Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 2 8ŞUBAT1994SAU
KULTUR
Bakırköy Belediye Tiyatrosu, Jane Bowles'un 'Bir Yaz Evi' adlı oyununu sahneliyor
Tiyatronun 'sınandığı' bir oyun
AHL ANTMEN
ir Yaz Evi" 1954
yilında New York'-
da iki a\ sahnelen-
dikten sonra perdele-
rini kapattı. Unlü ya-
zar Tennessee VVilli-
ams, oyunu "Tiyatro-
nun sınadığı değil, sınandığı o nadir
oyunlardan" biri olarak tanıtmıştı
ama. Lzleyici ve tiyatro eleştirmenleri
ayru düşüncede değildi. Yine de ka-
panışın haberini alan oyun taraftar-
ları, o gece tiyatroya giderek birer kol-
tuk kapmak için kavga ettiler. Oyun
büyük bir alkışla sona erdi. Ardından
çılgın bir parti yapıldı. Ama oyunun
yazan Jane Bowles, Vogue dergisine
yaptığı açıklamada, "500 çdgın arka-
daşın için oyun yazmamn bir anlamı
yok. Daha geniş kitlelere ulaşmak ge-
rek" demişti
Yalnızca Türkiye'de değil, ama
dünyada yeterince tanınmayan, tanı-
yanlann da genelde Bertohıcci'nin
"Çölde Çay" filmini uyarladığı otobi-
yografık romanın yazan Paul Bovt-
les'un eşi olarak bildiği Jane Bovvles,
yaşamı bo\ unca ve sonrasında hala o
"500 kişinin" gerçekten tanıyıp sevdi-
ği. hatıa aynı zamanda bir besteci de
olan kocası, yazar Paul Bowles'dan
daha başanlı bulduğu. aynksı bir ya-
zar. Sıradışı yaşamı boyunca çok az
yazmış - bir roman. bir oyun ve birkaç
öykü- ama yazdıklanyla eşi olmayan,
benzerinin gösterilemediğı, çizgi dışı,
edebıyatın bir köşesinde tek başına
duran bir yazar Jane Bow,les.
Unutulmaz iki kadın karakter
Yaşamı boyunca içki, kadın sevgili-
ieri, kocası Paul Bowles. annesi, kor-
kulan, saplantılan, yazdıklan ve yaza-
madıklan arasında gidip gelen Jane
Bovvles'un yapıtlannın tümünde oldu-
ğu gibi, "Bir Yaz Evi" de yazann ya-
şamı. korkulan ve yaşamına giren
kadınlann izleriyle dolu. Oyun yaz-
manın yöntemını bilmeyen ama tek
bir oyunuyla unutulmaz iki kadın ka-
rakteri yaratan Jane Bowles"un "Bir
Yaz Evi" şu sıralar yeniden sahnelen-
diği New York ve Londra'nın yanı
sıra İstanbul'da da sahneleniyor.
Bakırköy Belediye Tiyatrosu'nca
Yunus Emre Kültür Merkezi'nde sah-
nelenen "Bir Yaz Evi", güney Califor-
nia'da bir yerde, deniz kenannda bir
bahçede başlıyor. Bütün gününü ha-
yaller kurarak ve çizgi romanlar
okuyarak geçıren Molh. Sürekli
kızıyla uğraşan ve parab olduğu içm
evlenmeyi düşündüğü komik bir
Meksikalı olan Bay Solares'le ilgili
planlar yapan annesi Gertrude. ka-
yalıklardan düşerek (ya da Molly'nin
ittiği) boğulup Vivian ile kızının ölii-
münden sonra içkiye sanlan Bayan
Constable. daha sonra Molly ile e\ le-
nen ve Molly'yi annesinin etkisinden
kurtarmaya çalışan Lionel arasında
geçen "oyun", evet tuhaf ama, güldü-
rü ögeleriyle donatılmış ağır. psikolo-
jik bir melodram. Jane Bow les'un öte-
ki yapıtlan gibı, uzakta. tek başına du-
ran, anlaşüması güç, ama "ulaştığı"
zaman çok güçlü bir etki bırakan bir
dünyası var oyunun.
Jane Bowles'un
yapıtlannın tümünde
olduğu gibi 'Bir Yaz
Evi'de yazann yaşamı,
korkulan ve yaşamına
giren kadınlann izleriyle
dolu. Oyun şu sıralar
yeniden New York ve
Londra'da sahneleniyor.
"Bir Yaz EvTni. ABD'deki La
Mama tiyatrosunun genç yönetmen-
lerinden, eeçen yıl içinde "Ismene" %c
Truva öyküsü" oyunlanm izlediği-
miz Hüseyin Katırcıoğlu yönetti.
Oyunda başlıca rolleri Meral Çetinka-
ya, Nurhayat Atasoy, Aytekin Özen.
Sevinç Aktansel. Bülent Çankçı, Edip
Saner, Fidan Karlıova Tek. Gül Onat,
Ayşe Direl, Tuncay Aynur, Bahar Işık
ve Bema Oğuzutku rol alıyor.
Hüseyin Katıraoğlu, "Truva Öy-
küsü"nden sonra yine kadın temab bir
oyunu sahneye aktarmaktan son dere-
ce hoşnut görünüyor:
- 'Truva öyküsü'nden sonra, Jane
Bowles'un Ugjnç evrenine girmek nasd
oldu?
İkisinin de teması kadmdı. "Truva
öyküsü" genelde insanlann aklında
kadın temasıru çağnştırmıyor. ama
benim oradaki yaklaşımım -onu Ky-
bele tapınağı ve çevresinde oyna-
mışük- kadın tannçayı tema almıştı v e
bir kadının doğum acısıyla başbyor-
du. Sonunda da Kybele tapınağında
kadınlann ölen çocuklan, kocalan,
babalan için ağıtlanyla bitirdik. Bu
yüzden bir yerde, bana göre, kadın te-
masını işleyen bir oyundu.
"Bir Yaz Evi" de kadın temasını iş-
leyen bir oyun, temelinde üç kadının
sevgi vermiş fakat sevginin karşılığını
almamış, veya onun da ilerisine gide-
rek verdikleri sevginin kullanıldığı üç
kadının öyküsü bu. Fakat bu üç
kadın, olayın değişik yerlerinde, kade-
melerinde ve aynı zamanda da bu ola-
ya değişik tepkiler göstermiş üç kadın.
Oyun süresince hepsi bir bilince van-
yor ve bu bilince vanşın sonucunda
aralannda bir ortak yan gelişiyor. Ta-
bii tarz olarak bu kadar ayn olamazdı.
s,'ıradışı yaşamı
boyuncaçokaz
yazmış -bir roman, bir
oyun ve birkaç
öykü -ama yazdıklany1
eşi olmayan, benzerinin
gösterilmediği, çizgi dışı,
edebiyatın bir köşesinde
tek başına duran bir
yazar Jane Bowles.
'Bir Yaz Evi' Bakırköy Belediye Tiyatrosu oyuncuları tarafından Yunus Emre Kültür Merkezi'nde sahneleniyor.
çünkü "Truva Öyküsü" yerli halkı
kullanarak çok da büyük görsel bo-
yutlarda ve hıç diyaloğu olmayan bir
gösteriydi. Daha çok bir ritüeldi. "Bir
Yaz Evi" ise çok detaylı, ince, psikolo-
jik çalışmayı gerektiren. çok "Çeho-
vyen" yanlan olan bir oyun.
- Oyun şu sıralar ABÖ ve Londra'-
da da sahnlenivor...
Bu oyun, aslında Zeliha Berksoy'-
dan gelen bir teklifti. 1950"lerde Ame-
rika'da yazılmış bir oyun deyince,
doğrusu tedirgin oldum, herhalde ka-
bul etmeyeceğim diye düşündüm ama
okuyunca oyun hem çok hoşuma gitti,
hem de biraz da ürküttü... Kolay bir
oyun değil. Zoru seçen bir kjşiyim zan-
nediyorum.
- Oyun. 1950'lerde Amerika'da sah-
nelendiğinde, pek anlaşılamamış >e
olumsuz eleştiriler almıştı. Bu açıdan
bakıldığında. bu oyunu Türkiye'de sah-
nelemek belki biraz tehlikeli. Türk ti-
yatro izleyicisi açısından baktığuuzda
nasıl bir etki yaratacağını düşünüyor-
sunuz?
Ümit ediyorum ki beğenilecek çün-
kü tiyatronun bir külfet ohnasına ben
şahsen inanmıyorum. Bu oyunda ko-
medi öğesı de çok var. Öyle ağır bir
psikodrama değil diyeceğim ama aslı-
nda evet, öyle de. Ama komedi öğeleri
de çok. Bir bıçaksırtı, onun dengesini
tutmak da zor, gerçekten de bıçaksırtı.
En büyük çabamız, bu bıçaksırtında
yaralanmadan ilerleyebilmek. Onu da
başanp başaramadığjmız. izleyici
karşısında belli olacak. Ama, benim
amacım anlaşılmaz bir oyun sunmak
değil. Seyirciye keyif verecek, pek çok
yerde güldürecek coşturacak bir biçim
vermek.
- Okuması keyifliydi dediniz. 'Bir
Yaz E>i", genelde sahnelenmesi zor,
ama okuması son derece keyifli oyun-
lardan biri olarak nitelendiriliyor. Bir
yönetmen olarak herhangi bir metne
'sahnelenmesi olanaksız' diye baktınız
mı hiç? Bu ovuna da bu açıdan
baktığınızda ne divebilirsiniz?
B
Yönetmen Hüseyin Katırcıoğlu. amacının anlaşılmaz bir oyun sunmak değil, seyirciye keyif verecek, pek çok yerde
güldürecek, coşturacak bir biçim vermek olduğunu >urguluyor.(Fotoğraflar: LĞUR GÜNY'ÜZ)
>u oyunda hem ağır
psikodrama hem de
komedi öğeleri çok. En
büyük çabamız, bu
bıçak sırtında
yaralanmadan
ilerleyebilmek.
Onu kabul etmiyorum. Bu oyunun
çalışması daha keyifliydi. Ben Yannis
Ritsosun "Ismene" diye bir şıınnı sah-
nelemıştım. Onu şahsen ben oku-
duğum zaman bu sahnelenemez diye
düşünmüştüm. Bu bir metin çalışması
olarak başladı ama üstünde çalıştıkça
o metinlerden o kadar çok şey çıktı ki
sonunda sahneledik. Bunda da metin
üzerinde çok detaylı çabşmalar
yaptık. Bu ince işle denenmesi gereken
bir oy un ve böy le bir oyunda bir görü-
şü, bir düşünceyi empoze etmek bence
çok tehlikeli. Cümle cümle hatta hece
hece işlemek gerekiyor. Bu oyuna öyle
yaklaştık. Onun için mizansenler falan
oyunun metninin içinden çıkıyor. Bazı
oyunlarda oyuncular oturup okur ve
oyuncu için çok hoş gelir oyun. çünkü
oyuncu için baba roller vardır. Bu da
öyle bir oyun aslında. Bir oyuncu için
söylenecek çok kallavi sözler var ve
bunlann tehlikesi bunun ağdalaşması,
yapaylaşması. Bir oyuncunun kendini
tatmin etmesine dönüşmesi tehlikesi
var. Bu detayb metin çalışması sonu-
cunda ümit ediyorum bundan kaçtık.
O da eninde sonunda sahnelenince
belli olacak.
- Jane Bovvles için bütün dünya, kadı-
nlardan oluşuyordu neredeyse... Kadın
konusunda bu kadar duy arlı bir yazarın
oyunu bir 'karşı cins'in yönetniesi uy-
gun mu sizce?
Sahnede belli olacak. Oyuncular da
kadın sonuçta. Ama bazen dış göz
daha etkili olabiliyor. O unsur da var
ve bir kadına uymayan bir şeyi bir
kadın oyuncu kabul etmez. Benim bir
erkek görüş açısı empoze etmeme im-
kan yok. Çünkü oynayan oyuncular
kadın. Bu yüzden aslında ben bir yer-
de daha da zorlanıyorum çünkü o
kadın ve ben erkeğim. Bir yerde müm-
kün değil onu empoze etmek. Rolleri
oynayan oyuncular çok deneyimli...
Bunu deneyimsiz oyuncularla yapar-
sanız başka bir mesele ama 20 senesi
tiyatroda geçmiş oyuncularla yaptı-
ğınız zaman biraz zor. O yüzden zan-
nediv orum o tehlike yok.
- Oyunun şonunu çok zor yazmış
Jane Bowles. Üç farklı sonu var: Şu an
sizin de sahnelediğiniz biçimi, Paul
Bow les'un da en çok sevdiği sonmuş.
Öteki iki seçenek arasında Molly'nin
intihar etmesi, bir de annesinin Molly'-
yi kendisiyle kalmasına ikna etmesi
var...
Bu son, umutlu bir son
Bu son benim hoşuma gidıyor çün-
kü bu son umutlu bir son. Yani me-
lodram umudu değil ama kanımca bu
sonda üç kadın da bır yerde ortak
noktada buluşuyor. Son söz zaten
"doğumgününüz için...' O doğumgü-
nünü zaten geniş anlamıy la alırsanız.
ben onu yeni bir düny a görüşünün,
>eni bir anlayışın da başlaması olarak
görüyorum. Molly de bir yerde anne-
sinden kurtulabilmiş, kendi iki ayağı
uzennde durabilecek gücü bulabilmiş
kendı içinde. Ve de Lionel'la gidebildi-
ğı zaman bu da bir umuttur, Bayan
Constable da kanımca oyun süresince
kızıyla ilişkisinin farkına varmış, o
sevgisini çok daha yapıcı biçimde
Molly'ye aktarmış ve o aktarmanın da
sonucunu almış. O yüzden umutlu bir
sonla bitiyor ve o da hoşuma gidiyor.
O Amerikan fılmlerine özgü melodra-
matik bir son değil ama umut var...
Yoksa çok karamsar.
- Peki ya müzik? Sanıyorum aynı za-
manda besteci de olan Paul Bowles bu
oyun için bir müzik bestelemişti...
Müzik... O iki tarz - bıçaksırtı dedi-
ğim şey çarpışıyor burada. Meksikah-
lann olduğu sahnelerde ki bunlar daha
çok hızlı tempolu komedi sahneleri bi-
raz müzik kullanıhyor ama oyunun
metninde "müzik giriyor" ya da "mü-
zik çıkıyor" gibi şeyleri tamamen yok
ettim. Zaten oyunculara da söylediğim,
parantez içindeki bölümlere bak-
mamalan. Kendim de bakmadım çün-
kü oyundaki mizansenlerin metnin
kendisinden çıkmasını istedim. Meksi-
kalılar geldiğinde, kendi radyolannı ge-
tiriyorlar ve radyo kapandığı zaman
müzik de bitiyor. Bir yönetmen olarak
belli bir etki yaratmak için kullanmıyo-
rum müziği. Zaten şahsen canb bir şey-
de yapay müzik pek sevmiyorum.
Türk müziğinde Ermeni
bestekârlar
Kültür Servisi - Türk sanat müziği türünde eserler vermiş
Ermeni bestekârlann eserlerinden oluşan anma konseri, 7
ve 9 şubat tarihlerinde saat 21.00'de Sahakyan Okulundan
Yetişenler Derneği Salonu'nda (Samatya, Marmara
Caddesi No: 79) izlenebilecek. Yrd. Doç. Çetin Körükçü
yöneümindeki Ileri Türk Müziği Konservatuvan Derneği
Korosu tarafından verilecek konserde Bimen Şen
Dergazery an, Kemani Tatyos Efendi, Hanende Nigoğos
Efendi, Kemani Sarkis Efendi, Udi Hrant Emre, Levon
Hanayan. Kanuni Artaki Terziyan ve Hanende Asdik
Hamamcıyan'ın eserleri seslendirilecek. Programda yer
alan eserler arasında "Kimseye Etmem Şikayet", "Var mı
Hacet Söyleyin El Gülşenim".'Yıllar Ne Çabuk Geçti',
'Bensiz Ey Gül Gülşen-i Alemde Mey Nuş Eyleme',
'Hançer-i Ebrusu Saplandı Dile' gibi tanınmış ve sevilen
besteler de yer alıyor.
'thanetin Sıcak Yüzü'
Kültür Servisi - Ünlü Türk yazan Sabahattin Ali'nin son
günlerini anlatacak olan 'İhanetin Sıcak Yüzü' adlı sinema'
fıbninin senary o çalışmalan başladı. Tuncer
Cücenoğlu'nun yazmakta olduğu 'İhanetin Sıcak Yüzü'nü
Yusuf Kurçenli yönetecek. Senary oyu yazmakta olan
Tuncer Cücenoğlu çabşmalarla ilgili olarak şunlan söyledi:
" 1948'li yıllarda Türkiye'de toplumca yazarlann üzerine
bir karabasan gibi çöken, onlan işsiz-güçsüz bırakan,
bütün ilişkilerini bozan, ailelerine, çocuklanna,
arkadaşlanna, yakınlanna aalar çektiren ve hatta bu
insanlardan baalannı da -üzülerek belirteyim ki- öldürten
bir kara dönem söz konusu... Bu ülkenin en büyük ozanı
Nazım hapistedir... Gazeteler, dergiler kapatılmakta, en
masum karşı görüşlerşiddetleezilmektedir. Herşeye
rağmen ve her zaman olduğu gibi üç-beş toplumcu aydın
direnmekte; aydın ve yazar sorumluluğu içinde demokrasi
mücadelesi vermektedir. İşte böyle birdönemde
demokrasi mücadelesi verenlerden bir tanesi de yazar
Sabahattin Ab'dir. Yıllardır hazırlandığım bu ilginç
konuyu yönetmen arkadaşım Yusuf Kurçenli'nin fılme
çekecek olması, beni aynca onurlandınyor. Böylece
ülkemızın demokratikleşmesi açısından büyük katkılan
olan eski toplumcu kuşağa vefa borcumuzu bir parça da
olsaödemeyeçalışacağızbufılmiyapmakla."
'Beyoğlu'ndafiıhuş'
İSTANBUL(.\A)-Ünlü İtalyan yazar Giovanni
Scognamillo, bugün düzenlediği basın toplantısıyla son
kitabı •Beyoğlu'nda Fuhuş'u tanıtü. Tanıtımda, basın
mensuplannın sorulanru yanıtlayan Scognamillo, fuhuş ve
Beyoğlu konulannın çokça y azılmış ve anlatılmış konular
olduğunu bebrterek. "Bu konulann her ikısi de ilk bakışta,
hoş gibi görünen bir geçrrüşe dönük özlemlere açıktır"
dedi. Beyoğlu'nun kuruluşundan bugünedek bireğlence
ve kültür-sanat merkezi olduğunu söyleyen Scognamillo,
şöyle devam etti: "Bu çalışmadaki amacım, Beyoğlu'nu
yargılamak ya da teşhir etmek değil. Amacım, tarihin
içinde. Beyoğlu'nda bır gezintiyeçıkarakbusemtin
toplumsal açıdan büyük bir ağırbk ve sorumluluk taşıyan
durumunu ele almak ve bunu. gelmiş geçmiş başbca
örnekleri ile görüntülemektır." Fuhuşun anlatılması,
araştınlması ve belgelenmesinin normal olduğunu ve
bunlan yapmanın. fuhuşu savunmak anlamına gelmemesi
gerekü'ğini söyleyen Scognamillo, "Fuhuş. insanbğın ve
kendilerine insandişenlerin bir kara lekesidir. Zevk,doğal
bir gereksinimdir. bir meta değildir. Bjr baskı ve sömürü
aracı ise hiç olmamalıdır" diy e konuştu.
'Kurşun Askerin Utana'
Kültür Servisi - Hadı Çaman-Yeditepe Oyunculan
mevsimin ikinci çocuk oyununa başladı. "Kurşun Askerin •
Utancı." Haluk lşık'ın yazdığı v e geçen yıl TOBAV ve
Çankaya Belediyesı'nin açtığı yanşmada büyük ödül
kazanan Kurşun Askerin Utancı'nı Reha Bilgen yönetti.
Müziklerini Oktay Şenol'un yaptığı. dekor \ e giy silerini
Nursabah Daşdelen'in çizdiğı oyunda Tarkan Yılmaz,
Alper Erze, Fatih Aky ol. Ayşegül Aksel, Mehmet Güldür
ve Şadi Koyun göre\ alıyor. "Kurşun Askerin Utancı'
Rüştü Uzel Tiyatro Salonu'nda cumartesi ve pazar günleri .
saat 12'de sergileniyor. (31 09 67) ;
CapitoVde özgünbaskı sergisi ;
Kültür Servisi - Capitol içinde yer alan Art Gallery'de ünlü •
ressamlann özgünbaskı resimîeri sergileniyor. Türkiye'de
ilk özgünbaskı resim albümünü hazırlay an Hoca Ab Rıza •
ve bu dala gönül vermiş. yazılan, y apıtlan ve
eğitimcilikleriyle bu alana katkıda bulunan herkese
adanan sergi, 7 mart tarihine dek açık kalacak. Sergide,
Hoca Ali Rıza, Abidin Dino. Bedri Rahmi Eyuboğlu, Eren
Eyuboğlu, Ercümend Kalmık, Zühtü Müridoğlu,Cihat
Aral. Nuri Arbaş. Mustafa Aslıer, Devrim Erbil, Özer
Kabaş. Fethi Kayaalp ve Mustafa Pilevneli'nin
özgünbaskı resimlen y er alıyor.
UluslararasıÖyküGünlerVnde
Nedim Gürsel
Kültür Servisi - Bu yıl beşincisi düzenlenen Uluslararası
Öykü Günleri, Hollanda'nın Rotterdam kentinde yapıldı.
Dünyanm çeşitli ülkelerinden gelen yazarlar kentiıi ünlü
kütüphanesi "Theatre Library "de öykülerinden örnekler
okudular. Yazarlar yapıtlannı kendi dillerinde
okurlarken, metinlerin Hollandaca çevinleri büyük ekrana
yansıtıldı. Böylece izleyenler öyküleri yazıldıklan dilde
dinlerken aynı anda çevirilerini ekrandan izleme olanağı
buldular. Hollanda'da üç kitabı yayımlanan Nedim
Gürsel. Amsterdam'da bir televizyon programına da
katıldı. Hollanda telev izyonunun üçüncü kanabndan
yayımlanan "Geçenler ve Geçişler" adlı program ülkenin
en önemli edebiyat programı sayılıyor.
AIDS Karikatür Yanşması
sonııçlandı
ANTALY A (AA) - AIDS Savaşım Derneği Antalya Şubesi
tarafından düzenlenen karikatür yanşması sonuçlandı. 1
Arabk Dünya AIDS Günü dolayısıyla düzenlenen
yanşmada; birinciliği Cıhan İşbaşı. ikinciliği Alper
Susuzcu, üçüncülüğü ise Selım Uysal aldı.