Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 19 MART1994 CUMARTESİ
8 GENÇLIK - EGITIM
Başanlı öğrenci, ne 'imam' ne de
'hatip' oluyor. Siyasal, hukuk
çok tercih edilen alanlar.
Z)inselleşiyor
ÖSYM 'ye göre imam hatip
mezunlan, bütün çabalara karşın
matematik ve fende başansız.
Lııaııı lıatiplileriıı gözü üniversitedeANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Tevhid-i Tedrisat Ya-
sası'na göre "halkın din adamı
gereksinimini karşılamak" üze-
re kurulan imam-hatip liseleri,
günümüzde bu amaca hizmet
etmekten çok, üniversitelere
öğrenci yetiştirme işlevini üst-
lendi.
İmam-hatip üseleri, 1970'li
yıllann ortalanna kadar yürüt-
tükleri, "imam ve hatip" yetiş-
tirme görevini, Milliyetçi Cep-
he ( M Q hükümetleri dönemin-
de. "üniversireje giriş"
kapısının açılmasından sonra
ıkınci plana ittiler.
İmam-haüp mezunlannın,
yükseköğretımde en çok tercih
ettikleri alanlann başında, hu-
kuk fakülteleri, SBF kamu yö-
nctımı ve uluslararası ilişkiler
bölümleri geliyor. ÖSYM'nin
en son 1988 yılında yaptığı çalı-
şma. imam-hatip lisesi me-
zunlannın "ûniversite eğilimi"-
nı açıkça ortaya koyuyor.
ÖSYM. bu tarihtcn sonra.
"çok fazla zaman aidığı" gerek-
çesiyle bir daha böyle bir çalı-
şma yapmadı. ÖSYM verilen-
ne göre 1988 yılında ûniversite
sınavına giren imam-hatip lisesi
çıkışlı öğrencilerin. dallara göre
tercıhlen şöyle:
\ ükseköğren'm I. tercih
programlan sajısı sıra yerleşen
Hukukrakültesı 87I4 I " 3!3
Kamuyönetımı 4754 2 I99
İlahıvalFaküllcsı 2496 3 988
TıpFakûllesı 2079 4 I88
Mühendıslıkprog 20I6 5 286
Araştırma sonucuna göre
imam-halip lısesı mezunlannın
büyük böliimü hukuk fakülıe-
lerinı tercih ederken ılahiyat fa-
kiiltesi 3. sıraya düşüyor. An-
cak bu okul çıkışlılann en fazla
yerleştirildıkleri kurumlar ise
yine ilahıyat fakülteleri oluyor.
Başarı düşüyor
ÖSYM verilenne göre imam-
hatip lisesi mezunlan, üniversi-
teye girişte "bûtün çabalara rağ-
men" matematik ve fen alan-
lannda başanlı olamıyor-
lar.
Buna karşın ûniversite sınavı-
nda başanlı olan mezunlann
büyük bölümü de sosyal alan-
lara yerleştiriliyorlar. Araştı-
rma sonucuna göre imam-hatip
mezunlannın fen ve matematik
alanlanndaki başansı da her
geçen yıl düşüyor. Bu düşüşte.
öğrenci sayısırun artmasına pa-
ralel olarak, sınıf yoğunluğu,
matematik ve fen derslerinin
azlığı etkin oluyor.
Buna göre fen ve matematik
ağırlıklı eğitim yapan kurumla-
ra yerleştirilen öğrenci oranı
I983'teyüzde5.53"teyken 1992
yılına gelindiğinde bu oran bin-
de 82'ye kadar düştü. Aynı şe-
kilde. dil ve edebiyat. sağlık bi-
limleri, teknik bilimler alanlan-
nda eğitim veren kurumlara gi-
riş oranında düşüş gözlenirken
sosyal bilimler alanında hızlı bir
yükselme olduğu ortaya çı-
kıyor.
BUde
Sanat
Bayrann
Genclik-Eğitinı Servisi - Bo-
gaaçi Üniversitesi Üçüncü Sa-
nat Bayramı, önceki gün Bo-
ğaziçi Üniversitesi Oyunculan
(BÜO) ve Folklor Kulübü'-
nün (BÜFK) sergilediği "Ga-
lip Sokaklara Talip" adlı mım-
dans gösterisıyle başladı.
tlk ikisi Gûzel Sanatlar Ku-
lübü tarafından düzenlenen
Sanat Bayramı, bu yıl yeni bir
nitelik kazanmışdurumda. Bu
yılki sanat bayramı, daha
önceleri bir araya gelme gibi
bir gelenekteri olmayan Boğa-
ziçi Üniversitesi Oyunculan.
edebiyat. folklor, güzel sanat-
lar, fotoğraf, sınema ve Türk
müaği kulüplen, müzık kulü-
bünün gırişimlen sonucunda
ortak bir komite oluşturma-
lanyla doğmuş.
'Bu bayram bizim'
Sanat Bayramı Düzenleme
Komıtesı üyelen, amaçlannın
kendi ürettıklen yapıtlan bay-
ram süresince sergilemek oldu-
ğunu belirterek şunlan söylü-
yorlar: "Ceçen yıllarda
vaptığımız gibi sanat piyasası-
ndan insanlan üniversiteye
çağırmaktan çok, kendi yaptı-
klanımzla farklı bir bayram y a-
rataJım istedik. Amatör olarak
çalışmalar 'babaların sanat pi-
yasası'nda pek ses genrmiyor.
Bu ba>ram bo>unca ürettikleri-
mizle arkadaşlanmızın karştsı-
na çıkacağız. Daha önceleri hiç
bir araya gelmemiş kulüplerin
ortaklığı da bu amacı gerçek-
leştirmek için zaten."
Öğrenciler geleneksel bir ni-
telik kazanan üniversitenin
spor bayramından farklı bir
anlayış ıçensinde olduklannı
vurguluyorlar. "Adı bayram
obnasuıa karşın temel amaç eğ-
lenmek değil. Bu anlamda spor
bayramından belki ayrılıyo-
ruz."
9 gün sürecek
Üçüncü Sanat Bavramı'nın
100 milyon lirayı bulan bütcesi
sponsor bir fırma tarafından
karşılanmış. Ûniversite yöneti-
minin organizasyon komitesi-
ne yardımı ise daha çok mane-
vi düzeyde gerçekleşmiş. Ûni-
versite Rektörû Prof. Dr. Üs-
tûn Ergüder sanat bayramıyla
ılgili olarak şunlan söylüyor
"Boğaziçi Üniversitesi idari ve
akademik camiası olarak sanat
bayramı çercevesindeki nîm sa-
natsal faaliyetlere kablarak
destek veriy oruz."
9 gün sürecek Boğaziçi Üni-
versitesi 3. Sanat Bayramı kap-
samında konser, sergi, söyleşi,
seminer ve gösterilerin oluştur-
duğu 43 etkinlik yer alıyor.
TtenizinÇocuklan'rocktakasında
HÜLYA TOPÇU
Lazdili ve kültürünü yok ol-
maktan kurtarmak amacıyla
müzik vapıyorZuğaşı Berepe.
Lazcada "Denizin Çocuklan"
anlamına geliyor bu isım.
Grup. rock müzık yapıyor,
ama alışılmışın dışında, bu
müziği Lazca sözlerle yorum-
luyor. Grup, bu özelliğiyle
kendi türünde ilk olma özelli-
ğı taşıyor. Daha doğrusu ken-
di deyişleriyle "Lazca sözlerle
rock müzik yapma kaygısı
taşıyan ilk grup.'''
Müziğe Mecil Derepe adıy-
la başlayan grup, sonra Şuku,
en son olarak da Zuğaşı Be-
repe adını almış ve müzikal
çizgisinı oturtmuş. Grubun
Zuğaşı Berepe oluncaya ka-
darkı değışıminı. müziklennj
ve Laz kültürünü daha yakı-
ndan tanımak amaayla on-
larla görüştük. İşte soru-
lanmız ve aldığımız yarutlar.
-Grup nasd kuruldu?
-Grubun ilk adı Lazcada
'kopuklar' anlamına gelen
Mecil Derepe idi. 'Kopuk, 'Denizin Çocuklan' Lazca sözlerle rock müzik yapma kaygısı taşıyan ilk grup.
bağlantısız" dedik. Çünkü gruptakiler-
den kimse kendini bir yere ait hisset-
miyordu. Grupta müzikal arayışın
yanında bizi tanımlayacak isim de so-
run olduğundan bizi en iyi.' bız' ifade
eder düşüncesiyle Lazcada biz anlamı-
na gelen Şuku adını koyduk. Lazlarla
ilk buluşma sayabileğimiz Atina (Ri-
ze'nin Pazar ilçesi) konserine de böyle
gittik. Ama Şuku yeterince ıfade etme-
di bizi. Konser verdiğimız yer de deniz
kıyısındaydı. Denizin Çocuklan bıze
orada tabiat tarafından, Lazlartarafın-
dan bahşedıldi. Bu isimle müzikal
tarzımız da oturdu.
-Biraz müzikal tarzınızdan söz eder
misiniz?
-Atina konserine hazırlanırken mü-
zikal yapımız tam olarak belirmemişti.
Burada ilk olarak distortion kullandık.
Bu bir bakıma şıddeti getirdi. Gelenek-
sel türkülerimizden sonra kendi beste-
lerimizi söyledik ve çok beğenildi. Bir
bakıma onay aldık.
-Yanirockyapıyorsunuz.
-Yaptığmıız şeyler köken olarak roc-
ka dayanıyor. Mesela halk türkülerini
yommluyoruz, ama gıtar ve bas gitan
da kullanıyoruz. Yer yer hard rock mo-
tiflere yer verdiğimiz gibi reggae de
yapıyoruz.
-Neden Lazca?
-Çünkü Lazcanm ölmesini istemiyo-
ruz. Bu, evrensel düşünmenin getirdiği
bir kaygj. Bızden başka gruplarçıkarsa
sevıninz. Çünkü önemli olan bu kültü-
riin devam etmesi.
-Şarkı sözlerinizde neler var?
-Kişisel sorunlar var; aşk mesela. Ge-
leneksel Laz türkülen çoğunlukla aşki
işler. Bunun ötesinde geleceğe dair bir-
takım belirsizlikler var. Burada farklı
bir noktayı açıklamakta yarar var. ör-
neğin bir insanın anneannesinin ölmesi
onun için bir yakının ölmesi demektir.
Ama bizim için yaşülanmızın ölmesi
dilimizin, kültürümüzün ölmesi de-
mektir. Bu noktada bir şarkımızın sözü
gelecek, gelecekten beklenti, geçmişin
yokolması bundan kaynaklanan kor-
ku olabiliyor.
-LazJarı bugün ayrı bir ulus olarak
tanımlıyor musunuz?
-Bizim için önemli olan şey. bugün
Lazlar yaşıyorlar. Lazca diye bir dil var
ve bu noktada bu dilin, kültürün ölme-
mesi, bu halkın yok olmaması önemli.
Smırlar konusunda söylenecek bir şey
varsa oda "yeni sınırlara havır" olur.
-tnsanlar müziğinizi dinlediğinde nasd
tepki gösteriyor?
-Biz Atina konsennde halktan olum-
lu puan aldık. Şiddet dolu parçalanmız
şiddetle sevildı. Bu da bizi şıddetle se-
vindirdi.
-Gelecekte neyi hedefliyorsunuz?
-Biz kaset çıkarmak istiyoruz. Eko-
nomik sorunlanmız olmasaydı kaseti-
miz çoktan çıkmışü. Şimdi ilk hedefı-
miz kaset çıkarmak. Kaset çıkuktan
sonra geleceğe yönelik planlanmız net-
leşecek.
Öğretim görevlilerî de sendika kurdu
Gençlik^Eğitinı Senisi - Ankara Üniversite-
si, Gazi Üniversitesi, İstanbul Üniversitesi ve
ODTÜ'den bir grup öğreıim elemaru "Öğre-
tim Elemanları Sendikası" (ÖES) kurdu.
Sendika Özgürlüğüne ve ÖrgütJenme
Hakkının Korunmasına ilişkın 87 Sayılı Söz-
leşme ve Kamu Hizmetinde Örgütlenme
Hakkının Korunmasına ve İstıhdam Koşul-
lannın Belirlenmesi Yöntemlerine İlişkın İ5l
Sayılı Sözleşmelerin ilgili hükümlennde tanı-
nan haklannı kullanarak sendikayı kuran öğ-
retim üyeleri yaptıklan yazılı basın açıklaması-
nda amaçlannı şöyle dil'e getirdıler:
"Öğretim Elemanfan Sendikası, anayasa. ya-
salar >e uluslararası sözleşmeler ile diğer ulusla-
rarası belgelere dayanarak ve bunlarda tanman
hak ve yetkileri kullanarak, öğretim eleman-
lannın çalışma yaşamından va akademik mesle-
ğJn niteİiklerinden kaynaklanan akademik, eko-
nomik ve toplumsal hak ve çıkarlarını korumayı
ve geliştirmeyi; eğitim ve araştırma düzeyini
yükseltmeyi amaçlar."
Sendikanın geçici yönetim kurulu, Genel Baş-
kan Prof. Dr. Sina Akşin, Genel Sekreter Prof.
Dr. Melih Ersoy, Genel Sayman Ar. Gör. Nilû-
fer Tiınisi, Örgütlenme Sekreteri Ar. Gör. Faruk
Alpkaya, Prof. Dr. Yddmm Uler, Doç. Dr. Can
Hamamcı, Y. Doç. Dr. Ufiık Uras, Ar. Gör. Nil-
gün Görer, Ar. Gör. Ramazan Günlü'dcn oluşu-
yor-
ÖES'in kurucu üyeleri arasında ise şu isimler
bulunuyor:
Prof. Dr. Mahmut Adem, Prof. Dr. Korkmaz
Alemdar, Ar. Gör. Abuzer Altun, Prof. Dr. Kor-
kut Boratav, Öğr. Gör. Atila Cangır, Ar. Gör.
Aykut Çoban, Ar. Gör. Filiz Çulha. Ar. Gör.
Aİunet Dikmen, Y. Doç. Dr. Cahit Emre, Prof.
Dr. Cem Eroğul, Ar. Gör. Fatih Güngör, Ar
Gör. Tuğba Hasdemir, Prof. Dr. Yavuz Sabun-
cu, Ar. Gör. Songül Saliatı, Prof. Dr. Coşkun
San, Prof. Dr. Ömür Sezgin, Doç. Dr. Cem So-
mel, Y. Doç. Dr. Necmettin Teker.
Gençtur'dan burs
Gençük-Eğitim Senisi -
Gençlere yönelik hizmet veren
Gençtur, 15. kuruluş yıldönü-
mü nedeniyle karşıhksız burs-
lar veriyor.
18-30 yaş arasındaki 30 gen-
ce iki hafta ile iki ay arasında
değişen sürelerde lisan ve
gençlik kampı bursu verecek
olan Gençtur'un burslannı
kazananlar, eğitim için İngil-
tere, İsviçre, Kanada ve Mal-
ta"ya. gençlik kamplan için de
ABD, Fransa, İtalya, Finlan-
diya. Belçika, Almanya ve
Yunanıstan'a gıdecekler.
Bursiyerleri belirlemek için
2 nisan 1994 tarihinde Mar-
mara Üniversitesi Göztepe
Kampüsü İbrahim Üzümcü
salonunda İngılizce ve Türkçe
genel yetenek sınavı yapıla-
cak. Sınava gırmek isteyenle-
rin 375 bin lira ödemeleri gere-
kiyor.
Üç öğrenciye yaz bursu
Gençtur. aynca kendi okul-
ianndaki önelemeden sonra
Marmara Ünjversitesi'nde
yapılacak İngilizce sınavında
başanlı olacak 12-15yaş arası-
ndaki üç öğrenciye fngıltere"-
de dört haftalık yaz okulu. iki
öğrenciye de Türkiye'de Junı-
or Teenage kamp bursu vere-
cek. Kamplar hakkında daha
fazla bilgi almak isteyenler.
Gençtur'un Kadıköy'deki 336
14 13,33693 94numarabtele-
fonlanru arayabilir.
Söyleşi
"Çalışma Yaşamında
Güncel Gelişmeler"
Şükran Ketenci
Bugün, saat 16.00'da
IST SBF Mezunlan Demeği
Lokali (1O.Köy) Elmadağ
Söyleşi
KültürelKirienmeve
Tûrk Smeması
Bugün, saat 15.00 ve
ö u y
17.00 a r a s ' l
,.PeronSanatev.,Moda
Boğaziçi Üniversitesi
SanafBavramı
"Galip Sokaklara Talfp-I
Şugün, saat 15.00te
BUFKveBÜOÖğre
Faahyetfen Bınası
encı
Serjgi
"Yeni Eğilimler*
Ay sonuna dek
Mımar Sınan Ünıversitest,
Fındıklı
UMUT İLE,
SEVGİ İLE,
DÜŞ İLE
G Ü L S Ü M A K Y Ü Z
Mcrhaba dostlar. Pek-
çoğunuz, geçen haftaki
yazımın teknik bir zorunlu-
luk nedeniyle yanm kaldığını
anlamışsınızdır. Yazımın son
bölümünde. 8 Mart'ın yay-
gın olarak kutlanmaya baş-
ladığından; ancak bu yay-
gınlaşmanın yanı sıra içeri-
ğinin boşaltılarak bu günün
de sistemin çıkarlan doğrul-
tusunda, tıpkı Anneler Gü-
nü, Öğretmenler Günü vb.
gibi pazar ekonomisini can-
landırmak amacıyla bir tü-
ketim gününe dönüştürül-
mesi tehlikesinden söz etmiş-
tim. Yazmın yanm kalması-
na karşın, bu konunun sız
genç arkadaşlar tarafından
derinlemesine tartışıldığını
duymak beni aynca sevindir-
di. Biliyorum ki bütün öteki
konularda olduğu gibi
kadın-erkek ilişkileri, eşitlik
ve kadın haklan konusunda
da bir kavram karmaşası var.
Genç arkadaşlar. bu karma-
şa ortamında. kendi yollannı
çizebilmek. bu konuda
sağhklı bir görüş edınmek ça-
bası içindeler.
8 Mart, hiç değilse yılda bir
de olsa kadınlann durumu-
nun ortaya konduğu, kadtn
sorunlannın derinlemesine
tartışıldığı, çözüm arandığı
bir gün.
İkibinli yıllara yak-
laştığımız şu günlerde, kadı-
nJar geçmiş dönemlere göre
artık daha özgür, görece de
olsa bazı haklar kazanmış
durumdalar. Bununla birlik-
te; ülkemizde ve dünyada
kadınlar hala savaşlann.
ırkçı saldınlann, toplumsal
baskılann. dayak. işkence.
cınsel taciz vb. şiddet hare-
ketlennın getirdiği > ıkımlarla
karşı karşıya; aç kahyor. te-
cavüze uğruyor. istemlen
dışında gebe bırakılıyor, bu
çocuklan doğurmak zorun-
da kalıyorlar, kendi evlerinde
oturamıyor. anadillerinı
konuşamıyorlar... Kadın
emeği. hala en ucuz örgütsüz
emek.
Çalışan kadınlar. toplum-
sal üretime katılmalannm
yanı sıra ev işi ve analık so-
rumluluklannın ağır yükü
altında eziliyorlar. Kadınlar
hala aıle. din ve gelenekler-
den gelen baskılarla karşı
karşıya...
Kadın cinselliği özellikle
reklamlarda, yazılı ve görsel
ışıtsel kitle ıletişim araçlan-
qda aşağılayıcı bir biçimde
meta olarak kullanılıyor So-
kağa düşen kadın sayısı ar-
tarken, bedenını satan kadı-
nlann yaşlan gittikçe küçülü-
yor. Çeşıtli televizyon kanal-
lannda 900'lü hatlarla dnsel-
liklenni pazarbyorlar. Pembe
diziler ve reklamlar yoluyla
en karlı, bılınçsiz alıcılar ola-
rak koşuUandınhyoriar. Öte
yandan radikal İslamcılar;
kadının toplumsal yaşama ve
toplumsal üretime etkin ka-
tılımlanndan yana olmadık-
lannı belirterek. kadının gö-
revinın ev ışı yapmak, erkeği-
ni hoşnut etmek ve çocuk ye-
tiştirmek olduğunu söylüyor-
lar. Kadınlann gerçek özgür-
lüğü bulacağını söyledikleri
adil düzen aldatmacasıyla,
kazanılmış haklar, edınilen
sınırlı özgürlükler de ellenn-
den alınmak istenıyor. Ah bir
de. şu dergilerinde yazdıklan
"L sulüne uygun kadın dövme
teknikleri" gibi yazılar; İran"-
da çarşaflannın alüna kot
pantolon gıyen 70 kadının
dövülmesi; Bangladeş'te fe-
mmıst şaır yazar Teslım Nes-
rin için ölüm fetvasırun veril-
mesi gibi. "kadın özgüriüğün-
den ne anladıklarmı" ortaya
çıkaran şu olaylar olmasa...
Gördüğümüz gıbı. kadı-
nlann sorunlan pek çok. Çö-
zümlen için de daha uzun bir
zaman ve zorlu bir uğraş ge-
rekiyor.
Ne kadının tek başına eko-
nomik ya da cinsel özgürlü-
ğünü kazanması. ne ekono-
mık ve toplumsal sistemin
değişmesi, kadınlann gerçek
anlamda özgür olmalan için
tek başına yeterlı değil. Bu
sorunun çözümü için özelh'k-
le yeni kuşaklann. gençlerin
kendilennı önyargılardan
anndmp sağhklı görüşler
edınmelen gerekiyor. Kadı-
nlann, oluşabilecek herhangi
bir ortam beklemeden. ıçinde
buiunduklan durum ve ko-
şullan değerlendirip sorun-
lan saptayıp ona uygun çö-
zümler üretmeleri ve bu yol-
da savaşım vermeleri gereki-
yor.
Erkeklerin; kendilerine eşit
cins olarak kadınlann kimlik
ve kişiliklerine saygı duy-
malan: kadın haklan. insan
haklan. ekonomik toplumsal
haklar için birlikte omuz
omuza mücadele etmeleri ge-
rekiyor. Yaşamın payla-
şılması yanı. Çünkü büyük
ozan Naam Hikmet'in de-
dıği gibi "bir ebnanm yansı
sen / yarısı ben..."
Hoşçakaün sevgıli dostlar.
esen kahn; sevinçsiz, sevgisiz
kalmaym
AÇIK
YÜKSEK
ÖĞRETİM
KÖŞESİ Cumhuriyet aranızda ktiprü kurujor
1. AsağKtakilerden hangi rek-
laram unsurlan arasında yer
almaz?
a) Kitle iletişim araçlannın kul-
lanılması
b) Ücret ödenmesi
c) Mesajın bir ürün veya hiz-
metle ilgili olması
d) Mesajın bir organizasyonla
ilgili olması
e) Hiçbirı
2.Reklam ile duyurum arastn-
daki temel farfc aşağıdaklter-
den hangiskür?
a) Reklamın ücret ödenerek,
duyurumunun ücret odenme-
den yapılması
b) Reklamın tek yönlü, duyuru-
munun çift yönlü olması
c) Reklamın bir ürünle, du-
yurumun hizmetle ilgili olması
d) Reklamın medyalarla,
duyurumunun yüz yüze yapı-
lması
e) Hiçbiri
3. Organizasyon ile ilgili çev-
relerarasında karşılıklıiletişimi,
anlayış, kabul ve işbirliğini sağ-
lamaya ve sürdürmeye
yardıma yönetim fonksiyonu
olarak tanımlanan faaliyetlere
ne ad verilir?
a) Halkla ilişkiler
b) Duyurum
c) Reklam
d) Kurumsal reklamcılık
e) Hıçbıri
4. Reklam ile kişisel satş ara-
sındaki temel farfc aşağıdakiler-
den hangisidir?
a) Reklamın ücret ödenerek, ki-
şisel satışın ücret ödenmeden
yapılması
b) Reklamın tek yönlü, kişisel
satışın çift yönlü olması
c) Reklamın urünle, kişisel sa-
tışın organizasyon ile ilgili ol-
ması
d) Reklamın kişisel, satışın kişi-
sel olmaması
e) Hiçbiri
5. "18 25 yaş grubo arasındaki
gençlerden oluşan hedef pa-
zarda X markasının bilinirlik
oranımn %20 yükseltilmesi"
şeklınde bir amaç, ne tur bir faalı-
>et için ömek amaç olarak kul-
ianılabilir?
a) Pazarlama amacı
b) Halkla ilişkiler amacı
c) Reklam amacı
d) Duyurum amacı
e) Hiçbiri
6. Dünyada ilk basılı reklam ör-
neği nerede yayımlanmıştr?
a) Ingiltere'de
b) Fransa'da
c) ABD'de
d) F. Almanya'da
e) Çin'de
7. Ülkemizde reklamahğın bir
meslek haline gelmesini sağ-
layan en önemli olay aşağıda-
kilerden hangisidir?
a) Radyoda reklam yayınlarının
başlaması
b) Gazetenin yayın hayatına gir-
mesı
c) TV'nin yayın hayatına girmesi
d) 1961'de 195 sayılı kanununyü-
rurlüğe girmesi
e) TV reklamcılığının başlaması
8. Ülkemizde reklamcılık ala-
nında lisans düzeyinde eğitim
ne zaman başlamışbr?
a) 1965
b)1985
c) 1970
d)1975
e)1983
9. "Rekiamahkta beş ana ko-
ridor" neyi ifade eder?
a) Reklamın sonuç vermesi ıçın
gerçekleştirilmesi gereken saf-
haları
b) Reklamcılığın gelişim süre-
cini
c) Reklamcılığın aranan nitelik-
leri
d) Reklamda layout hazırlama
sürecini
e) Hiçbiri
10. Ülkemizdefaaliyette bulunan
ilk reklam ajansı hangisidir?
a) McCann-Erickson
b) Olilvy
c) Leo Burnett
d) Thompson
e) Hiçbiri
11. Reklamın, sosyal groplar
arasındaki refah farkının kapab-
Imasına katkıda bulunması
hangi yolla mümkün olmak-
tadır?
a) Reklamın kitlesel
b) Reklamın insanlarda satın
alma ihtiyacı yaratmasıyla
c) Reklamın bilgi verme fonksi-
yonuyla
d) Reklamın eğitim fonksiyonuyfa
e) Hiçbiri
12.Biraraştırmayagöre,"çocuk-
lar toplam çicoiata satşmin
ûçte birini tükettikleri halde,
yalnızca onda birini kendileri
satan almaktadır" Reklamın et-
kileri açısından bu bukju neyi
ifade eder?
a) Çocukların tukettiği çikolata-
nın tamamının onlar tarafından
satın alınmadığını
b) Çocuklarda kötü beslenme
alışkanlığının oluşmasında rek-
lamın tek etkili faktör olmadığını
c) Reklamın çocuklarda yapay
ihtiyaçlar yarattığını
d) Çocukların kendi başlarına
karar veremediklerıni
e) Hiçbiri
13. Reklam yoluyla ürüne "de-
ğer" kazandınlması ne demek-
tir?
a) Ürünün farklılaştırılması
b) Ürün fiyatının yükseltilmesi
c) Ürünün karlılık oranının yük-
seltilmesi
d) Katma değer yaratılması
e) Hiçbiri
14. Televizyon reklamlannı ya-
sal açıdan yönlendiren düzen-
leme hangisidir?
a) Reklam Ahlak Yasası
b) Basın-llan Yasası
c) TRT Denetim llkeleri
d) TRT Reklam Esasları
e) Hiçbiri
15. Reklam Ahlak Yasası hangi
tür reklamlan denetlemek
amactyla kullanılmaktadır?
a) Radyo reklamları
b) Televizyon reklamlan
c) Basın reklamları
d) Açıkhava reklamlan
e) Hiçbiri
16. Reklam ajanslan tam rek-
lam ajansı haline geldikten son-
ra verdikleri hizmetler çeşit ola-
rak artmışbr. Aşağıdakilerden
hangisi bu çeşitlemenin bir ör-
neği sayılabilir?
a) Reklam metninin hazırlan-
ması
b) Yapım
c) Ürün paketinin dizayn edil-
mesi
d) Medyada yer ve zaman alırt-
ması
e) Hiçbiri
17. Yalnızca yaratoa çalışmalar
yapan ajansa ne ad verilir?
a) Tam hızmet ajansı
b) Yaratım butikîeri
c) Uzman ajanslan
d) Ajans ağları
e) Şirket ajansı
18. Reklam ajanslannın örgüt
yapısı aşağıdakilerden hangi-
sidir?
a) Matriks örgüt
b) Proje yönetimi
c) Fonksiyonel örgüt
d) Mamul esasına göre oluştu-
rulmuş örgüt
e)Kongrolamit örgüt
19. Bir tam hizmet reklam
ajansında bulunması zorunlu
olmayan fonksiyonel birim
aşağıdakilerden hangisidir?
a) Yaratım
b) Medya
c) Trafık
d) Muşteri ilişkileri
e) Kalıte kontrol
20. Bazı işletmelerde reklam
bölümünün doğrudan üst yö-
netime bağlanmasının temel
sebebi nedir?
a) Reklam masraflarını kontrol
etmek
b) Reklam bölümü personelini
kontrol etmek
c) Reklamın çok önem taşıması
d) Reklam ajanslarıyla ilişkileri
sürdürmek
e) Hiçbiri
21. Birinci elden veri toplama
kaynağı aşağıdakilerden han-
gisidir?
a) Medyalar
b) Resmi kaynaklar
c) Anketler
d) işletme ıçı kaynaklar
e) Gözlem
22. Pazar bölümlemesinin en
önemli faydası aşağıdakilerden
hangisidir?
a) Tüketici yapısının belirlen-
mesi
b) Sınırlı kaynaklarının etkin kul-
lanılması
c) Daha fazla kişiye reklam
mesajlarının ulaşmasmı sağ-
lamak
d) Kullanılacak medyalan be-
lirlemek
23. Asağıdaki özelliklerden
hangisi tüketicinin demogra-
fik özellikierinden değildir?
a) Meslekı
b) Fğitim
c) Hayat tarzı
d) Medeni durum
e) Algılama
24. Reklama aynlan fonun be-
lirlenmesi ne anlama gelir?
a) Harcamaların yerinin belir-
önme-
b) Harcamaların miktannın
belirlenmesi
c) Bellı zaman süresinde har-
canabilir toplam miktarın be-
lirlenmesi
d) Harcama zamanlarının be-
lirlenmesi
e) Her kampanya için har-
canabilir miktarın tespiti
25. Aynı uyanyı farklı kişilerin
farklı şekillerde algılamalan-
na ne ad verilir?
a) Algılamanın seçici özelliği
b) Algılamanın geçici özelliği
c) Algılamanın soyut ozellığı
d) Algılamanın düzenleyici
özelliği
e) Algılamanın farklılık özelliği
• Yamtlar 19. Sayfada