23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
3 SUBAT1994 PERSEMBE CUMHURİYET SAYFA EKONOMI 13 Yol, su, elektrik, okul ve hastane gibi yatınmlara aynlan kaynak 94 bütçesinin yüzde 10'una kadar geriledi Odenen vergiler halka geri dönmüyor BÜLENT KIZANLIK Türkiye'de ödenen vergilerin yol, su. elektrik, hastane ve okul olarak halka geri dönüşü gittikçe zorlaşıyor.İç ve dış borç ödemele- rinin faizlerle katlanarak artması ve hem kadro, hem de ücret artı- şlanyla ağırlaşan personel yükü nedeniyle, bütçeden yaunmlara ayıracak kaynak kalmadı. 196O'lı yıllarda bütçenin yüzde 30 civa- nnda olan yatınm harcamalan bu yıl bütçenin yüzde 10'una ge- nledi. ANAP hükümetlerince yatın- mlann fınansmanda önemli ölçü- de kullanılan fonlann büyük bö- lümü DYP-SHP koalisyon hü- kümetince bütçeye dahil edildi. Fonlar yatınmı arttırmadı Fonlann, ANAP iktidannın ilk yıllannda tırmandınlan Jcamu yatınmlan içinde 1984'te yüzde 0.2 olan payı, o yıldan sonra yük- selişe gecmişü. 1991 'de yüzde 21. 7'ye ulaşan fonlann yatınmlar- daki payı, 1992'de de yüzde 20.4 olmuştu. Dolayısıyla bu kaynak varhğınj koruyarak bütçede gö- zükünce, konsolide bütçe harca- malannda yatınmlann payını beşte bir oranında arttıracaktı. Yatınmlardaki azalma öyle hızlı gerçekleşti ki, fonlar bütçeye alınmasına rağmen. bütçedeki yatınm harcamalan geçen yıl da • Maliye Bakanhğı'nm özellikle belge düzenine uyaılmasını özendirmek için kullandığı "Ödediğiniz her kuruş vergi yol, su, elektirik olarak size geri dönecek" sloganının 1990'lıyıllann başında geçerliliği kalmadi. Borç ve personel ödemelerinden geriye birşey kalmadığı için yatınm harcamalannın 1986 yılında yüzde 21 olan bütçe içindeki payı, bu yıl bunun yansına düştü. • ANAP hükümetleri döneminde yatınmlann beşte birini fınanse eden fonlar bütçe içine alındığı için, son iki yıldır konsolide bütçede yatınmın payı artması gerekirken gerileme durmadı. Azalan yatınm harcamalannın önemli bölümü de gerçek fıziki yatınmlar yerine yükselen personel giderleri ile hizmet, tüketim malı ve malzeme ahmlanna gitti. 35 30 25 20 15 10 Toplam bütçe harcamalan ve yatınm . harcamalannın GSMH'ya oranı (%) - - - l l jioplam bütçe harcamalan ^ ^ Yatınm harcamalan 1983 1934 1985 1986 1987 1988 1989 1990 1991 1992 1993' 1994* ('Bütçe hederı) gerilemeye devam etti. 1989-1991 yılllan arasında bütçe içindeki payı yüzde 14 seviyesinde olan yatınmlar için, 1993 bütçesinin sadece yüzde 11.7'si harcandı. Bu yılki bütçede ise yatınmlara ayn- lan pay yüzde 10.5'e düştü. Yatınm harcamalannın gayn safi milli hasılaya oranı ise yıllar içinde büyük bir değişikliğe uğra- madı. 1983 yılında GSMH'nın yüzde 4.1 'i oranında olan yatın- mlar. geçen yıl GSMH'nın yüzde 3.7'sine indi. Ancak aynı dönem içerisinde bütçe harcamalannın GSMH'daki oranı yüzde 25'ten yüzde 32'ye yükselerek devletin ekonomideki ağırlığı arttı. 