fazla u/atrnava gerek yok. Lüt- fen bizim işlerimizi geciktirmeyin. Görüşme bitmiştir" dedi. 1 10günde165 PKK'IıöldürüldüA.N'KARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türk Siiahlı Kuv vetleri'- nin sınır ötesınde. güvenlik güçlerinin de Türkiye'de. son 10 gün içinde gerçekleştırdikleri operasyonlar sonucunda toplam 165 PKK lının cesedı bulundu. Operasvonlarda. örgütün mü- himmat ve lojistik kaynaklan yok olurken çok miktarda do- ğum kontrol hapı ele geçirildiği bildinldi. Tunceli-Ovacık ka- rayolunu kesen PKK'lı tcrörisıler ise Ziraat Bankası Ovacık Şubc Müdürü. TEK şube müdürü ile bir mühendis ve bir öğ- retmeni öldürdüler. Güvenlik güçlerinden alınan bilgiye göre, 12 nisanda baş- latılan sınır ötesı kara harekatından sonra. önceki gün de Ağrı ve Tendürek dağlarında kapsamlı operasyonlara başlandı. Ağn Dağfndaki onerasyonlarda 35. Tendürek'te ise 10 PKK'lının cesedi bulundu. Operasyonlarda 6'sı yaralı olmak ü/ere. 21 PKK'lı da sağ olarak ele geçti. Bu arada. bölgede ör- güte yardım ve yataklık ettiklerı gerekçesiyle toplam 175 kişi gözaltına alınırken bu kişiierden adli makamlara sevk edilen 129 kişiden 31 'i tutuklandı. Şırnak'm Gabar dağlannda yürü- tülen operasy onlarda ise toplam 12 PKK'lının cesedi ele geçti. 12 nisanda. Kuzey Irak'taki PKK kamplannayönelik başlatı- lan opcrasyonlar ise Şıvi. Mezı ve Haftanin olmak üzere 3 ayn bölgede sürüyor. Şivi ve Mezi bölgelerinde. birliklerin artık arama-tarama çalışmalanna başladığını bildiren güvenlik bi- rimleri. son 10 günlük süreiçerisinde. bu harekatta 31'i Hafta- nin'de. 7 7"si Şıvi vc Mezı'de olmak üzcrc toplam 108 cesedin bulunduğunu bildirdiler. Güvenlik bırimlerinin verdiği bılgiye göre. her üç bölgede gerçekleştirilen opcrasyonlarda. örgütün mühımmat ve lojistik imkanlan tümüyleyok edilirken doğum kontrol hapiannın bulunması ise dikkat çekti. Operasyonlar- da ele geçenler konusundaki bılgiler ise şöyle: "7 adet 60"lık havan, 5 adet makineli tüfek. 64 adet Kalaşni- kof marka tüfek. 33 adet G-3 piy ade tüfeği. 20 adet makineli tü- fek, 65 adet muhtelif tüfek, 20 adet nrnzer, 20 adet RPG- 7 ro- ketatar. 276 adet RPG-7 rokeri, 407 adet havan mcrmisi, 525 adet elektrikli fünye, 2 adet SAM fîizesi. 261 adet antipersonel ma> mı. 53 bin Kalaşnikof mermisi. 93 bin makineli tüfek nıermi- si, 95 bin 600 adet muhtelif mermi. çok sayıda dürbîin ve pil, 800 adet el bombası. çok miktarda tahrip kalıbı \e tclsi/. 8.5 ton un. 1.5 ton şeker. 3 ton pirinç, 1.5 ton mercimek, 7 çuval bulgur, 14 çu>al fasuh e. 26 teneke sıvı > ağ. 14 teneke pekmez, 15 çuval tuz, 22 teneke salça. çok miktarda ça\, tütün ve doğum kontrol hapı, ameliyat malzemesi \e muhtelif ilaç." PKK yol kesti Bu arada Tunceli -Ovacık karayolunu kesen PKK'lı terö- ristler önceki gün akşam saatlerinde durdurduklan araçlarda kimlik kontrolü yaptılar, Ovacık'tan Tunceli'ye gelen bir oto- mobili de durduran PKK'lılar Ziraat Bankası Ovacık Şube Müdürü Yılmaz Akkılıç. TEK şube müdürü Musa Tur. DSİ mühendisi Hüseyin Akkaya Yeşil Yazı ilköğretim yatılı bölge okulu öğretmenİerinden Metin Gençdalı ile öğretmenlık ya- pan Ali Oztürk'ü taşıttan indirdiler. PKK'lılaryanlanna aldf- klan 5 kişiyı karayolundan biraz uzaklaştıktan sonra oto- matık silahlarla taradılar. Teröristelerin öldü sandığı Ali Öz- lürk olavdan varalı olarak kurtuldu. edilen hasılatlar. - Avrupa ülkelerindeki çeşitli kurum ve kuruluşlardan (sos- yal. insani. kültürel). baa bele- diyelerden alınan yardımlar. - Ortadoğu ülkelerinden ba- zılannın parasal destekleri ile bu ülkelerdeki yandaşlannın ha&u ve ürün satışlanndan te- min ettikleri paralar. - Bazı ülkelerin mülteci statü- sündeki şahıslara ödediği meb- lağlardan örgüte aktanlan tu- tarlar. - Süpermarket, tekstil atölye- si. kahvehane. lokal. gıda ürün- leri satan işyerlerinden sağla- nan hasılatlar. - Tehdit yoluyla toplanan pa- ralar. - Sahte ABD Dolan ve Hol- landa Flonni ile tespit edileme- yen bir kısım ülke paralannın basımı neticesinde elde edilen gelir ve sahte pasaport tanzi- minden sağlanan meblağlar. Yurtiçi kaynaklar MİT'in saptamasına göre, PKK'nın yurtiçinde gelir sağla- ma yöntemleri de ana hatlanyla şöy le: "Soygun. gasp sonucunda sağlanan tutarlar ile kıymetli eş- >a gelirleri, bazı «atandaşiardan tehdit yoluyla zora dayalı olarak alınan meblağlar, Dogu ve Gü- neydoğu'da iş yapan müteahhit, ticaret erbabı gibi kişiierden bas- kı ile örgûte yardım için topla- nan paralar, işçi simsarlığı gelir- leri, vergi ve cezalandırma adı altında toplanan meblağlar, can- lı hayvan ve eşya kaçakçılığın- dan sağlanan tutarlar." Uyuştumcu ticareti MİT'in raporundan alınan bilgiye göre, PKK'nın narkotik çalışmalan ise şöy le: "1988 yılında bir PKKImm uyuşturucu ticaretinden Alman- va'da turuklanması. 3 PKK yan- daşmın da 1 kilo eroin ile gözaltı- na alınması, PKK adına söz ko- nusu ticarete kanşajı unsurlann, Hollanda, İsviçre'de. yartsınm da Danimarka'da var olması, 1989 sonları itibarıvla İspanya'- da uyuşturucu ticareti yapan bir şebekenin arasında Kürt orijinii kişilerin de yer alması ve faaü- yetten sağlanan gelirin Doğu ve GüneydoğuMaki vasadışı güçle- re aktarılması, 1990 yılı mart ayı içinde, Aünanya'da tertiple- nen bir dizi operasyonlarda 26 Kürt orijinlinin uyuşturucu isin- den gözaltına alınmalan ve ara- malar neticesinde mozkuü şahj- slann bulundukları mahallerde ERNK bildiri >e afişlerinin de ele geçirildiğine dair basında yer alan haberler. örgütün uyuşturu- cu ticaretine karıştığının emare- lerini teşkü etmektedir."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle