23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 1NİSAN1994CUMA 14 DIZI YAZI Ülkemizde, Türk-Islam sentezi çerçevesinde birleşme deneyimleri, Adnan Menderes'in 'Vaîan CephesV ile başladı, Demirel'in 'Milli Cephe 'si ilegelişti, 12 Eylül yönetimi ile anayasal bir nitelik kazandı. Türk-İslamsentezine Siyasal eylemin yeni boyutu: V e c i h i T i m u r o g l u yenislogan: 'Ezanve bayrak'•3- ~m ^•illiyetçilerle / l /m İslamcılar. gö- / 1 / m rülüyor ki, _X. V^M. Inanç-tarih1 çatışmasına girişiyorlar. Inanç, türdeş bir toplumun oluşmasında en önemli ve tek toplumsal etken olarak düşü- nülüyor. Saflaştınlmış İslam poli- tikasının en ateşli > andaşı da Abdülhamit'tir. Abdülhamit, bütün tarikatlan yasak- lamıştır. Onlara değer verme- memiştir. Bu yüzden, Türkiye İslamcılan, onu 'Llu Hakan' diye niteliyorlar. Ama. milli- yetçilerle islamcılar, her za- man kavram karmaşasmı sev- mişlerdir. Ulu Hakan'dan MCye 'Ulu Hakan1 rutelemesinde inanç-tarih' bileşiminin oldu- ğunu fark etmemek ola- naksız. Ulu Hakan'ın düze- ninde, sınırsız baskı ve otorite temeldir. Türk-İslam sentezi, bu ideolojilerin bileşimidir. 'Saf milliyetçilik 1 ile 'saf- laştırdmış İslam'ın bıleşimin- den Türk'e de. Islam'a da aykın bir 'sentez' çıkmıştır. Bu bileşimin sonunda, "Tanrı- dağı kadar Türk. Hira dağı kadar Müslüman'' sloganı üretilmiştir. Ne ki. neTürkçü- ler İslamcılan ne de İslamcılar Türkçüleri, içlerine sindirebil- mişlerdir. Kaynağında, Türk-İslam sentezi, aynlıkçılığa karşı üre- tildi. 'Milli birlik ve beraber- lik' ortak paydasında buluşarak 'sopalı yöne- tim' yarattılar. Ülkemizde. bu tarihsel birleşme deneyimleri. Adnan Menderes'in 'Vatan Cephe- si' ile başladı, hiçbir tarihsel binkimi olmayan Sülevman Demirel'ın 'Milli Cephe'si ile gelişti, Aydınlar OcağYnın 12 Eylül yönetimine kabül ettirmesi ile anayasal bir nitelik kazandı. 12 Eylül ve sentez 1982 Anayasası. list kültür' kavramını. devle- tin tek eğitim ve öğretim siyasası olarak benim- siyor. 'Dil birliği' gibi yaşama geçirilmesi ola- naksız bir kavramı, yasa zoruyla sağlamaya çalışan 'generaller yönetimi 1 , cumhuriyetin te- mel politikasını 'Türk-İslam sentezi 1 olarak sap- tadı. Aydınlar Ocağı'nın ideologlan, İslam'ın birleştiriciliğinden yararlanmak istiyorlar. An- cak. çağdaş yapılanma söz konusu olunca. 'mil- liyetçilik 1 daha belirleyici oluyor. İslamlık. siya- sal birliği sağlamak amacıyla öne çıkanhyor. Türk-İslam Sentezi'nin kalın çizgisi 'milliyetçi- lik 1 olarak sıntıyor. Bu durum, şeriatçı partinin aldığı adlarla çok belirgindir. Refah Partısı'nin ilk adı 'Milli Nizam Partisi'dir. Kapatıldıktan sonra 'Milli Selamet 1 oldu. Politikalannı da 'Milli Görüş 1 olarak niteliyorlar. Türk-İslam sentezi, sanıldığı gibi, özgün bir bileşim değildır. Guizot'nun 'bireysel güven kişi- liğf ile İbni Haldun'un 'aşiret asabesi 1 üzerine oturtulmuştur. 'Kaviın 1 ve 'din 1 ekinlerinin uz- laştınlmasına çalışılıyor. Ancak, 'üst kültüVün nasıl yaratılacağı konusunda uzlaşmanın ola- naksız olduğu görülüyor. 'Türk^n Araplaş- masına hiç kimse razı olmuyor. Gözden kaçınlmaması gereken en önemli po- litika. milliyetçilerin de İslamcılann da çatışma Günümüzde tüm millhetçi >e İslamcı partiler ezan ve ba>rağı kendisine slogan yapıyor. Ancak demokratik ve laik toplumlar, 'inanç-tarih 1 bileşimi üzerine kurulmazlar. Demokratik toplumların birliğini sağlayan ilkeler 'özgürlük ve insan haklarTdır. on dönemde Tansu Çiller 'inanç-tarih' bileşimini 'ezan' ve 'bayrak' şeklinde kendisine slogan yapıyor ve toplumun tüm kesimlerini DYP'de toplamayı amaçlıyor. Ancak seçimler de gösterdi ki, Erbakan'ın 'ezan'ı, Türkeş ve Yılmaz'm da 'bayrak'ı Çiller'e vermeye hiç niyetleri yok. ya da birleşme sürecinde varlıklannı sürdürmek için. devlet şemsiyesine sığınmalandır. Erba- kan'ın Anıtkabir'den nefret ederken, 1993"te birden Anıtkabir'e gitmesı. iktidan kendisine yakın görmesındendır. Anıtkabir'ı ziyaret et- meyen bir başbakan, ordunun tokadını yiyebi- lir. İyisi mi, şimdiden ayağını alıştırmaya bakı- yor. Bu, inanç-tarih çatışmasının \a da birligi- nin ne denli içten olduğunun göstergesidir. 'Seyfiyye 1 ile 'ilmiyye 1 yeniden karşılaşıyorlar. Görülüyor ki, Türkiye 'ilmiyye'si. varlığını. cumhuriyet 'seyfiyyesi'nde arıy or. Azgelişmiş ülkeîerin kalkınma çabalan so- nunda. kentleşme hızlanır. Biz. Türkiye için (bir bakıma bütün azgelişmışler için) doğru terimin 'köylüleşen kent 1 olduğunu düşünüyoruz. Aşi- ret ekininin geçerli olduğu kırsal kesımden ken- te gelen topluluklar, özellikle gençler. kentte 'üst kültür'ün egemen ve özümleyici (asimile edici) niteliğiyle karşılaşıyorlar. Bu gerçek karşısında, etnik ya da dinsel kesim, 'üst kül- tür'e karşı tavır alıyor. Alt ve üst ekinler arasın- daki çatışmayı. kımi zaman. 'halklann kendi ka- derlerini belirleme hakkı 1 ilkesı içınde doğal gö- ren. kimi zaman. sorunun sınıfsal niteliği göz- den kaçınldığı gerekçesiyle yersiz bulan sosya- lıst gençlik, İslamcı gençlikle çatışıyor. Özellikle radikal İslama gençlik. çağdaşlaşma sorunu- nun çözümünü, sosyalist ideolojinin önerileriy- le bezenmiş düşüncelerde buluyor. Buna karşın, önce terimden ürktüklerinden, daha sonra, çö- zümün sınıfsal içeriğini kavrayamadıklanndan boşlukta kalıyorlar. Milliyetçi seçkinler. popü- list bir tavırla, milliyetçi ve İslamcı gençliği mili- tanlaştırdılar. Bütün verilen sözlere karşın, bek- lentileri gerçekleşmeyen gençlik (çalışan. oku- yan, lumpen bütün kesimler). siyasal iktidarları sarsmaya başladı. Gençlik tarikat kıskacında Bugünün Türkiyesi'nde. devrimci gençlik et- B İ T T İ T.C. GAYRİMENKL LÜN AÇIK ARTTIRMA İLANI EYÜP 2. tCRA MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN j 1993/1679 Tal. • Eyüp Islambey Mah. Bıçakçı Eyüp sokağında kain 33 pafta, 56 ada. 131 parsel. 1980 m 2 sahalı kargir apartmanda A/2 blok 18 1000 arsa i pavlı l' bodrum kat 4 no'lu meskenin tamamı 1. derecede ipotek alacaândan dolayı açık arttırma suretıyle satışa çıkanlmıştır. ! Imar Durumu: Eyüp Beledıyesi İmar Müdürlüâü'nün 15.11.1993 tarih ve 3765 sayılı yazısındd 131 parselı ıçeren 22.12.1981 t.t. 1 500olçeklı ! mevzi ımar planınd'a: roperli krokisınde görülen Î31 parselde 15x15.37 mt ebatlannda 3 adet blok çizilidir. Meri imar planınm şartlanna gore ! inşaat hakkı bma sahası emsali °o25 h: max 9.50 m. blok alanı. İstanbul 1 numaralı taşmmaz Kültür ve Tabiat Varlıklan Koruma Kurulu ndan i karar alınmadan uygulama yapılamayacağı bildinlmtştir ' Gayrimenkulün Halihazır Durumu: Salışa konu taşınmaz Eyüp ilçesi jslambe> Mah. Halıtpaşa caddesinde mahallen yapılan ıncelemede Bıçak- j çı E>üp Sokağı üzerinde 1980 m 2 alanda mevcut olduğu \e bu binalardan A 2 blokun bodrum kat + zemin kat + 3 normal kattan oluştuğu ve I betonarme tarzda inşaa edilen binanın dışcephe duvarlan boyalı ve sıvalı çatısı ahşap olurtma. üzen kiremıt örtülüdür Binanın 1. bodrum katın- i da 4 no'lu dairede salon + 3 yatak odası + kondor + banyo + antre + mutfak bölümlerinden oluşmaktadır. Taşınmazın iç cephe duvarlan sıvalı • ve boyalı pencere ve kapı ahşap doğramalı. üzerleri yağlı boyalıdır. Yaklaşık 70 m 2 kullamm alanı daırenin oda ve salon doşemeleri PVC kapla- ma. ıs'lak hacim döşemeleri seramik kaplıdır Mutfak tezgahı ve tezgah önünde duvar belirli sıra fayans kaplı olup aynca tezgah üstünde ahşap dolaplar bulunmaktadır. Daire yeni olup elektnk ve su tesisatı mevcut faal durumda olup taşmmaz köşe konumda olup her ne kadar 1. bodrum katta yer almakla ise de bahçe k'otu üstünde olup her iki cepheden de gün ışığından yararlanmaktadır. Taşmmaz yoğun iskân bölgesınde yer al- makta ve önünden gecen cadde asfalt kaplıdır. Çevre tüm kamu hizmetlerinden yararlanmaktadır. Ulaşım imkânları müsait ve sosyal tesislere yakın bir kesimdedir. Gayrimenkulün Kıymeti: Tüm mülkiyetine 175.0OO.0OO.-TL. (yüzyetmışbeşmılyon) kıyTnet takdıredilmıştir. Sadş Şartları: 1) Gayrimenkulün ilk açık arttırmâsı 7.6.1994 günüsaat 14.00'ten 14.30'a kadar. Eyüp 2. İcra Dairesi'nde açık artürma sureüyle yapılacakur. Bu artürmada tahminedilen kıymetin %75'ini \e rüçhanlı alacaklıiar varsa alacaklamnecmuunu ve saüş masraflannı gecmek şartı ile ihale olunur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmazsa en çok arttıranın taahhüdü baki kalmak şartıyla 17.6.1994 günü ay nı yer ve ay m saatlerde Eyüp 2. İcra Dairesi'nde ikinci artürmaya çıkanlacaktır. Bu artürmada da bu miktar elde edilememişse gayrimenkul en çok arttıranın taahhüdü saklı kalmak üzere antırma ilanmda gösterilen müddet sonundaen çok arttırana ıhale edilecektir Şu kadar ki. arttırma bedelinın malın tahmin edilen kıymetinin %40'ım bulması ve satış isteyenın alacağına rüçhanı olan alacaklann toplamından fazla olması ve bundan başka, paraya çevirme ve pay laştırma masraflannı geçmesi lazımdır Böyle fazla bedelle aiıcı çıkmazsa satış talebi düşecektir 2) Arttırmaya iştırak edeceklerin. tahmin edilen kıymeun %20'sı nısbetinde pey akçesi veya bu miktar kadar milli bir bankanın teminat mektu- bunu vermeleri lazımdır. Satış peşin para iledir, alıcı istediğınde 20 günü geçmemek üzere mehil verilebilır. Tellaliye resmı, ihale damga pulu bede- lı, tapuda alım harcı ve tahliye masraflan ahcıya aıttir. Birikmiş \ergiler satış bedelinden ödenir. 3) İpotek sahibi alacaklılarla dığer ilgililerin (*) bu gayrimenkul üzenndekı haklannı hıısusıyie faiz ve masrafa dair olan iddialanm dayanağı belaeler ile onbeş gün içınde dairemize bildırmeleri lazımdır. Aksi takdirde haklan tapu sıcıl ile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaklar- dırT 4) İhaleye katılıp daha sonra ihale bedelini yatırmamak sureüyle ihalenin feshine sebep olan tüm alıcılar ve kefılleri teklif ettıkleri bedel ile son ihale bedeli arasındaki farktan ve diğer zararlârdan ve ay nca temerriit faizinden müteselsilen mesul olacaklardır. Ihale farkı \e temerrüt faızı ayn- ca hükme hacet kalmaksızın dairemizce tahsil olunacak. bu fark. varsa öncelikle teminat bedelinden alınacaktır. 5) Şartname. ilan tarihinden itibaren herkesın görebilmesı için dairede açık olup masrafı venldığı takdirde isteyen alıcıy a bir orneğı göndenlebı- lir. 6) Satışa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatını kabui etmiş sayılacaklan, başkaca bilgi almak isteyenlerin 1993' 1679 Tal. sayı- lı dosya numarasıyla Müdürlüğümüze başvurmalan ilan olunur. 7) Satış ilanı ilgililerin adreslerine teblığe göndenlmiş olup. adreste tebligat yapılmaması veya adresleri bilinmeyenlerin de yerine kaitn olmak üzere ilanen tebliğ olunur. (*) İlgililer tabirine ırtifak hakkı sahipleri de dahildir. Basın: 3693 T.M.M.O.B. ELEKTRİK MÜHENDİSLERİ ODASI 34. OLAĞAN GENEL KURUL ÇAĞRISI Odamız 34. Olağan Genel Kurulu 02 Nısan 1994 Cumartesı günü saat 10 00 da Oda Lokah'nde (Ihlamur Sokak No 10/1 Yenışehır ANKARA) yapılacaktır. Çoğunluk sağlanamadığı takdirde Genel Kurul 09 Nısan 1994 Cumartesı günü saat 10 00da TEK Genel Müdürlüğü Konferans Salonu'nda (Bahçelıevler/ANKARA) çalışmalarına başlayacaktır Delegelerımızın oda kımhk kartı ile katılmalarını rica ederiz. Saygılarımızla YÖNETİM KURULU GUNDEM: A: 1. GÜN 1- Açılış ve başkanlık dıvanının oluşumu. 2-Saygıduruşu, 3- Anıtkabır e çelenk koyacak heyetin oluşumu, 4- Oda başkanının konuşması, 5- Konukların konuşması 6-Komısyonseçımı. 7- 33 donem çalışma raporunun okunması ve görüşülmesi, 8- Denetleme kurulu raporunun okunması, gorüşulmesı ve ibrası, 9- 33 dönem yönetım kurulunun aklanması, 10-Tüzukveyonetmelıkdeğışıklıklerı, 11- Komısyon raporlarının göruşülmesı, 12-Dılekveönerıler, 13- Seçıme katılacak yonetım kurulu, denetleme kurulu, onur kurulu, TBMMOB Onur Kurulu. TMMOB Denetleme Kurulu, TMMOB Genel Ku- rulu delege adaylarının tespıtı, B:2.GÜN - Seçimler ANKARA 4. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN 1993 232 2 Cad. 48. Sok No: 8 A Zafertepe Mah. Seyranbağlan Ankara adresınde bulunan davalı Şemsi Ayyıldız'a: Musa Ayyıldız tarafından aleyhinize açılan boşanma davası nede- niyle adınıza gönderilen tebligat bilatebliğ iade edildiği. yapılan zabı- ta araştırmasında da adresiniz temın edilemediğinden ilanen tebligat yapılmasma karar verilmiştir. Karar gereğınce duruşma günü olan 25.4.1994 saat 09 40'ta mah- kemeye bızzat gelmenız veya kendınızi bir vekille temsil ettirmeniz, aksıhaldeH.L M.K "nın213 ve317. maddelennegö'reyargılamanın yokluğunuzda yürütüleceği. da\a dilekçesı ve duruşma günü tebliği yerine kaim olmak üzere ilan olunur. 16.3.1994 Basın- 23529 kisizleştirilmiş. Bir ölçüde, Türk-Islam sentezi doğrultu- sunda eğitilen gençliğin düşün- ce üretmesi de zorlaşmıştır. 'Devrim1 kavramı, bugünün eğitim ve öğretim kurumla- nndan yetişen gençliğe çok ya- bancı. Kırsal kesimden gelen gençlik ise tarikatlann kıskacı- na alınmış. Hizbullah, özellikle kırsal kesimde örgütleniyor. Turgut Özal, ABD tavsiyesiyle. tarikatlara geniş bir alan hazır- ladı. Nakşi şe>hi olmanın kaza- nımıyla bir süre etkin oldu. An- cak, halkın ve gençliğin beklen- tilerinin yaşama geçirileme- mesi, siyasal iktidarlan yeniden sallamaya başlamış görünüyor. Çiller'in tavrı Bayan Tansu Çiller, bu kıpırtıyı, yeni bir 'inanç-tarih1 bileşimi ile dürdurmaya çahşı- yor: 'Ezan ve bayrak1 . Toplumun bütün kesimleri- nin kendi partisinde toplan- masını isteyen Bayan Çiller, partisınin 'ezan ve bayrak 1 de- mek olduğunu ilk günden bu yana vurguluyor. Siyasal eylem çatışma noktasına gelince, 'mil- li birlik ve beraberlik 1 türküsü. kendiliğinden 'milli aynlık 1 ağıtma dönüşür. DYP'nin 'ezan ve bayrak 1 olduğu, her du- rumda yınelenirse. öbür partile- rin üyeîeri, yandaşlan. kendile- rinı türkü ve flama 1 partileri olarak mı niteleyecekler? Doğal ki. daha ileri gidecek- ler. Herkes. 'inanç-tarih' birliği- nin yörüngesinde yeni kuram- lar ve savsözler (sloganlar) üre- tecek. Siyasal eylem 'çatışma boyutu 1 kazanacak. Bayan Çiller'in akıl hocalan, böylesi çatışma sav- sözlerinden vazgeçirmelidirler onu. Demokrasinin ortak paydası Demokratik ve laik toplumlar. 'inanç-tarih 1 bi- leşimi üzerine kurulmazlar. Demokratik toplum- lann birliğini sağlayan ilkeler 'özgürlük ve insan haklarfdır Çağdaş insanın temel ilkeleri evrensel bildirgelerle saptanmış haklan her inancı ve halkı birleştirmeye yeterlidir. Emeğin ve düşüncenin özgürce örgütlendiği, her inancın özgürce kendi- sini tanımlama olanağj bulduğu toplumlarda, aynlıklardan söz edilse bile, ortak paydalar bulu- nur. Her toplumun ortak paydası insan haklan 1 - dır. Bir toplumu oluşturan her halk ve toplumsal katmanlar. kendilerini özgürce tanımlıyorlarsa, çatışmanın 'şiddet 1 öğesi kalmaz, hukuksal ve de- mokratik öğeleri öne çıkar. Hukuka (yasalara değil) ve demokratik haklara saygılı yönetimler, her güçlüğü kolayca aşarlar.'İnanç-tarih 1 birliği- nin yeni bir ifadesi olan 'ezan-bayrak 1 savsözü (sloganı), ilkelliğı bir yana, aynlıklan körükleyen bir nitelik taşıyor. Salt etnik topluluklan değil, aynı kökten ve kökenden gelen katmanlan bile ayınr. Örneğin. Aleviler, ezanla pek uğraşmaz- lar. Bu bastırmalanndan dolayı. bayan Çiller'i dışlayabilirler de. Hizbullahçılar da kendilerine yeşil bayrağı seçebilir. O zaman, PKK'ya dua okutacak aynlıklara düşeriz. İzlediğim değin. Er- bakan 'ezan'ı, Türkeş ve Yılmaz 'bayrak'ı Bayan Çiller'e vermezler. Seçimler de bunu göstermiştir. Mahmutpaşa işportacısı üslubuyla politika yapılırsa. Türkiye'yi. Atatürk bile kurtaramaz. AJNKARA-ANKA MÜgERREF HEKİMOĞLU OçağınUcu Dallarda bahar, tepeden frnağa çiçek açmış ağaçlar, sokaklarda arabalar, başcftülü genç kızlar, ellerinde bayraklar, RP'nin başarısım kutluyorlar. Kaldırımlarda da sessiz ve şaşkın başken#ileır Ben de şaşkın ve hüzünlJyüm elbet. Telefon çalıyor durmadan, Ankara sonuçlannın sağlığından kuşku du- yuyor kimi dostlar, 'duyduklarımız doğru mu' diye soru- yorlar. Doğru sonucu almak için sabırsızlanıyorlar. Sokakta yolumu kesiyor bir komşu. - Elim kırılsaydı, yanlış kullandım oyumu, bu sonuca katkıda bulundum, diyor. O/sa siz laikliği savunanlara oy vermeyi savundunuz... Kapıda başka bir dost: - Korel Göymen, kampanya boyunca yaşam biçimi seçmeyi vurguladı, bu sonuçlaryaşamı nasıl biçimleye- cek? Her zaman yazarım. Gerçekleri yaşayarak öğreniriz biz. öğreniriz de ne olur, o da ayrı sorun! Tehlike çanla- rı, uyarılar; ama doğru yorumlar yapılmaz, doğru politi- kalar oluşmazsa durum değışir mi? Kimi kişiler laf üret- meyi çok seviyor! Kaç gündür yine neler söyleniyor! Bence kişilerin de, kuruluşların da bir özeleştiriye yö- nelmesi gerekiyor her şeyden önce. Bir öz hesaplaşma yapması gerekiyor. Ben diye konuşanlar, ayrıcalıgına yaslanarak partisel desteği yitirenler var, doğruları söy- lerken yanlışlar yapanlar var! Asker kökenli bir dostum tarihimizden bir yaprak çevirdi dün akşam. Mustafa Ke- mal'e mareşal rütbesi verilmesini anımsattı. Kurtuluş savaşlarının başarılı komutanı bu ödülden hoşlanmıyor, orduya birteşekkür mektubu yazıyor hemen, rütbeyi on- larla kazandığını bildiriyor. Atatûrk'ün askerlik dehası tarihsel bir gerçek, ama teşekkür mektubu daha güzel bir gerçeği kanıtlıyor. Tüm savaşçılara güvenle, sevgiy- le bakışına, başarının sevincini paylaşmak isteğine... Oysa bugün "Ben yaptım, ben başardım, ben başka- yım, ben başkalarma benzemem" diyor kimi kişiler. Çevrelerine sevgiyle, güvenle bakmıyor hiç! Bu davra- nışla belli bir desteği yitirmeyi, partisel bir coşkuyu sol- durmayı düşünmüyor besbelli. Belki de deneysizlik ya da acemilik nedeniyle. Bir özeleştiri de mesleğimiz için gerekli bence. Sağlıklı bir kamuoyu oluşturabiliyor mu- yuz acaba? Yerel seçimler öncesinde yazılanlar, çizi- lenler, TV kanallarında düzenlenen açıkoturumlar olay- ların gerçek yüzünü ne ölçüde yansıtabildi? Her gün değişen manşetler, TV ekranlarında konuyu çarpıtan sorular, akıl almaz saldırılar, kara çalmalarla gerçekleri belirtmek, halkımızı aydınlatmak görevini ne ölçüde ba- şardık acaba? Sonuç, yanlış hesapların çıkmazı değil mi? Istanbul'da belli çıkarlar doğrultusunda SHP'yi dış- lamayı amaçlayanlar RP'lileri destekler duruma düşü- verdi! Kimi dostlarım iyimserliğime gülümseyerek, bu ka- ranlıkta nasıl bir umut ışığı bulacağımı soruyor bana. Doğru. Ufuk aydınlık değil, ama karanlığa saplanama- yız, bir çıkış yolu bulacağız elbet. Siyasal kuruluşlara, devleti yönetenlere, demokratik örgütlere, bilim adam- larına önemli görevler düşüyor bu yolda. Bu görevleri üstlenmezsek yerel seçimlerdeki tablo genel seçimlere de yansıyabilir. O tabloyu değiştirmek için vakitçok geç olabilir. Oysa genel seçimlere iki yıl var, bu iki yıl iyi de- ğerlendirilebilir. Toplumdaki beklentilere yanıt veren politikalar oluşabilir. Başkent Ankara'da laikliği savunan bir başkan adayı yarışı sonuna kadar götürüyor, ama seçimi, şeriatı getir- mekten söz eden partinin adayı kazanıyor! Bir cumhuri- yet kızı olarak büyük eziklik duyuyorum doğrusu. Ata- türk'ün kurduğu CHP'yi kapatanlar eziklik duymuyor mu acaba? Peki, partisini ortada bırakıp küskünlüğe gömülenler, vaktiyle umut simgesiyken umutsuz bir konuma düşen- ler, soldaki dağmıklığayol açanlar, uzlaşmaz politikada direnenler, sağı bırakıp solu suçlayanlar, kara çalanlar ne düşünüyor şimdi? Rahat uyuyorlar mı? Başkent An- kara'da RP'nin aldığı oylardan tedirgin olmuyorlar mı? Yan yana gelmek, yeni bir yapılanma, yeni bir söylem oluşturmak için ne bekliyorlar? Çatı tartışmasını bırakıp tabanın özlemine yanıt verecekler mi artık? Bir uzlaş- maya varacaklar; kişiselliği, duygusallığı aşacaklar mı? Erken seçim kolay görünmüyor, genel seçime de yal- nız iki yıl var. İki yıl çabuk geçer. Kolları sıvamak için geç kalmamalı, hepimizgörevimizi üstlenmeliyiz. Bıçağın ucundayız artık. Ya çağdaş bir yaşama yöne- leceğiz ya da çağın dışında kalacağız. Benim iyimserli- ğim ağır basıyor yine. Belki de kötümserliğe hakkım olmadığını düşünüyorum. Nehirler geriye akmaz, diyo- rum. insan doğasına ters buluyorum geriye gitmeyi. Belki de uzun yılların birikimiyle, bu noktaya nasıl geldi- ğimizi bildiğim için. Köy enstitüleri niçin kapatıldı, imam hatip okulları nasıl açıldı, bu okulları bitirenler nerelerde çalışıyor yıllardır, hangi kamu görevlerinde, köktendin- cilik nasıl örgütlendi, nasıl desteklendi, orta öğretim programları nasıl düzenlendi, özgür ve bağımsız kuşak- lar yerine suskun kuşaklar niçin yeğlendi, felsefe ders- leri nasıl kaldırıldı. öğretirn birliği nasıl zedelendi, din öğretimi nasıl yer aldı anayasada, bu politikaları eleşti- renler de nasıl suçlandı!.. Sonunda buraya geldik işte. Buradan nereye gidece- ğimizi iyi düşünmek gerekiyor şimdi. Sorunların düğü- , münü iyi çözmek. Geç kalmadan. Gecikmenin faturası daha acı olabilir. Bıçağın tam ucundayız. BULMACA SOLDAN SAĞA: 1/Ağaç ve toprakla yapıl- mış, hendekle çevrilmiş küçük hisar. 2/ Makam. mevki... Maksat. 3/ Gü- müş... Binek hayvanlan- nın sırtındaki oturmalık. 4/ Kiyilmış et. bulgur, so- ğan. domates gibi şeylerle yapılan, çiğ ve soğuk ola- rak yenen bir çeşit yiye- cek. 5/ El ve yüz hareket- leriyle gösterme... Bir nota. 6/ Japonya'da 1192-1868 yıllan arasm- da babadan oğula geçen ken diktatörlük kurumu... Hava ya ^a gaz akımlan oluşturmakta kui|a . nılan aygıt. 7/ Kimi yemek|e nn üzerine dökülen bir çeşit terbıye Genelev işleten kadın. 8/ Kuzu ^'. si... Avrupa Topluluğu'nun ortak para birimi... Satrançta bir taş. 9/ Düşüncesizce her işe atılan... Do- ğu Karadeniz'e özgü küçük tel;ne YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/Kadınlann genellikle başla^n ı n arkasına takt.klan ek saç... Su 2 / Hint-İran dil grubuna verilen ad Kısa çorap 3/ Sogugıın etk^.yle va da bükülme sonucu bel bölgesınde belıren ağn. 4/ ra r la s.nıri... Bezekçiliktekullanı- ^ " . y ^ 1 w Pfmbe dalgal. bir ^ ş i t ^ f 5/ Yemişlerin yenilen bolumu 6/ Pencere ççrçevesı. Saadet. 7/ Türlü bitkilerin yap- rak ve kabuklanyla kokulard l n l m a c , m t ı r a k b l r i ç k i ... Bir nota. 8/ Bır şeyde herhang. bt.a > l p d a k u s u r b M u ^ m a d ^ m bıldırmek. 9/ Inükam... Aga ^ (ek k u , , u s u k a b
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle