05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyetİmtiyaz sahibi: Berin Nadi Genel YayınYoneımenı Özgen Acar •Gcncl't ayın Koordınatörü: Hikmet Çen'nkaya • Genel Yayın Danışmanı Ortıan Erinç • Yazıışlen Mudurlen İbrahim Yıldız. Dinç Tayanç (Sorumlu).#Haber Merkezı Müdüru: Hakan Kara • Görsel Yönetmen: Ali Acar #Dış Haberler- Er- gun Balcı • Ekonomı. Abdurrahman Yıldırım # Istıhbarat: Yalçın Çakır • Yurt Haberlen: Mehmet Saraç • Makaleler Sanıi Karaören • Spor: Abdül- kadir Yücelman • Düzeltme: Abdullah Yazıcı Ankara Temsılcısi: Muslafa Balbav »Haber Müduru Doğan Akın AtaturkBul- van No:l25. Kat: 4. Bakanlıklar-Ankara Tel 4195020C Hat). Telex 42344. Fa\- 44195027 •İzmır Temsılcısi Serdar Kızık, H Zıya Bl\ 1352 S 2 3 Tel 4411220 Telex: 52359. Fax 4419117 »Adana Temsılcısi Çetin Yiğenoğlu İnönü Cd. 119 S. No- 1 Kat: 1. Tel: 352255O-35226OI-3522492. Tele\ 62155. Fav 3522570 Muessese Mudıirü- Erol Erkut • Koordınatör: Ahmet Konılsan • Muhaset*. Bülent Yener • tdare: Hüseyin Giirer • tşletme Onder Çeiik • Bılgi-İşlem Nsril lnal #Bılgısayar Sıstem: Mürüvet Çi]er • Reklam Refaa Işrtnuuı ^nmWa>an veBasan: Yenı Gun Haber Ajansı. Bu^ın \e >. a>ınohk \ Ş Tur<oca'p Cad 39 41 Cağabğlu 34334 Ist PK 246IsunbulTel [0 2l2)5l2O>O5[2OhalıTelc\ 2224 h ı \ Iiı 2 l 2 ) 18MARTI994 İmsak:4.39 Güneş: 6.04 Öğle: 12.19 İkındı. 15.40 Akşam: 18.20 Yatsı: 19.40 Nâzım Hikmet'in anısına sergi • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Nâzım Hikmet Vakfı'mn üç yıl önce İstanbul'da gerçekleştirdiği karma serginin ikincisi. dün Ankara Devlet Güzel SanatlarGalerisi'ndeaçıldı. Vakfın Nâzım Hikmet'in anısına düzenlediği ikinci sergı. Ankara'da açıldı. Gelecekte. sergıde yer alan resımleri ıçeren bir müze açılmasının düşünüldüğü açıklandı. 137sanatçının l50\ıaşkınresimIe olıişturduğu serginin açılış törenındc konuşan Kültür Bukanlığı Müsteşan Emre Kongar. resmı polıtıkalann /jınjn /aman sanata karşı Ki7iyaııhşlaryapabilcccğinı: ancak halkın. kcndi toprağının ürettıği değerlere sahıpçıkarakbuvaıılışları etkısiz bırakabileceğini söyledı Bakan talimatıyla "Alo" • ANKARA (AA) - Geaken vezamanında faturasını ödemeven 900 bin telefon abonesı. bakan talimatıyla bay ramda "Alo" dedi. L'laştırma Bakanı Mehmet Köstepen'ın konuyla ilgili talimatıyla.Türkıye genelindeşubatvedaha öncekı dönemlere ait telefon borcu bulunan abonelerin. telefonlan Ramazan Bay ramı'nda görüşmeye kapatılmadı. Borcundan • dolayı kapatılması gereken telefonlardan. faturası ödenip açma v e kapama servıslenne ıbraz edilmeyenler. görüşmeye kapatılmaya başlandı. PTT Genel Müdürlüğü. normalde faturalannı zamanında ödemeven abonelerin telefonlannı son ödeme tarihını takip eden ayın ilk haftasında görüşmeye kapatıyor. İlk elektronik gazete • NEVVYORK(AA)- Yıllardan beri beklenen dünyanın ılk elektronik gazetesi, Amerika'run Atlanta eyaletinde piyasaya çıktı. "Atlanta Journal Q Constitution" gazetesi tarafından yayımlanan elektronik gazete, Amenka'nm en büyük iki elektronik mektup şebekesi "America onlıne" ve "Compuserve" aracılığıyla oku> uculanna ulaştınlıyor. Hazırlanması ve dağıumında 25 kişinin görev aldığj eletronık gazete, okuyuculanna ayda sadece 7 dola'ra(150bınTL)mal oluyor. Ancak okuyucular aynca elektronik mektup denilen iletişim ücretinı de ödemek zorunda. Biberonu iyice temizteyin • tSTANBUL (ANKA) - Biberonla beslenen bebeklerde biberonun yeterince temizlenmemesinin ciddi hastalıklara hatta ölüme y ol açtığı bildirildi. Bu nedenle. her beslenmeden önce su, biberon ve emziğin on dakika kadar ka> natılarak mıkroplardan anndınlması gerekıyor. UNICEFTürkıye Temsılcıliği tarafından hazırlanan "Sağhğa Ulaştıran Gerçekler" adlı kıtapta. emzırme ıle ılgılı bılgileryeralıyor. Makat kanseri ölümleri • KONYA(AA)- Türkiye'de, akciğer ve meme kanserinden sonra makat kanserinden ölümlerin 3. sırada >er aldığı bildirildi. Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şükrü Özer, yaptığı açıklamada, makat bolgesindeki rahatsızlıklann vatandaşlar tarafından fazla ciddi> e ahnmadığını, bunun da hastahğın ilerlemesine neden olduğunu belirtti. Hamsiavı sona erdi •TRABZON(AA)- Karadeniz'de kasım ayında başlayan hamsi avı sezonu sona erdi. 1993-94 av sezonu, geçen yıllara göre daha verimli geçti. 3 yıldır hamsi miktannda görülen büyük azalmanın yanı sıra avlanan hamsilerin küçük olması, Karadeniz'de balıkçılık sektöründe büyük bir kriz meydana geürmişti. Yetkililer, kasım, aralık ve ocakta iyi av veren hamsinin. şubat başından itibaren yeniden kayıplara kanştığını belirttıler. Doğalgazdayeııikaynakarayışı Cezayir'le 2 milyar metreküplük bağlantı yapıldı; Katar'la anlaşma hazırlıkları sürüyor KEMAL YURTERİ ANKARA - Rusya ile ödeme anlaş- mazhğına düşen Ukrayna üzerinden Türkı- ye"ye ulaşan doğalgaz akışında kesıntiler y a- şanması. Boru Hatlan ile Taşımacıhk AŞ'vi (BOTAŞ) altematif kavnaklar aramaya yö- nclttı. Cezayir ıle yılda 2 mılyar mctreküp sıvılaştınlmış doğalgaz bağlantısı yapan BOTAŞ. Katar ile de anlaşma yapmava hazırlanı>or. BOTAŞ Genel Müdüru Ha>- rettin l'zun. kesınti olması durumunda sıkıntı yaşanmaması için depolama çalışma- larının hızlandınlacağını ve Tuz Gölü"nün allında vapılması öngörülen doğalgaz dcpo- sunun bir an önce lamjmlanacağını açı- kladı. L'zun. Cumhuriyet'in sorulannı yanıtlar- ken. Lkrayna ile Rusya arasında yaşanan doğalgaz bunalımının giderilemediğını belir- terek Türkiye'nin bu sürtüşmelerden etkile- nerek yeniden doğalgaz krizıne girmesini önlemeyc çalıştıklannı söyledi. Temaslar sı- rasında. bir L'krayna yetkilısinin. kendileri- ne "Bi/im vatandaşlarımız. aldıklan bir hiz- met karşılığında para ödeme) e alışmamışlar. Bunu öğrenseler sorun çözülecek" dediğını aktaran L'zun. "Türkiye, aslında doğalgaz kesintisinden sıkıntı duymazdı. Marmara Ereğlisi'nde depolama tesisinin çalışmaları 18 ay önce bitmelivdi. En son 1,5 yıllık uzatma süresi verilmiş, 31 aralıkta bitme durumun- da>dı. Bu tesis 31 aralıkta bitsevdi, bu gemivi o giin boşaltsaydık, doğalgaz krizinden vatan- daşın haberi bile olmazdı" açıklamasını yaptı.Uzun, Marmara Ereğlisi'ndeki depo- lama tesisinin 5 milyar metreküp kapasiteli olacağını kaydetti. İlk gemi nisanda 21-23 mart günlennde Cezayir'den gele- cek bir he>etın Marmara Ereğlisi'nde incele- me yapacağını ifade eden BOTAŞ Genel Müdüru. "Yetkililer, gazın sağlıklı biçimde boşaltılıp boşaltılama> acağını inceleyecekler ve bir rapor sunacaklar. Rapor olumlu olursa Cezayir'den gelecek olan gemi 5-6 günde bu- ra\a ulaşıyor zaten. Nisan başında ilk gemi- nin gelmesi gerekiyor" dedı. Lzun, Cezayir'den gelecek ilk gemıye 125 bin metreküp sıvılaştınlmış doğalgaz yükle- neceğini. bunun gaz halindeki hacminin 75 milyon metreküpü bulduğunu sövledi. L'zun. Erzurum'da yaşanan hava kirljliği- nin engellenmesı için, Türkmenistan'dan Gürcıstan'a ulaşan doğalgaz boru hattının Erzurum'a kadar uzatılması konusunda gi- rişimlerde bulunduklannı sövledi. Türk- menler'ın, artangazıTürki\e'vevermekiste- diklerini belirten Uzun. 29 martta bir heye- tin Gürcıstan'ın başkenti Tiflis'e giderek gö- rüşmelerde bulunacağını bıldirdi. Uzun. Rusya ile sürdürdükleri doğalgaz görüşme- leri için 21 martta yeniden Moskova'ya gide- ceklerini aktararak. "Görüşmelerde ilerleme sağlanmıştı. Biz doğalgaz artışı istiyoruz, on- lar da flyat artışı istiyorlar. Buradan Katar'a gecerek onlarla doğalgaz görüşmesinde bulu- nacağız" dedi. L'zun, doğalgaz kesintilerin depolamanın önemini gündeme getirdiği belirterek, "Bi- zim zaten Tuz Gölü civannda toprağın altında depo yapılması için başlattığımız çalışmalar vardı. .Marmara Ereğlisi'ndeki depolar sıvı doğalgazı depolama\a \ararken, burada yapılacak olan gaz halinde depolama\a \ara- yacak. Bununla ilgili şimdi çeşitli tcklifler \ar. Rusya'nın da teklifı > ar. Bizim de mühendislik çalışmalarını başlatmak üzere gerçekleştirdi- ğimiz ihalemiz var. 17 fırmadan teklif aldık. Bu ayın sonunda ya da nisan başında karara bağlamamız gerekiyor. Doğalgazın tuz kat- manlan arasında saklanması mümkün" diye konuştu. K'AÇ A \{fl î l \ ' \ ı.mar suçları, daha doğrusu toplumsal suçlaraffedilerek, "elli yılın alışkanlığf, bir kez daha yinelenecek olursa, bu kez yağmaya göz yuman politikacılar, kente ve topluma karşı en ağır suçu işlemiş olacaklar. lstanbul'daki Hazine arazilerinde kurulan > üzbinierce gecekondu için. bunların sahiplerinin > üzde 80'i, arazi maf> asına "arsa parası" ödediler. Büy ük kentlenmizde v e özellikle İstanbul'da. seçim dönemiylebirlikte olağanüstü boyutlara ulaştığı gözlenen kaçak yapılaşmanın, aslında hem sözcük anlamı> la, hem de 19801i yıllara dek taşıdığı "sosyal içeriği" açısından. artık bir "gecekondulaşma olayı' olmadığı açıkça ortada. Nitekim.geçenlerdeArmutlu'yuzivaret eden Başbakan Çiller'in, "Gecekondularınızı yıkmaya ana kalbim izin vermez" demesine karşın. a> nı bölgedekı kaçak yapılann " üç-beş katlı betonarme apartmanlar"şeklınde y ükseldiğıni de TV kameralan gizleyememişlerdi. Yani Artıkaffedenler sııçhıolacakÇiller'in, "gözyaşlanyla"birleştirdiği gecekondu affı sözlerini. aslında "barınma gereksinmelerini karşılavan"çaresız insanlar değil. kent yağmasını bir iş ve sermaye birikimi sektörüne dönüştüren." Boğaziçi'ne nazır"apartman sahiplen alkışlıvorlardı. Kuşkusuz. bu gerçeğin yanı sıra. "jılda 350 bin kişiye ulaştığı" belirtilen böylesıne yoğun bir göçün sonucunda, gecekondu tanımına u> gun düşecek derme-çatma yapılar. kentın kenar semtlennde ve "tam hir sefalet ortanıında" hâlâ inşa edıliycvre edileceklerde. Hele. Güneydoğu'da \ aşanan olay lar \ e gerilim. yörenin yoksul insanını büyük kentlereittikçe. bu süreç daha da hızlanacak gibi görülüyor. Örneğin. Diyarbakır'ın nüfusu beşyıl önce 350 bin kadarken, vöredeki kırsal nüfusun bu kentimize "sığınması" akını> la birlikte. bugün 1 milyona ulaşmışdurumda. İstanbul'a da benzeri bir göçün yaşandığı. rakamlann ötesinde kentteki "yaşam görüntûlerinden" bıle yeterli açıklıkta saptanabılı>or Böylesı bir"kitlesel işsizliğin" zorunlu sonucıı olarak. özellikle 'îşportacılıkta" son birkaç v ıldır "patlama" yaşanıyor. Ne var ki. bütün bu sosyal gelişmeler bile, yıne özellikle İstanbul'da artık en ciddi "tehlikenin", ağırlıklı olarak salt gecekondulaşma\ la değil. daha da önemlisi "kaçak yapılaşmayla" yaşandığı gerçeğini gizlemeveyetmi\or. Daha daötesı, hem gecekondu denılebilecek \ apılann büyük birçoğunluğu. hem de bu tanıma gıremeyecek "lüksnitelikkr" taşıyan ruhsatsız inşaatlar. rrilyonları bulan bir arsa ve arazi yağmasının; ve bu >ağmayı organize eden yasadışı çev relenn "kazanç dünyasını" oluşturuyorlar. Yağma tapuya bağlanabilir mi? Örneğin. DPTuzmanlannın 1993 yılı başlannda yaptıklan bir araştırmaya göre, lstanbul'daki Hazine arazilerinde kurulan yüzbinlerce gecekondu için, bunlann sahiplerinin yaklaşık yüzde 80'i. arazi mafyasına "arsa parası" ödemiş durumdalar. Yani. her bir "gecekondu yeri" için ortalama 50 milyon lıra toplayan ve bunu "topluma ait arazileri pazarlayarak" elde eden mafv a. yaklaşık 50 trilyon liralık bir "tıasılata" ka\ uşmuş durumda. Bunun yanı sıra. özellikle Boğaziçi öngörünüm ve geri görünüm bölgeleriyle birlikte. "İstanbul'un genel çıkarlan ve kentin yaşaması" ıçın imara yasaklanan tanm. orman ve su havzası alanlanndaki hızla çoğalan kaçak inşaatlarda. günlüğü 600 bin ile 1 milyon liraya varan ücretlerle ustalar. işçilerçahştınlıyor. "Seçimden önce bitirilmesi" için olağanüstü bir hız ve yüksek masraflarla inşa edilen bu yapılar için. "gecekondu" demek ve o gözle bakıp "aama duygulan taşımak" arük olası değil. Ve son olarak, yıne tüm bu kaçak yapılar, aslında imar ve planlama ilkelerine göre de hiçbir zaman "ruhsata bağlanamayacak" yerlerdevekonumdalar. Çünkü.inşa edildikleri yerler. İstanbul'un geleceği açısından "yaşam kaynaklarım" oluşturan; ve son yıllardakı "planlı \ ağma süreci" nedenıyle de zaten çok az kalan "plansız alanlar!" O nedenle. ruhsatsız olarak yapıldıklanndan ötürü işledikleri suç, sıradan bir imar suçu değil; çok daha ağır ve yarattığı zararlann hiçbir zaman giderilemeyeceği "toplumsal suç" niteliğı taşıyor... Umanz. bütün bu gerçekleri "yakından bilen" yöneticiler ve politikacılar. yaşanmakta olan bu açık yağma sürecini yine "affetmeye" ve daha'sı bu "talan yuvalarına" tapu da vererek, onlan aklamaya ve ödüllendırmeye kalkışmazlar. Eğer. "elli yüın alışkanlığı". bir kez daha yinelenecek olursa, bu kez "bağışlanan yapılar" değil. onlan yine affeden ve hatta göz yuman politikacılar, kente ve topluma karşı en ağır suçu işlemiş olacaklar. Ne var ki, suçlannın "cezasuıı" da yine kentlenmiz ve toplum çekecek... BİTTİ Osmanlılar dbnemlnde gecekondu, kacak Inşaat ve sahll yağması sorunları A 3. Ahmet koyduğu yasak ve kurallara uymamanın yaptınmını acımasızca belirlemişti: Minıarbaşmın kellesi gider9 bîna ve içindekilere devlet elkoyar -2- ORHAN ERİNÇ ultan 3. Ahmet'ın (Şaban 1131-Temmuz 1719) tarihini taşıyan diğer bir fermanı. o yı- Uarda da istanbul'da a> nı mo- danın hüküm sürdüğünü or- taya koyuyor. Ama arada bir fark var. Devrin teknik ımkânlan ile kaç-göç yüzünden ailelerin aynı kapıyı kullanamama- lan yenı yapılann kat kat değil de >an >ana. oda oda yapılmasım zorunlu duruma getiri- >or. İşte belgemiz: "Istanbul kadısına ve Şeh- reminine ve Hassa MimarbaşTya hüküm ki: "... bundan önce İstanbul'da du\arlan \ük- sek kargir odalar \e genış avlular ve bağçeleri kapsayan pek çok saraylar olmakla vangına engel ve kolayhkla söndürülmesıne sebep olur iken, kısa bir süreden beri bazı kımseler ve marangoz kalfalan peyda ve yavaş ya\ aş o sa- ravlara birer >olla sahip olup binalannı orta- dan kaldırmağa \e kendılerine akar olmak üzere tahtadan ve çörden çöpten sıkı ve birbi- rine bitişik odalar yapıp. yangının önlenmesi- ne sebep olan saraylan yıktıklanndan başka 'Allah'a sığınırız" yangın zuhurunda söndürül- mesine imkân olmayıp yaptıklan odalar> angı- nın büyümesine \e daha nice kötü işlere sebep olup. bu gibi halkın zarar görmesine ve kötü- lüğe sebep olan istenmeyecek işlerin ortadan kaldınlması ve önlenmesı dinımizin gerekle- nnden ve devlet işlerimin önde gelenlerinden- dir. Siz ki şehremini ve Mimarbaşf sınız. Allahın takdin ile bu defa kale duvan karşısında yanmış olan (1719 yangını) bina- lann sahipleri inşaata başlarlarken belirtilen esaslara göre kalenin ışleri için aynlan arazide ve kaleler bitişiğınde ve beden üzerinde eskı kanuna aykın bina inşaatının tamamen vasak olduğunu duyurup. marangoz kalfalanna ve saır tembihi lazım gelen marangoz taifesine dahi bundan sonra kal'eye mahsus arazide ve kal'e biüşfğrade ve beden üzennde bına ınşa- atını üzerlerine almamalan için sıkıca tembih. takip ve her zaman kontrol ile vapılanlan yıkıp vapan- lan cezalandırasın. Ve bundan böv- le saravlann ferman alınmadan yıkılmasına ve binalann şekillerinin ve yapılışlannın değiştirilmesine ke- sinlikle izın venneyıp ve marangoz taıfesinin dahi bundan kaçınmalan için kalfalanna ve diğer tembihi ge- rekenlere tembih ve emrimin gere- ğinı ilan duyurma ve uygulama yo- lunda ihtımam ve dikkat eylejip aykın hareketten çok korkarak kaçınmanız hususundakı elvazılı emrime göre ferman olmuştur. Fi Evahir-i Şaban sene 1131 (Temmuz 1719) Mühimme 129 Say- fa 61 "3. Ahmet yeni imar kurallarını belirleyen bir başka fermamnda şöy- le divor: "Istanbul Kadısına ve Hassa Mi- marbaşı'na hüküm "....Sen kı Mımarbaşfsm. bun- dan böyle İstanbul'da sur ıçınde ve sur dışında. gerek vangın yerlerinde ve gerek saır mahallerde kendileri- nekârvedevamlıgeliriçinbekârhane ve sair hanlar ve bekâr odalan yaptırmak ısteyenler taşdan kargir yaptınp sakın ağaçtan yaptınnası- na izin verilmeyip. bundan önce ve gerek bu defa yanan yerlerde her türlü bina ınşaatına başlayacaklar ve yangın yenndekı arsalarda ol- mayın sair mahallerde de yeniden ev inşa etmek isteyenler, damlann saçaklannı tuğladan ve gizlı olmak üzere yapıp, kativyen ağaç ile saçak japtınlmayıp ve bunlardan bı- nalanna şahnışin çıkannak ıstevenlere eski- den olduğu gıbı 18 parmak (1 parmak 3 15 santım) yapmalanna karşı gelinmeyip fazla olmaması için ihtımam ve iki binanın eumbası birbirine karşı yapılmayıp herhalde birisi ya üst tarafında ya ait tarafında münasip olan kısma yapılmakla karşı karşıya yapılmasına ve 18 parmaktan fazlasma hiçbir şekilde nıh- sat ve müsaade göstermeyip, sahiplenni ve cümlesıni tamamen men eyleyesiniz. Ve bundan böyle İstanbul şehrinde gerek sur ıçınde ve gerek sur dışında ve gerek bu defa yanan yerde ve diğer yerlerde dükkân bina edenlere kargir yapmayı tembih ve ağaçtan yapılmaması için fermanım yayımlandığını duyurup inşaat işçilerine kargırden mada dükkan ve bekâr odası ve han binası inşa eyie- memelerini tembih ve tekid eyleyesin ve keza İstanbul şehrinde sur içinde ve sur dışında. yangın yerleri ile diğer yerlerde Müslümanlardan başka, Hı- ristiyan ve Musevilerden ev inşa eden- lere de iki kattan fazla yaptırmayıp, üç kat yaptırmaya ruhsat vermeyip vel- hasıl yukanda tafsil olunan fermanım şartlannın şimdiye kadar olduğu gibi yürürlüğüne dikkat ve işbu emrimin belirttiği hususlan gerek bina sahiple- rine v e gerek tüccar ve sair amele taife- sine daima duyurup tatbiki için üstün gayret ve ihtimam gösteresin. Ve sen kı Mımarbaşı'sın ışbu em- nmde yazılan ve açıkça belirtilen maddeler için bıraz v akit geçince unu- tulur düşüncesı ıle bir tek kışıye emrim aksıne ruhsat verdığın ve göz yumdu- ğun yahut emnnde bulunan maran- goz ve saır ameleden bırinin buna cesaretı vaki olursa her türlü özür ve cevabındınlenmeyıpamansızkatlolu- nursun. Sahibinın dahi. ıtaatsızliğin mükâfatı olmak üzere. yaptırdığı bina- da her nesi mevcut ise devlet tarafı- ndan alınır..."' Evasrtı Şaban 1131 (Temmuz 1719) çıkmrs. olan elvazılı emrim gereğin- ce..." İlk imar kanunları 3. Ahmet'in yukanda sunduğumuz femnanı aynı zamanda İstanbul'un ilk imar kanun ve kurallanm da oluştur- maktadır. 1719 yılında Cıbali semtinden çıkarak kollara aynlıp 27 saat devam eden ve şehnn bü- yük kısmının kül olmasına yol açan yangmdan sonra kaleme alınan fermanlar. yangınlan önle- me gayesini taşımaktadır. Her iki fermanla konan kurallar ve getirilen imar vasaklan özetle ijöyle sıralanmaktadır: • iki kattan yüksek binayapılmayacaktır. • Dükkan. bekâr odası ve hanlann ahşab ola- rak yapılması yasaktır. • Saçaklar tuğladan ve gizli olarak yapı- lacaktır. • 18 parmaktan büyük şahnişin yapılması- na izin veritmeyecektir. • Binalan ynkmak. tamir etmek ve şekilleri- ni değiştirmek istiyenler ruhsat almaya mec- bur tutulacaktır. • Sur üzerinde ve bitişiğinde inşaata izin verilmiyecektir. Getirilen bu yasak ve kurallann uygulan- ması ise çok şiddetli cezalara dayandınlmak- tadır. Fermanı uygulamakta başan göstere- meyen ve aykın hareketlere göz yuman Mi- marbaşı, bunun cezasmı katlolunarak çeke- cektir. Fermana aykın hareket eden bina sahi- bi mal ve mülküne de devlet tarafından el ko- nacaktır Devlet arazisi ve halk 3. Ahmet'ın fermanlanndan tstanbul'un yeni sayılan diğer bir sorununun da asırlardır devam ettiğinı öğrenmekteyız. Bu: devlete ait olan ve halkın istifadesine aynlan arazinin bazı açıkgözler tarafından iş- gal olunmasıdır. Özellikle: sahillerin halka kapatıldığı belir- tilerek "Sahil Yağmasr şeklinde ifadesini bu- lan bugünkü durum. eskiden yollann ve geçiş yerlennın kapatılması şeklinde görülmekte- dir. Sunulan üç belgeden İstanbul'un sorunlan gibi bu sorunlan yaratan ve çoğaltan nedenle- rin de yüzyıllardır değişmediği anlaşılmak- tadır. Bazı yetkililerin, kanun ve kurallara aykın işlere türlü nedenlerle göz yummalan ile pek çok İstanbullu'nun, şehirlerinden ve hemşeh- rilerinden önce kendilerini düşünmeleri ab- şkanlığı. 3. Ahmet devrinde olduğu gibi bu- gün de mevcuttur. BİTTİ *Belgelerle Türk Tarihi Dergisi,Temmuz 1968
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle