30 Nisan 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
19MART1994CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA EKONOM 13 TOBB Başkanı Yalım Erez'den sert eleştiri: Devlet ıııüilis tüccar durumunda | T aç Erez, Türkiye'nin dış borcunun 1984'de 4 trilyon lira iken, 1994'de 340 trilyon liraya çıktığını, bu oranknn Türkiye'yi bir açmaza götürdüğünü söyledi. Erez, "Yüksek faiz, sanayiciden önce bankacılan batınr. Bankalar bilsinler ki, bu spekülatifkazançlar devam ederse, bizden önce onlar batarlar" uyansını yaptı. ESRA YENER GAZİANTEP - Türkıye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Ya- lm Erez, Türkiye'nin 340 trilyon lira dış, 220 trilyon lira faiz borcu olduğu- nu belirterek, "Devlet, borcunu borçla ödeyen müflis tüccar dunımuna düş- müştür" dedi. Erez. yüksek taizin, sa- nayicilerden önce, bankacılan batıra- cağı uyansını yaptı. Dünya gazetesinin organizasyonuy- la TOBB tarafından Gaziantep'te dü- zenlenen "21. Yfizyda Doğru Bölgesel KaUunma Farklannın Giderilmesi" konulu toplantının açılış konuşmasın- da, Türkiye ekonomisinin durumunu değerlendiren Erez, ülkenin "düşük kur, yüksek faiz, vergjsiz kazanç" şey- tan üçgenine düştüğünü belirtti. Erez, Türkiye'nin dış borcunun 1984'de 4 triiyon lira iken, 1994'de 340 trilyon li- raya çıktığını, bu oranlann Türkiye'yi bir açmaza götürdüğünü söyledi. Faizler düşürülmeli Erez, faizlerin bir an önce düşü- rülmesini gerektiğini belirterek, "Tür- kiye ekonomisi bu faizlerie yok olrnaya mahkumdur" dedi. Kamu "fınansmanı ve cari ışlemlerdeki dengesizliklerin sonucunun alındığını belirten Erez, kalkınmanın sürdürülmesi için spekü- latif kazançlann geri plana çekilmesi gerektiğini ve bir an önce istikrar ön- lemlerinin ahnmasının şart olduğunu söyledi. 220 trilyon lira olan dış borç faizi ile 350 bin kişiye yeni iş sahası açı- labileceğini belirten TOBB Başkanı, bu rakamın büyüklüğunü anlatmak için, GAP'a yapılan bütün yatın- mlann toplam tutanrun 135 trilyon ol- duğunu söyledi. Erez, hükümetin se- çimieri bekJemeden bir an önce dolar beklentisini sıfırlayacak, faizleri nor- mal seviyeye çekecek, devletin sırtı- ndaki kamu iktisadi teşebbüslerinin yükünü azaltacak ve vergi gelirlerini artıracak yeni istikrar önlemlerinin devreye sokuiması gerektiğini söyledi. "Önce bankacılar batar" Erez, yüksek faiz oranlannı eleştirir- ken, bankacılara, "Yüksek faiz, sana- yiciden önce bankacılan batınr. Ban- kalar bilsinler ki. bu spekülatif kazanç- lar devam ederse, bizden önce onlar ba- tarlar. Bi/im elimizde de fabrika gibi öz semma) emiz kalır, onların eünde hiçbir şey kalmaz" uyansını yaptı. Güneydoğu ve Doğu Anadolu böl- gelerindeki küçük ve orta ölçekli işlet- melerin sorunlanna da değinen Erez, bu bölgenin en fazla göze çarpan so- runlannın düşük gelir düzeyi, yatınm- lann yetersizliği ve işsizJik olduğunu söyledi. Ülkede bugüne kadar izlenen poli- tikalann, illere ve bölgelere göre uy- gun yatınm alanlan belirlenmeden uy- gulandığını anlatan Erez, teşviklerin bölgelerin gelişmişliğine göre değışık oranlarda uygulandığını söyledi. Erez, şöyle devam etti: "Bu teşvikleri değişik oranlarda uy- gnlamaya çahştnak, böigelerarast ge- Oşmişlik farklannı azaJtinamış, ne ya- zık ki tam tersine artınnışrır. Teşvikler tespit edilirken, bölge veya ildeki külrür düzeyi, sermaye birikimi, müteşebbis arzı gibi konular da gözönünde bulun- dunıbnalıdır. Teşvikler açısından diğer bir önemü sorun, fon kaynaklı kredinin kuUanıntı- nda ortaya çıkrnaktadır. Bugünkü uy- gulamada teşvik tedbirlerinin en önem- lisi olan fon kaynaklı kredinin uygula- nabildiği. özel önem taştyan sanayi sek- törlerinden hemen henjen hiçbiri konu ve ölçek açısından Doğu ve Güneydo- ğu'da uygulanabilirliği olmayan sektör- lerdir." YENİ ÜRÜH Ekinciler'den dağ bisîkleti E kinciler Dış Ticaret A.Ş. 1994sezonuna 13 bısıklet modelıyle girdi. 1991 yılından bu yana Galaxy markası ilefaaliyet gösteren Ekinciler, bu yıl profesyonel anlamda çift amortısorlü dağ bısıkletı ithalını gerçekleştırdı. Bisikletin ön kısmındayer alan amortisör, ani olarak girilençukurlarda sürücünün dengesıni korumasını sağlıyor. Diğer kadro attı bölümünde bulunan amortisör ıse sürüşü ıkinci kez süspanse ederek sürücünün engebeli arazıde yerin yüzeyinden kaynaklanan sarsıntıları hissetmemesıni sağlıyor. • Kîckers Türkîye'de A ItınyıldızHolding kuruluşuolan Alboy, Kickers markaçocuk ayakkabılarını Türkiye'ye getirdi. Türkiye'deO-13yaşları arasındaki çocuklara dönükortopedik tabanlı spor ayakkabısı alanında piyasaya iddiah giren Kickers, şimdilıkyılda30 bin çift üretilecek. Kickers'in büyükleredönükayakkabıları isedaha sonra Alboy tarafından üretilecek. FransızZannierşirketler topluluğunadahılolan Kickers, 75ulkedeyılda 1.6 mılyon çift satış yapıyor. • Colgate'ten yeni sabun C olgate-Palmolıve, HacıŞakir'inçiçek ailesıne "Yasemin" kokulubanyosabununuda ekledı. Lavanta, leylak, gül, zambak ve sümbül kokulu banyo sabunlarından sonra piyasaya surülen sabunun içeriğinde cilde zarar veren hiçbirkatkımaddesi bulunmuyor. 200 gramlık yasemin sabun, tekliambalajlardasatışaçıkarıldı.B Domex mikromatik yedek paket Zm rünformülündeki I I oksijenlısusistemi w sayesinde40derece gibi düşük bir sıcaklıkta yıkayan Domex mikromatik, ambalajını yenıledi. Daha ucuzadeterjan kullanımını amaçlayan Domex mikromatik yedek paket, eski toz deterjan kutusunun içerisineyerleştirılerek kullanılacak. • Parası olana kaliteli mobilya!\ A ubataymdahizmete ^ açılan Küçükyalı'daki 5 Esmer ShovvCenter, toplam 3 bin 500 metre karelik kapalı alana sahip. ithal ve yerlı ürünlerın birarada sergılendıği Esmer mobılyada, büro mobilyalarından aksesuara kadar pek çok ürün çeşidi var. ilk başta orta gelirli tüketiciyi hedefleyerek kurulan bu merkezde fıyatların astrortomikolması müşteri profilinin değişmesine rteden olmuş. Mobilya tasarımı, dizaynı ve alışılmışın dışında ithal ürünlerı ıle yüksek gelirlıye yönelen mağaza "mobilya market "görüntüsü sergiliyor. 8 katlı binanın 6 katı teşhir, 2 katı depo olarak kul/anılıyor. Toplam 50 araçlık park yeri olan mağaza, mobûya sektörunde oldukça iddiah. Modoko başta olmak üzere çevrede bırçok mobilyacının bulunduğunu belirten mağaza sahipleri, "kaliteli" mobilya üretmenin müşteriyı çekmek için yeterli olduğunu ıddia ediyorlar. Mağazanın genelinde Esmer mobilyamn kendt ürünleri sergileniyor. Esmer mobilyamn üçlü koltuk takımlarınınfiyatları 16milyon liradan başlıyor. Yatak odası takımları 29 milyon lira ile 59.5 milyonliraarasında değişirken, yemek odası takımları 25 milyon lira ile50 Esmer Show Center'da masa, sandalye, koltuk gibi ev esyalannı takım olarak almak zorun- dasımz. (Fotoöraf: KAAN ŞAĞANAK) milyon lira arasında alıcı buluyor. Esmer Show Center'ın 4'üncü katında Italya ve Amenka'dan ithal edılmış mobilyalar var. Bu kattagulağacından yapılan yatak odası 108 milyon liradan, lake kaplama yatak odası 150 milyon liradan satılıyor. Arnerikadan ithal edilen üçlü koltuk takımımn fiyatı ise84 milyon lira. Bu katın en pahalı takımı ise 239 milyon lira tutanndakı Italyan yatak odası takımı. Kök , kaplama yemek odası takımı 194 milyon lira. Mobilya merkezının zemin katında büro mobilyaları reyonu var. Buradakıçalışma masalarının fiyatı 17.5 milyon liradan başlıyor. 4 kişilık toplantı masası 13 milyon 800 bin lira. Kromaj kaplamalı sandalyeninteki 1 milyon 800 bin lira. Mağazanın en üst katı ev aksesuarları ile kafeterya ıçın ayrılmış. Aksesuar reyonunda küçük deniz kabukları, cam eşyalar, yatak takımları, örtüler, döşemelikler ve nalrfleks yer alıyor. Kampanyalı satışlar Esmer mobilya yaklaşık bir hafta sonra kampanyalı satışlara başlayacak. Kendi imalatı olan ürünleri yüzde 40 peşin, altı ay taksıtıe satışa çıkaracak.İ Mutfaklarda hazır gıda dönemi G ünün büyük bir bölümünü mutfakta geçirmek istemeyenler, çözümü dondurulmuşgıdalarda buldu.Son8yıldır dondurulmuş gıdalarla tanışan Türk mutfağı, pratiklik vezaman açısından kendini yeniledi. Ülkemizde dondurulmuş gıda sektörünün iddialı markalan arasında Süper Fresh, Dardanel ve Tat başta geliyor. Eksi 40 derecede şok dondurma yöntemıyle hazırlanan gıdalar, ılkgünkü tazeliklerinden bir şey kaybetmiyorlar. Hijyenik şartlarda el değmeden hazırlanan gıdalar, besin değeri açısından küçük kayıplara uğruyorlar. Dondurulmuş gıdaların üretimden sofraya gelene kadar soğuk zincirde saklanması gerekiyor. Aksi takdirdebesinlerin bozulması ve sağlığa zarar vermesi engellenemez. Dondurulmuş gıdaların marketlerin derin dondurucularında, eksi 18 derecede saklanması gerekir. Uzun süren elektrik kesintileri veya küçük ihmallersonucunda buzları çözülen gıdaların tekrar dondurulması ciddi tehlıkeler doğurur. Ayrıca, küçükçapta imalatyapan bazı firmaların üretim aşamasında gerekli hijyenik ortamı sağlayamadığını da unutmamak lazım. Bu nedenle dondurulmuş gıda alırken öncelikle markasına, sonrada alışveriş ettiğiniz marketin ciddiyetınegüvenmek zorundasınız. • MisSüften bahar indirimi M isSütmamülleri Carrefour ve Migros mağazalarında 19-30 marttarihleri arasında indirimli olarak satışa çıkarılacak. Mis Süt'ün 900 gramlık "Kaymaklı Yoğurt" Carrefour mağazasının "Gondol Başı'adı altındadüzenlediği promasyon çalışması ile 12gün süresince 16 bin 900 liradan satılacak. Aynca Mis Süt'ün 19 bin lira olan 1 MtrelikUHTsütü14bin 850 liradan, 10 bin lira olan yarım litrelik UHT sütü 7 bin 800 liradan alıcı bulacak. Carrefour'un Gondol Başı kampanyası ile mağaza içinde bulunan bazı mamüllerbelirli süreler içerisinde indirimli olarak satılmaya devam edecek. • 1MNEVRENINDEN ŞÜKRAN KETENCİ , Erken mi, Geç mi? Hükümetin program ve protokolünde yer alan, 12 Eylül yasaklannın sendikal haklara ilişkin yasalardan kaldırı- Imasına ilişkin çalışmaların bir bölümü nihayet Çalışma Bakanı Mehmet Moğultay tarafından, Bakanlığın hazı- rladığı yasa taslakları olarak kamuoyuna açıklandı. Bakan, Türk-İş ve TISK'İ ziyaret ederek taslakları teslim etti ve son görüşlerini 15 gün içinde bildirmelerini istedi. Tepkinin ne olması gerekirdi? "Birinci koalisyon hükü- metinde neden yapmadınız? Haydi yetişmedi, ikincisinde aylardır niye beklediniz? Üstelik taslaklar anayasa değişik- liği olmaksızın yapılabileceklere ilişkin. Oysa bunca za- man sonra asıl yasakların odağı anayasa, ameliyat ma- sasına oturtulmalıydı..." türünden tepkileri yapacak çağ- daş işveren örgütü nerede? TİSK Çalışma Bakanını fazla aceleci olmakla eleştiriyor. 1995 sonuna kadar zamanları olduğuna göre, Çalışma Bakanlığı'nın son görüş için taraf- lara 15 günlük süre tanımasının çok az olduğunu ve "oldu- bitti"ye getirme anlamını taşıdığını savunuyor. Çalışma Bakanlığı yasa tasarılarını hazırlayıp kamu oyu- na açıklamakta çok fazla geç kalmıştır. Hükümet program ve protokolünde yer alan, 12 Eylül'ün yasaklarından arındı- rmada niyetli olmak, çok önceden yasalaşabilecek taslak- lann Bakanlar Kurulu'ndan ve Meclis'ten geçirilmesini ge- rekli kılıyordu. Anayasa için Meclis'te yeterli çoğunluğa sa- hip olmayan koalisyon ortakları hiç değilse sendikal yasa-. lardaki yasakları çoktan çözümlemış olabilirlerdi. Ayrıca bu konuda sadece program ve protokolden değil, meclis- lerden geçirdikleri ILO sözleşmelerınden, ILO'da genel ku- rullarda sadece koalisyon hükümetinin değil ANAP hükü- metlerinin verdikleri sözlerden gelen zorunluluk da söz konusu. Yasa taslaklarının Çalışma Bakanlığı tarafından hazır- lanması neden bu kadar geç kalmıştır? Seçimler sonrası hükümetin gelecegi, koalisyonun devam edip etmeyeceği belli değilken, bu aşamada hazırlanmış yasa taslaklarının Meclis'ten hızla geçirilmesi olasılığı yok gibidir. TİSK Baş- kanı Refik Baydur'un seçim öncesi "o/du-o/W"ye getirildiği suçlaması haklı değilse de yasalaştırma amacından çok "işiniyapmış olmak için yapmak" gibi birtablosöz konusu- dur. Çalışma Bakanı Mehmet Moğultay'ın yasa taslaklarını seçimlere gün kala açıklamasının anlamı elbette hızla ya- salaştırma değildir. Seçimler öncesi SHP'nin ve Ba- kanlığın boş durmadığı ve üzerine düşeni yapmaya çalıştığının göstermek üzere, bir tür propoganda aracıdır. Ancak açıklanan taslaklar, seçim propogandası için ale- lacele hazırlanmış metinler değildir. TİSK'in öne sürdüğü gibi tarafların görüşü için 15 gün gibi kısa bir zaman tanı- nması falan da söz konusu değildir. Daha ilk koalisyon hü- kümeti döneminde başlatılmış, tarafların görüşleri defalar- ca alınmış, yaz-bozla aylar yıllarm geçirildıği metinlerdir. Açıklanmamalarının nedeni ise koalisyon ortağı DYP'nin, hükümetin ve en acısı da yasa değişikliğinı, demokratikleş- meyi istemesi gereken işçi-işveren tarafların isteksizliği- dir. Evet, yanlış okumadınız, sadece DYP kanadı değil, ne acıdır ki sendikal hakların işçi-işveren taraflan da Türkiye'- de 12 Eylül hukukunun yasaklı düzeninden çıkışı getirecek yasa değişikliklerınde istekli değiller. TİSK'i çağdaşlıktan, demokrasiden söz ederken, sendikal haklar konusunda iki yüzlülükle eleştirebiliriz. Ancak anlayabiliriz. işveren cep- hesi yasaklı düzende, işçi sendikalarının elinin kolunun bağlı olmasından kazançlı çıkmaktadır. Elbette surebildlği kadar bu düzenin böyle sürüp gitmesini isteyecektir. Türk-iş'in isteksizliği, bu konuda ikiyüzlülüğü ise uyeleri- ne, işçi sınıfına ihanet niteliğindedir. Ne yazık kı sendika yönetim kadrolannın çok ilkel kişisel çıkar ve kaygılarına dayanmaktadır. Özgürlükçü sendikal düzen, yıllardır iş yapmadan, işçiye hesap .vermeden koltuklarını koruyan, saltanatlarını sürdüren yönetim kadrolannın sonunu geti- recektir. Onlar bunun bilincinde olarak kamuoyuna dönük sendikal özgürlükler, haklardan yana görünürlerken, bunu hızlandırma, siyasi iktidarı zorlama yönünde hiçbir şey yapmamışlardır. Türk-İş, özellikle son bir 5-6 yıldır, sadece yüzde 10 barajın kalması, DISK ve diğer sendikal hareket- lerin örgütlenme olanağının doğmaması adına dahi, bu- günkü yasaklı düzene razı, teslim olmuş bir polıtika izle- mektedir. Türk-iş'in yönetim kadroları sendika içi demok- rasiyi harekete geçirecek, rekabeti yaratabilecek bir or- tamın gelmesinin paniği içinde sendikal haklar karşısında yer almışlardır. Ne yazık ki, Çalışma Bakanlığı ve SHP'de sadece koalis- yon ortağı DYP ve işverenlerin değil, Türk-İş'in de tepkisini alacağı kaygısı ile yasa taslaklarını kamu oyuna açıkla- makta çok geç kalmıştır. Daha doğrusu bir yandan Hükü- met program ve protokolü, ILO Sözleşmeleri, Türk hükü- metlerinin taahütleri doğrultusunda yapılması gereken de- mokratikleşme paketi içinde yüzde 10 barajların kalkması da dahil, yapılması zorunlu değişiklikler ile Türk-İş'in parti içinde de etkili yönetici kadrolarının karşıtı istemleri arası- nda sıkışıp kalmışlardır. Zaman önemli ölçüde bu kaygı ile de boşa geçirilmiştir. Gecikmeli olarak yapılan yasa taslakları açıklaması sa- dece SHP'nin ve Çalışma Bakanlığı'nın, geç de olsa üzeri- ne düşeni yaptığını gösterme niteliğinde değildir. Asıl yak- laşmakta olan ILO Genel Kurulu da gözetilerek, hükümetin bu konuda iyi niyetli ve üzerine düşeni yapmakta olduğunu göstermeçabasıdır. Çok fazla inadırıcı olmasa da dünyaya çalışmaların sürdürülmekte olduğu, yasa taslaklarının hazırlandığı söylenebilecektir. Çıkması gündemde olmayan yasa taslaklarınabileTürk- İş Başkanı Bayratn Meral, sadece gösterişte kalacak bir destegi verememiştir. "Eksik, yetersiz, nerede kaldınız?" diyememiş, karşı da çıkmaya utandığı için ne dediği anlaşı- Imaz, ancak hoşnutsuzluğu ortaya koyan, "inceleyeceğiz" türünden sözcükler kullanmıştır. İşçinin çıkar örgütünün başındaki bir lider için, bu çok büyük bir çelişki ve ayıptır. Türk-İş gösterişte de olsa sendikal haklar ve demokratik- leşme konusunda SHP ve Çalışma Bakanlığı'nın da çok gerisinde kalmıştır. MELİKE HASEFE İLE SIRAMŞI SOHBET Rana Ozergin'in hazırlayıp sunduğu Sıradışı adlı programın bu haftaki konuğu İstanbul ANAP Mületvekili Melike Hasefe, özel yaşamının yanısıra nasıl mületvekili oldueundan da söz edecek olan Hasefe, Meclisteki ilk günlerini ve Turgut Özal'la geçen anılannı anlatacak. Cumartesi
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle