29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURJYET2 9 ŞUBAT1994 ÇARŞAMBA Kardelen söküm alanlannıgezen bilimadamlan birraporhazırladı Avrupalı uzmanlardanTürkçiçekçilerineövgü YUSUF ÖZKAN ANKARA - Avrupa Topluğu adına Türkiye'deki kardelen (ga- lanthus) söküm alanlannı gezen bir grup bilimadanrunın hazırladığı ra- porda, Türkiye'nin dışsatımı yapı- lan soğanlı bitkiler konusunda aldı- ğı önlemlerden övgüyle söz edildi. Raporda, "Avnıpa Topluluğu ülke- lerinin bile böyle bir yapıya sahip ol- duklan şüpheu'dir" denildi. Doğal Çiçeksoğancılar Derneğf- nin (DÇD) çağnlısı olarak Tür- kiye'ye gelen ve kardelen söküm alanlannda 15 gûnlûk bir inceleme yapan bilimadamlanndan,"Kaybol- ma Tefalikesinde Olan Doğal Bitki ve Hayvan Türierinin Liuslararası Ti- careti Hakkında Sözleşme" (CI- TES) Avrupa Temsilcisi İngiliz Noel Mc Gough. Danimarkalı Jette Dahl Molkr, Alman Renata Kluge ve Hollandalı Onno VVijnands, izlenim- lerini bir rapor olarak yayımladılar. Soğanlı bitkiler için bilimsel yapı Raporda, Türkiye'de dışsatınu yapılan geofit (soğanlı bitkiler) ve diğer bitki türleri için kurulmuş bir bifîmsel ve idari yapının bulunduğu vurgulandı. Türkiye'de bu konuda çok güçlü bir bilimsel danışma kurulunun varbğına da dikkat çekilen raporda, şu görüşlere yer verildi: "Gerek Türk idari makamları. ge- rekse bilimsel kuruluşlar son derece R.aporda, Türkiye'de dışsatınu yapılan geofit (soğanlı bitkiler) ve diğer bitki türleri için kurulmuş bir bilimsel ve idari yapının bulunduğu vurgulandı. inanılır bir çahşma içindedirler. Çoğu CITES ülkelerinin bitkiler için böyle bir yapıya sahip olmamaları yanında, Avrupa Topluluğu ülkelerinde de böyle bir yapının olduğu şüphelidir. Aynca Türkiye'deki gönüllü dernek- ter de konuyla çok ilgüıdirler." Avrupalı bilimadamlannın, ra- porda CITES üstesinde yer alan geofitlere ilişkın gözlemleri şöyle: Siklamen: Şu andaki dışsatım miktanrun, bitkilerin yetiştikleri yerlerde bir doğa tahribine yol aç- tıklan konusunda bir fikir ileri sür- mek için kanıt bulmak zordur. Şu andaki durum sürekli olursa bu bit- kilerin yıllık dışsatım miktan 2 mil- yona çıkanlabib'r. Kardelen (galanthus): Dışsatım miktannın doğada bu bitkilerin ye- tiştikleri yerlerde bir tahribe neden olduğunu ileri sürmek için kanıt bulmak zordur. Bununla birlikte, özellikle Toros Dağjan'nda daha önce oluşan aşın söküm nedeniyle bazı populasyon- laretkilenmiştir. Bu alanlarda sıkı bir kontrol ge- reklidir. Önceki toplamalardan et- kilenmiş alanlarda sınırlı bir topla- ma yaptınlması en uygun çözüm olabilir. Sternbergia: Doğal alanlardan dışsatım materyali toplanması ya- saklanmahdır. Öneriler Gerçek üretilmiş materyal elde edi- linceye kadar. kültür alanlanndan dışsatım materyali elde edilmesi ya- saklanmabdır. Raporun öneriler bölümünde ise Türkiye'nin doğa tahribatından uzun süreli korunmasının, doğanın iyi bir şekilde kullanımına ve kültür çahşmalanna bağlı olduğu belirtildi. Kültür üretiminden elde edilen bit- kilere dışsatım sınırlaması konul- maması gerektiği vurgulanan ra- porda. bu alanda dışsatım yapan fir- malann ödüllendirilmesi önerildi. Doğa üretirnınin, uluslararası pazara iyi kalitede mal sağlayama- yacağı kaydedilen raporda. doğa- dan söküm konusunda planh bir azaltmaya gidilmesi önerilerek şöyle denildi: "Bunlarla ilgili uzun süreli uygun bir plan yapılmalı ve bu planda hangi bitkilerin doğadan, kültür arazileriıı- den ve gerçek üretimden dışsatım yapılabileceği saptanmalıdır. Doğa ile doğadan şaşırtılan matenaller için kotalar verilmelidir. Doğadan toptanan materyal için planlı bir azaltmaya gidümelidir." Dış yardım gerekü yere harcanmıyor ANKARA (ANKA) - Sanayıleş- miş ülkeler tarafından. özellikle yoksul çocuklann temel ihtiyaçlan- nın karşılanması için gelişmekte olan ülkelere verilen dış yardımla- nn, daha çok beiirli bir azınlığın ya- rarlandığı üniversitelere ve kent has- tanelerinin modernize edilmesine harcandığı bildirildi. En çok dış yardım yapan ülkeler arasında Danimarka. Isveç ve Nor- veç ilk sıralan paylaşırken ABD, gayri safı milli hasıla ve kişi başına düşen dış yardım oranlanna göre en az dış yardım yapan ülkeler arası- nda yer aldı. Kişi başına 75 dolar Ekonomik Kalkınma ve Işbirliği Örgütü (OECD), Birlesmiş Millet- ler Çocuklara Yardım Fonu (UN1- CEF) ve Birlesmiş Milletler Nüfus Fonu (UNPF) verilerine göre genel olarak sanayileşmiş ülkeler dış yar- dım için vatandaşlardan kişi başına 75 dolar toplarken gayri safı milli hasılalannın da yüzde 0.33'ünü dış yardım olarak gelişmekte olan ülke- lere veriyor. Dış yardım oranlannda ilk sırayı paylaşan Kuzey Avrupa ülkelerinden Norveç, gayri safi milli haşılaşırun yüzde 1.1'ini, Danimar- ka ve Isveç de yüzde 1 "ini dış yardım olarak veriyor. ABD ise dış yardım konusunda yüzde 0.2 ile sondan ikinci sırada yer alıyor. Norveçliler her yıl 282 dolar kişi başına dış yardım verirken İsveçliler 234, Danımarkalılar 231 dolar dış yardım veriyor. Amerikalılar ise kişi başına ancak 44 dolarlık dış yardım yapıyorlar. Yüzde 10'u bedefine ulaşıyor Gelişmekte olan ülkelere verilen yardımlann ancak yüzde 10'unun nüfusun en yoksul kesimlerinin te- mel sağhk. ilkokul eğitimi. temız su ve aile planlaması gibi alanlar- daki temel ihtiyaçlann karşılan- ması için kullanıldığı bildirildi. UNICEF kaynaklanna göre bir- çok gelişmekte olan ülke eğitim alaruna yapılan yardımlan. "Ço- cuk nüfusun büyük çoğunluğunu il- gilendiren ilköğretimin geliştiribne- sine değil de göreli olarak az saytda insana yarar sağlayacak ünhersite- ler ve üst düzey eğitim programları- na" ayınyor. Benzer şekilde sağhk alanına ya- pılan dış yardımlar ise "Yoksul ço- ğunluğun temel sağlık ihtiyaç- larının karşılanması yerine büyük kentlerde yaşayjan azınlığa yönelik hastanelerin yapımına ve pahalı tıbbi malzemderin alınmasına" harcanıvor. Babanın mesleği bebeğin sağlığını etkiliyor ANKARA (ANKA) - Annenın maruz kaldığı kimyasal maddeler ve kullandığı ilaçlann, bebeğin sağhğı üzennde yarattığı olumsuz etkiler bi- linirken; bilimsel araştırmalar döl- lenme öncesi babanın mesleği ve alı- şkanlıklan nedeniyle maruz kaldığı maddelerin de bebeğin sağlığını olumsuz etkilediğini ortaya çıkardı. Petrol yanma ürünleri, organik çözücüler. civa ve kurşuna maruz kahnan mesleklerde çabşan baba- Iann bebeklerinde doğuştan gelen 'bozukluklara rastlanırken, babanın alkol ve sigara kullandığı durumlar- da da düşuk ağırbklı bebek doğum- lanyla karşılaşıldı. Etkilerdoğumdanhemen sonra ortaya çıkıyor British Medical Joprnal'de ya- yımlanan, "Döüenme önceande Ba- banın Maruz Kaidığı Kimyasal Mad- deler Nedeniv le Bazı Çocuklar Risk Altuıda Olabilir" başhkb araştırma- da. maruz kabnan maddeye göre et- kilerin doğumdan hemen sonra or- taya çıkabileceği gibi daha sonraki yıUarda davranış bozukluklanyla da kendisini gösterebileceği vurgu- landı. Araşürmada, motorlu taşıt tamir- cilerinin eşlerinde düşük olaylannın daha sık görüldüğüne dikkat çeki- lirken. çeşitli organik çözücülerle çabşan ve boyacıhk yapan kişılerin bebeklerinde de "beyin oluşmadan doğumiarın görüldüğü" belırlendi. Itfaiyeciler. konut işçileri, ağaç sa- nayii ve matbaa işlerinde çabşan ba- balann çocuklannda doğuştan ge- len bozukluklann görülme riskinin yüksek olduğu rapor edilen araştı- rmada, babalan ressam veya teks- til endüstrisinde çabşan çocuklar- da da "ölü doğum", "zamanından önce doğum" ve "düşük kilolu do- ğumlar" olduğuna işaret edildi. Bu tür mesleklerde hangi maddelerin olumsuzluklara neden olduğu saptanamamasına karşın. kanda kurşun ve idrarda civa bu- lunduğu rapor edilen araştırmada bu durumun düşüklere neden ol- duğu belirlendi. Araştırmada meslekleri nede- niyle kimyasal maddelere maruz kalan babalann bebeklerinde olumsuz etki ortaya çıkma riskinin diğerlerine göre 1.5 ile 5 kat daha fazla olduğu bildinlirken, sıgara ve alkol kullanımının da düşük ağırbkb doğumla ibşkib olduğu belirtildi. Maruzkahnan kimyasal maddeler Araştırmada, aynca babanın döllenme öncesi baa kimyasal maddelere maruz kalmasıyla. be- bekte ortaya çıkan kanserler arası- nda da bir ibşki olabileceği vurgu- landı. Araştırmayı yapan Kana- dab uzmanlar. "Bütün dünyada an- nelerin çeşitli maddelere karşı uyanlmasında" olduğu gibi, baba- lann da döllenme öncesinde bazı kimyasal maddelere maruz kalma konusunda dikkatli olmalan için uyanlması amacıyla "hangi mad- delerin kesin olarak ne tür etkileri- nin olduğunu" geniş bilimsel araştı- nnalarla ortaya çıkarmak gerekti- ğine dikkat çektiler. Dışandanevar? Çocuk bu, ailesinin onu korumak için üstüne titrediği günlerde bile, eviyle sınırlı dünyadan sıkılrveriy or. "Bahçe kaptsı açık mı bırakıimış? Aman, fırsatı kaçırmayalım. Şöyle bir dışan göz atsam ne olur sanki? Üffî, dışardakj dünya da amma büyükmüş. Acaba ayağımı biraz daha atıp çıksammı? Ya öcüler varsa? Daha da beteri, annem fark ederse önce kendi döver, sonra da üstüne üstlük akşam eve geldiğinde babama şikayet edip bir de onadö\dürriir. Bu bü> ükleri de anlamıyorum. Gün boyu kendileri dışarda, bense evle bahçe arasında hapis! Bir büyüyevim, sokaklara çıkıcam ve eve hiç girmiyecenı işte!" (Fotoğraf: EDİBE BUĞRA) Bakanlığın tutumu, Doğal Hayatı Koruma Demeği'nin kampanyalanna ışık tutacak Burdur Gölü için Çevne Bakanlığı'nın görüşü bekleniyor GÜLÇtNtLCİ BURDUR - Doğal Hayatı Koruma Derneği, tüm başvurulara karşın Burdur Gölü kıyısında yapımı sür- dürülen havaalanı ve organize sana- yi bölgesi yajtınmlanyla ilgili yaalı görüş bebrtmeyen Çevre Bakanlığı'- ndan bu konudaki görüş ve tutumu- nu yazılı olarak belirtmesini istedi. Dernek Genel Müdürü NergisYaz- gan, ÇevTe Bakanbğı'na gönderdiği 31.01.1994 tarihli yaada. "Bircok ortak çaltşma yürüttüğümüz ve eli- mizden geldiğince destek olmaya çauştığıınjz bakanlığmızın, söz konu- su yatmnüaria ilgili görüşü, derneği- mizin ileride vliriiteceği bu konudaki kampanyalara da ışık tutması açısı- ndan önemlidir" dedi. Yazısında, Ramsar alanı ilan edil- miş olan Burdur Gölü'nün kenan- nda Isparta Havaalanı ve Isparta Organize Sanayi Bölgesi inşaat- lannın sürdüğünü belirten Yazgan, 'Su kuşlan, yaşama alanı olarak uluslararası bir öneme sahip olan, aynca nesli, dünyada teniike altında- ki dikkuyruğun önemli bir kışlama alanı obnası açısından taraf olduğu- muz "Avrupa'nın Yaban Hayatı ve Yaşama Ortamlannı Koruma Söz- leşmesi' uyannca konunayı taahhüt ettiğimiz Burdur Gölü'nün kuzeydo- ğu kıyılanna yapılan bu yatıninlar ^/azıazgan 'Havaalanı ve organize sanayi bölgesi için gerek bölgesel çapta gerekse de ulusal çapta giderek büyüyen bir tepki vardır'dedi. için ilgili kurumlar ÇED yönetmeliği- nin projelendirme tarihinden daha sonra yürürlüğe girmiş olmasını ge- rekce göstererek ÇED uygulama- maktaduiar. Ancak 2872 sayılı Çevre Yasası'nın 9. maddesine göre, ülkenin temel ekolo- jik sistemlerinin dengesinin bozul- ması, hayvan ve bitki türierinin nesil- ierinin tebükeye düşürülmesi, doğal zenginliklerin bütünlüğünün tahribi yasaktır" dedi. ÇED yönetmeliği- nin Resmi Gazete'de yayımlandığı tarihten önce de birçok alan için çevresel etki değerlendirmesi uygu- landığını sözlerine ekleyen Yazgan. Isparta Organize Sanayi Bölgesi ve havaalanı için öne sürülen gerekçe- yi kabul etmenin mümkün olama- yacağını kaydetti. Yeni yürürlüğe giren Ramsar Söz- leşmesi'nin de söz konusu yatın- mlann çevresel boyutunun incele- meye abnmasını gerekli kıldığını vurgulayan DHKD Genel Müdürü Nergis Yazgan, Çevre Bakanbğı'na Isparta Havaalanı ile ilgili gönderdi- ği yazısında şu görüşlere yer verdi: "Havaalariı ve organize sanayi böl- gesi için gerek bölgesel çapta gerekse de ulusal çapta giderek büyüyen bir tepki vardır. DHKD, bu konuyu gi- derek artan ölçüde ulusal ve uluslara- rası platformda tartışmaya aça- caktır. Bu > atınmlar bir süre sonra, bugün gündemde olan bazı çevre so- runları gibi, kamuoyunda önemli bir 'çevre aynbf olarak yer alacaktır." Çevre Bakanbğı ile çeşitli ortak çab- şmalar \ürüten DHKD'nin elinden geldiğince bakanbğa destek olmaya çabştığını belirten Yazgan, bugüne kadar söz konusu yatmmlarla ilgili yazıb hiçbir görüş bebrtmeyen Çev- re BakanlığYnın bu konudaki tutum ve görüşünün. derneğin Burdur Gölü ile ilgili yürüteceği kampanya- lara ışık tutacağını bildirdi. Kundak sanlığında geç kalmak tehlikeK KONVA (AA) - Bebeklerin doğumlannın ilk günlerinde görülen ve halk arasında "kundak sanlığı" olarak bilinen fıziki sanlığın, tedavide geç kalınması habnde ölümlere yol açabildiği bildirildi. Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Hastalıklan Anabilim Dab öğretim ü\esi Prof. Ümran Çahşkan, açıklamada. doğan bebeklenn yüzde 50'sinde, erken doğan bebeklerin ise yüzde 80'inde kundak sanlığı görüldüğünü söyledi. Kundak sanbğının bebeğin dünyaya gelişinin ikinci gününde ortaya çıktığını ve beşgün kadar sürdüğünü belirten Prof. Dr. Çalışkan. "Bu tür sanlık, bebeğin göbeğınden aşağıya indiğinde tehlikcliolmaktadır. Bebeğin doğumunun ilk gününde görülen sanlık ise petagojik sanbktır. Ancak her ıki sanlığın başlangıcında vakit geçirilmeden biruzmana başvurulmabdır" dedi. Tedavisine hemen başlanması halinde fıziki sanlığın kısa sürede geçtiğini belirten Prof. Dr. Çabşkan şunlan kaydetti: "Kan uyuşmazbğından veya irsi olarak bebeğe geçen sanlığın tedavisı uzun sünmektedir. Ancak her iki hastabğın tedavisinde geç kalınması veya ihmal edilmesi, bebeklerde kalıa zeka geriliğine. hatta ölümlere yol açabilmektedir." 'Kuşburnu' meslek dersi oldu GÜMÜŞHANE(AA)- Romatizma vesindirim hastabklanna iyi geldiği bilinen "kuşbumu" meyvesınin yetiştiriciliği, Gümüşhane Anadolu Ticaret Meslek Lısesi'nde ders olarak okutulacak. Gümüşhane Valisi Ayhan Çevik. me>"ve suyu ve marmelat olarak kullanılan kuşburnu üretimini yavgınlaştırmak amacıyla projeler hazırlayarak uygulamaya koyduklannı söyledi. Vali Çevik. şunlan kaydetti: "Yüzde 70 hissesine özel idarenin sahip olduğu Gümüşhane meyve suyu fabrikasının üretim kapasitesini lOkatarttınyoruz. Fabrikadaki makine montaj çabşmalanmız hızla sürmektedir. İkinci proje olarak da kuşburnu üretiminı \ a> gmlaştırmak amaayla bu meyvenin yetiştinciliğinin Gümüşhane Anadolu Ticaret Meslek Lisesfnde seçmeli meslek dersi olarak okutubnasını sağladık." İsveçli bilgisayara düşkün STOCKHOLM (Cumhuriyet) - Dünyanın en hızlı büyüyen bilgisayarpazan İsveç'te: yılda yüzde 34. Bu oran. Avrupa'da yüzde 14civannda. Satışlann dörtte birinde abcı işyerleri değil, evler. Yaşlan 15-89 arasındaki her üç İsveçli'den biri ya işyerinde, ya evinde ya da her iki yerde bılgisayar kullanıyor. İş dünyasında büro çabşanlan ve küçük şirketler, bilgisayan en yaygın olarak kullananlar; yüzde 66 ve yüzde 39 oranında. İşçiler için bu oran yüzde 15. Bir başka açıdan bakıbnca, üniversite bitırmişlerin >r üzde 56'sı işyerinde bilgisayar kullanırken ilkokul diplomablann yalnızca yüzde 8'i aynı şeyi yapıyor. Demoskop adb kamuoyu yoklama şirketinin araştırmasına göre 1992'de 300 bin bilgisayar satıldı. Bir yıl öncesine oranİa bu sayı, yüzde 3'lük bir arüşı gösteriyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle