05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
5 MART1994 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Medeni Kanun çağa uydurulacak ANKARA (AA) - Adalet Bakanı Seyfi Oktay, Türk Medeni Kanunu'nun yeni baştan ele alındığını belırterek, "21. yüzyılın ihtiyaçlannı karşılay acak bir yurttaşlar yasasını hedefliyoruz" dedi. Adalet Bakanı Oktay, bakanlığı bünyesinde oluşturulan Yargıtay, üniversite, baro ve demokratik kitle örgütlerinın kaüldığı Medeni Kanun Komisyonu'nun ilk toplantısında"Çağdaşlaşma- yı hızlandıran ve Türk devriminin kaynağı olan laikJik ilkesi, toplumun akıl ve bilim dışı düşüncelerle yargılardan uzak kalmasını amaçlar. Bu v apı bugün de önemini aynı şekilde korumaktadır. Biz bu yapının, çağın gereklerini de göz önünde bulundurarak yeni baştan gözden geçirilmesi için söz konusu çalışmaları başlattık" dedı RFIi Sekbah kaza geçinli I tstanbul Haber Senisi- RefahPartisi(RP) Küçükçekmece İlçe Yönetim Kurulu Üyesi Hasan Fehmi Şekbah, çocuklan Bilal ve Ümre Sekbah ile komşulannın kızı Zehra Demir (12). dün saat 17.00 sıralannda E-5 Karayolu'nun Sefaköy sapağında geçirdikleri trafık kazasında ağır şekilde •yaralandılar. Kazada beyin kanaması geçiren 9 yaşındaki Bilal Sekbah. kaldınldığı İstanbul Tıp Fakültesı Hastanesi'nde kurtanlamayarak yaşamını yitirdi. Aynı hastanede tedavi altına alınan RP'li Hasan Fehmi Sekbah'ın sağlık durumunun cıddiyetinikoruduğu öğrenildı. Öte yandan Anavatan Partisi Yalova İlçe Başkanı Mehmet Aslıyüksek, dün sabaha karşı saat 02.30 sıralannda özel otomobiliyle evine giderken silahlı saldınsına uğradı. Oniversitede olaylı fopum • tstanbul Haber Servisi - lstanbul Ünıversitesi"nde, zorunlu askerliğin kaldınlması ve "vicdani red hakkı" tanınmasını isteyen bir grup öğrenci forum düzenleyerek, imza kampanyası başlattılar. Forum sonrası okula giren polis, öğrencıleri İcovalayarak pankartlan topladı. Dün saat 12.30 sıralannda Hukuk Fakültesi önünde toplanan bir grup öğrenci, okullann polis vejandarma ışgali altında olduğu, öğrenim hakkının hiçe sayılarak öğrencılenn zorla askere alınmak istendiğini öne sürdü. Daha sonra salona giren ve aleyhine sloganlar atılan polis, pankartlan topladı. kaçan öğrencileri kovaladı. Tazebay için yüpütmeyi durdurma • ANKARA (Cumhuriyet Biirosu)- Danıştay. Milli Eğitim Bakanhğı kontenjanından Yüksek Öğretim Kurulu üyeliğine. atanan Prof. Dr. Uygur Tazebay için ikinci kez yürütmeyi durdurma karan verdi. Karar uyannca, Tazebay'ın üyeliğine son verilmesi gerekiyor.Öğretim Üyeleri Derneği tarafından, "Milli Eğitim Bakanlığı'nı temsilen Yükseköğretim Kurulu'nda bulunan üyeler korsandır" savıyla açılan ilk dava sonucu. Danıştay Tazebay'ın üyeliği için "yürütmenin durdurulması karan" vermişti. 80 Türk İspanyol cezaevterinde • MADRİD(AA)- Ispanya'da savalara gönderilen bir genelgede 6 yıl veya daha az hapis cezasına çarptınlmış yabanalann sınırdışı edilmesi için mahkemeler nezdinde gjrişimde bulunulması istendi. İspanya Devlet Başsavcısı Eligio Hernandetz, yaklaşık 3 bin yabancının sınırdışı edilmesinin planlandığını belirtti. İspanya cezaevlerinde tümü uyuşturucu kaçakçılığı sucundan hüküm giymiş ve tutuklu olarak yargılanan 80 Türk bulunduğu bildirildi. Danıştay ve Yargıtay'ın 126. kuruluş yıldönümü 'Hukuk Devleti Günü' olarak kutlandıBağmısızyargı hukukdevletiııiııtemelidirtstanbul Haber Servisi- "Hu- kuk Devleti Günü" olarak kut- lanan "Daıuştav" ve "Yargıtay"- ın 126. kuruluş yıldönümünde. Türkiye üzerinde oynanmak is- tenen senaryolann ancak hu- kuk devleti yapısıyla "def edile- bilecegi" vurgulandı. Cumhuri- \etimizin vazgeçilemeyecek özelliklerinden birisinin de laik- lik olduğu tekrarlandı. Danıştay ve Yargıtay'ın ku- ruluş yıldönümü nedenıyle İs- tanbul Üniversitesi Hukuk Fa- kültesi'nde Danıştay. Anayasa Mahkemesi. Askeri Yüksek İdare Mahkemesi, Türkiye Ba- rolar Birliği, Yargıtay, Askeri Yargıtav, Uy uşmazlık Mah- kemesi üyelerinin kaüldığı bir konferans verildi. İstanbul Üniversitesi'nden Prof. Dr. tl Han özay'ın yönetti- ği konferansın ilk konuşmasını Danıştay Başkanı Metin Güven yaptı. Osmanlı devletinin kendi hukuk anlayışı içerisinde man- tıklı bir hukuk düzeni oluştur- duğunu, ancak padişahın yar- gılama kurahna bağlı kalmadı- ğını anlatan Güven. "Padişahın bu sınırsız yetkisi bütün gelişme- leri venileşmeleri dondurmuştur. Bu ortamda yeni fikir gelişemez olmuştur" dedı. Hukuk devleti- nin temellerinin, tanzimatla birlikte oluştuğunu. cumhuri- yetle birlikte de gelişme devresi- ne girdiğini ifade eden Güven. yasama-yürütme ve yargı ara- sında uyumu sağlayan dördün- cü bir kuvvetin bulunduğunu ifade etti. Bunun "yaratma kuv- veti" olduğunu beürten Güven. bu kuvveti yeni nesillerin oluş- turacağını söyledi. Daha sonra konuşan Türki- ye Barolar Birliği Başkanı Ön- der Sav. hukuk devletinin taru- mını. "kimsenin hukukun üstiin- de olmavacağı devlet" olarak yaptı. Hukuk de\letının. sıvasal iktıdann keyfıliğinı önlemeyı amaçladığğını ifade eden Önder Sa\. şöyle devam ettı: Aydınlar susmasın "Hükümet, 12 Eyliil vasala- rını kaldırmalıdır. Bu vasaların anti- demokratik olduğunu ka- bul etmesine rağmen hükümet amaçladığı demokratik devletin çok gerisinde kalmıştır. 12 Ey- lüTün en önemli kalıntısı anaya- sadır. Demokratikleşmeve bu anayasayı değiştirmekle başlan- malıdır. Hukuk devletinin temeli bağımsız vargıdır. Bağımsız yargı. tüm ulusundur. Yargı yıkılırsa hepinüz altında kalırız. Hepimizin malı, göz bebeği gibi korumalıyız. Devlet işlerinde din hukuku oluşturmaya çalışılırsa genel hukuk gider, herkes kendi özel hukukunu oluşturmaya çalışır. Aydınlarımız sustuğu müddetçe demokratik hukuk devletinin geleceğini göremeyiz. Tarikat yurtlarında gençlerimi- zin beyni yıkanıyor, aydı- nlarımız susuyorsa, cumhuriye- timizin temeli atılan Sıvas'ta 37 insan yakılıyor. hükümet 'ma- sum inanç patlamasıdır' diye olayı hafife aldığında aydı- nlarımız susuyorsa bu iilkeye de- mokratikleşme zor gelir. Daha susacak mıyız? Yoksa gerçeği göriip konuşacak mıyız?" Asken Yüksek İdare Mahke- mesi Başkanı Hakim Tuğgene- ral Taner Candemir de konuş- masında yargı bağımsızlığı ve yargı güvenlığinin önemine de- ğindi. Anayasa Mahkemesi Baş- Akademibabsutnın inaskeü'yüzJeri! MSÜ Güzel Sanatlar Akademisi, 111. yıldönümünü, geleneksel partiyle kutladı. MUHARREM AYDIN Önce her yer karanhğa gömüldü. Sonra şiddetli bir gök görültü- sü duyuldu. Hemen ardından müthiş çığlıklar yükseldi gökyüzüne. Bu sırada "Samanyolu" şarkısı çalmaya başladı. Önce yakışıklı erkekler güzel kızlan alkışladı. Sonra da güzel kızlar yakışıklı er- kekleri... Çünkü herkes dans pistindeydi İşte böyle başladı mas- keli balo ve günışığına çıktı onun "akademili" yüzleri! Osman Hamdi Beyin kurduğu, eski adıyla Sanayi-i Nefise Mektebi; şimdiki adıyla Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanat- lar Akademisi'nin. 111. kuruluş yıldönümü. öncekı gece Hılton Gösteri Merkezi'nde gerçekleştinlen "Geleneksel Maskeli Balo"- yla kutlandı. Akademi mezunlannın yanı sıra. kendısinı "mezun" hisseden öğrencilerin kaüldığı, renk kattığı \e çılgınca eğlendiği maskeli baloda kimler yoktu ki? İşte yüzlerce "yûz"den bir kaç örnek portre: Tann Athena, Şarlo, Kleopatra. Don Juan, 14. Louis, Adnan Hoca ve müritle- ri(!), Halley kuyruklu yıldızı, SS subayı, palyaço, sihirbaz, kont, sadrazam. büyücü, rahibe, vampir. geyşa, mumya. transseksüel, kızılderili, kedi kız. Hindu. Çınli. hamam kaçkınlan, esir tüccar- lan. çım adam. cıçek hanım. veled-ı zına(!). Kuvay-ı Milliyeci, gece pensi, hapıshane kaçkınlan, uzaylı. lahana bebek, çıplak ayaklı kontes ve daha niceleri... Kendini "kadın" kılığına bürüyen genç erkekler, "erkek" tipi- ne giren genç kızlar. elinde rakı kadehiyle dolaşan hemşire, dans pistinde paten kayan genç öğrencıler ise hiç kuşkusuz akademi felsefesinın hoşgüsüne sığınıyordu! Her ne kadar bir bardak vıskınin 125 bin. bir kutu biranın bile 65 bin liradan satıldığı gecede akademilıler diledikleri kadar ıçki ıçemedılerse de yıne de. beyınlen uyuşturacak ölçüdekı yüksek volümlü müziğin katkısıyla geç saatlere kadar doyasıya eğlendi- ler. Mimar Sinan Üniversitesi Mezunlar Derneği Başkanı Sami Canel'in ev sahipliğj yaptığı maskeli baloda aynca kıyafet yanş- ması düzenlendi. Geleneksel maskeli baloda Tann Athena, Şarlo, Kleopatra, Don Juan, 14. Louis, Adnan Hoca ve müritleri(!) bile vardı. kanvekili Güven Dinçer ise Türk hukuk sisteminin kurum- laşmasını tamamladığını, bun- dan sonra yapılacak işin üni- versiteleriyle, barolarıyla ve yargı organlanyla demokratik ve çağdaş bir yaşamın gerekli kıldığı hukuki çözümleri geliş- tirmek ve sürdürmek olduğunu söyledi. Dinçer, "Başta ulu ön- der Atatürk olmak üzere, bize bugünkü çağdaş yaşamı arma- ğan eden cumhuriyetin kurucu- ları ile 150 yıldır hukuk devleti için çaba harcayanlar, ebedi isti- rahatgahlannda huzur içinde v atabilirler. Zira yargıç. avukat, öğretim üyesi olarak cumhuriye- tin yetiştirdiği avdınlık ve erdetn sahibi hukukçular görev başın- dadırlar"dedı. Yargı birliği sağlanmalı Yargıta> üyesı Kamil Acar ise konuşmasında ülkenin bölün- mezliği için hukuk devletinin önemine ağırlık verdi. Tarihte zaman zaman ülkenin bütünlü- ğüne yönelik bunalımlı dönem- ler geçirildiğini, ancak her sefe- rinde ıç dinamiklerin sağlamlığı sayesınde, görünen ve görün- meyen düşmanlann alt edildiği- ni anlatan Acar, şöyle devam etti: "Ne var ki hadiseler tekerrür etmekte. Bunların bir benzeri, günümüzde yeniden kısmen se- narvolaştırılmakta, dış kaynaklı menfur terör saldırüarı Türkiye Cumhuriveti'nin kurum ve kunı- luşlan ile kökleştiği müesses ni- zamı tehdit eder hale gelmekte- dir. Devlet verailletimizinbütün- lüğüne yönelik her kesimden ge- len saldırılara karşı mücadele- mizin >oğunlaştığı şu günlerde İstanbul l niversitesi Hukuk Fa- kültesi İdare Hukuku İdare Bi- limleri Araştuma Merkezi'nin, Yargıtay ve Danıştav 'ın kuruluş günümi 'Türkiye'de hukuk dev- leti günü' olarak kutlamasını çok anlamlı ve önemli bir mesaj olarak görmekteyiz. Bu sayede- dir ki, sahnelenen musibetleri, en az tahribatla ve saygınlığını da konıyarak def etmeye en mukte- dir devlet vapısının 'hukuk de\letı" olduğu inancı \ayjp- nlaşacak, bu anlayış ve dav- ranışın devamı milletin ümit ve inancını tazelevip, takdirini ka- zanacak. En önemlisi, bövlece gelecek kuşaklar için örnek bir çalışma yapdmış olacaktır." Kamıl Acar. Yüce Dıvan gö- revinin de Anayasa Mahke- mesi'nden ahnarak Yargıtay"a verilmesinı ıstedı. Acar. "Ülke- mizde yargı birliği mevcut değil- dir"dedi. Laiklikten vazgeçilemez Acar. laıklik konusunda da şunlan söyledi: "Kendisinden vazgeçilmesinin asla düşünüle- meveceği anavasada vurgulanan bu kavramuı sınırlannın beür- ginleştirilmeye >e her isteyenin istediği anlamı çıkarması miim- kün olmayacak. genel kabul görmüş, kesin bir tanımlamaya ve bilimsel bir çerçeveye ohırtul- maya ihtivacı vardır. Bu tanun belirlenirken, laikliğin, dini istis- mara yeltenip siyasete alet et- mek isteyenlere bu fırsatı verme- yen, öte yandan demokrasiye ve cumhuriyet ilkelerine sadık ve aynı zamanda samimi olarak di- nine bağiı olup. gereklerini yeri- ne getirenlerin gerici olarak it- ham edilmelerini önleven, bütün inanç sahiplerine inanclarının gereğini vapmalanna imkan ta- nıyan bir kavram olduğunun vur- gûlanmasında v arar olacaktır." Göknel'in tutukluluğu sürüyor İSKİ'ye yüksek fıyatla klor alındığı gerekçesiyle açılan davaya devam edildi Pasaportumu kaybettim. Hükümsüzdür. İREM DEMİRTEPE İstanbul Haber Servisi- İSKİ eskı Genel Müdürü Ergun Gök- nel, yardımcısı Ziya Kurtaran ve İSKİ Ticaret Daıre Başkanı Ahmet Haluk Berksoyun tu- tuklu olarak yargılandığı ve İSKİ'ye yüksek fıyatla klor alındığı gerekçesiyle açılan da- vaya Istanbul 5'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam edildi. Mahkeme, sanıklann tahh'ye is- temlerini reddederken dosya- nın esas hakkındaki görüşün hazırlanması için savalığa ve- rilmesine karar verdi. Ek rapor tartışıldı İstanbul 5'incı Ağır Ceza Mahkemesi'nde dün yapılan duruşmaya tutuklu sanıklar ve tutuksuz samklardan Halil Bezmen ve İlknur Akşebirli ka- tıldı. Ergun Göknel'ın eşı Feray Göknel'in de ızledıği duruşma- da bilirkişi kurulu tarafından hazırlanan ek rapor tartışıldı. Savımma avukatlan, ikinci kez hazırlanan bilirkişi raporunun taraflı olduğunu ve raporda yanlışlıklar yapıldığını ileri sü- rerken Halil Bezmen'in avuka- tı, raporda, klorun alındığı Ko- ruma Tanm fırmasının haksız olarak suçlandığını savundu. Raporla ilgili itirazlardan sonra söz alan Ergun Göknel'- in avukatı Önder Öztürel, sa- nıklann çok uzun süredır tu- tuklu olduğunu ve tutuklulu- ğun ceza haline geldiğını söyle- di. Göknel'in tutukluluk halı- nin devamı için neden kal- madığını kaydeden Öztürel. tahliye isteminde bulundu. Mahkemenin ara karannı açı- klaması için beklendiği sırada Göknel, gazetecilerin eşi ile arasında bulunmasına tepki gösterdi. Göknel'le gazetecile- rin tartışması, avukatlann ara- ya ginnesiyle önlendi. Mahke- me. karannda dosyanın ince- lendiğini ve esas hakkında gö- rüşünü hazırlaması için savah- ğa verilmesinin kararlaştml- dığım bildirdi. Kamu Calı$anlarıSendIkaları Platformundan cağrı 6 Oy gücünüzle lıesap sorun9 tstanbul Haber Servisi- Kamu Çalışanlan Sendikalan Platformudün yaptığı açıklamada, üyelerini "toplusözleşme, grev, demokratikleşme yok diyenlerden oy gücüyle hesap sormaya" çagırdı. Tüm Bel-Sen'in Aksaray'da bulunan Genel Merkezi'nde, yapılan basın toplantısında konuşan Genel Başkan Vicdan Baykara, "Biz üyelerimize siyasi partileri tanıtmaya çalışıyoruz, oy gücünüzle hesap sorun diyonız. İster oy kullanırlar, ister kullanmazlar" dedi. Hükümete ve siyasi partılere grevli toplusözleşmeli bir yasal düzenleme yapıknası ve demokratikleşmede somut adımlar atılması için 1 Mart'a kadar süre verdiklerini belirten Baykara, busüre sonunda yapacaklan değerlendirmeyle oy güçlerini kullanma konusundaki tavırlannı açıklayacaklannı hatırlattı. Vicdan Baykara, "Sonuç olarak bugün grevli, toplusözleşmeli, ilkelerimizi içefen bir yasal düzenleme yapdmış değü"ded"i. İktidanyla, muhalefetiyle siyasi partilerin seçim meydanlanndaki vaatlerinin demokratikleşme konusundaki durumun farkh olmadığım savunan Baykara, siyasi partilerden 27 Mart'ta hesap soracaklannı söyledi. ARAYIŞ TOKTAMIŞ ATEŞ Laik Olmak Geçenlerde Osman Arolat'ın yönettiği ve gazetemiz yazarlarından Hikmet Çehnkaya'nın da konuşmacı ola- rak katıldığı bir panelde, Refah Partisi'nin İstanbul Bü- yükşehir Belediyesi başkan adayı Recep Tayyip Erdo- ğan, baklayı ağzından çıkardı. "Müslüman insan laik olamaz" dedi. Doğrudur. Aman yanlış anlaşılmasın; ile- ri sürdüğü düşünce değil, Türkiye'de kimi Refah Partili- lerin böyle düşündüğü doğrudur. Ama ne hikmetse ken- di aralarında sık sık dile getirdikleri bu düşüncelerini genel kitleye yönelik propagandalarında pek dile getir- mezler. Doğrusu, dergi ve gazetelerınde. bu düşünceyi işleyen yazılara da rastlarsınız. Ama bunları okuyanlar da genellikle kendi düşüncelerindeki insanlardır. "Müslüman insan laik olamaz"mış. Peki, "Müslüman insan"m tanımını kim yapacak? Bugün Türkiye'de tüm kurum ve kurallarıyla "modern ve çağdaş" bir yaşam tarzını benimseyen ve kendini "Müslüman"olarak nite- leyen milyonlarca insan var. Bu insanlar, kendilerini hem "Müslüman"vehemde "/a//f"olaraktanımlıyorlar. Oruç tutuyorlar, namaz kılıyorlar, dua okuyorlar, fitrele- rini, zekatlarını ödüyorlar, öldükleri zaman Müslüman olarak defnedilmelerinı istıyorlar. Ama belki kimi "veci- belerini" aksatıyorlar. Bu, onlarla Allah arasındakı bir hesap. Şimdi bu insanların Müslüman olup olmadıkları- nın karannı kim verecek, kim yetkili? Bu sorunun yuvarlak bir yanıtı var: "Islam şeriatının kuralları ve kaynaklan bellidır; 'Müslümanım' diyen bunlara uymak zorundadır" diyorlar. lyi ama Müslü- manlık her yerdefarklı yorumlanıyor. örneğin Libya'da da, Suudi Arabistan'da da, Iran'da da "şeriat hükumle- ri" yürürlükte. Ama hepsinde farkh yorumlanıyor ve uy- gulanıyor. Hangisine sorsanız, dığerlerini yanlış yorum- lamakla, hatta kafirlikle, zındıklıkla suçluyor. Demek ki Islamiyet de yoruma açık bir toplumsal yaşam sunmak- ta. İşin bir başka boyutu daha var. "Müslüman insan laik o/amaz"mış. Peki, laik olmazsa ne olur? Eğer Müslü- man insan, bir islam düzenini yaşamak zorundaysa. bu düzenin sınır ve kurallarını kim çizecektir? Bir önceki paragrafta açıkladığımız "farkh yorumlar", burada da aynen soz konusudur. örneğin, geçenlerde iran'da 50 genç kadını çarşafları- nın altına blue-jean pantolon giydikleri için sıra dayağın- dan geçirmişler. Suudi Arabistan'da ise çarşaf altına ne giyersen giy, serbest. Şimdi hangısı doğru bunlardan? Hangisi Islam şeriatına daha uygun? Bizde şeriat düze- ni özlemi çekenler, acaba hangi tür uygulamalara git- meyi duşünüyorlar? Özlemlerının sınırları nerede? işin daha vahim bir boyutu, laik olmadan nasıl demok- rat olunacağı. Zira her laik düzen demokrasi değildır, ama her demokrasi laik olmak zorundadır Demokrasi, en basit tanımlarından bırine göre, bir toplumda insan- ların kendi kendilerini yönetmeleri demek olduğuna göre, eğer bu insanların nasıl yönetıleceği Islam şeriatı- nın kuralları arasında belirlenmışse ve bunun yorumu- nu yapacak olan "muhteremler" öe bellı ise demokrasi nasıl işleyecektir? Nasıl yaşanacağınm kararları Tann tarafından "tebliğ edilmişse" o zaman demokrasinin te- mel kuralı olan "katılım" nasıl sağlanacaktır? Acaba bu katılım sağlanmaksızın demokrasi olması mümkün mü- dür?Buarada "s/w7top/umcu"dostlarımızındakulakla- rtnı çınlatmak isterim. Acaba -devlet aradan çıkarıldığı- na göre- "şeriat düzenini" sivil toplum ilkesinın doruk noktası olarak değerlendirmek mümkün olabilir mi? Türkiye'de bir islam düzeninden yana olanlar, hem "Demokrasi ve laiklik arasında ılgı yoktur "derler, hem de "Birey laik olmaz, devlet laik olur" derler Zaten ikin- ci düşüncelerini dile getirmekle, laikliğin devlet duze- niyle ilgili siyasal bir kavram olduğunu da kabul etmiş olurlar, ama gene de laiklikle demokrasi arasındaki "ör- tüşmeyi" gizlemeye çalışırlar. Laikliğin devletle ilgili bir kavram olduğu doğrudur. Laiklik, devleti yöneten insanların, yönetme "yetkileri- n/n"kaynağı ile ilgili bir kavramdır "Din kurallarıyla" ve "Tann adına yetki kullanan" monarşilere karşı demok- rasinin mücadelesinin başlamasıyla, yani "halk adına yetki kullanılmak istenmesiyle" eşzamanh bir kavram- dır. Zaten bu nedenle, laiklik olmazsa demokrasi de ol- maz. Ve elbette bireyler laik olmaz, devlet laik olur. An- cak bireyler pekala "Ben/a/fr/m"dediyebilirler. Ben laı- kim demek, "Ben laik bir devlet düzeninden yanayım" demektir; "Ben din kurallarmın egemen olacağı bir dev- let düzenine karşıyım" demektir. "Efendim, halkın çoğunluğu böyle bir duzen istiyorsa buna karşı çıkmak demokrasiyle bağdaşmaz'' düşunce- si, sakat bir düşüncedir. Demokrasi içinde. "çoğunlu- ğun, demokrasiyi yok etme özgurluğu" yoktur. Nasıl bi- reysel özgürlüklerin sınırı, başka bireylerın özgürlüğü ise aynı biçimde toplumsal özgürlüklerınin sınırları da başkalarının özgürlüğüdür. Bir demokraside (ister ço- ğunluk, ister azınlık) herkes kendi yaşamından sorumlu- dur ve kendi yaşamı konusunda yetkilidir Eğer çoğun- luk adına azınlığın yaşam hakkını ortadan kaldırmak is- terseniz, demokrasiye saldırmış olursunuz Ve o zaman, insanların direnme hakkı doğar Nasıl olursa olsun... Not: Kadıköylü gençler, bugün saat 15.00'te bir yürü- yüş düzenlemişler. Saat 19.00'da da iskele Meydanı'- ndaki Atatürk Anıtı önünde bir ateş yakacaklarmış. Beni de davet ettiler. Katılabilir miyim, bılmiyorum. Ama okurlarıma da duyurmak istedim Sağlık işçisi tazminat peşinde Horance Nightingale Hastanesi'nden "yasadışı faaliyette bu- lunduklan" gerekçesiyle işten çıkartılan 200 işçi, 20 milv ar tu- tanndaki tazminat alacakları nedenh !e hastane ale\ hine dava açö. DÎSK'e bağlı DevTjmci Sağlık İşçileri Sendikası'na ü>e hemşire, laborant. teknisyen ve yardımcı personel dün, Sirkeçi Adlivesi'nin önünde bir basın açıklaması yaptı. Dev Sağlık-İş Başkanı Doğan Halis'in okuduğu basın açıklamasında, hasta- ne yönetiminin haksız ve gercek dışı gerekçelerle 200 işçiyi 17. maddeye dayanarak işten attığı anımsatdarak "Bölge Çalı- şma Müdürlüğü'ne ya^rığımız başvnru haklı bulundu ve ya- şadışı faab'yetlerden değil, sendikal hareketlerden ötürii işten çıkartıldığımız kararına v arıldı. Biz de bunun üzerine, bir > ıllık ihbar, kıdem ve kötü niyet tazminatlanmı/ın tutarı olan 20 mflyar lirayı almak için Florance Nightingale yönetimi aleyhi- ne dava açmaya karar verdik" dcnildi. Florance Nightingale Hastanesi'nden atılan 200 işçi daha sonra avukatlan aracılığıyla dilekçelerini İş Mahkemesi'ne verdi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle