Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 2 18MART1994CUMA
KULTUR
27 Mart Dünya Tiyatrolar Günü, seçim yasaklan nedeniyle iki gün ertelendi
Siyasioyunadartiyatroyu'bedavaya' kapatü
NİLGÜNTOPTAŞ
27 Mart Dünya Tiyatrolar Günii'-
nün, seçım yasaklan nedeniyle iki
gün ertelenmesi, aralannda ITI
(Uluslararası Tiyatro Enstitüsü)
Türkiye Temsilcibği ve Tiyatro
Eleştirmenleri Derneği'nin de bu-
lunduğu tiyatro kuruluşlannın tep-
kisine neden olurken. Devlet Tiyat-
rolan Genel Müdür Vekili Tamer
Levent ertelemeye tepkı gösteren
kunıluşlan "Şimdiye dek akılları ne-
redeydi?" şeklinde eleştirerek. daha
yaygın ve etkin tiyatro hizmetı vere-
bilmek için Tiyatrolar Günü'nü 29
martta kutlamaya karar verdikleri-
ni bildirdi.
Levent. açıklamasında şunlan
söyledi:
"Hukukçu arkadaşımız, "zorlar-
sak bir şekilde 27 martta seçim saa-
tinden sonra birşeyler yapabiliriz'
dedi, ancak biz 27 Mart'ın önemine
uygun olarak kutlayabilmek için
böyle bir karar aldık. 27 mart akşamı
seçim sonuçlarını öğrenmek için tele-
vı/yotı başma geçen vatandaşa nasıl
ulaşabiliriz? Biz vatandaşa daha
yaygın tiyatro sunmak, kapılarunızı
seyircilere açmak için 29 Mart'ı seç-
fik.
Bu durumda ITI'nın Türkiye tem-
sllcisi Refık Erduran'ın seçime üç
gün kala protesto etme hakkı yok,
eieştirmenlerin de yok. Daha önceden
aküları neredeydi? ITI yeterince
önem verse, olayı UNESCO'ya bile
götürebilirdi. "ITI Türkiye temsılcili-
ğı ne yapıyor' diye sormak lazun.
Kağıt üzerinde bir kunıluş mudur,
yoksa birtakun yetkileri, sorumlu-
luklan olan bir kunıluş mu? Tiyatro-
dan bu kadar uzak olup onu reklam
olarak kullanmasınlar.
Bunun ötesinde 27 martta seçim
olacağı bir sene önceden biliniyordu.
Bu durumda önceden otunılup buna
göre bir program oluşturulması gere-
kirdj, ya da tüm demokratik kunıluş-
H,.eryıl27Marfta
kutlanan ve tiyatrolann
ücretsiz perde açtığı
Dünya Tiyatrolar
Günü. bu yıl seçim
yasaklanna girdiği için,
ülkemizde iki gün
sonraya ertelendi. Çeşitli
tiyatro kuruluşlan ve
topluluklan bu karan
eleştirdiler.
D evlet Tiyatrolan
Genel Müdür Vekili
Tarner Levent gösterilen
tepkiyi eleştirerek,
daha yaygın ve etkin
tiyatro hizmeti
verebilmek için
Tiyatrolar Günü'nü
29 martta kutlamaya
karar verdiklerini
belirtti.
lar önceden bir araya gelip bir karar
aJmalı ya da kampanya başlatıl-
malıvdı. Bi/dc zaten hep yumurta
kapıy a gelince işe girişilir".
Tiyatro Eleştirmenlen Derneğı.
ITI Türkiye Merkezı. Ali Poyrazoğ-
lu Tıyatrosu. Ankara Sanat Tiyat-
rosu. Banş Oyunculan. Bilsak. Çi-
senti Tiyatrosu. Dormen Tiyatrosu.
Dostlar Tiyatrosu. Genç Uygurlar
Tiyatrosu, Gülriz Sururi Tiyatrosu.
Halk Oyunculan, Kumpanya Ti-
yatrosu, Levent Kırca Tiyatrosu.
Müjdat Gezen Sanat Merkezi. Ne-
jat Uygur Tiyatrosu, Ortaoyuncu-
lar, Stüdyo Oyunculan, Tevfık Ge-
lenbe Tiyatrosu, Tiyatro Ayna. Ti-
yatro Grup, Tiyatro Jstek, Tiyatro
Kare, Tiyatro Mie, Yılmaz ve Tür-
kan Gruda Tiyatrosu, Tiyatro ve
TV Yazarlan Derneği. Kenterler Ti-
yatrosu'nun ımzaladığı bildıride ise,
tiyatrolann da "içkili yerler" ve "eğ-
lence yerleri" kapsamında değerlen-
dirilmesi kınanarak şu görüşlere yer
veriliyor:
"Demokrasinin yerleşmesinde >e
demokratik katılımın gerçekleşme-
sinde sanatın öncülüğüne inanan biz
tiyatro sanatçıları ve aydınJar, de-
mokrasinin bir aracı olan yerel se-
çimler yüzünden, 27 Mart Dünya Ti-
yatrolar Günü'nde, seçim saatinden
sonra da perdelerin kapatılmasını
kınıyoruz.
Çağdaş Türkiye'de tivatroların
hala "eğlencc yeri" starüsiinde görül-
mesine, "ıçkilı yer" yasağı paralelin-
de yasaklanmasına ve günlük politi-
kanın, dolavlı da olsa^anatı baltala-
masına ve kesintiye uğratmasına şid-
detle karşı çıkıyoruz".
YSK'dan (Yüksek Seçim Kuru-
lu) aldığımız bılgiye göre. tiyatrolar
gününün ertelenmesine neden olan
madde 298. madde kapsamma giri-
yor. Seçim yasaklannın geçerli oldu-
ğu süre içinde her türlü töreni yasak-
layan 64. madde şöyle:
"Seçim propagandasının başlangıç
tarihiniden itibaren oy verme gününü
takip eden güne kadar olan süre için-
de, 62. maddede sayılı tüm daire.
teşekkül ve müesseselerle, Bankalar
Kanunu'na tabii teşekküllere ait kay-
naklardan yapılan iş ve hizmet do-
lavısıyla (açış,temel atma, dahil) tö-
renler tertiplemek,mıtuklar söyle-
mek,demeçler vermek ve bunlar
hakkında her türlü vasıtayla yayı-
nlarda bulunmak yasaktır".
YSK yetkililen ise seçim yasak-
lanyla ilgılı bildirinin I4aralık tarih-
lı Resmı Gazete'de yayımlandığını,
kendilerinın bunun dışında kuruluş-
lara herhangi bir bildirimde bu-
lunmadıklannı belırterek. "Kanu-
nun uygulanması, emniyetin yetkileri
dahilindedir" diyorlar.
ITI'ın (Uluslararası Tiyatro Ens-
titüsü) girişimiyle 1962 yılından bu
yana her yıl 27 martta kutlanan
"Dünya Tiyatrolar Günü"nde başta
Devlet Tiyatrolan sahneleri olmak
üzere tiyatrolardaki oyunlar ücret-
siz izlenebiliyor ve ulusal tiyatro bil-
dınsı okunuyor \e çeşitli etkinlikler
gerçekleştiriliyor.
Bu yıl 29 mart salı günü kutlana-
cak olan Dünya Tiyatrolar Günü'-
nde tiyatro sahnelerinde okunacak
olan Ulusal Tiyatro Bildırisi'ni
Yıldız Kenter hazırlayacak. Daha
önceki yıllarda, ITI'ın karanna göre
Dünya Tiyatrolar Günü'nde sahne-
lerde okunmak üzere dünyaca
tanınmış sanat ve tiyatro adam-
lannca bir metin hazırlanırken.
I977'den bu yana ulusal tiyatro bil-
dirileri hazırlanıyor.
TiyatroeğlencedeğiL,kültürolayıdır'anatçılar, 27 Mart Dünya
Tiyatrolar Günü'nde seçim ne-
deniyle tiyatrolarda oyun sahnele-
nememesi, uluslararası bir günün
ertelenmesi ve Tamer Levent'in eleş-
tirilerine karşı görüşlerini dile getir-
diler:
ZEYNEP ORAL: Her birey
kendi üzerine düşeni yapsa yeter, bu
da bireylerin tepkisidir. Devlet Ti-
yatrolan ister katılır. ister katılmaz
bu bizi hiç ırgalamaz. Herkesin her-
şeye tepki gösterme hakkı vardır.
Ben niçin bu kadar heyecan gösteril-
diğini ve birşeyler elden gidiyor. biz
geride mi kaldık gibı. gülünç gerek-
siz telaşı anJamıyorum. Kimse kim-
senin boğazını sıkarak tepki göster-
mesini istemiyor, kimileri bu olaya
tepkilerini dile getiriyor. Bir de 'Ben
değişn'rdim oldu', 'Tiyatrolar Günü'-
nü 29'unda kutlayacağız' tavırlan
komik geliyor. 29 Ekim'i şubatta
kutlayacağım dıyebilır mısin? Dün-
ya Tiyatrolar Günü; 8 Mart Kadı-
nlar Günü. Anneler Günü, Banş
günügibi uluslararasıbirgündür ve
27 Mart'ta kutlanmalıdır.
SECKİN SELVİ: Bizım karşı
çıkmamız seçim saatinden sonra su-
are oynayacak tiyatrolar için. Şu-
Zeynep Oral
nun kavranması lazım. tiyatro eğ-
lence değil. kültür olayıdır. Bu ülke-
de bu alanda birşeyler yapmaya
çalışan insanlann önce tiyatronun
doğru tanımlanmasını sağlaması ge-
rekir. Biz 1TI üyesiyiz, Eleştirmenler
Derneği olarak Uluslararası Tiyatro
Eleştirmenleri Derneği üyesiyiz. de-
mek ki yann öbürgün bilmem ne gü-
nüne düştü diye. Anneler Günü de
ertelenecek. 23 Nisan da ertelenebi-
lecek. Bu karar meclisten çıktı zaten
HaMun Dormen
yanlışhk buradan kaynaklanıyor.
kültüre sanata verilen önem ortaya
çıkıyor. Uluslararası bir gün nasıl,
ertelenir bunu anlayamıyorum, an-
lamak da istemiyorum. Bunu izle-
mek icraalann. perde açacaklann
görevi. Biz böyle bir şey duyduğu-
muzda tepki gösteririz. yasalan dü-
zenlemekle görevii değiliz, perde
açacaklann bunu izlemesi gerekirdi.
HALDUN DORMEN: Ta-
Yıldız Kenter
mer Levent haklı, TODER. ITI gibi
kuruluşlann daha önce harekete
geçmesi gerekirdi bu konuda. Biz
sanatçılar bir araya gelemeyiz, tiyat-
rocular bundan bahsetmesinler.
TODER olarak Atatürk için Anka-
ra'ya gidilecekti. 650 üyesi olan To-
der'den 60 kişi gidebildi. bu olacak
şey mi? Onun için Tamer Levent'in
yaptığı doğru. kendi kendine karar
vermiş. ben Dormen olarak da bu
karan verebılirim.
Ferhan Şensoy
YILDIZ KENTER: Keşke se
çim var diye tiyatrolar kapanmasa...
Hazırladığım bildiride de şu cümle
var. Sanat umuttur. Tiyatro umut-
tur. tiyatro tüm sanatlann biraraya
geldiği bir sanatlar cümbüşüdür. Bu
umuttur, sanatlann bir araya top-
lanması. Ama umudumu kaybetmı-
yorum. seçim yüzünden tiyatrolann
kapatılmasına rağmen. Tamam biz
önceden düşünmemişiz seçimin ti-
y atrolar gününe denk geldiğını. pekı
onlar neden hesaplamarruş bunu?
Kaldı ki. seçim tarihi keyfi sonradan
^aptanan birşey. Tiyatrolar Günü
1948'den bu yana var. Aklımıza geç
gelmiş olabilir ama, tiyatrolann iç-
kili gazınolarla. eğlence yeÖİûyle.
bar-pavyonlarla bir tutulmasını sev-
miyorum. Ertelenmeyle ilgili bir
öykü anlatayım: Çocukluğumuzda
19 Mayıslarda hep yağmur yağardı.
Çine'de yine ertelenen bir 19 Mayıs
bayramında, müdür konuşma ya-
pıyor. Adamcağız diyor ki; "Bu
mutlu günde, Atatürk'ün gençlere ar-
mağan ettiği bu 19 mayıslarda, 24,25
ma>ısJarda.." biz de herhalde Tiyat-
rolar Günü'nde "25,27,29 martlar-
da.." diyeceğiz.
FERHAN 5ENSOY- Bildi-
riye ilke olarak katıldık. Neden se-
çim tarihi görüşülürken TBMM'de
kimsenin aklına gelmiyor 27 Mart'-
ın Tiyatrolar Günü olduğu? Kosko-
ca Meclis"te bir tek milletvekılinin
aklına gelmiyor mu? Bu onlann ti-
yatroya verdikleri önemi gösterir. ti-
yatro bir tek Tiyatrolar Günü'nde
mi düşünülmeli? O gün. zaten siyasi
sahnenın kötü oyunculan nasıl olsa
çok kötü bir oyun izleteceklermille-
te.
4.Amatw
Tiyatrolar
FestivaU
Kültür Servisi- Keçiören Beledi-
yesi tarafından düzenlenen 4.
Amatör Tiyatrolar Festivali baş-
ladı. 10 gün sürecek festival. dün
Ankara Komedı Sahnesi'nin "Asa-
caksın Bu Doktorlan" adlı oyu-
nuyla tiyatroseverlere "merhaba'
dedi.
Festival kapsarrunda bugün,
Genç Oyuncular Sahnesi, "Savaş
Oyunu"nu sahneleyecek. Sermet
Çağan'ın yazdığı. Setim Kaüç'ın
yönettıği oyunun müziğini M.
Kadri Başeğmez ile Jülide Kaya
yaptı. Yann, Oluşum Tiyatrosu
"Çocuklar Yönetimde", Tiyatro
Özgün Deneme ise "ölmeni İstiyo-
nun" adlı oyunlan sahnelerken,
Zonguldak Sanat Tiyatrosu da
"Göcük Mehmet" ile "Bacaağzı
Sohbetleri"nı sunacak.
Festival, pazar günü Gaaantep
Çağdaş Oyunculan'nın "Deli Deü
TepelT ve Kartal Sanat Tiyatro-
su'nun "Abbas Yola Giden" adb
oyunlanyla, devam edecek. 21
mart günü Özgür Sahne "Lefty'yi
Beklerken", 22 mart günü Bod-
rum Sanat_ Tiyatrosu "Operadaki
Hayalet Üzerine Bir Fantazi"yi
sahneleyecek. 23 mart çarşamba
günü. Can Şenliği Oyunculan'nın
sergiledığı "Sokak Tiyatrosu Gös-
terimleri" ızlenebilır. 24 martta
Demıryolu Sevenler Derneği Ti-
yatro Grubu "Makine"yi, 25
martta Karmaşık Tiyatro "Mi-
safîr"i. 26 martta da Can Tiyat-
rosu çocuk oyunu "Çîfüikteki
Yarış"ı sahneye koyacak.
Festival. 26 mart cumartesi
günü "Ankara'da yaşayan tiyatro"
söyleşisiyle sona erecek Festival
kapsamındaki tüm etkinlikler, Ke-
çiören Belediyesi Güçsüzler Yur-
du Sahnesi'nde gerçekleştirilecek.
Zübeyde Hanan
Tiyatrosu
açıkh
Kültür Servisi- Fatih Belediyesi'-
nce sanatseverlere sunulan kültür
merkezinin tiyatro salonu bugün
saat I9.30"da törenle açıbyor. Sa-
nat düny asından da çok sayıda da-
vetlının katılacağı törende açıbşı
Zülfîi Livaneli'nın yapması bekle-
nıyor.
Fatıh Beledıye Başkaru Dr.
Yusuf Günaydın'ın girişimleriyle
Oğuzhan Caddesi'nde 6 ay önce
başlatılan bınanın inşaatı tamam-
landı ve 350 kişiük Zübeyde
Hanım Tiyatrosu seyircileri ağırla-
yacak duruma geldı. Bu salon için
12.5 mılyar harcandığını bildiren
Günaydın, İstanbul'daki en güzel
salon olduğu konusunda ıddiah.
Salon ay nca. özürlü vatandaşlann
yararlanabileceği bir asansör ve
özel koltuklara sahip. Yılın belli
aylannda İstanbul Belediyesi Şe-
hır Tıvatrolan'nın oyunlannı sah-
neleyeceği salon, kalan aylarda da
özel tiyatrolara kiralanacak. Gü-
naydın. bu noktada belediyenin
yalnızca işletmeci konumunda
olacağını belirtti.
Bu salonun Dünya Tiyatrolar
Günü'nden önce açılması için çok
çaba harcadıklannı bildiren yetki-
lıler. kültür merkezinin kalan bö-
lümlerinın de nisan ayında hizme-
te açılacağını sözlerine ekledıler.
Sekiz katlı binanın Fatih Belediye-
sı'ne aıt dört katına yayılacak bu
kültür sitesının en üst katında 1200
kışılik çok amaçlı bir salon bulu-
nacak. Diğer katlann değerlen-
dinlmesı konusunda ise gelen öne-
nler deâerlendirilecek.
Gerçekler onunlabirlikteinanılmazmizaha bürünürdü
CANANBEYKAL
Cflıat Burak ile lanışma şansını yakalamış
her kim olursa olsun, mutlaka unutulmaz
birkaç anı derlemiştır. Genç, yaşü, sıradan.
sıradışı her kim olursa olsun, Cıhat Burak
bunlann belleklennde bir davranışı, bir anısı,
bir öyküsüyle mutlaka iz bırakmıştır.
70'ü yıllardan bir gün Cihat Burak, elinde
bir torba fılmle geldi. O gece, kısa bir süre
önce birkaç kişiyle birlikte gittiğimiz Ana-
mur-Safranbolu gezisınde çekilmiş fılmı ızle-
yecekük. Bu fırsatla Cihat Burak. kendi cek-
tiği ve göstericısi olmadığı için seyredemediği
diğer filmlerini de getirmişti. Perde açılmış,
karşısına koltuklar dizilmiş, biz de sinemada-
ki gibi koltuklara oturmuştuk. Cihat Burak.
özenle torbasından ilk filmini seçti: Paris!
Kamera bir pencereden. bir sokağa bakı-
yordu. Burasının Paris ve Cıhat Burak'm
kaldığı otelın penceresinden görünen Paris'te
bir sokak olduğunu, Cihat Burak söylemese
ve önde koca bir reklam panosunun metal
aksamı arasından görünen başkaca Fransı-
zca yazılar okunmasa anlamanız olası değil-
di. Kamera, sokağı uzaktan ve yüksekten bir
aşağı bir yukan, birkaç dakika sallanarak ta-
nyordu. Ardından, kamera birtakım oturan
insanlann sadece bacaklanmn göründüğü.
arada bir de servis yaptıklan anlaşılan gar-
sonlann bacaklanmn gecip gittiği "bir yeri"
görüntülüyordu. Paris'te bir kafe mi acaba
diye düşünürken, metal masa bacaklanndan
ve çarpık çurpuk sandalyelerden, buranın
tanıdık bir yer olduğunu sezinliyordunuz.
Yerçekimine meydan okur gibi...
Buranın, Taksim Sanat Galensfmn yanı
başındaki parkm içinde "mutfak" dediğimız
meyhanemsi bir yer olduğunu tam an-
ladığınız sırada. zaten Cıhat Burak da bunu
doğruluyordu. Cihat Burak. bacaklar arası-
ndan bir kişiyi cekiyordu aslında. o da Tezer
ödii'nün, pusetinde oturan küçük kızıydı.
Ayak bacak arasından görünüp kaybolan bu
sevımlı çocuk yüzünün ardından film bitiyor-
du. Sıra. beklenen fılme gelmiştı.Anamur'da
yükseklere çıkıp bir panorama bile almadığ]
için Sezer Tansuğ'un elinden kamerasını
kızıp alan v e o gün film çekme uğruna kaybo-
lup ancak gece yemekte kendısinı görebildiğı-
mız Cihat Burak'ın "Anaınur Gezisi" fılmiydi
bu.
Sabahın erken saatlerinde: biz koyun bir
ucundan. uzaklarda koyun öbür ucunda, de-
nıze nerdeyse dık açıyla ınen beton bir yol
üzerinde Cihat Burakın elinde kamerasıyla
denize dik olarak indiğini görmüştük. ta uca
kadar ınme cesaretıni göstermiş. sonra aynı
siluet yukan çıkmıştı, ama Cıhat Burak denı-
ze dik açıyla yürüyordu. yerçekimine mey-
dan okur gibı.
Şaşkınlık ve tuhaflığın büyüsii...
Gece Cihat Burak, her tarafı tırmıklar için-
de dönmüştü. Tepelere ulaşmak ıçın zorlu bir
savaşım vermiş ve çalı çırpı arasından güç
bela tepeye v ardığında. düzgün bir patika yo-
lun olduğunu görmüştü. Nihayet istedıği gibi
bir panorama çekmişti. İşte şimdı onu sey-
redecektik. Başta, Tansuğ'un çektığı Ana-
mur görüntüleri; evleri. sokak aralan, horoz-
lar. tavuklar, pazar yeri. otelden akıllı uslu
deniz görüntüleri. benim başıma giydirilmiş
bir şapka. ardından yöresel çıçekli yemenili
görüntüm ve birden kamera uçmaya başlı-
yordu! Sankı boynuna asılmış kamerayla bir
martı. bir uçtan bir uca hızla gidip geliyor.
tam toprağa çakılacakken yeniden yükseli-
yor. deniz üzerinde uçuyordu. Yeşıllerin ma-
viye, mavilerin yeşile soyut lekeler halinde
kanştığı, deniz mi gök mü ayırdına vara-
madığınız sonsuz bir uzay boşluğunda uçu-
yormuş gibi akıl almaz bir hızla. şaşırtıcı
zoomlarla, baş döndürücü. gözlen şaşılatıcı
görüntüler izliyorduk.
Cıhat Burak. çektıklerinı tanımlıyordu:
"Keçi.. patika yol.. çıktığun tepe.. çalılar..."
Hakkında ne çok anlatacak şey v ar. Ne çok iz' bıraktı belleklerde Cihat Burak.
Bence yerde olup da gökteymiş ya da uçak-
taymış izlenimi veren ya da bir martı tarafı-
ndan çekilmiş ilk film buydu sanınm. Ama
bundan daha inanılmazı, bizı o gece şaşkınlık
ve tuhaflığın büy üsü içıne sokup bir kahkaha
tufanına boğan bir diğer filmdi. Bu filmde.
bir oda içinde önce kamera karşısında bir
koltuk görünüyordu. Sonra koltuğa Cihat
Burak'ın ve sanatçılann dostu olan. tünel
yakınında bir fotoğraf stüdyosu bulunan Be-
bo olarak anılan bir kişi. Yertvard Ersemerci
elinde bir büyükçe kitapla oturuyordu. Daha
ılginci ise elindekı kitabı bize gösterecek bi-
^imde tutuyor ve Cıhat Burak'ın kamera ar-
kasından direktificrine uyarak sayfalannı tek
tek açıp gösteriyordu.
Filmin asıl oyuncusu kitaptı
Ancak kitaptan neyi gösterdiğı pek anlaşı-
lamıyordu ve Cıhat Burak. görülmedığını
soylemış olacak ki, kıtap bıraz düzeltihyor.
bıze doğru döndürülüyor ve görulmedığı
sanılan kaş goz ışaretleriy le "Oldu mu?'1
deni-
vordu. BukezsanınmyıneCihat Burak."Gö-
rülmüyor vahu, çok hızlı çevirijorsun" diyor-
du kı. Bcbo bu kcz duraksıyor ve çevırmeyı
yavaşlatıyordu. Olmadığı anlaşılıyor. çünkü
Bebo dinleme pozundasmış gibi ve sanınm
"Anıma da yavaşlattın, \ur deyince nldürdün.
biraz hızlan" dırektıfine uyularak kıtap bu
kez hızla çev nlmeye başlanıyor yeniden. An-
eak. seyrederken sinırlendiğı gibi. Cihat Bu-
rak filmi çekerken de sınirlenmış olsa gerek
kı. Bebo'nun bıraz canı sıkkın. yorulmuş. ki-
tabı tutan kolu düi)üyor. toparlanıyor, ışlem
yeniden başhyor, ama stop! Tam film bıttı
derken bu kez sinirlenip kitabı Bebo'nun
elinden alan v e bu kez kameranın önüne, kol-
tuğa yerleşıp kitabı gösterme ışine devam
eden Cihat Burak gönintüde. Ciddi bıçimde
kıtap sayfalannı çevınyorve film böylecesü-
rüp gidiyor.
Son derece ciddi mizah yapardı
Ne olduğu bir ıürlü anlaşılamayan bir kı-
tabın sonuna kadar sayfalarının çevrilerek
göstenldiğı bir filmdi bu. Filmin asıl oyuncu-
su bence kıtabın ta kendisıydi. Diğerlen ise
Bebo v e Cıhat Burak kah y önetmen kah figü-
randılar. Film bıttiğinde, içinde bulunduğu-
muz oda. filmdeki oda gibı tuhaf bir havaya
bürünmüştü. Türkiye'de yapılmış ilk sürrea-
list film sanınm buydu. Şaşkınlık ve tuhaf ha-
vanın ardından. bırınin patlattığı kahkahay-
la oda birden kahkaha tufanına boğuluyor.
Cihat Burak ise tam istediği olmamış edasıy-
la kıtabın İtalyan pnmıtıflenne aıt olduğunu
söylüyordu. Gece, Cıhat Burakın filmlerini
toplayıp aynlmasıyla (sabahın dördüne geli-
yordu saat) bıttı.
Cihat Burak. son derece ciddi mizah yapan
bir kişıliktı L'ydurma değıl. gerçek olaylar
onunla birlikte inanılmaz bir mizaha bürü-
nüyordu. Nedense onda Jaroslav Hasek'ten
bir parça bulmuşumdur hep. Sadece de o de-
ğıl tabıi. geleneğinde Hoca Nasreddin, Kara-
göz >e Hacivat, hatta Keloğlan olan bir kültü-
rün zekasını taşıyordu. Dünya olaylannı
Fransızca günlük gazetelerden ızleyen, her
şeyi herkesten daha iyı bıldiği halde bılmiyor-
muş. yeni duymuş ya da duymamışgıbi dav-
ranan. en cıddı konulan inanılmaz bir du-
yarlıkla hayatla bağını kurup başkalannca
görülememış. ınceliklı aynntısıru yakalayıp
konunun can damannı öyle bir bulurdu ki
şaşınr ve ona "naif" tanımlamasını yakıştı-
ranlann yanıldıklannı düşünürdünüz.
Mimar, ressam ve öykücüydü
Mımardı. ressamdı. öyküler yazıyordu.
heykeller yapıyordu. içiyordu, yiyordu. dün-
yayı, etrafını ızlıyordu. düşünüyordu ve bun-
lan önemlı değilmiş gibı yapıyordu. Kişilerin
karaktenni aynntılanyla yakalama ko-
nusunda muthış bir gözlema yanı vardı.
Portrelerinde bu açıkça bellıdir. Sadece in-
sanlan ınsanı yanlanyla değil. çok sevdiği ke-
dılen de ınsanmış gibi ele alıyordu. Bir gün
kızgın biçımde bıçkın bir erkek kedinin bı-
yıklannın kesildığıni anlatıyordu. "Bütün fa-
çası, yaşamı alt üst oldu. A\ıp! Bir adamuı gu-
nımnu ayaklar altına almışlar. Bir kedinin
kuyruğunu kesmek de otmaz, ama bıyıklaruu
kesmek en aşağıhk, en alcakça iştir" diyordu.
Hakkında ne çok söylenecek, anlatacak şey
var. Ne çok 'iz' bıraktı belleklerde Cihat Bu-
rak.