Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 7 ŞUBAT1994 PAZARTESİ
14 DUNYADAN
Yunanistan Avrupa Birliği'nin başkanlığını yürütedursun, Avrupa, üyeliğinin doğru olup olmadığını tartışıyor
Avrupa Yunanistan'ısindiremecü
POLrnKAVEOTESI
• Enflasyonun öteki
Avrupa ülke]erine göre
daha yüksek bir hızla
seyretmesi,
Papandreu'nun politik
kaprisleri, ülkenin
Avrupa'dan uzak oluşu,
Yunanistan'ın Avrupa
Birliği'ne kabul
edilmesiyle ilgili soru
işaretleri doğurmaya
başladı.
Yunanistan 1 ocaktan
beri, Avrupa Birliği'nin
(Eski Avrupa Toplulu-
ğu- AT) başkanlığını yapıyor.
Ancak, diğer ülkelerin bu du-
rumdan memnun olduklan
söylenemez. Çiinkü Yunanis-
tan hem Avrupa 'dan uzak, hem
pahalıya geliyor, hem de Andre-
as Papandreu sakıncaiı bulunu-
yor...
Yıl 1988. Yer Rodos Adası.
Avrupa"nın başında Yunanis-
tan. Konuklan gelmeden önce
Başbakan Papandreu. gazeteci-
lerin Mimi lakabım taktıklan
metresı Dimitraya adayı gezdi-
riy.or.
Işte bundan tam 6 yıl sonra,
Papandreu tekrar Avrupa 'run
başına geçiyor. Bu arada seçim
kaybedip kazânıyor, eşinden
boşanıp Dimitra ile evleniyor.
1988'de diğer ülkelerin kor-
kulan fazla uzun sürmedi. Ama
asjJ çekindikleri Papandreu'-
nun politik kaprisleriydi.
Nitekim başa geçmelerini iz-
leyen birkaç hafta içinde ba-
kanJannın istekleri. Avrupa
Birliği'ne üye öteki ülkelerin
korkulannı güçlendırdi ve her-
kesin aklından geçirip de söyle-
yemediği fıkri körükledi: "Yu-
nanları hiçbir zaman Avrupa
Birliği'ne almamalıydık!"
Gerçekten de bu, Atina'da
sanıldığı gibi bir çeşit Avrupah
trkçılığı mıydı acaba? Bir bakı-
ma doğru bir yorum. Jeopolitık
olarak Yunanistan diğer Avru-
pa ülkelerinden uzak; daha çok
Balkanlara ait. Üstelik yoksul
ve öbürlerinin yanında az geliş-
miş bir ülke...
Yunanistan'ın bu özel duru-
mu lopluiuğun varlığı üzerine
doğrudan etki yapıyor. Önce
ekonomik durumu ele alalım.
Atina, 2000 yıbna kadar Av-
rupa'dan yaklaşık 3 trilyon lira-
lık kudrethelvası alacak. Geçen
sene Yunanistan"da enflasyon
yüzde 13'ü bulurken. bütçeaçı-
ğı yüzde 14'ü geçti...
Bu duruma Kuzey ülkeleri, özellikle de Al-
manya büvük tepki gösterdiler ve bunu savur-
ganhk olarak nitelendirdiler. Ama Yunanlılar,
bu kudrethelvasının büyük bölümünü (yüzde
40'mı) Kuzey ülkelerinin aldığını iddia ediyor.
Çünkü ülkeye gerekli olan donatımı sağlayan
onlar. Yani. Atina ile Bonn'un arasının iyi oldu-
Yaz geceleri Kaş ışü ışüketı, İki kulaç' dtesindeki Meis, uykudadır. Peder dahil halkuı tek eglencesi. getni geleceği günler deniz kenanna inmektir.
Meis'üı tek ıınuuluAvrupaBirüği
R
omilda adlı geminin Meis (KasteUorizo) lenılgıyıgöştermediğındenvakınıyor. Adadakı üçta- işgal edilmemize karşın, Yunanlılığımızı kanımızın son
adasının limanına demir atmasıyla denizciler vernanın da sahibi olan Agapidus Venitis "İkinci Dün- damlasına kadar koruduk. Yunanlı olduğumuz için gu-
kendilerini adanın ünlü meyhanesinde buldu- ya Savaşı sırasında adanın yüzde 80'i >ıkıldı. Za- rur duyuyoruz."
lar. Adalılarla biriikte şarkılar söyleyip. dans ettiler. ranmızı karşılayacaklarına söz veren politikacılardan
Meis adası sakinleri kendilerini Avrupa'ya açılan hala ses çıkmadj. Bura\a bir hataaiaıu tehastaneya-
doğu kapısının bekçileri olarak görüyor. Adaya uğra- pacaklanna söz verdiler. Bekliyoruz bakalmt" diye İco-
nuşuyor.
Meis Adası'na en yakın Yunan adası Rodos. Çok
yan her gemi büyük bir coşkuyla karşılanıyor.
Adanın neşeli. yaşam dolu papazı Papa Giorgi sa-
bah kahvesini höpürdete höpürdete içerken, ümana çalkantıh bir tarihe sahip olan Rodos, yalnızca geçen
demirlemiş koca tekneleri göstererek şöyle konuşu- yüzyıl 6 kez istilaya uğramış. Türkiye ile aralanndaki
yor: "İşin doğnısu Avrupa bu adadan başiıyor, tüm Av- tarihi çekişme hala süriiyor.
rupa üikeleriyle çok sıcak ilişkiler içindeyiz. Yalnızca Ancak iki kıyı arasındaki mesafe o denli kısa ki
Atina ile aramızda doğrudan bir bağlantı kuramadık." ekonomik işbirliği kaçınılmaz oluyor. Adanın sakin-
Rumcada Meyistı (en büyük) olarak tanınan ada, leri, körfezin karşı kıyısındaki Kaş ile sıkı bir ekono-
Oniki Ada'nın en küçüğü. Adanın doğası yabanıl ve mik bağ içinde. Sahil muhafız polisi adalılann Türki-
taşlık. Türkiye'ye o denli yakın ki, iki kıyı arasında ye'den et, sebze ve giysi kaçakçılığı yapmasına göz
havanın durgun olduğu günlerde sesler duyuluyor. yumuyor.
Sabah saatlerinde tavernarun önündeki çardakta Yunanistan oldukça uzak olduğu için Meis adası
oturup sabah kahvelerini içen adalılar, gökyüzünde Yunan hantalannda pek gösterilmiyor. 1975'te Tür-
gösteriyapan Yunanjetlerini büyük bir coşkuyla izle- kiye, Meis'e komşu Ro adası üzerinde hak iddia et-
yip, sevinç çığlıklan atıyor. meseydi, Yunanlılar Meis Adası'nın varlığından ha-
46 yıldan beri her sabah bir grup savaş gazisi, ada- berdar olmayacaktı.
njn Ortaçağ'dan kalma kalesine Yunan bayrağını çe- Belediye Başkanı Nikolas Karavelagis Yunanlıların
kiyor. Anayurtlanna bağlılıklannı her vesile ile dile kendilerini adamdan saymamalanndan yakınarak
getiren adalılar. Yunanistan'ın kendilerine hakettik- şöyle konuşuyor: "Sflrekli yabancı güçler tarafından
Yüzyılın başında Meis Adası. Doğu Akdeniz tica-
retinin denetimini elinde tutuyordu. Adalılann yel-
kenlilerden oluşan güçlü bir denizfilosuvardı. Ne var
ki, buharlı gemilerin. yelkenlilerin yerini alması ve
1913'te Oniki Ada'nın İtalyanlann eline geçmesiyle
Meis Adası'nın ekonomik üstünlüğü sona erdi. Böy-
lece zamanın modasına uvan adalılar ABD ve Avus-
tralya'ya göç etmeye başladılar. Gende terk edılmiş
evler. yıkık dökük sokaklar kaldı.
Adanın o eski görkemli günlerine kavuşması çok
uzak bir olasıhk olarak görünse de. Yunanistan'm
Avrupa Bırliği dönem başkanlığını üstlendiği bu dö-
nemde. adalılar bu fırsatı değerlendirmeye çalışıyor.
Adada doğru dürüst bir su dağıum şebekesinin kurul-
masını, turizm gelirlerini arturmak için bir takım
özendirici önlemlerin alınmasını istiyorlar. En azın-
dan adaya ayak basan yabancılar için, bir pasaport
kontrol bürosu kurulmasının gerekli olduğuna dik-
kat çekiyorlar.
Helena Smith
The Gııardian
ğu pek söylenemez. Hatta bazen çatışmalann da
çıktığı oluyor. Örneğin geçen kasım ayında Av-
rupa İlişkileri Bakanı Theodoros Panglos, Al-
manya'yı yeniden "pancermenizm düşleri" kur-
makİa suçladı ve Almanya'nın "hayvansal bir
güce, ama bir çocuk beynine sahip olduğunu" ila-
ve ettı. Bu sefer de eski Yugoslavya ile ilgili poli-
tikalar işleri kızıştırdı: Yunanistan Sırplan tu-
tarken Bonn, Bosna-Hersek'i destekliyordu.
Böyle gergin bir ortam içerisinde Papandreu
başkanlıkta başanlı olabilecek mi? Amacına
ulaşabilmek için Birliğin genişlemesine bel bağ-
ladı. Bu konuda toplantılan sıklaştırarak. katı-
lmak isteyen dört ülkenin (Avusturya, Norveç.
Finlandiya ve İsveç) başvurulannın 1 marta ka-
dar kabul edilmesini sağlama yollan anyor. An-
cak bu olanaksız. çünkü daha incelenmesi ve
halledılmesi gereken bir sürü sorun var.
Yine de, Papandreu'nun eskimiş sosyalizmi-
ne. etkin milliyetçiliğine karşın. kimse Yunanlı-
lann işlek bir zekaya sahip olduklannı inkar
edemez.
AJain Dauvergne
Le Point
Sevgili mavi gezegenimiz savaşlardan bıktı...
Afganstan'da taş üstünde taş bnfakmayan savaşiaıı geriye yafaraa gözü yaşb anaJar ve ceseder kahjor.
Savaşlar ölümlere doymuyor
S^e iKettrfjork Stme*
S
oğuk Savaş dönemi bitti,
yerini daha küçük bölge-
lerde seyreden sıcak sa-
vaşlar aldı. Yalnızca çıktıklan
ilk günlerde dikkatimizi çeken
savaşiar, zamanla ilgi çekicilik-
lerini ''yitiriyor." Oysa, burnu-
murun dibinde ya da kılomet-
relerce ötemızde olsun. savaş
savaştır. Kayıtsızbğımız. savaşı
değjl. ancak yüreğimizdekı se-
vecenliği sonlandınr.
Afganistan'daki yıkıcı savaş:
Devlet Başkanı Durhaııeddin
Rabbani'nin ordusunu. Başba-
kan Culbeddin Hikmatyar'ın
askerlerine karşı dövüş meyda-
nına çıkaran savaş, on binlerce
ünyamızartıkbanşayaklaşıyor,çevre
bilinci gelişiyor, ırkçıhk sona eriyor'
sözlerine karşın, savaşlar dünyamıa
kasıp kavuruyor. Afganistan yerle bir olurken,
Azeriler yaşam savaşı veriyor. Güney Afrika, banş
sözcüğünü unuttu unutacak.
insarun Afganistan'ı terk etme-
sine neden oldu.
Yılbaşındaki ayaklanmadan
bugüne yüzlerce insan öldüriil-
dü, uluslararası yardım kuru-
luşlan Kabil şehrinden çıkanldı
veelçiliklerkapaüld].
Ermenistaıt'a karşı Azerbay-
can: Sovyet Rusya'yı da içıne
alan birçok ülkeden silah ve as-
ker yardımı gören Azeri güçler,
Azerbaycan'da Ermeni kuvvet-
lerine karşı savaş veriyor. Yak-
laşık 6 ay önce Ermenistan,
Azerbaycan topraklan içinde
bulunan Karabağ bölgesinden
60 bin Azerbaycanlıyı çıkara-
rak topraklanna toprak kattı.
Rusya, insan ve silah
yardımında bulunarak savaşı
körüklemeye devam ediyor.
Gana, Togo'yu suçluyor:
Gana, Togo askerlerini iki Batı
Afrika ülkesi arasındaki sınırda
bulunan Aflao şehrini bomba-
lamakJa suçluyor. Togo'nun
başkenti Lome'daki sivil müca-
dele. Gana'nın içlerine kadar
sızdı. Togo hükümeti, 100'den
fazla silahlı Ganab'nm Togo
topraklannj Askeri Başkanlan
Gnassingbe Eyadema'ya sui-
kast düzenlemek amaayla istila
ettiğiniacıkladı.
Lesotho'da askerler çarpışt-
yor: Dört bir taraftan Güney
Afrika ile çevrili olan Lesotho
krallığında, 2 bin kişilik ordu
içindeki karşıt gruplann çatış-
ması sonucunda 10 gün içinde
lOOkişiöldü.
Bazı Güney Afrikalı yöneti-
ciler Lesotho taburlannın niye-
tinin. Başbakan iNtsu Mokheh-
le'nin 10 aylık hükümetini
yıkmak olduğunu belirtiyor.
Paul Beaver
Her derde deva
'Küçükİsa' çalındı
• Hastalan iyi ettiğine
inanılan veİsa'nın
çocukluk dönemini
yansıtan Bambinello
heykelinin, Roma'dan
çahndıgı haberi, dünyarun
dört bir yanından heykel
ziyaretine gelenleri
üzüntiiye boğdu.
• 15. yüzyıldan kalma
heykelin değerli taşlarla
süslenmiş olması.
hjrsızhğın maddi amaçlarla
yapıldığı kuşkulannjn
doğmasına yol açtı.
O
lağanüstü güçleri oldu-
suna inanılan İsa hey-
keli, "Bambinello"-
nun Roma'dakı Santa Maria
kilisesinden çalınması Hıristi-
yan alemini yasa boğdu. İsa'-
nın çocukluk dönemini yansı-
tan değerli taşlarla süslü. taçlı
heykel. Katolik Kilisesi'nin en
kutsal eserlerinden biri idi.
İtalyan poiıs kuvvetlerine
bağlı, sanat eserleri kaçakçılık
dairesi dedektifleri geçtiğimiz
gün heykelin peşine düştüler.
15. yüzyıldan kalma heykel,
tüm Hıristiyan toplumu tara-
fından büjoik saygı görüyor-
du. Hastalan iyileştirdiğine
inanıldığından dünyanın her
tarafından gelen ümitsiz has-
talar tarafından ziyaret edili-
yordu. Heykelin çevresi, iyile-
şen hastalann bıraktığı değerli
taşlar. metal paralar ve dua-
lann yer aldığı mektuplarla
kaplıydı. Heykeli çalanlar bu
değerli adaklan da götürdük-
lerinden. hırsızlığın maddi ka-
zanç amacıyla yapıldığı iddia
ediliyor. 60 cm. büyüklüğün-
deki heykel. keşişlerin akşam
duasını >aptıklan sırada
calınıyor. Bircam fanus içinde
saklanan heykelin. gündüzleri
halka sunulduğu oda daha ki-
litlenmeden almdığı düşünü-
lüyor. Dedektifler, keşişlerin
günlük programını iyi bilen
birilerinin olavı planladığıni
öne sürüvor. Diğer taraftan
he>kelin ne amaçla çalındığını
da anlamıyorlar. çünkü hey-
kel herkes tarafından
tanındığından satılması müm-
kün değil.
Yetkililer heykelin er veya
geç geri getirileceğini umuyor.
Hırsızlann yalnızca heykelin
üzerindeki değerli taş ve altın
levhalan alıp. tahta kısmını
iade edecekleri düşünülüyor.
Daha önce de heykelin üzerin-
deki taşların çalındığı kay-
dedilivor, ancak bir iki gün
içinde yeni taşlann verleştiril-
mesiyle heykel eski haHne ge-
tirilmişti.
BambinelJo. Fransiskan ra-
hipleri tarafından zeytin ağa-
cmdan, Kudüs'teki kutşal
topraklarda yontulmuş, Ür-
dün Nehri'nin sulannda kut-
sanmış. Heykelin olağanüstü
gücü Italya'ya getirildiğinde
farkedilmiş. Heykeli taşıyan
tekne yolda parçalanmış, an-
cak. heykeli Jtalya'ya getirin-
ceye kadar batmamış. Roma
tarihinin her döneminde saygı
gösterilen heykel 1897yılında
Papa tarafından kutsal taç ile
donatılmış.
Heykel 1798'de Fransızlar
tarafından çalınmış. ancak
Severino Patriarca adındaki
zengin ve dindar bir Romalı
yurttaş tarafından kiliseye
geri getirilmiş.
Patricia Oough
The Independent
MEHMED KEMAL
Kazım'ım TürkûsüUnutulmaz f az akşamları Posta Caddesi'ndeki 'Kür-
dün Meyhanesı"nden çıkar, yürüye yürüye Kızılay'daki
Kutlu'ya giderdik. Kutlu bizim için meyhane üstûne bir
dinlenme yeri olurdu. Yolda, Şahap Srtkı 'Oduncular',
Orhan Veli "Kazım'ım" türküsünü söylerdi. Şahap
Sıtkı'nın olsun, Orhan Veli'nin olsun sesleri eğitimliydi,
türküye yatkındı. Sade ikisi söylemez, biz de katılırdık.
Geçende şair Sunay Akın'ın 'Üsküdar Şiirleri' diye bir
yazısını okudum, şöyle:
Üsküdar yalnızca şiirlere değil birçok şarkıya da konu
olmuştur. Akıllara öncelikle ünlü 'Katibim' şarkısı geli-
yor. Ama Üsküdar'da bir zamanlar "Kazım'ım" türküsü
de söylenirdi. Ben hiç duymadım. Nereden mi biliyo-
rum, hep biriikte Orhan Vel/'yi okuyalım:
Mektup alır efkarlanırım;
Rakı içer efkarlanırım;
Yola çıkar efkarlanırım;
Ne olacak bunun sonu bilmem.
"Kazım'ım" türküsünü söylerler
Üsküdar'da
Efkarlanırım..
Üsküdar'dakibirçok yaşlı insana "Kazım'ım" türküsü-
nü sorduysam da şu güne kadar bir bilene rastlamadım.
Orhan Veli'yi efkarlandıran bu türkü acaba nasıl şeydi?
Orhan Veli efkarlandığında "Kazım'ım" türküsünü
söylerdi, ama Kazım da türkü de Üsküdarlı değildi, bir
Orta Anadolu türküsüydü. Esen Park'ta Ürgüplü Reflk
Başaran söylerdi. Belleğimde kaldığı kadarıyla türkü
şöyleydi:
Meyhaneden çıktım yan basa basa
Ciğerlerim kurudu (anam) kan kusa kusa
Beni (de) vuran arabacı Musa
Aslanım Kazım 'ım (anam) yerde yatıyor
Kaytan bıyıkları kana batıyor
•
Mezar arasında harman olur mu . •
Kama bıçak yarasma derman olur mu?
Kamayı çekende din, iman olur mu
Aslanım Kazım 'ım amafi yerde yatıyor
Kaytan bıyıkları kana batıyor
•
Mezar arasında kanlı kasaplar
Adam kardeşine kama mı saplar
Cenazem geçiyor kalkın ahbablar
(Kavuştak)
Bu türküyü ünlendiren Orhan Veli'ydi, nereden duy-
mussa duymuş, coştukça söylerdi. Demin söylediğim
gibi hep biriikte söylediğimiz de olurdu. O yıllarda yay-
gın bir türkü modası vardı. Hemen herkesin bir türküsü
olurdu. Örneğin Şahap Sıtkı'nın 'Oduncular'ından birkaç
dize:
Oduncular dağdan odun indirir
Gözüm yaşı değirmenler döndürür
Bu dert beni iflah etmez öldürür
Oduncular kısa keser odunu
Kesen bilmez yakan bilir tadını
Sabahattin Eyuboğlu da 'Keten göynek filfilli'diye bir
türkü tutturur, bir türlü sonu gelmezdi. Bu türküyü UM
Uraz da söylerdi, ama onunki biraz dramatik olurdu.
Sanki oynuyormuş gibi bir tempo tutturur, oynar zıplar-
dı.
Niyazi Akıncıoğlu, "Havada da turnam I sesin gelir I
kanadıburma "diye makam tuttururdu.
Kazım'ım türküsü bana bunları anımsattı. Her türkü-
nün brr öyküsü oluyor.
BULMACA
1 2 3 4 5_ 6_ _7_ 8_ 9.SOLDANSAĞA:
1/ Vücudun herhangi bir
yerini hafifçe çizip üzeri-
ne boynuz, bardak ya da
şişe oturtarak kan alma.
2/ Ses... Koruma. esirge-
me. 3/ İskambil kâğıtla-
nnda bir renk... Demir- c
yolu. 4/ Dağlalesi de
denilen bir bitki. 5/ Ağız 6
kısnu yayvan bakır tas... j
Bağışlama. 6/ Toprak...
Yükselme. yücelme. 7/ 8
Mutlu Olmak Sanatı, 9
Edebiyat Üstûne Söyleşi-
ler gibi yapıtlan dilimize de çevril-
miş ünlü Fransızfilozofu.8/ İçine
konan sıvının sıcaklığını uzun süre
koruyan kap... Avrupa Toplu-
luğu'nu simgeleyen harfler. 9/
Peru'nun plaka işareti... Ekvator
bölgesindeki büyük sulann geçtiği
havzalarda bulunan geniş ve balta
girmemiş ormanlara verilen ad.
YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/
Güzel yazı sanatı. 2/ Kars'ın doğu-
sundaki ünlü eskiçağ kenti... Bir
tür sıcak içecek. 3/ Mehter takımında yer alan ve iki değnekle
yurularak çalınan davul. 4/ İki tarafı ağaçlıklı geniş kent yolu...
İşaret. 5/ Eski Mısır'da üç büyük piramitten biri. 6/ Bir renk...
Çelikçomak ovununa ve bu oyunda kullanılan değneğe verilen
ad... Selenyum elementinin simgesi. 7/ Tropikal bolgelerde yeti-
şen ve yerlilerin beslenmesinde önemli payı olan yumru köklü
bitkilerin genel adı... Uğraş. 8/ Alaca. iki renkli... FeritEdgû'-
nün bir öykü kitabı. 9/ "Bâki yıne — içmeğe and içti demişler ı
Divâne midir bâde dururken içe andı"... Serçegillerden küçük
bir kuş.
İLAN
T.C.
İNCEŞU ASLtYE HLTCUK
HÂKİMLİĞİ'NDEN
1984 169Esas
1993 71 Karar
Davacılar: 1 Mahmut Çekiç, İncesu ilçesi Süksün kasabasından
2. Fatma Çekiç, İncesu ilçesi Süksün kasabasından,
3. Hacı Çekiç. incesu İlçesi Süksün kasabasından.
4. İlyas Çekiç. İncesu ilçesi Süksün kasabasından
Vekilleri: Av. Mehmet Şahin. Bankalar Cad. Ender İşhanı, Kayse-
ri
Davalı: Hacı Mustafa Yelmoğa. İncesu ilçesi Süksük kasabasın-
dan.
Dava: Alacak
Davaalar vekili tarafmdan davalı aleyhine açmış olduğu alacak
davasının yapılan açık duruşması sonunda:
Mahkememizce verilen 6.7.1993 tarihli davanın kabulüne dair ka-
rar davalı Haa Mustafa Yelmoğa fırarda olduğundan, karann tebli-
ği için davacı Mahmut Çekiç için 3.271.385.- TL'si maddi ve
300.000.- TL'si manevi olmak üzere ki toplam 3.571.385.- TL.'si ile
davacı Fatma Çekiç için 4.995.401.- TL'si maddi 300.000.- TL'si ma-
nevi olmak üzere toplam 5.295.401 - TL'si tazminaün yasal faizi ile
biriikte davaiıdan alınarak davacılara verilmesıne dair karar ilanen
teblığ olunur.
Baiin 45662