23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
3ŞUBAT 1994 PERŞEMBE • • • • CUMHURİYET SAYFA HABERLEREV DE VAMI 19 TÜRKIYE'DE Adana Afyon Ağrı Anltara Anlalya Aydın Bursa Can akka.e Dtyarbakır Edtrne Erzurum Esfcıçefiır Istantul znnır Kars <onya Samsun Trabzon Zonguldak A2C A 8 A -6 A 5 A 18 A 15 B -3' 8 13 A 3 B 15" A -7" A 8 ' B 13' A 15* A -6' A 8 8 10 B 7- e 'o' 3 -7' -•7 -7 4 ' -1 ' -1 4 ' -6' 5° -21 •6- 4 ' 2 - -17 -6 0' 4 " MeteorolO|i Işlerı Genel Mudurluğu'nden alinan bılgıye göre butun boigelenmız az bulutiu ve açık geçecek. Marmara ı!e yurdun ıç ve doğıı kesımlennde sabah saatlerınde sıs gorulecek Hava sıcakiığı batı bolgelenmızde artacak, doğuda onemlı bır değışıklık olmaya- cak. Denızlerımızde ruzgar. butun denızlenmızde kıble ve lodostan 3-5 kuvvetınde, saatte 10-21 denız mıN hızla esecek Van Golu nde hava, az bulutiu ve açık geçecek DUNYADA AmsterûatTı Amman Atına Bağdat Bonn Bruksel Cenevre Cezay r Frankfurt Lefkoşa PeterstKırg Londra Madnd Mılano Mos^ova Munıh Oslo Pars Prag Rıyad Roma Vıyana Y 5 A 15 A 15 A 17 Y 9 Y 5 Y 12 A 2 0 Y 10 A 16 B-13 Y 7 Y 14 Y 14 K-10 Y 9 B -5 Y 10 Y 9 A 2 5 A 15 Y 14 j Yadmurlu Bulutiu Sıslı Guneşh Karlı Sendikalar ortak hareket etsin İstanbul Haber Servisi - Belediye-İşveGene!-İş sendikalanna bağiı işçilcr. dün De\ rimci İşçi Sendikalan Konfederasyonu(DİSK) Genel Merkezineve Türkiye İşçi Sendikalan Konfederasyonu (Türk-İş) Birinci BölgeTemsilciliği'ne topluca giderck birlikte hareket etmelerinin gerekli ojdusunu bildirdiler. İşçiler.DİSKve Türk-İş'in kavgayı bırakarak yetki tespit çelişkisi olan işyerlerinde referandum yapılmasını istediler. (Fotoğraf: HATİCE TUNCER) Gönül Sumo dinlemez TOKY O - Havvaii'nın dev yapıü Sumo güreşçisi Salvaa Asisanoe. evlenirken Japon eşi Sumika Shioda'ya verdiği sözü evliliklennin birinci >ıl- dönümünde yerine getirdi ve sporculuk yaşamm: nok- taladığını açıkladı. Sumo güreşinin son derece yorucu olduğunu ve yanşmalara katılmak üzere ülkeden ülkeye dolaşmasının aile yaşamına eneeloluşturduğunusöyleyen Saîvaa. bundan böyle hara işletmeciliği yapacak. (FOTOĞRAF: AP) 'Saraybosna., Berlin olmasın' Ucuzdolan44 bankaaldı M Baştarafi LSayfada Saraybosna'ya gıden Çıller ıle Butto. BM uçağında Türk ve Pakistan heyetlenne beşer kişi- lik kontenjan aynlmış olması nedeniyle yanlanna koruma görevlilerini almadılar. Çiller'i dün Esenboğa Hava- limanrndan DYP'li bakanlar, milletvekilleri ve kalabahk bir grup dualarla uğurladı. Uğur- lama törenine. Devlet Bakanı Türkan Akvol dışında hıçbir SHP'li bakanın katılmadığı dikkat çektı. Çiller. hareket etmeden önce düzenlediği basın toplantısın- Mumcu suikastı Sürpriztanık mahkemede ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Yazanmız L'ğur Mumcu'ya düzenlenen suikastı gördüğünü iddia eden ve olayla ilgili olarak İslami Hareket Or- gütü üyelerinden Mehmet Ali Şeker ile Ayhan L'sta'yı Ankara Emniyet Müdürlüğü'nde teşhis eden "sürpriz tanık" Ayhan Ay- dın'ın yargılanmasına bugün başlanıyor. Ankara 8. Asliye Ceza Mah- kemesi'nde bu sabah saat 09. 30'da yargılanmasına başlana- cak olan Ayhan Aydın hakkın- da, olayla ilgili açıklamalanyla başkalanna "iftira" attığı ge- rekçesiyle dava açılmıştı. Ay- dın'ın Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 285 1 maddesı uyannca bir yıldan üç yıla kadar hapsi is- teniyor. Ayhan Aydın, Mumcu sui- kasündan bir hafta sonra An- kara Emniyet MüdürlüğiTne başvurarak 24 Ocak 1993 günü yapılan suikastı gördüğünü id- dia etmişti. Aydın'a ifadesı alın- dıktan sonra. İstanbul'dayaka- lanan ve 10 Şubat 1993te Ankara'ya getirilen sanıklar gösterilmiş, Aydın da bu sanık- lardan Mehmet Ali Şeker ile Ayhan Usta'yı suikastı gerçek- leştiren kişiler olarak teşhis et- mişti. Daha sonra yapılan ince- lemede ise Aydın'ın teşhis ettiği sanıklann olay tarihinde İstan- bul Emniyet Müdürlüğü'nde gözaltında olduklan belirtile- rek Aydın'ın beyanı samimi bulunmamıştı. Olaydan yaklaşık 8 ay sonra ise İstanbul'da yakalanan İsla- mi Hareket Örgütü üyesi sanık- lannın, yakalama tutanaklann- daki tahnfatlar üzerine. sürpriz tanık Ayhan Aydın yeniden gündeme gelirken TBMM Faili Meçhul Cinayetleri Araştırma Komisyonu. Aydın'ın bilgisine başvurmayı kararlaştırdı. DYFnin başkan adayları İstanbul Haber Senisi - DYP - nin belde beledıye başkan aday- lan açıklandı. Emınönü belediye başkan adayınm ise Mehmet Si- nan Şavata olduğu bildirildi. DYP"nin belde belediye başkan adaylan şunlar: Gürbüz Ali Süleymanoğlu (Esenyurt). Ahmet Yavaş (Gürpı- nar). Hayri Ercağ (Kumburgaz). Halil Özcan (Mimarsinan). Rafet Yıldız (Tepecik). Ruşen Badur (Kavaklı). Ziya Türkel (Kjraç), Iskender Duriç (Yakuplu). Cezmi Akçın (Bınk)lıç). Yaşar Çoban (Durusu). Cevat Önver (Hadım- köy), Nihat Erdoğmuş (Gök- türk). Dursun Çağlayan (Arna- vutköy), Beşir Bilen (Bolluca), Cemil Seçkin (Boğazköy), Metin Karan (Haraççı), Halil Şenel (Ta- şoluk). Nevzat Durgun (Saman- dıra), Muzaffer Altınsoy (Bahçe- kö>). Rıdvan Yavuzbilge (Cela- liye-Kamiloba). Tahir Sert (Çanta), Osman Topaç (Değir- menköy). Münevver Sobacıoğlu (Gümüşyaka). Salih Yazıcı (Se- limpaşa). Erdinç Tabak (Orta- köy). Mehmet Ali Üzer (Büyük- çavuş). Orhan Ertürk (Ağva). Aydın Toraman (Sangazi), Ek- rem Altınışıkoğlu (Alemdar). Hakkı Demir (Çekme), Şükrii Güngör (Sultançiftliği). Mahmut Bajrakçı (Yenidoğan), Turgut Kuirt (Çınarcık), Süleyman Ak- bay iÇiftlikköy). Nectıiettin Bilgi (Kadıköy), Nedret Gülen (Taş- köprü), Zeki Küçük (Esenkö)). Ekrem Demiroğlu (Koruköy). Ib- rahim Taner(Termal). da, ziyaretinin tamamen insani amaçlı olduğunu vurguladı. Çiller. "Biz bu ziyareti Bosnalı- lar'ı unutmadığımızı göstermek için yapıyoruz" dedi. Geziye Dışışleri Bakanı Hik- met Çetin, Başbakanlık Başda- nışmanı Büyükelçi Vplkan Vu- ral, Başbakan'ın eşi Özer Çiller ve Başbakanlık Özel Kalem Müdürü Akın tstanbulluoğlu katıldı. Çiller beraberinde, Boşnak askerlere dağıtılmak üzere 250 Kuran-ı Kerim. bol miktarda sigara. battaniye, kahve ve ço- cuklar için çikolata götürdü. Diyanet İşleri Başkanlığı'nan da Bosnalı yetkililere iletilmek üzere 30 bin Alman Mark'ı tu- tanndakı maddi yardımı Çil- ler'e teslim ettiği bildirildi. Her iki Başbakanı Zagreb'te Hırvat Başbakanı Nikica Va- lentic, askeri törenle karşıladı. Genç kızlar her iki Başbakan'a çiçek verdiler Çiller ve Butto saat 11,45"i gösterirken Birleşmiş Millet- ler"e ait küçük tıp bir uçakla Zagrep'ten Saraybosna'ya gitti. İki lider. uçakta heyetlenne be- şer kişilik yer aynlmış olması nedeniyle korumalannı yanla- nna alamadılar. Başbakan Çiller, Sara>bos- nada havaalanında da gazete- cilere yaptığı açıklamada. "A\- nıpa ideolojisi farklı etnik grup- lann, farklı dinlerin bir arada yaşaması ilkesine dayanmak- tadır. Burada yaşayan halka bir kez daha sivillerin öldüriilmesine karşı destek vermek ve en kısa sürede barışçı çözüm bulunması gerektiği mesajı için burada\ı/." Çiller ile Bulto. Dışışlen Ba- kanı Hikmet Çetin ve heyetteki diğer üyeler. basın mensupları TSİ 13.'l5'tede BM'e ait zırhlı araçlarla. yoğun güvenlik ön- lemleri altında havaalanından kcnt merkezine gittiler. Kon- vov. sırplann denetimindeki bölgeden geçerken Sırp Çetnik- ler'in daha gerilerde yer yer mevzilendikleri göriildü. Za- man zaman top sesleri duyul- makla birlikıe konvoyun yak- laşık 20 dakika süren yolcuîuğu sırasında herhangi bir saldın meydan gelmedi. İki kadın lider. Bosna:Her- sek Cumhurbaşkanı Alia İzzet- beg\iç'le görüşmek üzüre Baş- kanlık Sarayı'na gelirken bir boşnak grup tarafından alkış- larla karşılandı. Çiller ve Butto ile beraberin- deki heyetler önce Alia İzzetbe- go\iç başkanlığındaki Bosna- Hersek Devlet Başkanlığı Kon- seşi üyelerivle biraraya geldiler. Görüşmeye daha sonra Başba- kan Haris Sladziç'de katıldı. İki lidenn gezisi sırasında ya- yınlanan "Saraybosna Bildi- risi"nde. uluslararası kamuo- yunun Bosna'da yer alan sal- dırganlığa "tepki gösterme ko- nusundaki kaygısızlık dehşet ve- ricidir. Çıkarların, ilkelere ga- lebe çabnasına izin \erilmesi mümkün değildir" görüşünc yerverildi. Çiller ile Butto. Saraybosna"- da uydu bağlantısıyla Ameri- kan CNN televizyonunun so- rulannı yanıtladılar. CNN'in canlı olarak yayı- nladığı görüşmede Çiller. amacının uluslararası kamuo- yunun dikkatıni insan haklan. farklı kültürlerin bir arada yaşa- yabilmesi \e toprak bütünlüğü- nün korunması hakkı gibi "glo- bal" değerlere çekmek olduğu- nu belirti. Bosna'daki savaşın bölgeye yayılması durumunda Türkıye'nın tutumunun neola- cağı yolundaki bir soruya şu karşılığı \erdi: "Ben bura> a tüm dün\ ada ka- bul gören bazı global değerlere dikkat çekmek için geldim. Bu global değerlerin birincisi, sal- dırganlığa karşı birleşmektir. Biz bunu Körfez savaşında ve Somali'de yaptık. Aynı tutumun Bosna'da da izlenmesi gerekir. Başbakan Çiller. bir soru üzerine. ülkenin üçe bölünmesi- ni öngören bir anlaşmanın ba- rış getirmeyeceğini ve bunun sonunun olmadığını sösledi. Benazir Butto ile birlikte Bosna-Hersek'in başkenti Sa- raybosna'ya yaptığı zi> areti tamamlayan Başbakan Çiller. dün gece saat 23.45'te Ankara'- ya geldi. Başbakan Çiller. Esen- boğa Havaalanfnda Devlet Bakanı Necmettin Cevheri. Ba- kanlar Kurulu'nun bazı üyeleri \e partililer tarafından karşı- landı. Ortak bildiride ele alınan konular 1- Ziyaretimiz. bizim için bir tecrübe ol- du. Dünyanın gözleri önünde bir ulusun böylesine acımasız \ ahşete tabi tutulduğu, insanlık tarihi kayıtlarında nadiren göriil- mektedir. Etnik arındırmaya boyun eğdir- mek için yüriitülen askeri harekâtın bir parçası olarak 40 binin üzerinde kadın iğ- fal edilmiştir. 2- Boyle korkunç bir insanlık trajedisi- flin, insan haklarına >e insanlık onuruna saygı ilkelerine bağlılığı ile övünen bir kıta- nın tam ortasında cereyan ermekte oluşu dehşet vericidir. 3- Bosna halkının gösterdiği kahraman- lığı saygı ile selamlıyoruz. Bu saldırganlığa karşı tepki gösterme konusundaki ulusla- rarası kaygısızlık dehşet >ericidir. Çıkar- ların ilkeİere galebe çalmasına izin veril- memelidir. 4- Bosna hükümetine karşı uygulanan silah ambargasu kaldınlmalıdır. Bu uygu- lama: onların ulusal haklannın en önünde gelen, asli. kendini sa\unma hakkını ihlal etmektedir. 5- Bosna, namlu ucunda müzakereye zorlanmamalıdır. Saldırganı taltif eden >e saldırganlığın kazançlarını meşrulaştıran her türlü empoze edilmiş çözümün karşı- sında olacağız. 6- Birleşmiş Milletler'in \e diğer insani yardım kuruluşlarının gösterdikleri büyük insani çabaları şükranla karşılı>oruz. İn- sani yardım için çalışanlar. ahlaki değerle- rin riütünüyle iflas ettiği bir ortamda öz insani değerlerin bayrağını vükseltmişler- dir. İnsani yardımın önündeki engelierin kaldırılmasını ve bu çerçevede Tuzla Ha- vaalam'nın açılmasını istivoruz. 7- Kuşatma altındaki cesur Saray- bosna'dan, bu haksız muamelcyi reddetme konusundaki kararlılığından ötürii. tüm takdir ve davamşma duyguları içinde a\rı- lıvoruz. Çiller: Devalüasyonu 5 gün tartıştık ÖZGEN ACAR ZAGREB - Başbakan Tansu Çiller devalüasyon, dolar piya- sasına müdahale ve Merkez Bankası Başkanı Bülent Gülte- kin ile arasındaki sorunlan Zagreb yolculuğunda değerlen- dirdi. - Merkez Bankası'nın piyasa- ya müdahalesi karan nasıl orta- ya çıktı? ÇİLLER - O gün ekonomik konularla ilgili 16 kişi toplantı halindeydik. Piyasaya satış ya- pılıp yapılmadığını sordum. Merkez Bankası Başkanı o gü- ne kadar müdahale etmemem- den yana idi. Artık piyasayı tu- tamıyorum, sabah sattık. öğ- leden sonra da devam ettik de- diler. Süreç ilginçti. Çünkü o anda bankanın üst kademesin- dekıler müdahalenin olmadığı- nı bilemiyorlardı, çünkü satış dilimler halınde ait kademelere doğru yapılıyordu. Benim telki- nim müdahalenin açıklanma- sıydı. Satışın Tekstil Bankası ve Finans Bankasfna yapıldığt anlaşılıyor. Çünkü eskiden beri bu bankalann davranışı bu. Her bankanın bu konuda gele- neksel bir tavn var. O gün de bu bankalann eski davranış biçimi sürmüştü. Şeffaf olunduğu ka- dar olunmasını istedim. Hiçbir otorite şaibe altında kalmama- lıydı. Şimdi yapılacak tek şey var. Bankalann ya da bu işle il- gili kurumlann ocak ayı bılan- çolanru inceleyin. Bu işten kim kar etmiş o zaman görün. Şim- di ben bu bilançolan inceletip ocak ayında kimlerin kar ettiği- ni araştınyorum. Kimin ne ka- dar kan var araştınlacaktır. Ancak bu kann mesulü kimdir. Hiç kimse değil. Kişi ya da gruplara peşkeş çekilmemiştir. Bu olavı banka üst kademeleri ile medyada aramak gerekir. Daha fazlasını söylemek iste- miyorum. bankalar bu kez ge- çen yılın önemli kannı kaybetti- ler. Bunun töhmetçisi kim olur? Kimse olamaz. Bu düzenleme- nin 1989'da yapılması gerekir- di. Gerçekte ekonomideki kriz 1986'da başlamıştır. Demirel ilk kabinesini kurduğunda dış ilişkilerden uyarmışlardı, eko- nomideki krizin varlığıru. - Merkez Bankası, yapılacak devalüasyondan haberi olmadı- ğını söylüyor. ÇİLLER - Aman efendim. Bütün ekonomik kurmaylarla beş gün beş gece devalüasyo- nun oranını tartıştık. Oran ne olsun diye... Bu toplantıda sa- yın Erek, Maliye Bakanı, Mer- kez Bankası Başkanı. SPK ve KOİ yöneticileri de vardı. Bu çalışmalar 'kara çarşamba'dan önce başlamıştı. İki yıldır Türk Lirası'nın değerinin aşın dere- cede yüksek tutulduğunu söy- Iüyordum. Bunu yüksek faizİe tutamayacağımızı söylü\or- dum. "'Bövle giderse ihracat it- haJat arasındaki fark da büyür" dedim. 5 temmuz günü göre\i Başbakan olarak teslim aldı- ğımda dış ticaret açığını 5 mil- yar dolar olarak bildirdiler. Merkez Bankası'nın yan özerk- liği var. Bundan üç ay önce Sayın Cumhurbaşkanı. Ekono- mik Kurulu toplantıya çağırdı. Gültekin bu toplantıda "TL'- nin aşırı yükselmiş bir değeri yoktur" dedi. Ben "Durumun vahim olduğunu" söyledim \e hatta Cumhurbaşkanı'nın önünde 'v Senin de boyle düşün- meni vahim buluyorum! İnandı- ğuı iktisatçıyı getir incelet" de- dim. Getırtti inceletti. Hindis- tan'dan Oktay Yenal'i getirtti. Savın Yenal 15 gün inceledı. O da TL'nin değerini aşın yüksek buldu. O zaman Bülent de bu- nu kabul etti. O zaman bu yük- sek değeri nasıl yedirmek gerek- tiği konusu gündeme geldi. An- cak yine de "Cumhurbaşkanı'- nın önünde beni mahçup duruma düşürdün, bunu Cumhurbaş- kanı'nın önünde düzelt" dedım. "Söylediklerini değiştir" dedim. Kendisi bir istikrar paketi isti- yordu. DPT'de bir Nillık ve 3 yıllık istikrar paketleri zaten hazırlanıyordu. Bunlann başı- nda vergi yasalan eeliyordu. 1995 yılında 125 trilyon'liralık vergi alacağız. Biz bunu memur ve işçiden almadığımıza göre kimden alacağız belli. İşte so- run buradan çıktı. 'Vergi ya- saları ile şu sırada siyaset yap- ma' dediler. Yara aldık. 1 ocak- ta kamuoyu araştırmalannda öndeyken. vergi yasalanyla ge- rilemeye başladık. Vergi yasala- n bizi çok kötü etkiledi. Vergi yasalannın çok ağır faturasını ödedik. Bu konuda tepki. bize medya, banka ve iş çevrelerin- den geldi. Ben zamanla yanşı- yordum. Bu vergi yasalannın I ocağa kadar çıkması gerekiyor- du. Aksı halde bir yıl sarkacak- tı. İstikrar paketinin ikinci öğesi özelleştirme idi. Gelecek hafta özelleştirme ile ilgili bir paket açıklayacağım. Düşünün şu ana kadar hangi aşamadan geç- tik. Biz bır kere koalisyon hü- kümetiviz. İki başkanlık seçimi yaptık. Şimdi de büyük bırseçi- me. yerel seçime gidıyoruz. Beklemeye tahammülümüz yok. En az sivaset düşünen be- nim. En teknik düşünen benim. 1994 yılı çok kritik bir yıl ola- cak. Bizim üç köşeli sorunumuz var: Dünya ile dış ilişkiler. gü- venlik ve ekonomik istikrar... Seçim yılı dahi olsa bunu yap- mak durumundayım. Bizden önceki hükümet, üç a\ vadeli kısa avansta yüzde 28.000'lik yükselme yapmıştı. Seçim ko- lay bir ola\ değildir. Bunlan yapmamak 1994'ü askıya al- mak demektir. 1994 yılını kav- betmeyelim. 1994'te genel se- çim olursa tek parti iktidara ge- lir sanmayın. Yine koalisvon çıkar. - Son dolar olay ında sizin poli- tikanız neydi? ÇİLLER - Ben her gün mü- dahaleden yanaydım. Ancak Merkez. Başbakanı bekleyelim diyordu. Müdahalede geç kal- mayın diyordum. O gün. yani 26 ocakta İstanbul'a gidecek- tım. 14.30'da uçağım kalkacak- tı. L'çağı beklettim. 13.00'te Ekonomik Kurul'u toplantıya çağırdım. O gün piyasaya mü- dahale yapıldığını bilmiyor- dum. Sorduğumda sabahle\in az miktarda bir müdahalenin yapıldığını söylediler. Saat 15.30 falandı... Birden aklıma geldi ki sordum. Öğleden sonra müdahale olup olmadığını sor- dum. Merkez Bankası'nın üst yöneticileri bilmiyorlardı. Ait kademelere sorduİar. Toplantı- >a döndüklerinde öğleden son- ra da teknik kademelerin mü- dahale yaptıklannı söylediler (Söz konusu olan 250 milyon dolann bankalara ucuza kaptınlması). Müdahale yapıl- mış ve ok yaydan çıkmıştı. Bü- tün hafta boyunca daha yumu- şak geçişli bir daha az oranlı bir devalüasyonu tartışıyorduk. Hatta DPT. dolan 16.300 ya da 16.400 TL. olarak öngörüyor- du. Farklı bir davranış olsaydı sıcak para dışan çıkardı. Yapı- lan bu devalüasyonla 22 trilyon liralık faizimiz 217 trilyon lira- ya çıkmıştır. - Başkan Clinton'ın telefon numarası yanınızda mı? Kendisi- ni arayıp Bosna temasları hak- kında bilgi verecek misiniz? ÇİLLER - İlk fırsatta kendi- sıni buradan ya da başka bir yerden arayacağım. - Boşnaklara karşı uygulanan silah ambargosunun kaldırtıl- ması için herhangi bir çağrı ya- pacak mısınız? ÇİLLER - Evet bu konuda birçağnm olacak. Bosna konu- sunda bana verilen dosyada ve uluslararası yaklaşım ile ka- famdaki düşünceler arasında farkhlık var. Kafamın içinde beni tatmin etmeyen bir rahat- sızlık var. İnsanlar arayış için- de. BazJ palyatif çözümler bu- lunuyor. Ama tatmin olmuşde- ğilim. - Korkmuyor musunuz? ÇİLLER"- Brüksel'de Türk mahallesıne gitmek istediğim- de. \erel güvenlik yetkilileri bu- nun çok tehlikeli olduğunu söv- lemışlerdı. Gıtmememı nca et- mişler ve koruma yapamaya- caklannı söylemişlerdi. Nitc- kim korumadılar. CIA. bizim istihbarat ve ycrel istihbarat bu kaygıyı bildirmişti. Ben yine de gittim. O daha lehlikeliydi. On- dan o zaman korkmadım ki... - Naim Hoca'yı siz mi çağırdınız? ÇİLLER - Naim Hoca ilk kez gelmişor. Kendisini teşek- kür için çağırttım. Tehlikeli bir günde başka şeyler olabilırdi. Böyle alim din adamlan dünya- ya huzur verir. Fanatik ya da köktenci din adamlan ister Müslüman. ister Hıristiyan, is- ter Yahudi olsun tehlikelidirler. Naim Hoca dualannı benden esirgemez. - 1 ocaktan bu yana vergi ya- salan ve son gelişmelerle oy po- tansiyelinizin düştüğünü söylii- yorsunuz. Yerel seçimlerde şansınız ne? ÇİLLER: Burada iki önemli etken var. Biri medyanın büyük etkisi. İkincisi kamuoyunun büyük sağduyusu. Medyanın etkisine karşın kamuoyunda sağduyudaki direnç sürüyor. - Yeni senary olaıia Sayın Cin- doruk'un başkanlığında çok par- tili Çiller'siz bir hükümet söyie- niyor... ÇİLLER - Yanılınan bır nokta var. DYP'nin ovlannın yüzde 27'nin altına düşmesi önemli değil... Önemli olan ko- alisyonun oylannın düşmesidir. • Baştarafı LSayfada kan'a aktanlmasında "hiçbir sakınca bulunmadığım" ka\det- tiler. Merkez Bankası'nın "müsta- fi başkanı" Bülent Gültekin An- kara'dan ta^ınıyor. Oran Sı- tesi'ndeki lojmanında eşyalan- nı toplamakia olan Gültekin'in İstanbul'a verleşeceği bildirildi. Standart satış Çiller'in ve DYPyöneticileri- nin. "Gültekin, kimleri döviz sa- tarak zengin ettiği sorulunca is- tifa etti" tarzındaki savlan, Merkez Bankası'nca doğrulan- mıyor. Toplam 44 bankanın varar- landığı döviz satışının tüm ban- kalara açık. standart bir seansla gerçekleştirildiği anımsatılıyor ve "Merkez Bankası Kanunu'- nun 35. maddesi uyannca bu bankalann hangileri olduğu ka- muoyuna açıklanamaz. ancak Başbakan tabii ki bu bilgileri alabilir, almıştır da. Ancak bu konunun kamuoyuna açıklan- ması kendi sorumluluğundadır" deniliyor. Bülent Gültekin'e yakın kay- naklar. 150 milyon dolann bi- raz üzerinde toplam döv iz satışı yapılan seans sırasında, banka- İara 500 biner dolarlık dilimler halinde. istedikleri kadar satış yapıldığını belirterek. şunlan söylediler: "Fiyat ise bankalann Reuter ekranında deklare ettikleri altş fivatı idi. İsteven istediği kadar aldı. Seansta ortalama fiyatın 16 bin 636 lira olarak gerçekleştiği düşünülür ve bunun 17 bin 200 li- ralık fîyatla farkı besaplanırsa 'Trilyonluk rantlar dağıtıldı' id- dialarının gerçeği yansıtmadığı; rant diye tartışılan rakamın. taş çatlasa 100 miiyar lira olabilecc- ği çok net anlaşılır. L'stelik kim- seye ayrıcalık yapılmadığı orta- da. Merkez Bankası Kanunu'nun 35. maddesi, kime ne miktarda döviz satıldığının kamuoyuna açıklanmasını engelliyor. Ancak Başbakan'ın bu bilgivi almasına engel yoktur. İsteseydi alırdı, hatta almıştır da. Hatta hiç kim- seye özel bir tutunı sergilenmedi- ğini de görmüştür. Ancak bunu kamuoyuna şimdi 'Ben bilanço- ya baktım. hiçbir terslık göre- medim' diye açıklasa kimse inanmaz. O da bunu açıklamayı istemez zaten. Çünkü bu yolİa birisine bir suc isnat ctmck çok daha basit ve işe yarar bir yön- tem." Soruşturma açılsın Aynı kaynaklar. Başbakan Çiller'in durumun ortaya çık- masını gerçekten istemesi halin- de. Başbakanlık Teftiş Ku- rulu'na "inceleme görevi" \ere- bileceğini de anımsatarak. "Bir zamanlar bankanın Başkan yar- dımcılarından Ercan kumcu hakkında sırf bir demeci nedeniy- le. Başbakan'ın isteği üzerine so- ruşturma açılmıştı. Şimdi madem ki trilvonluk rantlardan söz edili- yor ve başkanın bu yüzden istifa ettiği söyleniyor. neden teftiş ku- nıluna görev veril/niyor?" diye sordular. Başbakanlık Teftiş Kurulu yetkilileri ise. Merkez Bankası'- nın dö\izoperasyonuna dönük herhangi bir inceleme hazırlığı içinde bulunmadıklannı kayde- derek. "Başbakan'ın böyle bir talimatı olmadı" dcdilcr. Merkez Bankası Yasası Merkez Bankası'nca. devalü- asyon karanndan önce. düşük kurdan piyasaya sürülen ABD Dolan'nı alarak haksız kazanç sağladıklan iddıa edilen banka- lann açıklanmasına engel ola- rak gösterilen yasada "sır" öl- çütü öngörülüyor. Açıklamaya engel olarak gösterilen Merkez Bankası Ya- sası'nın. "Sırsaklama vesorum- luluk" başhğını taşıyan 35. maddesi şöyle: "Banka mensupları. sıfat ve görev leri dolayısıyla bankaya veya banka ile münasebeti olan kişi ve kurumlara ait olmak üze- re bildikleri sırların gizliliğine ri- ayet eylemek ve bu sırları ka- nunen yetkili kılınan merciler- den gaynsına herhangi bir suret- le açıklamamakla yükümlüdür- ler. Bu yükümlülük, bankadan ayrılmaları halinde dahi devam eder. Banka mensupları, görev- ieri ile ilgili olarak bankaya ver- dikleri zararlardan ötürii, Borç- lar Yasası'nın haksız fiil hüküm- lerine tabidirler." SHP, ulusal ekonomi 6 çalışıyor' Baştarafi LSayfada gelışmeleri değeriendinrken. "kabul edilemeyecek bir düzeye ulaşan dolara bağımlılığın, artık taşınamayacak bir yük haline gel- diğini" vurgulayarak. önlem alın- ması gerektiğini bildirdı. Kara- yalçın. "Ulusal bağımsızlığın ve ulusal ekonominin tek başına ayakta kalmasını sağlayacak ya- pısal önlemleri sosy al demokratlar olarak gündeme getirmek zorunda olduklannı, bu konuda bir çalışma başlattıklannı" söy ledi. Murat Karayalçın. son ekono- mik gelişmelerle ilgili olarak Cumhuriyet'in sorulannı yanıtla- dı. Karayalçın'a yönelttiğimız sorular \e yanıtları şöyle: - Merkez Bankası Başkam'nın istifasının ardından yeni önlemler gelecek mi? KARAYALÇIN - Tammlan- mış bir yeni önlem yok şu anda. Genel müdürün atanması söz ko- nusu. Yanı bır yönetım sorunu var. Önlemler sorunundan çok böyle bir şey \ar. Şu iki olgu çok çarpıçı bir şekilde önümuzde bu- lunmakta. bir tanesi "dolarlaş- ma." Dolann etkisi kabul edilebı- lecek ya da makul karşılanabıle- cek düzeyın çok üzerinde ekonomide. İkincisi de. finans- man kuruluşlannın gücü son de- reeede fazla. - Yani kontrol dışı bir mekaniz- mamı? KARAYALÇIN - Yani dola- nn gücü de. ie. finansman kuru- luşlarının gücü de son derece yüksek. Ekonomnıin dolar tale- binin yüksekliğinden ve borçlan- ma gereksınmesının fazlalığın- dan kaynaklanıyor. Çünkü Türkiye ekonomisi. dolan. büy ü- me sürecinde. iktısadi büyüme sürecinde kullanıyor. O nedenle dolarlaşma diye bir süreç var önümuzde. - Ama çok normal değil herhal- de? KARAYALÇIN - Çok y üksek. yani 60 miiyar dolarlık bir borç. son derecede yüksek. \'ani ba^- kasının tasarrufu ıle ulusal kal- kınmanın finanse edılmesi ola- naklı değil. O nedenle dolar çok güçlü. o nedenle yabancı parada meydana gelecek bir farkhlık. fi- yat farklılığı. ekonomivi, hatta bütün toplumsal dengeleri çok Hüyük ölçüde etkıliyor. - Çözüm ne olabilir? KARAYALÇIN - Şimdi çö- züm 4u: Kamunun borçlanma .eereksınmesıni düşürmemiz gere- kıyor. Aslında bunu iç borç için belirlı ölçülerde sağlama sürecıne girdığımizı rahatlıkla söyleyebılı- rim. Çünkü. Vergi Yasası 95 yı- lından ıtıbaren bunu sağlayacak. 1995 yılından ıtıbaren kamu kesi- minin borçlanma ihtiyacını yüz- de lO'nunahınaindirmenoktası- na taşıyacak bizi. Sadece o değil. mesela. SSK Yasası'nda birdeei- şiklik yaplık. SSK 1994 yılı so- nunda artık bir kara delik olmak- tan çıkacak. - Dikkati çeken bir olgu var. Çiller bu karan aldı. Savunmak si- ze düşüyor daha çok... KARAYALÇIN - Beu altına imzaattığım herşeyi savunurum. - Peki ekonomiden sorumlu bir bakan gerekmiyor mu ? KARAYALÇIN - Aslında bu bir defa hükümetın polıtikası ol- ma durumundadır. Yani her so- runun çözümü için bir bakanlık yaklaşımı doğru değil. Yani as- lında bununla ilgili bakan \ar. Ali Şevki Erek. Sorun bakan olması. olmaması değil. Çok yapısal bir iorun önümuzde. \ ani günü gün ederek. günü ıdare ederek biz bu- nu çözemeyız. - Alınan önlemler yeterli mi siz- ce? KARAYALÇIN - Kur makası binin altındaydı dün. Yani bunu bu şekilde çözebiiinz gibi gözü- küyor. Gelen işaretler bunun ye- terlı olduğu şeklınde. Ama dolara olan bağımlılığın azaltılması için- se yeni önlemler alınması gereki- yor. - Örneğin bu ay, 50 trilyon lira- ya yakın bir para süriilecek piya- saya. Bunlann tekrar dolara, marka çevrilmesi durumu ortaya çıkacak belki de... KARAYALÇIN - Yok. Çünkü faizlerde bır değışiklik yapıldı. O çözülür. Yani ayın P'sınde kur makası 33.3 puanda. Ayın 17'sin- de. düşünün ne kadar yüksektı. Ayın 3 l'inde kur makası birin al- tına indirildi. - Ekonomik kararlarda, ekono- Suudilere hac notası • Baştarafi LSayfada Suudı Arabıstan'a yapılan uyarının ardından. Diyanet işleri Başkanlığı ve bakanlık temsilcile- rinin katılımıyia toplanan Hac Komisyonu'nun. RP'ye tanınan 5 bin kişilik kontenjanı kesinlikle kullandırmama karan verdiği bildirildi. RP yönetiminin. destek için başvurduğu Cumhurbaşkanı Sü- leyınan Demirel'den de olumlu yanıt alamadığı öğrenildı. Çetin-Cevheri göriişmesi Türkiye ile Suudi Arabistan arasında sorun olan hac \izesi kontenjan 1 konusu. Dışişleri Ba- kanı Hikmet Çetin ile Diyanet İş- leri'nden sorumlu Devlet Bakanı Necmettin Cevheri arasında. dün Bosna-Hersek e giden Başbakan Tansu Çiller'in havaalanından uğurlanması sırasında da eie alın- dı. Çetin'in. RP'ye tanınan kon- tenjanın kullandınlamayacağı yolundaki düşüncesini ilettiği, Ce\hen"nin de bu görüşe katıldı- ğı öğrenildi. Türkiye'nin kontenjan arttın- mı istemi, son olarak. 18 ocakta Ankara'ya gelen ve Cumhurbaş- kanı Süleyman Demirel'le de gö- rüşen Suudi Arabistan Kralı Fahd'ın özel temsilcisıne iletilmiş- ti. Suudi Arabistan, Türkiye için tanıdığı 60 bin kişiye ek olarak. yurtdışında yaşayan Türkler için de bu yıl 8 bin kişilik kontenjan ayırmıştı. miyle iigili bakanlar daha çok DYP kanadından, Başbakan 4« "ekonomiden ben sorumluyuın" diyor. Sizin düşündüklerinizi Baş- bakan'a kabul ettirme bazında sorun var mı? KARAYALÇIN - Kararlann, bir teknik. bir de yapısal boyutu var. Teknik boyuılan itibanyle tartışınz. Belırh bir noktaya geli- riz. Ama asıl önem taşıyan yapı- sal çözümler. O konuda bir tartış- ma, çalışma sürecine girmemiz gerekiyor. O da ne ölçüde konu- ya çözüm getirir. tabii onu kesti- remem. - Çalışma başlattınız mı? KARAYALÇIN - Çalışacağız. çahşıyoruz. o önemli. \'ani dün- yalaşma süreci içinde Türkiye yerini alacak. Bundan hiç kimse- nin kaygısı olmaz. Ama bu süreç içinde Türkiye ulusal bağımsızlı- ğını da sağlamış olacak. yani her ikisini birlikte gerçekleştireceğız. - Sayın Gültekin göreve atanır- ken itirazlar ounuştu.. KARAYALÇIN - Ben seçilme- den atanmıştı. Bazı kanşık. efen- dim Türk pasaportu falan fılan tartışmalan vardı. Yani ben onu çok önemsemiyorum. Bülent Bey'in o açıdan bır sorun yarat- mayacağını biliyordum. - Yani istifa gerekçelerinde bir dilekçey i çok aşan . bürokratın sı- nırlannı çok aşan bir yapı yok muydu? KARAYALÇIN - Bülent Bey tabii bilimadarnı Öyle bir boyutu var. onu gözardı edemeviz. Devlet • •11 •• •• mulkumı Çiller satacak ANKARA (Cumhuriyet Büro- su)- Hükümeıin. nakıt Mkıntisinı aşmak ıçın "umut" bağlanan ka- mu binalannın satışı ile ilgili ola- rak iki seçenek üzerinde durduğu bildirildi. Başbakan Tansu Çiller' in son Teknik Ekonomik Kurul toplantısında bürokratkıra verdı- ği talımata göre değerlı kamu binalan ya satılacak ya da kirala- nacak. Ancak bu aşamaya geçil- meden önce binalarla ilgili Uısar- ruf yetkisınin Başbakanlığa aktanlması sağlanacak. Edinilen bilgıye göre Çiller Maliye Bakanlığı Müsteşan Ke- mal Kabataş'tan devletin bina •nvanterinin çıkanlmasını isıer- ken. "Bu binaların elden çıkarıl- ması işini, bağlı bulundukları bakanlıklara bırakmayalım. Bu yetkjyi Başbakanlık olarak biz devralaJım. Aksi takdirde bakan- lıklar bunlan bir türlü elden çıka- ramazlar" dedi. Hükümetin ilk etapta elden çı- karmayı düşündüğü ve 3 trilyon liralık bedel biçtiği İstanbul- Erenköy Tanm İl Müdürlüğü bi- nasının satılması planı tepki ya- rattı. Tanm İşkolu Çalışanlan Sendikası (Tanm-Sen) Başkanı Mustafa Gürsoy, dün yaptığı açıklamada. hükümetin eğilimini "protesto" ederek. Erenköylüleri karşı harekete çağırdı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle