Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
1NİSAN1994CUMA CUMHURİYET2 SAYFA
KULTUR
ertasviri
Atıf Yılmaz'ın son fılmi, sevgiye muhtaç, uçta ve aykın kahramanlan karşımıza getiriyor
SUNGU ÇAPAN
Gecenin karanlığında yankı-
lanan ekip sirenlerinin canhıraş
çiğlıklara kanştığı. ince topuk-
lanyla bağnş çağnş içinde kaçı-
şan. ancak sille tokat girişen po-
lisin teker teker yakalayıp ite
kaka arabaya tıktığı, takmış ta-
kıştırmış, sürmüş sürüştürmüş
birtakım travestilerin apar t o
par toplandığı, malum Cihan-
gir manzaralanndan bir bö-
lümle açılıyor Atıf Yılmaz'ın
son fılmi "Gece, Melek »e Bizim
Çocuklar." Sokaktan gözünün
tuttuğu. arabalı müşteri seçerek
ya da Beyoğlu'nun arka sokak-
lanndaki salaş payvonlarla Sı-
raselviler'in birtakım "underg-
round sanat gösterilerine" sahne
olan diskomsu gece klüplerinde
iş tutan. genç ve güzel fahişe Se-
rap (Derya Arbaş), son anda
yırtıyor polisin eline düşmek-
ten.
Anaç kaldırım yosması...
Zaten ekip otosunun tüm ga-
zabı ve şiddeti de sadece traves-
lilere. transseksüellere yönelik
bir temizlik harekatı. Polisten
nasılsa yakasını sıyırmış, yersiz
yırtsuz eşcinsel Ârifi (öykü-
nün gelişiminde gitgide Arif-
likten Fulya'hğa transfer oluşu-
nu izleyeğimiz bu karakteri, yö-
netmenin keşfı Deniz Atamtürk
oynuyor) sokaktan kurtanyor
Serap. Altın kalpli. anaç tavırlı
bir yosma o zaten koynunda
kedi besleyen.
Acıyıp evini açtığı AriFse dö-
vize endeksli bir tasarruf tara
tutturmuş Serap'ın. bedeniyle
kazandığı paracıklannı (mark-
lannı) anında yürütüyor.
Taşrada tutunamayıp postu
İstanbul'a seren taşralı eşcinsel
gençlerin temsilcisi Arif-Fulya'-
yla bitirim kaldınm fahişesi Se-
rap, aynı evi ve kaderi paylaşan
bir muhabetti koyultuyorlar gi-
derek. Marjinal yaşamlannda-
ki güvensizliğe, suyu akmaz,
izbe evierinin dışındaki, acıma-
sız ve amansız dünyanın saldın
ve baskılanna karşı birbirlerine
sırt veriv.orlar.
Artiz gibi çocuk valla...
Boş gczenin boş kalfası cin-
sinden, sorunlu, tedirgin, sü-
rekli kavga çıkarmaya can
atan. "artiz gibi çocuk" Hakan
da (bu rolde donukluğunu. tu-
tukluğunu üstünden attıkça
•açılan, giderek iyice ısınan
Lzay Hepan kuşkusuz sinema-
mızın ihtiyaç duyduğu yeni
yüzlerden biri ve geleceğin usta
aktörü olabilir) bir gece rastla-
dığı Serap'a sevdalanmışür fe-
na halde.
Beyoğlu'nun gelecekteki it-
kopuk takımının belahlanndan
biri olma>a aday, suskun Ha-
kan'ın aşkını karşılıksız bırak-
mıyor Serap.
Devamlı peşindeki kaba-
saba. delişmen delikanlıyla ro-
mantik bir "Aşk Hikayesi" fıl-
mi çevirmekten de gen durmu-
yor.
İçeriden yeni çıkmış. yaşlı, al-
kolik ve artık yolun sonuna gel-
miş bir fahişe emeklisini. bıçak-
ladığı eski dostu. pavyon sahibi
Osmanı (Cengiz Sezid) sürekli
rahatsız eden perişan Melek
Derya Arbaş'ın umulmayacak kadar başanlı oynadığı filmcie, genç' acemi oyuncu* L za> Hepan da hayli umut vernor.
ece, Melek ve Bizim Çocuklar Yönetmen: AtıfYıimaz
/Senaryo: Yıldınm Türker / Kamera: İzzet Akay /
Oyuncular: Derya Arbaş, Deniz Türkali, Uzay Hepan, Deniz
Atamtürk, Cengiz Sezici, Kaan Girgin, Mehmet Teoman, Ceylan
Fırat, Nurettin Şen /1994 Yeşilçam F. (Ozen)/ Şişli Site, Beyoğlu
Sinepop, Bakırköy İncirli, Çemberütaş Şafak sinemalannda.
Abla'yı (Deniz Türkali bu rolde
bir güzel döktürüyor) sokaktan
alıp eve getiriyor Ârif derken.
Cihangir usulii komün...
Aykın bir komün hayatının
sürdürüldüğü Serap'ın evi. ku-
rak çorak ve alabildiğine zorlu
yaşamlannı sevgiyle dayanıklı
kılmaya çabalayan bu birtakım
marjinallerin var olma ve ayak-
ta kalabilme mücadelesine yu-
va oluyor.
Beş-alü karakterin iç içe ge-
çen öykücüklerini aktaran kimi
uzun sekanslardan bütünlenen
bir yapıda kurulmuş, adıyla
mütenasip film, günümüz İs-
tanbul cangılındaki hayat mü-
cadelesinin, aşkı, en ufak sevgi
kınntısını zamanla nasıl öğütüp
eriterek yok ettiğini gösteriyor,
toplumsal-ahlaki çürümenin
faturası çıkanlmak istenerek
vur abalıya yüklenilen ve hep
ezilen aykın bir kesimin yaşayi-
şından kesitler sunuyor, her an
okkanm altına gidebilecek tür-
den, tedirgin ve bıçak sırtında
solunan birtakım aşın uçtaki
yaşamöykülerini cıvıklıga düş-
meden hikaye ediyor. Gücünü,
görüntüleri kadar, sağlam öy_-
küsüylc eşcinsellik kültürünün
uzantısı, argonun da kanştığı.
gerçekçi diyaloglanndan alan
"Gece, Melek ve Bizim Çocuk-
lar"ın kahramanlan, genelde
ahşılrruş iyi-kötü tiplemisinin
dışına taşan. sevgi, ilgi arayışın-
daki marjinaller. Hepsi o kadar
duyarlı, o kadar iyi ki. bunca in-
saniyetten mütehassis de olabi-
lirsiniz kimi zaman.
Eşcinsellikten kesitler...
Hakan-Serap aşkıvla roman-
tizm rüzganrun savnılduğu bu
dostluk, aşk, para. yanlış anla-
malar ve kıskançlıklarla çevrili
aykın alem panoraması, zengin
gözlemlerle özenle işlenmiş ka-
rakterlerle ve birbirini bütünle-
yen ilişkilerle sürüyor.
Derya Arbaş'Ja Lzay Hepan arasındaki aşk sahneleri de,geneüiklesinemamızdaki standartiann üstüne çıkıyor.
Ensest soslu, yavan gerilim...Festival arifesinde, yeni film-
siz geçen bu hafta Donald Sut-
herland'ın varlığıyla bir ölçüde
çekici kıhnmış. uyduruk bir ge-
rilim serüveni seyrettik: "Şüp-
he." Yeni bir yönetmenin, Jo-
natiıan Heap'in imzasını taşı-
yan "Şüphe". beylik klişeler üs-
tüne kurulu özellikle son hafta-
larda peş peşe izlemek bahtına
erdiğimiz Günlerden Kalan.
Sosyeteden İnsan Manzaralan,
Arizona Rüyası vb. gibi fılmler-
den sonra pek çekilmeyen ba-
yat ve yavan bir gerilim dene-
mesi. Meslekte 30 yılını doldu-
ran Kanadalı Donald Suther-
land. "baba", kansını öldürdü-
ğü gerekçesiyle yargılanıp ha-
pishaneye düşmüş ve 22 yıl
yattıktan sonra salıverilmiş
Frank Brasvvell rolünde her za-
manki ustalığını sergiliyor.
Küçük üvey kızının Karen'in
(Amy Iring) tanıkhğıyla mah-
kum edilmiş Frank, yıîlar sonra
içeriden çıkınca "Ailemi yeni-
den bir araya getireceğim" diye
kızının çevresinde dolanıyor.
bir görünüp bir kaybolarak.
Suda taş sektırmeyi, başka-
lannın görüşlerine aldırmayıp
kendi isteklerini yerine getırme-
sini öğrettiğı, duvarlannda eski
Kızılderili çizimlerinin bulun-
duğu Arizona"daki son derece
egzotik kayalık ve mağaralan
gezdirdiği torununu elde ede-
rek kaleyi içeriden fethediyor.
Bir topless barda garsonluk
yaparak çocuğunu büyüten
Karen, babasırun dönüp çıka-
^-ŞÜptie (The Benefıt of the Doubt) Yönetmen: Jonathan Heap / Öykü: Michael Liehaber
/ Kamera: Johnny E. Jensen / Müzik: Hummie Mann / Oyuncular: Donald Sutherland, Amy
Ir\'ing, Graham Greene, Christopher McDonald, Theodor Bikel, Rider Strong (1993 ABD).
Beyoğlu Fitaş, Kadıköy Süreyya, Bakırköy Afşar, Maslak Mövenpick sinemalannda.
gelişinden rahatsızdır, ama
Frank ikna yeteneğiyle kansı-
nın (yani Karen'in annesinin),
üstelik sarhoş haliyle ayağı ta-
kılıp merdivenden yuvarlana-
rak kaza sonucu öldüğüne
inandınyor Karen'i ve aile yıl-
lar sonra yeniden bir araya geli-
yor böylece! Aile babası-dede
rolünü çok benimseyerek oyna-
yan (oysa aslında hikayenin
kötü kişisi olan) Frankımızın
kötü emelleri fark edilince, aile
masalınm rengi değişiyor çok
geçmeden. Karen'le evlenmek
üzere olan sevgilisi (Christopher
McDonald), kızını bir başka se-
ven (!) Frank babanın gazabını
çekerek esrarengiz bir kazaya
kurban gidiyor çahştığı fabri-
kada. Olayı soruştururken
Frank'tan iyice huylanan Kızıl-
derili şerif de (Graham Greene)
"kızına acaip rutkun, yaptıklan-
nın yanlış olduğundan da haber-
siz, semparik. ama son derece
tehlikeli. hatta sapık babanın öf-
kestnden nasibine düşeni alı\or,
dövülüp-ezilip öldürülerek" ka-
yahklarda.
Sona doğru yıllar öncesinde
küçücük (üvey) kızına sularur-
ken kansının basüğı Frank'ın
son derece soğukkanlı bir katil
olduğunu yansıtan beylik bir
geriye dönüş sahnesinden sonra
fınalde baba-dede Frank'ın kı-
zıyla-torunun, Karen'le oğlu-
nun peşine düştüğü, bildik he-
yecan kalıplannı yineleyen ko-
valamaca fınaline bağlanıyor
"Şüphe". Birtakım limonlu.'ha-
raretli sevişmelerden. kanlı ve
şiddet gösterilerine kolan vura-
rak sözümona gerilim ve heye-
can sosuyla servis edilmiş bu
aile içi "cape fear" çeşitlemesi,
asap bozmaktan başka şeye ya-
ramayan. hayli kof ve sıradan
bir film sonuçta. Maviş maviş
bakarak ne zaman seveceği, ne
zaman sokacağı belirsiz kobra
yılanı kadar tehlikeli bir sapık
katili oynayan Donald Suther-
land'ın da kurtaramadığı bu
kötü fılmde Spielberg'in eski
kansı olan, ne var ki "Schind-
ler'in ListesT'yle nihayet Os-
car muradına eren üstadın
şimdiki kansı Kate Caps-
haw'u çok andıran yeni fızi-
ğiyle tanımakta zorlandığımız
Amy Irving'le "Kurtlarla
Dans" ın Kızılderililennden
Graham Greene de var. En-
sest ilişkiden ailenin yabancı-
laşmasına ve bayat gerilim
kahplanna kadar tam birçor-
ba ve türün başansız bir ör-
neği niteliğindeki "Şüphe" he-
yecan vermek, ilgi çekmek
şöyle dursun, yer yer karika-
tür gibi kaçan, abuksabuk bir
gerilim denemesi özetle. Ke-
sinlikle rahatsız olmaya değ-
mez!
Hakan'ın, Serap'ın pczolu-
ğunu beceremeyince para uğra-
na yeniden beraber olduğu,
varlıkh ve entelcktücl eşcinsel
arkadaşı Mehmet (Mehmet Te-
oman, kırk yıllık aktör rahat-
lığıyla oynuyor), Melek Abla'-
nın ilk göz ağnsı pavyoncu Os-
man (figüranhktan nihayet kur-
tulabilen Cengiz Sezici de hayli
göz dolduruyor) Divan Oteli'-
ndeki sürpriz doğumgünü parti-
sine Serap'ı da götüren sarhoş
burjuva genç (TV reklamıyla
şöhren olan Kaan Girgin) gibi
yan rollerdekilerin de sivrildiği
bu "Atıf Yıimaz rümi". "Düş
GezgHikri"nin ardından, sinc-
mamızın hala jorulmayan
emektar ustasının yeniden ba-
şanya merhaba dediği ve belki
de son dönemdeki en dişe do-
kunur çalışması sayılabilir.
Haydi popolar fora!
Marjinallik cilasıyla parlaül-
mış, beceriyle hikaye edilmiş,
tıkınnda anlatımı, rollerine
oturmuş oyunculan, 15 yıldan
bu yana Almanya'yi mesken
tutmuş usta kameraman İzzet
Akay'ın görüntüleri ve konu
gereği, kitsch zevklerden kurtu-
lamayan sanat yönetimiyle seç-
kinleşen, yer yer sert ve bayağı
marjinal nitelikteki "Gece, Me-
lek ve Bizim Çocuklar". pek öy-
le muhallebi çocuğu fılmi, cici-
bici bir yapıt hiç değil sonuçta.
Makul bir fınalle noktalanan,
oturaklı, sürükleyici ve insani
bir deneme. Melek Abla rolün-
deki Deniz Türkali'nin de Atıf
Ydmaz'ın fılmografısindeki tu-
valetçi kadınlara kanştığı, so-
nunda da kendini "Rocco ve
Kardeşleri"ndeki RenatoSalva-
tori'nın Annie Girardot'yu bı-
çak laması gibi. eski dostu Os-
man'a zorla öldürttüğü, araba-
daki "popolar fora!" sahnesinin
de Tinto Brass uzmanı muhte-
rem bir ağabeyimizin belirttiği
gibi. Tinto Brass'dan esinlenil-
diği "Gece, Melek ve Bizim Ço-
cuklar" seyirciye aykın bir gece
yolculuğu yaptıran. izlenmeye
değer bir film.
Antrakt'tâ^
ışıklar
sönecek mi?
Türkıye'de her nedense sinema
dergisi yaşamaz diye yıllardır iyi-
ce kemikleşmiş bir görüş
yaygındır. Sinema sektörü za-
man zaman seyircisini bir yitirip
bir yeniden kazanarak dar-
boğazlardan geçse de. bir türlü
sürekli yayınlanabilen bir sinema
dergjsine sahip çıkamaz öteden
beri. Sinemaya tutkun genç ku-
şaklar da.sinema kültürünü yay-
ma işlevini üsttenen dergileri 5-
lO.bilemediniz 15 sayıdan öteye
yaşatamazlar. Bugünlerde 31.
sayısı çıkacak olan (hazırlanmış
yeni sayının baskıya verilip veril-
meyeceği tartışılıyor) Anrrakt
dergisi uzun süredir bu >argıyı
kırmış görünüyordu.
İlk sayısı 1 Kasım 1991'de ya-
yınlanan Antrakt.ülkemizde ke-
sintisiz her ay yayınlanarak bu
alandaki rekorlan kırmak üze-
reydi. yaklaşık üç yıldan bu yana.
Yine yaklaşık 5 yıldır haftalık Si-
nema Gazetesi'ni de çıkaran
Saim Yavuz'la Turgut Yasalar'ın
bir süredir iyice bellerinı büken
Antrakt, içeriği beğenilsin-
beğenilmesin, hedef kıtlesini tam
anlamıyla belirlesin-belirlemesin.
son dönemin düzenli yayınlanan
biricik sinema dergisiydi. Ant-
rakt ekolü denebilecek yığınla
genç sinema yazannın
ve çevirmeninin yetiştiği dergi,
sinema yazarlanyla akademis-
yenlerin, meslekten isimlerle
araştırmacı-incelemecilerin top-
landığı ve Sinema Yazarlan
Derneği'nin yeniden canlandığı
bir merkez, herkesin başvurduğu
bir kaynak o!du. Yıllıklar ve
araştırma kitaplanvla ya>incılığa
da atılip paneller düzenleyen. ilk
fılmini çeken genç yönetmenlere
mekan olan Antrakt'ın en büyük
yakınması, reklam gelirinin az-
lığı-yokluğu. Derginin çıkmazı
üstüne arpacı kumrusu gibi dü-
şünen Yavuz ve Yasalar, son çare
olarak, Antrakt'ın hakkını ver-
meyen. marka bağımlısı med-
yaya, ilan.vermeyen reklamcılara
ve kültür-sanaıtan para esirge-
mez kimi aydın zenginlere baş-
vurmayı deneyecekler. Reklam
kaynağı ( ya da ka>-naklan) bu-
lunması halinde yayını sürdüre-
bilecek olan aylık Antrakt sine-
ma dergısine sahip çıkmak gerek!
I I Sinema Yazarlan Derneği (SİYAD) Olağan Kongresiyapıhh
Sinema Yazarlan Derneği (SİYAD)
Olağan Kongresi pazartesi günü
yapıldı. Yoklama sonucunda çoğunluk
sağlanarak divan oluşturuldu. Başkan
seçilen Sevin Okyay, kongreyi vönetir-
ken yazman üyeliklerini Murat özer ve
Sungu Çapan üstlendiler. Sinema dün-
yasının son dönemde yitirdiklerine say-
gı duruşunda bulunulduktan sonra go-
çici yönetim kurulu başkanı Atilla Dor-
say çalışma raporunu açıkladı. Geçici
yönetim kurulu üyesi Saim Yavuz, geliri
ve gideri 42 milyon olarak eşitlenen der-
nek bütçesini oylamaya sundu ve oybir-
liğiyle bütçe kabul edildi. Yapılan se-
çimde SİYAD Yönetim Kurulu, Atilla
Dorsay (başkan). Tunca Arslan, Sungu
Çapan, Uğur Vardan, Saim Yavuz ola-
rak belirlendi. Yedek üyeler de Turan
Aksoy, Sadi Çilingir, Sevin Okyay, Mu-
rat Özer ve Necati Sönmez olarak sap-
tandı.
Kapalı oyla yapılan seçimde bu liste-
ler oybirliğiyle kabul edildi. Denetim
Kurulu için Hayri Caner, Burçak Evren
ve Ali Hakan, yedek üyelikler için de
Tamer Baran, Güienay Börekçi ve Tur-
gut Yasalar açık oylamayla ve oybirli-
ğiyle seçildiler.
SİYAD, derneğe kayıtlı şu sinema
yazarlanndan oluşuyor:
(Kayıt sırasıyla) Kami Suveren, Atilla
Dorsay, Agah Özgüç. Turgut Yasalar,
Saim Yavuz, Necati Sönmez, Vecdi Sa-
yar, Sungu Çapan, Murat Özer, Burçak
Evren, Tunca Arslan, Sevin Okyay, Sadi
Çilingir, Uğur Vardan. Mehniet Açar,
Tamer Baran, Hülva Arslanbay, Rekin
Teksoy, Hayri Caner. Turhan Aksoy,
Turhan Gürkan, Coşkun Çokyiğit, Ali
Hakan, Gülenay Börekçi, Ali Llvi
Uyanık, Uygar Şirin, Tarık Dursun
Kakınç, tbrahim Karamehmet, Engin
Ayça.
Kavram 'danyeni kitaplar
KültürSenisi- Kavram Yayınlan beşyeni kitap
yayımladı. Bunlardan Can Eryümlü'nün "Gri
Kıyılannda". Gürhan Uçkan'ın "Geceyansı Güneşi", ve
Zcrrin Koç'un "Bcn Sizi Çok Aradım" adlı öykü
kitaplanyla Ayten Mutlu'nun "Denize Doğru" adlı şiir
kitabı ilk baskılannı yaparken, Mehmet Semih
Gemalmaz'ın "Latin Amerikan'da İnsan Haklan" adlı
kitabı üçüncü baskıya ulaştı. İstanbul Üniversiiesinde
öğretim üyesi olan Gemalmazçalışmalannı "ulusalüstü
insan haklan hukuku" konusundayoğunlaştırmış. Halen
Birleşik Krallık'ta konuk akadcmisyen olarak çalışmalar
yapan ve bu alanda dersler vercn Gemalmaz insan haklan
konusunda ulusal ve uluslararası sempozyumlara katılmış
ve bildiriler sunmuş. Gemalmaz'ın bu kitabı. insan
haklanna saygılı birdüzen mücadelesinin hukuksal
yöntem ve araçlan bilgisini sunuyor ve mevcut yapıyı ve
pratiğicleştirelbirçözümlcmeyleelealıyor.
'Açık Aile' Ankara 'da
ANKARA(ANKA)-BursaDevletTiyatrosu,Ankara
turnesi kapsamında Dario Fo'nun yazdığı "Açık Aile" adlı
oyunu. yann Altındağ Sahnesi'nde sergilemeye başlıyor.
Yönetmeliğini Serap Eyüboğlu'nun yaptığı oyunda
başrollcri Zcyncp Erkckli vc Nusrct Şcnay paylaşıyor.
Oyunda, cvli veçocuklu birailede, kocanın başka
kadınlara yönelmesi veeşınden de bu yönde davranmasını
istemesiylebirliktegelişenolaylaranlatılıyor.
J. Dünya Çocuklar Tiyatro
FestivaU bugün başlıyor
ANKARA (AA) - 3. Dünv a Çocuklar Tiyatro
Festivali'nde, Türkiye'yi Oluşum Tiyatrosu tcmsil edecck.
Bugün başlayacak festival. 9 nisan tarihinde sona erecek.
Almanya'nın Lingen kentinde yapılacak festivalde.
Oluşum Tiyatrosu. "Çocuklar Yönctimde" adlı oyunu
sergileyecck. Oluşum Tiyatrosu'nun yönetici drama ve
doğaçlama yöntemiylehazırladığı oyunu, NaciAslan
sahneye koyuyor. Çocuklar Yönetimde adlı oyunda, 10-15
yaş grubu toplam onbeş ov uncu rol alıyor. Festivale. 21
ülkeden 300'ü aşkın çocuğun katılması bekleniyor.
Kırgız,yeniden İDOB
MüdürlüğiVne getirildi
fZMtR (AA) - tzmir Devlet Opera ve Balesi (İDOB)
M üdürlüğü ve Genel Sanat Yönetmenliği'ne tenor Doç.
Pekin Kırgız yeniden getirildi. 1989-92 yıllan arasmda
İDOB M üdürlüğü >apan Pekin Kırgız. görevinden
alınmış, yerine soprano Selmin Günöz vekaleten atanmıştı.
İdan mahkemede açtığı davanın sonuçlanması üzenne
yeniden görcve dönen Kırgız."Kaldığımız yerden devam
edeceğiz. İzmir seyircisine opera \ e balenin en güzel
örneklerini sunacağız" dedi.
Saim AkçılOda Orkestrası
ÇRR'de
Kültür Servisi - Saim
Akçıl Oda Orkestrası
bugün saat 19.00'da
Cemal Reşit Rey Konser
Salonu'nda
müzikseverlerin
karşısında olacak. Saim
Akçıl yönetimindcki
orkestra Tartini. Bach.
Mendelssohrı^ve
. ,Bartoktan ydpıtlar
seslendirecek. Orkestra Bach'ın "Si minör Süit'inde solist
Bülent Evcil'e. Mendelssohnun "Keman Piyano
Konçertosu"nda da Özcan Ulucan ile Birsen LJlucan'a
eşlikedecek. Avrupa'da ünlühocalarlaihtisas>apan Prof.
Saim Akçıl Avrupa. As>aveABD'dekonserler\erdi.
1984'ten buyana genç sanatçılarla oluşturduğu Oda
Orkestrası ile çeşitli kentlerde çok sayıda konser
gerçekleştirerek gençlere solistlik olanaklan sağladı.
'Aton Artemis' ÖdülüNijat
Özön'e verilecek
İZMİR (AA)- Uluslararası İzmir Film Festivali'nin tek
ödülü olan ve her y ıl Türk sınemasına. çalışmalan.
araştırmalan. yazılan ve sanatsal birikimiyle katkıda
bulunan sanat adamlanna verilen "Altm Artemis"
Ödülü'nün, bu yıl sinema > azan Nijat Özön'e \ enlmesi
kararlaştırıldı. Ödül, İzmir'de 19 nisanda yapılacak bir
törenle Nijat Özön'e \erilecek. Sinema yazan. tarihçisi ve
eleştirmeni olarak tanınan Özön'ün yapıtlan arasında.
"Sinema Sanatı". "Türk Sineması Kronolojisi"." 100
Soruda Sinema Sanatı". "Sinema ve TV Filmlen Sözlüğü"
ve çeviri eserler yer alıyor.
'Çıkmaz Sokak' A Imanya 'da
sahnelenecek
Kültür Servisi - Tuncer Cücenoğlu'nun ünlü oyunu
Çıkmaz Sokak. Almanya'da 7 Nisan 1994 gecesi v apılacak
ilkgösterimlesergilenmeyebaşlanıv/or. Hamburg Küçük
Sahne (Hamburgs Kleine Bühne) tarafından
sahnelenmeye başlanacak olan Çıkmaz Sokak'ın (Die
Sackgasse)çevirisi Yücel Erten'eait. Çıkmaz Sokak'ı. (Die
Sackgasse) Andreas Kallanch yönetiyor. Tuncer
Cücenoğlu da oyunun ilk gösterimindc bulunmak üzere
Almanya'ya gidiyor. Bilindiği üzere Çıkmaz Sokak.
Tuncer Cüceoğlu'nun Abdi Ipekçi v e Avni Dilligil Yazar
Ödülleri'ni kazandığı en ünlü ov unlanndan binsi... Oyun
daha önce yurtdışında Avustralya'da da sahnelenmişti.
YapıKredi Yayınları'ndan
Salinger'in kısa öyküleri
Kültür Servisi - Ülkemizde"Gönülçelen" ve "Franny
Zooey" adlı kitaplan yayımlanan Salinger'in kısa övküleri
"DokuzÖykü"adı>la Yapı Kredi Yavınlan'ndan çıktı.
Yirminci yüzjılın ironik ve mistik Batılısı Salingcr I963'icn
beri yeni biryapıt yayımlamıyor: zaten vaktiyle
yayımladıklan da fazla değil. Buna rağmen. "az ama öz"e
en iyi örneklerden biri: Gönülçelen adlı romanı dünvanın
çeşitli liselerinde okutuldu, Amerika ve Türkive dahil
olmak üzere değişik yer ve zamanlarda \ asaklandı: Glans
ailesini anlattığı Franny ve Zooey. Yükseltin Tavanlan.
Ustalar ve Seymour: Bir Başlangıç adlı kitaplan genış bir
okuyucu kıtlesinin büyük beğenisiyle karşılandı. Dokuz
Öykü, Salinger'in aslında uzun bir zaman diliminde
yazdığı, ama arka arkaya ve bu kitaptaki sırayla
okunduğunda ilginç bir bütünlük. bir döngü oluşturan
kısa öyküleri kapsıyor. Yazann Zen-Budizm öğretisine
duyduğuyakınlık.'Muz Balığı İçin Mükemmel BirGün'
adlı sarsıcı. mükemmel öyküden başlayarak. Teddy'ye
dek, örtük ya da açık olarak etkisini belh ediyor.
'Kız Kulesi'nin Düş Getiren Pay
SenetlerV
Kültür Servisi-MimarlarOdasfnın Bcyoğlu'ndaki
Küçükparmakkapı Sokak'ta bulunan Kent-Yaşam
Salonu'nda bugün saat 18.30'da "Kız Kulesi'nin Düş
Getiren Pay Senetleri" adlı söyleşi yapılacak. Kız Kulesi
Derneği tarafından düzenlenen etkinliğe Doç. Ülkü
Altınoluk veSunay Akın katılacaklar. Kız Kulesi için
yazılmışşiirlerin okunacağı söyleşide. birdedia gösterisi
sunulacak.