27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
fcAYFA CUMHURİYET 31 MART1994PERŞEMBE HABERLER HÇEK Inıtkabir'de • ANKARA (Cumhuriyet lürosu) (AA) - Sosya] f izmetler ve Çocuk feirgeme Kurumu Genel Müdürlüğü(SHÇEK) (^Jışanlan ile hizmetlerinden «rarlanan yaklaşık 1500 İşi, bugün saat 13.00'te Amtkabir'i ziyaret edeoek. ^ t a ' y a saygı" ziyaretinin avLndan saat ] 5.00'teŞinasi Sahnesi'nde gazetemiz yazan ,ft-of. Dr. Ahmet Taner Kışlalı brafından, "Atafürkçü töşüncenin Işığında Lemokratik Türkiye (omburiyetinin Yaşam .jfefcefesi" konulu bir kjnferans verilecek. Stlonda, Atatürk konulu bir Strgideaçılacak. M genel kuruhı I ANKARA (AA) - Anadolu . Ajansı'nın olağan genel kırulu dün Ankara'da yıpıldı. Genel kurulda. apnsın yönetim kurulu iijeliklerine Mehmet Bican, CHıan Uğuroğlu. Yusuf Tıran. Ali Abalı ve Behiç Kılıç getirildi. Genel kurulda dtnetçiliklere de ŞahmeUin Çmen ve Uğur Büke seçildi. Anadolu Ajansı Genel Müdürü Turgay Üçöz, genel kırulun açılışmda yapüğı konuşmada. ajansın gorüntülü yayın bölümünün Anadolu sathında yiygınlaştınlacağını belirtti. Aansın gorüntülü haber b6lümünel0kamera atoıdığınıvebunun Aaadolu'daki bürolara gcnderildiğini kaydeden Gînel Müdür Üçöz, halen üke çapında ve bölgesel faıliyette bulunan televizyon kanallannın. Anadolu'dan haber-görüntü lalep etıiklerini bildirdi. Genel Müdür Üçöz, Anadolu Ajansı'nın şimdilik Ankara veçevresine yayın yapan radyosuna da reklam alınmaya başlandığını bildirdi'. Göknel'in hakaret davaları , •İSTANBUL(AA)-İSKİ eski Gene! Müdürii Ergun ^ Göknel, Küçükçekmece »J AsliyeCezaMahkemesi'nde « görülen 3 ayn hakaret jjj davasında sanık ve şikayetçi ^ olarakhakimönüneçıktı. '•* Göknel. duruşmaya * geürilirken seçimlerle ilgili • birsoruya, "Hayırlıolsun" !* karşıhğıru verdi. £ Küçükçekmece 2'nci Asliye • CezaMahkemesi'ndeiIk J önce İstanbul Büyükşehir y Belediye Başkanı Nurettin •i Sözen'in, Ergun Göknel £ aleyhine açtığı dava görüidü. ^ Duruşmada. Sabah Gazetesi '« muhabiri Ramazan Öztürk * tanıkolarakdinlendi. J öztürk, suçlamaya konu « olanifadeninyazısında ° bulunmadığmı söyledi. fc Göknel'in Sabah ve Bugün • gazeteleri aleyhine J açtığıdavalarda da j. mahkeme, röportaj * bantlannın incelenmesi için '^ duruşmayı ileri bir tarihe *•. erteledi. r Prof. Ziyalar'a [ beraat • İSTANBUL (AA>- Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Adli Psikoloji Bölümü öğretim üyesi Prof. Adnan Ziyalar, "Görevi sırasında rüşvetaldığY'iddiasıyla hakkında açılan davada beraat etti. istanbul 3. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada sözalan Prof. Ziyalar, Adnan Hoca olarak bilinen Adnan Oktar ve müritlerinin kendisine bir komplo düzenlediğini söyledi. Olayın 7 sene öncesine dayanan düşmanhktan kaynaklandığım ifadeeden Prof. Ziyalar, Adnan Oktar hakkında "deli" raporu vermesi nedeniyle kendisine karşı düşmanlıklan olduğunu kaydetti. Mahkeme, Prof. Ziyalar'a yöneltilen 3 suçlamadan ikisinde beraat karan verirken öğrencilerine rüşvet karşılığı rapor verdiğine ilişkin dosyanın ilk soruşturrnanın yapılması için İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü'ne gönderilmesine karar verdi. 30 kilo saf eroin elegeçirildi • VAN(AA)- Van-Gürpınar karayolunda jandarma tarafından gerçekieştirilen operasyonda, 30 kilogram saf eroin ele geçirildi. Birihban değerlendiren İl Jandarma Aiay Komutanlığı timleri, Van-Gürpınar karayolunun Sevindik köyü yol aynmında, Yüksekova'dan aldığj 30 kilogram saf eroini Istanbul'a götürmek isteyen ZekiGüneş'i,34PKU20 plakab otomobilde yakaladı. BEYOGLU VE 'ATATURKÇULUK'Ç) 4 Uboşlar9 laikliğeilıaııet ediyor Giderek yaygmlaşan liboşist sorumsuzluk' bir uygarlık erdemi olan laikliği, sanki 'seks ve eğlence ticaretinin' güvencesi olarak gösteriyor OKTAY EKtNCİ Atatürkçülüğü ve laikliği bir "in- sanlık onuru" olarak değil, seks ve eğlen- ce ticaretinin "güvencesi'" olarak göste- ren sorumsuz liboşlar, artık Atatürk- çülüğe ve laikliğe de "ihanet" düzeyine varan bu iğrenç tutumlannı seçimlerden sonra da ısrarla sürdürüyorlar. Özellikle Beyoğlu için Refah Partili yöneticilere sorulan sorular. "kenti ve demokrasiyi" korumayı değil. sanki "iç- kivi, kumarı, fuhuşu ve beyaz kadın tica- retini" kurtarmaya dönük beklentileri sergiliyor: "Genelevi kapatacak mısınız? Kumarhaneler ne olacak? Gece _ klüplerini ne yapacaksınız..." Oysa. ne laıklık "genetev ve gece klübü özgürlüğü" içindir ne de Be>oğlu"nun ve tüm kentle- rin demokrasi açısından önemi. salt "tüketim ve eğlence ticareti" içindir... Aslında bu "aymazlık", yerel secimler öncesinde, özellikle Mezarcı olayından sonra zirve- ye tırmandı ve neredeyse tüm "laik" TV kanallanyla yine tüm "medya star- lannı" eckisı alüna aldı. Zıpırlığı "talk-show" sanan, topluma da böyle tanıtan "sorumsuz goezeler", Atatürk düşmanlığının "tarihsel içeriği- ni" unutturdular. Hoş. belki de zaten bilmiyorlardı. Atatürkçülüğün ve laikliğin. temelde "ulusal onurun ve bağımsızlığın savunul- ması" demek olduğunu; ABD'ye olan tutsaklıkla. Suudilere olan "göbek bağ- larT arasında hiçbir fark olmadığını. o nedenle laikliğin sadece bir din ve da\- ranış özgürlüğü için değil, aynı anda "ulusun ve ülkenin de özgürlüğü" için ya- şamsal önem taşıdığını.. bütün bunlan "New York batakhaneierinin havranı olan" liboşlar nereden bilebilirlerdi ki? Bu "aymazlık ve cehalet" y üklü sözde laik ve sözde Atatürkçü yayınlar sonu- cunda. ö\le bir hava (ya da imaj) ege- men oldu ki. özellikle bu yağma \e talan düzeninden bir şekilde "kurtulmak" is- teyen kitleler. Atatürkçülüğü bile "tüke- rim sömüriisünün dayanağı yapmaya kalkışan" liberalizme "AUah belanızı yorlar: "Ayasofya'yı ibadete açacak mısınız; belediye memurlanna cüppe gi>- direcek misiniz; tra\estilerin özgürlüğü- nü koruyacak mısınız?./'' "Modern" bayanlar ve "laik" bevler! Lütfen artık yeter. Medya imparator- luğunuzla bu toplumun değer vargı- lannın içinc cttiğiniz \etcr. Atalürkçü- lüğü ve laikliği "kepazeliğin sigortası" olarak göstermeniz yeter. Beyoğlu'nun Refahlı Beledi>esi"ne. "uygarlık ve demokrasi için" soru sor- mak isti\orsanız: gerçekten Bcyoğlu"- nun ve İstanbul'un kurtulmasını istiyor- sanız. önce şunlann yanıtını almaya zellikle Beyoğlu için Refah Partili yöneticilere sorulan sorular, k kenti ve demokrasiyi' korumayı değil, sanki 'içkiyi, kuman, fuhuşu ve beyaz kadın ticaretinf kurtarmaya dönük beklentileri sergiliyor. O versin" dediler. Ve elbette işi Allah'a da bırakmayıp Refah'a havale ettiler. Fstanbul'u "gökdelenler ve plazalar" için. Beyoğlu'nu ise salt "seks ve eğlence gereksinimleri" için sevcnler; Refah'a da gerçekten demokrasi, insan haklan ya da düşünce özgürlüğü gibi "uygariık er- demlerini" gözetmek için değil. örneğin "giyim-kuşam, Paris modası ya da dar- düdük Amerikan blucini" için kaygıyla bakanlar, şimdi program üstüne prog- ram yapıyorlar. yazı üstüne yan yazı- çalışınız: "Dalan döneminde planlanan, Sözen döneminde dondunılan, Piyalepaşa'daki gökdelen projeleri için Refahlı belediye nedüşünüyor?" "Yine, Piyalepaşa Camii'nin yanında- ki, elde kalan son yeşil alan içinde ruhsat bekleyen projelere onay »erilecek mi?" "Osmanlı sultanlarının nişanları olan tarihi ok taşlarının, Okmeydanı'ndaki kaçak yapılaşmayla tahrip edilmeleri artık durdurulacak mı? Fatih Sultan Mehmed'in minberini bile yutan kent yağmasını Refah Partisi önleyecek mi?" "Yine Beyoğlu'na bağlı oian Sadabad \e çevresi inşaat >a«masının elinden kur- tarılıp Osmanlı dönemine > aktşır bir yeşil alan dikenlemesine ka>uşacak mı?" "Gecen yıl proje hazırlıklarına başla- nan, Galata Kulesi veçevresindeki özgün mimari kültürü ve tarihi kent dokusunu turizme açık işlevlerle korumak ve yaşat- mak düşüncesi devam edecek mi?" Aklınıza gelir de bu ve benzeri sorula- ra bir an önce gelirseniz, "kent ve de- mokrasi" adına Refah Partisi'vle daha bir "İstanbuTa yaktşır" diyaloğu da kur- muş olursunuz. Aksi halde. salt uçkur-peşkir peşine düşerseniz, gclecck genel seçimlerdc bu kcz gerçekten "liboşizm özgürlüğü- nüzü" de tümüyle yitirebilirsi- niz... Kent yağması ve toplum- sal değerlere olan du>arsızlık. önce "kent kültüriimüzü" iğdiş etti. "Kaçak yapı özgürlüğü ve gökdelen ayncalığı", bu talanı toplumsallaştırdı ve giderek "politikaya" dönüştürdü. Dinsel eğilim gecekonduya. "laikler" ise Akmerkez, Swiss Otel vb gibi "yağma projelerine" sanldı. Sonunda kentin >üzde 60"ı da "demokrasiyi" belirledi. Ya bu yağmaya ve talan politikalan- na "tüm yönleriyle" karşı çıkacağız. Ya da işin salt "görüntüsüne" bakıp Ata- türkçülük oynayacağız. İkincisini yeğleyenlerin. bugün artık konuşmaya çok fazla haklan olmasa gerek... Öcrr n îl^i* lrı*«*rlîlî 'stanbul Haber Seı>isi-Orta dereceli okullarda kredilisisteminkaldınlmasımiste>enöğrenciler, dün Cağaloğlu'- \JgTCIlClICr ILTCfllll ndaki Milli Eğitim Miidürliiğü önünde bir basın toplanhsıdüzenlediler. Kredili sistemde derslerin çakışması nedeni- • . » ı ı ı ] * * * nw yeeğifimin aksadığını belirten öğrenciler, öğretim kurumlarmın jabancı modellerle jönetilnıeye çaltşması jerine SlSieilllll KaiUirilinaSlIll lSIiyOr bilimsel temellere oturhılmasının doğnı olacağım kavdettiler. (Fotoğraf: UĞUR GÜNYÜZ) '31 Mart Vakası' olarak bilinen kanlı ayaklanmada, isyanalar, 'şeriat isteriz' diye bağınyorlardı Şeriatçı a\aklaıuııa85. yılımdoldurdu HALÎLNEBtLER Tarihitni/in en kara günlerin- den biri olan ve "31 Mart Yaka- sı" olarak bilinen kanlı şeriatçı ayaklanma, 85. yılını dolduru- yor. Bugünkü şeriat özlemleri- nin temel direklerinden biri olan 31 Mart Vakası, 31 Mart 1325 (yeni takvimle 13 Nisan 1909) şabahının erken saatle- rinde, İstanbullulann silah ses- leriyle uyanmalanyla başladı. Ö güne kadar "Hürriyet Bek- çileri" (Nigehban-ı Hürriyet) adıyla tanıtılan Selanık 4. Âvcı Taburu askerleri. akın akın so- kaklan doldurmuştu. Geccya- nsı subaylannı bağlayan er ve erbaşlar. ayaklanmanın liderli- ğini yapan Arnavut Hamdi Ça- \uş önderliğinde haykınp hava- ya ateş açarak Meclis'in bulun- duğu Ayasofya meydanına doğru koşuyorlardı. Günün ilk saatlerinde kendilerine katıl- maya ikna ettikleri diğer birlik- lerle birlikte meydanı doldur- muşlar, "V aşasın asker", '*Şeri- at isteriz" diye bağınyorlardı. Ayaklanmanın ilk gününde 20 kadar mektepli zabit katle- dildi. İlk günün bilançosuna, Tanin ve Şura-yı Ümmet gaze- telerinin matbaalannın basıl- ması, makinelerin parçalanma- sı. Adliye Nazın Nazım Paşa ile Lazkiye Mebusu Emin Arslan Bey'in İttihat Terakki'nin önde gelenleri yerine yanlışlıkla öldürülmeleri. dükkanlann yağmalanması. başıbozuk as- kerlerin sağa sola ateş etmeleri sonucu kazara yaralanmalar, ölümier de yazıldı. Şeriatçı ayaklanmanın egemenliğinde kaldığı 11, gün süresince İstan- bul'da "gavur icadıdır" diye kravatlar ko- partıldı, sokak- taki kadınlara saldınldı, kah- vehanelerdeki resimler parça- landı. Askerlerin ayaklanıp Aya- sofya meydanında toplanması \e ulema takımının da öğleyin onlara katılmasından sonra Abdülhamid'in isyancılan ikna etmek için gönderdiği Şeyhülis- lam Mehmed Ziyaeddin Efendi. ayaklananlann taleplerini şöyle sıralıyordu: "1- Sadrazam Hüsevin Hilmi >e Harbiye Nazırı Rıza Paşalar- la Meclis-i Mebusan Reisi Ah- met Rıza Bey'in azilleri. 2- Mc- buslardan Tanin gazetesi başya- zarı Hüseyin Cahid. Şura-yı Ümnıet'in sahibi Bahaeddin Şa- kir ve Meclis İkinci Reisi Talat Beylerin uzaklaştırılması. 3- Şeriatın bütün yönleriyle uy- gulanması. 4- Açığa çıkartılan şeriatçı ayaklanmanın \ egemenliğinde kaldığı 11 gün ^r süresince Istanbul'da k gavur icadıdır' diye kravatlar kopartıldı, sokaktaki kadınlara saldınldı. alaylı subayların göre>lerine dönmesi ve mektepli zabitlerin de görevden alınmaları. 5- Ayaklanmadan dolayı bir nefe- rin kılına zarar gelmemesi." Görüldüğü gibi ola\ açıkça şeriatçı birayaklanmaşdı. Peki. olayın gerekçeleri nelerdi? Âyaklanmadan 8 ay 21 gün önce Meşrutiyet ilan edilmişti. İttihat Terakki. önce siyasi suç- lulara. daha sonra cezaevlerin- deki ayaklanmalar nedenivle adi suçlulara genel af ilan edin- ce İstanbul sokaklan suçlular cennetine dönüştü. İstanbul'a dönen Prens Sabahattin. İttihat Terakki'den yakınlık göreme- yince Ahrar Fırkası'nı (Liberal- İer Partisi) kurdu. Ahrarlar. bünyesinde çok farklı muhalif gruplan bir araya toplayan bir cepheye dö- nüştü. Meşrutiye- tin ilanını izlc- yen ekim ayı- ndan itibaren Bulgaristan Prensliği. Bos- na-Hersek ve Girit vilayetle- ri birer birer Osmanlı İmparatorluğu çatısından kop- tular. Dış bunalım. halkın gö- zünde İttihat Terakki'nin iti- bannı oldukça geriletti. Muha- lefet kısa sürede yaygınlaşıp ör- gütlendi. Muhalefetin odağı. baş\azarlığını Deniş VahdetT- nin yaptığı Volkan gazetesi idi ve Volkan'dan kaynaklanan fı- kirler doğrultusunda şeriatçı İttihad-ı Muhammed Fırkası, vakadan altı gün önce (26 Mart TYS, RP'li Tayyip Erdoğan'm Aziz Nesin'le ilgili demecini kınadı Ayduılara yönelik önyargılı suçlama Erdoğan, 'Aziz Nesin'in ismini İstanbul'dan si- leceğiz' şeklinde ifade kullanmıştı. İstanbul Haber Servisi- Türkive Ya- zarlar Şendikası (TYS) Yönetim Ku- rulu, İstanbul Büyükşehir Belediye BaşkanlığYnı kazanan RP'li Recep Tayyip Erdoğan'm dünkü bazı gazete- lerde yer alan. "Aziz Nesin'in ismini İstanbul'dan sileceğiz" şeklindeki ifa- desini kınayan bir bildiri yayımladı. TYS adına Genel Başkan Oktay Ak- bal'ın vayınladığı bildiride seçimle iş- başına gelen yöneticilerin. Türkiye'nin yazar. düşünce adamı ve aydınlannı hedef alan önyargılı suçlamalan ta- rafsızlık ilkelerine ters düştüğü belirtil- di. Yazarların isimlerinin verildiği kül- tür merkezlerinden silinmesinin, bunu >apanlara bir şeref kazandırmayacağı vurgulanan bildiride. "bu uygulamayı yapmaya kararlı gözüken İstanbul Bü- yükşehir Belediye Başkanı RP'li Tay- yip Erdoğan'm bundan 100 sene sonra isminin hatırlanacağı şüphelidir. An- cak, eminiz ki Aziz Nesin, Türk \e dün- y a edebiyatında yüzyıllar sonra bile yer almay a de> am edecektir. Sendikamız üyeleri yerel secimler sonrası ortaya çıkan "köktendincilik ve Türkiye'nin geleceği" ile ilgili fıkir- lerini ortaya koymaya. her yol ile açı- klamaya kararlıdır. Bizler bu görevi yurtseverlik bilincınin gereği saymak- tavız." dendi. 1325-8 Nisan 1909) Ayasofya meydanında Derviş Vahdeti'- nin nutkuyla kuruldu. Siyasi hava mart ortalann- dan sonra kararma\a başladı. İç ve dış bunalımlardan dolayı otoriter bir tavır izlemeye baş- layan İttihat Terakki. kurtancı bir organ olarak gördüğü ordu ve yönetim aygıtında geniş çap- lı bir lasfıyeye başladı. Ordu- dan önemli sayıda alaylı subaş atıldı ve birçok memur açikta kaldı. Daha sonra ilmiye sınıfı- nın askerliğiyle ilgili bir yasa ta- sansı. ilmiye sınıfi ile alavlı as- kerleri şeriatçılann safına itti. İttihatçı fedailerin muhalefet saflanndaki gazetecilere saldır- malan ve 6 Nisan 1909 gecesi Serbesti'nin başvazan Hasan Fehmi Bey'in öldürülmesi ha- \ayı i\ice gerginleştirdi. İstanbul'u 11 gün bovunca dehşete boğan olavlar sırasında Rumeli'nin çeşitli merkezlerin- de şeriatçı ayaklanmaya tepki- ler başladı. Selanik'tebirmiting yapıldı. Alelacele kurulan Ha- feket Ordusu. 24 Nisan 1909 günü İstanbul'a girdi. Ayak- lanmanın elebaşlan Divan-ı Harb-i Örfı'de vargılandı. Pek çok asker idam edildi ve idam sephalan ibret-i alem için gün- lerce sokaklardan kaldınlmadı. Ahrar Fırkası kapatıldı ve Sul- tanzade (Prens) Sabahattin gö- zaltına alındı. Ayaklanmanın motorunu oluşturan İttihad-ı Muhammedi de kapatıldı. Der- viş Vahdeti kaçma çabalanna karşın kısa sürede yakalandı ve asıldı. "İttihat ve Terakki des- potizmine karşı muhalefetin ha- zırladığı bir gövdt gösterisi" olarak başlayan 31 Mart. so- nunda irticaya dönüşmüştü. Temelinde, "şeriatın yasakla- dıklanm yaptırmamak" düşün- cesi bulunan 31 Mart Vakası, bugün bizlere "Kemalizmin des- potluğu bahanesiyie" gö\de gösterileri ni veaynı biçimde "şe- riatuı yasakladıklannı yap- tırmamaya çalışanlan" 85' yıl sonra biİe olsa. açıkça göstere- biliyor. ARAYIŞ TOKTAMIŞ ATEŞ Seçim Düşünceleri... 27 Mart yerel seçimlerinin kampanyası çok uzun müştü. Ama korkanm yorumlanması ve sonuçlarının tartışılarak değerlendirilmesi çok daha uzun sürecek. Birsüre "/Veo/aca/(?" diye tartışmıştık. Şimdi bir sürede "Neden böyle oldu?" diye tartışacağız. Ayrıca "daha ne- lerolacağım"da merak ederek... Bundan sonraki yazılarımızın tümünü buna ayıracak değiliz elbette. Ama birkaç önemli hususu "sıcağı sıca- ğına" ele almamız gerekiyor. Her şeyden önce anla- maktagüçlükçektiğim birkaç hususu vurgulamakistiyo- rum. Zira "kimileri"öylesineşeylereseviniyorlar ki, öy- lesine ölçüyü kaçırıyorlar ki, algılamakta ve anlamakta gerçekten çok zorlanıyorum. Öncelikle şunu vurgulamamız gerekir. 27 Mart 1994'te Türkiye'de (bir genel seçim havasına sokulan) yerel se- cimler yapıldı. Ve bu seçimlerin sonunda yerel yönetim- ler için ortaya çıkan irade, beş yıl boyunca bizleri yöne- tecekolan insanları belirledi. Sistemin "garabeti" nede- niyle tüm Türkiye'de "azınlıklar çoğunlukları yöne- tecek", ama bu yol herkese açıktı. Ve bir başkası kazan- mış olsaydı, o da "azınlık oyuyla " kazanmış olacaktı..Di- yeceğim şu ki; "ağlaşmanın" ve "dövünmenin" ne ge- reği var. ne de yararı Dürüst ve güzel bir seçim yapıldı. Kuyruklarda saatlerce bekledik, ama demokrasi için bu zahmetlere değer. Buzahmete katlanmayanlarutansın. Sonuçların alınmasının bu kadar uzun sürmesi biraz ayıp oldu. Ayrıca kimi yörelerde işe hile de karıştır- dıklarını duyuyoruz. Ama artık bu kadar "şaibe" olur. Zaten (eğer yapılmışsa) bunlar ortaya çıkariılır. Hakim- lerimizin dürüstlüğünden kuşku duyamayız. Sosyal demokratların durumunu, bir başka yazıda ge- nişliğine ele alacağım. Sosyal demokrasinin ne olduğu- nu ve bizim "aslansosyaldemokratların"bu ideolojinin ne kadar uzağına düştüklerini ve neden bu kadar uzağı- na düştüklerini irdelemeye çalışacağım. Türkiye'nin en büyük kentini uluslararası sermayeye peşkeş çekme vaatleri ve özelleştirme programlarıyla sosyal demok- rasi yapılırsa bunun sonunun böyle olacağı elbette bel- liydi. Bazen "Acaba "diyorum, "bunlarsosyaldemokra- siyi ortadan kaldırmak için mi görevlendirildiler?" Son- ra da "Olmazöyleşey "diye düşünüyorum, amatahmin mi temenni mi bilemem... Bu seçimlerin sonucundan çok, kimi partilerin ve in- sanların, bu sonuçlar karşısındaki tepkileri beni şaşırtı- yor. Kitle iletişim araçlarının "şartlandırdığı" kimi arka- daşlarımızın değerlendirmelerine pek itirazım yok. Ama kimi partilerin ve yöneticılerinin de aynı tutumu benim- semelerini anlayamıyorum. Ve her şey bir yana, aynı hatayı ben de yaptım. Ama ilk rakamlar biraz farklıydı... Şu anda önümde 29 Mart 1994 itibanyla il genel mecli- si seçimlerinin sonuçları var. DYP, oyların % 22.68'inf almış. Iktidar partismin büyük ortağı, % 27 oy aldığı 1991. seçimlerineoranla % 15oykaybetmiş. Doğal olarak "ka* ralar bağlaması" gerekir, liderinin "kellesinin isten- mes/"gerekir. Amatam tersi oluyor. Bir "ziltakıpoyna- maları" eksik. Kazanılan büyük zaferden bahsediyor sözcüleri. Koalisyonun küçük ortağı SHP'nin oy oranı % 13.19. Elbette çok düşük bir oy oranı bu. Ama en az bir yıldır özel televizyon kanallannın bir bölümünün ve bazı yayın organlarının ağır (ve bence haksız) bombardımanı aljjnı-§ da olan SHP'nin ne oranda oy alacağım bekleyebilirdijt ki? CHP'nin oy oranı % 4.59. Eğer SHP ve CHP'nin oy oranlarını toplarsak % 17.78 oluyor. Ve eğer 1991 se- çimlerinde aldığı % 20 oranındaki oyla karşılaştınrsak, SHP ve CHP toplamının oy kaybının % 10 olduğunu gö- rürüz. Kaldı ki, 1991 seçimlerine ortak girdikleri HEP'in oylarını da düşündüğümüz zaman, SHP'nin 1991 e oran- la oy kaybetmediğini, hatta oylarını biraz arttırdığını gö- rüyoruz. Ama bakıyoruz, sanki "üzerlehnden kamyon geçmiş". İktidarın bir ortağı yüzde 15 oy yitirmiş, sevincinden bayram yapıyor. İktidarın öbür ortağı % 10 oy yitirmiş, sanki gökkubbe katalarına yıkılmış. Kitle iletişim araçla- rının bu derecede etkilemesı ve insanları koşullandır- ması, görülmüş. işitilmişdeğildir. SHP ve DYP'nin aldıkları oy toplamının genel oy içîn- dekioranı % 35.87. Yani 1987deTurgutÖzal'ın291 mil- letvekili çıkardığı % 36lık oran. Ben o zaman bu seçim sisteminin haksızlığına ve demokrasi dışı olduğuna de- ğinen yazılar yazmıştım. "Sokaktaki her üç kişiden ikisi size karşıyken iktidar olamazsınız: olsanız da muktedir olamazsınız " demiştim. Ama o günlerde bu oranla kuru- lan bir hükümeti alkışlayanlar. şimdi farklı tellerden çalı- yorlar. Erken seçimden, Meclis aritmetiğinden söz edi- yorlar. Böylesine bir mantığı ve "çifte standart"\ anlaya- bilmekçokzor. Aslında SHP'nin bu koalisyon içinde yer alması, SHP açısından yük getirmektedir. Toplumsal ve siyasal barı- şı sürdürebilmek uğruna büyük bir özveridir bu. Ama yazımın başında değindiğim gibi, SHP'yi bir başka ya- zımda değerlendireceğim. Basında îsten cıkarmalar Yüzlerce gazeteci işsiz kaldı • Promosyon savaşının iki ezeli rakibi Sabah gazetesi ve Hürriyet gazetesi ile bu gazetelere bağlı kuruluşlardan 500'den fazla kişi işten çıkanlırken Türkiye aazetesi ile TGRT ve İhlas Haber Ajansfndan da (İH A) yaklaşık 400 kişinin çıkanldığı öğrenildi. İstanbul Haber Servisi - Ba- sındaki promosyon sa\aşınm faturası yine çalışanlara çıktı. Gazeteler yaptıklan promos- yonlarda bekledikleri tirajı ya- kalayamayınca dün en çok sa- tan gazetelerde yüzlerce kişi iş- siz kaldı. Promosyon savaşının iki ezeli rakibi Sabah gazetesi ve Hürriyet gazetesi ile bu gazete- lere bağlı kuruluşlardan 500'- dcn fazla kişi işten çıkanlırken Türkive gazetesi ile TGRT ve İhlas Haber Ajansfndan da (İHA) yaklaşık 400 kişinin çıkanldığı öğrenildi. Türkiye gazetesi. işten çıkardığı muha- birlerine bir yazı göndererek pa- zarlama şjrketleri Tür-Pa'da satış elamanı olarak görev ya- pabileceklerini bildirdi. Milliyet gazetesi ile bağlı kurumlannda da geçen ay 200 kişinin işine son verilmişti. Hürriyet gazetesi ile gazetenin yan kuruluşlannda dün 250 kişinin işine son \erildi. Sabah gazetesi ile yan kuru- luşlannda da yaklaşık 100 kişi- nin işine son verildi. Dinc Bil- gin'in sahibi bulunduğu Medı Grup bünsesinde yaklaşık 200 kişinin daha işine son verileceği öğrenildi. Gazeteye bağlı yan yaymlardan bazılan kapatılır- ken Medi Grup'a bağlı yayınlar- da çalışan muhabirlerin kadro- lan da Sabah Haber Ajansı (SHA) kadrosuna geçirildi. Taz- tninatlannın ödenmesi halinde SHA kadrosuna geçmcyi kabul eden 7 muhabir de atılaTilar arasında bulunuyor. Öte yan- dan Sabah gazetesine bağlı atv'- de de yaklaşık 45 kişinin işine son verileceği öğrenildi. Türkiye gazetesi ile TGRT te- levizyonu ve İHA'da dün 40 ki- şinin işten atıldığı ve yaklaşık 400 kişinin daha atılacağı öğre- nildi. Öte \andan, geçen ay yaklaşık 150 kişinin işine son ve- ren Milliyet gazetesi ile Doğan Holding bünyesindeki şirketler- dendc250 kadar personelin çı- kanlacağı öğrenildi. GEÇMİŞLE GELECEK Sabahattin Kudret Aksal 2. bası 50.000 (K.DV içinde)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle