30 Nisan 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 19 MART1994 CUMARTESİ 8 GENÇLIK - EGITIM Başanlı öğrenci, ne 'imam' ne de 'hatip' oluyor. Siyasal, hukuk çok tercih edilen alanlar. Z)inselleşiyor ÖSYM 'ye göre imam hatip mezunlan, bütün çabalara karşın matematik ve fende başansız. Lııaııı lıatiplileriıı gözü üniversitedeANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Tevhid-i Tedrisat Ya- sası'na göre "halkın din adamı gereksinimini karşılamak" üze- re kurulan imam-hatip liseleri, günümüzde bu amaca hizmet etmekten çok, üniversitelere öğrenci yetiştirme işlevini üst- lendi. İmam-hatip üseleri, 1970'li yıllann ortalanna kadar yürüt- tükleri, "imam ve hatip" yetiş- tirme görevini, Milliyetçi Cep- he ( M Q hükümetleri dönemin- de. "üniversireje giriş" kapısının açılmasından sonra ıkınci plana ittiler. İmam-haüp mezunlannın, yükseköğretımde en çok tercih ettikleri alanlann başında, hu- kuk fakülteleri, SBF kamu yö- nctımı ve uluslararası ilişkiler bölümleri geliyor. ÖSYM'nin en son 1988 yılında yaptığı çalı- şma. imam-hatip lisesi me- zunlannın "ûniversite eğilimi"- nı açıkça ortaya koyuyor. ÖSYM. bu tarihtcn sonra. "çok fazla zaman aidığı" gerek- çesiyle bir daha böyle bir çalı- şma yapmadı. ÖSYM verilen- ne göre 1988 yılında ûniversite sınavına giren imam-hatip lisesi çıkışlı öğrencilerin. dallara göre tercıhlen şöyle: \ ükseköğren'm I. tercih programlan sajısı sıra yerleşen Hukukrakültesı 87I4 I " 3!3 Kamuyönetımı 4754 2 I99 İlahıvalFaküllcsı 2496 3 988 TıpFakûllesı 2079 4 I88 Mühendıslıkprog 20I6 5 286 Araştırma sonucuna göre imam-halip lısesı mezunlannın büyük böliimü hukuk fakülıe- lerinı tercih ederken ılahiyat fa- kiiltesi 3. sıraya düşüyor. An- cak bu okul çıkışlılann en fazla yerleştirildıkleri kurumlar ise yine ilahıyat fakülteleri oluyor. Başarı düşüyor ÖSYM verilenne göre imam- hatip lisesi mezunlan, üniversi- teye girişte "bûtün çabalara rağ- men" matematik ve fen alan- lannda başanlı olamıyor- lar. Buna karşın ûniversite sınavı- nda başanlı olan mezunlann büyük bölümü de sosyal alan- lara yerleştiriliyorlar. Araştı- rma sonucuna göre imam-hatip mezunlannın fen ve matematik alanlanndaki başansı da her geçen yıl düşüyor. Bu düşüşte. öğrenci sayısırun artmasına pa- ralel olarak, sınıf yoğunluğu, matematik ve fen derslerinin azlığı etkin oluyor. Buna göre fen ve matematik ağırlıklı eğitim yapan kurumla- ra yerleştirilen öğrenci oranı I983'teyüzde5.53"teyken 1992 yılına gelindiğinde bu oran bin- de 82'ye kadar düştü. Aynı şe- kilde. dil ve edebiyat. sağlık bi- limleri, teknik bilimler alanlan- nda eğitim veren kurumlara gi- riş oranında düşüş gözlenirken sosyal bilimler alanında hızlı bir yükselme olduğu ortaya çı- kıyor. BUde Sanat Bayrann Genclik-Eğitinı Servisi - Bo- gaaçi Üniversitesi Üçüncü Sa- nat Bayramı, önceki gün Bo- ğaziçi Üniversitesi Oyunculan (BÜO) ve Folklor Kulübü'- nün (BÜFK) sergilediği "Ga- lip Sokaklara Talip" adlı mım- dans gösterisıyle başladı. tlk ikisi Gûzel Sanatlar Ku- lübü tarafından düzenlenen Sanat Bayramı, bu yıl yeni bir nitelik kazanmışdurumda. Bu yılki sanat bayramı, daha önceleri bir araya gelme gibi bir gelenekteri olmayan Boğa- ziçi Üniversitesi Oyunculan. edebiyat. folklor, güzel sanat- lar, fotoğraf, sınema ve Türk müaği kulüplen, müzık kulü- bünün gırişimlen sonucunda ortak bir komite oluşturma- lanyla doğmuş. 'Bu bayram bizim' Sanat Bayramı Düzenleme Komıtesı üyelen, amaçlannın kendi ürettıklen yapıtlan bay- ram süresince sergilemek oldu- ğunu belirterek şunlan söylü- yorlar: "Ceçen yıllarda vaptığımız gibi sanat piyasası- ndan insanlan üniversiteye çağırmaktan çok, kendi yaptı- klanımzla farklı bir bayram y a- rataJım istedik. Amatör olarak çalışmalar 'babaların sanat pi- yasası'nda pek ses genrmiyor. Bu ba>ram bo>unca ürettikleri- mizle arkadaşlanmızın karştsı- na çıkacağız. Daha önceleri hiç bir araya gelmemiş kulüplerin ortaklığı da bu amacı gerçek- leştirmek için zaten." Öğrenciler geleneksel bir ni- telik kazanan üniversitenin spor bayramından farklı bir anlayış ıçensinde olduklannı vurguluyorlar. "Adı bayram obnasuıa karşın temel amaç eğ- lenmek değil. Bu anlamda spor bayramından belki ayrılıyo- ruz." 9 gün sürecek Üçüncü Sanat Bavramı'nın 100 milyon lirayı bulan bütcesi sponsor bir fırma tarafından karşılanmış. Ûniversite yöneti- minin organizasyon komitesi- ne yardımı ise daha çok mane- vi düzeyde gerçekleşmiş. Ûni- versite Rektörû Prof. Dr. Üs- tûn Ergüder sanat bayramıyla ılgili olarak şunlan söylüyor "Boğaziçi Üniversitesi idari ve akademik camiası olarak sanat bayramı çercevesindeki nîm sa- natsal faaliyetlere kablarak destek veriy oruz." 9 gün sürecek Boğaziçi Üni- versitesi 3. Sanat Bayramı kap- samında konser, sergi, söyleşi, seminer ve gösterilerin oluştur- duğu 43 etkinlik yer alıyor. TtenizinÇocuklan'rocktakasında HÜLYA TOPÇU Lazdili ve kültürünü yok ol- maktan kurtarmak amacıyla müzik vapıyorZuğaşı Berepe. Lazcada "Denizin Çocuklan" anlamına geliyor bu isım. Grup. rock müzık yapıyor, ama alışılmışın dışında, bu müziği Lazca sözlerle yorum- luyor. Grup, bu özelliğiyle kendi türünde ilk olma özelli- ğı taşıyor. Daha doğrusu ken- di deyişleriyle "Lazca sözlerle rock müzik yapma kaygısı taşıyan ilk grup.''' Müziğe Mecil Derepe adıy- la başlayan grup, sonra Şuku, en son olarak da Zuğaşı Be- repe adını almış ve müzikal çizgisinı oturtmuş. Grubun Zuğaşı Berepe oluncaya ka- darkı değışıminı. müziklennj ve Laz kültürünü daha yakı- ndan tanımak amaayla on- larla görüştük. İşte soru- lanmız ve aldığımız yarutlar. -Grup nasd kuruldu? -Grubun ilk adı Lazcada 'kopuklar' anlamına gelen Mecil Derepe idi. 'Kopuk, 'Denizin Çocuklan' Lazca sözlerle rock müzik yapma kaygısı taşıyan ilk grup. bağlantısız" dedik. Çünkü gruptakiler- den kimse kendini bir yere ait hisset- miyordu. Grupta müzikal arayışın yanında bizi tanımlayacak isim de so- run olduğundan bizi en iyi.' bız' ifade eder düşüncesiyle Lazcada biz anlamı- na gelen Şuku adını koyduk. Lazlarla ilk buluşma sayabileğimiz Atina (Ri- ze'nin Pazar ilçesi) konserine de böyle gittik. Ama Şuku yeterince ıfade etme- di bizi. Konser verdiğimız yer de deniz kıyısındaydı. Denizin Çocuklan bıze orada tabiat tarafından, Lazlartarafın- dan bahşedıldi. Bu isimle müzikal tarzımız da oturdu. -Biraz müzikal tarzınızdan söz eder misiniz? -Atina konserine hazırlanırken mü- zikal yapımız tam olarak belirmemişti. Burada ilk olarak distortion kullandık. Bu bir bakıma şıddeti getirdi. Gelenek- sel türkülerimizden sonra kendi beste- lerimizi söyledik ve çok beğenildi. Bir bakıma onay aldık. -Yanirockyapıyorsunuz. -Yaptığmıız şeyler köken olarak roc- ka dayanıyor. Mesela halk türkülerini yommluyoruz, ama gıtar ve bas gitan da kullanıyoruz. Yer yer hard rock mo- tiflere yer verdiğimiz gibi reggae de yapıyoruz. -Neden Lazca? -Çünkü Lazcanm ölmesini istemiyo- ruz. Bu, evrensel düşünmenin getirdiği bir kaygj. Bızden başka gruplarçıkarsa sevıninz. Çünkü önemli olan bu kültü- riin devam etmesi. -Şarkı sözlerinizde neler var? -Kişisel sorunlar var; aşk mesela. Ge- leneksel Laz türkülen çoğunlukla aşki işler. Bunun ötesinde geleceğe dair bir- takım belirsizlikler var. Burada farklı bir noktayı açıklamakta yarar var. ör- neğin bir insanın anneannesinin ölmesi onun için bir yakının ölmesi demektir. Ama bizim için yaşülanmızın ölmesi dilimizin, kültürümüzün ölmesi de- mektir. Bu noktada bir şarkımızın sözü gelecek, gelecekten beklenti, geçmişin yokolması bundan kaynaklanan kor- ku olabiliyor. -LazJarı bugün ayrı bir ulus olarak tanımlıyor musunuz? -Bizim için önemli olan şey. bugün Lazlar yaşıyorlar. Lazca diye bir dil var ve bu noktada bu dilin, kültürün ölme- mesi, bu halkın yok olmaması önemli. Smırlar konusunda söylenecek bir şey varsa oda "yeni sınırlara havır" olur. -tnsanlar müziğinizi dinlediğinde nasd tepki gösteriyor? -Biz Atina konsennde halktan olum- lu puan aldık. Şiddet dolu parçalanmız şiddetle sevildı. Bu da bizi şıddetle se- vindirdi. -Gelecekte neyi hedefliyorsunuz? -Biz kaset çıkarmak istiyoruz. Eko- nomik sorunlanmız olmasaydı kaseti- miz çoktan çıkmışü. Şimdi ilk hedefı- miz kaset çıkarmak. Kaset çıkuktan sonra geleceğe yönelik planlanmız net- leşecek. Öğretim görevlilerî de sendika kurdu Gençlik^Eğitinı Senisi - Ankara Üniversite- si, Gazi Üniversitesi, İstanbul Üniversitesi ve ODTÜ'den bir grup öğreıim elemaru "Öğre- tim Elemanları Sendikası" (ÖES) kurdu. Sendika Özgürlüğüne ve ÖrgütJenme Hakkının Korunmasına ilişkın 87 Sayılı Söz- leşme ve Kamu Hizmetinde Örgütlenme Hakkının Korunmasına ve İstıhdam Koşul- lannın Belirlenmesi Yöntemlerine İlişkın İ5l Sayılı Sözleşmelerin ilgili hükümlennde tanı- nan haklannı kullanarak sendikayı kuran öğ- retim üyeleri yaptıklan yazılı basın açıklaması- nda amaçlannı şöyle dil'e getirdıler: "Öğretim Elemanfan Sendikası, anayasa. ya- salar >e uluslararası sözleşmeler ile diğer ulusla- rarası belgelere dayanarak ve bunlarda tanman hak ve yetkileri kullanarak, öğretim eleman- lannın çalışma yaşamından va akademik mesle- ğJn niteİiklerinden kaynaklanan akademik, eko- nomik ve toplumsal hak ve çıkarlarını korumayı ve geliştirmeyi; eğitim ve araştırma düzeyini yükseltmeyi amaçlar." Sendikanın geçici yönetim kurulu, Genel Baş- kan Prof. Dr. Sina Akşin, Genel Sekreter Prof. Dr. Melih Ersoy, Genel Sayman Ar. Gör. Nilû- fer Tiınisi, Örgütlenme Sekreteri Ar. Gör. Faruk Alpkaya, Prof. Dr. Yddmm Uler, Doç. Dr. Can Hamamcı, Y. Doç. Dr. Ufiık Uras, Ar. Gör. Nil- gün Görer, Ar. Gör. Ramazan Günlü'dcn oluşu- yor- ÖES'in kurucu üyeleri arasında ise şu isimler bulunuyor: Prof. Dr. Mahmut Adem, Prof. Dr. Korkmaz Alemdar, Ar. Gör. Abuzer Altun, Prof. Dr. Kor- kut Boratav, Öğr. Gör. Atila Cangır, Ar. Gör. Aykut Çoban, Ar. Gör. Filiz Çulha. Ar. Gör. Aİunet Dikmen, Y. Doç. Dr. Cahit Emre, Prof. Dr. Cem Eroğul, Ar. Gör. Fatih Güngör, Ar Gör. Tuğba Hasdemir, Prof. Dr. Yavuz Sabun- cu, Ar. Gör. Songül Saliatı, Prof. Dr. Coşkun San, Prof. Dr. Ömür Sezgin, Doç. Dr. Cem So- mel, Y. Doç. Dr. Necmettin Teker. Gençtur'dan burs Gençük-Eğitim Senisi - Gençlere yönelik hizmet veren Gençtur, 15. kuruluş yıldönü- mü nedeniyle karşıhksız burs- lar veriyor. 18-30 yaş arasındaki 30 gen- ce iki hafta ile iki ay arasında değişen sürelerde lisan ve gençlik kampı bursu verecek olan Gençtur'un burslannı kazananlar, eğitim için İngil- tere, İsviçre, Kanada ve Mal- ta"ya. gençlik kamplan için de ABD, Fransa, İtalya, Finlan- diya. Belçika, Almanya ve Yunanıstan'a gıdecekler. Bursiyerleri belirlemek için 2 nisan 1994 tarihinde Mar- mara Üniversitesi Göztepe Kampüsü İbrahim Üzümcü salonunda İngılizce ve Türkçe genel yetenek sınavı yapıla- cak. Sınava gırmek isteyenle- rin 375 bin lira ödemeleri gere- kiyor. Üç öğrenciye yaz bursu Gençtur. aynca kendi okul- ianndaki önelemeden sonra Marmara Ünjversitesi'nde yapılacak İngilizce sınavında başanlı olacak 12-15yaş arası- ndaki üç öğrenciye fngıltere"- de dört haftalık yaz okulu. iki öğrenciye de Türkiye'de Junı- or Teenage kamp bursu vere- cek. Kamplar hakkında daha fazla bilgi almak isteyenler. Gençtur'un Kadıköy'deki 336 14 13,33693 94numarabtele- fonlanru arayabilir. Söyleşi "Çalışma Yaşamında Güncel Gelişmeler" Şükran Ketenci Bugün, saat 16.00'da IST SBF Mezunlan Demeği Lokali (1O.Köy) Elmadağ Söyleşi KültürelKirienmeve Tûrk Smeması Bugün, saat 15.00 ve ö u y 17.00 a r a s ' l ,.PeronSanatev.,Moda Boğaziçi Üniversitesi SanafBavramı "Galip Sokaklara Talfp-I Şugün, saat 15.00te BUFKveBÜOÖğre Faahyetfen Bınası encı Serjgi "Yeni Eğilimler* Ay sonuna dek Mımar Sınan Ünıversitest, Fındıklı UMUT İLE, SEVGİ İLE, DÜŞ İLE G Ü L S Ü M A K Y Ü Z Mcrhaba dostlar. Pek- çoğunuz, geçen haftaki yazımın teknik bir zorunlu- luk nedeniyle yanm kaldığını anlamışsınızdır. Yazımın son bölümünde. 8 Mart'ın yay- gın olarak kutlanmaya baş- ladığından; ancak bu yay- gınlaşmanın yanı sıra içeri- ğinin boşaltılarak bu günün de sistemin çıkarlan doğrul- tusunda, tıpkı Anneler Gü- nü, Öğretmenler Günü vb. gibi pazar ekonomisini can- landırmak amacıyla bir tü- ketim gününe dönüştürül- mesi tehlikesinden söz etmiş- tim. Yazmın yanm kalması- na karşın, bu konunun sız genç arkadaşlar tarafından derinlemesine tartışıldığını duymak beni aynca sevindir- di. Biliyorum ki bütün öteki konularda olduğu gibi kadın-erkek ilişkileri, eşitlik ve kadın haklan konusunda da bir kavram karmaşası var. Genç arkadaşlar. bu karma- şa ortamında. kendi yollannı çizebilmek. bu konuda sağhklı bir görüş edınmek ça- bası içindeler. 8 Mart, hiç değilse yılda bir de olsa kadınlann durumu- nun ortaya konduğu, kadtn sorunlannın derinlemesine tartışıldığı, çözüm arandığı bir gün. İkibinli yıllara yak- laştığımız şu günlerde, kadı- nJar geçmiş dönemlere göre artık daha özgür, görece de olsa bazı haklar kazanmış durumdalar. Bununla birlik- te; ülkemizde ve dünyada kadınlar hala savaşlann. ırkçı saldınlann, toplumsal baskılann. dayak. işkence. cınsel taciz vb. şiddet hare- ketlennın getirdiği > ıkımlarla karşı karşıya; aç kahyor. te- cavüze uğruyor. istemlen dışında gebe bırakılıyor, bu çocuklan doğurmak zorun- da kalıyorlar, kendi evlerinde oturamıyor. anadillerinı konuşamıyorlar... Kadın emeği. hala en ucuz örgütsüz emek. Çalışan kadınlar. toplum- sal üretime katılmalannm yanı sıra ev işi ve analık so- rumluluklannın ağır yükü altında eziliyorlar. Kadınlar hala aıle. din ve gelenekler- den gelen baskılarla karşı karşıya... Kadın cinselliği özellikle reklamlarda, yazılı ve görsel ışıtsel kitle ıletişim araçlan- qda aşağılayıcı bir biçimde meta olarak kullanılıyor So- kağa düşen kadın sayısı ar- tarken, bedenını satan kadı- nlann yaşlan gittikçe küçülü- yor. Çeşıtli televizyon kanal- lannda 900'lü hatlarla dnsel- liklenni pazarbyorlar. Pembe diziler ve reklamlar yoluyla en karlı, bılınçsiz alıcılar ola- rak koşuUandınhyoriar. Öte yandan radikal İslamcılar; kadının toplumsal yaşama ve toplumsal üretime etkin ka- tılımlanndan yana olmadık- lannı belirterek. kadının gö- revinın ev ışı yapmak, erkeği- ni hoşnut etmek ve çocuk ye- tiştirmek olduğunu söylüyor- lar. Kadınlann gerçek özgür- lüğü bulacağını söyledikleri adil düzen aldatmacasıyla, kazanılmış haklar, edınilen sınırlı özgürlükler de ellenn- den alınmak istenıyor. Ah bir de. şu dergilerinde yazdıklan "L sulüne uygun kadın dövme teknikleri" gibi yazılar; İran"- da çarşaflannın alüna kot pantolon gıyen 70 kadının dövülmesi; Bangladeş'te fe- mmıst şaır yazar Teslım Nes- rin için ölüm fetvasırun veril- mesi gibi. "kadın özgüriüğün- den ne anladıklarmı" ortaya çıkaran şu olaylar olmasa... Gördüğümüz gıbı. kadı- nlann sorunlan pek çok. Çö- zümlen için de daha uzun bir zaman ve zorlu bir uğraş ge- rekiyor. Ne kadının tek başına eko- nomik ya da cinsel özgürlü- ğünü kazanması. ne ekono- mık ve toplumsal sistemin değişmesi, kadınlann gerçek anlamda özgür olmalan için tek başına yeterlı değil. Bu sorunun çözümü için özelh'k- le yeni kuşaklann. gençlerin kendilennı önyargılardan anndmp sağhklı görüşler edınmelen gerekiyor. Kadı- nlann, oluşabilecek herhangi bir ortam beklemeden. ıçinde buiunduklan durum ve ko- şullan değerlendirip sorun- lan saptayıp ona uygun çö- zümler üretmeleri ve bu yol- da savaşım vermeleri gereki- yor. Erkeklerin; kendilerine eşit cins olarak kadınlann kimlik ve kişiliklerine saygı duy- malan: kadın haklan. insan haklan. ekonomik toplumsal haklar için birlikte omuz omuza mücadele etmeleri ge- rekiyor. Yaşamın payla- şılması yanı. Çünkü büyük ozan Naam Hikmet'in de- dıği gibi "bir ebnanm yansı sen / yarısı ben..." Hoşçakaün sevgıli dostlar. esen kahn; sevinçsiz, sevgisiz kalmaym AÇIK YÜKSEK ÖĞRETİM KÖŞESİ Cumhuriyet aranızda ktiprü kurujor 1. AsağKtakilerden hangi rek- laram unsurlan arasında yer almaz? a) Kitle iletişim araçlannın kul- lanılması b) Ücret ödenmesi c) Mesajın bir ürün veya hiz- metle ilgili olması d) Mesajın bir organizasyonla ilgili olması e) Hiçbirı 2.Reklam ile duyurum arastn- daki temel farfc aşağıdaklter- den hangiskür? a) Reklamın ücret ödenerek, duyurumunun ücret odenme- den yapılması b) Reklamın tek yönlü, duyuru- munun çift yönlü olması c) Reklamın bir ürünle, du- yurumun hizmetle ilgili olması d) Reklamın medyalarla, duyurumunun yüz yüze yapı- lması e) Hiçbiri 3. Organizasyon ile ilgili çev- relerarasında karşılıklıiletişimi, anlayış, kabul ve işbirliğini sağ- lamaya ve sürdürmeye yardıma yönetim fonksiyonu olarak tanımlanan faaliyetlere ne ad verilir? a) Halkla ilişkiler b) Duyurum c) Reklam d) Kurumsal reklamcılık e) Hıçbıri 4. Reklam ile kişisel satş ara- sındaki temel farfc aşağıdakiler- den hangisidir? a) Reklamın ücret ödenerek, ki- şisel satışın ücret ödenmeden yapılması b) Reklamın tek yönlü, kişisel satışın çift yönlü olması c) Reklamın urünle, kişisel sa- tışın organizasyon ile ilgili ol- ması d) Reklamın kişisel, satışın kişi- sel olmaması e) Hiçbiri 5. "18 25 yaş grubo arasındaki gençlerden oluşan hedef pa- zarda X markasının bilinirlik oranımn %20 yükseltilmesi" şeklınde bir amaç, ne tur bir faalı- >et için ömek amaç olarak kul- ianılabilir? a) Pazarlama amacı b) Halkla ilişkiler amacı c) Reklam amacı d) Duyurum amacı e) Hiçbiri 6. Dünyada ilk basılı reklam ör- neği nerede yayımlanmıştr? a) Ingiltere'de b) Fransa'da c) ABD'de d) F. Almanya'da e) Çin'de 7. Ülkemizde reklamahğın bir meslek haline gelmesini sağ- layan en önemli olay aşağıda- kilerden hangisidir? a) Radyoda reklam yayınlarının başlaması b) Gazetenin yayın hayatına gir- mesı c) TV'nin yayın hayatına girmesi d) 1961'de 195 sayılı kanununyü- rurlüğe girmesi e) TV reklamcılığının başlaması 8. Ülkemizde reklamcılık ala- nında lisans düzeyinde eğitim ne zaman başlamışbr? a) 1965 b)1985 c) 1970 d)1975 e)1983 9. "Rekiamahkta beş ana ko- ridor" neyi ifade eder? a) Reklamın sonuç vermesi ıçın gerçekleştirilmesi gereken saf- haları b) Reklamcılığın gelişim süre- cini c) Reklamcılığın aranan nitelik- leri d) Reklamda layout hazırlama sürecini e) Hiçbiri 10. Ülkemizdefaaliyette bulunan ilk reklam ajansı hangisidir? a) McCann-Erickson b) Olilvy c) Leo Burnett d) Thompson e) Hiçbiri 11. Reklamın, sosyal groplar arasındaki refah farkının kapab- Imasına katkıda bulunması hangi yolla mümkün olmak- tadır? a) Reklamın kitlesel b) Reklamın insanlarda satın alma ihtiyacı yaratmasıyla c) Reklamın bilgi verme fonksi- yonuyla d) Reklamın eğitim fonksiyonuyfa e) Hiçbiri 12.Biraraştırmayagöre,"çocuk- lar toplam çicoiata satşmin ûçte birini tükettikleri halde, yalnızca onda birini kendileri satan almaktadır" Reklamın et- kileri açısından bu bukju neyi ifade eder? a) Çocukların tukettiği çikolata- nın tamamının onlar tarafından satın alınmadığını b) Çocuklarda kötü beslenme alışkanlığının oluşmasında rek- lamın tek etkili faktör olmadığını c) Reklamın çocuklarda yapay ihtiyaçlar yarattığını d) Çocukların kendi başlarına karar veremediklerıni e) Hiçbiri 13. Reklam yoluyla ürüne "de- ğer" kazandınlması ne demek- tir? a) Ürünün farklılaştırılması b) Ürün fiyatının yükseltilmesi c) Ürünün karlılık oranının yük- seltilmesi d) Katma değer yaratılması e) Hiçbiri 14. Televizyon reklamlannı ya- sal açıdan yönlendiren düzen- leme hangisidir? a) Reklam Ahlak Yasası b) Basın-llan Yasası c) TRT Denetim llkeleri d) TRT Reklam Esasları e) Hiçbiri 15. Reklam Ahlak Yasası hangi tür reklamlan denetlemek amactyla kullanılmaktadır? a) Radyo reklamları b) Televizyon reklamlan c) Basın reklamları d) Açıkhava reklamlan e) Hiçbiri 16. Reklam ajanslan tam rek- lam ajansı haline geldikten son- ra verdikleri hizmetler çeşit ola- rak artmışbr. Aşağıdakilerden hangisi bu çeşitlemenin bir ör- neği sayılabilir? a) Reklam metninin hazırlan- ması b) Yapım c) Ürün paketinin dizayn edil- mesi d) Medyada yer ve zaman alırt- ması e) Hiçbiri 17. Yalnızca yaratoa çalışmalar yapan ajansa ne ad verilir? a) Tam hızmet ajansı b) Yaratım butikîeri c) Uzman ajanslan d) Ajans ağları e) Şirket ajansı 18. Reklam ajanslannın örgüt yapısı aşağıdakilerden hangi- sidir? a) Matriks örgüt b) Proje yönetimi c) Fonksiyonel örgüt d) Mamul esasına göre oluştu- rulmuş örgüt e)Kongrolamit örgüt 19. Bir tam hizmet reklam ajansında bulunması zorunlu olmayan fonksiyonel birim aşağıdakilerden hangisidir? a) Yaratım b) Medya c) Trafık d) Muşteri ilişkileri e) Kalıte kontrol 20. Bazı işletmelerde reklam bölümünün doğrudan üst yö- netime bağlanmasının temel sebebi nedir? a) Reklam masraflarını kontrol etmek b) Reklam bölümü personelini kontrol etmek c) Reklamın çok önem taşıması d) Reklam ajanslarıyla ilişkileri sürdürmek e) Hiçbiri 21. Birinci elden veri toplama kaynağı aşağıdakilerden han- gisidir? a) Medyalar b) Resmi kaynaklar c) Anketler d) işletme ıçı kaynaklar e) Gözlem 22. Pazar bölümlemesinin en önemli faydası aşağıdakilerden hangisidir? a) Tüketici yapısının belirlen- mesi b) Sınırlı kaynaklarının etkin kul- lanılması c) Daha fazla kişiye reklam mesajlarının ulaşmasmı sağ- lamak d) Kullanılacak medyalan be- lirlemek 23. Asağıdaki özelliklerden hangisi tüketicinin demogra- fik özellikierinden değildir? a) Meslekı b) Fğitim c) Hayat tarzı d) Medeni durum e) Algılama 24. Reklama aynlan fonun be- lirlenmesi ne anlama gelir? a) Harcamaların yerinin belir- önme- b) Harcamaların miktannın belirlenmesi c) Bellı zaman süresinde har- canabilir toplam miktarın be- lirlenmesi d) Harcama zamanlarının be- lirlenmesi e) Her kampanya için har- canabilir miktarın tespiti 25. Aynı uyanyı farklı kişilerin farklı şekillerde algılamalan- na ne ad verilir? a) Algılamanın seçici özelliği b) Algılamanın geçici özelliği c) Algılamanın soyut ozellığı d) Algılamanın düzenleyici özelliği e) Algılamanın farklılık özelliği • Yamtlar 19. Sayfada
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle