04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1NİSAN1994CUMA CUMHURİYET SAYFA EKONOMI Peöas'ta işçilepe zorunlu izin • KIRŞEHİR(AA)- Kırşehir'de kurulu, kamuya aitPetlas Lastik Fabrikası'nda çalışan işçilerin büyük bölümünün, 4-18 nisan tarihJeri arasmda zorunlu izne çıkanlacağı bildirildi. Petlas Lastik Fabrikası Genel Müdür Vekili Aşır İman, Türkiye'deki bütün lastik fabrikalan gibi Petlas'ın da satış sılcıntısı çektiğini belirterek şunlan söyledi: "Piyasaya istenilen düzeyde satış yaparruyoruz. Lastik stoklanmız da bir hayli arttı. Aynca, lastik üretiminde kullandığımız hammaddeyi bulmakta da zorlaruyoruz." BülentEczaabaşı Türk Pirelli • Ekonomi Servisi - Türk Pirelli Lastikleri AŞ'nin Yönetim Kurulu Başkanhğı'na Bülent Eczaabaşı geürildi. Eczacıbaşı Ilaç ve Sanayi Ticaret AŞ'den yapılan açıklamada 13 Aralık 1993 tarihli atama karanrun 30 mart tarihinde yapılan Türk Pirelli Lastikleri Yönetim Kurulu BaşkanlığYnı 20 yıldır Dr. Nejat Eczacıbaşı yürütüyordu. İsteyen zorunlu tasamıftan çtkacak • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Maliye Bakanı İsmet Attila, kamuoyunda zorunlu tasarruf olarak bilinen Çalışanlann Tasarrufa Teşvik Edilmesi ve Bu Tasarruflann Değerlendirilmesine Dair Kanun'un uygulanmasına ilişkin hazırlanmakta olan yeni düzenleme ile 6 yılını tamamlayan hak sahıplerine, istedikleri takdirde 1 Haziran 1994 tarihinden itibaren kendi birikimlerinin tamamının ödeneceğini bildirdi. Attila, "Aynca 6 yıllık kendi birikimini alan hak sahibi isterse tasarruf kesintisi kapsamından çıkabilecek, yani isterse kendisinden bu kesinti yapılmayacak" dedi. TÜSIAD,ANAYOL istifcffEkonomi Servisi - TÜSİAD Başkanı Haiis Komili. giderek bozulan ekonomik tablonun düzelebilmesi için DYP ve ANAP'ın vakit gecirmeden yakın işbir- liğine girmesini istedi. Dün TÜSÎAD'ın genel merkezinde TÜStAD Yönetim Kurulu Toplantısı'- nda biraraya gelen işadamlan secim so- nuçlannı ve ekonominin gidişatını değer- lendirdi. TÜSİAD Yönetim Kurulu Baş- kanı Halis Komili, ülkede giderek bozu- lan tablonun düzelebilmesi için DYP ve ANAP'ın en kısa sürede yakın işbırliği ıçı- ne girmelerinin gerektiğini belırtti. Türkiye'nin gündeminde gittikçe artan ekonomik sorunlann, sistemi büyük bir ekonomik krize götürdüğünü söyleyen Komili, gelinen bu noktada siyasi ka- rarlılığın her zamankinden daha önem ka- zandığnı vurguladı. TÜSİAD Başkanı, ülkenin içinde bulunduğu ortamın ancak işbirliğiyle çözümienebileceğini, DYP- ANAP yakmlaşmasının sorunlann halle- dilebilmesinde önemli bir adım olabilece- ğine inandıklannı kaydetti. İşçi çıkarmalar başlıyor Krizin yükünü hafifletmek için irili ufaklı bırçok fabrika, imalathane, işye- rinın bugünden itibaren yoğun şekilde işçi eıkartacağı belirtiliyor. İSO eski başkanı Memduh Hacıoğlu, iş dünyasının artık sırtının duvara daya- dığını, atabilecek bir adımlan olmadığını söyleyerek bütün sektörlerin toplu halde işçi çıkarmalanna 1 nisandan itibaren baş- layacağını söyledi. Haaoğiu, Bankalann kredi faizlerini yükseltmeleri nedeniyle zor durumda kalan şirketlerin, bugün işçilerin maâşlannı ödeyerek işten çıkartacaklannı behrtti. Haaoğiu, Mayıs ayında ise işten çıkarmalann iyice artacağını belirtti. Banka kredi faizlerinin astronomik bo- yutlara ulaşması ve kredi koşullannın ağı- rlaşması zaten durgun olan piyasalann iyice durgunlaşmasına yol açtı. Üretim ve talep, döviz-faiz kıskaa içinde sıkışıp kalmışbulunuyor. İş dünyasının, bankalardan aldığı kre- dilerin dönem faizlerinin, gelir vergisinin son ödeme günü olan 31 mart ile çakı- şmasının etkisinin birkaç gün içinde etkisi- ni göstermesi bekleniyor. Ocak ortasında başlayan ekonomik krizin üretim kesimine sıçramasından ilk etkilenen kesim işçiler oldu. Şirketlerin üretime ara verme kararlanyla birlikte önce ücretli izinlerini kullanan çalışanlar, daha sonra ücretsiz izne çıkanlmaya baş- ladılar. Örneğin, Tofaş yetkilileri, yak- laşık bir aydırşüreniznin 4 nisandan itiba- Komili, DYP ve ANAP'ın vakit geçir- ren iki hafta süreyle uzatıldığını açıkladı. meden yakın işbirliğine girmeani istedi. Koç Holding Genel îdare Kurulu Başkanı Rahmi Koç: TürkiyeRefahlaşmaz,RefahTürldye'leşir Ekonomi Servisi - Koç Holding genel kurulunda basına açıklamalar yapan Koç Holding Genel İdare Kurulu Başkanı Rahmi Koç "Türk ekonomisinin 7 yddan az bir sürede düzelemeyeceğini" belirtti. Rah- mi Koç istikrar paketi ile ilgilı yaptığı açık- lamada "Hükumetin önünde u\gulayacağ> iki tûr tedbir var. Birincisi ücretlerin \e fi- yatların dondurulacağı ve büyük çaplı bir devalüasyon gerektiren şok tedbir, ikincisi de bu tedbirlerin yavaş yavaş uygulanması. Ancak Türkiye'nin daha fazla kaybedecek zamanı kalmamıştır ve bu işi bir seferde hal- letmek gerekir " dedi. Yardıma hazırız Rahmi Koç, iki tür tedbirin de geçmişte başanyla uygulandığını hatırlatarak "Ba- zı yabancı ülkelerde yüzde 100-200'lük de- valüasyonJar ounuştur" dedi. Koç hükü- metin istikrar paketini merakla bekledik- lerini vurgulayarak her zaman yardıma hazır olduklannı da belirtti. Refah Turkiye'Ieşir Rahmi Koç şu an ekonominin içinde bulunduğu sıkmtılann tek bir parti tara- fından aşılamayacağını hatırlatarak iş adamlan içerisinde Refah Partisi'nin se- çimlerden iyi bir sonuçla çıkmasından do- layı bir rahatsızlığın bulunduğu söyledi. Koç kendisine yöneltilen bir soru üzerine ekonomi kötü olduğu için Refah Partisi'- nin başan kazandığı görüşüne katılmadı- ğını ve bunun tamamen politik bir tercih • Rahmi Koç "Hükümetin önünde uygulayacağı iki tür tedbir var. Birincisi ücretlerin ve fıyatlann dondurulacağı ve büyük çaplı bir devalüasyon ge- rektiren şok tedbir, ikincisi de bu tedbirlerin yavaş yavaş uy- gulanması. Ancak Türkiye'nin daha fazla kaybedecek zamanı kalmamıştır ve bu işi bir seferde halletmekgerekir " Koç Holding Genel İdare Kurulu Başkanı Rahmi Koç olduğunu da vurgulayarak, "Türkiye Re- fahJaşmaz, Refah Türkiye'leşir" dedi. Rahmi Koç, IMF'nin, Dünya Ban- kası'nın ve yabancı rating kuruluşlannın bir ülke ekonomisi hasta olduğu zaman- larda kendilerini göstermeye başladıklan- nı hatırlatarak. "süratle birşeyler yapmak gerekiyor"dedi. Özel Tüketim Vergısı ko- nusunda bir soruyu da cevaplayan Koç, "Devletin borçları ödenmeyecek kadar bü- yüdü, bunun için bazı önlemler alınmaya çalışılıyor. Ancak önce kayıt dışı ekonomi- nin önlemesi gerekir" dedi. Rahmi Koç, Koç Holding'in 1993 bi- lançosunu değerlendiriken de geçen yıl dolar bazında elde edilen 14 milyar dolar kann, o zamanki düşük kur politikaian sonunda yüksek çıktığıru söyledi. Koç, bu yıl ise aynı durumun söz konusu olması- run zor olduğunu açıkladı. Koç Holding'- in 1993 bilanço rakamlanna göre şirketin vergi sonrası kan bir önceki yıla oranla yüzde 129 artarak 1 trilyon 19 milyara yükseldi. Şirketin toplam borçu olan 149.5 liranın 68.6 milyan vergi karşılıklan 42.5 lirası ise ödenecek vergi, sigorta ve di- ğer kesintier olarak açıklandı. Aynca alı- nan karara göre şirket 1 trilyon lira çıkanlmış sermayesinin 500 milyar lirasını bedelsiz, 500 milyar lirasını nakit karşılığı olmak üzere 1 trilyon lira arüşla 2 trilyon liraya çıkanyor. EGELİSANAYİCİ; Adlönlem paketi açılmalı İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu)- Egeli sanayici ve işa- damlan yerel seçimlerin ardından ekonomide radikal kararlann alınmasını ve bu konuda taviz verilmemesini istediler. EBSO Yönetim Kurulu Başkanı SeJim Yaşar, ekono- mik kararlann yanı sıra siyasi kararlann da gecikürilmeden alınmasını, Türkiye'nin şu an- da bir stagflasyon dönemi ya- şadığını belirtti. İzmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ekrem Demirtaş, ik- tidar ve muhalefetin Türkiye'- nin ekonomik sorunlannı cıd- diye almadığını belirterek, "İş dünyası ekonomide radikal tedbir ve uzlaşma istiyor... Aksi takdirde tepki dozumuz yükselecektir" dedi. Sanayiciler olarak seçirh öncesinde konuşmaktan kaçındıklannı belirten Yaşar, "Sanayi sektörü ocak ayının ikinci yarısından itibaren zor günler yaşamaktadır. Bu tam bir stagflasyon dönemidir. Yani faizlerin. maliyetlerin yükseldiği, satışların olmadığı veya yüzde 5O'ye düştüğü bir ortamdır. Bu ortam nenuz haJ- ka yansımadı. Şayet halka yansısaydı, secim sonucu daha değişik olabilirdi" dedi. İstanbul Sanayi Odası Başkanı Atalay Şahinoğlu Bankalargeri aclıııı atıııalı Sümerbank çalışanlann değil! S ümerbank içinde bankacılık bölümündenayrılarak fabrika ve mağazaları bünyesindetoplayan Sümer Holding, geçen yılın son aylarmda özelleştirmenin ilk adımını attı. 3CÜ3 mağazadan 291 tanesi ekimde özelleştirildi. Sümer Holding Genel Müdürü Doğan Çelik, ocak ayında gazetelere verdiği bemeçlerde, 291 mağazadan 273'ünü tamamı memur olan 330 çalışana kıdem tazminatlarıkarşılığındadevrettiklerini açıkladı. Doğan Çelik özelleştirme operasyonunun ana hatlarını şöyle sıraladı: • Mağazalardaki demirbaş ve mefruşat, bayilikleridevralanpersonele yüzde 70 dolayında bir indirimle toplam 3.8 milyar liraya satıldı. •Yine mağazalardaki 307 milyar liralık mal 96 milyar liraya bu yeni özel bayilere devredildi. • Kira, personel, elektrik, su, sigorta, kırtasiye ve stok giderlerinden 382 milyar lira tasarruf sağlandığı için, özelleştirmeden 74 milyar liralık kazanç eldeedildi. • Memur zihniyetinden kurtulup mağazaların sahibi olan çalışanlar, gece gündüz çaba harcayıp satışları arttırdılar. • Bin66çalışandan geriye kalan 715'i Sümer Holding'in diğer mağaza ve işletmelerine kaydırıldı. Bu özelleştirmenin başanyla tamamlandığını vurgulayan Sümer Holding Genel Müdürü, sıranın fabrikalara geldiğini, başta Doğu ve Güneydoğu Anadolu'dakiler olmak üzere, bunları da çalışanlara satmayı planladıklarını ifade etti. ••• KlT'leri çalışanlarınadevretmek özelleştirmenin enkabul edilebilir yöntemidir. Böylece kamuoyunun tepkisi en aza indirilir, yoisuzluk ve suistimal iddialan önlenir. Son yıllarda, PTT'den, Erdemir'e kadar özelleştirme kapsamına alınan pekçok KlT'e çalışanlar da talip oldu. Öyleyse bunu başanyla gerçekleştiren Sümer Holding yöneticilerini kutlamak lazım... Işin aslı hiç de öyle değil. Sümerbank bayilerini özelleştirme çabaları yaklaşık 2-2,5 yıl öncesine dayanıyor. O günlerde mağazalara, içindeki mallarla birlikte 100 milyon liradan 2-3 milyar liraya kadar değer biçilmişti. Büyük şehirlerde iş yapan mağazalara biçilendeğerlergenellikle milyara yakın, ya da milyarın üzerindeydi. Ve doğal olarak bunlara beklenen oranda talip çıkmadı. Sonuçta az miktarda satış yapan çok sayıda mağaza, Genel Müdürün de anlattığı gibi büyük indirimler ve ödeme kolaylıkları sağlanarak, "çalışanlannbirbölümüne" devredildi. Bu özelleştirmenin gerçek anlamda bir "çalışanlara deyir" olmad ığı yen i yeni ortaya çıkıyor. Özelleştirilen mağazaların çoğunda yönetici kademesinde bulunanlar, dışarıdanbirfinansörbuluponlarlaortaklık kurarak bayilikleri aldılar. ^Çalışanlara devredildiği"ileri sürülen 273 mağazayı sadece 330 Sümerbank personeli satın alırken, paralı birfinansör bulamayan 700ün üzerindeki memur işsiz kalmamak için işyerlerini değiştirmek zorunda kaldı. Sözleşmede mağaza çalışanına devredilmiş gibi gözüken bayilikleregizlice ortak olanlar, "çalışanlariçin getihlen avantajlı satış koşullarından" yararlandılar. Mağazalardaki malları211 milyar, donanımıda8.3 milyar lira daha ucuza aldılar. Sümer Holding'teki ilk özelleştirmeden karlı çıkanlar, özelleştirmede atılan sonraki adımlar nedeniyle endişeye kapıldılar. Çünkü şimdi Sümer Holding'eaitgayrımenkullerve fabrikaların satışı gündemde. Özelleştirilen Sümerbank bayileri bundan zarar görmemek için Tüm Sümer Bayileri Demeği (TÜSÜBAD) adı altında örgütlenmeyeçalışıyorlar. Derneğin kurucu müteşebbis heyeti içinde de, daha önce Sümerbank'ta hiç çalışmamış, ancak onlardanbazılarıyla ortak olarak bayilik almış olanlar da var. Dernek kurucuları, mağazaların mülk olarak başkasınasatılmasındanendişe duyuyorlar. Sadece Sümerbank ürünlerini satabilen bu bayilerin bir diğer korkusu da, özelleştirilecekfabrikayıalanlarınfiyatları yükseltmesi. Görünen o ki, özelleştirmenin nimetlerinden yararlananlar bile özelleştirmenin külfetine katlanamıyorlar. • Ekonomi Servisi- İstanbul Ti- caret Odası (İTO) Başkanı Ata- lay Şahinoğlu. bankalann verdiğı kredilere bankalararası piyasada oluşan gecelik faizi yansıtmak is- tediğini belirterek, bu uygula- mayı eleştirdi. Şahinoğlu. ekono- minin battığı bir dönemde, işa- damının aldığı kredinin faizlerini ödeyemezduruma geldiğini belir- terek, bankalann geri adım at- mak zorunda olduklannı vurgu- ladı. Şahinoğlu, dün yaptığı basın toplantısında, bankalann işa- damlanna üç aylık kredi faizleri- ni ödemedikleri takürde temerrüt c faizi uygulayacaklannı açı- kladıklannı belirterek şöyle ko- nuştu: "Ekononrıiran batiğı bir dö- nemde bu kadar işadamının bu ka- dar yüksek faiz ödemesine imkan yok. Aynca uvgula>acağız dedik- leri temerrüt faizinin hicbir kanuni yanı da yok. Bankalar üç aylık faiz ödemeleri konusunda kotaylık yapmadıkları taktirde, oıüan Türk ekonomisıni yıkmaya yö- nelik birer ıktısadi enstrüman' olarak ilan edeceğk."Bankalann da ban sorunlan olduğunu bil- diklerini, bunun için de işadamı. bankaa ve hükümetin biraraya gelerek bu sorunu çözmesi gerek- tiğini belirten Şahinoğiu, buyapı- lmadığı taktirde hükümeti, bu yıkıcı unsuru engellemeyen hü- kümet olarak ilan edeceklerini belirtti. Şahinoğlu. bankalann te- fecilerden daha fazla faiz isteme- ye başladıklannı belirterek. bu konunun hemen haledilmesi ge- rektiğini belirti. Şahinoğlu. eko- nomideki kötü durumun mayıs- haziran aylannda tüm açıklığıyla ortaya çıkacağını ifade etti. Bankaalar ise üç aylık kredi faiz ödemelerinin dönmemesi du- rumunda fınansal sıstemın felç olacağını belirtti. Marmarabank Genel Müdürü Hasip Buldanl- toğlu, üç aylık dönem sonu faızle- nn dönmesinde bazı sorunlann olacağını, ancak bu sistemin böy- le de\am etmesi durumunda esas sorunun haziranda yaşanacağını belirti. T Ü R K İ Y E 1 Ş B A N K A S I A Ş ' D E N Kâr Payı Dağıtım Duyurusu Ortaklarımıza 1993 yılı kâr paylannın ödenmesine 1 Nisan 1994 tarihinden iti- baren başlanacaktır. Saym Ortaklanmızın, yeni şekil şartlan- na göre basünlan I. Tertip Kurucu, A, B ve C Grubu Hisse Senetleri ve II. Tertip C Grubu Hisse Senedi ilmühaberlerinin 1993 yıh kâr payı kuponlan ile birlikte; • Yurtiçindeki şubelerimize, • Yurtdışındaki şube veya temsilcilikleri- miz ile İşbank GmbH şubelerine başvurmalan gerekmektedir. Saygılarımızla. TÜRKİYE İŞ BANKASI MIKRO DİNÇ TAYANÇ Varoş Insanları Eski plakta bir devrim şarkısı: "Geçmişe ağlamak fayda vermezl Yannı, bugünden yazacaksın/ O, senin tarihin ola- cak..." Elimde, tarih boyunca devrimleri ve karşı devrimleri an- latan bir kitap; kafamda Osmanlı özlemcilerinin cirit attığı Atatürk Türkiyesi... Plak çalmayı sürdürüyor, ben kitabı okuyorum, kafam dü- şünüyor... Osmanlı'da şeriatın sarıklıları, İtalya'da Mussoliru'nin kara gömlekli faşistleri, Almanya'da HitJer'in kahverengi gömlekli nasyonal sosyalistleri, Arjantin de Peron'un 'göm- leksizleri'... Şeriatçılar, faşistler, naziler, Peronistler hep aynı tabana dayanarak var olmuş, palazlanmış, güçlenmiş, başkaldırıp yönetimi ele geçirmiş ve egemen sınıf oluver- miş; varoş insanlarına! Plağı susturup, kitabı bırakıyor ve düşünceme özgürlü- ğünü veriyorum. Nedir, kimlerdir varoş insanları? Osmanh'dan italya'ya, Almanya'dan Arjantin'e, birbir- leriyle toplumsal ve ekonomik 'ortak kesitleri' bulunmayan ülkelerde 'gericilik, baskıcılık ve sömürücülük' ortak kesit- lerinde buluşan 'egemen sınıflar'a ve egemen sınıfların ta- rih sahnesine sürdüğü 'liderler'e taban oluşturan varoş in- sanlannın ortak kesitleri ya da ortak paydaları nedir? Osmanlı İslam'ın; İtalya, Almanya ve Arjantin Hıristi- .yanlığın 'do/cL/nu/maz/nanç'sanıldığı,sayıldığı dineyoğun' ülkeler. Osmanlı'da da, italya'da da, Almanya'da da, Arjan- tin'de de savaşlann, yoksulluğun ve ezılmişliğin sonucun- da ortaya çıkmış 'dirayetsiz've 'bütünlükten uzak'yönetim- ler gelip geçmiş... Varoş insanları kırsal kesımlerden kopup kent diplerine sığınmış, varoş insanları dine yoğun, varoş insanları oku- ma-yazma yoksunu, varoş insanları kentlerdeki varsıllığın yoksulu... Varoş insanları savaşlann, yoksulluğun ve ezıl- mişliğin sıkıntısı içinde... Dine yoğun, cahil ve de yoksul va- roş insanları; din sömürücüsü, varsıllığa gözü doymaz, varsıllığına varsıllık katmak için gözünü kırpmaz insantarın hizmetinde... Ortaçağın Osmanlısı'nda görüp yaşayarak; 20. yüzyıl Ital- yası'nda, Almanyası'nda, Arjantini'nde hem yaşayarak, hem giderek gelişen kitle ıletışim araçlan aracılığıyla du- yup, görerek varsıllığa önce ozlem, sonra haset duyan 'ka- labalıklar' varoş insanları... Ozlemi de, haseti de 'kullanan' hepyobazlar. Yobazlan kullananlarsa, egemen sınıflar... Kullananlar, kullandıkları dine yoğun, cahil ve de yoksul varoş insanlarına önce 'dokunulmaz inancı' belletiyorlar, sonra varsıllık vaat ediyorlar, sonra da varsıllığa ulaşmak için örgütlüyorlar. örgütlenen varoş insanları silahlandınlı- yor ve silahlar; ortaçağda ayaklanma, 20. yüzyıldaysa zayıf yönetimleri devirmeye yetecek oylarla yönetimi zorlayıp 'iktidara' dönüşüyor. iktidar ele geçirildikten sonra varoş insanlarıyla 'kulla- nıcılarının' ortak kesitleri 'yol aynmına' geliyor. Yol ayrı- mında, artık kendileri egemen olan kullanıcılar, kullandık- larından kurtulmanın yollarını kolayca buluyorlar. Ulufeyi kapan Osmanlı'nın şeriatçı sarıklısı, yeni sultanın 'has adamı' olanda, varoş insanlarının kellelerini üşürüyor!' ve de vakvak ağaçları' donatıyor! Alman'ın nasyonel sosyalis- ti, Nazı imparatorluğunun seçkin sınıft oluverince, varoş ın- sanlarından oluşan kahverengi gömleklilerı 'uzun bıçak- ların gecesi'nöe ortadan kaldırıveriyor... Düşüncemin özgürlüğüne son verip, kendimi istanbul'un varoşlarına vuruyorum... Varoşlarındarlı genişli 'paMca/an'çamurderyası... Varoş insanları dine yoğun, okuma-yazma yoksunu ve varsıl istanbul'un yoksulu... Varoş insanlarının bakışları özlem, haset dolu... Varoş insanlarının bakışları karanlık!' istan- bul'un varoş insanları. ortaçağın Osmanlısı'nın özlem ve hasetiyle baktırılıyor ve baktığı yerde Asitane'yı görüyor, saray(lar)ı görüyor... Varoş insanları 'kullanılmaya' hazır, 'kullanıcılarını' bekliyor... Ku//an/c//ar'kullanmanın yolunun, 20. yüzyılın son yıllarını yaşayan Atatürk Türkiyesi'nin aydınlığını karartmaktan geçtiğini biliyor... Karartmanın yolunu, Osmanhnın 'şanlı tarihini' vaat etmekte buluyor. Oyununu bu varsayımı üzeri- ne kuruyor ve oynuyor. Kullanıcıların bilmedikleri, bilmekistemedikleriyadaka- falarının almadığı; Osmanlı'nın şanlı tarihi safsatasının Bi- hnci Dünya Savaşı'yla birlikte tarihe gömüldüğü ve Türkiye Cumhuriyeti'nin 'far/Wn/n'KurtuluşSavaşı günlerindeyazı- Imaya başlanmış Aydınlanma Devrimi'yle özdeş olduğu... Varoşfara ve varoş insanlarına bakarken, içimden "gec- mişe ağlayanların, tahhleri olacak yannları bugünden yaz- maları mümkün değil" diye geçiriyorum... Ana fikir: Karanlığın yarını yoktur. Ana fikrin ana fikri: Yarınını bugünden yazmaya başla- yamayanlar, aydınlığın tarihi içinde yer alacakları düşüne kapılmamalıdırlar. 1993'TEKÎ BÜYÜME YÜZDE 7.3 Milli gelir 2 bin 853 dolar! • DİE, geçen yılın son çeyreğindeki büyüme oranmı yüzde 7.7 olarak açıkladı. İlk üççeyreğe ilişkin büyüme oranlan ise revizeedildi. • Kişi başına milli gelir yüzde 5.7 artarak 2 bin 853 dolar oldu. ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Türkiye ekonomisi 1993 yılında yüzde 7.3 oranında bü- yüme kaydetti. Devlet İstatistik Enstitüsü'- nden yapılan açıklamaya göre. Gayri Safi Milh Hasıla'da ge- çen yıl cari fıyatlara göre yüzde 72.9. sabit fıyatlarla yüzde 7.3 artışgerçekleşti. Buna göredef- latör yüzde 61.1 olarak belirlen- di. DİE, ekim-kasım-aralık ay- lannı kapsayan son üç aylık dö- nemdeki büyüme oranını yüzde 7.7 olarak açıklarken. ilk üç çeyreğe ilişkin oranlar revize edildi. İl çeyrek için daha önce yüzde 5.8 olarak açıklanan, da- ha sonra \ üzde 4.2 olarak revi- ze edilen büyüme oranı, bu kez de yüzde 4.5 olarak düzeltildi. İkinci çeyreğe ilişkin yüzde 12. 9'dan yüzde 11 'e revize edilen oran da yüzde 10.5"e indirildi. Üçüncü çeyrekte daha önce yüzde 7.9 olduğu açıklanan bü- yüme ise yüzde 6.6 olarak revi- ze edildi. Buna göre, yılın tü- mündeki büyüme oranı sabit fi- yatlarla yüzde 7.3 oldu. GSMH geçen yıl cari fıyat- larla I katrilyon 908 trilyon 704.7 milyar. 'l987 fiyatlarîyla ise 96 trilyon 984.6 milyar lira oldu. Geçen yıl sanayi kesiminde yüzde 8.2 büyüme sağlandı. Sa- nayi kapsamında. madencilik ve taşocakçıhğı yüzde 6.4 küçü- lürken. imalal sanayiinde yüz- de 9.3, elektrik. gaz ve su sektö- ründe yüzde 8.9 büyüme elde edildi. ' Ticaret sektöründeki büyü- me oranı yüzde 11, inşaatta yüzde 8.5. ulaştırma ve haber- leşmede yüzde 8.2. serbest mes- lek ve hizmetlerde yüzde 6, kar amacı olmayan kuruluşlar sek- töründe yüzde 3. konut sahipli- ğinde yüzde 2.8, devlet hizmet- lerinde yüzde 1.6 düzeyinde gerçekleşti. Tanm kesimi yüzde 3.6, mali kuruluşlar binde 4 küçüldü. Kişi başına gelir Geçen yıl kişi başına milli ge- lirde dolar bazında yüzde 5.7'- lik artış oldu. Kişi başına Gayri Safi Milli Hasıla 1992 yılındaki 2 bin 669.7 dolarlık düzeyinden 1993'te 2 bin 852.6 dolara yük- seldi. Cari fıyatlarla 31 milyon 881.3 bin lira olarak hesapla- nan kişi başına milii gelir, dola- ra çevrilirken 1993 ortalama dolar kuru 11 bin 176 lira ola- rak aiındı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle