Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
fcAYFA CUMHURİYET 31 MART1994PERŞEMBE
HABERLER
HÇEK
Inıtkabir'de
• ANKARA (Cumhuriyet
lürosu) (AA) - Sosya]
f izmetler ve Çocuk
feirgeme Kurumu Genel
Müdürlüğü(SHÇEK)
(^Jışanlan ile hizmetlerinden
«rarlanan yaklaşık 1500
İşi, bugün saat 13.00'te
Amtkabir'i ziyaret edeoek.
^ t a ' y a saygı" ziyaretinin
avLndan saat ] 5.00'teŞinasi
Sahnesi'nde gazetemiz yazan
,ft-of. Dr. Ahmet Taner Kışlalı
brafından, "Atafürkçü
töşüncenin Işığında
Lemokratik Türkiye
(omburiyetinin Yaşam
.jfefcefesi" konulu bir
kjnferans verilecek.
Stlonda, Atatürk konulu bir
Strgideaçılacak.
M genel kuruhı
I ANKARA (AA) - Anadolu
. Ajansı'nın olağan genel
kırulu dün Ankara'da
yıpıldı. Genel kurulda.
apnsın yönetim kurulu
iijeliklerine Mehmet Bican,
CHıan Uğuroğlu. Yusuf
Tıran. Ali Abalı ve Behiç
Kılıç getirildi. Genel kurulda
dtnetçiliklere de ŞahmeUin
Çmen ve Uğur Büke seçildi.
Anadolu Ajansı Genel
Müdürü Turgay Üçöz, genel
kırulun açılışmda yapüğı
konuşmada. ajansın
gorüntülü yayın bölümünün
Anadolu sathında
yiygınlaştınlacağını belirtti.
Aansın gorüntülü haber
b6lümünel0kamera
atoıdığınıvebunun
Aaadolu'daki bürolara
gcnderildiğini kaydeden
Gînel Müdür Üçöz, halen
üke çapında ve bölgesel
faıliyette bulunan televizyon
kanallannın. Anadolu'dan
haber-görüntü lalep
etıiklerini bildirdi. Genel
Müdür Üçöz, Anadolu
Ajansı'nın şimdilik Ankara
veçevresine yayın yapan
radyosuna da reklam
alınmaya başlandığını
bildirdi'.
Göknel'in
hakaret davaları
, •İSTANBUL(AA)-İSKİ
eski Gene! Müdürii Ergun
^ Göknel, Küçükçekmece
»J AsliyeCezaMahkemesi'nde
« görülen 3 ayn hakaret
jjj davasında sanık ve şikayetçi
^ olarakhakimönüneçıktı.
'•* Göknel. duruşmaya
* geürilirken seçimlerle ilgili
• birsoruya, "Hayırlıolsun"
!* karşıhğıru verdi.
£ Küçükçekmece 2'nci Asliye
• CezaMahkemesi'ndeiIk
J önce İstanbul Büyükşehir
y Belediye Başkanı Nurettin
•i Sözen'in, Ergun Göknel
£ aleyhine açtığı dava görüidü.
^ Duruşmada. Sabah Gazetesi
'« muhabiri Ramazan Öztürk
* tanıkolarakdinlendi.
J öztürk, suçlamaya konu
« olanifadeninyazısında
° bulunmadığmı söyledi.
fc Göknel'in Sabah ve Bugün
• gazeteleri aleyhine
J açtığıdavalarda da
j. mahkeme, röportaj
* bantlannın incelenmesi için
'^ duruşmayı ileri bir tarihe
*•. erteledi.
r Prof. Ziyalar'a
[ beraat
• İSTANBUL (AA>-
Cerrahpaşa Tıp Fakültesi
Adli Psikoloji Bölümü
öğretim üyesi Prof. Adnan
Ziyalar, "Görevi sırasında
rüşvetaldığY'iddiasıyla
hakkında açılan davada
beraat etti. istanbul 3. Ağır
Ceza Mahkemesi'ndeki
duruşmada sözalan Prof.
Ziyalar, Adnan Hoca olarak
bilinen Adnan Oktar ve
müritlerinin kendisine bir
komplo düzenlediğini
söyledi. Olayın 7 sene
öncesine dayanan
düşmanhktan
kaynaklandığım ifadeeden
Prof. Ziyalar, Adnan Oktar
hakkında "deli" raporu
vermesi nedeniyle kendisine
karşı düşmanlıklan
olduğunu kaydetti.
Mahkeme, Prof. Ziyalar'a
yöneltilen 3 suçlamadan
ikisinde beraat karan
verirken öğrencilerine rüşvet
karşılığı rapor verdiğine
ilişkin dosyanın ilk
soruşturrnanın yapılması için
İstanbul Üniversitesi
Rektörlüğü'ne
gönderilmesine karar verdi.
30 kilo saf eroin
elegeçirildi
• VAN(AA)-
Van-Gürpınar karayolunda
jandarma tarafından
gerçekieştirilen operasyonda,
30 kilogram saf eroin ele
geçirildi. Birihban
değerlendiren İl Jandarma
Aiay Komutanlığı timleri,
Van-Gürpınar karayolunun
Sevindik köyü yol
aynmında, Yüksekova'dan
aldığj 30 kilogram saf eroini
Istanbul'a götürmek isteyen
ZekiGüneş'i,34PKU20
plakab otomobilde yakaladı.
BEYOGLU VE 'ATATURKÇULUK'Ç)
4
Uboşlar9
laikliğeilıaııet ediyor
Giderek yaygmlaşan liboşist sorumsuzluk' bir uygarlık erdemi olan
laikliği, sanki 'seks ve eğlence ticaretinin' güvencesi olarak gösteriyor
OKTAY EKtNCİ
Atatürkçülüğü ve laikliği bir "in-
sanlık onuru" olarak değil, seks ve eğlen-
ce ticaretinin "güvencesi'" olarak göste-
ren sorumsuz liboşlar, artık Atatürk-
çülüğe ve laikliğe de "ihanet" düzeyine
varan bu iğrenç tutumlannı seçimlerden
sonra da ısrarla sürdürüyorlar.
Özellikle Beyoğlu için Refah Partili
yöneticilere sorulan sorular. "kenti ve
demokrasiyi" korumayı değil. sanki "iç-
kivi, kumarı, fuhuşu ve beyaz kadın tica-
retini" kurtarmaya dönük beklentileri
sergiliyor: "Genelevi kapatacak mısınız?
Kumarhaneler ne olacak? Gece _
klüplerini ne yapacaksınız..."
Oysa. ne laıklık "genetev ve
gece klübü özgürlüğü" içindir ne
de Be>oğlu"nun ve tüm kentle-
rin demokrasi açısından önemi.
salt "tüketim ve eğlence ticareti"
içindir...
Aslında bu "aymazlık", yerel
secimler öncesinde, özellikle
Mezarcı olayından sonra zirve-
ye tırmandı ve neredeyse tüm "laik" TV
kanallanyla yine tüm "medya star-
lannı" eckisı alüna aldı.
Zıpırlığı "talk-show" sanan, topluma
da böyle tanıtan "sorumsuz goezeler",
Atatürk düşmanlığının "tarihsel içeriği-
ni" unutturdular.
Hoş. belki de zaten bilmiyorlardı.
Atatürkçülüğün ve laikliğin. temelde
"ulusal onurun ve bağımsızlığın savunul-
ması" demek olduğunu; ABD'ye olan
tutsaklıkla. Suudilere olan "göbek bağ-
larT arasında hiçbir fark olmadığını. o
nedenle laikliğin sadece bir din ve da\-
ranış özgürlüğü için değil, aynı anda
"ulusun ve ülkenin de özgürlüğü" için ya-
şamsal önem taşıdığını.. bütün bunlan
"New York batakhaneierinin havranı
olan" liboşlar nereden bilebilirlerdi ki?
Bu "aymazlık ve cehalet" y üklü sözde
laik ve sözde Atatürkçü yayınlar sonu-
cunda. ö\le bir hava (ya da imaj) ege-
men oldu ki. özellikle bu yağma \e talan
düzeninden bir şekilde "kurtulmak" is-
teyen kitleler. Atatürkçülüğü bile "tüke-
rim sömüriisünün dayanağı yapmaya
kalkışan" liberalizme "AUah belanızı
yorlar: "Ayasofya'yı ibadete açacak
mısınız; belediye memurlanna cüppe gi>-
direcek misiniz; tra\estilerin özgürlüğü-
nü koruyacak mısınız?./''
"Modern" bayanlar ve "laik" bevler!
Lütfen artık yeter. Medya imparator-
luğunuzla bu toplumun değer vargı-
lannın içinc cttiğiniz \etcr. Atalürkçü-
lüğü ve laikliği "kepazeliğin sigortası"
olarak göstermeniz yeter.
Beyoğlu'nun Refahlı Beledi>esi"ne.
"uygarlık ve demokrasi için" soru sor-
mak isti\orsanız: gerçekten Bcyoğlu"-
nun ve İstanbul'un kurtulmasını istiyor-
sanız. önce şunlann yanıtını almaya
zellikle Beyoğlu için Refah Partili yöneticilere
sorulan sorular, k
kenti ve demokrasiyi' korumayı
değil, sanki 'içkiyi, kuman, fuhuşu ve beyaz kadın
ticaretinf kurtarmaya dönük beklentileri sergiliyor.
O
versin" dediler. Ve elbette işi Allah'a da
bırakmayıp Refah'a havale ettiler.
Fstanbul'u "gökdelenler ve plazalar"
için. Beyoğlu'nu ise salt "seks ve eğlence
gereksinimleri" için sevcnler; Refah'a da
gerçekten demokrasi, insan haklan ya
da düşünce özgürlüğü gibi "uygariık er-
demlerini" gözetmek için değil. örneğin
"giyim-kuşam, Paris modası ya da dar-
düdük Amerikan blucini" için kaygıyla
bakanlar, şimdi program üstüne prog-
ram yapıyorlar. yazı üstüne yan yazı-
çalışınız:
"Dalan döneminde planlanan, Sözen
döneminde dondunılan, Piyalepaşa'daki
gökdelen projeleri için Refahlı belediye
nedüşünüyor?"
"Yine, Piyalepaşa Camii'nin yanında-
ki, elde kalan son yeşil alan içinde ruhsat
bekleyen projelere onay »erilecek mi?"
"Osmanlı sultanlarının nişanları olan
tarihi ok taşlarının, Okmeydanı'ndaki
kaçak yapılaşmayla tahrip edilmeleri
artık durdurulacak mı? Fatih Sultan
Mehmed'in minberini bile yutan kent
yağmasını Refah Partisi önleyecek mi?"
"Yine Beyoğlu'na bağlı oian Sadabad
\e çevresi inşaat >a«masının elinden kur-
tarılıp Osmanlı dönemine > aktşır bir yeşil
alan dikenlemesine ka>uşacak mı?"
"Gecen yıl proje hazırlıklarına başla-
nan, Galata Kulesi veçevresindeki özgün
mimari kültürü ve tarihi kent dokusunu
turizme açık işlevlerle korumak ve yaşat-
mak düşüncesi devam edecek mi?"
Aklınıza gelir de bu ve benzeri sorula-
ra bir an önce gelirseniz, "kent ve de-
mokrasi" adına Refah Partisi'vle daha
bir "İstanbuTa yaktşır" diyaloğu da kur-
muş olursunuz. Aksi halde. salt
uçkur-peşkir peşine düşerseniz,
gclecck genel seçimlerdc bu kcz
gerçekten "liboşizm özgürlüğü-
nüzü" de tümüyle yitirebilirsi-
niz... Kent yağması ve toplum-
sal değerlere olan du>arsızlık.
önce "kent kültüriimüzü" iğdiş
etti. "Kaçak yapı özgürlüğü ve
gökdelen ayncalığı", bu talanı
toplumsallaştırdı ve giderek
"politikaya" dönüştürdü. Dinsel eğilim
gecekonduya. "laikler" ise Akmerkez,
Swiss Otel vb gibi "yağma projelerine"
sanldı. Sonunda kentin >üzde 60"ı da
"demokrasiyi" belirledi.
Ya bu yağmaya ve talan politikalan-
na "tüm yönleriyle" karşı çıkacağız. Ya
da işin salt "görüntüsüne" bakıp Ata-
türkçülük oynayacağız.
İkincisini yeğleyenlerin. bugün artık
konuşmaya çok fazla haklan olmasa
gerek...
Öcrr n îl^i* lrı*«*rlîlî 'stanbul Haber Seı>isi-Orta dereceli okullarda kredilisisteminkaldınlmasımiste>enöğrenciler, dün Cağaloğlu'-
\JgTCIlClICr ILTCfllll ndaki Milli Eğitim Miidürliiğü önünde bir basın toplanhsıdüzenlediler. Kredili sistemde derslerin çakışması nedeni-
• . » ı ı ı ] * * * nw yeeğifimin aksadığını belirten öğrenciler, öğretim kurumlarmın jabancı modellerle jönetilnıeye çaltşması jerine
SlSieilllll KaiUirilinaSlIll lSIiyOr bilimsel temellere oturhılmasının doğnı olacağım kavdettiler. (Fotoğraf: UĞUR GÜNYÜZ)
'31 Mart Vakası' olarak bilinen kanlı ayaklanmada, isyanalar, 'şeriat isteriz' diye bağınyorlardı
Şeriatçı a\aklaıuııa85. yılımdoldurdu
HALÎLNEBtLER
Tarihitni/in en kara günlerin-
den biri olan ve "31 Mart Yaka-
sı" olarak bilinen kanlı şeriatçı
ayaklanma, 85. yılını dolduru-
yor. Bugünkü şeriat özlemleri-
nin temel direklerinden biri
olan 31 Mart Vakası, 31 Mart
1325 (yeni takvimle 13 Nisan
1909) şabahının erken saatle-
rinde, İstanbullulann silah ses-
leriyle uyanmalanyla başladı.
Ö güne kadar "Hürriyet Bek-
çileri" (Nigehban-ı Hürriyet)
adıyla tanıtılan Selanık 4. Âvcı
Taburu askerleri. akın akın so-
kaklan doldurmuştu. Geccya-
nsı subaylannı bağlayan er ve
erbaşlar. ayaklanmanın liderli-
ğini yapan Arnavut Hamdi Ça-
\uş önderliğinde haykınp hava-
ya ateş açarak Meclis'in bulun-
duğu Ayasofya meydanına
doğru koşuyorlardı. Günün ilk
saatlerinde kendilerine katıl-
maya ikna ettikleri diğer birlik-
lerle birlikte meydanı doldur-
muşlar, "V aşasın asker", '*Şeri-
at isteriz" diye bağınyorlardı.
Ayaklanmanın ilk gününde
20 kadar mektepli zabit katle-
dildi. İlk günün bilançosuna,
Tanin ve Şura-yı Ümmet gaze-
telerinin matbaalannın basıl-
ması, makinelerin parçalanma-
sı. Adliye Nazın Nazım Paşa ile
Lazkiye Mebusu Emin Arslan
Bey'in İttihat Terakki'nin önde
gelenleri yerine yanlışlıkla
öldürülmeleri. dükkanlann
yağmalanması. başıbozuk as-
kerlerin sağa sola ateş etmeleri
sonucu kazara yaralanmalar,
ölümier de
yazıldı. Şeriatçı
ayaklanmanın
egemenliğinde
kaldığı 11, gün
süresince İstan-
bul'da "gavur
icadıdır" diye
kravatlar ko-
partıldı, sokak-
taki kadınlara
saldınldı, kah-
vehanelerdeki resimler parça-
landı.
Askerlerin ayaklanıp Aya-
sofya meydanında toplanması
\e ulema takımının da öğleyin
onlara katılmasından sonra
Abdülhamid'in isyancılan ikna
etmek için gönderdiği Şeyhülis-
lam Mehmed Ziyaeddin Efendi.
ayaklananlann taleplerini şöyle
sıralıyordu:
"1- Sadrazam Hüsevin Hilmi
>e Harbiye Nazırı Rıza Paşalar-
la Meclis-i Mebusan Reisi Ah-
met Rıza Bey'in azilleri. 2- Mc-
buslardan Tanin gazetesi başya-
zarı Hüseyin Cahid. Şura-yı
Ümnıet'in sahibi Bahaeddin Şa-
kir ve Meclis İkinci Reisi Talat
Beylerin uzaklaştırılması. 3-
Şeriatın bütün yönleriyle uy-
gulanması. 4- Açığa çıkartılan
şeriatçı ayaklanmanın
\ egemenliğinde kaldığı 11 gün
^r süresince Istanbul'da
k
gavur
icadıdır' diye kravatlar kopartıldı,
sokaktaki kadınlara saldınldı.
alaylı subayların göre>lerine
dönmesi ve mektepli zabitlerin
de görevden alınmaları. 5-
Ayaklanmadan dolayı bir nefe-
rin kılına zarar gelmemesi."
Görüldüğü gibi ola\ açıkça
şeriatçı birayaklanmaşdı. Peki.
olayın gerekçeleri nelerdi?
Âyaklanmadan 8 ay 21 gün
önce Meşrutiyet ilan edilmişti.
İttihat Terakki. önce siyasi suç-
lulara. daha sonra cezaevlerin-
deki ayaklanmalar nedenivle
adi suçlulara genel af ilan edin-
ce İstanbul sokaklan suçlular
cennetine dönüştü. İstanbul'a
dönen Prens Sabahattin. İttihat
Terakki'den yakınlık göreme-
yince Ahrar Fırkası'nı (Liberal-
İer Partisi) kurdu. Ahrarlar.
bünyesinde çok farklı muhalif
gruplan bir araya toplayan bir
cepheye dö-
nüştü.
Meşrutiye-
tin ilanını izlc-
yen ekim ayı-
ndan itibaren
Bulgaristan
Prensliği. Bos-
na-Hersek ve
Girit vilayetle-
ri birer birer
Osmanlı
İmparatorluğu çatısından kop-
tular. Dış bunalım. halkın gö-
zünde İttihat Terakki'nin iti-
bannı oldukça geriletti. Muha-
lefet kısa sürede yaygınlaşıp ör-
gütlendi. Muhalefetin odağı.
baş\azarlığını Deniş VahdetT-
nin yaptığı Volkan gazetesi idi
ve Volkan'dan kaynaklanan fı-
kirler doğrultusunda şeriatçı
İttihad-ı Muhammed Fırkası,
vakadan altı gün önce (26 Mart
TYS, RP'li Tayyip Erdoğan'm Aziz Nesin'le ilgili demecini kınadı
Ayduılara yönelik önyargılı suçlama
Erdoğan, 'Aziz Nesin'in ismini İstanbul'dan si-
leceğiz' şeklinde ifade kullanmıştı.
İstanbul Haber Servisi- Türkive Ya-
zarlar Şendikası (TYS) Yönetim Ku-
rulu, İstanbul Büyükşehir Belediye
BaşkanlığYnı kazanan RP'li Recep
Tayyip Erdoğan'm dünkü bazı gazete-
lerde yer alan. "Aziz Nesin'in ismini
İstanbul'dan sileceğiz" şeklindeki ifa-
desini kınayan bir bildiri yayımladı.
TYS adına Genel Başkan Oktay Ak-
bal'ın vayınladığı bildiride seçimle iş-
başına gelen yöneticilerin. Türkiye'nin
yazar. düşünce adamı ve aydınlannı
hedef alan önyargılı suçlamalan ta-
rafsızlık ilkelerine ters düştüğü belirtil-
di. Yazarların isimlerinin verildiği kül-
tür merkezlerinden silinmesinin, bunu
>apanlara bir şeref kazandırmayacağı
vurgulanan bildiride. "bu uygulamayı
yapmaya kararlı gözüken İstanbul Bü-
yükşehir Belediye Başkanı RP'li Tay-
yip Erdoğan'm bundan 100 sene sonra
isminin hatırlanacağı şüphelidir. An-
cak, eminiz ki Aziz Nesin, Türk \e dün-
y a edebiyatında yüzyıllar sonra bile yer
almay a de> am edecektir.
Sendikamız üyeleri yerel secimler
sonrası ortaya çıkan "köktendincilik
ve Türkiye'nin geleceği" ile ilgili fıkir-
lerini ortaya koymaya. her yol ile açı-
klamaya kararlıdır. Bizler bu görevi
yurtseverlik bilincınin gereği saymak-
tavız." dendi.
1325-8 Nisan 1909) Ayasofya
meydanında Derviş Vahdeti'-
nin nutkuyla kuruldu.
Siyasi hava mart ortalann-
dan sonra kararma\a başladı.
İç ve dış bunalımlardan dolayı
otoriter bir tavır izlemeye baş-
layan İttihat Terakki. kurtancı
bir organ olarak gördüğü ordu
ve yönetim aygıtında geniş çap-
lı bir lasfıyeye başladı. Ordu-
dan önemli sayıda alaylı subaş
atıldı ve birçok memur açikta
kaldı. Daha sonra ilmiye sınıfı-
nın askerliğiyle ilgili bir yasa ta-
sansı. ilmiye sınıfi ile alavlı as-
kerleri şeriatçılann safına itti.
İttihatçı fedailerin muhalefet
saflanndaki gazetecilere saldır-
malan ve 6 Nisan 1909 gecesi
Serbesti'nin başvazan Hasan
Fehmi Bey'in öldürülmesi ha-
\ayı i\ice gerginleştirdi.
İstanbul'u 11 gün bovunca
dehşete boğan olavlar sırasında
Rumeli'nin çeşitli merkezlerin-
de şeriatçı ayaklanmaya tepki-
ler başladı. Selanik'tebirmiting
yapıldı. Alelacele kurulan Ha-
feket Ordusu. 24 Nisan 1909
günü İstanbul'a girdi. Ayak-
lanmanın elebaşlan Divan-ı
Harb-i Örfı'de vargılandı. Pek
çok asker idam edildi ve idam
sephalan ibret-i alem için gün-
lerce sokaklardan kaldınlmadı.
Ahrar Fırkası kapatıldı ve Sul-
tanzade (Prens) Sabahattin gö-
zaltına alındı. Ayaklanmanın
motorunu oluşturan İttihad-ı
Muhammedi de kapatıldı. Der-
viş Vahdeti kaçma çabalanna
karşın kısa sürede yakalandı ve
asıldı. "İttihat ve Terakki des-
potizmine karşı muhalefetin ha-
zırladığı bir gövdt gösterisi"
olarak başlayan 31 Mart. so-
nunda irticaya dönüşmüştü.
Temelinde, "şeriatın yasakla-
dıklanm yaptırmamak" düşün-
cesi bulunan 31 Mart Vakası,
bugün bizlere "Kemalizmin des-
potluğu bahanesiyie" gö\de
gösterileri ni veaynı biçimde "şe-
riatuı yasakladıklannı yap-
tırmamaya çalışanlan" 85' yıl
sonra biİe olsa. açıkça göstere-
biliyor.
ARAYIŞ
TOKTAMIŞ ATEŞ
Seçim Düşünceleri...
27 Mart yerel seçimlerinin kampanyası çok uzun
müştü. Ama korkanm yorumlanması ve sonuçlarının
tartışılarak değerlendirilmesi çok daha uzun sürecek.
Birsüre "/Veo/aca/(?" diye tartışmıştık. Şimdi bir sürede
"Neden böyle oldu?" diye tartışacağız. Ayrıca "daha ne-
lerolacağım"da merak ederek...
Bundan sonraki yazılarımızın tümünü buna ayıracak
değiliz elbette. Ama birkaç önemli hususu "sıcağı sıca-
ğına" ele almamız gerekiyor. Her şeyden önce anla-
maktagüçlükçektiğim birkaç hususu vurgulamakistiyo-
rum. Zira "kimileri"öylesineşeylereseviniyorlar ki, öy-
lesine ölçüyü kaçırıyorlar ki, algılamakta ve anlamakta
gerçekten çok zorlanıyorum.
Öncelikle şunu vurgulamamız gerekir. 27 Mart 1994'te
Türkiye'de (bir genel seçim havasına sokulan) yerel se-
cimler yapıldı. Ve bu seçimlerin sonunda yerel yönetim-
ler için ortaya çıkan irade, beş yıl boyunca bizleri yöne-
tecekolan insanları belirledi. Sistemin "garabeti" nede-
niyle tüm Türkiye'de "azınlıklar çoğunlukları yöne-
tecek", ama bu yol herkese açıktı. Ve bir başkası kazan-
mış olsaydı, o da "azınlık oyuyla " kazanmış olacaktı..Di-
yeceğim şu ki; "ağlaşmanın" ve "dövünmenin" ne ge-
reği var. ne de yararı Dürüst ve güzel bir seçim yapıldı.
Kuyruklarda saatlerce bekledik, ama demokrasi için bu
zahmetlere değer. Buzahmete katlanmayanlarutansın.
Sonuçların alınmasının bu kadar uzun sürmesi biraz
ayıp oldu. Ayrıca kimi yörelerde işe hile de karıştır-
dıklarını duyuyoruz. Ama artık bu kadar "şaibe" olur.
Zaten (eğer yapılmışsa) bunlar ortaya çıkariılır. Hakim-
lerimizin dürüstlüğünden kuşku duyamayız.
Sosyal demokratların durumunu, bir başka yazıda ge-
nişliğine ele alacağım. Sosyal demokrasinin ne olduğu-
nu ve bizim "aslansosyaldemokratların"bu ideolojinin
ne kadar uzağına düştüklerini ve neden bu kadar uzağı-
na düştüklerini irdelemeye çalışacağım. Türkiye'nin en
büyük kentini uluslararası sermayeye peşkeş çekme
vaatleri ve özelleştirme programlarıyla sosyal demok-
rasi yapılırsa bunun sonunun böyle olacağı elbette bel-
liydi. Bazen "Acaba "diyorum, "bunlarsosyaldemokra-
siyi ortadan kaldırmak için mi görevlendirildiler?" Son-
ra da "Olmazöyleşey "diye düşünüyorum, amatahmin
mi temenni mi bilemem...
Bu seçimlerin sonucundan çok, kimi partilerin ve in-
sanların, bu sonuçlar karşısındaki tepkileri beni şaşırtı-
yor. Kitle iletişim araçlarının "şartlandırdığı" kimi arka-
daşlarımızın değerlendirmelerine pek itirazım yok. Ama
kimi partilerin ve yöneticılerinin de aynı tutumu benim-
semelerini anlayamıyorum. Ve her şey bir yana, aynı
hatayı ben de yaptım. Ama ilk rakamlar biraz farklıydı...
Şu anda önümde 29 Mart 1994 itibanyla il genel mecli-
si seçimlerinin sonuçları var. DYP, oyların % 22.68'inf
almış. Iktidar partismin büyük ortağı, % 27 oy aldığı 1991.
seçimlerineoranla % 15oykaybetmiş. Doğal olarak "ka*
ralar bağlaması" gerekir, liderinin "kellesinin isten-
mes/"gerekir. Amatam tersi oluyor. Bir "ziltakıpoyna-
maları" eksik. Kazanılan büyük zaferden bahsediyor
sözcüleri.
Koalisyonun küçük ortağı SHP'nin oy oranı % 13.19.
Elbette çok düşük bir oy oranı bu. Ama en az bir yıldır
özel televizyon kanallannın bir bölümünün ve bazı yayın
organlarının ağır (ve bence haksız) bombardımanı aljjnı-§
da olan SHP'nin ne oranda oy alacağım bekleyebilirdijt
ki? CHP'nin oy oranı % 4.59. Eğer SHP ve CHP'nin oy
oranlarını toplarsak % 17.78 oluyor. Ve eğer 1991 se-
çimlerinde aldığı % 20 oranındaki oyla karşılaştınrsak,
SHP ve CHP toplamının oy kaybının % 10 olduğunu gö-
rürüz. Kaldı ki, 1991 seçimlerine ortak girdikleri HEP'in
oylarını da düşündüğümüz zaman, SHP'nin 1991 e oran-
la oy kaybetmediğini, hatta oylarını biraz arttırdığını gö-
rüyoruz. Ama bakıyoruz, sanki "üzerlehnden kamyon
geçmiş".
İktidarın bir ortağı yüzde 15 oy yitirmiş, sevincinden
bayram yapıyor. İktidarın öbür ortağı % 10 oy yitirmiş,
sanki gökkubbe katalarına yıkılmış. Kitle iletişim araçla-
rının bu derecede etkilemesı ve insanları koşullandır-
ması, görülmüş. işitilmişdeğildir.
SHP ve DYP'nin aldıkları oy toplamının genel oy içîn-
dekioranı % 35.87. Yani 1987deTurgutÖzal'ın291 mil-
letvekili çıkardığı % 36lık oran. Ben o zaman bu seçim
sisteminin haksızlığına ve demokrasi dışı olduğuna de-
ğinen yazılar yazmıştım. "Sokaktaki her üç kişiden ikisi
size karşıyken iktidar olamazsınız: olsanız da muktedir
olamazsınız " demiştim. Ama o günlerde bu oranla kuru-
lan bir hükümeti alkışlayanlar. şimdi farklı tellerden çalı-
yorlar. Erken seçimden, Meclis aritmetiğinden söz edi-
yorlar. Böylesine bir mantığı ve "çifte standart"\ anlaya-
bilmekçokzor.
Aslında SHP'nin bu koalisyon içinde yer alması, SHP
açısından yük getirmektedir. Toplumsal ve siyasal barı-
şı sürdürebilmek uğruna büyük bir özveridir bu. Ama
yazımın başında değindiğim gibi, SHP'yi bir başka ya-
zımda değerlendireceğim.
Basında îsten cıkarmalar
Yüzlerce gazeteci
işsiz kaldı
• Promosyon savaşının iki ezeli rakibi Sabah gazetesi ve
Hürriyet gazetesi ile bu gazetelere bağlı kuruluşlardan
500'den fazla kişi işten çıkanlırken Türkiye aazetesi ile
TGRT ve İhlas Haber Ajansfndan da (İH A) yaklaşık 400
kişinin çıkanldığı öğrenildi.
İstanbul Haber Servisi - Ba-
sındaki promosyon sa\aşınm
faturası yine çalışanlara çıktı.
Gazeteler yaptıklan promos-
yonlarda bekledikleri tirajı ya-
kalayamayınca dün en çok sa-
tan gazetelerde yüzlerce kişi iş-
siz kaldı. Promosyon savaşının
iki ezeli rakibi Sabah gazetesi ve
Hürriyet gazetesi ile bu gazete-
lere bağlı kuruluşlardan 500'-
dcn fazla kişi işten çıkanlırken
Türkive gazetesi ile TGRT ve
İhlas Haber Ajansfndan da
(İHA) yaklaşık 400 kişinin
çıkanldığı öğrenildi. Türkiye
gazetesi. işten çıkardığı muha-
birlerine bir yazı göndererek pa-
zarlama şjrketleri Tür-Pa'da
satış elamanı olarak görev ya-
pabileceklerini bildirdi. Milliyet
gazetesi ile bağlı kurumlannda
da geçen ay 200 kişinin işine son
verilmişti. Hürriyet gazetesi ile
gazetenin yan kuruluşlannda
dün 250 kişinin işine son \erildi.
Sabah gazetesi ile yan kuru-
luşlannda da yaklaşık 100 kişi-
nin işine son verildi. Dinc Bil-
gin'in sahibi bulunduğu Medı
Grup bünsesinde yaklaşık 200
kişinin daha işine son verileceği
öğrenildi. Gazeteye bağlı yan
yaymlardan bazılan kapatılır-
ken Medi Grup'a bağlı yayınlar-
da çalışan muhabirlerin kadro-
lan da Sabah Haber Ajansı
(SHA) kadrosuna geçirildi. Taz-
tninatlannın ödenmesi halinde
SHA kadrosuna geçmcyi kabul
eden 7 muhabir de atılaTilar
arasında bulunuyor. Öte yan-
dan Sabah gazetesine bağlı atv'-
de de yaklaşık 45 kişinin işine
son verileceği öğrenildi.
Türkiye gazetesi ile TGRT te-
levizyonu ve İHA'da dün 40 ki-
şinin işten atıldığı ve yaklaşık
400 kişinin daha atılacağı öğre-
nildi. Öte \andan, geçen ay
yaklaşık 150 kişinin işine son ve-
ren Milliyet gazetesi ile Doğan
Holding bünyesindeki şirketler-
dendc250 kadar personelin çı-
kanlacağı öğrenildi.
GEÇMİŞLE
GELECEK
Sabahattin Kudret Aksal
2. bası 50.000 (K.DV içinde)