1994'- te de öngörülen GSMH'nın yüz- de 38*ı oranında bir bütçe hazı- rlandı. Böyjece kamunun harca- malannm GSMH'ya oranı artar- ken. yatınm harcamalannın oranı sabit kalınca, yatınmlann bütçe içindeki payı düşmüş oldu. Bütçeden yapılan yatınmlar içinde. doğrudan halka fayda sağlayan yapı, tesis ve büyük onanmlann pa>ı azalırken, bun- lar için kullanılan personel ve hiz- met alımlanna aktanlan kaynak 1985-1992 döneminde üç kat arttı. Gerçek fıziki yatınm kalemi olarak değerlendirilebilecek yapı, tesis ve büyük onanmlann yatın- mlar içindeki payı bu sûrede yüz- de 67.9'dan, yüzde 46.6'ya düştü. Buna karşıbk personel giderleri- nin payı yüzde 11.5'ten yüzde 31. 1 'e, hizmet alımlannın payı yüz- de 1.2"den yüzde 3.2'ye, tüketim mallan ve malzeme alımlannın payı da >r üzde 4.8'den yüzde 5.7'- ye çıktı. Makina teçhizat ve taşıt alımlan da yüzde 6.8'den yüzde 10.5'e yükseldi. Yatınm yerine masraf Dolayısıyla, yatınmlarla ilgili diğer harcama kalemlerinin yük- selmesi, fıziki yatınmlara aynlan kaynağı geriletti. Böylece yol, su, elektrik, okul, hastane gibi, özel- likle toplam verginin yüzde 60'- ından fazlasını ödeyen sabit ve dargelirlilenn ihtiyaç duyduğu hizmetlerin yaygınlaşması yavaş- ladı ve durma noktasına geldi. Devlet Su Işleri, Karayollan ve Köy Hizmetleri gibi yatınmlann yandan fazlasını gerçekleştiren kuruluşlann, işlerini ihale ve emanet usulü gerçekleştirmeleri, harcamalarda artışa yol açtı. Özellikle 1980 sonrası anan suiis- timal ve yolsuzluk iddialan da, harcamalann suni olarak arttın- larak. gerçek yatınmlara aynla- cak kaynağı tükettiği yolunda şüpheleri güçlendirdi. Geçe 1993B0TÇESİ CERCEKLE5MESİ Gelirler: 359.8 trilyonTL Giderier. 489.2trifyon TL Gelirin gideri karşılamaoranı: Yüzde 73.6 Bütçe açığı: 129,4 trifyon TL Vergi geliri: 264.2 trilyon TL Fon geUri: S6.5trKyort TL Personel gideri: 169.5 trilyonTL Maliye Bakanı îsmet Atilla Borç ödemeieri ve KfFlere aktanlan: 226.7 trifyon TL ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - 1993 yılı sonu itibarıyla bütçede gelirle- rin giderleri karşılama oranı yüzde 73.6 olurken bütçe açığı da 129 trilyon 405 milyar lira olarak gerçekleşti. 1992 yılı bütçe açığı ise 43.6 trilyon lira olmuştu. Maliye Bakanı Ismet Attila, geçen yıl konsolide bütçe gelirlerinin yüzde 102.1 oranında artarak 359.8 trilyon lira olduğunu, bunun yüzde 34.7'sini oluşturan 169.5 trilyon liranın persone- le ödendığmı söyledi. Maliye Bakanı İsmet Attila, geçen yılın bütçe gerçekleşme rakamlan hakkında tahmin edilen gelirin yüzde 98.2'sinin tahsil edildiğıni de bildirdi. Attila, 1993 yılı genel bütçe vergi ge- lirlerine ilişkin olarak şu bilgileri verdi: "Genel bütçe vergi gelirleri, önceki yıla göre yüzde 86.6 oranında arttı ve tahmin edilen vergi gelirlerinin yüzde 99. 6'sı gerçekleşmiştir. 1993 yılı bütçesinde, vergi gelirlerinin konsolide bütçe gelirlerinin yüzde 72.4'- ünü oluşturacağı tahmin edilmiş, yıl sonu gerçekleşmelerine göre bu oran yüzde 73.4 olmuştur." Malive Bakanı İsmet Attila, genel bütçe vergi dışı normal gelirlerinden ge- çen \ıl 17 trilyon 674 milyar lira tahsilat vapıldığını belirterek özel gelir ve fonlar konsolide bütçe gelirlerinin yüzde 19.6'- sını oluşrurmuştur" dedi. Bakan Attila geçen yılın konsolide bütçe giderlerinin 489 trilyon 255 mil- yar lira olarak gerçekleştiğini de hatı- rlatarak, giderler içindeki en büyük ka- lemlerin personel giderleri ile iç-dış borç faizlerinın ödenmesi olduğunu be- lirterek sözlerirü şöyle sürdürdü: -'Konsolide bütçe giderlerinin yüzde 37'sini personel giderleri oluşturmuştur. 1993 >ılı için personel gideri olarak 142 trilyon lira tahmin edilmiş, böylece ön- görülenin üzerinde 27.5 trilyon lira ek personel gideri oluşmuşrur. Geçen yıl transfer harcamalan 226 trilyon 7% milyar lira olarak gercekleş- miştir. Bunun toplam konsolide bütçe harcamalan içindeki payı yüzde 46.4 ol- muştur. Burada, iç-dış borç faiz ödemelerine baktığımızda. önceki yıla göre iç borç faiz ödemelerinin yüzde 202.9 oranında, dış borç faiz ödemelerinin ise yüzde 145.6 oranında arttığını görüyomz. Aynca KİT'lere y apılan transferlerin bir önceki yıla göre yüzde 209.7 oranında artacağı tahmin ediunişken bu artış oranı yüzde 217 olmuştur." Polonya Borsası • Ekonomi Servisi-1993 yılında, yerel kurla getiri bazında tMKB'yi geride bırakarak, birinci olan Varşova Borsası da büyük bir kriz yaşıyor. Varşova Borsasf nda kağıtlar iki günde yüzde 10 oranında değer kaybetti. Ancak Polonya Sermaye Piyasası kanunlanna göre bir hissenin en çok 10 puan düşmesine izin veriliyor. Borsada işlem görmeye başlamasından sonra 13 kat artan ve borsanın en önemli kağıdı durumundaki Slaski Bankası'nın hisselerinin de son iki günde yüzde 10 düşmesi üzerine borsa büyük bir krize gjrdi. Gözlemcilerin "Kara Sah" diye nitelendirdiği krizde en büyuk zaran edenlerden biri de Slaski Bankası'nın yüzde 25.9'una sahip olan Hollanda Bankası oldu. ŞİRKETLERDEN • HALK SİGORTA TAŞ.PizzaHut Gıda İşleımeleri Zinciri'ni yangın. makine kınlması, donmuş gıda bezulması ve kâr kaybı- karşı sigortaladı. • SADA Limited tarafından organize edilen "3'üncü Uluslarası Konstrüksiyon Makine, Teknoloji ve Aletleri İhtisas Fuan" 27 nisan-1 mayıs tarihleri arasında Ankara Altınpark Expo Fuar Merkezi'nde gerçekleştirilecek. HEMEK SİGORTA 1993 yılında yüzde 150 oranında prim üretimi artışı sağladı. Emek Sigorta pazarlamadan sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Vahdet Tulun bu artışm 1993 yılında bünyeye katılan profesyonel acentelere ve Türkiye'nin önde gelen fırmalanrun Emek Sigorta güvencesini tercih etmelerine bağlıyor. • COMMER- CIALUNION Sigorta 1993 yılında yangın, motor, nakîiyat, kazave mühendislik branşlannda toplam 304 milyar TL sigorta prirni üretti. • PROFtLOHOLDİNG kıdemli 215 personelini ödüllendirdi. Holdingde 10, 15,20 ve 25 yılını dolduran personel için ödül töreni düzenlendi. Hedef, 98'de büyüme ve karlılıkta uluslararası piyasanın büyükleri arasına girmek Şişecam dünya ikiııriliğiııe oynuyor • Şişecam Genel Müdürü Adnan Çağlayan, bu yıl yapacaklan 106 milyon dolarhk yatınmla dünyarun 2'nci büyük cam şirketi olmayı hedeflediklerini belirtti. Çağlayan, kurum olarak gümrük birliğinede hazır olduklannı belirterek "Ancak ekonominin diğer parametreleri buna hazır değil" dedi. Ekonomi Servisi- Türkiye Şişe ve Cam Genel Müdürü Adnan Çağlayan, Şişecam topluluğunun 24 fınnla yılda 1 milyon ton cam ve cam ürünleri üreten dev bir kuruluş olduğunu söyledi. Çağlayan, 1994 yılında yapacaklan 106 milyon dolarhk yatınmla daha da güçleneceklerini açıkJadı. Çağla- yan. 1998'e kadar karlılık ve büyümede dünyanın 2'nci büyük cam şirketi olmak is- tediİclerini söyledi. Çağlayan. dün düzenlediği basın top- lantısında, en büyük yatınm harcamalannı 1989-90 yıllannda yaptıklannı, 1991 yı- lında ise Körfez krizi ile Şişecam'daki gre- vin, yatmmlannı düşürdüğünü, bu yıl ya- pacaklan 106 milyon dolarhk yatınm hamlesiyle tekrar yükselişe geçeceklerini vurguladı. Çağlayan, ekonomideki dalgalanma ne- deniyle fınansmanın biraz pahalıya gelebi- leceğini, ancak finansmanı bulmada zor- lanmayacaklannı vurguladı. Şişecam'm 20 yıl içinde International Finance Corpora- tion'dan (IFC) 168 milyon dolar aldığına dikkat çeken Çağlayan, kurumun prestiji 1935'te Atatürk'ün emrivle kurulan Paşabahce Cam Fabrikası'ndan görünüm. ile her zaman dünya finans çevrelerinden kredi bulabilecek durumda olduğunu ifade etti. Ekonomi hazır değil Çağlayan, Şişe Cam'ın 1995 yılında Tür- kiye ile Avrupa Birliği (AB) arasında yü- rürlüğe girecek gümrük birliğjne de kurum olarak hazır olduğunu belirtti. Çağlayan, "Ancak ekonominin diğer parametreleri buna henüz hazır değil" dedi. Çağlayan. yüksek düzeydeki enflasyon devam ettiği takdirde hiçbir sanayi sektörünün gümrük birliğine hazjrlanamayacağına da dikkat çekti. Cam sektöründe bir tekelleşme için çaba harcamadıklannı açıklayan Çağlayan. De- nizJi Cam'ı satın almaiannın nedeninin tü- müyle piyasa şartlanndan kaynaklanan bir olay olduğunu vurguladı. Çağlayan, Tür- kiye Kalkınma Bankası'nın Denizli Cam'ı satmak istediğini. kendilerinin o bölgede bir cam potansiyeli gördükleri için Denizli Cam'ı satın almak için girişimleri olduğu- nu ifade etti. IMPnin Türkiye'de diyalog ziyareti Ekonomi Servisi - IMF (Uluslararası Para Fonu), Tür- kiye'de yanlış anlaşılma soru- nunu aşmak için diyalog turu- na başladı. Bu çerçevede IMF'- nin iki yetkilisi Cumhuriyet'i de ziyaret etti. IMF'nin Dış İlişki- ler Bölümü'nden görevli Ah- med Abuşadi ve .VI. Russell, amaçlanrun IMF'nin birçok ül- kede olduğu gibi Türkiye'de de yanlış anlaşılmasına bir son vermek üzere basın kuruluş- lannı ziyaret ettiklerini söyledi. IMF'nin kuruluşunun 50. yı- Idönümüne denk düşen ziyaret- te, Abuşadi, IMF'nin amacının ülkclere danışmanlık yapmak, yanlış ekonomik politikalar uy- gulanması halinde uyarmak ol- duğunu belirterek kuruluşun bunun ötesindc bir yaptınm gücü olmadığını, hükümetlerin bu politikalan uygulamaku bağımsız olduklannı vurguladı. Abuşadi, IMF heyetinin her Türkiye'ye gelişinde, ga- zetelcrdc ve kamuoyunda ycni bir önlem pakcti açılmast yö- nünde bir beklenti oluştuğunu, ancak ziyaretlerin çoğu zaman teknik düzeyde gerçekleştiğini söyledi. Abuşadi, özelleştirilecek şir- ketlerin içerideki sermaye biri- kiminin yetersiz olması nede- niyle yabancı sermayeye satıl- masının olumsuz sonuçlar ya- ratıp yaratmayacağı yönündeki sorumuza, özelleştirmenin bu- güne kadar birçok ülkede de- nenmiş ve başanlı sonuçlar ver- miş bir uygulama olduğunu, yabancı ya da yerli sermaye ay- nmı yapmanın ise yersiz olduğu yanıtını verdi. Risk paylaşımı Dışandan borç almak yerine yabancı scrmaycyi çckmenin çok daha uygun olduğunu vur- gulayan Abuşadi, alınan dış borcun riskinin o ülkcyc yük- lendiğini, yabancı sermaye gin- şinde ise riskin paylaşıldığını söyledi. Yabancı scrmaycnin yatınm Erez'den devalüasyon savunması İSTANBUL (AA)-Türki- ye Odalar ve BorsalarBir- lığı Başkaru Yalını Erez, devalüasyonun, ihracat ve tu- rizm sektörüne olumlu yansı- yacağını söyledi. İstanbul'da yapılan TOBB turizm sektör toplantısının açıhşında konuşan Erez, Tü- rkiye'nin yaşadığı sıkıntılann ana kaynağırun 1989 yılına dayandığmı bildirdi. O za- man tehlikeyi görüp tedbir almayanlann, bugün kur- tana olarak ortaya çıktıklannı anlatarak sözleri- ni şöyle sürdürdü: "Ekonomik sıkıntılan Av- rupa'daki ülkeler de yaşadı, ama bizdeki gibi kimse felaket tellaUığı yapmadı. Türk eko- nomisinin tekerleği 1989 yılında çatlamıştı. Kimse çat- İağı tamir etmeyi düşünmedi. Bugün tekerlek kınldı. Her- kes kurtarıcı rolünde ahkam kesmeye başladı. Geçen hafta ekonomide bir deprem ya- şandı. Merkez Bankası Baş- kanı aniden istifa etti. Bu geliş- melere rağmen ekonomide bir çöküntü yasanmadı." IMF'nin Dış İlişkiler Bölümü'ndcn görevli Ahmed Abuşadi amacın ülkelerc danışmanlık yapmak, yanlış ekonomik poli- tikalar uygulanması halinde uyarmak olduğunu belirtti. yapmak için uygun koşullar maye giriş-çıkışını sağlayacak aradığını vc bulduğu ycre gittı- ğinı belirten Abuşadi. Türk ekonomisinin enflasyon ve ka- mu açıklanndan kaynaklanan ekonomik istikrarsızlığı vc scr- düzenlemclcrin yetersiz olması nedeniyle yabancı sermayenin Türkiye'ye yatınm yapmak için yeterinceçekici bulmadığını be- linti. KİT'lere işsizlik ödeneği ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Özelleştirilecek KİT- lerde uygulanması planlanan "işsizlik ödeneği", bugün top- lanacak olan Bakanlar Ku- rulu'nda ele alınacak. KİT'lerde işten çıkanlacak ışçilere aktanlacak olan işsiz- lik ödeneğinin finansmanı, KİT'lerin satışından elde edi- lecek gelirin yüzde 15'iyle kar- şılanacak. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mehmet Moğuitay, KİT'ler için gelişü- rilen işsizlik ödeneğinin "adl" olduğunu belirterek, buna ilişkin kanun hükmünde ka- rarnamenin bugün toplana- cak olan Bakanlar Kurulu'- nda gündeme getirileceğini söyledi. Moğuitay, kararname ol- maması durumunda. işsizlik sigortası yasa taslağına geçici bir madde ekleyerek, işsizlik ödeneğine ilişkin düzenlemeyi hızlandıracaklannı kaydetti. IŞÇEVEV EVRENINDEN Şt)KRAN KETENd Çıkarlar Çatışınca Medya patronlan hem gazete-televizyon, hem banka hem de pek çok ticari şirketin birden sahibi ve de çıkar çatı- şmaları bunların bütünü üzerinde olunca yer yerinden oy- nuyor. Basın Konseyi'nin büyük çabaları ile gazete ve tele- vizyonların birbirlerini küçük düşürmeme konusunda an- laşmaya vardıkları gün yeni ve çok önemli bir başka çatı- şma gündeme geliyor. Düne kadar Başbakan Tansu Çiller'i göklere çıkaran, gazete ve köşe yazarları, televizyon yo- rumcuları bu kez yerin dibine batınyorlar. Devalüsyon kara- rından önce piyasaya sürülen ve ucuza kapatılan 250 mil- yon doların hesabını soruyorlar. Babıali dedikodularına göre medya patronlarından biri olaydan birkaç saat önce Tansu Çiller ile bir araya geldiği halde, haberi alamamış olmanın öfkesinde köşe yazarları- na Tansu Çiller'in işinin bitirilmesi talımatını vermiş bulunu- yor. Köşe yazarları, dünyanın hiçbir yerinde bu duruma düşmüş bir Başbakan'ın artık görevi başında durmaması gerektiğini vurgulayan yorumlar yazıyor. 250 milyon do- ların hangi bankalar ve kuruiuşlar tarafından ucuza ka- patıldığının hesabınm verilmesini istiyor. Bazı medya pat- ronlannın ve bankalarının ucuz dolardan önemli paylar aldıkları anlaşılıyor. Ancak galiba da gerçek, çıkar çatışmasında birilerinin kayrılması da değil. Devalüsyon kararından önce doların yükselişini önlemek üzere yapılmış son bir sonuç verme- yen girişim, birilerine birkaç saatte büyük vurgun vurma- larını sağlamış oluyor. Hükümet içindeki koordinasyonsuz- luk, bile bile izlenen ekonomik politikalar, alınan yanlış ka- rarlar, işleri çıkmaza sokmuş bulunuyor. Nereden bakarsanız bakınız izlenen sosyo-ekonomik po- litikalar, doların Türk Lirası'nın yerine geçtiği liberal düzen beklenen çöküşünü yaşıyor. Çıkar çatışmasında birbirlerini yemelerine, suçlamalarına aldanıp da bu olup bitende çıkar gmplarının birilerinin kazanıp diğerlerinin kaybettiği ve kavganın bizi pek fazla ilgilendirmedığı gibi bir yanılgıya kapılırsak vay halimize. Ekonomi uzmanları gelinen iflas noktasınm acısının halk yığınları, dar gelirliler. ücretleri ile geçinenler, işçilerden çıkacağında bırleşiyorlar. Başımıza gelenleri, gelecekleri önce doğru durüst oğrenebilmemiz gerekiyor. Bunun için de olup bitenlerin bizim çıkarlarımız acısından değerlendirileceği, doğru bilgiye ulaşacağımız ortam gerekli. Olup biteni halkın çıkarları acısından değer- lendirecek kamuoyu araçlarına, örgütlenmelere gereksi- nim var. Biz şimdi günlük vurgununu vuramamanın öfkesinde, Tansu Çiller'den vazgeçip, Mesut Yılmaz ya da bir başkası- na oynayanların günlük çıkarları peşınden mi sürüklenece- ğiz? Medya ancak patronlarının çıkarları ile çeliştiği olçüde gerçekleri yansıüyor. Çiller hükümeti ve öncesinde halk yığınlannın, işçilerin çıkarları ile çatışan sosyo-ekonomik uygulamalar aynı medya araçları tarafından desteklenip alkışlandı. Bundan sonrasında da farklı bir durum olmıya- cak. İSKİ ile SHP'nin işini bitirmeye karar vermiş medyanın ANAP dönemi, örtcesi. sonrası, sağ partilere dayalı yolsuz- lukları nasıl örtbas ettiklerini yaşadık. Şimdi de çıkar düze- nini hiçdeğiştirmeden, kişisel çıkarları ile sınıfsal çıkarlannı bütünleştiren çözümleri bize dikte edecekler. Türkiye'de basın özgürlüğü, medya patronlarının çıkar özgürlüğü, de- mokrasi sandık demokrasisi olarak ışledikçe. bu düzen boyle sürüp gidecek. Ucuz para politikalarına, büyük çıkar- lara dayalı liberal ekonomik modellerin iflasının bedelini sonunda hep halk kitJeleri, çalışanlar, işçi sınıfı ödeyecek. Evet, işçinin, halk yığınlannın çıkarları doğrultusunda olup biteni görecek, gerçekleri yansıtacak, görevini doğru- dürüst yapacak işçi sendikalanna, siyasi partilere. demok- ratik örgütlenmelere, gazete ve televizyonlara her zaman- kinden daha çok gereksinimimiz var. Türkıyede 12 Eylül hukukunun, antidemokratik anayasa ve yasalann yürürlük- te olmasının sakıncaları işte asıl boyle önemli olaylarda or- taya çıkıyor. Gerçek demokrasinin yaşama geçırılememe- sinin bedelini sonunda hep altta kalanlar, işçıler ve halk yığınları ödüyor. Sermaye Piyasası Kurulu VATIIUM DAMŞMANLIĞI YETK1 BELGESI Ttrilu 04.01.1994 S«naye Pıyasası Kuruiu nca AJcdenız Menxui Değerler Tıcaretı A.S -nın 30.12 1993 tarıhınder. ıtıbaren "Yacırım Danısnanlığı* faalıyetınde bulunnası uygun görülmU3tur. Bu belse 3794 sayılı Kanun ile degıslk 2499 sayılı Sennaye Piyasası KAnunu'nun 31'ıncı saddesl uyarınca verıljoıscır BasJcan Vekılı Omkhğm: Buğh olduğu T Sı. t! Mrmurluğu Istanbul 2632S3 210855 Sermaye Piyasası Kurulu PORTFOY YONETICILIĞI \ETKI BEL(JESI «UC/PY-U79 Taribi 04.01.1994 Sermaye Piyasası Kuoılu nca Akdenız Menkul Değerler Ticareti A S 'nın 30 12.1993 tarıhmden ıtıbaren "Pcrtföy Yönetıcılığı" Caalıyetmde bulunjnası uygun görulmuştür. Bu belgc. 3794 sayılı Kanun ile değısık 2499 sayılı Serroaye Piyasası Kanunu'nun 31'ıncj aaddesı uyarınca verılmıscır Rlfkl DANIŞMAN Başkan Vekılı Orutlıtın : Bııjtlı ı-Uuiu T Sıeıl trtıtfu • Istanbul • 263283/210855
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle