03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
7 MART1994 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA EKONOM 11 Yeni üyeliklerin Avrupa para sistemine geçişte sorun yaratacağı belirtiliyor Mutlıı aıııa endişeli genişleme•Zengin ekonomileri, yürüttükleri liberal demokrasileri, nüfuslannın azlığı, çevre duyarlılıklan ile dört ülke de birlik için biçilmiş kaftan. ÖZLEM YÜZAK BOYLU Isveç, Finlandiya ve Avus- turya'nın topluluğa tam üyeliği ile Avrupa Birliği dünyanın en geniş ticaret bloku haline geli- yor. Sınırlannı kuzey kutbu ve Akdeniz'den Rusya'ya kadar genişleten AB, üyeliği önürnüz- deki gûnlerde tekrar görüşüle- cek olan Norveç'in de katılı- mıyla üye sayısını 16'ya çıkan- yor. 2.4 milyon kilometre kare- den 3.6 milyon kilometre kare- ye genişleyecek olan yeni alan- da nüfus ise yüzde 7.5 oranında artarak 371 milyon kişiye ula- şacak. Türkiye de dahil pek çok ülke birliğe üye olmak için ödün üs- tüne ödün verirken, bu sefer birlik, kuzeyin bu zengin ülke- lerini bünyesine alabilmek için uğraş verdi. Kıran kırana geçen pazarhkta son dakikaya kadar oyunun tüm kurallan oynandı. Şonunda pazarhk masasından İsveç, Finlandiya ve Avusturya zaferle aynldı. Norveç ise bahk- çılık aianlanna diğer birlik üye- si ülkelerin girmesine kesinlikle yanaşmadığı için görüşmeler bir hafta süreyle ertelendi. İsveç'ten aşanıalı katkı Görüşmelerin başında AB daha fazla mali katkı istiyordu. İsveç heyeti ise vereceği parayı aşamalı olarak arttırmak dü- şüncesindeydi. Anlaşma ancak gün ışırken. Isveç heyeti masa- dan kalkmak üzereyken sağla- nabildi. İsveç'in ilk yıl 50 mil- yon, ikinci yıl 150 milyon, be- şinci yıl ise 750 milyon ECU vermesi kabul edildi. Finlandiya, genel desteklerin yanı sıra en fazla tanm kesimi- ne yapılan yardımla ilgileniyor du. Uzun görüşmeler sonucun- da AB, tam üyelik karşılığı. kutup bölgelerindeki köylülere sübvansiyon vermeyi kabul et- ti. Kamyonlara sınırlama Avusturya'nın en belirgin endişesi ülkesinden geçen kam- yonlar konusundaydı. Çevre kirliliğini ve gürültüyü azalt- mak amacıyla geçen araç sayısı- na sınırlama getirmek istiyor- du. AB, Avusturya'nın bu GayrJ Safl YurHçi Hasıla İEB müyardolari AB12 AB16 Nafta Asya şartını sınırlamanın 2004 yılına kadar sürmesi kaydıyla kabul etti. Nüfuslannın azlığı, yürüttükle- ri liberal demokrasi, tüm Av- rupa'yı saran durgunluk döne- minde dahi korumayı başar- dıklan zengin ekonomileri ile dört ülke de AB için biçilmiş kaftan. Yeni kaulımlarla birlik- te AB'nin GSYH'si 7 milyar 504 milyon dolara ulaşarak dünyanın en geniş ekonomik ve siyasi blokunu oluşturacak. Birlik 12 üye iken GSYH'si 6 milyar 852 milyon dolar idi. NAFTA'nın GSYH'si ise 6 milyar 806 milyon dolar. Öte yandan bu dört ülkenin üyeliİderi ile AB'nin, Avrupa'- daki güvenük ve istikrar konu- lannda daha büyük rol oyna- ması bekleniyor. Genişleyen Avrupa Birliği, tüm Avrupa için daha güvenli olacak ve Rusya'nın ileride Avrupa'ya yönelik tehditlerinde koruyucu gücü artacak. Zengin kaynak AB yeni üye olan ülkelerin yaratacağı kaynağa seviniyor. Ozellikle birliğin kasasına İcat- kılan hatın sayılır düzeyde olan Almanya ve İngiltere kendi kat- kı paylannın azalacağı düşün- cesiyle konuya olumlu yaklaşı: yor. Genişleme her iki tarafa da mutlu bir gelecek vaat ederken çeşitli endişejerde baş göstermi- yor değil. Ozellikle İspanya, birliğin bu kadar sorunlu oldu- ğu bir dönemde genişlemesinin çeşitli problemleri de beraberin- de getireceği görüşünde. Şimdiye kadar birliğin almış olduğu gümrük birliği ve vergi düzenlemelerine yönelik karar- lann uygulanabildiği söylene- mez. Yeni üye ülkeleria oy- lannın da bu uygulamalara des- tek mi yoksa köstek mi olacağı endişesi ister istemez doğuyor. Avrupa para sistemine geçişte daha önce 23 oy bir karan veto etmeye yeterken, 4 ülkenin katıiımıyla bu rakam 2Tye ulaşıyor. DÜNYA EKONOMİSİNE BAKIŞ / ERGİN YILDIZOĞLU LONDRA *Ayılar' inlerinden çıkıyor mu? r ılbaşından bu yana ABD ve Av- rupa borsaları, ozellikle de Ha- zine bonoları piyasaları bir ge- rileme yaşarken, dalgalan- malar da şiddetlenmeye baş- ladı. Gözlemcilere göre "piya- salar 1990'daki düşüşlerinden bu yana en şiddetli düzeltmeyi yaşamaya hazırlanıyor- lar". Yatırımcılar ise ani şiddetli bir çöküş ve sonra hızlı bir toparlanma türünde bir "düzeltmeden" değil, yavaş ama 18-20 ay sürebilecek, çok daha büyük zararlar vere- bilecek uzun bir gerileme, bir 'ayı' (bear market), döneminin başlamakta olması- ndan korkuyorlar. Geçen hafta Geçen hafta, borsalara ilk darbe, ABD fa- izlerinde bir artış döneminin başladığını ima eden yeni demeçler ve ABD ekonomisinin ge- çen yılın son dört ayında % 7'nin üstünde, beklenenden çok daha hızlı büyümekte ol- duğunun belli olması gibi yeni göstergelerle geldi. Pazartesi ve salı günü Dow John's En- deksi toplam 30 puan, yaklaşık % 0.9 oranın- da değer kaybetti. ABD bono piyasalarını ozellikle sarsan bu gerilemeyi hemen Tokyo Borsası takip etti. Bu gelişmeler Avrupa'daki borsaları da etkilemeye başlamıştı ki çarşam- ba günü, Alman para arzı (M3) artışı açıklandı ve şok yarattı. Bundesbank'ın yıllık hedefi % 4-6 iken, artış hızı % 20'nin üstüne çıkmıştı. Bundesbank yönetim kurulu üyesi Guntram Palm'ın "Faizlerin daha fazla düşmesinin ko- şulları yok" demesiyle, çarşamba ve perşem- be günü piyasalar dalışa geçtiler. Bu sarsıntı- lar Clinton'm Japonya ile olası bir ticaret sa- vaşının ilk adımı olarak, ABD Ticaret Kanu- nu'nun rakiplerine misilleme yapmaya imkan veren 301. maddesini harekete geçirmesi ile şiddetlendi. Avrupa'da belli başlı borsalarto- parlanmaya başlamadan önce, çarşamba günü Londra % 0.7, Frankfurt % 2.3, Paris % 1.8 olmak üzere % 0.7 ile % 2.8 arasında de- ğer kaybettiler. VVarburg Securities'den (Londra) George Magnus'a göre "Piyasalar- da ciddi bir güven sorunu vardı". Bu güven sorunu, yukarıda bahsedilen etken- lerden, belki daha fazla, global mali sistemin yapısında son yıllardagittikçe daha fazla ortayaçıkan istikrarsızlıklardan da kaynaklanıyor. Burada ABD Kıymetlı Kağıtlar ve Borsalar Komisyonu (SEC) yeni başkanı Arthur Levttt'/n mali piyasalarda,' Bu kadar yanlış anlaşılan, bu kadar tehlikeli ama aynı zamanda da en yararlı ürünler"olarak tarif ettiği türevler (derivatives) ve bunların spot piyasalar üzerindeki giderek artan istikrar bozucu etkileri ve bankaların türev piyasaları ile olan girift ve riskli bağlantıları, şımşekleri üstlerine çekiyor. Son iki hafta boyunca yaşanan dalgalan- malarda risk kontrolü (hedged) fonların ya- şadıkları, bono ve para piyasalarında muaz- zam ve boyutları da bir türlü kesin olarak be- lirlenemeyen zararlar, dikkatlerin giderek daha çok türevler üzerine yoğunlaşm'iina yol açtı. Futures (gelecek), opsiyon, svvaps (farklı faizli ve/veya vaadeli fonları, borçlarla aktiflerı takas etmek) vb. türevlerden oluşan bu global piyasanın hacminin 16trilyondoları aştığı tahmin ediliyor. Bu pazarlarda da esas olarak, en az bir milyon dolar sermaye koya- bilen yatırımcıları kabul eden, hacimleri 5-10 milyar dolar civarında olan ve ağırlıklı olarak türev piyasalarında çalışan, kaldıraçlı fonlar- la (leveraged) destekli, kendi çaplarının 10 ile 20 misli parayı kontrol edebilen 5 hedged fo- nun (ûuantum, Omega, Tiger, Steinhard) bo- rusu ötüyor. Bu tür fonların risk kontrolü için başvurdukları, borç alınmış bono veya hisse senetlerinı satmak (short selling), bankalar- dan borç alarak spakülasyon yapmak (levera- ging) gibi yöntemler gözlemcilere göre istik- rarsızlığm ve dalgaianma sırasında spot piya- salarının bu kadar çok sarsılmasının nedenini oluşturuyor. Bu yöntemlerle oluşturulan (ör- neğin Alman Metallgesselscahft rhetal ticaret ve dağıtım şirketinin zararlarını azalatmak için gırdiği petrol fiyatları gelecek piyasalarında büyük kayıplara uğrayarak neredeyse ıflas noktasına gelmesi gibi) son derecede girift ve riskli işlemler önceden tahmin edilemeyen et- kiler yaratıyorlar. Bankaların bu tür işlemler için sağladıkları kaldıraç fonların riskinin he- saplanmasındaki güçlükler, bankaları boyut- ları belli olmayan risklerle karşı karşıya getiri- yor. Bir de işlemlerin elektronik iletişim ve program satışlanyla ulaştığı hız göz önüne alınınca global-malı piyasaların bugün son de- rece istikrarsız olduğu ortaya çıkıyor. Bu ortamda, dev hedged fonların pozisyon- larını kapatmak ya da zararı kesip gitmek ıçın spot piyasalarda yaptıkları ani operasyonlar, bu fonlardan hangisinin ne kadar para kaybet- tiği, bunu hangi bankanın desteklemiş olduğu gibi dedikodularla birleşerekçalkantılan büyü- tüyor. Bu yüzden geçen haftaki çalkantılarda ortaya çıkan büyük kayıplarla ilgili olarak, Coo- pers and Lybrand'ın risk analizi bölümü müdü- rünün de dediği gibi "ozellikle mali sektör dışı- ndaki firmaların türev pozisyonlannda daha bir çok tatsız sürprizler" piyasaları bekliyor. Bu tatsız sürprizlerin birikmeli etkisinin, belli başlı borsaların, aşırı değerli olduğu (Lenthold Gro- up araştırması) gerçeği ile birleşerek, borsa- larda 'ayılar/' ininden çıkartmaya başladığı dü- şünülüyor. 1968'de 18 ay, 1973'te 21 ay ve 1980de21 ay süren 'ayıların'egemenliği, Dow Johns Endeksi'nin, bu yıllarda sırasıyla % 36, % 50 ve % 27 değer kaybetmesine yol açmıştı. Solomon Borthers'dan David Shulman, "he- nüz 'ayılar' başlamadı, ama size garanti ede- rim ki yakında başlayacak ve yatınmcıların kanını damla, damla, damla... akıtacak" diye uyarıyor. Bu ise yatırımcılar için borsa çöktü- ğünde en düşük noktada satın alarak zarar- larını kapatmaya benzemeyen, yavaş. çok acılı ve çok cana kıyan bir süreç. Solomon Bort- hers'dan Kim Schoelentz'e göre: "Eğer piya- salardaki bu süreç tersine dönmezse, Avrupa - da 1994'teki ekonomik toparlanmayı da bera- berinde götürebilecek." •fYATIRIM FİNANSMAN ANONİM ŞİRKETİ YÖNETİM KURULU BAŞKANLIĞI'NDAN Şirketimizin 1993 yılı Olağan Genel Kurul Toplantısı 30 Mart 1994Çarşamba günü saat 16.30da Istanbul, Fındıklı, Meclisı Mebusan Caddesi 137'dekiT. Sınai Kalkınma Bankası bina- sındayapılacaktır. 1993 yılına ait Bilanço ve Kâr-Zarar hesaplarımız, toplantı tarihinden on beş gün once Sayın Pay Sahiplerimizin tetkikine hazır bulundurulacaktır. Sayın Pay Sahiplerimizin toplantıya teşrıflerini rica ederiz. GÜNDEM 1- Başkanlık Divanı seçimi, 2- Genel Kurul zaptının Başkanlık Divanı'nca imzalanması hususunda karar ittihazı, 3- Yöoetim Kurulu, Oenetçiler ve Bağımsız Dış Denetım Kuruluşu raporlarının okunması, 4-1993 yılı Bilançosu ve Kâr-Zarar hesabının tetkık edılip tasdikı ve muamele ve hesaplardan dolayı Yönetim Kurulu ve Denetçılerın ıbraları, 5-1993 kârı hakkında karar ittihazı, 6- Yıl içinde boşalan Yönetim Kurulu üyeliğine seçilen yeni üyeler ile denetçıliğe seçilen yeni üyelerin tasvibi, 7- Ana sözleşme gereğince görev süreleri biten Yönetim Kurulu ve dertetçilerin«eçimi, 8- Yönetim Kurulu üyelerinin ve Denetçilerin ücretlerinin tespiti, 9- Bağımsız Dış Denetim Kuruluşu'nun tayıni konusunda Yönetim Kurulu'na yetki verilmesi, 10- Şirket Ana Sözleşmesinin 7'ınci maddesinın Sanayı ve Ticaret Bakanlığının ön izni uyannca. değıştirılmesi teklıfinin görüşülmesi ve karar alınması, ESKİSEKİL SERMAYE VE HİSSE SENETLERİ Madde7. Şirketin esas sermayesi beheri 10.000 TL değerinde toplam 2.600.000 paya ayrılmış Olup, 26.000.000.000- (yirmıaltımilyar) TL.dır. Gruplar itibariyle dağılımı şöyledir: a. Beheri 10.000 (onbin) lira itibarı degerde nama muharrer 866.658 adet A grubu, b. Beheri 10.000 (onbin) lira itibarı değerde nama muharrer 476.658 adet B grubu, c. Beheri 10.000 (onbinj lira itibarı degerde nama muharrer 433.326 adet C grubu, d. Beheri 10.000 (onbin) lira itibarı değerde nama muharrer 398.658 adet D grubu, e. Beheri 10.000 (onbin) lira itibarı değerde nama muharrer 424.710 adet E grubu. Şirfcetin ilk sermayesini temsil eden 1.000.000.000 (birmılyar) TL'lık bölümü, işbu ana sözleşmenın sonuna bağlı birinci listede adları ve ıkametgâhları yazılı kurucular tarafın- dan tamamen ödenmiştir. Daha sonra arttırılan 2.000.000.000 (ıkımilyar) TL'nin 375.000.000 (üçyüzyetmişbeşmil- yon) TL'lik bölümünün değer artış fonundan, 625.000.000 (altıyüzyirmibeşmilyon) TL'lik bölümünün olağanüstü yedek akçelerden karşılanmış, bakıye kalan 1 000.000 000 (birmil- yar) TL'nin tamamı, işbu ana sözleşmenın sonuna bağlı ikinci listede adları ve ıkametgâh- ları yazılı ortaklar tarafından taahhüt edilmiş ve nakden ödenmiştir. YENİ SEKİL SERMAYE VE HİSSE SENETLERİ Madde7. Şirketin esas sermayesi beheri 10.000 TL değerinde toplam 5.000.000 paya aynlmış olup, 50 000.000.000 - (ellimilyar) TL.'dir. Gruplar itibariyle dağılımı şöyledir: a. Beheri 10.000 (onbin) lira itibarı değerde nama muharrer 1.666.650 adet A grubu, b. Beheri 10.000 (onbin) lira itibarı değerde nama muharrer 916.650 adet B grubu, c. Beheri 10.000 (onbin) lira itibarı değerde nama muharrer 833.300 adet C grubu, d. Beheri 10.000 jonbin) lira itibarı değerde nama muharrer 766.650 adet D grubu, e. Beheri 10.000 (onbin) lira itibarı değerde nama muharrer 816.750 adet E grubu. Şirketin ilk kuruluş ve muhtelif tarihlerde artbrılan 26.000.000.000 (yirmialtımilyar) TL'lik bölümü, işbu ana sözleşmenın sonuna bağlı birinci listede adları ve ıkametgâhları yazılı ortaklar tarafından tamamen ödenmiştir. Bu defa arttırılan 24.000.000.000 (yirmidörtmilyar) TL'nin tamamı işbu ana sözleşmenin sonuna bağlı listede adları ve ıkametgâhları yazılı ortaklar tarafından karşılığı nakit olarak ödenmek üzere tamamen teahhüt edilmiş olup, bedellerinin yüzde yirmibeşi nakden ödenmiştir. Kalan yüzde yetmişbeşi Yönetim Kurulu'nca tespit edilecek zamanda ödene- cektir. Üçüncü defa arttırılan 7.000.000.000 (yedimilyar) TL'nin tamamı işbu ana sözleşmenin sonuna bağlı listede adları ve ıkametgâhları yazılı ortaklar tarafından taahhüt edilmiş olup tamamı nakden ödenmiştir. Dördüncü defa arttırılan 1.230.000.000 (birmilyarikiyüzotuzmilyon) TL Kurumlar Vergisi Kanunu'nun gecicı 18'ınci maddesi gereğince iştirak satış kârlarının sermayeye ilavesin- den karşılanmış olup, ortaklann payları bu sözleşmeye ekli listede gösterilmıştır Beşıncı defa arttırılan 2.770.000.000 (ıkimilyaryediyüzyetmışmilyon) TL'nin 2.752.654. 919 (ikimılyaryediyüzellıikıbınaltıyüzellıdörtbındokuzyüzondokuz) TL'lık bölümü Kurum- lar Vergısı Kanunu'nun geçıcı 18'inci maddesi gereğince. gayrımenkul satiş kârından. 17.345.081 (onyedimilyonuçyüzkırkbeşbinseksenbir) TL'lik bölümü değer artış fonunun sermayeye ilave edilmesınden karşılanmış olup, ortaklann payları bu sözleşmeye ekli lis- tede gösterilmıştir. Altıncı defa arttırılan 11.000 000 000 (onbirmilyar) TL'nin tamamı işbu ana sözleşmenin sonuna bağlı listede adları ve ikameıgâhlan yazılı ortaklar tarafından karşılığı nakit olarak ödenmek üzere tamamen taahhüt edilmiş olup, bedellerinin yüzde yetmişbeşi nakden ödenmiştir. Kalan yüzde yirmibeşi Yönetim Kurulu'nca tespit edilecek zamanda ödene- cektir. Şirketin hisse senetlerinın kârpayı kuponları hamiline muharrer olup kâr payları kupo- nu ibraz edene ödenir. Şirket Yönetim Kurulu kararıyla hısse senetlerini birden çok payı kapsayan kupürler halınde bastırabılirler. Pay senetlerı şirket nazarında bölünmez bütündür. Pay sahipleri ancak sahip oldukları hisse senetlerinın bedeli tutarında sorumludurlar. Bir hisse senedinin sahibi bulunmak işbu ana sözleşme hükümlerince Genel Kurul ka- (anna uymayı gerektırir. Nama yazılı hisselerin devri Yönetim Kurulu nun muvaffakatına bağlıdır. Hissedarlara hıssenin devrı halınde muvaffakataranmaz. Yönetım Kurulu hisselerinin üçüncü şahıslara devrine, sebep göstermeksızin dahi muvaffakat etmeye ve devri pay defterine tescıl etmeyi reddetmeyi mezun ve yetkilidir. Hisse senetlerinin devri veya sermaye arttırımı suretiyle şirkete ortak olan yeni pay sahipleri, bu durumun anlaşıldığı tarihten itibaren en çok 15(onbeş)gün içinde şirket Yö- netim Kurulu tarafından Sermaye Piyasası Kurulu'na bildırılir. Bu defa arttırılan 1.000.000.000 (birmılyar) TL'nin 518.305.000 (beşyüzonsekizmilyonüç- yüzbeşbin) TL'lik bölümü Kurumlar Vergisi geçici 18'inci maddesi gereğince iştirak satış kârlarının sermaye ilavesinden, 156.733.099 (yüzellialtımilyonyedıyüzotuzüçbindoksan- dokuz) TL'lik bölümü değer artış fonunun sermayeye ilave edilmesinden 324.961.901 (üç- yüzyirmidörtmilyondokuzyü2altmışbırbindokuzyüzbir) TL'lik bölümü olağanüstü yedek akçelerden karşılanmış olup, ortaklann payları bu sözleşmeye ekli listede gösterilmıştir. Şirketin hisse senetlerinin kârpayı kupanları hamiline muharrer olup kâr payları kupo- nu ibraz edene ödenır. Şirket Yönetim Kurulu kararıyla hisse senetlerini birden çok payı kapsayan kupürler halinde bastırabılirler. Pay senetlerı şirket nazarında bölünmez bütündür. Pay sahipleri ancak sahip oldukları hisse senetlerinin bedeli tutarında sorumludurlar. Bir hisse senedinin sahibi bulunmak işbu ana sözleşme hükümlerince genel kurul ka- rarına uymayı gerektırir. Nama yaz/lı hisselerin devri Yönetim Kurulu'nun muvaffakatına bağlıdır. Hissedarlara hissenin devri halinde muvaffakat aranmaz. Yönetim Kurulu hisselerinin üçüncü şahıslara devrine, sebep göstermeksizin dahi muvaffakat etmemeye ve devri paydefterine tescil etmeyi reddetmeyi mezun ve yetkilidir. Hisse senetlerinin devri veya sermaye arttırımı suretiyle şirkete ortak olan yeni pay sahipleri, bu durumun anlaşıldığı tarihten itibaren en çok 15 (onbeş) gün içinde şirket Yö- netim Kurulu tarafından Sermaye Piyasası Kurulu'na bildirılir. Türkiye Rusya ışbırhgı Ekonomi Servisi-Türkiye ile Rusya Federasyonu ileri tek- noloji transferi konusunda iş- birliği yapacak. Türk-Rus sa- nayi ve ileri teknolojileri transferi konulannda işbirliği çalışma grubunun aralık 1993'de Ankara'da yapılan birinci dönem toplantısına ilişkin mutabakat zaptı Resmi Gazete'de yayımlandı. Mutabakat zaptına göre İtalya-Türkiye-L'kranya- Rusya denizaltı optik kablo hattının (Itur Projesi) 1995"de işlenmeye alınması öngörülü- yor. Bu arada Netaş iki Rus işletmesiyle işbirliği yaparak telekomünikasyon teşkilatlan ile güç sistemlerinin üretilmesi ve pazarlanması için ortak te- sis kurulacak. Rusya'daki rafınerilerin modernizasyonunda işbirliği öngörülen mutabakat zaptın- da aynca Rus askeri tesisleri- nin sivilleştirilmesi için de iş- birliği öneriliyor. Dostluk anlaşmasi Türkiye ile Ukrayna arası- nda mayıs 1992'de dostluk ve işbirliği anlaşmasi da Bakan- lar Kurulu'nca onaylanarak Resmi Gazete'de yayımlandı. Anlaşmaya göre taraflar ilişkilerini uluslararası hukuk kurallan çerçevesinde ve bir- birlerinin siyasi bağımsızhğı- na, egemenliğine ve toprak bütünlüğüne saygı, içişlerine kanşmama , hak eşitliği ve uyuşmazhklan banşçı yön- temlerle çözümü ilkelerine da- yalı her alana geliştirme konu- sunda görüş birliğine vardılar. ANKARA PAZARI YAKUP KEPENEK Tersine Bir Gidiş... Avrupa Birliği, eski adıyla Avrupa Ekonomik Topluluğu ya da Avrupa Toplulukları, bugünlerde dört yeni üye daha alıyor. Bunlardan üçü ile yapılan görüşmeler geçen hafta tamamlandı; bu hafta da Norveç ile görüşmeler tamamla- nacaktır. Gelecek yıl başında, yani 1 Ocak 1995'te Avustur- ya, Finlandiya, İsveç ile birlikte bu ülkenin de Avrupa Birli- ği'ne(AB) tam üyeliği gerçekleşmiş olacaktır. Özetle, AB büyüyor. AB'nin bu büyümesinin nitelikleri, ülkemizi doğrudan il- gilendiriyor. Çünkü Türkiye'nin 1959'da başlayan ve 1995'- te gümrük birliğine uzanan bir AB ilişkileri yumağı vardır. ••• Avrupa'nın genişlemesi bu kez kuzey yönünde olmak- tadır. Birlik, kuzeyin varlıklı ülkelerini tam üyeliğe alıyor. Bu yaklaşımın nedenleri, oldukça açıktır. Avrupa Birliği ya da 'Maastricht' sürecinde en yoğun tartışma alanları- ndan biri, birliğin bütçe gelirlerinin ya da parasal yükünün üyeler arasında nasıl paylaştırılacağıydı. Kuzeyin zengin- lerinin katıiımıyla üyelerin finansman yükü azalacaktır. Tam üyeliğe alınmakta olan ülkelerin ikinci çok önemli ortak özelliği, ekonomik durumlarının, AB'nin öngördüğü "birlik koşullarına" tam anlamıyla uyum göstermesidir. Yirminci yüzyılın sonunda AB'nin ekonomik ve parasal birliğinin sağlanması için üye ülkelerin her biri, belli ölçüt- leri karşılamak zorundadır. Bu ölçütler, enflasyon, döviz kuru, kamu açıkları ve faiz oranıdır. Buna göre bir ülkenin enflasyon oranı AB'nin en iyi du- rumdaki üç ülkesinin ortalamasının yüzde 1.5 sınırı içinde kalmahdır. Yıllık bütçe açığı katkılı yurtiçi üretimin yüzde 3'ü; toplam kamu borçlarının da bunun yüzde 6O'ı dolayı- nda olmalıdır. Faiz oranının enflasyon gibi en iyi üç ülke or- talamasının yüzde 2'lik sınırları içinde tutulmalıdır. Üye ül- kenin parasının değişim değeri ya da döviz kurunun kararlı tutulması da bir zorunluluktur. Yeni üyeler bu koşulların çoğunu, yıllardır karşılıyorlar. ••• Avrupa ülkeleri kendi muradına eriyor. fyi de, biz ne yapı- yoruz? Avrupa büyürken, biz küçülüyoruz. Daha doğrusu, kendi kendimizi küçültüyoruz. Tutucu, beceriksiz, öngörüsüz ve yetersiz siyasal yönetici ve kadroların elinde 60 milyon, yıllardır, tam anlamıylaçile çekiyor; tüm boyutlarıyla işken- ce görüyor. Eziliyor ve aşağılanıyor. Ülkenin siyasal yapısı da, ekonomisi de durma nokta- sındadır. Hükümet, sorunlara çözüm değil, çözümsüzlük üretiyor; yeni sorunlar yaratıyor. Demokratikleşme bayrağıyla yönetime gelen hükümet, 12 Eylül'ün anayasa, yasa ve kurumlarına yaslanarak ülke- yi yönetmek istiyor. Asıl çelişki bu noktadadır. Demokratikleşme deyip de geçılemez; ülke, en temel so- runlarını sağlıklı bir ortamda tartışmaya açmaktan her gün biraz daha uzaklaştırılıyor. Kin vedüşmanlık tohumları eki- liyor. Böyle olunca da toplum sağlıksız titreşimler gösteri- yor. Ülkeyi yönetmek ısteyen önderler siyasal yapının, süreç- lerin ve işleyişin değiştirilmesi ve düzeltilmesi yönünde bir öncülüğü ve açılımı sergileyemiyor. Siyaset, bağnazlık ve tutuculuk çukurunda, ilkellik içinde, kendisi kısırlaştığı gibi, tüm toplumsal değişim önermeleri- ni de engelliyor. Kendi önünü kapatmakla kalmıyor, top- lumsal açıl/mların, toplumun düşünsel gelişmelerinin de önünü tıkıyor.Türkiye, bu siyasal yapısıyla kendi beynine kurşun sıkan bir yaratığa dönüşüyor. ••• Türkiye'nin AB üyeliğinin gerektirdiği yukarıdaki ölçütle- rin ya da koşulların yerine getirilmesi yönünde hiçbir ça- basını, yıllardır göremezsiniz. Bu ölçütlerden hangisini alı- rsanız alın, Türkiye'nin göstergeleri, tek sözcükle, ürkütü- cüdür, örneğin, aylık enflasyon oranı, Avrupa'nın yıllık enf- lasyon oranının iki katıdır. AB ile gümrük birliği yapacak olan Türkiye: tarımı, sa- nayii ve hizmetsektörleriyle 1995e nasıl mı hazırlanıyor? Her geçen gün ağırlaşan sorunlann altında ezilerek; tu- tuculuk, bağnazlık ve ilkellik içinde kavga ile ve her yönüyle küçülerek hazırlanıyor; daha doğrusu hazırlanmıyor. Sonuç olarak Türkiye, demokrasi düzlüğüne çıkamıyor; ters yöne gidiyor ve kendi kendini küçültüyor. Doğaldır, küçülerek büyüme olmuyor. Küçüldükçe de, büyüyenlerin arasında yer alma olasılığı giderek azaiıyor. Bu oluşumda birilerinin çıkarı yok mu dersiniz? Gümrükbirliğine doğrusonhızla Ekonomi Semsi - 'Gümrük Birliği'ne ilişkin çalışmalara hız verildi. Türki>e-Avrupa Birliği Ortak Gümrük Birliği Yönlen- dirme Komiiesi. 10-11 martta Ankara'da yeniden toplana- cak. AB'nin toplantıya 16 yet- kiliden oluşan güçlü bir ekip göndermesi. Brüksel'de bu ko- nuya verilen önemin göstergesi olarak değerlendirildi. Türk ekonomisinin durumunun da ele alınacağı toplantının yüklü bir gündemi bulunuyor. AB'- nin Ankara Temsilcisi büyü- kelçi Michael Lake, 'Gümrük Birliği' çalışmalarında sağlanan ivmenin korunmasının önemini vurguladı ve uyum me>zuatının kasıma kadar tamamlanması geregine işaret etti. Türkiye-AB \'önlendirme Komitesi'nin gündemi çok sayı- da maddeden oluşuyor. Günde- min maddeleri arasında •Güm- rük işbirliği', 'Sanayi standart ve kurallan', 'Telif ve patent haklan, 'Gümrük Birliği döne- minde karar mekanizmasf, 'Uyum mevzuatının yasallaşma süreci'. 'Makro ekonomik ve mali konular', 'Türkiye'nin, AB'nin dtşındaki ülkelerle olar anlaşmalarr gibi konular yer alıyor. Toplantı çerçevesinde aynca iki tarafın uzmanlarının özel bir toplantı yaparak elekt- ro-teknik konuları görüşecekle- ri bildirildi. Uyum mevzuatının kasım ayına kadar tamamlanmasının önemine değinen Michael Lake, bunun için mevzuatın eylül ayı- na kadar yasallaşmış olmasının şart olduğunu da savundu. Mic- hael Lake, mcvzuat konusunun AB'nin en çok üzerinde durduğu konulardan biri olduğunu da be- lirtti. Öte yandan. toplantının gündeminde makro ekonomik ve mali konulara ilişkin bir maddenin yer almasının Brük- sel'in Türk ekonomisindeki son gelişmelerden duyduğu ka\gıyı yansıttığı öne sürülü- yor. Konuya yakın kaynaklar. kısa bir süre önce Türkive'yi zi- yaret eden AB Komisyonu Başkan Yardımcısı Sir Leon Brittan'ın Türk ekonomisine ilişkin açıklamalannı anımsatı- vorlar. Brittan. büıçcaçığı.cnf- lasyon gibi konular üzerinde durmuş \e istikrar önlemleri- nin uygulanması beklcntisini ku\vetli bir biçimde dile getir- mişti. Büyükelçi Michael Lake. toplantıda makro ekonomik \e mali konulara ilişkin birmadde konusundaki bir soruyu yanıt- larken de AB'nin Türk ekono- misiyle ilgilenmesinin doğal ol- duğunu belirterek "Gümrük Birliği gerçekleştireceğimiz bir ülkenin ekonomisiyle ilgilenme- mizmeşmdur"dedi. Lake, Brit- tan'ın açıklamalannın anımsa- tılması üzerine şöyle konuştu: "Sir Leon Brittan, devalüas- >onu desteklemek »e 'Gümrük Birliği'nin sürebileceği koşullan güçlendirmek için istikrar prog- ramıtıa gerek duyulduğunu açık bir biçimde dile getirmişti. 'Gümrük Birliği'nin de böyle bir ekonomik pakete güç kata- cağmı belirtmişti. Brittan'ın bu ziyareti sırasında büyük partiler arasında 'Gümrük Birliği'nin tamamlanması ve istikrar pake- tinin uygulanması konulannda geniş bir konsensüsün bulundu- ğu da anlaşıldı."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle