Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 7 ŞUBAT1994 PAZARTESİ
HABERLER
Kesici, İstanbullu olmamanın dezavantajını günde 14-15 saat çalışarak kapatmaya çahşıyor:
îstanbuFa tek çareözerklik
YLRDAGÜL ERKOCA
DYP milletvekili adayı...
DYP Genel İdarc Kurulu üyesi. DVPdöne-
minin DPT Müsteşan... Çiller muhaliflerinin
gelecekteki, muhtemel DYP lideri... Demirel-
lerin müstakbel damadı. Ve sonunda ANAP
İstanbul Büyükşehır Beledivesi başkan ada-
yı...
Bu kadar DYPli Uhan Kesici'vı ANAP'lı
>apan neydi?
Çünkü ANAP, İstanbul Büyükşehir Beledi-
ye Başkanlığı için "parlak" bir aday aramıştı,
aynı diğer partiler_gibi.
Medyaya göre istanbul 27 Mart'ta sadece
belediye başkanı değil. Başbakan'dan sonra
Türkive'nin ikinci önemli siyasetçisini seçe-
cekti.
Tele\iz>on \orumculan. gazete yazarlan. iş
dünyasının etkıli ve yetkilileri "İstanbul" di-
yorlardı, başka bir şey demiyorlardı. Sanki se-
çimler Türkiye'nin 76 ilinde değil de yalnız
lstanbul'da yapılacaktı. Özallı yıllann nostal-
jisi kabarmış megakenti İstanbul'u bir "dûnya
kenti">apmanın zamanı gelmışti. Dünya ken-
tine giden yolda direksiyonun başına dünyayı
iyi bilen biri olurtulmalıydı. Kesici de memle-
kete. başta cumhurbaşkanı ve başbakan ol-
mak üzere pek çok üst düzey siyasetçi yetişti-
ren bir kurumdan, DPTden gelivordu. Hem
bürokrasiyi hem planlamavı bilen. uluslarara-
sı para piyasalanyla rahat diyalog kurabilecek
olan Kesici'den i> isi can sağlığn dı ANAP için.
Aynca Demirel'in de onayını alarak partiye
katılan Kesici. sandıkta sağ oy lan birleştirecek
ve seçim sonunda kazanılacak başanyla "Sağ
nerede birleşmeli?" kavgasında üstünliik sağlı
nacaktı.
Dünya kenti
Diğer adavlara oranla İstanbul'da hiç yaşa-
mamış olmanın dezavantajını Beşıktaş'daki
seçim bürosunda günde 14-15 saat çalışarak
gidermeve çalışan Kesici'yle "dünya kenti İs-
tanbul" üzerine konuştuk. Yalnızca Kesici'nin
değil. DYP"nin de SHP'nin de vaadi İstan-
bul'u dünya kenti yapmak. Refah Partisi de
a\nı şeyi vaat ediyor, ama kapsamı biraz dar
tutup İstanbul'u Islam dünyasının kenıi yap-
makla yetini>or. Yani. 27 Mart'ta kim kaza-
nırsa kazansın İstanbul illa ki dünya kenti ola-
cak.
Kesici'ye göre "İstanbul neden dünya kenti
olmalı? Dünya kenti olacak da ne olacak?
"Türk ekonomisi, özel-
likle gümhik birliğiyle bir-
likte düny a ekonomisi) le
entegrasyonunu biraz daha
geliştirecek. Llkeler düny a
ile hem ekonomileri hem de
kentleri marifetivlc entegre
olurlar. Türkiye'nin sekiz on tane normal şaıt-
larda dünya standartlarında veya Avrupa stan-
dartlannda kente ihtiyacı var. Ve bunun bir nu-
maralı adayı İstanbul. 20 ci\arında da ulusal
standartları yükseltilmiş kent lazun. Bu hem
Türkiye'yi dünya ile entegrasy onunda rahatla-
tacak olan hem de iç göcü daha regüle edecek
olan bir hal."
Yanı. İstanbul, Türkiye'nin dünvava enteg-
rasyonunda köprü görevi üstlenecek. Bir baş-
Kesid, dünyada yerel yönetimlere daha
az yetki ve otonomi veren demokrasilerin dar demokrasi anlayışlan
olarak anılacağını söyleyerek, "Demokratik ülkeleryerel yönetimlere
daha çok yetki, daha çoİc özerklik veren ülkeler olacak" diyor
Kesici, en büyük avantaj olarak DPTdeneyimini göriiyor(Fotoğraf: LGUR GÜN YÜZ)
Gecekonduyıkmak zor
ka deyişle "İstanbul Türkiye'yi serbest piyasa
ekononûleriyle entegre edecek bir numarah
kent."
Kesici bunun da İstanbul'un sosyal ve eko-
nomik altyapısının dünya standartlanna gel-
mesiyle mümkün olacağını belirtiyor. Yani
İstanbul'un içme suyu, eğitim, sağlık. kanali-
zasyon, çöp. veşil. trafik gibi sorunlannın or-
tadan kalkması için de bir vesile olacak "dünya
kenti" olması. Kesici'nin deyimiyle"Bunlarol-
Kesici, İstanbul'un özel şehir statüsü kazandınlmasıyla sorunlarının çözümlenebileceğine inanıyor
madan ağzımızla kuş tutsak bir şey elde etme-
miz mümkün değil." Bu nedenle de İstanbul'un
öncelikle bu sosyal ve ekonomik altyapısını
tamamlaması gerekiyor. Ozallı yıllann havali
"İstanbul'un bir fînans merkezi olması" da an-
cak bunlarla mümkün olacak.
Kesici yerel yönetimlerinin yetkilerinin art-
tınlması konusunda ise şunlan sö>Iü\or:
"Dünyada önümüzdeki süreçte yerel Yöne-
timlere daha az yetki >e otonomi veren demok-
rasi anlavışları dar demokrasi
anlayışlan olarak anüacak.
Demokratik ülkeler yerel
yönetimlere daha çok yetki,
daha çok özerklik veren üİkeler
olacak. Dünya böy le bir y örün-
geye girmiş görünüyor. Biz de
ikinci şehircilik hamlesi adını
verdiğimiz bir çalışma yapıyo-
nız. Belediye imkanlarının ço-
ğaltüması ve belediye meclisle-
rinin belki de görünür bir gele-
cekte daha çok yerel meclisler
mahiyetine kavuşturuhnası ge-
rcktiğini düşünüyorum."
Yerel vönetimlerin yeniden
düzenlenmesinde ise İstan-
bul'u daha farklı bir >ere ko-
>u\or. "Bir çeşitsiyasi ve eko-
nomik egemenlik talebi tni?"
sorumuzu şö\le \anıtlı\or:
"Türkiye'nin en beüirgin ve
yegane şehri İstanbul'dur. Me-
sela 1989 y üında Toky o ile ilgi-
li özel şehir statüsü çıkmış Ja-
ponya'da. Dünvanın diğer bü-
yük kentleri için mesela Nevv
York, Londra, Paris gibi bü-
yük metropoller için de bu özel
kanuna benzeven mevzuatlar
bin nüfuslu bir kent idaresinden farklı değil.
Aynı şablonla idare etmeye kalkarsamz da so-
nuç böyle oluyor. Benim kanaarim İstanbul'un
özel şehir starüsüne kavııştunılınası."
Kesici. özel statünün ne anlama geldiğini
açıklarken de bunun üniter devlet anlayışını
zedeler biçimde olmayacağını vurguluyor:
"Bu yalnızca Türkiye'nin diğer kent yönetim-
lerinden ve kent imkanlarından daha farklı daha
özel bir konuma çekibnesi demektir. Burada
yapılması gereken daha çok vilavet imkanlarıy-
İa belediye imkanlarının genişletilmesi. Bazı im-
kanlann tek bir yönetim aitında toplanması.
Yani biz hem belediye olarak teşkilatlanmamız-
da hem bunların yetkilerinde hem de bunun uy-
gulanmasında kendi başunıza hareket edebiÜr
durumda olmalıyız. İmar kanunu'vla Ugjli bazı
ilave yetkilerimiz olmalı. Vilayetle belediye yet-
kileri içinde birbirinin üstüne süperpoza olan,
birbirinin içine girer mahiyetteki yetkilerin
açıklığa kavuşturuhnası gerekli..."
Vılaşet yetkilerinin önemli bir bölümünün
belediyelere devrini de öngörüyor bu proje.
Asayiş. itfaiye ve sağlık hizmetlerinin bir bölü-
münün belediye hizmetleri kapsarruna alınma-
sının yararlı olacağını savunuyor. Şu anda
Meclis'te görüşülen İller İdaresı Yasası'yla il-
gili değişikliği ise doğru bulmuyor. "Demokra-
silerde, yetkiler seçilmişlere verilmeli" görü-
şünde
Gecekondular yıkılacak mı?
"Dünya kenti İstanbul" tartışması hep gelıp
iç göç \e gecekondu meselesinde düğümlenip
kalıyor. Bir vanda gecekondularda yaşayan
yakİaşık 2.5 mılyon nüfus. bir yanda "dünya
kenti" projesivle gecekondu nüfusunun bağ-
daşmayacağını düşünen İstanbul elitistlen.
Böyle olunca da belediye başkan adavlannın
duymayı istemedikleri soru "Gecekondulan ne
yapacaksınız?" oluyor.
Kesici'nın bu soruya yanıtı çok net:
"İstanbul'da 2.1 milvon civarında konut var.
Bunun yaklaşık yüzde 481 ruhsatsızdır. Bu yuz-
de 48'in yüzde 5Ö'si de gecekondu nıahi\etinde-
dir. Mesela Sultanbeyli'de 185 bin kişi vaşıyor.
Bunlan \ıkannı' demek kathen tatbik edilebi-
lir bir şey değildir. Bunlan bu halivle bırakmak
da İstanbul"a \e buralarda >aşa>an insanlara
yazık etmek demektir. Bunlara bir hal tarzı bul-
mak gereknor. Buraların imar ıslah planlaruıuı
hazırlanması, bu planlarda buraJarı daha adam
edilebilir hale getirmek ve daha kente benzeyen
görünüme kavuşturması gerekivor."
Bir fınans. bir eğlence, bir ti-
caret ve iletişim merkezi ola-
rak tarif edilen dünya kenti
projesı. İstanbul'un tarihi do-
kusuyla kendine özgülüğü.vle
çelişmiyor mu9
Kesici bunu
kabullenmiyor. ANAP'ın son
günlerde yaptırdığı
"İstanbul'un kimliği?" araştınnaşına göre
İstanbul halkının yüzde 30'unun İstanbul'u
öncelikle "Eğitim, kültür, bilgi ve turizm kenti"
olarak görmek istediğini söylüjor. Du\ardakı
dev boyutlu İstanbul haritasının önüne gıde-
rek başlıyor anlatmaya: "İstanbul'un en önemli
şeyi siluetidir. Marmara Denizi'nden Bojaz'a
girdiğinizde çıplak gözün gördüğü her ver istan-
bul'un siluetidir. Bu bölgeve bu siluetiIbozacak
tek bir çivi çakmamak lazun. Herkesin gözü bu
bölgede aslında. Çünkü rantı en yüksek olan
bölge burası. İstanbul'un görünümünü bozduğu-
nuz anda gerive İstanbul dive bir şev kalmaz.
İstanbul'un herhangi bir deniz kentinden farkı
kalmaz. Aynca tarihi ^arımada sadece Türki-
ye'nin değil, bütün dünya medeniyetinindir.
îstanbul'a bu bilinçle yaklaşmak gerekmek-
te..."
Kesici, planlamaa olmasının belediye baş-
kanlığında ciddi bir avantaj olduğu kanısında.
Elinde kalem kağıt birtakım rakamlan alt alta
yanyor topluyor. çıkanyor, çarpıyor ve İstan-
bul'un bugünkü haline keyfi idare ve planlama
düşmanlannca getirildiğini söylüyor:
"Planlamaya karşıysanız ne yaparsınız? Na-
zım plan bürolanm kapatırsınız. Bu belediye
başkanını rahatlatır, beni de rahatlatır. Ama
tek kötü imza Park Oteli'ni y aratır. Tek bir kö-
tü imza Süzer projesini yaratu-. Trafik etütleri
yapılmadan atıİan tek imza iyi bir proje de olsa
Capitol'ü y aratır. bölgenin trafıği felç olur. Ak-
merkez projesi belki iyi bir projedir, ama rrafiği
felç etmjştir. Bir sabah kalktığınızda Park Oteli
projesini imzalamamak için kendinizi kurallar-
İa kısıtlamanız lazun. Bu da planlamayla müm-
kün. Bir imzayla bir insana iki trilyon lira ka-
zandırabilir v a da bir insana iki milvon lira kay-
bettirebilir. lstanbul'da belediye başkanlığımn
önemi buradadır. Buna engel olmak lazun. Bu-
nun da yegane yolu; usulleri ilan ediuniş, herkes
var. İstanbul idaresi şimdi 30 için açıktutuhnuş bir yaklaşım."
Istanbul ada\ laıı paıtileriııiııpotansiyel liderleri
ANKARA (ANKA) - İstanbul Büyükşehir
Belediy esi başkan adavlannın partilerin
mevcut liderlerine alternatif olarak görülen
isimlerden secilmesi. İstanbul seçimlerini
"hangi parrinin potansiy el genel başkanı
seçilecek" tartışmasma dönüştürdü.
Tüm partilerin "İstanbul'u istiyorum"
sloganıyla başka partilerin tabanlanndan da
oy almak amacıyla belirledıkleri adaylar,
İstanbul seçimine partilenn yanı sıra
potansiyel liderler yanşı özeîliğini de
kazandırdı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi
başkan adaylanna, partilerinde "potansiyel
lider" nitelıği kazandıran nitelikleri şöyle:
DYP adayı Bedrettln Dalan: "Süleyman
Demirel'in Cumhurbaşkanı scçılmesinden
sonraki 13 haziranda yapılan kongre öncesi
Tansu Çiller'e karşı genel başkanlığa resmen
aday oldu. "DYP ile ANAP'ın birleşmesini
öngören anayol formülünün miman" olarak
DYP Genel Başkanhğı'na aday olan Dalan,
kongreye iki gün kala diğer adayı İsmet Sezgin
lehine adaylıktan çekildi. Dalan, anayol
formülünün ısrarlı savunucusu olmayı
sürdürüyor
ANAP adayı İlhan Kesici: DYP'nin 20 kasımda
yapılan kongresı öncesinde Başbakan Tansu
Çiller'e karşı "DPT Müsteşarlığı'ndan yeni
ayrılan bir bürokrat" ve "Demirellerin
damadı" olarak genel başkan adaylığı
konuşuldu. DYPkulislerinde konuşulan
Kesici'nin adaylığı resmiyet kazanmazken,
Kesici adı her zaman anayol formülüyle
birlikte anahyor.
SHPadayı Zfilfİ LivaiMH: SHP Genel Başkanı
Murat Karayalçm'ın adaylık önerisini kabul
ederken ortaya attığı "Solun ortak adayı
olmak istiyorum" koşuluyla bir anda
potansiyel lider olarak anılmaya başlandı;
adaybğıyla ilgili olarak sık sık solun her
kesiminden oy alacağını söylemesi
Livaneli'nin solda ıleride yaşanacak bir
birleşmede lider olarak gündeme
gelebileceğinin ışaretlerini verdi.
RP adayı Recep Tayyip Erdoğan: İI başkanı
olarak partısinın lstanbul'da oylannı
yükseltmesi ve mankenleri kazandırarak kitle
partisi görünümü kazandırması "Erbakan
şonrası RP lideri" olarak anılmasıru sağladı.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi başkan
adayhğını RP Genel Başkanı Erbakan'a
rağmen gerçekleştiği yolundaki
değerlendirmeler de Erdoğan'ı "tabanın
lideri" konumuna aetirdı.
YDP adayı Hasaa Cafal Gâzal: YDPnm a> m
zamanda genel başkanı olan Hasan Celal
Güzel, seçimlerde alacağı o\ larla sağda
liderlik yanşında prestijini arttırma müca-
delesi verecek. ANAPiçindeki liderlik yanşın-
dan hatırlanan Güzel. İstanbul'daki seçimi,
ismini yeniden AN AP ve DYP'ye kabul ettir-
me yanşı olarak görüyor.
CHP adayı Ertninri Nnay: Partisine yeterince
şans tanınmayan Ertuğrul Günay CHP Genel
Sekreteri olarak aday olduğu İstanbul
seçimlerinden alacağı hatın sayılır biroy
miktan ile solda yaşanacak olan senaryolarda
güçlü bir isim haline gelmeyiplanlıyor.
Günay. geçtiğimiz yıllarda SHPiçındeki genel
başkanlık \anşlannda adı hep ön saflarda
geçen bir politikacı oldu.
DSP adayı Ntcdat Özkan: Bülent Ecevit dışında
pek kımsenin adırun öne geçmediğı DSP'de
başanlı bulunan Bayrampaşa Belediyesi
başkanlığıyla en çok adından bahsedilen
siyasetçi olma özeîliğini taşıyor.
BIZBIZE
ERDAL ATABEK
Umudu Yoketmeyin...
Umut insanın en büyük gücü. 'Birgün, bir şeylerin da-
ha iyi olacağına inanmak' insanın bugünlere dayanma-
sının gücü. Bunu yok etmek insana yapılacak en büyük
kötülük. Insanı güçsüz bırakan bir kötülük. Insanı inanç-
sız bırakan bir kötülük. insanı isteksiz bırakan bir kötü-
lük. insana ölümü düşündürten bir kötülük. Belki de öl-
dürmek ya da ölmek kararı umudun yok edilişiyle başlı-
yor.
•••
Umut güvensizlikle yok ediliyor. Korunma temel bir iç-
güdü. Güvensizlik, korunma içgüdüsünü boşlukta bıra-
kıyor. Artıkkorumasızsınız. Hiçbirşeyegüvenemiyorsu-
nuz. En geniş halkadan en dar halkaya kadar hiçbir gü-
ven çemberi yok. Devlet bilinmeyen bir yerde ve sizi
umursamıyor. Toplum yağmanın dışında her şeye du-
yarsız. Aile dağılıyor ve çaresiz. Dostluk, arkadaşlık çı-
kar ilişkisine dönüşmüş. Yalnız kalmışsınız, hiçbir şeyi
anlatamıyorsunuz. Güvensizsiniz ve umut güvensizlikle
yok ediliyor. Kimse bir şey görmüyor, kimse bir şey duy-
muyor, kimse bir şey söylemiyor
•••
Dolar iniyor çıkıyor. 250 milyon dolar belki de fısıltılar-
la yağmalanıyor. Siz olan bitene bakıyorsunuz, pek bir
şey anlamıyorsunuz. Sizin ilgilendiğiniz fiyatlar çıkıyor
ve inmiyor. Anladığınız tek şey ortalıkta sizin katılmadı-
ğınız bir yağmanın dönüp durduğudur. Cebinizin yağ-
malandığını bilmek sadece güvensizliğinizi arttırıyor.
Kime güveneceğinizi, nasıl güveneceğinizi bilmiyorsu-
nuz. Neden güveneceğinizi hiç bilmiyorsunuz ve umut,
bilinmeyen yerlere uçup gidiyor.
•••
Kentlerin uygarlık demek olduğunu öğrenmiştiniz.
Oysa yaşadığınız kentler her gün uygarlıktan biraz daha
uzaklaşıyor. Kentler rant paylaşımının çapulculuğunu
yaşıyor. insanlar artık kentlerde barınamıyorlar. Insan
insanı kaybediyor ve bir daha bulamıyor. Buralan artık
sadece arabaların hızla gittiği, büyük paraların hükmet-
tiği, silahla yönetilen karanlık köşeler oluyor. Sokaklar-
dan kaçıp sığındığınız evinizde oturmanız, her ay artan
faturalarla tehlikeye giriyor. Hayata katılamıyorsunuz.
Yıllar önce kentin alanları elinizden alınmıştı. Şimdi so-
kaklar da alındı. Belki eviniz de şjinizden alınacak. Kor-
kuyorsunuz, güvensizsiniz ve artık umudunuz da kalmı-
yor.
••• " '•
Basın sizin gözünüz kulağınız olacaktı. Televizyon çık-
tığı zaman nasıl sevinmiştiniz. Artık dünya odanıza gele-
cekti. Renkli televizyon dünyanızı renklendirecekti. Şim-
di gördüğünüz şeylere bakıyorsunuz. Dedikodular, ba-
yağılık, pervasız bir arsızlık. Geri yanı şiddetin kırmızı
renkleriyle seksin boğuk sesleri. Kameralar duraksa-
madan yaralıları, ölüleri teşhir ediyor. Mikrofonlar pro-
pagandalara uzatılıyor. Gördüklerinizin büyük, ama çok
büyuk bir çıkar kavgası olduğunu anlıyorsunuz. İçinde
kalıyorsunuz, ama içinde değilsiniz. Dışına çıkmak isti-
yorsunuz, ama başaramıyorsunuz. Umudunuz yok edili-
yor. Bir kez daha...
•••
Politika yediğiniz ekmek, içtiğinız su gibiydi. Politika
kendi hayatınızı yönetmektı. Bunu öğrenmiştiniz, buna
inanmıştınız. Gün gelmiş, alanlara koşmuştunuz. Gün
gelmiş, yürüyüşlere katılmıştınız. Gün gelmiş, oy ver- ,'
miştiniz. Sevindiğiniz günler de olmuştu, üzüldüğünüz
günler de. Şimdi içinizde bir şeylerin kırıldığını duyuyor-
sunuz. Politikaya katılmak içınizden gelmiyor. Bütün
parlak sözlerin, bütün heyecanlı tavırların yapmacık oi-
duğunu görür gibi oluyorsunuz. İnsanlar kolayca parti
değiştiriyor. İnsanlar kolayca yer değiştiriyor, inanç de-
ğiştiriyor, dünya değiştiriyor. İnsanlar sadece değişmek
için değişiyor Oysa siz değişmenin ahlaki boyutiarını
düşünüyorsunuz. Artık ortada böyle bir kaygı yok. Orta-
da hiçbir kaygı yok. Tek kaygı çıkar kavgasına ortak ola-
cak yerde. iktidarda olabilmek. Umut mu? Bir yerlerde
olmalı, ama siz bulamıyorsunuz...
•••
Umudu yok etmeyin. Umudun yok edildıği yerde geriye
hiçbir şey kalmaz. Bugün belki de en çok umudun yok
edilişine karşı çıkmak gerekiyor. Umudu yok eden herke-
se, her şeye karşı çıkmak gerekiyor. insanların tek tek
kendi içlerinde, birleşerek ortak çabayla umuda sahip
çıkmaları gerekiyor. Ortada dönüp dolaşan kirlenmeye
ortak olmadan kendi değerlerine sahip çıkmaları gere-
kiyor.
Hayata katılarak, güveni yeniden kurarak umudu ya-
şatmak gerekiyor. İnsan olmak dediğimiz de bu olmalı...
seçlm kazaıtı
Veli Andaç Durak DYP
ANAP arasında kaldı
ADAISA (Cumhuriyet Güney
İlleri Bürosu)- Milleıvekıİı
Veli Andaç Durak, partisi
DYP ile ANAP'tan ada>
olan ağabeyi Ayiaç Durak
arasında kaldı. Zor
konumdakı Durak. ne
> ardan ne de serden
geçebilivor.
TBMM'deBütçevePlan
Komisv onu üyelıği yapan
eski bürokrat DYP
Milletvekili Veli Andaç
Durak. yerel seçim öncesi
belii etmek zorunda kalacağı
rengı (oyu) yüzünden büv ük
bir sıkıntı içinde. Durak.
dışandan bakıldığında DYP
ada> ı Polat Sabanci) ı
desteklemesı gereken bir
DYP Milletvekili. Ancak
"içeriden" veya soyadından
dola\ ı "aile penceresi"nden
bakıhnca durum değişiyor.
DYP'li Veli Andaç, seçmen
olarak kendisinden de o\
isteyen ANAP'lı Aytaç
Duraka "Ne demek, tabii ki
oyum senin. Bu da sorulur
mu?" diyemiyor. Çünkü
partisi DYP var. "Durak"
dese Sabancı. "Sabancı"dese
Durak bozulacak
Ankara'dan açtığı telefonda
"DYP için oy istemem gerek"
deyip. "Âytaç ağabeyimin
çocuklan '\ eli amca
babamızı sevmiyor musun?'
diye kırılacaklar" diye
ekleyen Veli Andaç Durak.
Adana'da yaptığırruz ikinci
görüşmede biraz olsun
rahattı. "Allah'tan ki"
divordu. "Ne ağabeyim bir
zoriama içine, ne de
parrililerim peşünde. İki
taraf beni benle baş başa
bıraktdar."
Veli Andaç Durak. kendisini
"iki arada bir derede"
bırakan sıkıntısını
hafifietecek bir sözcük ya da
bircümle bulamamanın
stresini vaşıyor.
Ağabe>ı ANAP'lı Durak.
bir gün olsun "tavnnı beUi
et" anlamında bir telkinde
bulunmamış.
Aynı şeyi DYP'nın adayı
Polat Sabancı'dan da
görmüş. "Helede
partililerim" di> or Veli
Andaç Durak. "Hadi çalış,
düş önümüze, sen
millervekilisin, lafın, sözün
dinlenir, oy getirir.
demediler."
Veli Andaç Durak, ağabeyi
Aytaç Durak için çalıştığı
yolunda bazı söylentileri
anımsattığımızda. "SHP
adayı Selahattin Çolak'uı
çevresindekilerin işi" deyip
şunlan söylüyor:
"Bu rür yakıştırmalara cevap
vermedim, vermemek için
direniyorum. Tavrımı
soruyorsanız sunu söylerim.
SHP adayı Selahattin
Çolak'a kazandırmamı/a yol
açacak bir tavrı bırakırım.
Ne partim, ne kardeşim.
Oyum bir tane, ama değerli.
İşte bu oyu, Çolak karşısında
kim kazanabilecek
durumdaysa ona veririm."