02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 2 3ŞUBAT1994PERŞEMBE 17. ve 19. yüzyıllardan bir görsel şölen Paris'teki Moğol hazineleri Budizmin koruyucu tanrısı Samvara, kucaklama pozisyonunda. GÖNtT DÖNMEZ PARlS - Bir kişinin gidip de Bes- bini'nin öyküleriyle doyum bulduğu ülkeler vardır. Asya'nm en gizemli ülkelerinden Moğolistan da işte böyle bir ülkedir. Bu nedenle Paris'te Asya sanatına yer veren Guimet Müzesi'nde Mo- ğol hazinelerinin sergilenmesi, özel- Hkle bu yapıtlann ilk kez Moğol cumhuriyetindeki müzelerin dışına çıkanlması. Batı için üzerinde durul- ması gereken bir önem taşıyor. Sergilenen heykeller Uçsuz bucaksLZ Moğolistan. La- macı Budizmi XVI. yüzyılın sonun- da benimsemiş ve üç yüz yıldan faz- la bir dönemde bu din, gerek siyasal ve gerekse kültürel yaşamda önemli birroloynamıştı. Sergilenen tantrik Budizm heykel- leri ve tablolan bu mirasın birer lanığı niteliğinde. 1924 ile 1990 yıllan arasında ülkede Budizm dini- nin soyunu kurutma amaa güden komünist baskısmdan kurtulabılen çok az kutsal yapıt arasında bulun- Rugün kırk adet yapıtın Zanabar'ın elinden ya da atölyesinden çıktığına inanılıyor. Bu çalışmalann ortaya koyduğu estetik evrenin önemli bir bölümü şimdiye dek bir giz perdesi altında.Sergilenen dinsel tören araç ve takıları ise ezoterik Budist dininin sayısız simgelerinden seçkin birkaç örnek. malan da önemli bir nokta. Moğolistan yetkililerinin cömert işbirliği sonucu Paris'te sergilenen 45 yapıtın arasında büyük usta Zana- bar'ın (1635-1723) on bir bronz-dore heykeli. özellikle 'Yüce Buda1 Vairo- cana (Karakaygı ve bilgisizlikle sa- vaşan beş 'utkulu' tantrik Buda'dan biri) ve tartışmasız başyapıtı sayılan Tannça Cyamatara, Batılı için kolay unutulmayacak birer simge. Cengiz Han'ın soyundan, Moğollann tinsel başkanı Zanabar, Tibet'te kaldığı 1649-1651 yıllan arasında Lhasa'da tanıştığı 5. Dalai Lama gibi ileri dü- şünceli bir siyaset adamı, kurnaz bir diplomat, tanınmış bir yazar ve de çok önemli bir keşiştı. Söylenceleş- miş yaşamını yansıtan öyküler arası- nda lanınmış bir kadın yontucuyla göçebe çadınnda yaşadığı çılgınca aşk ünlüdür. Guimet Müzesi bu yapıtlardan ıkisinı sergiliyor. Bugün kırk adet yapıtın Za- nabar'ın elinden ya da atölyesinden çıktığına inanılıyor. Bu çalışmalann ortaya koyduğu estetik evrenin (ki ancak aynı devir Tibet sanatıyla karşılaştınlabilir) önemli bir bölümü şimdiye dek bir giz perdesi altında. Çalışmalarına neden son verdı? Zanabar'ın atölyesınin I683'ler- de, büyük bir olasılıkla sa\aş nede- niyle, çalışmalanna son verdiği sanıhyor. Daha sonraki yapıtlarda Nepal (Nevvan) sanatının etkilerini görüyoruz. Sergidekı portauf tablo- lar. Tibet sanatındaki ikonografı bı- çemlerinin gerçek Mogol ruhunu yansıtan uyarlamalan. Sergilenen dinsel tören araç ve takılan ise ezoterik Budist dininin sayısız simgelerinden seçkin birkaç örnek. Ve bunlann en görkemlisi Budizmde önemli bir koruyucu tann olduğuna inanılan Beg-Tse'nin korkunç maskesi. Son fılmini 1941 yılında çevirdi ve Hollywood'a bir daha uğramadı GretaGarbo'nuntekdüşmanı:ZamanHaber Merkezi- Greta Garbo, son fümi "Two Faced Woman"ı (İkiyüz- lü Kadın). I94l'de çevirdi ve sonra Hollywood"u sonsuza dek terk etti. Fotoğraf makinelerinden kaçtı. Er- keksi giysiler, yüzünün yansını kaplayan şapkalar ve gûneş gözlük- leriyle, kendini sakladı. Bundan sonra tek dostu ve tek düşmanı za- man oldu. New York'ta, 1953 yılında saün aldığı (bir apartmanın beşinci katın- daki) yedi odalı dairesinde 37 yıl ge- çirdi. Yedı odayı da oldukça zevkli döşedi. Büyük L salon, 15. Louis dönemi koltuklar, sandalyelerden oluşuyordu. Şam ipeğinden doku- nan perdeler de görüntüyü ta- reta Garbo, yaşamını bir keresinde arkadaşına şu sözcüklerle özetlemişti: "Arka kapılar, yan girişler, gizli asansörler ve kimseye görünmeden sağa sola girip çıkabilmenin başka yollan. Böylece birilerinin rahatsız etmesini önlerdim." mamlıyordu. Teras hem doğudaki ırmağı. hem Manhattan'ı görüyordu. Şömine- nin hemen üstünde Renoir'ın "Le- ontine et Coco"su asıüydı. Kocaman bir yatağın bulunduğu yatak odası. 18. yüzyıl İsveç mobil- yalanndan kuruluydu. Garbo. yılla- nnı geçirdiği bu evi. bir çeşit sığına- ğa çevirmişti. Kendisiyle yapılan bir söyleşide, "Bazen, sabah 10 suları, paİtomu sırtıma geçirip, insanlann peşine takılnorum. Onlar nereye, ben oraya.. Öylece dolaşıyorum" di- yordu. Böylece insanlarla birlikte, ama onlarla ilişkiye geçmeden yal- nız kalabilmenin yolunu bulmuştu. Yalnız yürümeyi sevse de. Garbo zamanla yürüyüşlerine eşlik edecek arkadaşlar kazandı. Bunlardan biri de. fılm yapımcısı Raymond Daum- du. Daum'la Garbo'yu, ünlü yıldı- zın uzunca bir dönem sevgilisi olan, George Schlee taruştınruşü. 1964'te başlayan yürüyüşler, Daum'un Teksas'a taşındığı 1982'ye kadar sürdü. Yürüyüşlerde konuşulması yasak olan tek konu, sinemaydı. Sanki ya- şamı boyunca hiç fılm çevirmemiş gibi, fılm sohbetlerini tabu haline getirmişti. Laf açılacak olsa, "Sakın soru sonnayuı" diyordu. Yaşamını bir keresinde arkadaşı- na şu söcüklerle özetlemişti: "Arka kapılar, yan girişler, gizli asansörler ve kimseye görünmeden sağa sola gi- rip çıkabilmenin başka yollan. Böy- lece birilerinin rahatsız etmesini ön- lerdim." Garbo'nun sürdürdüğü yalnız ya- şama 31 yıl boyunca eşlik eden bir de hizmetçisi İsviçreli Claire Koger vardı. İki kadın arasında ortaklık kura- bilecek tek nokta aynı yaşta ol- malanydı ama 30 yıl boyunca ilişki- leri, işçi-işveren ilişkisinden bir adım öteye gitmedi. Garbo'nun telefon numarasını edinmeyi başaran birkaç şanslı kişi, o sesin, tıpkı fılmlerde işittiğimiz gi- bi etkileyici olduğunu söylüvor. Ağızdan ağır ağır. insanı büyüleye- rek dökülen baştan çıkana sözcük- ler... Bu sesi sık sık işitme ayncahğma sahip kişilerden biri Sam Green'di. "Garbo'yu hiç tanımıyordum ve hiç- bir fılmini görmemiştim" diyor Gre- en. Onu. iyi bir arkadaş yapan da bu özelliği olsa gerekti. 1970 yılının 18 şubatında tanıştı- klannda. Garbo "Bay Green, sizin hakkınızda pek çok şey işirtim. İyi arkadaş olacağunızı umuyorum" di- yordu. Tanıştıklannda Garbo 65'inde. Green 30'undaydı. Green, kısa süre- de, yürüyüşlerden başka bir ortak yönleri olmadığını farketti: "Yürü- yüşler sırasında kendimize özgü bir dil geliştirdik >e voldan geçen birileri- ni taklit etmek, teneke kutulara vur- mak gibi çocukça oyunlar oynadık. Bir gün, "Seni hiç bırakmamalıyım. uzun yıllardır böyle gülmemiştim" dedi. Bir yerde oturup saatlerce lak lak edebilirdik." Green. sözcüklerle oynama ko- nusunda büyük bir yeteneği olduğu- nu düşünüyor: "Şakalardan çok hoşlanırdı. Konuşmalarında birinci tekil şahısı neredeyse hiç kullanmaz- dı." Garbo. vıllar geçtıkçe cinsellıkten uzaklaştı. Yakın bir arkadaşı. lezbi- yen olduğunu ileri sürerken. bir baş- ka \akın arkadaşı. "Lezbiyen değil, hiçbir şeydi" di\ or. 1988'den sonra. hastalıklar > akasını bırakmadı. 11 Nisan 1990'da New York Hastanesi'ne giden Greta Lo- >isa Gustafson. 15 Nisan 1990'da yaşamını yitirdi. Ama Greta Garbo ölmedi. O. tıpkı Bethooven'ın 9. sen- fonisı gibi Leonardo'nun Mona Lisa'- sı gıbı. kuşakıan kuşağa taşınacak Huzurlu Yaylası turîzmeaçılıyor GAZİANTEP(AA)- Gaziantep'in İslahiye ilçesine bağlı Huzurlu Yaylası'mn turizme açılması için çalışmalann yoğunlaşünldığı bildirildi. Turizm Müdürü Mehmet Doğan, Huzurlu Yaylası'mn turizm merkezi ilan edilebilmesi için Bakanlar Kurulu onayının beklendiğini beürterek, "tç ve dtş turizmi canlandıracak olan Huzurlu Yaylası, Türkiye'nin örnek yayla turizm bölgesi olacak" dedi. Yaylanın. çevre düzeni plarunın yapıldığını, 20 kilometrelik yolunun gemşleülerek stabilize hale getirildiğini kaydeden Doğan, şöyle konuştu: "Yayla özel sektöre açılarak, çeşitli yatırımlar yapılacak. Burada yapılacak binalarda sadece taş ve ahşap kullanılacak. Bir ağacın bile kesilmesine izin verilmeyecek. Yaylada sosyal tesisler, çadırlı kamp alanları ve helikopter pisti bulunacak. Çevrenin kirlenmemesi için de gereken onlemler alınacak." Tarihsel yol, Avrupa'dan Uzak Doğu'ya 30 ülkeyi birbirine bağlıyor IpekYolucanlandınknayı beldiyor Haber Merkezi- Avrupa'dan Çin'e uzanan İpek Yolu Projesi, 30 ülkeyi birden kapsıyor. îpek Yolu'- nun güney kısmı deniz yoluyla Ara- bistan kıyılan, Hindistan ve güney- batı Arabistan'ı sıyınp geçerken ku- zey kısmı ise karadan Rusya'yı boy- lu boyuna geçiyor. Bu ikı kara ve deniz yolu arasında Marco Polo ve onu izleyen tüccarlar, misyonerler tarafından kullanılan düzinelerce yol bulunuyor. Geçiş izni verilmeyen bölge WTO'nun Avrupa Bölge Temsil- cisi Vettor Giusti Sovyet Rusya'nın yıkılmasıyla ortaya çıkan yeni ülke- lerin, İpek Yolu Projesi'nin gerçek- leşmesini mümkün kıldığını belırtı- yor. Eskıden geçiş izni verilmeyen bölge, şimdi geçişe daha açık ve bu D,ünya Turizm Örgütü'nün (WTO) en çarpıcı projelerinden biri olan efsanevi Ipek Yolu'nun geliştirilmesi projesi, Bali'de düzenlenen WTO Genel Kurulu'nun odak noktasıydı. bölgede bulunan ülkelerin gelişmek için danışmanlık hizmetine ihtiyaa var. İpek Yolu üzerinde yüzlerce cami, anıt, kervansaray ve tarihi bölge bu- lunuyor. UNESCO ve WT0 çe- şitli kaynaklardan yararlanarak Ipek Yolu üzerinde bulunan tüm tu- ristik, kültürel ve sanatsal zenginli- ğin toplandığı bir envanter hazırlı- yor. Giusti, İpek Yolu'nun çok geniş bir alaru kapladığmdan tümünü lek bir yolculukta gezmenin imkansız olduğunu belirtiyor. Bu nedenle WTO'nun planı İpek Yolu keşif ge- zilerini. birleştirilmesi mümkün bö- lümler halinde düzenlemek. Örnek olarak İstanbul. Çin ya da Taş- kent'e düzenlenecek turistik geziler şeklinde. İpek Yolu Projesi, Türk hüküme- tinin yardımlanyla İstanbul'da ku- rulacak bir WTÖ bürosu tarafından yürütülecek. İpek Yolu Projesi'ne ilgı gösteren tüm uluslann katılacağı düşünülen bir toplantı gelecek eylül ayında Taşkent'te düzenlenecek. Bali'de düzenlenen genel kurula katılan ve İpek Yolu'nun toprakla- nndan geçüğj birçok ülke, aynı za- manda WTO"ya da üye oldu. Özbe- kistan başta olmak üzere katılan ül- kelerin çoğu projeye gösterdikleri il- ginin WTO'ya üye olmalanna ne- den olduğunu belirtiyor. Günde kac turistin gezeceği merak edilıyor İpek Yolu üzerinde bulunan gü- zellikleri günde kaç turistin gezece- ğini tahmin etmek için çok erken ol- duğu halde. proje daha uvgulamaya konulmadan medyanın yoğun ilgi- sinı üzenne çekmeyı başardı. WTO'nun projenin uygulanma- sındaki başlıca rolü UNESCO ile iş- birliği yaparak İpek Y'olu bölgesin- de kültürün ve turizm altyapısının gelişmesine yardımcı olmak ve böl- genin geleceği için belli başlı bir pa- zarlama ve tanıtım stratejısi gehştir- mek. Çocuklarda baş ağnsının en önemli nedeni, sinüzit BURSA (AA) - Çocuklarda görülen baş ağnlannın en önemli nedeninin sinüzit olduğu bildirildi. SSK Bursa Hastanesi kulak burun boğaz uzmanı Dr. Hüsamettin Olgun, sinüzitli çocuklardaki şikayetleri belirlemek amacıylaJ-15 yaş arasındaki 200çocuk Ü2erinde araştırma yaptıklannı bildirdi. Araştırmada, sinüzitli çocuklarda baş ağnsı şikayetinin \ üzde 80'le ilk sırada yer aldığımn belirlendiğinı kaydeden Dr. Olgun. bu çocuklann yüzde 20'sınde baş ağnsıyla birlikte yüz ağnsı şikay etinin de saptandığını söyledi. Sinüzitli çocuklann burun tıkanıklığı. horlama. ağzı açık uyuma gibi şikayetleri olduğunu belırten Dr. Olgun. hastalann yüzde 8'ınde ses kısıklığı, yüzde 25'inde nöbet tarzında öksüriik şikayetleri görüldüğünü ifade etti.' Bu hastalarda kulak iltihabı. çürük diş ve bademcik iltihabına daha sık rastlandığına da değınen Dr. Olgun, şunlan söyledı: "Araştırmamızda alerjik yapıdaki çocuklann burun iltihabı ve sinüzite y akalanma oranının daha yüksek olduğunu saptadık. AyTKa, bu çocuklarda algılama kusuru. dalgınlık, u> ku hali, dikkatsizlik >e ağır işitme gibi şikayetlere de rastladık." Sınüzıtın zamanında teşhis ve tedavi edılmesinin. çocuğun geleceği ıçın çok önemli olduğunu kaydeden Dr. Olgun. "Bu yiizden, baş ağnsı, yüz ağrtsı, öksüriik. ses kısıklığı, burun akıntısı, burun tıkanıklığı, ağır işitme gibi şikayeti olan çocuklar mutlaka doktora götürülmeli, sinüzit > önünden araştırılmalıdır " uyansında bulundu. 4 AIDStesti olmadan hamile kalmayın' İZMİR(AA)-AIDSile Mücadele Derneğı ve Kadın Platformu."AIDS testi olmadan hamile kalmayın" kampanyası başlattı Platform tarafından \a\ımlanan deklaras> onda. "AIDS'li nesil yetiştirmeyelim, anneler AIDS'li çocuk doğurmasın'" sloganından yola çıkılarak. 1 Aralık Dünya AIDSGünü'nde. İzmir Atatürk Kültür Merkezı'nde bir toplantı duzenlendıeı hatırlatıldı. Afnka'da 198 l'e kadar. AIDS virüsü taşı\ an bınlerce çocuğun dünyaya geldiği ve bunlann bü\ ük bölümünün ailesı tarafından terk edıldığine işaret edilen deklarasyonda. şunlar kaydedildi- "Türkiy e bu sorunu kaldıramaz. Gelin bu kampanyaya katılalım ve utanmadan. cekinmeden laboratu> ar mua> enesi \ aptıralun. I estlerin ücretsiz olmasını ve ilgili bakanlıklarla bir parlamento grubu kurulmasını istiyoruz. Bu birinci ve önceükli kampany a\ ı, 'e\ leneceklenn eşlerinden AIDS testi istemeleri' kampanyası izleyecek" Şekersiz sakız dişleri temizler GAZİANTEP (AA) - Şekersiz sakız çiğnemenin. dışlen temızleme \ e dışetlerinı güçlendirme gıbı olumlu etkileri olduğu bildirildi SSK Gaziantep Bölge Hastanesi Diş Hckimi Zafer Çolakoğlu, yaptığı açıklamada. sakız çiğneyen kişinin ağzında daha fazla tükürük salgılanacağını. bunun da dişlere dayanıkhlık veren kalsiyum maddesi ile mikroplan öldüren antikorlann oluşumunu sağlayacağını söyledi. Çolakoğlu. sakız çiğnemeye bağlı olarak tükürük salgısının fazla olmasının. dişlerin kendi kendisini daha çabuk ve etkili temizlemesine yol açacağını ifade ederek şöyle dedı: "Dişler her öğünden sonra düzenli olarak fırçalanmalıdır. Diş fırçalandıktan sonra, zaman zaman şekersiz sakız çiğnenmesi yararlıdır. Almany a'da y apılan bir araştırmada, ballı bir dilim ekmek y enildikten sonra ağızda oluşan asitli ortamın şekersiz sakız çiğnenmesi halinde 20 dakikada yok olduğu belirlenmiştir." Çolakoğlu, sakız çiğnemenin, masaj etkisi yaparak kan dolaşımını hızlandırdığını, bunun da diş eılennı güçlendirdığinı kaydetti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle