Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
5 MART1994 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Yümaz'ın
Hataymitingi:
Başbakan
istismarcı,
koalisyon
pişkin
• ANAP Genel Başkanı
Mesut Yılmaz Hatay'da
Başbakan Tansu Çiller'i
"Bayrağı. ezanı, Atatürk'ü
ve dokunulmazlıklan
istismar etmekle" suçlarken,
koalisyon hükümetinin
istifaetmeyeceğini. halkın
onlan göndereceğini söyledi
ve "Bunlar yüzsüz, bunlar
pişkin" dedi.
OSMANAYDOĞAN
ANTAKYA - ANAP Genel
Başkanı Mesut Yılmaz,
koalisyon ortaklannın
yalnızca kendi çıkarlannı
düşündüklerini önesiirerek.
"Bunların istifa edeceği yok.
Bunlar yüzsüz, bunlar pişkin.
Sandık önünüze gelecek, siz
gönderin onlan" dedi.
Yılmaz, Başbakan Tansu
Çiller'in, "beceriksizliğini"
örtmek için ezanı, bayrağı,
Atatürk'ü ve
dokunulmazlıklan istismar
ettiğini ileri sürdü. ANAP
Genel Başkanı >lesut
Yılmaz, eşi ve parti
yöneticileriyle çıktığı dört
günlük gezinin son durağı
olan Antakya'da moral
buldu. Yurttaşlann yoğun
ilgi gösterdiği Mesut Yılmaz,
kentin tarihi Habib-i Necar
Camisi'ndecuma namazı
kıldıktan sonra Vali Ürgen
Meydanı'nda konuştu.
"Vur vur inlesin, Tansu Çiller
dinlesin", "Başbakan
Yılmaz" sloganlanyla
konuşması sık sık kesilen
Yılmaz, "Bu hükümete
güveniyor musunuz"
sorusuna, "Hayir" yanıünı
alınca, "Dört gündûr meydan
mevdan geziyorum, bu
hükümetten memnun olanını
görmedim. Hiçbir vaatlerini
yerine getirmemişler. Benûn
çiftçim diye diy e çiftçinin
canına okumuşlar, memuru
fitreye, zekata muhtaç
etmişler. Türkiy e'nin hiçbir
meselesini çözememişler,
büsbütün berbat etmişler"
dedi. Başbakan Çiller'in, her
şeyi bildiğini söyleyerek
göreve geldiğini vurgulayan
Yılmaz. şöyle konuştu:"Bunlar
yüzsüz, bunlar pişkin. İstifa
edecekleri yok. 23 gün sonra
sandık önünüze gelecek, siz
gönderin onlan."
Kıratlıoğlu:
Yılmaz
yalan mucidi
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu)- D YP Genel Başkan Yar-
dımcısı Esat Kıratlıoğlu, ANAP
iktidarlanna ve ANAP Genel
Başkanı Mesut Yıimaz'a yöne-
lik ağır eleştirilerinı sürdürü-
yor. ANAP lideri Yılmaz için
"yalan ve aldatma muridi" dı-
yen Kırathoğlu, yaşanan dolar
kriziyle ilgili olarak "ANAP ik-
tktarlannın Türkiye'ye hediye-
sT değerlendirmesini yaptı.
Kıratlıoğlu, hiç kimsenin seçim
gözlemcisi sıfatıyla Türkiye'de
bulunmaya hakkı olmadığını
söyledi.
Kjratlıoğlu dün düzenlediği
basm topianüsında. "ANAFın
yadigan olan bugünkü sıkıntdı
durumdan memleketi kurtar-
mak vazifemizdir" dedi. "Dün-
yada yalan >e aldatmaca yok
ol&a, ANAP lideri bunu yeniden
icat eder" diyen Kıratlıoğlu,
"kendisi bu konuda mucittir.
Yalan ve aldatma mucididir" di-
ye konuştu. Kıratlıoğlu, yaşa-
nan dolar krizine değinirken de
şunlan söyledi:
"Dolardaki yükselişin nedeni,
yalnız dolardan kar etmeyi
ANAP zamanuıda öğrenen ba-
züaruun ortav a koydukları
ANAP'vari çalışmadandır.
Çünkü ANAP, faizi enflasyonun
fistünde tuttu. döviz fiy atlannı
enflasyonun altında tuttu. Bu
îşjn ustası olan kişiler ise dolar
bozdurdu, tahvil aldı ve açıktan
yüzde 30 kar etti. Şimdi biz, işte
bu tatlı karı önlemenin tedbirle-
rini alıyoruz. Bugün piyasada
bağıranlar dolar karını kaybet-
miş olanlardır. Vatandaş değil.
Bu ise ANAP'ın bedh esidir."
Askergözetiminde seçim
Olağanüstü Hal Koordinasyon Kurulu'nun seçim önlemlerini değerlendirdiği
toplantıda alınan kararlara göre propaganda, asker ve polis eşliğinde yapılacak
GÖKSEL POLAT Bölgeye takviye polis ve askerAdayianny
akm
BATMAN - DEP'in yerei seçımier- korumaya alınacağı bölgede, açık hava mitingleri yerine kapalı
den çekiimesi ve PKK'n'm diğer siyasi salon toplantısı yapılacak. Ek olarak 150 bin asker, 15 bin polis
partilerin adaylanm tehdit etmesi üzeri- gönderilecek. Seçim sandıklan, helikopterler ile taşınacak
ne, Doğu ve Güneydoğu'daki belediye
" ' Olağanüstü Hal Koordinasyon Kurulu
toplantısında, Nevruz kutlamalan ve
yerel seçimin güvenliği ile ilgili önlemler
görüşüldü. Toplantıda söz alan bölge
valileri ve bölgedegörevli yüksek rütbeli
komutanlar, PKK'nın "Bütün sivasi
başkan adaylannın yakm koruma alü-
na alınması. propaganda çalışmalannın
asker ve polis gözetimi altında yapılma-
sı kararlaştınldı.
İçişleri Bakanı Nahk Menteşe'nin
başkanlığında Batman'da toplanan
partilerin belediye başkan adayları he-
deftir" tehdidinden sonra, seçime katı-
lacak partilerin belediye başkan adayla-
nna yönelik olası kaçırma ya da suikast
eylemlerine girişebilece|i. bu nedenle
adayiann yakın koruma altına alınması
Günay, "Ben seçilirsem, tstanbul'daki yapüaşmavı durduracağım ve inşaatı belirli şartlara bağlayacağım. tstanbul'u yağmalat-
mayacağım. Köşe dönmeciliğin karşısına çıkacağım. O zaman mafya mı güçlü, yoksa rüm Türkiye mi göreceğiz" dedi.
Günay: Seçimlermedya savaşına dönüştü
İstanbul Haber Servisi - Milliyet gazetesi
ve Ulusal Emlakçılar DerneğTnin ortakla-
şa düzenledıkleri "İstanburda Çarpık
Kentleşme ve Gecekondulaşma" başlıklı
panel, dün İstanbul Tıcaret Odası'nın
(İTO) Meclis Salonu'nda gerçekleşü. Pa-
nele tüm siyasal- partilerin İstanbul Bü-
yükşehir Belediyesi başkan adaylannın
konuşmacı olarak çağnh olmasına rağ-
men, yalnızca CHP adayı Ertuğrul Günay
katıldı. Seçildiği takdirde İstanbul'u yağ-
malatmayacağını, köşe dönücülerin ve
rant artışmın karşısında olacağını belirten
Günay, o zaman mafyanın mı, yoksa tüm
Türkiye'nin mi güçlü olduğunu, herkesin
göreceğini söyledi. Panelde, İstanbul se-
çimlerinin gerçek insanlann ve sorunlann
devre dışı kaldığı bir ortamda geçtiğini
söyleyen Ertuğrul Günay. "Bu toplantıda
olduğu gibi, gecmiş günierde yapılan top-
lantılara çağrılı olmalarına rağmen, diğer
adaylar bilünsel olarak sorunlann tarttşıl-
dığı yerlere gelmediler. Beş yıldır bu sorun-
larla yüz yüze olan Sayın Sözen, Nazım
Plan'ın tartışılmasına tüm adavları çağırı-
yor, bırakmız diğerlerini. kendi partisinin
adayı dahi gelmiyor. Seçimler bir medya
savaşına dönüşmüş durumda. Kimseyi gı-
yabında suçlamak istemem, ama bu durum
diğer adayların, İstanbul'u yöneteeeklerine
dair verdikleri sözlerde samimi olmadığını
gösteriyor" dedi.
İstanbul çekim merkezi
İstanbul'un ekonomık durumu ile her-
zaman olağanüstü bir çekim merkezi ol-
duğunu vurgulayan Günai
r
. var olan top-
raklan imara uygun hale getirererek yeni
bir tanıma oturtulduğunu söyledi. Hem
cazibesi. hem de Türkiye koşullannın İs-
tanbul'a akışı zorladığını belirten Günay.
"İstanbul, Türkiye ticaretinin yüzde 55'ini,
sanayinin ise yüzde 60'ını karşdı>or. Buna
karşılık İstanbul'da ciddi bir nüfiıs değer-
lendirmesi yok. Ha>a ve uydu fotoğrafları-
na baktığunızda, hiçbir plan olmadığı görü-
lüyor. Hergün yağmalanıyor ve denetim
yok. Türkiye'de başka çekim merkezleri ol-
madıkça, kırsal kesimden İstanbuTa göç
sürecektir. Anadolu'da başka çekim mer-
kezleri yaratmak gerekir" dedi. İstanbul'u
sadece yoksullann değil. varsıllann, kamu
dairelerinin, belediyelerin ve bakanlıkla-
nn da yağmaladığını belirten Ertuğrul
Günay. "Doğa betki kendini yenileyebilir,
ama yok olan tarihin yerine konması müm-
kün değildir. Göçle birlikte aynı zamanda
kültürsüzleşen toplum yaratılıyor. Gelen in-
sanlann, geldikleri yerlerde bir kültür biri-
kimi var. Burada ise boşluğa düşüyorlar."
gerektiği görüşünü dile getirdiler. Bu
çerçevede DEP'in seçimlerden çekilme-
siyle birlikte, bölgede yerel seçimlerc
katılacak adayiann yakm korumaya
alınması kararlaştınldı. Adayiann ev ve
işyerleri ile ailelerinin de koruma altına
alınacağı öğrenildi.
Başkan adaylannın il, ilçe, köy ve
mezralarda propaganda faab'yetleri için
de bulunduklan yerin mülki idare ami-
rine bilgi verdikten sonra, seçim propa-
gandasında bulunacaklan yerleşim yer-
lerinin bildirilmesi ve adayiann
gideceği yerlere güvenlik güçle-
ri nezaretinde gitmesi benim-
sendi.
Böylece Güneydoğu'da yerel
seçimlerde belediye başkanlığı
için yanşan siyasi partilerin
adaylan, seçim propaganda-
lannı polis ve jandarmanm gö-
zetiminde yürütecekler. Top-
lantıda aynca propaganda çalı-
şmalannın, açık havada düzen-
lenen mitingler yerine kapalı
salon toplantılan ile yapılması
önerildi.
Nevruz kutlamalan ve se-
çimlere yönelik diğer önlemler
çerçevesinde. bölgedeki güven-
lik güçlerinin. 150 bin asker ile
15 bin dolayında polis ile takvi-
ye edilmesi benimsendi. Top-
lantıya katılan yetkililer, DEP'-
in seçimlerden çekilmesinin
bölgedeki havayı gerginleştir-
diğini. ancak seçimlerin güven-
lik içinde yapılması için gere-
ken önlemlerin alındığını bil-
dirdiler.
Önümüzdeki günierde böl-
geye polis ve asker takviyesinin
yanı sıra helikopter ve zırhlı
araç takviyesinin de yapıla-
cağını kaydeden yetkililer. se-
çim sandıklannın güvenliğinin
sağlanması konusunda hiçbir
endişe taşımadıklannı dile ge-
tirdiler. Yetkililer. seçim sandı-
klannın helikopterler aracı-
lığıyla güvenfi merkezJere taşı-
nacağını bildirdiler.
Bölgede seçimlerin güvenliği
konusunda alınması düşünü-
len önlemlerden birini de, bü-
tün illerde seçim harekat mer-
kezlerinin kurulması oluşturu-
yor. İçişleri Bakanlığı'nda oluş-
turulacak harekat merkezine
bağlı olarak çalışacak il seçim
harekat merkezleri. koordi-
nasyonun sağlanması ve olası
olaylara karşı anında müdaha-
le edilmesinden sorumlu ola-
cak.
Çiller, hükümetin 1996'yakadar
ayakta kalacağını söyledi:
Dokımııhııazlıklar
koalisyonu sarsmadı
ÇIZMEDEN YUKARI / MUSA KART
İstanbul Haber Servisi - Baş-
bakan Tansu Çiller, DEP mil-
letvekillerinin dokunulmazhk-
lannın kaldınlmasının koalis-
yon hükümetini sarsmadığını
belirterek "Koalisyon, 1996 yüı-
na kadar ayaktadır" dedi. Çil-
ler, genel seçimlerin 1996'da
yapılacağını ve ülkeyi bir belir-
sizlik ortamına atmalannın
mümkün olmadığını söyledi.
Çiller, dün Swissotel'de dü-
zenlenen DYP İstanbul Büyük-
şehir Belediyesi başkan adayı
Bedrettin Dalan'ın istanbul ile
ilgili projelerini açıkladığı
"îstanbul 2001" adü toplantıya
katıldı. Çiller, başbakan olma-
dan önce İstanbul'da ya-
şadığını ve kentin sorunlannı
bildiğini anlattı. İstanbul'un so-
runlannı bir aile bütünlüğü
içinde dinamik, cesur. bilgili,
çağdaş ve İstanbul'u tanıyan
farklı bir ekiple çözeçeklerini
bebrten Çiller, SHP İstanbul
Büyükşehır Belediyesi başkan
adayı Zülfu Livaneli'yi isim ver-
meden eleştirerek sorunlann
"çok güzel konuşarak, çok güzel
müzik yaparak" çözülemeyece-
ğini vurguladı.
Kurduklan ekibin bu vizyo-
nu gördüğünü ve yerel yö-
netimlere verecekleri büyük im-
kanlarla çözeçeklerini belirten
Başbakan Çiller. "Sizlerden bu
vizyonu istiyorum. Görülmeyeni
şimdiden görmenizi istiyorum.
Çok şey hay al üzerine kurulabi-
lir, ama »izyon, nevin gerçek, ne-
yin hayal olduğunu fark etmek-
tir. Ben İstanbullunun râyonuna
güveniyorum" dedi. Başbakan
Tansu Çiller gazetecilerin DEP
milletvekillerinin dokunul-
mazlıklannm kaldınlmasının
koalisyon hükümetini sarstığı
yolundaki değerlendirmeleri
hatırlatması üzerine "Koalis-
yon, 1^% yılına kadar dimdik
ayaktadır. Daha yapacak çok
şeyimiz var. Genel seçimler 19%
vd'ında olacaktır" dedi.
POLITIKAGUNLUGU
HİKMET ÇETİNKAYA
Yanlışlıklar ZincirL.
SaltSHPIİ değil, DYP'li. ANAP'lı, RP'li milletvekilleri de
DEP milletvekillerinin Meclis kapısında siyasi polisçe gö-
zaltına alınmalarına tepki gösteriyorlar. Bu arada da he-
men sorumlu buluyorlar:
"İçişleri Bakanı NahH Menteşe ile Adalet Bakanı Seyfi
Oktay hemen istifa etmelidirler..."
Aynı milletvekillerinesoruyoruz:
"Suçlu sadece iki bakan mı."
Yanıtalamıyoruz...
Başkent Ankara'da olup bitenler hiç de iç açıcı değil, bir
tedirginlik egemen siyasi kulislerde. İsterseniz önce SHP,
ardından DYP cephesinde neler oluyor, ona bakalım:
• Devlet Bakanı, Başbakan Yardımcısı ve SHP Genel
Başkanı Murat Karayalçın, DEP milletvekillerinin doku-
nulmazlıklarının kaldırılmasına neden karşı çıktıklarını
açıklarken, kamuoyundan gelecek tepkileri de hesap et-
tiklerini belirtip şöyle diyor:
"Eğer demokrasiyi içimize sindiremezsek, olaya duy-
gusal bakarsak, demokrasi sınavında başarısız oluruz..."
Murat Karayalçın, ardından ekliyor:
"Demokrasinin temel öğesi, düşünce ve inanç özgür-
lüğüdür. Eğer milletvekillerinin dokunulmazlıklarını kal-
dınrsanız, demokraside çoksesliliğin önüne engel koy-
muş olursunuz..."
SHP lideri ve Başbakan Yardımcısı Murat Karayalçın,
partisinin, dokunulmazlıkların kaldırılması yolundaki gö-
rüşünü üç gün önce Başbakan Tansu Çiller e aktarıyor.
Çiller, Karayalçın'ı dinledikten sonra yanıt veriyor:
"Haklısınız, ama yapılacak bir şey yok. Kamuoyunun .
baskısı var, bu işibitirmemizgerekiyor..."
Tansu Çiller ile Murat Karayalçın bir saati aşkın, millet-
vekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılmasını tartışıyor.
iki ortak, demokrasiye değişik pencerelerden bakıyor.
Karayalçın, Tansu Çiller'e şu mesajı vermek istiyor:
"Çoğulcu demokrasilerde değişik düşunceler olur.
Hele Meclis çatısı altında farklı seslerin çıkması doğaldır.
Aceleci tavırla, hiçbir yere gidemeyiz."
Başbakan Çiller, inatçı birtutum sergiliyor. Karayalçın'-
ın "Demokrasi zedelenecek" demesine karşın, Çiller,
"Üzerimde baskı var" diyerek kesin kararını açıklıyor:
"Bu işi hemen bitirmemiz gerekiyor, lütfen bana yar-
dımcı olun..."
Murat Karayalçın da kararını veriyor:
"Biz, demokrasinin tüm kurum ve kurallarıyla çalış-
masını istiyoruz. Çoğulcu demokrasinin kuralı, değişik
düşüncelerin ortaya atılması ve tartışılmasıdır."
Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel in demokrasiye
bakış açısı da tıpkı Murat Karayalçınınki gibi. SHP lideri
ve Başbakan Yardımcısı Karayalçın, zaman zaman yakın
çevresine şöyle diyor
"Milli Güvenlik Kurulu'nda terör ve demokrasi konu-
sunda düşuncelehmi açıkladığımda, beni en çok destek-
leyenlerden biri de Sayın Cumhurbaşkanı oluyor."
Dün sabah konuştuğumuz kimi SHP'liler, DYP ile or-
taklığın süreceğini söyleseler bile, gelecek için kuşkuluy-
dular. KimiDYP'lilerin "bizimAlmanlar''dedikleri "Şahin-
ler Grubu"nun SHP ile ortaklığı bitirmek için yoğun kulis
çalışmalarına girdikleri söyleniyordu.
Ne diyordu DYP içinde "bizim Almanlar" grubu söz-
cüleri?
Şöyle:
"Koalisyonun son bağı da koptu. SHP'nin tavrı hep ay-
nı, değişen bir şey yok. Bu koalisyon böyle yürümez."
DYP Bolu Milletvekili Necmi Hoşver ise SHP'nin tutu-
munu acımasız bir biçimde eleştirenler arasındaydı:
"SHP, DEP'lileri Meclis'e taşıdığı için onlartn Meclis'-
ten çıkanlmasını da istemiyor. Ama şunu herkes bilsin ki,
bundan sonra koalisyon devam edemez. Hem koalisyon
da olacaksın, bu olmaz. Artık koalisyon yürümez..."
27 Mart'ta yapılacak yerel seçimlere 22 gün kala, baş-
kentin siyasi kulislerinde koalisyon hükümetinin geleceği
tartışılıyor. SHP'liler ortaklığınbitipbitmeyeceği konusun-
da kimi DYP'liler gibi düşünmüyor.
Diyorlar ki:
"Bizim İstanbul. Ankara, İzmir ve Adana'da şu anda
güçlü olmamız, bazı çevreleri rahatsız ediyor. Hükümet,
yerel seçimleri yapacaktır. Ortaklığın bozulması konu-
sunda aceleci değiliz."
Başkent Ankara'da hazırlanan siyasi senaryolar ara-
sında "milli mutabakat hükümeti" yani "ulusal uzlaşma*
hükümeti" de çekime hazırlanıyor. Böyle bir hükümetin
kurulmasını isteyen çevreler, kimi liderlere "Hazırlıklı
olun" mesajını veriyor.
Kısaca, çok şey konuşulup tartışılıyor Ankara'da. Gö-
rülen o ki, demokrasi ve çokseslilik kimi çevreleri epeyce
tedirgin ediyor.
Demokrasiye sahip çıkmak, kurum ve kurallarıyla işlet-
mek zor oluyor ülkemizde.
SHP lideri ve Başbakan Yardımcısı Murat Karayalçın,
kimi çevrelerin oklarını üzerine çekse bile, demokrasiden
ödün vermeyeceklerini söylüyor.
Diyor ki:
"Biz, terör nereden gelirse gelsin karşıyız. Terörün ön-
lenmesi için her türlü önlemin alınmasından yanayız,
ama insanlann düşüncelerini söylemelerinin önüne en-
gel konulmasına da karşıyız."
Büyücülerin, falcıların ve medyumların "şifa dağıttığı"
özel televizyon ekranları, belki bir gün "demokrasinin iş-
/ewne"zamanayırırlarsaTürktoplumuyla birlikte onların
siyasi temsilcileri de demokrasiyi içlerine sindirirler.
O zaman da Murat Karayalçın. "demokrasi uğruna"
hedef tahtası olmaz...
SEÇİM NOTLARI /CELAL BAŞLANGIÇ
Güneydoğu'dabelediyebaşkanadaylığı ateştengömlekDİYARBAKIR - Teybin "starTına basıldı.
Konuşma BBC'den alınmıştı. PKK'run Avru-
pa Sözcüsü Kani Ydmaz'dı konuşan. Tehdit-
kar bir ses, secimden çekilmeyen adaylan kas-
tediyordu.
- Hedefimizdir, vuracağız...
Teypteki konuşmayı dinleyenler arasında,
Güneydoğu'nun büyük bir kentinden kazan-
ma olasıhğı yüksek bir adayla yandaşlan da
vardı.
Konuşma bittiğinde, belediye başkan
adayının omuzlan çökmüştü. Yüzü külrengi
olmuştu. Yaşanılan, Doğu ve Güneydoğu'-
daki seçimlere bir düğüm daha atılmasından
başka bir şey değildi.
Bölgede yaşanılan koşullar belliydi. Seçim
sürecine girilince PKK 27 Mart'ı bir referan-
duma dönüştürmek istedi. Bu da elbette karşı
hareketi getirdi.
Bölgedeki uygulamalar DEP'in seçimlere
katılma koşullannı ortadan kaldınyordu ya-
vaş yavaş. Bölgede beklediği oyu alamamak-
tan cekinen PKK, DEP üzerindeki baskılan da
fırsat bilerek seçimleri yaptırmama eğilimin-
deydi. Seçimlerin yapılmaması, sonuçlannın
tartışmalı olması için sözleşmiş olanlar vardı
sanki. DEP'in adaylan gözaltına alınmaya,
parti binalan bombalanmaya başlanmışü. Se-
çimlere kaülım koşullan yavaş yavaş ortadan
kalkıyordu. Sonunda. birçok belediye başkan
adayı ve üyesi gözaltında olan, İçişleri Bakanı
Nahit Meırteşe'den Başbakan Tansu Çiller'e
kadar "\atan hainliği" ile suçlanan DEP, se-
çimlere katılmama karan almıştı.
Özellikle PKK'nın etkin olduğu yerlerde di-
ğer partilerin adaylan DEP'in alacağı karan
merakla bekliyordu. Çünkü alınacak bu karar
bir yandan seçim güvenliğini, diğer yandan da
oylann dağılımını etkileyecekti.
Bazı adaylar, DEP'in seçimlerden çekil-
mesinden sonra "Hani destekliyorlar" havasını
da yaymaya başlamışlardı el altından.
Ama yinede içlerinde birkuşku vardı; ya "çe-
kiu'n" tehditi gelirse, diye.
Umduklanndan az oldu bekleme süreci.
Doğu ve Güneydoğu'da yapılacak seçimin
üzerine bir bomba gibi düştü teypteki ses:
- Hedefimizdir. vuracağız .
Bu tehditten sonra adaylar "serinkanlı" de-
ğerlendirme yapmaya çalışıyorlardı. Daha
doğrusu bir gel-git yaşıyorlardı. Öyle bir değer-
lendirme yapıyorlardı ki, bir anda ağır basıyor-
du seçimlere katılma eğilimi:
- Biz de bu ülkenin çocuğuyuz. Biz de Kür-
tüz. Partilerimiz bizi aday göstermiş. Daha
önce bu tavır alınsaydı belki aday olmaz. ke-
narda beklerdik. Ama şimdi bizi aday gösteren
partimize, çevremizde toplanıp bızı destekle-
yen insanlara borcumuz var. Nasıl çekilelim se-
çimden? Hem biz cekilsek de, zaten PKK'yla
kan davası olan koruculann adaylan var. Za-
ten PKK'nın hedefı durumundalar. Onlar çe-
kilmez. RP'nin, MHP'nin adaylannın da çeki-
leceğini sanmıyonız. O zaman biz çekilelim de
meydan bunlara mı kalsın? Neyse bedeli öder.
yine de adaylığımızı sürdürürüz.
Ancak arkasından başka bir değerlendir-
meyi. tam tersini yapabiliyordu aynı aday:
- İki taraf da işi içinden çıkılmaz noktaya ge-
tirdi. Seçim güvenliği zaten yoktu. Şimdi seçi-
mîn koşullan iyice ortadan kalktı. Bu tehdit
altında ancak militan seçmeni olan partilerin
şansı artar. Konıcular. RP'liler, MHP'liler
sandık başma gider. SHP, DYP, ANAP gibi
militan seçmeni olmayan, hizmete oy toplaya-
cak kitle partilerinin seçmeni sandıktan uzak
dunır. Bu işin bir janı. Birde PKK'nın tehditi
var. Örgüt sadece adayı tehdit etse neyse. Uy-
guladıklan yöntemler belli. İnsanın kansına.
çocuğuna, kardeşlerine, yakın akrabalanna
yöneliyorlar. Onlan da hedef haline getiriyor-
lar. Bu sorumluluğu nasıl taşınm?
PKK'nın bölgedeki seçimlere attığı bu dü-
ğümün şoku yaşanırken, TBMM'de bir dü-
ğüm daha atıldı. DEP milletvekillerinin doku-
nulmazlıklannın kaldınlması, ardından yaka
paça. el ense gözaltına alınmalan bölgedeki he-
men herkesin tepkisini çekti. Bu tepkinin yanı-
nda neredeyse tüm parti adaylannın ortak bir
endişesi vardı:
- Deli mi bunlar yahu? Zaten ortalik gergin,
daha fazla tırmandırmanın alemi var mı?
PKK'nın tehditi onada duruyorken. Ankara'-
da bunu yapmak, bizi "alın bunları vurun" diye
örgütün önüne atmaktır.
Seçim bir kez daha düğümlenmişti.
Ancak bu düğümü atanlar, yöredeki de-
mokratik platfonnlan tıkayanlar. tüm bu
yaptıklanndan habersiz, önlerine kim gelirse
gelsin suçluyorlardı. Olanlarda, yaratılan or-
tamiarda kendilerinin hiç payı yoİcmuş gibi.
îşte bir ömek:
Bir grup PKK militanı yakalandı. Yaka-
lananlardan biri Diyarbakır'daki gazete tem-
silcilerini ve SHP'nin Diyarbakır tl Başkanı
Hayati Kahraman'ı dağdaki kampa kendisinin
götürdüğünü söylüyordu. Yaptığı açıklamaya
göre de gazetecileri ve il başkanını kaçı-
rmamıştı, onlar kendileri gelmişti.
Bu "itiraf üzerine polis gazetecileri ve
SHP'nin eski il başkanını anyordu; zanlınm
"teşhis" edilmesi için. Neredeyse geceyanlan
evleri basılıp götürülmek isteniyordu gazete-
ciler tanık olarak.
Emniyete gidenler yakalanan zanlıyı "teş-
his" edemediler. SHP'nin eski il başkanı Kah-
raman da tanıyamadı kcndisıni kaçırdığını
söyleyen sanığı. Polis. Kahraman'a "Kendi is-
teğinizle gitmişsiniz" dı>ordu. Kahraman
şaşırmıştı; "Ben niye durup dururken canunı
tehlikeye atıp dağda on beş gün kalayım" diye
sormaktan kendini alamadı.
Ancak bu bile yetmedi. Olağanüstü Hal Böl-
ge Valiliği yöredeki gazetecileri ve il başkanını
suçluyordu:
"... bir siyasi parti il başkanını anlaşma ile
kaçınlmış göriintüsüyle kırsal alana götürül-
mesi..."
"... bazı basın mensuplannın tehdit altında
kaçınlmış gibi gösterüerek kırsal alana götüriil-
mesi..."
Bu açıklamada bozuk olan sadece tümceler
değil elbette.
Şimdi bölgedeki adaylar secimden çekilme-
seler PKK'nın yapacağı suçlama belli:
- Vatan hainleri...
Secimden çekilseler bu kez suçlama başka bir
yerden gelecek:
- PKK kendilerini tehdit ediyormuş gibi gös-
tererek secimden çekilen...
Sonra da burada, bu ortamda yapılana "se-
çim" denecek.
Aslında bu iki tarafın karşılıklı oyun oy-
nama.sı: "Aldım, verdim, ben seni yendim"
diye...