Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhurjyet
İmtivaz sahibi: Berin Nadi
Genel Yayın Yönetmeni- Özgen Aear •Genel
Yayın Koordinatörü: Hikmet Çetinkaya • Genel
Yayın Daruşmaru: Orhan Erinç •Yaaışlen
Müdürleri. tbrahim Yıidız. Dinç Ta>anç(Sorumlu)
• Haber Merkezi Müdürü: tpek Çalışlar
• Görsel Yönctmen Ali Acar ©Dış Habcrler. Ergun
Bakı • Ekonomı. Abdurrahman V ıldırım • İstihba-
rat: Yalçın Çakır 9 Yurt Haberlen Metımet Saraç
# (lakaleler: Sami Karaören # Spor: Abdülkadir
Yücebnan • DÜ7cltmc Abdullah Yazıcı
Ankara Temsılcısr Mustafa Balbaş •Haber Muduru Doğan Akın Atatürk Bul-
van No:125. Kat 4. Bakanlıklar-Ankara Tcl 4195020 (7 Hat). Telex 42344. Fax
4195027 •Izmır Temsılcısı Serdar Kızık, H.Zıva BK 1352 S.2 3 Tel.4411220
Telex: 52359. Fax: 4419117 »Adana Temsılcısı: Çetin Yiğenoğlu İnonü Cd. 119 S.
No. 1 Kat. l.Tel: 3522550-3522601-3522492, Telex: 62155. Fax- 3522570
Muessese Muduru Erol Edtut • Koordınatör
AJnnet Koraban • Muhasebe. B>Hent \etta
• tdare. Hüseyin Cirer • İ^letme önder ÇeUk
• Bılgı-lştem' Nail Inal •Bılgısayar Sıstem:
MürihetÇBer •Reklam Reha lşıtman
\ a\nlava> \e B*s*n: Yem Gun Haber Ajdnsı. Basın ve Yavıncilık A Ş
TûrlocıpCdd 39 41Cdğaloğlu34334İst PK 246 Islantml Tel (0 2l2)51205O5(2Ohdt)Telex 22246. Fax:(0 212)51385^5 8ŞLBATI994 İmsak: 5 34 Güneş:7.01 Öğle: 12.25 İkındı: 15 09 Aksam: 17 36 Yatsı: 18.57
Kendine sağlam
omuz buldu
• HOLSTON(Reuter)-
ABD Başkanı Clinton,
Amerikan Kanser Vakfı'nın
Houston'daki balosunda,
lösemili çocuklarla tek tek
ilgilendi ve onlara çeşitli
armağanlarverdi.
Alaska'dan tedavi için gelen
küçük Timothy, omzuna
çıktığı Başkan'ı. parti sonuna
kadar bırakmadı. Timoıhy
West, uygunilik
bulunduğunda ameliyat
edilmek üzere hastanede
bekliyor. (Fotoğraf: RICK
WILKING)
AzizNesinfyasağı
deldi
• TAHRAN (AA) - İran'da
eserlerine satış ve yayın
yasağı getirilen Aziz Nesin'in
bir öyküsünden uyarlanan
skeç. İran Televizy onu'nda
yayımlandı. Radikal
Cumhuri İslami gazetesi.
cumartesi akşamı
yayımlanan oyuna tepki
göstererek. İran Televizyonu
yöneticilerine. hakkında
' \ asaklama karan bulunar.
bir yazara ait oy unun
gösierilmcsinin nedenini
sordu. tran Kültür
ıBakanhğTnın ""Şeytan
AyetlerTnınTürkçe
yayımlanması nedeniyle
Nesin'e y asak karan aldığı
hatırlatılanyazıda.
tele\ izyonun da. "Bundan
böyle bu karara uymakta
dikkatli olması" istendi.
TürkDili
Sempozyumu
• ANKARA (AA) - Kültür
Bakanı Fikri Sağlar. uluslan
bir arada tutan en temel
bağın dil olduğunu
belirterek. "Dil. ulusal
bilincın ve birliğin en temel
öğesidır. Dilde yaşanan
çözülmelerya
toplumsal-vapısal
çözülmenin göstergesidir ya
da habercisıdir" dedı.
Fahriye Abla
mahkemelik
• ANKARA (AA)-
"Fahriye Abla" şiirinin
\azan Ahmet Muhip
Dıranas'ın eşı Münıre
Dıranas'ın. şıırden
esinlenerek gerçekleştirilen
"Fahnye Abla" adlı fılmin
özel televizy on kuruluşu
interStar'da izinsizve
sansürsüz olarak
vayınlandığı gerekçesiyle
açtığı 300 mily on liralık
tazminat dav asına devam
edildı. Ankara 19. Asliye
Hukuk Mahkemesi'ndeki
bugünkü duruşmaya taraf
vekılleri katıldılar.
Don, flamingoları
kaçirdı
• KIRŞEHİR(AA)-
Kırşehir'in Mucur ilçesi
yakınlanndaki Seyfe Gölü
Kuş Cenneti'nde yaşayan
flamingolar. önceki gece
gölün donması üzerine göç
ettiler. Geçen hafta sonu
Kırşehir ve ci vannda hava
sıcaklığının sıfınn altına
düşmesi sonucu. 9 bin 700
hektar büyüklüğündeki
Sey fe Gölü dondu. Gölün
donması nedeniyle kuş
cennetinde yaşayan yaklaşık
500 bın fiamingo. göç etmek
zorunda kaldı.
Meriç'te
sınır
• EDİRNE(AA)-Türkve
Yunan heyetleri, Meriç nehri
üzerinde bulunan lOdönüm
genışliğindekı Doyran Adası
üzerinde kaybolan Hudut
taşlannın yeniden
belırlenmesi için bir araya
geldi. Vali Yardıması Bekir
Toksov. görüşmelerle ilgili
olarak yaptığı açıklamada,
teknik çalışmalann birkaç
gün daha sürmesınin
beklendiğini belirterek,
"Hudut taşlan-famanla
ortadan ka> bolmayacak
şekılde beton ve demir
kullanılarak dikilecek. Daha
sonra iki ülke arasında
yapılacak bir görüşme ile
Doyran Adasf ndakı hudut
tasdik edilecek" dedi.
Onun için esashac, Allahy
asevgiylegönülden yönelmektir
• Hallac'a göre, evin
kuytu bir yerinde
sembolik olarak hac
ritüeli uygulanıp,
fakirler doyurulduğu
takdirde aynı sevabın
kazanılması
mümkündü.
Anadolu
llallae-ı
Prof. Dr. Niyazi Öktem
• Olüme mahkum
edilen Hallac, önce
1000 kez kırbaçlanır,
ardından elleri ve
ayaklan kesilir.
Çarmıhla birlikte
yakılır ve külleri
Dicle NehrTne atılır.
'Gerçek secde edenlerin yöneldiği
yer, bilgelik ve sevgi olmalıchr'
-3-
•y -w- allac'ın duruşmasında
M m felsefı veteolojik ana
ğ ğ tartışma konusu 'vahdet-i
-*- -*- vücud'anlayışının
yürürlükteki İslam doktrinine ters
düşüp düşmemesiydi. Başka bir
anlatımla evrensel monizm, tann-doğa
iç içeliğinin geleneksel Islamla
bağdaşıp bağdaşmaması mahkemenin
doktrinel tartışma odağını
oluşturmaktaydı. Yaratan-yaratılan
ikilemi mi; yoksa özün, cevherin
fışkırarak kendini ortaya koyması.
sıfatlannı göstermesi anlayışı mı
İslama uygundu?
Geleneksel sûfi anlayış kuşkusuz özün
fışkırmasını benimsemiştir. Fakat
sûfîler bu tur bir tarüşmayı anlamsız
görmektedirler. Onlar için hakikati
herkese anlatmaya çahşmak beyhude
çabadır. Herkes doğruyu kavrayamaz.
Çilekeş, abdal, veli hakikati kavrar;
anlatması gerekmez. Anlayana ne
mutlu...
Oysa Hallac, geleneksel süfı inanç
doktrinini herkese duyurmak
istemiştir.
'Evren-insan-AUah' monizminin
(fekliğinin) gerçek Müslümanhk
olduğunu anlatmak uğruna
Hallac ölmüştür.
Geleneksel Sünni yorumdaki
Allah'ın tekliği anlayışı. onu
her türlü nitelemeden,
boyutlamadan, ona nüfuz
etmeden, sınırlan hakkında
düşünceler ileri sürmekten
insanı uzak tutmaktadır.
Monizm zındıklıktır. İnsan
aklının sınırlan onun
boyutlannı anlayacak güçte
değildır.
Hallac ise Kuran'ın bâüru (içsel)
anlamı içinde Allah'ın özünün
tanınabileceğini iddia
etmektedir. Orneğin manası
hala keşfedilemeyen Elif, Lam,
Mim gibi 'Kuran-ı Kerim'deki
bazı semboller. bâtına, özenişin
göstergeleridir.
Hallac'ın duruşmalannda bu
konulara girilmesi zorunluydu.
Halkın benimsemiş olduğu
yaratan-yaratılan,
buyuran-buyrulan ikilemi
imajını kıran Hallac dinsel
olduğu kadar siyasal açıdan da
tehlike teşkil etmekteydi.
Hükmetmeyen, insanla sevgi
birliği içinde beraber olan
Allah anlayışı yöneticilerin
ışinegelmezdi.
Eş'ari kadılar. Hallac'ın
doktrinini çürütme
bağlamında duruşmalarda
adeta yanşa girmişlerdi.
Karar aşaması ve
hac sorunu
Halife Muktedir'in vezır
Hamıd'le ilgili du> gulan
kanşıktı. Kötü idareciliğine
sinirlenmekte. fakat kumazlığı
ve gaddarlığı hoşuna
gitmekteydi.
309 yılının nevruz ayında
sarayının görkemli bahçesinde
vezir Hamid'e geniş bir otorite
•y - y alkın benimsemiş olduğu
m ğ yaratan-yaratılan, buyuran-buyrulan
ğ ğ ikilemi imajını kıran Hallac dinsel olduğu
-JL JL. kadar siyasal açıdan da tehlike teşkil
etmekteydi. Hükmetmeyen, insanla sevgi birliği içinde
beraber olan Allah anlayışı yöneticilerin işine gelmezdi.
alanı teslim etti. Bunun karşılığında da
harcamış olduğu 150.000 dınann
onayınıaldı. Halıfeninikıoğluve
Valde Sultan süreklı entrikalar
peşindeydı.
Bu ortam içinde karar aşamasına artık
geçiliyordu. Mahkeme sürerken
Hambeli başkaldınna bastınlmış,
Hallac'ı savunan İbni Ata sorunu
halledilmişti.
Şahit olarak sûfıler dinlenecekti. Sûfılerin
lideri Ciireyrimahkemeyeçağnlır. O
da Hallac'ın Şakir bin AhmedV
gönderdiği mektubu mahkemeye
teslim eder. Bu mektupta Hallac
"İçindeki kâbeyi > ıkmasıgerekriği.onun
yerine bilgeliği kurmasının
zorunluluğundan"
1
söz etmektedir.
"Gerçek secde edenlerin yöneldiği yer
bilgelik ve sevgi olmalıdır" diye Hallac
sözlerine dev am eder; onun için esas
hac. Allah'ın sevgisinı içinde hissetmek
ve o sevgiye doğru gönülden
yönelmektir.
Hacla ilgili bu türbiryaklaşım tutucu
\e biçimci Sünnılerle bağnaz ve aşın
Şia yandaşlan ıçın zındıklıkıan başka
bırşey olamazdı.
Karar öncesinde mahkeme heyetinden
Ebu Ömer, vezır Hamıd'in huzuruna
her gün gelerek Hallac'ın müritlennin
elınde bulunan defterlerinden pasajlar
okumakiavdı. Okuma işine İsmail İbni
Zancide kalılırdı. Defterlerin birinde
hacea gıdılmedıği takdirde ne
yapılması gerektiği hususlanna
değinilmiştır.
Hacca gidılemezse. evın ku> tu bir
\ennde sembolik olarak hac ntüelı
uygulanıp. fakirler doyurulduğu
takdirde aynı sevabın kazanılmasının
mümkün olduğu göriişüne yer
verilmişti. Ebu Ömer bu düşünceler
okunduğunda hiddetlenmiş ve hemen
kağıt kalem isteyerek "Hallac'ın
kanmın dökülroesi caizdir" sözünü bir
kadı olarak kaleme alıp imzalamıştır.
Arkasından Hallac'a hakaret etmiş, bir
yalancı olduğunu söylemiştir.
Hallac'ın bulunan diğer defterlerinde
de evde hac fanzesinın yerine
getirilebıleceği görüşlerine >er
verilmiştir.
Anadolu Ale\ılerinin, Bektaşilerin
haccı inanç koşullanndan bıri
saymamasının nedeni bu mülahazalar
olsagerek.
Hallac açısından önemli olan; gönlün,
yüreğin billurlaşması. saflaşmasıdır.
Hac müzakerelerinın sonunda ölüm
karan ahnır.
Şehadeti
ve yankıları
İdamıyla ilgili bılgileri İbni Bakûye'ye
dayalı olarak öğrenmekteyiz.
Kalabalıkbirhaylifazla\dı.
Meraklılar. sempati du> anlar. dostlan.
ondan nefrel edenler. son anda mucize
bekleyenler alanı doldurmuştu.
İdamından bir gece önce zabıta
işlerinın basında olan Muhammed Bin
Abdülsamed mahkûmu teslim
alır ve merkeze getınr. Ertesı
sabah alana geıinlen Hallac.
cellada teslim edilir. Gün
(Miladı26Mart922)24
Dhülkada 309'dur. Cellat
kırhaçlamaya başlar. K.aç
kırbaç darbesi vurulduğu
hususunda rivayctler
muhtelıftir.
İbni Dihyaya göre 400.
darbe\ıaldığında "Şimdi
Konstantiniye zaptedildi"
demiştir.
600. darbede Abdülsamed'e
"Sana bir şe> sö> le>e> im,
Konstantiniye'nin alınması
kadar değerli ve önemli şe> ne
olabilir?" demıştı. Onun
ce\ abı ıse "Sen bunu daha
önce söylemiştin, onu bırak da
bu kırbaç darbelerini
engelleyebilir misin ona bak"
demiştir.
1000 kırbaç
1000 kez kırbaçlandığı
hususu ağırlık kazanmıştır.
Daha sonra bir eli,
arkasından bir aşağı. daha
sonra ıse diğer eU e ayağı
kesilmiştır. Başı kesildiğinde
\ ücudunda hala canlılık
olduğu sö>lenir.
Çarmıhla birlikte yakılır.
Küllerdaha sonra Dicle
Nehri'ne atılır.
Başı iki gün bir direğe asılır.
daha sonra saraya götürülür.
orada muhafazaya uygun
hale getirildikten sonra
Horaian'a gönderilerek tüm
kentlerde ahaliye göstenlir.
Hallac'ın çarmıhaaMİı
olduğu sırada 'Enel Hak'
dedığı rivavetleri vavgındır.
İdam sırasında kalabalık bir hayii fazlaydı. Sevenleri ve sevme\enleri alanı doldurmuştu.
YARlN:Dicle'nin
öfkesi
DEVLET GOREVE ÇAĞRILDI
BarolarBirliğî
Sıvas katliamı için
69 milyar istedi
• 25 kişinin ailesi için toplam 12 milyar 250
milyon maddi, 46 milyar 200 milyon lira
manevi tazminat talebinde bulunan
Türkiye Barolar Birliği, talebini devletin
olaydaki "ağır kusuruna" dayandırdı.
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Türkıve Barolar Birliği
Başkanlığı. Snas'ta çocuklan
katledılen aıleler için İçişleri Ba-
kanhğı'ndan, toplam 69 milyar
50 milyon lira istiyor. 60günlük
bekleme süresinden sonra.
olumsuz yanıt gelmesi halinde
harekete geçeceğini bildiren Ba-
rolar Birliği. yargı yoluna baş-
vuracağını açıkladı.
Mağdurlar yalnız değil
Türkiye Barolar Bırlığı Baş-
kanlığı. dün yaptığı basın top-
lantısında. Sıvas katliamının
mağdurlan için İçişleri Bakan-
lığı'na yaptığı maddi ve manevi
tazminatın miktannı açıkladı.
Geçen cuma günü. İçişleri Ba-
kanhğı'na şaptığı başvuruyla
Sıvas'ta ölen 25 kişinin ailesi
için toplam 12 milyar 250 mil-
yon maddi. 46 milyar 200 mil-
yon lira manevi tazminat tale-
binde bulunan Türkiye Barolar
Birliği. talebini devletin olayda-
ki "ağır kusuruna" dayandırdı.
Barolar Birliği. 200 milyon lira
tutanndaki dav a açma harcının
da idare tarafından ödenmesi
gerektiğini belirterek Sıvas kat-
liamı mağdurlannı yalnız bı-
rakmamak ıçın devlete bu yü-
kümlülüğün düştüğünü dile ge-
tirdı.
Türkıye Barolar Birliği'nin
17 ağustosta Sıvas olaylannın
kovuşturulması için kurduğu
"Sıvas Çalışma Komisyonu"-
nun yaptığı basın toplantısın-
da, komisyon adına açıklama
yapan Türkiye Barolar Birliği
Başkanı Önder Sav. ailelerin,
duruşmaları süren Sıvas davası
konusundaki sorulannı yanıt-
larken 14 şubattaki duruşma
konusunda açıklamalar yaptı.
Yargı sürecini etkılememek için
davaya ilişkin değerlendirme
yapmaktan kaçınan komisyon-
da görevli avukatlar, suçlulann
hak ettikleri cezayı alacaklannı
belirttiler.
Göz göre göre
İletışim ve ulaşımın kolay ol-
duğu bir çağda, 7 buçuk saat
süreyle otelde mahsur kalan 37
insanın yardımına yetişemeyen.
bu insanlann "göz göre göre"
yanmalanna seyircı kalan dev-
letin, maddi ve manevi tazmi-
natlan ödemesinın "bir görev"
olduğunu SÖN leyen Barolar Bir-
liği Başkanlığı. devletin bazı
kamu görevlilerine işten el çek-
tirerek sorumluluktan kurtula-
mayacağını belirtti.
Türkiye Barolar Birliği Baş-
kanı Sav yaptığı açıklamada.
devlete görev ini. İçişleri Bakan-
hğı'na yaptıklan tazminat iste-
mivle anımsattıklannı belirtti.
Sav. Sıvas olayının siyasi, idari
ve hukuki sorumlulannın orta-
ya çıkanlması gerektiğini söyle-
di.
BARIŞ VE TOLERANS KONFERANSI
Uç tek tanrılı dinin
barış görüşmeleri
• îstanbul Fener Rum Patrikhanesi ile Nevv
York Vacdina Çağn Vakffnın düzenlediği
"Banş ve Tolerans" konulu konferans bugün
başlıyor. Türk Orkodoks Patriği'nin toplantıyı
"Türkiye'ye yönelik oyun" olarak
değerlendiımesi tepki çekti.
İstanbul Haber Servisi - İstan-
bul Fener Rum Patnkhanesı ile
Nevs York Vicdana Çağn VakfV-
nın düzenlediği "Barış ve Tole-
rans" konulu konferans. çok
savıda verlı ve vabancı konuğun
katılımıvla bugün başlıyor.
Ermeni Kilisesi'nin konferans-
ta temsil edılmeNeceğını belırten
Patrikhane Sözüsü \ıaa Bakar
yaptığı açıklamada. "Yurdumuz-
daki savıca en büyük gavrimıislim
toplumun Ermeni toplumu olması-
na karşın. Ermeni Patrikliği'ne
konferansta söz hakkı verilmeme-
si en başta bu topiantının başlığına
ters düşmektedir. C emaatler ara-
sında bövlesi bir ayrım gözeten
düzenleme kurulunun, ne barıştan
ne de hoşgöriiden söz etmesi müm-
kün değildir. Bu durumu protesto
edivoruz"dedı.
Konferansa katılmak ısteyen
Karabağ Eımenileri Ruhanı Lı-
den Başpıskopos Barkev Marti-
rossian'a ise Atına'dakı Türkıve
Başkonsolosluğu tarafından
Türkive'yegirişvızesı verilmedığı
one suruldü.
Fener Rum Patrikhanesi'nden
alınan bilgiye göre konferans.
Ortodoks Kilisesi ile diğer tek
tannlı dınler arasında uzun süre-
dır var olan akademik diyalog
temelıne da>anıyor. Dınler ara-
Rahmi Koc da katilacak.
sındakı banş ve toleransı amaçla-
yan konferans Türk Ortodoks
Patnğı tarafından ise "Türkiye'-
ye vönelik bir oyun olarak" değer-
İendırildı. Türk Ortodoks Patriği
Selçuk Erenerol. konferansı "Va-
tikan usulü bir Bizans devleti kur-
ma yolunda ön çahşma" bıçımin-
de suçladı. Erenerol, Fener Rum
Patrikhanesf nin düzenlediği top-
lantıva Divanet İşleri Başkan-
lığı'nın katılmasını da eleştırdi.
Toplantıva katılan çe\reler ise
Erenerolun tutumuna karşı çık-
tılar. Tek tannlı dinler arasında
banş ve hoşgörüyü savunmanın
Bizans devleti kurmakla ne ilgisi-
nin olduğunu anlayamadıklannı
sözlerine eklediler.
Baykam: Şeriatçı basın, laikleri hedefgösteriyor
Muammer Aksoy'u anma toplantısındaki olayın çarpıtıldığını söyleyen ressam, ilgilileri göreve çağırdı
MUHARREM AVTJIN
Ressam Bedri Bay-
kam, Atatürkçülüğü
savunduğu için laiklik
karşıtı şeriatçı basının
kendisini sürekli ve
haksız yere "heder
göstermesine dikkat
çekerek yetkilileri gö-
reve çağırdı.
Atatürkçü Düşünce
Derneği'nce (ADD),
30 Ocak 1994 Pazar günü, Mecidiyeköy
Kültür Merkezi'nde düzenlenen "Muammer
Aksoy'a Saygı, Devrim Şehitlerini Anma
Toplantısı" ile "Türkiye Nereye Koşuyor?"
başlıkh panel sırasında gelişen olaylann "Va-
kit" gazetesi tarafından çarpıtılarak verildi-
ğıni söyleyen Baykam, gazetenin bu tutumu-
nu kınadı.
Olay nasıl oldu?
Topiantının bir yennde, panelistlerin otur-
duğu masanın arkasındaki duvarda bulunan
dev Atatürk posterinin bir ucu öne düşmüş
ve Atatürk'ün yüzü kapanmıştı. Bu sırada
ön sırada oturan ve daha sonra İslamcı, "Va-
kit" gazetesinin muhabiri olduğu öğrenilen
bir gazeteci bu "durumu" görüntülemiş. ikın-
ci kareyi çekmek üzerev ken
salondakilenn "Neden Ata-
türk'ün yüzü kapalıy ken res-
mini çekiyorsun?" tepkisiyle
karşılaşmıştı. Durumu göz-
lemleyen panelist Bedri
Baykam ise "Bırakın çek-
sin, Atatürk'ün resmini ne-
lektaşıyla birlikte hızla salondan dışan çı-
kmaya hazırlanırken tüm panelıstler,
saygısız bir dınleyicinin hareketinden ötürü
söz konusu gazetecıden özür dilemış \e
üzüntülerini belirtmişlerdi. Bu olavdan iki
Atatürkçü laikler, önce Islâm'a, sonra muhabirimize saldırdı
Cirkin saldınden o halde çektiğini biraz
sonra size söyleyeceğim" de-
mişti. Söz konusu gazeteci
bunun üzerine, sessizce ye-
rine oturmuş, bu sırada bir
dinleyici, bu kez gazetccınin
resmini çekmiş. hemen
ardından arka sıralardan fı-
rlayan bir dınleyıcı ise ön sıradakı gazetecı-
nin üzenne yürüyerek kendisini tartak-
lamıştı. Bu sırada gözlüğü yere düşen ve
flaşının bir bölümü kınlan gazeteci ayağa
kalkarak yüksek sesle "Bedri Baykam o
adamı kışkııttı!" diyerek beraberindeki mes-
habirimize saldırıy a zemin hazırladı" y azıy or-
du! Habenn gen kalan bölümlennde ıse.
"Muhabirimiz Turgay Güler'in fotoğraf çe-
kimleri. salondaki görevliler tarafından engel-
lendi. Bedri Baykam'ın. 'Çeksın. çeksın. on-
lan ne yapacağımızı biliyo-
ruz" (Oysa Baykam, "Çek-
sinler, çeksınler. neden çek-
tiklerini ben bilivorum" de-
mişti) şeklindeki tahriki üze-
rine engelleme çabalan fiili
saldırıya dönüştü. Laikler,
muhabirinıizi >umruklaya-
Muhabınmız Turgay Guler'ın fotoğraf çekımlerı. saicndakı go-
revlıler tarafından engellendı Bedn Baykam'ın 'Teksın çek
sın, onları ne yapacağımızı bılıyoruz" şeklindeki l.jhnkı uzerı-
ne. engelleme cabaları fiılı saldırıya donustıı l.-ııkler. mııha-
bınmızı yumruklayarak. fotoğraf makınesı ve Iı;yl>ı,ıı kırdılar
n sorra kerdBJvte yuz yuze gö-
rjşmek stex*ğımız Bebn Bayfcam n ya-
tartan, sanatçmfı ( " * (£
\ akit gazetesinin olayla ilgili haberi gerçekleri çarpıtıyor
gün sonra. 1 Şubal 1994 tarihli "\akit" ga-
zetesinin bırinci sayfasında "Çirkin Saldın"
başlıkh bir haber yayımlandı. "Atatürkçü la-
ikler önce İslam'a, sonra muhabirimize
saldırdı" denilen haberde aynca. "Ressam
Bedri Baykam'ın tahrik edici konuşması, mu-
rak fotoğraf makinesi ve tey-
bini kırdılar" şeklinde cüm-
leler kullanılmıştı.
Bedri Baykam. avnı za-
manda Ahmet Kekeç adlı
köşe yazannın "İşte Ata-
türkçûler..." başlıkh yazısı-
nda konu edildiği "Vakit"
gazetesinin şeriatçılara kendisini "hedef"
olarak gösterdiğinı belirterek en çok da
çarpıtılan haberdekı "Çok sayıda laik(!) ta-
rafından yumruklanan muhabirimizin, maki-
nesi ve te> bi kınldı. Laikler, saldıny ı gösteriy e
dönüştürerek "Bir daha bizim tuplantılanmı-
za gelirseniz hepintzi geberüriz' dediler" şek-
lindeki bölüme sınirlendiğini söyledi. Söz ko-
nusu gazeteciye saldıran dınleyiciyi tüm sa-
mımiyetiyle şiddetle kınadığını vurgulayan
Baykam şöyle konuştu:
"Salondaki 400 şahidin önünde cereyan
eden bir olayı, bu kadar saptırarak konuş-
macıları hedef göstererek masum ve inanan in-
sanlan tahrik ederek açıkça tek kelimeyle-
yalan üreterek böyle açık bir ahlaksızlık ya-
pan kişi ne gazeteci olabilir, ne de Müslü-
man... Hiçbir dinde kardeş kavgası üretmek
için yalan söyleyen insanlara yer yoktur ve bu
kişiler gerçek yüzlerini belli etmişlerdir."
Daha önce de İslami "Cuma" dergisinde
hakkında. "Bütün Müslümanlar düs-
manımdır'." diye çarpıtılmış bir habenn yer
aldığmı. gönderdiği tekzip metninin ise yayı-
mlanmadığını anımsatan Baykam, sözlerini
şöyle noktaladı:
"Vakit gazetesindeki haberle ilgili suç du-
yurusunda bulunacağım ve Türkiye bir hukuk
devletiyse basın savcüarını göreve davet ediyo-
rum. Bövlesi bir yalan ve tahrik dolu haberden
ötürü bana gelebilecek bir saldın olayından
sorumlu, bu yalan vayını yapan ve bunlan gör-
memezlikten gelen tüm idari makamlar olur."