23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
18MART1994CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER CHP'liaday öldürüldü • DİYARBAKIR (Cumhuriyet) - Kayapınar beldesinin belediye başkan adaylanndan Muhyettin Ayata (CHP) ile TEK işçisi M.KadirKoyuncu, uğradık ian sılahlı saldın sonucu öldürüldüler. Kayapınar beldesinde CHP'den belediye başkanlığına aday olan Muhyettin Ayata (50) önceki gece 23.00 sulannda seçmen ziyaretinden dönerken kimliği belirsiziki kişinin silahlı saldınsına uğradı. Ayata olay yerinde can verirken, Rahime Ayata (38) ve kayınbiraderi Abdurrahman Bülbül de yaralanarak Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi hastanesinde tedavi altına alındılar. Aliemiri caddesindeki evinden çıkan Türkiye Elektrik Kurumu işçisi M. KadirKoyuncu da dün sabah 08.00'de kimliği belirlenemeyen iki kişinin silahlı saldınsında hayaunj kaybetti. Öteyandan Alipaşa mahallesinde devriye görevi yaparken önceki gün şehit edilen polis memuru Seyit Karayiğit için dün Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü'nde bir tören düzenlendi. Karayiğit'in cenazesi daha sonra Gaziantep'in Islahiye ilçesine gönderildi. Livaneli'den Star'a dava • İSTANBUL (AA) - SHP İstanbul Büyükşehir Belediyebi başkan adayı Zülfü Livaneli, özel bir televizyon kanalı tarafından hakkında ortaya atılan iddialann gerçek dışı olduğunu belirterek. "Beni halkın vicdanı savunacak" dedi. Livaneli, bir süre önce Kültür Bakanlığı'na çektiği "Boğaziçi'ne Sığınanlar" belgeseli ile ilgili iddialar hakkında da bu şekilde yayın yapan kuruluşun objektif olmadığmı söyledi. Livaneli, konu ile ilgili olarak bugün (dün) mahkemeye dava açtığını belirterek, "fstanbul Belediye Başkanı'nı TV'ler değil, halk seçecek" dedi. YüksekAskeri Şûra toplanıyor • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Yüksek Askeri Şûra (YAŞ), bugün Tansu Çiller başkanlığında olağanüstü toplanacak. Genelkurmay karargâhında saat 09.30'da başlayacak olan toplantıda, iç ve dış tehdit değerlendirmesinin yanı sıra, kıyafet karamamesi ile Türk Silahlı Kuvvetleri ile ilgili mevzuattaki düzenlemeler ele ahnacak. YAŞ üyeleri, toplantıdan sonra, önce Arutkabir'i ziyaret ederek saygı duruşunda bulunacaklar, YAŞ toplantısında aynca, terhisleri durdurulan askerlere, 'TSK vatani hizmet belgesi" verilmesi de kararlaştınlacak. Hükümetin yılbaşında uygulamaya koyduğu karar çerçevesinde, !972/4ve 1973 lcelpdönemleri,231ve 233. dönem kanşık yedeksubaylar, 232 ve 234. dönem tabipler ve 234 ve 235. dönem kısa dönemler, bu belge ile ödüllendirilecekler. SHP'li Yılmaz DYP'lileriuyapdı • ANKARA - DYP'li baa milletvekillerinin, koalisyon hükümetine ve SHP'ye yöneük eleştirilerine yanıt, SHPGrup Yönetim Kurulu üyesi ve Malatya Milletvekili Mustafa Yılmaz'dan geldi. Yılmaz, "Böyle gidecekse bu koalisyonun devamının anlamı yoktur" dedi. Yılmaz. SHP'nin koalisyonun sürmesi için elinden geleni yaptığını, ancak DYP'nin partisine karşı haksız ve yanlış bir tavır içinde olduğunu söyledi. Tûrkeş:Siyasi çözüm olmaz • ANKARA (AA)-MHP Genel Başkanı Alparslan Türkeş, Güneydoğu Anadolu Bölgesi için siyasi çözüm önerilerinin kabul edilemez olduğunu belirterek, Türkçeden başka birdildeeğitimi savunmanm da vatana ihanetle eş anlamda olduğunu söyledi. Türkeş, partisinin genel merkezinde bugün düzenlediği basın toplantısında, Türkiye'nin en önemli meselesinin bölücü terör olduğunu bildirerek, son günlerde bazı çevrelerin bilerek veya bilmeden siyasi çözüm önerisinde bulunduklannı hatırlattı. Karayalçın, öıierininkendilerine ait olduğunu ilerisürerken, Çillerise 'Biz olmasaydık çikmazdı' diyorKoalisyon,memura sendikahakkınıpaylaşaımyorTÜREYKÖSE ŞANLIURFA/ADI- YAMAN - Kamu çalışan- lanna sendikal örgütlen- me olanağı öngören yasa tasansı, koalisyon ortak- lan DYP ve SHP arasında paylaşılamı- yor. Başbakan Tansu Çiller'in "Biz olmasaydık çıkmazdı" dediği tasarı için. SHP Genel Başkanı ve Başbakan Yar- dımcısı Murat Karayalçın, "Bu başlan- gıçtan beri SHP'nin projesidir, SHP'nin girişinüdir" açıklamasını yaptı. Özel bir uçakla dün Şanlıurfa'ya giden Karayal- çın, büyük bir konvoy eşliğinde kent turu attı, Hz. İbrahim Peygamber'in doğduğu mağarayı ziyaret etti. "Gü- neş-2" seçim otobüsünün üzerinden Parti Meclisi (PM) üyesi Fahri Ertik ta- rafından "Sîzlerin ak oylannızla, inşal- lah ilk genel seçimde başbakanlığı bir giizel hanımdan aJıp Murat Karayalçm'a vereceğiz" diye anons edilen Karayal- çın, otobüsün üzerinden kendisine ar- mağan edilen beyaz güvercini uçurdu. Karayalçın. "Bu gövercin barışı, özgür- lüğü, birliği simgeüvor" dedi. 'ProjeSHP^niıT "En büyük SHP başka büyük yok", "SHP iktidar" sloganlan arasında ko- nuşan Karayalçın, BakanJar Kurulu'- nda kabul edilen memur sendikalanna ilişkin yasa tesansının TBMM'den geç- mesinden sonra, Türkiye'de pınl pınl ve yepyeni bir sivil toplum örgütü doğaca- ğını belirterek, şöyle konuştu: "Işçinin neyi varsa, memurun da olacak. Biz ay- rım yapmıyonız. Bizim için çaltşanlar biiründür. Emek en yüce değerdir. Son yasa tasarısını kuskusuz hükümet ortağı- mızla işbirliği yaparak çıkardık. Ama bu, başlangıctan beri SHP'nin projesi ve SHP'nin guişimidir." Karayalçın, Tür- kiye'de bugüne kadar bazı kişi ve çevre- lerin kendilerini "Barajlar kralı, yollar kraü" şeklinde nitelendirdiğini kayde- derek, "Onlar eskidendi. Yol kralı da biziz, baraj kralı da biziz" diye konuştu. Türkiye'de son 10 yıl içinde 1100 kilo- metre otoyol yapıldığını bildiren Kara- yalçın. 6 yıllık ANAP hükümeti döne- minde. bu otoyollann ancak 300 kilo- metreuk bölümünün yapıldığını anlattı. Karayalçın, Gaziantep-Şanlıurfa kara- yolunun da kendi hükümetleri döne- mınde tamamlanacağını söyledi. Şanlı- urfa'nın sorunlanna da değinen Kara- yalçın, bu kente 90 trilyon lira tutannda yatınm yapıldığını. bunun 71 trilyonu- nun bugüne kadar harcandığını belirte- rek. bu yıl yapılacak 2 trilyon liralık yatınm sonucunda da kentteki gelir ve istihdam düzeyinin artacağını söyledi. Çimento fabrikaları için söz Karayalçın, Adıyaman mitinginin ar- dından gazetecilerin DEP milletvekille- rinin tutuklanması ile ilgili sorulan üze- rine. "Bir yorum yapmak istemiyorum. Yargıja intikal ettikten sonra, kendi sü- reçleri işlemeye başladı. Biz kendi yoru- mumuzu işin başında yapmıştık" dedi. Karayalçın, miüngde yaptığı konuş- mada da "ANAP hayali ihracatçı, RP hayaü inşaatçı. Al birini vur ötekine" de- di. Miting alanındaki yurttaşlann, "Çi- mento fabrikalarının özellestirilmesini istetniyoruz" pankartını yükseltmeleri üzerine de Karayalçın. "İlke olarak, Doğu'da ve Gtineydoğu'da hiçbir fabrika özellestirilmevecektir " diye konuştu. BaşbakanÇiller,Deıııireriulıuttıı Demirerin memleketi Isparta'da 'baba', Ege'de 'Menderes' adıyla prim yapmaya çahşan DYP Genel Başkanı Çiller, "Menderes'ten sonra biz geldik. Başkasını aramaym" dedi ŞEBNEM GÜNGÖR DENİZLİ/ MANİSA/ AYDIN/MUĞ- LA -Isparta'da "Baba'nın kızı" imajını ön plana çıkaran Baş- bakan Tansu Çiller, Ege gezi- sinde DYP'nin geçmişini an- latırken. Cumhurbaşkanı Sü- levman Demirel'i unuttu. Çiller, "Menderes'ten sonra biz geldik. Artık başkasmı aramaym" dedi. "Bu ekonomi ya düzelecek, ya düzelecek"diyen Çiller. Fransız Dışişleri Bakanı ile görüşmesini aktanrken. "Hiçkimseyi,içişle- rimize kanştırmavız" dedi. Çiller, dün ilk olarak Deniz- li'de yurttaşlara seslendi. Ko- nuşmasma, "Adnan Menderes'- in torunu Manisalılar" diye baş- layan Çiller, hatasını çabuk far- ketti ve "Denizlililer" diye ekle- di. Çiller. "Biz herkes için daha fazla demokrasi şart diyonız" dedi. Çiller, 1994'ün Türkiye'de demokrasi yıb olacağını söyle- di. Çiller, RP ve ANAP ıl baş- kanlık binalannın da bulundu- ğu Delikli Çınar Meydanı'nda konuştu. Çiller geç geldi RP, ANAP ve DYP pankart- lan miting meydanında ilginç görüntüler oluşturdu. ANAP- ın işçiyi. memuru ezdiğini, bir avuç insanı ise faiz zengini yaplığını iddia eden Çiller. "Ben sizin paranızı kimseye ye- dirmem. Sizi memnun etmek, benim boynumun borcu. Müca- deleyi sizin için yapan bu bacını- za sahip çıkın" dedi. Denizli'ye yaklaşık 1 saat geç ulaşan Çil- ler, kalabalığa bu gecikmesinin nedenini şöyle açıkladı: "Fransız Dışişleri Bakam'nı gördüm. Ona, Türki>e'nin de- mokrasi) e bağlı olduğunu, ama DEP mfllertekiUerinin PKK ile isbiriiği içinde olduklarına dair suçlamaları anlattun. Demokra- '*l l» *-. H- ^^^ İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ertuğrul Giinay, y a a n a D l Z UIHU d ü n Bayrarapaşa ve Eyüp ilçelerini dolaşarak vatandaşlarla sohbet etti. Giinay yanında Hasan Fehmi Güneş, İstanbul Milletvekili Mehmet Sevigen ve Bayrampaşa Belediyesi başkan adau olduğu haJdc önce Vıldırım Mahallesi'ndeki \ugoslav Göcmenleri Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği ni /i\aret etti. CHP İstanbul Büyükşehir adayı; dernek başkanı Zahit Gürdal ve Yönetim Kurulu üyeleri ile görüşrü. Ertuğrul Günay daha sonra girdiği eczanede eczacı Fatma Orak'ın sokaklanna yapılması planlanan benzin istaşvonuna engel olunması is- teğini 'Bunu yapabilmem için önce seçilmem gerekir' diverek yanıtladı. (Fotoğraf: LJĞUR GÜNYÜZ) sinin önünü kestikJerini söyle- dim. Kimseyi içişlerimize karış- tırmayacağımızı da vurgula- dım."" Her evden 2 oy isteyen Baş- bakan Çiller. "tki oydan sonrası da görüünüzden koparsa ne ala" dedi Denızlispor'u I. lıgde gör- mek istedığini kaydeden Çiller, "Yardım benden, birinci lige çık- mak sizden" diye konuştu. Çil- ler. daha sonra Manisa'ya geç- ti. Manisa için, "Menderes'i bağnndan çıkarmış Ege'nin inci- si" nitelemesini yapan Çiller, "Demokrat Parti, Adalet Parri- si, DYP, Menderes'ten sonra başkasını aramaym. Biz geldik. Sizin aranızdan çıktık. Artık başkasmı aramaym" dedi. Çiller, 8 ay önce göreve geldi- ğinde "Terör ya bitecek ya bite- cek" dediğini anımsatarak. bu- gün aynı mücadeleyi ekonomi için vereceklerini söyledi. Çiller, ilk defa Manisa"da söylediğini vurgulayarak, "Bu ekonomi ya düzelecek, ya düzelecek. Ben bu kısır döngüyü kıracağım" dedi. Manisalılar'dan da seçimlerde destek isteyen Çiller, Demokrat Parti'nin kalesi olan Manisa'- nın bugün DYP'nin kalesi olup olmadığını sordu. Vatandaşlar- dan "KaJesiyiz" yanıtını alan Çiller. "O zaman size borcumuz var" diyerek Manisa'ya büyük- şehir vaadinde bulundu. Denizli ve Manisa mitingin- de destek pankartlan>la karşı- lanan Çiller. Aydın'da tekstil iş- çilerinin sürpriziyle karşılaştı. Tekstil işçilerinin açtığı "Bizi aç bıraktınız. tekstili sermayesiz bı- rakmayın" yazılı pankart, DYP Genel Başkan Yardımcısı Halit Dağlfnın uyanlanyla indirildi. Çiller. Aydın'da. DEP milletve- killerinin dokunulmazlıklan- nın kaldınlması konusunda. ANAP'ı kendilerini yalnız bı- rakmakla suçladı. DEP millct- vekillerinın dokunulmazlıklan- nın kaldınlmasından memnun olup olmadıklannı soran Çil- ler'e Aydınlılar. "Kahrolsun PKK", "Vur vur inlesin, Mesut Yılmaz dinlesin" sloganlanvla vanıt verdıler. POIJTIKA GUNLUGU HİKMET ÇETtNKAYA Atatürkçü (Hmak SwA.. T. Haktan AvnJk, Selçuklu (Konya) Koru Lisesi tarih öğretmeni. Milli Eğitim Müdürü Ömer Kaya 10 Ocak 1994'te öğretmen T. Haktan Avnik'in, 675 sayılı yasanın 130. maddesine göre yedi gün içinde savunmasının tef- tiş kuruluna gönderilmesini istedi. 410/443 sayılı ve Milli Eğitim Müdürü ömer Kaya imzalı yazıda aynen şöyle deniliyordu: "13.2.1993 günü okulunuzda yapılan 1992-1993 öğre- tim yılı ikinciyarıyıl öğretmenlerkurulunda Atatürkçülük ve laiklik ile müdüryardımcılarmın atanması konusunda laiklik ve Atatürkçülükün arkasına sığınarak tahriklerde bulunduğunuz, huzursuzluk çıkardığınız, karşılıklı ko- nuşmalarda (öğretmen Ali Erk ile) kurulun huzurunu bozduğunuz, kurulun havasını sertleştirdiğiniz..." Türkçeden nasibini alamamış, doğrusu 'Atatürkçülü- ğün' olan, ancak 'Atatürkçülükün' yazılı 'savunma is- temi'ni imzalayan Milli Eğitim Müdürü'ne önce şunu sormak gerekiyor: "L&.tliği ve Atatürk'ü savunmak 657 sayılı yasaya ne- den ters düşüyor?" Laikliği ve Atatürkçülüğü savunan öğretmen T. Hak- tan Avnik savunmasını yazılı olarak yaptı ve şöyle dedi: "13 Şubat 1993 tarihinde Erbil Koru Lisesi'nde öğret- menler kurulu toplantısında, Atatürkçülük ve laiklik ko- nusunun birkaç öğretmen tarafından gündeme alınması teklif edildi ve İeklif oy çokluğuyla kabul edildi. Bu konu- da bazı öğretmenler okuldaki uygulamalarm laiklik kar- şıtı olduğunu, din dersi öğretmenlerinin sınıflarda Atatürk ve inkılaplan aleyhine konuşmalar yaptıklannı söylediler. Bu vesileyle tartışma başladı." öğretmen, savunmasının geri kalan bölümünde "Tar- tışmayı ben başlatmadım"diyor veolayı şöyle anlatıyor: "En son ben konuştum ve şunları söyledim: Laiklik medeni dünyaya ait bir kurumdur. Cumhuriyetin temeli- ni laik düşünce oluşturur. Laiklik olmadığı takdirde, fikir hürriyetinden, birlik ve beraberlikten söz edilemez. La- iklik ilkesinin hepimiz tarafından korunması gerekir." Milli Eğitim Müdürü tarafından "Atatürk'ün kurduğu laik cumhuriyeti savunduğu" için hakkında soruşturma açılan ve yazılı savunması istenen T. Haktan Avnik olayı tüm açıklığıyla kaleme aldı. Uzun olan savunmasının ki- mi bölümlerini aktarmakla yetiniyoruz: "Atatürk ilkelerinden bahsetmek kime hakaret anla- mını taşır, bu ilkeleri kim küfür olarak yorumlar? Bir öğ- retmenin kurulda bu ilkelerden bahsetmesi nasıl bir tah- rik aracı olabilir ya da bir duşüncenin arkasına sakla- narak insanlan nasıl kışkırtabilir? Eğer ben, değil Atatürk ilke ve inkılaplarından, herhangi bir konuda fikri- mi izah ederken kimseye hakaret veya küfür etmiyor- sam, onların manevi değerlerine ve kişilik haklarına saldırmıyorsam, birtakım çevreler tahrik olacak diye susmak zorunda mıyım? Bir tarih öğretmeni olarak he- men her gun derslerimde Atatürk ilkelerini anlatmam vazifem gereği de bunları kurullarda anlatmam tahrik unsuru mudur?" ûğretmen T. Haktan Avnik savunmasını sürdürüyor "Körpe beyinlerin bağnaz fikirlerle yıkandığı, yılbaşı münasebetiyle yapılan resimlerin Hıristiyanlığın propa- gandası olarak kabul edildiği, inkılap tarihi derslerinin sabote edildiği, Atatürkçü ve laik düşünceli öğretmenle- rin baskı altında tutulduğunu gazetelerin yazdığı bir okulda susmalı mıydım?" Bitmedi, savunması şöyle sürüyor öğretmenin: "Altı din dersi öğretmeninin bulunduğu okulda dördü- nün müdur yardımcısı olması mantığa ve ahlaka uygun mudur? Altı din dersi öğretmeninin tam ücret alması haksız menfaat temini değil midir? Başka öğretmenler (edebiyat, coğrafya) fazla oldukları için başka okullarda görevlendirilirlerken onlar bu külfeiten kurtulmamışlar mıdır? Bir fizik, bir reşim öğretmeni yöneticilik yapamaz mı?" 1994 Türkiyesi'nde laik olmak suç. 1994 Türkiyesi'nde Atatürk'ün devrim ve ilkelerini savunmak suç. 1994 Tür- kiyesı.'nde devrim tarihi dersi vermek suç. Konya'da bir öğretmen laikliği, Atatürk devrimini ve il- kelerini savunduğu için hakkında Milli Eğitim Müdürü tarafından soruşturma açılıyor. Savunmas/nı okudunuz. Şeriat özlemcilerinin okullarda ne denli örgütlü olduğu- nu gördünüz. Milli Eğitim Bakanı SayınNevzatAyaz'asoruyoruzve yamıını bekliyoruz: 1 Atatürkçü duşüncenin suç olduğu Milli Eğitimi siz na- sıl görüyorsunuz?'' Yine Sayın Ayaz'a soruyoruz: "Milli Eğitim Bakanlığı Din Öğretim Genel Müdürlüğü tarafından yayımlanan Din Öğretimi Dergisi'nde yer alan Çanakkale savaşlarıyla ilgili yazıda (yazıyı yazan Dokuz Eylül Üniversitesi llahiyat Fakültesi Araştırma Görevlisi Hakkı Yadsıman şu anda Mısır'dadır ve niçin gittiği ise bilinmemektedir) Atatürk ten hiç söz edilme- mesini nasıl karşılıyorsunuz?'' Yılmaz: Çillerkırıkplakgibi Afyon, Uşak, Burdurve Isparta'daki açık hava toplantılannda konuşan ANAPGenel Başkanı, 'Bakarsınız Başbakan Çiller Roma'yı bile benim yaktığımı söyler' dedi OSMANAYDOĞAN POLAT YILMAZ AFYON/UŞAK/ ISPARTA/BLRDLR- Başbakan Tansu Çiller'in giderek ağırlaşan eleştiri- ler yönelttiği ANAP üderi Mesut Yılmaz. suçlamalan Çiller'in psi- kolojik durumuna bağladi. Çiller'in inandıncılığını yitirdiğini savunan Yılmaz, Başbakan'ın sürekli >inelediğı iddialannın geçerli olmadığını belirte- rek. "Her yerde bozuk plak gibi aynı şeyi söylüyor. Bakarsınız yarm Roma'yı biîe benim yaktığımı söyler" dedi. Yılmaz. Çiller'in devlet olanaklanru "seçim rüş- veti" gibi dağıtarak seçmen iradesini saptırmaya çahştığını öne sürdü. Partisinin Afyon, Uşak, Isparta ve Burdur'da düzenlediği açıkhava top- lanülannda konuşan Mesut Yılmaz, Başbakan Çiller'in suçlamalanna sert yanıtlarverdi. Konuşmalannda. yerel seçimin hü- kümet için bir referandum niteliğinde olacağını savunan Yılmaz, adaylanna verilecek oyun Türkiye'nin kurtul- masını hızlandıracağını iddia etti. Baş- bakan Çiller'in. seçimi referandum ola- rak kabul etmemesinin, icraatlanna gü- venmemesinden kaynaklandığını söyle- yen Yılmaz, "Ancak son gelişmeier gös- teriyor ki sövlediklerine kendisi de inanmıyor" dedi. Çiller'in "siyaset tu- luatı ve oy avcılığı" yaptığını öne süren Yılmaz. "Başbakanlık'ı miras aldığı ba- basını inkar ediyor. Öyle bir Başbakan ki, 'Ben Özal'ın devamıyım' diyor, sonra da "Babamın kızıyım' diyor. Böyle bir Başbakan'a güvenilir mi?" diye konuştu. Yılmaz, seçim gezisi sırasında gazete- cilerle yaptığı söyleşide. Başbakan Çil- ler'in son açıklamalannı değerlendirdi. Çiller'in >oğun bir seçim çalışması yü- savunan Yılmaz. "Bunu tamamen psikoktjik durumuna bağlıyorum" dedi. Çiller'in. dokunulmazlık görüşmele- rinde kendisini kaçrnakla suçlamasının doğru olmadığını ifade eden Yılmaz, bunun tam tersinin söz konusu olduğu- nu belirterek Çiller'in görüşmelere 10 dakika katılıp ov kullanmadığını söyle- di. Yılmaz. "Başbakan'ın olaylan çar- pıtarak hayali bazı sorunlar yaratması. A. NAP lideriMesut Yılmaz, Başbakan Çiller'in kendisine yönelttiği suçlamalann "ruh haline bağh olduğunu" ileri sürerek, "Bu iddialan kınk plak gibi sürekli tekrarlaması, iddialanna geçerlilik kazandırmaz" dedi rüttüğünü. bir yandan da devlet ola- naklannı "seçim riişveti" gibi dağıtarak seçmen iradesini saptırmaya çahştığını ileri süren Yılmaz, bunlarla sonuç ala- caklannı sanmadığını bildirdi. Çiller'in ağır bir ekonomik tabloyla karşı karşı- ya bulunmasına rağmen, kendisine saldırgan bir söylemle suçlamalar yö- nelttiğini ve hayali sorunlar yaratüğını başarısızlığını ve beceriksi/liğini örtmek içindir. Kırık plak gibi aynı iddialan her yerde tekrarlaması, bu iddialara geçerli- lik kazandırmaz. Olsa olsa inandıncılığını hepten ortadan kaldırır. Her yerde bozuk plak gibi aynı şeyleri söylüyor. Bakarsınız, yarın Roma'yı bile benim yaktığımı söyler. Millet seçimi re- feranduma çevirince seçim ateşi başma vurdu"diye konuştu. Yılmaz, partisinin özclleştirmeyi cngcllcdiği vc dövız dar- boğazı yarattığı yönündeki suçlamalan "vahim" olarak nitelerken Çiller'in özel- leştirmeyi "bir mirasyedi" gibi kullan- masına seyirci kalamayacaklannı söyle- di. Yılmaz. Başbakan'ın "Seeimden son- ra Yılmaz'm u'deriigi tartışılacak" biçi- mindeki değerlendirmelerini yanıtlar- kende şöyle dedi: "Tabii. ama bazı faktörleri de gözden kaçırmamak gerekir. Türkiye'de hiçbir dönemde görülmediği kadar sonımsuz bir seçim ekonomisi uygulanmaktadır. DevlerJn tüm imkanları ve kadroları seçi- me sokulmuş. krediler vaat edilmekte. kamu kuruluşları kadro riişveti dağı- tmaktadır. Sayın Başbakan da seçmeni yanıltmak için fonlardan akıtnğı para- larla özel TV'leri ve basını kullanmak- tadır. Bu bakımdan bu seçim sürecine tam olarak bizim istediğimiz gibi veya seçmenin iradesini yansıtacak şekilde girmesini beklemiyorum. tktidarın im- kanlarmın bu kadar sorumsuzca kul- lanıldığı ortamda. amacımız birinci parti olarak çıkmaktır. Bu hedefgerçekleşirse ne Çiller'i ne de DYP'yi avakta tutmak mümkiin olmayacaktır." Yılmaz, seçimden hemen önce günde- me getirilmesi nedeniyle Nevruz'un res- mı bayram \apılması ve mcmur sendi- kalanna ilişkin yasaldüzenleme girişim- lerini iyi niyetli bulmadığını vurguladı. DSP lldeH Eccvft Adıyamanda: Refah Partisi,Allah'la kul arasına ginneye çalışıyor İBRAHİM KÜÇÜK ADIYAMAN Demokratik Sol Parti Genel Başkanı Büient Ecevit, Refah Partisi'nin İslam anlayışını sert bir dille eleştirerek. "İslam'da Aflah ile insan arasına kimse gi- remez. Oysa ki Refah girmeye çalışıyor. Çekil aradan Refah, çekil!" diye seslendi. DSP lideri Büient Ecevit, RP'ye yönelik eleştirilerini Adıyaman'da düzenlenen mi- tingde de sürdürdü. Hoşgörii ve banş Ecevit, SHP'nin solculuk anlayışını da eleştirdiği konuş- ması sırasında kendisini dinle- yen coşkulu kalabalığa şunlan söyledi: "Suudi Arabistan gibi, İran gibi kendi halkını ezen. baskı al- tında tutan ülkelerdcn olmaya ihtiyacımız yok. Onların İslam anlayışında din duygusu Allah korkusuna dayarur. ancak biz- de Allah korkusuna değil Allah sevgisine dayanır. Korkuya da- yanan din baskı getirir. Sevgiye dayanan din hoşgörü \aratır; demokrasi, barış getirir. Bizim Refah Partisi gibi aracılara ih- tiyacımız yok!" 12 Eylül 1980'den hemen sonra Kürtçe kelimesinin ağıza alınamadiğı bir dönem yaşa- rurken kendisinin yasaklı oldu- ğu halde, bir milletin bazı fert- lerine kendi anadillerinde ko- nuşma yasağı getirmenin in- sanhk dışı olduğunu söylediği- ni ammsatan Ecevit, kendisini "Kürt düşmanı" olarak tanı- tanlar bulunduğunu söyledi. Ecevit, şöyle devam etti: "tnsan aynlmak istemediği kimseye düşman olur mu? Ben siyasal yasamım boyunca Gü- neydoğu halkının ezihnekten ve yoksullaşmaktan kurtulması için çırpmdım. Son 10 yıldaki hükümetlerin ekonomik politi- kası böige halkına bir şey ver- medi. Bu bölge için verilen teş- viklerle ağalara hayali fabrika- lar kurdurdular. Tes>ik alanlar, yatınmı Güneydoğu'ya yapma- yıp büyük kentlerde fabrikalar kurdular. Birçoğu da devletten vurgun vurarak aslan payını al- dı." Devletin son yıllarda köy ve mezralardaki yurttaşın güven- liğini koruculara bıraktığını vurgulayan Ecevit, "Hangi ko- ruculara? Toprak ağası büyük aşiret reislerinin adamlarına bı- raktı. Böylece yüzyıllar boyu yoksul haİkı ezen ağalar bu ve- sileyle bir kat daha güçlendi" diye konuştu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle