25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
r. SAYFA CUMHURİYET2 7 SUBAT1994 PAZARTESİ Akdeniz'in çeşitli ülkelerinden ğelen çocuklarm beraberlerinde getirdikleri çakıl taşlanyla, sevgi ve banş duygusuyla işlenmişti Bodrum'unGüneşYolubaltalarayenildi SERAPAKDOĞAN BODRUM - Dünyanın yedi hari- kasından biri olarak tanımlanan Mausoleion'un Bodrum'da olduğu- nu hepimiz biliriz. Daha doğrusu te- mellerinin Bodrum'da, Mausoleion anıtmezannın da 18. yüzyıldan beri British Museum'da olduğunu biliriz. Bir başka bildiğimiz de Bodrum Kalesi'nin Bodrum'un simgelerin- den biri olduğu, hemen her gidenin görmeden dönemeyeceği görkemli bir kale olduğudur. Kale burçlann- dan aşağıya, denize doğru baküğı- nızda bir an başınız döner yüksek- likten, etrafa bir göz gezdirdiğinizde ise yine başınız döner manzaranın güzelliğinden. Her anı bir başka güzel, her anı bir başka tanhsel görüntüyü yaşatır belleğinizde ve dalar gidersiniz. Bodrum Kalesi'ni görmeyenleriniz de mutlaka kartpostallanndan onu bilirsiniz. 3 sur ve 5 kuleden oluşuyor Söz konusu görkemli Bodrum Kalesi Rodos şövalyeleri tarafından yaptınlmış. daha sonra gelen uygar- lıklar tarafından da kuilanılmış, iç içe 3 sur ve 5 kuleden oluşmaktadır. Günümüzde müze olarak kullanı- lan Bodrum Kalesi'nde sualtı ve toprakaltı buluntulan sergilenmek- tedir. 935 yıl önce batan Faumi ge- misi, antik cam eşyalar amforalar ve I993'te sergilenmeye başlanan Kar- ya Prensesi Ada'nın mumyasının ol- duğu bölümler. müzenin en önemli bölümleridir. Bodrum Kalesi"nin tarihsel sürecı içinde bir anlamh güzellik daha ka- tıldı kale bünyesine. 1989 yılında Bodrum kale gjrişi önünde, Bod- rumlu Gönüllü Saynur Geiendost- un önderliğinde "Bodrumlu Gönül- lüler Akdeniz Çocukları Güneş Yolu" adı verilen bir yapıt gerçekleş- tirildi. "Güneş Yolu", ülkemizden ve Akdeniz'in çeşitli ülkelerinden gelen çocuklarm beraberlerinde getirdik- leri çakıl taşlanyla, sevgi ve banş duygusuyla el emeği. göz nuruyla santim santim işlendi. Yok etmenin gerekçesi "Güneş Yolu"na baktığmızda, yüzlerce minik elin o çakıllan nasıl işlediğini, sevgi dolu yüreklerinin nasıl çarptığını işitirgibi olurdunuz. Olursunuz değil. "olurdunuz": çün- kü "Güneş Yolu" artık yerinde yok. Neden mi° Çünkü onu "yok" ettiler. "Yok etmenin gerekçesi", oraya daha de- ğerli olduğu düşünülen bir başka yapıt koymaksa "Güneş Yolu"nun yapılmasına izin verildiği gibi, kaldı- rmak için de (parçalamak değil) sa- hiplerinden izin alınması gerekirdi. Bodrum Müzesi'nin bugiinkü ha- B line gelmesinde büyük emeği geçen Müze Müdürü Oğuz Alpözen'in, hangı gerekçeyle olursa olsun, daha önce kalenin önüne yapılmasını önerdiği "Güneş Yo!u"nun parça- lanmasına göz yumması inanılır gibı değil. Ama inanmak zorundayız. çünkü "Güneş Yolu"nun yennde yeller esi- \or, molozlan da bir yığm oiuştur- muş bıle neyazık kı... Gerekçevegelince. işin bu yanı da bir başka üzücü boyutta. "Güneş YohT'nun yenne bir büst konulması ve birtakım düzenlemeler düşünül- odrum Kalesi'nin girişinde oluşturulan yapıt, Halikarnas Balıkçısı'nm heykelinin dikileceği gerekçesiyle yıkıldı.Minik Gönüllüler, yetkililere çektikleri faksta kendilerine başka bir yer gösterilmesini istediler. müş. Buraya büstü konulacak kişi, hepimizin tamdığı. bildiği gibi Bod- rum'dan adını almış. Bodrum'a her şeyini verrruş Halikarnas Bahkçısı Cevat Şakir. Şadi Çalık'ın yaptığı bu büste senelerce yer bulunamamış ve sonunda, Sevgili Halikarnas Ba- lıkçısı'nın kemiklerini sızlatacak bir şekilde yer sorunu çözümlenmiş. Oysa kendisi hayatta olsaydı böyle bir olaya izin vermezdi. Minik gönüllülerin çabalan Bodrumlu Minik Gönüllüler adı- na özgür Aras, tüm yetkililere olayı anlatan bir faks çekmiş. Bakın bu faksın son paragrafında ne diyor: "Biz, o gün bu gündiir, Güneş Yolu'- nda emeği geçen tüm kardeşlerimizle göriişüyonız. Onlar Bodrum'a geli- yorlar. İlk işleri de Güneş Yolu'na koşmak oluyor. Şimdi onlara ne cevap verece- ğiz? EmekJerinin yıkılmtş olduğunun utancını nasü yaşayacağız? Bu utancı yaşamamak için bize başka bir yer göstermenizi rica ediyorum." Baltalı şövalye Yüzyıllardır ayakta duran kale- nin taş duvarlannın gölgesi altında ezilmeyen çakıl taşlannın oluştur- duğu banş ve sevgi simgesi "Güneş Yolu" baltalara yenildi. Yaratıcılan olan Akdeniz Çocuk- lan, bunun hesabını kimden sora- caklannı biliyorlar. Kimden mi soracaklar? Biz bü- yüklerden. Ama "baltalı şövalye" ruhu taşıyan büyüklerden... Tatilbitince... ELITE Service RICHARD BROMFIELD Doğaldırki. her güzel şey gibi tatilin de bitmesi gerekiyor. Her şey akıl almazbirgüzellikteydi. Aylarca önceden tasarladığınız ve girişimlerde bulunduğunuz tatiliniz bir düş gibi geçti. İştedönüşgünü geldi çattı bile. Son günün hüznü bir karabasan gibi üstünüze çöktü. Çocuklar. yine evdeymişçesine dolaşıyor. Vakınmalan, sanki geçen hafta boyunca yaşanan olağanüstü uyumu kapatmak istercesine batıyor.Tatile yatırdığınız parayı yediye bölüp son günün maliyetini hesaplayarak bunun boşa harcandığını düşünüyorsunuz. Yavaş ya vaş, tüm haftanm görkemi sönmeye başlıyor ve kendinize. neden ailece tatile çıktığınızı sormaya başlıyorsunuz. Günün bitiminde artık kimse mutlu değil. Siz ve eşiniz, en az çocuklar denli mutsuz görünüyorsunuz. Birbirinize giriyor. kendinizi terk edilmiş ve yabancılaşmış hissedıyorsunuz. Dönüş için yola çıktığınızda. kucağınızda yan uykuda çocuğunuz. taşıdığınız eşyalardan daha fazla bir ağırlık veriyor. Tatilden rahatlamış olarak dönmek biryana, bitkin ve bezgin durumdasınız. Tatil yapmak için can aüp da bir yere gidemeyenlere içinizden. "Durhele! Bir tatile çıkda gör gününü" demek geliyor. Sabaha karşı üçte eve vardığınızda, kendinizi yatağa atıp sizi bekleyen sevimsiz pazartesiye hazırlıkh olmaya çalışırsıruz. Tersgidenneydi? Asbnda tersliİc, her şeyin beklediğinizden de güzel geçmesinde. Yaşanan aşın güzel şeylenn bedeli, o güzelliklerin sona ermesiyle ödenir. Yaşanan ne denli güzelse. bedeli de o denli ağır olur. Tatilde. onca saati, dahası, onca günü ailenizle birlikte geçirirsiniz. Sayısız coşku ve serüveni birlikte yaşarsınız. Bu başlıbaşına ayncalıklı bir durumdur ve birçok kişi bunun bilincinde bile olmaz. Küçük çocuklar için tatil, çocukluğu tadabilmeleri için İcaçınlmaz birolanaktır. Gençler için ise tatil. ana-babalanyla daha fazla bir şeyler paylaşabilmeyi olanaklı kılar. Tüm bunlargöz önünde tutulduğunda, tatilin bitmesinin doğurduğu hüzün doğal değil midir? Ne yapmalı? İşte size. tatil hüznünden kurtulmak içinbirkaçöneri: • Bu du> guya karşı çılunay ın. Tatil, tasarladığınız gibi sonuclanmışsa. bitişinden kay naklanan düşkırıklığını da doğal karşdayın. - Herkesi, duygulannı paylaşması yolunda yüreklendinn. Kahvaltıda, "Kim bir hafta daha kalmak isterdi?" sorusunu sorun. Tatili uzatamama gerekçelerinden kaçırun. ("Okul başlıyor", "Herkesin sorumluluklan var" ya da "Paramız yok" gibi). - 'Son gün mutlu olmak zorundayız' sendromundan kaçının. Çocuklarm size mutlu göriinme zorunluluğu, sizin onlara mutlu görünmeniz zorunluluğundan daha fazladır. Oysa ki tatilin son günü mutlu olmak herkes için son derece güçbirolaydır. - Dönüşe ruhsal açıdan hazır olmalan için insanlara zaman tanıyın. - Son günün güzel bir anı olarak kalması için çaba gösterin. Yeni yerlere gjtmek yerine, çok etkilendiğiniz yerleri bir kez daha ziyaret edin. - Haftanın bittiğini yadsımayın. İşe ve okula zinde başlamak için, dönüşünüzü son dakikaya bırakmayın. Anlamlı olan her şey gibi, tatilin de buruk bir yönü var. Herkesin duygulanna saygılı olunduğu sürece tatil, aile bireylerini bir araya getiren, acısıyla tatlısıyla güzel bir deneyimdir. Kadınlar da odun keser... sabırlıdır; yenilgiyi kabul etmez kolay kolay... Yaşına başına bakmadan çalışır. Kadın kocasına, sayıları onu bulan çocuklarına, torunlarına söylemezsıkıntılarını. Evinin bacasını tüttürür hep. Sırtlar baltasını kendi gider oduna. Mağrurdur, birileri y akınlanna Karadeniz'de yaşam zordur. Yaşlılığa, göçsüzlüğe aldırmaz. Çalışan, mücadele eden gelip fotoğrafını çeki> ormuş, ilgilenmez... İşine gidiyordur. Zamanı yoktur bö\ le işlerle yaşamını sürdürür. Kimsetıin kimseye bakacak dunımu yoktur çünkü... Sonra, onurludur, uğraşmav a... (Fotograf: EDFBE BL'ĞR A) Göbek kordonunda bulunan kan, yararlı BRÜKSEL (AA) - Belçika'da, doğum yapan tüm kadınlardan doğum anında kesilen göbek kordonu içinde kalan kanı bağışlamalan istendi. Tıp uzmanlan. bu karann "kan kanseri olan hastalara ve özellikle çocuklara yardım" amacıyla ahndığını bildirdiler ve göbek kordonu içinde kalan kanın kan kanseri hastalannın bünyesine daha kolay uyum sağladığını belirttiler.Kanın iyileşmede son derece etkili olabildiğini belirlediklerini duyurdular. Brüksel'deki kanser hastanesi "Bordef'yetkilileri.bu yöntemle kan kansen hastalannayönelik kan toplama projesinin Avrupa çapında uygulamaya sokulacağmı, ABDilede bu alanda işbirliği yapıldığını bildirdiler. Doğal Hayatı Koruma Derneği, Turizm ve Bayındırlık bakanlanndan yardım istedi BurdurGölüiçin2bakanamektup GÜLÇİN tLCİ BURDUR - Uluslararası ölçekte bir havaalanı ve 160 fabrika kapasi- teli Isparta organize sanayi bölgesi ile yüz yüze bırakılmak istenen Bur- dur Gölü'ne bakan desteği. Burdur- lulan ve doğa korumacı kuruluşlan umutlandırdı. Doğal Hayatı Koru- ma Derneği Genel Müdürü Nergis Yazgan, Burdur Gölü'nün korun- ması gerektiğini belirttı. Yatırunlar durduruisun Yazgan, göle sahıp çıkan Turizm Bakanı Abdülkadir Ateş ve Bayındırlık Bakanı Onur Kumba- racıbaşı'ndan. Isparta havaalanı ve organize sanayi bölgesi yaün- mlannın bir çevresel süzgeçten geçi- rilince\e kadar durdurulması konu- sunda yardım istedi. ' Yazgan, Turizm Bakanı Ateş ve Bayındırlık Bakanı Kumbaracı- başı'na, desteklenrün sürmesini di- leyen bifer mektup gönderdi. Ülke- mizin uluslararası öneme sahıp su- D,oğal Hayatı Koruma Derneği Genel Müdürü Nergis Yazgan, Abdülkadir Ateş ve Onur Kumbaracıbaşı'na gönderdiği mektuplarda,Burdur Gölü için desteklerinin sürdürülmesi dileğinde bulundu.Havaalanı ve sanayi bölgesi yatınmlannın çevresel süzgeçten geçirilinceye dek durdurulmasını istedi. lak alanlanndan biri olan Burdur Gölü kenannda Isparta havaalanı ve organize sanayi bölgesi inşaatla- nnın sürdüğü belirtilen mektuplar- da. "Burdur Gölü, başta nesli dünya- da tehlike altında olan dikkuymk ol- mak üzere banndırdığı kuş ve diğer canlı türlerinin zenginliği. Burdurlu- lar ve çevresinde yaşayan diğer köy- lülerin candamarı olması bakımından mutlak korumaya alınması gereken bir göldür. Gölün bu özeüikJerini dikkate alan yüce Meclisimiz, 28 Aralık 1993 tari- hinde onayladığı sulak aianların ko- runmasma yönelik uluslararası Ram- sar Sözleşmesi için Burdur Gölii'nü seçerek. alanın bu önemini tescil et- miştir"denildi. Yazgan. inşa edılen organize sa- nayi bölgesi ve havaalanı vatınmlan için yer seçiminde hiçbir şekilde gö J Iün özelliklerinin dikkate alı- nmadığmı vurguladı. Yazgan. her iki yatınmın da. gerek gölün doğal yapısına, gerek gölde yaşayan canlı- lara, gerekse çevrede yaşayan insan- lara ıstihdam yaratmasına karşın uzun vadede zarar vereceğini belirt- ti. Oldubittiye getirilmemeli Hiçbir çevresel faktör dikkate alı- nmadan ve gerekli incelemeler ya- pılmadan başlatılan ınşaatlann hız- İa sürdürüldüğünü kaydeden Yaz- gan. "Bu konunun böy lesine bir oldu- bittiye getirilmesine karşı kamuo- yunda küçümsenmeyecek bir tepki oluşmuştur. Burdurlular, bu tepkiyi gösterenlerin başında gelmektedir. Çok sayıda dava açılmışrır. L lusal ve uluslararası kampanyalar yürütül- mektedir" diye konuştu. Yazgan, Kumbaracıbaşı ve Ateş'e gönderdiği mektuplarda. "Başbakammıza, kabine üyelerine ve konu ile ilgiü tüm kunımlara gerekli uyarılarda bulunmanızı diliyoruz" dedi. Türkiye'nin, uluslararası öneme sahip sulak alanlann korunmasını amaçlayan Ramsar Sözleşmesi'ni onaylayarak uluslararası bir yü- kümlülük altına girdiğini anımsatan Burdur Belediye Başkanı Armağan tlci de, Burdur Gölü kıyısında yapı- mı sürdürülen Isparta organize sa- nayi bölgesi konusunda ilgili kuru- luşlan yeniden uyardı. Başkan İlci. Başbakanlık. Sanayi ve Ticaret Bakanlığı, Çevre Bakan- lığı. DPT Müsteşarlığı ve Isparta Valiliği'ne yazdığı mektuplarda, her şeye rağmen kurulacak bir organize sanayi bölgesinin. ülkemizi, altına ımza attığı ve onavladığı bir sözleş- meye uymayan bir ülke konumuna düşüreceğinı belirtti. Demli çay, böbrek taşı yapıyor ERZURUM (AA) - Atatürk Üniversiteşi Araştırma Hastanesi Üroloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. \ıhnaz Bayraktar, demli çaym böbrek taşı yaptığmı söyledi. Bayraktar. demli çayın insan metabolizmasında bozukluklara, enzimlerde ise değişikliklere neden olduğunu kaydederek, "Organizmada meydana gelen bu gelişmeler vücudurnu/daki kristal üre oranının artmasıyla sonuçlanmakta ve böbrek taşlan için uygun bir ortam hazırlamaktadır" dedi. Vücudu taş yapmaya müsait kişilerin beslenmelerine özen göstenneleri gerektiğine işaret eden Prof. Dr. Bayraktar, şunlan söyledi: "Böbrek taşlan ilekoyu çay arasındaki ilişki çeşitli araştırmalar sonucu ispatJanmıştır. Vücudu taş yapmaya müsait kisiler, dikkatli olmalıdır. Çay tiry akileri hiç otmazsa açık çay içmelidir. Çünkü bazı besinler, böbrek taşlannın oluşumunda önemli rol ovnamaktadır."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle